SlideShare a Scribd company logo
1 of 38
Download to read offline
Kimya
Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi
YIL:2	 SAYI:8	 AĞUSTOS 2014
AkIllIı
Nanotekstil
Patlayıcı Maddeler
Gıdamız Kimyamızdır
Temel Element
Hidrojen
Merck Index
Programı
Haberler
Faydalı Linkler
Element Tanıma
Sözlük(İng-Trk)
Bulmaca
ÖnsözHakkımızda
İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma-
larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran,
internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya
Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online
ortamdan edinen bir e-dergidir.
Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda
sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark-
adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı,
kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola-
bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya
ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı
hedef edinmiştir.
Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun
herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm
bitirmiş olmanız yeterli.
Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı,
haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım
kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri
kısmı adlı bölümler vardır.
Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız
dileğimizle...
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
Sahibi : Yavuz Selim Kart
Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart
Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart
Aybike Kurtuldu
Seda Çoban
Haber Bölümü : Seda Çoban
Aybike Kurtuldu
Ebru Çetinkaya
Hatile Moumintsa
Facebook Yönetimi
ve Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart
Hatile Moumintsa
Ebru Çetinkaya
Ezgi Sulu
Kadir Mert Efeoğlu
Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Büşra Yılmaz
Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart
KURALLARDergimiz Hakkında
1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel-
ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde
kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du-
rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak
hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız
telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman-
larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden
doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu
değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile
konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup
aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz.
6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara
yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel-
erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca
bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.
Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın.
9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi
herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey-
iniz.
10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu
dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi
ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır.
Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini
yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo-
zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre
hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır.
11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
* Akademik Makaleler
* Endüstriyel Konular
* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
(Kimya üzerine bölümler için)
* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
* Laboratuvar Üzerine Yazılar
* Kimya Sanayi Uygulamaları
* Teorik Kimya Üzerine Makaleler
* Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine
Yazılar
* Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat
Edilecek Husular Üzerine Yazılar
* Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları
Üzerine Yazılar
temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp
gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya
Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz.
12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml-
anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da
herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime-
ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son
söz dergi yöneticisine aittir.
13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
EkibimizBİZ KİMİZ
Yavuz Selim
KART
Hatile
MOUMINTSA
EBRU
ÇETINKAYA
Aybike
KURTULDU
Seda
ÇOBAN
Ezgi
SULU
Kadir Mert
EFEOGLU
BÜSRA
YILMAZ
https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi
https://twitter.com/InovatifKimya
http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606
http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisiInstagram
Kimya
Dergisi
Merhaba
İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları
Editörden
Değerli Okuyucularımız;
	 Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizin gönderdiğiniz yazılarla 13. sayıyı
çıkartıyoruz. Bize yazı gönderen herkese çok teşekkür ediyoruz.
	 13. Sayımızda tasarımımızı değiştirmeye karar verdik. Uzun zamandır bu işlemi yapmayı
düşünüyorduk. Umarım gözünüze daha güzel gözükür. Facebook, Twitter, Instagram gibi kanal-
lar aracılığı ile sosyal medyada aktif olmaya çalışıyoruz. Uzun zaman önce Linkedin bağlantımızı
açmıştık lakin fazla aktif değildik. Şu anda yeni yeni bağlatılar kurmaya çalışıyoruz. Sizlerin bizi o
kanal aracılığı ile takip etmesini rica ediyoruz.
	 Bu ay E-Dergimizde 5 farklı yazı bulunmakta. Patlayıcı Maddeler yazısında, patlayıcı mad-
deler üzerine bilgilendirici bir yazı göreceksiniz. Gıdamız Kimyamızdır yazısı da gıda-sağlık-kimya
üzerine dikkat çekici bir yazı. Yazıyı gönderen Sn. Vahit Kenar Bey Vatani Görevini icra edecek.
Kendisine şimdiden hayırlı tezkereler diliyoruz. Uzun zamandır yazıları ile fikir dünyanızı aydın-
lattı. Kendisine ayrıca teşekkürler. Akıllı Nanotekstil konusu bu ayın kapak konusu. Dikkatinizi
çekeceğini düşünüyoruz. Temel Element Hidrojen konusuda hidrojen üzerine bilgilendirici güzel
bir yazı. Merck Index Programı konusunda ise bilgisayar uygulamaları üzerine bir yazı göreceksin-
iz. Uzun zamandır planladığımız Element Tanıma kısmını da bu ayki sayımıza yetiştirdik. Ayrıca
Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile
de her ay olduğu gibi bir çok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında da İngilizce-Türkçe Kimya
kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.
Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkür edi-
yoruz. Bize her zaman yazı gönderebilirsiniz. Bir sonraki ay görüşmek üzere sevgiyle kalın.
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörü
IÇINDEKILER
Patlayıcı Maddeler
Gıdamız Kimyamızdır
Akıllı Nanotekstil
Sözlük (Ing-Trk)
Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay)
Temel Element Hidrojen
Haberler
Sizde Yazarımız Olun
Element Tanıyalım
Kimya Bulmaca
Merck Index Programı
Faydalı Siteler
7
12
19
28
37
15
27
36
26
35
22
34
7
Kimyager
(Ögrenci)
Büsra YILMAZ
busrayy92@gmail.com
PATLAYICI
MADDELER
P
atlayıcı denince çoğumuzun aklına nitrogliserin
gelir. Nitrogliserin filmlerde de karşımıza çık-
mıştır. Aynı zamanda 150 yıllık üne sahiptir.
1) Nitrogliserin hem oksitleyici hem de yakıt özelliği gösterir.
2) Parcalanma reaksiyonunda açığa çıkan enerji oldukça yüksektir.
3) Reaksiyonda oldukça fazşa gaz açığa çıkar.
PATLAYICI MADDE NEDİR?
Bir ateşleme düzeneği veya başlatıcı vasıtasıyla; ani bir kimyasal
reaksiyon sonucu gaz haline dönüşen, bu reaksiyon sonrası,or-
taya çıkarmak suretiyle büyük miktarda tahribata yol açabilen,
içerisinde bol miktarda OKSİJEN ihtiva eden kimyasal madde
ve bileşiklerdir.
Patlayıcı Maddelerin Kullanım Alanları Nelerdir?
Patlayıcılar insanların elindeki en güçlü hizmetçiler arasındadır.
• Savunma sanayisinde,
• Maden çıkarma işlemlerinde,
• Araziden orman kütüklerinin ve iri kaya parçacıklarının
temizlenmesinde,
• Köprü,baraj ve ulaşım işlerinde,
• Uçak gövdesi yapımında,
• Toplumsal olaylarda
8
YÜKSEK PATLAYICI MADDELER
Tahrip gücü yüksek
Mekanik şoka ve ateşe karşı fazla hassas olmayan maddel-
edir.
Fakat az miktarda bir başlatıcının patlaması ile oluşacak
kuvvetli şok etkisi ile patlatırlar.
Bunlara örnek olarak;
TNT( trinitro toluen)
Tetril( 2,4,6-trinitro fenil-metil nitramin)
PETN(pentaeritritol tetra nitrat,C4)
RDX(trimetilen trinitramin)
Amonyum pikrat
Pikrik asit(2,4,6-trinitrofenol)
DNT(dinitro toluen)
Nitrogliserin(NG)verilebilir.
Yüksek
Basınç
Yüksek
Isı
9
PRİMER PATLAYICI MADDELER
Bunlar;
• Kurşun azodür
• Civa fülminat					
• Kurşun trinitro resorsinat
• Diazodinitrofenol gibi bileşiklerdir.
• Primer patlayıcı maddeler,ateş etkisiyle veya hafif bir dar-
be ile kolayca patlayabilen hassas maddelerdir.
• ÇOK TEHLİKELİDİRLER.
• Daha az hassas olan fazla miktardaki maddenin pat-
lamasını sağlamak üzere çok az miktarlarda kullanırlar.
• Primer patlayıcı maddeler ile kuvvetli patlayıcı maddel-
erde parçalanma DETONASYON ile olur.
• Detonasyon, patlayıcı madde içinde direkt olarak ilerleyen
kimyasal parçalanmadır.
• Detonasyonun bir zincir reaksiyonu olduğu ileri sürülmektedir.
• Özellikle yüksek hızlı patlamalarda 6000 m/s hızla gerçekleşir, hasarıda bu şekilde verir.
KUVVETLİ PATLAYICILARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
• Son derece duyarlı maddelerdir,
• Genellikle,inorganik tuzlardan elde edilirler,
• Ateş veya vurma (darbe) ile patlatabilirler,
• Patlama bir zincir tepkimesidir,
• Tepkime hızı 6000 m/s ye kadar yükselebilir,
• Ateşlendiklerinde açığa çıkan ısıyı çok süratli bir şekilde serbest bırakırlar.
• Örnek vercek olursak ,nitrogliserin gerçekte benzinin sadece 1/8’i kadar bir enerjiye sahip olmasına rağmen
çok daha yüksek tahrip gücü gösterir.
Düşük Patlayıcılara
Örnekler;
• Dumansız barut(koloidal selüloz nitrat),
• Kara barut,(potasyum nitrat+odun kömürü+sülfür)
• Nitrokoton(nitrolanmış saf selüloz)
10
Patlayıcıların özelliklerini kontrol etmede hangi testler uygulanır?
1. Uçuculuk,
2. Çözünürlük,
3. Yoğunluk,
4. Hisroskopiklik (nem çekme),
5. Diğer yapıcılar ile uyuşabilirlik,
6. Hidrolize dayanıklılık,
7. Patlama süresini algılama vb.
DÜŞÜK PATLAYICI MADDELER
Bunlar,parçalanma şekli bakımından diğerlerinden farklıdır.
Özellikleri Nelerdir?
• Zayıf (düşük) patlayıcılar patlamadan sonra sadece yanarlar.
• Yanma madde içinde değil,madde yüzeyine paralel tabakalar halinde ilerler.
• Yanma hızı düşüktür (0,25 m/s).
• Yandıklarında fazla miktarda gaz açığa çıkar.
• Yüksek patlayıcıyı patlatmak için çok az bir miktarda kullanılırlar,
• Organik maddelerden üretilirler,
• Daha az patlayıcı etkiye sahiptirler.
PATLAYICI MADDELERİN ÖZELLİKLERİ
Uygun bir kullanım için patlayıcıda araştırılan özellikler
nelerdir?
• Taşınabilirlik,
• Duyarlılık,
• Dayanıklılık,
• Brizans (parçalanma etkisi),
• Sağlamlık,
• Üretim giderleri,
• Zehirlilik,
İsrail’de 100 ton patlayıcının
patlaması sonucu oluşan
görüntü
Bir patlayıcı maddenin duyarlılığı ne demektir?
• Onu patlatmak için standart bir ağırlığın
düşürülmesi gereken yüksekliktir,
• Bu test, patlatma başlatıcılar için özellikle çok
önemlidir.
Havai Fişek Gösterisinden
Bir Görüntü
11
Sonuç olarak patlayıcı maddeler sağlımıza oldukça zararlı ve tehlikelidirler. Kız kaçıran ve torpil
olarak çocukların bilinçsizce kullandığı patlayıcılardır tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bunun yanı sıra çeşitli
eğlencelerde güzel görüntülere neden olduğu için maytap ve havai fişek kullanımı oldukça çoktur.
Kaynaklar :
http://kriminal.iem.gov.tr/patlayici.htm
http://www.haberler.com
http://dunya.milliyet.com.tr
http://www.antalyanitro.com.tr
http://kimyaca.com/nitrogliserin-nedir/
http://www.ilevha.com/files/photo-118032013141720.jpg
http://www.sondakika.com/haber-foto/516/karayolunda-patlayici-madde-bulundu-3063516_4834_300.jpg
http://labs.openviewpartners.com/files/2013/01/explosion-e1358864096673.jpg
http://explosivesdetection.com/images/headers/header_home_13.jpg
http://4.bp.blogspot.com/-sCKPyICqvWw/UsA09M-9UVI/AAAAAAAAPdQ/LpoU07SKeNM/s1600/kara_
barut.jpg
http://www.mynrma.com.au/media/buying_and_selling_used_car_checklist.jpg
12
Kimyager
(Mezun)
Vahit KENAR
vahitkenar@gmail.com
GIDAMIZ
KİMYAMIZDIR
HAZMETTİKLERİMİZDİR BİZİ GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI KILAN
B
u ayki konumuz, insan yaşamındaki
en önemli konulardan olan sağlık ve
beslenme…
Gelişen teknolojiyle birlikte artık gıdaların
üretimi, paketlenmesi ve raf ömrünün
artırılması her ne kadar kolaylaşmış olsa
da tüm dünyada gıda kaynaklı hastalıklar
artmakta ve bu hastalıklar bazen ölüm-
le sonuçlanmaktadır. Bundan bir kaç yıl
önce Avusturya’da 4 kişi, Almanya’da 2
kişi yedikleri peynir nedeniyle hayatlarını
kaybetti. Bunun üzerine o markaya ait
bütün ürünler tüm Avrupa’da toplatılmıştı.
Ölümlerin sebebi Listeria bakterisi idi. 6
kişinin ölümüne neden olan peynire Lis-
teria bakterisi bulaşmıştı.
Her ne kadar teknoloji ve bilim büyük bir hızla geliştiğinden bahsetmiş olsak da gıda kaynaklı hastalıklar
her geçen gün daha da artmaktadır. Hatta yapılan araştırmalara göre hastalıkların büyük bir çoğun-
luğu yaklaşık %78 kadarı yediklerimizden kaynaklanıyor. Bu yüzden sağlıklı ve mutlu bir yaşam için ne
yediğimizi bilmemiz gerekiyor.
Soframıza gelen gıdalarda ba-
zen sağlığımız açısından risk
oluşturan maddelere rastlaya-
biliyoruz. Cam kırıkları, plas-
tik, taş, toprak, tahta, saç, tırnak
gibi yabancı maddeler fiziksel
risk kapsamına girerken, tok-
sinler, çevresel metaller (cıva,
kurşun, dioksin, kadmiyum vb.),
tarım ilaçlarının ve veterinerlik
ilaçlarının kalıntıları, deterjan
kalıntıları ve gıda katkı mad-
deleri kimyasal risk kapsamına
giriyor. Mikrobiyal gelişmeyi
hızlandıran etmenler; hastalık
yapan mikroorganizmaların bu-
laştığı gıdanın bileşenleri, pH’sı,
oksijen basıncı, ortam sıcaklığı ve
nem gibi etkenler de olabiliyor. Çoğumuz market raflarında özellikle et reyonlarındaki ürünlerin üzerinde
yer alan ısıl işlem görmüş ürün yazısına denk gelmişizdir. Peki nedir bu ısıl işlem? Ne kadar sağlıklıdır?
13
ISIL İŞLEM GÖRMÜŞ ÜRÜN NE DEMEK?
Isıl işlemin esas amacı, gıdaların raf ömrü ve depol-
ama süresince mikrobiyal bozulmaları sınırlamak-
tır. İşlem görecek gıda maddesi temel halden yani
hammaddeden son ürüne dönüşene denk çeşitli
sıcaklıklarda ısıl işlemlere tabi tutuluyor. Isıl işlemler
sırasında sıcaklığın etkisiyle birlikte gıdanın bileşi-
minde de pek çok kimyasal değişime sebep olabiliyor.
Örneğin gıdalardaki mikroorganizmaların ve enzim-
lerinin etkinliğini önlerken, ısıya duyarlı vitaminler
gibi bazı bileşenlerin de kısmen yok olmasına neden
oluyor.
Gıdalarda meydana gelen bu değişimler ürüne aktarılan ısı
enerjisinin büyüklüğüne göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin;
bazı kızartma uygulamalarında olduğu gibi, sıcak metal
yüzeye temas şeklinde ısıtma yaygın bir yöntem. Isıl işlem
gıdanın temel bileşenlerinde protein yapılarının bozulması,
