الإنسان في هذه الأرض هو محور الحياة، وبه يتم بناء الحضارات والمجتمعات. ويمر الإنسان بمراحل مختلفة في حياته منذ الولادة وحتى مغادرة هذه الأرض، فتبدأ بالطفولة ثم المراهقة فالكهولة، وأخيرًا الشيخوخة. وبما أن مرحلة الطفولة تعتبر حجر الأساس في بناء شخصية هذا الإنسان، ولما لها من أهمية كبيرة في نجاحه أو فشله، لذا؛ لابد من تسليط الضوء على هذه المرحلة المهمة في حياته والسعي لإنشاء شخصية سوية تسعى لتكون فاعلةً وناجحةً في مجتمعها.
الإنسان في هذه الأرض هو محور الحياة، وبه يتم بناء الحضارات والمجتمعات. ويمر الإنسان بمراحل مختلفة في حياته منذ الولادة وحتى مغادرة هذه الأرض، فتبدأ بالطفولة ثم المراهقة فالكهولة، وأخيرًا الشيخوخة. وبما أن مرحلة الطفولة تعتبر حجر الأساس في بناء شخصية هذا الإنسان، ولما لها من أهمية كبيرة في نجاحه أو فشله، لذا؛ لابد من تسليط الضوء على هذه المرحلة المهمة في حياته والسعي لإنشاء شخصية سوية تسعى لتكون فاعلةً وناجحةً في مجتمعها.
How to Make Awesome SlideShares: Tips & TricksSlideShare
Turbocharge your online presence with SlideShare. We provide the best tips and tricks for succeeding on SlideShare. Get ideas for what to upload, tips for designing your deck and more.
2. I. DOĞRU-YANLIŞ TESTLERİ
Bir kısım testlerde cevaplayıcıdan, maddeleri belli
bir ölçüte göre sınıflaması istenir. Bu tip testlerin en
bilineni, maddelerin cevaplayıcıya “doğru-yanlış”olarak;
iki bölümde sınıflatıldığı D-Y test türüdür.
Doğru-Yanlış test türünde; bilgiler, fikirler, yargılar
önermeler halinde verilir. Bu önermelerin bazıları yanlış,
bazıları doğrudur. Öğrenci bunları kendi bilgisi ile
karşılaştırır. Testin başında belirtilen yönerge uyarınca
cevabı işaretler.
2
01/03/14
3. Bir doğru-yanlış testinde cevaplama (işaretleme)
işleminin nasıl yapılacağı, aşağıdaki örneklerde belirtildiği
gibi, testin başında verilen yönergede açıkça belirtilmelidir.
Yönerge Örnekleri:
Yönerge 1: Aşağıdaki cümlelerden doğru olanların başına D,
yanlış olanların başına Y harfi koyunuz.
D 1- Türkiye’nin başkenti Ankara’dır.
Y 2- Ülkemizin yüzölçümü en büyük ili İstanbul’dur.
Yönerge 2: Aşağıda her biri doğru ya da yanlış olan cümleler ve,
her cümlenin önünde D ve Y harfleri bulunmaktadır.
Okuduğunuz cümle doğruysa, D; yanlışsa, Y harfini yuvarlak
içine alınız.
D Y 1- Türkiye’nin başkenti Ankara’dır.
D Y 2- Ülkemizin yüzölçümü en büyük ili İstanbul’dur.
3
01/03/14
4. Cevaplama işlemi testten ayrı bir kağıda da, yapılabilir.
Bu durumda şu yönerge kullanılabilir:
Yönerge 3: Aşağıdaki maddeler doğru ya da yanlış olabilen
cümlelerden
oluşmaktadır.
Eğer
cümleyi
doğru
buluyorsanız; cevap kağıdındaki A seçeneğini, yanlış
buluyorsanız, B seçeneğini işaretleyiniz.
1- A B
2- A B
3- A B
ya da
1- A B
2- A B
3- A B
Bu ve benzeri yönergeler ile doğru-yanlış testlerinin
nasıl işaretleneceği
öğrenciye belirtilir. Buradan da
anlaşılacağı üzere, tipik bir doğru-yanlış maddesi adeta, iki
seçenekli bir seçmeli madde gibidir.
4
01/03/14
5. II. D-Y TESTLERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
1)
Cevaplayıcı bir maddeye ya “doğru” ya da, “yanlış”
demek zorundadır. Bazı durumlarda, cevaplayıcı
maddeyi okuyup, cevapsız bırakabilir. Uygulamada bu
tür durumlarla da, karşılaşılabilir.
2)
Cevaplayıcının bir harf yazarak ya da, yalnızca bir
işaret koyarak, cevaplarını verebilmesi, bu yapıdaki
maddelerin puanlanmasını hem kolaylaştırır hem de,
tamamen objektifleştirir. Bağımsız cevap kağıdı
kullanıldığında,
cevaplar
optik
okuyucu
ile
puanlanabilir.
5
01/03/14
6. 3)
Doğru-yanlış maddeleri ile tanıma ve hatırlamaya
dayanan bilgilerin yanında; açıklama, karşılaştırma,
yorumlama, genelleme, uygulama gibi zihinsel güçleri
gerektiren bilgiler de ölçülebilir. Ancak, bu zihinsel
güçleri ölçen maddelerin yazılması, özel bilgi ve
yaratıcılık gerektirir.
4)
Cevaplayıcıya verilecek test yönergesi kısa ve basittir.
Bu nedenle, doğru-yanlış testleri, ilköğretimin alt
basamaklarında da, kolaylıkla kullanılabilir.
5)
Doğru-yanlış maddesinde yalnızca iki seçenek
olduğundan, bilgisiz bir cevaplayıcının sadece şans yolu
ile doğru cevabı tahmin etme olasılığı 0,50’ dir. Madde ne
kadar iyi yazılırsa yazılsın; bu testlerin puanlarına, şansla
doğru cevabın bulunmasından kaynaklanan bir hata
karışır. Puanlama işleminde mutlaka, “Düzeltme
Formülü” kullanılmalıdır.
6
01/03/14
7. 6)
Cevaplama çok kısa zaman aldığı için, sınav süresinin
hemen hemen hepsi; maddeleri okumaya, maddelerin
doğru olup olmadıklarını düşünmeye kullanılır. Bu
nedenle bir sınav süresi içinde çok sayıda soru
bulundurulması sağlanır. Diğer testlere göre, çok geniş
bilgi alanı yoklanabilir. Bu testlerin örnekleyici özelliği
yüksek olduğundan testin geçerliliği ve güvenilirliği de
yüksektir.
7)
Doğru-yanlış testlerde, kolay ve basit bilgileri ölçen
maddelere de, önemli ve zor bilgileri ölçen maddeler
kadar puan verilmesi eğilimi vardır.
7
01/03/14
8. 8)
Değişik formlar yapılmadığı takdirde, öğrenciler arasında
yardımlaşmaya çok kolay imkan verebilir.
9)
Doğru-yanlış testlerinin teşhis değeri yoktur. Yani, aslında
doğru olan bir doğru-yanlış maddesini, yanlış diye
işaretleyen bir cevaplayıcının aklındaki yanlış anlamayı
belirlemenin imkanı yoktur. Ayrıca öğrenci aslında yanlış
olan bir ifadeyi yanlış olarak işaretlediğinde, yine elimizde,
onun ifadenin doğru biçimini bildiğinin kanıtı da yoktur.
Örnek 1: D Y 1- Ülkemizin yüzölçümü en büyük ili Sivas’tır
Öğrenci bu maddedeki yanlışı bulurken; doğru cevap
olarak Ankara’yı düşünmüş olabilir ve maddeye bu nedenle,
Y demiş olabilir. Bu nedenle, bir öğrenci bu madde ile
ölçülmek istenen bilgiye (Konya) sahip olmadığı halde puan
alabilir.
8
01/03/14
9. Örnek 2: D Y 1- Atatürk Selanik’te doğdu.
Bu madde aslında doğrudur. Bu maddeyi; Y olarak,
işaretleyen öğrencinin bu ifadedeki
yanlışlığı, nerede
gördüğünü anlamak mümkün değildir.
