SlideShare a Scribd company logo
1 of 48
Download to read offline
Kimya
Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi
YIL:3	 SAYI:20	 MART 2015
Haberler
Faydalı Linkler Element Tanıma
Sözlük(İng-Trk)
Bulmaca
Tehlikeli Madde
Güvenlik
Danşımanlığı
Üniversite
Endüstri
İlişkisi
Berilyum Çikolata
Deniz
Kabukları
ADR
Konvansiyonunun
İşletmelere Getirileri
Tekstilde Yüzey Aktif
Madde Kullanımı
Gaussian ile
Molekül
Modelleme
ÖnsözHakkımızda
İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma-
larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran,
internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya
Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online
ortamdan edinen bir e-dergidir.
Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda
sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark-
adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı,
kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola-
bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya
ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı
hedef edinmiştir.
Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun
herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm
bitirmiş olmanız yeterli.
Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı,
haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım
kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri
kısmı adlı bölümler vardır.
Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız
dileğimizle...
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
Sahibi : Yavuz Selim Kart
Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart
Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart
Ebru Çetinkaya
Haber Bölümü : Yavuz Selim Kart
Ebru Çetinkaya
Hatile Moumintsa
Facebook Yönetimi
ve Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart
Hatile Moumintsa
Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart
KURALLARDergimiz Hakkında
1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel-
ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde
kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du-
rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak
hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız
telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman-
larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden
doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu
değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile
konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup
aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz.
6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara
yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel-
erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca
bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.
Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın.
9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi
herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey-
iniz.
10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu
dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi
ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır.
Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini
yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo-
zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre
hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır.
11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
* Akademik Makaleler
* Endüstriyel Konular
* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
(Kimya üzerine bölümler için)
* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
* Laboratuvar Üzerine Yazılar
* Kimya Sanayi Uygulamaları
* Teorik Kimya Üzerine Makaleler
* Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine
Yazılar
* Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat
Edilecek Husular Üzerine Yazılar
* Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları
Üzerine Yazılar
temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp
gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya
Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz.
12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml-
anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da
herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime-
ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son
söz dergi yöneticisine aittir.
13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
EkibimizBİZ KİMİZ
Yavuz Selim
KART
Hatile
MOUMINTSA
EBRU
ÇETINKAYA
https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi
https://twitter.com/InovatifKimya
http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606
http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisiInstagram
Kimya
Dergisi
Merhaba
İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları
Editörden
Değerli Okuyucularımız;
	 Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizlerin gönderdiği yazılarla 20. sayıyı çıkar-
manın keyfini ve gururunu yaşıyoruz. Bize yazı gönderen ve yazmayı düşünen herkese çok teşekkürl-
er.
	 İnovatif Kimya Dergisi’ni sosyal ortamlarda çok okunan, çok fazla kişinin takip ettiği bir
dergi haline getirme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Sizlerin yazılarını dergide ve sosyal ortamlarda
yayımlayarak kalıcılığı artırmaya çalışıyoruz. Birçok insan yazılarınız sayesinde değişik şeyler öğreni-
yor, olumlu yönde gelişmeler yaşanıyor.
	 Bu ay E-Dergimizde 9 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. Tehlikeli Mad-
de Güvenlik Danışmanlığı yazısı, TMGD hakkında içerikli bir yazı. Üniversite Endüstri İlişkisi
yazısı, Yıldız Teknik Üniversitesi Emekli Uzman Kimyager Hocamızın yazısıdır. Berilyum yazısı,
element hakkında içerikli, açıklayıcı bir yazı. Çikolata yazısı, çikolatanın kimyasal içeriği hakkında
öğretici bir yazı. Membran yazısı, bu ayın kapak konusu. Deniz Kabukları yazısı, Düzce Üniversitesi
Öğretim Üyesi Hocamızın yazısıdır. ADR Konvasiyonunun İşletmelere Getirileri yazısı, ilginizi
çekecek sektörle ilgili bilgilendirici bir yazı. Tekstilde Yüzey Aktif Madde Kullanımı yazısı, tekstil
ve kimya ile ilgili bir yazı. Gaussian ile Molekül Modelleme yazısında ise her ay olduğu gibi bu ay
da kimya ile ilgili bilgisayar programı hakkında bir yazı. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada
Oksijen Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her
ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe
Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.
Umarız zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkürü bir
borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay
görüşmek üzere. Sevgiyle kalın.
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörü
IÇINDEKILER
Tehlikeli Madde Güvenlik
Danışmanlıgı
Üniversite Endüstri Iliskisi
Çikolata
Berilyum
Element Tanıyalım
Membran
ADR Konvansiyonunun Işletmelere
Tekstilde Yüzey Aktif Madde
Gaussian ile Molekül Modelleme
Getirileri
Kullanımı
7
10
15
18
25
27
29
24
34
12
44
36
35
Deniz Kabukları
Sözlük (Ing-Trk)
Haberler
Faydalı Siteler
Kimya Bulmaca
Sizde Yazarımız Olun
Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay)
45
46
47
7
Kimyager
(Mezun)
Gamze DALBUDAK
gamzedalbudak@gmail.com
TEHLİKELİ
MADDE
GÜVENLİK DANIŞMANLIĞI
K
arayolu taşımacılığı, Türkiye’de
en yaygın olarak kullanılan
taşımacılık türüdür. Türkiye’de
1950 yılında, toplam taşımacılığın
(ton-kilometre olarak) yaklaşık %37’si
karayolu, %55’i ise demiryolu ile
yapılmaktayken; 2013 yılı sonu itibari
ile yük taşımacılığında; karayolunun
oranı %88,7’ye çıkmış; denizyolu %6,9
ve demiryolu %4,4 oranında kalmıştır.
(Kaynak: Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı)
Yük taşımacılığında neredeyse % 90’a
ulaşan rakamlar neticesinde pek çok
tehlikeli malın karayolu kullanılarak
taşınması kaçınılmazdır. Tehlikeli mal-
ların taşımacılığının mümkün olan en
güvenli şekilde ve uluslararası kural-
lara uygun şekilde yapılması büyük
önem arz etmektedir.
ADR (L'Accord européen relatif au transport international des marchandises Dangereuses par Route)
Tehlikeli Malların Uluslararası Karayollarında Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşması :
• 1957 yılında Birleşmiş Milletler, Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından oluşturulmuş ve 1968 yılında
yürürlüğe girmiş uluslararası bir anlaşmadır.
• 2 Ek (Ek A ve Ek B) ve Toplam 9 Kısım’dan oluşmaktadır.
• 2015 itibariyle 48 ülkenin* taraf olduğu anlaşma tehlikeli malların karayollarında taşınmasına dair düzenle-
meler getirir.
*(Almanya Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belarus, Belçika, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Es-
tonya, Fas, Finlandiya, Fransa, Güney Kıbrıs Rum, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İtalya, İspanya, İsveç, İsviçre, İrlanda, İzlanda,
Karadağ, Kazakistan, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Mısır, Makedonya, Moldova, Norveç, Polon-
ya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Slovakya, Slovenya, Sırbistan, Tacikistan, Türkiye, Tunus, Ukrayna, Yunanistan)
• Türkiye ADR sözleşmesine 22 Mart 2010’da taraf olmuş ve gerekli düzenlemeleri yapmaya başlamıştır.
• ADR, tehlikeli maddelerin insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya
açık karayolu ile taşınmasını sağlayan bir yönergedir.
8
• Bu yönerge taşıma faaliyetinde yer alan gönderen, alan, dolduran, yükleyen, boşaltan, ambalajlayan,
taşımacılar ve tehlikeli madde taşıyan her türlü aracın operatörlerinin sorumluluk, yükümlülük ve çalış-
ma koşullarını da belirler.
• Her işletme, tehlikeli malların karayolları ile taşıması, bununla ilgili olarak ambalajlanması, yüklenmesi
ve doldurma ile boşaltma işlemlerinde kişilerin, mülklerin ve çevrenin korunması için riskleri azaltma
konusunda yardımdan sorumlu olarak bir ya da daha fazla güvenlik danışmanı atar.
ADR’DE ELE ALINAN KONULAR
• Uluslararası taşınmacılığı yasaklanmış tehlikeli mallar
• Uluslararası taşınmasına izin verilmiş mallar ve bunlara ilişkin özellikle aşağıdaki alanlarla ilgili
(muafiyetler dâhil) koşullar:
- Sınıflandırma kriterleri ve gerekli test yöntemleri dâhil olmak üzere maddelerin sınıflandırılması;
- Ambalajların kullanımı (karışık ambalajlama da dâhil);
- Tankların kullanımı (dolumu dâhil);
- Sevkiyat yöntemleri (gerekli dokümantasyon ve bilgilerle birlikte, ambalajların işaretlenmesi ve etike-
tlenmesi ile taşıma araçlarının işaretlenmesi ve levha takılması);
- Ambalajların ve tankların üretimine, testine ve onayına ilişkin koşullar;
- Taşıma araçlarının kullanımı (yükleme, karışık yükleme ve boşaltma dâhil).
• Taşınması onaylanan tehlikeli malları taşıyan araçların yapısına, teçhizatına ve çalışma şekline ilişkin
koşullar
• Araç ekibine, teçhizatına, faaliyetine ve dokümantasyona ilişkin zorunluluklar
• Araçların üretimine ve onayına ilişkin zorunluluklar
TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI (TMGD)
RG 22.05.2014 tarih ve 29007 sayılı Tebliğ;
Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik, Madde 33.kapsamında; Tehlikeli
madde taşımacılığı sürecinde yer alan bir takvim yılı içerisinde elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan
ve taşıyan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan işletmelerin yaptıkları işlemleri, insan
sağlığına, diğer canlı varlıklara ve çevreye zarar vermeden, güvenli bir şekilde taraf olduğumuz uluslar-
arası anlaşmalar ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında yapmaları için işletmelere yardımcı olmak
amacıyla istihdam edilecek veya hizmet alınacak Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlarıyla ilgili
hususları içerir.
KİMLER TMGD’DEN HİZMET ALMAK ZORUNDA?
• Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan ve bir takvim yılı içerisinde elli ton ve üstü miktarlarda
işlem yapan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan işletmeler
• Toplam araç taşıma kapasitesi elli ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmeleri
• Miktarına bakılmaksızın ADR Bölüm 1.1.3.6.3’te yer alan tablodaki taşıma kategorisi sıfır olan tehlikeli
maddelerle iştigal eden işletmeler
İlgili faaliyetleri gerçekleştiren işletmeler, 30.06.2015’ten itibaren, Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı
istihdam etmek veya Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanından hizmet almak zorundadır.
TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI OLMA ŞARTLARI
• Üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun olmak,
• Kaçakçılık, dolandırıcılık, dolanlı iflas, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, uyuşturucu ve silah
kaçakçılığı, kaçak insan taşımacılığı veya ticareti, hırsızlık, rüşvet suçlarından hürriyeti bağlayıcı ceza ile
hükümlü bulunmamak,
• Yetkili yangın söndürme eğitim merkezlerinden uygulamalı yangın söndürme eğitimine katıldığına
dair alınan belgenin aslını ibraz etmek veya noter onaylı suretini sunmak,
9
• TMGD Eğitimi Yetki Belgesi sahibi eğitim kuruluşlarında, Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı eğiti-
mine katılarak, TMGD Eğitimi tamamlama belgesini almak,
• Tebliğ kapsamında Bakanlık tarafından açılacak sınavda başarılı olmak gerekir
GEÇİCİ MUAFİYETLER
• Kamu kurum ve kuruluşları
• Liman tesisleri ile hava yolu kargo terminalleri
• Perakende satış yapan akaryakıt, LPG, CNG ve LNG istasyon işletmeleri ile LPG, CNG tüp satışı yapan
işletmeler
• Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre K1, K2, C1, C2, L1, L2, R1, R2 Yetki belgesi sahipleri
TMGD istihdam etme veya TMGD’ den hizmet alma zorunluluğu 1/1/2018 tarihine kadar aranmaz.
DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün Tehlikeli Maddelerin Karay-
oluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğe dayanarak hazırlayıp 18.04.2014 tarihinde yayınladığı “Tehlike-
li Madde Faaliyet Belgesi Düzenlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönerge” ‘ye göre;
Karayoluyla tehlikeli madde taşımacılığı zinciri içerisinde yer alan; dolduran, paketleyen, yükleyen, gön-
deren, alıcı, boşaltan ve tank-konteyner/taşınabilir tank işletmecileri, yönetmelik kapsamındaki tehlikeli
maddelerden bir takvim yılı içerisinde net elli ton ve üstü miktarlarda işlem yaptıklarında “Tehlikeli
Madde Faaliyet Belgesi” almak zorundadır.
Bu Yönetmelik ve (ADR) hükümlerine uygun olarak ulusal ve uluslararası karayollarında tehlikeli yük
taşımacılığı yapacak şoförlerin, Tehlikeli Mal Taşımacılığı Sürücü Eğitim Sertifikası (SRC5)/ADR
Şoför Eğitim Sertifikasına sahip olmaları zorunludur
Kaynaklar :
Ulaştırma Bakanlığı Mevzuatı
10
Ertan SELIMOGLU
eselim43@gmail.com
ÜNİVERSİTE
ENDÜSTRİ
İLİŞKİSİ
1
963 den beri öğrenci, öğrenci, işçi, imalat müdür yardımcısı, imalat müdürlüğü, genel müdür ve
ortaklık ve tek başıma üretim yaptım. Üniversitelerde eczacılık, ve son olarak YTÜ Fen Fakülte-
si Analitik Kimya Ana Bilim Dalından emekli olup, Akredite Laboratuvarında genç arkadaşlara
danışmanlık yaparak yardımcı olmaya çalıştım. Halen, danışmanlık ve adli teknik problemlerde bil-
irkişilik yapmaktayım. İçinden geçtiğim dallar; tekstil, ilâç, kozmetik, galvanoplasti , (STFA) Temel
Araştırmada laboratuvar müdürlüğü, zemin enjeksiyon maddeleri danışmanlığı, deri boyaları, beton
katkıları, su izolasyon maddeleri ve inşaat boyaları (BETEK, ortaklık, Genel Müdürlük-İmalat)
,teknik mütercim ve Kimya-Endüstri Dergisinde her sayı için redaktörlük ve 2-3 yazı hazırlardım.
Gelelim konumuza:
1963 den beri güzel ülkemizde daima dalgalı bir endüstrileşme çabalarını gördüm. Üniversiteye
başladığım zaman polimer dersi verecek hoca olmayınca, o günlerde Eyüp civarında Vinileks adıyla
bilinen bir fabrikanın imalat müdürünü ders versin diye, o günkü Kimya Bölümü yönetimi davet
etmişlerdi. Aynı şekilde tekstil boyama için Hoechst’ten, bir müdür beyi aynı şekilde davet ettiler.
Yani, kendini sırça köşk olarak sayan Üniversite o günlerin mahdut imkânlarına rağmen gururlarını
bir yana bırakıp iyi öğrenci yetiştirme gayreti içindeydi. O günlerde Hocalar birbirleriyle gurur
içinde gerginlik yaratırlardı ama her birisi yurt dışında ve hatta önemli Kimya Bilim Adamlarının
yanında asistanlık yapmalarına rağmen yeni dalların eğitimini kurumlarına sokma gayreti içindey-
diler. Ölenlere Allah rahmet eylesin, yaşayanlara uzun ömürler dilerim.
Sanayide de okul kadar önemli kurumlarda çalıştım. Ayvansaray Çikvaşvili Tekstil, Eczacıbaşı İlaç,
STFA-Temel Araştırma Zemin etüdü, Apeks Boya, (Besan-Bekatsan),BETEK (diğer lakabı Filli
boya), BETKİM. BETEK dışında bugün Endüstri piyasasında hiçbiri mevcut değil. Ya aile şirketi ol-
maları veya kurumlaşamamaları sonucu satılıp kapandılar. O günkü fırsatlar içinde ani çıkış yapma-
ları lakin araştırma guruplarının olmaması sonucu yok olmalarıyla sonuçlandılar.
Bugün, Kimya endüstrisinde üç-beş gelenekleşmiş firma dışında çok sayıda ferdi gayretler var lakin
bilgi istedikleri insanların bilgilerine ve emeklerine saygıları yok ve gelip geçici pozisyonunda kal-
makta. Akla şu soru gelebilir? Para mı, Bilgi mi?
Kimyager
(Y.T.Ü
Emekli
Uzman)
11
Ayrıca şu yanlış kullanımı düzeltelim. İlim ve Bilim birbiriyle ilişkilidirler ama aynı değillerdir. Bilim
bilinen şeylerin, yanlış doğru uygulamalı veya uygulamasız öğretilmesi demektir. İlim bilinmeyenin
araştırılması ve bilinen hale getirilmesi demektir. İlim, temel bilimlerin iyice sindirilerek öğrenilip,
beynin işletilmeyen lobundaki gri hücreleri faaliyete geçirilerek, evrenin alaca karanlığında yeni şeyleri,
ilişkileri, olayları keşfedip insan hayatına kazandırmaktır. İlim/Bilim oranını iyi ayarlamak lazımdır.
Öğrenirsiniz ama, kullanıcı ve çevre kirletici olursunuz. İlim yolunuzsa, üretirsiniz ve kullanma şart-
larını tespit eder ve güclü olursunuz. Entalpi / Entropi, yapmak mı, bozmak mı ? Hayat görünür ve
görünmeyen kimyasal reaksiyonların ve bağıntıların, perde arkası toplamıdır.
Psikoloji dediğiniz zaman, gri hücrelerinizin oksido-redüksiyon çalışmaları sonucunda davranış biçim-
lerine dönüşme bilimidir. Büyüklerin olumlu olumsuz etkileri ,bu oksido-redüksiyon olaylarının te-
tiklenmesi-önlenmesi şeklinde ortaya çıkar. Psikiyatride kullanılan ilaçların etkisi , şartlanma sonucunda
ortaya çıkan davranışlarımızı tetikleyen organik aminoasit ve bileşikleri miktarca arttırma veya azalt-
ma prensibine dayanmaktadır. Bazen ilaç bazen de şiddet. Bilirseniz korkmazsınız, insan bilmediği ve
görmediği şeylerden ya korkar ya da umursamaz. Bazı dinlerde, bilmezsen sorumlu değilsin, bilirsen
sorumlusun denir. Şiddet unsurları, Adrenekrom (oksitlenmiş Adrenalin ) miktarını yüksek tutarak ya
aşırı saldırgan ya da korku içinde sinmesine neden olmaktadır.
Yalnız öğrenileni uygulamak değil, öğrenilenler vasıta ile yeni bilgileri öğrenip kullanmaya başlarsanız.
İşte, medenileşmenin yolunda sağlam adımlarla gelişerek ilerlemeye başladınız demektir. Bugüne bak-
mayın. Kitapları batı üniversitelerinde 1911 yılına kadar takip edilen İbn-i Sina’nın ilk trahom ameli-
yatını yaparak hastanın büyük oranda görmesini temin ettiğini biliyor muydunuz. Ama, o günlerdeki
bir din adamı onu suçladı. Yine bir TÜRK alimi olan Takiyüddin Efendi’nin icat ettiği Usturlabının
yenilenip ve hatta elektronik yöntemlerle modernleştirilerek USA donanmasında kullanıldığını herhalde
bilirsiniz. Lagari Hasan Çelebi, Hazarefan ve birçokları kitap temininin neredeyse olmadığı çağlarda nel-
er yaptığını düşünürsek, sadece kılıç-kalkan ekibi olmadığımız anlaşılır. Ünlü Türkolog Kazım Mirşan
Beyin “Öntürklerde Astrofizik” kitabında, o günkü Atalarımızın hatırladığım kadarıyla 56-65 adet
elementi bildikleri yazmaktadır. Çiçek aşısı vb.
Bugünün dünyasında yerli ve yabancı Kimyacılar önemlidir. Bizim gibi ülkelerin son kullanıcı olmak-
tan kurtuluşun yolu Önce KİMYA’ dan geçer, ardından uygulamadan ve keşiflerden geçer. Malzemeyi
üretmeden uygulama olmaz. Adliye Bilirkişiliği listesinde Kimyagerlik yok ama Bilgisayar Yazılımı var.
Kimyasal üretim Kimyagerin elinde başlar, uygulamacı Mühendisle devam eder. Her konuda gücenmey-
elim. İnsanlarda bu konuda anlama bozukluğu bulunmaktadır.
Buğdayı ektiniz ve biçtiniz. Zamanında toplamazsınız, Ne yapacaksınız? Topladınız nasıl koruy-
acaksınız? Un da yaptınız diyelim. Öyle yiyebilir misiniz? Eskiden insan kimyasını bilen Hekimler genel
Kimyayı da bilirlerdi. Sadece genel konulara değindik. Kısmet olursa ısı izolasyonuna boyalara ve diğer
konulara da girerek projelerin nasıl seçilmesi gerektiğinede değineceğim.
Sevgi ve Saygılarımla.
12
Ismail BAYRAKTAR
ismbyrktr@gmail.com
BerilyumAdı Berilyum
Sembol Be
Atom Numarası 4
Erime Noktası 1278o
C
Kaynama Noktası 2970 o
C
Sınıfı Toprak Alkali
Kristal Yapısı Hegzagonal
Buluşu Yapan Frendrich Wohler
Y
eryüzü kabuğunun yaklaşık %
0,001’i Berilyumdan oluşmuş-
tur. Bu hafif element hem
metalik, hem de ametalik özellikler
gösterir. Periyodik tabloda II A’ da
alkali toprak metallerin ilki ve en
hafifidir. Adını içinden türediği beryl
cevherinden ( 3BeO.Al2
O3
.6SiO2
)
alır. Krom bileşiklerinin varlığında
yeşil renkte olduğundan cevher, züm-
rüt adını alır. Mavi-gri olduğunda
akuamarin (bezadi taşı) adını alır.
Magnezyumun üstünde olmasına karşın şaşırtıcı şekilde yüksek
bir erime noktasına(1287 o
C) sahiptir. ( Lityum 179 o
C ve Mag-
nezyum 651 o
C).
Birkaç radyoaktif izotopu bilinmektedir. Bileşiklerinde +2 değerli olur. Tabiatta az rastlanan ele-
mentlerden olup yer kabuğunda %0,001 nispetinde bulunur. Berilyum minerallerinin yataklarının çoğu
Brezilya, Arjantin, Afrika ve Hindistan’dadır.
Berilyumun elde edilmesi için beril mineralinden faydalanılır. Beril öğütülerek ince toz haline geti-
rilir. Beril, sodyum hekzaflorosilikat (Na2
SiF6
) ile karıştırılıp 850°C’ye ısıtılır. Meydana gelen sodyum
fluoroberilet (Na2
BeF4
), Mg ile 1000 °C’de indirgenerek berilyum elde edilir. Metalik berilyum çok
sert ve çelik gibi parlak olup oda sıcaklığında kırılgandır. Berilyum kimyasal özellikleri bakımından
alüminyuma benzer. Kuru havada dayanıklı olup, ancak kızıl derecede yükseltgenir. Kaynar haldeki
suya karşı bile oldukça dayanıklı olan berilyum, seyreltik HCl ve H2
SO4’
te çözünür. Fakat seyreltik
HNO3
’ten etkilenmez.
Yüksek
Kimyager
(Mezun)
13
Berilyum, teknikte doğrudan doğruya kullanılmaz; bazı alaşımların bileşiminde yer alır. Mesela %3 or-
anında bakırla karıştırıldığında, bakırın kopma direncini altı katına kadar arttırır. Atom numarası küçük
olduğundan röntgen ışınlarını kolayca geçirir. Bundan dolayı röntgen lambalarının pencereleri bu met-
alden yapılır.
Beril
Berilyum aluminosilikat yapısında Al2
(SiO3
)6
en yaygın berilyum mineralidir. Soluk mavi yeşil renkli
akuamarin, koyu-yeşil zümrüt, altın sarısı helyolit ve pembe renkli morganit gibi bazı türleri mücevher
olarak kullanıldığından eski çağlardan beri kıymet taşımıştır. Beril, gnayslarda mikalı şistlerde görülen
granit kayaçların ve bunlarla ilişkili pegmatit setlerin (dayk) tali elemanıdır. Zümrüt, mikalı şistlerde