lipid oksidasyonu, Maillard tepkimesi, karamelizasyon, vita-
minlerin parçalanması gibi belirgin değişimlere neden oluyor.
Genel olarak gıdalarımızın ısıl işleminde ısıtıcı ortam olarak
su, buhar, hava ve yağ yaygın olarak kullanılıyor. Tat, koku
ve lezzet ısıl işlem ile bazı ürünlerde ortaya avantaj olarak da
çıkmaktadır.
Gıdaların ısıtılması ile ortaya çıkan kimyasallar yapılan çalışmalarla saptanmış ve bu kimyasallardan akri-
lamid, furan ve kloropropanol türevleri gibi kansere neden olan bileşiklerin insan sağlığını tehdit ettiği
kanıtlanmıştır. Gıdanın bileşiminde doğal olarak bulunan bu bileşiklerde, ısı etkisiyle gerçekleşen tepkimeler
sonucunda oluşuyor. Bu maddeler, oluşumlarına yol açan temel etkenin ısı olması nedeniyle “ısıl işlem bu-
laşanları” olarak adlandırılmaktadır.
Akrilamid
İnsan için olası kansere neden olan
madde olarak nitelendirilen (grup
2A) bir bileşiktir. Genel olarak patates
kızartması ve cipsler, fırıncılık ürünleri,
çerez türü gıdalar ve kavrulmuş kahve
akrilamid içeren gıdalar olarak öne
çıkıyor.
Furan
İşlenmiş gıdalarda var olduğu uzun
zamandır bilinen furan ve türevleri in-
san için olası kansere neden olan madde
olarak sınıflandırılıyor. Günümüzde
bebekler için üretilen meyve ve sebze
pürelerinin pastörizasyonu veya ster-
ilizasyonu sırasında askorbik asitin
furana dönüşümü tüketiciler
arasında büyük kaygı
yaratıyor.
Kloropropanoller
Son yıllarda yapılan çalışmalar, ısıl
işlem sırasında birçok gıda maddesinde insan
için olası kansere neden olan madde olarak
sınıflandırılan kloropropanollerin ve türevlerinin
oluşabileceğini gösterdi. Isıl işlem sırasında kloro-
propanollerin oluşumundan sorumlu bileşikler
gliserol, açilgliseroller ve klorlu bileşiklerdir.
Düşük su aktivitesi ve yüksek sıcaklık
koşulları altında ısıtma, kloropropanol
türevlerinin oluşumunu
hızlandırıyor.
14
Gıda kaynaklı pek çok hastalık aslında tüketicinin dikkatsiz davranması sonucu ortaya çıkıyor, bu tür hast-
alıklar çoğunlukla da hafif atlatıldığından düzenli bir şekilde kayıt altına alınamıyor. Campylobacter türlerine
ait bakteriler İngiltere’de gıda kaynaklı hastalıklara yol açan başlıca etmenlerdendir. İshal ve yangıya neden
olan hastalığa kümes hayvanı etlerinin uygunsuz koşullarda işlenmesi ve saklanması neden oluyor. E. coli
bakterisi bağırsağın normal mikrobiyal ortamının bir parçası, ancak bazı suşları ölümle sonuçlanabilen çok
ciddi gıda zehirlenmelerine yol açan toksinler salgılıyor. Hastalık yıkanmamış sebzelerin ya da kontamine
olmuş etlerin tüketilmesi sonucu oluşuyor [1]. Ülkemizde Gıda Güvenliği Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın
sorumluluğunda, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü (KKGM) gıda ve yem güvenliği, su ürünleri, veterin-
erlik ve bitki sağlığı alanında yetkili birim olarak görev yapıyor. (Alo 174)
Son olarak günümüzde çoğu sektörde old-
uğu gibi gıda sektöründe de illegal oyunlar
oynanmaktadır. Gıdanın imalatında maliyeti
düşürmek için kullanılan gerek insan sağlığına
gerekse çevre için zararlı maddelerin kullanımı
konusunda dikkatli olmalı, gerekirse araştırma
yapmalı ve insanları uyarmalıyız.
Her zaman dediğim gibi kısa vadeli kazançlar
uğruna hiçbir canlının hayatı hiçe sayılmaması
gerekmektedir. Bu konuda üzerimize düşen
görevi yapmalıyız. Unutmamalıyız ki canları yakarken canımız da yanabilir. Mesleki ve vicdani olar-
ak böyle bir sorumluluğumuzun olduğu kanısındayım. İnsanları bilinçlendirmeliyiz. Özellikle kola
konusunda. Çünkü gıda öyle bir şey ki hata veya hileyi affetmez. Yaptığınız sahtekarlık ya da hata hiç
ummadığınız bir anda, ummadığınız yerden sizin ve en yakınlarınızın yakasına yapışabilir. Bir sonraki
yazılarımda kısmet olursa gıda sektörüne yönelik daha kapsamlı ve ayrıntılı çalışmalarımı sizlerle pay-
laşacağım.
Bu arada bir süre ayrı kalacağız ağustos celbinde askere gidiyorum. Belki de siz bu yazımı okurken
ben şanlı ordumuzun bir üyesi olarak vatani hizmete başlamışımdır. Yazılarımızı takip eden tüm dost-
larımıza iş, eğitim ve sosyal hayatlarında başarılar diliyorum. Yediğinize içtiğinize dikkat edin.
Sağlıcakla kalın!
Kaynaklar :
[1]. TÜBİTAK BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ- sayı 524, Temmuz 2011.
http://mateder.org.tr/wp-content/uploads/215.jpg
http://idealteknikkontrol.com/yonetimsistemleri/image/g%C4%B1da%20g%C3%BCvenli%C4%9Fi1.jpg
http://gidaguvenligi.ankara.edu.tr/wp-content/blogs.dir/43/files/gidaguvenligi/gda-gu_1.jpg
15
Yüksek
Kimyager
(Mezun)
Ismail BAYRAKTAR
ismbyrktr@gmail.com
“AKILLI
NANOTEKSTIL”
Y
ılda ancak birkaç kez yağmur yüzü gören Afrika çöllerinde yaşayan bir böceğin hayatta
kalmak için su ihtiyacını nasıl giderdiğini biliyor musunuz? Ya nilüfer çiçeğini yaprak-
larının nasıl her zaman temiz kaldığını? Yağmur yağdığında sileceklere ihtiyacı olmayan
otomobilleri, hiç buğu tutmayan banyo aynalarını, kalp damarlarına takılan ve hiç tıkanmayan
stentleri, kendi kendini temizleyen bina cephelerini duydunuz mu?[1]
Nano yüzeyden, Nano “Akıllı Malzemeye”
Şekil 1 : Çöl böceğinin su toplama mekanizması
Şekillerde verilen örnekler bilim adamlarına ilham
kaynağı olmuştur. İleri teknoloji sayesinde Steno-
cara böceğinin sırtında toplamayı başardığı su, hi-
drofobik malzeme üretilmesine olanak sağlamıştır.
Tekstil malzemesi ile sıvılar arasındaki temas yüzey-
leri değiştirilerek tekstil malzemesinin hidrofilik
veya hidrofobik özellik göstermesi sağlanır.
Şekil 2 : Laboratuvar örneği
Nilüfer çiçeğinden esinlenerek kendi kendini
temizleyen hidrofobik malzemeler üretilmiştir.
Bu amaçla;
• UV koruma
• Su, yağ ve kir itici
• Antimikrobiyal
• Biyokatalizör/ biyo uyumlu
• Antistatik özellik kazanma,
• Aşınmaya direnç gibi malzemeler
örneklendirilebilir.
16
Nano Malzeme
Tekstil ürünleri, onlara değişik özellik kazandıran nanoteknoloji sayesinde çok fonksiyonlu hale gelmek-
tedir; örnek olarak nanoteknolojiyle su itici, anti bakteriyel, antifungusid olabilir, ısı yalıtımı ve mekanik
rezilyans performansları geliştirilebilir, kamuflaj sensör olarak kullanılabilir.
Ancak tekstil malzemelerine bitim işlemi sırasında nanotaneciklerin kalıcılığının çok düşük olduğu ve
kullanımı sırasında sıkıntılara yol açtığı görülmüştür. Taneciklerin polimer matrisine immobilize (hap-
sedilerek) edilerek nanokompozit formunda tekstil malzemeleri üretmeye başlamıştır.
Yakın bir gelecekte, giydiğimiz tişört üzerindeki nano sensörler, kalp atışlarımızı, vücut ısımızı ve kan
şekerimizi düzenli olarak kontrol edecektir. İstenmeyen bir durum olduğunda da, bizleri ya da kablosuz
bir hatla doktorumuzu haberdar edebilecektir[2].
Nano Tekstil
Nanoteknoloji, yeni bir teknoloji devrimi olarak algılanmaktadır. Bu teknolojinin, 2025 yılına kadar
gelişme sürecini tamamlayıp, hayatın her alanına gireceği tahmin edilmektedir. Tekstil de kullanılan
malzemelere, nanometre boyutlarında farklı özellikler kazandırılması, çok önemli gelişmelere yol aça-
caktır.
Şekil 3 :
Teknolojinin
gelişim
evresi [3]
Tekstil endüstrisi, nanoteknoloji devrimiyle birlikte yeni bir döneme girmektedir. Nano malzemeler kul-
lanılarak, daha önce hayal bile edemediğimiz, çok çeşitli fonksiyonlara sahip kumaşlar elde edilmektedir.
Kendiliğinden aydınlatma
özelliğine sahip kumaşlar. Mavi ışık
yayan masa.
Gümüş nanopartiküllerin
SEM görüntüsü
17
Esnek ve yıkanabilen nano sensörlerin ve aygıtların, kumaş içerisine aktarılmasıyla, kullandığımız elbiseler-
imiz, yeni boyutlar kazanacaktır. Elbise artık görecek, duyacak, hissedecek, komut verecek ve enerji üretecek
hale gelecektir.
Tekstil ürünleri, üzerinde mikroorganizmaların, üreyebilecekleri ve uzun süre yaşamlarını sürdürebilecekleri
ürünlerdir. Mikroorganizmalar, tekstil ürünlerinde, biyoparçalanma, renk değişimi, lekelenme gibi pek çok
soruna da yol açmaktadırlar. Bu sorunu ortadan kaldırmak için tekstil malzemelerinde kullanılmak üzere
birçok anti-bakteriyel ajan geliştirilmiştir. Bu amaçla kullanılabilecek geçiş metallerinin büyük bölümü zehirli
olduğundan, gümüş iyonu (Ag+
) ve titanyum dioksit (TiO2
), önemli antimikrobiyaller olarak öne çıkmak-
tadırlar[4].
Tekstil ve hazır giyim ürünlerinde su geçirmezlik, leke tutmazlık, buruşmazlık, antimikrobiyal, UV-ışın-
larından koruma, yanmaz, güç tutuşur, daha iyi boyanabilir, gibi özellikler kazandıran nanoteknoloji tabanlı
ürünler geliştirilmiş ve kullanımı yaygınlaşmıştır. Bunların dışında askeri amaçlı akıllı elbise, ısı, ışık, basınç
ve kimyasal etkilere karşı renk değiştiren, nabız, sıcaklık, tansiyon gibi vücut fonksiyonlarını kontrol ederek
kullanıcıyı uyaran tasarımlarda çalışmalar sürmektedir[5].
Akıllı üniforma
askerin durumunu
merkeze bildiriyor.
Kendi kendini temizleyen
süperhidrofob yüzeyler
18
Sonuç olarak, Nanoteknoloji ile daha sağlıklı bir yaşam bizi bekliyor gibi! İşin aslını sorarsanız daha çok
sürprizler bizi bekliyor desek yanlış olmaz. Kimileri karşı çıksa da kimilerine göre gereksiz olduğunu
savunsa da gerçek şu ki nanoteknoloji birçok alanda etkin çözümler sağlıyor. Nanoteknolojinin süksesini
azaltacak yeni bir devrim çıkar mı, insanlar bu sevdadan vazgeçer mi bilinmez ama uzun bir süre hız
kesmeden yoluna devam edeceği bir gerçek…
Kaynaklar :
Bilim ve Teknik Dergisi 2007.
Güneşoğlu, C., Nanoteknoloji ve Tekstil Sektöründeki Uygulamaları.
Merill Lynch, 2001.
Yardımcı, A., 2012. Ekonomik Forum Notları
Yılgör, İ., 2006. Ulusal Nanoteknoloji Araştıma Merkezi (UNAM)
19
Kimyager
(Ögrenci)
Aybike KURTULDU
aybikekurtuldu@hotmail.com
TEMEL
ELEMENT
HİDROJEN
Eğer Tanrı Dünya’ yı bir söz ile yaratmış olsaydı, bu söz ‘hidrojen’ olurdu.
Harlow Shapley
H
idrojen’ in hikayesi etrafta onu
fark edecek hiç kimse olmadan
önce başlar. Dünya ve ilişkili
olduğu gezegenlerin ortaya çıkışından
çok önce, daha güneş ve hatta saman-
yolu galaksisi bile yokken; oksijen,
sodyum, demir ve altın gibi diğer
kimyasal elementler dahi henüz ortaya
çıkmamışken hidrojen atomu çoktan
ortaya çıkmıştır.
Günümüz modern bilimine göre, içinde bulun-
duğumuz evren yaklaşık 15 milyar yıl önce sonsuz
bir yoğunluk ve sonsuz bir sıcaklık noktasından
başladı. Bu nokta zamanında başlangıcıydı, bu
nokta uzayın orijini idi. O andan beri söz konusu
orijin, var olan evreni sınırlarına ulaşacak şekilde
her yöne doğru genişlemekte. Evren bu genişlem-
esini sürdürürken kozmik saatin tık tıkları sürme-
kte ve sıcaklık giderek düşmekte, Büyük Patlama
dan 0,01 saniye sonra sıcaklık 100.000 Kelvin
derece; 0,12 saniye sonra 30.000 milyon Kelvin
derece; 1,10 saniye sonra 10.000 milyon Kelvin
derece; 13,83 saniye sonra 3.000 milyon Kelvin
derece... Evren toplam dört dakika yaşlandığında,
o andan sonra gerekli olacak bütün temel malze-
meler hazırlanmış ve bu malzemelerin birbiriyle
ilişki kurmada yararlanacakları temel formlar
ortaya çıkmıştır. Sahne daha sonra gelecek her şey
için hazırdı.
Hidrojen atomların en basitidir. Evrende bulun-
duğu normal formunda hidrojen bir elektron
ve bir proton barındırır; daha ender rastlanan
ve ağır hidrojen atomu adı verilen formundaysa
üç parçacık bulunur: bir elektron, bir proton ve
bir de nötron. Oysa en basit molekül olan suda
yirmi sekiz parçacık mevcuttur. On elektron, on
proton ve sekiz nötron. Hidrojen ve döteryum
ile karşılaştırıldığında, su molekülü oldukça
karmaşıktır. İşte hidrojenin bu basit yapısıdır ki,
evrenimizin 15 milyar yıllık hikayesinde onun
en etken element olmasını sağlar. Evrenimizin
başlangıcında yaklaşık 300.000 yıl sonra sıcaklık
yaklaşık 3.000 dereceye düşmüş ve hidrojen-
le döteryum atomları karakteristik formlarını
almışlardır.
Bugün, hidrojen ve helyum atomlarının ilk oluş-
maya başlamasından 15 milyar yıl sonra, iki
element hala kozmosta en bol bulunan elementler
olmayı sürdürüyor; hidrojen %90 helyum %9
oranında.
Peki, hidrojen ve helyum atomları için gerekli
malzemeler -elektronlar, protonlar ve nötronlar-
evrenin ilk evrelerinden itibaren ortamda bulun-
dukları halde, atomların ortaya çıkması için neden
300.000 yıl gibi bir sure geçmesi gerekti?
20
Evren dört dakika yaşlanmadan önce döteron oluşumu gerçekleşmedi.
Nükleer sentezin başlangıç aşaması evrenin dört
dakika yaşlanmasıyla tamamlanmıştır. Helyum
atomlarının çekirdeklerinden daha ağır olan
çekirdekler -berilyum, bor
ve karbon atomlarının
çekirdekleri gibi - şekil-
lenmemişti. Çünkü bu
ağır çekirdekler helyum
çekirdeğinin özündeki
kararlılık nedeniyle başka
formlarda oluşumlarını
tamamlayamıyorlardı.
Evrenin başlangıcından
dört dakika sonra gelinen
noktada hala bütün özgür
nötronlar ya helyum çekird-
eği ya da ağır hidrojen
çekirdeği olacak şekilde
kendilerini kurtarabili-
yorlardı.
Bugün evrende bulunan
ağır hidrojenin tamamı,
kozmos zamanının ilk dakikal-
arında oluştu. Ontario' daki Sudbury
Nötruno Gözlemevi'ndeki havuza doldurulan bin
ton ağır su, güneşten gelen nötrinoları saptamak
için kullanılıyor. Her bir molekülünde bir oksijen
atomu, bir hidrojen atomu ve bir de döteryum
atomu bulunan bu ağır suyun burada top-
ladığı döteryum, evrenin oluşumundan sonraki
dördüncü dakikada oluşan döteryumdur. İçinde
ağır su bulunan bir tüpü elinizde tuttuğunuzda,
Büyük Patlama'nın ilk dakikal-
arında ortaya çıkmış ve
öylece kalmış olan ilkel
atomları tutuyorsunuzdur
aslında.
Büyük patlamadan sonra
473 milyon kere milyar
saniyeye karşılık gelen
günümüzde evren, mutlak
sıfırdan üç derece yukarıda
bir sıcaklığa kadar düşmüş
bulunuyor. Böylece soğumuş
çevre koşullarında, gözlem-
lenebilen evren içerisinde
birbirinden alabildiğine uzak
konumlanmış galaktik sistem-
ler bulunuyor. Her bir galaktik
içerisinde yıldızlar ve kozmik
toz bulutları barındırıyor. Ve
bütün bu galaksilerin içindeki
yıldızlar ve kozmik toz bulut-
ları da bünyelerinde yüzde 90
hidrojen ve yüzde 9 helyum
atomu ihtiva ediyor.
Güneş tipik bir yıldızdır. Güneşin ihtiva ettiği
kompozisyonda aynı kozmik bolluğu yansıtıyor:
güneşi oluşturan atomlarında yüzde 90’ı hi-
drojendir. Ve hidrojen füzyonu güneşin yegane
yakıtıdır. Güneşten 92 milyon mil uzaklıkta-
ki Dünya ise, işte bu yaşam kaynağı sıcaklıkla
ısınıyor.
Peki Hidrojen atomuna bu ismi kim verdi ve ilk olarak onu kim keşfetti?
Paracelsus on altıncı yüzyılın
başlarında asitlerin metalle
temas etmesi sonucunda açığa
yakıcı bir gaz çıktığını fark etmiş
ve bilmeden hidrojen gazını gö-
zlemleyen ilk kişi olmuştur.
1671 yılında Robert Boyle ilk kez
olarak Hidrojenin özelliklerini
tarif etmişti. Hidrojenin ay-
rıştırılarak karakterize edilmesi
başarısı da 1776 yılında hidro-
jenin yoğunluğunu hesaplamayı
başaran Henry Cavendish’e at-
fedilmiştir. 8 Mayıs 1794’te başı
giyotinle kesilen Fransız bilim
adamı Antoine Laurent Lavois-
ier hidrojene ismini veren kişi
olarak tarihe geçmiş.
Prout 1811’in haziran ayında
Edinburgh üniversitesinden
tıp derecesini aldığında zam-
anın kimyagerleri atom fikriyle
flört etmekteydi. Hiçbiri ato-
mu görmüş değildi, hiçbiri bir
atomun doğasını bilmiyordu ve
zamanın ünlü bilim insanları
atom fikrini topyekûn reddedi-
yorlardı. Fakat kimyagerler şunu
görüyordu belirli bir madde
sabit özellikler ihtiva ediyorsa
o özellikler söz konusu mad-
deyi tanımlamalıydı. Böylesine
tutarlı nitelikteki maddeler
kimyasal elementlerdi. Ele-
mentleri birbirinden ayıran bu
belirgin özelliklerin temelinde
atomların olup olmadığı me-
selesiyle çözülmemiş bir konu
olarak kalmıştı. Böylesine tutarlı
nitelikteki maddeler kimyasal
elementlerdi. On dokuzuncu
yüzyılın başlarında Dalton atom
temelli felsefesini atom ile ilgili
deneylere dönüştürdü. Sonunda
maddenin atomik yapısı üze-
rine maddenin atomik yapısı
üzerinde güvenilir bir teoriyi
destekleyen güçlü bir düşünce
yarattı.
21
Dalton’un çağdaşı Prout da deneysel kimyagerl-
erden biriydi. O zaman henüz kimyasal elementlerin
periyodik tablosu yoktu ve birçok elementte henüz
bilinmiyordu. Ancak kırk kadar element biliniyor-
du. Bu element sonuçlarını tabloda ifade ettiğinde
Prout düşüncesini ilk olarak toplam kırk iki elemente
uygulamıştır.
Her bir kimyasal elemente ait atomlar ağırlıklarına
göre karakterize edilmişlerdi; belli bir elementin
bütün atomları aynı ağırlıktaydı ama farklı ele-
mentlerin atomlarının ağırlıkları başka başkaydı.
Örneğin oksijen atomları azot atomlarından daha
ağırdı. Bütün atomların en basiti olan hidrojen ato-
mu ise en hafif atomdur. Prout, eğer hidrojen temel
yapı taşı olarak alınırsa, bütün elementlerin atom-
larının hidrojen atomunun tam katları kadar ağırlığa
sahip olması gerektiğini düşündü ve bu tezi ispatlam-
ak üzere çalışmaya başladı.
Atomları yapılandırırken kullanılan asıl ham maddenin ne olduğu
yönündeki ilk ipucu, J.J. Thomson’un 1897’de elektronu keşfetmesi-
yle geldi. Bundan dört yıl sonra Ernest Rutherford atom çekirdeğini
keşfetti. Rutherford‘un atomların negatif elektrik yüklü protonlar
tarafından oluştuğu yönündeki 1911 tarihli bulguları kısa süre-
de büyük bir kabul gördü ve ardından süratle yeni keşifler geldi.
Thomson’un elektronu keşfetmesinden bir yıl önce Antoine Henri
Becquerel radyoaktiviteyi keşfetti. Böylece atomun bölünmezlik tezi
çürütülmüş oldu. Bundan sonraki süreçlerde ise atomun parçal-
anmasından oluşan ürünler analiz edildi ve 1910 yılında radyoak-
tif atomun ortaya çıkardığı “yavru” atomlar bulundu. Bunlar
bazen “anne atom” ile kimyasal olarak aynı ancak atom ağırlığı
bakımından farklıydı. Böyle atomlar -kimyasal davranışı aynı ama
fiziksel karakteri onu üreten atomdan farklı- yani izotop olarak ad-
landırılır. Asıl soru radyoaktif olmayan atomlar da farklı izotoplar
halinde olabiliyorlar mıydı? Francis William Aston ilk hassas kütle
spektrofgrafını inşa etti ve 1920 yılında kararlı bir element olan
neonun 20 ve 22 atomik kütleli iki ayrı izotopu olduğunu gösterdi.
Aston tekniğiyle ilave elementler incelendiğinde, ağır elementlerin
atom ağırlıklarının hidrojenin atom ağırlığının tam katları ol-
madıkları anlaşıldı.
1815 yılında hidrojenin basitliği onu deneysel madde teorisinin en
görünen temel taşı haline getirmişti; yine de hidrojen fikir üreti-
minde ve fikirlerin dışavurumundaki ayrıntıları açıklamakta üstün
özellikler göstermiştir. Madde dünyasının yapısında daha fazla
bölünemeyen temel bir şey var mı? Bu soru ebediyen çekiciliğini
koruyacak bir sorudur. Thales‘in su konusunda yaptığı saptama
yanlıştı; Heraklit’in cevabı olan ateşte yanlıştı. Antik dünyanın dört
elementinin yetersizliği ispatlanmıştı. Prout’ un hidrojeni, onlarca
yıl ortaya çıkan kanıtlarla cevap olmaktan çıktı. Elektron ve pro-
ton bir süreliğine maddenin kutsal kasesi muamelesi gördü ama
yakından incelendiğinde proton giderek kendisine atfedilen ayrı-
calıklı statüyü kaybetmişti.
Antoine Lavoisier
Henry Cavendish
Kaynaklar :
Yukarıdaki yazıda John S. RIGDEN tarafından yazılan Hidrojen, Temel Element adlı kitaptan özet
yapılmıştır.
http://www.askipedia.com/wp-content/uploads/2012/06/hydrogen.jpg
http://www.chemicool.com/images/hydrogen-symbol.png
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/7/7e/Antoine-Laurent_Lavoisier_%28by_Louis_Jean_
Desire_Delaistre%29.jpg
http://en.wikipedia.org/wiki/Henry_Cavendish#mediaviewer/File:Cavendish_Henry_signature.jpg
22
Kimya
Mühendisi
(Mezun)
Yavuz Selim KART
kim_muhselim@hotmail.com
MERCK INDEX
PROGRAMI
Merhabalar Sevgili Okuyucularımız.
Bu ay yine farklı bir konu ile karşınızdayım. Her ay değişik ve ilgi çekici konular ile karşınıza çıkmaya
gayret ediyorum. Bu ay size farklı bir program anlatacağım. Önceki sayılarda Excel olsun, Aspen Plus
olsun, Chemcad olsun vb. birçok uygulama üzerine açıklayıcı yazılar yazdım. Bu seferde öyle olacak.
Anlatacağım şeyin hem program hem kitap ve bir de web üzerinden erişim şekli mevcuttur. Ben bilgisa-
yar programı olan halini anlatacağım. Umarım beğenirsiniz.
Merck Index, 120 yılı aşkın bir süredir kimyasallar, ilaçlar ve biyolojikler üzerine yapılan çalışmaları içer-
en en kapsamlı ve en güvenilir kaynak olarak kabul edilmektedir. Kimyacılar, biyokimyacılar, eczacılar,
farmokologlar, toksikologlar, tıp araştırmacıları, öğrenciler, öğretmenler, akademik kütüphaneler, akade-
mik araştırmacılar, bilgi uzmanları ve devlet kurumları tarafından kullanılmaktadır. Kullanıcılar farklı
birçok tarama özelliğini ve alanını kullanarak basit araştırmalar yapabilir, kapsamlı multiparametreli
taramalar oluşturabilir ya da kimyasal yapı aramaları gerçekleştirebilirler.
Merck Index otorite içeriklere kolay ve hızlı bir şekilde erişim imkanı vermektedir.
• Madde monografları
• İsimler, eşanlamları ve ticari adları
• Kimyasal yapılar
• Fiziksel özellikler (ör. erime – kaynama noktaları, yoğunluk)
• Uygulamalar ve kullanım
• Biyoaktivite verisi
• Kaynakçalar
• 500’ den fazla tanımlı organik reaksiyon
• Referans tabloları
Bunlara erişim sağlattıran oldukça güzel bir programdır. Programımızı şimdi başlatalım. İnceleme
aşamasına geçelim.
Resim 1 :
Programı başlatınca ilk
açılan ekran
23
Burada ne yapacağız?
6 tane seçenek mevcut. İlk 3 tanesi bizim programımızın temel kısımları. Diğer 3 tanesi ise klasik oku
beni yazısı, teknik destek kısmı ve dokümantasyon olarak sıralayabiliriz. Teknik destek kısmına tıklayarak
programın kullanımı hakkında ekstra yardım alabilirsiniz. Ben burada sadece bir kısım anlatacağım o da
Compound Search kısmı.
Şimdi bu kısma tıklıyoruz. Karşımıza şöyle bir şey açılıyor.
Resim 2 :
Compound Search
kısmı
Görüldüğü üzere karşımıza bir ekran çıktı ve burada bir bileşiğin bilgisi otomatik olarak bize geldi. İlk
sırada bu olduğu için otomatik olarak karşımıza geliyor. Peki arama işlemini burada nasıl yapacağız.
Resimde görüldüğü üzere Search Monographs kısmına tıklıyoruz ve karşımıza şu ekran çıkıyor.
Resim 3 :
Search Monographs kısmı
24
Resim 3 üzerinde arama yapılan kısımlarda hangi isimlere türlere göre arama yapılabileceğinizi açıkladım.
Bu kısımlar üzerinden aramalar yaparak istediğimiz birleşiği bulabiliyoruz. Örnek olarak ben propileni
arattım. Propylene olarak girdim ismini. Dikkat edeceğiniz kısım isimleri Türkçe olarak girmeyeceğiniz.
İsimlerin İngilizce adlarını girerek arama yapacağınız. Arama yaptıktan sonra çıkan ekrana bakalım.
Resim 4 :
Propylene ismi ile arama yapılınca
çıkan sonuç
25
Burada birleşimiz hakkında birçok bilgi mevcut. Tek tek hepsinin içeriğini anlatmayacağım. Zaten resimde
oldukça açıklayıcı gösteriyor. Yoğunluk olsun, açık formülü olsun, uyarılar olsun, donma ve kaynama nok-
tası olsun vb. böyle bilgiler veriliyor.
Anlatacaklarım bu kadar. Bunun size ne fayda sağlayacağına gelince. Okuyanlar için, proje yapanlar için,
laboratuvar ortamında çalışanlar için bazı değerleri bulmaya gelince internet aramaları sıkıntı ve zaman
kaybı oluyor. Böyle bir program satın alarak istediğiniz değerlere ulaşabilirsiniz. Araştırma yapanlar için
kolaylık sağlayacağını düşünüyorum. Kullananlar aranızda olmuştur. Kullanmayanlar içinde güzel bir
deneyim olur düşüncesindeyim. Programı nasıl edineceğinize gelince ise satın alabilirsiniz ya da web uy-
gulamalarından bakabilirsiniz. https://www.rsc.org/Merck-Index/ sitesine girip incelemelerde bulunabil-
irsiniz. Lakin web uygulamalarında özellikler ve bilgiler sınırlı sayıda. Ücret vererek ileri seviye özelliklere
web ortamında sahip olabilirsiniz. Kitabım olsun diyorsanız, kitabını da satıyorlar. Gerekli incelemeleri
yaparak yurt dışından sipariş verip alabilirsiniz. Umarım faydalı olmuştur.
Kaynaklar :
http://www2.istanbul.edu.tr/?p=22683
26
ELEMENTTANIYALIM
Simgesi: H
Grubu: 1A
Atom numarası: 1
Bağıl atom kütlesi: 1,00794
Oda sıcaklığında: Gaz
Erime noktası: -258,975°C
Kaynama noktası: -252,732°C
Yoğunluğu: 0,0899 g/L
Keşfi: 1766 - Henry Cavendish
Atom çapı: 0,79 Å
Elektronegatifliği: 2,2
Elektron dizilimi: 1s1
Yükseltgenme basamağı (sayısı): 1
Hidrojen
Hidrojen (Yunanca: ὑδρογόνο ( İdrogono = su yapan); Osmanlıca müvellidülmâ = su yapan), element
sembolü H olan, 1 atom sayılı ametaldir. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik ol-
mayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2
olarak bulunan bir biatomik gazdır. 1.00794 g/mol'lük atomik kütlesi
ile tüm elementler arasında en hafif elementtir. Periyodik cetvelde sol üst köşede yer alır.
Hidrojen, evrenin kütlesinin %75'ni oluşturan ve evrende en çok bulunan elementtir. Ana hatta bulunan
yıldızların çoğunluğu plazma halinde olan hidrojenden oluşur. Elementel hidrojen dünyada az bulunur.
Endüstride metan gibi hidrokarbonlardan üretilebildiği gibi, pahalı olsa da suyun elektrolizinden de
üretilebilir.
Ticari gübrelere azot bağlanmasında, katı ve sıvı yağların doyurulma işleminde (hidrojenasyon), me-
tanol, amonyak ve hidroklorik asit gibi bileşiklerin eldesinde kullanılır. Kaynak yapımında, hidrojen
balonlarını şişirmede ve petrolün işlenmesinde kullanılmasının yanında, şimdilik daha çok roketlerde
olmak üzere yakıt olarak da kullanılır. "Hidrojen Yakıt Gözeleri", hidrojen gazından elektrik enerjisi eld-
esi için geliştirilmekte olan bir teknolojidir. Çevre dostu hidrojen, doğal gaz ve benzine alternatif olarak
kabul edilmesinin yanında, kimyasal işlemlerde, metalürjide ve rafinerilerde de kullanılabilecek nitelik-
tedir. Döteryum ve trityum izotopları da, nükleer fisyon ve füzyon işlemlerinde kullanılmaktadır.
Hidrojenin Elde Edilmesi
Kullanım Alanları
Hidrojen gazını yapay olarak ilk defa T. Von Hohenheim (ayrıca Paracelsus, 1493 - 1521, olarak da bilin-
ir) tarafından güçlü asitlerle metalleri karıştırılarak elde edilmiştir. Bu kimyasal reaksiyon sonucu elde
edilen bu yanıcı gazın yeni bir element olduğunun farkına varamamıştır. 1671 yılında hidrojen Rob-
ert Boyle tarafından demir çubuk ve seyreltik asit çözeltilerinin reaksiyonu sonucu üretilerek yeniden
keşfedilmiştir. 1766 yılında Henry Cavendish metal asit reaksiyonuyla elde edilen, havada yanan, yandığı
zaman su açığa çıkaran hidrojenin ayrı bir element olduğunun farkına varmıştır. Cavendish'in hidrojenle
tanışması cıva ve asitlerle yaptığı deneyler zamanında olmuştur. Başlangıçta hidrojenin cıvayı oluşturan
birimlerden biri olduğunu, cıvanın asitle reaksiyonundan ortaya çıktığını düşünmüş, buna rağmen hi-
drojenin pek çok önemli özelliğini gerçekci şekilde tasvir edebilmiştir. 1783'te Antoine Lavoiser,Laplace
ile Cavendish'in bulduklarını tekrarlarken, yandığı zaman su üreten bu gaza hidrojen adını vermiştir.
Hidrojenin ilk kullanım yerlerinden biri balonlar ve daha sonraları zeplinlerdir. Bu amaçlar için hidrojen
metalik demir ve sülfürik asidin reaksiyona girmesiyle elde edilmiştir. Hidrojen Hindenburg adlı, havada
yanarak yok olan zeplinde kullanılmıştır. Balonlarda daha sonraları oldukça patlayıcı olan hidrojenin
yerine inert helyum kullanılmıştır.
27
SÖZLÜKIngilizce-Türkçe
Overflow Pipe
Overheated
Oxoanion
Silt
Photon
Matte
Mebrane
İncoming
Chemical Potential
Chemometry
Deviation
Material Balance
Boiler
Chemical Plant
Combustion
Electron Donor
Factory
İndustrial Area
Biomaterials
Chimney Effect
Deuterium
Feed Water
Gas Electrode
Taşma Borusu
Oksijen İçeren Anyon
Çamur
Foton,Işılcık
Sülfürlü
Zar
Madde Denkliği
Sanayi Alanı
Gelen
Buhar Kazanı
Biyomalzemeler
Kimyasal Potansiyel
Kimya Fabrikası, Kimya Tesisi
Baca Etkisi
Kemometri
Yanma
Ağır Hidrojen, Döteryum
Sapma
Elektron Verici
Besleme Suyu
Fabrika
Gaz Elektrodu
Aşırı Isınmış
28
HABERLER
Yurttan Kimya Haberleri
KİMYA SEKTÖRÜ 9 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPTI
İstanbul Kimyevi Maddeler ve
Mamülleri İhracatçıları Birliği’nden
(İKMİB) yapılan açıklamaya göre;
kimya sektörü 2014 yılının ilk altı
ayını otomotiv ve tekstil sektörler-
inin ardından üçüncülükle kapattı.
Yıl sonuna kadar daha fazla ihra-
cat yapılması planlanan sektör, bu
dönemdeki ihracat yüzdesini % 4.41
oranında arttırdı. İlk yarıda en fazla
ihracat yapan ülkeler Irak, Almanya,
Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve
ABD oldular. Türkiye’de kimya ihracatı ise en çok İtalya’ya oldu. İtalya’ya olan ihracat 99 milyon dolara
ulaştı.
	 İtalya’nın ardından Malta, Almanya, Irak, Mısır, Umman ve İran sırayı takip ettiler. Ekono-
mik canlanmanın ardından kimyanın da bu dönemde ihracatından % 38 pay alması gözden kaçmadı.
İKMİB Yönetim Kurulundan yapılan açıklamalarda ise altı aylık dönemde kimya sektörünün iyi bir
performans sergilediği ve ikinci yarıda da çalışmalara hız kesmeden devam edeceği belirtildi.
BİR SANİYEDE ÜRETİLİYOR BİN SENEDE TOPRAĞA KARIŞIYOR
Neden bahsedeceğim gayet
açık aslında, plastik... 1 saniye
gibi kısa bir sürede üretilen
fakat atıklarının toprağa
karışması bin seneyi bulan
plastikler çevre kirliliğinde
büyük rol oynamaktadır.
Bilinçsizce ve aşırı tüketim
nedeniyle her yıl milyonlar-
ca plastik malzeme doğaya
salınıyor.
	 Çevreye atılan bu plastik malzemeler hem çevreyi kirletip hem de deniz ürünlerine zarar
vermekte. Bu zararının yanında Dünya petrolünün de % 8’i sadece plastik malzemelerin imalatında
kullanılmakta. Aynı zamanda plastik malzemelerin hammaddesi petrol olduğundan, Dünya’daki petrol
tüketiminde ve enerji kaynaklarının azalmasında büyük rolü olmaktadır.Bu nedenle plastik malze-
melerin geri dönüşümünü sağlamak; hem daha az petrol tüketimine hem de daha az çevre kirliliği
olmasını sağlayacaktır. Bir ton plastik malzemenin geri dönüşümünde yaklaşık 2 bin 500 litre petrol
tasarrufu yapılabiliyor. Çevreye verdiği zarar ve kirliliğe gelince oldukça vahim olduğu söylenilebilir.
Plastik malzemeleri avlandıkları canlı türleriyle karıştıran yüz binlerce deniz canlısı yok olmaktadır.
Son olarak milyonlarca kuş yuttukları plastik malzemeler nedeniyle telef olmaktadır.
	 Bu konuda bilinçlenip hem çevremizi hem de bu kirlilik nedeniyle zarar gören canlılarımızı
korumakta bize düşen görev önemlidir. Geri dönüşüme daha fazla önem vermeli, verilmesini
sağlamalıyız…
29
PLASTİKLERİN YENİ ÜRETİM YOLU “MİKROPLAR”
Mikropları kullanarak bir şey üreteceğimizi hiç
düşündünüzmü? Organik atıklarını kullanarak
Avrupadaki bilim adamları mikroplardan plastik
üretme ile ilgili bir çalışma başlatmıştır. Ayrıca
Synpol adını verilen projede plastik fabrikanın
çalışanları ise bakteriler olacaktır.
		 Bakterilerin ürettiği granül halindeki
biyoplastiği farklı kimyasal yöntemlerle açığa
çıkardıklarını, Madrid Polimer Biyoteknoloji
Araştırma Merkezi yetkilisi María Jiménez dile
getirdi.
		 Bu teknolojiyle ilgili İspanya ve isviçre
nasıl kullanılacağına dair deneme merkezleri
oluşturuldu. Hollanda’da ise benzer bir proje
yosunlar üzerinde deneniyor. Dr. Lolke Sijtsma,
yosunların güneş ışığı ve karbondioksit kullanarak biyoplastik üretimi için büyüm miktarda şeker üretebi-
leceğini ifade etti. Pet şişelerin bu malzemeyle üretebileceği belirtildi.
	 Petrol tüketmeden ve daha az karbondioksit salınımına imkan veren projelerin hayata geçirilebilm-
esi için daha fazla araştırma yapılması gerektiği ifade ediliyor.
“VANTABLACK” EN “GİZEMLİ” SİYAH MADDE ÜRETİLMİŞTİR
İnanılmaz gibi ama gerçek. Saçınızın 10 bin kat daha ince olan, görsel ışığın neredeyse tamamını emen
gizemli siyah madde İngiliz bilim adamları tarafından üretilmiştir.
	 Karbon nanotüplerden üretilen bu ilginç madde, dünyaca ünlü giyim mağazası "Chanel"ın bu mad-
deden ürettiği elbiyesi giyen bir insanın sadece kafa ve ayaklarının görülebileceğini, gövdenin ise siyah bir
boşluk gibi bir görüntü vereceğini belirtti.
	 Vantablack maddesinin sıcağı bakırdan 7.5 kat daha etkili iletiyor ve çeliği çekme direncinin 10 katı-
na sahiptir.
	 Leeds Üniversitesi'nde renk bilimi ve teknolojisi Profesörü Stephan Wesland'a göre geleneksel siyah
aslında ışığın bir rengiydi ve artık bilimadamları bunu dünyanın dışında bir yere taşıyor.
30
Dünyadan Kimya Haberleri
GÖZENEKLİ SİLİKON LİTYUM-İYON PİL PERFORMANSINI ARTIRIR
Günlük hayatta kullandığımız laptoplar
ve diğer elektrikli araçlardaki lityum-iyon
pilleri sünger benzeri silikon malzeme
yardımıyla tek şarjla daha uzun süre
çalışabilir ve daha fazla enerji depolay-
abilirler. PNNL araştırmacıları, pil elek-
trotlarının birinde kullanılan grafit yerine,
grafitten 10 kat daha fazla enerji depolama
kapasitesine sahip gözenekli bir malzeme
geliştirdi.
	 Şarj edilebilir lityum-iyon pilleri,
lityumdan yapılmış pozitif yüklü elektrot
ve grafitten yapılmış negatif yüklü elek-
trot olarak iki elektrota sahiptir. Silikon
elektrot ile lityum-iyon performansı, grafit
elektrottan yaklaşık %30 daha fazla süre-
bilir. Eğer lityum-iyon pilleri PNNL’in silikon elektrotlarıyla kullanılırsa elektrikli araçlar tek şarjla 130
km sürülebilir.
	 PNNL araştırmacıları, gözenekli silikon ile daha büyük bir prototip pil geliştirmeyi planlıyor-
lar. Bu çalışma daha düzenli üretim süreci oluşturmayı içerecek ve yeni elektrot daha uygun maliyetle
yapılabilecektir.
GÜNEŞ PANELLERİ KARBONDİOKSİTTEN YAKIT İÇİN AYDINLATICI BİR YOL
Araştırma, karbondioksit gibi atmosferik
sera gazlarının seviyelerinin yükselmesinin
neden olduğu küresel ısınmayı engellemek
için üç alan içerir; alternatif enerji kaynak-
larının geliştirilmesi, sera gazlarını yakala-
ma ve depolama, fazla sera gazlarını başka
bir amaçla kullanmak üzere değiştirmek…
Andrew Bocarsly laboratuarındaki araştır-
macılar, karbondioksiti potansiyel al-
ternatif yakıt olarak bilinen formik asite
dönüştürmek için etkili yöntem geliştirmek
için Liquid Light şirketiyle iş birliği yaptı.
Karbondioksit ve sudan formik asite
dönüşüm, PSE&G Enerji Şirketi tarafından
sağlanan bir güneş paneliyle güçlendirilmiş
oldu. Bu süreç, sıvı taşıma kanalları içeren
dikdörtgen boyutlu metal levhalardan oluşan elektrokimyasal hücre içinde gerçekleşti.
	 Araştırma ekibi, üç elektrokimyasal hücreyi birlikte istifleyerek doğal fotosentez verimliliğinden
daha fazla olan %2’lik enerji verimliliğine ulaşmayı başardı. Bu aynı zamanda bugüne kadar ki insan
yapımı cihaz kullanılarak elde edilmiş en iyi enerji verimliliğidir.
	 Bocarsly bunun atık karbondioksiti ve kolayca elde edilen işlenmiş parçaları kullanarak, yenilen-
ebilir yakıt için umut verici bir yol olacağını belirtti.
31
UCUZA KARBON NANOTÜPLER KULLANARAK TEMİZ YANAN HİDROJEN YAKIT ÜRETİLEN
TEKNOLOJİ
Pahalı ve çevreye zararlı
fosil yakıtların yerini ala-
bilecek bir yakıt. Araştır-
macılar, temiz yanan
hidrojen yakıt yapmak
için önemli derecede bir
maliyet engeli olmayan
bir teknoloji geliştirdi.
Yeni teknoloji, hidrojen
ve oksijeni ayırmak için
su moleküllerini elektrik
akımı kullanarak sözde
elektroliz reaksiyonları
için, maliyet açısından
çok pahalı olan platin
yerine yeni bir katalizör
geliştirdiler. Rutgers
teknoloji ayrıca çok daha
verimli daha az pahalı
katalizörler de geliştirdi.
	 Rutgers araştırmacıları temiz yanan hidrojen yakıt yapmak için önemli bir maliyet engeli aşmak
üzere bir teknoloji geliştirdiler. Bu yakıt pahalı ve çevreye zararlı fosil yakıtların yerini alabilecek bir
yakıttır.
	 Karbon nanotüpler dayalı olan bu yeni teknoloji ticari açıdan, sudan hidrojen üretimi vaat
ediyor.
	 Yeni teknoloji, hidrojen ve oksijeni ayırmak için su moleküllerini elektrik akımı kullanımını
elektroliz reaksiyonları için kullanılan maliyeti yüksek olan platin yerine kullanılması planlanan yeni
bir katalizördür.
Yeni Teknoloji, su moleküllerini elektrik akımı kullanımı ile ayırmak için sözde elektroliz reaksi-
yonlarında kullanılan, çok pahalı platin yerine yeni bir katalizördür. Asefa de Mühendislik Fakültesi
kimyasal ve biyokimyasal mühendisliği, karbon nanotüpler üzerinde yeni katalizörü tabanlı - Bir insan
saçından daha 10.000 kez ince tüpler içine haddelenmiş karbon bir atom kalınlığında levhalar kulla-
narak bunu yapmışlardır.
	 Bugün hidrojen yapma süreçleri metan ile başlar, çünkü elektroliz reaksiyonları ticari açıdan
yapmak için yeni yollar bulmak önemlidir. Fosil yakıt tüketmek için "yeşil" bir hidrojene ihtiyaç olduğu
iddialarıyla sonuçsuzdur.
	 Elektroliz, ancak, güneş, rüzgar ve hidro enerji gibi yenilenebilir kaynaklardan, ya da böyle
nükleer enerji gibi karbon-nötr kaynakları tarafından üretilen elektrik kullanılarak hidrojen üretmek
mümkün olabilir. Ve fosil yakıtlar elektroliz için kullanıldığında bile, büyük elektrik santrallerinin daha
yüksek verimlilik ve daha iyi emisyon kontrolleri verirler. Daha az verimli hidrojen yakıt hücreleriyle
ve diğer uygulamalar milyonlarca benzinli ve dizel motorlar çok daha fazla kirleticilerdir.
	 Araştırmacılar Rutgers Ofisi aracılığıyla teknolojinin ticarileştirilmesi lisans veya araştırma
işbirlikleri için kullanılabilir katalizör, hakkında bir patent davası açtı. Bu çalışma Ulusal Bilim Vak-
fı tarafından finanse edildi. Asefa, Malzeme Kimyası Konusunda Uzman, Syracuse Üniversitesi'nde
asistan profesör Olarak Dört Yıl SONRA 2009 YILINDA Rutgers bünyesine Atalay da katıldı.
32
NEGAR SANİ PRESLENNMİŞ DİYODUN GİZEMİNİ ÇÖZDÜ.
Katotlar, elektronikler, enerji,
filmler, sayfa, kuantum fiziği, çıktı,
kuantum fiziği, silikon, aktarım.
	 Amerika Birleşik Devletleri,
Uluslararası Bilimler Akademi-
si’nin Proceedings bölümünde
yayımlanan makale ile, araştır-
maları Linköping Üniveristesi ve
Acreo Swedish ICT’de yapılmış
olan on üç yıllık gizem çözüldü.
	 Bu makale,yazdırma elek-
tronikleri içerisindeki GHz bantları
ile çalışan bir diyodu sunmaktadır.
Bu sayede cep telefonlarından
alınan sinyallerin basılmış elektronik etiket gibi başka cihazlara, gönderilmesi için yeni olanaklar açıla-
bilecektir. Radyo sinyalinden alınan enerji toplananır ve etiketin görünümü değiştirmek için kullanılır.
Preslenmiş diyod, daha ucuz aynı zamanda da daha basit üretimi temsil etmektedir.
	 Böylece ‘internet of things’ deki preslenmiş elektroniklere, geleneksel cep telefonlarının yardımı
ile güç sağlanabilecektir. Linköping Üniveristesininin, Organik Elektronikler Laboratuvarında doktra
öğrencisi olan Negar Sani, ‘bu durum bize iletişim için yeni olanaklar sağlamaktadır’ demiştir.
	 Araştırmacılar uzun süredir diyodun işe yaradığını biliyorlar, fakat nasıl bir mekanizmayla
çalıştığı bilinmektedir.
	 2001 yılında Acreo Swedish ICT’da bulunan Petronella Norberg, harç içerisinde serili olan silikon
diski bir temele oturtmuş ve silikon bir yapıştırıcı üretmiştir. Sonrasında ise üretilen bu madde matbaa
makinelerinde mürekkep olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda Petronella Norberg çok işlevli olan ve
alternatif akımı direkt akıma çevirebilen bir basılmış pitod (elektronik anahtar bileşeni) üretmiştir. Fakat
pitod yalnızca 1 MHz’e kadar çalışabilmekte olup daha yüksek MHz’lerde kullanılabilecek olan farklı bir
alan bulunamamaktadır.
	 Acreo Swedish ICT’de İngiliz şirketi olan De La Rue tarafından desteklenen bir araştırma takımı,
uzun yıllar boyunca diod ve baskı yapıştırıcıları üzerinde çalışmıştır. Niyobyum silisid (NbSi2
) for-
mundaki geçiş metali niyobyum içeren yapıştırıcılar GHz’lerde çalışmak için dahil olmak üzere gereken
tüm özelliklere sahiptir.
	 Baskılanmış diodlar hakkında yapılan çalışmalar sonucunda, cep telefonlarından alınan siny-
aller ile baskılanmış göstericiyi aktive edebilen ve De La Rue için kullanılmış bir demonstrator üretile-
bilmiştir. Acreo Swedish ICT’deki departmanın başında olan Göran Gustafsson’a göre kağıdın İnternete
bağlanmasının mümkün olabileceği gösterilmiştir. Fakat hala hiç kimse diyodun nasıl çalıştığını bileme-
mektedir.
	 Ms. Sani yapbozu çözmek için gereken nihai adımı, Prof. Magnus Berggren, Prof. Xavier Crispin
aynı zamanda kıdemli eğitmen ve Proje Yöneticisi Isak Engquist ve Acreo Swedish ICT’deki birkaç bilim
adamının yardımı ile atmıştır. Ms. Sani’nin yapmış olduğu çalışmanın sonucuna göre, quantum fiziğinde
bir fenomen olan ve parçacıkların engellerden geçmesini sağlayan tünel etkisinin kullanılması gerektiği
görülmüştür. Bu durumda nano boyuttaki ince film katmanlar (1-2 nm), akımın sadece tek yönde an-
odların (alüminyum) ve katodların (gümüş ve karbon) arasından geçtiği mikro boyuttaki silikon tane-
ciklerinin etrafına çevrilir.
	 Çeşitli alanlardaki uzmanların yapmış olduğu 5 aylık detaylı incelemenin sonunda PNAS yayın
kurulu tarafından, on üç yıllık çalışmanın sonuçları onaylanmıştır.
	 “Bu benim üzerinde çalıştığım en uzun proje oldu. Hangi proje sponsoru bir çalışmanın
sonuçlarının yayınlanması için on üç yıl bekler? Eğer De La Rue olmasaydı bu aşamaya gelinemezdi.
Yapılan çalışmaların sonucunda preslenmiş elektronikler, geleneksel elektronikler ile aynı perfor-
mansı sergilemeye başlamışlardır. Bu çalışma verimli bir şekilde sonuça ulaşabilmiş bir kombinasyonun
örneğidir” demiştir Linköping Üniversitesi, Organik Elektronikler profesörü Magnus Berggren.
33
Kaynaklar :
http://www.dunya.com/kimya-sektoru-9-milyar-dolarlik-ihracat-yapti-232446h.htm
http://www.kimyahaberleri.com/1-saniyede-uretiliyor-1000-yilda-topraga-karisiyor/
http://www.ekoayrinti.com/news_detail.php?id=152166
http://t24.com.tr/haber/plastikler-1-saniyede-uretiliyor-1000-yilda-topraga-karisiyor,262505
http://www.kimyahaberleri.com/plastikler-mikroplardan-uretilecek/
http://www.kimyahaberleri.com/en-gizemli-siyah-madde-uretildi/
http://www.chemistrytimes.com/research/Negar_Sani_solved_the_mystery_of_the_printed_diode.asp
http://www.sciencedaily.com/releases/2014/07/140714104100.htm
http://www.sciencedaily.com/releases/2014/07/140701170158.htm
http://www.sciencedaily.com/releases/2014/07/140708092920.htm
34
FAYDALI
LINKLER
http://pubchem.ncbi.nlm.nih.gov/
http://chemwriter.com/
https://www.facebook.com/groups/344589758971954/
Kimyasal bir bileşik aramak için bu web
sitesini kullanabilirsiniz. Aramak istediğiniz
bileşiğin ingilizce ismini yazıp aratın ve
sonuçları inceleyin. Çalışan ve okuyanlar için
güzel bir web sitesini olduğunu düşünüyoruz.
Umarım faydalı olur.
Kimyasal bileşikleri çizmek için bir web
sitesi yapmışlar. Bir çok bağ mevcut. Halkalı
yapıları kolaylıkla çizebiliyorsunuz. Program
indirip kurmayı sevmeyen arkadaşlar için bu
site faydalı olacaktr. İncelemenizi öneriyoruz.
Faydalı olması dileğimizle.
Uzun zaman önce kurulmuş kimya ve kimya
mühendisleri ders notlarını barındıran bir
facebook grubu. Öğrenci arkadaşlara yardım-
cı olmak için hazırlanmış bir sayfadır. Sizlerde
elinizdekileri bu gruba ekleyerek başkalarına
faydalı olabilirsiniz. Umarım faydalı olur.
35
BULMACA
Kimya Bulmacasi
1 2 3
4
5 6
7
8
9
10
Soldan Saga
1. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araca denir.
4. 0,239 g suyun sicakligini 1°C artirmak için gerekli olan
isiya denir.
7. Bir maddenin elektron kaybetmesine denir.
8. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime
sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine
çeviren araçlardir.
10. Isinlarin, madde üzerinde tutularak isiya dönüsmesi
olayina denir.
Yukaridan Asagiya
2. Çekirdegi kararsiz olan elementlerin kararli çekirdek
olusturmak için isin yayinlamalari olayina denir.
3. Bilesik iskeletinin herhangi bir yerinde tek bir tane –OH
bulunduran alkollerdir.
5. Elementlerin oksijenle olusturmus olduklari bilesiklere
denir.
6. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir.
9. Asit ve bazlarin nötürlesmesinden meydana gelir. Asitlerin
(-) gruplari (anyon) ile bazlarin (+) gruplari (katyon) nin
birlesmesiyle olusan iyonik katilara denir.
36
BULMACAGeçen Ayın Çözümü
Kimya Bulmacasi
R
1
E Z O N A
2
N S
S
3
K
Ü D
4
A M i T M A
S I I
P F F
A Ü L
N Z I
E
5
S Y A
6
L K O L
L I O
E E
7
F Ü Z Y O N
M T O
S
8
E N T E Z N
N R
T
Soldan Saga
1. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir
[REZONANS]
4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak
ayristirma islemi. [DAMiTMA]
6. Bir alkil grubuna bir hidroksil (-OH) grubu baglanmasiyla
olusan bilesiklere denir. [ALKOL]
7. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir kaptan,
daha düsük basinçli ortama yayilmasi. [EFÜZYON]
8. Iki farkli maddenin birleserek kendi özelliklerini kaybedip
yeni özellikte bir madde meydana getirmesi olayina denir.
[SENTEZ]
Yukaridan Asagiya
2. Bir elementin elektron alarak veya vererek bilesik
olusturma istegine denir. [AKTIFLIK]
3. Kati+sivi heterojen karisimlarinin özel adidir.
[SÜSPANSIYON]
4. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasina
denir. [DIFÜZYON]
5. Kimyasal metodlarla daha basit parçaciklara ayrilamayan,
ayni cins atomlardan meydana gelen en basit yapidaki
madde. [ELEMENT]
7. Sudaki hidrojenlerin yerine alkol gruplarinin geçmesiyle
olusan bilesiklere denir. [ETER]
37
E-Dergide
Yazarlık
SİZDE YAZARIMIZ
OLUN
-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı
görür, yayımlanmaz.
-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.
-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.
Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.
-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Dergi Editörlerimiz olan
Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.
-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız
yayımlanmayacaktır.
--Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
-- 2014 Eylül ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ağustos 2014’tür.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacak-
tır.
-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde
yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuy-
or ve araştırılıyor.
-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir
düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey
katıyor.
-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için
bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız
ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.
-- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13

More Related Content

What's hot (12)

inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27
 
inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23
 
inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5
 
inovatif kimya dergisi sayi 6
inovatif kimya dergisi sayi 6inovatif kimya dergisi sayi 6
inovatif kimya dergisi sayi 6
 
inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4
 
inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26
 
inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8
 
inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21
 
inovatif kimya dergisi sayi 7
inovatif kimya dergisi sayi 7inovatif kimya dergisi sayi 7
inovatif kimya dergisi sayi 7
 
inovatif kimya dergisi sayi 22
inovatif kimya dergisi sayi 22inovatif kimya dergisi sayi 22
inovatif kimya dergisi sayi 22
 
inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24
 
inovatif kimya dergisi sayi 11
inovatif kimya dergisi sayi 11inovatif kimya dergisi sayi 11
inovatif kimya dergisi sayi 11
 

Viewers also liked

Ahmad Reza Khawar - Mid-term DI
Ahmad Reza Khawar - Mid-term DIAhmad Reza Khawar - Mid-term DI
Ahmad Reza Khawar - Mid-term DIReza Khawar
 
Wissen Products catalouge
Wissen Products catalougeWissen Products catalouge
Wissen Products catalougeAnkur Bhugra
 
Deutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine Schülerzeitung
Deutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine SchülerzeitungDeutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine Schülerzeitung
Deutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine Schülerzeitungmuenchnerin99
 
Om0018 technology management
Om0018 technology managementOm0018 technology management
Om0018 technology managementconsult4solutions
 
Mu0015 compensation and benefits
Mu0015 compensation and benefitsMu0015 compensation and benefits
Mu0015 compensation and benefitsconsult4solutions
 
Master Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă Bucuresti
Master Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă BucurestiMaster Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă Bucuresti
Master Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă BucurestiLiliana Mustata
 
Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...
Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...
Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...Thomas Hofbauer
 
Introduccion al internet y sus servicios
Introduccion al internet y sus serviciosIntroduccion al internet y sus servicios
Introduccion al internet y sus serviciosKathia Chiquita
 
Historia de la anestesia
Historia de  la anestesiaHistoria de  la anestesia
Historia de la anestesiageyygaby
 

Viewers also liked (13)

Flyer Mindfulness
Flyer MindfulnessFlyer Mindfulness
Flyer Mindfulness
 
Ahmad Reza Khawar - Mid-term DI
Ahmad Reza Khawar - Mid-term DIAhmad Reza Khawar - Mid-term DI
Ahmad Reza Khawar - Mid-term DI
 
RecargaYA
RecargaYA RecargaYA
RecargaYA
 
Wissen Products catalouge
Wissen Products catalougeWissen Products catalouge
Wissen Products catalouge
 
Deutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine Schülerzeitung
Deutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine SchülerzeitungDeutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine Schülerzeitung
Deutsch ein Hit 1: Lektion 4: Wir machen eine Schülerzeitung
 
NewResume-Samples_v2
NewResume-Samples_v2NewResume-Samples_v2
NewResume-Samples_v2
 
Om0018 technology management
Om0018 technology managementOm0018 technology management
Om0018 technology management
 
Mu0015 compensation and benefits
Mu0015 compensation and benefitsMu0015 compensation and benefits
Mu0015 compensation and benefits
 
Master Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă Bucuresti
Master Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă BucurestiMaster Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă Bucuresti
Master Carmen Ionescu Universitatea Națională de Artă Bucuresti
 
Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...
Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...
Projektverzögerungen - Welche Verteidigungsstrategien gibt es gegen Verzugver...
 
Introduccion al internet y sus servicios
Introduccion al internet y sus serviciosIntroduccion al internet y sus servicios
Introduccion al internet y sus servicios
 
Historia de la anestesia
Historia de  la anestesiaHistoria de  la anestesia
Historia de la anestesia
 
mkt p
mkt pmkt p
mkt p
 

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13 (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
 
inovatif kimya dergisi sayi 10
inovatif kimya dergisi sayi 10inovatif kimya dergisi sayi 10
inovatif kimya dergisi sayi 10
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
 
inovatif kimya dergisi sayi 12
inovatif kimya dergisi sayi 12inovatif kimya dergisi sayi 12
inovatif kimya dergisi sayi 12
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
 
inovatif kimya dergisi sayi 25
inovatif kimya dergisi sayi 25inovatif kimya dergisi sayi 25
inovatif kimya dergisi sayi 25
 

More from İnovatif Kimya Dergisi (15)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
 

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13

  • 1. Kimya Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi YIL:2 SAYI:8 AĞUSTOS 2014 AkIllIı Nanotekstil Patlayıcı Maddeler Gıdamız Kimyamızdır Temel Element Hidrojen Merck Index Programı Haberler Faydalı Linkler Element Tanıma Sözlük(İng-Trk) Bulmaca
  • 2. ÖnsözHakkımızda İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma- larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran, internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online ortamdan edinen bir e-dergidir. Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark- adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı, kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola- bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı hedef edinmiştir. Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm bitirmiş olmanız yeterli. Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı, haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri kısmı adlı bölümler vardır. Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız dileğimizle... İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi Sahibi : Yavuz Selim Kart Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart Aybike Kurtuldu Seda Çoban Haber Bölümü : Seda Çoban Aybike Kurtuldu Ebru Çetinkaya Hatile Moumintsa Facebook Yönetimi ve Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa Ebru Çetinkaya Ezgi Sulu Kadir Mert Efeoğlu Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart Büşra Yılmaz Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart
  • 3. KURALLARDergimiz Hakkında 1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun- dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel- ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du- rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman- larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz. 6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder- diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel- erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. 9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark- adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey- iniz. 10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo- zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır. 11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. * Akademik Makaleler * Endüstriyel Konular * Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar (Kimya üzerine bölümler için) * İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar * Laboratuvar Üzerine Yazılar * Kimya Sanayi Uygulamaları * Teorik Kimya Üzerine Makaleler * Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat Edilecek Husular Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları Üzerine Yazılar temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz. 12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml- anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime- ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
  • 4. EkibimizBİZ KİMİZ Yavuz Selim KART Hatile MOUMINTSA EBRU ÇETINKAYA Aybike KURTULDU Seda ÇOBAN Ezgi SULU Kadir Mert EFEOGLU BÜSRA YILMAZ https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606 http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisiInstagram Kimya Dergisi
  • 5. Merhaba İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları Editörden Değerli Okuyucularımız; Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizin gönderdiğiniz yazılarla 13. sayıyı çıkartıyoruz. Bize yazı gönderen herkese çok teşekkür ediyoruz. 13. Sayımızda tasarımımızı değiştirmeye karar verdik. Uzun zamandır bu işlemi yapmayı düşünüyorduk. Umarım gözünüze daha güzel gözükür. Facebook, Twitter, Instagram gibi kanal- lar aracılığı ile sosyal medyada aktif olmaya çalışıyoruz. Uzun zaman önce Linkedin bağlantımızı açmıştık lakin fazla aktif değildik. Şu anda yeni yeni bağlatılar kurmaya çalışıyoruz. Sizlerin bizi o kanal aracılığı ile takip etmesini rica ediyoruz. Bu ay E-Dergimizde 5 farklı yazı bulunmakta. Patlayıcı Maddeler yazısında, patlayıcı mad- deler üzerine bilgilendirici bir yazı göreceksiniz. Gıdamız Kimyamızdır yazısı da gıda-sağlık-kimya üzerine dikkat çekici bir yazı. Yazıyı gönderen Sn. Vahit Kenar Bey Vatani Görevini icra edecek. Kendisine şimdiden hayırlı tezkereler diliyoruz. Uzun zamandır yazıları ile fikir dünyanızı aydın- lattı. Kendisine ayrıca teşekkürler. Akıllı Nanotekstil konusu bu ayın kapak konusu. Dikkatinizi çekeceğini düşünüyoruz. Temel Element Hidrojen konusuda hidrojen üzerine bilgilendirici güzel bir yazı. Merck Index Programı konusunda ise bilgisayar uygulamaları üzerine bir yazı göreceksin- iz. Uzun zamandır planladığımız Element Tanıma kısmını da bu ayki sayımıza yetiştirdik. Ayrıca Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile de her ay olduğu gibi bir çok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında da İngilizce-Türkçe Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz. Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkür edi- yoruz. Bize her zaman yazı gönderebilirsiniz. Bir sonraki ay görüşmek üzere sevgiyle kalın. Yavuz Selim Kart Dergi Editörü
  • 6. IÇINDEKILER Patlayıcı Maddeler Gıdamız Kimyamızdır Akıllı Nanotekstil Sözlük (Ing-Trk) Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay) Temel Element Hidrojen Haberler Sizde Yazarımız Olun Element Tanıyalım Kimya Bulmaca Merck Index Programı Faydalı Siteler 7 12 19 28 37 15 27 36 26 35 22 34
  • 7. 7 Kimyager (Ögrenci) Büsra YILMAZ busrayy92@gmail.com PATLAYICI MADDELER P atlayıcı denince çoğumuzun aklına nitrogliserin gelir. Nitrogliserin filmlerde de karşımıza çık- mıştır. Aynı zamanda 150 yıllık üne sahiptir. 1) Nitrogliserin hem oksitleyici hem de yakıt özelliği gösterir. 2) Parcalanma reaksiyonunda açığa çıkan enerji oldukça yüksektir. 3) Reaksiyonda oldukça fazşa gaz açığa çıkar. PATLAYICI MADDE NEDİR? Bir ateşleme düzeneği veya başlatıcı vasıtasıyla; ani bir kimyasal reaksiyon sonucu gaz haline dönüşen, bu reaksiyon sonrası,or- taya çıkarmak suretiyle büyük miktarda tahribata yol açabilen, içerisinde bol miktarda OKSİJEN ihtiva eden kimyasal madde ve bileşiklerdir. Patlayıcı Maddelerin Kullanım Alanları Nelerdir? Patlayıcılar insanların elindeki en güçlü hizmetçiler arasındadır. • Savunma sanayisinde, • Maden çıkarma işlemlerinde, • Araziden orman kütüklerinin ve iri kaya parçacıklarının temizlenmesinde, • Köprü,baraj ve ulaşım işlerinde, • Uçak gövdesi yapımında, • Toplumsal olaylarda
  • 8. 8 YÜKSEK PATLAYICI MADDELER Tahrip gücü yüksek Mekanik şoka ve ateşe karşı fazla hassas olmayan maddel- edir. Fakat az miktarda bir başlatıcının patlaması ile oluşacak kuvvetli şok etkisi ile patlatırlar. Bunlara örnek olarak; TNT( trinitro toluen) Tetril( 2,4,6-trinitro fenil-metil nitramin) PETN(pentaeritritol tetra nitrat,C4) RDX(trimetilen trinitramin) Amonyum pikrat Pikrik asit(2,4,6-trinitrofenol) DNT(dinitro toluen) Nitrogliserin(NG)verilebilir. Yüksek Basınç Yüksek Isı
  • 9. 9 PRİMER PATLAYICI MADDELER Bunlar; • Kurşun azodür • Civa fülminat • Kurşun trinitro resorsinat • Diazodinitrofenol gibi bileşiklerdir. • Primer patlayıcı maddeler,ateş etkisiyle veya hafif bir dar- be ile kolayca patlayabilen hassas maddelerdir. • ÇOK TEHLİKELİDİRLER. • Daha az hassas olan fazla miktardaki maddenin pat- lamasını sağlamak üzere çok az miktarlarda kullanırlar. • Primer patlayıcı maddeler ile kuvvetli patlayıcı maddel- erde parçalanma DETONASYON ile olur. • Detonasyon, patlayıcı madde içinde direkt olarak ilerleyen kimyasal parçalanmadır. • Detonasyonun bir zincir reaksiyonu olduğu ileri sürülmektedir. • Özellikle yüksek hızlı patlamalarda 6000 m/s hızla gerçekleşir, hasarıda bu şekilde verir. KUVVETLİ PATLAYICILARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? • Son derece duyarlı maddelerdir, • Genellikle,inorganik tuzlardan elde edilirler, • Ateş veya vurma (darbe) ile patlatabilirler, • Patlama bir zincir tepkimesidir, • Tepkime hızı 6000 m/s ye kadar yükselebilir, • Ateşlendiklerinde açığa çıkan ısıyı çok süratli bir şekilde serbest bırakırlar. • Örnek vercek olursak ,nitrogliserin gerçekte benzinin sadece 1/8’i kadar bir enerjiye sahip olmasına rağmen çok daha yüksek tahrip gücü gösterir. Düşük Patlayıcılara Örnekler; • Dumansız barut(koloidal selüloz nitrat), • Kara barut,(potasyum nitrat+odun kömürü+sülfür) • Nitrokoton(nitrolanmış saf selüloz)
  • 10. 10 Patlayıcıların özelliklerini kontrol etmede hangi testler uygulanır? 1. Uçuculuk, 2. Çözünürlük, 3. Yoğunluk, 4. Hisroskopiklik (nem çekme), 5. Diğer yapıcılar ile uyuşabilirlik, 6. Hidrolize dayanıklılık, 7. Patlama süresini algılama vb. DÜŞÜK PATLAYICI MADDELER Bunlar,parçalanma şekli bakımından diğerlerinden farklıdır. Özellikleri Nelerdir? • Zayıf (düşük) patlayıcılar patlamadan sonra sadece yanarlar. • Yanma madde içinde değil,madde yüzeyine paralel tabakalar halinde ilerler. • Yanma hızı düşüktür (0,25 m/s). • Yandıklarında fazla miktarda gaz açığa çıkar. • Yüksek patlayıcıyı patlatmak için çok az bir miktarda kullanılırlar, • Organik maddelerden üretilirler, • Daha az patlayıcı etkiye sahiptirler. PATLAYICI MADDELERİN ÖZELLİKLERİ Uygun bir kullanım için patlayıcıda araştırılan özellikler nelerdir? • Taşınabilirlik, • Duyarlılık, • Dayanıklılık, • Brizans (parçalanma etkisi), • Sağlamlık, • Üretim giderleri, • Zehirlilik, İsrail’de 100 ton patlayıcının patlaması sonucu oluşan görüntü Bir patlayıcı maddenin duyarlılığı ne demektir? • Onu patlatmak için standart bir ağırlığın düşürülmesi gereken yüksekliktir, • Bu test, patlatma başlatıcılar için özellikle çok önemlidir. Havai Fişek Gösterisinden Bir Görüntü
  • 11. 11 Sonuç olarak patlayıcı maddeler sağlımıza oldukça zararlı ve tehlikelidirler. Kız kaçıran ve torpil olarak çocukların bilinçsizce kullandığı patlayıcılardır tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bunun yanı sıra çeşitli eğlencelerde güzel görüntülere neden olduğu için maytap ve havai fişek kullanımı oldukça çoktur. Kaynaklar : http://kriminal.iem.gov.tr/patlayici.htm http://www.haberler.com http://dunya.milliyet.com.tr http://www.antalyanitro.com.tr http://kimyaca.com/nitrogliserin-nedir/ http://www.ilevha.com/files/photo-118032013141720.jpg http://www.sondakika.com/haber-foto/516/karayolunda-patlayici-madde-bulundu-3063516_4834_300.jpg http://labs.openviewpartners.com/files/2013/01/explosion-e1358864096673.jpg http://explosivesdetection.com/images/headers/header_home_13.jpg http://4.bp.blogspot.com/-sCKPyICqvWw/UsA09M-9UVI/AAAAAAAAPdQ/LpoU07SKeNM/s1600/kara_ barut.jpg http://www.mynrma.com.au/media/buying_and_selling_used_car_checklist.jpg
  • 12. 12 Kimyager (Mezun) Vahit KENAR vahitkenar@gmail.com GIDAMIZ KİMYAMIZDIR HAZMETTİKLERİMİZDİR BİZİ GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI KILAN B u ayki konumuz, insan yaşamındaki en önemli konulardan olan sağlık ve beslenme… Gelişen teknolojiyle birlikte artık gıdaların üretimi, paketlenmesi ve raf ömrünün artırılması her ne kadar kolaylaşmış olsa da tüm dünyada gıda kaynaklı hastalıklar artmakta ve bu hastalıklar bazen ölüm- le sonuçlanmaktadır. Bundan bir kaç yıl önce Avusturya’da 4 kişi, Almanya’da 2 kişi yedikleri peynir nedeniyle hayatlarını kaybetti. Bunun üzerine o markaya ait bütün ürünler tüm Avrupa’da toplatılmıştı. Ölümlerin sebebi Listeria bakterisi idi. 6 kişinin ölümüne neden olan peynire Lis- teria bakterisi bulaşmıştı. Her ne kadar teknoloji ve bilim büyük bir hızla geliştiğinden bahsetmiş olsak da gıda kaynaklı hastalıklar her geçen gün daha da artmaktadır. Hatta yapılan araştırmalara göre hastalıkların büyük bir çoğun- luğu yaklaşık %78 kadarı yediklerimizden kaynaklanıyor. Bu yüzden sağlıklı ve mutlu bir yaşam için ne yediğimizi bilmemiz gerekiyor. Soframıza gelen gıdalarda ba- zen sağlığımız açısından risk oluşturan maddelere rastlaya- biliyoruz. Cam kırıkları, plas- tik, taş, toprak, tahta, saç, tırnak gibi yabancı maddeler fiziksel risk kapsamına girerken, tok- sinler, çevresel metaller (cıva, kurşun, dioksin, kadmiyum vb.), tarım ilaçlarının ve veterinerlik ilaçlarının kalıntıları, deterjan kalıntıları ve gıda katkı mad- deleri kimyasal risk kapsamına giriyor. Mikrobiyal gelişmeyi hızlandıran etmenler; hastalık yapan mikroorganizmaların bu- laştığı gıdanın bileşenleri, pH’sı, oksijen basıncı, ortam sıcaklığı ve nem gibi etkenler de olabiliyor. Çoğumuz market raflarında özellikle et reyonlarındaki ürünlerin üzerinde yer alan ısıl işlem görmüş ürün yazısına denk gelmişizdir. Peki nedir bu ısıl işlem? Ne kadar sağlıklıdır?
  • 13. 13 ISIL İŞLEM GÖRMÜŞ ÜRÜN NE DEMEK? Isıl işlemin esas amacı, gıdaların raf ömrü ve depol- ama süresince mikrobiyal bozulmaları sınırlamak- tır. İşlem görecek gıda maddesi temel halden yani hammaddeden son ürüne dönüşene denk çeşitli sıcaklıklarda ısıl işlemlere tabi tutuluyor. Isıl işlemler sırasında sıcaklığın etkisiyle birlikte gıdanın bileşi- minde de pek çok kimyasal değişime sebep olabiliyor. Örneğin gıdalardaki mikroorganizmaların ve enzim- lerinin etkinliğini önlerken, ısıya duyarlı vitaminler gibi bazı bileşenlerin de kısmen yok olmasına neden oluyor. Gıdalarda meydana gelen bu değişimler ürüne aktarılan ısı enerjisinin büyüklüğüne göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin; bazı kızartma uygulamalarında olduğu gibi, sıcak metal yüzeye temas şeklinde ısıtma yaygın bir yöntem. Isıl işlem gıdanın temel bileşenlerinde protein yapılarının bozulması, lipid oksidasyonu, Maillard tepkimesi, karamelizasyon, vita- minlerin parçalanması gibi belirgin değişimlere neden oluyor. Genel olarak gıdalarımızın ısıl işleminde ısıtıcı ortam olarak su, buhar, hava ve yağ yaygın olarak kullanılıyor. Tat, koku ve lezzet ısıl işlem ile bazı ürünlerde ortaya avantaj olarak da çıkmaktadır. Gıdaların ısıtılması ile ortaya çıkan kimyasallar yapılan çalışmalarla saptanmış ve bu kimyasallardan akri- lamid, furan ve kloropropanol türevleri gibi kansere neden olan bileşiklerin insan sağlığını tehdit ettiği kanıtlanmıştır. Gıdanın bileşiminde doğal olarak bulunan bu bileşiklerde, ısı etkisiyle gerçekleşen tepkimeler sonucunda oluşuyor. Bu maddeler, oluşumlarına yol açan temel etkenin ısı olması nedeniyle “ısıl işlem bu- laşanları” olarak adlandırılmaktadır. Akrilamid İnsan için olası kansere neden olan madde olarak nitelendirilen (grup 2A) bir bileşiktir. Genel olarak patates kızartması ve cipsler, fırıncılık ürünleri, çerez türü gıdalar ve kavrulmuş kahve akrilamid içeren gıdalar olarak öne çıkıyor. Furan İşlenmiş gıdalarda var olduğu uzun zamandır bilinen furan ve türevleri in- san için olası kansere neden olan madde olarak sınıflandırılıyor. Günümüzde bebekler için üretilen meyve ve sebze pürelerinin pastörizasyonu veya ster- ilizasyonu sırasında askorbik asitin furana dönüşümü tüketiciler arasında büyük kaygı yaratıyor. Kloropropanoller Son yıllarda yapılan çalışmalar, ısıl işlem sırasında birçok gıda maddesinde insan için olası kansere neden olan madde olarak sınıflandırılan kloropropanollerin ve türevlerinin oluşabileceğini gösterdi. Isıl işlem sırasında kloro- propanollerin oluşumundan sorumlu bileşikler gliserol, açilgliseroller ve klorlu bileşiklerdir. Düşük su aktivitesi ve yüksek sıcaklık koşulları altında ısıtma, kloropropanol türevlerinin oluşumunu hızlandırıyor.
  • 14. 14 Gıda kaynaklı pek çok hastalık aslında tüketicinin dikkatsiz davranması sonucu ortaya çıkıyor, bu tür hast- alıklar çoğunlukla da hafif atlatıldığından düzenli bir şekilde kayıt altına alınamıyor. Campylobacter türlerine ait bakteriler İngiltere’de gıda kaynaklı hastalıklara yol açan başlıca etmenlerdendir. İshal ve yangıya neden olan hastalığa kümes hayvanı etlerinin uygunsuz koşullarda işlenmesi ve saklanması neden oluyor. E. coli bakterisi bağırsağın normal mikrobiyal ortamının bir parçası, ancak bazı suşları ölümle sonuçlanabilen çok ciddi gıda zehirlenmelerine yol açan toksinler salgılıyor. Hastalık yıkanmamış sebzelerin ya da kontamine olmuş etlerin tüketilmesi sonucu oluşuyor [1]. Ülkemizde Gıda Güvenliği Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın sorumluluğunda, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü (KKGM) gıda ve yem güvenliği, su ürünleri, veterin- erlik ve bitki sağlığı alanında yetkili birim olarak görev yapıyor. (Alo 174) Son olarak günümüzde çoğu sektörde old- uğu gibi gıda sektöründe de illegal oyunlar oynanmaktadır. Gıdanın imalatında maliyeti düşürmek için kullanılan gerek insan sağlığına gerekse çevre için zararlı maddelerin kullanımı konusunda dikkatli olmalı, gerekirse araştırma yapmalı ve insanları uyarmalıyız. Her zaman dediğim gibi kısa vadeli kazançlar uğruna hiçbir canlının hayatı hiçe sayılmaması gerekmektedir. Bu konuda üzerimize düşen görevi yapmalıyız. Unutmamalıyız ki canları yakarken canımız da yanabilir. Mesleki ve vicdani olar- ak böyle bir sorumluluğumuzun olduğu kanısındayım. İnsanları bilinçlendirmeliyiz. Özellikle kola konusunda. Çünkü gıda öyle bir şey ki hata veya hileyi affetmez. Yaptığınız sahtekarlık ya da hata hiç ummadığınız bir anda, ummadığınız yerden sizin ve en yakınlarınızın yakasına yapışabilir. Bir sonraki yazılarımda kısmet olursa gıda sektörüne yönelik daha kapsamlı ve ayrıntılı çalışmalarımı sizlerle pay- laşacağım. Bu arada bir süre ayrı kalacağız ağustos celbinde askere gidiyorum. Belki de siz bu yazımı okurken ben şanlı ordumuzun bir üyesi olarak vatani hizmete başlamışımdır. Yazılarımızı takip eden tüm dost- larımıza iş, eğitim ve sosyal hayatlarında başarılar diliyorum. Yediğinize içtiğinize dikkat edin. Sağlıcakla kalın! Kaynaklar : [1]. TÜBİTAK BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ- sayı 524, Temmuz 2011. http://mateder.org.tr/wp-content/uploads/215.jpg http://idealteknikkontrol.com/yonetimsistemleri/image/g%C4%B1da%20g%C3%BCvenli%C4%9Fi1.jpg http://gidaguvenligi.ankara.edu.tr/wp-content/blogs.dir/43/files/gidaguvenligi/gda-gu_1.jpg
  • 15. 15 Yüksek Kimyager (Mezun) Ismail BAYRAKTAR ismbyrktr@gmail.com “AKILLI NANOTEKSTIL” Y ılda ancak birkaç kez yağmur yüzü gören Afrika çöllerinde yaşayan bir böceğin hayatta kalmak için su ihtiyacını nasıl giderdiğini biliyor musunuz? Ya nilüfer çiçeğini yaprak- larının nasıl her zaman temiz kaldığını? Yağmur yağdığında sileceklere ihtiyacı olmayan otomobilleri, hiç buğu tutmayan banyo aynalarını, kalp damarlarına takılan ve hiç tıkanmayan stentleri, kendi kendini temizleyen bina cephelerini duydunuz mu?[1] Nano yüzeyden, Nano “Akıllı Malzemeye” Şekil 1 : Çöl böceğinin su toplama mekanizması Şekillerde verilen örnekler bilim adamlarına ilham kaynağı olmuştur. İleri teknoloji sayesinde Steno- cara böceğinin sırtında toplamayı başardığı su, hi- drofobik malzeme üretilmesine olanak sağlamıştır. Tekstil malzemesi ile sıvılar arasındaki temas yüzey- leri değiştirilerek tekstil malzemesinin hidrofilik veya hidrofobik özellik göstermesi sağlanır. Şekil 2 : Laboratuvar örneği Nilüfer çiçeğinden esinlenerek kendi kendini temizleyen hidrofobik malzemeler üretilmiştir. Bu amaçla; • UV koruma • Su, yağ ve kir itici • Antimikrobiyal • Biyokatalizör/ biyo uyumlu • Antistatik özellik kazanma, • Aşınmaya direnç gibi malzemeler örneklendirilebilir.
  • 16. 16 Nano Malzeme Tekstil ürünleri, onlara değişik özellik kazandıran nanoteknoloji sayesinde çok fonksiyonlu hale gelmek- tedir; örnek olarak nanoteknolojiyle su itici, anti bakteriyel, antifungusid olabilir, ısı yalıtımı ve mekanik rezilyans performansları geliştirilebilir, kamuflaj sensör olarak kullanılabilir. Ancak tekstil malzemelerine bitim işlemi sırasında nanotaneciklerin kalıcılığının çok düşük olduğu ve kullanımı sırasında sıkıntılara yol açtığı görülmüştür. Taneciklerin polimer matrisine immobilize (hap- sedilerek) edilerek nanokompozit formunda tekstil malzemeleri üretmeye başlamıştır. Yakın bir gelecekte, giydiğimiz tişört üzerindeki nano sensörler, kalp atışlarımızı, vücut ısımızı ve kan şekerimizi düzenli olarak kontrol edecektir. İstenmeyen bir durum olduğunda da, bizleri ya da kablosuz bir hatla doktorumuzu haberdar edebilecektir[2]. Nano Tekstil Nanoteknoloji, yeni bir teknoloji devrimi olarak algılanmaktadır. Bu teknolojinin, 2025 yılına kadar gelişme sürecini tamamlayıp, hayatın her alanına gireceği tahmin edilmektedir. Tekstil de kullanılan malzemelere, nanometre boyutlarında farklı özellikler kazandırılması, çok önemli gelişmelere yol aça- caktır. Şekil 3 : Teknolojinin gelişim evresi [3] Tekstil endüstrisi, nanoteknoloji devrimiyle birlikte yeni bir döneme girmektedir. Nano malzemeler kul- lanılarak, daha önce hayal bile edemediğimiz, çok çeşitli fonksiyonlara sahip kumaşlar elde edilmektedir. Kendiliğinden aydınlatma özelliğine sahip kumaşlar. Mavi ışık yayan masa. Gümüş nanopartiküllerin SEM görüntüsü
  • 17. 17 Esnek ve yıkanabilen nano sensörlerin ve aygıtların, kumaş içerisine aktarılmasıyla, kullandığımız elbiseler- imiz, yeni boyutlar kazanacaktır. Elbise artık görecek, duyacak, hissedecek, komut verecek ve enerji üretecek hale gelecektir. Tekstil ürünleri, üzerinde mikroorganizmaların, üreyebilecekleri ve uzun süre yaşamlarını sürdürebilecekleri ürünlerdir. Mikroorganizmalar, tekstil ürünlerinde, biyoparçalanma, renk değişimi, lekelenme gibi pek çok soruna da yol açmaktadırlar. Bu sorunu ortadan kaldırmak için tekstil malzemelerinde kullanılmak üzere birçok anti-bakteriyel ajan geliştirilmiştir. Bu amaçla kullanılabilecek geçiş metallerinin büyük bölümü zehirli olduğundan, gümüş iyonu (Ag+ ) ve titanyum dioksit (TiO2 ), önemli antimikrobiyaller olarak öne çıkmak- tadırlar[4]. Tekstil ve hazır giyim ürünlerinde su geçirmezlik, leke tutmazlık, buruşmazlık, antimikrobiyal, UV-ışın- larından koruma, yanmaz, güç tutuşur, daha iyi boyanabilir, gibi özellikler kazandıran nanoteknoloji tabanlı ürünler geliştirilmiş ve kullanımı yaygınlaşmıştır. Bunların dışında askeri amaçlı akıllı elbise, ısı, ışık, basınç ve kimyasal etkilere karşı renk değiştiren, nabız, sıcaklık, tansiyon gibi vücut fonksiyonlarını kontrol ederek kullanıcıyı uyaran tasarımlarda çalışmalar sürmektedir[5]. Akıllı üniforma askerin durumunu merkeze bildiriyor. Kendi kendini temizleyen süperhidrofob yüzeyler
  • 18. 18 Sonuç olarak, Nanoteknoloji ile daha sağlıklı bir yaşam bizi bekliyor gibi! İşin aslını sorarsanız daha çok sürprizler bizi bekliyor desek yanlış olmaz. Kimileri karşı çıksa da kimilerine göre gereksiz olduğunu savunsa da gerçek şu ki nanoteknoloji birçok alanda etkin çözümler sağlıyor. Nanoteknolojinin süksesini azaltacak yeni bir devrim çıkar mı, insanlar bu sevdadan vazgeçer mi bilinmez ama uzun bir süre hız kesmeden yoluna devam edeceği bir gerçek… Kaynaklar : Bilim ve Teknik Dergisi 2007. Güneşoğlu, C., Nanoteknoloji ve Tekstil Sektöründeki Uygulamaları. Merill Lynch, 2001. Yardımcı, A., 2012. Ekonomik Forum Notları Yılgör, İ., 2006. Ulusal Nanoteknoloji Araştıma Merkezi (UNAM)
  • 19. 19 Kimyager (Ögrenci) Aybike KURTULDU aybikekurtuldu@hotmail.com TEMEL ELEMENT HİDROJEN Eğer Tanrı Dünya’ yı bir söz ile yaratmış olsaydı, bu söz ‘hidrojen’ olurdu. Harlow Shapley H idrojen’ in hikayesi etrafta onu fark edecek hiç kimse olmadan önce başlar. Dünya ve ilişkili olduğu gezegenlerin ortaya çıkışından çok önce, daha güneş ve hatta saman- yolu galaksisi bile yokken; oksijen, sodyum, demir ve altın gibi diğer kimyasal elementler dahi henüz ortaya çıkmamışken hidrojen atomu çoktan ortaya çıkmıştır. Günümüz modern bilimine göre, içinde bulun- duğumuz evren yaklaşık 15 milyar yıl önce sonsuz bir yoğunluk ve sonsuz bir sıcaklık noktasından başladı. Bu nokta zamanında başlangıcıydı, bu nokta uzayın orijini idi. O andan beri söz konusu orijin, var olan evreni sınırlarına ulaşacak şekilde her yöne doğru genişlemekte. Evren bu genişlem- esini sürdürürken kozmik saatin tık tıkları sürme- kte ve sıcaklık giderek düşmekte, Büyük Patlama dan 0,01 saniye sonra sıcaklık 100.000 Kelvin derece; 0,12 saniye sonra 30.000 milyon Kelvin derece; 1,10 saniye sonra 10.000 milyon Kelvin derece; 13,83 saniye sonra 3.000 milyon Kelvin derece... Evren toplam dört dakika yaşlandığında, o andan sonra gerekli olacak bütün temel malze- meler hazırlanmış ve bu malzemelerin birbiriyle ilişki kurmada yararlanacakları temel formlar ortaya çıkmıştır. Sahne daha sonra gelecek her şey için hazırdı. Hidrojen atomların en basitidir. Evrende bulun- duğu normal formunda hidrojen bir elektron ve bir proton barındırır; daha ender rastlanan ve ağır hidrojen atomu adı verilen formundaysa üç parçacık bulunur: bir elektron, bir proton ve bir de nötron. Oysa en basit molekül olan suda yirmi sekiz parçacık mevcuttur. On elektron, on proton ve sekiz nötron. Hidrojen ve döteryum ile karşılaştırıldığında, su molekülü oldukça karmaşıktır. İşte hidrojenin bu basit yapısıdır ki, evrenimizin 15 milyar yıllık hikayesinde onun en etken element olmasını sağlar. Evrenimizin başlangıcında yaklaşık 300.000 yıl sonra sıcaklık yaklaşık 3.000 dereceye düşmüş ve hidrojen- le döteryum atomları karakteristik formlarını almışlardır. Bugün, hidrojen ve helyum atomlarının ilk oluş- maya başlamasından 15 milyar yıl sonra, iki element hala kozmosta en bol bulunan elementler olmayı sürdürüyor; hidrojen %90 helyum %9 oranında. Peki, hidrojen ve helyum atomları için gerekli malzemeler -elektronlar, protonlar ve nötronlar- evrenin ilk evrelerinden itibaren ortamda bulun- dukları halde, atomların ortaya çıkması için neden 300.000 yıl gibi bir sure geçmesi gerekti?
  • 20. 20 Evren dört dakika yaşlanmadan önce döteron oluşumu gerçekleşmedi. Nükleer sentezin başlangıç aşaması evrenin dört dakika yaşlanmasıyla tamamlanmıştır. Helyum atomlarının çekirdeklerinden daha ağır olan çekirdekler -berilyum, bor ve karbon atomlarının çekirdekleri gibi - şekil- lenmemişti. Çünkü bu ağır çekirdekler helyum çekirdeğinin özündeki kararlılık nedeniyle başka formlarda oluşumlarını tamamlayamıyorlardı. Evrenin başlangıcından dört dakika sonra gelinen noktada hala bütün özgür nötronlar ya helyum çekird- eği ya da ağır hidrojen çekirdeği olacak şekilde kendilerini kurtarabili- yorlardı. Bugün evrende bulunan ağır hidrojenin tamamı, kozmos zamanının ilk dakikal- arında oluştu. Ontario' daki Sudbury Nötruno Gözlemevi'ndeki havuza doldurulan bin ton ağır su, güneşten gelen nötrinoları saptamak için kullanılıyor. Her bir molekülünde bir oksijen atomu, bir hidrojen atomu ve bir de döteryum atomu bulunan bu ağır suyun burada top- ladığı döteryum, evrenin oluşumundan sonraki dördüncü dakikada oluşan döteryumdur. İçinde ağır su bulunan bir tüpü elinizde tuttuğunuzda, Büyük Patlama'nın ilk dakikal- arında ortaya çıkmış ve öylece kalmış olan ilkel atomları tutuyorsunuzdur aslında. Büyük patlamadan sonra 473 milyon kere milyar saniyeye karşılık gelen günümüzde evren, mutlak sıfırdan üç derece yukarıda bir sıcaklığa kadar düşmüş bulunuyor. Böylece soğumuş çevre koşullarında, gözlem- lenebilen evren içerisinde birbirinden alabildiğine uzak konumlanmış galaktik sistem- ler bulunuyor. Her bir galaktik içerisinde yıldızlar ve kozmik toz bulutları barındırıyor. Ve bütün bu galaksilerin içindeki yıldızlar ve kozmik toz bulut- ları da bünyelerinde yüzde 90 hidrojen ve yüzde 9 helyum atomu ihtiva ediyor. Güneş tipik bir yıldızdır. Güneşin ihtiva ettiği kompozisyonda aynı kozmik bolluğu yansıtıyor: güneşi oluşturan atomlarında yüzde 90’ı hi- drojendir. Ve hidrojen füzyonu güneşin yegane yakıtıdır. Güneşten 92 milyon mil uzaklıkta- ki Dünya ise, işte bu yaşam kaynağı sıcaklıkla ısınıyor. Peki Hidrojen atomuna bu ismi kim verdi ve ilk olarak onu kim keşfetti? Paracelsus on altıncı yüzyılın başlarında asitlerin metalle temas etmesi sonucunda açığa yakıcı bir gaz çıktığını fark etmiş ve bilmeden hidrojen gazını gö- zlemleyen ilk kişi olmuştur. 1671 yılında Robert Boyle ilk kez olarak Hidrojenin özelliklerini tarif etmişti. Hidrojenin ay- rıştırılarak karakterize edilmesi başarısı da 1776 yılında hidro- jenin yoğunluğunu hesaplamayı başaran Henry Cavendish’e at- fedilmiştir. 8 Mayıs 1794’te başı giyotinle kesilen Fransız bilim adamı Antoine Laurent Lavois- ier hidrojene ismini veren kişi olarak tarihe geçmiş. Prout 1811’in haziran ayında Edinburgh üniversitesinden tıp derecesini aldığında zam- anın kimyagerleri atom fikriyle flört etmekteydi. Hiçbiri ato- mu görmüş değildi, hiçbiri bir atomun doğasını bilmiyordu ve zamanın ünlü bilim insanları atom fikrini topyekûn reddedi- yorlardı. Fakat kimyagerler şunu görüyordu belirli bir madde sabit özellikler ihtiva ediyorsa o özellikler söz konusu mad- deyi tanımlamalıydı. Böylesine tutarlı nitelikteki maddeler kimyasal elementlerdi. Ele- mentleri birbirinden ayıran bu belirgin özelliklerin temelinde atomların olup olmadığı me- selesiyle çözülmemiş bir konu olarak kalmıştı. Böylesine tutarlı nitelikteki maddeler kimyasal elementlerdi. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Dalton atom temelli felsefesini atom ile ilgili deneylere dönüştürdü. Sonunda maddenin atomik yapısı üze- rine maddenin atomik yapısı üzerinde güvenilir bir teoriyi destekleyen güçlü bir düşünce yarattı.
  • 21. 21 Dalton’un çağdaşı Prout da deneysel kimyagerl- erden biriydi. O zaman henüz kimyasal elementlerin periyodik tablosu yoktu ve birçok elementte henüz bilinmiyordu. Ancak kırk kadar element biliniyor- du. Bu element sonuçlarını tabloda ifade ettiğinde Prout düşüncesini ilk olarak toplam kırk iki elemente uygulamıştır. Her bir kimyasal elemente ait atomlar ağırlıklarına göre karakterize edilmişlerdi; belli bir elementin bütün atomları aynı ağırlıktaydı ama farklı ele- mentlerin atomlarının ağırlıkları başka başkaydı. Örneğin oksijen atomları azot atomlarından daha ağırdı. Bütün atomların en basiti olan hidrojen ato- mu ise en hafif atomdur. Prout, eğer hidrojen temel yapı taşı olarak alınırsa, bütün elementlerin atom- larının hidrojen atomunun tam katları kadar ağırlığa sahip olması gerektiğini düşündü ve bu tezi ispatlam- ak üzere çalışmaya başladı. Atomları yapılandırırken kullanılan asıl ham maddenin ne olduğu yönündeki ilk ipucu, J.J. Thomson’un 1897’de elektronu keşfetmesi- yle geldi. Bundan dört yıl sonra Ernest Rutherford atom çekirdeğini keşfetti. Rutherford‘un atomların negatif elektrik yüklü protonlar tarafından oluştuğu yönündeki 1911 tarihli bulguları kısa süre- de büyük bir kabul gördü ve ardından süratle yeni keşifler geldi. Thomson’un elektronu keşfetmesinden bir yıl önce Antoine Henri Becquerel radyoaktiviteyi keşfetti. Böylece atomun bölünmezlik tezi çürütülmüş oldu. Bundan sonraki süreçlerde ise atomun parçal- anmasından oluşan ürünler analiz edildi ve 1910 yılında radyoak- tif atomun ortaya çıkardığı “yavru” atomlar bulundu. Bunlar bazen “anne atom” ile kimyasal olarak aynı ancak atom ağırlığı bakımından farklıydı. Böyle atomlar -kimyasal davranışı aynı ama fiziksel karakteri onu üreten atomdan farklı- yani izotop olarak ad- landırılır. Asıl soru radyoaktif olmayan atomlar da farklı izotoplar halinde olabiliyorlar mıydı? Francis William Aston ilk hassas kütle spektrofgrafını inşa etti ve 1920 yılında kararlı bir element olan neonun 20 ve 22 atomik kütleli iki ayrı izotopu olduğunu gösterdi. Aston tekniğiyle ilave elementler incelendiğinde, ağır elementlerin atom ağırlıklarının hidrojenin atom ağırlığının tam katları ol- madıkları anlaşıldı. 1815 yılında hidrojenin basitliği onu deneysel madde teorisinin en görünen temel taşı haline getirmişti; yine de hidrojen fikir üreti- minde ve fikirlerin dışavurumundaki ayrıntıları açıklamakta üstün özellikler göstermiştir. Madde dünyasının yapısında daha fazla bölünemeyen temel bir şey var mı? Bu soru ebediyen çekiciliğini koruyacak bir sorudur. Thales‘in su konusunda yaptığı saptama yanlıştı; Heraklit’in cevabı olan ateşte yanlıştı. Antik dünyanın dört elementinin yetersizliği ispatlanmıştı. Prout’ un hidrojeni, onlarca yıl ortaya çıkan kanıtlarla cevap olmaktan çıktı. Elektron ve pro- ton bir süreliğine maddenin kutsal kasesi muamelesi gördü ama yakından incelendiğinde proton giderek kendisine atfedilen ayrı- calıklı statüyü kaybetmişti. Antoine Lavoisier Henry Cavendish Kaynaklar : Yukarıdaki yazıda John S. RIGDEN tarafından yazılan Hidrojen, Temel Element adlı kitaptan özet yapılmıştır. http://www.askipedia.com/wp-content/uploads/2012/06/hydrogen.jpg http://www.chemicool.com/images/hydrogen-symbol.png http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/7/7e/Antoine-Laurent_Lavoisier_%28by_Louis_Jean_ Desire_Delaistre%29.jpg http://en.wikipedia.org/wiki/Henry_Cavendish#mediaviewer/File:Cavendish_Henry_signature.jpg
  • 22. 22 Kimya Mühendisi (Mezun) Yavuz Selim KART kim_muhselim@hotmail.com MERCK INDEX PROGRAMI Merhabalar Sevgili Okuyucularımız. Bu ay yine farklı bir konu ile karşınızdayım. Her ay değişik ve ilgi çekici konular ile karşınıza çıkmaya gayret ediyorum. Bu ay size farklı bir program anlatacağım. Önceki sayılarda Excel olsun, Aspen Plus olsun, Chemcad olsun vb. birçok uygulama üzerine açıklayıcı yazılar yazdım. Bu seferde öyle olacak. Anlatacağım şeyin hem program hem kitap ve bir de web üzerinden erişim şekli mevcuttur. Ben bilgisa- yar programı olan halini anlatacağım. Umarım beğenirsiniz. Merck Index, 120 yılı aşkın bir süredir kimyasallar, ilaçlar ve biyolojikler üzerine yapılan çalışmaları içer- en en kapsamlı ve en güvenilir kaynak olarak kabul edilmektedir. Kimyacılar, biyokimyacılar, eczacılar, farmokologlar, toksikologlar, tıp araştırmacıları, öğrenciler, öğretmenler, akademik kütüphaneler, akade- mik araştırmacılar, bilgi uzmanları ve devlet kurumları tarafından kullanılmaktadır. Kullanıcılar farklı birçok tarama özelliğini ve alanını kullanarak basit araştırmalar yapabilir, kapsamlı multiparametreli taramalar oluşturabilir ya da kimyasal yapı aramaları gerçekleştirebilirler. Merck Index otorite içeriklere kolay ve hızlı bir şekilde erişim imkanı vermektedir. • Madde monografları • İsimler, eşanlamları ve ticari adları • Kimyasal yapılar • Fiziksel özellikler (ör. erime – kaynama noktaları, yoğunluk) • Uygulamalar ve kullanım • Biyoaktivite verisi • Kaynakçalar • 500’ den fazla tanımlı organik reaksiyon • Referans tabloları Bunlara erişim sağlattıran oldukça güzel bir programdır. Programımızı şimdi başlatalım. İnceleme aşamasına geçelim. Resim 1 : Programı başlatınca ilk açılan ekran
  • 23. 23 Burada ne yapacağız? 6 tane seçenek mevcut. İlk 3 tanesi bizim programımızın temel kısımları. Diğer 3 tanesi ise klasik oku beni yazısı, teknik destek kısmı ve dokümantasyon olarak sıralayabiliriz. Teknik destek kısmına tıklayarak programın kullanımı hakkında ekstra yardım alabilirsiniz. Ben burada sadece bir kısım anlatacağım o da Compound Search kısmı. Şimdi bu kısma tıklıyoruz. Karşımıza şöyle bir şey açılıyor. Resim 2 : Compound Search kısmı Görüldüğü üzere karşımıza bir ekran çıktı ve burada bir bileşiğin bilgisi otomatik olarak bize geldi. İlk sırada bu olduğu için otomatik olarak karşımıza geliyor. Peki arama işlemini burada nasıl yapacağız. Resimde görüldüğü üzere Search Monographs kısmına tıklıyoruz ve karşımıza şu ekran çıkıyor. Resim 3 : Search Monographs kısmı
  • 24. 24 Resim 3 üzerinde arama yapılan kısımlarda hangi isimlere türlere göre arama yapılabileceğinizi açıkladım. Bu kısımlar üzerinden aramalar yaparak istediğimiz birleşiği bulabiliyoruz. Örnek olarak ben propileni arattım. Propylene olarak girdim ismini. Dikkat edeceğiniz kısım isimleri Türkçe olarak girmeyeceğiniz. İsimlerin İngilizce adlarını girerek arama yapacağınız. Arama yaptıktan sonra çıkan ekrana bakalım. Resim 4 : Propylene ismi ile arama yapılınca çıkan sonuç
  • 25. 25 Burada birleşimiz hakkında birçok bilgi mevcut. Tek tek hepsinin içeriğini anlatmayacağım. Zaten resimde oldukça açıklayıcı gösteriyor. Yoğunluk olsun, açık formülü olsun, uyarılar olsun, donma ve kaynama nok- tası olsun vb. böyle bilgiler veriliyor. Anlatacaklarım bu kadar. Bunun size ne fayda sağlayacağına gelince. Okuyanlar için, proje yapanlar için, laboratuvar ortamında çalışanlar için bazı değerleri bulmaya gelince internet aramaları sıkıntı ve zaman kaybı oluyor. Böyle bir program satın alarak istediğiniz değerlere ulaşabilirsiniz. Araştırma yapanlar için kolaylık sağlayacağını düşünüyorum. Kullananlar aranızda olmuştur. Kullanmayanlar içinde güzel bir deneyim olur düşüncesindeyim. Programı nasıl edineceğinize gelince ise satın alabilirsiniz ya da web uy- gulamalarından bakabilirsiniz. https://www.rsc.org/Merck-Index/ sitesine girip incelemelerde bulunabil- irsiniz. Lakin web uygulamalarında özellikler ve bilgiler sınırlı sayıda. Ücret vererek ileri seviye özelliklere web ortamında sahip olabilirsiniz. Kitabım olsun diyorsanız, kitabını da satıyorlar. Gerekli incelemeleri yaparak yurt dışından sipariş verip alabilirsiniz. Umarım faydalı olmuştur. Kaynaklar : http://www2.istanbul.edu.tr/?p=22683
  • 26. 26 ELEMENTTANIYALIM Simgesi: H Grubu: 1A Atom numarası: 1 Bağıl atom kütlesi: 1,00794 Oda sıcaklığında: Gaz Erime noktası: -258,975°C Kaynama noktası: -252,732°C Yoğunluğu: 0,0899 g/L Keşfi: 1766 - Henry Cavendish Atom çapı: 0,79 Å Elektronegatifliği: 2,2 Elektron dizilimi: 1s1 Yükseltgenme basamağı (sayısı): 1 Hidrojen Hidrojen (Yunanca: ὑδρογόνο ( İdrogono = su yapan); Osmanlıca müvellidülmâ = su yapan), element sembolü H olan, 1 atom sayılı ametaldir. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik ol- mayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2 olarak bulunan bir biatomik gazdır. 1.00794 g/mol'lük atomik kütlesi ile tüm elementler arasında en hafif elementtir. Periyodik cetvelde sol üst köşede yer alır. Hidrojen, evrenin kütlesinin %75'ni oluşturan ve evrende en çok bulunan elementtir. Ana hatta bulunan yıldızların çoğunluğu plazma halinde olan hidrojenden oluşur. Elementel hidrojen dünyada az bulunur. Endüstride metan gibi hidrokarbonlardan üretilebildiği gibi, pahalı olsa da suyun elektrolizinden de üretilebilir. Ticari gübrelere azot bağlanmasında, katı ve sıvı yağların doyurulma işleminde (hidrojenasyon), me- tanol, amonyak ve hidroklorik asit gibi bileşiklerin eldesinde kullanılır. Kaynak yapımında, hidrojen balonlarını şişirmede ve petrolün işlenmesinde kullanılmasının yanında, şimdilik daha çok roketlerde olmak üzere yakıt olarak da kullanılır. "Hidrojen Yakıt Gözeleri", hidrojen gazından elektrik enerjisi eld- esi için geliştirilmekte olan bir teknolojidir. Çevre dostu hidrojen, doğal gaz ve benzine alternatif olarak kabul edilmesinin yanında, kimyasal işlemlerde, metalürjide ve rafinerilerde de kullanılabilecek nitelik- tedir. Döteryum ve trityum izotopları da, nükleer fisyon ve füzyon işlemlerinde kullanılmaktadır. Hidrojenin Elde Edilmesi Kullanım Alanları Hidrojen gazını yapay olarak ilk defa T. Von Hohenheim (ayrıca Paracelsus, 1493 - 1521, olarak da bilin- ir) tarafından güçlü asitlerle metalleri karıştırılarak elde edilmiştir. Bu kimyasal reaksiyon sonucu elde edilen bu yanıcı gazın yeni bir element olduğunun farkına varamamıştır. 1671 yılında hidrojen Rob- ert Boyle tarafından demir çubuk ve seyreltik asit çözeltilerinin reaksiyonu sonucu üretilerek yeniden keşfedilmiştir. 1766 yılında Henry Cavendish metal asit reaksiyonuyla elde edilen, havada yanan, yandığı zaman su açığa çıkaran hidrojenin ayrı bir element olduğunun farkına varmıştır. Cavendish'in hidrojenle tanışması cıva ve asitlerle yaptığı deneyler zamanında olmuştur. Başlangıçta hidrojenin cıvayı oluşturan birimlerden biri olduğunu, cıvanın asitle reaksiyonundan ortaya çıktığını düşünmüş, buna rağmen hi- drojenin pek çok önemli özelliğini gerçekci şekilde tasvir edebilmiştir. 1783'te Antoine Lavoiser,Laplace ile Cavendish'in bulduklarını tekrarlarken, yandığı zaman su üreten bu gaza hidrojen adını vermiştir. Hidrojenin ilk kullanım yerlerinden biri balonlar ve daha sonraları zeplinlerdir. Bu amaçlar için hidrojen metalik demir ve sülfürik asidin reaksiyona girmesiyle elde edilmiştir. Hidrojen Hindenburg adlı, havada yanarak yok olan zeplinde kullanılmıştır. Balonlarda daha sonraları oldukça patlayıcı olan hidrojenin yerine inert helyum kullanılmıştır.
  • 27. 27 SÖZLÜKIngilizce-Türkçe Overflow Pipe Overheated Oxoanion Silt Photon Matte Mebrane İncoming Chemical Potential Chemometry Deviation Material Balance Boiler Chemical Plant Combustion Electron Donor Factory İndustrial Area Biomaterials Chimney Effect Deuterium Feed Water Gas Electrode Taşma Borusu Oksijen İçeren Anyon Çamur Foton,Işılcık Sülfürlü Zar Madde Denkliği Sanayi Alanı Gelen Buhar Kazanı Biyomalzemeler Kimyasal Potansiyel Kimya Fabrikası, Kimya Tesisi Baca Etkisi Kemometri Yanma Ağır Hidrojen, Döteryum Sapma Elektron Verici Besleme Suyu Fabrika Gaz Elektrodu Aşırı Isınmış
  • 28. 28 HABERLER Yurttan Kimya Haberleri KİMYA SEKTÖRÜ 9 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPTI İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği’nden (İKMİB) yapılan açıklamaya göre; kimya sektörü 2014 yılının ilk altı ayını otomotiv ve tekstil sektörler- inin ardından üçüncülükle kapattı. Yıl sonuna kadar daha fazla ihra- cat yapılması planlanan sektör, bu dönemdeki ihracat yüzdesini % 4.41 oranında arttırdı. İlk yarıda en fazla ihracat yapan ülkeler Irak, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve ABD oldular. Türkiye’de kimya ihracatı ise en çok İtalya’ya oldu. İtalya’ya olan ihracat 99 milyon dolara ulaştı. İtalya’nın ardından Malta, Almanya, Irak, Mısır, Umman ve İran sırayı takip ettiler. Ekono- mik canlanmanın ardından kimyanın da bu dönemde ihracatından % 38 pay alması gözden kaçmadı. İKMİB Yönetim Kurulundan yapılan açıklamalarda ise altı aylık dönemde kimya sektörünün iyi bir performans sergilediği ve ikinci yarıda da çalışmalara hız kesmeden devam edeceği belirtildi. BİR SANİYEDE ÜRETİLİYOR BİN SENEDE TOPRAĞA KARIŞIYOR Neden bahsedeceğim gayet açık aslında, plastik... 1 saniye gibi kısa bir sürede üretilen fakat atıklarının toprağa karışması bin seneyi bulan plastikler çevre kirliliğinde büyük rol oynamaktadır. Bilinçsizce ve aşırı tüketim nedeniyle her yıl milyonlar- ca plastik malzeme doğaya salınıyor. Çevreye atılan bu plastik malzemeler hem çevreyi kirletip hem de deniz ürünlerine zarar vermekte. Bu zararının yanında Dünya petrolünün de % 8’i sadece plastik malzemelerin imalatında kullanılmakta. Aynı zamanda plastik malzemelerin hammaddesi petrol olduğundan, Dünya’daki petrol tüketiminde ve enerji kaynaklarının azalmasında büyük rolü olmaktadır.Bu nedenle plastik malze- melerin geri dönüşümünü sağlamak; hem daha az petrol tüketimine hem de daha az çevre kirliliği olmasını sağlayacaktır. Bir ton plastik malzemenin geri dönüşümünde yaklaşık 2 bin 500 litre petrol tasarrufu yapılabiliyor. Çevreye verdiği zarar ve kirliliğe gelince oldukça vahim olduğu söylenilebilir. Plastik malzemeleri avlandıkları canlı türleriyle karıştıran yüz binlerce deniz canlısı yok olmaktadır. Son olarak milyonlarca kuş yuttukları plastik malzemeler nedeniyle telef olmaktadır. Bu konuda bilinçlenip hem çevremizi hem de bu kirlilik nedeniyle zarar gören canlılarımızı korumakta bize düşen görev önemlidir. Geri dönüşüme daha fazla önem vermeli, verilmesini sağlamalıyız…
  • 29. 29 PLASTİKLERİN YENİ ÜRETİM YOLU “MİKROPLAR” Mikropları kullanarak bir şey üreteceğimizi hiç düşündünüzmü? Organik atıklarını kullanarak Avrupadaki bilim adamları mikroplardan plastik üretme ile ilgili bir çalışma başlatmıştır. Ayrıca Synpol adını verilen projede plastik fabrikanın çalışanları ise bakteriler olacaktır. Bakterilerin ürettiği granül halindeki biyoplastiği farklı kimyasal yöntemlerle açığa çıkardıklarını, Madrid Polimer Biyoteknoloji Araştırma Merkezi yetkilisi María Jiménez dile getirdi. Bu teknolojiyle ilgili İspanya ve isviçre nasıl kullanılacağına dair deneme merkezleri oluşturuldu. Hollanda’da ise benzer bir proje yosunlar üzerinde deneniyor. Dr. Lolke Sijtsma, yosunların güneş ışığı ve karbondioksit kullanarak biyoplastik üretimi için büyüm miktarda şeker üretebi- leceğini ifade etti. Pet şişelerin bu malzemeyle üretebileceği belirtildi. Petrol tüketmeden ve daha az karbondioksit salınımına imkan veren projelerin hayata geçirilebilm- esi için daha fazla araştırma yapılması gerektiği ifade ediliyor. “VANTABLACK” EN “GİZEMLİ” SİYAH MADDE ÜRETİLMİŞTİR İnanılmaz gibi ama gerçek. Saçınızın 10 bin kat daha ince olan, görsel ışığın neredeyse tamamını emen gizemli siyah madde İngiliz bilim adamları tarafından üretilmiştir. Karbon nanotüplerden üretilen bu ilginç madde, dünyaca ünlü giyim mağazası "Chanel"ın bu mad- deden ürettiği elbiyesi giyen bir insanın sadece kafa ve ayaklarının görülebileceğini, gövdenin ise siyah bir boşluk gibi bir görüntü vereceğini belirtti. Vantablack maddesinin sıcağı bakırdan 7.5 kat daha etkili iletiyor ve çeliği çekme direncinin 10 katı- na sahiptir. Leeds Üniversitesi'nde renk bilimi ve teknolojisi Profesörü Stephan Wesland'a göre geleneksel siyah aslında ışığın bir rengiydi ve artık bilimadamları bunu dünyanın dışında bir yere taşıyor.
  • 30. 30 Dünyadan Kimya Haberleri GÖZENEKLİ SİLİKON LİTYUM-İYON PİL PERFORMANSINI ARTIRIR Günlük hayatta kullandığımız laptoplar ve diğer elektrikli araçlardaki lityum-iyon pilleri sünger benzeri silikon malzeme yardımıyla tek şarjla daha uzun süre çalışabilir ve daha fazla enerji depolay- abilirler. PNNL araştırmacıları, pil elek- trotlarının birinde kullanılan grafit yerine, grafitten 10 kat daha fazla enerji depolama kapasitesine sahip gözenekli bir malzeme geliştirdi. Şarj edilebilir lityum-iyon pilleri, lityumdan yapılmış pozitif yüklü elektrot ve grafitten yapılmış negatif yüklü elek- trot olarak iki elektrota sahiptir. Silikon elektrot ile lityum-iyon performansı, grafit elektrottan yaklaşık %30 daha fazla süre- bilir. Eğer lityum-iyon pilleri PNNL’in silikon elektrotlarıyla kullanılırsa elektrikli araçlar tek şarjla 130 km sürülebilir. PNNL araştırmacıları, gözenekli silikon ile daha büyük bir prototip pil geliştirmeyi planlıyor- lar. Bu çalışma daha düzenli üretim süreci oluşturmayı içerecek ve yeni elektrot daha uygun maliyetle yapılabilecektir. GÜNEŞ PANELLERİ KARBONDİOKSİTTEN YAKIT İÇİN AYDINLATICI BİR YOL Araştırma, karbondioksit gibi atmosferik sera gazlarının seviyelerinin yükselmesinin neden olduğu küresel ısınmayı engellemek için üç alan içerir; alternatif enerji kaynak- larının geliştirilmesi, sera gazlarını yakala- ma ve depolama, fazla sera gazlarını başka bir amaçla kullanmak üzere değiştirmek… Andrew Bocarsly laboratuarındaki araştır- macılar, karbondioksiti potansiyel al- ternatif yakıt olarak bilinen formik asite dönüştürmek için etkili yöntem geliştirmek için Liquid Light şirketiyle iş birliği yaptı. Karbondioksit ve sudan formik asite dönüşüm, PSE&G Enerji Şirketi tarafından sağlanan bir güneş paneliyle güçlendirilmiş oldu. Bu süreç, sıvı taşıma kanalları içeren dikdörtgen boyutlu metal levhalardan oluşan elektrokimyasal hücre içinde gerçekleşti. Araştırma ekibi, üç elektrokimyasal hücreyi birlikte istifleyerek doğal fotosentez verimliliğinden daha fazla olan %2’lik enerji verimliliğine ulaşmayı başardı. Bu aynı zamanda bugüne kadar ki insan yapımı cihaz kullanılarak elde edilmiş en iyi enerji verimliliğidir. Bocarsly bunun atık karbondioksiti ve kolayca elde edilen işlenmiş parçaları kullanarak, yenilen- ebilir yakıt için umut verici bir yol olacağını belirtti.
  • 31. 31 UCUZA KARBON NANOTÜPLER KULLANARAK TEMİZ YANAN HİDROJEN YAKIT ÜRETİLEN TEKNOLOJİ Pahalı ve çevreye zararlı fosil yakıtların yerini ala- bilecek bir yakıt. Araştır- macılar, temiz yanan hidrojen yakıt yapmak için önemli derecede bir maliyet engeli olmayan bir teknoloji geliştirdi. Yeni teknoloji, hidrojen ve oksijeni ayırmak için su moleküllerini elektrik akımı kullanarak sözde elektroliz reaksiyonları için, maliyet açısından çok pahalı olan platin yerine yeni bir katalizör geliştirdiler. Rutgers teknoloji ayrıca çok daha verimli daha az pahalı katalizörler de geliştirdi. Rutgers araştırmacıları temiz yanan hidrojen yakıt yapmak için önemli bir maliyet engeli aşmak üzere bir teknoloji geliştirdiler. Bu yakıt pahalı ve çevreye zararlı fosil yakıtların yerini alabilecek bir yakıttır. Karbon nanotüpler dayalı olan bu yeni teknoloji ticari açıdan, sudan hidrojen üretimi vaat ediyor. Yeni teknoloji, hidrojen ve oksijeni ayırmak için su moleküllerini elektrik akımı kullanımını elektroliz reaksiyonları için kullanılan maliyeti yüksek olan platin yerine kullanılması planlanan yeni bir katalizördür. Yeni Teknoloji, su moleküllerini elektrik akımı kullanımı ile ayırmak için sözde elektroliz reaksi- yonlarında kullanılan, çok pahalı platin yerine yeni bir katalizördür. Asefa de Mühendislik Fakültesi kimyasal ve biyokimyasal mühendisliği, karbon nanotüpler üzerinde yeni katalizörü tabanlı - Bir insan saçından daha 10.000 kez ince tüpler içine haddelenmiş karbon bir atom kalınlığında levhalar kulla- narak bunu yapmışlardır. Bugün hidrojen yapma süreçleri metan ile başlar, çünkü elektroliz reaksiyonları ticari açıdan yapmak için yeni yollar bulmak önemlidir. Fosil yakıt tüketmek için "yeşil" bir hidrojene ihtiyaç olduğu iddialarıyla sonuçsuzdur. Elektroliz, ancak, güneş, rüzgar ve hidro enerji gibi yenilenebilir kaynaklardan, ya da böyle nükleer enerji gibi karbon-nötr kaynakları tarafından üretilen elektrik kullanılarak hidrojen üretmek mümkün olabilir. Ve fosil yakıtlar elektroliz için kullanıldığında bile, büyük elektrik santrallerinin daha yüksek verimlilik ve daha iyi emisyon kontrolleri verirler. Daha az verimli hidrojen yakıt hücreleriyle ve diğer uygulamalar milyonlarca benzinli ve dizel motorlar çok daha fazla kirleticilerdir. Araştırmacılar Rutgers Ofisi aracılığıyla teknolojinin ticarileştirilmesi lisans veya araştırma işbirlikleri için kullanılabilir katalizör, hakkında bir patent davası açtı. Bu çalışma Ulusal Bilim Vak- fı tarafından finanse edildi. Asefa, Malzeme Kimyası Konusunda Uzman, Syracuse Üniversitesi'nde asistan profesör Olarak Dört Yıl SONRA 2009 YILINDA Rutgers bünyesine Atalay da katıldı.
  • 32. 32 NEGAR SANİ PRESLENNMİŞ DİYODUN GİZEMİNİ ÇÖZDÜ. Katotlar, elektronikler, enerji, filmler, sayfa, kuantum fiziği, çıktı, kuantum fiziği, silikon, aktarım. Amerika Birleşik Devletleri, Uluslararası Bilimler Akademi- si’nin Proceedings bölümünde yayımlanan makale ile, araştır- maları Linköping Üniveristesi ve Acreo Swedish ICT’de yapılmış olan on üç yıllık gizem çözüldü. Bu makale,yazdırma elek- tronikleri içerisindeki GHz bantları ile çalışan bir diyodu sunmaktadır. Bu sayede cep telefonlarından alınan sinyallerin basılmış elektronik etiket gibi başka cihazlara, gönderilmesi için yeni olanaklar açıla- bilecektir. Radyo sinyalinden alınan enerji toplananır ve etiketin görünümü değiştirmek için kullanılır. Preslenmiş diyod, daha ucuz aynı zamanda da daha basit üretimi temsil etmektedir. Böylece ‘internet of things’ deki preslenmiş elektroniklere, geleneksel cep telefonlarının yardımı ile güç sağlanabilecektir. Linköping Üniveristesininin, Organik Elektronikler Laboratuvarında doktra öğrencisi olan Negar Sani, ‘bu durum bize iletişim için yeni olanaklar sağlamaktadır’ demiştir. Araştırmacılar uzun süredir diyodun işe yaradığını biliyorlar, fakat nasıl bir mekanizmayla çalıştığı bilinmektedir. 2001 yılında Acreo Swedish ICT’da bulunan Petronella Norberg, harç içerisinde serili olan silikon diski bir temele oturtmuş ve silikon bir yapıştırıcı üretmiştir. Sonrasında ise üretilen bu madde matbaa makinelerinde mürekkep olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda Petronella Norberg çok işlevli olan ve alternatif akımı direkt akıma çevirebilen bir basılmış pitod (elektronik anahtar bileşeni) üretmiştir. Fakat pitod yalnızca 1 MHz’e kadar çalışabilmekte olup daha yüksek MHz’lerde kullanılabilecek olan farklı bir alan bulunamamaktadır. Acreo Swedish ICT’de İngiliz şirketi olan De La Rue tarafından desteklenen bir araştırma takımı, uzun yıllar boyunca diod ve baskı yapıştırıcıları üzerinde çalışmıştır. Niyobyum silisid (NbSi2 ) for- mundaki geçiş metali niyobyum içeren yapıştırıcılar GHz’lerde çalışmak için dahil olmak üzere gereken tüm özelliklere sahiptir. Baskılanmış diodlar hakkında yapılan çalışmalar sonucunda, cep telefonlarından alınan siny- aller ile baskılanmış göstericiyi aktive edebilen ve De La Rue için kullanılmış bir demonstrator üretile- bilmiştir. Acreo Swedish ICT’deki departmanın başında olan Göran Gustafsson’a göre kağıdın İnternete bağlanmasının mümkün olabileceği gösterilmiştir. Fakat hala hiç kimse diyodun nasıl çalıştığını bileme- mektedir. Ms. Sani yapbozu çözmek için gereken nihai adımı, Prof. Magnus Berggren, Prof. Xavier Crispin aynı zamanda kıdemli eğitmen ve Proje Yöneticisi Isak Engquist ve Acreo Swedish ICT’deki birkaç bilim adamının yardımı ile atmıştır. Ms. Sani’nin yapmış olduğu çalışmanın sonucuna göre, quantum fiziğinde bir fenomen olan ve parçacıkların engellerden geçmesini sağlayan tünel etkisinin kullanılması gerektiği görülmüştür. Bu durumda nano boyuttaki ince film katmanlar (1-2 nm), akımın sadece tek yönde an- odların (alüminyum) ve katodların (gümüş ve karbon) arasından geçtiği mikro boyuttaki silikon tane- ciklerinin etrafına çevrilir. Çeşitli alanlardaki uzmanların yapmış olduğu 5 aylık detaylı incelemenin sonunda PNAS yayın kurulu tarafından, on üç yıllık çalışmanın sonuçları onaylanmıştır. “Bu benim üzerinde çalıştığım en uzun proje oldu. Hangi proje sponsoru bir çalışmanın sonuçlarının yayınlanması için on üç yıl bekler? Eğer De La Rue olmasaydı bu aşamaya gelinemezdi. Yapılan çalışmaların sonucunda preslenmiş elektronikler, geleneksel elektronikler ile aynı perfor- mansı sergilemeye başlamışlardır. Bu çalışma verimli bir şekilde sonuça ulaşabilmiş bir kombinasyonun örneğidir” demiştir Linköping Üniversitesi, Organik Elektronikler profesörü Magnus Berggren.
  • 34. 34 FAYDALI LINKLER http://pubchem.ncbi.nlm.nih.gov/ http://chemwriter.com/ https://www.facebook.com/groups/344589758971954/ Kimyasal bir bileşik aramak için bu web sitesini kullanabilirsiniz. Aramak istediğiniz bileşiğin ingilizce ismini yazıp aratın ve sonuçları inceleyin. Çalışan ve okuyanlar için güzel bir web sitesini olduğunu düşünüyoruz. Umarım faydalı olur. Kimyasal bileşikleri çizmek için bir web sitesi yapmışlar. Bir çok bağ mevcut. Halkalı yapıları kolaylıkla çizebiliyorsunuz. Program indirip kurmayı sevmeyen arkadaşlar için bu site faydalı olacaktr. İncelemenizi öneriyoruz. Faydalı olması dileğimizle. Uzun zaman önce kurulmuş kimya ve kimya mühendisleri ders notlarını barındıran bir facebook grubu. Öğrenci arkadaşlara yardım- cı olmak için hazırlanmış bir sayfadır. Sizlerde elinizdekileri bu gruba ekleyerek başkalarına faydalı olabilirsiniz. Umarım faydalı olur.
  • 35. 35 BULMACA Kimya Bulmacasi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Soldan Saga 1. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araca denir. 4. 0,239 g suyun sicakligini 1°C artirmak için gerekli olan isiya denir. 7. Bir maddenin elektron kaybetmesine denir. 8. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine çeviren araçlardir. 10. Isinlarin, madde üzerinde tutularak isiya dönüsmesi olayina denir. Yukaridan Asagiya 2. Çekirdegi kararsiz olan elementlerin kararli çekirdek olusturmak için isin yayinlamalari olayina denir. 3. Bilesik iskeletinin herhangi bir yerinde tek bir tane –OH bulunduran alkollerdir. 5. Elementlerin oksijenle olusturmus olduklari bilesiklere denir. 6. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir. 9. Asit ve bazlarin nötürlesmesinden meydana gelir. Asitlerin (-) gruplari (anyon) ile bazlarin (+) gruplari (katyon) nin birlesmesiyle olusan iyonik katilara denir.
  • 36. 36 BULMACAGeçen Ayın Çözümü Kimya Bulmacasi R 1 E Z O N A 2 N S S 3 K Ü D 4 A M i T M A S I I P F F A Ü L N Z I E 5 S Y A 6 L K O L L I O E E 7 F Ü Z Y O N M T O S 8 E N T E Z N N R T Soldan Saga 1. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir [REZONANS] 4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak ayristirma islemi. [DAMiTMA] 6. Bir alkil grubuna bir hidroksil (-OH) grubu baglanmasiyla olusan bilesiklere denir. [ALKOL] 7. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir kaptan, daha düsük basinçli ortama yayilmasi. [EFÜZYON] 8. Iki farkli maddenin birleserek kendi özelliklerini kaybedip yeni özellikte bir madde meydana getirmesi olayina denir. [SENTEZ] Yukaridan Asagiya 2. Bir elementin elektron alarak veya vererek bilesik olusturma istegine denir. [AKTIFLIK] 3. Kati+sivi heterojen karisimlarinin özel adidir. [SÜSPANSIYON] 4. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasina denir. [DIFÜZYON] 5. Kimyasal metodlarla daha basit parçaciklara ayrilamayan, ayni cins atomlardan meydana gelen en basit yapidaki madde. [ELEMENT] 7. Sudaki hidrojenlerin yerine alkol gruplarinin geçmesiyle olusan bilesiklere denir. [ETER]
  • 37. 37 E-Dergide Yazarlık SİZDE YAZARIMIZ OLUN -- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı görür, yayımlanmaz. -- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır. -- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. -- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Dergi Editörlerimiz olan Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir. -- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayımlanmayacaktır. --Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. -- 2014 Eylül ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ağustos 2014’tür. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacak- tır. -- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuy- or ve araştırılıyor. -- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. -- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz. -- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar. İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi