1. 75. YILINDA 1939 ERZİNCAN DEPREMİ KONFERANSI
BİLDİRGESİ
İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ
- MİMAR VE
MÜHENDİSLER
GRUBU
-BAKIRKÖY
BELEDİYESİ
80. YILINDA 1935 “MARMARA
ADALARI” DEPREMİ KONFERANSI
BİLDİRGESİ
2. Konferans Onursal Başkanlığını, MMG Genel
Başkanı Murat Özdemir yapmıştır. Konferans
Başkanlığı ise, Prof. Dr. Ali Osman Öncel tarafından
gerçekleştirilmiştir. Mimar ve Mühendisler Grubu
(MMG), Bakırköy Belediyesi ve İstanbul
Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi'nce
(AUZEF) düzenlenen, 1935'de Marmara Adaları'nda
meydana gelen depremi konu alan "80. Yıl Marmara
Adaları Depremini Anma Konferansı" 4 Ocak 2015
tarihinde Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür
Merkezi’ndeki Konferans salonunda gerçekleştirildi.
Depremde hayatını kaybedenlerin anısına saygı
duruşu ve İstiklal Marşı ile konferans başladı. MMG
Genel Başkanı Murat Özdemir’in açılış konuşmasıyla
devam etti ve oturum öncesi Prof. Dr. Ali Selçuk
BİRİCİK hocanın Tsunami şiiriyle devam edildi.
3. Konferans iki oturum şeklinde; birinci oturum
“Deprem ve Yapılaşma” konu başlıklı, ikinci
oturumun konu başlığı ise “Deprem ve Afete
Hazırlık” dı. Oturumlarda ileri sürülen düşünceler:
1. İstanbul’un Deprem Risk Durumu
İstanbul için olabilecek bir deterministik deprem
senaryosu, aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi, ifade
edilmiştir:
4. 2.Afet Yönetiminde Yerel Yönetimlerin
Sorumlulukları. Yerel yönetimlerin afetlerle ilgili
yasal görevleri, 5393 sayılı Belediye Kanun’da
düzenlenmiştir. Bu kanuna göre belediyeler; 1- Afet
Zarar ve Risklerini Azaltmak, 2- Afet ve Acil Durum
Planını Yapmak, 3- Ekip ve Donanımları Hazırlamak
ve 4-Halkı Eğitmek zorundadır.
3.Yapılaşma Jeolojisi/Jeofiziği Uygulamaları.
Kentsel dönüşüm çalışmalarının amacına uygun
gerçekleştirilebilmesi için, Yapılaşma Jeolojisine ve
Yapılaşma Jeofiziğine ihtiyaç duyulmaktadır; çünkü
zeminlerin hasarsız bir şekilde incelenmesi ancak bu
bilim dalları sayesinde yapılabilmektedir. Yapılaşma
Jeolojisi; zeminlerden alınan numuneleri laboratuvar
ortamında inceleyerek ve çeşitli zemin testlerine tabi
tutarak zeminlere ait çeşitli parametreleri ortaya
koymaktadır. Yapılaşma Jeofiziği ise; yer altı
tabakalarının jeolojik yapılarını, kalınlıklarını,
durumlarını, konumlarını, derinliklerini,
yoğunluklarını, yeraltı su hareketlerini, ivmesini vb.
gibi parametrelerini ve herhangi bir doğal afet
durumunda bu tabakalarının nasıl davranış
sergileyeceklerini araştırıp tespit etmektedir. Bu
nedenle kentsel dönüşüm projelerinde zemin etütleri
için, hem Yapılaşma Jeolojisi hem de Yapılaşma
5. Jeofiziği konusunda uzmanlaşmış profesyonel
mühendislere ihtiyaç vardır.
4. İstanbul İçin Deprem Erken Uyarı Sistemi,
Kandilli Tarafından Yürütülüyor. Marmara
Denizi içine ve kıyılarına yerleştirilen sismometreler
vasıtasıyla depremdeki asıl şoktan 15-20 saniye önce
tehlike yaratabilecek sistemlerini durdurabildiği
belirtildi. Kırılması beklenen fayın yakınına
sismometreler (hem karada hem deniz dibinde) ve
ivme ölçerler yerleştirilerek fayın hareketi yakından
takip edilebilmektedir. Erken uyarı sistemi ile doğal
gaz şebekesindeki basınç düşürülebilir, asansörler
durdurulabilir, elektrik santralleri faaliyeti
oluşabilecek bir yangını durdurmak için kesilebilir.
5. Deprem Sonrası Afetzedelere Tıbbi Müdahale.
Deprem sonrası afetzedelerin sağlığı için ilk
müdahalenin önemine vurgu yapıldı.
6. Güney Marmara Adaları’nın Neotektoniği.
Marmara Denizi’nin güneyinde yer alan ada ve
adacıkların neotektoniği hakkında önemli bilgiler
verildi.
6. 7. Çevreye Duyarlı Fidan Sertifikası. Katılımcılar
için plaket yerine fidan dikimi yapılarak çevre odaklı
takdir sistemine güzel bir örnek verilmiştir.
8. Depreme Dayanıklı Yapıların Sırrı. Bir yapının
büyük bir depreme karşı dayanabilmesinin ancak
bina planının eksiksiz çizilmesi ve bu planı
uygulayan müteahhittin plandaki direktiflere uygun
malzeme kullanmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.
9. 1935 Marmara Adaları Depremi’nin Etkisi.
Günümüzdeki Türkiye nüfusunun 15 Milyon olduğu
1935’e göre 5 kat arttığı ve aynı zamanda İstanbul’a
olan göçlerin de muazzam arttığını göz önüne alırsak
aynı deprem şu an olsa hasarın çok daha büyük ve
hazin olacağı vurgusu yapıldı.
10. Marmara Denizi’nde Sismik Boşluk. Marmara
Denizi üzerinde 250 yıldır kırılmamış olan bir sismik
boşluk olduğu, her an kırılabileceği ve büyük bir
depreme neden olabileceği belirtildi.
11. Türkiye Deprem Tehlike Haritasının
Güncellenmesi. Türkiye’de resmi kurumlar
tarafından onaylanmış olan deprem tehlike haritasının
eski olduğu ve yeni hazırlanan haritalara resmiyet
kazandırılması vurgusu yapıldı.
7. 12. Faydan Uzak Yerlerde Yapılaşma. Fay
haritaları dikkate alınarak fayın geçtiği yerlerden
uzak yerlerde yapılaşmaya gidilmesi veya ev
alınırken buralarda ev alınmasının hayati önem arz
ettiği belirtildi.
13. Kentsel Dönüşümde Dikkat edilmesi Gereken
Planlama. Deprem Tehlikesinin
değiştirilemeyeceğini fakat Deprem Riskinin
azaltılması için Kentsel dönüşüm planında proje
maliyeti yüksek doğru mühendislik hizmetlerinin
alınması gerektiği vurgulanmıştır.
14. İstanbul’da Beklenen Deprem Denizde
Olacak. Beklenen İstanbul depreminin Marmara
denizi içinde olacağı için İstanbul ve çevre illerde bu
deprem Erzincan İzmit depremi gibi şehrin
merkezinde olan depremler kadar yıkıcı olmayacak.
Depremin oluş yerinden uzaklaştıkça yıkıcılık ve
hasar dağılımının azaldığı yerleşime açık alanların
zemin koşullarının binanın alacağı zararı belirlediği
anlatılmıştır.
15. Büyülüğü Küçük Depremlerin Büyük Deprem
Alanlarının Habercisi Olması. Küçük depremlerin
izlenerek oluşacak büyük depremin yeri ve
8. büyüklüğü hakkında bilgi sahibi olunabilir. Bunun
için Türkiye’deki sismik kayıtçı cihaz sayısı
arttırılmalı derinlere (en az 100 m) yerleştirilen
sismometreler ile sismik izlemeye geçilmelidir.