ve bitümlü kireçtaşlarında, öteki değerli taş türlerine çoğunlukla pegmatit içindeki kovuklarda rast-
lanır. Değerli taş niteliği taşımayan beril ise, çoğu pegmatit kayaçta, genellikle dağınık, küçük kristall-
er halinde bulunur. Brezilya'da 200 tonluk , ABD'nin Güney Dakota eyaletindeki Black Hills'te 5,8 m
uzunluğunda ve 1,5 m çapında, Maine eyaletindeki Albany'de en büyüğü (18 ton) 5 m uzunluğunda ve
1 metre çapında olan büyük parlak kristaller de elde edilmiştir.
1925'ten önce beril yalnızca mücevher taşı olarak kullanılırdı. Bu tar-
ihten sonra, berilyum için pek çok önemli kullanım alanı ortaya çıktı
ve beril bu nadir elementin cevheri olarak yaygın biçimde aranır oldu.
Ama geniş çökeller bulunmadığından berilin büyük bölümü feldispat ve
mika madenciliğinin yan ürünü halinde üretilir. Madenlerden çıkarılan
beril miktarı yıldan yıla değişmekle birlikte, 1930’dan bu yana devamlı
artış göstermiştir.
Türkiye’de İşercekaya Mevkii Söğütçük Köyü (Simav-Kütahya) ve Kozlu-
ca Köyü (Gördes-Manisa) yörelerinde pegmatitler içinde berile rastlan-
mıştır.
Kullanım Alanı
Nükleer teknolojide berilyum ve radyum karışımı, proton kaynağı olarak kullanılır. Radyum, radyoak-
tif bozunmalarda devamlı bir alfa partikül kaynağıdır. Bu alfa partikülleri ile berilyum bombardıman
edildiğinde nötron üretilir. Hafif bir element olması sebebiyle nötron reflektörü elementlerinde, güç
kontrol silindirlerinde kullanılır. Keza berilyum, mermi ve uzay araçlarında yapı malzemesi olarak kul-
lanılır. Yüksek elastik modülü ve elastik limiti sebebiyle roket ve uçaklarda jiroskopla idare sisteminde
bu madenden istifade edilir.
Yüksek oranda ısı emebilme özelliği nedeniyle hava ve uzay taşıtlarında, iletişim uydularında, nükleer
santrallerde ve füze yapımında kullanılır. Ayrıca, hafif metal alaşımlarında, X-ışını tüplerinin pencere-
lerinde ve saat zembereklerinin yapımında da kullanılır. Yüksek bir erime noktasına sahip olması, hafi-
fliği ve çelikten çok daha esnek bir metal olması nedeniyle bilgisayar parçaları yapımında, berilyumun
bakır alaşımında, kaynak yapımında, elektrik bağlantılarında ve elektrotlarda kullanılır.
İzotopları
Berilyumun doğada bulunan tek kararlı izotopu 9
Be’ dur. Yarı ömrü 2.700.000 yıl olan 10
Be ve 10-15
saniyeden daha kısa bir sürede kendiliğinden iki alfa parçacığına bölünen 8
Be gibi yapay izotopları da
üretilmiştir.
Bileşikleri
Berilyum bileşikleri, bütün bileşiklerinde + 2 değerlidir. Bileşikleri genellikle renksiz ve oldukça tat-
lıdır; elemente bir zamanlar, Yunanca glukus (tatlı) sözcüğünden türetilmiş glusinyum adının verilm-
esi de buradan kaynaklanır. Çözelti, kuru toz ya da buhar halindeki çözünür bileşikleri ise zehirlidir;
bu bileşikler, dokunma yoluyla deri iltihabına, solunum yoluyla da zehirli fosgen (karbonil klorür)
gazınınkine benzeyen şiddetli zehirlenme belirtilerine yol açar.
14
Berilyumun oksijenli bileşiği olan berilyum oksit (BeO) elektrik direnci, dielektrik gücü ve ısı iletkenliği
son derece yüksek olan tuğlamsı bir maddedir ve yüksek sıcaklıklarda çalışan nükleer aygıtlarda kul-
lanılan seramik malzemelerin yapımı gibi çeşitli uygulama alanları vardır. Klorlu bileşiği olan berilyum
klorür (BeCI2
), Friedel Crafts Tepkimesi’nde katalizör etkisinde bulunur ve berilyumun elektroliz yoluyla
üretilmesinde ve arıtılmasında, elektroliz banyolarında kullanılır. Amonyak (NH3
) ve karbondioksitten
(CO2
) çözeltilerek hazırlanan bazik berilyum karbonat, Be CO3
.xBe(OH)2
, berilyum tuzlarının bileşi-
minde başlatıcı madde olarak kullanılır. Be4
O(C2
H3
O2
)6
formülündeki bazik berilyum asetat da aynı
amaçla kullanılır. Berilyum, organik düzenleşim (koordinasyon) bileşikleri oluşturur ve berilyum alkiller
ve ariller gibi bazı organometalik bileşiklerde karbona doğrudan bağlanır.
Berilyum Hastalıkları
Berilyum tozlarının solunmasıyla üç çeşit hastalık görülmektedir. Yoğun beril tozu solunmasına bağlı,
fatal akciğer ödemi, ikinci türü deri belirtileri ile ortaya çıkan bir hastalık. Deride kızarıklık, papül,
vezikül ve granüloma oluşumu ve sonuncusu da Kronik Berilyosis türü. Yoğun olmayan berilyum tozu
solunmasından, aylar veya 10-15 yıl sonunda ortaya çıkan öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı ile
ortaya çıkan tablo. Bu tablo radyolojik ve laboratuar sonuçları yönünden sarkoidosis denilen hastalığa
çok benzer. Aralarında önemli farklar, sarkoidosiste sık görülen üveitis, parotitis, kemik lezyonlarının
berilyosiste olmaması ve tanı değeri yüksek olan Kveim testinin berilyosiste negatif olması ve akciğer
biyopsisinde granülomalarının görülmemesi. Literatürde sarkoidosis tanısı almış hastaların önemli bir
kısmının kronik berilyosis olduğu anlaşılmıştır.
Teşekkürler
Bu çalışmada bana desteğini hiçbir zaman esirgemeyen öncelikle aileme,
Tekirdağ’da bulunan Setaş Kimya Color Center Tekstil Teknolojisi’nde çalışan mesai arkadaşlarıma,
Yazıda emeği olan çok saygı değer hocalarıma,
Berilyum hastalıkları hakkında beni bilgilendiren Göğüs hastalıkları Uzmanı Dr. Y.İzzet BARIŞ’a,
Teşekkür ederim.
Kaynaklar :
1. Beryllium diseaser/Barış, Y.İ; 2008.
2. Wikipedia/Compounds of Beryllium
3. Beryllium and Beryllium Compounds/NY, 2001.
4. İTÜ Metalurji ve Malzeme Bölümü Notları/2006.
5. Fundamentals, Beryllium/2007.
15
Ebru ÇETINKAYA
ebr_ctnky_81@hotmail.com
Çikolata
M
erhaba İnovatif Kimya Dergisi okur-
ları, Tadına doyamadığımız, herkes
tarafından sevilen ve mutsuz anların
vazgeçilmezi özellikle biz bayanların baş tacı
bir besindir çikolata.
Peki vazgeçilmezimiz olan çikolatanın tarihinin
yaklaşık 4000 yıl öncesine dayandığını biliyor muy-
dunuz?
İlk kez M.Ö. 2000 yılında Latin Amerika’da Honderas’ın
Ulua vadisinde yapıldığı düşünülmektedir. Ama, çoğu kay- nak-
ta da çikolatanın ilk defa Mayalar ve Aztekler tarafından yapıldığı yer
almaktadır. Çikolata Azteklerin ve Mayaların sosyal ve din yaşamında önemli bir yere
sahip olmuş, yaşamı ve verimliliği sembolize etmiştir. Çikolata aynı zamanda ilaç olarak, kakao tane-
leri de çok değerli olması nedeniyle para olarak kullanılmıştır. Kaynaklarda, ilk çikolatanın İngiltere’de
yapıldığı, ilk sütlü çikolatanın ise İsviçreliler tarafından yapıldığı belirtilmektedir. 1600’lerin ortalarında
çikolata içeceği İtalya, Hollanda ve Fransa’ya yayılmıştır. 1780’de çikolata ilk defa makine ile İspanya’da
yapılmıştır. 1875’de ilk kez sütlü çikolata yapılmıştır.
Herkes için çok farklı anlamlar üstlenen, tarif ve tanımlarla anlatılan çikolatanın Türk Gıda Kodeksi
Yönetmeliği'ndeki tanımı ise,“Kakao ürünleri ile şeker ve/veya tatlandırıcı; gerektiğinde süt yağı
dışındaki hayvansal yağlar hariç olmak üzere diğer gıda bileşenleri ile süt ve/veya süt ürünleri
ve Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde izin verilen katkı ve/veya aroma maddelerinin ilavesi ile
tekniğine uygun şekilde hazırlanan ürün” şeklindedir.
Çikolatanın ham maddesi dendiğinde ilk aklımıza gelen tabi ki kakao…Kakao, Theobroma Kakao adı
verilen kakao ağacından elde edilir ve sonrasında yağ, süt ve şeker ile karıştırılarak enfes tat çikolata
oluşur. Ham maddeler arasında önemli bir yere sahip olan diğer bileşen ise lesitindir.Lesitin vizkoziteyi
azaltmak için kullanılır ve böylelikle daha az kakao yağı da kullanılmış olur.
Çikolatanın bileşiminde yağlar, proteinler, karbonhidratlar, mineraller ve vitaminler bulunmaktadır.
Çikolatadaki yağın %95-98’ini kakao yağı ve süt yağı oluşturmaktadır. Kakaoda çok farklı çeşitlilikte
aminoasitler bulunmasına rağmen, yağsız kakao kitlesinin sadece %25’ini proteinler oluşturmaktadır.
Çikolatadaki karbonhidratlar ile aynı kalori değerine sahip diğer şekerlemeler arasındaki fark; şekerin
kana karışma hızıdır. Çikolatadaki şekerler, daha hızlı bir şekilde kan şekerini yükseltmektedir. Çikolata-
da kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, klor ve sülfür mineralleri de bulunmaktadır.
Kimyager
(Ögrenci)
16
Çikolata yapımında bir çok yardımcı malzeme kullanılmaktadır.Bunlar; çözücüler,organik asitler
(sitrik asit,fumarik asit), emülgatörler(gliseril monostearat, tpoligliserin esterler,lesitin),yapay tat-
landırıcılar(sakkarin,sodyum siklomat,sorbital),antioksidanlar ve aroma maddeleri(badem yağı,anason
yağı,defne yağı,kimyon yağı,çin tarçını yağı)dir. Çikolata üretimi sırasında aroma maddelerinin özütlen-
mesi ve dispersiyonu amacıyla değişik çözücüler kullanılmaktadır. Çözücünün seçiminde saflık, kimyasal
nitelik ve ülkelerin gıda mevzuatları dikkate alınmaktadır. Sanayide kullanılan çözücülerin en yaygın-
ları; etil alkol, propilen glikol, gliserol ve izopropil alkoldür. Antioksidanlar ise yağların oksidasyonunu
önlemede yararlanılan bir kısmı doğal, bir kısmı yapay maddeler olup oksidatif acılaşmayı önlemektedir.
Bunların sitrik asit, fosforik asit ve EDTA gibi maddelerle birlikte kullanılmaları oksidan etkinliği arttır-
maktadır.
Çikolatada 300’den fazla kimyasal madde bulunmakta ve bu maddelerden bazıları çikolata yediğimizde
kendimizi neden daha mutlu hissettiğimizi açıkça ortaya koymaktadır. Çikolata yediğimizde mutlu ol-
mamızı sağlayan anandamit (C22
H37
NO2
) gibi. Beynimiz tarafından da üretilen anandamit molekülü acı
ve depresyon duygularının önüne geçer. Çikolatanın içindeki bazı kimyasal maddelerin, yine çikolatadaki
anandamitin beyinde üretilen anandamitten çok daha yavaş parçalanmasına neden olduğu ve böylece
mutluluk hissinin bir süre daha devam etmesini sağladığı düşünülüyor.
Çikolatada bulunan başka bir kimyasal madde ise teobromin (C7
H8
N4
O2
). Acı bir tadı olan
teobromin bir alkoloiddir. Alkoloidler nitrojen içeren, bazik özellikte organik maddelerdir.
Teobromin uykulu olma halini, astım belirtilerini azaltan ve öksürüğü
baskılayan bir kimyasal maddedir. Fakat,Teobromin köpekler için
toksik bir maddedir. Hatta birçoğumuz çikolatanın köpekleri kör et-
tiğini biliriz. Köpeklerin kör olma nedenidir teobromin. Sadece kör
etmekle kalmayıp kakao oranı yüksek, 50 gram çikolata bir köpeği
canından edebilir.Teobromin köpekler kadar olmasa da insanlar
için de kilogramda 3’te bir oranında zehirli etki gösteriyor, ancak
ölümcül dozda teobromin almak için kısa sürede yaklaşık 5 kilo-
gram sütlü çikolata tüketmek gerekiyor.
Çikolatada bulunan kimyasal maddelerden olan feniletilamin
(C8
H11
N) kan basıncı ve glikoz seviyesini artırır. Bunun sonucunda ken-
dimizi daha canlı ve mutlu hissederiz. “Aşk ilacı” olarak bilinen feniletil- amin
âşık bir insanın beyin kimyasını taklit ediyor, yani âşık olduğumuzda salgıla- nan bazı
kimyasalların salgılanmasını sağlıyor. Araştırmalara göre vücutta feniletilamin miktarı arttıkça depre-
syonun belirtileri azalmaktadır.
Sizlerle paylaşacağım son kimyasal tür ise polifenollerdir. Antioksidan özelliği olan polifenollerin damar
sertliği gibi kalp rahatsızlıkları için faydalı olduğu ve iyi kolesterol seviyesini artırdığı belirtiliyor. Polif-
enollerin en çok araştırılan gruplarından biri flavonoidlerdir. Flavonoidler çeşitli meyvelerde, sebzelerde
ve çikolatada bulunur. Kakaoda bir tür flavonoid olan flavanoller bulunur. Flavanoller beyinde kan akışını
artırır, böylece damar hastalıklarını önler. Flavonollerin kalp sağlığı için de faydalı olduğu belirtiliyor.
Her birimiz farklı damak zevklerine sahip bireyleriz. Bu nedenle her zaman çikolata seçimlerimizde
de damağımıza en çok uyan bizi en mutlu eden olur. Bir çikolata sever olarak her birinin tadı bir başka
tabi ki ama onları birbirinden ayıran farklılıklar neler, neden bitter yediğimizde acımsı tat alırken sütlü
çikolata bize daha tatlı gelir? Cevabı içindeki ürünlerde ve ürünlerin yüzdelerinde saklı.
Bitter çikolata: Bileşiminde en az %18 kakao yağı ve en az % 14 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekil-
de en az % 35 toplam kakao kuru maddesi içeren çikolatadır.
Sütlü çikolata: Bileşiminde en az %2,5 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekilde en az %25 toplam
kakao kuru maddesi içeren, ayrıca en az %14 süt kuru maddesi ve en az % 3.5 süt yağından oluşan, kakao
yağı ve süt yağı toplam miktarı ise en az %25 olan çikolatadır. Çikolataya daha açık kahverengi rengini,
krema dokusunu ve tadını veren süt tozu katılır.
Beyaz çikolata: Bileşiminde en az %20 kakao yağı ve en az %14 süt kuru maddesi içeren ve en az %3,5’i
süt yağı olan çikolatadır.
17
Dolgulu çikolata: Dış kısmı toplam ürün ağırlığının en az % 25’ini içeren, bitter çikolata, sütlü çikolata, bol
sütlü çikolata ve beyaz çikolatalardan birinden oluşan dolgulu çikolatadır.
Pralin: Toplam ürün ağırlığının en az % 25 i bitter çikolata, sütlü çikola-
ta, bol sütlü çikolata, beyaz çikolataların kombinasyonundan,
karışımından veya herhangi birinden ya da dolgulu çikolat-
adan oluşan bir lokma büyüklüğündeki çikolatadır.
Yazımın genelinde çikolatanın içindeki maddelerden
ve etkilerinden bahsettim. Şimdi kısaca çikolatanın
insan sağlığı üzerindeki etkisinden de bahsedeyim.
• Bağışıklık ve üreme sistemi için faydalı demir ve
çinkoyu yüksek oranda içermektedir.
• Çikolata diğer tatlılara oranla diş sağlığı açısından daha
zararsızdır; çünkü sütlü çikolata yüksek miktarda protein, kalsiyum ve fosfat içeriği
nedeni ile diş minesini korumaktadır.
Çikolata ve İnsan Sağlığı
• Çikolatanın içinde bulunan antioksidanlar kansere karşı koruyucudur.
• Güçlü dişleri sağlayan florid açısından da zengin olan çikolata, stresle mücadelede faydalı olan pota-
syumu da içermektedir.
• Çikolata büyük miktarda bakır da içermesi nedeni ile, vücudun demiri absorbe etmesine yardımcı
olmaktadır.
• Her gün az miktarlarda çikolata tüketimi kanda pıhtılaşmayı önler ve böylelikle ani kalp krizlerinin
önüne geçer.
• Çikolata aynı zamanda yiyen kişiye enerji verir ve diğer tatlılara oranla kan şekerini hızlı yükseltmez
Tabi ki anlatılanlara bakarak çikolata tümüyle yararlı diyemeyiz. Çikolatanın ham maddesi olan kaka-
onun %55’i yağlardan oluşuyor ve bu yağların bazılarının doymuş yağ olmasından dolayı kalbe zararlı
olduğunu unutmayın. Çikolataya gün içerisinde mutlaka yer ayırmalıyız ki her yaştan bireyin sağlığı
açısından faydalı olacaktır. Fakat çikolatanın enerji değeri düşünüldüğünde, tüketiminin günlük 1-2
parça ile sınırlı tutulması unutulmamalıdır. Her şeyin azı karar, çoğu zarar.
Sağlıcakla kalın.
Kaynaklar :
1- https://muhammadsubchi.files.wordpress.com/2010/04/beckett-the_science-of-chocolate.pdf
2-http://www.elit-chocolate.com/tips-from-the-master/
3-http://vizyon21yy.com/documan/Genel_Konular/Guncel/Gida_Dosyasi/Cikolatanin_Kimyasi.pdf
18
Gamze ÇALGIN
milkyway-44@hotmail.com
MEMBRAN
H
ızla artan nüfus ve beraberinde insanoğlunun lüks yaşam isteği ve bu
istek doğrultusunda rekabetin artması ,devletler arası kimyasal/biyolo-
jik güçlerin kişisel menfaatler doğrultusunda kullanılması dünyanın
dengesini ve kimyasını bozmuş durumdadır.
Dengenin bozulmasıyla fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirlilik gibi doğa ve doğanın bize sunduğu kaynak-
ların yoğun tahribi birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bu problemlerin başında besin kaynağı
sıkıntısı ve beslenme problemleri gelmiştir. Bu sebeple yeni besin kaynakları araştırmaya ve en önemlisi
mevcut besinlerden maksimum düzeyde yararlanmaya yönelik çalışmalar, günümüzde büyük önem
ahzetmiş ve bu bağlamda çokta iyi davranmadığımız doğa ve hatta evren bizlere çoğu kez model teşkil
etmiştir.
İşte bu var olan muazzam modeli fark edip bunu günümüz boyutlara(makro veya mikro) indirgemek, be-
lirli prosesler(süreçler) için uygun hale getirmek Fen Bilimlerini en çok da Kimya Bilimini ve Mühendis-
lik Bilimlerini ilgilendirmektedir.
Bilim dünyası bozulan dengenin iyileştirilmesine yönelik son yıllarda en çok bilinçsizce kirlettiğimiz
suların üzerinde yeni çalışmalar yapmaktadır. Kirlettiğimiz suları içme ve kullanıma uygun hale getirmek
için Membran Prosesleri uygulanmaktadır.
Aynı zamanda membran sadece su arıtma tesislerinde kullanımla sınırlı kalmayıp kısa zaman içerisinde
kimya ,tıbbi ilaç ve özellikle gıda endüstrisinde sıvıların süzülmesinden konsantre edilmesine kadar
birçok sorunun çözümlenmesinde kullanılmaktadır.
Şimdi gelin hayatımızda büyük bir öneme sahip olan son yılların en gözde, belki de üzerinde en çok
durulan konusu Membran’ı tanıyalım.
Membran Nedir ?
Membran; moleküler karışımların ayrılması için kullanılan ayırma prosesidir.[5]İki faz arasında seçicilik
yapan bir ayraç olarak ta tanımlanabilir.
Ayrıca membran bilim dünyasın da hücre zarı olarak da tanımlanmaktadır. Böyle tanımlanmasının ve
uzun yıllar adından bu şekilde bahsedilmesinin nedeni hücre zarının membran prosesleri için model
teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. Tüm canlılarda bulunan hücre zarı, madde giriş çıkışlarını, ozmo-
tik dengeyi sağlaması gibi bir çok göreviyle membran için muazzam bir model olup günümüz boyutlara
getirilip bir çok gelişmeye uğrayıp hayatımızın hemen hemen her noktasında kullanımına rastlaya-
cağımız hale getirilmiştir.
Her bir membran prosesi özel bir ayırma işlemini gerçekleştirecek bir membranın kullanılmasıyla belirle-
nir.
Membran ayırma yöntemleri gaz, buhar ve sıvıları içeren bir çok alanda kullanılmak üzere ortaya
çıkarılmıştır. Düşük enerji ihtiyaçlarından dolayı önemli bir avantaja sahiptirler.
Membran ayırma teknolojisindeki ciddi araştırmalar son 25 yıl içerisinde olmuştur. Teknik olarak uygun
membran ayırma yöntemleri; ters ozmos ,gaz ayrımı,dializ,elektrodiyaliz,membran elektrotlar,mikrofil-
trasyon,ultrafiltrasyon,çapraz akışlı filtrasyon olarak sıralanabilir.
Kimya
Mühendisi
(Ögrenci)
19
Bu tekniklerden en çok karşımıza çıkan membran denince ilk akla gelen teknik ayırma yöntemi Ters Oz-
mos’dur.
Ters Ozmos
Hidrostatik basınç farkı altında yarı geçirgen bir membran üzerinde bulunan derişik çözeltinin ,ozmotik
akışın tersi yönünde bir akış sağlanarak çözeltinin saflaştırıldığı bir ayırma yöntemidir.[1] Aşağıdaki şemalar-
da gösterilmiştir.
Bu yöntemde bir çok iyon ve molekül %100 ‘e yakın ayrılabilmektedir. Fakat uygulanan basınç biraz
yüksek olup 20-25 atm kadardır. Deniz suyundan saf su elde etmede , meyve sularının deriştirilmesinde
ve su sertliğinin giderilmesinde kullanılır.[1]
Diğer ayırma yöntemleri de Ters Ozmos kadar günlük hayatımızı kolaylaştıran uygulamaları içermekte
ve büyük birer önem teşkil etmektedir.
Membran Tipleri Nelerdir ?
Membranlar çok farklı kimyasal doğaya sahip olabilmelerine rağmen Mikro-gözenekli ,homojen,iyon değiş-
tirici ve asimetrik membran olmak üzere 4 gruba ayrılır.[2] Ayrıca seramik ,metal ve sıvı membranlar ve na-
noteknolojiyle üretilmiş membranlar da vardır. Bu gruplardaki her bir membran türü farklı şekillerde ayırma
işlemlerini yerine getirir. Bundan dolayı membranları tanımlarken ne olduklarından ziyade, ne iş yaptıkları
dikkate alınmalıdır.
20
1.Mikro-gözenekli Membranlar
Mikro-gözenekli membranlar yapısal ve fonksiyonel olarak geleneksel filtrelere benzerler. Kütle aktarımı
işlemlerinde kullanılan en basit membranlardır. 0.01-10 µm çap aralığındaki küçük gözenek boyutlarıyla
filtrelerden ayrılırlar.[2] Mikro-gözenekli bir membrandan çözünen maddelerin ayrılması moleküler
boyut ve gözenek boyut dağılımının bir fonksiyonudur.En büyük gözenekten daha küçük ve en küçük
gözenekten daha büyük parçacıklar membrandan kısmen geçerler.En küçük gözenekten daha küçük
olanlar ise membrandan tamamen geçerler.[2] Mikro ve ultra gözenekli membran hazırlamak için
değişik türden maddeler kullanılır.Bu tür membranlar ticari alanda oldukça önemlidir.
Membran ayırma teknolojisi uygulamalarında , mikro membran gıda testleri kimyasal, nanoteknoloji,
enerji ve çevre koruma gibi olanlarda özellikle bilimsel araştırmalarda yaygın ve en hızlıca gelişen bir
türdür.
2.Homojen Membranlar
Bu tür membranlar yoğun membranlar olarak da tanımlanmaktadır. Bu tip membranlarda taşınım sa-
dece difüzyon ile değil aynı zamanda kimyasal türlerin membran içindeki çözünürlükleriyle de ilgilidir.
[2]Yani çözeltideki bileşenlerin membran fazından ayrılması aktarım hızıyla doğrudan ilgilidir.Aktarım
hızı türlerin difüzlenebilirliğine ve membran fazındaki derişimlerine bağlıdır.[1] Örneğin herhangi
bir karışımı oluşturan bileşenlerin ayrılması membran içindeki difüzivite ve çözünürlükleriyle belirle-
nen göreceli geçiş hızlarıyla ilişkilidir.Bir çok gaz ayırma pervaporasyon (bir tür membran kullanarak
karışımları ayırma biçimine pervaporasyon denir) ve ters ozmoz membranı homojen (yoğun) mem-
brandır.[2] Bu tür membranların geçirgenlikleri oldukça küçüktür ve olabildiğince ince hazırlanır.[1]
Hazırlanırken daha çok film hazırlamak için kullanılan yöntemler kullanılır.Bunlar;basınçla kalıplama
çözelti dökümü vb.
21
Bu tür membranlar daha çok su arıtma cihazlarında, pvc yapımlarında ve kimyasal atık/çöp depolarında
vb. alanlarda kullanılmaktadır.
3.İyon Değiştirici Membranlar (Elektrikçe Yüklü Membranlar )
Bu tip membranlar yoğun veya mikro-gözenekli olabilir ,ancak çoğunlukla çok ince mikrogözeneklere
sahiptir ve gözenek duvarları pozitif veya negatif yüklü iyonlar taşır. Sabit yükün işaretine bağlı olarak
anyonik, ya da katyonik olarak adlandırılırlar. Katyon değiştirici membranlar, katyonların geçişine izin
verip, –SO3
-
, –COO-
, –PO3
2-
, –PO3
H-
, –C6
H4
O gibi anyonları geri iten sabit negatif yüklü gruplar
içerir.
Anyon değiştirici membranlar ise, anyonları geçirip, –NH3
+
, –NRH2
+
, –NR3
+
, –PR3
+
, –SR2
+
gibi
katyonları geri iten sabit pozitif yüklü gruplar içerir.[2]
Ayırma işlemi çözeltideki iyonların yük ve derişiminden etkilenir. Yüklü membranlarla ayırma işlemi,
membran yapısındaki sabit iyonlarla aynı yüke sahip iyonların dışarıda tutulmasıyla gerçekleştirilir.[2]
Elektrik yüklü membranlar elektrolitik çözeltilerin işlenmesinde kullanılır.
4.Asimetrik Membranlar
Bugün ayırma işlemlerinde kullanılan en önemli membranlar yüksek kütle aktarım hızına ve yüksek
mekanik dayanıklılığa sahiptirler. Asimetrik membranlar integral asimetrik ve kompozit asimetrik
membran olmak üzere ikiye ayrılır.[1] Bir membranda taşınım hızı membran kalınlığıyla ters orantılıdır.
Ekonomik nedenlerden dolayı yüksek taşınım hızı istendiği için membran mümkün olduğunca ince
olmalıdır.[2] Yine bu tür membranları hazırlarken film imalat teknolojisinden yararlanılır.Çok daha ince
bir film tabakası elde etmek istersek kompozit asimetrik membranlar kullanılmalıdır.Çünkü kompozit
asimetrik membranlar çok daha fazla kalın gözenekli bir yapıyla desteklenmiş son derece ince bir yüzey
tabakasından oluşur.
Bu tür membranlar hemen hemen bütün proseslerde kullanılır.
5.Metalik,Seramik ve Sıvı Membranlar
Ticari olarak kullanılan membranların çok büyük bir kısmı polimerlerden imal edilir. Bununla beraber
son yıllarda diğer malzemelerin kullanımında artış görülmektedir.
İnorganik membranlar mikro-gözenekli veya gözeneksiz (yoğun) olabilirler. Mikro-gözenekli inorganik
membranlar amorf ve kristalin seramik membranları içermektedir. Yoğun inorganik membranlar po-
