SlideShare a Scribd company logo
SOSYAL BİLİŞSEL KURAM
ALBERT BANDURA
(1925-…)
• Sosyal hayatta öğrenilenlerin çoğu klasik koşullanma
teorileri ile açıklanamaz. Örneğin, cinsiyet rolleri anne-
baba-kardeşten öğrenilir. Bebekler konuşmayı çevresinde
bulunan kişileri gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenirler.
Yemek yeme, parmak kaldırarak söz isteme gibi birçok
karmaşık davranış uzun pekiştirmeler olmadan sadece
gözlemleyerek öğrenilir.
• Bu tür öğrenmeleri açıklayan en önemli kuramlardan biri
GözlemYoluyla Öğrenme kuramıdır.
GözlemYoluyla Öğrenme ile ilgili İlk Açıklamalar
• Plato ve Aristo: Eğitim, öğrencilerin gözlemesini ve
model almasını sağlamak için en iyi modelleri seçerek
öğrencilere sunmaktır.
• Thorndike: Gözlem yoluyla öğrenmeyi deneysel olarak
açıklamaya çalışmış ancak kanıt elde edememiştir. 1898
yılında yaptığı deneyde (1)
Miller ve Dollard: Sosyal Bilişsel Kuramın öncüleridir. Thorndike ve
Watson’ın deneylerindeki işlemlerde yanlışlık yaptıkları için yanlış
sonuçlara ulaştıklarını belirtmişlerdir. Organizmanın, diğer
organizmaların etkinliklerini gözleyerek öğrenebileceği gerçeğini
yadsımamışlardır. Örneğin (2)
Watson: Maymunlar üzerinde deneyler yaparak
çalışmış ancak kanıt elde edememiştir.
• Miller ve Dollard’ a göre;
Tıpkı diğer davranışlar gibi taklit edilen davranışlar pekiştirildiklerinde güçlenmekte ve
taklit etme alışkanlık haline gelmektedir. Pekiştirilmek için başkalarının davranışlarını
taklit etme eğilimine genellenmiş taklit denir.
Miller ve Dollard’a göre, Thorndike ve Watson deneylerinden kanıt elde etmek için ne
yapmalılardı?
• Miller ve DollardThorndike veWatson’ın yaptıkları deneyler için:
«Thorndike ve Watson, deneyimsiz hayvanı deneyimli hayvanla aynı bulmaca
kutusuna koysalardı, bu durum deneyimsiz hayvana gözlem yapma, tepkide bulunma,
pekiştirilme fırsatı sağlayabilirdi. Sonuçta da, taklit yoluyla öğrenme meydana
gelebilirdi» demektedirler.
• Skinner’a göre gözlem yoluyla öğrenmede;
• Önce modelin davranışı gözlenir.
• Gözleyen kişi kendi davranışını modelin davranışına uygun hale
getirir.
• Modelin davranışına benzer olan bu davranış pekiştirilir.
ALBERT BANDURA
1925’de Kanada’da doğmuştur. Üniversite öğrenciliği yıllarını
British Columbia Üniversitesi’nde geçirdikten sonra, tanınmış
Davranış Psikolojisi merkezi olan Iowa Üniversitesinden 1952’de
doktora derecesini almıştır.
• Stanford Üniversitesi’nin Psikoloji Fakültesi’ne devam etmiş ve
1974’teAmerikan Psikoloji Derneği’nin Başkanı olmuştur.
• Albert Bandura, Stanford Üniversitesi’nden öğrencisi olan
Richard Walters ile birlikte Sosyal Öğrenme Kuramının ilk
önemli açıklamalarını “Sosyal Öğrenme ve Kişilik Gelişimi”
(Social Learning and Personality Development, 1963) adlı
kitapta toplamıştır.
• Temel ilgi alanı klinik psikolojidir.
• 1960’lı yılların başında Davranışçılığın bir versiyonunu geliştirmiş, taklit
yoluyla öğrenmeye ilişkin eleştiriler getirmiş ve öğrenme kavramını
genişleterek gözlem yoluyla öğrenmeye dönüştürmüştür. Buna önce Sosyal
Davranışçılık, sonra da Sosyal BilişselTeori adı vermiştir.
• «Sosyal Bilişsel Kuram» adını verdiği kuramında sadece öğrenme ve model
almanın genel ilkelerini değil, psikolojinin konu alanı içine giren birçok
kavram ve süreci de açıklamaya çalışmıştır. Bu çalışmaların çoğunu
«Düşünme ve Etkinliğin SosyalTemelleri» adlı kitabında toplamıştır.
BANDURA’YA GÖRE GÖZLEMYOLUYLA
ÖĞRENME
• Bandura’ya göre gözleyerek öğrenme, sadece bir kişinin diğer
kişilerin etkinliklerini basit olarak taklit etmesi değil, çevredeki
olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgidir.
• Gözlem yoluyla öğrenme ve taklit yoluyla öğrenme birbirinin
yerine kullanılabilecek iki kavram değildir.
• Gözlem yoluyla öğrenme taklidi içerebildiği gibi, içermeyebilir de.
Örneğin, (3)
Bandura, davranışçılığın öğrenmeyi açıklamada bazı
sınırlılıklarının olduğunu belirtmiştir. Bu sınırlılıklar
şunlardır;
• Davranışçılık, doğal ortamlarda meydana gelen şeyleri temsil etmez. Hiç
kimseye istendik davranışlarının sıklığını arttırmak için her gün ödül
verilmez. Kişiler genellikle kendi davranışlarını kendileri yönetmekte ve
kontrol etmektedir.
• Davranışçılık ilk tepkilerin nasıl kazanıldığını açıklamaz. Birey bir çok
davranışı hiç pekiştirilmeden gösterir. Eğer davranışın ortaya çıkması için
pekiştirilme gerekli ise, davranışın ilk olarak nasıl ortaya çıktığının
açıklanması gerekir.
• Davranışçılık sonuçların hemen gözlendiği durumlarla (doğrudan öğrenme)
ilgilenir. Sonuçların gerektiğinde etkinliğe dönüştüğü (dolaylı öğrenme)
öğrenme türü ile ilgilenmez.
• Bandura, öğrenmenin pekiştirmeye gerek duymadan sürekli
olarak meydana geldiğini ancak o bilgiye ihtiyaç duyulduğunda
gözlenebilir davranış olarak ortaya çıktığını savunur. Diğer bir
deyişle, öğrenme ve performansı birbirinden ayırır.
• Bunu 1965’te yaptığı bir deneyle açıklar.
• http://www.izlesene.com/video/gozlemleyerek-ogrenme-bobo-bebek-deneyi-ve-sosyal-bilissel-kuram/7602237
• (1.28-07.08)
• Deney sonuçları göstermektedir ki; bireyin yaşamı başkasının
geçirdiği yaşantıdan etkilenmektedir.
ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI
YAŞANTILAR
• Sosyal öğrenme kuramında öğrenme, esas
olarak başkalarının gözlenmesine dayandığı
için dolaylı yaşantılara dayanmaktadır.
• Birey başkalarının yaşantılarından öğrenir.
Bu nedenle, öğrenmedeki süreçler
dolaylıdır.
Bandura’ya göre öğrenmeyi etkileyen ve
modelden edinilen dolaylı yaşantılar şunlardır:
4) Dolaylı Duygu
3) Dolaylı Güdülenme
5) Model Özellikleri
2) Dolaylı Ceza
1) Dolaylı Pekiştirme
1) Dolaylı Pekiştirme: Bir bireyin pekiştirilmesini gözlemleyen bir
kişinin, o bireyin davranışını yapma ihtimali artar. Kendi
pekiştireç almamıştır fakat gözlemlediği kişi pekiştireç aldığı
için gözlemlediği bireyin davranışını gerçekleştirir. Örneğin,
Premio Bastio D'Oro 2014 - 71. Venedik Film Festivali'nde Sivas
adlı filmin çocuk başrol oyuncusu Doğan İzci’nin En İyi Erkek
Oyuncu Ödülü'ne layık görülmesinin diğer çocuk oyuncuları
daha fazla çalışmaya itmesi.
2) Dolaylı Ceza: Modelin olumsuz davranışlarının cezalandırılması,
gözleyenlerin benzer davranışlarda bulunmalarını engellemektedir. Bu durum
toplumdaki bireylerin kurallara uymalarında ve istenmeyen davranışların
engellenmesinde önemli rol oynar. Örneğin, (4)
3) Dolaylı Güdülenme: Bireyin davranışını gözleyen bir kişinin, bireyin
davranışlarının pekiştirilme ihtimaline bağlı olarak bu davranışları yapma
konusunda istekli olmasıdır. Örnek: Aynı evde kalan iki arkadaştan birisinin
KPSS sınavına çok çalışması sonucunda diğer kişinin de arkadaşını izleyip
sınavdan başarılı olup atanmak için çalışmaya istekli olmasıdır.
4) Dolaylı Duygu: Birçok duygu gözlem yoluyla kazanılır. Birçok
insan doğrudan zarar görmedikleri halde fareden, yılandan,
örümcekten, sınavlardan korkmaktadırlar. Çünkü modeller sesleri,
mimikleri, bağırmaları, sözleri ve ağlamaları ile gözleyen kişiye
mesajlar verirler ve modeli gözleyen kişi dolaylı yaşantı kazanarak
aynı korkulara sahip olur.
5) Model Özellikleri: Sadece modelin davranışlarının sonuçları değil, aynı
zamanda modelin özellikleri de model almayı etkilemektedir. Modelin
özellikleri gözlemcinin özelliklerine ne kadar benzerse, gözlemci, modelin
davranışını o kadar örnek alır ancak model ne kadar yüksek statüye sahipse,
gözlemcinin taklit etme eğilimi o kadar artar. Bu zıtlığın sebebi ne olabilir?
Bu zıtlığın cevabı henüz bilinmemekle beraber gözlemcide, model alınan
kişinin başarısının, kendi başarısına katkı sağlayacağı beklentisi oluştuğu
sanılmaktadır. Örneğin, (5)
SOSYAL BİLİŞSEL KURAMIN DAYANDIĞI
İLKELER
6) ÖzYargılama Kapasitesi
4) Dolaylı Öğrenme Kapasitesi
3) Öngörü Kapasitesi
5) Öz Düzenleme Kapasitesi
2) Sembolleştirme Kapasitesi
1) Karşılıklı Belirleyicilik
1)Karşılıklı Belirleyicilik: Birey
Davranışı Çevre
Bu üç unsur karşılıklı birbirini etkilemekte ve bireyin sonraki
davranışlarını belirlemektedir. Çevre davranışı, davranış ise çevreyi
değiştirebilir. Çevre bireysel özellikleri değiştirebileceği gibi,
bireysel özellikler de çevreyi değiştirebilir. Örneğin, (6)
• Bandura potansiyel çevrede pekiştirme ve cezaların da var
olduğunu, onların gerçekleşmelerini bizim davranışlarımızın
belirlediğini savunur. Daha da ileri giderek davranışın çevreyi
yarattığını belirtir. Örneğin, sürekli problem yaratan birey
olumsuz sosyal çevre yaratmaktadır.
• Sonuç olarak, Bandura’ya göre, insanlar çevreyi belli yollarla
etkilemekte, değiştirmekte, çevre de insanların daha sonraki
davranışlarını etkilemektedir.
• Ancak çevre, birey ve davranış her zaman bütün olaylarda her biri
aynı etkiye sahip değildir. Örneğin, çok gürültülü bir çevre,
davranışı her şeyden daha çok etkileyebilir. Birey çalışmaya çok
istekli olsa bile gürültü çalışmasını engelleyebilir. Bir başka
durumda bireyin inançları, davranışını her şeyden çok
etkileyebilir. (7)
2) Sembolleştirme Kapasitesi: İnsanoğlu
düşünme ve dili kullanma gücüne sahip
olduğu için geçmişi kafasında taşıyabilmekte
ve geleceği test edebilmektedir. Henüz
meydana gelmemiş olaylar da zihinde temsil
edilir. Gelecekteki muhtemel davranışlar,
zihinde sembolik olarak yapılır, beklenir ve
merak edilir. Geçmiş ve geleceğin sembolü
olan düşünceler sonraki davranışları etkileyen
ya da onlara neden olan materyallerdir.
3) Öngörü Kapasitesi: Sosyal öğrenme kuramı, sembolik kapasiteyi
kullanmanın yanı sıra, gelecekle ilgili tahminde bulunma, gelecek için plan
yapabilme, hedefleri belirleyebilme kapasitesini de gerektirir.
4) Dolaylı Öğrenme Kapasitesi: İnsanlar,
özellikle çocuklar, genellikle başkalarının
davranışlarını ve davranışlarının sonuçlarını
gözlemleyerek öğrenirler. Kendileri de bazı
şeyleri yaparak ve kendi davranışlarının
sonuçlarını görerek çok şey öğrenebilirler.
İnsanlar sadece kendi yaptıkları sonucu bir
şeyler öğrenselerdi, yaşam çok sınırlı kalırdı.
İnsanların başkalarının deneyimlerini
gözleyerek çok şey öğrenmektedirler.
5) Öz Düzenleme Kapasitesi: İnsanların kendi davranışlarını kontrol edebilme
yeteneklerine sahip olmalarıdır. İnsanlar ne kadar çalışacaklarını, ne kadar
uyuyacaklarını, ne yiyeceklerini, ne giyeceklerini, ne kadar konuşup, toplumda
nasıl davranacaklarını kendileri kontrol ederler. Elbette ki insanların
davranışları başkalarının gösterdikleri tepkilerden etkilenir ancak
davranışlarından bireyin kendisi sorumludur.
6) Öz Yargılama Kapasitesi: İnsanların kendileri hakkında
düşünme, yargıda bulunma, kendilerini yansıtma kapasitesidir.
Birey etkinliklerinin sonuçlarına göre kendi ile ilgili fikirlerinin
yeterliliğini yargılar ve görüş geliştirir. Bu yargıya «öz yeterlik»
denir. Bireyin öz yeterliğine ilişkin algısı gerçek yeterliğini
yansıtmayabilir ancak bireyin davranışını düzenlemede önemli bir
rol oynar. Öz yeterlik, bireyin etkinliklerinin seçimini, bir etkinlikte
harcayacağı çabayı, bir güçlükle karşılaştığında göstereceği sabır
süresini, duyacağı kaygı ya da güven düzeyini etkiler.
• http://www.izlesene.com/video/gozlemleyerek-ogrenme-bobo-bebek-
deneyi-ve-sosyal-bilissel-kuram/7602237
• (7.44-)
GÖZLEMYOLUYLA ÖĞRENME SÜREÇLERİ
• GözlemYoluyla Öğrenme dört temel süreci kapsar:
DİKKAT ETME SÜRECİ
ZİHİNDE TUTMA SÜRECİ
DAVRANIŞI MEYDANA GETİRME SÜRECİ
GÜDÜLENME SÜRECİ
1) Dikkat Etme Süreci:
Birey model alacağı etkinliklere dikkat etmeli ve doğru biçimde
algılamalıdır. Gözlemcinin dikkatini etkileyen faktörlerin bazıları
gözlemciye, bazıları ise modele aittir. Bu faktörlerden bazıları şunlardır:
a) Gözlemcinin duyu organlarının yeterliliği. Örneğin; görme özürlü bir
kişinin dikkatini görsel uyarıcılar, işitme engelli bir kişinin dikkatini
işitsel uyarıcılar çekmez.
b) Gözlenecek etkinliklerin, gözlemcinin birçok etkinlik amacına uygun
olması. Özellikle dikkat çekici bir çok etkinlik bulunduğunda, gözlemci
amacına uygun etkinliklere dikkatini yönlendirir.
c) Gözlemcinin geçmişte aldığı pekiştirmeler. Geçmişte hangi davranış ve
etkinlikleri onay görmüşse, modelin de benzer davranışlarına dikkat
edecektir.
d) Modelin fonksiyonel değeri olan etkinlikleri. Önemli sonuçlar
doğuran etkinlikler dikkat çeker.
e) Model alınan etkinliklerin basit, yalın ve çarpıcı olması.
f) Modelin yaşı, cinsiyeti, saygınlığı, statüsü ve gücü modelin
dikkatini etkileyen özelliklerdir.
• Modellenen Olaylara
İlişkin Özellikler
• Basitlik
• Çekicilik
• Uygunluk
• Fonksiyonel Değerlilik
• Gözlemci Özellikleri
• Algılama kapasitesi
• Hazırbulunuşluk
• Tercihler
• Duygusal düzey
DİKKAT ETME SÜRECİ
2) ZihindeTutma Süreci:
Gözlenen bilgiler sembolleştirilip kodlanmakta
ve bellekte saklanmaktadır. Bilgi iki yolla
sembolleştirilir:
a)Zihinsel resimlere dönüştürülerek
b)Sözel sembollere dönüştürülerek
Bandura’ya göre davranışı düzenleyen bilişsel
süreçlerin çoğunluğu sözeldir. Hatta modelden
kazanılan görsel bilgi daha sonra sözel bilgiye
dönüştürülmekte ve daha kolay
depolanmaktadır. Depolanan bilgilerin zihinsel
olarak tekrar edilmesi ya da gözlendikten
hemen sonra uygulanması, davranışa
dönüştürülmesi gerekmektedir.
• Modellenen Olaylara
İlişkin Özellikler
• Sembolik Kodlama
• Organize Etme
• ZihinselTekrar
• Gözlemci Özellikleri
• Bilişsel Beceriler
• BilişselYapılar
ZİHİNDETUTMA SÜRECİ
3) Davranışı Meydana Getirme Süreci:
Öğrenilenlerin uygulamaya dönüştürülme sürecidir.
Bunun için bireyin fiziksel ve psiko-motor
özelliklerinin uygun olması gerekmekte ve aynı
zamanda yeterli isteğe ve başarabileceği inancına da
sahip olması gerekir.
Bandura’ya göre davranış yapılmadan önce yapılması
gereken bazı aşamalar vardır. Bunlar;
- Birey davranışı zihinsel olarak tekrar etmeli ve bu
prova sürecinde kendi davranışı ile modelin
davranışını karşılaştırır.
- Kendine geri dönüt verir.
- Farklılıklara göre düzeltme etkinliği başlar.
- Bu süreç, kendi davranışı model alınan davranışa
benzeyene kadar devam eder.
• Modellenen Olaylara
İlişkin Özellikler
• ZihinselTekrar Etme
• Gözleme
• DönütVerme
• Gözlemci Özellikleri
• Fiziksel Kapasite
DAVRANIŞI MEYDANA GETİRME SÜRECİ
4) Güdülenme Süreci:
İnsanlar yeni davranış ve becerileri gözlem yoluyla
kazanabilir ancak onu ihtiyaç duyuncaya ya da
güdüleninceye kadar performans olarak göstermezler.
Güdülenme süreci öğrenilenleri performansa
dönüştürmeyi sağlayan bir süreçtir.
Bandura’ya göre pekiştirmenin iki önemli işlevi vardır:
1) Gözleyen kişide, modelin pekiştirilen davranışı gibi
davrandıklarında pekiştirileceklerine dair beklenti
artar.
2) Öğrenilen şeylerin kullanılması için bireyi güdüler.
• Bandura’ya göre öğrenmenin oluşması için pekiştirmeye ihtiyaç yoktur. Birey
sadece modelin ya da başkalarının davranışlarının sonuçlarını gözleyerek de
öğrenir.
• Bandura’nın önem verdiği bir başka pekiştirme türü ise içsel pekiştirmedir.
Bireyin kendi kendini pekiştirmesidir. Bireyin kendine değer vermesini,
yeterliliğinin gelişmesinden zevk almasını sağladığı için içsel pekiştirme dışsal
pekiştirmeden daha önemlidir.
• Modellenen Olaylara
İlişkin Özellikler
• Harekete Geçiriciler
• Gözlemci Özellikleri
• Tercihler
• Değerler
• Eğilimler
• İçsel Standartlar
GÜDÜLENME SÜRECİ
Modelin davranışı göstermesi
Modelin pekiştirilmesi
Öğrenenin modele dikkat etmesi
Öğrenenin, modelin davranışını
kodlaması ve zihinsel olarak tekrar
etmesi
Öğrenenin, modelin davranışına
uygun davranışı meydana
getirecek düzeyde zihinsel tekrar
yaparak davranışı öğretmesi
Öğrenenin davranışı göstermeye
güdülenmesi
Öğrenenin davranışı göstermesi
(Performans)
GÖZLEMYOLUYLA ÖĞRENME AŞAMALARI
MODEL ALMAYOLUYLA KAZANILAN
ÜRÜNLER
• Yeni bilişsel beceriler (Örn. etkili okuma, problem çözme) öğrenilebilir.
• Yeni psiko-motor beceriler (Örn. Masa tenisi oynama) kazanılabilir.
• Önce öğrenilen yasaklar güçlenir ya da zayıflar.
• Yeni değerler, inançlar kazanılabilir.
• Eşyaların ve çevrenin nasıl kullanıldığı özellikle çocuklar tarafından
öğrenilebilir.
• Duyguların açıklanma şekli öğrenilebilir.
SOSYAL ÖĞRENME KURAMINDA ÖNEMLİ
KAVRAMLAR
ÖZYETERLİK
ÖZ DÜZENLEME
• Bireyin gelecekte karşılaşabileceği güç durumların (sınava girme, yarışmaya
katılma, topluluk önünde konuşma yapma) üstesinden gelmede ne
derecede başarılı olabileceğine ilişkin kendi hakkındaki yargısı inancıdır.
• Bireyin becerisini kullanarak yapabildiklerine ilişkin yargılarının bir ürünü, bir
sonucudur.
ÖZYETERLİK
• Öz yeterlik yargıları dört temel kaynaktan elde edilen bilgilerden
etkilenmektedir:
1) Bireyin doğrudan kendi yaptığı başarılı ya da başarısız etkinlikler
sonucunda elde ettiği bilgiler öz yeterliği etkiler.
2) Kendine benzer başka kişilerin başarılı ya da başarısız etkinlikleri, bireyin
aynı etkinlikleri kendisinin başarıp başaramayacağı yargısını kuvvetlendirir
(Dolaylı yaşantılar).
3) Bireyin başarıp başaramayacağına dair nasihat, öğüt ve teşvikler değişik
ölçülerde öz yeterliği etkiler (Sözel ikna).
4) Bireyin belli görevi başarma ya da başarısız olma beklentisi öz yeterlik
algısını etkiler (Psikolojik durum).
• Algılanan öz yeterliği yüksek olan birey;
- herhangi bir işin üstesinden gelmek için düşük olan bireye göre daha çok
çaba harcar, daha ısrarlı ve sebatkardır.
- herhangi bir şeyi denemekten, yaşantı geçirmekten düşük olana göre daha
az korkar.
- çevreyi daha çok kontrol edebileceğinden olayların üstesinden gelebilir ve
yeni şeyler denemekten korkmaz.
ÖZ DÜZENLEME
• Bireyin kendi davranışlarını etkilemesi, yönlendirmesi ve kontrol etmesidir.
İnsanların davranışları sadece dışsal pekiştireçler ve cezalarla kontrol
edilmez. İnsanlar davranışlarını büyük ölçüde kendi kendilerine düzenlerler.
• Birey davranışını düzenlemek için;
a) Başkalarının ve kendi yaşantılarını gözleyerek, ödüllenen performans
özelliklerini belirler ve kendine özgü performans standartlarını geliştirmiş
olur.
b) Kendi performansını, geliştirdiği performans standartları ile karşılaştırarak
davranışı hakkında karar verir.
c) Eğer davranış, standartlarına uygunsa, birey kendi kendini pekiştirerek
davranışı sürdürür.
d) Eğer davranış, standartlarına uygun değilse, birey kendi kendini
cezalandırabilir ya da davranışta yeni düzenlemelere gider.
• Bireyin performans standartları ulaşılamayacak kadar güç ve uzak olursa
birey hayal kırıklığına uğrayabilir. Birey giderek kendini değersiz hisseder ve
depresif reaksiyonlar gösterebilir. Bu nedenle, ulaşılabilecek yakın amaçlar
belirlemek, bireyi harekete geçirmek için güdüleyeceği gibi, sonuçtan
tatmin olmasını da sağlar.
• Öz düzenlemede, içselleştirilmiş performans standartları kadar, algılanan öz
yeterlik kavramı da etkilidir. Algılanan öz yeterlik, gerçek yeterliğinden daha
düşük ise bireyi tembelliğe, gerçek yeterliğin çok üstünde ise, birey hep
yeteneğinin üzerinde şeylerle uğraşacağından, başarısızlığa itebilir. Bu
durum da kızgınlığa, hayal kırıklığına ve hemen hemen her şeyden
vazgeçmesine sebep olabilir.
KURAMIN EĞİTİM AÇISINDAN
DOĞURGALARI
• Bu kuramın eğitimde uygulanması daha iyi insanlar olmamızı sağlar.
• Bilindiği gibi Bandura, bireyin her şeyi doğrudan öğrenmesinin
gerekmediğini, başkalarını gözlemleyerek de pek çok şeyin öğrenileceğini
savunmaktadır. Bu durumda anne-babalar, öğretmenler kazandırılmak
istenen davranışı model olarak öncelikle kendileri göstererek çocuklara pek
çok istendik davranışı kazandırabilirler.
• Bilindiği gibi gözlem yoluyla öğrenmenin dört
temel süreci vardır:
1) Dikkat Etme: Anne-baba ve öğretmenler
çocukların model almalarını istediği davranışları
dikkat çekici hale getirmelidirler. Model alınacak
etkinlik anlaşılır, çekici, gözleyenin fiziksel ve
bilişsel yapısına, yaşına, ilgilerine, amaçlarına
uygun olmalı ve sonucunun fonksiyonel bir
değerinin olması gerekmektedir. Yapılan
deneyler çizgi film kahramanlarının çocuklar
üzerinde önemli etkileri olduğunu
göstermektedir. Öğretme-öğrenme sürecinde
pek çok davranış çizgi film karakterleri
vasıtasıyla öğrenilebilir.
• Zihinde Tutma: Bireyin zihinde tutma sürecinde sözel sembollerin önemi
büyüktür. Bu durumda öğretmenler, model alınacak etkinlikleri düzenlerken
öğrencilerin sözel yeteneklerini, dili anlama ve kullanma becerilerini dikkate
almalıdırlar. Ayrıca, öğretmenler, öğrencilere bellek destekleme ve kodlama
yollarını öğreterek öğrencilerin modelin davranışlarını zihinde tutmalarını
kolaylaştırabilirler.
3) Davranışı Üretme: Bu aşamada birey model aldığı davranışı, modelin
davranışına benzetinceye kadar tekrar eder, düzeltir ve sonunda modelin
davranışına benzer hale getirir. Burada öğretmenin dikkat etmesi gereken
nokta, öğrencinin bilişsel olduğu kadar fiziksel özelliklerinin de model alınan
davranışı yapmaya uygun olmasıdır. Ayrıca öğrencilerin algıladıkları öz yeterlik
düzeyleri model alınan davranışı üretmeye uygun olmalıdır.
4) Güdülenme: Öğrenilenlerin performansa dönüştürülme evresidir. Öğretmen
ve anne-babaların dikkat etmesi gereken nokta, çocukların modelin davranış
sonuçlarını gözlemlemelerine fırsat vermektir. Çocuklar bu gözlemlere göre
pekiştirilen davranışları yapar, cezalandırılan davranışlardan kaçınırlar. Ayrıca,
öğrenciyi davranışı yapmaya istek ve ihtiyaç duyar hale getirmek gerekir.
Bandura’ya göre içsel pekiştirmeler çok önemlidir ve anne-baba ve
öğretmenler çocuğun başarmasını, kendi kendini pekiştirmesini sağlayacak
fırsatlar hazırlamalıdırlar.
• Öğretmenler, öğrencinin öz yeterlik algısını geliştirmeye yardımcı olmak için
bazı önlemler almalıdırlar.
a) Öğrenciye verilen ödevler, onun başarabileceği düzeyde olmalıdır.
b) Değerlendirme ölçütleri önceden belirlenmeli ve öğrenciye bildirilmelidir.
c) Öğrenciye ödevin her aşamasında sık sık dönüt verilmelidir.
d) Öğrencinin kötü yaptıklarından çok, iyi yaptıklarına vurgu yapılmalıdır.
e) Öğrenci kendini gerçekçi bir şekilde planlamaya yönlendirilmeli ve böylece
öğrencinin kendi yeterliklerinin farkına varması sağlanmalıdır.
f) Öğrencinin performansı göstermesi için harekete geçirici, teşvik edici ek
puanlar verilmelidir.
• Öğrencinin öz düzenleme yeteneğini kazanabilmesi için ise;
a) Statüsü erişilemez modeller yerine çocuğun çaba harcamasını, doğru ve
yanlışları ayırmasını sağlayan modellerle çalışması sağlanmalıdır.
b) Çocuğun belirlediği standartlar ve hedefler açık, belirgin ve ulaşılabilir
olmalıdır.
c) Çocuk gözlediği davranışları kendi performans standartları ile
karşılaştırmalı, kendine dönüt vermelidir.
d) Çocuk, davranış sonuçları performansa uygun ise kendini pekiştirmeli,
değil ise hatanın kaynağını bulup gidermelidir. Bütün bu süreci
uygulayabilmesi için öğretmenin model olması ve düzenlenen eğitim
durumlarının buna olanak vermesi gerekmektedir.
• Öz yeterlik ve öz düzenlemenin geliştirilmesi için
öğrencilerin tümüne aynı anda aynı şeylerin öğretilmesi
yerine, grupla çalışmalar ya da öğretimin
bireyselleştirilmesini sağlayacak ortamlar yaratılmalıdır.
Tam öğrenme yöntemi, işbirliğine dayalı öğrenme
yöntemi, probleme dayalı öğrenme yöntemi uygulanarak
çocukta öz yeterlik ve öz düzenlemenin geliştirilmesine
yardımcı olunmalıdır.
Hazırlayan
Simla Arıkan Açıkgöz
EPO 618.01 Gelişim ve Öğrenme Kuramları

More Related Content

What's hot

Davranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıMDavranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıM
Laikaa
 
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmazDavranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
ensary1
 
5 piaget ve bilişsel gelişim
5   piaget ve bilişsel gelişim5   piaget ve bilişsel gelişim
5 piaget ve bilişsel gelişim
Kenan Polat
 
Kişilik Kuramları
Kişilik KuramlarıKişilik Kuramları
Kişilik Kuramları
Mehmet KUZU
 
Pavlov Thorndike Guthrie
Pavlov Thorndike GuthriePavlov Thorndike Guthrie
Pavlov Thorndike Guthrie
Şaban Yıldız
 
5 e öğretim modeli slayt
5 e öğretim modeli   slayt5 e öğretim modeli   slayt
5 e öğretim modeli slayt
poyraz92
 
Kolb Öğrenme Stili
Kolb Öğrenme StiliKolb Öğrenme Stili
Kolb Öğrenme Stili
Emre Aydın
 
Bilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme KuramıBilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme Kuramı
ofoozer
 
öLçMe Ve DeğErlendirme
öLçMe Ve DeğErlendirmeöLçMe Ve DeğErlendirme
öLçMe Ve DeğErlendirme
tanerbalci
 
Akti̇f öğrenme
Akti̇f öğrenme Akti̇f öğrenme
Akti̇f öğrenme
poyraz92
 

What's hot (20)

öğRenme kuramlari
öğRenme kuramlariöğRenme kuramlari
öğRenme kuramlari
 
Sosyal Ogrenme Kurami
Sosyal Ogrenme KuramiSosyal Ogrenme Kurami
Sosyal Ogrenme Kurami
 
Davranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıMDavranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıM
 
Davranisci Kuramlar
Davranisci KuramlarDavranisci Kuramlar
Davranisci Kuramlar
 
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmazDavranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
 
Pavlov ve Thorndike Sunumu
Pavlov ve Thorndike Sunumu Pavlov ve Thorndike Sunumu
Pavlov ve Thorndike Sunumu
 
Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar
Öğrenmede Davranışsal YaklaşımlarÖğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar
Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar
 
Davranisci Kuramlar
Davranisci KuramlarDavranisci Kuramlar
Davranisci Kuramlar
 
5 piaget ve bilişsel gelişim
5   piaget ve bilişsel gelişim5   piaget ve bilişsel gelişim
5 piaget ve bilişsel gelişim
 
Vygotsky sosyal gelişim kuramı
Vygotsky sosyal gelişim kuramıVygotsky sosyal gelişim kuramı
Vygotsky sosyal gelişim kuramı
 
Kişilik Kuramları
Kişilik KuramlarıKişilik Kuramları
Kişilik Kuramları
 
Pavlov Thorndike Guthrie
Pavlov Thorndike GuthriePavlov Thorndike Guthrie
Pavlov Thorndike Guthrie
 
5 e öğretim modeli slayt
5 e öğretim modeli   slayt5 e öğretim modeli   slayt
5 e öğretim modeli slayt
 
Kolb Öğrenme Stili
Kolb Öğrenme StiliKolb Öğrenme Stili
Kolb Öğrenme Stili
 
Bilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme KuramıBilgiyi İşleme Kuramı
Bilgiyi İşleme Kuramı
 
YARATICI DÜŞÜNME ELEŞTİREL DÜŞÜNME YANSITICI DÜŞÜNME
YARATICI DÜŞÜNME ELEŞTİREL DÜŞÜNME YANSITICI DÜŞÜNMEYARATICI DÜŞÜNME ELEŞTİREL DÜŞÜNME YANSITICI DÜŞÜNME
YARATICI DÜŞÜNME ELEŞTİREL DÜŞÜNME YANSITICI DÜŞÜNME
 
öLçMe Ve DeğErlendirme
öLçMe Ve DeğErlendirmeöLçMe Ve DeğErlendirme
öLçMe Ve DeğErlendirme
 
Kisilik ve benlik
Kisilik ve benlikKisilik ve benlik
Kisilik ve benlik
 
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 1
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 1Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 1
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 1
 
Akti̇f öğrenme
Akti̇f öğrenme Akti̇f öğrenme
Akti̇f öğrenme
 

Viewers also liked

Vygotsky'nin bilişsel gelişim kuramı
Vygotsky'nin bilişsel gelişim kuramıVygotsky'nin bilişsel gelişim kuramı
Vygotsky'nin bilişsel gelişim kuramı
ata
 
Bilgiyi işleme kuramı
Bilgiyi işleme kuramıBilgiyi işleme kuramı
Bilgiyi işleme kuramı
ummagan
 
öğRetme öğRenme Yaklasimlari
öğRetme öğRenme YaklasimlariöğRetme öğRenme Yaklasimlari
öğRetme öğRenme Yaklasimlari
derslopedi
 
GöZlem Yoluyla öğRenme
GöZlem Yoluyla öğRenmeGöZlem Yoluyla öğRenme
GöZlem Yoluyla öğRenme
aygun
 
Rotter ve sosyal öğrenme
Rotter ve sosyal öğrenmeRotter ve sosyal öğrenme
Rotter ve sosyal öğrenme
massive501
 
HüSamettin Zeynepli
HüSamettin ZeynepliHüSamettin Zeynepli
HüSamettin Zeynepli
husam09
 
öğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlar
öğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlaröğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlar
öğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlar
ofoozer
 
EğItim Bilimleri 2
EğItim Bilimleri 2EğItim Bilimleri 2
EğItim Bilimleri 2
derslopedi
 
Yapilandirmacilik
YapilandirmacilikYapilandirmacilik
Yapilandirmacilik
ofoozer
 

Viewers also liked (20)

Vygotsky'nin bilişsel gelişim kuramı
Vygotsky'nin bilişsel gelişim kuramıVygotsky'nin bilişsel gelişim kuramı
Vygotsky'nin bilişsel gelişim kuramı
 
Bilgiyi işleme kuramı
Bilgiyi işleme kuramıBilgiyi işleme kuramı
Bilgiyi işleme kuramı
 
Vygosky Sunum
Vygosky SunumVygosky Sunum
Vygosky Sunum
 
öğRetme öğRenme Yaklasimlari
öğRetme öğRenme YaklasimlariöğRetme öğRenme Yaklasimlari
öğRetme öğRenme Yaklasimlari
 
GöZlem Yoluyla öğRenme
GöZlem Yoluyla öğRenmeGöZlem Yoluyla öğRenme
GöZlem Yoluyla öğRenme
 
Kişiliğe bilişsel yaklaşım
Kişiliğe bilişsel yaklaşımKişiliğe bilişsel yaklaşım
Kişiliğe bilişsel yaklaşım
 
Rotter ve sosyal öğrenme
Rotter ve sosyal öğrenmeRotter ve sosyal öğrenme
Rotter ve sosyal öğrenme
 
Video model olma
Video model olmaVideo model olma
Video model olma
 
HüSamettin Zeynepli
HüSamettin ZeynepliHüSamettin Zeynepli
HüSamettin Zeynepli
 
öğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlar
öğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlaröğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlar
öğRenme psikolojisine giriş ve temel kavramlar
 
Buluş
BuluşBuluş
Buluş
 
Vygotsky&kohlberg
Vygotsky&kohlbergVygotsky&kohlberg
Vygotsky&kohlberg
 
Edimsel KoşUllanma
Edimsel KoşUllanmaEdimsel KoşUllanma
Edimsel KoşUllanma
 
Gestalt kuramı
Gestalt kuramıGestalt kuramı
Gestalt kuramı
 
BöLüM 10 GüDüLenme
BöLüM 10 GüDüLenmeBöLüM 10 GüDüLenme
BöLüM 10 GüDüLenme
 
Gerçekli̇k terapi̇si̇
Gerçekli̇k terapi̇si̇Gerçekli̇k terapi̇si̇
Gerçekli̇k terapi̇si̇
 
EğItim Bilimleri 2
EğItim Bilimleri 2EğItim Bilimleri 2
EğItim Bilimleri 2
 
Yapilandirmacilik
YapilandirmacilikYapilandirmacilik
Yapilandirmacilik
 
Materyal tasarımı-sunum.blog
Materyal tasarımı-sunum.blogMateryal tasarımı-sunum.blog
Materyal tasarımı-sunum.blog
 
Cocuk ve oyun
Cocuk ve oyunCocuk ve oyun
Cocuk ve oyun
 

Similar to SOSYAL BİLİŞSEL KURAM-Albert Bandura

öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular ListesiöğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
derslopedi
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
ferhattedo
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Ugursen03
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
behram65
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
kemalkaya040
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
05434098638
 
EğItim Bilimleri 1
EğItim Bilimleri 1EğItim Bilimleri 1
EğItim Bilimleri 1
derslopedi
 

Similar to SOSYAL BİLİŞSEL KURAM-Albert Bandura (20)

Sosyal Öğrenme Kuramı ALBERT BANDURA (1925 - ).ppt
Sosyal Öğrenme Kuramı ALBERT BANDURA (1925 - ).pptSosyal Öğrenme Kuramı ALBERT BANDURA (1925 - ).ppt
Sosyal Öğrenme Kuramı ALBERT BANDURA (1925 - ).ppt
 
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 3
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 3Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 3
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 3
 
Sosyal bilişsel yaklaşım: Bandura Deneyi
Sosyal bilişsel yaklaşım: Bandura DeneyiSosyal bilişsel yaklaşım: Bandura Deneyi
Sosyal bilişsel yaklaşım: Bandura Deneyi
 
Sosyal Psikolojide Benlik Kavramı ve Gelişimi.pptx
Sosyal Psikolojide Benlik Kavramı ve Gelişimi.pptxSosyal Psikolojide Benlik Kavramı ve Gelişimi.pptx
Sosyal Psikolojide Benlik Kavramı ve Gelişimi.pptx
 
Sosyalkpss10i
Sosyalkpss10iSosyalkpss10i
Sosyalkpss10i
 
Davranis bilimleri dersi sunum 1
Davranis bilimleri dersi sunum 1Davranis bilimleri dersi sunum 1
Davranis bilimleri dersi sunum 1
 
Maslow ve Varoluşcu Yaklaşım
Maslow ve Varoluşcu YaklaşımMaslow ve Varoluşcu Yaklaşım
Maslow ve Varoluşcu Yaklaşım
 
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 7
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 7Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 7
Günümüzde İnsan ve İnanlar - Bölüm 7
 
Bolum3
Bolum3Bolum3
Bolum3
 
Davranis bilimleri dersi sunum 2
Davranis bilimleri dersi sunum 2Davranis bilimleri dersi sunum 2
Davranis bilimleri dersi sunum 2
 
Pp
PpPp
Pp
 
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular ListesiöğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
 
Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2Gözlem yoluyla çğrenme 2
Gözlem yoluyla çğrenme 2
 
EğItim Bilimleri 1
EğItim Bilimleri 1EğItim Bilimleri 1
EğItim Bilimleri 1
 
Hafta 3.pptx
Hafta 3.pptxHafta 3.pptx
Hafta 3.pptx
 
Yeni microsoft power point presentation
Yeni microsoft power point presentationYeni microsoft power point presentation
Yeni microsoft power point presentation
 

SOSYAL BİLİŞSEL KURAM-Albert Bandura

  • 1. SOSYAL BİLİŞSEL KURAM ALBERT BANDURA (1925-…)
  • 2. • Sosyal hayatta öğrenilenlerin çoğu klasik koşullanma teorileri ile açıklanamaz. Örneğin, cinsiyet rolleri anne- baba-kardeşten öğrenilir. Bebekler konuşmayı çevresinde bulunan kişileri gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenirler. Yemek yeme, parmak kaldırarak söz isteme gibi birçok karmaşık davranış uzun pekiştirmeler olmadan sadece gözlemleyerek öğrenilir. • Bu tür öğrenmeleri açıklayan en önemli kuramlardan biri GözlemYoluyla Öğrenme kuramıdır.
  • 3. GözlemYoluyla Öğrenme ile ilgili İlk Açıklamalar • Plato ve Aristo: Eğitim, öğrencilerin gözlemesini ve model almasını sağlamak için en iyi modelleri seçerek öğrencilere sunmaktır. • Thorndike: Gözlem yoluyla öğrenmeyi deneysel olarak açıklamaya çalışmış ancak kanıt elde edememiştir. 1898 yılında yaptığı deneyde (1)
  • 4. Miller ve Dollard: Sosyal Bilişsel Kuramın öncüleridir. Thorndike ve Watson’ın deneylerindeki işlemlerde yanlışlık yaptıkları için yanlış sonuçlara ulaştıklarını belirtmişlerdir. Organizmanın, diğer organizmaların etkinliklerini gözleyerek öğrenebileceği gerçeğini yadsımamışlardır. Örneğin (2) Watson: Maymunlar üzerinde deneyler yaparak çalışmış ancak kanıt elde edememiştir.
  • 5. • Miller ve Dollard’ a göre; Tıpkı diğer davranışlar gibi taklit edilen davranışlar pekiştirildiklerinde güçlenmekte ve taklit etme alışkanlık haline gelmektedir. Pekiştirilmek için başkalarının davranışlarını taklit etme eğilimine genellenmiş taklit denir. Miller ve Dollard’a göre, Thorndike ve Watson deneylerinden kanıt elde etmek için ne yapmalılardı? • Miller ve DollardThorndike veWatson’ın yaptıkları deneyler için: «Thorndike ve Watson, deneyimsiz hayvanı deneyimli hayvanla aynı bulmaca kutusuna koysalardı, bu durum deneyimsiz hayvana gözlem yapma, tepkide bulunma, pekiştirilme fırsatı sağlayabilirdi. Sonuçta da, taklit yoluyla öğrenme meydana gelebilirdi» demektedirler.
  • 6. • Skinner’a göre gözlem yoluyla öğrenmede; • Önce modelin davranışı gözlenir. • Gözleyen kişi kendi davranışını modelin davranışına uygun hale getirir. • Modelin davranışına benzer olan bu davranış pekiştirilir.
  • 7. ALBERT BANDURA 1925’de Kanada’da doğmuştur. Üniversite öğrenciliği yıllarını British Columbia Üniversitesi’nde geçirdikten sonra, tanınmış Davranış Psikolojisi merkezi olan Iowa Üniversitesinden 1952’de doktora derecesini almıştır. • Stanford Üniversitesi’nin Psikoloji Fakültesi’ne devam etmiş ve 1974’teAmerikan Psikoloji Derneği’nin Başkanı olmuştur. • Albert Bandura, Stanford Üniversitesi’nden öğrencisi olan Richard Walters ile birlikte Sosyal Öğrenme Kuramının ilk önemli açıklamalarını “Sosyal Öğrenme ve Kişilik Gelişimi” (Social Learning and Personality Development, 1963) adlı kitapta toplamıştır.
  • 8. • Temel ilgi alanı klinik psikolojidir. • 1960’lı yılların başında Davranışçılığın bir versiyonunu geliştirmiş, taklit yoluyla öğrenmeye ilişkin eleştiriler getirmiş ve öğrenme kavramını genişleterek gözlem yoluyla öğrenmeye dönüştürmüştür. Buna önce Sosyal Davranışçılık, sonra da Sosyal BilişselTeori adı vermiştir. • «Sosyal Bilişsel Kuram» adını verdiği kuramında sadece öğrenme ve model almanın genel ilkelerini değil, psikolojinin konu alanı içine giren birçok kavram ve süreci de açıklamaya çalışmıştır. Bu çalışmaların çoğunu «Düşünme ve Etkinliğin SosyalTemelleri» adlı kitabında toplamıştır.
  • 9. BANDURA’YA GÖRE GÖZLEMYOLUYLA ÖĞRENME • Bandura’ya göre gözleyerek öğrenme, sadece bir kişinin diğer kişilerin etkinliklerini basit olarak taklit etmesi değil, çevredeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgidir. • Gözlem yoluyla öğrenme ve taklit yoluyla öğrenme birbirinin yerine kullanılabilecek iki kavram değildir. • Gözlem yoluyla öğrenme taklidi içerebildiği gibi, içermeyebilir de. Örneğin, (3)
  • 10. Bandura, davranışçılığın öğrenmeyi açıklamada bazı sınırlılıklarının olduğunu belirtmiştir. Bu sınırlılıklar şunlardır; • Davranışçılık, doğal ortamlarda meydana gelen şeyleri temsil etmez. Hiç kimseye istendik davranışlarının sıklığını arttırmak için her gün ödül verilmez. Kişiler genellikle kendi davranışlarını kendileri yönetmekte ve kontrol etmektedir. • Davranışçılık ilk tepkilerin nasıl kazanıldığını açıklamaz. Birey bir çok davranışı hiç pekiştirilmeden gösterir. Eğer davranışın ortaya çıkması için pekiştirilme gerekli ise, davranışın ilk olarak nasıl ortaya çıktığının açıklanması gerekir. • Davranışçılık sonuçların hemen gözlendiği durumlarla (doğrudan öğrenme) ilgilenir. Sonuçların gerektiğinde etkinliğe dönüştüğü (dolaylı öğrenme) öğrenme türü ile ilgilenmez.
  • 11. • Bandura, öğrenmenin pekiştirmeye gerek duymadan sürekli olarak meydana geldiğini ancak o bilgiye ihtiyaç duyulduğunda gözlenebilir davranış olarak ortaya çıktığını savunur. Diğer bir deyişle, öğrenme ve performansı birbirinden ayırır. • Bunu 1965’te yaptığı bir deneyle açıklar. • http://www.izlesene.com/video/gozlemleyerek-ogrenme-bobo-bebek-deneyi-ve-sosyal-bilissel-kuram/7602237 • (1.28-07.08) • Deney sonuçları göstermektedir ki; bireyin yaşamı başkasının geçirdiği yaşantıdan etkilenmektedir.
  • 12. ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR • Sosyal öğrenme kuramında öğrenme, esas olarak başkalarının gözlenmesine dayandığı için dolaylı yaşantılara dayanmaktadır. • Birey başkalarının yaşantılarından öğrenir. Bu nedenle, öğrenmedeki süreçler dolaylıdır.
  • 13. Bandura’ya göre öğrenmeyi etkileyen ve modelden edinilen dolaylı yaşantılar şunlardır: 4) Dolaylı Duygu 3) Dolaylı Güdülenme 5) Model Özellikleri 2) Dolaylı Ceza 1) Dolaylı Pekiştirme
  • 14. 1) Dolaylı Pekiştirme: Bir bireyin pekiştirilmesini gözlemleyen bir kişinin, o bireyin davranışını yapma ihtimali artar. Kendi pekiştireç almamıştır fakat gözlemlediği kişi pekiştireç aldığı için gözlemlediği bireyin davranışını gerçekleştirir. Örneğin, Premio Bastio D'Oro 2014 - 71. Venedik Film Festivali'nde Sivas adlı filmin çocuk başrol oyuncusu Doğan İzci’nin En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'ne layık görülmesinin diğer çocuk oyuncuları daha fazla çalışmaya itmesi.
  • 15. 2) Dolaylı Ceza: Modelin olumsuz davranışlarının cezalandırılması, gözleyenlerin benzer davranışlarda bulunmalarını engellemektedir. Bu durum toplumdaki bireylerin kurallara uymalarında ve istenmeyen davranışların engellenmesinde önemli rol oynar. Örneğin, (4)
  • 16. 3) Dolaylı Güdülenme: Bireyin davranışını gözleyen bir kişinin, bireyin davranışlarının pekiştirilme ihtimaline bağlı olarak bu davranışları yapma konusunda istekli olmasıdır. Örnek: Aynı evde kalan iki arkadaştan birisinin KPSS sınavına çok çalışması sonucunda diğer kişinin de arkadaşını izleyip sınavdan başarılı olup atanmak için çalışmaya istekli olmasıdır.
  • 17. 4) Dolaylı Duygu: Birçok duygu gözlem yoluyla kazanılır. Birçok insan doğrudan zarar görmedikleri halde fareden, yılandan, örümcekten, sınavlardan korkmaktadırlar. Çünkü modeller sesleri, mimikleri, bağırmaları, sözleri ve ağlamaları ile gözleyen kişiye mesajlar verirler ve modeli gözleyen kişi dolaylı yaşantı kazanarak aynı korkulara sahip olur.
  • 18. 5) Model Özellikleri: Sadece modelin davranışlarının sonuçları değil, aynı zamanda modelin özellikleri de model almayı etkilemektedir. Modelin özellikleri gözlemcinin özelliklerine ne kadar benzerse, gözlemci, modelin davranışını o kadar örnek alır ancak model ne kadar yüksek statüye sahipse, gözlemcinin taklit etme eğilimi o kadar artar. Bu zıtlığın sebebi ne olabilir? Bu zıtlığın cevabı henüz bilinmemekle beraber gözlemcide, model alınan kişinin başarısının, kendi başarısına katkı sağlayacağı beklentisi oluştuğu sanılmaktadır. Örneğin, (5)
  • 19. SOSYAL BİLİŞSEL KURAMIN DAYANDIĞI İLKELER 6) ÖzYargılama Kapasitesi 4) Dolaylı Öğrenme Kapasitesi 3) Öngörü Kapasitesi 5) Öz Düzenleme Kapasitesi 2) Sembolleştirme Kapasitesi 1) Karşılıklı Belirleyicilik
  • 20. 1)Karşılıklı Belirleyicilik: Birey Davranışı Çevre Bu üç unsur karşılıklı birbirini etkilemekte ve bireyin sonraki davranışlarını belirlemektedir. Çevre davranışı, davranış ise çevreyi değiştirebilir. Çevre bireysel özellikleri değiştirebileceği gibi, bireysel özellikler de çevreyi değiştirebilir. Örneğin, (6)
  • 21. • Bandura potansiyel çevrede pekiştirme ve cezaların da var olduğunu, onların gerçekleşmelerini bizim davranışlarımızın belirlediğini savunur. Daha da ileri giderek davranışın çevreyi yarattığını belirtir. Örneğin, sürekli problem yaratan birey olumsuz sosyal çevre yaratmaktadır. • Sonuç olarak, Bandura’ya göre, insanlar çevreyi belli yollarla etkilemekte, değiştirmekte, çevre de insanların daha sonraki davranışlarını etkilemektedir. • Ancak çevre, birey ve davranış her zaman bütün olaylarda her biri aynı etkiye sahip değildir. Örneğin, çok gürültülü bir çevre, davranışı her şeyden daha çok etkileyebilir. Birey çalışmaya çok istekli olsa bile gürültü çalışmasını engelleyebilir. Bir başka durumda bireyin inançları, davranışını her şeyden çok etkileyebilir. (7)
  • 22. 2) Sembolleştirme Kapasitesi: İnsanoğlu düşünme ve dili kullanma gücüne sahip olduğu için geçmişi kafasında taşıyabilmekte ve geleceği test edebilmektedir. Henüz meydana gelmemiş olaylar da zihinde temsil edilir. Gelecekteki muhtemel davranışlar, zihinde sembolik olarak yapılır, beklenir ve merak edilir. Geçmiş ve geleceğin sembolü olan düşünceler sonraki davranışları etkileyen ya da onlara neden olan materyallerdir.
  • 23. 3) Öngörü Kapasitesi: Sosyal öğrenme kuramı, sembolik kapasiteyi kullanmanın yanı sıra, gelecekle ilgili tahminde bulunma, gelecek için plan yapabilme, hedefleri belirleyebilme kapasitesini de gerektirir.
  • 24. 4) Dolaylı Öğrenme Kapasitesi: İnsanlar, özellikle çocuklar, genellikle başkalarının davranışlarını ve davranışlarının sonuçlarını gözlemleyerek öğrenirler. Kendileri de bazı şeyleri yaparak ve kendi davranışlarının sonuçlarını görerek çok şey öğrenebilirler. İnsanlar sadece kendi yaptıkları sonucu bir şeyler öğrenselerdi, yaşam çok sınırlı kalırdı. İnsanların başkalarının deneyimlerini gözleyerek çok şey öğrenmektedirler.
  • 25. 5) Öz Düzenleme Kapasitesi: İnsanların kendi davranışlarını kontrol edebilme yeteneklerine sahip olmalarıdır. İnsanlar ne kadar çalışacaklarını, ne kadar uyuyacaklarını, ne yiyeceklerini, ne giyeceklerini, ne kadar konuşup, toplumda nasıl davranacaklarını kendileri kontrol ederler. Elbette ki insanların davranışları başkalarının gösterdikleri tepkilerden etkilenir ancak davranışlarından bireyin kendisi sorumludur.
  • 26. 6) Öz Yargılama Kapasitesi: İnsanların kendileri hakkında düşünme, yargıda bulunma, kendilerini yansıtma kapasitesidir. Birey etkinliklerinin sonuçlarına göre kendi ile ilgili fikirlerinin yeterliliğini yargılar ve görüş geliştirir. Bu yargıya «öz yeterlik» denir. Bireyin öz yeterliğine ilişkin algısı gerçek yeterliğini yansıtmayabilir ancak bireyin davranışını düzenlemede önemli bir rol oynar. Öz yeterlik, bireyin etkinliklerinin seçimini, bir etkinlikte harcayacağı çabayı, bir güçlükle karşılaştığında göstereceği sabır süresini, duyacağı kaygı ya da güven düzeyini etkiler.
  • 28. GÖZLEMYOLUYLA ÖĞRENME SÜREÇLERİ • GözlemYoluyla Öğrenme dört temel süreci kapsar: DİKKAT ETME SÜRECİ ZİHİNDE TUTMA SÜRECİ DAVRANIŞI MEYDANA GETİRME SÜRECİ GÜDÜLENME SÜRECİ
  • 29. 1) Dikkat Etme Süreci: Birey model alacağı etkinliklere dikkat etmeli ve doğru biçimde algılamalıdır. Gözlemcinin dikkatini etkileyen faktörlerin bazıları gözlemciye, bazıları ise modele aittir. Bu faktörlerden bazıları şunlardır: a) Gözlemcinin duyu organlarının yeterliliği. Örneğin; görme özürlü bir kişinin dikkatini görsel uyarıcılar, işitme engelli bir kişinin dikkatini işitsel uyarıcılar çekmez. b) Gözlenecek etkinliklerin, gözlemcinin birçok etkinlik amacına uygun olması. Özellikle dikkat çekici bir çok etkinlik bulunduğunda, gözlemci amacına uygun etkinliklere dikkatini yönlendirir. c) Gözlemcinin geçmişte aldığı pekiştirmeler. Geçmişte hangi davranış ve etkinlikleri onay görmüşse, modelin de benzer davranışlarına dikkat edecektir.
  • 30. d) Modelin fonksiyonel değeri olan etkinlikleri. Önemli sonuçlar doğuran etkinlikler dikkat çeker. e) Model alınan etkinliklerin basit, yalın ve çarpıcı olması. f) Modelin yaşı, cinsiyeti, saygınlığı, statüsü ve gücü modelin dikkatini etkileyen özelliklerdir.
  • 31. • Modellenen Olaylara İlişkin Özellikler • Basitlik • Çekicilik • Uygunluk • Fonksiyonel Değerlilik • Gözlemci Özellikleri • Algılama kapasitesi • Hazırbulunuşluk • Tercihler • Duygusal düzey DİKKAT ETME SÜRECİ
  • 32. 2) ZihindeTutma Süreci: Gözlenen bilgiler sembolleştirilip kodlanmakta ve bellekte saklanmaktadır. Bilgi iki yolla sembolleştirilir: a)Zihinsel resimlere dönüştürülerek b)Sözel sembollere dönüştürülerek Bandura’ya göre davranışı düzenleyen bilişsel süreçlerin çoğunluğu sözeldir. Hatta modelden kazanılan görsel bilgi daha sonra sözel bilgiye dönüştürülmekte ve daha kolay depolanmaktadır. Depolanan bilgilerin zihinsel olarak tekrar edilmesi ya da gözlendikten hemen sonra uygulanması, davranışa dönüştürülmesi gerekmektedir.
  • 33. • Modellenen Olaylara İlişkin Özellikler • Sembolik Kodlama • Organize Etme • ZihinselTekrar • Gözlemci Özellikleri • Bilişsel Beceriler • BilişselYapılar ZİHİNDETUTMA SÜRECİ
  • 34. 3) Davranışı Meydana Getirme Süreci: Öğrenilenlerin uygulamaya dönüştürülme sürecidir. Bunun için bireyin fiziksel ve psiko-motor özelliklerinin uygun olması gerekmekte ve aynı zamanda yeterli isteğe ve başarabileceği inancına da sahip olması gerekir. Bandura’ya göre davranış yapılmadan önce yapılması gereken bazı aşamalar vardır. Bunlar; - Birey davranışı zihinsel olarak tekrar etmeli ve bu prova sürecinde kendi davranışı ile modelin davranışını karşılaştırır. - Kendine geri dönüt verir. - Farklılıklara göre düzeltme etkinliği başlar. - Bu süreç, kendi davranışı model alınan davranışa benzeyene kadar devam eder.
  • 35. • Modellenen Olaylara İlişkin Özellikler • ZihinselTekrar Etme • Gözleme • DönütVerme • Gözlemci Özellikleri • Fiziksel Kapasite DAVRANIŞI MEYDANA GETİRME SÜRECİ
  • 36. 4) Güdülenme Süreci: İnsanlar yeni davranış ve becerileri gözlem yoluyla kazanabilir ancak onu ihtiyaç duyuncaya ya da güdüleninceye kadar performans olarak göstermezler. Güdülenme süreci öğrenilenleri performansa dönüştürmeyi sağlayan bir süreçtir. Bandura’ya göre pekiştirmenin iki önemli işlevi vardır: 1) Gözleyen kişide, modelin pekiştirilen davranışı gibi davrandıklarında pekiştirileceklerine dair beklenti artar. 2) Öğrenilen şeylerin kullanılması için bireyi güdüler.
  • 37. • Bandura’ya göre öğrenmenin oluşması için pekiştirmeye ihtiyaç yoktur. Birey sadece modelin ya da başkalarının davranışlarının sonuçlarını gözleyerek de öğrenir. • Bandura’nın önem verdiği bir başka pekiştirme türü ise içsel pekiştirmedir. Bireyin kendi kendini pekiştirmesidir. Bireyin kendine değer vermesini, yeterliliğinin gelişmesinden zevk almasını sağladığı için içsel pekiştirme dışsal pekiştirmeden daha önemlidir.
  • 38. • Modellenen Olaylara İlişkin Özellikler • Harekete Geçiriciler • Gözlemci Özellikleri • Tercihler • Değerler • Eğilimler • İçsel Standartlar GÜDÜLENME SÜRECİ
  • 39. Modelin davranışı göstermesi Modelin pekiştirilmesi Öğrenenin modele dikkat etmesi Öğrenenin, modelin davranışını kodlaması ve zihinsel olarak tekrar etmesi Öğrenenin, modelin davranışına uygun davranışı meydana getirecek düzeyde zihinsel tekrar yaparak davranışı öğretmesi Öğrenenin davranışı göstermeye güdülenmesi Öğrenenin davranışı göstermesi (Performans) GÖZLEMYOLUYLA ÖĞRENME AŞAMALARI
  • 40. MODEL ALMAYOLUYLA KAZANILAN ÜRÜNLER • Yeni bilişsel beceriler (Örn. etkili okuma, problem çözme) öğrenilebilir. • Yeni psiko-motor beceriler (Örn. Masa tenisi oynama) kazanılabilir. • Önce öğrenilen yasaklar güçlenir ya da zayıflar. • Yeni değerler, inançlar kazanılabilir. • Eşyaların ve çevrenin nasıl kullanıldığı özellikle çocuklar tarafından öğrenilebilir. • Duyguların açıklanma şekli öğrenilebilir.
  • 41. SOSYAL ÖĞRENME KURAMINDA ÖNEMLİ KAVRAMLAR ÖZYETERLİK ÖZ DÜZENLEME
  • 42. • Bireyin gelecekte karşılaşabileceği güç durumların (sınava girme, yarışmaya katılma, topluluk önünde konuşma yapma) üstesinden gelmede ne derecede başarılı olabileceğine ilişkin kendi hakkındaki yargısı inancıdır. • Bireyin becerisini kullanarak yapabildiklerine ilişkin yargılarının bir ürünü, bir sonucudur. ÖZYETERLİK
  • 43. • Öz yeterlik yargıları dört temel kaynaktan elde edilen bilgilerden etkilenmektedir: 1) Bireyin doğrudan kendi yaptığı başarılı ya da başarısız etkinlikler sonucunda elde ettiği bilgiler öz yeterliği etkiler. 2) Kendine benzer başka kişilerin başarılı ya da başarısız etkinlikleri, bireyin aynı etkinlikleri kendisinin başarıp başaramayacağı yargısını kuvvetlendirir (Dolaylı yaşantılar). 3) Bireyin başarıp başaramayacağına dair nasihat, öğüt ve teşvikler değişik ölçülerde öz yeterliği etkiler (Sözel ikna). 4) Bireyin belli görevi başarma ya da başarısız olma beklentisi öz yeterlik algısını etkiler (Psikolojik durum).
  • 44. • Algılanan öz yeterliği yüksek olan birey; - herhangi bir işin üstesinden gelmek için düşük olan bireye göre daha çok çaba harcar, daha ısrarlı ve sebatkardır. - herhangi bir şeyi denemekten, yaşantı geçirmekten düşük olana göre daha az korkar. - çevreyi daha çok kontrol edebileceğinden olayların üstesinden gelebilir ve yeni şeyler denemekten korkmaz.
  • 45. ÖZ DÜZENLEME • Bireyin kendi davranışlarını etkilemesi, yönlendirmesi ve kontrol etmesidir. İnsanların davranışları sadece dışsal pekiştireçler ve cezalarla kontrol edilmez. İnsanlar davranışlarını büyük ölçüde kendi kendilerine düzenlerler.
  • 46. • Birey davranışını düzenlemek için; a) Başkalarının ve kendi yaşantılarını gözleyerek, ödüllenen performans özelliklerini belirler ve kendine özgü performans standartlarını geliştirmiş olur. b) Kendi performansını, geliştirdiği performans standartları ile karşılaştırarak davranışı hakkında karar verir. c) Eğer davranış, standartlarına uygunsa, birey kendi kendini pekiştirerek davranışı sürdürür. d) Eğer davranış, standartlarına uygun değilse, birey kendi kendini cezalandırabilir ya da davranışta yeni düzenlemelere gider.
  • 47. • Bireyin performans standartları ulaşılamayacak kadar güç ve uzak olursa birey hayal kırıklığına uğrayabilir. Birey giderek kendini değersiz hisseder ve depresif reaksiyonlar gösterebilir. Bu nedenle, ulaşılabilecek yakın amaçlar belirlemek, bireyi harekete geçirmek için güdüleyeceği gibi, sonuçtan tatmin olmasını da sağlar. • Öz düzenlemede, içselleştirilmiş performans standartları kadar, algılanan öz yeterlik kavramı da etkilidir. Algılanan öz yeterlik, gerçek yeterliğinden daha düşük ise bireyi tembelliğe, gerçek yeterliğin çok üstünde ise, birey hep yeteneğinin üzerinde şeylerle uğraşacağından, başarısızlığa itebilir. Bu durum da kızgınlığa, hayal kırıklığına ve hemen hemen her şeyden vazgeçmesine sebep olabilir.
  • 48. KURAMIN EĞİTİM AÇISINDAN DOĞURGALARI • Bu kuramın eğitimde uygulanması daha iyi insanlar olmamızı sağlar. • Bilindiği gibi Bandura, bireyin her şeyi doğrudan öğrenmesinin gerekmediğini, başkalarını gözlemleyerek de pek çok şeyin öğrenileceğini savunmaktadır. Bu durumda anne-babalar, öğretmenler kazandırılmak istenen davranışı model olarak öncelikle kendileri göstererek çocuklara pek çok istendik davranışı kazandırabilirler.
  • 49. • Bilindiği gibi gözlem yoluyla öğrenmenin dört temel süreci vardır: 1) Dikkat Etme: Anne-baba ve öğretmenler çocukların model almalarını istediği davranışları dikkat çekici hale getirmelidirler. Model alınacak etkinlik anlaşılır, çekici, gözleyenin fiziksel ve bilişsel yapısına, yaşına, ilgilerine, amaçlarına uygun olmalı ve sonucunun fonksiyonel bir değerinin olması gerekmektedir. Yapılan deneyler çizgi film kahramanlarının çocuklar üzerinde önemli etkileri olduğunu göstermektedir. Öğretme-öğrenme sürecinde pek çok davranış çizgi film karakterleri vasıtasıyla öğrenilebilir.
  • 50. • Zihinde Tutma: Bireyin zihinde tutma sürecinde sözel sembollerin önemi büyüktür. Bu durumda öğretmenler, model alınacak etkinlikleri düzenlerken öğrencilerin sözel yeteneklerini, dili anlama ve kullanma becerilerini dikkate almalıdırlar. Ayrıca, öğretmenler, öğrencilere bellek destekleme ve kodlama yollarını öğreterek öğrencilerin modelin davranışlarını zihinde tutmalarını kolaylaştırabilirler.
  • 51. 3) Davranışı Üretme: Bu aşamada birey model aldığı davranışı, modelin davranışına benzetinceye kadar tekrar eder, düzeltir ve sonunda modelin davranışına benzer hale getirir. Burada öğretmenin dikkat etmesi gereken nokta, öğrencinin bilişsel olduğu kadar fiziksel özelliklerinin de model alınan davranışı yapmaya uygun olmasıdır. Ayrıca öğrencilerin algıladıkları öz yeterlik düzeyleri model alınan davranışı üretmeye uygun olmalıdır.
  • 52. 4) Güdülenme: Öğrenilenlerin performansa dönüştürülme evresidir. Öğretmen ve anne-babaların dikkat etmesi gereken nokta, çocukların modelin davranış sonuçlarını gözlemlemelerine fırsat vermektir. Çocuklar bu gözlemlere göre pekiştirilen davranışları yapar, cezalandırılan davranışlardan kaçınırlar. Ayrıca, öğrenciyi davranışı yapmaya istek ve ihtiyaç duyar hale getirmek gerekir. Bandura’ya göre içsel pekiştirmeler çok önemlidir ve anne-baba ve öğretmenler çocuğun başarmasını, kendi kendini pekiştirmesini sağlayacak fırsatlar hazırlamalıdırlar.
  • 53. • Öğretmenler, öğrencinin öz yeterlik algısını geliştirmeye yardımcı olmak için bazı önlemler almalıdırlar. a) Öğrenciye verilen ödevler, onun başarabileceği düzeyde olmalıdır. b) Değerlendirme ölçütleri önceden belirlenmeli ve öğrenciye bildirilmelidir. c) Öğrenciye ödevin her aşamasında sık sık dönüt verilmelidir. d) Öğrencinin kötü yaptıklarından çok, iyi yaptıklarına vurgu yapılmalıdır. e) Öğrenci kendini gerçekçi bir şekilde planlamaya yönlendirilmeli ve böylece öğrencinin kendi yeterliklerinin farkına varması sağlanmalıdır. f) Öğrencinin performansı göstermesi için harekete geçirici, teşvik edici ek puanlar verilmelidir.
  • 54. • Öğrencinin öz düzenleme yeteneğini kazanabilmesi için ise; a) Statüsü erişilemez modeller yerine çocuğun çaba harcamasını, doğru ve yanlışları ayırmasını sağlayan modellerle çalışması sağlanmalıdır. b) Çocuğun belirlediği standartlar ve hedefler açık, belirgin ve ulaşılabilir olmalıdır. c) Çocuk gözlediği davranışları kendi performans standartları ile karşılaştırmalı, kendine dönüt vermelidir. d) Çocuk, davranış sonuçları performansa uygun ise kendini pekiştirmeli, değil ise hatanın kaynağını bulup gidermelidir. Bütün bu süreci uygulayabilmesi için öğretmenin model olması ve düzenlenen eğitim durumlarının buna olanak vermesi gerekmektedir.
  • 55. • Öz yeterlik ve öz düzenlemenin geliştirilmesi için öğrencilerin tümüne aynı anda aynı şeylerin öğretilmesi yerine, grupla çalışmalar ya da öğretimin bireyselleştirilmesini sağlayacak ortamlar yaratılmalıdır. Tam öğrenme yöntemi, işbirliğine dayalı öğrenme yöntemi, probleme dayalı öğrenme yöntemi uygulanarak çocukta öz yeterlik ve öz düzenlemenin geliştirilmesine yardımcı olunmalıdır.
  • 56. Hazırlayan Simla Arıkan Açıkgöz EPO 618.01 Gelişim ve Öğrenme Kuramları