SlideShare a Scribd company logo
1 of 42
Download to read offline
Kimya
Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi
YIL:4	 SAYI:32	 MART 2016
ATOMİK
ABSORPSİYON
SPEKTROSKOPİSİ
BİR MUCİZEVİ MOLEKÜL
DAHA HYALURONİK ASİT
ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ
KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ
HIZLANDI
ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN
PLAZMASI REKORUNU KIRDI!
GOFRET ÜRETİMİNDE BORAKS
KULLANILMASI
KİMYA İHRACATI OCAKTA YÜZDE
16 AZALDI
DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN HİBRİT
UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI
BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM ÜYELERİ
KURALLARIMIZ1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış
olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak
belirtmek durumundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza
gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi
sorumlu değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde,
yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır.
Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine
ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen
yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet
ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri.
Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar
sorumludur. Dergi sorumlu değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile
konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için ise
iletisim@inovatifkimyadergisi.com adresine
mail atabilirsiniz.
6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları
info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine
göndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz
yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından
incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri
dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde
bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu
kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç
daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının
yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız
yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin
yazılarını maalesef yayımlamayacağız.
8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz.
Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi
bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler
yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını
değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz
dergi yöneticisine aittir.
9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya
ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma
yapmayı seven herkes yazabilir.
10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur.
Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir.
Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş
sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir.
Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran,
huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler
ekipten çıkarılır.
11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
http://www.inovatifkimyadergisi.com
https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi
https://twitter.com/InovatifKimya
https://instagram.com/inovatifkimyadergisi
http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr
https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ
https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi
https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2X-
p0LJgn9bB-aLM6w0-3pw
SOSYALMEDYA
Ekibimiz
YAVUZ SELİM KART HATİLE MOUMİNTSA
PELİN TANTOĞLU TUBA ÜNÜGÜL
KİMYA MÜHENDİSİ KİMYA
KURUCU-YÖNETİCİ
KİMYAGER KİMYA MÜHENDİSİ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN
EDİTÖRDEN
Keyifli okumalar dileğimizle
Merhabalar
Öncelikle sürekli artan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz.
Kimya sektöründe her geçen gün ilerleme olsa da ülkemizin
bu konuda iyi bir seviyeye ulaşamadığı aşikar. Bu ay, bu konuda
olumlu olan gelişmelerden bazılarını okuyacaksınız.
Bu ay yine birçok yazı geldi. Bu yazılarda çeşitli şeyler okuyarak
bilgileneceksiniz. Yazı gönderen arkadaşlarımıza emekleri için
çok teşekkür ediyorum.
Bize her zaman sektör ya da kimya ile ilgili bir konuda yazıp
gönderebilirsiniz.
İÇİNDEKİLER GOFRET ÜRETİMİNDE
BORAKS KULLANILMASI 7
10
19
22
28
34
37
39
9
11
20
26
30
35
38
40
KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ
HIZLANDI
UÇAK’TA LİTYUM İYON PİL TAŞINMASI
1 NİSAN’DA YASAKLANIYOR!
KALSİYUM
KİMYA İHRACATI OCAKTA
YÜZDE 16 AZALDI
ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN
PLAZMASI REKORUNU KIRDI!
BİR MUCİZEVİ MOLEKÜL DAHA
HYALURONİK ASİT
DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN
HİBRİT UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI
ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ
TÜRK PLASTİK SEKTÖRÜ DÜNYADA
ALTINCI SIRAYA YÜKSELDİ
ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROSKOPİSİ
BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM
ÜYELERİ
PROF. DR. AKAY: TÜRKİYE’NİN
ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 30’U
ATIKTAN KARŞILANABİLİR
AYIN WEB SİTESİ
KİMYA BULMACA
KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ
İÇİNDEKİLER
42
41KİMYA SÖZLÜĞÜ
YAZARIMIZ OLUN
KİMYA MÜHENDİSİ
ZEHRA SEVDE HATİPOĞLU
YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
zehrasevde.hatipoglu@gmail.com
7
GOFRET ÜRETİMİNDE
BORAKS KULLANILMASI
G
ünümüzün en büyük sorunlarından biridir
aslında, tükettiğimiz ürünlerin içeriği.
Özellikle son zamanlarda, önceki yıllara
oranla fabrikasyon ürün tüketimi oldukça artmıştır.
Buna bağlı olarak bazı gıda üreticileri, ürünlerini
daha çekici hale getirebilmek için çeşitli hilelere
başvurmaktadırlar. Burada amaç, ürünü daha kaliteli
göstermektir (?) Kalite anlayışı; tüketiciye göre,
ürünün lezzetinin iyi olması ve içeriğinin sağlığa
zararsız maddelerden oluşması iken, üreticiye
göre ise, ürünün görselliği ve lezzetinin iyi olması
anlayışıdır. Üretici, ulaşmak istediği görsellik ve
lezzet için, maliyeti de göz önünde bulundurarak
çeşitli hilelere başvurabilmektedir. Fakat bu bütün
gıda üreticilerinin hile yaptığı anlamına gelmez.
Genellikle küçük çapta üretim yapan işletmeler ve
merdiven altı üretimler için bu durumun söz konusu
olduğunu söyleyebilirim.
GOFRET ÜRETİMİNDE NEDEN BORAKS?
Gıda sektörünün birçok alanında çeşitli hilelere
başvurulduğu gibi, gofret üretiminin de hilesi
borakstır. Boraks kullanımı, glutenden kaynaklı
olumsuzluğu gidermekte, gofret hamurunun
viskozitesini ayarlamakta ve gofret yapraklarının
piştiği plakalara yapışmasını engellemektedir.
Aynı zamanda gofretin çıtır çıtır olmasını da
sağlamaktadır.
BORAKS NEDİR?
Boraks; sodyum borat, sodyum tetraborat veya
disodyum tetraborat adlarıyla da bilinir. Borik
asidin tuzudur. Toz boraks beyaz renklidir ve suda
kolay çözünen yumuşak renksiz kristallerden
oluşur. Genellikle Na2
B4
O7
.10H2
O şeklinde
tanımlanır. (B4
O5
(OH)4
)2-
iyonu ihtiva ettiğinden
Na2
(B4
O5
(OH)4
).8H2
O şeklinde gösterilmesi daha
doğrudur.
Boraks, su, oksijen, sodyum ve bordan meydana
gelen doğal bir mineraldir. Antiseptik, antifungal,
antibiyotik özellikleriyle güçlü bir doğal
dezenfektandır. Mantar oluşumunu önlediğinden
koku giderici olarak kullanılabilir, yine bu
özelliğiyle küflenmeyi de önler.
8
BORAKSIN KULLANIM ALANLARI
Boraksın birçok alandaki kullanımına rastlanılmaktadır.
Deterjanın, kozmetik ürünün ve emaye sırının
hammaddesidir. Biyokimyada tampon solüsyonların
yapımında kullanılmaktadır. Suyun sertliğini indirger.
Klasik ahşap teknelerdeki çürümeyi önlemek amacıyla
kullanılmaktadır. Karınca tuzaklarının içerisinde
kullanılmaktadır. Ayrıca tarım topraklarında verimliliği
artırmak gibi birçok amaçla kullanılmaktadır.
Tüm bu kullanımlarının yanı sıra gıda sektöründe de E285
koduyla koruyucu gıda katkısı ve gıda bileşeni olarak
kullanılmaktadır. Örnek olarak, Mersin balığı yumurtası (havyar)’da ve gofret, külah üretiminde kullanıldığı
bilinmektedir. Ayrıca, meyveler % 5-8 oranında boraks içeren çözeltiyle yıkanarak küf mantarlarının zararlı
etkileri önlenmektedir. ABD gibi bazı ülkelerde boraks kullanımı yasaklanmıştır.
BORAKSIN ZARARLARI
1. Yapısı itibari ile zehirli bir madde olan boraks
fazla solunduğunda akciğerler için bir tehlike arz
etmektedir. Bu zehirlenmeyi anlamanın yolu ise
kişinin kullanım sonucu kusması, ishal olması ve
karın ağrısı çekmesidir.
2. Boraks zararları arasında besinlerde kullanılması
önemli bir yere sahiptir. Özellikle boraksın
yapışmama özelliğinden dolayı dondurma külahı
ve gofret yapımında içeriğe eklenmektedir. Fakat bu
insan sağlığı için son derece tehlikeli bir durumdur.
Ölüme sebebiyet verebilme ihtimali vardır.
3. Boraks kullanımı bittikten sonra genelde ürünün
ardında bıraktığı atık çöpe atılır. Fakat bu madde
oldukça tehlikelidir. Birçok bitkiye ve hayvana zarar
verebilmektedir.
4. Kimyasallara karşı duyarlı olan kimselerde
boraks kullanımı sonucu deride dökülme, kaşıntı,
karaciğerde ve merkezi sinir siteminde ciddi
olabilecek hasarlar meydana gelebilmektedir.
SONUÇ
Gofret üretiminde boraks kullanımı işletmenin işin
kolayına kaçtığını gösterir. Plakalardaki yapışma
ürün formülünün yani reçetenin düzenlenmesi,
lesitin miktarının ayarlanması ve fırın sıcaklığının
değiştirilmesi ile bu yapışma ayarlanabilmektedir. Bu
ayarı tutturabilmek için deneme-yanılma sürecinde
istenilen ürün kıvamına ulaşılabilir. Ayrıca, enzim
kullanılması gofret hamurundaki sorunları da
önlemektedir. Gofret hamuru için proteaz enziminin
kullanılması ile hamur viskozitesi ayarlanır, kuru
madde artışı, homojen gofret yapısı ve gevrek yapı
sağlanmış olur.
Bu şekilde gofret üretiminde çıkan sorunlar
azaltılabilir. Fakat maalesef ki bazı üreticiler için
maliyet söz konusu olduğunda sağlık çok fazla
önem arz etmeyecektir. Bu yüzden benim tavsiyem,
tüketeceğiniz ürünlerin üretildiği işletmeleri
geniş kapsamlı bir şekilde araştırmanızdır.
Güvenmediğiniz işletmelerin ürünlerini
tüketmeyiniz. Mümkün olduğunca fabrikasyon
ürünler yerine doğal gıdalar tüketmeye önem
gösteriniz.
Kaynaklar :
1- https://en.wikipedia.org
2- www.simyager.com
3- www.katkıdeposu.com
4- http://www.zararlari.org
9
HaberYabancı
DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE
ÇALIŞAN HİBRİT UÇAĞI İÇİN
DÜĞMEYE BASILDI
Hidrojen emisyonu ile çalışacak ilk hibrit uçağını
test etmeye hazırlanan EasyJet, bu işlemin ardından
ortaya çıkan atık suyu arıtıldıktan sonra yolculara
servis etmeyi planlıyor.
Yakıt tasarrufu sağlamak için yeni teknolojilere
yatırım yapan EasyJet, enerjisini hidrojen yakıt
hücrelerinden alan uçağı kullanan ilk havayolu
şirketi olmaya hazırlanıyor.
Temiz bir enerji sağlayan yeni teknoloji uçakların
benzin faturalarını da gözle görülür bir oranda
düşürecek.
Yapılan açıklamaya göre, bu sistem ile gücünü
sağlayacak uçakların yaygınlaşması şirkete tahmini
olarak 35 milyon dolarlık (105 milyon TL) bir
tasarruf imkanı sağlayacak.
Enerjisini hidrojen emisyonu ile sağlayan hibrit
sistemin tek negatif yanı, bu işlemin bir sonucu
olarak ortaya çıkacak su.
Atık Su Yolculara Servis Edilecek
Denemeler Ne Zaman Başlayacak?
Ancak şirketin elde edilecek suyun nerede
kullanılacağına ilişkin de bir planı mevcut. Şirketin
mühendis takımının başındaki isim olan Ian
Davies basına yaptığı açıklamada ortaya çıkan
suyun, arıtılmasının ardından yolculara servis
edilebileceğini belirtti.
Ian Davies, hidrojen emisyonu neticesinde
elde edilecek suyun, uçaktaki, tuvaletlerde de
kullanılabileceğinin altını çizdi.
Hava taşımacılığında bir ilk olacak olan bu sistemin bu yılın sonunda test edilmesi planlanıyor.
10
Yerli
Haber KİMYA İHRACATI OCAKTA
YÜZDE 16 AZALDI
Ocak ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 16’lık azalmayla 1 milyar dolar
oldu.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri
İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre ocak
ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına
göre yüzde 16’lık azalmayla 1 milyar dolar olarak
gerçekleşti. Sektör otomotiv ile hazır giyim ve
konfeksiyonunun ardından üçüncü sırada yer aldı.
Sektörün ihracat kaybında euro-dolar paritesi ve
düşen petrol fiyatlarının etkisi büyük.
Yılın ilk ayında kimya sektörünün en fazla ihracat
yaptığı ülke 68 milyon dolarla Almanya oldu. İkinci
sırada yer alan Suudi Arabistan bir önceki yıla göre
rekor ihracat artışı yaşadı. Geçtiğimiz yıl 15 milyon
dolar olan ihracat, yüzde 300 artarak 60 milyon
dolara ulaştı. Kimyanın en önemli pazarlarından
Mısır’daki kayıp ise sürüyor. Ülkeye ihracat yüzde 35
oranında azaldı ve 51 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Irak, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, İspanya, İran,
Yunanistan ve İngiltere kimyanın en fazla ihracat
yaptığı diğer ülkeler olarak sıralandı.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri
İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Akyüz, yılın ilk ihracat performansı
için şunları söyledi:
“Ülke genelindeki tüm sektörlerde olduğu gibi
yıla düşüşle başladık. Bu düşüşte emtia fiyatları,
euro-dolar paritesi ve düşen petrol fiyatları etkili
oldu. İhracat kayıplarımız maalesef devam ediyor
artık yeni bir formulasyona ihtiyacımız var.
Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor.”
Komşu ülkelerdeki sıkıntıların ana ihracat
noktalarını etkilediğine dikkat çeken Akyüz,
“En büyük pazarlarımızdan Mısır’da düşüşler
devam ediyor. Mısır’ın Mart ayında yürürlüğe
girecek yeni yaptırımı da ihracatçılarımızın
önünde büyük bir engel. Komşu ülkelerdeki bu
gibi sorunlar maalesef kısa sürede çözülebilecek
gibi değil. İhracatçılarımız farklı noktalara
yoğunlaşmaya başladı. Kısa vadede olmasa da
orta ve uzun vadede ihracatımızı rahatlatacağını
ümit ediyorum. Diğer yandan Suudi Arabistan’a
yeni kralın gelmesi ülkemizle olan ilişkilerini
daha olumlu bir boyuta taşıdı. Suudi Arabistan’ın
ilk üçe girmesini bekliyorduk, bizim için sürpriz
olmadı. Bu artış gelecek aylarda da devam
edecek. Avrupa’daki pazarımızı sağlamlaştırmaya
çalışıyoruz. Bazı noktalarda azalış olsa da
ihracatımız düzenli artıyor. Zayıf olduğumuz
noktaları güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu yıl
hedef pazarlarımız arasında ABD, Panama, Arap
ülkeleri, Uzakdoğu’da Vietnam, Kamboçya ve
Afrika Sahra Altı yer alıyor.” dedi.
KİMYAGER
ERMAN GİRGİN
MEZUN
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
ermangirgin2006@yahoo.com
11
ATOMİK ABSORPSİYON
SPEKTROSKOPİSİ
S
pektroskopi ve Kromatografi enstrümental
analizin iki farklı kutubunu oluşturur.
Kromatografi karbon bazlı yani organik
materyallerin analizinde kullanılan bir yöntemken
Spektroskopi genel olarak inorganik materyallerin
analizinde kullanılır. Eğer bir arazi sahibiyseniz ve bu
arazide altın madeni olduğundan şüpheleniyorsanız
doğru adrestesiniz. Atomik absorpsiyon
spektrofotometresi yani kısaca aas cihazı ile bu
analizi kolayca yapabilirsiniz. Sadece bu kadarla
kalmayıp arazinizdeki başka bir değerli metal olan
platin miktarını hatta çengel bulmacaların gediklisi
zirkonyum veya rubidyum metalinin miktarını da
ölçebilirsiniz.
GENEL ÇALIŞMA
PRENSİBİ
12
AAS cihazı ile yetmişin üzerinde metalin analizi
yapılabilir. aas, teknik olarak performans/
maliyet açısından en iyi spektroskopi cihazıdır.
Bu oran hesaplanırken cihaz maliyeti ve işletim
maliyeti düşünülmelidir. Avantajlarının yanında
dezavantajlarıda vardır. İyi bir performans/maliyet
oranına rağmen günümüzde yerini ICP ve ICP-
MS cihazlarına kaptırmaktadır. Aslında bunun tek
nedeni aynı anda tek bir element okuması ve spektral
girişimlerden dolayı her analizde kullanımı uygun
olmadığı içindir.
AAS cihazı iki farklı teknik ve üç farklı modda
çalışabilir. Günümüzün AAS cihazları hem absorbans
ölçümü alınabilen AAS cihazı hemde emisyon
ölçümü alınan atomik emisyon spektrofotometresi
yani AES teknikleriyle çalışmaktadır. En basit ve
eski teknik olan alevli atomik absorpsiyon (Flame
Atomic Absorption Spectrofotometer) cihazı ilk
sırayı alır. Ppm (milyonda bir) seviyelerinde analiz
imkanı vardır. Grafit fırınlı aas (GFAAS) diğer
modudur. Düşük ppb seviyelerinde analizler için
uygundur. Standart fırınlı veya zeeman zemin
düzeltmeli modelleri vardır. Son mod ise hidrür
tekniğinin kullanıldığı Hidrür oluşumlu aas (Hydrite
generation AAS) cihazıdır. Yalnızca uçucu ve hidrür
oluşturabilen elementlerin analizinde kullanılabilir
ve düşük ppb analizleri için uygundur. Ticari olarak
kullanılan alevli ve grafit fırınlı modeller tek cihazda
dönüşümlü kullanılabilir veya farklı farklı cihazlar
olabilir.
Alevli aas ve grafit fırınlı aas arasındaki tek fark
numunenin atomize edildiği bölümdür. Bu kısım
hariç cihaz tamamen aynı prensiple çalışır. AAS
cihazı 6 bölümden oluşur. Işık kaynağı, splitter,
atomize edici, monokromatör, dedektör, yazılım/
bilgisayar. Sistemin prensibi, metale özgü oyut
katot lambasından üretilen ışığın, atomize edilmiş