likristalin seramik veya metalden imal edilirler.[2]
Metalik Membranlar
Gözenekli bir inorganik destek üzerine desteklenmiş ince bir film olarak hazırlanabilir.[2]Metalik mem-
branlardan en çok popüler olan membran tipi paladyum membranlardır.Bu membran tipi daha çok gaz
karışımından hidrojenin ayrılmasında tercih edilmektedir.[2]
22
Seramik Membranlar
Yüksek sıcaklık altında sinterlenmiş Alumina ,Titanyum veya Zirkonyumdan mamul poroz bir filtredir.
Poroz;kimya terminolojisinde gözenekli yapıda olan maddeleri ifade etmektedir.Poroz yani gözenekli
aktif membran yüzeyi asimetrik yapıdadır.Bu makrogözenekli yapı sürücü gücü basınç olan mikrofiltra-
syon (MF),ultrafiltrasyon (UF), hatta nanofiltrasyon (NF) proseslerinde seperasyon yapılırken güçlü bir
mekanik dayanım sağlar.Seramik membranlar daima Cross Flow Filtration (Çapraz Akış Filtrasyonu)
modunda çalışırlar.
Seramik membranların avantajları ;asitlere ,bazlara ve oksidanlara karşı yüksek dayanım sağlarlar. Sol-
vent dayanımı ,aşınmalara karşı yüksek dayanım , kolay yıkanma ve renerasyon dayanımı sağlarlar. Aynı
zamanda yüksek sıcaklıklara dayanım ve buharla dezenfekte edilebilme özelliklerine sahiptir.
Su ve atıksı arıtma ,gıda ve içecek sanayi ,ilaç ve fermantasyon ,kimya endüstrisinde kullanım alanları
mevcuttur.[3]
Sıvı Membranların tanımını şu şekilde yapacak olursak eğer bir membran ,iki faz arasında yarı geçirgen
bir bariyer olarak görülüyorsa,karışmaz nitelikteki bir sıvı da iki sıvı veya gaz faz arasında bir membran
olarak görev yapabilir.Dolayısıyla Sıvı Membran iki faz arasında yer alan ve bu fazlarla karışmaz nitelikte
olan sıvıdır.
Sıvı membran sistemlerinin başlıca 4 çeşidinden söz etmek mümkündür. Bunlar;Yığın Sıvı Membran
(BLM), Destekli Sıvı Membran (SLM), Elektrostatik Yalancı Sıvı Membran (ESPLIM) ve Emülsiyon Sıvı
Membran (ELM)’dır.
Sıvı membranlar çeşitlerine göre yüzey aktif,organik çözücü ve taşıyıcı maddelerin her üçünü içere-
bildikleri gibi bunların farklı kombinasyonlarına da sahip olabilmektedir.
Sıvı membranların avantajları;yüksek ayırma faktörleri,katı membranlara göre daha yüksek kütle alan-
ları,ölçeklendirme kolaylığı,düşük yatırım ve işletme maliyeti sayılabilir.
Sıvı membranlar ,kimya mühendisliğinde ,su arıtmada,hidrometalurijide ,biyoteknolojik ve biyomedikal
uygulamalarda kullanım alanı bulunmaktadır.[4]
6.Nanoteknolojiyle Üretilmiş Membranlar
Nanoteknolojiler genel olarak şekil ve boyutları nanometre ölçeğinde oluşturarak gerçekleştirilen uygu-
lamalardır ve ortaya çıkan özellikler büyük ölçektekinden önemli ölçüde farklılık gösterirler.
Nanometre ölçeğinde 1mm uzunluğundaki çapa sahip karbon nano tüpler (CNT) çok iyi derecede
yapısal ve iletkenlik özelliklerine sahiptir. CNT’lerle takviye edilmiş iletken lifler yüksek yüzey alanına
sahip membranlarda kullanılabilmekte ve kimyasal ,biyolojik maddelerin tanımlanması ve filtrasyonu
için sensör sistemleri olarak değerlendirilmektedir.
Nanoteknolojiyle ,biyolojik molekülleri içeren karışımların ayrılmasında kullanılabilecek filtreler
geliştirilmiştir.[2]Bu gelişmelerle beraber kullanım alanları genişletilmektedir.
23
Membranın Kullanım Alanları
Membranlar pahalı malzemeler olmasına rağmen yıllardır su arıtma tesislerinde ve ticari olarak gazların ay-
rılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla sınırlı kalmayıp bir çok kimyasal reaksiyonda katalizör
olarak kullanılması ,gıda endüstrisinde meyve suyunun berraklaştırılmasında, proteinlerin derişiklendi-
rilmesinde kullanılmakta olup ayrıca PVC yapımında ,izolasyonda ,kimyasal atık/çöp depolarında , tekstil
sanayisinde vb daha bir çok alanda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Membranın kullanım alanlarının günümüzde ki yeri çok olduğundan bu konu daha sonraki sayıda derinle-
mesine işlenecektir.
Kaynaklar :
1.Demir Sema(1995,Temmuz),Şarapların,Poli Membranlarla Çapraz Akışlı Filtrasyon Yöntemi İle Arıtıl-
ması ,Kimya Yüksek Lisans Tezi ,Gazi Üniversitesi Fen bilimleri Enstitüsü
2. http://www.ytusigmadergisi.com/scientific/2006-4-1-tam.pdf
3. http://www.ceyka.com.tr/tr/seramikmembran.html
4. http://www.ytusigmadergisi.com/pdfs/243.pdf
5. http://www.journalagent.com/pajes/pdfs/PAJES_8_2_255_263.pdf
24
Haydar GÖKSU
adar_gok@hotmail.com
DENİZ
KABUKLARI
K
imyada bazı katyon ve anyonların yan yana gelmesi ile
iyonik yapılı tuzlar oluşmaktadır. Örneğin Ca+2
ve HCO3
-
iyonları bir araya gelerek kalsiyum karbonat (CaCO3
) yapısı
oluşmaktadır ve bu iyonik yapılı bileşik kalsit adıyla da bilinmekte-
dir. Kalsit, karbondioksit (CO2
) içeren suda çözünerek Ca(HCO3
)2
yapısını oluşturmaktadır.
Kalsit, doğada bol miktarda bulunmaktadır. Özellikle volkanik kayaların ve mermerin yapısında kalsit
yapısı mevcuttur. Deniz kabuklarının yapısı da kalsit tabakasından oluşmaktadır. Deniz kabukları;
salyangoz, midye ve istiridye gibi yumuşakçaların kabuklarıdır. Fakat burada yukarıda bahsedildiği gibi
kabuklar kimyasal bir çökelme işlemi ile değil, ılık deniz sularındaki Ca+2
ve HCO3
-
iyonlarının ilgili
canlıların özel hücrelerinde biriktirilmesi ve bu iyonların bir araya getirilmesi ile korunmaları amaçlı
oluşturulan yapılardır. Deniz kabukları sadece kalsiyum karbonat (CaCO3
) değil, kütikül denilen bir yapı
ve değişik mineralleri barındıran organik ağ örgülü bir yapıdır.[1,2]
Deniz kabukları genellikle süs eşyalarında veya koleksiyon amaçlı kullanılmaktadır. Ayrıca plastik, kağıt
gibi birçok sektörde dolgu maddesi olarak, demir ve şeker üretiminde kirlilikleri uzaklaştırmada, cam
yapımında, hayvan yemlerinde, patlamaları önlemek amacı ile kömür ocaklarında, su arıtma sistemler-
inde ve kozmetik endüstrisinde sıklıkla kullanılmaktadır.[3]
Kaynaklar :
1. http://www.delinetciler.org/soru-cevap-bolumu/157837-deniz-kabugu-nasil-olusur.html
2. http://tr.wikipedia.org/wiki/Denizkabu%C4%9Fu
3. http://www.haddemetal.com/tr/Download/Madenlerin%20Kullanim%20Alanlari.pdf
Kimya
Ögretmeni
(Düzce Üni
Yard. Doç.
Dr.)
25
Metalurji ve
Malzeme
Mühendisi
Yigit Osman DENIZ
tmgdhizmetleri@gmail.com
ADR
Konvansiyonunun
İşletmelere Getirileri
ADR Konvansiyonuna Ülkemizin Taraf Olması İle Ne Gibi Değişiklikler Şirketlerimizi Bekliyor?
Ö
ncelikle yazıma ADR açılımı yapmakla başlamak istemekteyim.
ADR; Tehlikeli Malların Karayolu İle Uluslararası Taşımacılığına ilişkin
Avrupa anlaşmasıdır. Ülkemiz bu anlaşmaya 22 Mart 2010 tarihinde taraf
olması nedeni ile TC.Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından karay-
ollarında tehlikeli madde taşımacılığı hakkında yönetmelikler ,genelgeler ve tebliğler
yürürlüğe girmiştir. Tehlikeli Maddelerin taşınmasına yönelik yönetmeliğin amacı;
Tehlikeli maddelerin; insan sağlığı ve diğer canlı varlıklar ile çevreye zarar vermeden
güvenli ve düzenli bir şekilde kamuya açık karayoluyla taşınmasını sağlamak;
Bu faaliyetlerde yer alan gönderenlerin, alıcıların, dolduranların, yükleyenlerin, boşaltanların,
ambalajlayanların, taşımacıların ve tehlikeli maddeleri taşıyan her türlü aracın operatör veya
sürücülerinin sorumluluk, yükümlülük ve çalışma koşullarını belirlemektir.”
Şayet şirket bünyenizde yıllık elli ton ve üzeri ADR de belirtilmiş toplam 13
sınıftaki tehlikeli maddeleri üretip ,eleçliyorsanız ; üretiminizde kullanıyor-
sanız ya da depolayıp sevk ediyorsanız ,Tehlikeli Maddeler İle İlgili Mevzuat-
lar hakkında gereğini yapmak ve şirketinizi belirli alanlarda 31.12.2014
ve 30.06.2015 tarihinde uygulamaya girecek yükümlülüklere uydurmanız
gerekmektedir. Geçtiğimiz Aralık ayında belirli muafiyetlerin dışında tehlikeli
madde taşıma zinciri içerisinde yer alan; dolduranları, paketleyenleri, gönder-
enleri, alıcıları, boşaltanları ve tank konteyner /taşınabilir tank işletmecilerini kapsayan Tehlikeli Madde
Faaliyet Belgesi alma zorunluluğu hayata geçmiştir. Temmuz ayı itibari ile de ilgili şirketlerden ,Teh-
likeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında Tebliğde belirlitilen şartları yerine getirmiş, bakanlıkça
yetkilendirilen Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurmak ya da hizmet almak zorunluluğu
gelecektir. Tüm bu süreç ,oluşturulan takip mekanizması ile denetlenecektir . Denetimler ile şirketlerin
puan karneleri olacak ve belirli puanların aşılması ile parasal idari cezaların yanı sıra şirketlerde faaliyet
durdurmalarına kadar gidebilecek cezalar söz konusu olacaktır . Ancak bu yazımda bahsettiğim ve bah-
sedecek olduğum değişiklikler şirket yetkililerinin gözünü korkutmamalıdır. Bu süreçte erken yol almak
ve verilen süreleri doğru kullanmak şirketlerinize maddi külfet değil , aksine şirketler arasında pirestij
kazandırıp rekabet ortamında bir adım sizi öne geçirecek bir fırsat olacaktır.
Sektörde ne gibi değişiklikler doğacak?
- Tarafların yükümlülükleri net bir şekilde belirlenecek
- Tehlikeli Maddeler UN Numaralarına göre net bir şekilde belirlenecek ve sınıflan-
dırılacak
- Tehlikeli Maddelerin ADR Hükümlerine Uygun Ambalajlanması Gerekecek
- ADR hükümlerine uygun işaretlenmeler ve etiketlenmeler denetlenecek
26
- Tehlikeli Madde ambalajlarının uygun istiflenmesi , kodlanması, yüklenmesi sağla-
nacak
- Kullanılan taşıma ünitelerinin periyodik muayeneleri ve onay süreçleri takip edi-
lecek
- Dökümantasyon sürecinde ;Taşıma Evreki ,Araç Onay Sertifikesı , Tank Konteyner
Onay Sertifikası, TİP Onayı , araç içi bulunması gerekli Yazılı Talimatlar , Araç Şöfo-
ru Eğitim Sertifikası( SRC 5 kimliği )ve Resimli Kimlik (Sürücü Belgesi) Bulundurma
zorunluluğu , Bazı Tehlikeli Maddeler için gerekli bakanlıklardan alınmış Taşıma İzin
Belgesi ,Uygun Sevk İrsaliyesi vb. Evraklar aranacak
- Araç teçhizatları ADR hükümlerine uygun şekilde araç içinde bulunacak
- Kullanılan araçların tümü ADR Onaylı Araçlar olacak ,onaylı olmayan elin-
izdeki araçlar yaşlarına bağlı olarak belirli sürelerde modifikasyonları sağlan-
acak
- Araçlar belirli periyotlarda muayene olacak ve ADR Uygunluk Belgesi
verilecek
- Aktif yol kenarı denetlemeleri sağlanacak ve taraflar denetlenecek
- 31 Aralık 2015 tarihine kadar Tünel kategori belirlenecek ve Taşıma evrakında belirtilen Tünel
Kısıtlamalarına bakılarak taşıma için gürzergahlar belirlenecek
- Tehlikeli Maddelerin Taşınmasında ADR hükümlerince açıklanan ilave bilgi ve evrakların şirket
bünyesinde saklanması sağlanacak.
Tüm bu düzenlemeler ile ;
- Tehlikeli Maddelerin doğurabileceği tehlikeleri en aza indirip, çevreye ,insanlara ve tüm canlılara
sebep olabileceği zararlı etkilerini minimize edeceğiz.
- Olabilecek kazalara karşı proaktif yaklaşımlar sergileyerek önlemler alınmasını sağlayacağız.
- Uluslararası ticarette karayolu çerçevesinde ADR hükümlerinin eksikliğini yaşamadan ihracat –
ithalat gerçekleştireceğiz.
- ADR hükümlerinin yerine getirilmemesinden kaynaklı yabancı ülkelerin gümrüklerinde yaşanan
sıkıntıları ortadan kaldırıp, gerek maddi, gerek zaman bazında önemli kazançlar sağlayacağız.
- ADR çerçevesinde üretim yapıp, amlajlanmış ve paketlenmiş ürünlerimizi iç ve dış piyasaya arz
etmemizi kolaylaştıracağız.
- En önemlisi multi disiplinli bir çalışma ağı oluşturmuş olacağız.
- Son olarak şunu da söylemek isterim . Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanınızdan edineceğiniz
bilgi alışverişi ile Sınırlı ve isnisnai miktar muafiyeti gibi bazı muafiyetlerden yararlanarak üretim-
lerinize yön verdiğiniz taktirde , ADR hükümlerinin bir çok kısmından feragat etmiş olacağınızı da
göz önünde bulundurmanız gerektiğini hatırlatmak isterim.
Saygıyla selamlıyor , hepimiz için bu sürecin hayırlı olmasını diliyorum .
27
Anıl Yasin AKDOGAN
anil_yasin_akdogan@hotmail.com
TEKSTİLDE
YÜZEY AKTİF
MADDE
KULLANIMI
B
aşta tekstil ve temizlik sektörü olmak üzere bir çok yerde yüzey aktif
maddeler kullanılmaktadır. Ben bu ay ki yazımda tekstil sektöründe
kullanılan yüzey aktif maddelerin işletmeye yararını ve kullanım
sıkıntılarını siz değerli okuyucular ve meslektaşlarıma aktarmak istiyorum.
Nedir bu maddeler , bu maddeleri neden kullanıyoruz , kullanımında ki
yaralar ve zararlar nelerdir ? Biz biliyoruz ki yüzey aktif maddeler bir sıvı
içinde çözünebilen veya disperslenebilen ve çözündükleri ya da disperslendikleri sıvının yüzey gerilim-
lerini düşüren maddelerdir. Sulu tekstil işlemlerinde kullanılan su veya sulu çözelti yüzey aktif madde
içeriyorsa bu su veya sulu çözeltinin yüzey gerilimi düşer. Böylece tekstil malzemesinin bu sulu sistemle
ıslanması ve işlem görmesi kolaylaşır.
Yüzey aktif maddelerin etkileri şunlardır:
* Islanmayı kolaylaştırır.
* Birbiri içinde çözünmeyen veya çok güç çözünen iki sıvının dağılmasını sağlar.
* Katı ve sıvıdan oluşan dispers sistemlerin koagüle olmadan kolloid hâlde kalmasını sağlar.
* Tekstil yüzeyi üzerindeki kir ve yabancı maddeleri uzaklaştırılmasını sağlar.
* Boyarmaddelerin çözülmesini sağlar.
* Tekstil malzemesini sararak boyarmaddelerin life ani nüfuzunu önler.
* Tekstil malzemesine yumuşaklık, kayganlık verme gibi fiziksel ve kimyasal etkileri vardır.
Yüzey aktif maddeler anyonik , katyonik ve noniyonik olamk üzere 3 kısma ayrılır. Bunların ortak
özelliği çoğunlukla sıvı/sıvı veya sıvı/katı ara fazlarındaki yüzey gerilimi düşürmeleridir. Bir yüzey aktif
maddenin anyonik, katyonik ya da iyonik olmayan (noniyonik) olduğu kimyasal yapı analizi ile belir-
lenebilir.
Kimyasal Yapı Analizi
17 g NH4
SCN (amonyum rodanür) ve 2,8 g Co(NO3
)2
(kobalt nitrat) 100 ml saf suda çözünür. Tanın-
ması gereken madde üzerine damlatılır. Sonuç aşağıdaki değerlere göre değerlendirilir.
Açık pembe renk: Anyonik
Yeşil renk: Katyonik
Mavi renk: Non-iyonik
Kimya
Teknikeri
(Mezun)
28
Bir yüzey aktif madde genellikle tek etkiye sahip değildir. Yani temizleme, ıslatma, köpürme, emülsi-
ye etme, dispersleme gibi etkileri beraberce meydana getirirler. Ancak yüzey aktif maddenin kimyasal
yapısına bağlı olarak bu özelliklerinden biri diğerlerine göre daha üstün durumda olur. Üstün oldukları
özellik esas alınarak o yüzey aktif madde ıslatıcı, yıkama maddesi (deterjan), iyon tutucu, köpük kesici,
emülgatör, dispergatör, koruyucu gibi isimler alır.
Yüzey aktif maddelerin yukarıda sayılan faydaları gibi zararları da vardır.
Bunlar ;
* Bulanma noktası
* Anyonik yüzey aktif maddelerin suya sertlik veren kalsiyum ve magnezyum ( Ca++ , Mg++ ) iyonları
ile istenmeyen etkileşimleri.
* Non-iyonik yüzey aktif maddelerin dispersiyon özelliğinin olmaması.
* Anyonik yüzey aktif maddelerin köpük oluşturması.
* Katyonik yüzey aktif maddelerin non-iyonik maddelerle çökme riski.
İşletmede yaşanan en büyük sıkıntı reaktif boyarmaddelerle boyama yapılırken turkuaz boyarmaddenin
mamul üzerine çökmesidir. Bilindiği gibi turkuaz reaktif boyarmaddelerin diğer boyarmaddelere kıyasla
makromolekül yapısı daha büyüktür. Bu sebepten dolayı çözünmesinde sıkıntılar yaşanır. Eğer boyama-
da non-iyonik bir dispergatör kullanılırsa sıkıntı daha da artar. Çünkü non-iyonik yüzey aktif maddeler-
in dispersiyon özelliği yoktur ve fazla kullanımı sonucunda bulanma noktası aşılmış olur. Bu durumda
boyarmadde tanecikleri bir biri ile etkileşime girer ve tanecikler büyür (aglomerasyon) ve tanecikler
mamul üzerine çöker.
İşletmede yaşınılan bir diğer sıkıntıda katyonik boyarmaddeler ile non-iyonik dispergatörlerin yada
yıkama maddelerinin bir arada kullanılması sırasında çökme riskidir. Aşağıda ki görsellerde bu durum
açıkça görülmektedir.
Şekil 1 Şekil 2
Katyonik boyarmaddeye non-iyonik dispergatör eklenmesi sonucu boyarmadde de çökmeler , yağlanma
ve kabın çeperine boyarmaddelerin yapışması.
Bu sıkıntılar göz önüne alınarak ;
* Yüzey aktif maddelerin gelişi güzel kullanılmamasına
* Kullanılacak diğer maddelerle uyumluluğuna
* Bulanma noktasına
dikkat edilmelidir.
Kaynaklar :
Tekstilsayfası.blogspot.com
Görseller tarafıma aittir.
29
Yavuz Selim KART
kim_muhselim@hotmail.com
Gaussian ile
Molekül
Modelleme
M
erhaba İnovatif Kimya Dergisi okurları, Bu ay sizlere Gaussian Programı’ndan bahsetmek
istiyorum. Programımız moleküler sistemleri modellemek için tasarlanmış olup kimyacılar,
fizikçiler ve mühendisler tarafından kullanılan geniş içerikli bir yazılım programıdır. Pro-
gramın kimya alanında kullanımına gelince, kimya ile ilgili yerleşmiş ve yeni gelişmekte olan ilgi alan-
larında araştırma yapmak, moleküller üzerinde ve deneysel olarak incelenmesi imkansız veya çok zor
olan durağan türleri ve bileşikleri de içeren (mesela kısa ömürlü ara birimler, geçiş yapıları ve benzerl-
eri gibi) kesin veya potansiyel reaksiyonlar üzerinde çalışmak için kullanılmaktadır.
Programı açınca karşımıza gelen ekran bu şekilde olacaktır. (Resim 1)
Resim 1 : Gaussian Programı Açılış Ekranı
Programı çok geniş bir biçimde anlatmam mümkün değil. İçeriği ve uygulama alanı çok geniş
olan bu programda basit bir örnek üzerinden giderek sizlere açıklamaya çalışacağım. Programı
benzen ve toluen yapısı üzerinden anlatacağım. Benzen halkasını çizdiğimiz zaman Resim 2’deki
gibi bir şekil göreceksiniz.
Kimya
Mühendisi
(Mezun)
30 Şimdi bu yapıyı nasıl çizdik? Daha önceki yazı dizilerimi takip edenler bilirler ki bu tarz program-
ların temel içerikleri olur. Yani elementler için özel bir panel ve ayrıca çok kullanılan benzen halkası
gibi yapılar için temel paneller vardır. Bu şekilde bizim daha kolay bir şekilde programa hükmet-
memiz kolaylaşır. Resim 3’te bunu görmektesiniz.
Resim 2 : Gaussian Programı ile Benzen Halkası Yapımızın Görüntüsü
Resim 3 : Gaussian Programı Çizim Paneli Görüntüsü
31
Resim 3’te her element için bir simge var. Tıkladığınız zaman o yapıyı ekranda göreceksiniz. Ayrıca
karbon yapıları çizmek için çeşitli yapıları da görmektesiniz. Çizeceğiniz yapıya ve kullanım alanına
göre seçip ekleyeceksiniz.
Bu yapı görünümlerini nasıl değiştireceğiz? Yani, bu üç boyutlu halden wireframe (tel kafes modu)
moduna geçmek istersek bu işlemi nasıl yapacağız? Bu işlemi de View menüsü altından Display For-
mat kısmına tıklayarak elde edeceğiz.( Resim 4)
Resim 4 : Gaussian Programı Görünüm Modları
Resim 4’te bir önceki çizilen yapı ile şu anki çizilmiş yapı arasındaki görünüm farklarına dik-
kat ediniz. Birisi küre ya da top modunda görünüme sahipken diğeri silindir tip biçiminde bir
görünüme sahip oldu. Bu sizin tercih ve kullanım alanınıza göre değişir.
Bu program sadece bir çizim programı değildir. Çizim ve hesaplama yapmak için gelişmiş birçok
özelliğe sahiptir. Bilim adamlarının, araştırmacıların, akademisyenlerin ve bu konu ile ilgisi olan
birçok sektörün kullandığı bir programdır. Şimdi çizdiğimiz yapı için hesaplama işlemlerini in-
celeyeceğiz. Bu işlemi temel olarak nasıl yapacağız? İlk olarak programımızda Calculate kısmına
tıklıyoruz ve sonrasında ise Gaussian Calculate Setup kısmına tıklıyoruz. Karşımıza Resim 5’teki
gibi bir ekran çıkacak.
32
Resim 5 : Gaussian Programı Hesaplama Modu
Burada çizmiş olduğumuz yapı yani toluen için bir hesap yapacağız. Burada Job Type altında
birçok seçenek mevcut. Bu seçeneklerin hepsini anlatmak mümkün değil. Seçenekler içinde
geometri optimizasyonu ve titreşim gibi seçeneklerde var. Bu tamamen kullanım amacınıza ve
programı ne kadar iyi bildiğiniz ile alakalı. Biz burada seçeneklerimizi kullanım amacımıza göre
seçip Submit tuşuna bastığımız zaman karşımıza Resim 6’daki gibi bir şekil çıkacak.
Resim 6 : Gaussian Programı Hesaplama İşleminin Bitişi
33
Hesaplama işlemleri bitince Resim 6’daki gibi bir ekran göreceksiniz. Yes deyip işlemi sonlandıracağız.
Sonucu görmek için View kısmına tıklayıp bitmiş olan işlemimize ait dosyayı seçiyoruz ve sonucumuza
ait verileri görüntülüyoruz.
Program ücretli bir programdır. Kullanmasını öğrenmek ciddi bir emek ve çaba gerektiriyor. Oldukça
fonksiyonel ve birçok özelliği vardır. Programı nasıl daha iyi öğrenirim diyorsanız İngilizce ders notları
ve videolar üzerinden çalışmalısınız. Türkçe çok fazla kaynak yok, olanlar varsa da ücretlidir. Programı
üniversitelerden ya da nette gelişmiş arama yöntemleri kullanarak arayıp bulabilirsiniz.
Bu ay ki sayıda sizi kimyanın farklı bir programı ile aydınlattık.
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.
Kaynaklar :
https://bidb.metu.edu.tr/380-gaussian-yazilimi
http://users.df.uba.ar/rboc/em3/GAUSSIAN_TRAIN.pdf
34
ELEMENTTANIYALIM Oksijen
Simgesi: O
Grubu: 6A (Ametal)
Atom numarası: 8
Bağıl atom kütlesi: 15,9994
Oda sıcaklığında: Gaz
Erime noktası: -222,65 °C
Kaynama noktası: -182,82 °C
Yoğunluğu: 1,429 g/cc
Keşfi: 1774 - Joseph Priestley,
Carl Wilhelm Scheele 1,17 Å
Atom çapı: 0,65 Å
Elektronegatifliği: 3,44
Elektron dizilimi: 1s2
2s2
p4
Yükseltgenme basamağı (sayısı): -2, -1
Oksijen atom numarası 8 olan ve O harfi ile simgelenen kimyasal elementtir. Oksijen ismi Yunanca
ὀξύς (oksis - “asit”, tam anlamıyla “keskin”, asitlerin acı tadı kastedilir) ve -γενής (-jenēs) (“üretici”, tam
anlamıyla “sebep olan şey”) köklerinden gelmektedir, çünkü isimlendirildiği zamanlarda tüm asitlerin
oksijen içerikli olduğu sanılırdı. Standart şartlar altında, elementin iki atomu bağlanarak çok soluk mavi
renkte, kokusuz, tatsız, diatomik yapıdaki, O2
formülüne sahip dioksijen gazını oluşturur.
Oksijenin Elde Edilmesi
Oksijen, sıvılaştırılmış havanın ayrımsal damıtılmasıyla, zeolitlerin basınç salınım adsorpsiyonu ile
kullanılarak oksijenin havadan ayrılarak yoğunlaştırılmasıyla, suyun elektroliziyle ve diğer yollarla
endüstriyel olarak üretilir. Oksijenin kullanım alanları arasında çelik, plastik ve tekstil üretimi; roket
yakıtı; oksijen terapisi; ve hava taşıtlarında, denizaltılarda, insanlı uzay uçuş programlarında ve dalgıçlık-
ta yaşam destek üniteleridir.
Laboratuvarda cıva oksitin (HgO) ısıtılmasıyla ya da potasyum kloratın (KClO3
), mangan (4) oksit
(MnO2
) katalizörlüğünde ısıtılmasıyla elde edilir. Sanayide ise sıvı havadan ayrımsal damıtma yoluyla
üretilir ve çelik tüplerde saklanır.
Kullanım Alanları
Oksijen metalurjide, özellikle demir ve çelik sanayiinde (Ereğli Demir Çelik Fabrikaları’nda, ham
demirden çelik elde edilirken hava yerine oksijen kullanılır) bol miktarda kullanılır. Oksijen ve asetilen,
metal kesme ve kaynatma işlerinde, sıvı oksijen de roket yakıtlarının yakıcısı olarak önem taşır. Tıp
alanında da önemli kullanımları (oksijen çadırı) vardır. Dalgıçlar ve dağcılar, solunumu sağlamak ya
da kolaylaştırmak amacıyla oksijen tüpleri taşırlar. Oksijen, birçok kimyasal sentezde de yaygın olarak
yararlanılan bir elementtir.
Bitkilerin ve hayvanların yaşamlarını devam ettirebilmeleri, solunum gazı olan oksijenin (O2
) varlığına
bağlıdır. Atmosferin %21’i, oksijen gazından oluşmaktadır. Hastanelerde, solunum rahatsızlıkları göster-
en hastaların tedavisi için de oksijen gazı sıkça kullanılır. Ayrıca çelik üretiminde, kaynak yapımında,
suyun saflaştırılmasında ve beton eldesinde de oksijen kullanılır. Paslanma da, oksijenin varlığında
gerçekleşir.
35
SÖZLÜKIngilizce-Türkçe
Ara Değer Bulma
İzomer
İyon Çifti
Göç, Geçiş
Değirmen, Fabrika
Mikrokimya
Oksit
Fırın
Çok Yüzlü
Polibaz
Polar Bağ