10)
Doğru ya da yanlış olarak verilen bir ifade, mutlaka
doğru ya da yanlış olmak zorundadır. Oysa ki, bazı konularla
ilgili davranışların ölçülmesinde, kesinlikle doğru ya da
yanlış yargılar geliştirmek, oldukça zordur. Bu zorluk, bu
testi kullananları, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, sadece
olgusal bilgileri (yer, kişi, tarih... vb.) ölçmeye yöneltir.
9
01/03/14
10. 11)
Doğru- yanlış testindeki maddelerin yarısı doğru, yarısı
yanlış olmak zorundadır. Zira maddelerin tümü doğru olursa
veya, doğru ya da yanlışlardan birisinin sayısı fazla olursa;
böyle bir test, ölçme amacına hizmet etmez. Bu nedenle,
bazı maddelerin yanlış olması, ölçme bakımından zorunlu
fakat, eğitimsel açıdan sakıncalıdır. Eğitimde yanlış
cümleler vermek ve onları vurgulamamak, sınavdan sonra
düzeltme yapmamak, yanlış bilginin öğrencide kalıcı olması
tehlikesini doğurur. Öğrenme açısından bu sağlıklı bir yol
değildir.
10
01/03/14
11. III. D-Y Maddelerinin Yazılışında
Hangi İlkelere Uyulmalıdır?
Doğru-Yanlış maddelerinin yapısal özelliklerine
yukarıda değindik. Doğru-Yanlış maddelerinin yapısal zorlukları ve sakıncalarının yanında; bir de genellikle, bu
maddelerin yazılmasında bazı yanlışlıklar ve bunların meydana
getirdiği sakıncalar vardır. D-Y maddelerini yazarken ya da
yazılmış maddeyi gözden geçirirken, aşağıdaki ilkelere
uyularak, bu tür sakıncalar giderilebilir.
11
01/03/14
12. 1)
Her maddede sadece tek bir ana fikir bulunmalıdır.
Özellikle birden fazla ana fikir taşıyan bir maddede, bu
fikirlerden biri doğru, diğeri yanlış ise, cevaplayıcı bu
fikirlerden hangisinin sorulduğunu anlayamayabilir.
Ayrıca böyle bir durumda, cevaplayıcı sadece yanlış
fikrin yanlışlığını bilerek, diğer fikir hakkında hiçbir bilgisi
olmasa da, maddeyi doğru cevaplayabilir.
12
01/03/14
13. Örnek1: Atatürk 1881 yılında Samsun’da doğdu.
Bu örnekte iki ana fikir vardır. Atatürk ile ilgili olgu
sorulmaktadır: (1) Doğum tarihi ve (2) doğum yeri. Cümlenin ilk
bölümündeki bilgi doğru, ikinci bölümündeki bilgi ise yanlıştır. Bu
haliyle madde, cevaplayıcıyı yanıltıcı ve aldatıcıdır. Bunun gibi iki
ana fikri kapsayan tüm cümleler için yapılması gereken; cümleyi, o
maddede sorulan fikirlerin her birinin ayrı ayrı sorulduğu iki ayrı
madde haline getirmektir:
Örnek 1 :
1a- Atatürk 1881 yılında doğdu. (D Y)
1b- Atatürk Samsun’da doğdu. (D Y)
Örnek 2 : Foklar Kutup Denizlerinde yaşar ve diğer balıklar gibi
yumurtlayarak ürerler.
2a- Foklar Kutup Denizlerinde yaşar. (........)
2b- Foklar yumurtlayarak ürerler.
(.........)
13
01/03/14
14. 2)
Bir doğru-yanlış maddesi; ya kesinlikle doğru ya da,
kesinlikle yanlış olmalıdır. Maddenin doğruluğu ya da
yanlışlığı başka bir açıklamaya gerek kalmadan, sadece o
maddede verilen bilgilerden çıkarılabilmelidir. O halde, bir
D-Y maddesi, ifadenin doğruluğunu ya da yanlışlığını ortaya
koyacak azami bilgiyi kapsamalıdır. Doğru ifadeler her
koşulda doğru olmalıdır. Bu durum, belirli ve kesin sözcükler
kullanılmasını; bir çok, birkaç, çoğu zaman... vb gibi belirsiz
ifadelerden kaçınılmasını gerekli kılar. Çünkü, bunlar her
cevaplayıcı tarafından aynı anlamda yorumlanamazlar.
Örnekler: 1- Türk Kurtuluş Savaşı, Yunanlılara karşı verilmiştir. (..)
2- İkinci Dünya Savaşı, Avrupa ve Afrika’da geçmiştir.
(..)
3- Bugüne değin, Türkiye Cumhuriyeti’nin birkaç
cumhurbaşkanı olmuştur. (....)
4- Pi sayısının değeri yaklaşık olarak, üç kabul edilir. (....)
14
01/03/14
15. Yukarıdaki maddeleri; kesinlikle doğru ya da kesinlikle
yanlış diye sınıflandırmak mümkün değildir. Bu maddelerin
yazarı, maddeleri doğru olarak anahtarlamış olsun:
Birinci maddede, Kurtuluş Savaşı’nda Türk ulusunun
karşısında yer alan ulusların tümü maddede sayılmadığından,
madde cevaplayıcıyı kararsızlığa götürür:
Düzeltilmiş Örnek 1: Kurtuluş Savaşı’nda Türk’ün karşısındaki
düşman uluslardan biri de, Yunanlılar idi. (D)
İkinci maddede ise, İkinci Dünya Savaşı’nın olduğu tüm
kıtalar sayılmadığı için madde eksiktir. İkinci Dünya Savaşını
iyi bilen cevaplayıcı, bu maddeye (Y) diyebilir. Anahtarı, (D)
den (Y) ye dönüştürmek de, bu maddeyi düzeltmez:
Düzeltilmiş Örnek 2: Avrupa ve Afrika İkinci Dünya Savaşı’nın
15
geçtiği kıtalar arasın-dadır. (D)
01/03/14
16. Üçüncü maddede ise, “birkaç” ile kastedilen sayı kimi için
dört, kimi için yirmi olabilir. Bu nedenle madde yoruma açıktır.
Aynı gerekçelerle, bu madde de eksik yazılmıştır.
Düzeltilmiş Örnek 3: 2001 yılına kadar, Türkiye’nin on
cumhurbaşkanı olmuştur.
Dördüncü maddede, pi sayısının değerinin
basamakta yaklaşıklıkla sorulduğu belli değildir.
hangi
Düzeltilmiş Örnek 4: Pi sayısının değeri dört ondalık basamağa
kadar kesinlikle, 3,1416’dır. (D)
16
01/03/14
17. Bir maddenin yanlışlığı; önemsiz bir ayrıntıda ya da aldatıcı bir
noktada olmamalıdır. Bir yapı temelden yanlış olmalıdır.
Madde, ifade ediliş biçimiyle cevaplayıcıyı algılama
yanılmasına götürmemelidir.
Örnek 1:
1a- Fransız İhtilali 1798 tarihinde olmuştur. (Y)
1b- Osmanlı Devleti 1289 yılında kurulmuştur. (Y)
1c- Türkler İstanbul’u 1543 yılında fethetmiştir. (Y)
3)
Bu bilgiler ölçülecekse, bunlar doğru önerme haline
getirilerek ölçülebilir. Çünkü, bu ifade biçimiyle maddeler tarih
bilgisinden ziyade; algılama gücünü ve dikkati ölçmektedir.
Düzeltilmiş Örnek 1:
1a- Fransız İhtilali 1789 tarihinde olmuştur. (D)
1b- Osmanlı Devleti 1298 yılında kurulmuştur. (D)
1c- Türkler İstanbul’u 1453 yılında fethetmiştir.17
(D)
01/03/14
18. 4)
Bu testlerde olumsuz ifade, özellikle de çift olumsuz ifade
kesinlikle kullanılmamalıdır. Yanlış bir yargı elde etmek için,
cümleyi olumsuz yargı haline getirme yoluna gidilmemelidir.
“-me/-ma” gibi olumsuzluk ekleri gözden kaçabilir. Bu tür
maddelerin zorla yanlış hale dönüştürüldüğü kolayca
anlaşılır.
Yanlış madde yazmada; sınıf tartışmalarında, yazılı
sınavlarda, ödevlerde...vb. etkinliklerde öğrencilerin yaptığı
önemli yanlışlardan yaralanılabilir.
Örnek1:
1a- İshal olmuş bir hastaya fazla su verilmemelidir. (Y)
2b- Sıcak havada fazla tuzlu yenmelidir. (Y)
3c- Sıtma insandan insana sivrisinekle geçmez. (Y)
4d- Vücut ısısı çok yükselen insanlar ılık duş almamalıdır.
(Y)
18
01/03/14
19. Bu maddeler, yanlış cevaplı yapılmak isteniyorsa; şu şekilde
yazılırsa; hem algılama hataları azalır hem de , yanlış oldukları
açıkça belli olmaz.
Düzeltilmiş Örnek:
1a- İshal olmuş bir hastaya az su
verilmelidir. (Y)
2a- Sıcak havada az tuzlu yenmelidir. (Y)
3a- Sıtma insandan insana karasinekle geçer. (Y)
4a- Vücut ısısı çok yükselen insanların üzeri kalın
bir şeyle örtülmelidir. (Y)
Çift olumsuz ifadelerin kullanılması, cümlenin anlaşılmasını
güçleştirir. Zira iki kez olumsuz (olumsuzun olumsuzu) yapılan bir
ifade, yine olumlu hale getirilmiş olur.
Çift olumsuz
madde kullanılma nedeni ne olabilir? Madde yazarı böyle yapmakla,
maddenin daha güçleşeceğini düşünmüş olabilir. Halbuki, maddeyi
bu şekile getirmekle, yine aynı davranış düzeyi ölçülmektedir.
Sadece, maddenin ifadesi karmaşıklaşmış ve okuyucu tarafından
anlaşılması zorlaşmıştır.
19
01/03/14
20. Örnek I:
1a- Türkler Anadolu’ya Orta Asya’dan göç etmiş değildir.
(D)
2a- Atatürk, siyasal bağısızlığın ekonomik bağımsızlığa
bağlı olduğunu görmemiş değildir. (D)
Bu maddelerin sayılan sakıncalardan kurtarmak için, cümleleri u
şekilde olumlu hale getirmek gerekir:
Düzeltilmiş Örnek I:
1a- Türkler Anadolu’ya Orta Asya’dan göç etmiştir. (D)
2a- Atatürk, siyasal bağımsızlığın ekonomik bağımsızlığa bağlı
olduğunu görmüştür. (D)
20
01/03/14
21. 5)
Bir doğru yanlış maddesinde; o maddenin doğruluğunu
ya da yanlışlığını belirten ipuçları bulunmamalıdır. Bu
ipuçlarını doğruyu ve yanlışı açıklayan ipuçları olarak, iki
bölümde inceleyebiliriz.
21
01/03/14
22. a) Doğruyu Açıklayan İpuçları
A)
Belirgin bir şekilde uzun olan ifadelerin doğru olarak
kabul edilme olasılığı yüksektir. Özellikle madde yazma
konusunda yeterli bilgiye sahip olmayanlar, doğru ifadeyi
uzun yazma eğilimindedirler. Bir maddenin ifadesi; kısa,
açık ve yalın olmalıdır. D-Y maddelerin uzunlukları
benzer olmalıdır.
Örnek: 1- “Milattan önce 2000 yıllarında Nil Vadisine
yerleşen halk bir çok tanrıya taptı, onların en önemli
tanrıları; iyilik tanrısı Osiris ile kötülük tanrısı Seth idi.
(D)
Bu madde kısa, açık, yalın olarak şöyle yazılabilir:
Düzeltilmiş Örnek: 1a- Eski Mısırlılar politeist idi. (D)
22
01/03/14
23. B)
Gereklilik veya olasılığı belirten sözcüklerin bulunduğu
ifadeler doğrudur.
Örnek: Testlerde sorular güçlük derecelerine göre sıralanmalıdır.
(D)
C)
Bir çok, çoğunlukla, birkaç, genellikle, bazı... vb. gibi
niteleyicilerin bulunduğu ifadeler ise, büyük bir olasılıkla
doğrudur. Zira, bunlarla başlayan bir ifadenin yüzde yüz
yanlış olduğunu savunmak zordur.
Örnek: 1- Bazı çift sayılar 3 ile kalansız bölünür. (D)
2- Bir çok bitki solunumunu yapraklarıyla yapar. (D)
23
01/03/14
24. b) Yanlışı Açıklayan İpuçları
A)
“Daima, bütün, asla, hiçbir, yalnızca, her zaman, her yerde,
kesin olarak... vb.” gibi sözcüklerin bulunduğu cümleler
yanlışa ipucu verir. Bu sözcüklerle başlayan cümlelerin de
yüzde yüz doğru olduğunu savunmak kolay değildir.
Örnek:
1- Ölçme ile Değerlendirme arasında hiç fark yoktur. (Y)
2- Orta Anadolu’ya hiçbir zaman yağmur yağmaz. (Y)
3- Bölme işleminde; bölüm, bölünenden daima büyüktür.
(Y)
4- Uçak kazaları asla yerde olmaz. (Y)
24
01/03/14
25. Eğer bir madde yazarı; yukarıda belirtilen niteleyicilerle
sürekli olarak, doğru ya da yanlış yapma yoluna gitmişse; o
zaman cevabın bulunması çok kolaylaşmış olur. Bu nedenle,
bu tür ipuçları ya hiç kullanılmamalı ya da kullanılacaksa
tersine (genel ifadelerle başlayan yanlış cümleler kurarak ya da
kesin yargılar belirten; daima, hiç, asla...vb. gibi sözcüklerin
kullanıldığı doğru yargılar kurarak) kullanılmalı ki, bunlar
doğru cevabın bulunmasına ipucu olmasın.
Örnek:
1- Çoğunlukla, Türk Eğitim Sistemi’nde D-Y testler
kullanılır. (Y)
Çoğunlukla sözcüğü, doğruya ipucu idi. Oysa, buradaki
kullanımda bu durumdan kurtarılmıştır.
Örnek:
2- Su deniz seviyesinde 100 °C’ de kaynar. (D)
25
01/03/14
26. 6)
Bir otoriteye, kurama, varsayıma, kanıya göre, doğru ya da
yanlış olan bilgileri içeren ifadeler de, bunlardan bağımsız
olarak verilirse; cevaplayıcı kararsızlığa düşer. Bu tür
maddelerde kanı ifadeleri bir kaynağa dayalı olarak verilmelidir.
Örnek 1: Kültür ile uygarlık arasında fark yoktur.
Bu maddede cevaplayıcı kime göre, hangi kaynağa göre diye
düşünecektir. Ya kendi kanısına ya da, öğretmenini tatmin
edebilecek bir kanıya göre cevaplayacaktır. Oysa, bu madde
otoriteye, kaynağa dayandırılarak verilir ise; bu sakınca
giderilmiş olur:
Düzeltilmiş Örnek 1:
1a-Atatürk’e göre; kültür ile uygarlık arasında fark yoktur. (D)
1b- Ziya Gökalp’e göre; kültür ile uygarlık arasında fark yoktur. (Y)
26
01/03/14
27. 7)
Bir çok bilgi ve önerme ancak, bazı koşullarda kesinlik
kazanır. Bu nedenle, madde yazarı gerekli koşulları vererek,
ifadeye kesinlik kazandırabilir. Ancak, bunu yaparken
gereksiz ipuçları vermemelidir.
Örnek: Bir dairenin içine bir kare ve bir eşkenar dörtgen çizilse;
karenin kenarı dörtgeninkinden büyük olur. (Y)
8)
Öğrenciyi ezbere yönelteceği için, doğru yanlış maddeler
ders kitaplarından olduğu gibi alınmamalıdır.
9)
Bir maddenin doğruluğuna ya da yanlışlığına apaçık ipucu
olabilecek bilgiler, o maddenin içinde yer almamalıdır. Bu
nedenle, madde öyle yazılmalıdır ki, o madde ile ölçülen
bilgiye sahip olan cevaplayıcılar tarafından doğru
cevaplanabilir olmalı ve, cevaplayıcı o maddenin doğru ya da
yanlış olduğunu başka yollardan belirleyememelidir.
27
01/03/14
28. Örnek: Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi, 515-517 yılları
arasında, iki yıl sürmüştür. (Y)
Bu maddenin yanlışı madde yazarına göre, 515-517
tarihlerindedir. Bu madde, algılanması zor bir ayrıntıyla
yanlışa çevrildiği için hatalıdır. Ayrıca, bu maddedeki
rakamları doğru algılayan bir öğrenci, Osmanlıların dönemini
tarihsel olarak kabaca bilse bile, bu maddeye yanlış işareti
koyabilir. Bu nedenle, bu madde Mısır Seferi’ni ölçemez.
Mısır Seferi gerçekten iki yıl sürdü ise; maddedeki “iki yıl
sürmüştür” ifadesi de gereksizdir.
10)
Bir testte, doğru yanlış maddelerin sayısı birbirine eşit
olmalıdır. 50 maddelik bir testte; 25 doğru, 25 yanlış yargı
bulunmalıdır. Böylece, rast gele D ya da Y işaretleyen
herhangi bir cevaplayıcının puan arttırma şansı engellenmiş
olur.
28
01/03/14
29. 11)
Bir madde de, birden fazla yanlış fikir bulunmamalıdır. Bir madde de, birden çok yanlış fikir varsa; o madde
şüphesiz yanlıştır. Ancak, fikirlerin bir tanesinin
yanlışlığını bilen bir cevaplayıcı, diğer fikirlerin
yanlışlığını bilmese de, o maddeyi Y olarak işaretler. Bu
nedenle, madde gereğinden fazla kolaylaşır. Bu durumda o
maddeyi; ayrı ayrı iki madde olarak yazmak gerekir.
Örnek: Türkiye Büyük Millet Meclisi, 29 Ekim 1921 tarihinde
İstanbul’da kurulmuştur. (Y)
Bu madde de, TBMM’nin İstanbul’da kurulmadığını
bilen cevaplayıcı, TBMM’nin kuruluş tarihini bilmese de,
maddeyi (Y) olarak işaretler ve puan alır.
29
01/03/14
30. 12)
Doğru-yanlış maddeler, testte belli bir sisteme göre
yerleştirilmemelidir.
Örnek: “DD YY DD YY” ya da “DY DY DY”...vb.
Bu durumu sezen cevaplayıcı, genellikle ipucu almış olur.
Maddeler testte, rast gele sıralanmalıdır.
13)
Doğru-yanlış testindeki ifadeler, birbirlerinin cevaplarını
açıklamamalıdır:
Örnek:
1- İstanbul 1543 yılında Osmanlılar tarafından alınmıştır.
(Y)
2- 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilen
İstanbul, Türklere Bizanslılardan geçmiştir. (D)
30
01/03/14
32. Önceki bölümlerde belirtildiği gibi, D-Y testlerinde madde
yapısından kaynaklanan bazı sakıncalar vardır. Bunların en
önemlisi, bu maddelerde yalnızca, cevabı atarak doğru cevap
tutturma şansı (0,50/%50) dir. Cevaplayıcının sadece tahminle
cevaplandıracağı maddelerdeki başarısı, onun şans başarısıdır.
Bu durum test puanlarının geçerliliğini düşürür.
Bu soruna makul çözüm yollarından birisi, test puanını
şans başarısından arıtmaya yöneliktir. Bu amaçla, düzeltme
formülü kullanılmalıdır. Bir cevaplayıcının düzeltilmiş puanı
şöyle bulunur; onun doğru cevaplandırdığı maddelerin
sayısından, yanlış cevaplandırdığı maddelerin sayısını çıkarmak
gerekir. Çıkan sonuç şans başarısından arıtılmış ve düzeltilmiş
puandır (Dp). “Dp=D-Y”. Bu testte, düzeltilmiş puanların sıfır
(0) olması gerekir.
Örnek: 50 maddelik bir testte; 35 doğrusu, 15 yanlışı olan
bir öğrencinin düzeltilmiş puanı nedir?
“Dp= 35-15=20”dir.
32
01/03/14