SlideShare a Scribd company logo
1 of 40
Download to read offline
İNOVATİFKimya DergisiYIL : 2 SAYI : 6 HAZİRAN 2014
SU-H2O
İYON
TUTUCULAR
SU
KİRLİLİĞİ
YAPAY ET
* HABERLER
* BULMACA
* YARARLI
SİTELER
KİMYA
MÜHENDİSLİĞİ
VE ASPEN PLUS
NÜKLEER
ENERJİ
Sahibi :
Yavuz Selim Kart
Genel Yayın Yönetmeni :
Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı :
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörleri :
Yavuz Selim Kart
Aybike Kurtuldu
Seda Çoban
Dergi Tasarımı :
Yavuz Selim Kart
Facebook Yönetimi
ve Bilgi Araştırma:
Yavuz Selim Kart
Hatile Moumintsa
Ezgi Sulu
Ebru Çetinkaya
Twitter Yönetimi :
Yavuz Selim Kart
Büşra Yılmaz
Instagram Yönetimi :
Yavuz Selim Kart
Haber Bölümü :
Seda Çoban
Bu Sayıda Yazanlar :
Hatile Moumintsa
Vahit Kenar
Mustafa Altunkaynak
İsmail Bayraktar
Aybike Kurtuldu
Anıl Yasin Akdoğan
Yavuz Selim Kart
Bize Ulaşın
facebook.com/InovatifKimyaDergisi
twitter.com/InovatifKimya
inovatifkimyadergisi@gmail.com
instagram.com/inovatifkimyadergisi
Sevgili İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları,
Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu
açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi, bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla
hazırlanmıştır.
Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.
Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizin
içeriğinde
* Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler
* Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler
olacaktır.
Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı ümit
ediyoruz.
Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle...
İnovatif Kimya Dergisi
İNOVATİFKimya Dergisi KURALLARI
1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumun-
dasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir so-
run yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza ge-
lebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler ke-
sinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu
zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz.
Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına
riayet ederek resimlerini dökümanlarına ekleme-
leri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar
sorumludur. Dergi sorumlu değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazıları için Yavuz Selim Kart ile konuşma-
ları gerekmektedir.
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.
Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yaz-
mayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli
görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici say-
famızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında
gerekli adresler mevcuttur.
6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı
yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya
benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte
belirtmiş olduğum isime sorabilirsiniz.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiye-
lerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca
bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.
Amaç daha güzel bir dergi çünkü.
8. Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz
yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir
kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler
bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özel-
likle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda
yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp
gönderirseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar ark-
adaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o
yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman
kaybetmemiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur.
Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide
olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur.
9. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar
2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz
hakkı dergi yönetimine aittir.
10. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi
herkes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmey-
iniz.
11. Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
*Akademik Makaleler
*Endüstriyel Yazılar
*Üniversite Hayatında Kimya
*İş Hayatında Kimya
*Laboratuvar Üzerine
*Kimya Güvenliği
12. Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.
Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilir-
siniz.Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya
çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel
gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında
da çalışmalar yapılacaktır.
13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu ark-
adaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
14. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş
sayılırlar.
İnovatif Kimya Dergisi
Merhaba İnovatif Kimya Dergisi
Okuyucuları
“EDİTÖRDEN”
Değerli Okuyucularımız;
	 Derginin ilk çıktığı an itibariyle kurallar bölümünde belirttiğimiz üzere ,(10. Kural),
Bu E-Dergi gönüllülük üzerine tarafımca yönetiliyor. Bu ve diğer aylarda artık sizlerin
karşısında ben olacağım.
	 Bu ay çok talihsiz olaylar yaşadık. Soma Felaketi Ülkemizi derinden üzdü. Bu fela-
ket karşısından insan düşünmeden edemiyor. Cidden ihmal mi? Yoksa suistimal mi? İnsan
hayatının hiçe sayılmaması, gereken önlemlerin kazalar olmadan sıkıca alınması gerekli. Ayrı-
ca herkesin görevini en iyi şekilde yapması da gerekli. Özellikle bu maden sektörü gibi ağır ve
tehlikeli sektörlerde çalışan mühendis ve işçi arkadaşlar uyumlu ve titiz bir şekilde görevlerini
icra etmeli. Herkes kendine düşen payı yerine getirmeli. Tekrar bu şekilde olayların ülkem-
izde olmamasını diliyor. Ölen vatandaşlarımıza Allah’tan Rahmet geride kalan aile efradına
ise başsağlığı diliyoruz.
	 Bu ay E-Dergimizde 7 farklı yazı bulunmakta. Su Kirliliği yazısında, doğamızda bulu-
nan kirlilik çeşitleri sade bir dille anlatılmış. Yapay Et yazısında, yapay et ve üretimi üzerine
açıklayıcı bilgiler yer almakta. Su-H2O konusunda ise suyun içeriği hakkında bilgiler verilm-
iş. Gündemi meşgul eden bir konu olan Nükleer Enerji konusuda bu ayki konularımız içinde.
16 Ton yazısı ayın kapak konusu. İyon Tutucular konusu ise bu ayki en resimli ve içeriği dik-
kat çekici konulardan biri olarak görünüyor. Kimya Mühendisliği ve Aspen Plus konusunda
ise bilgisayar uygulamalarının Kimya Mühendisliğindeki uygulama alanlarına değinilmiş.
	 Derginin bu ay ki konuları bunlar. Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen
yazarlarımıza emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Sizler de bu dergiye en arka kapaktaki
şartlara uyarak yazı gönderebilirsiniz. Gerekli tarih ve gönderim biçimleri en arka sayfada
yazılı. Bir sonra ki ay görüşmek üzere saygı ve sevgiyle kalın.
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörü
İçindekilerİnovatif Kimya Dergisi
6
17
11
28
9
21
13
33
36
37
38
39
SU KİRLİLİĞİ
16 TON
SU-H2O
KİMYA MÜHENDİSLİĞİ VE ASPEN PLUS
YAPAY ET
İYON TUTUCULAR
NÜKLEER ENERJİ
HABERLER
KİMYA SÖZLÜĞÜ
YARARLI SİTELER
KİMYA BULMACA
KİMYA BULMACA (GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)
İNOVATİFKimya Dergisi 6
“Su Kirliliği”
University of Ioannina
KIMYA
(MEZUN)
Hatile MOUMINTSA
hatile_m@hotmail.com
Yoksa şunu gördüğümüzde mi?
Şu görüntüyü gördüğümüzde mi huzur
doluyormuyuz?
Sanırım ikinciyi gördüğümüzde kendimi-
zi daha iyi hissediyoruz. Ilk fotoğrafı
gördüğümüzdeyse içimizde soru işaretleri
başlar.
Nasıl bu hale geldi? yada neden bu hale
getirdik?
Değerli okuyucularımız hayatımızın bir parçası
olan, ve onsuz bir dakika bile yapamadığımız,
çok önemli bir konuyu sizinle paylaşmak isti-
yorum. Su kirliliği.
Suların kirlenmesi demek sadece deniz anlamı-
na gelmiyor. İçtiğimiz sular,ırmaklar,göller ve
nehirlerdir. Bu hem sağlığımızı etkiler,hem bu
sular içerisinde yaşıyan hayvan türleri azalır.
Böylece dünya zinciri parçalanmaya başlar.
Ayrıca hayvanların içtiği sular,ve aynı zamanda
suladığımız sebzelerimiz ve meyvelerimizden
de biz faydalanıyoruz,ve onlara geçen her ne
varsa böylece bize geçmiş olur.
İNOVATİFKimya Dergisi7
Çevreye attığımız bazı şeylerin yok olması çok zaman alır.Toprağa karışırlar ve öylece kalırlar.
Örneğin:
Oysa biz biliyoruz ki içme sularımız topraktan, yer altı sularından ve yağmurdan gelir. Toprak
ve yer altı suları bizim attıklarımızın yanında aynı zamanda tarım için kullanılan gübre ve böcek
öldürücüleri içerir. Yağmur suları ise ev bacalarımızın, fabrikaların, ve otomobillerin atmosfere
saldığı atık gazları yer yüzeyine taşır.
Bunları kimyasal açısından ayıracak olursak:
Organik olanlar
İnorganik olanlar
Deterjanlar,kimyasal olarak arıtılmış içme suları,gıda işleme atıkları,böcek ve bitki ilaçları,petrol
hidrokarbonları,hijyen ve kozmetik atıkları.
Kimyasal fabrika atıkları,amonyak,gübrelerdeki azotlu ve fosforlu bileşikler,ağır metaller,çeşitli
insan kaynakları alüvyonlar.
İNOVATİFKimya Dergisi 8
Kendinizi bir gün için,
evet sadece bir gün
için sussuz düşünün.
Ellerinizi yıkay-
amıyorsunuz, yem-
ek yapamıyorsunuz,
su içemiyorsunuz .
Kısaca hiçbir ihti-
yacınızı yada hayatınız
için en önemlilerini
yapamıyorsunuz.
Öyleyse hepimizin
elinden ne geliyorsa
yapmak zorundayız.
Çünkü dünya bize bir
emanettir. Onu gelecek
nesillere daha kötü
değil daha iyi birak-
mak zorundayız. Onlar
yeğenlerimiz komşu-
larımız ve çocuklarımız olacaktır. İşte o yüzden gittiğimiz yakın yerlere otomobil yerine bisiklet
kullanmalıyız. Yada çok yakın mesafeler için yürüyerekte gidebiriz. Yürümek sağlığımıza faydal-
ıdır. Evlerde kullandığımız ve çevreye zararlı olanları geri dönüşüme atmalıyız. Gittiğimiz gezil-
erde park olsun, deniz kenarı olsun, gittigimiz bir piknik olsun çöpleri çöp kutularına atmalıyız. Ve
tabiki bunları yapmak için bazı davranışlarımızı düzeltmeliyiz.
Dünyamızın en azından şu yükünü hep beraber el ele hafifletelim.
Kaynaklar :
https://www.google.gr/www.aligultekin.com.tr
Mevsil365.blogsport.gr/2013/06/ben-sana-ne-yaptim.html
www.beeper.gr
dogaburada.blogspot.gr
İNOVATİFKimya Dergisi9
Sakarya
Üniversitesi
KIMYAGER
(MEZUN)
Vahit KENAR
vahitkenar@gmail.com
“Yapay Et ”
Sentetik Dünyanın Yapay Gıdaları; Yapay Et karşınızda!
Yazılarımızın çoğunda gün geçtikçe artan
insan popülasyonundan ve buna bağlı olarak
birçok sorununda meydana geldiğinden bah-
setmiştik. Bu sorunların en temellerinden biride açlık.
Özellikle temiz su ve yeteri kadar,sağlıklı gıdaya
ulaşmak giderek daha zor hali almaktadır. Dünyanın
çeşitli kıtalarından insanlar aç yatarken başka kıta-
larında da insanlar tonlarca gıdayı ve temel kaynağı
israf etmektedir. Çoğumuzun insanların kapsüllerle
beslendiği uzay filmlerini izlemişliği vardır. Ben ne
zaman bu filmleri izlesem film der geçerdim ta ki bil-
im dünyasının kapılarından içeri girene denk. Bilimle
uğraşmaya başlayana kadar biri bir gün bana hayvanlara ihtiyaç duymadan et,süt,yumurta üretebi-
leceğimizi söylese güler geçerdim.Artık görüyoruz ki doğal olan her şeyin bir yapayını da yapmak
mevcut.
İngiliz politikacı ve yazar Winston Churchill, 1932 yılında yazdığı bir makalede “Önümüzdeki
50 yıl içinde, sırf göğüs ya da kanat yemek için bütün bir tavuğu yetiştirmek yerine sadece bu
kısımları uygun bir ortamda yetiştirebileceğimiz günler gelecek.” diyerek laboratuvar da yapay et
üretme fikrinin temellerini atmıştır. Bu fikrin peşinden giden ABD, İngiltere, Hollanda ve Japon-
ya’da bazı bilim insanları laboratuvar da yapay olarak kas parçaları geliştirmeye başladılar.NASA
tarafından 2000’li yılların başında desteklenen bir projede, özellikle uzayda uzun süre kalacak olan
astronotların tüketebilmesi amacıyla, Japon balığı kullanılarak yüksek protein içerikli yenilebilen
kas parçacıkları elde edilmiş. Aynı şekilde Hollanda’da bu işin öncülerinden olan Mark Post isimli
araştırmacı, domuz kök hücrelerini kullanarak 2,5 cm uzunluğunda, 0,7 cm genişliğinde kasa benzer
şeritler üretmiş.
İNOVATİFKimya Dergisi 10
Yapay olarak üretilen et DNA’sına dokunul-
madan genetiği aynı kalacak şekilde üretimi
yapılıyor. Burada doğa farklı bir şekilde taklit
ediliyor, yani doğal olarak hayvanın vücudunda
gelişen kas dokusunu, hayvanın bazı istenmeyen
kısımlarını elimine ederek, yapay olarak dışarı-
da çoğaltmak.
Bunu gerçekleştirmek içinde yaşayan hayvandan
biyopsi yoluyla kas parçası alınarak kök hücrel-
er elde ediliyor. Daha sonra bu kök hücreler,
bölünmeye ve büyümeye teşvik edilerek kas
dokusu liflerine dönüşüyorlar.
Kök hücrelerin gelişmesi için beslenmeye ihti-
yacı var, bu amaçla şimdilik deneme amaçlı bazı
ölü hayvanların cenin serumları kullanılıyor.
Ancak hayvan cenini serumları kullanılarak
beslenen kök hücrelerden elde edilen yapay
etlerin tüketilmesi, birtakım hastalık taşıyan
bulaşıcı protein molekülleri olan prionları ve
diğer bazı zararlı bileşenleri az da olsa barındır-
ma olasılığından dolayı riskli olabilir. Hollanda
ekibi kök hücreleri beslemek için aminoasit,
şeker ve yağ içeriği bakımından zengin olan
siyano bakteri özütlerini kullanmayı amaçlıyor.
Yapar et her ne kadar sağlam bilimsel temellere
dayansa da bidiğimiz etin yerini tutamaz tabi
özellikle rengi ve kokusu uzmanlar bu konu-
da da myoglobin içeriğini artırarak yapay etin
alışıldık kırmızı et rengini almasını sağlama-
ya çalışıyorlar. Hollandalı bilim adamlarından
oluşan bir ekip, sığır eti üretmek için çalışma-
lara başladıklarını ve bir yıl içinde hamburger
köftesi yapımında kullanılacak eti üretebilece-
klerini iddia ediyorlar. İsmini gizli tuttukları
güya bir hayırseverin de kendilerine büyük
miktarlarda mali destek verdiğini belirtiyorlar.
Çok ilginçtir ki BM’nin 2006 yılında yayım-
ladığı bir raporda sera gazı salımının büyük bir
kısmının hayvanların sindirimiyle ortaya çıkan
metan gazı kaynaklı olduğu buna bağlı olarak
da hayvanlara otlama alanları açmak için or-
manlık alanların yok edilmesinden dolayı insan
kaynaklı olduğu bildiriliyor.Bir inek günde yak-
laşık olarak 1000 litre metan gazı üretebiliyor.
Oxford Üniversitesi’nde bir grup araştırmacı
tarafından yapılan bir çalışmada laboratuvarda
üretilen 1000 kg dana, koyun ve kümes hayvanı
eti üretmek için harcanan çevresel kaynaklar
ile karşılaştırıldığında, yapay etin çevreye
etkisinin diğerlerine göre çok daha az olduğu
görüldü. Somut örnekler vermek gerekirse sığır
eti üretimine göre % 99 daha az arazi % 95
daha az su ve % 50 daha az enerji kullanılıyor.
Sera gazı salımı ise % 90 daha az.
Sonuç olarak bilim her zaman yeni ufuklara
açılmaya hazırdır. Fikir varsa bilimle arkasından
gidildiğinde icraate de ulaşılabilir. Bu arada
ben herşeyin doğalından yana olmasamda çoğu
şeyin doğalından yanayım. Yapay et konusunda
da hayvan sever vejeteryan arkadaşlarımız için
çözüm olurmu bilemem sonuçta et yemeleri
için bir hayvanın ölümüne sebebiyet vermemiş
olacaklar. Aslına bakarsanız olurda piyasaya
çıkarsa mecbur kalmadıkça yemeyi pek tavsiye
edemiyeceğim. Ancak artan insan popülasyo-
nukıtlık buna insanlığı mecbur bırakacak gibide
gözüküyor. Elimizdeki kaynakların kıymetini iyi
bilelim,israf etmeyelim idrak edelim.
Kaynaklar :
TÜBİTAK-BİLİM VE tEKNİK,Aylık Popüler
Bilim Dergisi Ekim 2011 Yıl 45 Sayı 527
http://j.mp/livestocks
http://www.new-harvest.org
http://www.knowledgemagazine.com/issue/is-
sue- 18-junjul-2011 (Feeding the 7 billion, the
future of food)
http://www.newscientist.com/article/
mg21128283.500-meat-withoutslaugh-
ter-6-months-to-biosausages.html
http://en.wikipedia.org/wiki/In_vitro_meat
http://www.fao.org/news/story/en/item/74192/
icode
http://www.wfp.org/hunger
http://www.fao.org/fileadmin/user_upload/ags/
publications/GFL_web_pdf 41
İNOVATİFKimya Dergisi11
Uludağ
Üniversitesi
KIMYA
ÖGRETMENI
Mustafa ALTUNKAYNAK
mustafaaltunkaynak@hotmail.com
“Su-H2O”
Değerli okuyucular; Dergimizin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Sizlerle; şu anda çok yakınımızda olan, ancak yakın bir gelecekte yanlış ve israflı kul-
landığımız için belki de çok arayacağımız tanıdık bir kimyasal madde olan suyu yakından
inceleyelim ve önemini daha iyi anlayalım.
Halk arasındaki en çok kullanılan adı: Sudur.
Kimyasal Adı: Agua ve Dihidrojen monoksit ya da Hidrojen hidroksit olarak bilinir.
Kapalı molekül formülü: H2O’ dur.
Açık molekül formülü aşağıdaki gibidir.
Oksijen iki adet hidrojene sımsıkı sarılmış durumdadır. Oksijen yakıcı, Hidrojen yanıcı, bunların
oluşturduğu su ise söndürücüdür. Oda sıcaklığında ne yanar ne de yakar.
Molekül ağırlığı; 18.0153 g/mol’ dür. Yoğunluğu katı buz olarak 0,917 g/cm3 sıvı su olarak ise
1,00 g/cm3 ‘tür. Erime sıcaklığı; 00C kaynama sıcaklığı ise 1000C’dır. Birleşmiş Milletler çevre
programındaki araştırmalara göre dünya üzerindeki su miktarı; 1.4 milyon km3 ‘tür. Coğrafi olarak
dünya üzerindeki suyun; %97’ si okyanuslarda; %2,4’ü buzul ya da kar olarak.%0.6’ lık dilimi ise
göller ve nehirlerde bulunmaktadır. Fiziksel olarak su; renksiz, kokusuz ve tatsızdır.
İNOVATİFKimya Dergisi 12
İçme suyuna tadı veren maddeler mineraller-
dir. Göl ve denizlerdeki su mavi renklidir.
Bu renk suyun görünür bölgedeki rengidir,
gökyüzündeki rengin yansıması değildir. Çünkü
kızılötesi su rengi kırmızıdır. Bu renk deniz ve
göllerde absorbe olarak, gözle görülebilen mavi
renk ortaya çıkar. Dünyanın en iyi çözücüsüdür.
Su kohezyon kuvvetine sahip bir maddedir,
yani kendi molekülleri arasında çekim kuvveti
sayesinde dağılmadan kalabilir. Su aynı zaman-
da adhezyon (farklı iki maddenin molekülleri
arasındaki çekim) kuvveti yüksek bir madded-
ir. Yer çekimine karşı hareket eden tek sıvıdır.
Örneğin bir ağacın tabanına döküldüğünde en
uç dallara kadar yer çekimine meydan okuyar-
ak çıkabilir. Bu özelliğine kimyasal kohezyon
kuvveti denir. Dal içlerindeki kılcal damarlara
yapışarak moleküllerini bırakmadan yukarı tır-
manır.
Biyolojik olarak su; canlı organizmanın temel
ham maddesidir. Yetişkin bir insanın bedeninin
%69,7’si sudur. Canlılardaki her türlü metabolik
olayların temel katalizörüdür. İnsan vücudunda
%11 oranında su kaybı ölüm riskidir. Vücut-
taki ısı düzenleme görevini de su üstlenmiştir.
Gökkuşağı da suyun marifetlerindendir. Yağmur
damlacıklarının doğal optik prizma özelliği
ile ışığın yansımasından oluşur. Su; medeni-
yetlerin başlamasında birincil faktördür. Öyleki
günümüzden 6.000 yıl önce Sümerliler Mezo-
potamya’da Fırat ve Dicle nehirlerinden fayda-
lanarak ilk sulu tarımı yapmışlar ve uygarlığı
başlatmışlardır. Aynı şekilde Mısırlılarda Nil
nehri sayesinde birçok alanda gelişme göster-
mişlerdir. Denize kıyısı olan büyük göl ve
nehirlere sahip kentler gelişirken,Orta Doğu ve
Kuzey Afrika gibi suyun az bulunduğu yerler
kalkınamamıştır.
Suyun kristal yapısı da son derece ilginçtir.
2006 yılında Japon bilim adamı Prof. Dr.
Masaru Emoto su kristallerini değişik ortam-
larda inceleyerek çok farklı bilimsel veriler
elde etmiştir. Emoto; donmuş su kristallerinin
dış tesirler karşısında çok değişik şekillerde
reaksiyon gösterdiğini keşfetmiş ve bunları
fotoğraflamıştır. Emoto; suyu mutlu ve sakin
bir hayat süren insan topluluklarının bulun-
duğu ortamlarda dondurarak kristalleri incele-
diğinde; kristallerin son derece güzel; çiçekleri
andıran hegzagonal yapılar oluşturduğunu
fotoğraflamıştır. Aynı deneyi stresli, mutsuz ve
karmaşık yaşamları olan insan topluluklarının
bulunduğu ortamlarda gerçekleştirdiğinde,
su kristallerinin karmaşık, kötü görüntülü,
amorf(düzensiz) şekiller oluşturduğunu gö-
zlemlemiştir. Sonuçta suyun; sevgi ve benzeri
pozitif elektromagnetik dalgalardan etkilendiği
sonucuna varılmıştır. İnsan ve canlıların içinde
bulunan hareket halindeki suyun; stres, mut-
suzluk, mutluluk ve benzeri durumlardan nasıl
etkilendiğinin yorumu da size aittir. Suya ver-
ilen değer; çevremize verilen değer ölçüsünde-
dir. Çevremizi ve suyu dikkatli kullanmalıyız.
Çevremizi dikkatli kullanmazsak su sel olarak
kendisini gösterir ve bizi uyarır.
Temel olarak, su akışı, nehirler ve tarım için
su ihtiyacı gibi, insanlık tarihinde büyük roll-
er oynamıştır. Nehirler ve denizler, ticaret ve
ulaşım için elverişli yollar sunmuştur. Su akışı,
erozyon etkisi ile çevrenin şekillenmesinde
büyük roller oynayarak, vadiler ve deltalar
oluşmasını sağlamış ve insanların yerleşimine
uygun araziler meydana getirmiştir.
“ Sular kadar ömrünüz olsun”
Kaynaklar :
1- TEMEL ÜNİVERSİTE KİMYASI
2- FİZİKO KİMYA PRF.DR. M.CEBE
3- ANORGANİK KİMYA
4- BİLİM VE TEKNİK DERGİSİNİN İNT. SİT-
ESİ
5- SUYUN MOLEKÜLER YAPISI. MOLE-
KÜLER HİDRATASYON
•Suyla ilgili sayısal büyüklükler ve bilimsel ver-
iler;
•Analitik kimya, Anorganik kimya kitapları ve
internetteki kimya sitelerinden alınmıştır.
İNOVATİFKimya Dergisi13
Adnan Menderes
Üniversitesi
YÜKSEK
KIMYAGER
(MEZUN)
İsmail BAYRAKTAR
ismbyrktr@gmail.com
“Nükleer
Enerji”
Nükleer enerji bilindiği gibi, atomun
çekirdeğiyle ilgili bir olay olup, iki
şekilde elde edilebiliyor. Bunlardan
birincisi, iki küçük çekirdeğin birleştirilmesi,
yani füzyon; ikincisi ise büyük bir çekird-
eğin parçalanması, yani fisyon. Her iki hal-
de de, reaksiyondan açığa çıkan enerji ısıya
dönüştürülebilir, bu enerji ile su kaynatılıp
buhar elde edilebilir. Sonra da bu buhar, tıpkı
termik santrallerde olduğu gibi, yüksek basınç
altında bir türbine gönderilir ve türbin dönerk-
en, kendisine bağlı bir elektrik jeneratörünü de
döndürünce, elektrik enerjisi üretilir.
Dünyada ki birçok nükleer santral fisyona day-
alı çalışır. Bu nükleer santrallerin temel yakıtı
uranyum; 92 proton sayısıyla, nötron sayıları
farklı olan U-235 ve U-238 izotoplarından
oluşur. Nötron çarpmasıyla parçalanan U-235
çekirdeği fisildir. Fisil, yavaş veya hızlı nötron-
ların çarpmasıyla parçalanan çekirdeklere denir.
İkisinde de proton sayısı aynı (92). Fakat ikin-
cisindeki nötron sayısı, birinciden üç adet daha
fazla, Biz bu teknik notasyonla uğraşmak yerine,
U-235’lerin “kırmızı”, U-238’lerin de “siyah”
olduklarını varsayıyoruz.
İNOVATİFKimya Dergisi 14
Şekil 1. Çekirdek Reaksiyonları
U-235 kütlesi nötronlarla tepkimeye girdiğinde
çekirdekler parçalanır ve bazı radyasyon ışıma-
ları ve nötronlar oluşur. Parçalanmalardan açığa
çıkan nötronlar sonra başka fisil çekirdeklere
çarpar ve buradan yine nötronlar ve enerji açığa
çıkar. Zincirleme tepkimelerin olduğu bu ortama
nükleer reaktörün kalbi denir.
Bir nükleer reaktördeyse bu zincirleme tepkime,
yavaş ve kontrollü olarak gerçekleşiyor. Reak-
törün yapısı biraz karmaşık ve uranyum dışın-
da, bazı destek unsurları da barındırıyor. Yavaş
hareket eden nötronlar, kırmızı çekirdekleri
daha kolay parçalayabiliyor. Bu nedenle hızlı
nötronların yavaşlatılması gerekiyor ve reak-
tör kalbine konulan sudaki hidrojen atomları
gerçekleştiriyor. Uranyumdan çıkan nötron bir
süre su içinde dolaşması gerekmekte. Bu amaçla
uranyum çubukları arasından su geçiriliyor, hi-
drojen içeren su “yavaşlatıcı” rolünün yanında,
fisyon sonucu açığa çıkan enerjinin de soğu-
maya ihtiyacı vardır ve su bu görevi de yerine
getirir. Bir taşla iki kuş…
İNOVATİFKimya Dergisi15
Aslında aynı işi sudan başka, CO2 ya da He
gazları da yapabiliyor. Hangi tür soğutucunun
kullanılması reaktör tipine göre değişiyor.
Reaktör kalbine konulan uranyum, çoğu kez
doğada bulunan uranyumdan farklıdır. Doğal
uranyumda, az miktarda fisil izotop bulunuyor.
Şöyle ki doğal uranyumun her bin atomundan
7’si fisil oluyor. Böyle olunca zincirleme reak-
siyon için gerekli olan nötron üretim hızlarına
erişmek güçleşiyor ve doğal uranyumun zengin-
leştirilmesi gerekiyor.
Zenginleştirme işlemi o kadar da basit değil;
yavaş çalışan pahalı işlemler gerektiriyor. Doğal
uranyumun yalnızca binde birinden azı, fisil
çekirdeklerden oluşuyor. Bu çekirdeğin 1 gramı;
2,5 ton kömüre eşdeğer enerji potansiyeline
sahiptir.
Fakat fisil uranyum çekirdeği stoku, enerji
gereksinimimizi uzun süre karşılayacak durum-
da değil yaklaşık 200 yıl yetecek kadar[1].
Yeni Bir Tasarım
Zenginleştirme işleminde siyah
çekirdeklerden yararlanma vak-
ti.. Siyah çekirdek bir nötron
yutması halinde fisil olan
başka bir izotopa, Plütonyuma
dönüşebiliyor. Eğer reaktör
kalbinde nötron üretim hızı ye-
terince yüksek ise hem kırmızı
çekirdeklerin parçalanması
sonucu enerji üretmek hem de
siyah çekirdekleri kırmızıya
dönüştürmek mümkün. Uy-
gun tasarımla reaktör, birim
zamanda tükettiğinden daha
fazla kırmızı çekirdek ürete-
bilir. “Üretken” reaktörlerdeki
nötronlar, fisyondan çıktıktan
sonra yavaşlatılmazlar. Bu
reaktörlerde soğutucu su yerine
sıvı sodyum kullanılır ve reak-
törler “hızlı üretken” olarak
adlandırılırlar. Bu reaktör pro-
gramı, dünya uranyum rezerv-
lerinin enerji potansiyelini 100
misli artırarak enerji yeterliliği
süresini 200 yıldan 9000 yıla
çıkartır.
Reaktör kalbinde
parçalanan uranyum
çekirdekleri, daha
küçük iki çekirdeğe
dönüşür ve fisyon
ürünleri denilen bu
çekirdekler yüksek
enerjilerle doğar.
İçinde bulundukları
malzeme tarafından
durdurulurlar, ancak
çevresindeki çekird-
eklerle çarpışarak
hasar yaratırlar.
Ayrıca kararsız olduk-
larından başka çekird-
eklere dönüşürler. Bu
çekirdekler radyoaktif
oldukları söylenir. Kısacası, işletmeye alındıktan sonra bir nükleer reaktörün kalbinde 800 kadar
farklı radyoaktif çekirdek birikir. Bu “radyoaktivite envanteri” fisyon tepkimesi durduktan sonra
da ışıma yapmaya devam eder. Şöyle kısaltayım, reaktörün çalışma halinde ürettiği enerjinin % 10
kadarı üretilmeye devam eder[2].
İNOVATİFKimya Dergisi 16
Bir Nükleer Felaket “ÇERNOBİL”
1979 yılında ABD’nin “Three Mile Island” nükleer santralindeki ünitelerden birinde, olası en kötü
kaza gerçekleşti; soğutucu kaybı sonucu reaktör kalbi eridi. Gerçi kaza esnasında ölen olmadı,
çevreye de fazla radyasyon salınmadı. Ancak, Amerikan kamuoyu, nükleer endüstrinin “olmaz”
dediği kazayı yaşamış oldu ve bu alternatifi ciddi bir şekilde sorgulamaya başladı. Bu nedenle
nükleer endüstrinin girdiği darboğaz, birden bire çok daha ciddi bir sorun nedeniyle daha da ağır-
laştı. 1986 yılında Sovyetler Birliği’nin
Çernobil nükleer san- tralindeki ünitelerden
birisi, aynı kazaya uğradı. Ancak bu sefer
kaza kontrol altına alınamadı. Oluşan
radyasyon bulutu haftalarca, Türkiye
dâhil Avrupa üzerinde dolaştı, yağmurlarla
birlikte besin zincir- ine karıştı. Kazadan
dolayı 30’dan faz- la insanın öldüğü
biliniyor. Radyasyona maruz kalmış olup
kanser riski artanlarsa, on binlerce… Sonuçta
nükleer endüstrinin imajı ağır bir yara
daha almış, kamuo- yunun nükleer ener-
jiye güveni sarsılmış oldu. Fakat dile getir-
ilen endişeler, psikolo- jik boyut ağır basar
görünüyor. Özetlersek, nükleer enerji insan-
lığın enerji sorunu, neredeyse ebediyen
çözebilecek. Nükleer enerjinin, “bol enerjili
geleceğe” giden yolda önemli rol oynaması kaçınılmaz. Dolayısıyla konunun kamuoyunda “is-
temezük” (Osmanlıca) denmesi, riskleri, ödülleri ve ödenecek bedelleri göz önüne alındığında;
olmayan enerjinin bedeli, geçmiş kazalarda ödenmiş olanlardan çok ağır.. Sonuçta nükleer enerji
Türkiye’nin radarında.. İlk olarak Mersin Akkuyu, sonra Sinop[4]. Daha kurulmadan tartışmalar
alevlendi, kurulan teknolojinin bizde olmaması ve atıkların güvenli depolanması sorunu..
Üst düzeyde radyoaktivite içeren sıvı atıkların, katı hale getirildikten sonra “camlaştırmaları” plan-
lanıyor. Böylece dış kabın delinmesi ve radyoaktif çekirdeklerin çevreye karışarak besin zincirine
girmesi önlenmiş olacak. Yakın bir gelecekte, radyoaktivitenin bizlere neler getireceğini göreceğiz.
İnsanoğlu her devirde yaşamayı başarmış ve nükleer devirde de yaşamına kaldığı yerden devam
edecektir. Umarım tüm aksiliklere ve karşı tutumda olanlara inat nükleer enerji bizlere yararlı olur.
Enerji dolu bir yaşam dileğiyle….
Kaynaklar :
1.Vural Altın, Boğaziçi Üniversitesi. Ders Notları
2.Bilim ve Teknik, 2003
3.T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Nükleer Santraller ve Ülkemiz Raporları
4.Öznür Kaymak, Nükleer Enerji, Araştırma Projesi
İNOVATİFKimya Dergisi17
Kırklareli
Üniversitesi
KIMYAGER
(ÖGRENCI)
Aybike KURTULDU
aybikekurtuldu@hotmail.com
“16 TON”
Madenciliğin başka iş kollarından farkı, sadece gün ışığından yoksunluğu değildir.
Kömür madeni deyince çoğu zaman akla tek renk gelir. Oysa madenciliğin istatis-
tikleri bile öbür iş kollarınınkilerden daha renklidir.
Meselâ, başka istatistikler, yıllar, üretim miktarı, ihracat, işçi başına üretim, maliyet şu bu
diye giderken, madencilik istatistiklerinde şöyle ilginç kalemler göze çarpar: milyon tona
düşen ölüm adedi, yıllara göre ölümlerdeki artış-azalış, yaralı miktarı, falan... 2004’te her
hafta en az on kişinin öldüğü bir kaza mutlaka olmuştu.
Serbest piyasa ekonomisi şöyle çalışır: Madene inip inmemek serbesttir. Sen inmezsen, inecek
başka biri mutlaka bulunacaktır. Madenci, duasını eder ya da küfür eder ve aşağı iner. Ama
inmeden mutlaka sevdikleriyle vedalaşır, çünkü bir defa aşağı indikten sonra “elveda” deme
şansı artık yoktur.
Madenci aşağıda ne yapar?
Yukarıdakilere göre cevap basittir: Çalışır. Aşağısı, iş saatinde çalışılıp arada mola verilen,
beş dakika dışarı çıkıp gelinebilen bir yer değildir. Kömüre kazmanın vurulduğu yere gidiş
dönüş bile bazen saatler sürer.
Madenci yerin yedi kat dibinde ter döker, terini siler, su içer, kömür tozu yutar, yemek yer,
üzülür sıkılır, hayal kurar, heyecanlanır, öfkelenir, şakalaşır, kısaca yaşar.” 1
1 Sixteen tons- Vicdan ve Serbest piyasa dair, Ümit Kıvanç
İNOVATİFKimya Dergisi 18
Geçtiğimiz günlerde Soma’da meydana gelen
maden faciası nedeniyle madenciliğin ne old-
uğunu, madende meydana gelebilecek iş ka-
zalarının ne olduğu ve nasıl önlemler alınması
gerektiğine ilişkin sorular bir kez daha gündeme
geldi. Bizde bu sorulara cevap arayalım.
Yerkabuğundaki minerallerin ve öbür ham-
maddelerin bulundukları katmanlardan çıkarılar-
ak değerlendirilmesine yönelik bütün işlemlere
madencilik denir. Yerkabuğundaki kayaçların
yalnızca bir bölümünde işletme giderlerine
değecek kadar bol miktarda yaralı mineral
bulunur. Bu tür kayaçlara cevher ya da maden
filizi denir.
Bir zamanlar, tek başlarına ellerindeki basit
aletlerle mineral çökellerinin yerlerini bulma-
ya çalışan maden arayıcıları vardı. Günümüzde
maden arama çalışmaları jeokimyacılar,
jeofizikçiler, jeologlar ve maden mühendis-
leri gibi uzmanlardan oluşan ekip tarafından
yapılmaktadır. Son yıllarda gelişen teknolojiyle
birlikte jeologlar, Landsat ve Spot yapma uy-
duların gönderdiği fotoğrafları inceleyerek yeni
maden yataklarını buluyorlar.
Demir ya da nikel cevherleri, mıknatıslanma
özelliğinden dolayı genellikle manyetik alana
duyarlı aletlerle aranır. Bazı metal cevherleri,
çevredeki kayaçlardan daha ağırdır, dolayısıy-
la daha büyük kütle çekim kuvveti uygulanır.
Böyle bir çekim alanının varlığı çok duyarlı
bir teraziyle saptanarak cevhere ulaşılabil-
ir. Radyoaktif cevherlerin varlığı ise Geiger
sayaçlarıyla saptanabilir.
Açık ve Kapalı Maden İşletmeciliği
	 Açık ocak işletmeciliği, cevher-
in görünecek biçimde yüzeye çıktığı ya da
yüzeyin hemen altında bulunduğu yerlerde
uygulanır. Bu tip işletmelere önce cevheri örten
bütün toprak örtüsü kaldırılır; sonra büyük
cevher bloku patlayıcılarla parçalayıp kepçeli
kazı makineleriyle kamyonlara ya da taşıyıcı
bantlara yüklenir. Açık işletmeler genellikle
dev ölçektedir ve çalışmalar göz alabildiğine
uzanan boş alanlarda sürdürülür.
Yeraltı/kapalı madenciliği maden yatağının
üzerindeki örtü tabakasının çok kalın olduğu
durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Hangi
yöntem uygulanırsa uygulansın madenciliğin
temel hedefi yer kabuğunun farklı katmanların-
da bulunan madenin yeryüzüne çıkarılmasıdır.
Yeraltı madenciliğinde madenin bulunduğu alan
tespit edilip yerin altında galeriler açılarak faal-
iyet sürerken, açık ocak işletmelerde alanın kat-
man katman kazılmasıyla faaliyet sürdürülmek-
tedir. Buradan da anlaşılabileceği gibi açık ocak
işletmeler yörenin doğal ve ekolojik yapısını,
peyzajı, doğal hayatı, habitatı tahrip etmektedir.
Açık işletmelere göre yeraltı maden işletme-
ciliği çok daha pahalı ve zor olmasına rağmen,
madenin cinsine ve bulunduğu derinliğe bağlı
olarak uygulanan bir metod olup, bu tür metotla
yapılan maden işletmeciliği büyük miktarlar-
da arazi bozulmalarına sebep olabilmektedir.
Yeraltı madenciliğinin doğrudan değişiklikleri
atık yığınları ve pasalarla olduğu gibi üretim ve
işletme tesisleri tarafından da meydana gelmek-
tedir.
İNOVATİFKimya Dergisi19
Maden Ocaklarında Meydana Gelen Kazalar
Madenlerde yaşanan patlamalar, yangınlar ve
göçükler gibi büyük kazalar, felaketlerle sonuçl-
anmakta ve onlarca insanın ölümüne neden
olmaktadır. Her ne kadar günümüzde kullanılan
teknolojiler bu tip kazaları önleme konusunda
oldukça büyük yol almış olsa bile madencilik,
kaza ve ölüm riskinin en yüksek olduğu sektörl-
erin başında gelmektedir.
Madenlerde kullanılan gezgin makinalar, dizel
benzin ve hidrolik sıvılar içermekte olup; bun-
lar patlayıcı ve yanıcıdır. Elektrikli aletler ve
dizel motorlar ise ateşleme ve yanma için birer
kaynaktır. Yanabilme ve patlayabilme özelliğine
sahip bu maddelerle, bunları ateşleyecek olan
ekipmanların birlikte bulunması oldukça risk-
lidir. Bunlarla birlikte bu yanıcı maddelerin
yanında sigara içilmemeli, ateş yakılmamalı ve
makinaların aşırı ısınarak kısa devre yapması
engellenmelidir. Tersi durumda, patlamalar ve
yangınlar kaçınılmaz olacaktır.
Kömür madenlerinde bunların yanında de
metan ve kömür tozu gibi alev alan ve patlaya-
bilen tozlar ve gazlar ortamda bulunur. Araştır-
malar ocaklarda metan-hava karışımlarını pat-
latabilecek her türlü kaynağın bir toz bulutunu
da patlatabileceğim göstermektedir. Ancak,
ocakların en tozlu yerlerinde bile askıdaki tozlar
patlayıcı bir toz bulutu oluşturamazlar. Patlama
için önemli olan tavan, taban ve yan duvarlar-
da birikmiş (çökmüş) olan toz olup bunun bir
darbe etkisiyle girdaplanarak havaya karışması
gerekmektedir. Yani, bir patlamanın olabilmesi
için çökmüş tozu havalandıracak bir etken ile bu
bulutu ateşleyecek bir etkenin bir araya gelmesi
gerekmektedir. Bu koşulun en kolay oluştuğu
durumlar grizu patlamaları ve patlayıcı maddel-
erle yapılan ateşlemeler olmaktadır.
Yerel bir grizu patlamasında yanma sonucu
oluşan sıcak gazların genleşmesiyle güçlü bir
hava darbesi oluşmakta olup eğer çökmüş toz
uygun durumdaysa bu darbe kolayca bir toz bu-
lutu yaratabilmektedir. Yanmakta olan metan ise
bu bulutu ateşleyebilmektedir. Yani, olayda bir
çabuk yanma (deflagration) gerçekleşir.
Metanın çok az miktarlarda bulunmasının dahi
toz patlayabilirliğini büyük ölçüde etkilediği
çoktandır bilinen bir konudur. Son yıllardaki
araştırmalar da bu etkiyi vurgulamakta ve gri-
zulu ocaklarda toz patlamalarına karşı çok daha
duyarlı olunması önerilmektedir. Kural olarak,
grizulu ocaklarda metanın her artan oranı için
koruyucu toz katkısını belli bir oranda arttırmak
gerekir. Bu patlamalarını önlemek için başlıca
şu önlemler alınmalıdır:
1-) Tozun oluşmasını, havaya karışmasını ve
birikmesini önlemek,
2-) Tozun ateşlenmesini önlemek,
3-) Toz patlamasının gelişmesini önlemek,
4-) Gelişen toz patlamalarını diğer ocak kısım-
larına yayılmadan durdurmak
İNOVATİFKimya Dergisi 20
Kömür madenlerinde, kömür tozunun oluşmasını engellemek için, her türlü önlemler alınmasına
karşın yine de patlama kaçınılmaz olabilir. Yerde 0,012mm kalınlığında bile oluşacak kömür tozu
havada asılı kalırsa patlamaya neden olur. Bu gerçekten çok büyük bir risktir. Ancak dolomit,
alçıtaşı ve kireçtaşı gibi alevlenmeyen maddeler toz haline getirilerek yere serpilirse patlama riski
azaltılmış olur.
Ayrıca gaz sızıntısı olduğu zaman uyarı veren sızıntı uyarı aygıtlarının, alevlenme olduğu zaman
yangını anında haber veren ve müdahale eden otomatik yangın söndürücü sistemlerin kullanılması
gerekmektedir.
En Güvenli Maden: Küre
2004 yılında madende meydana gelen felaketten sonra maden ocağında iyileştirilmeye gittikler-
ini söyleyen yetkililer öncelikle çalışanlara iş güvenlik ile ilgili eğitiminin verildiğini söylüyor.
Bununla beraber sınırsız oksijen takviyesi sunan yaşam odalarının yeterli sayıya çıkarılmış olması
geliyor. Yaşam odalarının sayısı kadar ulaşılır olmaları ve ulaşım suresinde madencilere yetecek
kadar oksijeni-ki bu oksijen süresi yarın
saat olur genellikle-maskeler kullanılıyor.
Yer altı maden işletmelerinde havalandır-
ma sisteminin mutlaka müstakil bir enerji
hattıyla desteklenmesi gerekiyor ki yangın
durumunda etkilenmemesi gerekiyor. İşte
bütün bu alınan önlemlerden dolayı Küre
Türkiye’nin en güvenli madenlerinden biri
haline gelmiştir. İş güvenliği için herhangi
bir mühendislik bölümünden mezun olan
ardından iş güvenlik eğitim alan kişilere A
sınıfı sertifikaya sahip oluyorlar ve bu da
çalışma şartlarının ağır olduğu ve güvenliğin
yer üstü çalışma alanlarına göre daha ağır
olan madencilik için uygun olmuyor. Bu ned-
enle yapılan denetimler yetersiz kalıyor ve Armutçuk’ta Kozlu’da Küre’de Soma’da meydana gelen
felaketler gibi başka felaketlerin meydana gelmesi ve buralarda hayatını kaybeden madencilerin
sayısının oldukça fazla kaçınılmaz hale getiriyor. Umarız bundan sonra maden ocaklarında dene-
timler artar ve madencilerin çalışma şartları iyileştirilme yoluna gidilir.
Soma’da hayatını kaybeden maden işçilerine Allahtan rahmet dilerim…
Kaynaklar:
•Polonya Araştırmaları, Coal Dust Explosions, TTK Etüd - Tesis Kütüphanesi.
•4. SKOCHINSKY, A., KOMAROV, V., Mine Ventilation, Moskova 1969
•http://www.isguvenligi.net/iskollari-ve-is-guvenligi/madencilik-sektorunde-is-sagligi-ve-guvenli-
gi/
•http://gundem.bugun.com.tr/soma-faciasi-ders-oldu-haberi/1107962
•http://www.santa.com.tr/YONERGE/gas-komur-tozu-patlama.pdf
•http://www.sendika.org/2004/09/maden-muhendisleri-odasi-kurede-kazanin-sorumlusu-bakanlik-
lar/
•http://haber.gazetevatan.com/turkiyenin-maden-ocagi-kazalari-iste-madem-kazalarinda-kor-
kunc-rakam/637400/43/teknoloji
•http://www.risalehaber.com/maden-ocagi-acmak-kresten-bile-daha-kolay-210389h.htm
•Temle Britannica-Cilt 1
İNOVATİFKimya Dergisi21
Balıkesir
Üniversitesi
KIMYA
TEKNIKERI
(MEZUN)
Anıl Yasin AKDOĞAN
anil_yasin_akdogan@hotmail.com
“İyon
Tutucular”
Sabunlar ve karboksilatlar
sert suda Ca+2 ve Mg
+2 iyoları ile çözünmez
yapıda kompleks oluşturma
eğilimlerine sahiptirler. Bu
durum özellikle anyonik yüzey
aktif maddelerin etkinliğini
azalttığı gibi tekstil mamulü
üzerine suda çözünmeyen
kompleks bileşiklerin çökme-
si daha sonraki renklendirme
işlemlerinde problemlere
sebep olur. Ayrıca bazı ağır
metallerin çok az miktarda
bulunması bile işlem sırasında
problemlere neden olmaktadır.
Ağartma işlemleri sırasın-
da oluşan demir lekeleri en
önemli problemdir. Bilindiği
gibi ağır metal iyonları hidro-
jen peroksitin parçalanmasını
hızlandırmaktadır. Bu metal
iyonlarının etkisiyle parçalanan
hidrojen peroksit lif üzerinde
lekelenmelere ve hasara neden
olur. Renklendirme işlemlerinde
ise metal iyonlarıyla boyar-
madde molekülleri reaksiyona
girerek çökmelere, renksizleşm-
eye, düzgünsüz boyamalara ve
haslık özelliklerinin düşmesine
neden olabilmektedir. Metal
iyonları genellikle işletme su-
larında bulunur.
Bunun dışında makine yüzeyin-
den bir miktar metal iyonu
çözünebilir. Tekstil malzeme-
sinin üzerinde bu tür metaller
bulunabilir ya da kullanılan
bazı boyarmadde ve kimyasal
maddeler aynı metal iyonlarını
içerebilir. Bu nedenle sadece
uygun işletme suyu kullanmak-
la bu problemlerin önlenmesi
mümkün olmaz. Hatta bazen
suyun aşırı işlemden geçirilmesi
başlangıçta suda bulunmayan
maddelerin oluşmasına neden
olabilir.
Tüm bu problemleri önlemek
için asıl işlemi ve işlem reaksi-
yonunu bozmadan sadece metal
iyonlarıyla reaksiyona giren
bazı kimyasal maddeler kul-
lanılmaktadır. Bu tür maddeler
iyon tutucu maddeler olarak
bilinir. İyon tutucu yerine kom-
pleks yapıcı terimi de kullanıla-
bilir. İyon tutucular kompleks
oluiturma mekanizmasıyla
çalışır ve genelde şelatlanma
yaparlar. Şelatlanma sonucunda
oluşan kompleks çözünebilir ve
zararsız bir yapıda kalır.
İNOVATİFKimya Dergisi 22
3 tip iyon tutucu önemlidir;
1.	 Aminokarboksilatlar
2.	 Fosfatlar
3.	 Hidroksikarboksilatlar
Aminokarboksilatlar
EDTA - etilendiamintetraasetik asit
DTPA - dietilentriaminpentaasetik asit
NTA - nitrilotriasetik asittir
Polifosfatlar CALGON - Na2(Na4P6O18)
SODYUM POLİFOSFAT
Hidroksikarboksilatlar SİTRİK ASİT
TARTARİK ASİT
1. AMİNOPOLİKARBOKSİLATLAR;
Güçlü şelatlanma ajanlarıdırlar. En çok kullanılanı etilendiamintetraasetik asit ( EDTA) tir.
EDTA Genel Formülü
EDTA da 6 adet bağlama yeteneğine sahip grup vardır;
•	 Karboksilik asitlerde ki 4 adet H ( ayrılınca COO- kalıyor. )
•	 2 adet nitrojenin üzerinde ki eşleşmemiş elektron çiftleri
İNOVATİFKimya Dergisi23
EDTA da 6 adet bağlama yeteneğine sahip grupları
EDTA + Ca++
EDTA’nın kalsiyum iyonunu yapısında bulundurması
Bu sınıfın diğer bir üyesi olan madde de dietilentriaminpentaasetik asittir. Genellikle sodyum tuzu
olarak kullanılmaktadır.
DTPA ‘ nın genel formülü
DTPA nın kalsiyum iyonunu tutması şekildeki gibi şematize edilebilir.
İNOVATİFKimya Dergisi 24
DTPA’ nın kalsiyum iyonunu tutması
Bu sınıf iyon tutuculara ikinci örnek sodyum tuzu formunda kullanılan nitrilotriasetik asittir
( NTA).
NTA ‘ nın genel formülü
NTA nın bir metal iyonu tutması da şekilde şematize edilmiştir;
NTA nın bir metal iyonu tutması
İNOVATİFKimya Dergisi25
2. POLİFOSFATLAR ;
3.HİDROKSİKARBOKSİLİK ASİTLER
Polifosfatlar uygun koşullar altında etkili iyon tutucu ajanlardır. Bunların en çok bilineni sodyum
hegzametafosfattır. [Na2(Ca2P6O16)] – ( Calgon )
Bunun kalsiyum iyonunu tutması aşağıdaki gibidir ;
Na2(Na4P6O18) + 2 Ca+2 ↔ Na2(Ca2P6O16) + 4Na+
Diğer polifosfatlara örnekler ; sodyum polifosfat , sodyum tripolifosfat , sodyum trimetafosfat ve
sodyum polifosfattır.
Sodyum polifosfat formülü
Polifosfatların dezavantajları tekstil proseslerin-
in bir çoğunda kullanılan 100 derece veya üstü
sıcaklıklarda hidrolize olarak daha basit fosfat
yapılarına dönüşmeleri ve iyon tutuculuk özel-
liklerini kaybetmeleridir. Örneğin uzun süreli
kaynatmada disodyum -dikalsiyumhegzameta-
fosfat hidroliz olarak çözünmez yapıda kalsi-
yum ortofosfatı oluşturur.
Bu durum fosfat iyon tutucuların daha stabil
olan amino polikarboksilatlara oranla daha az
tercih edilmesinin ardındaki asıl nedendir.
Birbirine uyumlu polifosfatlarla aminopolikar-
boksilatlar da iyon tutucu özellik gösterirler.
Oluşan yeni ürün fosfattan ziyade fosfonattır
çünkü yapıda –C-O-P- yerine –C-P- bağları
içerir. Bu fosfonatlanmış aminopolikarboksilat-
lara örnek olarak etilendiamintetrametilfosfonik
asit (EDTMP), dietilentriaminpentametil fosfon-
ik asit (DETMP) ve nitrolatrimetil fosfonik asit
(aminotrimetilen fosfonat veya ATMP) verile-
bilir. Bu iyon tutucular işletmelerde daha çok
tercih edilir.
En iyi bilinenleri sitrik asit , tartarik asit ve glikonik asittir.
İNOVATİFKimya Dergisi 26
Bu asitler iyon tutucu özellik bakımından aminopolikarboksilat veya polifosfatlar kadar önem
taşımazlar.
İyon tutucular bir çok tekstil terbiyecisi tarafından gelişi güzel olarak ihtiyaç duyulan stokiyo-
metrik miktarın çok üzerinde miktarlarda kullanılmaktadır. Şelatlanmanın gerçekleştiği t,p reaksi-
yonlar ise biraz daha komplekstir. Bu tür reaksiyonlar tersinir reaksiyonlar olup reaksiyon dengesi
pH ve konsantrasyona bağlı olarak değişir.
İyon tutucu + Metal iyonu ↔ Şelatlanmış Kompleks
Kompleksin stabilitesi yukarıda ki reaksiyonun denge sabitinin logaritması olan stabilite sabiti ile
belirtilir. Stabilite sabitinin yüksek olması iyon tutma gücünün yüksek olduğunu gösterir.
→ Aminopolikarboksilatların bir metal iyonu için stabilite sabiti genellikle ;
NTA < HEDTA < EDTA < DTPA sırasındadır.
→ Metallerde de stabilite sabiti şu şekildedir ;
Mg+2 < Ca +2 < Mn+2 < Al+3 < Zn+2 < Co+3 < Pb+2 < Cu+2 < Ni+3 < Fe+3
Bu sıralamalara göre magnezyum – NTA kompleksi en düşük stabiliteye , demir (III) – DTPA ise
en yüksek stabiliteye sahiptir.
Birden fazla metal bulunan çözeltilerde en sta-
bil kompleksi oluşturan metal şelatlanacaktır ve
diğer metal iyonları ancak bu en stabil komplek-
si oluşturan metalin iyonlarının tamamı şelat-
landığında artan kompleks yapıcı ( iyon tutucu
) ile şelatlanabilecektir. Örneğin kalsiyumun
şelatlanmış olduğu bir çözeltiye demir (III)
iyonları katılırsa demir kompleksinin stabilite
sabiti daha yüksek olduğundan demir iyonları
kalsiyum iyonları ile yer değiştirir , kalsiyum
iyonları ancak ortamda yeterli iyon tutucu varsa
tutulacaklardır.
Çözeltiye proton ya da hidroksit iyonu ilave-
si de dengeyi değiştirir. Dolayısı ile pH denge
üzerinde etkilidir ve iyon tutucu seçiminde
çalışılacak pH göz önünde bulundurulmalıdır.
Zayıf asidik banyolarda inorganik polifosfatlar
verimli çalışırken nötr ve hafif alkali ortamlar-
da aminopolikarboksilatlar daha iyi çalışmak-
tadırlar. Bununla birlikte verimlilik metal iyonu
tipine göre de değiştiğinden bu tip genellemeler
bir açıdan yanlış olmaktadır.
Fosfatlar kalsiyum ve magnezyum için iyi iyon
tutucu özellik göstermelerine karşın üç değerlik-
li metaller için yeterli olmamaktadırlar. Bunlar
için pH 9’a kadar NTA, EDTA ve DTPA uygun-
dur. Bu pH‘ın üzerinde bu bileşiklerin demir(I-
II) ile yaptıkları kompleksler çökme eğilimi
gösterir. Zaten hidroksiaminokarboksilatların
gelişimini bu durum tetiklemiştir.
Örneğin pH 9’da demir (III) için HEDTA uy-
gundur, pH 12’de ise DEG iyi sonuçlar verir.
Bunlar birçok metal iyonu için etkin olsa da su
sertliğini oluşturan iyonları tutmakta aminopo-
likarboksilatlar kadar başarılı değillerdir.
İNOVATİFKimya Dergisi27
Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere iyon tutucuların seçimi spesifik çalışma şartlarına göre belir-
lenmelidir. Özellikle metal kompleks ve mordan boyarmaddeler olmak üzere birçok reaktif ve di-
rekt boyarmaddenin de metal iyonu içerdiği ve iyon tutucu kullanımı ve seçiminde dikkat edilmesi
gerektiği unutulmamalıdır. Örneğin yünün krom mordan boyarmaddelerle boyanmasında EDTA,
DTPA ve fosfat esaslı madde kullanımından kaçınılmalı, pamuğun metal kompleks direkt boyarma-
ddelele boyanmasında EDTA kullanımından kaçınılmalıdır (polifosfatlar uygun)
İYON TUTUCULARIN İŞLETMEDEKİ ÖNEMİ
İyon tutucular işletme sularında bulunan ve suya sertlik veren Ca+2 ve Mg+2 iyonalarını
mamülden uzaklaştırarak temiz bir işletme suyu prosesi ve temiz bir mamül elde etmek için önem-
li rol oynarlar. Örnek bir iyon tutucunun işletmedeki faydaları aşağıdaki gibidir;
•Tekrarlı reçetelerde boya ilaveleri büyük ölçüde azalmıştır.
•Daha önce soda ( Na2CO3) ilavesinden sonra pH 10.2 nin üzerine çıkılamayan durumlarda , iyon
tutucular ile pH 10.7 seviyesi sağlanmıştır.
•Bikarbonat etkileri büyük ölçüde minimize edilmiştir.
•Turkuaz boya çökmeleri engellenmiştir.
•Boya veriminde artışlar belirlenmiştir.
•Tüm boyamalarda daha yüksek verim ve boyama sonrası yıkamalarda tasarruflar ve kısa prosesler
sağlanmıştır.
ÖRNEK BİR İYON TUTUCU (FOSFONAT KÖKENLİ)
GÖRÜNÜM: Saydam , kolayca pompalanabilen sıvı
İYONİK KARAKTERİ: Anyonik
ÖZGÜL AĞIRLIĞI : Yaklaşık 1.08
ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ: Soğuk ve sıcak suda her oranda çözünür
DAYANIKLILIK: pH 1 ile 13 arasında 135 dereceye kadar yüksek sıcaklıklarda stabildir.
KULLANIM ÖZELLİKLERİ: Boyama banyosunda , tüm reaktif , dispers , asit , direkt , indigo
, kükürt boyarmaddelerle yüksek çözebilirlilik özelliği sağlayarak ve sudan gelebilen bikarbonat
ve iyon etkileşimlerini minimize ederek doğru boyama performansını arttırır. boyamalarda yük-
sek verimlilik ve homojenlik sağlar. boyama banyosunda geniş pH (1-13) aralığı içerisinde alkali
toprak metal iyonlarını ( Ca , Mg , Fe , Cu , Mn ) tutar ve komplekslerin çökmesini engeller. Metal
kompleks boyarmaddeler ile herhangi bir bağ oluşturmaz , boya çekimini ters yönde etkilemez. Bu
özellikleri 135 dereceye kadar devam eder.
Köpük yapmaz , kullanıldığı yerlerde sudan gelen kireç maddelerinin çökmesini engeller. Bu özel-
likleri ve yüksek sıcaklıklara dayanımı sodyum hekza - meta - fosfat'a göre çok daha fazladır.
KULLANIM MİKTARLARI:
BOYAMALARDA:
Çektirme işlemlerinde 0,5 - 2 g/l ( mamül ağırlığına göre )
BOYAMA SONRASI YIKAMALARDA: 0.3 - 1 g/l
Kaynaklar :
•Data Sheet
•http://aksel.home.uludag.edu.tr/ykimnot/4.pdf
•Tekstil ön terbiyesi
İNOVATİFKimya Dergisi 28
“Kimya
Mühendisliği ve
Aspen Plus”Cumhuriyet
Üniversitesi
KIMYA
MUHENDISI
(MEZUN)
Yavuz Selim KART
kim_muhselim@hotmail.com
Bu ay kimya mühendis-
lerinin kullandığı
bir programı sizlere
tanıtacağım. Bu programı
uygulayıp anlatmak için
programı edinmek lazım. Ne
yazık ki programın boyutları
çok büyük ve orijinal bul-
mamız da zor. Program nedir,
ne değildir ona bir bakalım.
Bu program kimya mühendis-
liği ile ilgili simülasyonların
hazırlanmasını sağlayan old-
ukça kullanışlı bir program.
Chemcad kullananlarınız ol-
muştur. Bu program da Chem-
cad’in daha ayrıntılı versi-
yonu. Ciddi anlamda kaliteli
bir program olan Aspen Plus,
akademik araştırmalar ve plot
tesis uygulamalarının simülasyonu için kullanılmak-
ta. Bununla uygulama pek yapamamış olsam da genel itibari ile programın mantığı Chemcad gibi.
Chemcad’e alışan biri için programı öğrenmek sadece zaman alacaktır. Çünkü program kullanım
itibariyle benzer bir mantık üzerinden gidiyor. Programın görünüşü şekildeki gibidir.
Resim 1 : Aspen Plus Temel Görünüm
İNOVATİFKimya Dergisi29
Programı açınca böyle bir proje elbette karşımıza gelmeyecek. İlk açınca karşımıza boş bir ekran
gelecek. Bu ekranda olan şeylerin nasıl kullanılacağını bir miktar özetledim. Bunun resmini,
Resim 2’de görmektesiniz. Program temel açılınca bu şekilde bir görünüm görmeniz lazım.
Resim 2 : Aspen Plus İlk Açılış Ekranı
Peki bu Aspen Plus’ta hangi çizim araçları mevcut.
1-) Kurutucu
2-) Kristalizatör
3-) Separatörler
4-) Santrifüj
5-) Reaktör
6-) Kolon sistemleri
En temel olanları sizlere belirttim bunların kendi içinde de ayrıca türleri mevcut. Bir ekipman
seçtiğimiz zaman onun altındaki sekmelerden hangisi işimize yarıyorsa onu seçerek sürükleyip
bırakıyoruz. Bu sayede istediğimiz proses ekipmanlarını kullanmış oluyoruz. Resim 3’de var olan
ekipmanların bir kısmını görmektesiniz.
İNOVATİFKimya Dergisi 30
Resim 3 : Aspen Plus Ekipmanları
Peki, Kimya Mühendisliğinde hangi tür hesaplar yapılıyor.
1-) Proses Ekipmanlarının Kütle ve Enerji Denklikleri
2-) Yapılan hesaplamaların sonuçlarını grafik ve tablo şeklinde inceleme imkanı
3-) Var olan bir kimyasal prosesin verimini artırmaya yönelik uygulamalar
4-) Termodinamik hesaplamalar
5-) Yatırım maliyetini analiz etmek
Genel yapılan işlemler bunlar. Bizler için chemcad şu anda iyi bir seçenek gibi görünse de bu tarz
programların isimlerini ve ne işe yaradıklarını öğrenmek bizlere çok şey kazandırır. Sizlere kısa
bir örnek anlatarak olayı özetleyeceğim. Yapacağımız işlem Ethanol-Su karışımının Kolon sistemi
ile ayrılması. Burada yapacağımız işlemlerde.
1-) Column and Stream menü -> ile ekipmanı seçiyoruz. Sürükle bırak ile ekliyoruz.
2-) Besleme akımlarını belirtiyoruz. (Chemcadde de aynı yöntem var)
3-) Bu işlemler bitince şekil Resim 4 gibi olacak.
İNOVATİFKimya Dergisi31
Resim 4 : Sistemimizin Hali
4-) Birim sistemleri ayarlanır. SI birim sistemini seçtik.
5-) Rapor kısımları için birimleri belirleme işlemleri yapıyoruz. Mol ya da hangisini kullanak isti-
yorsak.
6-) Birleşiklerimizi programın içindeki veritabanı sayesinde seçiyoruz. Ethanol-Su seçeceğiz.
Şekildeki Resim 5 gibi olacak.
Resim 5 : Birleşiklerin programdaki gösterimi ve eklenmesi
İNOVATİFKimya Dergisi 32
7-) Kullanacağımız metodu seçiyoruz. Seçilen metoda göre işlem sonuçları değişiyor. Nasıl bir
işlem yapıyorsanız ona göre seçeceksiniz. Burada biz 20 mol/saat etanol ve 980 mol/saat su
giriyoruz. Kademe sayısını seçiyoruz ve diğer ekipman özelliklerini seçiyoruz. Özellikle belirte-
ceğimiz değerleri giriyoruz. Birkaç adım daha sonrası işlemi analiz ediyoruz. Resim 6’daki gibi
bir sonuç çıkmış oluyor.
Resim 6 : Birleşiklerin programdaki işlemler sonucu çıkan sonuçlar
Bu şekilde her türlü tesisin ya da herhangi bir işlemin hesapları yapılabilir. Sonuçları grafik olarak
analiz edilebilir. İşlemin tüm sonuçları yakından incelenebilir. Program oldukça pahalı. Bu kadar
özellik ve gerçeğe yakın değerleriyle pahalı olmasını eleştirmek mantıksız. Sizlere fikir verebil-
mek, öğrenci arkadaşlara yardımcı olabilmek ve bu programla uğraşmak isteyenlere yardımcı ol-
mak için kısaca anlattım. Umarım faydalı olur. Birkaç arkadaş merak eder iyi seviyelerde öğrenir.
Bu şekilde katkım olursa ne mutlu bana. http://www.aspentech.com/ sitesinden gerekli inceleme-
leri yapabilirsiniz.
Kaynaklar :
http://www.chems.msu.edu/resources/tutorials/ASPEN
http://www.process-simulation.at/images/AspenPic_Homepage.png
http://www.pacetoday.com.au/getmedia/15d039d5-af83-4bc7-a9c7-615ed23acbec/Solids-Unit-Li-
brary2.aspx
İNOVATİFKimya Dergisi33
iNOVATiF KiMYA DERGiSiİ’NDEN
HABERLER
Yengeç Kabuklarının İlginç Serüveni
Namık Kemal
Üniversitesi’nin
Ziraat Fakülte-
si Toprak Bilimi
ve Bitki Besleme
Bölümü, Çanak-
kale Onsekiz Mart
Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Toprak
Bilimi ve Bitki
Besleme Bölümü,
tarımsal üretimde
kullanılan –ilaç,
gübre vb. – kimy-
asalların insan sağlığına olumsuz etkilerinin artması nedeniyle bu konuda bir
araştırma gerçekleştirdiler.
Namık Kemal Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üye-
si Prof. Dr. Aydın Adiloğlu, bu araştırmayla yengeç kabukları hakkında şöyle bir
açıklama yaptı: “ Dünya çapında, deniz ürünleri üreticisi şirketler tarafından
büyük miktarlarda yengeç kabuğu değerlendirilmeden çevreye atılmaktadır.
Özellikle son yıllarda atıkların yeniden değerlendirilmesinin gündeme gelm-
esiyle kabuklu su ürünleri çürümeye bırakılmak yerine kimyasal veya biyolojik
yöntemlerle yeniden değerlendirilmekte, yeni organik gübreler elde edilmekte-
dir. Organik tarımda gübreleme hem toprak verimliliğinin sürdürülebilirliğini
sağlamak hem de bitki besin maddesi ihtiyaçlarını karşılamak açısından önem-
lidir. Çalışmamız kapsamında artan oranlarda yengeç kabuğunun organik gü-
bre olarak kullanılması, özellikle asit toprakların bazı kimyasal özelliklerinin,
makro ve mikro element kapsamı üzerine olumlu etkileri tespit edilmiştir.”
Aynı zamanda Adiloğlu, toprak verimliliğinde yengeç kabuklarının kullanılabi-
leceğini açıkladı. “Asit topraklarda yengeç kabuğu bir organik gübre olarak uy-
gulandığında verimliliğin artmasını sağlamaktadır. Bu durum, asit topraklar için
önemlidir. Asit topraklarda fosfor eksikliği, demir, bakır, çinko, mangan toksisite-
leri ve azot mineralizasyonunun engellenmesi sık sık görülmektedir. Yengeç ka-
buğu, yeni bir organik gübre olarak asit toprakların verimliliğinin artırılması ve bu
tip topraklarda bitki beslenmesi için önerilmektedir.”
İNOVATİFKimya Dergisi 34
Kız Öğrencilerin Başarısı
Son Moda Akıllı Tişörtler
Şırnak'ın Cizre il-
çesinde Fen Lisesi
öğrencisi Miryem
Bayram, Kimya alanın-
da geliştirdiği projeyle
Gürcistan'da düzenle-
nen Uluslararası Genç
Mucitler Proje Olimpi-
yatı'nda ikinciliği elde
etti.
Gürcistan'ın başken-
ti Tiflis'te bu yıl 8.
düzenlenen AB onay-
lı Uluslararası Genç
Mucitler Proje Ol-
impiyatı'nda Cizre Fen
Lisesi Müdür Baş-
yardımcısı ve Kimya
Öğretmeni’nin danışmanlığını yaptığı 10. sınıf öğrencisi Bayram, Kimya alanında hazırladığı
"Polimerlerin Doğada Çözünme Süresini Düşürmek için Alternatif Bir Yöntem" Projesi ile dünya
ikincisi olarak gümüş madalya kazandı.
Proje sunumlarıyla başlayan yarışmaya, Bilgisayar, Biyoloji, Fizik, Kimya, Matematik,
Mühendislik dallarından 43 farklı ülkeden 124 finalist proje katıldı. Dünyanın farklı yerlerinden
gelen genç mucitler, projelerini 2 gün boyunca ilgili branş jürilerine ve gelen ziyaretçilere İn-
gilizce sundu. Bayram, Kimya alanında geliştirdiği projesinin dünya ikincisi olmasından dolayı
büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi.
Bayram’ın başarısının gurur verici olduğunu dile getiren Cizre Fen Lisesi Müdürü, “Öğrenciler-
imizin daha iyi yerlere gelmesi ve başarılar elde etmesi için çalışmalarımız sürecek” diye konuş-
tu.
Akıllı tişört sağlıklı
yaşamamız ve fit kalmamız
için tasarlanan bir üründür.
Ürünün en önemli özelliği
biyolojik ölçümleri detaylı
olarak sunuyor. Gerçek zam-
anlı olarak günlük aktivite-
lerinizi fizyolojik stres ve
fitness değerlerinizi ölçen
elektrotlarla dokunmuş dört
farklı tişörtten oluşuyor. Bu akıllı tişörtler, vücudunuzdan aldığı bilgileri, akıllı telefonunuza
aktarıyor. Uygulama kalp atışı, nefes, hareket ( adım ve tempo gibi ), hareket yoğunluğu, kalp
ritmi değişkenliği gibi detaylı verileri ekranınızdan takip etmenizi sağlıyor.
İNOVATİFKimya Dergisi35
Tişörtler vücudunuzdan aldığı verileri avuç içine sığan bir siyah kutuya aktarıyor. Tişörte tuttur-
ulan bu siyah kutu, verilerin Bluetooth bağlantısı kullanarak telefonunuza iletilmesini sağlıyor.
Cihaz 30 saat aralıksız çalışabiliyor.
Kaynaklar:
http://www.radikal.com.tr/cevre/yeni_bir_organik_gubre_yengec_kabugu-1178945
http://tr.euronews.com/2014/05/12/yengec-kabuklarinin-ilginc-seruveni/
http://www.dunyagida.com.tr/haber.php?nid=2330
http://cizre.meb.gov.tr/www/tubitak-proje-yarismasinda-cizreli-kiz-ogrencilerin-buyuk-basarisi/
icerik/75
http://www.haberturk.com/gundem/haber/946523-kiz-ogrencinin-buyuk-basarisi
http://www.ademsguide.com/giyilebilir-teknolojide-son-moda-akilli-tisort/
İNOVATİFKimya Dergisi 36
Kimya SözlüğüKimya Dergisi
İNOVATİF
Radioactive fallout-Radyoaktif Serpinti
Radyoaktif parçacıkların yer yüzeyine inmesi; ya da radyoaktif parçacıkların kendisi.
Reverse osmosis-Ters Osmoz
Yüksek çoğunluktaki çözeltilerde çözücünün basınç altında filtrelerden geçerek daha düşük yoğunluktaki
çözeltiye doğru hareketidir.
Tetramethyl lead-Tetra metil kurşun
Benzinde vuruntu önleyici etki maddesi olarak kullanılan tetraetil kurşuna benzeyen, ama ondan daha aktif
olan bir kimyasal madde.
Toxicology-Toksikoloji
Zehirleri ve etkilerini, etkime mekanizmalarını ve arıtılma yöntemlerini inceleyen bilim dalı.
Radionuclide-Radyonüklid
Radyoaktif çekirdek
Benzene-Benzen
Kanser yapan endüstriyel çözücü.
Clinker-Cüruf
Fırınlardaki ergimiş kalıntı.
Fibrinogen-Fibrinojen
Kan plazmasında bulnan bir protein.
Meniscus-Menisküs
İnce tübde bulunan sıvı yüzeyinin yüzey gerilimi dolayısı ile iç bükey olma durumudur.
Ideal Gas-İdeal Gaz
Moleküllerin özhacimlerinin moleküllerin serbestçe dolaştıkları tüm hacime oranı çok küçük olan, moleküller-
inin arasında çekme ve itme kuvvetleri bulunmayan,molekülleri arası çarpışmaların esnek olduğu model
Extraction-Ekstraksiyon
Bir çözelti ya da süspansiyon içindeki organik maddeyi, çözen fakat çözelti ya da süspansiyondaki çözgen ile
karışmayan bir başka organik çözgen yardımıyla ayırmaktır.
Buffer Solution-Tampon Çözelti
pH sı belli olan, seyrelmeyle veya az miktarda kuvvetli asit veya baz ilavesi sonucu pH sı değişmeyen çözeltil-
ere denir.
İNOVATİFKimya Dergisi37
Yararlı SitelerKimya Dergisi
İNOVATİF
Bu ay size bu web sitesini öneriyoruz. Sitede herhangi bir
kimyasal üsmini arattığınız zaman, o maddenin özellikler-
ini, üretici firmalarını, videolarını vb birçok özelliğine
kolayca ulaştırıyor. Site ingilizce bir site. Siteye bakmanızı
öneriyoruz. Umarız faydalı olur.
http://www.rsc.org/learn-chemistry
Kimya ile ilgili bilgi mi arıyorsunuz? Döküman mı arıyor-
sunuz? Daha çok mu öğrenmek istiyorsunuz? Bu İngilizce
Kimya sitesinde bir çok bilgi ve döküman bulunmakta.
Tek yapmanız gereken bu bilgileri arayıp bulmanız. Çeşitli
simülasyonlarında bulunduğu siteyi ğlenerek inceleye-
ceğinizi umuyoruz.
http://www.chemistry-conferences.com/
Dünya üzerinde çeşitli kimya konferanslarını takip mi
etmek istiyorsunuz? O zaman bu site tam size göre. İnor-
ganik Kimya, Organik Kimya, Fiziko Kimya, Biyokimya ve
Nanoteknoloji ile ilgili temel başlıklar mevcut. Bu başlıklara
tıklayarak yer ve zaman bilgisi alabilirsiniz.
http://www.worldofchemicals.com/
İNOVATİFKimya Dergisi 38
Kimya Dergisi
İNOVATİF
Kimya Bulmacasi
1
2
3 4
5
6
7
8
9
Soldan Saga
3. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle
ayristirma.
4. Termal iliski içindeki maddeler arasinda meydana gelen isi
akisini tanimlayan fiziksel özellik.
5. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek)
karsisindakini yükseltgeyen madde.
7. Bir maddenin kisa dalga boylu radyasyon ile uyarilmasi
sonucu isik yaymasi uyarici ortamdan uzaklastirildiginda
isik yayma islemi durur.
8. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek.
9. Bir atomun en dis seviyesindeki elektron sayisinin 8
olmasi.
Yukaridan Asagiya
1. Kimyasal reaksiyondaki giren maddelerle, ürünler
arasindaki iliski.
2. Kapali kaptaki gazlarin basincini ölçmek için kullanilan
düzenek.
4. Kimyasal reaksiyonlara karsi ilgisiz elementler.periyodik
tablodaki 8Agrubu. Inört veya asal olarak ta bilinirler.
6. Bir kilogram çözücü içerisindeki çözünmüs maddenin mol
sayisi.
İNOVATİFKimya Dergisi39
Kimya Dergisi
İNOVATİF
Kimya Bulmacasi
R
1
A D Y
2
O I Z O T O P
Ü
Z
E P
3
Y L
G A
E Z R
4
U
5
Y A R i L M i S H A L T
6
I A D U
L S
7
O Y G A Z
I A
M S
8
i V i
I Y
O
9
Z M O S
Y
10
Ü K S E L T G E N
Soldan Saga
1. Bir elementin radyoaktif özellik gösteren izotoplari.
[RADYOIZOTOP]
5. Temel haldeki bir elektronun, disaridan enerji verilerek
daha kararsiz olan bir dis yörüngeye çikarilmasi hâli.
[UYARiLMiSHAL]
7. Kimyasal reaksiyonlara karsi ilgisiz elementler. Periyodik
tablodaki 8A grubu elementleri.Inert veya asal gaz
olarakta bilinirler. [SOYGAZ]
8. Maddenin hali. Kütlesi ve hacmi belli olan fakat belirli bir
sekli olamayan maddedir. Bu yüzden içine konuldugu
kabin seklini alir. [SiVi]
9. Bir çözücünün yari geçirgen bir zardan daha derisik bir
çözeltiye geçmesi. [OZMOS]
10. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek)
karsisindakini yükseltgeyen madde. [YÜKSELTGEN]
Yukaridan Asagiya
2. Moleküller arasi çekim kuvvetinden dolayi sivinin
yüzeyinde olusan kuvvet. [YÜZEYGERILIMI]
3. Gaz fazindaki atomlarin çok yüksek sicakliklarda
iyonlasarak çekirdek ve elektronlarina ayrismasi sonucu
olusan akiskan madde. [PLAZMA]
4. Enerjinin elektromanyetik dalgalar ya da parçaciklar
halinde yayilmasi. [RADYASYON]
6. Asitlerle, bazlarin reaksiyonu sonucu olusan ürün. [TUZ]
Geçen Ayın Çözümü
Kimya Dergisi
İNOVATİF
Bende Yazmak İstiyorum
Dergide bende yazmak istiyorum benim de
yazılarım olsun diyorsanız.
***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz.
***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli.
***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zor-
laştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.
***Dergi editörlerimiz olan
Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.
***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa
yazınız yayınlanmayacaktır.
***Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi
Çalışıyor iseniz çalıştığınız kurumdaki pozisyonunuz.
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
*** 2014 Temmuz ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Haziran 2014 dür.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar
Bir sonraki ay yayınlanacaktır.
***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle
yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey
değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız
rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim.
***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda
en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında
olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.
***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.
***İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.

More Related Content

What's hot (10)

inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13
 
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
 
Mechanic Dergi 1. Sayı
Mechanic Dergi 1. SayıMechanic Dergi 1. Sayı
Mechanic Dergi 1. Sayı
 
inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20inovatif kimya dergisi sayi 20
inovatif kimya dergisi sayi 20
 
inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14
 
inovatif kimya dergisi sayi 17
inovatif kimya dergisi sayi 17inovatif kimya dergisi sayi 17
inovatif kimya dergisi sayi 17
 
inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21
 
inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23
 
inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19
 
inovatif kimya dergisi sayi 1
inovatif kimya dergisi sayi 1inovatif kimya dergisi sayi 1
inovatif kimya dergisi sayi 1
 

Viewers also liked

Mf0013 internal audit &amp; control
Mf0013 internal audit &amp; controlMf0013 internal audit &amp; control
Mf0013 internal audit &amp; controlconsult4solutions
 
298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculo
298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculo298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculo
298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculoAngel Gustavo Santos Chunab
 
상상유니브 기획서 우리집 녹음실
상상유니브 기획서 우리집 녹음실상상유니브 기획서 우리집 녹음실
상상유니브 기획서 우리집 녹음실HANHUIGON
 
Estadística descriptiva continuación
Estadística descriptiva continuaciónEstadística descriptiva continuación
Estadística descriptiva continuaciónEsther Acosta
 
Knowledge Management ppt
Knowledge Management pptKnowledge Management ppt
Knowledge Management pptSameya
 
ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD
ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD
ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD gennymera
 
Arquitectura 140126175649-phpapp01
Arquitectura 140126175649-phpapp01Arquitectura 140126175649-phpapp01
Arquitectura 140126175649-phpapp01Kathia Chiquita
 
Ellis Course Work
Ellis Course Work Ellis Course Work
Ellis Course Work blundenellis
 

Viewers also liked (17)

ADHD Summary
ADHD SummaryADHD Summary
ADHD Summary
 
Mf0013 internal audit &amp; control
Mf0013 internal audit &amp; controlMf0013 internal audit &amp; control
Mf0013 internal audit &amp; control
 
ισοτητα τριγωνων
ισοτητα τριγωνωνισοτητα τριγωνων
ισοτητα τριγωνων
 
298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculo
298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculo298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculo
298180913 ada-1-la-diversidad-de-hojas-de-calculo
 
Mb0045 financial management
Mb0045 financial managementMb0045 financial management
Mb0045 financial management
 
Mb0046 marketing management
Mb0046 marketing managementMb0046 marketing management
Mb0046 marketing management
 
상상유니브 기획서 우리집 녹음실
상상유니브 기획서 우리집 녹음실상상유니브 기획서 우리집 녹음실
상상유니브 기획서 우리집 녹음실
 
ms_mub
ms_mubms_mub
ms_mub
 
Estadística descriptiva continuación
Estadística descriptiva continuaciónEstadística descriptiva continuación
Estadística descriptiva continuación
 
Resume!
Resume!Resume!
Resume!
 
Knowledge Management ppt
Knowledge Management pptKnowledge Management ppt
Knowledge Management ppt
 
ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD
ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD
ATENCIÓN A LA DIVERSIDAD
 
paper
paperpaper
paper
 
Integradora bloque 3 equipo 9
Integradora bloque 3 equipo 9Integradora bloque 3 equipo 9
Integradora bloque 3 equipo 9
 
Arquitectura 140126175649-phpapp01
Arquitectura 140126175649-phpapp01Arquitectura 140126175649-phpapp01
Arquitectura 140126175649-phpapp01
 
Ellis Course Work
Ellis Course Work Ellis Course Work
Ellis Course Work
 
Alliaud historia del magisterio en argentina
Alliaud historia del magisterio en argentinaAlliaud historia del magisterio en argentina
Alliaud historia del magisterio en argentina
 

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11 (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-2
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-2İnovatif Kimya Dergisi Sayı-2
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-2
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
 
inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
 
inovatif kimya dergisi sayi 18
inovatif kimya dergisi sayi 18inovatif kimya dergisi sayi 18
inovatif kimya dergisi sayi 18
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
 
inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
 
inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27
 

More from İnovatif Kimya Dergisi

More from İnovatif Kimya Dergisi (19)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
 

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11

  • 1. İNOVATİFKimya DergisiYIL : 2 SAYI : 6 HAZİRAN 2014 SU-H2O İYON TUTUCULAR SU KİRLİLİĞİ YAPAY ET * HABERLER * BULMACA * YARARLI SİTELER KİMYA MÜHENDİSLİĞİ VE ASPEN PLUS NÜKLEER ENERJİ
  • 2. Sahibi : Yavuz Selim Kart Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart Aybike Kurtuldu Seda Çoban Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart Facebook Yönetimi ve Bilgi Araştırma: Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa Ezgi Sulu Ebru Çetinkaya Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart Büşra Yılmaz Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart Haber Bölümü : Seda Çoban Bu Sayıda Yazanlar : Hatile Moumintsa Vahit Kenar Mustafa Altunkaynak İsmail Bayraktar Aybike Kurtuldu Anıl Yasin Akdoğan Yavuz Selim Kart Bize Ulaşın facebook.com/InovatifKimyaDergisi twitter.com/InovatifKimya inovatifkimyadergisi@gmail.com instagram.com/inovatifkimyadergisi Sevgili İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları, Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi, bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır. Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizin içeriğinde * Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler * Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı ümit ediyoruz. Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle... İnovatif Kimya Dergisi
  • 3. İNOVATİFKimya Dergisi KURALLARI 1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun- dasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumun- dasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir so- run yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza ge- lebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler ke- sinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına ekleme- leri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazıları için Yavuz Selim Kart ile konuşma- ları gerekmektedir. www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı ile ulaşabilirler. Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yaz- mayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici say- famızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında gerekli adresler mevcuttur. 6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirtmiş olduğum isime sorabilirsiniz. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder- diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiye- lerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir dergi çünkü. 8. Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özel- likle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönderirseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar ark- adaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybetmemiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur. 9. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar 2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz hakkı dergi yönetimine aittir. 10. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark- adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmey- iniz. 11. Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. *Akademik Makaleler *Endüstriyel Yazılar *Üniversite Hayatında Kimya *İş Hayatında Kimya *Laboratuvar Üzerine *Kimya Güvenliği 12. Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız. Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilir- siniz.Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında da çalışmalar yapılacaktır. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu ark- adaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İnovatif Kimya Dergisi
  • 4. Merhaba İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları “EDİTÖRDEN” Değerli Okuyucularımız; Derginin ilk çıktığı an itibariyle kurallar bölümünde belirttiğimiz üzere ,(10. Kural), Bu E-Dergi gönüllülük üzerine tarafımca yönetiliyor. Bu ve diğer aylarda artık sizlerin karşısında ben olacağım. Bu ay çok talihsiz olaylar yaşadık. Soma Felaketi Ülkemizi derinden üzdü. Bu fela- ket karşısından insan düşünmeden edemiyor. Cidden ihmal mi? Yoksa suistimal mi? İnsan hayatının hiçe sayılmaması, gereken önlemlerin kazalar olmadan sıkıca alınması gerekli. Ayrı- ca herkesin görevini en iyi şekilde yapması da gerekli. Özellikle bu maden sektörü gibi ağır ve tehlikeli sektörlerde çalışan mühendis ve işçi arkadaşlar uyumlu ve titiz bir şekilde görevlerini icra etmeli. Herkes kendine düşen payı yerine getirmeli. Tekrar bu şekilde olayların ülkem- izde olmamasını diliyor. Ölen vatandaşlarımıza Allah’tan Rahmet geride kalan aile efradına ise başsağlığı diliyoruz. Bu ay E-Dergimizde 7 farklı yazı bulunmakta. Su Kirliliği yazısında, doğamızda bulu- nan kirlilik çeşitleri sade bir dille anlatılmış. Yapay Et yazısında, yapay et ve üretimi üzerine açıklayıcı bilgiler yer almakta. Su-H2O konusunda ise suyun içeriği hakkında bilgiler verilm- iş. Gündemi meşgul eden bir konu olan Nükleer Enerji konusuda bu ayki konularımız içinde. 16 Ton yazısı ayın kapak konusu. İyon Tutucular konusu ise bu ayki en resimli ve içeriği dik- kat çekici konulardan biri olarak görünüyor. Kimya Mühendisliği ve Aspen Plus konusunda ise bilgisayar uygulamalarının Kimya Mühendisliğindeki uygulama alanlarına değinilmiş. Derginin bu ay ki konuları bunlar. Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen yazarlarımıza emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Sizler de bu dergiye en arka kapaktaki şartlara uyarak yazı gönderebilirsiniz. Gerekli tarih ve gönderim biçimleri en arka sayfada yazılı. Bir sonra ki ay görüşmek üzere saygı ve sevgiyle kalın. Yavuz Selim Kart Dergi Editörü
  • 5. İçindekilerİnovatif Kimya Dergisi 6 17 11 28 9 21 13 33 36 37 38 39 SU KİRLİLİĞİ 16 TON SU-H2O KİMYA MÜHENDİSLİĞİ VE ASPEN PLUS YAPAY ET İYON TUTUCULAR NÜKLEER ENERJİ HABERLER KİMYA SÖZLÜĞÜ YARARLI SİTELER KİMYA BULMACA KİMYA BULMACA (GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)
  • 6. İNOVATİFKimya Dergisi 6 “Su Kirliliği” University of Ioannina KIMYA (MEZUN) Hatile MOUMINTSA hatile_m@hotmail.com Yoksa şunu gördüğümüzde mi? Şu görüntüyü gördüğümüzde mi huzur doluyormuyuz? Sanırım ikinciyi gördüğümüzde kendimi- zi daha iyi hissediyoruz. Ilk fotoğrafı gördüğümüzdeyse içimizde soru işaretleri başlar. Nasıl bu hale geldi? yada neden bu hale getirdik? Değerli okuyucularımız hayatımızın bir parçası olan, ve onsuz bir dakika bile yapamadığımız, çok önemli bir konuyu sizinle paylaşmak isti- yorum. Su kirliliği. Suların kirlenmesi demek sadece deniz anlamı- na gelmiyor. İçtiğimiz sular,ırmaklar,göller ve nehirlerdir. Bu hem sağlığımızı etkiler,hem bu sular içerisinde yaşıyan hayvan türleri azalır. Böylece dünya zinciri parçalanmaya başlar. Ayrıca hayvanların içtiği sular,ve aynı zamanda suladığımız sebzelerimiz ve meyvelerimizden de biz faydalanıyoruz,ve onlara geçen her ne varsa böylece bize geçmiş olur.
  • 7. İNOVATİFKimya Dergisi7 Çevreye attığımız bazı şeylerin yok olması çok zaman alır.Toprağa karışırlar ve öylece kalırlar. Örneğin: Oysa biz biliyoruz ki içme sularımız topraktan, yer altı sularından ve yağmurdan gelir. Toprak ve yer altı suları bizim attıklarımızın yanında aynı zamanda tarım için kullanılan gübre ve böcek öldürücüleri içerir. Yağmur suları ise ev bacalarımızın, fabrikaların, ve otomobillerin atmosfere saldığı atık gazları yer yüzeyine taşır. Bunları kimyasal açısından ayıracak olursak: Organik olanlar İnorganik olanlar Deterjanlar,kimyasal olarak arıtılmış içme suları,gıda işleme atıkları,böcek ve bitki ilaçları,petrol hidrokarbonları,hijyen ve kozmetik atıkları. Kimyasal fabrika atıkları,amonyak,gübrelerdeki azotlu ve fosforlu bileşikler,ağır metaller,çeşitli insan kaynakları alüvyonlar.
  • 8. İNOVATİFKimya Dergisi 8 Kendinizi bir gün için, evet sadece bir gün için sussuz düşünün. Ellerinizi yıkay- amıyorsunuz, yem- ek yapamıyorsunuz, su içemiyorsunuz . Kısaca hiçbir ihti- yacınızı yada hayatınız için en önemlilerini yapamıyorsunuz. Öyleyse hepimizin elinden ne geliyorsa yapmak zorundayız. Çünkü dünya bize bir emanettir. Onu gelecek nesillere daha kötü değil daha iyi birak- mak zorundayız. Onlar yeğenlerimiz komşu- larımız ve çocuklarımız olacaktır. İşte o yüzden gittiğimiz yakın yerlere otomobil yerine bisiklet kullanmalıyız. Yada çok yakın mesafeler için yürüyerekte gidebiriz. Yürümek sağlığımıza faydal- ıdır. Evlerde kullandığımız ve çevreye zararlı olanları geri dönüşüme atmalıyız. Gittiğimiz gezil- erde park olsun, deniz kenarı olsun, gittigimiz bir piknik olsun çöpleri çöp kutularına atmalıyız. Ve tabiki bunları yapmak için bazı davranışlarımızı düzeltmeliyiz. Dünyamızın en azından şu yükünü hep beraber el ele hafifletelim. Kaynaklar : https://www.google.gr/www.aligultekin.com.tr Mevsil365.blogsport.gr/2013/06/ben-sana-ne-yaptim.html www.beeper.gr dogaburada.blogspot.gr
  • 9. İNOVATİFKimya Dergisi9 Sakarya Üniversitesi KIMYAGER (MEZUN) Vahit KENAR vahitkenar@gmail.com “Yapay Et ” Sentetik Dünyanın Yapay Gıdaları; Yapay Et karşınızda! Yazılarımızın çoğunda gün geçtikçe artan insan popülasyonundan ve buna bağlı olarak birçok sorununda meydana geldiğinden bah- setmiştik. Bu sorunların en temellerinden biride açlık. Özellikle temiz su ve yeteri kadar,sağlıklı gıdaya ulaşmak giderek daha zor hali almaktadır. Dünyanın çeşitli kıtalarından insanlar aç yatarken başka kıta- larında da insanlar tonlarca gıdayı ve temel kaynağı israf etmektedir. Çoğumuzun insanların kapsüllerle beslendiği uzay filmlerini izlemişliği vardır. Ben ne zaman bu filmleri izlesem film der geçerdim ta ki bil- im dünyasının kapılarından içeri girene denk. Bilimle uğraşmaya başlayana kadar biri bir gün bana hayvanlara ihtiyaç duymadan et,süt,yumurta üretebi- leceğimizi söylese güler geçerdim.Artık görüyoruz ki doğal olan her şeyin bir yapayını da yapmak mevcut. İngiliz politikacı ve yazar Winston Churchill, 1932 yılında yazdığı bir makalede “Önümüzdeki 50 yıl içinde, sırf göğüs ya da kanat yemek için bütün bir tavuğu yetiştirmek yerine sadece bu kısımları uygun bir ortamda yetiştirebileceğimiz günler gelecek.” diyerek laboratuvar da yapay et üretme fikrinin temellerini atmıştır. Bu fikrin peşinden giden ABD, İngiltere, Hollanda ve Japon- ya’da bazı bilim insanları laboratuvar da yapay olarak kas parçaları geliştirmeye başladılar.NASA tarafından 2000’li yılların başında desteklenen bir projede, özellikle uzayda uzun süre kalacak olan astronotların tüketebilmesi amacıyla, Japon balığı kullanılarak yüksek protein içerikli yenilebilen kas parçacıkları elde edilmiş. Aynı şekilde Hollanda’da bu işin öncülerinden olan Mark Post isimli araştırmacı, domuz kök hücrelerini kullanarak 2,5 cm uzunluğunda, 0,7 cm genişliğinde kasa benzer şeritler üretmiş.
  • 10. İNOVATİFKimya Dergisi 10 Yapay olarak üretilen et DNA’sına dokunul- madan genetiği aynı kalacak şekilde üretimi yapılıyor. Burada doğa farklı bir şekilde taklit ediliyor, yani doğal olarak hayvanın vücudunda gelişen kas dokusunu, hayvanın bazı istenmeyen kısımlarını elimine ederek, yapay olarak dışarı- da çoğaltmak. Bunu gerçekleştirmek içinde yaşayan hayvandan biyopsi yoluyla kas parçası alınarak kök hücrel- er elde ediliyor. Daha sonra bu kök hücreler, bölünmeye ve büyümeye teşvik edilerek kas dokusu liflerine dönüşüyorlar. Kök hücrelerin gelişmesi için beslenmeye ihti- yacı var, bu amaçla şimdilik deneme amaçlı bazı ölü hayvanların cenin serumları kullanılıyor. Ancak hayvan cenini serumları kullanılarak beslenen kök hücrelerden elde edilen yapay etlerin tüketilmesi, birtakım hastalık taşıyan bulaşıcı protein molekülleri olan prionları ve diğer bazı zararlı bileşenleri az da olsa barındır- ma olasılığından dolayı riskli olabilir. Hollanda ekibi kök hücreleri beslemek için aminoasit, şeker ve yağ içeriği bakımından zengin olan siyano bakteri özütlerini kullanmayı amaçlıyor. Yapar et her ne kadar sağlam bilimsel temellere dayansa da bidiğimiz etin yerini tutamaz tabi özellikle rengi ve kokusu uzmanlar bu konu- da da myoglobin içeriğini artırarak yapay etin alışıldık kırmızı et rengini almasını sağlama- ya çalışıyorlar. Hollandalı bilim adamlarından oluşan bir ekip, sığır eti üretmek için çalışma- lara başladıklarını ve bir yıl içinde hamburger köftesi yapımında kullanılacak eti üretebilece- klerini iddia ediyorlar. İsmini gizli tuttukları güya bir hayırseverin de kendilerine büyük miktarlarda mali destek verdiğini belirtiyorlar. Çok ilginçtir ki BM’nin 2006 yılında yayım- ladığı bir raporda sera gazı salımının büyük bir kısmının hayvanların sindirimiyle ortaya çıkan metan gazı kaynaklı olduğu buna bağlı olarak da hayvanlara otlama alanları açmak için or- manlık alanların yok edilmesinden dolayı insan kaynaklı olduğu bildiriliyor.Bir inek günde yak- laşık olarak 1000 litre metan gazı üretebiliyor. Oxford Üniversitesi’nde bir grup araştırmacı tarafından yapılan bir çalışmada laboratuvarda üretilen 1000 kg dana, koyun ve kümes hayvanı eti üretmek için harcanan çevresel kaynaklar ile karşılaştırıldığında, yapay etin çevreye etkisinin diğerlerine göre çok daha az olduğu görüldü. Somut örnekler vermek gerekirse sığır eti üretimine göre % 99 daha az arazi % 95 daha az su ve % 50 daha az enerji kullanılıyor. Sera gazı salımı ise % 90 daha az. Sonuç olarak bilim her zaman yeni ufuklara açılmaya hazırdır. Fikir varsa bilimle arkasından gidildiğinde icraate de ulaşılabilir. Bu arada ben herşeyin doğalından yana olmasamda çoğu şeyin doğalından yanayım. Yapay et konusunda da hayvan sever vejeteryan arkadaşlarımız için çözüm olurmu bilemem sonuçta et yemeleri için bir hayvanın ölümüne sebebiyet vermemiş olacaklar. Aslına bakarsanız olurda piyasaya çıkarsa mecbur kalmadıkça yemeyi pek tavsiye edemiyeceğim. Ancak artan insan popülasyo- nukıtlık buna insanlığı mecbur bırakacak gibide gözüküyor. Elimizdeki kaynakların kıymetini iyi bilelim,israf etmeyelim idrak edelim. Kaynaklar : TÜBİTAK-BİLİM VE tEKNİK,Aylık Popüler Bilim Dergisi Ekim 2011 Yıl 45 Sayı 527 http://j.mp/livestocks http://www.new-harvest.org http://www.knowledgemagazine.com/issue/is- sue- 18-junjul-2011 (Feeding the 7 billion, the future of food) http://www.newscientist.com/article/ mg21128283.500-meat-withoutslaugh- ter-6-months-to-biosausages.html http://en.wikipedia.org/wiki/In_vitro_meat http://www.fao.org/news/story/en/item/74192/ icode http://www.wfp.org/hunger http://www.fao.org/fileadmin/user_upload/ags/ publications/GFL_web_pdf 41
  • 11. İNOVATİFKimya Dergisi11 Uludağ Üniversitesi KIMYA ÖGRETMENI Mustafa ALTUNKAYNAK mustafaaltunkaynak@hotmail.com “Su-H2O” Değerli okuyucular; Dergimizin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Sizlerle; şu anda çok yakınımızda olan, ancak yakın bir gelecekte yanlış ve israflı kul- landığımız için belki de çok arayacağımız tanıdık bir kimyasal madde olan suyu yakından inceleyelim ve önemini daha iyi anlayalım. Halk arasındaki en çok kullanılan adı: Sudur. Kimyasal Adı: Agua ve Dihidrojen monoksit ya da Hidrojen hidroksit olarak bilinir. Kapalı molekül formülü: H2O’ dur. Açık molekül formülü aşağıdaki gibidir. Oksijen iki adet hidrojene sımsıkı sarılmış durumdadır. Oksijen yakıcı, Hidrojen yanıcı, bunların oluşturduğu su ise söndürücüdür. Oda sıcaklığında ne yanar ne de yakar. Molekül ağırlığı; 18.0153 g/mol’ dür. Yoğunluğu katı buz olarak 0,917 g/cm3 sıvı su olarak ise 1,00 g/cm3 ‘tür. Erime sıcaklığı; 00C kaynama sıcaklığı ise 1000C’dır. Birleşmiş Milletler çevre programındaki araştırmalara göre dünya üzerindeki su miktarı; 1.4 milyon km3 ‘tür. Coğrafi olarak dünya üzerindeki suyun; %97’ si okyanuslarda; %2,4’ü buzul ya da kar olarak.%0.6’ lık dilimi ise göller ve nehirlerde bulunmaktadır. Fiziksel olarak su; renksiz, kokusuz ve tatsızdır.
  • 12. İNOVATİFKimya Dergisi 12 İçme suyuna tadı veren maddeler mineraller- dir. Göl ve denizlerdeki su mavi renklidir. Bu renk suyun görünür bölgedeki rengidir, gökyüzündeki rengin yansıması değildir. Çünkü kızılötesi su rengi kırmızıdır. Bu renk deniz ve göllerde absorbe olarak, gözle görülebilen mavi renk ortaya çıkar. Dünyanın en iyi çözücüsüdür. Su kohezyon kuvvetine sahip bir maddedir, yani kendi molekülleri arasında çekim kuvveti sayesinde dağılmadan kalabilir. Su aynı zaman- da adhezyon (farklı iki maddenin molekülleri arasındaki çekim) kuvveti yüksek bir madded- ir. Yer çekimine karşı hareket eden tek sıvıdır. Örneğin bir ağacın tabanına döküldüğünde en uç dallara kadar yer çekimine meydan okuyar- ak çıkabilir. Bu özelliğine kimyasal kohezyon kuvveti denir. Dal içlerindeki kılcal damarlara yapışarak moleküllerini bırakmadan yukarı tır- manır. Biyolojik olarak su; canlı organizmanın temel ham maddesidir. Yetişkin bir insanın bedeninin %69,7’si sudur. Canlılardaki her türlü metabolik olayların temel katalizörüdür. İnsan vücudunda %11 oranında su kaybı ölüm riskidir. Vücut- taki ısı düzenleme görevini de su üstlenmiştir. Gökkuşağı da suyun marifetlerindendir. Yağmur damlacıklarının doğal optik prizma özelliği ile ışığın yansımasından oluşur. Su; medeni- yetlerin başlamasında birincil faktördür. Öyleki günümüzden 6.000 yıl önce Sümerliler Mezo- potamya’da Fırat ve Dicle nehirlerinden fayda- lanarak ilk sulu tarımı yapmışlar ve uygarlığı başlatmışlardır. Aynı şekilde Mısırlılarda Nil nehri sayesinde birçok alanda gelişme göster- mişlerdir. Denize kıyısı olan büyük göl ve nehirlere sahip kentler gelişirken,Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi suyun az bulunduğu yerler kalkınamamıştır. Suyun kristal yapısı da son derece ilginçtir. 2006 yılında Japon bilim adamı Prof. Dr. Masaru Emoto su kristallerini değişik ortam- larda inceleyerek çok farklı bilimsel veriler elde etmiştir. Emoto; donmuş su kristallerinin dış tesirler karşısında çok değişik şekillerde reaksiyon gösterdiğini keşfetmiş ve bunları fotoğraflamıştır. Emoto; suyu mutlu ve sakin bir hayat süren insan topluluklarının bulun- duğu ortamlarda dondurarak kristalleri incele- diğinde; kristallerin son derece güzel; çiçekleri andıran hegzagonal yapılar oluşturduğunu fotoğraflamıştır. Aynı deneyi stresli, mutsuz ve karmaşık yaşamları olan insan topluluklarının bulunduğu ortamlarda gerçekleştirdiğinde, su kristallerinin karmaşık, kötü görüntülü, amorf(düzensiz) şekiller oluşturduğunu gö- zlemlemiştir. Sonuçta suyun; sevgi ve benzeri pozitif elektromagnetik dalgalardan etkilendiği sonucuna varılmıştır. İnsan ve canlıların içinde bulunan hareket halindeki suyun; stres, mut- suzluk, mutluluk ve benzeri durumlardan nasıl etkilendiğinin yorumu da size aittir. Suya ver- ilen değer; çevremize verilen değer ölçüsünde- dir. Çevremizi ve suyu dikkatli kullanmalıyız. Çevremizi dikkatli kullanmazsak su sel olarak kendisini gösterir ve bizi uyarır. Temel olarak, su akışı, nehirler ve tarım için su ihtiyacı gibi, insanlık tarihinde büyük roll- er oynamıştır. Nehirler ve denizler, ticaret ve ulaşım için elverişli yollar sunmuştur. Su akışı, erozyon etkisi ile çevrenin şekillenmesinde büyük roller oynayarak, vadiler ve deltalar oluşmasını sağlamış ve insanların yerleşimine uygun araziler meydana getirmiştir. “ Sular kadar ömrünüz olsun” Kaynaklar : 1- TEMEL ÜNİVERSİTE KİMYASI 2- FİZİKO KİMYA PRF.DR. M.CEBE 3- ANORGANİK KİMYA 4- BİLİM VE TEKNİK DERGİSİNİN İNT. SİT- ESİ 5- SUYUN MOLEKÜLER YAPISI. MOLE- KÜLER HİDRATASYON •Suyla ilgili sayısal büyüklükler ve bilimsel ver- iler; •Analitik kimya, Anorganik kimya kitapları ve internetteki kimya sitelerinden alınmıştır.
  • 13. İNOVATİFKimya Dergisi13 Adnan Menderes Üniversitesi YÜKSEK KIMYAGER (MEZUN) İsmail BAYRAKTAR ismbyrktr@gmail.com “Nükleer Enerji” Nükleer enerji bilindiği gibi, atomun çekirdeğiyle ilgili bir olay olup, iki şekilde elde edilebiliyor. Bunlardan birincisi, iki küçük çekirdeğin birleştirilmesi, yani füzyon; ikincisi ise büyük bir çekird- eğin parçalanması, yani fisyon. Her iki hal- de de, reaksiyondan açığa çıkan enerji ısıya dönüştürülebilir, bu enerji ile su kaynatılıp buhar elde edilebilir. Sonra da bu buhar, tıpkı termik santrallerde olduğu gibi, yüksek basınç altında bir türbine gönderilir ve türbin dönerk- en, kendisine bağlı bir elektrik jeneratörünü de döndürünce, elektrik enerjisi üretilir. Dünyada ki birçok nükleer santral fisyona day- alı çalışır. Bu nükleer santrallerin temel yakıtı uranyum; 92 proton sayısıyla, nötron sayıları farklı olan U-235 ve U-238 izotoplarından oluşur. Nötron çarpmasıyla parçalanan U-235 çekirdeği fisildir. Fisil, yavaş veya hızlı nötron- ların çarpmasıyla parçalanan çekirdeklere denir. İkisinde de proton sayısı aynı (92). Fakat ikin- cisindeki nötron sayısı, birinciden üç adet daha fazla, Biz bu teknik notasyonla uğraşmak yerine, U-235’lerin “kırmızı”, U-238’lerin de “siyah” olduklarını varsayıyoruz.
  • 14. İNOVATİFKimya Dergisi 14 Şekil 1. Çekirdek Reaksiyonları U-235 kütlesi nötronlarla tepkimeye girdiğinde çekirdekler parçalanır ve bazı radyasyon ışıma- ları ve nötronlar oluşur. Parçalanmalardan açığa çıkan nötronlar sonra başka fisil çekirdeklere çarpar ve buradan yine nötronlar ve enerji açığa çıkar. Zincirleme tepkimelerin olduğu bu ortama nükleer reaktörün kalbi denir. Bir nükleer reaktördeyse bu zincirleme tepkime, yavaş ve kontrollü olarak gerçekleşiyor. Reak- törün yapısı biraz karmaşık ve uranyum dışın- da, bazı destek unsurları da barındırıyor. Yavaş hareket eden nötronlar, kırmızı çekirdekleri daha kolay parçalayabiliyor. Bu nedenle hızlı nötronların yavaşlatılması gerekiyor ve reak- tör kalbine konulan sudaki hidrojen atomları gerçekleştiriyor. Uranyumdan çıkan nötron bir süre su içinde dolaşması gerekmekte. Bu amaçla uranyum çubukları arasından su geçiriliyor, hi- drojen içeren su “yavaşlatıcı” rolünün yanında, fisyon sonucu açığa çıkan enerjinin de soğu- maya ihtiyacı vardır ve su bu görevi de yerine getirir. Bir taşla iki kuş…
  • 15. İNOVATİFKimya Dergisi15 Aslında aynı işi sudan başka, CO2 ya da He gazları da yapabiliyor. Hangi tür soğutucunun kullanılması reaktör tipine göre değişiyor. Reaktör kalbine konulan uranyum, çoğu kez doğada bulunan uranyumdan farklıdır. Doğal uranyumda, az miktarda fisil izotop bulunuyor. Şöyle ki doğal uranyumun her bin atomundan 7’si fisil oluyor. Böyle olunca zincirleme reak- siyon için gerekli olan nötron üretim hızlarına erişmek güçleşiyor ve doğal uranyumun zengin- leştirilmesi gerekiyor. Zenginleştirme işlemi o kadar da basit değil; yavaş çalışan pahalı işlemler gerektiriyor. Doğal uranyumun yalnızca binde birinden azı, fisil çekirdeklerden oluşuyor. Bu çekirdeğin 1 gramı; 2,5 ton kömüre eşdeğer enerji potansiyeline sahiptir. Fakat fisil uranyum çekirdeği stoku, enerji gereksinimimizi uzun süre karşılayacak durum- da değil yaklaşık 200 yıl yetecek kadar[1]. Yeni Bir Tasarım Zenginleştirme işleminde siyah çekirdeklerden yararlanma vak- ti.. Siyah çekirdek bir nötron yutması halinde fisil olan başka bir izotopa, Plütonyuma dönüşebiliyor. Eğer reaktör kalbinde nötron üretim hızı ye- terince yüksek ise hem kırmızı çekirdeklerin parçalanması sonucu enerji üretmek hem de siyah çekirdekleri kırmızıya dönüştürmek mümkün. Uy- gun tasarımla reaktör, birim zamanda tükettiğinden daha fazla kırmızı çekirdek ürete- bilir. “Üretken” reaktörlerdeki nötronlar, fisyondan çıktıktan sonra yavaşlatılmazlar. Bu reaktörlerde soğutucu su yerine sıvı sodyum kullanılır ve reak- törler “hızlı üretken” olarak adlandırılırlar. Bu reaktör pro- gramı, dünya uranyum rezerv- lerinin enerji potansiyelini 100 misli artırarak enerji yeterliliği süresini 200 yıldan 9000 yıla çıkartır. Reaktör kalbinde parçalanan uranyum çekirdekleri, daha küçük iki çekirdeğe dönüşür ve fisyon ürünleri denilen bu çekirdekler yüksek enerjilerle doğar. İçinde bulundukları malzeme tarafından durdurulurlar, ancak çevresindeki çekird- eklerle çarpışarak hasar yaratırlar. Ayrıca kararsız olduk- larından başka çekird- eklere dönüşürler. Bu çekirdekler radyoaktif oldukları söylenir. Kısacası, işletmeye alındıktan sonra bir nükleer reaktörün kalbinde 800 kadar farklı radyoaktif çekirdek birikir. Bu “radyoaktivite envanteri” fisyon tepkimesi durduktan sonra da ışıma yapmaya devam eder. Şöyle kısaltayım, reaktörün çalışma halinde ürettiği enerjinin % 10 kadarı üretilmeye devam eder[2].
  • 16. İNOVATİFKimya Dergisi 16 Bir Nükleer Felaket “ÇERNOBİL” 1979 yılında ABD’nin “Three Mile Island” nükleer santralindeki ünitelerden birinde, olası en kötü kaza gerçekleşti; soğutucu kaybı sonucu reaktör kalbi eridi. Gerçi kaza esnasında ölen olmadı, çevreye de fazla radyasyon salınmadı. Ancak, Amerikan kamuoyu, nükleer endüstrinin “olmaz” dediği kazayı yaşamış oldu ve bu alternatifi ciddi bir şekilde sorgulamaya başladı. Bu nedenle nükleer endüstrinin girdiği darboğaz, birden bire çok daha ciddi bir sorun nedeniyle daha da ağır- laştı. 1986 yılında Sovyetler Birliği’nin Çernobil nükleer san- tralindeki ünitelerden birisi, aynı kazaya uğradı. Ancak bu sefer kaza kontrol altına alınamadı. Oluşan radyasyon bulutu haftalarca, Türkiye dâhil Avrupa üzerinde dolaştı, yağmurlarla birlikte besin zincir- ine karıştı. Kazadan dolayı 30’dan faz- la insanın öldüğü biliniyor. Radyasyona maruz kalmış olup kanser riski artanlarsa, on binlerce… Sonuçta nükleer endüstrinin imajı ağır bir yara daha almış, kamuo- yunun nükleer ener- jiye güveni sarsılmış oldu. Fakat dile getir- ilen endişeler, psikolo- jik boyut ağır basar görünüyor. Özetlersek, nükleer enerji insan- lığın enerji sorunu, neredeyse ebediyen çözebilecek. Nükleer enerjinin, “bol enerjili geleceğe” giden yolda önemli rol oynaması kaçınılmaz. Dolayısıyla konunun kamuoyunda “is- temezük” (Osmanlıca) denmesi, riskleri, ödülleri ve ödenecek bedelleri göz önüne alındığında; olmayan enerjinin bedeli, geçmiş kazalarda ödenmiş olanlardan çok ağır.. Sonuçta nükleer enerji Türkiye’nin radarında.. İlk olarak Mersin Akkuyu, sonra Sinop[4]. Daha kurulmadan tartışmalar alevlendi, kurulan teknolojinin bizde olmaması ve atıkların güvenli depolanması sorunu.. Üst düzeyde radyoaktivite içeren sıvı atıkların, katı hale getirildikten sonra “camlaştırmaları” plan- lanıyor. Böylece dış kabın delinmesi ve radyoaktif çekirdeklerin çevreye karışarak besin zincirine girmesi önlenmiş olacak. Yakın bir gelecekte, radyoaktivitenin bizlere neler getireceğini göreceğiz. İnsanoğlu her devirde yaşamayı başarmış ve nükleer devirde de yaşamına kaldığı yerden devam edecektir. Umarım tüm aksiliklere ve karşı tutumda olanlara inat nükleer enerji bizlere yararlı olur. Enerji dolu bir yaşam dileğiyle…. Kaynaklar : 1.Vural Altın, Boğaziçi Üniversitesi. Ders Notları 2.Bilim ve Teknik, 2003 3.T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Nükleer Santraller ve Ülkemiz Raporları 4.Öznür Kaymak, Nükleer Enerji, Araştırma Projesi
  • 17. İNOVATİFKimya Dergisi17 Kırklareli Üniversitesi KIMYAGER (ÖGRENCI) Aybike KURTULDU aybikekurtuldu@hotmail.com “16 TON” Madenciliğin başka iş kollarından farkı, sadece gün ışığından yoksunluğu değildir. Kömür madeni deyince çoğu zaman akla tek renk gelir. Oysa madenciliğin istatis- tikleri bile öbür iş kollarınınkilerden daha renklidir. Meselâ, başka istatistikler, yıllar, üretim miktarı, ihracat, işçi başına üretim, maliyet şu bu diye giderken, madencilik istatistiklerinde şöyle ilginç kalemler göze çarpar: milyon tona düşen ölüm adedi, yıllara göre ölümlerdeki artış-azalış, yaralı miktarı, falan... 2004’te her hafta en az on kişinin öldüğü bir kaza mutlaka olmuştu. Serbest piyasa ekonomisi şöyle çalışır: Madene inip inmemek serbesttir. Sen inmezsen, inecek başka biri mutlaka bulunacaktır. Madenci, duasını eder ya da küfür eder ve aşağı iner. Ama inmeden mutlaka sevdikleriyle vedalaşır, çünkü bir defa aşağı indikten sonra “elveda” deme şansı artık yoktur. Madenci aşağıda ne yapar? Yukarıdakilere göre cevap basittir: Çalışır. Aşağısı, iş saatinde çalışılıp arada mola verilen, beş dakika dışarı çıkıp gelinebilen bir yer değildir. Kömüre kazmanın vurulduğu yere gidiş dönüş bile bazen saatler sürer. Madenci yerin yedi kat dibinde ter döker, terini siler, su içer, kömür tozu yutar, yemek yer, üzülür sıkılır, hayal kurar, heyecanlanır, öfkelenir, şakalaşır, kısaca yaşar.” 1 1 Sixteen tons- Vicdan ve Serbest piyasa dair, Ümit Kıvanç
  • 18. İNOVATİFKimya Dergisi 18 Geçtiğimiz günlerde Soma’da meydana gelen maden faciası nedeniyle madenciliğin ne old- uğunu, madende meydana gelebilecek iş ka- zalarının ne olduğu ve nasıl önlemler alınması gerektiğine ilişkin sorular bir kez daha gündeme geldi. Bizde bu sorulara cevap arayalım. Yerkabuğundaki minerallerin ve öbür ham- maddelerin bulundukları katmanlardan çıkarılar- ak değerlendirilmesine yönelik bütün işlemlere madencilik denir. Yerkabuğundaki kayaçların yalnızca bir bölümünde işletme giderlerine değecek kadar bol miktarda yaralı mineral bulunur. Bu tür kayaçlara cevher ya da maden filizi denir. Bir zamanlar, tek başlarına ellerindeki basit aletlerle mineral çökellerinin yerlerini bulma- ya çalışan maden arayıcıları vardı. Günümüzde maden arama çalışmaları jeokimyacılar, jeofizikçiler, jeologlar ve maden mühendis- leri gibi uzmanlardan oluşan ekip tarafından yapılmaktadır. Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte jeologlar, Landsat ve Spot yapma uy- duların gönderdiği fotoğrafları inceleyerek yeni maden yataklarını buluyorlar. Demir ya da nikel cevherleri, mıknatıslanma özelliğinden dolayı genellikle manyetik alana duyarlı aletlerle aranır. Bazı metal cevherleri, çevredeki kayaçlardan daha ağırdır, dolayısıy- la daha büyük kütle çekim kuvveti uygulanır. Böyle bir çekim alanının varlığı çok duyarlı bir teraziyle saptanarak cevhere ulaşılabil- ir. Radyoaktif cevherlerin varlığı ise Geiger sayaçlarıyla saptanabilir. Açık ve Kapalı Maden İşletmeciliği Açık ocak işletmeciliği, cevher- in görünecek biçimde yüzeye çıktığı ya da yüzeyin hemen altında bulunduğu yerlerde uygulanır. Bu tip işletmelere önce cevheri örten bütün toprak örtüsü kaldırılır; sonra büyük cevher bloku patlayıcılarla parçalayıp kepçeli kazı makineleriyle kamyonlara ya da taşıyıcı bantlara yüklenir. Açık işletmeler genellikle dev ölçektedir ve çalışmalar göz alabildiğine uzanan boş alanlarda sürdürülür. Yeraltı/kapalı madenciliği maden yatağının üzerindeki örtü tabakasının çok kalın olduğu durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın madenciliğin temel hedefi yer kabuğunun farklı katmanların- da bulunan madenin yeryüzüne çıkarılmasıdır. Yeraltı madenciliğinde madenin bulunduğu alan tespit edilip yerin altında galeriler açılarak faal- iyet sürerken, açık ocak işletmelerde alanın kat- man katman kazılmasıyla faaliyet sürdürülmek- tedir. Buradan da anlaşılabileceği gibi açık ocak işletmeler yörenin doğal ve ekolojik yapısını, peyzajı, doğal hayatı, habitatı tahrip etmektedir. Açık işletmelere göre yeraltı maden işletme- ciliği çok daha pahalı ve zor olmasına rağmen, madenin cinsine ve bulunduğu derinliğe bağlı olarak uygulanan bir metod olup, bu tür metotla yapılan maden işletmeciliği büyük miktarlar- da arazi bozulmalarına sebep olabilmektedir. Yeraltı madenciliğinin doğrudan değişiklikleri atık yığınları ve pasalarla olduğu gibi üretim ve işletme tesisleri tarafından da meydana gelmek- tedir.
  • 19. İNOVATİFKimya Dergisi19 Maden Ocaklarında Meydana Gelen Kazalar Madenlerde yaşanan patlamalar, yangınlar ve göçükler gibi büyük kazalar, felaketlerle sonuçl- anmakta ve onlarca insanın ölümüne neden olmaktadır. Her ne kadar günümüzde kullanılan teknolojiler bu tip kazaları önleme konusunda oldukça büyük yol almış olsa bile madencilik, kaza ve ölüm riskinin en yüksek olduğu sektörl- erin başında gelmektedir. Madenlerde kullanılan gezgin makinalar, dizel benzin ve hidrolik sıvılar içermekte olup; bun- lar patlayıcı ve yanıcıdır. Elektrikli aletler ve dizel motorlar ise ateşleme ve yanma için birer kaynaktır. Yanabilme ve patlayabilme özelliğine sahip bu maddelerle, bunları ateşleyecek olan ekipmanların birlikte bulunması oldukça risk- lidir. Bunlarla birlikte bu yanıcı maddelerin yanında sigara içilmemeli, ateş yakılmamalı ve makinaların aşırı ısınarak kısa devre yapması engellenmelidir. Tersi durumda, patlamalar ve yangınlar kaçınılmaz olacaktır. Kömür madenlerinde bunların yanında de metan ve kömür tozu gibi alev alan ve patlaya- bilen tozlar ve gazlar ortamda bulunur. Araştır- malar ocaklarda metan-hava karışımlarını pat- latabilecek her türlü kaynağın bir toz bulutunu da patlatabileceğim göstermektedir. Ancak, ocakların en tozlu yerlerinde bile askıdaki tozlar patlayıcı bir toz bulutu oluşturamazlar. Patlama için önemli olan tavan, taban ve yan duvarlar- da birikmiş (çökmüş) olan toz olup bunun bir darbe etkisiyle girdaplanarak havaya karışması gerekmektedir. Yani, bir patlamanın olabilmesi için çökmüş tozu havalandıracak bir etken ile bu bulutu ateşleyecek bir etkenin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu koşulun en kolay oluştuğu durumlar grizu patlamaları ve patlayıcı maddel- erle yapılan ateşlemeler olmaktadır. Yerel bir grizu patlamasında yanma sonucu oluşan sıcak gazların genleşmesiyle güçlü bir hava darbesi oluşmakta olup eğer çökmüş toz uygun durumdaysa bu darbe kolayca bir toz bu- lutu yaratabilmektedir. Yanmakta olan metan ise bu bulutu ateşleyebilmektedir. Yani, olayda bir çabuk yanma (deflagration) gerçekleşir. Metanın çok az miktarlarda bulunmasının dahi toz patlayabilirliğini büyük ölçüde etkilediği çoktandır bilinen bir konudur. Son yıllardaki araştırmalar da bu etkiyi vurgulamakta ve gri- zulu ocaklarda toz patlamalarına karşı çok daha duyarlı olunması önerilmektedir. Kural olarak, grizulu ocaklarda metanın her artan oranı için koruyucu toz katkısını belli bir oranda arttırmak gerekir. Bu patlamalarını önlemek için başlıca şu önlemler alınmalıdır: 1-) Tozun oluşmasını, havaya karışmasını ve birikmesini önlemek, 2-) Tozun ateşlenmesini önlemek, 3-) Toz patlamasının gelişmesini önlemek, 4-) Gelişen toz patlamalarını diğer ocak kısım- larına yayılmadan durdurmak
  • 20. İNOVATİFKimya Dergisi 20 Kömür madenlerinde, kömür tozunun oluşmasını engellemek için, her türlü önlemler alınmasına karşın yine de patlama kaçınılmaz olabilir. Yerde 0,012mm kalınlığında bile oluşacak kömür tozu havada asılı kalırsa patlamaya neden olur. Bu gerçekten çok büyük bir risktir. Ancak dolomit, alçıtaşı ve kireçtaşı gibi alevlenmeyen maddeler toz haline getirilerek yere serpilirse patlama riski azaltılmış olur. Ayrıca gaz sızıntısı olduğu zaman uyarı veren sızıntı uyarı aygıtlarının, alevlenme olduğu zaman yangını anında haber veren ve müdahale eden otomatik yangın söndürücü sistemlerin kullanılması gerekmektedir. En Güvenli Maden: Küre 2004 yılında madende meydana gelen felaketten sonra maden ocağında iyileştirilmeye gittikler- ini söyleyen yetkililer öncelikle çalışanlara iş güvenlik ile ilgili eğitiminin verildiğini söylüyor. Bununla beraber sınırsız oksijen takviyesi sunan yaşam odalarının yeterli sayıya çıkarılmış olması geliyor. Yaşam odalarının sayısı kadar ulaşılır olmaları ve ulaşım suresinde madencilere yetecek kadar oksijeni-ki bu oksijen süresi yarın saat olur genellikle-maskeler kullanılıyor. Yer altı maden işletmelerinde havalandır- ma sisteminin mutlaka müstakil bir enerji hattıyla desteklenmesi gerekiyor ki yangın durumunda etkilenmemesi gerekiyor. İşte bütün bu alınan önlemlerden dolayı Küre Türkiye’nin en güvenli madenlerinden biri haline gelmiştir. İş güvenliği için herhangi bir mühendislik bölümünden mezun olan ardından iş güvenlik eğitim alan kişilere A sınıfı sertifikaya sahip oluyorlar ve bu da çalışma şartlarının ağır olduğu ve güvenliğin yer üstü çalışma alanlarına göre daha ağır olan madencilik için uygun olmuyor. Bu ned- enle yapılan denetimler yetersiz kalıyor ve Armutçuk’ta Kozlu’da Küre’de Soma’da meydana gelen felaketler gibi başka felaketlerin meydana gelmesi ve buralarda hayatını kaybeden madencilerin sayısının oldukça fazla kaçınılmaz hale getiriyor. Umarız bundan sonra maden ocaklarında dene- timler artar ve madencilerin çalışma şartları iyileştirilme yoluna gidilir. Soma’da hayatını kaybeden maden işçilerine Allahtan rahmet dilerim… Kaynaklar: •Polonya Araştırmaları, Coal Dust Explosions, TTK Etüd - Tesis Kütüphanesi. •4. SKOCHINSKY, A., KOMAROV, V., Mine Ventilation, Moskova 1969 •http://www.isguvenligi.net/iskollari-ve-is-guvenligi/madencilik-sektorunde-is-sagligi-ve-guvenli- gi/ •http://gundem.bugun.com.tr/soma-faciasi-ders-oldu-haberi/1107962 •http://www.santa.com.tr/YONERGE/gas-komur-tozu-patlama.pdf •http://www.sendika.org/2004/09/maden-muhendisleri-odasi-kurede-kazanin-sorumlusu-bakanlik- lar/ •http://haber.gazetevatan.com/turkiyenin-maden-ocagi-kazalari-iste-madem-kazalarinda-kor- kunc-rakam/637400/43/teknoloji •http://www.risalehaber.com/maden-ocagi-acmak-kresten-bile-daha-kolay-210389h.htm •Temle Britannica-Cilt 1
  • 21. İNOVATİFKimya Dergisi21 Balıkesir Üniversitesi KIMYA TEKNIKERI (MEZUN) Anıl Yasin AKDOĞAN anil_yasin_akdogan@hotmail.com “İyon Tutucular” Sabunlar ve karboksilatlar sert suda Ca+2 ve Mg +2 iyoları ile çözünmez yapıda kompleks oluşturma eğilimlerine sahiptirler. Bu durum özellikle anyonik yüzey aktif maddelerin etkinliğini azalttığı gibi tekstil mamulü üzerine suda çözünmeyen kompleks bileşiklerin çökme- si daha sonraki renklendirme işlemlerinde problemlere sebep olur. Ayrıca bazı ağır metallerin çok az miktarda bulunması bile işlem sırasında problemlere neden olmaktadır. Ağartma işlemleri sırasın- da oluşan demir lekeleri en önemli problemdir. Bilindiği gibi ağır metal iyonları hidro- jen peroksitin parçalanmasını hızlandırmaktadır. Bu metal iyonlarının etkisiyle parçalanan hidrojen peroksit lif üzerinde lekelenmelere ve hasara neden olur. Renklendirme işlemlerinde ise metal iyonlarıyla boyar- madde molekülleri reaksiyona girerek çökmelere, renksizleşm- eye, düzgünsüz boyamalara ve haslık özelliklerinin düşmesine neden olabilmektedir. Metal iyonları genellikle işletme su- larında bulunur. Bunun dışında makine yüzeyin- den bir miktar metal iyonu çözünebilir. Tekstil malzeme- sinin üzerinde bu tür metaller bulunabilir ya da kullanılan bazı boyarmadde ve kimyasal maddeler aynı metal iyonlarını içerebilir. Bu nedenle sadece uygun işletme suyu kullanmak- la bu problemlerin önlenmesi mümkün olmaz. Hatta bazen suyun aşırı işlemden geçirilmesi başlangıçta suda bulunmayan maddelerin oluşmasına neden olabilir. Tüm bu problemleri önlemek için asıl işlemi ve işlem reaksi- yonunu bozmadan sadece metal iyonlarıyla reaksiyona giren bazı kimyasal maddeler kul- lanılmaktadır. Bu tür maddeler iyon tutucu maddeler olarak bilinir. İyon tutucu yerine kom- pleks yapıcı terimi de kullanıla- bilir. İyon tutucular kompleks oluiturma mekanizmasıyla çalışır ve genelde şelatlanma yaparlar. Şelatlanma sonucunda oluşan kompleks çözünebilir ve zararsız bir yapıda kalır.
  • 22. İNOVATİFKimya Dergisi 22 3 tip iyon tutucu önemlidir; 1. Aminokarboksilatlar 2. Fosfatlar 3. Hidroksikarboksilatlar Aminokarboksilatlar EDTA - etilendiamintetraasetik asit DTPA - dietilentriaminpentaasetik asit NTA - nitrilotriasetik asittir Polifosfatlar CALGON - Na2(Na4P6O18) SODYUM POLİFOSFAT Hidroksikarboksilatlar SİTRİK ASİT TARTARİK ASİT 1. AMİNOPOLİKARBOKSİLATLAR; Güçlü şelatlanma ajanlarıdırlar. En çok kullanılanı etilendiamintetraasetik asit ( EDTA) tir. EDTA Genel Formülü EDTA da 6 adet bağlama yeteneğine sahip grup vardır; • Karboksilik asitlerde ki 4 adet H ( ayrılınca COO- kalıyor. ) • 2 adet nitrojenin üzerinde ki eşleşmemiş elektron çiftleri
  • 23. İNOVATİFKimya Dergisi23 EDTA da 6 adet bağlama yeteneğine sahip grupları EDTA + Ca++ EDTA’nın kalsiyum iyonunu yapısında bulundurması Bu sınıfın diğer bir üyesi olan madde de dietilentriaminpentaasetik asittir. Genellikle sodyum tuzu olarak kullanılmaktadır. DTPA ‘ nın genel formülü DTPA nın kalsiyum iyonunu tutması şekildeki gibi şematize edilebilir.
  • 24. İNOVATİFKimya Dergisi 24 DTPA’ nın kalsiyum iyonunu tutması Bu sınıf iyon tutuculara ikinci örnek sodyum tuzu formunda kullanılan nitrilotriasetik asittir ( NTA). NTA ‘ nın genel formülü NTA nın bir metal iyonu tutması da şekilde şematize edilmiştir; NTA nın bir metal iyonu tutması
  • 25. İNOVATİFKimya Dergisi25 2. POLİFOSFATLAR ; 3.HİDROKSİKARBOKSİLİK ASİTLER Polifosfatlar uygun koşullar altında etkili iyon tutucu ajanlardır. Bunların en çok bilineni sodyum hegzametafosfattır. [Na2(Ca2P6O16)] – ( Calgon ) Bunun kalsiyum iyonunu tutması aşağıdaki gibidir ; Na2(Na4P6O18) + 2 Ca+2 ↔ Na2(Ca2P6O16) + 4Na+ Diğer polifosfatlara örnekler ; sodyum polifosfat , sodyum tripolifosfat , sodyum trimetafosfat ve sodyum polifosfattır. Sodyum polifosfat formülü Polifosfatların dezavantajları tekstil proseslerin- in bir çoğunda kullanılan 100 derece veya üstü sıcaklıklarda hidrolize olarak daha basit fosfat yapılarına dönüşmeleri ve iyon tutuculuk özel- liklerini kaybetmeleridir. Örneğin uzun süreli kaynatmada disodyum -dikalsiyumhegzameta- fosfat hidroliz olarak çözünmez yapıda kalsi- yum ortofosfatı oluşturur. Bu durum fosfat iyon tutucuların daha stabil olan amino polikarboksilatlara oranla daha az tercih edilmesinin ardındaki asıl nedendir. Birbirine uyumlu polifosfatlarla aminopolikar- boksilatlar da iyon tutucu özellik gösterirler. Oluşan yeni ürün fosfattan ziyade fosfonattır çünkü yapıda –C-O-P- yerine –C-P- bağları içerir. Bu fosfonatlanmış aminopolikarboksilat- lara örnek olarak etilendiamintetrametilfosfonik asit (EDTMP), dietilentriaminpentametil fosfon- ik asit (DETMP) ve nitrolatrimetil fosfonik asit (aminotrimetilen fosfonat veya ATMP) verile- bilir. Bu iyon tutucular işletmelerde daha çok tercih edilir. En iyi bilinenleri sitrik asit , tartarik asit ve glikonik asittir.
  • 26. İNOVATİFKimya Dergisi 26 Bu asitler iyon tutucu özellik bakımından aminopolikarboksilat veya polifosfatlar kadar önem taşımazlar. İyon tutucular bir çok tekstil terbiyecisi tarafından gelişi güzel olarak ihtiyaç duyulan stokiyo- metrik miktarın çok üzerinde miktarlarda kullanılmaktadır. Şelatlanmanın gerçekleştiği t,p reaksi- yonlar ise biraz daha komplekstir. Bu tür reaksiyonlar tersinir reaksiyonlar olup reaksiyon dengesi pH ve konsantrasyona bağlı olarak değişir. İyon tutucu + Metal iyonu ↔ Şelatlanmış Kompleks Kompleksin stabilitesi yukarıda ki reaksiyonun denge sabitinin logaritması olan stabilite sabiti ile belirtilir. Stabilite sabitinin yüksek olması iyon tutma gücünün yüksek olduğunu gösterir. → Aminopolikarboksilatların bir metal iyonu için stabilite sabiti genellikle ; NTA < HEDTA < EDTA < DTPA sırasındadır. → Metallerde de stabilite sabiti şu şekildedir ; Mg+2 < Ca +2 < Mn+2 < Al+3 < Zn+2 < Co+3 < Pb+2 < Cu+2 < Ni+3 < Fe+3 Bu sıralamalara göre magnezyum – NTA kompleksi en düşük stabiliteye , demir (III) – DTPA ise en yüksek stabiliteye sahiptir. Birden fazla metal bulunan çözeltilerde en sta- bil kompleksi oluşturan metal şelatlanacaktır ve diğer metal iyonları ancak bu en stabil komplek- si oluşturan metalin iyonlarının tamamı şelat- landığında artan kompleks yapıcı ( iyon tutucu ) ile şelatlanabilecektir. Örneğin kalsiyumun şelatlanmış olduğu bir çözeltiye demir (III) iyonları katılırsa demir kompleksinin stabilite sabiti daha yüksek olduğundan demir iyonları kalsiyum iyonları ile yer değiştirir , kalsiyum iyonları ancak ortamda yeterli iyon tutucu varsa tutulacaklardır. Çözeltiye proton ya da hidroksit iyonu ilave- si de dengeyi değiştirir. Dolayısı ile pH denge üzerinde etkilidir ve iyon tutucu seçiminde çalışılacak pH göz önünde bulundurulmalıdır. Zayıf asidik banyolarda inorganik polifosfatlar verimli çalışırken nötr ve hafif alkali ortamlar- da aminopolikarboksilatlar daha iyi çalışmak- tadırlar. Bununla birlikte verimlilik metal iyonu tipine göre de değiştiğinden bu tip genellemeler bir açıdan yanlış olmaktadır. Fosfatlar kalsiyum ve magnezyum için iyi iyon tutucu özellik göstermelerine karşın üç değerlik- li metaller için yeterli olmamaktadırlar. Bunlar için pH 9’a kadar NTA, EDTA ve DTPA uygun- dur. Bu pH‘ın üzerinde bu bileşiklerin demir(I- II) ile yaptıkları kompleksler çökme eğilimi gösterir. Zaten hidroksiaminokarboksilatların gelişimini bu durum tetiklemiştir. Örneğin pH 9’da demir (III) için HEDTA uy- gundur, pH 12’de ise DEG iyi sonuçlar verir. Bunlar birçok metal iyonu için etkin olsa da su sertliğini oluşturan iyonları tutmakta aminopo- likarboksilatlar kadar başarılı değillerdir.
  • 27. İNOVATİFKimya Dergisi27 Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere iyon tutucuların seçimi spesifik çalışma şartlarına göre belir- lenmelidir. Özellikle metal kompleks ve mordan boyarmaddeler olmak üzere birçok reaktif ve di- rekt boyarmaddenin de metal iyonu içerdiği ve iyon tutucu kullanımı ve seçiminde dikkat edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Örneğin yünün krom mordan boyarmaddelerle boyanmasında EDTA, DTPA ve fosfat esaslı madde kullanımından kaçınılmalı, pamuğun metal kompleks direkt boyarma- ddelele boyanmasında EDTA kullanımından kaçınılmalıdır (polifosfatlar uygun) İYON TUTUCULARIN İŞLETMEDEKİ ÖNEMİ İyon tutucular işletme sularında bulunan ve suya sertlik veren Ca+2 ve Mg+2 iyonalarını mamülden uzaklaştırarak temiz bir işletme suyu prosesi ve temiz bir mamül elde etmek için önem- li rol oynarlar. Örnek bir iyon tutucunun işletmedeki faydaları aşağıdaki gibidir; •Tekrarlı reçetelerde boya ilaveleri büyük ölçüde azalmıştır. •Daha önce soda ( Na2CO3) ilavesinden sonra pH 10.2 nin üzerine çıkılamayan durumlarda , iyon tutucular ile pH 10.7 seviyesi sağlanmıştır. •Bikarbonat etkileri büyük ölçüde minimize edilmiştir. •Turkuaz boya çökmeleri engellenmiştir. •Boya veriminde artışlar belirlenmiştir. •Tüm boyamalarda daha yüksek verim ve boyama sonrası yıkamalarda tasarruflar ve kısa prosesler sağlanmıştır. ÖRNEK BİR İYON TUTUCU (FOSFONAT KÖKENLİ) GÖRÜNÜM: Saydam , kolayca pompalanabilen sıvı İYONİK KARAKTERİ: Anyonik ÖZGÜL AĞIRLIĞI : Yaklaşık 1.08 ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ: Soğuk ve sıcak suda her oranda çözünür DAYANIKLILIK: pH 1 ile 13 arasında 135 dereceye kadar yüksek sıcaklıklarda stabildir. KULLANIM ÖZELLİKLERİ: Boyama banyosunda , tüm reaktif , dispers , asit , direkt , indigo , kükürt boyarmaddelerle yüksek çözebilirlilik özelliği sağlayarak ve sudan gelebilen bikarbonat ve iyon etkileşimlerini minimize ederek doğru boyama performansını arttırır. boyamalarda yük- sek verimlilik ve homojenlik sağlar. boyama banyosunda geniş pH (1-13) aralığı içerisinde alkali toprak metal iyonlarını ( Ca , Mg , Fe , Cu , Mn ) tutar ve komplekslerin çökmesini engeller. Metal kompleks boyarmaddeler ile herhangi bir bağ oluşturmaz , boya çekimini ters yönde etkilemez. Bu özellikleri 135 dereceye kadar devam eder. Köpük yapmaz , kullanıldığı yerlerde sudan gelen kireç maddelerinin çökmesini engeller. Bu özel- likleri ve yüksek sıcaklıklara dayanımı sodyum hekza - meta - fosfat'a göre çok daha fazladır. KULLANIM MİKTARLARI: BOYAMALARDA: Çektirme işlemlerinde 0,5 - 2 g/l ( mamül ağırlığına göre ) BOYAMA SONRASI YIKAMALARDA: 0.3 - 1 g/l Kaynaklar : •Data Sheet •http://aksel.home.uludag.edu.tr/ykimnot/4.pdf •Tekstil ön terbiyesi
  • 28. İNOVATİFKimya Dergisi 28 “Kimya Mühendisliği ve Aspen Plus”Cumhuriyet Üniversitesi KIMYA MUHENDISI (MEZUN) Yavuz Selim KART kim_muhselim@hotmail.com Bu ay kimya mühendis- lerinin kullandığı bir programı sizlere tanıtacağım. Bu programı uygulayıp anlatmak için programı edinmek lazım. Ne yazık ki programın boyutları çok büyük ve orijinal bul- mamız da zor. Program nedir, ne değildir ona bir bakalım. Bu program kimya mühendis- liği ile ilgili simülasyonların hazırlanmasını sağlayan old- ukça kullanışlı bir program. Chemcad kullananlarınız ol- muştur. Bu program da Chem- cad’in daha ayrıntılı versi- yonu. Ciddi anlamda kaliteli bir program olan Aspen Plus, akademik araştırmalar ve plot tesis uygulamalarının simülasyonu için kullanılmak- ta. Bununla uygulama pek yapamamış olsam da genel itibari ile programın mantığı Chemcad gibi. Chemcad’e alışan biri için programı öğrenmek sadece zaman alacaktır. Çünkü program kullanım itibariyle benzer bir mantık üzerinden gidiyor. Programın görünüşü şekildeki gibidir. Resim 1 : Aspen Plus Temel Görünüm
  • 29. İNOVATİFKimya Dergisi29 Programı açınca böyle bir proje elbette karşımıza gelmeyecek. İlk açınca karşımıza boş bir ekran gelecek. Bu ekranda olan şeylerin nasıl kullanılacağını bir miktar özetledim. Bunun resmini, Resim 2’de görmektesiniz. Program temel açılınca bu şekilde bir görünüm görmeniz lazım. Resim 2 : Aspen Plus İlk Açılış Ekranı Peki bu Aspen Plus’ta hangi çizim araçları mevcut. 1-) Kurutucu 2-) Kristalizatör 3-) Separatörler 4-) Santrifüj 5-) Reaktör 6-) Kolon sistemleri En temel olanları sizlere belirttim bunların kendi içinde de ayrıca türleri mevcut. Bir ekipman seçtiğimiz zaman onun altındaki sekmelerden hangisi işimize yarıyorsa onu seçerek sürükleyip bırakıyoruz. Bu sayede istediğimiz proses ekipmanlarını kullanmış oluyoruz. Resim 3’de var olan ekipmanların bir kısmını görmektesiniz.
  • 30. İNOVATİFKimya Dergisi 30 Resim 3 : Aspen Plus Ekipmanları Peki, Kimya Mühendisliğinde hangi tür hesaplar yapılıyor. 1-) Proses Ekipmanlarının Kütle ve Enerji Denklikleri 2-) Yapılan hesaplamaların sonuçlarını grafik ve tablo şeklinde inceleme imkanı 3-) Var olan bir kimyasal prosesin verimini artırmaya yönelik uygulamalar 4-) Termodinamik hesaplamalar 5-) Yatırım maliyetini analiz etmek Genel yapılan işlemler bunlar. Bizler için chemcad şu anda iyi bir seçenek gibi görünse de bu tarz programların isimlerini ve ne işe yaradıklarını öğrenmek bizlere çok şey kazandırır. Sizlere kısa bir örnek anlatarak olayı özetleyeceğim. Yapacağımız işlem Ethanol-Su karışımının Kolon sistemi ile ayrılması. Burada yapacağımız işlemlerde. 1-) Column and Stream menü -> ile ekipmanı seçiyoruz. Sürükle bırak ile ekliyoruz. 2-) Besleme akımlarını belirtiyoruz. (Chemcadde de aynı yöntem var) 3-) Bu işlemler bitince şekil Resim 4 gibi olacak.
  • 31. İNOVATİFKimya Dergisi31 Resim 4 : Sistemimizin Hali 4-) Birim sistemleri ayarlanır. SI birim sistemini seçtik. 5-) Rapor kısımları için birimleri belirleme işlemleri yapıyoruz. Mol ya da hangisini kullanak isti- yorsak. 6-) Birleşiklerimizi programın içindeki veritabanı sayesinde seçiyoruz. Ethanol-Su seçeceğiz. Şekildeki Resim 5 gibi olacak. Resim 5 : Birleşiklerin programdaki gösterimi ve eklenmesi
  • 32. İNOVATİFKimya Dergisi 32 7-) Kullanacağımız metodu seçiyoruz. Seçilen metoda göre işlem sonuçları değişiyor. Nasıl bir işlem yapıyorsanız ona göre seçeceksiniz. Burada biz 20 mol/saat etanol ve 980 mol/saat su giriyoruz. Kademe sayısını seçiyoruz ve diğer ekipman özelliklerini seçiyoruz. Özellikle belirte- ceğimiz değerleri giriyoruz. Birkaç adım daha sonrası işlemi analiz ediyoruz. Resim 6’daki gibi bir sonuç çıkmış oluyor. Resim 6 : Birleşiklerin programdaki işlemler sonucu çıkan sonuçlar Bu şekilde her türlü tesisin ya da herhangi bir işlemin hesapları yapılabilir. Sonuçları grafik olarak analiz edilebilir. İşlemin tüm sonuçları yakından incelenebilir. Program oldukça pahalı. Bu kadar özellik ve gerçeğe yakın değerleriyle pahalı olmasını eleştirmek mantıksız. Sizlere fikir verebil- mek, öğrenci arkadaşlara yardımcı olabilmek ve bu programla uğraşmak isteyenlere yardımcı ol- mak için kısaca anlattım. Umarım faydalı olur. Birkaç arkadaş merak eder iyi seviyelerde öğrenir. Bu şekilde katkım olursa ne mutlu bana. http://www.aspentech.com/ sitesinden gerekli inceleme- leri yapabilirsiniz. Kaynaklar : http://www.chems.msu.edu/resources/tutorials/ASPEN http://www.process-simulation.at/images/AspenPic_Homepage.png http://www.pacetoday.com.au/getmedia/15d039d5-af83-4bc7-a9c7-615ed23acbec/Solids-Unit-Li- brary2.aspx
  • 33. İNOVATİFKimya Dergisi33 iNOVATiF KiMYA DERGiSiİ’NDEN HABERLER Yengeç Kabuklarının İlginç Serüveni Namık Kemal Üniversitesi’nin Ziraat Fakülte- si Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, Çanak- kale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, tarımsal üretimde kullanılan –ilaç, gübre vb. – kimy- asalların insan sağlığına olumsuz etkilerinin artması nedeniyle bu konuda bir araştırma gerçekleştirdiler. Namık Kemal Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üye- si Prof. Dr. Aydın Adiloğlu, bu araştırmayla yengeç kabukları hakkında şöyle bir açıklama yaptı: “ Dünya çapında, deniz ürünleri üreticisi şirketler tarafından büyük miktarlarda yengeç kabuğu değerlendirilmeden çevreye atılmaktadır. Özellikle son yıllarda atıkların yeniden değerlendirilmesinin gündeme gelm- esiyle kabuklu su ürünleri çürümeye bırakılmak yerine kimyasal veya biyolojik yöntemlerle yeniden değerlendirilmekte, yeni organik gübreler elde edilmekte- dir. Organik tarımda gübreleme hem toprak verimliliğinin sürdürülebilirliğini sağlamak hem de bitki besin maddesi ihtiyaçlarını karşılamak açısından önem- lidir. Çalışmamız kapsamında artan oranlarda yengeç kabuğunun organik gü- bre olarak kullanılması, özellikle asit toprakların bazı kimyasal özelliklerinin, makro ve mikro element kapsamı üzerine olumlu etkileri tespit edilmiştir.” Aynı zamanda Adiloğlu, toprak verimliliğinde yengeç kabuklarının kullanılabi- leceğini açıkladı. “Asit topraklarda yengeç kabuğu bir organik gübre olarak uy- gulandığında verimliliğin artmasını sağlamaktadır. Bu durum, asit topraklar için önemlidir. Asit topraklarda fosfor eksikliği, demir, bakır, çinko, mangan toksisite- leri ve azot mineralizasyonunun engellenmesi sık sık görülmektedir. Yengeç ka- buğu, yeni bir organik gübre olarak asit toprakların verimliliğinin artırılması ve bu tip topraklarda bitki beslenmesi için önerilmektedir.”
  • 34. İNOVATİFKimya Dergisi 34 Kız Öğrencilerin Başarısı Son Moda Akıllı Tişörtler Şırnak'ın Cizre il- çesinde Fen Lisesi öğrencisi Miryem Bayram, Kimya alanın- da geliştirdiği projeyle Gürcistan'da düzenle- nen Uluslararası Genç Mucitler Proje Olimpi- yatı'nda ikinciliği elde etti. Gürcistan'ın başken- ti Tiflis'te bu yıl 8. düzenlenen AB onay- lı Uluslararası Genç Mucitler Proje Ol- impiyatı'nda Cizre Fen Lisesi Müdür Baş- yardımcısı ve Kimya Öğretmeni’nin danışmanlığını yaptığı 10. sınıf öğrencisi Bayram, Kimya alanında hazırladığı "Polimerlerin Doğada Çözünme Süresini Düşürmek için Alternatif Bir Yöntem" Projesi ile dünya ikincisi olarak gümüş madalya kazandı. Proje sunumlarıyla başlayan yarışmaya, Bilgisayar, Biyoloji, Fizik, Kimya, Matematik, Mühendislik dallarından 43 farklı ülkeden 124 finalist proje katıldı. Dünyanın farklı yerlerinden gelen genç mucitler, projelerini 2 gün boyunca ilgili branş jürilerine ve gelen ziyaretçilere İn- gilizce sundu. Bayram, Kimya alanında geliştirdiği projesinin dünya ikincisi olmasından dolayı büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi. Bayram’ın başarısının gurur verici olduğunu dile getiren Cizre Fen Lisesi Müdürü, “Öğrenciler- imizin daha iyi yerlere gelmesi ve başarılar elde etmesi için çalışmalarımız sürecek” diye konuş- tu. Akıllı tişört sağlıklı yaşamamız ve fit kalmamız için tasarlanan bir üründür. Ürünün en önemli özelliği biyolojik ölçümleri detaylı olarak sunuyor. Gerçek zam- anlı olarak günlük aktivite- lerinizi fizyolojik stres ve fitness değerlerinizi ölçen elektrotlarla dokunmuş dört farklı tişörtten oluşuyor. Bu akıllı tişörtler, vücudunuzdan aldığı bilgileri, akıllı telefonunuza aktarıyor. Uygulama kalp atışı, nefes, hareket ( adım ve tempo gibi ), hareket yoğunluğu, kalp ritmi değişkenliği gibi detaylı verileri ekranınızdan takip etmenizi sağlıyor.
  • 35. İNOVATİFKimya Dergisi35 Tişörtler vücudunuzdan aldığı verileri avuç içine sığan bir siyah kutuya aktarıyor. Tişörte tuttur- ulan bu siyah kutu, verilerin Bluetooth bağlantısı kullanarak telefonunuza iletilmesini sağlıyor. Cihaz 30 saat aralıksız çalışabiliyor. Kaynaklar: http://www.radikal.com.tr/cevre/yeni_bir_organik_gubre_yengec_kabugu-1178945 http://tr.euronews.com/2014/05/12/yengec-kabuklarinin-ilginc-seruveni/ http://www.dunyagida.com.tr/haber.php?nid=2330 http://cizre.meb.gov.tr/www/tubitak-proje-yarismasinda-cizreli-kiz-ogrencilerin-buyuk-basarisi/ icerik/75 http://www.haberturk.com/gundem/haber/946523-kiz-ogrencinin-buyuk-basarisi http://www.ademsguide.com/giyilebilir-teknolojide-son-moda-akilli-tisort/
  • 36. İNOVATİFKimya Dergisi 36 Kimya SözlüğüKimya Dergisi İNOVATİF Radioactive fallout-Radyoaktif Serpinti Radyoaktif parçacıkların yer yüzeyine inmesi; ya da radyoaktif parçacıkların kendisi. Reverse osmosis-Ters Osmoz Yüksek çoğunluktaki çözeltilerde çözücünün basınç altında filtrelerden geçerek daha düşük yoğunluktaki çözeltiye doğru hareketidir. Tetramethyl lead-Tetra metil kurşun Benzinde vuruntu önleyici etki maddesi olarak kullanılan tetraetil kurşuna benzeyen, ama ondan daha aktif olan bir kimyasal madde. Toxicology-Toksikoloji Zehirleri ve etkilerini, etkime mekanizmalarını ve arıtılma yöntemlerini inceleyen bilim dalı. Radionuclide-Radyonüklid Radyoaktif çekirdek Benzene-Benzen Kanser yapan endüstriyel çözücü. Clinker-Cüruf Fırınlardaki ergimiş kalıntı. Fibrinogen-Fibrinojen Kan plazmasında bulnan bir protein. Meniscus-Menisküs İnce tübde bulunan sıvı yüzeyinin yüzey gerilimi dolayısı ile iç bükey olma durumudur. Ideal Gas-İdeal Gaz Moleküllerin özhacimlerinin moleküllerin serbestçe dolaştıkları tüm hacime oranı çok küçük olan, moleküller- inin arasında çekme ve itme kuvvetleri bulunmayan,molekülleri arası çarpışmaların esnek olduğu model Extraction-Ekstraksiyon Bir çözelti ya da süspansiyon içindeki organik maddeyi, çözen fakat çözelti ya da süspansiyondaki çözgen ile karışmayan bir başka organik çözgen yardımıyla ayırmaktır. Buffer Solution-Tampon Çözelti pH sı belli olan, seyrelmeyle veya az miktarda kuvvetli asit veya baz ilavesi sonucu pH sı değişmeyen çözeltil- ere denir.
  • 37. İNOVATİFKimya Dergisi37 Yararlı SitelerKimya Dergisi İNOVATİF Bu ay size bu web sitesini öneriyoruz. Sitede herhangi bir kimyasal üsmini arattığınız zaman, o maddenin özellikler- ini, üretici firmalarını, videolarını vb birçok özelliğine kolayca ulaştırıyor. Site ingilizce bir site. Siteye bakmanızı öneriyoruz. Umarız faydalı olur. http://www.rsc.org/learn-chemistry Kimya ile ilgili bilgi mi arıyorsunuz? Döküman mı arıyor- sunuz? Daha çok mu öğrenmek istiyorsunuz? Bu İngilizce Kimya sitesinde bir çok bilgi ve döküman bulunmakta. Tek yapmanız gereken bu bilgileri arayıp bulmanız. Çeşitli simülasyonlarında bulunduğu siteyi ğlenerek inceleye- ceğinizi umuyoruz. http://www.chemistry-conferences.com/ Dünya üzerinde çeşitli kimya konferanslarını takip mi etmek istiyorsunuz? O zaman bu site tam size göre. İnor- ganik Kimya, Organik Kimya, Fiziko Kimya, Biyokimya ve Nanoteknoloji ile ilgili temel başlıklar mevcut. Bu başlıklara tıklayarak yer ve zaman bilgisi alabilirsiniz. http://www.worldofchemicals.com/
  • 38. İNOVATİFKimya Dergisi 38 Kimya Dergisi İNOVATİF Kimya Bulmacasi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Soldan Saga 3. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle ayristirma. 4. Termal iliski içindeki maddeler arasinda meydana gelen isi akisini tanimlayan fiziksel özellik. 5. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek) karsisindakini yükseltgeyen madde. 7. Bir maddenin kisa dalga boylu radyasyon ile uyarilmasi sonucu isik yaymasi uyarici ortamdan uzaklastirildiginda isik yayma islemi durur. 8. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek. 9. Bir atomun en dis seviyesindeki elektron sayisinin 8 olmasi. Yukaridan Asagiya 1. Kimyasal reaksiyondaki giren maddelerle, ürünler arasindaki iliski. 2. Kapali kaptaki gazlarin basincini ölçmek için kullanilan düzenek. 4. Kimyasal reaksiyonlara karsi ilgisiz elementler.periyodik tablodaki 8Agrubu. Inört veya asal olarak ta bilinirler. 6. Bir kilogram çözücü içerisindeki çözünmüs maddenin mol sayisi.
  • 39. İNOVATİFKimya Dergisi39 Kimya Dergisi İNOVATİF Kimya Bulmacasi R 1 A D Y 2 O I Z O T O P Ü Z E P 3 Y L G A E Z R 4 U 5 Y A R i L M i S H A L T 6 I A D U L S 7 O Y G A Z I A M S 8 i V i I Y O 9 Z M O S Y 10 Ü K S E L T G E N Soldan Saga 1. Bir elementin radyoaktif özellik gösteren izotoplari. [RADYOIZOTOP] 5. Temel haldeki bir elektronun, disaridan enerji verilerek daha kararsiz olan bir dis yörüngeye çikarilmasi hâli. [UYARiLMiSHAL] 7. Kimyasal reaksiyonlara karsi ilgisiz elementler. Periyodik tablodaki 8A grubu elementleri.Inert veya asal gaz olarakta bilinirler. [SOYGAZ] 8. Maddenin hali. Kütlesi ve hacmi belli olan fakat belirli bir sekli olamayan maddedir. Bu yüzden içine konuldugu kabin seklini alir. [SiVi] 9. Bir çözücünün yari geçirgen bir zardan daha derisik bir çözeltiye geçmesi. [OZMOS] 10. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek) karsisindakini yükseltgeyen madde. [YÜKSELTGEN] Yukaridan Asagiya 2. Moleküller arasi çekim kuvvetinden dolayi sivinin yüzeyinde olusan kuvvet. [YÜZEYGERILIMI] 3. Gaz fazindaki atomlarin çok yüksek sicakliklarda iyonlasarak çekirdek ve elektronlarina ayrismasi sonucu olusan akiskan madde. [PLAZMA] 4. Enerjinin elektromanyetik dalgalar ya da parçaciklar halinde yayilmasi. [RADYASYON] 6. Asitlerle, bazlarin reaksiyonu sonucu olusan ürün. [TUZ] Geçen Ayın Çözümü
  • 40. Kimya Dergisi İNOVATİF Bende Yazmak İstiyorum Dergide bende yazmak istiyorum benim de yazılarım olsun diyorsanız. ***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz. ***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. ***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zor- laştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. ***Dergi editörlerimiz olan Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir. ***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayınlanmayacaktır. ***Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi Çalışıyor iseniz çalıştığınız kurumdaki pozisyonunuz. Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. *** 2014 Temmuz ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Haziran 2014 dür. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar Bir sonraki ay yayınlanacaktır. ***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim. ***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. ***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız. ***İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.