Kum Banyosu
Tuzluluk
Tatmak, Tat
Musluk Suyu
Seyreltilmemiş
Astar
Vana Seçimi
Akı Ölçer
Akrilik
Aktarıcı
Akış Enerjisi
Yalıtmak
Interpolation
Isolate
Isomer
Ion Pair
Migration
Mill
Microchemistry
Polyhedron
Sand Bath
Tap Water
Valve Selection
Oxide
Polybase
Salinity
Undiluted
Fluxmeter
Decanter
Oven
Polar Bond
Taste
Undercoat
Acrylic
Flow Energy
36
HABERLER
Yurttan Kimya Haberleri
KİMYA İHRACATI OCAK AYINDA YÜZDE 14 AZALDI
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), ocak ayında kimya sektörü ihra-
catının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14 azalarak 1,2 milyon dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
İKMİB açıklamasına göre, ocak ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,2
azalışla 1 milyar 199 milyon dolar oldu. Sektör, otomotiv ile hazır giyim ve konfeksiyonun ardından
üçüncü sırada yer aldı. Kimya ihracatı miktar bazında değerlendirildiğinde ise geçen yılın aynı ayında
gerçekleşen 1,1 milyon tona karşılık bu yıl 1,4 milyon tonluk ihracat yapıldığı görüldü.
Açıklamaya göre, sektör ihracatının yıla düşüşle başlamasında komşu ülke sorunlarının yanı sıra av-
ro-dolar paritesinden kaynaklanan AB pazarındaki kayıplar etkili oldu. Ocak ayında en fazla ihracat
Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapıldı. Ülkeye olan ihracat yüzde 18’lik artışla 93 milyon dolara ulaştı. En
çok ihracat yapılan diğer ülkeler ise Irak, Mısır, Almanya, İspanya, İran, İtalya, Azerbaycan-Nahcivan,
Malta ve Yunanistan olarak sıralandı. Azerbaycan-Nahcivan’a olan ihracat yüzde 11 artışla 41 milyon
dolar, İspanya’ya olan ihracat ise yüzde 45 artarak 48 milyon dolara yükseldi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, şu değerlendirmel-
erde bulundu:
“Kimya sektörümüz, maalesef 2015 yılına düşüşle başladı. İhracat pazarlarımızdaki daralmalar,
euro-dolar paritesi ve düşen petrol fiyatları nedeniyle bu düşüşü bekliyorduk. Plastik, kauçuk, koz-
metik gibi kimya ihracatında önemli bir yere sahip olan sektörlerimizin ihracatında kayıplar var.
Ancak yurt dışı pazarlarımızı genişletmeye devam ediyoruz. Önümüzdeki aylarda toparlanmanın
etkilerini hissedeceğiz.”
Akyüz, yaşanan tüm olumsuzluklara ve ihracat kaybına karşın kimya sektörünün yılın ilk ayında miktar
bazında yüzde 20 artış gösterdiğini vurguladı.
37
TERMAL SU BİLEŞENLERİNDEN KOZMETİK ÜRÜNLERİ ÜRETTİ
Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Orhan Hazer, kaplıca suyu
bileşenleriyle çam yağı ve terebentin kullanarak şampuan, duş jeli ve sıvı el sabunu imal etti
– Hazer: “Yozgat, jeotermal enerjinin yanında çamlığıyla da meşhur bir yer. Bunu değerlendirelim
istedik. Termal suyla hem çam yağı hem de terebentin kullanarak farklı ürünler üretmeye çalıştık”
Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Orhan Hazer,
kaplıca suyu bileşenleriyle çam yağı ve terebentin kullanarak şampuan, duş jeli ve sıvı el sabunu üretti.
Hazer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yozgat’ın jeotermal kaynaklar bakımından zengin bir yöre
olduğunu belirterek, kaplıca sularını kozmetik ürünlerle değerlendirmek için çalışma başlattıklarını
söyledi.
Yozgat’a özgü bir ürün geliştirmek istediklerini anlatan Hazer, “İlimizin çok önemli yer altı kaynak-
ları var. Bu kaynaklardan birisi kaplıcalar. Kaplıca sularını kozmetik ürünlerinde değerlendirebi-
leceğimizi düşündük ve buradan hareketle bazı kozmetik ürünler geliştirmeye çalıştık” dedi.
Yozgat’ın termal su potansiyelini sadece termal turizm amaçlı değil, başka şekilde de kullanmayı
düşündüklerinin altını çizen Hazer, “Kozmetik ürünlerin temel bileşenlerinden en önemlisi sudur.
Dolayısıyla biz normal kullandığımız suyu termal suyla yer değiştirdik. Termal suların içerdiği hem
kükürt hem de minarelin ve bu sulardan gelen bu şifalı bileşenlerin kozmetik ürünlerimize artı ka-
zandıracağını düşünüyoruz. İlk etapta sıvı el sabunu, duş jeli ve şampuan üzerinde araştırmalarda
bulunup üretimini gerçekleştirdik” diye konuştu
Yrd. Doç. Dr. Hazer, şampuan üretiminde sadece termal suyla kalmadıklarını, çam yağı ve terebentin de
kullandıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“Yozgat, jeotermal enerjinin yanında çamlığıyla da meşhur bir yer. Bunu değerlendirelim iste-
dik. Termal suyla hem çam yağı hem de terebentin kullanarak farklı ürünler üretmeye çalıştık. Bu
çalışmaların Yozgat için önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Yatırımcıları da bu yönde
teşvik etmek istiyoruz. Jeotermali sadece bir kaplıca şeklinde kullanmanın haricinde farklı alanlar-
da kullananlar var, biz de kozmetik alanda kullanmak istedik. Bu ürünün Yozgat’ın hem gelişmesin-
den veya katma değer ürün üretilmesi noktasında farklı bir bileşen olacağını düşünüyoruz. Umarım
Yozgat için hayırlı olur.”
Ürettikleri sabun, jel ve şampuanın Yozgat’ın bir markası olmasını istediklerini vurgulayan Hazer,
“Yaptığımız bu çalışma, aynı zamanda Teknopark projesidir. Biz burada pilot çalışmalar yapıyoruz,
Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz, seri üretimden ziyade biz buraya yatırımcıları davet ediyoruz. Bu
ürünü üretmek isteyen yatırımcılara özellikle seslenmek istiyorum; marka tescili başvurusunda
bulunduk, Bozok Terme olarak markamızı aldık ve bu anlamda üretmek isteyenlere yardımcı olmak
istiyoruz” dedi.
Termal suyun yörede çıkması ve ürünlerinin en büyük bileşeninin su olmasının maliyeti düşürdüğünü
anlatan Hazer, “Yapılan bu çalışmaların yatırımcıların dikkatini çekeceğini düşünüyoruz. Elde
ettiğimiz bu ürün ilgi de gördü. Halihazırda İstanbul ‘da birkaç firmayla ortak çalışma başlatmış
bulunmaktayız. Sorgun’dan aldığımız kaplıca sularını değerlendirmek istiyoruz” şeklinde konuştu,
Hazer, prototip (ilk örnek) olarak hazırladığı ürünlerin üzerinde denemelerinin devam ettiğini, çalışma-
larının başarılı şekilde sürdüğünü ve ürünlerinin bir süre sonra raflarda yerini alacağını sözlerine ekledi.
38
KİMYA ÖĞRENCİLERİ ATIK YAĞLARI EKONOMİYE KAZANDIRACAK
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Kimya Kulübü öğrencileri ev ve okullardan atık yağ toplayarak, bunların
geri dönüşümünü sağlayıp ekonomiye katkı sağlayacaklar.
Prof. Dr. Yüksel Abalı ve Yrd. Doç. Dr. Avni Aslan ile CBÜ Kimya Kulübü öğrencileri, Manisa Girişim-
ciler Derneği (MAGİD)’ni ziyaret etti. Toplantıda; Biyodizel üretimi hakkında bilgi alan MAGİD,
CBÜ Kimya Kulübü öğrencilerinin, Prof. Dr. Yüksel Abalı önderliğindeki deneylerini Kampüste yeni
yapılacak olan Kimya Deney ve Üretim Merkezinden takip edecek.
MAGİD’in büyük önem verip destek olduğu proje kapsamında ev ve okullardan atık yağ toplanarak
bunların geri dönüşümünü sağlayarak ekonomiye katkı sağlamayı hedefleyen öğrenciler, ev ve işyerler-
inde kullanılan bitkisel yağların kontrolsüz şekilde doğaya atılmasının büyük çevre felaketlerine neden
olduğunu, MAGİD’in işbirliğiyle CBÜ Kimya Kulübü olarak ev ve işyerlerinden atık yağları toplayarak
bunları biyodizel olarak tekrar ekonomiye geri kazandırmayı planladıklarını dile getirdiler.
1 litre atık yağın 1 milyon metreküp temiz suyu kirlettiğini hatırlatan öğrenciler, atık yağların lavab-
olardan dökülmemesi gerektiğini anlatıp bunların kapalı kaplardan biriktirilmesi gerektiğini, ev ve işyer-
lerinde biriktirilen kullanılmış atık yağları toplayarak çevre kirliliğinin de önüne geçmeyi hedefledikler-
ini dile getirdiler. Kızartmalık yağların 3 defadan fazla kullanıldığında kanserojen etki yaptığına dikkat
çeken öğrenciler, ev ve işyerlerinde bu yağların 3 defadan fazla kullanılmaması konusunda Manisalıları
bilinçlendireceklerini söylediler.
Önümüzdeki günlerde MAGİD Yönetim Kurulu Başkanı Aloğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Prof. Dr.
Yüksel Abalı, Yrd. Doç. Dr. Avni Aslan ve CBÜ Kimya Kulübü Öğrencileri, MAGİD Üyelerinin de kendi
iş yerlerinde kullanacakları deterjan üretimi hakkında tekrar bir araya gelecekleri öğrenildi.
39
BORUN ATIKLARINDA ALTINDAN DEĞERLİ ELEMENT
DPÜ’den bir grup bilim adamı, bor üzerine yaptıkları çalışma sonucunda, dünyanın en pahalı ele-
mentlerinden olan rubidyum elementinin, bu madeninin atıklarının içerisindeki varlığını tespit etti.
Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Yunus Erdoğan başkanlığındaki bir grup bilim insanı, Borun fabrikada işlendikten sonra ortaya çıkan
endüstriyel atıklarında, dünya piyasalarında altından daha değerli olan gece görüş, tıbbi görüntüleme
cihazları, fiber optik telekomünikasyon ve tıp alanın kullanılan rubidyum elementinin varlığını belirledi.
Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllardır bor madeni üzerine çalışmalar yaparken bu mad-
enin atıklarının da ilgilerini çektiğini söyledi.
Bor atıklarında bulunan bazı elementlerin günümüzde büyük önem kazandığını belirten Erdoğan, “Bor
atıkları üzerinde rubidyum elementinin varlığının çalışmalarını da gerçekleştirdik. Bor atıklarında-
ki rubidyumla ilgili çalışmaların, dünyada bir örneği bulunmamaktadır. Bu konudaki çalışmanın
dünyada bir ilk olduğunu söyleyebilirim. Bor atıklarından rubidyum üretilmesi çok önemli. Bir
gram rubidyum 72, 1000 gramı ise 72 bin dolar. Uluslararası veriler bunu göstermektedir” diye
konuştu.
– Sezyum elementi üzerine de çalışmalar mevcut
Erdoğan, rubidyum elementinin gece görüş, tıbbi görüntüleme cihazları ile fiber optik tele-
komünikasyon, radyasyon algılama sistemleri ve tıp alanında kullanıldığını dile getirdi.
Bu elementin dünyada büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bor madeninin türevlerinden olan bir ton borik asitin uluslararası fiyatı, 500 ile 700 dolar arasın-
dadır. Yani bir kilogram borik Asit, 0,5 ile 0,7 dolar arasında değişiyor. Bir kilogram rubidyum
ise uluslararası piyasalarda 72 bin dolar. Dolayısıyla bizim bor atıklarında, lityum, rubidyum ve
rubidyumun özelliklerini taşıyan sezyum konusunda çalışmalarımız vardır. Lityum ve rubidyum
konusu uygulamaya gelmiş, sezyum ile ilgili çalışmalarımız ise devam etmektedir. Bunlar, kardeş
Element olduklarından bor atıklarında ortalama bin ‘ppm’e yakın rubidyum bulunmaktadır. Yani
bir ton atıkta, 1000 gram rubidyum vardır. Bu az gibi görünmekle beraber, bu oran Altın yatakların-
da ise 20 ppm bulunuyor. Dolayısıyla rubidyumun, bu atıklarda ne kadar zengin olduğunu tasav-
vur edebiliriz.” Erdoğan, Emet ve Hisarcık ilçelerindeki bor işletmelerinde ise bir yılda 3,5 milyon ton
endüstriyel atık çıktığını sözlerine ekledi.
40
Dünyadan Kimya Haberleri
ELEKTRON MİKROSKOBU NANO-TERMOMETRE’YE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Amerika’daki bilim adamları nano-ölçeklerde ısı değişikliklerini algılama yeteneğine sahip termometre
geliştirdi. Enerji kaybı spektroskopisi ile sıradan elektron mikroskobunu birleştiren teknik araştır-
macılara bir bilgisayar işlemcisinde bireysel transistörlerin performansını kapsamlı olarak değer-
lendirmek için olanak sağlayabilir.
1950’lerde entegre devrelerin doğuşundan beri, işlem gücü şaşırtıcı bir şekilde büyümüştür. Güney Kali-
forniya Üniversitesi’nden Matthew Mecklenburg, “ Bir CPU büyük bir silikon bloğuyla transistörler
dizisidir.Bu aklınıza gelebilecek en basit ısı emici ve olası büyük bir problem ve biz bu ısıdan nasıl
kurtulabiliriz” diye açıkladı.
Mecklenburg bu ısıdan nasıl kurtulacağını anlamak için, öncelikle cihazın genelinde sıcaklık değişim-
lerini karakterize etmek gerektiğini savunuyor. Ancak, temas termometresi kullanımı gibi alışılagelmiş
teknikler uzaysal çözünürlüğü sağlamakta zayıf ya da cihazda ısıya neden olduğundan yetersizdir.
Klasik civa termometresinden esinlenerek, Mecklenburg ve arkadaşları cihaz içinde termal genişlemenin
buna cevap olabileceğini fark etti. Mecklenburg, “ Biraz termal genişlemeye sahipsen, malzeme daha
az yoğun hale gelir.” dedi. Özellikle, bu yoğunluk değişimi metalde titreşimlerin yüklenmesinden kay-
naklanmaktadır ve prob ve örnek arasındaki temasa gerek kalmadan nanometre çözünürlükte bir trans-
misyon elektron mikroskobu (TEM) ile tespit edilebilir.
Ekip , TEM içinde bir alüminyum tel ısıttı ve prob karşıya tarandığında numunedeki elektronlar ateşlen-
di.Elektronlar karşıya geçer ve metalde yük salınımına neden olduğundan enerji kaybeder. Yoğunluk
ısıya bağlı olarak, oda sıcaklığı referansı ile ısıtılan tel karşılaştırarak 4K çözünürlüğün sıcaklığını hesap-
lamayı başardılar.Tekniklerine plasmon enerji genişletme termometresi(PEET) diyorlar.
Mecklenburg, yerel termometre olarak davranan alüminyumun modifiye edildiği takdirde elektron
mikroskobunda küçük alanda sıcaklık tespit etmek için kullanılabileceğini açıklıyor. Ayrıca Mecklenburg
PEET bir mikro-işlemciden izole tek transistörlerin performansını araştırmak için kullanılacağını umuy-
or. Ekip PEET kullanarak 1K’den daha az sıcaklığın tahminin gelecekte mümkün olacağını düşünüyor.
41
KANSER HÜCRELERİNE SALDIRAN NANO-HİDROJELLER
Hidrojeller genellikle kon-
takt lens ya da bez gibi gün-
lük nesnelerde nem miktarını
kontrol etmek için kullanılan
malzemelerdir.Bununla bir-
likte, Meksika’daki Guadala-
jara Üniversitesi’nden kimya
mühendisleri antikanser il-
açların kontrollü salınımını
sağlamak için bir alternatif
olarak biyomedikal alanında
bu malzemelerin kullanımı için
ısıya duyarlı nano-hidrojellere
dayalı yeni bir teknoloji geliştir-
di.
Guadalajara Üniversitesi Kimya
Bölümü’nde Profesör Eduardo
Mendizábal Mijares, “Nano-hi-
drojel yüklü ilaçları kullandık ve
onları hastalara enjekte ettik.Kana geçerken,ilaç vücutla uyumlu hale gelen kimyasal ve fiziksel özel-
likleri nedeniyle bağışıklık sistemi tarafından ne tespit edildi ne saldırıya geçti.
İlaç içinde nano-hidrojellerin kullanım fikri, vücudun diğer bölgelerine zarar vermeden kanser hücreler-
ine doğrudan taşınır olmasıdır,çünkü hidrojeller istenen bölgede birden fazla aktif maddenin dozaj im-
kanını sunar.İlaçlar kuru ya da şişmiş hidrojel halinde çeşitli
yollardan (ağız, burun, bukkal, rektal, transdermal, vajinal,
oküler ve parental) tatbik edilebilir.İlaç salınımı hacim artışı,
sıcaklık veya pH değişiklikleri ile ortaya çıkabilir.
Isıya duyarlı nano-hidrojeller oluşturmak için polimeri-
zasyon tekniği, polimer olarak adlandırılan küçük kürel-
erden oluşan ve kimyasal reaksiyon meydana getiren farklı
fiziksel ve kimyasal özellikli maddeleri karıştırır. Nano-hi-
drojeller özellikle yüksek su içeriği, yumuşak ve elastik
kıvamı ve düşük arayüzey gerilimi ile yaşayan dokulara
benzerliği nedeniyle insan biyolojisiyle biyo-uyumluluk
göstermiştir.
Şekil kaybetmeden büyük miktarda su emerler ve 37-42 o
C
arasında bir sıcaklıkta ısı tutma yeteneğine sahiptirler.
Emülsiyon polimerizasyonu ve mikroemülsiyonu birleştir-
erek araştırmacılar, şişme dereceleri olan ve alışılagelmiş
hidrojellerden daha iyi mekanik özelliklere sahip
yapılandırılmış hidrojeller sentezlemeyi başardılar.
Bu maddeler, uzun ya da kısa süreli uygulamalar ve kontrollü ilaç salınımı sistemi için membranlar,
kaplamalar, mikro kapsüller, implantlar gibi teşhis araçları olarak biyomedikal alanında esas olarak kul-
lanılmaktadır.
Moleküler hedef ilaçlar kansere karşı kullanılırken, bu işin yeniliği nano-hidrojel gibi maddelerin sağlıklı
vücut bölümlerine zarar vermeden kanserli hücrelere veya dokulara saldırabilir olmasıdır.
42
DÜNYANIN EN BÜYÜK URANYUM ÜRETİCISİ KAZAKİSTAN
Dünya uranyum üretiminde lider olan Kazakistan, 2014 senesinde da en çok uranyum üreten memleket
oldu. Kazakistan Atom Enerjisi Kurumu Kazatomprom tarafından gercekleşen duyuruda , şirketin 2014
senesinde üretimde planlanan hedeflere ulaştığı acıkladı.
2014 senesinde Kazakistan’da üretimi yapılan uranyum miktarının 22,829 ton olduğu ifade edilirken
bu rakamın dünyada üretimi yapılan en yüksek sayı olduğu ifade edildi. Ulusal Atom Şirketi Kazatom-
prom’un memleket topraklarında uranyum kaynak tabanını artırmaya yönelik araştırma çalışmalarına
devam ettiği ifade edilirken; sene boyunca, yekün büyüklüğü 452 bin 946 metrelik 986 jeolojik araştır-
malar için kuyu açıldığı vurgulandı. Halihazırda 25 bin kişiye istihdam mümkün kılan Kazatomprom,
dünyanın bilinen uranyum şirketlerinden biri olarak önem arz ediyor.
Kazakistan 2012 senesinde 20 bin ton uranyum üretirken, 2013 senesinde ise üretimini 22 bin 550 tona
çıkarmıştı. Nazarbayev’in imzaladığı kararname ile 1997’de kurulan Kazatomprom, dünya uranyum ih-
tiyacının % 30’unu karşılıyor. Kazatomprom’un Rusya, Çin, Japonya ile yürüttüğü stratejik işbirliklerinin
yanında Federal Amerikan Elektrik Şirketi Westinghouse’da hissesi bulunuyor.
Kazakistan, dünya uranyum üretiminin üçte aniden fazlasını yanlız başına gerçekleştiriyor. Toplam
uranyum üretiminin % 38’ini karşılayan Kazakistan’ı, % 15,5’lik üretimle Kanada ve % 10,5’lik üretimle
de Avustralya takip ediyor. Bunun üzerine , üç memleket dünya yekün uranyum üretiminin yaklaşık
olarak % 64’ünü karşılıyor.
Uranyum rezervleri bakımından Avustralya 1 milyon 143 bin ton rezervle ilk sırada yer alırken, Ka-
zakistan 860 bin ton rezervle ikinci, Kanada 444 bin ton rezervle üçüncü sırada bulunuyor . Sıralama-
da ilk 10 memleket , Avustralya, Kazakistan, Kanada, ABD, Güney Afrika Cumhuriyeti, Nijer, Rusya,
Özbekistan, Ukrayna ve Çin olarak geçiyor. 10 ülkenin yekün uranyum rezervi ise 4 milyon 743 bin ton
olarak biliniyor.
43
SU TUTMAYAN METAL ÜRETİLDİ
Suyun nesneler üzerinde uzun süre kalması bazı durumlarda sorunlara neden olabiliyor. Örneğin uçak-
ların kanatlarında kalan su, donarak uçuş için tehlike arz edebiliyor. Geliştirilen yeni bir hidrofobik met-
al ise suyu hiçbir şekilde tutmuyor ve üzerine damlatıldığında suyun üzerinden zıplayarak uzaklaşmasını
sağlıyor.
Amerika’da bulunan Rochester Üniversitesi‘ndeki araştırmacıların lazer yardımıyla geliştirdiği yüzey,
tamamen metal ile tümleşik bir yapıda bulunuyor. Dolayısıyla ayrı bir madde olmadığı için uzun süre
geçse de özelliğini yitirmiyor ve metalin yüzeyini kaplamaya devam ediyor. Bu metalin yalnızca uçak
kanatlarında değil; televizyon, telefon ve kamera da dahil olmak üzere metal olan her nesnede kullanıla-
bileceği dile getiriliyor. Ayrıca sistemin yüzde yüz verimli su toplama projelerinde de kullanılabileceği
söyleniyor.
Kaynaklar :
http://www.rsc.org/chemistryworld/2015/02/electron-microscope-turned-makeshift-nano-thermometer
http://phys.org/news/2015-02-nano-hydrogels-cancer-cells.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/termal-su-bilesenlerinden-kozmetik-urunleri-uretti.
html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/kimya-ihracati-ocak-ayinda-yuzde-14-azaldi.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/dunyanin-en-buyuk-uranyum-ureticisi-kazakistan.
html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/su-tutmayan-metal-uretildi.html
http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/kimya-ogrencileri-atik-yaglari-ekonomiye-kazandiri-
lacak.html
www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/borun-atiklarinda-altindan-degerli-element.html
44
FAYDALI
LINKLER
http://www.chemistrylecturenotes.com
https://ch301.cm.utexas.edu/
http://www.chemjobs.net/en-gb/
Kimya ile ilgili bilgi içeren bir site. Sitede
kimya ile ilgili birçok bilgi mevcut. İngilizce
olmasına karşın sitedeki bilgileri incelemenizi
öneriyoruz.
Teksas Üniversitesi tarafından hazırlanmış
kimya eğitimi ile ilgili web sitesi. Oldukça
hoş hazırlanmış sitede kimya ile ilgili çeşitli
videolar ve notlar ile birçok şeyi etkileşimli
öğreneceksiniz. İncelemenizi öneriyoruz.
Yurt dışındaki kimya iş ilanlarını incelemek
isteyenlerin, başvuru yapmayı düşünenlerin
incelemek isteyeceği bir site. Sitedeki iş ilan-
larını ve siteyi incelemenizi öneriyoruz.
45
BULMACA
Kimya Bulmacasi
1 2
3
4
5
6 7
8
9
Soldan Saga
1. Küçük alken moleküllerindeki pi (p) baglarinin açilmasi ile
serbest kalan moleküllerin binlercesinin bir araya gelerek
uzun zincirler olusturmasi olayina ne denir?
3. Elementlerin oksijenle olusturmus olduklari bilesiklere
denir.
5. Kati+sivi heterojen karisimlarinin özel adidir.
6. Iki farkli maddenin birleserek kendi özelliklerini kaybedip
yeni özellikte bir madde meydana getirmesi olayina denir.
8. Yükseltgenmenin oldugu elektrottur
9. Ortalama kinetik enerjisi fazla olan moleküllerin, sivi
fazdan gaz fazina geçmeleri.
Yukaridan Asagiya
2. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine ne ad verilir.
4. Bilesik iskeletinin herhangi bir yerinde tek bir tane –OH
bulunduran alkollerdir.
7. Sicakligi ölçmeye yarayan cihazlara denir.
8. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle
ayristirma.
46
BULMACAGeçen Ayın Çözümü
Kimya Bulmacasi
K
1
A
P
2
A S C A L
I O
L H
3
I D R O K A R B O N
I
Ç
4
M D
5
I F Ü Z Y O N
Ö E A
K T E
6
M Ü L S I Y O N
E R i
A
7
L D E H I T
M M
E F
8
A H R E N H E I T
Soldan Saga
2. 1m2 lik yüzeye dik olarak etki eden kuvvet 1 N ise bu
yüzeydeki basinca ne denir? [PASCAL]
3. Alkenlere içerdikleri pi (p ) bagindan dolayi doymamis
hidrokarbon denir. [HIDROKARBON]
5. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi.
[DIFÜZYON]
6. Sivi + sivi heterojen karisimlarinin özel adidir
[EMÜLSIYON]
7. Karbonil grubu baglarindan en az birine H baglanan
bilesikler aldehit, her iki baga da alkil grubu baglanan
bilesikler ketondur. [ALDEHIT]
8. Suyun donma noktasini 32 ve kaynama noktasini 212
olarak kabul eden sicaklik birimidir. [FAHRENHEIT]
Yukaridan Asagiya
1. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araçlara denir
[KALORIMETRE]
2. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime
sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine çeviren
araçlardir. [PIL]
4. Bir çözeltide iki tuzun etkilesimi veya sicaklik degisiminin
çözünürlüge etkisi sonucu çözünmeyen kati bir bilesigin
olusmasi. [ÇÖKELME]
5. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak
ayristirma islemi. [DAMiTMA]
47
E-Dergide
Yazarlık
SİZDE YAZARIMIZ
OLUN
-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı
görür yayımlanmaz.
-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.
-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.
Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.
-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız
Yavuz Selim Kart adlı arkadaşımıza ulaşması gerekmektedir.
-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız
yayımlanmayacaktır.
--Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
-- 2015 Nisan ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Mart 2015’tir.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacak-
tır.
-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde
yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuy-
or ve araştırılıyor.
-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir
düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey
katıyor.
-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için
bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız
ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.
-- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
Dergimizi
OKUYUN
TAVSİYE EDİN

More Related Content

What's hot (8)

inovatif kimya dergisi sayi 18
inovatif kimya dergisi sayi 18inovatif kimya dergisi sayi 18
inovatif kimya dergisi sayi 18
 
inovatif kimya dergisi sayi 17
inovatif kimya dergisi sayi 17inovatif kimya dergisi sayi 17
inovatif kimya dergisi sayi 17
 
inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23
 
inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8
 
inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5
 
inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26
 
inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13
 
inovatif kimya dergisi sayi 16
inovatif kimya dergisi sayi 16inovatif kimya dergisi sayi 16
inovatif kimya dergisi sayi 16
 

Viewers also liked (15)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
 
Fen bilimleri 6
Fen bilimleri 6Fen bilimleri 6
Fen bilimleri 6
 
inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30
 
inovatif kimya dergisi sayi 31
inovatif kimya dergisi sayi 31inovatif kimya dergisi sayi 31
inovatif kimya dergisi sayi 31
 
Amaze showcase review
Amaze showcase reviewAmaze showcase review
Amaze showcase review
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
 
Parrafos
ParrafosParrafos
Parrafos
 
Recreacion
RecreacionRecreacion
Recreacion
 
Farmaco sinusitis aguda
Farmaco sinusitis agudaFarmaco sinusitis aguda
Farmaco sinusitis aguda
 
Project Plan Class A Group 2
Project Plan Class A Group 2Project Plan Class A Group 2
Project Plan Class A Group 2
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
 
Luoghi da visitare a Lugano
Luoghi da visitare a LuganoLuoghi da visitare a Lugano
Luoghi da visitare a Lugano
 
Tenant services hawaii
Tenant services hawaiiTenant services hawaii
Tenant services hawaii
 
How to export to another country
How to export to another countryHow to export to another country
How to export to another country
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
 

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20 (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
 
inovatif kimya dergisi sayi 22
inovatif kimya dergisi sayi 22inovatif kimya dergisi sayi 22
inovatif kimya dergisi sayi 22
 
inovatif kimya dergisi sayi 25
inovatif kimya dergisi sayi 25inovatif kimya dergisi sayi 25
inovatif kimya dergisi sayi 25
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
 
inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
 
inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-1
 
inovatif kimya dergisi sayi 1
inovatif kimya dergisi sayi 1inovatif kimya dergisi sayi 1
inovatif kimya dergisi sayi 1
 

More from İnovatif Kimya Dergisi (15)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
 

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20

  • 1. Kimya Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi YIL:3 SAYI:20 MART 2015 Haberler Faydalı Linkler Element Tanıma Sözlük(İng-Trk) Bulmaca Tehlikeli Madde Güvenlik Danşımanlığı Üniversite Endüstri İlişkisi Berilyum Çikolata Deniz Kabukları ADR Konvansiyonunun İşletmelere Getirileri Tekstilde Yüzey Aktif Madde Kullanımı Gaussian ile Molekül Modelleme
  • 2. ÖnsözHakkımızda İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma- larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran, internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online ortamdan edinen bir e-dergidir. Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark- adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı, kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola- bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı hedef edinmiştir. Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm bitirmiş olmanız yeterli. Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı, haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri kısmı adlı bölümler vardır. Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız dileğimizle... İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi Sahibi : Yavuz Selim Kart Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya Haber Bölümü : Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya Hatile Moumintsa Facebook Yönetimi ve Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart
  • 3. KURALLARDergimiz Hakkında 1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun- dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel- ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du- rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman- larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz. 6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder- diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel- erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. 9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark- adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey- iniz. 10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo- zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır. 11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. * Akademik Makaleler * Endüstriyel Konular * Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar (Kimya üzerine bölümler için) * İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar * Laboratuvar Üzerine Yazılar * Kimya Sanayi Uygulamaları * Teorik Kimya Üzerine Makaleler * Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat Edilecek Husular Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları Üzerine Yazılar temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz. 12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml- anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime- ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
  • 5. Merhaba İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları Editörden Değerli Okuyucularımız; Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizlerin gönderdiği yazılarla 20. sayıyı çıkar- manın keyfini ve gururunu yaşıyoruz. Bize yazı gönderen ve yazmayı düşünen herkese çok teşekkürl- er. İnovatif Kimya Dergisi’ni sosyal ortamlarda çok okunan, çok fazla kişinin takip ettiği bir dergi haline getirme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Sizlerin yazılarını dergide ve sosyal ortamlarda yayımlayarak kalıcılığı artırmaya çalışıyoruz. Birçok insan yazılarınız sayesinde değişik şeyler öğreni- yor, olumlu yönde gelişmeler yaşanıyor. Bu ay E-Dergimizde 9 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. Tehlikeli Mad- de Güvenlik Danışmanlığı yazısı, TMGD hakkında içerikli bir yazı. Üniversite Endüstri İlişkisi yazısı, Yıldız Teknik Üniversitesi Emekli Uzman Kimyager Hocamızın yazısıdır. Berilyum yazısı, element hakkında içerikli, açıklayıcı bir yazı. Çikolata yazısı, çikolatanın kimyasal içeriği hakkında öğretici bir yazı. Membran yazısı, bu ayın kapak konusu. Deniz Kabukları yazısı, Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Hocamızın yazısıdır. ADR Konvasiyonunun İşletmelere Getirileri yazısı, ilginizi çekecek sektörle ilgili bilgilendirici bir yazı. Tekstilde Yüzey Aktif Madde Kullanımı yazısı, tekstil ve kimya ile ilgili bir yazı. Gaussian ile Molekül Modelleme yazısında ise her ay olduğu gibi bu ay da kimya ile ilgili bilgisayar programı hakkında bir yazı. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Oksijen Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz. Umarız zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay görüşmek üzere. Sevgiyle kalın. Yavuz Selim Kart Dergi Editörü
  • 6. IÇINDEKILER Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlıgı Üniversite Endüstri Iliskisi Çikolata Berilyum Element Tanıyalım Membran ADR Konvansiyonunun Işletmelere Tekstilde Yüzey Aktif Madde Gaussian ile Molekül Modelleme Getirileri Kullanımı 7 10 15 18 25 27 29 24 34 12 44 36 35 Deniz Kabukları Sözlük (Ing-Trk) Haberler Faydalı Siteler Kimya Bulmaca Sizde Yazarımız Olun Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay) 45 46 47
  • 7. 7 Kimyager (Mezun) Gamze DALBUDAK gamzedalbudak@gmail.com TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANLIĞI K arayolu taşımacılığı, Türkiye’de en yaygın olarak kullanılan taşımacılık türüdür. Türkiye’de 1950 yılında, toplam taşımacılığın (ton-kilometre olarak) yaklaşık %37’si karayolu, %55’i ise demiryolu ile yapılmaktayken; 2013 yılı sonu itibari ile yük taşımacılığında; karayolunun oranı %88,7’ye çıkmış; denizyolu %6,9 ve demiryolu %4,4 oranında kalmıştır. (Kaynak: Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı) Yük taşımacılığında neredeyse % 90’a ulaşan rakamlar neticesinde pek çok tehlikeli malın karayolu kullanılarak taşınması kaçınılmazdır. Tehlikeli mal- ların taşımacılığının mümkün olan en güvenli şekilde ve uluslararası kural- lara uygun şekilde yapılması büyük önem arz etmektedir. ADR (L'Accord européen relatif au transport international des marchandises Dangereuses par Route) Tehlikeli Malların Uluslararası Karayollarında Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşması : • 1957 yılında Birleşmiş Milletler, Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından oluşturulmuş ve 1968 yılında yürürlüğe girmiş uluslararası bir anlaşmadır. • 2 Ek (Ek A ve Ek B) ve Toplam 9 Kısım’dan oluşmaktadır. • 2015 itibariyle 48 ülkenin* taraf olduğu anlaşma tehlikeli malların karayollarında taşınmasına dair düzenle- meler getirir. *(Almanya Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belarus, Belçika, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Es- tonya, Fas, Finlandiya, Fransa, Güney Kıbrıs Rum, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İtalya, İspanya, İsveç, İsviçre, İrlanda, İzlanda, Karadağ, Kazakistan, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Mısır, Makedonya, Moldova, Norveç, Polon- ya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Slovakya, Slovenya, Sırbistan, Tacikistan, Türkiye, Tunus, Ukrayna, Yunanistan) • Türkiye ADR sözleşmesine 22 Mart 2010’da taraf olmuş ve gerekli düzenlemeleri yapmaya başlamıştır. • ADR, tehlikeli maddelerin insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya açık karayolu ile taşınmasını sağlayan bir yönergedir.
  • 8. 8 • Bu yönerge taşıma faaliyetinde yer alan gönderen, alan, dolduran, yükleyen, boşaltan, ambalajlayan, taşımacılar ve tehlikeli madde taşıyan her türlü aracın operatörlerinin sorumluluk, yükümlülük ve çalış- ma koşullarını da belirler. • Her işletme, tehlikeli malların karayolları ile taşıması, bununla ilgili olarak ambalajlanması, yüklenmesi ve doldurma ile boşaltma işlemlerinde kişilerin, mülklerin ve çevrenin korunması için riskleri azaltma konusunda yardımdan sorumlu olarak bir ya da daha fazla güvenlik danışmanı atar. ADR’DE ELE ALINAN KONULAR • Uluslararası taşınmacılığı yasaklanmış tehlikeli mallar • Uluslararası taşınmasına izin verilmiş mallar ve bunlara ilişkin özellikle aşağıdaki alanlarla ilgili (muafiyetler dâhil) koşullar: - Sınıflandırma kriterleri ve gerekli test yöntemleri dâhil olmak üzere maddelerin sınıflandırılması; - Ambalajların kullanımı (karışık ambalajlama da dâhil); - Tankların kullanımı (dolumu dâhil); - Sevkiyat yöntemleri (gerekli dokümantasyon ve bilgilerle birlikte, ambalajların işaretlenmesi ve etike- tlenmesi ile taşıma araçlarının işaretlenmesi ve levha takılması); - Ambalajların ve tankların üretimine, testine ve onayına ilişkin koşullar; - Taşıma araçlarının kullanımı (yükleme, karışık yükleme ve boşaltma dâhil). • Taşınması onaylanan tehlikeli malları taşıyan araçların yapısına, teçhizatına ve çalışma şekline ilişkin koşullar • Araç ekibine, teçhizatına, faaliyetine ve dokümantasyona ilişkin zorunluluklar • Araçların üretimine ve onayına ilişkin zorunluluklar TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI (TMGD) RG 22.05.2014 tarih ve 29007 sayılı Tebliğ; Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik, Madde 33.kapsamında; Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan bir takvim yılı içerisinde elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan ve taşıyan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan işletmelerin yaptıkları işlemleri, insan sağlığına, diğer canlı varlıklara ve çevreye zarar vermeden, güvenli bir şekilde taraf olduğumuz uluslar- arası anlaşmalar ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında yapmaları için işletmelere yardımcı olmak amacıyla istihdam edilecek veya hizmet alınacak Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlarıyla ilgili hususları içerir. KİMLER TMGD’DEN HİZMET ALMAK ZORUNDA? • Tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan ve bir takvim yılı içerisinde elli ton ve üstü miktarlarda işlem yapan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan işletmeler • Toplam araç taşıma kapasitesi elli ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmeleri • Miktarına bakılmaksızın ADR Bölüm 1.1.3.6.3’te yer alan tablodaki taşıma kategorisi sıfır olan tehlikeli maddelerle iştigal eden işletmeler İlgili faaliyetleri gerçekleştiren işletmeler, 30.06.2015’ten itibaren, Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı istihdam etmek veya Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanından hizmet almak zorundadır. TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI OLMA ŞARTLARI • Üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun olmak, • Kaçakçılık, dolandırıcılık, dolanlı iflas, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, kaçak insan taşımacılığı veya ticareti, hırsızlık, rüşvet suçlarından hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmamak, • Yetkili yangın söndürme eğitim merkezlerinden uygulamalı yangın söndürme eğitimine katıldığına dair alınan belgenin aslını ibraz etmek veya noter onaylı suretini sunmak,
  • 9. 9 • TMGD Eğitimi Yetki Belgesi sahibi eğitim kuruluşlarında, Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı eğiti- mine katılarak, TMGD Eğitimi tamamlama belgesini almak, • Tebliğ kapsamında Bakanlık tarafından açılacak sınavda başarılı olmak gerekir GEÇİCİ MUAFİYETLER • Kamu kurum ve kuruluşları • Liman tesisleri ile hava yolu kargo terminalleri • Perakende satış yapan akaryakıt, LPG, CNG ve LNG istasyon işletmeleri ile LPG, CNG tüp satışı yapan işletmeler • Karayolu Taşıma Yönetmeliğine göre K1, K2, C1, C2, L1, L2, R1, R2 Yetki belgesi sahipleri TMGD istihdam etme veya TMGD’ den hizmet alma zorunluluğu 1/1/2018 tarihine kadar aranmaz. DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün Tehlikeli Maddelerin Karay- oluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğe dayanarak hazırlayıp 18.04.2014 tarihinde yayınladığı “Tehlike- li Madde Faaliyet Belgesi Düzenlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönerge” ‘ye göre; Karayoluyla tehlikeli madde taşımacılığı zinciri içerisinde yer alan; dolduran, paketleyen, yükleyen, gön- deren, alıcı, boşaltan ve tank-konteyner/taşınabilir tank işletmecileri, yönetmelik kapsamındaki tehlikeli maddelerden bir takvim yılı içerisinde net elli ton ve üstü miktarlarda işlem yaptıklarında “Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi” almak zorundadır. Bu Yönetmelik ve (ADR) hükümlerine uygun olarak ulusal ve uluslararası karayollarında tehlikeli yük taşımacılığı yapacak şoförlerin, Tehlikeli Mal Taşımacılığı Sürücü Eğitim Sertifikası (SRC5)/ADR Şoför Eğitim Sertifikasına sahip olmaları zorunludur Kaynaklar : Ulaştırma Bakanlığı Mevzuatı
  • 10. 10 Ertan SELIMOGLU eselim43@gmail.com ÜNİVERSİTE ENDÜSTRİ İLİŞKİSİ 1 963 den beri öğrenci, öğrenci, işçi, imalat müdür yardımcısı, imalat müdürlüğü, genel müdür ve ortaklık ve tek başıma üretim yaptım. Üniversitelerde eczacılık, ve son olarak YTÜ Fen Fakülte- si Analitik Kimya Ana Bilim Dalından emekli olup, Akredite Laboratuvarında genç arkadaşlara danışmanlık yaparak yardımcı olmaya çalıştım. Halen, danışmanlık ve adli teknik problemlerde bil- irkişilik yapmaktayım. İçinden geçtiğim dallar; tekstil, ilâç, kozmetik, galvanoplasti , (STFA) Temel Araştırmada laboratuvar müdürlüğü, zemin enjeksiyon maddeleri danışmanlığı, deri boyaları, beton katkıları, su izolasyon maddeleri ve inşaat boyaları (BETEK, ortaklık, Genel Müdürlük-İmalat) ,teknik mütercim ve Kimya-Endüstri Dergisinde her sayı için redaktörlük ve 2-3 yazı hazırlardım. Gelelim konumuza: 1963 den beri güzel ülkemizde daima dalgalı bir endüstrileşme çabalarını gördüm. Üniversiteye başladığım zaman polimer dersi verecek hoca olmayınca, o günlerde Eyüp civarında Vinileks adıyla bilinen bir fabrikanın imalat müdürünü ders versin diye, o günkü Kimya Bölümü yönetimi davet etmişlerdi. Aynı şekilde tekstil boyama için Hoechst’ten, bir müdür beyi aynı şekilde davet ettiler. Yani, kendini sırça köşk olarak sayan Üniversite o günlerin mahdut imkânlarına rağmen gururlarını bir yana bırakıp iyi öğrenci yetiştirme gayreti içindeydi. O günlerde Hocalar birbirleriyle gurur içinde gerginlik yaratırlardı ama her birisi yurt dışında ve hatta önemli Kimya Bilim Adamlarının yanında asistanlık yapmalarına rağmen yeni dalların eğitimini kurumlarına sokma gayreti içindey- diler. Ölenlere Allah rahmet eylesin, yaşayanlara uzun ömürler dilerim. Sanayide de okul kadar önemli kurumlarda çalıştım. Ayvansaray Çikvaşvili Tekstil, Eczacıbaşı İlaç, STFA-Temel Araştırma Zemin etüdü, Apeks Boya, (Besan-Bekatsan),BETEK (diğer lakabı Filli boya), BETKİM. BETEK dışında bugün Endüstri piyasasında hiçbiri mevcut değil. Ya aile şirketi ol- maları veya kurumlaşamamaları sonucu satılıp kapandılar. O günkü fırsatlar içinde ani çıkış yapma- ları lakin araştırma guruplarının olmaması sonucu yok olmalarıyla sonuçlandılar. Bugün, Kimya endüstrisinde üç-beş gelenekleşmiş firma dışında çok sayıda ferdi gayretler var lakin bilgi istedikleri insanların bilgilerine ve emeklerine saygıları yok ve gelip geçici pozisyonunda kal- makta. Akla şu soru gelebilir? Para mı, Bilgi mi? Kimyager (Y.T.Ü Emekli Uzman)
  • 11. 11 Ayrıca şu yanlış kullanımı düzeltelim. İlim ve Bilim birbiriyle ilişkilidirler ama aynı değillerdir. Bilim bilinen şeylerin, yanlış doğru uygulamalı veya uygulamasız öğretilmesi demektir. İlim bilinmeyenin araştırılması ve bilinen hale getirilmesi demektir. İlim, temel bilimlerin iyice sindirilerek öğrenilip, beynin işletilmeyen lobundaki gri hücreleri faaliyete geçirilerek, evrenin alaca karanlığında yeni şeyleri, ilişkileri, olayları keşfedip insan hayatına kazandırmaktır. İlim/Bilim oranını iyi ayarlamak lazımdır. Öğrenirsiniz ama, kullanıcı ve çevre kirletici olursunuz. İlim yolunuzsa, üretirsiniz ve kullanma şart- larını tespit eder ve güclü olursunuz. Entalpi / Entropi, yapmak mı, bozmak mı ? Hayat görünür ve görünmeyen kimyasal reaksiyonların ve bağıntıların, perde arkası toplamıdır. Psikoloji dediğiniz zaman, gri hücrelerinizin oksido-redüksiyon çalışmaları sonucunda davranış biçim- lerine dönüşme bilimidir. Büyüklerin olumlu olumsuz etkileri ,bu oksido-redüksiyon olaylarının te- tiklenmesi-önlenmesi şeklinde ortaya çıkar. Psikiyatride kullanılan ilaçların etkisi , şartlanma sonucunda ortaya çıkan davranışlarımızı tetikleyen organik aminoasit ve bileşikleri miktarca arttırma veya azalt- ma prensibine dayanmaktadır. Bazen ilaç bazen de şiddet. Bilirseniz korkmazsınız, insan bilmediği ve görmediği şeylerden ya korkar ya da umursamaz. Bazı dinlerde, bilmezsen sorumlu değilsin, bilirsen sorumlusun denir. Şiddet unsurları, Adrenekrom (oksitlenmiş Adrenalin ) miktarını yüksek tutarak ya aşırı saldırgan ya da korku içinde sinmesine neden olmaktadır. Yalnız öğrenileni uygulamak değil, öğrenilenler vasıta ile yeni bilgileri öğrenip kullanmaya başlarsanız. İşte, medenileşmenin yolunda sağlam adımlarla gelişerek ilerlemeye başladınız demektir. Bugüne bak- mayın. Kitapları batı üniversitelerinde 1911 yılına kadar takip edilen İbn-i Sina’nın ilk trahom ameli- yatını yaparak hastanın büyük oranda görmesini temin ettiğini biliyor muydunuz. Ama, o günlerdeki bir din adamı onu suçladı. Yine bir TÜRK alimi olan Takiyüddin Efendi’nin icat ettiği Usturlabının yenilenip ve hatta elektronik yöntemlerle modernleştirilerek USA donanmasında kullanıldığını herhalde bilirsiniz. Lagari Hasan Çelebi, Hazarefan ve birçokları kitap temininin neredeyse olmadığı çağlarda nel- er yaptığını düşünürsek, sadece kılıç-kalkan ekibi olmadığımız anlaşılır. Ünlü Türkolog Kazım Mirşan Beyin “Öntürklerde Astrofizik” kitabında, o günkü Atalarımızın hatırladığım kadarıyla 56-65 adet elementi bildikleri yazmaktadır. Çiçek aşısı vb. Bugünün dünyasında yerli ve yabancı Kimyacılar önemlidir. Bizim gibi ülkelerin son kullanıcı olmak- tan kurtuluşun yolu Önce KİMYA’ dan geçer, ardından uygulamadan ve keşiflerden geçer. Malzemeyi üretmeden uygulama olmaz. Adliye Bilirkişiliği listesinde Kimyagerlik yok ama Bilgisayar Yazılımı var. Kimyasal üretim Kimyagerin elinde başlar, uygulamacı Mühendisle devam eder. Her konuda gücenmey- elim. İnsanlarda bu konuda anlama bozukluğu bulunmaktadır. Buğdayı ektiniz ve biçtiniz. Zamanında toplamazsınız, Ne yapacaksınız? Topladınız nasıl koruy- acaksınız? Un da yaptınız diyelim. Öyle yiyebilir misiniz? Eskiden insan kimyasını bilen Hekimler genel Kimyayı da bilirlerdi. Sadece genel konulara değindik. Kısmet olursa ısı izolasyonuna boyalara ve diğer konulara da girerek projelerin nasıl seçilmesi gerektiğinede değineceğim. Sevgi ve Saygılarımla.
  • 12. 12 Ismail BAYRAKTAR ismbyrktr@gmail.com BerilyumAdı Berilyum Sembol Be Atom Numarası 4 Erime Noktası 1278o C Kaynama Noktası 2970 o C Sınıfı Toprak Alkali Kristal Yapısı Hegzagonal Buluşu Yapan Frendrich Wohler Y eryüzü kabuğunun yaklaşık % 0,001’i Berilyumdan oluşmuş- tur. Bu hafif element hem metalik, hem de ametalik özellikler gösterir. Periyodik tabloda II A’ da alkali toprak metallerin ilki ve en hafifidir. Adını içinden türediği beryl cevherinden ( 3BeO.Al2 O3 .6SiO2 ) alır. Krom bileşiklerinin varlığında yeşil renkte olduğundan cevher, züm- rüt adını alır. Mavi-gri olduğunda akuamarin (bezadi taşı) adını alır. Magnezyumun üstünde olmasına karşın şaşırtıcı şekilde yüksek bir erime noktasına(1287 o C) sahiptir. ( Lityum 179 o C ve Mag- nezyum 651 o C). Birkaç radyoaktif izotopu bilinmektedir. Bileşiklerinde +2 değerli olur. Tabiatta az rastlanan ele- mentlerden olup yer kabuğunda %0,001 nispetinde bulunur. Berilyum minerallerinin yataklarının çoğu Brezilya, Arjantin, Afrika ve Hindistan’dadır. Berilyumun elde edilmesi için beril mineralinden faydalanılır. Beril öğütülerek ince toz haline geti- rilir. Beril, sodyum hekzaflorosilikat (Na2 SiF6 ) ile karıştırılıp 850°C’ye ısıtılır. Meydana gelen sodyum fluoroberilet (Na2 BeF4 ), Mg ile 1000 °C’de indirgenerek berilyum elde edilir. Metalik berilyum çok sert ve çelik gibi parlak olup oda sıcaklığında kırılgandır. Berilyum kimyasal özellikleri bakımından alüminyuma benzer. Kuru havada dayanıklı olup, ancak kızıl derecede yükseltgenir. Kaynar haldeki suya karşı bile oldukça dayanıklı olan berilyum, seyreltik HCl ve H2 SO4’ te çözünür. Fakat seyreltik HNO3 ’ten etkilenmez. Yüksek Kimyager (Mezun)
  • 13. 13 Berilyum, teknikte doğrudan doğruya kullanılmaz; bazı alaşımların bileşiminde yer alır. Mesela %3 or- anında bakırla karıştırıldığında, bakırın kopma direncini altı katına kadar arttırır. Atom numarası küçük olduğundan röntgen ışınlarını kolayca geçirir. Bundan dolayı röntgen lambalarının pencereleri bu met- alden yapılır. Beril Berilyum aluminosilikat yapısında Al2 (SiO3 )6 en yaygın berilyum mineralidir. Soluk mavi yeşil renkli akuamarin, koyu-yeşil zümrüt, altın sarısı helyolit ve pembe renkli morganit gibi bazı türleri mücevher olarak kullanıldığından eski çağlardan beri kıymet taşımıştır. Beril, gnayslarda mikalı şistlerde görülen granit kayaçların ve bunlarla ilişkili pegmatit setlerin (dayk) tali elemanıdır. Zümrüt, mikalı şistlerde ve bitümlü kireçtaşlarında, öteki değerli taş türlerine çoğunlukla pegmatit içindeki kovuklarda rast- lanır. Değerli taş niteliği taşımayan beril ise, çoğu pegmatit kayaçta, genellikle dağınık, küçük kristall- er halinde bulunur. Brezilya'da 200 tonluk , ABD'nin Güney Dakota eyaletindeki Black Hills'te 5,8 m uzunluğunda ve 1,5 m çapında, Maine eyaletindeki Albany'de en büyüğü (18 ton) 5 m uzunluğunda ve 1 metre çapında olan büyük parlak kristaller de elde edilmiştir. 1925'ten önce beril yalnızca mücevher taşı olarak kullanılırdı. Bu tar- ihten sonra, berilyum için pek çok önemli kullanım alanı ortaya çıktı ve beril bu nadir elementin cevheri olarak yaygın biçimde aranır oldu. Ama geniş çökeller bulunmadığından berilin büyük bölümü feldispat ve mika madenciliğinin yan ürünü halinde üretilir. Madenlerden çıkarılan beril miktarı yıldan yıla değişmekle birlikte, 1930’dan bu yana devamlı artış göstermiştir. Türkiye’de İşercekaya Mevkii Söğütçük Köyü (Simav-Kütahya) ve Kozlu- ca Köyü (Gördes-Manisa) yörelerinde pegmatitler içinde berile rastlan- mıştır. Kullanım Alanı Nükleer teknolojide berilyum ve radyum karışımı, proton kaynağı olarak kullanılır. Radyum, radyoak- tif bozunmalarda devamlı bir alfa partikül kaynağıdır. Bu alfa partikülleri ile berilyum bombardıman edildiğinde nötron üretilir. Hafif bir element olması sebebiyle nötron reflektörü elementlerinde, güç kontrol silindirlerinde kullanılır. Keza berilyum, mermi ve uzay araçlarında yapı malzemesi olarak kul- lanılır. Yüksek elastik modülü ve elastik limiti sebebiyle roket ve uçaklarda jiroskopla idare sisteminde bu madenden istifade edilir. Yüksek oranda ısı emebilme özelliği nedeniyle hava ve uzay taşıtlarında, iletişim uydularında, nükleer santrallerde ve füze yapımında kullanılır. Ayrıca, hafif metal alaşımlarında, X-ışını tüplerinin pencere- lerinde ve saat zembereklerinin yapımında da kullanılır. Yüksek bir erime noktasına sahip olması, hafi- fliği ve çelikten çok daha esnek bir metal olması nedeniyle bilgisayar parçaları yapımında, berilyumun bakır alaşımında, kaynak yapımında, elektrik bağlantılarında ve elektrotlarda kullanılır. İzotopları Berilyumun doğada bulunan tek kararlı izotopu 9 Be’ dur. Yarı ömrü 2.700.000 yıl olan 10 Be ve 10-15 saniyeden daha kısa bir sürede kendiliğinden iki alfa parçacığına bölünen 8 Be gibi yapay izotopları da üretilmiştir. Bileşikleri Berilyum bileşikleri, bütün bileşiklerinde + 2 değerlidir. Bileşikleri genellikle renksiz ve oldukça tat- lıdır; elemente bir zamanlar, Yunanca glukus (tatlı) sözcüğünden türetilmiş glusinyum adının verilm- esi de buradan kaynaklanır. Çözelti, kuru toz ya da buhar halindeki çözünür bileşikleri ise zehirlidir; bu bileşikler, dokunma yoluyla deri iltihabına, solunum yoluyla da zehirli fosgen (karbonil klorür) gazınınkine benzeyen şiddetli zehirlenme belirtilerine yol açar.
  • 14. 14 Berilyumun oksijenli bileşiği olan berilyum oksit (BeO) elektrik direnci, dielektrik gücü ve ısı iletkenliği son derece yüksek olan tuğlamsı bir maddedir ve yüksek sıcaklıklarda çalışan nükleer aygıtlarda kul- lanılan seramik malzemelerin yapımı gibi çeşitli uygulama alanları vardır. Klorlu bileşiği olan berilyum klorür (BeCI2 ), Friedel Crafts Tepkimesi’nde katalizör etkisinde bulunur ve berilyumun elektroliz yoluyla üretilmesinde ve arıtılmasında, elektroliz banyolarında kullanılır. Amonyak (NH3 ) ve karbondioksitten (CO2 ) çözeltilerek hazırlanan bazik berilyum karbonat, Be CO3 .xBe(OH)2 , berilyum tuzlarının bileşi- minde başlatıcı madde olarak kullanılır. Be4 O(C2 H3 O2 )6 formülündeki bazik berilyum asetat da aynı amaçla kullanılır. Berilyum, organik düzenleşim (koordinasyon) bileşikleri oluşturur ve berilyum alkiller ve ariller gibi bazı organometalik bileşiklerde karbona doğrudan bağlanır. Berilyum Hastalıkları Berilyum tozlarının solunmasıyla üç çeşit hastalık görülmektedir. Yoğun beril tozu solunmasına bağlı, fatal akciğer ödemi, ikinci türü deri belirtileri ile ortaya çıkan bir hastalık. Deride kızarıklık, papül, vezikül ve granüloma oluşumu ve sonuncusu da Kronik Berilyosis türü. Yoğun olmayan berilyum tozu solunmasından, aylar veya 10-15 yıl sonunda ortaya çıkan öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı ile ortaya çıkan tablo. Bu tablo radyolojik ve laboratuar sonuçları yönünden sarkoidosis denilen hastalığa çok benzer. Aralarında önemli farklar, sarkoidosiste sık görülen üveitis, parotitis, kemik lezyonlarının berilyosiste olmaması ve tanı değeri yüksek olan Kveim testinin berilyosiste negatif olması ve akciğer biyopsisinde granülomalarının görülmemesi. Literatürde sarkoidosis tanısı almış hastaların önemli bir kısmının kronik berilyosis olduğu anlaşılmıştır. Teşekkürler Bu çalışmada bana desteğini hiçbir zaman esirgemeyen öncelikle aileme, Tekirdağ’da bulunan Setaş Kimya Color Center Tekstil Teknolojisi’nde çalışan mesai arkadaşlarıma, Yazıda emeği olan çok saygı değer hocalarıma, Berilyum hastalıkları hakkında beni bilgilendiren Göğüs hastalıkları Uzmanı Dr. Y.İzzet BARIŞ’a, Teşekkür ederim. Kaynaklar : 1. Beryllium diseaser/Barış, Y.İ; 2008. 2. Wikipedia/Compounds of Beryllium 3. Beryllium and Beryllium Compounds/NY, 2001. 4. İTÜ Metalurji ve Malzeme Bölümü Notları/2006. 5. Fundamentals, Beryllium/2007.
  • 15. 15 Ebru ÇETINKAYA ebr_ctnky_81@hotmail.com Çikolata M erhaba İnovatif Kimya Dergisi okur- ları, Tadına doyamadığımız, herkes tarafından sevilen ve mutsuz anların vazgeçilmezi özellikle biz bayanların baş tacı bir besindir çikolata. Peki vazgeçilmezimiz olan çikolatanın tarihinin yaklaşık 4000 yıl öncesine dayandığını biliyor muy- dunuz? İlk kez M.Ö. 2000 yılında Latin Amerika’da Honderas’ın Ulua vadisinde yapıldığı düşünülmektedir. Ama, çoğu kay- nak- ta da çikolatanın ilk defa Mayalar ve Aztekler tarafından yapıldığı yer almaktadır. Çikolata Azteklerin ve Mayaların sosyal ve din yaşamında önemli bir yere sahip olmuş, yaşamı ve verimliliği sembolize etmiştir. Çikolata aynı zamanda ilaç olarak, kakao tane- leri de çok değerli olması nedeniyle para olarak kullanılmıştır. Kaynaklarda, ilk çikolatanın İngiltere’de yapıldığı, ilk sütlü çikolatanın ise İsviçreliler tarafından yapıldığı belirtilmektedir. 1600’lerin ortalarında çikolata içeceği İtalya, Hollanda ve Fransa’ya yayılmıştır. 1780’de çikolata ilk defa makine ile İspanya’da yapılmıştır. 1875’de ilk kez sütlü çikolata yapılmıştır. Herkes için çok farklı anlamlar üstlenen, tarif ve tanımlarla anlatılan çikolatanın Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği'ndeki tanımı ise,“Kakao ürünleri ile şeker ve/veya tatlandırıcı; gerektiğinde süt yağı dışındaki hayvansal yağlar hariç olmak üzere diğer gıda bileşenleri ile süt ve/veya süt ürünleri ve Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde izin verilen katkı ve/veya aroma maddelerinin ilavesi ile tekniğine uygun şekilde hazırlanan ürün” şeklindedir. Çikolatanın ham maddesi dendiğinde ilk aklımıza gelen tabi ki kakao…Kakao, Theobroma Kakao adı verilen kakao ağacından elde edilir ve sonrasında yağ, süt ve şeker ile karıştırılarak enfes tat çikolata oluşur. Ham maddeler arasında önemli bir yere sahip olan diğer bileşen ise lesitindir.Lesitin vizkoziteyi azaltmak için kullanılır ve böylelikle daha az kakao yağı da kullanılmış olur. Çikolatanın bileşiminde yağlar, proteinler, karbonhidratlar, mineraller ve vitaminler bulunmaktadır. Çikolatadaki yağın %95-98’ini kakao yağı ve süt yağı oluşturmaktadır. Kakaoda çok farklı çeşitlilikte aminoasitler bulunmasına rağmen, yağsız kakao kitlesinin sadece %25’ini proteinler oluşturmaktadır. Çikolatadaki karbonhidratlar ile aynı kalori değerine sahip diğer şekerlemeler arasındaki fark; şekerin kana karışma hızıdır. Çikolatadaki şekerler, daha hızlı bir şekilde kan şekerini yükseltmektedir. Çikolata- da kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, klor ve sülfür mineralleri de bulunmaktadır. Kimyager (Ögrenci)
  • 16. 16 Çikolata yapımında bir çok yardımcı malzeme kullanılmaktadır.Bunlar; çözücüler,organik asitler (sitrik asit,fumarik asit), emülgatörler(gliseril monostearat, tpoligliserin esterler,lesitin),yapay tat- landırıcılar(sakkarin,sodyum siklomat,sorbital),antioksidanlar ve aroma maddeleri(badem yağı,anason yağı,defne yağı,kimyon yağı,çin tarçını yağı)dir. Çikolata üretimi sırasında aroma maddelerinin özütlen- mesi ve dispersiyonu amacıyla değişik çözücüler kullanılmaktadır. Çözücünün seçiminde saflık, kimyasal nitelik ve ülkelerin gıda mevzuatları dikkate alınmaktadır. Sanayide kullanılan çözücülerin en yaygın- ları; etil alkol, propilen glikol, gliserol ve izopropil alkoldür. Antioksidanlar ise yağların oksidasyonunu önlemede yararlanılan bir kısmı doğal, bir kısmı yapay maddeler olup oksidatif acılaşmayı önlemektedir. Bunların sitrik asit, fosforik asit ve EDTA gibi maddelerle birlikte kullanılmaları oksidan etkinliği arttır- maktadır. Çikolatada 300’den fazla kimyasal madde bulunmakta ve bu maddelerden bazıları çikolata yediğimizde kendimizi neden daha mutlu hissettiğimizi açıkça ortaya koymaktadır. Çikolata yediğimizde mutlu ol- mamızı sağlayan anandamit (C22 H37 NO2 ) gibi. Beynimiz tarafından da üretilen anandamit molekülü acı ve depresyon duygularının önüne geçer. Çikolatanın içindeki bazı kimyasal maddelerin, yine çikolatadaki anandamitin beyinde üretilen anandamitten çok daha yavaş parçalanmasına neden olduğu ve böylece mutluluk hissinin bir süre daha devam etmesini sağladığı düşünülüyor. Çikolatada bulunan başka bir kimyasal madde ise teobromin (C7 H8 N4 O2 ). Acı bir tadı olan teobromin bir alkoloiddir. Alkoloidler nitrojen içeren, bazik özellikte organik maddelerdir. Teobromin uykulu olma halini, astım belirtilerini azaltan ve öksürüğü baskılayan bir kimyasal maddedir. Fakat,Teobromin köpekler için toksik bir maddedir. Hatta birçoğumuz çikolatanın köpekleri kör et- tiğini biliriz. Köpeklerin kör olma nedenidir teobromin. Sadece kör etmekle kalmayıp kakao oranı yüksek, 50 gram çikolata bir köpeği canından edebilir.Teobromin köpekler kadar olmasa da insanlar için de kilogramda 3’te bir oranında zehirli etki gösteriyor, ancak ölümcül dozda teobromin almak için kısa sürede yaklaşık 5 kilo- gram sütlü çikolata tüketmek gerekiyor. Çikolatada bulunan kimyasal maddelerden olan feniletilamin (C8 H11 N) kan basıncı ve glikoz seviyesini artırır. Bunun sonucunda ken- dimizi daha canlı ve mutlu hissederiz. “Aşk ilacı” olarak bilinen feniletil- amin âşık bir insanın beyin kimyasını taklit ediyor, yani âşık olduğumuzda salgıla- nan bazı kimyasalların salgılanmasını sağlıyor. Araştırmalara göre vücutta feniletilamin miktarı arttıkça depre- syonun belirtileri azalmaktadır. Sizlerle paylaşacağım son kimyasal tür ise polifenollerdir. Antioksidan özelliği olan polifenollerin damar sertliği gibi kalp rahatsızlıkları için faydalı olduğu ve iyi kolesterol seviyesini artırdığı belirtiliyor. Polif- enollerin en çok araştırılan gruplarından biri flavonoidlerdir. Flavonoidler çeşitli meyvelerde, sebzelerde ve çikolatada bulunur. Kakaoda bir tür flavonoid olan flavanoller bulunur. Flavanoller beyinde kan akışını artırır, böylece damar hastalıklarını önler. Flavonollerin kalp sağlığı için de faydalı olduğu belirtiliyor. Her birimiz farklı damak zevklerine sahip bireyleriz. Bu nedenle her zaman çikolata seçimlerimizde de damağımıza en çok uyan bizi en mutlu eden olur. Bir çikolata sever olarak her birinin tadı bir başka tabi ki ama onları birbirinden ayıran farklılıklar neler, neden bitter yediğimizde acımsı tat alırken sütlü çikolata bize daha tatlı gelir? Cevabı içindeki ürünlerde ve ürünlerin yüzdelerinde saklı. Bitter çikolata: Bileşiminde en az %18 kakao yağı ve en az % 14 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekil- de en az % 35 toplam kakao kuru maddesi içeren çikolatadır. Sütlü çikolata: Bileşiminde en az %2,5 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekilde en az %25 toplam kakao kuru maddesi içeren, ayrıca en az %14 süt kuru maddesi ve en az % 3.5 süt yağından oluşan, kakao yağı ve süt yağı toplam miktarı ise en az %25 olan çikolatadır. Çikolataya daha açık kahverengi rengini, krema dokusunu ve tadını veren süt tozu katılır. Beyaz çikolata: Bileşiminde en az %20 kakao yağı ve en az %14 süt kuru maddesi içeren ve en az %3,5’i süt yağı olan çikolatadır.
  • 17. 17 Dolgulu çikolata: Dış kısmı toplam ürün ağırlığının en az % 25’ini içeren, bitter çikolata, sütlü çikolata, bol sütlü çikolata ve beyaz çikolatalardan birinden oluşan dolgulu çikolatadır. Pralin: Toplam ürün ağırlığının en az % 25 i bitter çikolata, sütlü çikola- ta, bol sütlü çikolata, beyaz çikolataların kombinasyonundan, karışımından veya herhangi birinden ya da dolgulu çikolat- adan oluşan bir lokma büyüklüğündeki çikolatadır. Yazımın genelinde çikolatanın içindeki maddelerden ve etkilerinden bahsettim. Şimdi kısaca çikolatanın insan sağlığı üzerindeki etkisinden de bahsedeyim. • Bağışıklık ve üreme sistemi için faydalı demir ve çinkoyu yüksek oranda içermektedir. • Çikolata diğer tatlılara oranla diş sağlığı açısından daha zararsızdır; çünkü sütlü çikolata yüksek miktarda protein, kalsiyum ve fosfat içeriği nedeni ile diş minesini korumaktadır. Çikolata ve İnsan Sağlığı • Çikolatanın içinde bulunan antioksidanlar kansere karşı koruyucudur. • Güçlü dişleri sağlayan florid açısından da zengin olan çikolata, stresle mücadelede faydalı olan pota- syumu da içermektedir. • Çikolata büyük miktarda bakır da içermesi nedeni ile, vücudun demiri absorbe etmesine yardımcı olmaktadır. • Her gün az miktarlarda çikolata tüketimi kanda pıhtılaşmayı önler ve böylelikle ani kalp krizlerinin önüne geçer. • Çikolata aynı zamanda yiyen kişiye enerji verir ve diğer tatlılara oranla kan şekerini hızlı yükseltmez Tabi ki anlatılanlara bakarak çikolata tümüyle yararlı diyemeyiz. Çikolatanın ham maddesi olan kaka- onun %55’i yağlardan oluşuyor ve bu yağların bazılarının doymuş yağ olmasından dolayı kalbe zararlı olduğunu unutmayın. Çikolataya gün içerisinde mutlaka yer ayırmalıyız ki her yaştan bireyin sağlığı açısından faydalı olacaktır. Fakat çikolatanın enerji değeri düşünüldüğünde, tüketiminin günlük 1-2 parça ile sınırlı tutulması unutulmamalıdır. Her şeyin azı karar, çoğu zarar. Sağlıcakla kalın. Kaynaklar : 1- https://muhammadsubchi.files.wordpress.com/2010/04/beckett-the_science-of-chocolate.pdf 2-http://www.elit-chocolate.com/tips-from-the-master/ 3-http://vizyon21yy.com/documan/Genel_Konular/Guncel/Gida_Dosyasi/Cikolatanin_Kimyasi.pdf
  • 18. 18 Gamze ÇALGIN milkyway-44@hotmail.com MEMBRAN H ızla artan nüfus ve beraberinde insanoğlunun lüks yaşam isteği ve bu istek doğrultusunda rekabetin artması ,devletler arası kimyasal/biyolo- jik güçlerin kişisel menfaatler doğrultusunda kullanılması dünyanın dengesini ve kimyasını bozmuş durumdadır. Dengenin bozulmasıyla fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirlilik gibi doğa ve doğanın bize sunduğu kaynak- ların yoğun tahribi birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bu problemlerin başında besin kaynağı sıkıntısı ve beslenme problemleri gelmiştir. Bu sebeple yeni besin kaynakları araştırmaya ve en önemlisi mevcut besinlerden maksimum düzeyde yararlanmaya yönelik çalışmalar, günümüzde büyük önem ahzetmiş ve bu bağlamda çokta iyi davranmadığımız doğa ve hatta evren bizlere çoğu kez model teşkil etmiştir. İşte bu var olan muazzam modeli fark edip bunu günümüz boyutlara(makro veya mikro) indirgemek, be- lirli prosesler(süreçler) için uygun hale getirmek Fen Bilimlerini en çok da Kimya Bilimini ve Mühendis- lik Bilimlerini ilgilendirmektedir. Bilim dünyası bozulan dengenin iyileştirilmesine yönelik son yıllarda en çok bilinçsizce kirlettiğimiz suların üzerinde yeni çalışmalar yapmaktadır. Kirlettiğimiz suları içme ve kullanıma uygun hale getirmek için Membran Prosesleri uygulanmaktadır. Aynı zamanda membran sadece su arıtma tesislerinde kullanımla sınırlı kalmayıp kısa zaman içerisinde kimya ,tıbbi ilaç ve özellikle gıda endüstrisinde sıvıların süzülmesinden konsantre edilmesine kadar birçok sorunun çözümlenmesinde kullanılmaktadır. Şimdi gelin hayatımızda büyük bir öneme sahip olan son yılların en gözde, belki de üzerinde en çok durulan konusu Membran’ı tanıyalım. Membran Nedir ? Membran; moleküler karışımların ayrılması için kullanılan ayırma prosesidir.[5]İki faz arasında seçicilik yapan bir ayraç olarak ta tanımlanabilir. Ayrıca membran bilim dünyasın da hücre zarı olarak da tanımlanmaktadır. Böyle tanımlanmasının ve uzun yıllar adından bu şekilde bahsedilmesinin nedeni hücre zarının membran prosesleri için model teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. Tüm canlılarda bulunan hücre zarı, madde giriş çıkışlarını, ozmo- tik dengeyi sağlaması gibi bir çok göreviyle membran için muazzam bir model olup günümüz boyutlara getirilip bir çok gelişmeye uğrayıp hayatımızın hemen hemen her noktasında kullanımına rastlaya- cağımız hale getirilmiştir. Her bir membran prosesi özel bir ayırma işlemini gerçekleştirecek bir membranın kullanılmasıyla belirle- nir. Membran ayırma yöntemleri gaz, buhar ve sıvıları içeren bir çok alanda kullanılmak üzere ortaya çıkarılmıştır. Düşük enerji ihtiyaçlarından dolayı önemli bir avantaja sahiptirler. Membran ayırma teknolojisindeki ciddi araştırmalar son 25 yıl içerisinde olmuştur. Teknik olarak uygun membran ayırma yöntemleri; ters ozmos ,gaz ayrımı,dializ,elektrodiyaliz,membran elektrotlar,mikrofil- trasyon,ultrafiltrasyon,çapraz akışlı filtrasyon olarak sıralanabilir. Kimya Mühendisi (Ögrenci)
  • 19. 19 Bu tekniklerden en çok karşımıza çıkan membran denince ilk akla gelen teknik ayırma yöntemi Ters Oz- mos’dur. Ters Ozmos Hidrostatik basınç farkı altında yarı geçirgen bir membran üzerinde bulunan derişik çözeltinin ,ozmotik akışın tersi yönünde bir akış sağlanarak çözeltinin saflaştırıldığı bir ayırma yöntemidir.[1] Aşağıdaki şemalar- da gösterilmiştir. Bu yöntemde bir çok iyon ve molekül %100 ‘e yakın ayrılabilmektedir. Fakat uygulanan basınç biraz yüksek olup 20-25 atm kadardır. Deniz suyundan saf su elde etmede , meyve sularının deriştirilmesinde ve su sertliğinin giderilmesinde kullanılır.[1] Diğer ayırma yöntemleri de Ters Ozmos kadar günlük hayatımızı kolaylaştıran uygulamaları içermekte ve büyük birer önem teşkil etmektedir. Membran Tipleri Nelerdir ? Membranlar çok farklı kimyasal doğaya sahip olabilmelerine rağmen Mikro-gözenekli ,homojen,iyon değiş- tirici ve asimetrik membran olmak üzere 4 gruba ayrılır.[2] Ayrıca seramik ,metal ve sıvı membranlar ve na- noteknolojiyle üretilmiş membranlar da vardır. Bu gruplardaki her bir membran türü farklı şekillerde ayırma işlemlerini yerine getirir. Bundan dolayı membranları tanımlarken ne olduklarından ziyade, ne iş yaptıkları dikkate alınmalıdır.
  • 20. 20 1.Mikro-gözenekli Membranlar Mikro-gözenekli membranlar yapısal ve fonksiyonel olarak geleneksel filtrelere benzerler. Kütle aktarımı işlemlerinde kullanılan en basit membranlardır. 0.01-10 µm çap aralığındaki küçük gözenek boyutlarıyla filtrelerden ayrılırlar.[2] Mikro-gözenekli bir membrandan çözünen maddelerin ayrılması moleküler boyut ve gözenek boyut dağılımının bir fonksiyonudur.En büyük gözenekten daha küçük ve en küçük gözenekten daha büyük parçacıklar membrandan kısmen geçerler.En küçük gözenekten daha küçük olanlar ise membrandan tamamen geçerler.[2] Mikro ve ultra gözenekli membran hazırlamak için değişik türden maddeler kullanılır.Bu tür membranlar ticari alanda oldukça önemlidir. Membran ayırma teknolojisi uygulamalarında , mikro membran gıda testleri kimyasal, nanoteknoloji, enerji ve çevre koruma gibi olanlarda özellikle bilimsel araştırmalarda yaygın ve en hızlıca gelişen bir türdür. 2.Homojen Membranlar Bu tür membranlar yoğun membranlar olarak da tanımlanmaktadır. Bu tip membranlarda taşınım sa- dece difüzyon ile değil aynı zamanda kimyasal türlerin membran içindeki çözünürlükleriyle de ilgilidir. [2]Yani çözeltideki bileşenlerin membran fazından ayrılması aktarım hızıyla doğrudan ilgilidir.Aktarım hızı türlerin difüzlenebilirliğine ve membran fazındaki derişimlerine bağlıdır.[1] Örneğin herhangi bir karışımı oluşturan bileşenlerin ayrılması membran içindeki difüzivite ve çözünürlükleriyle belirle- nen göreceli geçiş hızlarıyla ilişkilidir.Bir çok gaz ayırma pervaporasyon (bir tür membran kullanarak karışımları ayırma biçimine pervaporasyon denir) ve ters ozmoz membranı homojen (yoğun) mem- brandır.[2] Bu tür membranların geçirgenlikleri oldukça küçüktür ve olabildiğince ince hazırlanır.[1] Hazırlanırken daha çok film hazırlamak için kullanılan yöntemler kullanılır.Bunlar;basınçla kalıplama çözelti dökümü vb.
  • 21. 21 Bu tür membranlar daha çok su arıtma cihazlarında, pvc yapımlarında ve kimyasal atık/çöp depolarında vb. alanlarda kullanılmaktadır. 3.İyon Değiştirici Membranlar (Elektrikçe Yüklü Membranlar ) Bu tip membranlar yoğun veya mikro-gözenekli olabilir ,ancak çoğunlukla çok ince mikrogözeneklere sahiptir ve gözenek duvarları pozitif veya negatif yüklü iyonlar taşır. Sabit yükün işaretine bağlı olarak anyonik, ya da katyonik olarak adlandırılırlar. Katyon değiştirici membranlar, katyonların geçişine izin verip, –SO3 - , –COO- , –PO3 2- , –PO3 H- , –C6 H4 O gibi anyonları geri iten sabit negatif yüklü gruplar içerir. Anyon değiştirici membranlar ise, anyonları geçirip, –NH3 + , –NRH2 + , –NR3 + , –PR3 + , –SR2 + gibi katyonları geri iten sabit pozitif yüklü gruplar içerir.[2] Ayırma işlemi çözeltideki iyonların yük ve derişiminden etkilenir. Yüklü membranlarla ayırma işlemi, membran yapısındaki sabit iyonlarla aynı yüke sahip iyonların dışarıda tutulmasıyla gerçekleştirilir.[2] Elektrik yüklü membranlar elektrolitik çözeltilerin işlenmesinde kullanılır. 4.Asimetrik Membranlar Bugün ayırma işlemlerinde kullanılan en önemli membranlar yüksek kütle aktarım hızına ve yüksek mekanik dayanıklılığa sahiptirler. Asimetrik membranlar integral asimetrik ve kompozit asimetrik membran olmak üzere ikiye ayrılır.[1] Bir membranda taşınım hızı membran kalınlığıyla ters orantılıdır. Ekonomik nedenlerden dolayı yüksek taşınım hızı istendiği için membran mümkün olduğunca ince olmalıdır.[2] Yine bu tür membranları hazırlarken film imalat teknolojisinden yararlanılır.Çok daha ince bir film tabakası elde etmek istersek kompozit asimetrik membranlar kullanılmalıdır.Çünkü kompozit asimetrik membranlar çok daha fazla kalın gözenekli bir yapıyla desteklenmiş son derece ince bir yüzey tabakasından oluşur. Bu tür membranlar hemen hemen bütün proseslerde kullanılır. 5.Metalik,Seramik ve Sıvı Membranlar Ticari olarak kullanılan membranların çok büyük bir kısmı polimerlerden imal edilir. Bununla beraber son yıllarda diğer malzemelerin kullanımında artış görülmektedir. İnorganik membranlar mikro-gözenekli veya gözeneksiz (yoğun) olabilirler. Mikro-gözenekli inorganik membranlar amorf ve kristalin seramik membranları içermektedir. Yoğun inorganik membranlar po- likristalin seramik veya metalden imal edilirler.[2] Metalik Membranlar Gözenekli bir inorganik destek üzerine desteklenmiş ince bir film olarak hazırlanabilir.[2]Metalik mem- branlardan en çok popüler olan membran tipi paladyum membranlardır.Bu membran tipi daha çok gaz karışımından hidrojenin ayrılmasında tercih edilmektedir.[2]
  • 22. 22 Seramik Membranlar Yüksek sıcaklık altında sinterlenmiş Alumina ,Titanyum veya Zirkonyumdan mamul poroz bir filtredir. Poroz;kimya terminolojisinde gözenekli yapıda olan maddeleri ifade etmektedir.Poroz yani gözenekli aktif membran yüzeyi asimetrik yapıdadır.Bu makrogözenekli yapı sürücü gücü basınç olan mikrofiltra- syon (MF),ultrafiltrasyon (UF), hatta nanofiltrasyon (NF) proseslerinde seperasyon yapılırken güçlü bir mekanik dayanım sağlar.Seramik membranlar daima Cross Flow Filtration (Çapraz Akış Filtrasyonu) modunda çalışırlar. Seramik membranların avantajları ;asitlere ,bazlara ve oksidanlara karşı yüksek dayanım sağlarlar. Sol- vent dayanımı ,aşınmalara karşı yüksek dayanım , kolay yıkanma ve renerasyon dayanımı sağlarlar. Aynı zamanda yüksek sıcaklıklara dayanım ve buharla dezenfekte edilebilme özelliklerine sahiptir. Su ve atıksı arıtma ,gıda ve içecek sanayi ,ilaç ve fermantasyon ,kimya endüstrisinde kullanım alanları mevcuttur.[3] Sıvı Membranların tanımını şu şekilde yapacak olursak eğer bir membran ,iki faz arasında yarı geçirgen bir bariyer olarak görülüyorsa,karışmaz nitelikteki bir sıvı da iki sıvı veya gaz faz arasında bir membran olarak görev yapabilir.Dolayısıyla Sıvı Membran iki faz arasında yer alan ve bu fazlarla karışmaz nitelikte olan sıvıdır. Sıvı membran sistemlerinin başlıca 4 çeşidinden söz etmek mümkündür. Bunlar;Yığın Sıvı Membran (BLM), Destekli Sıvı Membran (SLM), Elektrostatik Yalancı Sıvı Membran (ESPLIM) ve Emülsiyon Sıvı Membran (ELM)’dır. Sıvı membranlar çeşitlerine göre yüzey aktif,organik çözücü ve taşıyıcı maddelerin her üçünü içere- bildikleri gibi bunların farklı kombinasyonlarına da sahip olabilmektedir. Sıvı membranların avantajları;yüksek ayırma faktörleri,katı membranlara göre daha yüksek kütle alan- ları,ölçeklendirme kolaylığı,düşük yatırım ve işletme maliyeti sayılabilir. Sıvı membranlar ,kimya mühendisliğinde ,su arıtmada,hidrometalurijide ,biyoteknolojik ve biyomedikal uygulamalarda kullanım alanı bulunmaktadır.[4] 6.Nanoteknolojiyle Üretilmiş Membranlar Nanoteknolojiler genel olarak şekil ve boyutları nanometre ölçeğinde oluşturarak gerçekleştirilen uygu- lamalardır ve ortaya çıkan özellikler büyük ölçektekinden önemli ölçüde farklılık gösterirler. Nanometre ölçeğinde 1mm uzunluğundaki çapa sahip karbon nano tüpler (CNT) çok iyi derecede yapısal ve iletkenlik özelliklerine sahiptir. CNT’lerle takviye edilmiş iletken lifler yüksek yüzey alanına sahip membranlarda kullanılabilmekte ve kimyasal ,biyolojik maddelerin tanımlanması ve filtrasyonu için sensör sistemleri olarak değerlendirilmektedir. Nanoteknolojiyle ,biyolojik molekülleri içeren karışımların ayrılmasında kullanılabilecek filtreler geliştirilmiştir.[2]Bu gelişmelerle beraber kullanım alanları genişletilmektedir.
  • 23. 23 Membranın Kullanım Alanları Membranlar pahalı malzemeler olmasına rağmen yıllardır su arıtma tesislerinde ve ticari olarak gazların ay- rılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla sınırlı kalmayıp bir çok kimyasal reaksiyonda katalizör olarak kullanılması ,gıda endüstrisinde meyve suyunun berraklaştırılmasında, proteinlerin derişiklendi- rilmesinde kullanılmakta olup ayrıca PVC yapımında ,izolasyonda ,kimyasal atık/çöp depolarında , tekstil sanayisinde vb daha bir çok alanda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Membranın kullanım alanlarının günümüzde ki yeri çok olduğundan bu konu daha sonraki sayıda derinle- mesine işlenecektir. Kaynaklar : 1.Demir Sema(1995,Temmuz),Şarapların,Poli Membranlarla Çapraz Akışlı Filtrasyon Yöntemi İle Arıtıl- ması ,Kimya Yüksek Lisans Tezi ,Gazi Üniversitesi Fen bilimleri Enstitüsü 2. http://www.ytusigmadergisi.com/scientific/2006-4-1-tam.pdf 3. http://www.ceyka.com.tr/tr/seramikmembran.html 4. http://www.ytusigmadergisi.com/pdfs/243.pdf 5. http://www.journalagent.com/pajes/pdfs/PAJES_8_2_255_263.pdf
  • 24. 24 Haydar GÖKSU adar_gok@hotmail.com DENİZ KABUKLARI K imyada bazı katyon ve anyonların yan yana gelmesi ile iyonik yapılı tuzlar oluşmaktadır. Örneğin Ca+2 ve HCO3 - iyonları bir araya gelerek kalsiyum karbonat (CaCO3 ) yapısı oluşmaktadır ve bu iyonik yapılı bileşik kalsit adıyla da bilinmekte- dir. Kalsit, karbondioksit (CO2 ) içeren suda çözünerek Ca(HCO3 )2 yapısını oluşturmaktadır. Kalsit, doğada bol miktarda bulunmaktadır. Özellikle volkanik kayaların ve mermerin yapısında kalsit yapısı mevcuttur. Deniz kabuklarının yapısı da kalsit tabakasından oluşmaktadır. Deniz kabukları; salyangoz, midye ve istiridye gibi yumuşakçaların kabuklarıdır. Fakat burada yukarıda bahsedildiği gibi kabuklar kimyasal bir çökelme işlemi ile değil, ılık deniz sularındaki Ca+2 ve HCO3 - iyonlarının ilgili canlıların özel hücrelerinde biriktirilmesi ve bu iyonların bir araya getirilmesi ile korunmaları amaçlı oluşturulan yapılardır. Deniz kabukları sadece kalsiyum karbonat (CaCO3 ) değil, kütikül denilen bir yapı ve değişik mineralleri barındıran organik ağ örgülü bir yapıdır.[1,2] Deniz kabukları genellikle süs eşyalarında veya koleksiyon amaçlı kullanılmaktadır. Ayrıca plastik, kağıt gibi birçok sektörde dolgu maddesi olarak, demir ve şeker üretiminde kirlilikleri uzaklaştırmada, cam yapımında, hayvan yemlerinde, patlamaları önlemek amacı ile kömür ocaklarında, su arıtma sistemler- inde ve kozmetik endüstrisinde sıklıkla kullanılmaktadır.[3] Kaynaklar : 1. http://www.delinetciler.org/soru-cevap-bolumu/157837-deniz-kabugu-nasil-olusur.html 2. http://tr.wikipedia.org/wiki/Denizkabu%C4%9Fu 3. http://www.haddemetal.com/tr/Download/Madenlerin%20Kullanim%20Alanlari.pdf Kimya Ögretmeni (Düzce Üni Yard. Doç. Dr.)
  • 25. 25 Metalurji ve Malzeme Mühendisi Yigit Osman DENIZ tmgdhizmetleri@gmail.com ADR Konvansiyonunun İşletmelere Getirileri ADR Konvansiyonuna Ülkemizin Taraf Olması İle Ne Gibi Değişiklikler Şirketlerimizi Bekliyor? Ö ncelikle yazıma ADR açılımı yapmakla başlamak istemekteyim. ADR; Tehlikeli Malların Karayolu İle Uluslararası Taşımacılığına ilişkin Avrupa anlaşmasıdır. Ülkemiz bu anlaşmaya 22 Mart 2010 tarihinde taraf olması nedeni ile TC.Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından karay- ollarında tehlikeli madde taşımacılığı hakkında yönetmelikler ,genelgeler ve tebliğler yürürlüğe girmiştir. Tehlikeli Maddelerin taşınmasına yönelik yönetmeliğin amacı; Tehlikeli maddelerin; insan sağlığı ve diğer canlı varlıklar ile çevreye zarar vermeden güvenli ve düzenli bir şekilde kamuya açık karayoluyla taşınmasını sağlamak; Bu faaliyetlerde yer alan gönderenlerin, alıcıların, dolduranların, yükleyenlerin, boşaltanların, ambalajlayanların, taşımacıların ve tehlikeli maddeleri taşıyan her türlü aracın operatör veya sürücülerinin sorumluluk, yükümlülük ve çalışma koşullarını belirlemektir.” Şayet şirket bünyenizde yıllık elli ton ve üzeri ADR de belirtilmiş toplam 13 sınıftaki tehlikeli maddeleri üretip ,eleçliyorsanız ; üretiminizde kullanıyor- sanız ya da depolayıp sevk ediyorsanız ,Tehlikeli Maddeler İle İlgili Mevzuat- lar hakkında gereğini yapmak ve şirketinizi belirli alanlarda 31.12.2014 ve 30.06.2015 tarihinde uygulamaya girecek yükümlülüklere uydurmanız gerekmektedir. Geçtiğimiz Aralık ayında belirli muafiyetlerin dışında tehlikeli madde taşıma zinciri içerisinde yer alan; dolduranları, paketleyenleri, gönder- enleri, alıcıları, boşaltanları ve tank konteyner /taşınabilir tank işletmecilerini kapsayan Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi alma zorunluluğu hayata geçmiştir. Temmuz ayı itibari ile de ilgili şirketlerden ,Teh- likeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında Tebliğde belirlitilen şartları yerine getirmiş, bakanlıkça yetkilendirilen Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurmak ya da hizmet almak zorunluluğu gelecektir. Tüm bu süreç ,oluşturulan takip mekanizması ile denetlenecektir . Denetimler ile şirketlerin puan karneleri olacak ve belirli puanların aşılması ile parasal idari cezaların yanı sıra şirketlerde faaliyet durdurmalarına kadar gidebilecek cezalar söz konusu olacaktır . Ancak bu yazımda bahsettiğim ve bah- sedecek olduğum değişiklikler şirket yetkililerinin gözünü korkutmamalıdır. Bu süreçte erken yol almak ve verilen süreleri doğru kullanmak şirketlerinize maddi külfet değil , aksine şirketler arasında pirestij kazandırıp rekabet ortamında bir adım sizi öne geçirecek bir fırsat olacaktır. Sektörde ne gibi değişiklikler doğacak? - Tarafların yükümlülükleri net bir şekilde belirlenecek - Tehlikeli Maddeler UN Numaralarına göre net bir şekilde belirlenecek ve sınıflan- dırılacak - Tehlikeli Maddelerin ADR Hükümlerine Uygun Ambalajlanması Gerekecek - ADR hükümlerine uygun işaretlenmeler ve etiketlenmeler denetlenecek
  • 26. 26 - Tehlikeli Madde ambalajlarının uygun istiflenmesi , kodlanması, yüklenmesi sağla- nacak - Kullanılan taşıma ünitelerinin periyodik muayeneleri ve onay süreçleri takip edi- lecek - Dökümantasyon sürecinde ;Taşıma Evreki ,Araç Onay Sertifikesı , Tank Konteyner Onay Sertifikası, TİP Onayı , araç içi bulunması gerekli Yazılı Talimatlar , Araç Şöfo- ru Eğitim Sertifikası( SRC 5 kimliği )ve Resimli Kimlik (Sürücü Belgesi) Bulundurma zorunluluğu , Bazı Tehlikeli Maddeler için gerekli bakanlıklardan alınmış Taşıma İzin Belgesi ,Uygun Sevk İrsaliyesi vb. Evraklar aranacak - Araç teçhizatları ADR hükümlerine uygun şekilde araç içinde bulunacak - Kullanılan araçların tümü ADR Onaylı Araçlar olacak ,onaylı olmayan elin- izdeki araçlar yaşlarına bağlı olarak belirli sürelerde modifikasyonları sağlan- acak - Araçlar belirli periyotlarda muayene olacak ve ADR Uygunluk Belgesi verilecek - Aktif yol kenarı denetlemeleri sağlanacak ve taraflar denetlenecek - 31 Aralık 2015 tarihine kadar Tünel kategori belirlenecek ve Taşıma evrakında belirtilen Tünel Kısıtlamalarına bakılarak taşıma için gürzergahlar belirlenecek - Tehlikeli Maddelerin Taşınmasında ADR hükümlerince açıklanan ilave bilgi ve evrakların şirket bünyesinde saklanması sağlanacak. Tüm bu düzenlemeler ile ; - Tehlikeli Maddelerin doğurabileceği tehlikeleri en aza indirip, çevreye ,insanlara ve tüm canlılara sebep olabileceği zararlı etkilerini minimize edeceğiz. - Olabilecek kazalara karşı proaktif yaklaşımlar sergileyerek önlemler alınmasını sağlayacağız. - Uluslararası ticarette karayolu çerçevesinde ADR hükümlerinin eksikliğini yaşamadan ihracat – ithalat gerçekleştireceğiz. - ADR hükümlerinin yerine getirilmemesinden kaynaklı yabancı ülkelerin gümrüklerinde yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırıp, gerek maddi, gerek zaman bazında önemli kazançlar sağlayacağız. - ADR çerçevesinde üretim yapıp, amlajlanmış ve paketlenmiş ürünlerimizi iç ve dış piyasaya arz etmemizi kolaylaştıracağız. - En önemlisi multi disiplinli bir çalışma ağı oluşturmuş olacağız. - Son olarak şunu da söylemek isterim . Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanınızdan edineceğiniz bilgi alışverişi ile Sınırlı ve isnisnai miktar muafiyeti gibi bazı muafiyetlerden yararlanarak üretim- lerinize yön verdiğiniz taktirde , ADR hükümlerinin bir çok kısmından feragat etmiş olacağınızı da göz önünde bulundurmanız gerektiğini hatırlatmak isterim. Saygıyla selamlıyor , hepimiz için bu sürecin hayırlı olmasını diliyorum .
  • 27. 27 Anıl Yasin AKDOGAN anil_yasin_akdogan@hotmail.com TEKSTİLDE YÜZEY AKTİF MADDE KULLANIMI B aşta tekstil ve temizlik sektörü olmak üzere bir çok yerde yüzey aktif maddeler kullanılmaktadır. Ben bu ay ki yazımda tekstil sektöründe kullanılan yüzey aktif maddelerin işletmeye yararını ve kullanım sıkıntılarını siz değerli okuyucular ve meslektaşlarıma aktarmak istiyorum. Nedir bu maddeler , bu maddeleri neden kullanıyoruz , kullanımında ki yaralar ve zararlar nelerdir ? Biz biliyoruz ki yüzey aktif maddeler bir sıvı içinde çözünebilen veya disperslenebilen ve çözündükleri ya da disperslendikleri sıvının yüzey gerilim- lerini düşüren maddelerdir. Sulu tekstil işlemlerinde kullanılan su veya sulu çözelti yüzey aktif madde içeriyorsa bu su veya sulu çözeltinin yüzey gerilimi düşer. Böylece tekstil malzemesinin bu sulu sistemle ıslanması ve işlem görmesi kolaylaşır. Yüzey aktif maddelerin etkileri şunlardır: * Islanmayı kolaylaştırır. * Birbiri içinde çözünmeyen veya çok güç çözünen iki sıvının dağılmasını sağlar. * Katı ve sıvıdan oluşan dispers sistemlerin koagüle olmadan kolloid hâlde kalmasını sağlar. * Tekstil yüzeyi üzerindeki kir ve yabancı maddeleri uzaklaştırılmasını sağlar. * Boyarmaddelerin çözülmesini sağlar. * Tekstil malzemesini sararak boyarmaddelerin life ani nüfuzunu önler. * Tekstil malzemesine yumuşaklık, kayganlık verme gibi fiziksel ve kimyasal etkileri vardır. Yüzey aktif maddeler anyonik , katyonik ve noniyonik olamk üzere 3 kısma ayrılır. Bunların ortak özelliği çoğunlukla sıvı/sıvı veya sıvı/katı ara fazlarındaki yüzey gerilimi düşürmeleridir. Bir yüzey aktif maddenin anyonik, katyonik ya da iyonik olmayan (noniyonik) olduğu kimyasal yapı analizi ile belir- lenebilir. Kimyasal Yapı Analizi 17 g NH4 SCN (amonyum rodanür) ve 2,8 g Co(NO3 )2 (kobalt nitrat) 100 ml saf suda çözünür. Tanın- ması gereken madde üzerine damlatılır. Sonuç aşağıdaki değerlere göre değerlendirilir. Açık pembe renk: Anyonik Yeşil renk: Katyonik Mavi renk: Non-iyonik Kimya Teknikeri (Mezun)
  • 28. 28 Bir yüzey aktif madde genellikle tek etkiye sahip değildir. Yani temizleme, ıslatma, köpürme, emülsi- ye etme, dispersleme gibi etkileri beraberce meydana getirirler. Ancak yüzey aktif maddenin kimyasal yapısına bağlı olarak bu özelliklerinden biri diğerlerine göre daha üstün durumda olur. Üstün oldukları özellik esas alınarak o yüzey aktif madde ıslatıcı, yıkama maddesi (deterjan), iyon tutucu, köpük kesici, emülgatör, dispergatör, koruyucu gibi isimler alır. Yüzey aktif maddelerin yukarıda sayılan faydaları gibi zararları da vardır. Bunlar ; * Bulanma noktası * Anyonik yüzey aktif maddelerin suya sertlik veren kalsiyum ve magnezyum ( Ca++ , Mg++ ) iyonları ile istenmeyen etkileşimleri. * Non-iyonik yüzey aktif maddelerin dispersiyon özelliğinin olmaması. * Anyonik yüzey aktif maddelerin köpük oluşturması. * Katyonik yüzey aktif maddelerin non-iyonik maddelerle çökme riski. İşletmede yaşanan en büyük sıkıntı reaktif boyarmaddelerle boyama yapılırken turkuaz boyarmaddenin mamul üzerine çökmesidir. Bilindiği gibi turkuaz reaktif boyarmaddelerin diğer boyarmaddelere kıyasla makromolekül yapısı daha büyüktür. Bu sebepten dolayı çözünmesinde sıkıntılar yaşanır. Eğer boyama- da non-iyonik bir dispergatör kullanılırsa sıkıntı daha da artar. Çünkü non-iyonik yüzey aktif maddeler- in dispersiyon özelliği yoktur ve fazla kullanımı sonucunda bulanma noktası aşılmış olur. Bu durumda boyarmadde tanecikleri bir biri ile etkileşime girer ve tanecikler büyür (aglomerasyon) ve tanecikler mamul üzerine çöker. İşletmede yaşınılan bir diğer sıkıntıda katyonik boyarmaddeler ile non-iyonik dispergatörlerin yada yıkama maddelerinin bir arada kullanılması sırasında çökme riskidir. Aşağıda ki görsellerde bu durum açıkça görülmektedir. Şekil 1 Şekil 2 Katyonik boyarmaddeye non-iyonik dispergatör eklenmesi sonucu boyarmadde de çökmeler , yağlanma ve kabın çeperine boyarmaddelerin yapışması. Bu sıkıntılar göz önüne alınarak ; * Yüzey aktif maddelerin gelişi güzel kullanılmamasına * Kullanılacak diğer maddelerle uyumluluğuna * Bulanma noktasına dikkat edilmelidir. Kaynaklar : Tekstilsayfası.blogspot.com Görseller tarafıma aittir.
  • 29. 29 Yavuz Selim KART kim_muhselim@hotmail.com Gaussian ile Molekül Modelleme M erhaba İnovatif Kimya Dergisi okurları, Bu ay sizlere Gaussian Programı’ndan bahsetmek istiyorum. Programımız moleküler sistemleri modellemek için tasarlanmış olup kimyacılar, fizikçiler ve mühendisler tarafından kullanılan geniş içerikli bir yazılım programıdır. Pro- gramın kimya alanında kullanımına gelince, kimya ile ilgili yerleşmiş ve yeni gelişmekte olan ilgi alan- larında araştırma yapmak, moleküller üzerinde ve deneysel olarak incelenmesi imkansız veya çok zor olan durağan türleri ve bileşikleri de içeren (mesela kısa ömürlü ara birimler, geçiş yapıları ve benzerl- eri gibi) kesin veya potansiyel reaksiyonlar üzerinde çalışmak için kullanılmaktadır. Programı açınca karşımıza gelen ekran bu şekilde olacaktır. (Resim 1) Resim 1 : Gaussian Programı Açılış Ekranı Programı çok geniş bir biçimde anlatmam mümkün değil. İçeriği ve uygulama alanı çok geniş olan bu programda basit bir örnek üzerinden giderek sizlere açıklamaya çalışacağım. Programı benzen ve toluen yapısı üzerinden anlatacağım. Benzen halkasını çizdiğimiz zaman Resim 2’deki gibi bir şekil göreceksiniz. Kimya Mühendisi (Mezun)
  • 30. 30 Şimdi bu yapıyı nasıl çizdik? Daha önceki yazı dizilerimi takip edenler bilirler ki bu tarz program- ların temel içerikleri olur. Yani elementler için özel bir panel ve ayrıca çok kullanılan benzen halkası gibi yapılar için temel paneller vardır. Bu şekilde bizim daha kolay bir şekilde programa hükmet- memiz kolaylaşır. Resim 3’te bunu görmektesiniz. Resim 2 : Gaussian Programı ile Benzen Halkası Yapımızın Görüntüsü Resim 3 : Gaussian Programı Çizim Paneli Görüntüsü
  • 31. 31 Resim 3’te her element için bir simge var. Tıkladığınız zaman o yapıyı ekranda göreceksiniz. Ayrıca karbon yapıları çizmek için çeşitli yapıları da görmektesiniz. Çizeceğiniz yapıya ve kullanım alanına göre seçip ekleyeceksiniz. Bu yapı görünümlerini nasıl değiştireceğiz? Yani, bu üç boyutlu halden wireframe (tel kafes modu) moduna geçmek istersek bu işlemi nasıl yapacağız? Bu işlemi de View menüsü altından Display For- mat kısmına tıklayarak elde edeceğiz.( Resim 4) Resim 4 : Gaussian Programı Görünüm Modları Resim 4’te bir önceki çizilen yapı ile şu anki çizilmiş yapı arasındaki görünüm farklarına dik- kat ediniz. Birisi küre ya da top modunda görünüme sahipken diğeri silindir tip biçiminde bir görünüme sahip oldu. Bu sizin tercih ve kullanım alanınıza göre değişir. Bu program sadece bir çizim programı değildir. Çizim ve hesaplama yapmak için gelişmiş birçok özelliğe sahiptir. Bilim adamlarının, araştırmacıların, akademisyenlerin ve bu konu ile ilgisi olan birçok sektörün kullandığı bir programdır. Şimdi çizdiğimiz yapı için hesaplama işlemlerini in- celeyeceğiz. Bu işlemi temel olarak nasıl yapacağız? İlk olarak programımızda Calculate kısmına tıklıyoruz ve sonrasında ise Gaussian Calculate Setup kısmına tıklıyoruz. Karşımıza Resim 5’teki gibi bir ekran çıkacak.
  • 32. 32 Resim 5 : Gaussian Programı Hesaplama Modu Burada çizmiş olduğumuz yapı yani toluen için bir hesap yapacağız. Burada Job Type altında birçok seçenek mevcut. Bu seçeneklerin hepsini anlatmak mümkün değil. Seçenekler içinde geometri optimizasyonu ve titreşim gibi seçeneklerde var. Bu tamamen kullanım amacınıza ve programı ne kadar iyi bildiğiniz ile alakalı. Biz burada seçeneklerimizi kullanım amacımıza göre seçip Submit tuşuna bastığımız zaman karşımıza Resim 6’daki gibi bir şekil çıkacak. Resim 6 : Gaussian Programı Hesaplama İşleminin Bitişi
  • 33. 33 Hesaplama işlemleri bitince Resim 6’daki gibi bir ekran göreceksiniz. Yes deyip işlemi sonlandıracağız. Sonucu görmek için View kısmına tıklayıp bitmiş olan işlemimize ait dosyayı seçiyoruz ve sonucumuza ait verileri görüntülüyoruz. Program ücretli bir programdır. Kullanmasını öğrenmek ciddi bir emek ve çaba gerektiriyor. Oldukça fonksiyonel ve birçok özelliği vardır. Programı nasıl daha iyi öğrenirim diyorsanız İngilizce ders notları ve videolar üzerinden çalışmalısınız. Türkçe çok fazla kaynak yok, olanlar varsa da ücretlidir. Programı üniversitelerden ya da nette gelişmiş arama yöntemleri kullanarak arayıp bulabilirsiniz. Bu ay ki sayıda sizi kimyanın farklı bir programı ile aydınlattık. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere. Kaynaklar : https://bidb.metu.edu.tr/380-gaussian-yazilimi http://users.df.uba.ar/rboc/em3/GAUSSIAN_TRAIN.pdf
  • 34. 34 ELEMENTTANIYALIM Oksijen Simgesi: O Grubu: 6A (Ametal) Atom numarası: 8 Bağıl atom kütlesi: 15,9994 Oda sıcaklığında: Gaz Erime noktası: -222,65 °C Kaynama noktası: -182,82 °C Yoğunluğu: 1,429 g/cc Keşfi: 1774 - Joseph Priestley, Carl Wilhelm Scheele 1,17 Å Atom çapı: 0,65 Å Elektronegatifliği: 3,44 Elektron dizilimi: 1s2 2s2 p4 Yükseltgenme basamağı (sayısı): -2, -1 Oksijen atom numarası 8 olan ve O harfi ile simgelenen kimyasal elementtir. Oksijen ismi Yunanca ὀξύς (oksis - “asit”, tam anlamıyla “keskin”, asitlerin acı tadı kastedilir) ve -γενής (-jenēs) (“üretici”, tam anlamıyla “sebep olan şey”) köklerinden gelmektedir, çünkü isimlendirildiği zamanlarda tüm asitlerin oksijen içerikli olduğu sanılırdı. Standart şartlar altında, elementin iki atomu bağlanarak çok soluk mavi renkte, kokusuz, tatsız, diatomik yapıdaki, O2 formülüne sahip dioksijen gazını oluşturur. Oksijenin Elde Edilmesi Oksijen, sıvılaştırılmış havanın ayrımsal damıtılmasıyla, zeolitlerin basınç salınım adsorpsiyonu ile kullanılarak oksijenin havadan ayrılarak yoğunlaştırılmasıyla, suyun elektroliziyle ve diğer yollarla endüstriyel olarak üretilir. Oksijenin kullanım alanları arasında çelik, plastik ve tekstil üretimi; roket yakıtı; oksijen terapisi; ve hava taşıtlarında, denizaltılarda, insanlı uzay uçuş programlarında ve dalgıçlık- ta yaşam destek üniteleridir. Laboratuvarda cıva oksitin (HgO) ısıtılmasıyla ya da potasyum kloratın (KClO3 ), mangan (4) oksit (MnO2 ) katalizörlüğünde ısıtılmasıyla elde edilir. Sanayide ise sıvı havadan ayrımsal damıtma yoluyla üretilir ve çelik tüplerde saklanır. Kullanım Alanları Oksijen metalurjide, özellikle demir ve çelik sanayiinde (Ereğli Demir Çelik Fabrikaları’nda, ham demirden çelik elde edilirken hava yerine oksijen kullanılır) bol miktarda kullanılır. Oksijen ve asetilen, metal kesme ve kaynatma işlerinde, sıvı oksijen de roket yakıtlarının yakıcısı olarak önem taşır. Tıp alanında da önemli kullanımları (oksijen çadırı) vardır. Dalgıçlar ve dağcılar, solunumu sağlamak ya da kolaylaştırmak amacıyla oksijen tüpleri taşırlar. Oksijen, birçok kimyasal sentezde de yaygın olarak yararlanılan bir elementtir. Bitkilerin ve hayvanların yaşamlarını devam ettirebilmeleri, solunum gazı olan oksijenin (O2 ) varlığına bağlıdır. Atmosferin %21’i, oksijen gazından oluşmaktadır. Hastanelerde, solunum rahatsızlıkları göster- en hastaların tedavisi için de oksijen gazı sıkça kullanılır. Ayrıca çelik üretiminde, kaynak yapımında, suyun saflaştırılmasında ve beton eldesinde de oksijen kullanılır. Paslanma da, oksijenin varlığında gerçekleşir.
  • 35. 35 SÖZLÜKIngilizce-Türkçe Ara Değer Bulma İzomer İyon Çifti Göç, Geçiş Değirmen, Fabrika Mikrokimya Oksit Fırın Çok Yüzlü Polibaz Polar Bağ Kum Banyosu Tuzluluk Tatmak, Tat Musluk Suyu Seyreltilmemiş Astar Vana Seçimi Akı Ölçer Akrilik Aktarıcı Akış Enerjisi Yalıtmak Interpolation Isolate Isomer Ion Pair Migration Mill Microchemistry Polyhedron Sand Bath Tap Water Valve Selection Oxide Polybase Salinity Undiluted Fluxmeter Decanter Oven Polar Bond Taste Undercoat Acrylic Flow Energy
  • 36. 36 HABERLER Yurttan Kimya Haberleri KİMYA İHRACATI OCAK AYINDA YÜZDE 14 AZALDI İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), ocak ayında kimya sektörü ihra- catının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14 azalarak 1,2 milyon dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi. İKMİB açıklamasına göre, ocak ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,2 azalışla 1 milyar 199 milyon dolar oldu. Sektör, otomotiv ile hazır giyim ve konfeksiyonun ardından üçüncü sırada yer aldı. Kimya ihracatı miktar bazında değerlendirildiğinde ise geçen yılın aynı ayında gerçekleşen 1,1 milyon tona karşılık bu yıl 1,4 milyon tonluk ihracat yapıldığı görüldü. Açıklamaya göre, sektör ihracatının yıla düşüşle başlamasında komşu ülke sorunlarının yanı sıra av- ro-dolar paritesinden kaynaklanan AB pazarındaki kayıplar etkili oldu. Ocak ayında en fazla ihracat Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapıldı. Ülkeye olan ihracat yüzde 18’lik artışla 93 milyon dolara ulaştı. En çok ihracat yapılan diğer ülkeler ise Irak, Mısır, Almanya, İspanya, İran, İtalya, Azerbaycan-Nahcivan, Malta ve Yunanistan olarak sıralandı. Azerbaycan-Nahcivan’a olan ihracat yüzde 11 artışla 41 milyon dolar, İspanya’ya olan ihracat ise yüzde 45 artarak 48 milyon dolara yükseldi. Açıklamada görüşlerine yer verilen İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, şu değerlendirmel- erde bulundu: “Kimya sektörümüz, maalesef 2015 yılına düşüşle başladı. İhracat pazarlarımızdaki daralmalar, euro-dolar paritesi ve düşen petrol fiyatları nedeniyle bu düşüşü bekliyorduk. Plastik, kauçuk, koz- metik gibi kimya ihracatında önemli bir yere sahip olan sektörlerimizin ihracatında kayıplar var. Ancak yurt dışı pazarlarımızı genişletmeye devam ediyoruz. Önümüzdeki aylarda toparlanmanın etkilerini hissedeceğiz.” Akyüz, yaşanan tüm olumsuzluklara ve ihracat kaybına karşın kimya sektörünün yılın ilk ayında miktar bazında yüzde 20 artış gösterdiğini vurguladı.
  • 37. 37 TERMAL SU BİLEŞENLERİNDEN KOZMETİK ÜRÜNLERİ ÜRETTİ Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Orhan Hazer, kaplıca suyu bileşenleriyle çam yağı ve terebentin kullanarak şampuan, duş jeli ve sıvı el sabunu imal etti – Hazer: “Yozgat, jeotermal enerjinin yanında çamlığıyla da meşhur bir yer. Bunu değerlendirelim istedik. Termal suyla hem çam yağı hem de terebentin kullanarak farklı ürünler üretmeye çalıştık” Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Orhan Hazer, kaplıca suyu bileşenleriyle çam yağı ve terebentin kullanarak şampuan, duş jeli ve sıvı el sabunu üretti. Hazer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yozgat’ın jeotermal kaynaklar bakımından zengin bir yöre olduğunu belirterek, kaplıca sularını kozmetik ürünlerle değerlendirmek için çalışma başlattıklarını söyledi. Yozgat’a özgü bir ürün geliştirmek istediklerini anlatan Hazer, “İlimizin çok önemli yer altı kaynak- ları var. Bu kaynaklardan birisi kaplıcalar. Kaplıca sularını kozmetik ürünlerinde değerlendirebi- leceğimizi düşündük ve buradan hareketle bazı kozmetik ürünler geliştirmeye çalıştık” dedi. Yozgat’ın termal su potansiyelini sadece termal turizm amaçlı değil, başka şekilde de kullanmayı düşündüklerinin altını çizen Hazer, “Kozmetik ürünlerin temel bileşenlerinden en önemlisi sudur. Dolayısıyla biz normal kullandığımız suyu termal suyla yer değiştirdik. Termal suların içerdiği hem kükürt hem de minarelin ve bu sulardan gelen bu şifalı bileşenlerin kozmetik ürünlerimize artı ka- zandıracağını düşünüyoruz. İlk etapta sıvı el sabunu, duş jeli ve şampuan üzerinde araştırmalarda bulunup üretimini gerçekleştirdik” diye konuştu Yrd. Doç. Dr. Hazer, şampuan üretiminde sadece termal suyla kalmadıklarını, çam yağı ve terebentin de kullandıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Yozgat, jeotermal enerjinin yanında çamlığıyla da meşhur bir yer. Bunu değerlendirelim iste- dik. Termal suyla hem çam yağı hem de terebentin kullanarak farklı ürünler üretmeye çalıştık. Bu çalışmaların Yozgat için önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Yatırımcıları da bu yönde teşvik etmek istiyoruz. Jeotermali sadece bir kaplıca şeklinde kullanmanın haricinde farklı alanlar- da kullananlar var, biz de kozmetik alanda kullanmak istedik. Bu ürünün Yozgat’ın hem gelişmesin- den veya katma değer ürün üretilmesi noktasında farklı bir bileşen olacağını düşünüyoruz. Umarım Yozgat için hayırlı olur.” Ürettikleri sabun, jel ve şampuanın Yozgat’ın bir markası olmasını istediklerini vurgulayan Hazer, “Yaptığımız bu çalışma, aynı zamanda Teknopark projesidir. Biz burada pilot çalışmalar yapıyoruz, Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz, seri üretimden ziyade biz buraya yatırımcıları davet ediyoruz. Bu ürünü üretmek isteyen yatırımcılara özellikle seslenmek istiyorum; marka tescili başvurusunda bulunduk, Bozok Terme olarak markamızı aldık ve bu anlamda üretmek isteyenlere yardımcı olmak istiyoruz” dedi. Termal suyun yörede çıkması ve ürünlerinin en büyük bileşeninin su olmasının maliyeti düşürdüğünü anlatan Hazer, “Yapılan bu çalışmaların yatırımcıların dikkatini çekeceğini düşünüyoruz. Elde ettiğimiz bu ürün ilgi de gördü. Halihazırda İstanbul ‘da birkaç firmayla ortak çalışma başlatmış bulunmaktayız. Sorgun’dan aldığımız kaplıca sularını değerlendirmek istiyoruz” şeklinde konuştu, Hazer, prototip (ilk örnek) olarak hazırladığı ürünlerin üzerinde denemelerinin devam ettiğini, çalışma- larının başarılı şekilde sürdüğünü ve ürünlerinin bir süre sonra raflarda yerini alacağını sözlerine ekledi.
  • 38. 38 KİMYA ÖĞRENCİLERİ ATIK YAĞLARI EKONOMİYE KAZANDIRACAK Manisa Celal Bayar Üniversitesi Kimya Kulübü öğrencileri ev ve okullardan atık yağ toplayarak, bunların geri dönüşümünü sağlayıp ekonomiye katkı sağlayacaklar. Prof. Dr. Yüksel Abalı ve Yrd. Doç. Dr. Avni Aslan ile CBÜ Kimya Kulübü öğrencileri, Manisa Girişim- ciler Derneği (MAGİD)’ni ziyaret etti. Toplantıda; Biyodizel üretimi hakkında bilgi alan MAGİD, CBÜ Kimya Kulübü öğrencilerinin, Prof. Dr. Yüksel Abalı önderliğindeki deneylerini Kampüste yeni yapılacak olan Kimya Deney ve Üretim Merkezinden takip edecek. MAGİD’in büyük önem verip destek olduğu proje kapsamında ev ve okullardan atık yağ toplanarak bunların geri dönüşümünü sağlayarak ekonomiye katkı sağlamayı hedefleyen öğrenciler, ev ve işyerler- inde kullanılan bitkisel yağların kontrolsüz şekilde doğaya atılmasının büyük çevre felaketlerine neden olduğunu, MAGİD’in işbirliğiyle CBÜ Kimya Kulübü olarak ev ve işyerlerinden atık yağları toplayarak bunları biyodizel olarak tekrar ekonomiye geri kazandırmayı planladıklarını dile getirdiler. 1 litre atık yağın 1 milyon metreküp temiz suyu kirlettiğini hatırlatan öğrenciler, atık yağların lavab- olardan dökülmemesi gerektiğini anlatıp bunların kapalı kaplardan biriktirilmesi gerektiğini, ev ve işyer- lerinde biriktirilen kullanılmış atık yağları toplayarak çevre kirliliğinin de önüne geçmeyi hedefledikler- ini dile getirdiler. Kızartmalık yağların 3 defadan fazla kullanıldığında kanserojen etki yaptığına dikkat çeken öğrenciler, ev ve işyerlerinde bu yağların 3 defadan fazla kullanılmaması konusunda Manisalıları bilinçlendireceklerini söylediler. Önümüzdeki günlerde MAGİD Yönetim Kurulu Başkanı Aloğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Prof. Dr. Yüksel Abalı, Yrd. Doç. Dr. Avni Aslan ve CBÜ Kimya Kulübü Öğrencileri, MAGİD Üyelerinin de kendi iş yerlerinde kullanacakları deterjan üretimi hakkında tekrar bir araya gelecekleri öğrenildi.
  • 39. 39 BORUN ATIKLARINDA ALTINDAN DEĞERLİ ELEMENT DPÜ’den bir grup bilim adamı, bor üzerine yaptıkları çalışma sonucunda, dünyanın en pahalı ele- mentlerinden olan rubidyum elementinin, bu madeninin atıklarının içerisindeki varlığını tespit etti. Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yunus Erdoğan başkanlığındaki bir grup bilim insanı, Borun fabrikada işlendikten sonra ortaya çıkan endüstriyel atıklarında, dünya piyasalarında altından daha değerli olan gece görüş, tıbbi görüntüleme cihazları, fiber optik telekomünikasyon ve tıp alanın kullanılan rubidyum elementinin varlığını belirledi. Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllardır bor madeni üzerine çalışmalar yaparken bu mad- enin atıklarının da ilgilerini çektiğini söyledi. Bor atıklarında bulunan bazı elementlerin günümüzde büyük önem kazandığını belirten Erdoğan, “Bor atıkları üzerinde rubidyum elementinin varlığının çalışmalarını da gerçekleştirdik. Bor atıklarında- ki rubidyumla ilgili çalışmaların, dünyada bir örneği bulunmamaktadır. Bu konudaki çalışmanın dünyada bir ilk olduğunu söyleyebilirim. Bor atıklarından rubidyum üretilmesi çok önemli. Bir gram rubidyum 72, 1000 gramı ise 72 bin dolar. Uluslararası veriler bunu göstermektedir” diye konuştu. – Sezyum elementi üzerine de çalışmalar mevcut Erdoğan, rubidyum elementinin gece görüş, tıbbi görüntüleme cihazları ile fiber optik tele- komünikasyon, radyasyon algılama sistemleri ve tıp alanında kullanıldığını dile getirdi. Bu elementin dünyada büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Bor madeninin türevlerinden olan bir ton borik asitin uluslararası fiyatı, 500 ile 700 dolar arasın- dadır. Yani bir kilogram borik Asit, 0,5 ile 0,7 dolar arasında değişiyor. Bir kilogram rubidyum ise uluslararası piyasalarda 72 bin dolar. Dolayısıyla bizim bor atıklarında, lityum, rubidyum ve rubidyumun özelliklerini taşıyan sezyum konusunda çalışmalarımız vardır. Lityum ve rubidyum konusu uygulamaya gelmiş, sezyum ile ilgili çalışmalarımız ise devam etmektedir. Bunlar, kardeş Element olduklarından bor atıklarında ortalama bin ‘ppm’e yakın rubidyum bulunmaktadır. Yani bir ton atıkta, 1000 gram rubidyum vardır. Bu az gibi görünmekle beraber, bu oran Altın yatakların- da ise 20 ppm bulunuyor. Dolayısıyla rubidyumun, bu atıklarda ne kadar zengin olduğunu tasav- vur edebiliriz.” Erdoğan, Emet ve Hisarcık ilçelerindeki bor işletmelerinde ise bir yılda 3,5 milyon ton endüstriyel atık çıktığını sözlerine ekledi.
  • 40. 40 Dünyadan Kimya Haberleri ELEKTRON MİKROSKOBU NANO-TERMOMETRE’YE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ Amerika’daki bilim adamları nano-ölçeklerde ısı değişikliklerini algılama yeteneğine sahip termometre geliştirdi. Enerji kaybı spektroskopisi ile sıradan elektron mikroskobunu birleştiren teknik araştır- macılara bir bilgisayar işlemcisinde bireysel transistörlerin performansını kapsamlı olarak değer- lendirmek için olanak sağlayabilir. 1950’lerde entegre devrelerin doğuşundan beri, işlem gücü şaşırtıcı bir şekilde büyümüştür. Güney Kali- forniya Üniversitesi’nden Matthew Mecklenburg, “ Bir CPU büyük bir silikon bloğuyla transistörler dizisidir.Bu aklınıza gelebilecek en basit ısı emici ve olası büyük bir problem ve biz bu ısıdan nasıl kurtulabiliriz” diye açıkladı. Mecklenburg bu ısıdan nasıl kurtulacağını anlamak için, öncelikle cihazın genelinde sıcaklık değişim- lerini karakterize etmek gerektiğini savunuyor. Ancak, temas termometresi kullanımı gibi alışılagelmiş teknikler uzaysal çözünürlüğü sağlamakta zayıf ya da cihazda ısıya neden olduğundan yetersizdir. Klasik civa termometresinden esinlenerek, Mecklenburg ve arkadaşları cihaz içinde termal genişlemenin buna cevap olabileceğini fark etti. Mecklenburg, “ Biraz termal genişlemeye sahipsen, malzeme daha az yoğun hale gelir.” dedi. Özellikle, bu yoğunluk değişimi metalde titreşimlerin yüklenmesinden kay- naklanmaktadır ve prob ve örnek arasındaki temasa gerek kalmadan nanometre çözünürlükte bir trans- misyon elektron mikroskobu (TEM) ile tespit edilebilir. Ekip , TEM içinde bir alüminyum tel ısıttı ve prob karşıya tarandığında numunedeki elektronlar ateşlen- di.Elektronlar karşıya geçer ve metalde yük salınımına neden olduğundan enerji kaybeder. Yoğunluk ısıya bağlı olarak, oda sıcaklığı referansı ile ısıtılan tel karşılaştırarak 4K çözünürlüğün sıcaklığını hesap- lamayı başardılar.Tekniklerine plasmon enerji genişletme termometresi(PEET) diyorlar. Mecklenburg, yerel termometre olarak davranan alüminyumun modifiye edildiği takdirde elektron mikroskobunda küçük alanda sıcaklık tespit etmek için kullanılabileceğini açıklıyor. Ayrıca Mecklenburg PEET bir mikro-işlemciden izole tek transistörlerin performansını araştırmak için kullanılacağını umuy- or. Ekip PEET kullanarak 1K’den daha az sıcaklığın tahminin gelecekte mümkün olacağını düşünüyor.
  • 41. 41 KANSER HÜCRELERİNE SALDIRAN NANO-HİDROJELLER Hidrojeller genellikle kon- takt lens ya da bez gibi gün- lük nesnelerde nem miktarını kontrol etmek için kullanılan malzemelerdir.Bununla bir- likte, Meksika’daki Guadala- jara Üniversitesi’nden kimya mühendisleri antikanser il- açların kontrollü salınımını sağlamak için bir alternatif olarak biyomedikal alanında bu malzemelerin kullanımı için ısıya duyarlı nano-hidrojellere dayalı yeni bir teknoloji geliştir- di. Guadalajara Üniversitesi Kimya Bölümü’nde Profesör Eduardo Mendizábal Mijares, “Nano-hi- drojel yüklü ilaçları kullandık ve onları hastalara enjekte ettik.Kana geçerken,ilaç vücutla uyumlu hale gelen kimyasal ve fiziksel özel- likleri nedeniyle bağışıklık sistemi tarafından ne tespit edildi ne saldırıya geçti. İlaç içinde nano-hidrojellerin kullanım fikri, vücudun diğer bölgelerine zarar vermeden kanser hücreler- ine doğrudan taşınır olmasıdır,çünkü hidrojeller istenen bölgede birden fazla aktif maddenin dozaj im- kanını sunar.İlaçlar kuru ya da şişmiş hidrojel halinde çeşitli yollardan (ağız, burun, bukkal, rektal, transdermal, vajinal, oküler ve parental) tatbik edilebilir.İlaç salınımı hacim artışı, sıcaklık veya pH değişiklikleri ile ortaya çıkabilir. Isıya duyarlı nano-hidrojeller oluşturmak için polimeri- zasyon tekniği, polimer olarak adlandırılan küçük kürel- erden oluşan ve kimyasal reaksiyon meydana getiren farklı fiziksel ve kimyasal özellikli maddeleri karıştırır. Nano-hi- drojeller özellikle yüksek su içeriği, yumuşak ve elastik kıvamı ve düşük arayüzey gerilimi ile yaşayan dokulara benzerliği nedeniyle insan biyolojisiyle biyo-uyumluluk göstermiştir. Şekil kaybetmeden büyük miktarda su emerler ve 37-42 o C arasında bir sıcaklıkta ısı tutma yeteneğine sahiptirler. Emülsiyon polimerizasyonu ve mikroemülsiyonu birleştir- erek araştırmacılar, şişme dereceleri olan ve alışılagelmiş hidrojellerden daha iyi mekanik özelliklere sahip yapılandırılmış hidrojeller sentezlemeyi başardılar. Bu maddeler, uzun ya da kısa süreli uygulamalar ve kontrollü ilaç salınımı sistemi için membranlar, kaplamalar, mikro kapsüller, implantlar gibi teşhis araçları olarak biyomedikal alanında esas olarak kul- lanılmaktadır. Moleküler hedef ilaçlar kansere karşı kullanılırken, bu işin yeniliği nano-hidrojel gibi maddelerin sağlıklı vücut bölümlerine zarar vermeden kanserli hücrelere veya dokulara saldırabilir olmasıdır.
  • 42. 42 DÜNYANIN EN BÜYÜK URANYUM ÜRETİCISİ KAZAKİSTAN Dünya uranyum üretiminde lider olan Kazakistan, 2014 senesinde da en çok uranyum üreten memleket oldu. Kazakistan Atom Enerjisi Kurumu Kazatomprom tarafından gercekleşen duyuruda , şirketin 2014 senesinde üretimde planlanan hedeflere ulaştığı acıkladı. 2014 senesinde Kazakistan’da üretimi yapılan uranyum miktarının 22,829 ton olduğu ifade edilirken bu rakamın dünyada üretimi yapılan en yüksek sayı olduğu ifade edildi. Ulusal Atom Şirketi Kazatom- prom’un memleket topraklarında uranyum kaynak tabanını artırmaya yönelik araştırma çalışmalarına devam ettiği ifade edilirken; sene boyunca, yekün büyüklüğü 452 bin 946 metrelik 986 jeolojik araştır- malar için kuyu açıldığı vurgulandı. Halihazırda 25 bin kişiye istihdam mümkün kılan Kazatomprom, dünyanın bilinen uranyum şirketlerinden biri olarak önem arz ediyor. Kazakistan 2012 senesinde 20 bin ton uranyum üretirken, 2013 senesinde ise üretimini 22 bin 550 tona çıkarmıştı. Nazarbayev’in imzaladığı kararname ile 1997’de kurulan Kazatomprom, dünya uranyum ih- tiyacının % 30’unu karşılıyor. Kazatomprom’un Rusya, Çin, Japonya ile yürüttüğü stratejik işbirliklerinin yanında Federal Amerikan Elektrik Şirketi Westinghouse’da hissesi bulunuyor. Kazakistan, dünya uranyum üretiminin üçte aniden fazlasını yanlız başına gerçekleştiriyor. Toplam uranyum üretiminin % 38’ini karşılayan Kazakistan’ı, % 15,5’lik üretimle Kanada ve % 10,5’lik üretimle de Avustralya takip ediyor. Bunun üzerine , üç memleket dünya yekün uranyum üretiminin yaklaşık olarak % 64’ünü karşılıyor. Uranyum rezervleri bakımından Avustralya 1 milyon 143 bin ton rezervle ilk sırada yer alırken, Ka- zakistan 860 bin ton rezervle ikinci, Kanada 444 bin ton rezervle üçüncü sırada bulunuyor . Sıralama- da ilk 10 memleket , Avustralya, Kazakistan, Kanada, ABD, Güney Afrika Cumhuriyeti, Nijer, Rusya, Özbekistan, Ukrayna ve Çin olarak geçiyor. 10 ülkenin yekün uranyum rezervi ise 4 milyon 743 bin ton olarak biliniyor.
  • 43. 43 SU TUTMAYAN METAL ÜRETİLDİ Suyun nesneler üzerinde uzun süre kalması bazı durumlarda sorunlara neden olabiliyor. Örneğin uçak- ların kanatlarında kalan su, donarak uçuş için tehlike arz edebiliyor. Geliştirilen yeni bir hidrofobik met- al ise suyu hiçbir şekilde tutmuyor ve üzerine damlatıldığında suyun üzerinden zıplayarak uzaklaşmasını sağlıyor. Amerika’da bulunan Rochester Üniversitesi‘ndeki araştırmacıların lazer yardımıyla geliştirdiği yüzey, tamamen metal ile tümleşik bir yapıda bulunuyor. Dolayısıyla ayrı bir madde olmadığı için uzun süre geçse de özelliğini yitirmiyor ve metalin yüzeyini kaplamaya devam ediyor. Bu metalin yalnızca uçak kanatlarında değil; televizyon, telefon ve kamera da dahil olmak üzere metal olan her nesnede kullanıla- bileceği dile getiriliyor. Ayrıca sistemin yüzde yüz verimli su toplama projelerinde de kullanılabileceği söyleniyor. Kaynaklar : http://www.rsc.org/chemistryworld/2015/02/electron-microscope-turned-makeshift-nano-thermometer http://phys.org/news/2015-02-nano-hydrogels-cancer-cells.html http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/termal-su-bilesenlerinden-kozmetik-urunleri-uretti. html http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/kimya-ihracati-ocak-ayinda-yuzde-14-azaldi.html http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/dunyanin-en-buyuk-uranyum-ureticisi-kazakistan. html http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/su-tutmayan-metal-uretildi.html http://www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/kimya-ogrencileri-atik-yaglari-ekonomiye-kazandiri- lacak.html www.inovatifkimyadergisi.com/kimyahaberleri/borun-atiklarinda-altindan-degerli-element.html
  • 44. 44 FAYDALI LINKLER http://www.chemistrylecturenotes.com https://ch301.cm.utexas.edu/ http://www.chemjobs.net/en-gb/ Kimya ile ilgili bilgi içeren bir site. Sitede kimya ile ilgili birçok bilgi mevcut. İngilizce olmasına karşın sitedeki bilgileri incelemenizi öneriyoruz. Teksas Üniversitesi tarafından hazırlanmış kimya eğitimi ile ilgili web sitesi. Oldukça hoş hazırlanmış sitede kimya ile ilgili çeşitli videolar ve notlar ile birçok şeyi etkileşimli öğreneceksiniz. İncelemenizi öneriyoruz. Yurt dışındaki kimya iş ilanlarını incelemek isteyenlerin, başvuru yapmayı düşünenlerin incelemek isteyeceği bir site. Sitedeki iş ilan- larını ve siteyi incelemenizi öneriyoruz.
  • 45. 45 BULMACA Kimya Bulmacasi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Soldan Saga 1. Küçük alken moleküllerindeki pi (p) baglarinin açilmasi ile serbest kalan moleküllerin binlercesinin bir araya gelerek uzun zincirler olusturmasi olayina ne denir? 3. Elementlerin oksijenle olusturmus olduklari bilesiklere denir. 5. Kati+sivi heterojen karisimlarinin özel adidir. 6. Iki farkli maddenin birleserek kendi özelliklerini kaybedip yeni özellikte bir madde meydana getirmesi olayina denir. 8. Yükseltgenmenin oldugu elektrottur 9. Ortalama kinetik enerjisi fazla olan moleküllerin, sivi fazdan gaz fazina geçmeleri. Yukaridan Asagiya 2. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine ne ad verilir. 4. Bilesik iskeletinin herhangi bir yerinde tek bir tane –OH bulunduran alkollerdir. 7. Sicakligi ölçmeye yarayan cihazlara denir. 8. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle ayristirma.
  • 46. 46 BULMACAGeçen Ayın Çözümü Kimya Bulmacasi K 1 A P 2 A S C A L I O L H 3 I D R O K A R B O N I Ç 4 M D 5 I F Ü Z Y O N Ö E A K T E 6 M Ü L S I Y O N E R i A 7 L D E H I T M M E F 8 A H R E N H E I T Soldan Saga 2. 1m2 lik yüzeye dik olarak etki eden kuvvet 1 N ise bu yüzeydeki basinca ne denir? [PASCAL] 3. Alkenlere içerdikleri pi (p ) bagindan dolayi doymamis hidrokarbon denir. [HIDROKARBON] 5. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi. [DIFÜZYON] 6. Sivi + sivi heterojen karisimlarinin özel adidir [EMÜLSIYON] 7. Karbonil grubu baglarindan en az birine H baglanan bilesikler aldehit, her iki baga da alkil grubu baglanan bilesikler ketondur. [ALDEHIT] 8. Suyun donma noktasini 32 ve kaynama noktasini 212 olarak kabul eden sicaklik birimidir. [FAHRENHEIT] Yukaridan Asagiya 1. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araçlara denir [KALORIMETRE] 2. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine çeviren araçlardir. [PIL] 4. Bir çözeltide iki tuzun etkilesimi veya sicaklik degisiminin çözünürlüge etkisi sonucu çözünmeyen kati bir bilesigin olusmasi. [ÇÖKELME] 5. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak ayristirma islemi. [DAMiTMA]
  • 47. 47 E-Dergide Yazarlık SİZDE YAZARIMIZ OLUN -- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı görür yayımlanmaz. -- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır. -- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. -- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Yavuz Selim Kart adlı arkadaşımıza ulaşması gerekmektedir. -- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayımlanmayacaktır. --Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. -- 2015 Nisan ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Mart 2015’tir. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacak- tır. -- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuy- or ve araştırılıyor. -- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. -- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz. -- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar. İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi