A comprehensive analysis of the global and US analysis of the grocery supermarket industry coupled with Aldi's competitors and key competencies that have allowed Aldi to expand in three continents.
A comprehensive analysis of the global and US analysis of the grocery supermarket industry coupled with Aldi's competitors and key competencies that have allowed Aldi to expand in three continents.
A marketing case study on Best Buy, a leading electronics retailer.The presentation focuses on initial challenges faced and the strategies adopted by the company to gain advantage over other emerging competitors.
A case study to discuss the unique business model of Li & Fung, the role of IT adopted in its business. Being a middlemen, is Li & Fung under threat from technology since IT makes intermediaries redundant?
Information Technology Module.
Analysis of Best Buy mini case from Kotler's Marketing Management textbook.
This presentation was created by Sarthak Anand, IET Lucknow during a Marketing internship under Prof. Sameer Mathur, IIM Lucknow.
Şirket Satış Kararından Önce Yapılması Gerekenler_Lütfullah Kutlu_27 Kasım 2013LÜTFULLAH KUTLU
Bu sunumda sergilenmeye çalışılan analitik yaklaşım; uygulanma ve süreklilik alanı bulursa, yarının dünyasında marka olarak iz bırakma şansına sahip olabilecek pekçok müessese Türk kalmaya ve sağlıklı bir şekilde büyümeye devam edecektir. Nice uluslararası Türk markasına kavuşma yolunda satmadan önce düşünmemiz gerekiyor.
A marketing case study on Best Buy, a leading electronics retailer.The presentation focuses on initial challenges faced and the strategies adopted by the company to gain advantage over other emerging competitors.
A case study to discuss the unique business model of Li & Fung, the role of IT adopted in its business. Being a middlemen, is Li & Fung under threat from technology since IT makes intermediaries redundant?
Information Technology Module.
Analysis of Best Buy mini case from Kotler's Marketing Management textbook.
This presentation was created by Sarthak Anand, IET Lucknow during a Marketing internship under Prof. Sameer Mathur, IIM Lucknow.
Şirket Satış Kararından Önce Yapılması Gerekenler_Lütfullah Kutlu_27 Kasım 2013LÜTFULLAH KUTLU
Bu sunumda sergilenmeye çalışılan analitik yaklaşım; uygulanma ve süreklilik alanı bulursa, yarının dünyasında marka olarak iz bırakma şansına sahip olabilecek pekçok müessese Türk kalmaya ve sağlıklı bir şekilde büyümeye devam edecektir. Nice uluslararası Türk markasına kavuşma yolunda satmadan önce düşünmemiz gerekiyor.
Pazarlamanın Geleceği: Gerçek Zamanlı PazarlamaEngin Çomakçı
Pazarlama dünyası yarın da tıpkı dün ve bugün olduğu gibi, aynı sorunun peşinden koşup cevaplamaya çalışacak: “Müşterim ne ister?”
Potansiyel kitleyi tespit etmek; hedef kitlenin dikkatini çekmek; farkındalık yaratmak; doğru yer / doğru zamanda iletişime geçmek; satışı tetikleyecek ortamları oluşturmak; satın alma sürecini etkin kullanmak; eşsiz müşteri deneyimini yaratmak ve izlemek; sadakati, devamlılığı sağlamak... Evet, sorular ve görevler aynı. Ama cevaplar çok farklı olabilir, olmalı, olacak. Çünkü yakın geleceğe damgasını vuracak yepyeni gelişmeler yaşanıyor. Teknoloji dünyası durmuyor hiç. Yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bu yaklaşımın ismi Gerçek Zamanlı Pazarlama.
TÜRK DİZİLERİNDE ERKEK BEDEN TEMSİLİ ÖĞELERİNİN KULLANILMASI: KUZEY-GÜNEYGalatasaray Üniversitesi
Türkiye’de 1990’larda özel kanalların yayına girmesiyle, televizyon endüstrisinin en önemli yaşam alanlarından biri olan televizyon dizilerinin önemi ve izler kitle üzerinde nasıl bir etki bıraktığı artık iletişimden tüm sosyal bilimlere yayılan bir araştırma konusu olmuştur. Dizilerle gülen dizilerle ağlayan, dizilerle öğrenen, dizilerle kabul edip reddeden bir toplum haline dönüşmemiz, seyirden alınan ve kimi zaman abartılı olan lezzet, toplumsal bir histeriye dönüşmüştür. Ne oldu da diziler basit veya tutkulu bir eğlence konusuyken neredeyse akademik düzeyde tartışılır hale geldi?(Tunc:2010)
Temel sebep; ekrana rekabetin girmesi. Bugün neredeyse hafta içerisinde 100’den fazla dizinin ekrana geldiği ve dizilerin çoğu giderlerini reklamlardan karşıladığı düşünüldüğünde; Türkiye’deki dizi furyasının nedeninin yaklaşık 2 milyar dolar büyüklüğündeki reklam endüstrisinden pay alma yarışı olduğunu söyleyebiliriz. Şu anda yurtdışına 100’ün üzerinde dizinin bölüm başına 500 ile 15000 dolar arasında ihraç edildiğini düşünüldüğünde, televizyon endüstrisi için yaşamsal olan ve izlenme oranlarının arttırılmasında büyük payı olan yerli dizilerin yeri çok önemlidir.(Gülgen:2011)
Ortada böyle bir ekonomi ve rekabet varken; Tv dizileri izlenme oranlarını artırabilmek için her türlü stratejiyi kullanacaktır. Diziler bir süre için hoşça vakit geçirmeye yarayan bir hikaye dünyası yaratmaktan çıkıp ekrandan taşarak, gündelik hayatı istila hale eder gelmiştir. Dizi karakterlerinin kıyafetlerinden oyuncularının biyografilerine, bedenlerine kadar pek çok unsur açgözlülükle çoğaltılmakta, yan ürün olarak pazara sunulmakta ve kapış kapış gitmektedir.
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...Galatasaray Üniversitesi
Bir düşüncenin susturulmasındaki asıl kötülük, onun insana soyuna, yaşayan nesle olduğu kadar gelecek nesillere karşı bir haydutluk olması, o düşünceye taraftar olanlardan daha da fazla o düşünceye katılmayanlara karşı bir soygunculuk olmasıdır. Eğer düşünce doğruysa insanlar yanlış olanı doğru olanla değiştirmek olanağından yoksun bırakılırlar; eğer yanlışsa onlar hemen hemen aynı derecede büyük bir yararı yani gerçeğin haksızlıkla çarpışması sonucunda onun daha açık olarak anlaşılmasını ve daha canlı bir etki yaratmasını elden kaçırmış olurlar. (Özgürlük Üstüne, John, Stuart Mill, Belge Yayınları,s.30)
Kişilerin düşünmesi düşündüklerini özgür bir şekilde ifade etmesi demokratik toplumların en önemli gerekliliği olduğu gibi, o toplumun gelişmesinde de çok büyük etkendir. İfade özgürlüğü bir toplumun oluşması sürecinde ona hizmet eden her türlü sürecin içinde olması gereken bir kavram olduğu gibi, yine o toplumun kendi seçtiği yönetenlerce korunması gereken de bir anlayış içerisinde olmalıdır.
Devlet toplumun değerlerini korumak ve kendi yönetme gücünü sürdürmek için kanunlar inşa eder. Yasalar burada toplumsal değerlerin arkasında olan ama politikayla da dengeyi sağlayan ara bir halkadır. Özellikle ceza kanunları, toplumda özgürlüklerin korunması ve güvenliğin sağlanması açısından önem arz etmekte ve zaman içerisinde gelişmektedir. Dolayısıyla ceza kanunları yasa koyuculara ve uygulayıcılara büyük bir sorumluluk yüklemektedir.
Bu makalede Türk Ceza Kanunu’nun tartışmalı 301. Maddesinin ‘’düşünce özgürlüğüne sınırlandırma getirdiği’’nden hareketle yapılan eleştirilerin nasıl değerlendirildiğini, yargının tutumunu, yargı sürecinde medyanın tutumunu ve bu bağlamda medya-yargı ilişkisi incelenmektedir.
Gelişen ticari faaliyetler ve öne çıkan menfaatler; ne yazık ki toplumu ve insanı oluşturan temel değerlerin geri plana atılmasına neden olmakta; basın da bu sürece varlığını sürdürme ve tiraj kaygısıyla hizmet etmektedir. Demokratik toplumda devletin yasama, yürütme, yargıdan oluşan kurumlarının yanında artık dördüncü kuvvet olarak da hizmet eden medya, toplumun bağımsız ve tarafsız bilgi alma özgürlüğüne hizmet etme göreviyle yükümlüyken dezenfermasyon, manipülasyon girişimlerine alet olabilmekte, ötekileştirmekte ve itibarsızlaştırma süreçlerinde bilerek ya da bilmeyerek rol almaktadır.
Anahtar Sözcükler: TCK 301, medya, yargı, İfade özgürlüğü…
1990’lı yıllar ile birlikte dünyada yaşanan ekonomik, sosyal ve kültürel değişim uzun süredir komünizm etkisinde yaşamış Rusya İçin birçok Avrupa ülkesine göre daha derinden ve sarsıcı olmuştur. Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla Avrupa’da komünist rejimlerin yıkılmaya başlaması, merkezden planlanan ekonomiler yerine serbest ekonomiye geçiş, küreselleşmenin hız kazanmasıyla batı kültürünün hakim olmaya başlaması ve teknoloji-iletişim ağının hızla gelişmesi ile bilgiye olan hızlı erişim Rusya’da da ardı ardına dönüşümleri beraberinde getirmiştir.
Glasnost (açıklık ve şeffaflık) ve Perestroika(yeniden yapılanma) Gorbaçov hükümetinde ortaya çıkan kavramlar olmakla birlikte dönemin demokratik reformlarının göstergesi olan; ifade,düşünce ve medya özgürlüğünün de geliştiği yıllar olması bakımından önemlidir.
Gorbaçov’un o zaman demokratik toplum yapısını hayata geçirmek için yaptığı çalışmalar kendi döneminde ve Avrupa’da komün bir hayattan çıkan bir milletin dönüşümü için attığı önemli adımlardır.
Fakat Rusya Putin döneminde dikkate değer bir ekonomik büyüme göstermiştir. Ancak ekonomik büyüme demokratik reformları beraberinde getirememiştir. Bununla paralel olarak ekonominin büyümesi ile birlikte Rusya’da halkla ilişkiler ve reklam sektörü büyük bir gelişim göstermiştir Fakat bu büyümenin nasıl bir eksende gittiği çalışmamızın ana konusu olan ‘’Rusya’da haber alma ve verme anlayışı’ sorusunun çıkış noktasını oluşturmaktadır. Ne yazık ki ’İfade ve medya özgürlüğü konusunda Rusya bu dönemde ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Devletçi bir ekonomik sistemin hakimiyeti ve katılımcı demokratik sistem yerine tek parti yönetiminin hakim olduğu siyasal bir sistemin mevcutluğu düşünce, ifade ve medya özgürlüğü üzerinde ağır baskılar oluşturmaktadır. Devlet bilginin üretilip yayılmasında en etkili aktördür.
Freedom House 2000’den önce Rusya’nın özgürlükler notunu “partially free”, 2004 yılından sonra “not free” seviyesine indirmiştir.
Rusya’nın genel sosyo-ekonomik ve kültürel durumu şu andaki görüntüsüyle; baskıcı, tek iktidarla yönetilen, mali ve politik gücü merkezileştiren, parlamentonun gücünü azaltan, medyayı kontrol altında tutan ve Rus milliyetçiliği söylemine dayalı eski siyaset anlayışına dönüşü kapsayan politik prensipler dizisi içerisinde PUTİNİZM anlayışına dayalıdır . (Dolayısıyla Rusya’da genel olarak yazılı basını inceleyeceğimiz bu çalışmamızda sınıflandırma yaparken artık kesin çizgilerle ayrılmış tandanslar görememekteyiz. Genel olarak ‘’ajans haberleri’’ ile yayın yapan gazeteler, iktidarın gücünü yeniden üretmek ve güç çanları çalmaktan öteye pek bir işlev görememektedirler...
RİSK İLETİŞİMİ’NDE BİR YÖNTEM OLARAK MEDYADA SAVUNUCULUK :Risk İletişiminin ...Galatasaray Üniversitesi
Uygarlığın evriminde toplumsal yapı günümüze dek çeşitli isimler altında incelenmiştir. Geleneksel toplumdan, sanayi toplumuna geçilmiş; bu toplumsal yapılanma değişikliğe ve gelişime uğrayan teknoloji, çevre, sağlık da berberinde yeni riskler doğurmuş ve bugünkü risk toplumu kavramını doğurmuştur. Küreselleşme ile ortaya doğal riskler ve imal edilmiş riskler devletlerin kendi iç ve dış politikalarında bazı önlemler almayı gerektirse de bazen temel çıkarlar doğrultusunda böyle işlemez…
Bu çalışmada özellikle son yıllarda dünyada çeşitli tartışmaların odağı olana GDO’ ların (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) küresel bir risk olarak doğurduğu tartışmalar ve Türkiye’de riskin farkındalığı (risk iletişimi) açısından yapılan çalışmalar incelenmektedir.
Sağlığın geliştirilmesinde ve teşviki dahilinde davranış değiştirmeye yönelik çabalarda kullanılan risk iletişiminde bir yöntem olarak medyada savunuculuk bireylerin riskli davranışlarını da değiştirmeye çalışmak yerine sorunun bir kamu sağlığı olarak ele alınmasına çalışmaktadır..
Bu amaçla Türkiye’den örneklerle ele alacağımız çalışmada, risk iletişiminde medyada savunuculuk yönteminden nasıl yararlanılabileceğini ve nelere dikkat edilmesi gerektiği tartışılmıştır..
Bu çalışmada 21.yy’ la birlikte tıbbileşen ve bireyselleşen sağlık anlayışının medya aracılığıyla erkek bedeni üzerinden yeniden üretilmesine odaklanılmaktadır. Sağlık, hastalık, birey ilişkisi her topluma göre yeniden düzenlenir, dönüştürülür ve bir şekilde iktidar içerisinde kendini gösterir. Bu iktidar ilişkileri içerisinde medya iktidarın gücünü bir takım politikalar üzerinden eğlendirerek ve gündelik pratiklerle sunarak iktidarın gücünü yeniden üretir. Bu bağlamda, günümüz toplumunda medyanın önemli bir güç olduğu düşüncesinden hareketle bu çalışma, dönüşen sağlık anlayışının bir düzenleme ve disiplin aracı olarak erkek bedeni üzerinden nasıl işlediğini sağlık haberleriyle anlamayı amaçlamaktadır.
Anahtar sözcükler: Sağlık, erkek bedeni, iktidar, medya, sağlık haberleri…
MEDYA İZLEYİCİ ÇALIŞMALARINDA KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR VE STUART HALL’UN KATKISIGalatasaray Üniversitesi
Bu çalışma; televizyon izleme sürecinde izleyicinin edilgin bir alıcı olduğu düşüncesinin; 1960’lardan sonra değişmesiyle, izleyicilerin kitle iletişim araçlarını etkin bir şekilde nasıl kullandığını anlamaya çalışan İngiliz Kültürel Çalışmaları ve onun en önemli kuramcısı Stuart Hall’ un bu çalışmalara katkısını ‘’Kodlama-Kodaçımlama’’ makalesi ile incelemeyi hedeflemiştir. Çalışma; araştırma konusu gereği; Hall’un biyografisi, İngiliz Kültürel Çalışmalarda ki yeri, izleyici odaklı iletişim çalışması (Kodlama-Kodaçımlama)ve bu makaleye uygun güncel bir araştırma örneği ile sonuçlandırılacaktır. Amacımız; Hall’ un önemli bir kültür teorisyeni olarak kültürel çalışmalardaki önemini; bir parça ihmal edilmiş olan izleyiciyi, alımlama çalışmalarına yaptığı katkı ile anlamaktır.
Nasıl ki devletler kendi ideolojilerini güçlendirmek ve sürdürmek için kültürel hegemonya inşasından yararlanıyorlarsa; günümüzün küresel şirketleri de stratejik iletişim çabaları aracılığıyla oluşturdukları kurumsal imaj restorasyonu ile ideolojik bir mücadele vermektedirler. (2009:88)* Bu hegemonik mücadele, şirketlerin kriz iletişimi yönetimi sürecinde de, şirketlerin kurum içi hegemonik yapılanması sırasında da özellikle kurum kültürü bağlamında bir halkla ilişkiler stratejisi olarak kendini göstermektedir.
Bu çalışmada; Gramsci’nin hegemonya ve Althusser’ in Devletin İdeolojik aygıtları (DİA) kavramlarından hareketle küresel şirketlerin kurum içi iletişimde ve kurum dışı kriz iletişiminde kurumsal söylem ve eylemleri aracılığıyla nasıl baskın ideolojilerini sürdürmeyi çalıştıkları ve bu ideoloji ile nasıl hegemonyalarını devam ettirebildikleri eleştirel bir bakış açısı ile ele alınacaktır.
Bu amaçla makalede öncelikle Gramsci’nin ‘hegemonya’ ve ‘sağduyu’ kavramları ile Althusser’ in ‘İdeoloji’ ve ‘Devletin Aygıtları’ kavramları incelenecek ve bir yöntem olarak halkla ilişkilerin; şirketlerin kurumsal söylem ve eylemlerinde nasıl ideoloji ürettiği, bu ideoloji ile nasıl bir hegemonya yarattığı ve kriz sürecinde de bu hegemonyayı nasıl yeniden inşaa ettiğini küresel bir şirket olan Nike’ın ‘zor koşullarda işçi çalıştırması iddiası’ ile karşılaştığı krizle incelemeye çalışılacaktır. Ayrıca günümüzün önemli yönetim birimleri içerisinde yer alan ‘’Kurum içi iletişim’’ kavramı, hegemonyayı şirket içerisinde oluşturmak ve yönetmek bağlamında nasıl işlerlik kazanıyor; örneklerle açıklanacak ve tartışılmaya çalışılacaktır.
Koku işi hayat veren, hızla gelişen ve sürekli değişen bir iştir. Yeni akımlar, rekabet, zevk ve yaşam tarzı değişiklikleri ve moda, kokuların yaratıcı, heyecan verici ve zamanın ötesinde olmasını gerektirir.
Bu kadar hızlı tüketilen bir toplumda firmalarda bu pastadan pay alabilmek için farklı argümanlar geliştirmekte hem bütünleşik pazarlama iletişimi teknikleri ile tüketicilerin algılarında yer etmeye çalışmaktadırlar.
Bu argümanlar; ter kokmamaktan temiz ve hijyen olmaya; bir moda aksesuarından, bir yaşam tarzı ifadesine, bir duygu uyarımından(seksi ya da çekici olmak) , bir stil yansımasına ve yeni kreasyonlara kadar çok geniş bir yelpazede sunulmaktadır. Tüketim dünyası içinde televizyon, gazete, radyo ve internet aracılığıyla bize sunulan bu argümanlar pazarlama iletişimi teknikleri ile adeta ihtiyaç yaratmakta, seçimlerimize yön vermektedirler.
Özellikle gelişen iletişim teknolojileri ile insanlar artık bilgiye ve paylaşıma çok daha hızlı ulaşmaktadır. Bu da rekabetin bu kadar hızlı bir ortamda daha da artmasına ve markaların farklı stratejik iletişim kanallarını kullanılmasına neden olmaktadır. Her marka kendi belirlediği marka konumlandırması ve hedef kitlesi ile kendi müşterisi ve potansiyel müşterisine ulaşmaktadır. Kimisi ana akım medyada reklam verirken, kimisi gelişen teknoloji ile bilginin çok daha hızlı paylaşıldığı sosyal medyada (Sosyal ağlar, bloglar, mikro bloglar, anlık mesajlaşma programları, sohbet siteleri, forumlar, video paylaşım siteleri) insanların bir biriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde ürünlerini tanıtma imkânı yaratmaktadır. Özellikle sosyal medya sadece PC üzerinde erişimin yanında, bugün akıllı telefon(smart phone), tablet vs. teknolojisi ile mobil olarak da bilgi üretme ve paylaşımı daha anlık ve hızlı sağlamaktadır. Ama bu kadar fazla üretilen ve paylaşılan bilgi her zaman doğru olmayabilir. Aynı anda ve aynı zamanda bilgiyi paylaşabildiğiniz daha ucuz olan bu teknolojiler de markalar ürünlerini tanıtabilmek ve satabilmek için hem daha etkili hem de daha fazla güven inşa eden pazarlama stratejileri geliştirmek durumundadır.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk “(KSS)” çalışmaları Türkiye’de yaklaşık olarak 2000 yılından beri şirketlerin ilgi gösterdiği bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketler, bu çerçevede, kar etmenin yanı sıra itibar kazanma, toplum tarafından beğenilme ve uzun vadede sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik pek çok uygulama gerçekleştirmektedir.
21’inci yüzyılda bir şirketin başarısını ortaya koymakta finansal göstergelerin tek başına yetersiz kaldığı ve var olan krizlerde şirketlerin ayakta kalma sebepleri altında ‘’kurumsal itibar’’ kavramı artık toplum tarafından “en büyük olmak” yerine “ en beğenilen olma’ nın önemini vurgularken, müşteri gözünde değer yaratmanın avantajını da ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada son üç yılda Türkiye’deki şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında ki başarı değerlendirmeleri ile Türkiye’de en beğenilen 20 şirketin gerçekleştirdiği sosyal girişimler ve bu değerlendirmeler içerisindeki yerleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda KSS projelerinde başarılı olan firmaların aynı zamanda en beğenilen listesinde olması; yaptıkları sosyal girişimlerin de beğenildiği sonucunu vermiştir. Bu çalışmada kurumsal sosyal sorumluluğun kurumsal itibar sürecindeki rolünü ortaya koymak da amaçlanmıştır.
Anahtar kelimeler; kurumsal itibar, kurumsal sosyal sorumluluk,
1. Seray Öney Doğanyiğit
Galatasaray Üniversitesi
Stratejik İletişim Yönetimi YL
Marka Analizi ve Medya
2. ABD ĠNDĠRĠMLĠ SÜPERMARKET SEKTÖRÜ
1950’lerde bu konsept baĢladı.
1962’de Wal-Mart, Kmart, Target faaliyete geçti.
1970’ler durgunluk ile geçti.
1980’lerde Kmart – en büyük indirim perakendecisi
Wal-Mart – ikinci büyük indirim perakendecisi
1990’larda yerleĢim alanları büyümeye baĢladı
2001’de indirim perakendeci cirosu 1 Milyar USD’ye ulaĢtı.
2002’de KMART iflas etti.
2002’den beri Wal-Mart dünyanın en büyük perakendecisi.
3.
4. SAM WALTON
• 29 Mart 1918’de Kingfisher, Oklahoma’da doğdu.
Ġyi bir atlet
Öğrenci lideri
GiriĢimci yapı
Takıntı derecesinde iĢkolik
• 1962’de Rogers, Arkansas’da ilk Ģehir marketini açtı.
• David Glass gibi iyi yöneticileri transfer etti (CEO 1988-2000).
• 1980’lerde uydu networkunu kurdu.
• 1983’te Sam’s Club’ı oluĢturdu.
5. RAKAMLARLA WAL-MART (2011)
422 MĠLYAR $ ciro, 17 Milyar $ Net Kar
2.1 Milyon çalıĢan
Her hafta 200 Milyon müĢteri
ABD içinde 4.413, dünya genelinde 4.557, toplam 8.970 mağaza
Motto’su «Save Money, Live Better!»
Çin’in en büyük ithalatçısı, 8. en büyük ticaret ortağı (ülkeler dahil)
6. PERAKENDE FORMATLARI
WAL-MART ABD MAĞAZA YAPISI
Ġndirim Mağazaları (647 adet) (225 çalıĢan her bir mağazada)
Süpermerkez (3.002 adet) (24 saat açık) (350 yada daha fazla)
KomĢu Market (164 adet) (95 çalıĢan)
Express Market
Sam’in Klübü (610 adet) (100’den fazla çalıĢan)
WAL-MART INTERNATIONAL
Markalar (Sam’s Choice (deterjan), Great Value, Equate, Smart
Price) Ol’roy (köpek maması) 7-Eleven (Bira markası) vs…
7. WAL-MART SATIġ KALEMLERĠ
20.000’ni aĢan mal çeĢitliliği
Manav ve genel ürünler
Fotoğraf Stüdyosu
Eczane & Optik
Lastik & Yağ Expres Servisi
Benzin Ġstasyonu
Fast Food Merkezi
Bahçe Ürünleri
Evcil Havyan Merkezi
Ayrıca saç&tırnak bakım merkezi, video kiralama, aile boyu eğlence
merkezi, banka hizmet noktası
8. WAL-MART KURUM DEĞERLERĠ
Sürekli GeliĢim
Ortak Tutku, Vizyon & Organizasyon Kültürü
MüĢteri Odaklılık
Hız
Yönetimin sürekli iĢin içinde olması
Temel Operasyonlarda Sürekli GeliĢme
9. Ġġ STRATEJĠSĠ
En Ucuz SatıĢ noktası olmak
En Verimli Süreçlere Sahip Olmak
En Üretken ĠĢ Gücüne Sahip Olmak
En Ġnovatif Perakende ġirketi Olmak
BiliĢim Teknolojilerini En Ġyi ġekilde Kullanmak
En DüĢük Maliyetlere Sahip Olmak
10. Wal-Mart
Tüm vatandaĢlara aynı Ģeyi, zengin insanlar gibi alma Ģansı
Misyon/Vizyon
vermek
1. Ürün çeĢitlerinde en düĢük fiyatlar, private label
Ürün Strateji 2. DüĢük Fiyatlar, Minimum Stok Pozisyonları, MüĢteri Hizmetleri
1. Bireylere saygı duyma
Hizmet Stratejisi 2. Hizmette yüksek standartlar
3. En iyi için daimi çalıĢma
Segmentasyon Orta sınıf, orta altı
Posizyon Alma Ġstikrarlı Pozisyon Alma- “Her zaman düĢük fiyatlar”
1. Gıda Perakendesi
Aktiviteler 2. Gıda DıĢı Perakende
3. On-line Gıda Perakendesi
Gayri Maddi KiĢiselleĢtirilmiĢ MüĢteri Hizmetleri
Değerler
Birlikte McDonalds ile Marka Ortaklığı
Markalama
11. SATIġ VE PAZARLAMA STRATEJĠSĠ
Araba ile rahatlıkla ulaĢılabilir olmak
Her ürünün civardaki en ucuz noktası olmak
Tanıtım Giderleri: Sadece satıĢ gelirlerinin %0,3’ü
Kulaktan Kulağa Mağaza için promosyonlar
Geleneksel GörünüĢ – Dost Canlısı Ġmaj
Rekabetçi olmak (Ör: Mağaza müdürlerine %5’e kadar indirim hakkı)
Herkesten Önce Satın Alma Hakkı ile GeniĢleme
12. SATIġ VE PAZARLAMA STRATEJĠSĠ (Devamı)
Fiyatlarda Yoğun Baskı için Global Satın Alma
Sadık müĢteriler oluĢturmak (Sam’s Club)
Sadakat ve kredi kartları
Gazete ilanları ve afiĢler yoluyla tanıtım
Çevreye duyarlı (Rüzgar enerjisi kullanımı, daha az su tüketimi vs.)
Sosyal sorumluluk projeleri
13. GLOBALLEġME
Adım 1-Ülkeye Karar Verme-iĢin spesifikasyonları,
rekabet ve ekonomik ortam
Adım 2-Stratejiye Karar Vermek
ĠĢ Ortakları(MX,BZ)
Mevcut Oyuncuyu
Elde Etmek
(GM,CN,UK,SK,PR,JP)
GeliĢmemiĢ Bölge
Operasyonları (AG,CH)
Yeni Mağazalar Açmak
14.
15. SWOT ANALĠZĠ (GLOBAL)
GÜÇLÜ YÖNLER ZAYIF YÖNLER
• Efektif Tedarik Zinciri Yönetimi •Zayıf toplum imajı
• OdaklanmıĢPazarlama •Uluslararası pazara geç giriĢ
• Servis inovasyonu ve teknoloji •Farklı ülkelere adaptasyon zorluğu
• Uyum içinde büyüme •Sendika & ĠĢ Kanunları
• En düĢük paketleme maliyeti •Medyaya yön verememe durumları
• Güçlü penetrasyon stratejisi •YüksekTutarlı Davalar
• Altyapı (Finansal Güç) •Avrupa Birliğinde düĢük penetrasyon
FIRSATLAR TEHDĠTLER
•Pek çok ülke olması •Terör
•Organize olmamıĢ perakende olması •Rakipler
•GloballeĢme (azalan ticari engeller) •Negatif propaganda
•Soğuk Depolama Pazarı •«Anti-Damping»’e karĢı uluslararası
•Artan tüketici satın alma gücü kanunlar
•E-Ticaret •Anti Rekabet uygulamalarına karĢı
•ĠĢsizlik kampanyalar