numune tarafından absorplanması ve sayıca azalmış
ışık demetinin detektöre ulaştırılarak aralarındaki
oranının yazılım sayesinde yapılan hesaplama ile
sayısal değere dönüşmesidir. Beer-lambert yasası
cihazın çalışma prensibine belirler.
ALEVLİ AAS ŞEMASI
13
ALEV KAFASI
ALEV KAFASI
14
Işık Kaynağı:
Oyuk katot lambası ışık kaynağı olarak kullanılır.
Oyuk katot lambası her elemente özel olarak
üretilir ve amacı metale özgü dalga boylarında ışın
demetini, odaklanmış şekilde atomizasyon bölümüne
göndermektir. Lambanın içerisi neon veya argon gibi
bir gaz ile doldurulmuştur. Lamba içerisine yüksek
voltaj uygulanır ve bu gazın pozitif yüklenerek lamba
içerisinde bulunan katoda hızlıca çarpması sağlanır.
Katot, analiz edilecek metalin saf veya alaşımlı
halidir. Bu çarpışma sonucu enerji transferi olur ve
metalin uyarılarak bir üst enerji seviyesine geçmesi
sağlanır. Maddeler her zaman en kararlı halinde geri
dönmek isterler. Uyarılmış atom kararlı haline yani
ilk enerji seviyesine dönmek için ışıma yapar. Bu
ışıma sırasında kendine has dalga boylarında ışık
saçar (emisyon). İşin gerçeği elementler her dalga
boyunda emisyon yapar fakat bazı dalga boyları hem
yeterli şiddette hemde diğer atomlardan oldukça
izoledir.
ATOMİZASYON ENERJİ ŞEMASI
OYUK KATOT LAMBASI ULTRA LAMBA
Bu sayede analiz için kullanacağımız i0
yani
maksimum sayıda ışık demetimizi elde ettik. Ticari
olarak çoklu lambalar bulunmaktadır. Bu lambalarda
katot olarak birkaç metalin alaşımı kullanılır ve bu
sayede tek lamba ile aynı anda olmasada aynı lamba
kullanılara birden fazla metalin analizini yapmak
mümkündür, dezavantajı ise çeşitliliğinin kısıtlı
olmasıdır. Oyuk katot lambalar teknolojisinin diğer
bir ürünü ise ultra lambalardır.
15
Splitter/Döteryum Lambası:
Bu lambalar aynı akımda çalışsada özel yapısı
sayesinde daha güçlü ışık üretir ve daha hassas
analizlere imkan verir. Genel olarak tek bir
oyuk katot lamba ile sadece bir element analizi
yapılabilirken yüksek enerjili xenon lamba modelli
cihazlarda farklı bir lambaya gerek duymadan tüm
elementlerin analizini yapmak mümkündür. Oyuk
katot lambası en yaygın kullanılan ışık kaynağıdır.
Üretilen ışık, splitter bölümünden geçerek atomize
edici bölüme gönderilir.
Splitter’ın amacı gelen ışığı ikiye ayırmaktır. Işığın
bir bölümü iletilirken diğer bölümü optik aynalar
sayesinde detektöre ulaştırılır. Buradaki amaç bir
kısım ışığı numuneye temas etmeden detektöre
ulaştırmaktır. Dedektör bu ışığı kendine referans
alır ve bu sayede analiz harici zamanda atomizasyon
bölümü ve optik yoldan geçen ışığın değerindeki
düşmeyi ölçerek düzeltme yapar. Ticari olarak tek
ışık yollu cihazlarda bulunmaktadır. Bu cihazlarda
splitter bulunmaz ve tüm ışık atomizasyon bölümüne
gönderilir. Döteryum lambası ise zemin düzeltici
olarak görev alır ve ışığını atomlaştırma alanı
ve monokromatör bölümünden geçirerek zemin
düzeltmesi yaparak cihazdan gelecek hataları en
aza indirir. Döteryum lamba uv bölgede oldukça
etkindir. Zeeman zemin düzeltmeli cihazlarda
ihtiyaç yoktur. Zeeman aas haricinde yaygın olarak
kullanılırlar.
Atomizasyon Bölümü (Alevli İyonlaştırma):
AAS, ICP, ICP-MS gibi spektroskopi cihazlarına
numune göndermeden önce numuneye ön işlem
yapılmalıdır. Asit veya asit karışımları ile numuneyi
ısıtarak asitte parçalamak ve saf/ultra saf su ile
seyreltmek gerekir yada mikrodalga numune
hazırlama cihazı ile yüksek sıcaklık ve yüksek
basınç altında asit ortamında parçalama yaptıktan
sonra seyreltme işlemi en bilinenleridir. Su veya
organik faza alınan numune, kapiler bir hortum
ile atomlaşmanın olduğu alev başlığına gönderilir.
Ticari AAS cihazlarında iki tip alev kullanılır. Bunlar
1800 – 2250 derece aralığında kullanılan asetilen/
hava karışımı veya 2600 – 3100 dereceye çıkabilen
azot protoksit(NO2
)/Asetilen gazları karışımıdır.
Gaz karışım oranları değiştirilerek kabaca sıcaklık
optimizasyon yapılabilir. Hava asetilen alevi ısıya
dayanıklı metal oksitleri atomize etmek için yeterli
sıcaklık üretemez bu nedenle NO2
/Asetilen karışımı
kullanılır. Sıvı çekişi alevin yarattığı vakum sayesinde
olur. Nebulizer adı verilen bulutlaştırıcı sayesinde
sıvı numune, aerosol yani küçük zerreler haline
getirilir ve yanıcı/yakıcı gaz karışımı ile ittirilerek, ön
karışımlı veya ön karışımsız olarak aleve ulaştırılır.
Aleve ulaşan numune ilk aşamada suyunu kaybeder
ve yüksek sıcaklık varlığında atomlaşma sağlanır.
Her element kendi dalga boyundaki ışığı absorplama
eğilimi gösterir. Oyuk Katot lambasında ürettiğimiz
“metal spesifik” ışık, numune içerisindeki kendi
atomları tarafından absorplanır. Abosorplanmayan
ışık yoluna devam eder. Böylece i1 yani son ışığıda
elde ettik. Sistem ilk ışık (io
) ve son ışığın (i1
)
oranının logaritmasını alarak absorbans değeri
elde eder. Alevli aas cihazının en büyük avantajı
oldukça hızlı şekilde numunenin aleve ulaştırılması
ve dolayısı ile en kısa sürede atomizasyon sağlanıp
sonuç vermesidir. Düşünüldüğünde minimum
düzeydeki işletim maliyetide unutulamaz fakat
dedeksiyon limitinin ppm seviyelerinde kalması
ciddi bir dezavantajdır.
16
Atomizasyon Bölümü (Grafit Fırın):
Grafit fırın, grafit elektrotlar sayesinde kontrollü
ve çok hızlı şekilde yüksek sıcaklıklara çıkılabilen
tekniktir. Oto örnekleyici sayesinde, kapiler bir tüp
ile 10-40 mikrolitre hacmindeki numune, grafit fırın
içerisindeki grafit tüpe aktarılır. Alevli sistemlerde
kontrolsüz yapılan desolventasyon ve atomizasyon
burada tamamen kullanıcının elindedir. İlk aşama
olarak 80 – 120 derece aralığında fırın ısıtılır.
Numune bu sıcaklıkta bir süre bekletilerek solventin
uçurulması sağlanır. Sonraki aşama 300 – 800 derece
arasında yapılan ısıtma ile numunenin küllenmesi
yani organik materyalin yanması sağlanır. Yeterli
süre beklendikten sonra atomizasyonun yapılacağı
1800 – 2400 derece sıcaklıklara çıkılır.
GRAFİT FIRIN ŞEMASI
Bu süre içerisinde okumanın yapıldığı süre hariç,
sistemden inert özelliği olan argon gazı geçirilerek
fırın parçalarının (electrode, shroud) ısıdan zarar
görmesi engellenir ve sıvı buhar dışarıya atılır. Her
elementin matriksine uygun olarak kendine özgü
maksimum absorbans verdiği sıcaklık vardır ve
bu sayede atomizasyon sıcaklığı ayarlanarak iyi bir
optimizasyon yapılabilir. Bu sıcaklık parametreleri
ve numunenin bekletildiği süreler, her numune
matriksine ve analiz edilecek elemente göre
değişiklik gösterir. Bu nedenle metot optimizasyonu
oldukça önemlidir. Optimizasyondan uzak bir
metot kullanıldığı durumda tekrarlanabilirlik
sağlanamayabilir veya istenilen dedeksiyon
limitlerine inilemez. Düşük ppb analizleri için
çok kullanışlı olan GFAAS cihazının en büyük
dezavantajı analiz süresidir. İşletim maliyeti yüksek
olmayan, ppb hatta yüksek ppt seviyelerinde analiz
yapabiliyorsunuz fakat üç tekrarlı kalibrasyon eğrisi
çizdirerek numune okuması sırasında kahve moldası
verebilirsiniz.
ALEVLİ AAS GÖRÜNÜM GRAFİT FIRIN AAS GÖRÜNÜM
17
Atomizasyon Bölümü (Zeeman Grafit Fırın):
Atomizasyon Bölümü (Hidrür Tekniği):
Bu yöntem teknik olarak grafit fırın ile benzerlik
gösterir. Farkı ise fırın içerisine çok kuvvetli bir
manyetik alan uygulanarak enerji sevilerinde
değişmeler meydana getirilir. Optik bölümünde
bulunan bir ayna sayesinde ise zemin düzeltme
yapar. Hem uv bölgede hemde görünür bölgede etkin
bir zemin düzeltme yapılabilir. Cihaz maliyetini
düşünmezseniz belkide en başarılı tekniktir.
Hidrür tekniği yalnızca düşük sıcaklıklarda uçucu
özellik gösteren ve hidrür tepkimesine uygun civa,
selenyum, arsenik, bizmut, antimon, kalay, tellür gibi
elementlerde kullanılabilir. Numunenin, bir hücre
içerisinde sodyum bor hidrür ve asit (HCl) varlığında
uçucu metal hidrürlerine dönüşmesi sağlanır. Argon
gazı ile bu uçucu hidrürler taşınarak kuartz hazneye
ulaştırılır. Sadece civa için alev veya ısıtma ihtiyacı
olmadan (soğuk bugar tekniği) okuma yapılabilirken
diğer elementler için alev veya elektronik ısıtıcılar
kullanılarak hücre ısıtılır. Düşük ppb analizleri için
oldukça ideal bir yöntemdir. Teknik olarak az sayıda
element analizi harici bir dezavantajı olmasada
uygun oranda ve günlük hazırlanmayan sodyum
borhidrür çözeltisi nedeniyle sonuçlar hatalı çıkabilir
veya tekrarlanabilirlikte problem olabilir.
HİDRÜR SİSTEMİ
18
Monokromatör:
Monokromatör; slit, grating ve optik aynaları içeren
AAS cihazı için belkide en önemli bölümdür. Slit adı
verilen bölüm farklı boyutlarda deliklerden oluşur.
Temel amacı monokromatöre ulaşan ışık miktarını
ayarlamak, ışık saçılmalarına engel olmak ve spektral
izolasyonu sağlamaktır. Işık miktarının çok yani slit
aralığının yüksek olması sinyal/gürültüyü yükseltir
fakat iyi bir emisyon hattı izolasyonu sağlayamadığı
için tercih edilmez. Slit aralığının düşük olması ise
rezulüsyonu oldukça iyileştirse de sinyal/gürültü
oranı düşeceğinden uygun değildir. Her firmanın
cihazına uygun olarak önerdiği elemente özgü slit
değerleri vardır. Gelen ışık uygun slit aralığından
geçerek monokromatöre ulaşır. Ticari olarak
farklı tiplerde monokromatörler kullanılır. Ebert
monokromatör, Czerny-Turner monochromator veya
ikili (double) monokromatörler bunlara örnektir.
Monokromatörlerin temel amacı içerdiği optik
aynalar sayesinde gelen ışığı dalga boylarına ayıran
prizmaya yani grating bölümüne göndermek ve
grating bölümünden çıkan dalga boylarına ayrılmış
ışığı, istediğimiz dalga boyunda seçip, odaklayarak
detektöre göndermektir. Grating gelen ışığı bütün
dalga boylarına ayırır. Monokromatör ise analizde
belirtilen dalga boyunu seçerek dedektöre gönderir.
Ticari olarak Echell grating, holographic diffraction
grating, diffraction grating gibi farklı tiplerde
gratingler kullanılır.
MONOKROMATÖR
Dedektör:
Genel olarak dedektör tipi olarak foton çoğaltıcı
tüp (PMT, photon multiplier tube) kullanılır.
PMT dedektörü aslında kendisine ulaşan ışığın
yoğunluğuna bağlı olarak elektrik sinyali üreten
bir vakumlu tüptür. Bu tüpün içerisi fotokatot adı
verilen özel bir yüzeyle kaplanmıştır ve ulaşan ışık
demeti bu yüzeyden elektron koparır. Kopan bu
elektronlar her seferinde hızlanarak dinot adı verilen
elektrotlara çarpar ve bu sayede daha fazla sayıda
elektron üreterek sinyalin arttırılmasını sağlar. Bu
işlem detektöre ismini veren yöntemdir. Dinot
bulunmayan dedektör tipleride bulunur.
Atomik absorpsiyon cihazları spektroskopik
analiz tarihine damga vurmuş en eski ve en yaygın
tekniklerden biridir. Kimya Laboratuvarlarının
vazgeçilmezidir. Maden/toprak analizleri, kanda
ağır metal, çevre (atık su, atık yağ) numunelerinde
ağır metal, gıdalarda ağır metal, ilaç sektörü gibi
alanlarda kullanılan kapsamı oldukça geniş bir
cihazdır.
TEŞEKKÜR
Agilent yetkili distributörü SEM Laboratuar Cihazları’na görseller için teşekkür ederim
19
HaberYabancı
UÇAK’TA LİTYUM İYON PİL
TAŞINMASI 1 NİSAN’DA
YASAKLANIYOR!
Uluslararası Sivil Havacılık
Örgütü (ICAO), yolcu
uçaklarındaki güvenliği
artırmak için yeni bir
düzenlemeye gidiyor.
Hemen hemen herkesin
kullandığı cep telefonu,
dizüstü bilgisayar ve
fotoğraf makinesi ile
tabletlerde bulunun lityum
iyon pillerin yani yeniden
doldurulabilir pillerin
1 Nisan’dan itibaren
uçakların bagajlarına alınmayacağı açıklandı.
Teknolojinin geliştiğini ve her insanın yukarıda
saydığımız aletleri kullandığı düşünüldüğünde
insanın aklına çeşitli sorular gelebilir. Ancak ICAO
tarafından lityum iyon pillerin uçağa alınmaması
kararı yolcuları doğrudan etkilemiyor. Sözü edilen
yasak, yolcu ve kargo uçaklarının bagaj bölümünde
toplu halde taşınan pilleri içeriyor. Cep telefonları ve
dizüstü bilgisayarlar gibi ürünler ile artık hayatımızın
her yerinde olan lityum iyon pillerin, uçaklarda
taşınması yasaklandı.
Cep telefonu, fotoğraf makinası, tablet ve dizüstü
bilgisayar gibi cihazlar ile hayatımızın her yerinde
olan Lityum iyon piller, büyük bir tehlikeyi de
beraberinde getiriyor. Yolcu uçaklarını daha güvenli
hale getirmek için yeni kararlar alan Uluslararası
Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), lityum iyon pillerin 1
Nisan itibariyle uçakta taşınmasına izin vermeyecek.
Yolcu beraberinde taşınan piller, yasaktan
etkilenmiyor. Yasak, bagaj bölümünde toplu halde
taşınan lityum iyon pilleri kapsıyor. Shiftdelete’in
haberine göre yasağın kalkması için lityum iyon
pillerin yangın önleyici şekilde paketlenmesi
gerektiğini belirten ICAO, arızalı tek bir pilin
bile diğer pillerin patlaması için yeterli olduğunu
vurguluyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü
(ICAO), yolcu uçaklarındaki güvenliği artırmak için
önemli bir değişikliğe gidiyor. Herkesin kullandığı
cep telefonu, fotoğraf makinası, tablet ve dizüstü
bilgisayarlardaki lityum iyon pillerinin, 1 Nisan’dan
itibaren uçak bagajına alınmayacağı açıklandı. Yasak
yolcuları doğrudan etkilemiyor. Söz konusu yasak,
yolcu ve kargo uçaklarının bagaj bölümünde toplu
halde taşınan lityum iyon pillerini kapsıyor. Yapılan
testlerde toplu taşınan piller arasında bir tek pilin bile
bozuk çıkması, diğer pillerin yanmasına ve infilak
etmesine sebep olduğu belirtiliyor. Daha önce de şarj
olmayan lityum metal pillerin uçaklarda taşınması
yasaklanmıştı.
1 Nisan’dan itibaren geçerli olacak olan yeni yasağın,
2018 yılının sonuna kadar geçerli olması bekleniyor.
Yasağın kalkması için lityum iyon pillerinin,
yangının önleyecek şekilde paketlenmesi gerektiği
açıklandı. Şirketler, özellikle tıbbi ve askeri alanlarda
kullanılacak olan Lityum iyon pillerinin, uçakla
taşınamayacak olmasının birçok alanda zorluklara
sebep olacağını savunuyor.
20
Haber
Yerli
TÜRK PLASTİK SEKTÖRÜ DÜNYADA
ALTINCI SIRAYA YÜKSELDİ
Türk plastik sektörü 2015 yılında dünya plastik
liginde 7. sıradan 6. sıraya yükseldi.
Türk plastik sektörü 2015 yılında 8,6 milyon tona
ulaşan üretimiyle Avrupa ikinciliğini korurken,
dünya plastik liginde 7. sıradan 6. sıraya yükseldi.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve
Eğitim Vakfı (PAGEV) açıklamasına göre, çoğu
küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 6 bin
500 civarında üretici firmanın faaliyet gösterdiği
ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan plastik
sektörü, 2015 yılında ülke ekonomisine 13 milyar
dolarlık katkı sağladı. Sektör, geçen yıl yakaladığı
başarılı üretim grafiği ile Avrupa’da ikinciliğini
devam ettirdi. 2014 yılında dünya sıralamasında 7.
olan sektör, 2015’te yüzde 2,7 payla 6. sırada yer aldı.
Plastik sektörü 2015 yılında büyümeyi üretimde
yakaladı. Sektörün 2015 yılında mamul üretimi bir
önceki yıla göre miktar bazında yüzde 3,2 artışla 8,6
milyon tona yükseldi, değer bazında ise yüzde 6,6
azalışla 32,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Değer
bazındaki gerilemede, petrol fiyatlarındaki düşüş ve
avro/dolar paritesindeki dalgalanmalar etkili oldu.
Plastik sektörü kapasitesini yüzde
73 kullandı
Geçen yılki 8,6 milyon tonluk toplam plastik mamul
üretimi içinde 3,4 milyon tonla plastik ambalaj
malzemeler ilk sırada yer alırken, bu ürün grubunu
1,9 milyon tonla plastik inşaat malzemeleri takip
etti. Plastik sektörü söz konusu üretimle kapasitesini
yüzde 73 kullandı. Sektörün 2015 yılında iç
pazardaki tüketimi miktar bazında önceki yıla göre
yüzde 4,1 oranında artarak 7,6 milyon tona yükseldi.
Sektörün 2015 yılında makine teçhizat yatırımı
yüzde 3 azaldı ve 839 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Plastik sektörü 2003-2015 yılları arasında yüzde
78’i ithalatla olmak üzere toplam 8,1 milyar dolarlık
makine ve teçhizat yatırımı yapmış oldu.
Türk plastik sektörünün mamul ihracatı 2015 yılında
2014’e kıyasla miktar ve değer bazında geriledi.
Miktar bazında ihracat yüzde 1,6 düşüşle 1,58
milyon ton, değer bazında ihracat yüzde 12,8 düşüşle
4,34 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2015’te plastik
sektörünün en çok plastik mamul ihracatı yaptığı
ülkeler Irak, Almanya ve İngiltere olarak sıralandı.
21
İthalatta ödenen vergiler rekabeti
olumsuz etkiliyor
PAGEV 2015 değerlendirmesine göre, sektörün en
önemli sorunu olan hammadde ithalatındaki yüksek
vergi problemi 2015 yılında da devam etti. 2014
yılına kıyasla sektörün hammadde ithalatı miktar
bazında yüzde 3,7 artarak 6,3 milyon tona ulaşırken,
değer bazında yüzde 15,1 azaldı ve 9,4 milyar dolar
olarak gerçekleşti.
Türkiye plastik sektörünün 2015 yılında toplam
plastik hammadde üretimi yaklaşık 1 milyon
ton civarında gerçekleşti. Aynı dönemde plastik
hammadde ihracatı miktarda yüzde 2,6 artışla 688
bin tona yükseldi, değerde ise yüzde 17 azalışla
933 milyon dolar oldu. Sektör 2015 yılında en çok
hammadde ihracatını Almanya, Mısır ve Rusya’ya
yaptı.
“Yurt içindeki plastik tüketimi
sektörü yüzde 4,1 büyüttü”
Açıklamada görüşlerine yer verilen PAGEV
Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Türk plastik
sektörünün 2015’teki ihracat performansıyla ülke
ihracatından yaklaşık yüzde 3,6 pay aldığını ve
ihracatçı ilk 10 sektör içinde yer aldığını belirtti.
Eroğlu, şunları kaydetti:
“Yurt içindeki plastik tüketimi sektörümüzü
yüzde 4,1 büyüttü. Her yıl Gayri Safi Milli
Hasıla’nın (GSMH) üzerinde büyüyen bir sektörün
temsilcileri olarak ihracatta miktar ve değer
bazında yaşadığımız düşüşler nedeniyle büyüme
önceki yıl ile aynı seviyelerde kaldı. Plastik için en
kötü senaryo GSMH kadar büyümek ve maalesef
bu sene bu gerçekleşti.
Yüzde 85 oranında olan plastik hammadde ithalatı
sektörün performansını olumsuz etkiledi. İthalatta
Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Avrupa
Birliği (AB) ülkeleri dışındaki ekseri ülkeye
gümrük vergisi uygulanıyor ve bu durum Türk
plastik üreticilerinin rekabetçiliğini olumsuz
etkiliyor. AB, sanayicilerinin rekabetçiliğini
korumak üzere ‘Askıya Alma ve Tarife Kontenjanı’
sistemi uyguluyor. Buna göre Türkiye ve AB’de
üretimi bulunmayan hammadde ve ara mamul
niteliğindeki ürünler için askıya, AB ve Türkiye’de
üretimi bulunan ancak yetersiz olan hammadde
ve ara mamul niteliğindeki ürünler için ise tarife
kontenjanına yani kotaya tabi tutuluyor.”
Eroğlu, Türkiye’de yeteri kadar üretilmeyen
polipropilen (PP) için yaptıkları kota başvurularına
hem AB’li üreticilerin itiraz etiklerini hem de AB
pazar durumuna göre kapasite ayrılarak kendilerine
kısıtlı hammadde verildiğini dile getirdi. Bunların
yanı sıra, verilen hammaddelerin fiyatlarının
da farklılık gösterdiğini ifade eden Eroğlu, şu
açıklamalarda bulundu:
“Bu durum ülkemiz plastik endüstrisinin
rekabetçiliğini azalttığı gibi tedarik yönünden de
zor durumda bırakıyor. Bakanlığımızdan yerli
üretimi yeterli olmadığından ithal edilen plastik
hammaddeler için vergisiz kota oluşturulmasını
talep ediyoruz. Söz konusu kotanın verilmesi
halinde hem Türk plastik sektörü çok daha ileri
gidecek hem de Türkiye ekonomisi kazançlı
çıkacaktır. Bu konuda Bakanlığımıza hem AB
ile Gümrük Birliği güncelleme süreci ile ilgili
teklifimizi hem de kota talebimizi ilettik, süreci
takip ediyoruz.”
22
KİMYA
HATİLE MOUMİNTSA
MEZUN
YANYA ÜNİVERSİTESİ
hatile_m@hotmail.com
22
Bir Mucizevi Molekül
Daha Hyaluronik Asit
K
adınların vazgeçilmezlerinden biranesi de
hep güzel kalmaktır. O yüzden elinden geleni
yapmaya çalışır. Günümüzde kozmetiğin bu
kadar ilerlemiş olmasının da bunun bir nedeni.
Hyaluronik asit kozmetikte sıkça kullanılır. Fakat
sadece kozmetikte değil başka bir sürü daha
yerlerdede kullanılır. Elinize bir krem ya da bazı
jeller ve serumlar aldığınız zaman bir çogunun içinde
olduğunu göreceksiniz. İnceleyelim hep beraber
neden bu kadar kullanılmaktadır diye.
Bağ dokusu, vücudumuzdaki en yaygın dokudur.
Bu dokunun diğer dokulara nazaran hücre sayısı az,
ara maddesi ve lifi çoktur. Kemik, kas, kan damarı,
sinir gibi birçok dokunun birbirleriyle irtibatını
ve bütünlüğünü sağlayan bu doku, bir mânâda
inşaattaki çimento gibidir. Çimentonun içinde,
dokuya çeşitli özellikler kazandıran farklı organik
bileşikler vardır. Bunların en önemlisi hyaluronik
asittir (HA).
23
Bağ dokusunu oluşturan hücre ve lifler, hyaluronik
asitle birlikte birçok maddenin teşkil ettiği
matrikse yerleşmiştir. Bu aside, bağ dokularındaki
temel bileşik olmasının yanında, nörolojik başta
olmak üzere, birçok biyolojik fonksiyonun yerine
getirilmesinde önemli roller verilmiştir.
Hyaluronik asit (C14
H20
NNa11
), uzun zincirli
bir polisakkarittir. Bu asit, insan vücudunda bir
yapıtaşı olarak, her türlü dokuda (epitelyumdan
sinir dokusuna kadar) ve eklem sıvısında bulunan
mu'cizevî bir moleküldür. Gözün camsı sıvısı,
kıkırdak, eklem sıvısı, alt deri (dermis), üst deri
(epidermis) ve göbek kordonu gibi vücutta farklı
bölgelerde bulunur. Yüksek molekül ağırlıklı ve
negatif yüklü oluşu ona viskoelastik bir özellik
kazandırır. Tabiî ve sentetik polimerlerden daha fazla
(kendi hacminden bin kat fazla) su tutar. Horoz ibiği,
bebek kordonu ve diğer bazı hayvanî kaynaklardan
saflaştırılır. Ayrıca, bakteriden fermantasyon ve
doğrudan ayırma (izolasyon) metotlarıyla elde
edilebilir. Bir kısmı da dalakta metabolize olur.
Herhangi bir şekilde alerjik reaksiyonlara sebep
olmaz.
Hyaluronik asit, dokuların hidratasyonu
(kimyevî reaksiyon sonucu su ile birleşmesi) ve
nemlenmesinde, dokulardan madde geçişinde,
hücrelerin hareketinde, farklılaşmasında ve
bölünmesinde, eklem kayganlığının sağlanmasında,
kan akımıyla yaşayan cilt hücrelerine temel
besinlerin taşınmasında vazife görür. Bu yüzden
ortopedi, romatoloji, oftalmoloji, dermatoloji ve
kozmetolojide kullanılmaktadır. Hyaluronik asit,
enjekte edildiği yerde, yapısında ve şeklinde uzun
süre deformasyon olmadığı için yara tedavisinde de
kullanılır; en çok tercih edilen dolgu maddesidir.
Mekanik ve kimyevî zararlara karşı cildi yumuşatıcı
bir rol oynar. Vücudun ürettiği Hyaluronik asidin
% 50’si üst deride bulunur ve kandaki yarılanma
ömrü çok kısa (2,5-5,5 dk.) olduğu için kısa sürede
vücuttan atılır.
Hyalüronik Asidin Faydaları Nelerdir?
-Cildinizin genç ve kırışıksız kalmasına yardımcı
olur.
-Su tutma ve cildi nemlendirme özelliği en önemli
özelliğidir. Bu nedenle hyalüronik asit nemlendirici
kremlerde kullanılmaktadır.
-Cilt pürüzsüz ve esnek tutmaya yardımcı olur.
-Hyalüronik asit akne izlerini önlemek için de
yararlıdır.
-Dokuların tamir edilmesi ve elastikiyetinin
korunması hyalüronik asidin faydalarından
biridir. Bu özelliği sayesinde cildin yaşlanmasını
önlemektedir.
-Kollajen liflerinin oluşumu ve bakımına yardımcı
olur. Kollajenin azalması cildin elastikiyetini
kaybetmesine sebep olur.
24
-Aynı zamanda cilt iltihabı ve tahrişi ile savaşmaya
yardımcı olur.
-Yaşlandıkça hücre mitoz hızı azalır, böylece hücresel
yenilenme ve onarım süreci yavaşlar. Hiyalüronik asit
varlığı durumunu tersine çevirmede yardımcı olur.
Hyalüronik asit cilt dışında kişinin görmesini de
iyileştirmektedir. İnsan gözünün neredeyse %80’ini
oluşturmaktadır. Göz bakımı ile birlikte, romatoid
artrit ve osteoartrit gibi hastalıkların tedavisi için
de kullanılır. Eklem yüzlerini yağlar, tampon görevi
görür ve bu bölgedeki inflamasyonun iyileşmesini
sağlar.
Hyalüronik Asit Hangi Besinlerde Bulunur?
– Hayvansal Kaynaklar:
Hayvansal ürünler hyalüronik asidin en iyi doğal
kaynakları olarak kabul edilir. İnsanlarda olduğu gibi,
hayvanlarda da hyalüronik asit deri ve nöral dokuların
önemli bir bileşenidir. Bu nedenle her tür et bu asidin
zengin bir kaynağıdır. Tavuk ve et suyu da yüksek
miktarda bağ dokusu ve kollajen içerir. Kırmızı etler
A vitamini açısından zengin kaynaklarıdır ve retinol
formunda hyaluronik asit salgılamaya yardımcı
olurlar.
– Baharat ve Biber:
Askorbik asit olarak da bilinen vitamin C,
vücudumuzda hyalüronik asit için iyi bir kaynak
olabilir. Ayrıca sarı, kırmızı, yeşil ve turuncu
biber de dahil olmak üzere pek çok biber çeşidi C
vitamini açısından zengindir. Kişniş ve maydanoz
gibi sıklıkla baharat olarak yemeklerde kullanılan
otlar, aynı zamanda C vitamini içerirler.
– Taze Meyveler:
Limon, portakal, ıhlamur ve greyfurt gibi
narenciyeler C vitamini açısından büyük bir
kaynaktır. Bu meyvelerden elde edilen meyve
suları ve hatta bu meyvelerin kabukları büyük
miktarlarda C vitamini içerir, içeceklerde ve
yemeklerde kullanılabilirler. C vitamini açısından
zengin diğer meyveler şunlardır; guava, mango,
kiraz, kivi, portakal, yaban mersini, ahududu ve
tüm üzüm çeşitleri. Elma, muz, domates, avokado,
ananas, kavun, şeftali ve armut gibi magnezyum
açısından zengin meyveler de hiyalüronan
düzeylerini artırmada yardımcı olur.
25
– Sebzeler:
Araştırmalar patates ve tatlı patates gibi nişasta
içeren, özellikle kök sebzelerinin hyalüronan üretmek
için vücuda fayda sağladığını göstermektedir.
Magnezyum da hyalüronik asit sentezi için gereklidir.
Ispanak, karnabahar, brokoli, kuşkonmaz, yeşil
marul, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi sebzeler
magnezyum açısından oldukça zengindir ve vücutta
hyalüronik asit düzeylerinin arttırılmasına yardımcı
olur. Balkabağı, maya, fıstık, kepekli tahıllar, fasulye
ve kahverengi pirinç gibi çinko içeren gıdalar da
hyalüronanın iyi bir kaynağıdır.
– Soya Ürünleri:
Soya da hyaluronik asit kaynağıdır. Testler cilde
soya sütü uygulandığında haftalar içinde asit
seviyesinin arttığını göstermiştir. Bir çok güzellik
ve anti-aging kreminin soya bazlı maddeler
içermesinin bir nedeni de budur. Hyaluronik asitin
oluşturulmasını artırmak için kişinin beslenmesine
dahil edilebileceği bir çok soya ürünü vardır.
Fermente soya sütü protein açısından zengin
bir kaynaktır ve fermantasyon süreci vücudun
soyada mevcut çinko, demir, magnezyum ve diğer
mineralleri kolaylıkla dönüştürmesine yardımcı
olur.
https://en.wikipedia.org/wiki/Hyaluronic_acid
Kaynaklar :
26
HaberYabancı
PROF. DR. AKAY: TÜRKİYE’NİN
ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 30’U
ATIKTAN KARŞILANABİLİR
Atık maddeleri kullanarak Türkiye’nin enerji
ihtiyacının yüzde 30’unun karşılanabileceğini
söyleyen Kimya ve İşlem Mühendisi Prof. Dr. Galip
Akay, Türkiye’de kuracakları sistemin dünyada bir ilk
olacağını belirtti.
İngiltere’deki Unilever Araştırma Merkezi ve
Newcastle Üniversitesi’nde görev yapan ve
çalışmalarına Türkiye’de Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Karadeniz İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama
Merkezi’nde devam eden Kimya ve İşlem Mühendisi
Prof. Dr. Galip Akay, uzun bir süredir üzerinde
çalıştığı araştırmaları sonucu uygulanacak sistemle
Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 30’unu
karşılayabileceklerini söyledi. 10 yıl önce İstanbul’da
kurdukları fabrikada kullanılan kataliz sistemini
daha da geliştirdiklerini ifade eden Akay, yeni
geliştirdikleri katalizlerin dünyada bir ilk olduğunu
belirtti. Türkiye’de kurulacak olan fabrikaların
elektrik enerjisi, gaz ve sıvı yakıt üretebileceğini
ifade eden Akay, bu sistemler küçük olduğundan her
ilde bu fabrikaların kurulabileceğini söyledi. Enerji
kullanımında çöplerin ve atıkların kullanıldığını
kaydeden Akay, az bir maliyetle ekonomik ve zararsız
fabrikaların her ile kurulabileceğini dile getirdi.
İlk Örneğini Türkiye’de 10 Yıl
Önce Yaptık
İngiltere’de çeşitli teknolojiler geliştirdiğini ifade
eden Akay, “Bu teknolojinin Türkçe adı ‘Proses
İntensifikasyon (İşlem Yoğunlaştırılması)’. Amacı
ise çok büyük ölçeklerde yapılan işlemleri çok
küçük ölçeklerde yapmak ve aynı zamanda da
kapasitesini aynı tutmak. Bu yöntemi kullanarak
ortaya çıkan işlemler çok daha ucuz ve maliyetleri
de çok daha ucuz oluyor. Bu nedenle küçük
ölçekteki işlemleri yapmak mümkün oluyor.
Benim yaptığım ve şu anda da dünyada kabul
edilen işlem yoğunlaştırılması iki unsurdan
oluşuyor. Bunlardan bir tanesi geliştirdiğim
bir maddenin tarıma uygulanması, diğeri ise
atıklardan elektrik, gaz ve sıvı yakıt elde edilmesi.
Şu an üzerinde çalıştığımız konu elektrik, gaz ve
sıvı yakıt üretimi. İngiltere’de yaptığım çalışmalar
sonucu patentini aldığım bir çalışmanın devamı
olarak bu çalışmanın ilk örneğini Türkiye’de 10
yıl önce yaptık. İstanbul Kemerburgaz’da bir tane
gazlaştırma fabrikası kurduk. Fabrika, o zamanın
Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından
açıldı. Daha sonra bu sistemi İngiltere’de daha da
geliştirdik. Şu anda bu işlemi yapabilen İngiltere’de
birkaç tane fabrika var” dedi.
27
Bu Sistemle Türkiye’nin Enerji
İhtiyacının Yüzde 30’unu
Karşılayabiliriz
Son on yıldır yaptıkları çalışmalar sonucu bu
sistemi çok daha ilerlettiklerini ifade eden Akay,
“Yapmak istediğim şey yeni geliştirdiğim bu
sistemi Türkiye’de yapmak. Yapmak istediğim şey,
bu sistemi Türkiye’de kurarak asgari Türkiye’nin
enerji ihtiyacının yüzde 30’unun karşılanabilmesi.
Bu sistemle belediye atıkları, zirai atık ve bütün
atıklardan faydalanılarak elektrik enerjisi, gaz ve
istenilirse sıvı yakıt üretilmesi amaçlanmaktadır”
diye konuştu.
Bu sistemde kullanılan birkaç unsurun olduğunu
söyleyen Akay, “Bunlardan biri gazlaştırma
fabrikası. Diğeri elde edilen gazın temizlenmesi.
En son aşamada ise temizlenmiş gazın sıvıya
dönüştürülmesi. Bunun için her aşamada çeşitli
reaktörlere ihtiyaç var. Bu reaktörlerin hepsini
biz geliştirdik. En son aşama olan gazın sıvıya
dönüştürülmesinde katalizör kullanılması gerekir.
Burada gördüğünüz resim bu katalizlerden bir
tanesi. Böyle bir kataliz dünyada yoktu. Umut
ediyoruz ki bu tür katalizler yaygınlaşacaktır.
Benim üzerinde en çok durduğum konu gaz elde
etmek. Benim istediğim Türkiye’deki imkanları
kullanarak enerjide Türkiye’nin dışa bağımlılığını
azaltmak” şeklinde konuştu.
Bu Sistem Dünyada İlk Defa
Yapılacak
Türkiye’de kurmak istedikleri tesislerin yerel düzeyde
kurulacağını anlatan Akay açıklamasını şöyle
tamamladı:
“Bu tesislerde yerel olanaklar kullanılacak.
Bunun için çeşitli belediyelerle görüştük.
İzmir’de Seferihisar Belediyesi ile görüştük. Ümit
ediyoruz ki bu tesislerin ilkini oraya kuracağız.
Bu fabrikaların en önemli özelliği yerel atıkları
kullanabilmeleri olacak. Bu fabrikalar küçük çapta
olmasından dolayı az maliyetli olacaklar, böylece
her ilde kurulabilecekler. Bu sistem dünyada ilk
defa yapılacak. Bu sistem yenilenebilir enerjinin
kullanımının faydalı olabileceğinden bütün
dünyaya satmak mümkün olacak. Türkiye’nin
inşaat sektöründe dünyaya vermiş olduğu hizmetin
bir benzeri olacaktır. Böylelikle teknoloji ithalatı
yerine teknoloji ihracatı yapmamız mümkün
olacaktır. Bu teknoloji için gerekli olan bütün
olanaklar patent olarak elimizde mevcuttur.”
28
Yerli
Haber KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ
HIZLANDI
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Kimya ve
Maden Konseyi, sektörün ara eleman ihtiyacına
çözüm bulmak amacıyla Uludağ Üniversitesi (UÜ)
Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’na kimya
bölümü açılması için girişimlerini hızlandırdı.
BTSO’nun Türkiye’deki oda ve borsalara rol model
olan 18 sektörel konseyi, kent ve ülke ekonomisine
değer katan çalışmalarını sürdürüyor. Sektörel
Konseyler, iş dünyası, kamu kurum temsilcileri
ve akademisyenlerin ‘ortak akıl’ vizyonu ile beyin
fırtınası yaparak, sektörlerin yol haritasının
belirlendiği bir platform haline dönüşüyor. Kimya
ve Maden Konseyi üyeleri, sektörün gündemindeki
konuları değerlendirdiği toplantıda bir araya
geldi. Oda Hizmet Binası’ndaki toplantıya, BTSO
Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, Kimya ve Maden
Konseyi Başkanı Cemal Tuna, UÜ Teknik Bilimler
Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan ve
konsey üyeleri katıldı.
İş Dünyası İstiyor
BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, toplantıda
yaptığı konuşmada, sektör temsilcilerinin, teknolojik
gelişmelere ayak uydurup uluslararası arenada
rekabet gücüne kavuşmaları için önemli çalışmalara
imza attıklarını ifade etti. Türkiye ihracatında ciddi
bir paya sahip olan kimya sektörünün nitelikli
ara eleman sıkıntısı yaşadığını belirten Duran,
“Sanayicilerimizden gelen her talep bizim için
önemli. Yaklaşık 1 yıldır Uludağ Üniversitesi ile
gerçekleştirdiğimiz istişarelerde kimya sektörünün
taleplerine yönelik çözümler üretmeye çalışıyoruz.
Sektörümüzün ara elaman ihtiyacına yönelik
adımlarımızı hızlandırdık. Uludağ Üniversitesi
Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde
bir kimya bölümü açılmasını hedefliyoruz” dedi.
BTSO Kimya ve Maden Konseyi Başkanı Cemal
Tuna da kimya bölümünün açılması halinde
sektörün önemli bir ihtiyacının çözüme kavuşacağını
kaydetti.
Önemli Adım
UÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü
Prof. Dr. Mehmet Karahan da kimya bölümünün
açılması noktasında en kısa sürede Yüksek Öğretim
Kurumu’na başvuruda bulunacaklarını ifade
ederek, “BTSO ile Uludağ Üniversitesi, kente
fayda sağlayan projelere imza atıyor. Üniversite-
29
sanayi işbirliği kapsamında firmalarımızdan
gelen her talebe önem veriyoruz. Bu noktada
kimya bölümü için üzerimize düşen sorumluluğu
yerine getirmeye hazırız. En kısa sürede yeni
bölümün açılması için YÖK’e başvurumuzu
gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
KİMYA MÜHENDİSİ
YAVUZ SELİM KART
MEZUN
CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
kim_muhselim@hotmail.com
30
Çimento Endüstrisi
Ç
imento (İtalyanca "cemento" kelimesinden
alınmıştır), esas olarak, doğal kalker
taşları ve kil karışımının yüksek sıcaklıkta
ısıtıldıktan sonra öğütülmesi ile elde edilen hidrolik
bir bağlayıcı malzeme olarak tanımlanır. Çimento,
esas olarak, doğal kalker taşları ve kil karışımının
yüksek sıcaklıkta ısıtıldıktan sonra öğütülmesi ile
elde edilen hidrolik bir bağlayıcı malzeme olarak
tanımlanır. Hidrolik bağlayıcı maddeler, su ile
reaksiyonu sonucu sert bir kütle oluşturduktan sonra
su içersinde dağılmayan, sertliğini ve mukavemetini
muhafaza eden veya artıran bağlayıcı maddelerdir.
Diğer bağlayıcı maddeler gibi çimentolar da, CaO,
MgO gibi alkalin öğeler ve SiO2
, Al2
O3
ve Fe2
O3
gibi hidrolik öğelerden oluşur. Alkalin ve hidrolik
öğelerin oranları da bağlayıcı maddenin niteliğini
belirler. Çimento tanelerinin göz açıklığı 5 ila 90
mikron arasındadır.
Çimento Üretiminin Tarihçesi
Çimento sektörü; başlıca silisyum, kalsiyum,
alüminyum, demir oksitlerini içeren ham maddelerin
teknolojik metotlarla sinterleşme derecesine kadar
pişirilmesi ile elde edilen yarı mamül madde
“klinker”in, tek veya daha fazla cins katkı maddesi
ile öğütülmesi yoluyla üretilen hidrolik bağlayıcıları
içeren bir sektördür.
Türkiye’de İlk çimento fabrikası 1911 yılında tek
fırınla Darıca’da kurulmuştur. 1950’li yıllara kadar
Ankara, Zeytinburnu (İstanbul), Kartal (İstanbul) ve
Sivas’ta çimento fabrikaları açılmıştır. 1950’den sonra
Türkiye Çimento Sanayi kurulmasıyla üretim artışı
sağlanmasına rağmen 1970’lere dek talep yeterli
derecede karşılanmamıştır. 1978 yılı sonlarında
temeli atılmış olan 15 kadar çimento fabrikası
projesinin hammadde araştırmaları Devlet Planlama
Teşkilatı o zaman ki ismi Maden Tetkik Arama
Enstitüsü olan MTA Genel Müdürlüğü’nü
görevlendirmiştir.
Portland Çimentosu nedir?
Dünyada ilk çimento üretimi 1824 yılında İngiltere’nin
Leeds kentinde Joseph Aspdin tarafından ince taneli kalker
ve kil karışımının pişirilmesinin ardından öğütülerek
gerçekleştirilmiştir. Üretilen çimentonun özellikleri ve
rengi bu Leeds’e yakın Portland isimli adadan getirilen
doğal yapı taşına benzediği için adına
Portland çimentosu denilmiştir.
Çimento yeterli sıcaklıkta pişirilmediği için bazı olumsuz
(yetersiz) tarafları görülmüştür. 1845 yılında Isaac Johnson
isimli İngiliz, Portland çimentosunun
özelliklerini iyi pişirmeden sonra geliştirerek bugün
dünyanın her tarafında kullanılır hale getirmiştir.
31
Çimento Üretim Aşamaları
Şekil : Çimento üretim şeması
Çimento üretimi sırasında belli aşamalardan
geçmektedir. Şekil ’de görülen çimento
üretim şemasına göre;
1. aşamada ocaklardan patlatılarak çıkarılan çeşitli
hammaddeler nakil araçlarına yüklenerek
kırılmak üzere konkasörlere taşınır.
2. aşamada konkasörlerde kırılan hammaddeler ayrı
ayrı stoklanır.
3. aşamada stoklardan alınan hammaddeler belli
oranlarda karıştırılarak farin değirmenlerinde
öğütülür.
4. aşamada Farin adını alan karışım pişirilmek üzere
farin stoklarında stoklanır.
5. aşamada ön ısıtıcılardan geçirilerek döner fırına
sevk edilen farin yaklaşık 1400-1450 0
C sıcaklıkta
pişirilir.
6. aşamada döner fırından klinker olarak çıkan yarı
mamül ürün soğutucuda soğutularak klinker stok
holünde stoklanır. Alçıtaşı ve üretilecek çimento
cinsine uygun katkılarla çimento değirmenlerinde
öğütülür.
7. aşamada çimento cinslerine göre ayrı silolarda
stoklanan çimento, torbalı ve dökme çimento olarak
satışa sunulur.
Çimento Tipleri Nelerdir?
Çimento belirli standardlara dayanılarak
üretilmektedir. Avrupa ülkelerinin çoğunluğu için
geçerli olacak çimento standrdlarının hazırlanmasına
1973 yılında Avrupa Standardizasyon Komitesi’nin
teknik komitesi TC 51 ile başlanmıştır. Çeşitli
Avrupa ülkelerinde çok sayıda çimento türünün
yerel standardlara uygun olarak kullanılmakta
olduğunu dikkate alan komite, genel çimentolar için
hazırladığı EN 197-1 de çok sayıda çimento türüne
yer vermiştir. Doğrudan Türk standardı olarak kabul
edilen bu Avrupa standardı da genel amaçlı Türk
çimentolarının yerini almıştır.
Yeni genel çimentolar TS EN 197-1’de “CEM
Çimentosu” olarak adlandırılır.
32
Buna göre;
CEM Çimentosu: Hidrolik sertleşmesi öncelikle
kalsiyum silikatların hidratasyonu sonucu meydana
gelen ve içindeki reaktif CaO ve reakstif SiO2
toplamının kütlece en az %50 olması gereken
çimentodur. Bileşimi portland çimentosu klinkeri,
kalsiyum sülfat ve çeşitli mineral katkılardır.
Standarda göre CEM Çimentoları, 27 alt çeşidi
kapsayan 5 ana tiptir.
CEM I: Bu grupta klinkerin sadece kalsiyum sülfat
ve minör bileşen olarak ağırlıkça en fazla % 0-5 arası
mineral katkı ile öğütülmesi sonucunda Portland
Çimentosu elde edilir.
CEM II: Bu grupta mineral katkı miktarı % 6-35
arasındadır. Katkı türüne bağlı olarak bu gruptaki
çimentolar Portland Cüruflu, Portland Puzolanlı gibi
isimler de almaktadır.
CEM III: Bu grupta Yüksek Fırın Cüruflu
Çimentolar bulunur. Katkı miktarı % 36-95
arasındadır.
CEM IV: Bu grupta Puzolanik Çimentolar yer alır.
Bunlarda cüruf veya kalkar katkı maddesi olarak
kullanılmaz. Katkı madde oranı puzolan ve uçucu kül
katkıları ile birlite %11-55 arasında değişmektedir.
CEM V: Bu grupta Kompoze Çimentolar bulunur.
Bunlara hem cüruf (%18-50) ve hem de puzolan
ve uçucu kül (%18- 50) miktarı belirlenen sınırlar
içerisinde değiştirilerek birlikte katılır, miktarları
klinker oranı %20- 64 arasında kalacak şekilde
ayarlanır.
Bunların haricinde gerek klinker üretimi sırasında,
gerekse sonradan ilave edilen mineral katkılar
sayesinde özel kullanım amaçlı olarak üretilmiş,
TS EN 197-1 standardının kapsadığı 5 çeşit daha
çimento bulunmaktadır. Bunlar:
Sülfatlara Dayanıklı Çimentolar: Trakalsiyum
alüminat miktası sınırlanmış (max %5) olarak
üretilen klinkerin kalsiyum sülfat ile birlikte
öğütülmesi ile elde edilir.
33
Beyaz Portland Çimentosu: Özel nitelikli kil ile
kireçtaşının birlikte pişirilmesiyle elde edilen beyaza
yakın klinkerin bir miktar kalsiyum sülfat ile birlikte
öğütülmesiyle elde edilir.
Harç Çimentosu: Dayanım gelişmesi için
gerekli Portland Çimentosu Klinkeri içeren ince
öğütülmüş hidrolik bağlayıcırı. İlave bileşene ihtiyaç
duyulmadan sadece kum ve su karıştırılarak duvar,
sıva ve kaplama işlerinde kullanıma uygun harç
yapımını sağlar.
Yüksek Fırın Cürufu Katkılı, Düşük Erken
Dayanımlı Çimentolar: Sınırlandırılmış
hidratasyon ısısına sahip, yüksek fırın cürufu katkılı
ve erken dayanımı düşük olan çimentodur.
Çok Düşük Hidratasyon Isılı Özel
Çimentolar: Su ile karıştırıldığında hidratasyon
reaksiyonları ve prosesler nedeniyle priz alan ve
sertleşen bir hamur oluşturan, sertleşme sonrası
suyun altında bile dayanımı ve kararlılığını koruyan
ve geliştiren, genel çimentoların hidratasyon
reaksiyonlarına sahip bir çimentodur.
Sözlük :
Hidrolik Bağlayıcı: Hidrolik bağlayıcı maddeler, su
ile reaksiyonu sonucu sert bir kütle oluşturduktan
sonra su içersinde dağalmayan, sertliğini ve
mukavemetini muhafaza eden veya artıran bağlayici
maddelerdir
Hidratasyon: Çimentonun su ile karışımından sonra
başlayan kimyasal reaksiyon.
Priz: Hidratasyonun başlamasının ardından çimento
ve su karışımından oluşan hamurun katılaşmasına
verilen ad.
Kaynaklar :
http://www.tcma.org.tr/index.php?page=icerikgoster&menuID=54
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87imento
http://www.mta.gov.tr/v2.0/birimler/redaksiyon/ekonomi-bultenleri/2012_16/223.pdf
34
HaberYabancı
ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN
PLAZMASI REKORUNU KIRDI!
Çinli bilim insanları, yeni füzyon reaktörü ile Alman
bilim insanlarını hidrojen plazmasını saklama
rekorunu kırdı.
Wendelstein 7-X ismi ilk olarak geçtiğimiz Aralık
ayında hayatımıza girdi. Alman bilim insanları
tarafından geliştirilen bu füzyon reaktörü, ilk olarak
helyum plazmasını ardından da geçtiğimiz günlerde
hidrojen plazmasını elde etti. Ancak görünüşe göre
uzak doğudan Wendelstein 7-X’e ciddi bir rakip
geldi.
Çinli bilim insanlarının Experimental Advanced
Superconducting Tokamak (EAST) olarak
adlandırdığı yeni füzyon reaktörü, Wendelstein
7-X’in plazma saklama süresi rekorunu kırdı.
Wendelstein 7-X, 80 milyon santigrat dereceye
çıkarak ürettiği hidrojen plazmasını saniyenin dörtte
biri kadar tutmayı başarmıştı. Çin yapımı EAST ise
49.999 milyon santigrat dereceye çıkarak hidrojen
plazmasını tam 102 saniye boyunca muhafaza etmeyi
başardı.
Çin merkezli Hefei Institute of Physical Science’ın
(HIPS) elde ettiği sonuçlar oldukça etkileyici.
Reaksiyonlardan elde edilen enerjiyi toplamak için
bu denli yüksek sıcaklıkların muhafaza edilebilmesi,
kontrollü nükleer füzyon için kritik bir adım. Bu
sayede plazmayı reaktör duvarlarından ayırmak
için gereken manyetik alanlar daha stabil bir şekilde
sıralanabiliyor.
Bu bilgilerin doğrudan HIPS tarafından
paylaşıldığını belirtelim. Reaksiyonun nasıl
gerçekleştiğine dair resmi belgeler henüz
yayınlanmadığı için Wendelstein 7-X ile ciddi bir
karşılaştırma yapılamıyor. Ancak HIPS tarafından
yayınlanan sonuçlar doğrulanırsa, Wendelstein 7-X
ile EAST arasında ilginç bir rekabet oluşacaktır.
EAST’in avantajı muhafaza süresiyken, Wendelstein
7-X daha yüksek derecelere çıkabiliyor.
35
Haber
Yerli
BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM
ÜYELERİ
Türkiye’nin ilk ve tek özel sektör destekli Hidrojen
Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nde, “sanayi
asistanı” modeli hayata geçirildi. Yıldırım Beyazıt
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, “Sanayi
asistanı modeli, özlenilen üniversite-sanayi
işbirliği modelinin belki de en başarılı örneği
olacak” dedi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin akademik kadrosu,
Türkiye’nin ilk ve tek özel sektör destekli Hidrojen
Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nde, katma
değeri yüksek sanayi ürünlerinin geliştirilmesinde
bilfiil görev alarak “sanayi asistanı” modelini
hayata geçirdi. Kurulan üretim merkezinde çalışan
öğretim üyeleri, dünyada da yenilikler içeren
roket yakıtlarının ham maddesinin üretiminden,
hidrojen jeneratörlerine, yakıt tüketiminde tasarruf
sağlayan yeni nesil bor ürünlerine kadar pek çok ileri
teknolojinin geliştirilmesinde rol oynadı. Merkezde
geliştirilen ürünlerin uluslararası patent başvuruları
yapılırken akademisyenlerin dünya literatürüne katkı
sağlayan yayınları da göz dolduruyor.
Sanayi Asistanlığı En Başarılı
Örnek
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Metin Doğan, Hidrojen Enerjisi ve Bor Araştırma
Merkezi’nin, Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle
özel sektör tarafından kurulan Türkiye’nin ilk
merkezi olduğunu ifade etti. Merkezle Türkiye ve
hatta dünya için yeni olan “sanayi asistanı” modelini
hayata geçirdiklerini belirten Doğan, “Modelimizde,
üniversitedeki araştırma görevlileri ve yüksek
lisans öğrencileri, diğer üniversite personeliyle
birlikte bu sanayi kuruluşunda bilfiil üretim
aşamalarında görev alıyor. Bu modelle yıllardır
kurulmaya çalışılan üniversite-sanayi işbirliğinin
gerçek anlamda başarılabilecek bir model
olduğunu düşünüyoruz. Özlenilen üniversite-
sanayi işbirliği modelinin belki de en başarılı
örneği olacak” dedi.
Patent Başvurusu Yapıldı
“Sanayi asistanı” modeliyle üniversite akademik
personelinin üretim yeteneğinin geliştirilmesini,
akademik bilgi birikimi ile sanayicinin buluşmasını
sağladıklarını dile getiren Doğan, bu sayede
özel sektörün nitelikli personel ihtiyacının da
karşılandığını vurguladı. Prof. Dr. Doğan, bu
yeni modelin ileri teknoloji ürünleri geliştirme
36
hedefindeki Türkiye için de büyük önem taşıdığını
söyledi. Merkezde yürütülen projelerde katma
değeri yüksek pek çok bor ve hidrojen temelli
ürünlerin endüstrileşmesinin sağlandığını ifade eden
Doğan, merkezde pilot sistemlerin kurulduğunu
ve uluslararası patent başvurularının yapıldığını
bildirdi.
Hidrojen Jeneratörü Yolda
Merkez sorumlusu ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mükerrem
Şahin ise milli tasarımlı hidrojen jeneratörü üzerinde
çalıştıklarını belirtti. Jeneratörün, hidrojeni sudan
üretip gaz haline getirebilen bir makine olduğunu
anlatan Şahin, ürünün dünyadaki modellerinden
farklı birçok yeniliğe sahip olduğunu ifade etti.
Mükerrem Şahin, Türkiye’de büyük oranda doğalgaz
kullanım kapasitesine sahip üretim merkezlerinde
bu jeneratörün kullanılmasını ve doğalgazdan büyük
oranda tasarruf yapılmasını hedeflediklerini de
kaydetti.
37
Simgesi: Ca
Grubu: 2A (Toprak alkali metal)
Atom numarası: 20
Bağıl atom kütlesi: 40,078
Oda sıcaklığında: Katı
Erime noktası: 839°C
Kaynama noktası: 1484°C
Yoğunluğu: 1,55 g/cc
Keşfi: 1808 - Sir Humphrey Davy
Atom çapı: 2,23 Å
Elektronegatifliği: 1
Elektron dizilimi: 1s2
2s2
p6
3s2
p6
4s2
Yükseltgenme basamağı (sayısı): 2
KALSİYUM
Kalsiyum, toprak alkalileri grubundan metalik bir element. Sembolü “Ca”dır. İsmi Latincede “kireç” anlamına
gelen “calx” sözcüğünden gelmektedir. İlk defa 1808’de Lumphru Davy tarafından kalsiyum hidroksitten
elektroliz yoluyla elde edilmiştir. Metalik kalsiyum gümüş gibi parlaktır. Özgül ağırlığı 1,55 g/cm³tür. 851
°C’de erir. 1439 °C’de kaynar.Vücudumuzda makro yapıda bulunur. Elektriği iyi iletir. Gevrek (kırılgan)
olmasına rağmen yumuşaktır. Sertliği sodyum ile alüminyum arasındadır. Haddelenebilir ve dövülebilir.
Çekme mukâvemeti 438 kg/cm²dir. Oksidasyon değeri 2+’
dır. Atom numarası 20, atom ağırlığı 40,078’dir.
Yeryüzünde altı tabiî izotopu bulunmaktadır: Ca40, Ca42, Ca44, Ca46 ve Ca48. Dünya üzerindeki kalsiyum
elementinin % 97’si Ca40 izotopudur. Sun’î olarak pek çok radyoaktif izotopları elde edilmektedir. Bunlardan
birisi Ca45 olup, kemikte kalsiyum kalıntısı üzerinde yapılan araştırmalarda, su tasfiye işlemlerinde, deterjan
aktivitesi için ve yüzey ıslanması hâdiseleri üzerindeki çalışmalarda kullanılmaktadır
Kalsiyum’un Elde Edilmesi
Bugün metalik kalsiyum yalnız eritilmiş kalsiyum klorürün elektrolizi ile elde edilmektedir. Elektrolit kabı
olarak porselen veya demir kaplar kullanılmaz. Çünkü yüksek sıcaklıkta yapılan bu işlemde erimiş kalsiyum
klorür, bu tür kaplara tesir eder. Bu sebeple grafitten yapılmış kaplar kullanılmaktadır.
Bundan başka kimyevî yollarla da kalsiyum elde edilebilir. Bunlardan biri eritilmiş kalsiyum iyodürü sodyum
ile muamele etmektir:
CaI2 + 2Na → Ca+ 2NaI
denklemine göre ayrılan kalsiyum, sodyumun fazlasıyla sıcakta alaşım yapar, soğukta kristallerden saf alkol
ile sodyum uzaklaştırılarak kalsiyum elde edilir.
Kullanım Alanları
Toryum, uranyum ve zirkonyum gibi metallerin hazırlanmasında ve çeşitli alaşımların eldesinde kullanılır.
Sıvı yağların dehidrasyonunda da kalsiyumdan yararlanılır. Canlıların kemik, diş, kabuk ve benzeri dış iskelet
yapılarında yer alır. Bitkilerin bünyesinde de bulunur. Dünya kabuğundaki en bol beşinci element olması
karşın, çok reaktif olması nedeniyle asla element halinde bulunmaz. Kireçtaşı, jips ve floritin yapısında da
vardır.
38
Ayın
Web
Sitesi
http://www.chemtube3d.com
Eğer çeşitli kimyasalların 3 boyutlu hallerini
görmek istiyorsanız bu site tam size göre.
Organik, inorganik ve polimer kimyasına ait
birçok yapının bulunduğu bu görsel sitenin hem
derslerinize hem de çeşitli projelerinizde kaynak
olacağını düşünerekten sizlere öneriyoruz.
39
KİMYA BULMACA
1
2
3
4
5
6 7
8
9
10
Soldan Saga
3. Bir çözeltide (analit) bulunan madde miktarinin , derisimi
kesin olarak bilinen bir titrantla verdigi kimyasal tepkime
sonrasinda harcanan hacmi, esdeger gram sayisi yardimi
ile bulunmasi için kullanilan yöntemdir.
5. Alfa isinlarini ince altin bir levha üzerine göndermis bilim
adamidir.
7. Kimya biliminin bir alt disiplini olup elektronik bir
iletken(metal,grafit veya yari iletken) ile iyonik bir
iletken(elektrolit)arayüzeyinde gerçeklesen reaksiyonlari
inceler.
8. Tarim bilimlerindeki kimyasal uygulamalari kapsar.
9. Kimya biliminin bir alt dali olup ilgi alani kimyasal
reaksiyonlarin isi ile olan iliskileridir.
10. Bir fotonun isin yayici bir yüzeye çarpmasi sonucu
kopan bir elektron.
Yukaridan Asagiya
1. Merkez atomuna bagli olan nötr molekül veya anyonlara
denir.
2. 1898 yilinda yaptigi yaptigi çalismalarla negatif yüke sahip
elektronlari bulmustur.
4. Yerküredeki dogal kimyasal olaylari inceleyen bilim
dalidir.
6. Bir elementin atomlarinin uzayda farkli farkli sekillerde
dizilmesiyle olusan yapiya denir.
40
KİMYA BULMACA
(GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)
I
1
D
2
Z A
O K
T T
B
3
E
4
N Z I M
A R L
A
5
B S
6
O R P L A M A
7
I
I O Y N
M i
E T
8
R I A D
S
9
U B S T R A T A
R Ç
D
10
I M E R
Soldan Saga
4. Canli bünyesinde gerçeklesen kimyasal tepkimeleri
hizlandiran bilesik [ENZIM]
5. Bir cismin bir yüzeye baglanmasi. [ABSORPLAMA]
8. Benzer element veya bilesiklerin üçlü grubu. [TRIAD]
9. Enzimin üzerinde islerlik kazandigi molekül. Tepkimeye
giren madde. [SUBSTRAT]
10. Ayni iki molekülün moleküller arasi baglarla birlesmesi
sonucu olusan molekül [DIMER]
Yukaridan Asagiya
1. Grafik üzerinde ayni sicakliga karsi gelen noktalardan
geçen çizgi. [IZOTERM]
2. Okyanus ve denizlerde bulunan polihalojen
bilesiklerinden biri. [DAKTILIN]
3. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek
[BAROMETRE]
6. Uluslararasi birim sistemi. [SI]
7. Bir maddeyi digerlerinden ayirmada kullanilan maddelere
denir
[AYiRAÇ]
41
İNGİLİZCE-TÜRÇE
KİMYA SÖZLÜĞÜ
Condense
Coprocessing
Dependent
Pressure
End Point
Excess Air
Fines
Halite
Immersion
Journal
Lime
Foam
Boiling
Inversion
Lemon Oil
Mill
Moist
Gas Coke
Humid
Junk
Leaching
Metric
Mud
Yoğunlaşmak
Bağımlı
Basınç
Titrasyonda Son Nokta
Fazla Hava
Elek Altı
Köpük
Gaz Koku
Kaya Tuzu
Yoğuşma
Nem
Daldırma
Çevrilme
Hurda
Dergi
Limon Esansı
Katıdan Özütleme
Kireç
Değirmen
Metrik
Nemli
Çamur
Birlikte İşleme
YAZARIMIZ
OLUN
KOŞULLAR
1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK
YAZIN
2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR info@inovatifkimyadergisi.com adresine
AD-SOYAD
SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ
BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ
PROFİL FOTOĞRAFI
YAZINIZIN WORD FORMATI
İLE GÖNDERİN.
BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM

More Related Content

Viewers also liked

CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116
CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116
CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116Marisa Lee
 
Mu0010 manpower planning and resourcing
Mu0010 manpower planning and resourcingMu0010 manpower planning and resourcing
Mu0010 manpower planning and resourcingconsult4solutions
 
Pm0016 project risk management
Pm0016 project risk managementPm0016 project risk management
Pm0016 project risk managementconsult4solutions
 
Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015
Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015
Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015Randolf Geist
 
SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015
SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015
SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015Greg Poapst
 
What Happens When You Donate Your Career to Science
What Happens When You Donate Your Career to ScienceWhat Happens When You Donate Your Career to Science
What Happens When You Donate Your Career to ScienceThea Boodhoo
 
01a-MASTER TRASCRIPT
01a-MASTER TRASCRIPT01a-MASTER TRASCRIPT
01a-MASTER TRASCRIPTHatem Mehilab
 
trabajo santiago mariño mate 4
trabajo santiago mariño mate 4trabajo santiago mariño mate 4
trabajo santiago mariño mate 4Luiz Casanova
 
trabajo engel escobar , transformada de fourrier
trabajo engel escobar , transformada de fourriertrabajo engel escobar , transformada de fourrier
trabajo engel escobar , transformada de fourrierLuiz Casanova
 
Shopping list food version 001
Shopping list food version 001Shopping list food version 001
Shopping list food version 001Unifi Us
 

Viewers also liked (13)

CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116
CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116
CPP EM_V comments_NW SEM Collaborative_012116
 
Mu0010 manpower planning and resourcing
Mu0010 manpower planning and resourcingMu0010 manpower planning and resourcing
Mu0010 manpower planning and resourcing
 
Pm0016 project risk management
Pm0016 project risk managementPm0016 project risk management
Pm0016 project risk management
 
Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015
Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015
Analysing and troubleshooting Parallel Execution IT Tage 2015
 
SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015
SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015
SSIF Performance Update for Investment Committee - FY2015
 
Wedding Photographer Dallas
Wedding Photographer DallasWedding Photographer Dallas
Wedding Photographer Dallas
 
Final Resume 2016
Final Resume 2016Final Resume 2016
Final Resume 2016
 
Arianni Silva
Arianni SilvaArianni Silva
Arianni Silva
 
What Happens When You Donate Your Career to Science
What Happens When You Donate Your Career to ScienceWhat Happens When You Donate Your Career to Science
What Happens When You Donate Your Career to Science
 
01a-MASTER TRASCRIPT
01a-MASTER TRASCRIPT01a-MASTER TRASCRIPT
01a-MASTER TRASCRIPT
 
trabajo santiago mariño mate 4
trabajo santiago mariño mate 4trabajo santiago mariño mate 4
trabajo santiago mariño mate 4
 
trabajo engel escobar , transformada de fourrier
trabajo engel escobar , transformada de fourriertrabajo engel escobar , transformada de fourrier
trabajo engel escobar , transformada de fourrier
 
Shopping list food version 001
Shopping list food version 001Shopping list food version 001
Shopping list food version 001
 

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32

Gıda Güvenliği ve Hijyen
Gıda Güvenliği ve HijyenGıda Güvenliği ve Hijyen
Gıda Güvenliği ve Hijyenkocarlitarim
 

Similar to İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32 (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-33
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
 
inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
 
inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4
 
inovatif kimya dergisi sayi 16
inovatif kimya dergisi sayi 16inovatif kimya dergisi sayi 16
inovatif kimya dergisi sayi 16
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-16
 
inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-5
 
Gıda Güvenliği ve Hijyen
Gıda Güvenliği ve HijyenGıda Güvenliği ve Hijyen
Gıda Güvenliği ve Hijyen
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
 
Organik tarim
Organik tarimOrganik tarim
Organik tarim
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
 
inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19inovatif kimya dergisi sayi 19
inovatif kimya dergisi sayi 19
 
inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23inovatif kimya dergisi sayi 23
inovatif kimya dergisi sayi 23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
 
inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14
 
inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3
 

More from İnovatif Kimya Dergisi

More from İnovatif Kimya Dergisi (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-12
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-11
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-10
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-9
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-8
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-7
 

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32

  • 1. Kimya Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi YIL:4 SAYI:32 MART 2016 ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROSKOPİSİ BİR MUCİZEVİ MOLEKÜL DAHA HYALURONİK ASİT ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ HIZLANDI ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN PLAZMASI REKORUNU KIRDI! GOFRET ÜRETİMİNDE BORAKS KULLANILMASI KİMYA İHRACATI OCAKTA YÜZDE 16 AZALDI DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN HİBRİT UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM ÜYELERİ
  • 2. KURALLARIMIZ1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde, yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için ise iletisim@inovatifkimyadergisi.com adresine mail atabilirsiniz. 6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine göndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin yazılarını maalesef yayımlamayacağız. 8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma yapmayı seven herkes yazabilir. 10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler ekipten çıkarılır. 11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. http://www.inovatifkimyadergisi.com https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya https://instagram.com/inovatifkimyadergisi http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2X- p0LJgn9bB-aLM6w0-3pw SOSYALMEDYA
  • 3. Ekibimiz YAVUZ SELİM KART HATİLE MOUMİNTSA PELİN TANTOĞLU TUBA ÜNÜGÜL KİMYA MÜHENDİSİ KİMYA KURUCU-YÖNETİCİ KİMYAGER KİMYA MÜHENDİSİ FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN
  • 4. EDİTÖRDEN Keyifli okumalar dileğimizle Merhabalar Öncelikle sürekli artan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz. Kimya sektöründe her geçen gün ilerleme olsa da ülkemizin bu konuda iyi bir seviyeye ulaşamadığı aşikar. Bu ay, bu konuda olumlu olan gelişmelerden bazılarını okuyacaksınız. Bu ay yine birçok yazı geldi. Bu yazılarda çeşitli şeyler okuyarak bilgileneceksiniz. Yazı gönderen arkadaşlarımıza emekleri için çok teşekkür ediyorum. Bize her zaman sektör ya da kimya ile ilgili bir konuda yazıp gönderebilirsiniz.
  • 5. İÇİNDEKİLER GOFRET ÜRETİMİNDE BORAKS KULLANILMASI 7 10 19 22 28 34 37 39 9 11 20 26 30 35 38 40 KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ HIZLANDI UÇAK’TA LİTYUM İYON PİL TAŞINMASI 1 NİSAN’DA YASAKLANIYOR! KALSİYUM KİMYA İHRACATI OCAKTA YÜZDE 16 AZALDI ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN PLAZMASI REKORUNU KIRDI! BİR MUCİZEVİ MOLEKÜL DAHA HYALURONİK ASİT DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN HİBRİT UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ TÜRK PLASTİK SEKTÖRÜ DÜNYADA ALTINCI SIRAYA YÜKSELDİ ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROSKOPİSİ BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM ÜYELERİ PROF. DR. AKAY: TÜRKİYE’NİN ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 30’U ATIKTAN KARŞILANABİLİR AYIN WEB SİTESİ KİMYA BULMACA KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ
  • 7. KİMYA MÜHENDİSİ ZEHRA SEVDE HATİPOĞLU YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ zehrasevde.hatipoglu@gmail.com 7 GOFRET ÜRETİMİNDE BORAKS KULLANILMASI G ünümüzün en büyük sorunlarından biridir aslında, tükettiğimiz ürünlerin içeriği. Özellikle son zamanlarda, önceki yıllara oranla fabrikasyon ürün tüketimi oldukça artmıştır. Buna bağlı olarak bazı gıda üreticileri, ürünlerini daha çekici hale getirebilmek için çeşitli hilelere başvurmaktadırlar. Burada amaç, ürünü daha kaliteli göstermektir (?) Kalite anlayışı; tüketiciye göre, ürünün lezzetinin iyi olması ve içeriğinin sağlığa zararsız maddelerden oluşması iken, üreticiye göre ise, ürünün görselliği ve lezzetinin iyi olması anlayışıdır. Üretici, ulaşmak istediği görsellik ve lezzet için, maliyeti de göz önünde bulundurarak çeşitli hilelere başvurabilmektedir. Fakat bu bütün gıda üreticilerinin hile yaptığı anlamına gelmez. Genellikle küçük çapta üretim yapan işletmeler ve merdiven altı üretimler için bu durumun söz konusu olduğunu söyleyebilirim. GOFRET ÜRETİMİNDE NEDEN BORAKS? Gıda sektörünün birçok alanında çeşitli hilelere başvurulduğu gibi, gofret üretiminin de hilesi borakstır. Boraks kullanımı, glutenden kaynaklı olumsuzluğu gidermekte, gofret hamurunun viskozitesini ayarlamakta ve gofret yapraklarının piştiği plakalara yapışmasını engellemektedir. Aynı zamanda gofretin çıtır çıtır olmasını da sağlamaktadır. BORAKS NEDİR? Boraks; sodyum borat, sodyum tetraborat veya disodyum tetraborat adlarıyla da bilinir. Borik asidin tuzudur. Toz boraks beyaz renklidir ve suda kolay çözünen yumuşak renksiz kristallerden oluşur. Genellikle Na2 B4 O7 .10H2 O şeklinde tanımlanır. (B4 O5 (OH)4 )2- iyonu ihtiva ettiğinden Na2 (B4 O5 (OH)4 ).8H2 O şeklinde gösterilmesi daha doğrudur. Boraks, su, oksijen, sodyum ve bordan meydana gelen doğal bir mineraldir. Antiseptik, antifungal, antibiyotik özellikleriyle güçlü bir doğal dezenfektandır. Mantar oluşumunu önlediğinden koku giderici olarak kullanılabilir, yine bu özelliğiyle küflenmeyi de önler.
  • 8. 8 BORAKSIN KULLANIM ALANLARI Boraksın birçok alandaki kullanımına rastlanılmaktadır. Deterjanın, kozmetik ürünün ve emaye sırının hammaddesidir. Biyokimyada tampon solüsyonların yapımında kullanılmaktadır. Suyun sertliğini indirger. Klasik ahşap teknelerdeki çürümeyi önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Karınca tuzaklarının içerisinde kullanılmaktadır. Ayrıca tarım topraklarında verimliliği artırmak gibi birçok amaçla kullanılmaktadır. Tüm bu kullanımlarının yanı sıra gıda sektöründe de E285 koduyla koruyucu gıda katkısı ve gıda bileşeni olarak kullanılmaktadır. Örnek olarak, Mersin balığı yumurtası (havyar)’da ve gofret, külah üretiminde kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca, meyveler % 5-8 oranında boraks içeren çözeltiyle yıkanarak küf mantarlarının zararlı etkileri önlenmektedir. ABD gibi bazı ülkelerde boraks kullanımı yasaklanmıştır. BORAKSIN ZARARLARI 1. Yapısı itibari ile zehirli bir madde olan boraks fazla solunduğunda akciğerler için bir tehlike arz etmektedir. Bu zehirlenmeyi anlamanın yolu ise kişinin kullanım sonucu kusması, ishal olması ve karın ağrısı çekmesidir. 2. Boraks zararları arasında besinlerde kullanılması önemli bir yere sahiptir. Özellikle boraksın yapışmama özelliğinden dolayı dondurma külahı ve gofret yapımında içeriğe eklenmektedir. Fakat bu insan sağlığı için son derece tehlikeli bir durumdur. Ölüme sebebiyet verebilme ihtimali vardır. 3. Boraks kullanımı bittikten sonra genelde ürünün ardında bıraktığı atık çöpe atılır. Fakat bu madde oldukça tehlikelidir. Birçok bitkiye ve hayvana zarar verebilmektedir. 4. Kimyasallara karşı duyarlı olan kimselerde boraks kullanımı sonucu deride dökülme, kaşıntı, karaciğerde ve merkezi sinir siteminde ciddi olabilecek hasarlar meydana gelebilmektedir. SONUÇ Gofret üretiminde boraks kullanımı işletmenin işin kolayına kaçtığını gösterir. Plakalardaki yapışma ürün formülünün yani reçetenin düzenlenmesi, lesitin miktarının ayarlanması ve fırın sıcaklığının değiştirilmesi ile bu yapışma ayarlanabilmektedir. Bu ayarı tutturabilmek için deneme-yanılma sürecinde istenilen ürün kıvamına ulaşılabilir. Ayrıca, enzim kullanılması gofret hamurundaki sorunları da önlemektedir. Gofret hamuru için proteaz enziminin kullanılması ile hamur viskozitesi ayarlanır, kuru madde artışı, homojen gofret yapısı ve gevrek yapı sağlanmış olur. Bu şekilde gofret üretiminde çıkan sorunlar azaltılabilir. Fakat maalesef ki bazı üreticiler için maliyet söz konusu olduğunda sağlık çok fazla önem arz etmeyecektir. Bu yüzden benim tavsiyem, tüketeceğiniz ürünlerin üretildiği işletmeleri geniş kapsamlı bir şekilde araştırmanızdır. Güvenmediğiniz işletmelerin ürünlerini tüketmeyiniz. Mümkün olduğunca fabrikasyon ürünler yerine doğal gıdalar tüketmeye önem gösteriniz. Kaynaklar : 1- https://en.wikipedia.org 2- www.simyager.com 3- www.katkıdeposu.com 4- http://www.zararlari.org
  • 9. 9 HaberYabancı DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN HİBRİT UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI Hidrojen emisyonu ile çalışacak ilk hibrit uçağını test etmeye hazırlanan EasyJet, bu işlemin ardından ortaya çıkan atık suyu arıtıldıktan sonra yolculara servis etmeyi planlıyor. Yakıt tasarrufu sağlamak için yeni teknolojilere yatırım yapan EasyJet, enerjisini hidrojen yakıt hücrelerinden alan uçağı kullanan ilk havayolu şirketi olmaya hazırlanıyor. Temiz bir enerji sağlayan yeni teknoloji uçakların benzin faturalarını da gözle görülür bir oranda düşürecek. Yapılan açıklamaya göre, bu sistem ile gücünü sağlayacak uçakların yaygınlaşması şirkete tahmini olarak 35 milyon dolarlık (105 milyon TL) bir tasarruf imkanı sağlayacak. Enerjisini hidrojen emisyonu ile sağlayan hibrit sistemin tek negatif yanı, bu işlemin bir sonucu olarak ortaya çıkacak su. Atık Su Yolculara Servis Edilecek Denemeler Ne Zaman Başlayacak? Ancak şirketin elde edilecek suyun nerede kullanılacağına ilişkin de bir planı mevcut. Şirketin mühendis takımının başındaki isim olan Ian Davies basına yaptığı açıklamada ortaya çıkan suyun, arıtılmasının ardından yolculara servis edilebileceğini belirtti. Ian Davies, hidrojen emisyonu neticesinde elde edilecek suyun, uçaktaki, tuvaletlerde de kullanılabileceğinin altını çizdi. Hava taşımacılığında bir ilk olacak olan bu sistemin bu yılın sonunda test edilmesi planlanıyor.
  • 10. 10 Yerli Haber KİMYA İHRACATI OCAKTA YÜZDE 16 AZALDI Ocak ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16’lık azalmayla 1 milyar dolar oldu. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre ocak ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16’lık azalmayla 1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektör otomotiv ile hazır giyim ve konfeksiyonunun ardından üçüncü sırada yer aldı. Sektörün ihracat kaybında euro-dolar paritesi ve düşen petrol fiyatlarının etkisi büyük. Yılın ilk ayında kimya sektörünün en fazla ihracat yaptığı ülke 68 milyon dolarla Almanya oldu. İkinci sırada yer alan Suudi Arabistan bir önceki yıla göre rekor ihracat artışı yaşadı. Geçtiğimiz yıl 15 milyon dolar olan ihracat, yüzde 300 artarak 60 milyon dolara ulaştı. Kimyanın en önemli pazarlarından Mısır’daki kayıp ise sürüyor. Ülkeye ihracat yüzde 35 oranında azaldı ve 51 milyon dolar olarak gerçekleşti. Irak, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, İspanya, İran, Yunanistan ve İngiltere kimyanın en fazla ihracat yaptığı diğer ülkeler olarak sıralandı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, yılın ilk ihracat performansı için şunları söyledi: “Ülke genelindeki tüm sektörlerde olduğu gibi yıla düşüşle başladık. Bu düşüşte emtia fiyatları, euro-dolar paritesi ve düşen petrol fiyatları etkili oldu. İhracat kayıplarımız maalesef devam ediyor artık yeni bir formulasyona ihtiyacımız var. Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor.” Komşu ülkelerdeki sıkıntıların ana ihracat noktalarını etkilediğine dikkat çeken Akyüz, “En büyük pazarlarımızdan Mısır’da düşüşler devam ediyor. Mısır’ın Mart ayında yürürlüğe girecek yeni yaptırımı da ihracatçılarımızın önünde büyük bir engel. Komşu ülkelerdeki bu gibi sorunlar maalesef kısa sürede çözülebilecek gibi değil. İhracatçılarımız farklı noktalara yoğunlaşmaya başladı. Kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede ihracatımızı rahatlatacağını ümit ediyorum. Diğer yandan Suudi Arabistan’a yeni kralın gelmesi ülkemizle olan ilişkilerini daha olumlu bir boyuta taşıdı. Suudi Arabistan’ın ilk üçe girmesini bekliyorduk, bizim için sürpriz olmadı. Bu artış gelecek aylarda da devam edecek. Avrupa’daki pazarımızı sağlamlaştırmaya çalışıyoruz. Bazı noktalarda azalış olsa da ihracatımız düzenli artıyor. Zayıf olduğumuz noktaları güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu yıl hedef pazarlarımız arasında ABD, Panama, Arap ülkeleri, Uzakdoğu’da Vietnam, Kamboçya ve Afrika Sahra Altı yer alıyor.” dedi.
  • 11. KİMYAGER ERMAN GİRGİN MEZUN GAZİ ÜNİVERSİTESİ ermangirgin2006@yahoo.com 11 ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROSKOPİSİ S pektroskopi ve Kromatografi enstrümental analizin iki farklı kutubunu oluşturur. Kromatografi karbon bazlı yani organik materyallerin analizinde kullanılan bir yöntemken Spektroskopi genel olarak inorganik materyallerin analizinde kullanılır. Eğer bir arazi sahibiyseniz ve bu arazide altın madeni olduğundan şüpheleniyorsanız doğru adrestesiniz. Atomik absorpsiyon spektrofotometresi yani kısaca aas cihazı ile bu analizi kolayca yapabilirsiniz. Sadece bu kadarla kalmayıp arazinizdeki başka bir değerli metal olan platin miktarını hatta çengel bulmacaların gediklisi zirkonyum veya rubidyum metalinin miktarını da ölçebilirsiniz. GENEL ÇALIŞMA PRENSİBİ
  • 12. 12 AAS cihazı ile yetmişin üzerinde metalin analizi yapılabilir. aas, teknik olarak performans/ maliyet açısından en iyi spektroskopi cihazıdır. Bu oran hesaplanırken cihaz maliyeti ve işletim maliyeti düşünülmelidir. Avantajlarının yanında dezavantajlarıda vardır. İyi bir performans/maliyet oranına rağmen günümüzde yerini ICP ve ICP- MS cihazlarına kaptırmaktadır. Aslında bunun tek nedeni aynı anda tek bir element okuması ve spektral girişimlerden dolayı her analizde kullanımı uygun olmadığı içindir. AAS cihazı iki farklı teknik ve üç farklı modda çalışabilir. Günümüzün AAS cihazları hem absorbans ölçümü alınabilen AAS cihazı hemde emisyon ölçümü alınan atomik emisyon spektrofotometresi yani AES teknikleriyle çalışmaktadır. En basit ve eski teknik olan alevli atomik absorpsiyon (Flame Atomic Absorption Spectrofotometer) cihazı ilk sırayı alır. Ppm (milyonda bir) seviyelerinde analiz imkanı vardır. Grafit fırınlı aas (GFAAS) diğer modudur. Düşük ppb seviyelerinde analizler için uygundur. Standart fırınlı veya zeeman zemin düzeltmeli modelleri vardır. Son mod ise hidrür tekniğinin kullanıldığı Hidrür oluşumlu aas (Hydrite generation AAS) cihazıdır. Yalnızca uçucu ve hidrür oluşturabilen elementlerin analizinde kullanılabilir ve düşük ppb analizleri için uygundur. Ticari olarak kullanılan alevli ve grafit fırınlı modeller tek cihazda dönüşümlü kullanılabilir veya farklı farklı cihazlar olabilir. Alevli aas ve grafit fırınlı aas arasındaki tek fark numunenin atomize edildiği bölümdür. Bu kısım hariç cihaz tamamen aynı prensiple çalışır. AAS cihazı 6 bölümden oluşur. Işık kaynağı, splitter, atomize edici, monokromatör, dedektör, yazılım/ bilgisayar. Sistemin prensibi, metale özgü oyut katot lambasından üretilen ışığın, atomize edilmiş numune tarafından absorplanması ve sayıca azalmış ışık demetinin detektöre ulaştırılarak aralarındaki oranının yazılım sayesinde yapılan hesaplama ile sayısal değere dönüşmesidir. Beer-lambert yasası cihazın çalışma prensibine belirler. ALEVLİ AAS ŞEMASI
  • 14. 14 Işık Kaynağı: Oyuk katot lambası ışık kaynağı olarak kullanılır. Oyuk katot lambası her elemente özel olarak üretilir ve amacı metale özgü dalga boylarında ışın demetini, odaklanmış şekilde atomizasyon bölümüne göndermektir. Lambanın içerisi neon veya argon gibi bir gaz ile doldurulmuştur. Lamba içerisine yüksek voltaj uygulanır ve bu gazın pozitif yüklenerek lamba içerisinde bulunan katoda hızlıca çarpması sağlanır. Katot, analiz edilecek metalin saf veya alaşımlı halidir. Bu çarpışma sonucu enerji transferi olur ve metalin uyarılarak bir üst enerji seviyesine geçmesi sağlanır. Maddeler her zaman en kararlı halinde geri dönmek isterler. Uyarılmış atom kararlı haline yani ilk enerji seviyesine dönmek için ışıma yapar. Bu ışıma sırasında kendine has dalga boylarında ışık saçar (emisyon). İşin gerçeği elementler her dalga boyunda emisyon yapar fakat bazı dalga boyları hem yeterli şiddette hemde diğer atomlardan oldukça izoledir. ATOMİZASYON ENERJİ ŞEMASI OYUK KATOT LAMBASI ULTRA LAMBA Bu sayede analiz için kullanacağımız i0 yani maksimum sayıda ışık demetimizi elde ettik. Ticari olarak çoklu lambalar bulunmaktadır. Bu lambalarda katot olarak birkaç metalin alaşımı kullanılır ve bu sayede tek lamba ile aynı anda olmasada aynı lamba kullanılara birden fazla metalin analizini yapmak mümkündür, dezavantajı ise çeşitliliğinin kısıtlı olmasıdır. Oyuk katot lambalar teknolojisinin diğer bir ürünü ise ultra lambalardır.
  • 15. 15 Splitter/Döteryum Lambası: Bu lambalar aynı akımda çalışsada özel yapısı sayesinde daha güçlü ışık üretir ve daha hassas analizlere imkan verir. Genel olarak tek bir oyuk katot lamba ile sadece bir element analizi yapılabilirken yüksek enerjili xenon lamba modelli cihazlarda farklı bir lambaya gerek duymadan tüm elementlerin analizini yapmak mümkündür. Oyuk katot lambası en yaygın kullanılan ışık kaynağıdır. Üretilen ışık, splitter bölümünden geçerek atomize edici bölüme gönderilir. Splitter’ın amacı gelen ışığı ikiye ayırmaktır. Işığın bir bölümü iletilirken diğer bölümü optik aynalar sayesinde detektöre ulaştırılır. Buradaki amaç bir kısım ışığı numuneye temas etmeden detektöre ulaştırmaktır. Dedektör bu ışığı kendine referans alır ve bu sayede analiz harici zamanda atomizasyon bölümü ve optik yoldan geçen ışığın değerindeki düşmeyi ölçerek düzeltme yapar. Ticari olarak tek ışık yollu cihazlarda bulunmaktadır. Bu cihazlarda splitter bulunmaz ve tüm ışık atomizasyon bölümüne gönderilir. Döteryum lambası ise zemin düzeltici olarak görev alır ve ışığını atomlaştırma alanı ve monokromatör bölümünden geçirerek zemin düzeltmesi yaparak cihazdan gelecek hataları en aza indirir. Döteryum lamba uv bölgede oldukça etkindir. Zeeman zemin düzeltmeli cihazlarda ihtiyaç yoktur. Zeeman aas haricinde yaygın olarak kullanılırlar. Atomizasyon Bölümü (Alevli İyonlaştırma): AAS, ICP, ICP-MS gibi spektroskopi cihazlarına numune göndermeden önce numuneye ön işlem yapılmalıdır. Asit veya asit karışımları ile numuneyi ısıtarak asitte parçalamak ve saf/ultra saf su ile seyreltmek gerekir yada mikrodalga numune hazırlama cihazı ile yüksek sıcaklık ve yüksek basınç altında asit ortamında parçalama yaptıktan sonra seyreltme işlemi en bilinenleridir. Su veya organik faza alınan numune, kapiler bir hortum ile atomlaşmanın olduğu alev başlığına gönderilir. Ticari AAS cihazlarında iki tip alev kullanılır. Bunlar 1800 – 2250 derece aralığında kullanılan asetilen/ hava karışımı veya 2600 – 3100 dereceye çıkabilen azot protoksit(NO2 )/Asetilen gazları karışımıdır. Gaz karışım oranları değiştirilerek kabaca sıcaklık optimizasyon yapılabilir. Hava asetilen alevi ısıya dayanıklı metal oksitleri atomize etmek için yeterli sıcaklık üretemez bu nedenle NO2 /Asetilen karışımı kullanılır. Sıvı çekişi alevin yarattığı vakum sayesinde olur. Nebulizer adı verilen bulutlaştırıcı sayesinde sıvı numune, aerosol yani küçük zerreler haline getirilir ve yanıcı/yakıcı gaz karışımı ile ittirilerek, ön karışımlı veya ön karışımsız olarak aleve ulaştırılır. Aleve ulaşan numune ilk aşamada suyunu kaybeder ve yüksek sıcaklık varlığında atomlaşma sağlanır. Her element kendi dalga boyundaki ışığı absorplama eğilimi gösterir. Oyuk Katot lambasında ürettiğimiz “metal spesifik” ışık, numune içerisindeki kendi atomları tarafından absorplanır. Abosorplanmayan ışık yoluna devam eder. Böylece i1 yani son ışığıda elde ettik. Sistem ilk ışık (io ) ve son ışığın (i1 ) oranının logaritmasını alarak absorbans değeri elde eder. Alevli aas cihazının en büyük avantajı oldukça hızlı şekilde numunenin aleve ulaştırılması ve dolayısı ile en kısa sürede atomizasyon sağlanıp sonuç vermesidir. Düşünüldüğünde minimum düzeydeki işletim maliyetide unutulamaz fakat dedeksiyon limitinin ppm seviyelerinde kalması ciddi bir dezavantajdır.
  • 16. 16 Atomizasyon Bölümü (Grafit Fırın): Grafit fırın, grafit elektrotlar sayesinde kontrollü ve çok hızlı şekilde yüksek sıcaklıklara çıkılabilen tekniktir. Oto örnekleyici sayesinde, kapiler bir tüp ile 10-40 mikrolitre hacmindeki numune, grafit fırın içerisindeki grafit tüpe aktarılır. Alevli sistemlerde kontrolsüz yapılan desolventasyon ve atomizasyon burada tamamen kullanıcının elindedir. İlk aşama olarak 80 – 120 derece aralığında fırın ısıtılır. Numune bu sıcaklıkta bir süre bekletilerek solventin uçurulması sağlanır. Sonraki aşama 300 – 800 derece arasında yapılan ısıtma ile numunenin küllenmesi yani organik materyalin yanması sağlanır. Yeterli süre beklendikten sonra atomizasyonun yapılacağı 1800 – 2400 derece sıcaklıklara çıkılır. GRAFİT FIRIN ŞEMASI Bu süre içerisinde okumanın yapıldığı süre hariç, sistemden inert özelliği olan argon gazı geçirilerek fırın parçalarının (electrode, shroud) ısıdan zarar görmesi engellenir ve sıvı buhar dışarıya atılır. Her elementin matriksine uygun olarak kendine özgü maksimum absorbans verdiği sıcaklık vardır ve bu sayede atomizasyon sıcaklığı ayarlanarak iyi bir optimizasyon yapılabilir. Bu sıcaklık parametreleri ve numunenin bekletildiği süreler, her numune matriksine ve analiz edilecek elemente göre değişiklik gösterir. Bu nedenle metot optimizasyonu oldukça önemlidir. Optimizasyondan uzak bir metot kullanıldığı durumda tekrarlanabilirlik sağlanamayabilir veya istenilen dedeksiyon limitlerine inilemez. Düşük ppb analizleri için çok kullanışlı olan GFAAS cihazının en büyük dezavantajı analiz süresidir. İşletim maliyeti yüksek olmayan, ppb hatta yüksek ppt seviyelerinde analiz yapabiliyorsunuz fakat üç tekrarlı kalibrasyon eğrisi çizdirerek numune okuması sırasında kahve moldası verebilirsiniz. ALEVLİ AAS GÖRÜNÜM GRAFİT FIRIN AAS GÖRÜNÜM
  • 17. 17 Atomizasyon Bölümü (Zeeman Grafit Fırın): Atomizasyon Bölümü (Hidrür Tekniği): Bu yöntem teknik olarak grafit fırın ile benzerlik gösterir. Farkı ise fırın içerisine çok kuvvetli bir manyetik alan uygulanarak enerji sevilerinde değişmeler meydana getirilir. Optik bölümünde bulunan bir ayna sayesinde ise zemin düzeltme yapar. Hem uv bölgede hemde görünür bölgede etkin bir zemin düzeltme yapılabilir. Cihaz maliyetini düşünmezseniz belkide en başarılı tekniktir. Hidrür tekniği yalnızca düşük sıcaklıklarda uçucu özellik gösteren ve hidrür tepkimesine uygun civa, selenyum, arsenik, bizmut, antimon, kalay, tellür gibi elementlerde kullanılabilir. Numunenin, bir hücre içerisinde sodyum bor hidrür ve asit (HCl) varlığında uçucu metal hidrürlerine dönüşmesi sağlanır. Argon gazı ile bu uçucu hidrürler taşınarak kuartz hazneye ulaştırılır. Sadece civa için alev veya ısıtma ihtiyacı olmadan (soğuk bugar tekniği) okuma yapılabilirken diğer elementler için alev veya elektronik ısıtıcılar kullanılarak hücre ısıtılır. Düşük ppb analizleri için oldukça ideal bir yöntemdir. Teknik olarak az sayıda element analizi harici bir dezavantajı olmasada uygun oranda ve günlük hazırlanmayan sodyum borhidrür çözeltisi nedeniyle sonuçlar hatalı çıkabilir veya tekrarlanabilirlikte problem olabilir. HİDRÜR SİSTEMİ
  • 18. 18 Monokromatör: Monokromatör; slit, grating ve optik aynaları içeren AAS cihazı için belkide en önemli bölümdür. Slit adı verilen bölüm farklı boyutlarda deliklerden oluşur. Temel amacı monokromatöre ulaşan ışık miktarını ayarlamak, ışık saçılmalarına engel olmak ve spektral izolasyonu sağlamaktır. Işık miktarının çok yani slit aralığının yüksek olması sinyal/gürültüyü yükseltir fakat iyi bir emisyon hattı izolasyonu sağlayamadığı için tercih edilmez. Slit aralığının düşük olması ise rezulüsyonu oldukça iyileştirse de sinyal/gürültü oranı düşeceğinden uygun değildir. Her firmanın cihazına uygun olarak önerdiği elemente özgü slit değerleri vardır. Gelen ışık uygun slit aralığından geçerek monokromatöre ulaşır. Ticari olarak farklı tiplerde monokromatörler kullanılır. Ebert monokromatör, Czerny-Turner monochromator veya ikili (double) monokromatörler bunlara örnektir. Monokromatörlerin temel amacı içerdiği optik aynalar sayesinde gelen ışığı dalga boylarına ayıran prizmaya yani grating bölümüne göndermek ve grating bölümünden çıkan dalga boylarına ayrılmış ışığı, istediğimiz dalga boyunda seçip, odaklayarak detektöre göndermektir. Grating gelen ışığı bütün dalga boylarına ayırır. Monokromatör ise analizde belirtilen dalga boyunu seçerek dedektöre gönderir. Ticari olarak Echell grating, holographic diffraction grating, diffraction grating gibi farklı tiplerde gratingler kullanılır. MONOKROMATÖR Dedektör: Genel olarak dedektör tipi olarak foton çoğaltıcı tüp (PMT, photon multiplier tube) kullanılır. PMT dedektörü aslında kendisine ulaşan ışığın yoğunluğuna bağlı olarak elektrik sinyali üreten bir vakumlu tüptür. Bu tüpün içerisi fotokatot adı verilen özel bir yüzeyle kaplanmıştır ve ulaşan ışık demeti bu yüzeyden elektron koparır. Kopan bu elektronlar her seferinde hızlanarak dinot adı verilen elektrotlara çarpar ve bu sayede daha fazla sayıda elektron üreterek sinyalin arttırılmasını sağlar. Bu işlem detektöre ismini veren yöntemdir. Dinot bulunmayan dedektör tipleride bulunur. Atomik absorpsiyon cihazları spektroskopik analiz tarihine damga vurmuş en eski ve en yaygın tekniklerden biridir. Kimya Laboratuvarlarının vazgeçilmezidir. Maden/toprak analizleri, kanda ağır metal, çevre (atık su, atık yağ) numunelerinde ağır metal, gıdalarda ağır metal, ilaç sektörü gibi alanlarda kullanılan kapsamı oldukça geniş bir cihazdır. TEŞEKKÜR Agilent yetkili distributörü SEM Laboratuar Cihazları’na görseller için teşekkür ederim
  • 19. 19 HaberYabancı UÇAK’TA LİTYUM İYON PİL TAŞINMASI 1 NİSAN’DA YASAKLANIYOR! Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), yolcu uçaklarındaki güvenliği artırmak için yeni bir düzenlemeye gidiyor. Hemen hemen herkesin kullandığı cep telefonu, dizüstü bilgisayar ve fotoğraf makinesi ile tabletlerde bulunun lityum iyon pillerin yani yeniden doldurulabilir pillerin 1 Nisan’dan itibaren uçakların bagajlarına alınmayacağı açıklandı. Teknolojinin geliştiğini ve her insanın yukarıda saydığımız aletleri kullandığı düşünüldüğünde insanın aklına çeşitli sorular gelebilir. Ancak ICAO tarafından lityum iyon pillerin uçağa alınmaması kararı yolcuları doğrudan etkilemiyor. Sözü edilen yasak, yolcu ve kargo uçaklarının bagaj bölümünde toplu halde taşınan pilleri içeriyor. Cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlar gibi ürünler ile artık hayatımızın her yerinde olan lityum iyon pillerin, uçaklarda taşınması yasaklandı. Cep telefonu, fotoğraf makinası, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi cihazlar ile hayatımızın her yerinde olan Lityum iyon piller, büyük bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Yolcu uçaklarını daha güvenli hale getirmek için yeni kararlar alan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), lityum iyon pillerin 1 Nisan itibariyle uçakta taşınmasına izin vermeyecek. Yolcu beraberinde taşınan piller, yasaktan etkilenmiyor. Yasak, bagaj bölümünde toplu halde taşınan lityum iyon pilleri kapsıyor. Shiftdelete’in haberine göre yasağın kalkması için lityum iyon pillerin yangın önleyici şekilde paketlenmesi gerektiğini belirten ICAO, arızalı tek bir pilin bile diğer pillerin patlaması için yeterli olduğunu vurguluyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), yolcu uçaklarındaki güvenliği artırmak için önemli bir değişikliğe gidiyor. Herkesin kullandığı cep telefonu, fotoğraf makinası, tablet ve dizüstü bilgisayarlardaki lityum iyon pillerinin, 1 Nisan’dan itibaren uçak bagajına alınmayacağı açıklandı. Yasak yolcuları doğrudan etkilemiyor. Söz konusu yasak, yolcu ve kargo uçaklarının bagaj bölümünde toplu halde taşınan lityum iyon pillerini kapsıyor. Yapılan testlerde toplu taşınan piller arasında bir tek pilin bile bozuk çıkması, diğer pillerin yanmasına ve infilak etmesine sebep olduğu belirtiliyor. Daha önce de şarj olmayan lityum metal pillerin uçaklarda taşınması yasaklanmıştı. 1 Nisan’dan itibaren geçerli olacak olan yeni yasağın, 2018 yılının sonuna kadar geçerli olması bekleniyor. Yasağın kalkması için lityum iyon pillerinin, yangının önleyecek şekilde paketlenmesi gerektiği açıklandı. Şirketler, özellikle tıbbi ve askeri alanlarda kullanılacak olan Lityum iyon pillerinin, uçakla taşınamayacak olmasının birçok alanda zorluklara sebep olacağını savunuyor.
  • 20. 20 Haber Yerli TÜRK PLASTİK SEKTÖRÜ DÜNYADA ALTINCI SIRAYA YÜKSELDİ Türk plastik sektörü 2015 yılında dünya plastik liginde 7. sıradan 6. sıraya yükseldi. Türk plastik sektörü 2015 yılında 8,6 milyon tona ulaşan üretimiyle Avrupa ikinciliğini korurken, dünya plastik liginde 7. sıradan 6. sıraya yükseldi. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) açıklamasına göre, çoğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 6 bin 500 civarında üretici firmanın faaliyet gösterdiği ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan plastik sektörü, 2015 yılında ülke ekonomisine 13 milyar dolarlık katkı sağladı. Sektör, geçen yıl yakaladığı başarılı üretim grafiği ile Avrupa’da ikinciliğini devam ettirdi. 2014 yılında dünya sıralamasında 7. olan sektör, 2015’te yüzde 2,7 payla 6. sırada yer aldı. Plastik sektörü 2015 yılında büyümeyi üretimde yakaladı. Sektörün 2015 yılında mamul üretimi bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 3,2 artışla 8,6 milyon tona yükseldi, değer bazında ise yüzde 6,6 azalışla 32,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Değer bazındaki gerilemede, petrol fiyatlarındaki düşüş ve avro/dolar paritesindeki dalgalanmalar etkili oldu. Plastik sektörü kapasitesini yüzde 73 kullandı Geçen yılki 8,6 milyon tonluk toplam plastik mamul üretimi içinde 3,4 milyon tonla plastik ambalaj malzemeler ilk sırada yer alırken, bu ürün grubunu 1,9 milyon tonla plastik inşaat malzemeleri takip etti. Plastik sektörü söz konusu üretimle kapasitesini yüzde 73 kullandı. Sektörün 2015 yılında iç pazardaki tüketimi miktar bazında önceki yıla göre yüzde 4,1 oranında artarak 7,6 milyon tona yükseldi. Sektörün 2015 yılında makine teçhizat yatırımı yüzde 3 azaldı ve 839 milyon dolar olarak gerçekleşti. Plastik sektörü 2003-2015 yılları arasında yüzde 78’i ithalatla olmak üzere toplam 8,1 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yapmış oldu. Türk plastik sektörünün mamul ihracatı 2015 yılında 2014’e kıyasla miktar ve değer bazında geriledi. Miktar bazında ihracat yüzde 1,6 düşüşle 1,58 milyon ton, değer bazında ihracat yüzde 12,8 düşüşle 4,34 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2015’te plastik sektörünün en çok plastik mamul ihracatı yaptığı ülkeler Irak, Almanya ve İngiltere olarak sıralandı.
  • 21. 21 İthalatta ödenen vergiler rekabeti olumsuz etkiliyor PAGEV 2015 değerlendirmesine göre, sektörün en önemli sorunu olan hammadde ithalatındaki yüksek vergi problemi 2015 yılında da devam etti. 2014 yılına kıyasla sektörün hammadde ithalatı miktar bazında yüzde 3,7 artarak 6,3 milyon tona ulaşırken, değer bazında yüzde 15,1 azaldı ve 9,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye plastik sektörünün 2015 yılında toplam plastik hammadde üretimi yaklaşık 1 milyon ton civarında gerçekleşti. Aynı dönemde plastik hammadde ihracatı miktarda yüzde 2,6 artışla 688 bin tona yükseldi, değerde ise yüzde 17 azalışla 933 milyon dolar oldu. Sektör 2015 yılında en çok hammadde ihracatını Almanya, Mısır ve Rusya’ya yaptı. “Yurt içindeki plastik tüketimi sektörü yüzde 4,1 büyüttü” Açıklamada görüşlerine yer verilen PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Türk plastik sektörünün 2015’teki ihracat performansıyla ülke ihracatından yaklaşık yüzde 3,6 pay aldığını ve ihracatçı ilk 10 sektör içinde yer aldığını belirtti. Eroğlu, şunları kaydetti: “Yurt içindeki plastik tüketimi sektörümüzü yüzde 4,1 büyüttü. Her yıl Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) üzerinde büyüyen bir sektörün temsilcileri olarak ihracatta miktar ve değer bazında yaşadığımız düşüşler nedeniyle büyüme önceki yıl ile aynı seviyelerde kaldı. Plastik için en kötü senaryo GSMH kadar büyümek ve maalesef bu sene bu gerçekleşti. Yüzde 85 oranında olan plastik hammadde ithalatı sektörün performansını olumsuz etkiledi. İthalatta Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dışındaki ekseri ülkeye gümrük vergisi uygulanıyor ve bu durum Türk plastik üreticilerinin rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. AB, sanayicilerinin rekabetçiliğini korumak üzere ‘Askıya Alma ve Tarife Kontenjanı’ sistemi uyguluyor. Buna göre Türkiye ve AB’de üretimi bulunmayan hammadde ve ara mamul niteliğindeki ürünler için askıya, AB ve Türkiye’de üretimi bulunan ancak yetersiz olan hammadde ve ara mamul niteliğindeki ürünler için ise tarife kontenjanına yani kotaya tabi tutuluyor.” Eroğlu, Türkiye’de yeteri kadar üretilmeyen polipropilen (PP) için yaptıkları kota başvurularına hem AB’li üreticilerin itiraz etiklerini hem de AB pazar durumuna göre kapasite ayrılarak kendilerine kısıtlı hammadde verildiğini dile getirdi. Bunların yanı sıra, verilen hammaddelerin fiyatlarının da farklılık gösterdiğini ifade eden Eroğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Bu durum ülkemiz plastik endüstrisinin rekabetçiliğini azalttığı gibi tedarik yönünden de zor durumda bırakıyor. Bakanlığımızdan yerli üretimi yeterli olmadığından ithal edilen plastik hammaddeler için vergisiz kota oluşturulmasını talep ediyoruz. Söz konusu kotanın verilmesi halinde hem Türk plastik sektörü çok daha ileri gidecek hem de Türkiye ekonomisi kazançlı çıkacaktır. Bu konuda Bakanlığımıza hem AB ile Gümrük Birliği güncelleme süreci ile ilgili teklifimizi hem de kota talebimizi ilettik, süreci takip ediyoruz.”
  • 22. 22 KİMYA HATİLE MOUMİNTSA MEZUN YANYA ÜNİVERSİTESİ hatile_m@hotmail.com 22 Bir Mucizevi Molekül Daha Hyaluronik Asit K adınların vazgeçilmezlerinden biranesi de hep güzel kalmaktır. O yüzden elinden geleni yapmaya çalışır. Günümüzde kozmetiğin bu kadar ilerlemiş olmasının da bunun bir nedeni. Hyaluronik asit kozmetikte sıkça kullanılır. Fakat sadece kozmetikte değil başka bir sürü daha yerlerdede kullanılır. Elinize bir krem ya da bazı jeller ve serumlar aldığınız zaman bir çogunun içinde olduğunu göreceksiniz. İnceleyelim hep beraber neden bu kadar kullanılmaktadır diye. Bağ dokusu, vücudumuzdaki en yaygın dokudur. Bu dokunun diğer dokulara nazaran hücre sayısı az, ara maddesi ve lifi çoktur. Kemik, kas, kan damarı, sinir gibi birçok dokunun birbirleriyle irtibatını ve bütünlüğünü sağlayan bu doku, bir mânâda inşaattaki çimento gibidir. Çimentonun içinde, dokuya çeşitli özellikler kazandıran farklı organik bileşikler vardır. Bunların en önemlisi hyaluronik asittir (HA).
  • 23. 23 Bağ dokusunu oluşturan hücre ve lifler, hyaluronik asitle birlikte birçok maddenin teşkil ettiği matrikse yerleşmiştir. Bu aside, bağ dokularındaki temel bileşik olmasının yanında, nörolojik başta olmak üzere, birçok biyolojik fonksiyonun yerine getirilmesinde önemli roller verilmiştir. Hyaluronik asit (C14 H20 NNa11 ), uzun zincirli bir polisakkarittir. Bu asit, insan vücudunda bir yapıtaşı olarak, her türlü dokuda (epitelyumdan sinir dokusuna kadar) ve eklem sıvısında bulunan mu'cizevî bir moleküldür. Gözün camsı sıvısı, kıkırdak, eklem sıvısı, alt deri (dermis), üst deri (epidermis) ve göbek kordonu gibi vücutta farklı bölgelerde bulunur. Yüksek molekül ağırlıklı ve negatif yüklü oluşu ona viskoelastik bir özellik kazandırır. Tabiî ve sentetik polimerlerden daha fazla (kendi hacminden bin kat fazla) su tutar. Horoz ibiği, bebek kordonu ve diğer bazı hayvanî kaynaklardan saflaştırılır. Ayrıca, bakteriden fermantasyon ve doğrudan ayırma (izolasyon) metotlarıyla elde edilebilir. Bir kısmı da dalakta metabolize olur. Herhangi bir şekilde alerjik reaksiyonlara sebep olmaz. Hyaluronik asit, dokuların hidratasyonu (kimyevî reaksiyon sonucu su ile birleşmesi) ve nemlenmesinde, dokulardan madde geçişinde, hücrelerin hareketinde, farklılaşmasında ve bölünmesinde, eklem kayganlığının sağlanmasında, kan akımıyla yaşayan cilt hücrelerine temel besinlerin taşınmasında vazife görür. Bu yüzden ortopedi, romatoloji, oftalmoloji, dermatoloji ve kozmetolojide kullanılmaktadır. Hyaluronik asit, enjekte edildiği yerde, yapısında ve şeklinde uzun süre deformasyon olmadığı için yara tedavisinde de kullanılır; en çok tercih edilen dolgu maddesidir. Mekanik ve kimyevî zararlara karşı cildi yumuşatıcı bir rol oynar. Vücudun ürettiği Hyaluronik asidin % 50’si üst deride bulunur ve kandaki yarılanma ömrü çok kısa (2,5-5,5 dk.) olduğu için kısa sürede vücuttan atılır. Hyalüronik Asidin Faydaları Nelerdir? -Cildinizin genç ve kırışıksız kalmasına yardımcı olur. -Su tutma ve cildi nemlendirme özelliği en önemli özelliğidir. Bu nedenle hyalüronik asit nemlendirici kremlerde kullanılmaktadır. -Cilt pürüzsüz ve esnek tutmaya yardımcı olur. -Hyalüronik asit akne izlerini önlemek için de yararlıdır. -Dokuların tamir edilmesi ve elastikiyetinin korunması hyalüronik asidin faydalarından biridir. Bu özelliği sayesinde cildin yaşlanmasını önlemektedir. -Kollajen liflerinin oluşumu ve bakımına yardımcı olur. Kollajenin azalması cildin elastikiyetini kaybetmesine sebep olur.
  • 24. 24 -Aynı zamanda cilt iltihabı ve tahrişi ile savaşmaya yardımcı olur. -Yaşlandıkça hücre mitoz hızı azalır, böylece hücresel yenilenme ve onarım süreci yavaşlar. Hiyalüronik asit varlığı durumunu tersine çevirmede yardımcı olur. Hyalüronik asit cilt dışında kişinin görmesini de iyileştirmektedir. İnsan gözünün neredeyse %80’ini oluşturmaktadır. Göz bakımı ile birlikte, romatoid artrit ve osteoartrit gibi hastalıkların tedavisi için de kullanılır. Eklem yüzlerini yağlar, tampon görevi görür ve bu bölgedeki inflamasyonun iyileşmesini sağlar. Hyalüronik Asit Hangi Besinlerde Bulunur? – Hayvansal Kaynaklar: Hayvansal ürünler hyalüronik asidin en iyi doğal kaynakları olarak kabul edilir. İnsanlarda olduğu gibi, hayvanlarda da hyalüronik asit deri ve nöral dokuların önemli bir bileşenidir. Bu nedenle her tür et bu asidin zengin bir kaynağıdır. Tavuk ve et suyu da yüksek miktarda bağ dokusu ve kollajen içerir. Kırmızı etler A vitamini açısından zengin kaynaklarıdır ve retinol formunda hyaluronik asit salgılamaya yardımcı olurlar. – Baharat ve Biber: Askorbik asit olarak da bilinen vitamin C, vücudumuzda hyalüronik asit için iyi bir kaynak olabilir. Ayrıca sarı, kırmızı, yeşil ve turuncu biber de dahil olmak üzere pek çok biber çeşidi C vitamini açısından zengindir. Kişniş ve maydanoz gibi sıklıkla baharat olarak yemeklerde kullanılan otlar, aynı zamanda C vitamini içerirler. – Taze Meyveler: Limon, portakal, ıhlamur ve greyfurt gibi narenciyeler C vitamini açısından büyük bir kaynaktır. Bu meyvelerden elde edilen meyve suları ve hatta bu meyvelerin kabukları büyük miktarlarda C vitamini içerir, içeceklerde ve yemeklerde kullanılabilirler. C vitamini açısından zengin diğer meyveler şunlardır; guava, mango, kiraz, kivi, portakal, yaban mersini, ahududu ve tüm üzüm çeşitleri. Elma, muz, domates, avokado, ananas, kavun, şeftali ve armut gibi magnezyum açısından zengin meyveler de hiyalüronan düzeylerini artırmada yardımcı olur.
  • 25. 25 – Sebzeler: Araştırmalar patates ve tatlı patates gibi nişasta içeren, özellikle kök sebzelerinin hyalüronan üretmek için vücuda fayda sağladığını göstermektedir. Magnezyum da hyalüronik asit sentezi için gereklidir. Ispanak, karnabahar, brokoli, kuşkonmaz, yeşil marul, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi sebzeler magnezyum açısından oldukça zengindir ve vücutta hyalüronik asit düzeylerinin arttırılmasına yardımcı olur. Balkabağı, maya, fıstık, kepekli tahıllar, fasulye ve kahverengi pirinç gibi çinko içeren gıdalar da hyalüronanın iyi bir kaynağıdır. – Soya Ürünleri: Soya da hyaluronik asit kaynağıdır. Testler cilde soya sütü uygulandığında haftalar içinde asit seviyesinin arttığını göstermiştir. Bir çok güzellik ve anti-aging kreminin soya bazlı maddeler içermesinin bir nedeni de budur. Hyaluronik asitin oluşturulmasını artırmak için kişinin beslenmesine dahil edilebileceği bir çok soya ürünü vardır. Fermente soya sütü protein açısından zengin bir kaynaktır ve fermantasyon süreci vücudun soyada mevcut çinko, demir, magnezyum ve diğer mineralleri kolaylıkla dönüştürmesine yardımcı olur. https://en.wikipedia.org/wiki/Hyaluronic_acid Kaynaklar :
  • 26. 26 HaberYabancı PROF. DR. AKAY: TÜRKİYE’NİN ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 30’U ATIKTAN KARŞILANABİLİR Atık maddeleri kullanarak Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 30’unun karşılanabileceğini söyleyen Kimya ve İşlem Mühendisi Prof. Dr. Galip Akay, Türkiye’de kuracakları sistemin dünyada bir ilk olacağını belirtti. İngiltere’deki Unilever Araştırma Merkezi ve Newcastle Üniversitesi’nde görev yapan ve çalışmalarına Türkiye’de Ondokuz Mayıs Üniversitesi Karadeniz İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde devam eden Kimya ve İşlem Mühendisi Prof. Dr. Galip Akay, uzun bir süredir üzerinde çalıştığı araştırmaları sonucu uygulanacak sistemle Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayabileceklerini söyledi. 10 yıl önce İstanbul’da kurdukları fabrikada kullanılan kataliz sistemini daha da geliştirdiklerini ifade eden Akay, yeni geliştirdikleri katalizlerin dünyada bir ilk olduğunu belirtti. Türkiye’de kurulacak olan fabrikaların elektrik enerjisi, gaz ve sıvı yakıt üretebileceğini ifade eden Akay, bu sistemler küçük olduğundan her ilde bu fabrikaların kurulabileceğini söyledi. Enerji kullanımında çöplerin ve atıkların kullanıldığını kaydeden Akay, az bir maliyetle ekonomik ve zararsız fabrikaların her ile kurulabileceğini dile getirdi. İlk Örneğini Türkiye’de 10 Yıl Önce Yaptık İngiltere’de çeşitli teknolojiler geliştirdiğini ifade eden Akay, “Bu teknolojinin Türkçe adı ‘Proses İntensifikasyon (İşlem Yoğunlaştırılması)’. Amacı ise çok büyük ölçeklerde yapılan işlemleri çok küçük ölçeklerde yapmak ve aynı zamanda da kapasitesini aynı tutmak. Bu yöntemi kullanarak ortaya çıkan işlemler çok daha ucuz ve maliyetleri de çok daha ucuz oluyor. Bu nedenle küçük ölçekteki işlemleri yapmak mümkün oluyor. Benim yaptığım ve şu anda da dünyada kabul edilen işlem yoğunlaştırılması iki unsurdan oluşuyor. Bunlardan bir tanesi geliştirdiğim bir maddenin tarıma uygulanması, diğeri ise atıklardan elektrik, gaz ve sıvı yakıt elde edilmesi. Şu an üzerinde çalıştığımız konu elektrik, gaz ve sıvı yakıt üretimi. İngiltere’de yaptığım çalışmalar sonucu patentini aldığım bir çalışmanın devamı olarak bu çalışmanın ilk örneğini Türkiye’de 10 yıl önce yaptık. İstanbul Kemerburgaz’da bir tane gazlaştırma fabrikası kurduk. Fabrika, o zamanın Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. Daha sonra bu sistemi İngiltere’de daha da geliştirdik. Şu anda bu işlemi yapabilen İngiltere’de birkaç tane fabrika var” dedi.
  • 27. 27 Bu Sistemle Türkiye’nin Enerji İhtiyacının Yüzde 30’unu Karşılayabiliriz Son on yıldır yaptıkları çalışmalar sonucu bu sistemi çok daha ilerlettiklerini ifade eden Akay, “Yapmak istediğim şey yeni geliştirdiğim bu sistemi Türkiye’de yapmak. Yapmak istediğim şey, bu sistemi Türkiye’de kurarak asgari Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 30’unun karşılanabilmesi. Bu sistemle belediye atıkları, zirai atık ve bütün atıklardan faydalanılarak elektrik enerjisi, gaz ve istenilirse sıvı yakıt üretilmesi amaçlanmaktadır” diye konuştu. Bu sistemde kullanılan birkaç unsurun olduğunu söyleyen Akay, “Bunlardan biri gazlaştırma fabrikası. Diğeri elde edilen gazın temizlenmesi. En son aşamada ise temizlenmiş gazın sıvıya dönüştürülmesi. Bunun için her aşamada çeşitli reaktörlere ihtiyaç var. Bu reaktörlerin hepsini biz geliştirdik. En son aşama olan gazın sıvıya dönüştürülmesinde katalizör kullanılması gerekir. Burada gördüğünüz resim bu katalizlerden bir tanesi. Böyle bir kataliz dünyada yoktu. Umut ediyoruz ki bu tür katalizler yaygınlaşacaktır. Benim üzerinde en çok durduğum konu gaz elde etmek. Benim istediğim Türkiye’deki imkanları kullanarak enerjide Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak” şeklinde konuştu. Bu Sistem Dünyada İlk Defa Yapılacak Türkiye’de kurmak istedikleri tesislerin yerel düzeyde kurulacağını anlatan Akay açıklamasını şöyle tamamladı: “Bu tesislerde yerel olanaklar kullanılacak. Bunun için çeşitli belediyelerle görüştük. İzmir’de Seferihisar Belediyesi ile görüştük. Ümit ediyoruz ki bu tesislerin ilkini oraya kuracağız. Bu fabrikaların en önemli özelliği yerel atıkları kullanabilmeleri olacak. Bu fabrikalar küçük çapta olmasından dolayı az maliyetli olacaklar, böylece her ilde kurulabilecekler. Bu sistem dünyada ilk defa yapılacak. Bu sistem yenilenebilir enerjinin kullanımının faydalı olabileceğinden bütün dünyaya satmak mümkün olacak. Türkiye’nin inşaat sektöründe dünyaya vermiş olduğu hizmetin bir benzeri olacaktır. Böylelikle teknoloji ithalatı yerine teknoloji ihracatı yapmamız mümkün olacaktır. Bu teknoloji için gerekli olan bütün olanaklar patent olarak elimizde mevcuttur.”
  • 28. 28 Yerli Haber KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ HIZLANDI Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Kimya ve Maden Konseyi, sektörün ara eleman ihtiyacına çözüm bulmak amacıyla Uludağ Üniversitesi (UÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’na kimya bölümü açılması için girişimlerini hızlandırdı. BTSO’nun Türkiye’deki oda ve borsalara rol model olan 18 sektörel konseyi, kent ve ülke ekonomisine değer katan çalışmalarını sürdürüyor. Sektörel Konseyler, iş dünyası, kamu kurum temsilcileri ve akademisyenlerin ‘ortak akıl’ vizyonu ile beyin fırtınası yaparak, sektörlerin yol haritasının belirlendiği bir platform haline dönüşüyor. Kimya ve Maden Konseyi üyeleri, sektörün gündemindeki konuları değerlendirdiği toplantıda bir araya geldi. Oda Hizmet Binası’ndaki toplantıya, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, Kimya ve Maden Konseyi Başkanı Cemal Tuna, UÜ Teknik Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan ve konsey üyeleri katıldı. İş Dünyası İstiyor BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, toplantıda yaptığı konuşmada, sektör temsilcilerinin, teknolojik gelişmelere ayak uydurup uluslararası arenada rekabet gücüne kavuşmaları için önemli çalışmalara imza attıklarını ifade etti. Türkiye ihracatında ciddi bir paya sahip olan kimya sektörünün nitelikli ara eleman sıkıntısı yaşadığını belirten Duran, “Sanayicilerimizden gelen her talep bizim için önemli. Yaklaşık 1 yıldır Uludağ Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz istişarelerde kimya sektörünün taleplerine yönelik çözümler üretmeye çalışıyoruz. Sektörümüzün ara elaman ihtiyacına yönelik adımlarımızı hızlandırdık. Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde bir kimya bölümü açılmasını hedefliyoruz” dedi. BTSO Kimya ve Maden Konseyi Başkanı Cemal Tuna da kimya bölümünün açılması halinde sektörün önemli bir ihtiyacının çözüme kavuşacağını kaydetti. Önemli Adım UÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan da kimya bölümünün açılması noktasında en kısa sürede Yüksek Öğretim Kurumu’na başvuruda bulunacaklarını ifade ederek, “BTSO ile Uludağ Üniversitesi, kente fayda sağlayan projelere imza atıyor. Üniversite-
  • 29. 29 sanayi işbirliği kapsamında firmalarımızdan gelen her talebe önem veriyoruz. Bu noktada kimya bölümü için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. En kısa sürede yeni bölümün açılması için YÖK’e başvurumuzu gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
  • 30. KİMYA MÜHENDİSİ YAVUZ SELİM KART MEZUN CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ kim_muhselim@hotmail.com 30 Çimento Endüstrisi Ç imento (İtalyanca "cemento" kelimesinden alınmıştır), esas olarak, doğal kalker taşları ve kil karışımının yüksek sıcaklıkta ısıtıldıktan sonra öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bir bağlayıcı malzeme olarak tanımlanır. Çimento, esas olarak, doğal kalker taşları ve kil karışımının yüksek sıcaklıkta ısıtıldıktan sonra öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bir bağlayıcı malzeme olarak tanımlanır. Hidrolik bağlayıcı maddeler, su ile reaksiyonu sonucu sert bir kütle oluşturduktan sonra su içersinde dağılmayan, sertliğini ve mukavemetini muhafaza eden veya artıran bağlayıcı maddelerdir. Diğer bağlayıcı maddeler gibi çimentolar da, CaO, MgO gibi alkalin öğeler ve SiO2 , Al2 O3 ve Fe2 O3 gibi hidrolik öğelerden oluşur. Alkalin ve hidrolik öğelerin oranları da bağlayıcı maddenin niteliğini belirler. Çimento tanelerinin göz açıklığı 5 ila 90 mikron arasındadır. Çimento Üretiminin Tarihçesi Çimento sektörü; başlıca silisyum, kalsiyum, alüminyum, demir oksitlerini içeren ham maddelerin teknolojik metotlarla sinterleşme derecesine kadar pişirilmesi ile elde edilen yarı mamül madde “klinker”in, tek veya daha fazla cins katkı maddesi ile öğütülmesi yoluyla üretilen hidrolik bağlayıcıları içeren bir sektördür. Türkiye’de İlk çimento fabrikası 1911 yılında tek fırınla Darıca’da kurulmuştur. 1950’li yıllara kadar Ankara, Zeytinburnu (İstanbul), Kartal (İstanbul) ve Sivas’ta çimento fabrikaları açılmıştır. 1950’den sonra Türkiye Çimento Sanayi kurulmasıyla üretim artışı sağlanmasına rağmen 1970’lere dek talep yeterli derecede karşılanmamıştır. 1978 yılı sonlarında temeli atılmış olan 15 kadar çimento fabrikası projesinin hammadde araştırmaları Devlet Planlama Teşkilatı o zaman ki ismi Maden Tetkik Arama Enstitüsü olan MTA Genel Müdürlüğü’nü görevlendirmiştir. Portland Çimentosu nedir? Dünyada ilk çimento üretimi 1824 yılında İngiltere’nin Leeds kentinde Joseph Aspdin tarafından ince taneli kalker ve kil karışımının pişirilmesinin ardından öğütülerek gerçekleştirilmiştir. Üretilen çimentonun özellikleri ve rengi bu Leeds’e yakın Portland isimli adadan getirilen doğal yapı taşına benzediği için adına Portland çimentosu denilmiştir. Çimento yeterli sıcaklıkta pişirilmediği için bazı olumsuz (yetersiz) tarafları görülmüştür. 1845 yılında Isaac Johnson isimli İngiliz, Portland çimentosunun özelliklerini iyi pişirmeden sonra geliştirerek bugün dünyanın her tarafında kullanılır hale getirmiştir.
  • 31. 31 Çimento Üretim Aşamaları Şekil : Çimento üretim şeması Çimento üretimi sırasında belli aşamalardan geçmektedir. Şekil ’de görülen çimento üretim şemasına göre; 1. aşamada ocaklardan patlatılarak çıkarılan çeşitli hammaddeler nakil araçlarına yüklenerek kırılmak üzere konkasörlere taşınır. 2. aşamada konkasörlerde kırılan hammaddeler ayrı ayrı stoklanır. 3. aşamada stoklardan alınan hammaddeler belli oranlarda karıştırılarak farin değirmenlerinde öğütülür. 4. aşamada Farin adını alan karışım pişirilmek üzere farin stoklarında stoklanır. 5. aşamada ön ısıtıcılardan geçirilerek döner fırına sevk edilen farin yaklaşık 1400-1450 0 C sıcaklıkta pişirilir. 6. aşamada döner fırından klinker olarak çıkan yarı mamül ürün soğutucuda soğutularak klinker stok holünde stoklanır. Alçıtaşı ve üretilecek çimento cinsine uygun katkılarla çimento değirmenlerinde öğütülür. 7. aşamada çimento cinslerine göre ayrı silolarda stoklanan çimento, torbalı ve dökme çimento olarak satışa sunulur. Çimento Tipleri Nelerdir? Çimento belirli standardlara dayanılarak üretilmektedir. Avrupa ülkelerinin çoğunluğu için geçerli olacak çimento standrdlarının hazırlanmasına 1973 yılında Avrupa Standardizasyon Komitesi’nin teknik komitesi TC 51 ile başlanmıştır. Çeşitli Avrupa ülkelerinde çok sayıda çimento türünün yerel standardlara uygun olarak kullanılmakta olduğunu dikkate alan komite, genel çimentolar için hazırladığı EN 197-1 de çok sayıda çimento türüne yer vermiştir. Doğrudan Türk standardı olarak kabul edilen bu Avrupa standardı da genel amaçlı Türk çimentolarının yerini almıştır. Yeni genel çimentolar TS EN 197-1’de “CEM Çimentosu” olarak adlandırılır.
  • 32. 32 Buna göre; CEM Çimentosu: Hidrolik sertleşmesi öncelikle kalsiyum silikatların hidratasyonu sonucu meydana gelen ve içindeki reaktif CaO ve reakstif SiO2 toplamının kütlece en az %50 olması gereken çimentodur. Bileşimi portland çimentosu klinkeri, kalsiyum sülfat ve çeşitli mineral katkılardır. Standarda göre CEM Çimentoları, 27 alt çeşidi kapsayan 5 ana tiptir. CEM I: Bu grupta klinkerin sadece kalsiyum sülfat ve minör bileşen olarak ağırlıkça en fazla % 0-5 arası mineral katkı ile öğütülmesi sonucunda Portland Çimentosu elde edilir. CEM II: Bu grupta mineral katkı miktarı % 6-35 arasındadır. Katkı türüne bağlı olarak bu gruptaki çimentolar Portland Cüruflu, Portland Puzolanlı gibi isimler de almaktadır. CEM III: Bu grupta Yüksek Fırın Cüruflu Çimentolar bulunur. Katkı miktarı % 36-95 arasındadır. CEM IV: Bu grupta Puzolanik Çimentolar yer alır. Bunlarda cüruf veya kalkar katkı maddesi olarak kullanılmaz. Katkı madde oranı puzolan ve uçucu kül katkıları ile birlite %11-55 arasında değişmektedir. CEM V: Bu grupta Kompoze Çimentolar bulunur. Bunlara hem cüruf (%18-50) ve hem de puzolan ve uçucu kül (%18- 50) miktarı belirlenen sınırlar içerisinde değiştirilerek birlikte katılır, miktarları klinker oranı %20- 64 arasında kalacak şekilde ayarlanır. Bunların haricinde gerek klinker üretimi sırasında, gerekse sonradan ilave edilen mineral katkılar sayesinde özel kullanım amaçlı olarak üretilmiş, TS EN 197-1 standardının kapsadığı 5 çeşit daha çimento bulunmaktadır. Bunlar: Sülfatlara Dayanıklı Çimentolar: Trakalsiyum alüminat miktası sınırlanmış (max %5) olarak üretilen klinkerin kalsiyum sülfat ile birlikte öğütülmesi ile elde edilir.
  • 33. 33 Beyaz Portland Çimentosu: Özel nitelikli kil ile kireçtaşının birlikte pişirilmesiyle elde edilen beyaza yakın klinkerin bir miktar kalsiyum sülfat ile birlikte öğütülmesiyle elde edilir. Harç Çimentosu: Dayanım gelişmesi için gerekli Portland Çimentosu Klinkeri içeren ince öğütülmüş hidrolik bağlayıcırı. İlave bileşene ihtiyaç duyulmadan sadece kum ve su karıştırılarak duvar, sıva ve kaplama işlerinde kullanıma uygun harç yapımını sağlar. Yüksek Fırın Cürufu Katkılı, Düşük Erken Dayanımlı Çimentolar: Sınırlandırılmış hidratasyon ısısına sahip, yüksek fırın cürufu katkılı ve erken dayanımı düşük olan çimentodur. Çok Düşük Hidratasyon Isılı Özel Çimentolar: Su ile karıştırıldığında hidratasyon reaksiyonları ve prosesler nedeniyle priz alan ve sertleşen bir hamur oluşturan, sertleşme sonrası suyun altında bile dayanımı ve kararlılığını koruyan ve geliştiren, genel çimentoların hidratasyon reaksiyonlarına sahip bir çimentodur. Sözlük : Hidrolik Bağlayıcı: Hidrolik bağlayıcı maddeler, su ile reaksiyonu sonucu sert bir kütle oluşturduktan sonra su içersinde dağalmayan, sertliğini ve mukavemetini muhafaza eden veya artıran bağlayici maddelerdir Hidratasyon: Çimentonun su ile karışımından sonra başlayan kimyasal reaksiyon. Priz: Hidratasyonun başlamasının ardından çimento ve su karışımından oluşan hamurun katılaşmasına verilen ad. Kaynaklar : http://www.tcma.org.tr/index.php?page=icerikgoster&menuID=54 https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87imento http://www.mta.gov.tr/v2.0/birimler/redaksiyon/ekonomi-bultenleri/2012_16/223.pdf
  • 34. 34 HaberYabancı ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN PLAZMASI REKORUNU KIRDI! Çinli bilim insanları, yeni füzyon reaktörü ile Alman bilim insanlarını hidrojen plazmasını saklama rekorunu kırdı. Wendelstein 7-X ismi ilk olarak geçtiğimiz Aralık ayında hayatımıza girdi. Alman bilim insanları tarafından geliştirilen bu füzyon reaktörü, ilk olarak helyum plazmasını ardından da geçtiğimiz günlerde hidrojen plazmasını elde etti. Ancak görünüşe göre uzak doğudan Wendelstein 7-X’e ciddi bir rakip geldi. Çinli bilim insanlarının Experimental Advanced Superconducting Tokamak (EAST) olarak adlandırdığı yeni füzyon reaktörü, Wendelstein 7-X’in plazma saklama süresi rekorunu kırdı. Wendelstein 7-X, 80 milyon santigrat dereceye çıkarak ürettiği hidrojen plazmasını saniyenin dörtte biri kadar tutmayı başarmıştı. Çin yapımı EAST ise 49.999 milyon santigrat dereceye çıkarak hidrojen plazmasını tam 102 saniye boyunca muhafaza etmeyi başardı. Çin merkezli Hefei Institute of Physical Science’ın (HIPS) elde ettiği sonuçlar oldukça etkileyici. Reaksiyonlardan elde edilen enerjiyi toplamak için bu denli yüksek sıcaklıkların muhafaza edilebilmesi, kontrollü nükleer füzyon için kritik bir adım. Bu sayede plazmayı reaktör duvarlarından ayırmak için gereken manyetik alanlar daha stabil bir şekilde sıralanabiliyor. Bu bilgilerin doğrudan HIPS tarafından paylaşıldığını belirtelim. Reaksiyonun nasıl gerçekleştiğine dair resmi belgeler henüz yayınlanmadığı için Wendelstein 7-X ile ciddi bir karşılaştırma yapılamıyor. Ancak HIPS tarafından yayınlanan sonuçlar doğrulanırsa, Wendelstein 7-X ile EAST arasında ilginç bir rekabet oluşacaktır. EAST’in avantajı muhafaza süresiyken, Wendelstein 7-X daha yüksek derecelere çıkabiliyor.
  • 35. 35 Haber Yerli BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Türkiye’nin ilk ve tek özel sektör destekli Hidrojen Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nde, “sanayi asistanı” modeli hayata geçirildi. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, “Sanayi asistanı modeli, özlenilen üniversite-sanayi işbirliği modelinin belki de en başarılı örneği olacak” dedi. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin akademik kadrosu, Türkiye’nin ilk ve tek özel sektör destekli Hidrojen Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nde, katma değeri yüksek sanayi ürünlerinin geliştirilmesinde bilfiil görev alarak “sanayi asistanı” modelini hayata geçirdi. Kurulan üretim merkezinde çalışan öğretim üyeleri, dünyada da yenilikler içeren roket yakıtlarının ham maddesinin üretiminden, hidrojen jeneratörlerine, yakıt tüketiminde tasarruf sağlayan yeni nesil bor ürünlerine kadar pek çok ileri teknolojinin geliştirilmesinde rol oynadı. Merkezde geliştirilen ürünlerin uluslararası patent başvuruları yapılırken akademisyenlerin dünya literatürüne katkı sağlayan yayınları da göz dolduruyor. Sanayi Asistanlığı En Başarılı Örnek Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, Hidrojen Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nin, Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle özel sektör tarafından kurulan Türkiye’nin ilk merkezi olduğunu ifade etti. Merkezle Türkiye ve hatta dünya için yeni olan “sanayi asistanı” modelini hayata geçirdiklerini belirten Doğan, “Modelimizde, üniversitedeki araştırma görevlileri ve yüksek lisans öğrencileri, diğer üniversite personeliyle birlikte bu sanayi kuruluşunda bilfiil üretim aşamalarında görev alıyor. Bu modelle yıllardır kurulmaya çalışılan üniversite-sanayi işbirliğinin gerçek anlamda başarılabilecek bir model olduğunu düşünüyoruz. Özlenilen üniversite- sanayi işbirliği modelinin belki de en başarılı örneği olacak” dedi. Patent Başvurusu Yapıldı “Sanayi asistanı” modeliyle üniversite akademik personelinin üretim yeteneğinin geliştirilmesini, akademik bilgi birikimi ile sanayicinin buluşmasını sağladıklarını dile getiren Doğan, bu sayede özel sektörün nitelikli personel ihtiyacının da karşılandığını vurguladı. Prof. Dr. Doğan, bu yeni modelin ileri teknoloji ürünleri geliştirme
  • 36. 36 hedefindeki Türkiye için de büyük önem taşıdığını söyledi. Merkezde yürütülen projelerde katma değeri yüksek pek çok bor ve hidrojen temelli ürünlerin endüstrileşmesinin sağlandığını ifade eden Doğan, merkezde pilot sistemlerin kurulduğunu ve uluslararası patent başvurularının yapıldığını bildirdi. Hidrojen Jeneratörü Yolda Merkez sorumlusu ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mükerrem Şahin ise milli tasarımlı hidrojen jeneratörü üzerinde çalıştıklarını belirtti. Jeneratörün, hidrojeni sudan üretip gaz haline getirebilen bir makine olduğunu anlatan Şahin, ürünün dünyadaki modellerinden farklı birçok yeniliğe sahip olduğunu ifade etti. Mükerrem Şahin, Türkiye’de büyük oranda doğalgaz kullanım kapasitesine sahip üretim merkezlerinde bu jeneratörün kullanılmasını ve doğalgazdan büyük oranda tasarruf yapılmasını hedeflediklerini de kaydetti.
  • 37. 37 Simgesi: Ca Grubu: 2A (Toprak alkali metal) Atom numarası: 20 Bağıl atom kütlesi: 40,078 Oda sıcaklığında: Katı Erime noktası: 839°C Kaynama noktası: 1484°C Yoğunluğu: 1,55 g/cc Keşfi: 1808 - Sir Humphrey Davy Atom çapı: 2,23 Å Elektronegatifliği: 1 Elektron dizilimi: 1s2 2s2 p6 3s2 p6 4s2 Yükseltgenme basamağı (sayısı): 2 KALSİYUM Kalsiyum, toprak alkalileri grubundan metalik bir element. Sembolü “Ca”dır. İsmi Latincede “kireç” anlamına gelen “calx” sözcüğünden gelmektedir. İlk defa 1808’de Lumphru Davy tarafından kalsiyum hidroksitten elektroliz yoluyla elde edilmiştir. Metalik kalsiyum gümüş gibi parlaktır. Özgül ağırlığı 1,55 g/cm³tür. 851 °C’de erir. 1439 °C’de kaynar.Vücudumuzda makro yapıda bulunur. Elektriği iyi iletir. Gevrek (kırılgan) olmasına rağmen yumuşaktır. Sertliği sodyum ile alüminyum arasındadır. Haddelenebilir ve dövülebilir. Çekme mukâvemeti 438 kg/cm²dir. Oksidasyon değeri 2+’ dır. Atom numarası 20, atom ağırlığı 40,078’dir. Yeryüzünde altı tabiî izotopu bulunmaktadır: Ca40, Ca42, Ca44, Ca46 ve Ca48. Dünya üzerindeki kalsiyum elementinin % 97’si Ca40 izotopudur. Sun’î olarak pek çok radyoaktif izotopları elde edilmektedir. Bunlardan birisi Ca45 olup, kemikte kalsiyum kalıntısı üzerinde yapılan araştırmalarda, su tasfiye işlemlerinde, deterjan aktivitesi için ve yüzey ıslanması hâdiseleri üzerindeki çalışmalarda kullanılmaktadır Kalsiyum’un Elde Edilmesi Bugün metalik kalsiyum yalnız eritilmiş kalsiyum klorürün elektrolizi ile elde edilmektedir. Elektrolit kabı olarak porselen veya demir kaplar kullanılmaz. Çünkü yüksek sıcaklıkta yapılan bu işlemde erimiş kalsiyum klorür, bu tür kaplara tesir eder. Bu sebeple grafitten yapılmış kaplar kullanılmaktadır. Bundan başka kimyevî yollarla da kalsiyum elde edilebilir. Bunlardan biri eritilmiş kalsiyum iyodürü sodyum ile muamele etmektir: CaI2 + 2Na → Ca+ 2NaI denklemine göre ayrılan kalsiyum, sodyumun fazlasıyla sıcakta alaşım yapar, soğukta kristallerden saf alkol ile sodyum uzaklaştırılarak kalsiyum elde edilir. Kullanım Alanları Toryum, uranyum ve zirkonyum gibi metallerin hazırlanmasında ve çeşitli alaşımların eldesinde kullanılır. Sıvı yağların dehidrasyonunda da kalsiyumdan yararlanılır. Canlıların kemik, diş, kabuk ve benzeri dış iskelet yapılarında yer alır. Bitkilerin bünyesinde de bulunur. Dünya kabuğundaki en bol beşinci element olması karşın, çok reaktif olması nedeniyle asla element halinde bulunmaz. Kireçtaşı, jips ve floritin yapısında da vardır.
  • 38. 38 Ayın Web Sitesi http://www.chemtube3d.com Eğer çeşitli kimyasalların 3 boyutlu hallerini görmek istiyorsanız bu site tam size göre. Organik, inorganik ve polimer kimyasına ait birçok yapının bulunduğu bu görsel sitenin hem derslerinize hem de çeşitli projelerinizde kaynak olacağını düşünerekten sizlere öneriyoruz.
  • 39. 39 KİMYA BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Soldan Saga 3. Bir çözeltide (analit) bulunan madde miktarinin , derisimi kesin olarak bilinen bir titrantla verdigi kimyasal tepkime sonrasinda harcanan hacmi, esdeger gram sayisi yardimi ile bulunmasi için kullanilan yöntemdir. 5. Alfa isinlarini ince altin bir levha üzerine göndermis bilim adamidir. 7. Kimya biliminin bir alt disiplini olup elektronik bir iletken(metal,grafit veya yari iletken) ile iyonik bir iletken(elektrolit)arayüzeyinde gerçeklesen reaksiyonlari inceler. 8. Tarim bilimlerindeki kimyasal uygulamalari kapsar. 9. Kimya biliminin bir alt dali olup ilgi alani kimyasal reaksiyonlarin isi ile olan iliskileridir. 10. Bir fotonun isin yayici bir yüzeye çarpmasi sonucu kopan bir elektron. Yukaridan Asagiya 1. Merkez atomuna bagli olan nötr molekül veya anyonlara denir. 2. 1898 yilinda yaptigi yaptigi çalismalarla negatif yüke sahip elektronlari bulmustur. 4. Yerküredeki dogal kimyasal olaylari inceleyen bilim dalidir. 6. Bir elementin atomlarinin uzayda farkli farkli sekillerde dizilmesiyle olusan yapiya denir.
  • 40. 40 KİMYA BULMACA (GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ) I 1 D 2 Z A O K T T B 3 E 4 N Z I M A R L A 5 B S 6 O R P L A M A 7 I I O Y N M i E T 8 R I A D S 9 U B S T R A T A R Ç D 10 I M E R Soldan Saga 4. Canli bünyesinde gerçeklesen kimyasal tepkimeleri hizlandiran bilesik [ENZIM] 5. Bir cismin bir yüzeye baglanmasi. [ABSORPLAMA] 8. Benzer element veya bilesiklerin üçlü grubu. [TRIAD] 9. Enzimin üzerinde islerlik kazandigi molekül. Tepkimeye giren madde. [SUBSTRAT] 10. Ayni iki molekülün moleküller arasi baglarla birlesmesi sonucu olusan molekül [DIMER] Yukaridan Asagiya 1. Grafik üzerinde ayni sicakliga karsi gelen noktalardan geçen çizgi. [IZOTERM] 2. Okyanus ve denizlerde bulunan polihalojen bilesiklerinden biri. [DAKTILIN] 3. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek [BAROMETRE] 6. Uluslararasi birim sistemi. [SI] 7. Bir maddeyi digerlerinden ayirmada kullanilan maddelere denir [AYiRAÇ]
  • 41. 41 İNGİLİZCE-TÜRÇE KİMYA SÖZLÜĞÜ Condense Coprocessing Dependent Pressure End Point Excess Air Fines Halite Immersion Journal Lime Foam Boiling Inversion Lemon Oil Mill Moist Gas Coke Humid Junk Leaching Metric Mud Yoğunlaşmak Bağımlı Basınç Titrasyonda Son Nokta Fazla Hava Elek Altı Köpük Gaz Koku Kaya Tuzu Yoğuşma Nem Daldırma Çevrilme Hurda Dergi Limon Esansı Katıdan Özütleme Kireç Değirmen Metrik Nemli Çamur Birlikte İşleme
  • 42. YAZARIMIZ OLUN KOŞULLAR 1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK YAZIN 2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR info@inovatifkimyadergisi.com adresine AD-SOYAD SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ PROFİL FOTOĞRAFI YAZINIZIN WORD FORMATI İLE GÖNDERİN. BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM