2. TSUNAMĠ ( DepreĢim Dalgaları )
Sunami sözcüğü, dünya dillerine 15 Haziran 1896'dan sonra girmiştir.
Japonya’ da, 21000 kişinin hayatını kaybettiği Büyük Meiji Tsunamisi' nden sonra
Japonlar' ın yaptığı yardım çağrılarıyla dünya dillerine kendiliğinden yerleşmiştir ve
çoğu dillerde, keskin bir “S” ile okunması için başında bir “T” ile yazılır: “Tsunami”.
Ama Türkçede bu “T” ye gerek yoktur. En başta Tükçeye de alınan bu yazım
şekilinden dolayı Türkiye’ de “Tsunami” denilmeye başlanmıştır.
Tsunamiler, okyanus tabanında jeolojik aktiviteler sonucunda meydana gelen
ani taban seviyesi değişimleri gibi nedenlerle denize geçen enerjinin, su ortamında
yayılmasıyla oluşan uzun dalgalardır.
Tsunami, depremle oluşan fay kırılması, zemin çökmesi, zemin kayması,
zemin göçmesi ya da volkan patlaması gibi olaylarla su ortamına geçen enerji
nedeniyle oluşan dalgalardır. Sismik etki ile doğrudan tsunami oluşması için, deniz
tabanında oluşacak depremin normal atımlı fay kırılması sonucunda meydana
gelmesi gerekir. Normal atılımlı fay demek, fay kırığının olduğu çizginin bir yanındaki
zeminin, diğer yandakine göre bir miktar dikey olarak yükselmesi ya da alçalması
demektir. Yanal atılımlı fay kırılmalarında zemin, fayın her iki tarafında aynı düzeyde
3. kaldığından, bu biçimde su düzeyinde değişim pek olmaz. Buna bağlı olarak, yanal
atılımlı faylar, denize dikey yönlü önemli bir etki veremediğinden tsunami
yaratamazlar. Ancak, yanal atılımlı fayların başladığı ya da sonlandığı noktadaki
zemin hareketi, tsunami oluşturabilecek nitelikler göstermektedir. Ayrıca bu tip fay bir
deniz altı heyelanı yaratarak bunun bir tsunami oluşturmasına neden olabilir.
Tsunamilerin periyotları 5 dakika ile 1 saat arasında değişmektedir. Genellikle
periyotları 20 ile 30 dakika arasındadır. Boyları çok fazladır ( yüzlerce mil ).
Okyanuslarda oluşan tsunamiler belki 1000 metre ya da daha büyük bir derinlikte
oluşarak yayılmaya başlarlar. Bu durumda dalga yükseklikleri küçüktür. Bu dalgalar
deformasyona uğramadan uzun mesafeler boyunca yayılırlar. Sığ su bölgesine
yaklaşan bu dalgalar, sığlaşma ve sapma etkileriyle çok büyük bir dalga yüksekliğine
sahip olurlar.
Literatürde pratik olarak en büyük tsunamilerin Richter ölçeğine göre 6.5
büyüklüğünden daha büyük ve merkezinin deniz tabanından 60 km’ den az olduğu
depremlerin oluşturduğu belirtilmektedir. ( Reeve ve diğ., 2004 ). Ancak deprem
büyüklüğüne bağlı olarak tsunami periyodunu veren bağıntılar mevcuttur. Tsunami
4. dalgalarının yayılma hızları su derinliğinin fonksiyonudur. Okyanusta oluşan bir
tsunami dalgasının hızı saatte yüzlerce mil olabilmektedir. Bunların hızları bazen 800
km/ saat’ i geçer. Okyanus tabanı deprem nedeniyle yükseldiğinde dalganın
önündeki su seviyesi düşer. Dalganın arkasında kalan suyunda ileri doğru itilmesiyle
yüksekliği artar. Kıyıya ulaşan tsunami dalgalarının hepsi kırılmaz. Yüksekliği artan
bu tsunamiler kıyı alanı üzerine taşarak önemli miktarda karaları suyun basmasına
sebep olur. Kıyıdan uzakta kırılan tsunami dalgaları, kıyı alanına yaklaşan bore
dalgalarının oluşmasına neden olur. Çok büyük miktarda suyun kıyı alanını taşkın
altında bırakan tsunaminin bu hareketi “tırmanma” olarak adlandırılır.
5. Tsunaminin oluşmasıyla kıyı alanında yukarıda açıklanan nedenlerle ilk önce
suyun çekildiği gözlenir, bu çekilmenin arkasından bir seri dalga gelir. Bu durumda
insanlar ilk kırılan dalganın en tehlikeli olduğunu sanmakta ancak arkadan esas
tehlike yaratacak dalgalar gelmektedir. Bu nedenle uyarı sistemleri ile okyanusların
kıyı alanlarında yaşayan insanlar korunabilmektedirler. Çünkü bu tip tehlikeli dalgalar
muhtemelen birkaç saat sonra kıyıya ulaşacaktır. Ancak bu tip uyarı daha az
derinliğe sahip denizlerde tsunami dalgasının birkaç dakika sonra kıyı alnına
ulaşması söz konusu olacağından yetersiz olabilmektedir. 2004 Pasifik depremi
sonucunda meydana gelen tsunami dalgası kıyı alanlarında çok büyük hasar ve can
kaybına yol açmıştır.
Tarihteki Önemli Tsunamiler
National Geographic Türkiye - Appenzeller, Northwestern Üniversitesi jeoloji
profesörlerinden tsunami uzmanı Emile Okal'a danışarak geçmişte yeryüzüne önemli
etkileri olmuş tsunamilere ilişkin aşağıda verilen listeyi derledi.
1-MĠNOS, ĠÖ 1630 DOLAYLARI
Yunan adası Santorini'de, bir yanardağ patlamasının yol açtığı dalgalar Girit'i silip
süpürdü -ve belki de Minos uygarlığının çöküşünü hızlandırdı. Bu tsunaminin, Atlantis
efsanesinin kaynaklarından biri olduğu söyleniyor.
2-CASCADĠA, 1700
Amerika kıtasının Kuzeybatı Pasifik açıklarında gerçekleşen çok büyük bir deprem,
dev dalgalara neden oldu. Japonya'da, bu olayın yol açtığı hasarı tanımlayan
yaklaşık 300 yıllık kayıtlar bulundu.
6. 3-LĠZBON, 1755
Açık denizde oluşan deprem ve ardından gelen dalgalar büyük zarara yol açtı;
Voltaire'in Candide yapıtında da bu olaydan söz ediliyor. Barbados'ta dahi hissedilen
felaket, Atlas Okyanusu'nun bir ucundan diğerine hasar verdiği bilinen tek tsunami.
4-SANRĠKU, 1896
15 Haziran 1896 tarihinde 8.5 büyüklüğündeki Meiji depreminden sonra tarihin
gördüğü en büyük tsunimalerden biri meydana geldi. Dalgaların boyu 38.2 metreydi.
Yani 12-13 katlı bir apartmanın yüksekliği kadar dev dalgalar oluştu. Tsunami tek bir
uyarı bile vermeden Japonya'nın kuzeydoğusunu vurduğunda 20.000'den fazla kişi
yaşamını yitirdi.
5-ALEUT ADALARI, 1946
Alaska açıklarındaki tsunami beş saat içinde Hawaii kıyılarına ulaştı. Bu olay, Büyük
Okyanus tsunami uyarı sisteminin geliştirilmesini hızlandırdı.
6-ġĠLĠ, 1960
9,5 büyüklüğündeki bir deprem (kayıtlara geçen en büyük örnek) Büyük Okyanus
boyunca 2200 can alan dalgaları tetikledi. Bu felaket, halkın tsunamilere karşı
eğitilmesinin gerekliliği konusunda yetkilileri alarma geçirdi: Buna karşın Hawaii'de,
uyarılar yapıldığında insanlar izlemek için rıhtıma toplandı. (Şili açıklarında deniz
dibinde oluşan 9.5 büyüklüğündeki bu depremin ardından yine son yüzyılın en büyük,
en güçlü dalgaları görüldü. 11 metre yüksekliğindeki tsunami, Şili'de bin, Hawaii'de
61 kişinin ölümüne yol açtı. )
Dalgalar, saatte 750 kilometre hızla Japonya kıyılarına ulaştı ve değdiği yeri yıktı.
Tsunaminin katettiği mesafe yani Şili-Japonya arası yaklaşık 17 bin kilometre.
7-PAPUA YENĠ GĠNE, 1998
Ölümcül dalgalarıyla kıyı şeridindeki çok dar bir alanı vuran bu tsunami, 2000'den
fazla kişinin ölümüne yol açarak gözlemcileri şaşırttı. Uzmanlar daha sonraları bunun
nedeninin deniz altında bir zemin kayması olduğunu öğrendi; o dönemde bunun
tsunamiyi tetikleyen olaylardan biri olduğunu çok az kişi biliyordu. Şimdi ise bu tür
kaymaların, birçok kıyıyı tehdit ettiği biliniyor.
8-GÜNEYDOĞU ASYA, 26 Aralık 2004
26 Aralık 2004 günü Kuzey Sumatra'da biribirlerine doğru hareket eden Burma
Levhası ile Hindistan Levhası arasındaki ters fay boyunca meydana gelen 9.2
büyüklüğündeki Güneydoğu Asya depremi deniz tabanının şeklini değiştirmiş,
yaklaşık 1200-1300 kilometrelik kesiminin kırıldığı tahmin edilen fay üzerindeki ters
atım 15-20 metreye ulaşmıştır. Böylelikle Hint okyanusu tabanının Asya kıtasına
doğru hareket etmiştir. Bilim insanları, 9.2 büyüklüğündeki son 40 yılın en güçlü
7. depreminde ortaya çıkan enerjinin, 26 Aralık'tan günler sonra dahi yer kabuğunu
titretmeye yettiğini belirledi. Uzunluğu 1.250 km olan bir çatlak boyunca oluşan
deprem, 10 dakika sürmüştü. Bu şimdiye dek kaydedilen en uzun deprem
süresi. Derin bir hendeğin bulunduğu bölgede meydana gelen bu şekil değiştirmeye
bağlı olarak oluşan kabarma tsunaminin oluşmasına neden olmuştur. Derin sularda
çok hızlı olarak hareket eden tsunami kıyıya yanaştığında yükselmiş, suyun geriye
doğru çekilmesine neden olmuş ve daha sonra karanın iç kesimlerine doğru su
baskını şeklinde ilerlemiştir. Tsunami, Kuzey Sumatra kıyılarında etkisini hemen
gösterirken 2 saat sonra Sri-Lanka ve Hindistan kıyılarına ulaşmıştır. Ancak Güney
Asya Ülkelerinin çoğunda erken uyarı sisteminin bulunmaması, olanlarda ise gerekli
uyarıların zamanında yapılamaması ya da uyarıların dikkate alınmaması can
kaybının bu derece büyük olmasına neden olmuştur.
Türkiye’ deki Tsunami Riski
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem AraĢtırma
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, “Büyük bir depremden sonra
Ġstanbul için de tsunami tehlikesi söz konusu, ama depremin vereceği
hasarların yanında tsunaminin vereceği hasarlar o kadar büyük değil” dedi.
Prof. Dr. Erdik, dünyadaki plakaların birbiriyle temas halinde olduğunu,
birindeki bir hareketliliğin diğerini de tetiklediğini söyledi.
Dünyadaki son depremleri hem sismolojik açıdan hem de yol açtığı hasar
bakımından yakından incelediklerini belirten Prof. Dr. Erdik, Şili ve Japonya'daki
plakaların Türkiye'ye uzak plakalar olduğunu bildirdi.
EN RĠSKLĠ BÖLGE KÖYCEĞĠZ KIYILARI
Sanılanın aksine tsunaminin sadece okyanus kıyılarında meydana gelmediğini iç
denizlerde de yaşanabileceğini vurgulayan Erdik, şu bilgileri verdi:
“Ülkemizde de tsunami riskinden söz edebiliriz. En büyük tehlikenin olduğu yer
Türkiye'nin güney batısı yani Köyceğiz ile Rodos kıyıları. Çünkü en büyük tsunami
oluşacak yerlerin başında Girit Adası'nın güneyi geliyor. O tsunamiye Türkiye'nin
güney batı kıyıları doğrudan doğruya maruz kalır. Büyük bir depremden
sonra İstanbul için de tsunami tehlikesi söz konusu, ama depremin vereceği
hasarların yanında tsunaminin vereceği hasarlar o kadar büyük değil. Biz bunu
deprem riski içinde değerlendiriyoruz. 500 yıl önce İstanbul'daki depremlerde tsunami
olduğunu biliyoruz, ama yakın tarihlerde hasar yaratacak tsunami olmadı.
Depremlerden sonra yapılan deniz ölçümlerinden denizin yükseldiğini ve belli
dalgaların geldiğini görüyoruz.”
ÇOK SAYIDA ÖRGÜT ÇALIġIYOR
Türkiye'de tsunamiyle ilgili büyük çalışmaların yapıldığını ve bir risk haritasının
çıkartıldığını belirten Prof. Dr. Erdik, şunları kaydetti:
8. “Bu çalışmalardan en önemlisini İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptı. Marmara
Denizi'nde meydana gelenler tam olarak tsunami değil. Deprem sonrasında Marmara
içinde olabilecek deniz altı heyelanlarıyla ilgili bir konu ama bu da tsunamiyle benzer
daha da şiddetli etkiler yaratabiliyor. Şu anda tsunami ile ilgili ülkemizde çok sayıda
örgüt çalışıyor. Bunlardan en önemlisi UNESCO. Karadeniz ve Marmara'nın da
içinde olduğu Akdeniz ve çevresindeki denizlerde tsunamilerin
önceden haber verilmesiyle ilgili çalışılıyor. Ülkemiz de burada büyük rol oynuyor.
Kandilli Rasathanesi de bu konuda çalışıyor.”
9. Kaynaklar
•Yüksel, Y. ve Çevik, E. ( 2009 ). Kıyı Mühendisliği. İstanbul: Beta
• Bilim ve Teknik. ( Aralık, 2007 )
• www.ntvmsnbc.com
• www.hurriyet.com
• www.abc.net.au