2. KONU
Organ nakli, organ naklinin gelişim tarihçesi, çeşitleri
ve organ nakli çerçevesinde ortaya çıkan etik konular
KONUNUN TARĐFĐ
Genel
• Organ nakli modern tıbbın en güncel konularından birisidir.
• Nakil sadece yasalarca tıbben beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılabilmektedir.
• Kadavradan ve canlıdan olmak üzere iki ana kaynaktan yapılabilir.
• Kadavradan nakil ancak eğer ölen kişi ölmeden evvel organ bağışı yapmışsa veyahutta örneğin
trafik kazasında ölen kişilerin yakın akrabalarının karşılıksız rızası ile gerçekleşebilmektedir.
• En önemli kaynaklardan biri trafik kazalarında olduğu gibi ani ölümler olup, bu ülkemizde pek
verim alınamayan bir yoldur.
• Akraba veya akraba olmayanlardan olmak üzere canlıdan nakil en çok kullanılan yöntemdir
• Konu donör ve alıcı açısından direkt insan sağlığı ve geleceği ile ilgili olduğundan etikle ilgili
çok sayıda üzerinde mutabakat olan ve olmayan mevzularla karşılaşılmaktadır.
3. Etik Nedir
• Ahlak bilimi, töre bilimi, insan ve hayvan yaşamını ilgilendiren bilimlerde yapılabilecek
hareketlerin sınırları, davranışın öncesinde yol gösterici ve sınırlayıcı kurallar topluluğu olarak
tanımlanabilir.
• Etik, diğer yönden bir nevi ahlakın mesleğe yönelik kısmıdır ve kendi içinde tutarlı bir takım
yaptırımların uygulanmasını da öngörebilmektedir.
• Demokratik toplumların değerlerini, normlarını ve tutumlarını belirleyen; insanların hayatını,
diğer insanlarla olan ilişkilerini ve toplumla olan iletişimini belirleyen temel yaptırımlardır.
• Etik kuralları genel kabul görürlerse zamanla hukuk kurallarına dönüştürülebilirler.
Etik Türleri
Etiği meslek ahlakı olarak tanımladıktan sonra genel anlamda her meslek
ya da disipline bağlı olarak etik türlerinden de söz edilebilir.
Örneğin, yönetim, hukuk, ticaret, tıp, akademik etik vb. gibi.
4. Organ ve Doku Nedir
Organ ve doku deyiminden, insan organizmasını oluşturan her türlü
organ ve doku ile bunların parçaları anlaşılır.
Ancak 0to-greftler(verici bölgeden çıkartılarak saçsız bölgeye nakledilmek için hazır olan
saç foliküllerine verilen ad), saç ve deri alınması, aşılanması ve nakli ile kan transfüzyonu
(kan nakli) bu kapsam dışında değerlendirilmektedir.
Organ Bağışı Nedir
Organ bağışı, bir insanın organlarının bir kısmını veya tamamını, henüz sağlıklı iken,
beyin ölümünün ardından başka insanlarda yararlanılmak üzere bağışlaması işlemine
verilen addır.
6. Nakli Yapılabilen Organlar Nelerdir _2
Kalp
Kalp kapağı
Pankreas
Đnce bağırsak ve pankreasın insülin salgılayan hücreleri
7. Beyin Ölümü Nedir_1
Beyin ölümü klinik bir tanı olup, beyin fonksiyonlarının tam ve
irreversibl yani geri dönülmez bir şekilde kaybıdır.
Đlk 1968 yılında Harward Üniversitesinde tanımlanmış ve
beyin ölümü kriterleri Harvard Kriterleri olarak tıp dünyasında yerleşmiştir.
Hemen hemen hiçbir ülkenin yasasında ölümün tanımlanması yoktur. Çünkü ölüm
tanımının kültürel, yasal ve politik boyutları da mevcuttur.
1.6.2001 tarihli Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre, kalp durması
olmadan, net bir şekilde tespit edilebilecek bir primer beyin lezyonu (doku hasarı) varsa
aşağıdaki 7 klinik tanı kriterlerinin beyin ölümü açısından araştırılması gerekmektedir :
1. Derin koma hali (bilincin tam kaybolması)
2. Işığa reaksiyon olmaksızın; yani göz bebeklerinin 4-9mm büyümesi
3. Reflekslerin büyük oranda kaybolması
4. Kornea refleksinin yokluğu
5. Ağrılı uyaranlara yanıtın olmaması
6. Öksürme ve yutma reflekslerinin yokluğu
7. Beyin sapının da hasarı ile kendiliğinden solunumun durması
(Solunumla sağlanan oksijenin kesilmesinden 1-2 dk sonra kalp te durur. Buna klinik ölüm
denir. Kalp durunca hücrelere oksijen gitmez ve oksijensizliğe en duyarlı hücreler olan
beyin hücrelerinde 4-6 dk sonra geri dönüşü olmayan doku ölümü olur. Beyin hücreleri
öldükten sonra kalp çalışacak olursa kişi bitkisel hayata girer.)
8. Beyin Ölümü Nedir_2
Beyin ölümü tanısını esas olarak nöroloji ; nöroşirürji,
anestezi ve kardiyoloji uzmanlarından oluşan beyin ölümü
tespit kurulu gerekli testleri yaparak koyar.
Hakkında beyin ölümü tesbiti yapılmış kişiler artık tıbben
ölüdürler ve bir daha hayata dönmeleri de mümkün değildir.
Beyin ölümü bir çeşit geri dönüşü olmayan koma olarak ta tanımlanabilir.
Beyin ölümü tanısı konan hastalarda daha önce tanısı konulmuş bir nedenle hasta
irreversibl(geri dönüşü olmayan) koma tablosuna girmişse en az 12 saat, etyolojisi(hastalık
etkenleri) bilinmeden gelişen tablolarda en az 24 saat bu koşulların değişmeden
devamlılığının gözlenmesi ve ilaveten uygun bir laboratuvar yöntemiyle de teyid edilmesi
gerekir.
Eğer yakınlarının da itirazı yoksa beyin ölümü gelişmiş kişilerin organları başka
insanlara nakledilebilir.
Beyin önlümünün yakınlara deklere edilmesinden sonra yaşam desteğinin kesildiği haller :
1- Hastanın organlarının transplantasyon için kullanımasına hasta yakınının izin vermesi
2- Hasta yakınlarının yaşam desteğinin kesilmesine izin vermesidir.
9. Bitkisel Hayat veya Koma Durumu ile Beyin Ölümünün Farkı Nedir
Bitkisel hayatta beynin, düşünce, konuşma ve istemli kasların
hareketinden sorumlu olan üst merkezleri, yani korteks işlevini
yitirmektedir. Bu durumda hasta düşünemez ve konuşamaz.
Bitkisel hayatta; beyin ölümü vakasının aksine hastanın solunumu devam eder.
Bitkisel hayattaki kişilerde az da olsa bir yaşam belirtisi vardır.
Bu kişiler aylarca, hatta yıllarca destekle yaşayabilir ve bazı durumlarda mucizevi şekilde
iyileşme şansları da vardır.
Bazen TV veya gazetelerde duyulan “3 yıl - 5 yıl sonra tekrar hayata döndü” vb. türünden
haberlerdeki insanlar bu türden bitkisel hayatta olan kişilerdir.
Derin koma da aynı şekildedir. Bu insanları tıp ölü kabul etmez ve
organ nakli bu kişilerden yapılmaz.
Beynin, iç organların çalışmasından sorumlu olan, orta ve alt merkezleri bitkisel hayat ve
koma vakalarında çalıştığı için kalp atıyor, solunum mümkün oluyor ve sindirim sistemi
de çalışabiliyor.
Koma durumunda bazen beynin alt merkezleri de geçici bir süreyle işlevini yitirebiliyor.
Bu durumda hastayı suni solunum cihazına bağlamak ve damardan beslemek gerekiyor.
Kalbin çalışmasını sağlamak ve kan basıncını belirli düzeyde tutmak için de çeşitli ilaçlar
kullanılır. Beyin henüz işlevini tam olarak kaybetmediği için hastanın komadan çıkması
mümkündür.
10. Hangi Organ Bağışlanır
Sağlıklı ve nakli mümkün olan bütün organlar bağışlanabilir.
• Türkiye’de : Kalp, karaciğer, akciğer, böbrek ve pankreas gibi
organlar; kalp kapağı, göz kornea tabakası, kemik iliği ve kan
gibi dokular başarıyla nakledilebilmektedir.
• Dünyada : Đse ince barsak ve pankreasın insülin salgılayan hücreleri de
nakledilebilmekte.
• Bağış belgesinde, sadece bağışlanmak istenilen organ/lar ya da tümü işaretlenebilir
Organ Nakli Kimlere Yapılır
• Organ nakli, kronik organ yetmezliği olan hastalara yapılır.
• Organ bulunamadığında bu tür hastalar için kaçınılmaz olan sonuç; “ölümdür”.
• Böbrek hastalarının diyaliz makinesi sayesinde yaşamaları mümkünse de böyle bir
yaşam makinaya bağlı ve çok zordur. Hastaların yaşam süresi önemli ölçüde kısalır.
• Organ nakli yapıldığında ise hastalar içimizden herhangi birisi kadar sağlıklı bir
konuma gelirler ve yaşam süreleri de çok daha uzar.
• Organ bağışı için yaş sınırı yoktur.
11. Organ Nakli Kimlerden Yapılır
On sekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan ve organının alınmasına
rıza gösteren kişilerden organ ve doku alınabilmektedir.
Akrabadan yapılan organ nakillerinde akrabalık dereceleri aşağıdaki gibidir :
1. derece akrabaları: Annesi, babası, çocuğu
2. derece akrabaları: Kardeşi, dedesi, ninesi, torunu
3. derece akrabaları: Amcası, halası, dayısı, teyzesi, yeğeni (kardeş çocuğu)
4. derece akrabaları: 3. derecedekilerin çocuklarıdır.
Kayın hısımlığında ise kişinin eş tarafından akrabaları aynı şekilde derecelendirilir.
Organ Naklinde Başarı Oranı Nedir
Ülkemizde organ nakilleri dünya standardında yapılmakta ve hatta dünya standardının
üzerinde pozitif sonuçlar alınabilmektedir. Karaciğer ve böbrek gibi önemli organların
nakillerinde elde edilen başarı oranları % 90'nın üzerinde seyretmekte ve belli
merkezlerde örneğin Akdeniz Üniversitesinde böbrek nakli için %99’lara
ulaşabilmektedir ki; bu ABD organ nakli merkezlerindeki başarı oranının da üzerindedir.
12. Organ Nakli Đhtiyacının Boyutu
Türkiye'de 48 organ nakli merkezi ve hayatını diyalizle sürdüren yaklaşık 50.000 böbrek
yetmezliği hastası ve 750 diyaliz merkezi mevcuttur. Hastaların arasına her yıl 11 bin kişi
katılıyor. Yılda en az 2 bin böbrek nakli yapılmaz ise bu sayı beş yıl sonra 50 bini bulacak
ve toplamda hasta sayısı 100.000 kişiyi aşacaktır. Devletin mevcut hastalar için harcadığı
yıllık para miktarı 2 milyar dolar. Bu rakamın bu şartlar altında 5 yıl sonunda 4 milyar
doları aşacağı rahatlıkla tahmin edilebilir. Her yıl diyalizdeki hastaların yüzde 10’u
kaybedilmektedir. Bu demektir ki, 5 yıl sonra şimdiki hastaların yüzde 50’si aramızdan
ayrılmış olacak.
Batılı ülkelerde nakillerin yüzde 75-80’i kadavradan; Türkiye’de bunun tam tersi.
Türkiye’de kadavradan alınabilen böbrek sayısı yılda 200-300 aralığında.
ABD’de yılda 11 bin kadavradan böbrek transferi yapılıyor. Sebepleri organ bağışına
yeterli ilgi gösterilmemesi ve yoğun bakım ünitelerinin azlığı ve yetersizliğidir.
13. ORGAN NAKLĐNĐN TARĐHĐ SEYRĐ
Dünyada
1902 yılında : Đlk kez Macar kökenli cerrah Dr. Ullman Viyana’da, hayvanlar üzerinde
böbrek nakli denemesini gerçekleştirdi.
1933 yılında : Dr.Voronov Sovyetler Birliği’nde, kadavra böbrek; yani ölü organı ile bunu
gerçekleştirdi.
1950’li yıllar : Bu alandaki çalışmalara hız veren ABD bilim adamları, başarılı organ
nakilleri yaparak; organ naklini normal bir tıbbi uygulamaya dönüştürmüşlerdir.
Bugüne kadar dünyada yaklaşık yarım milyondan fazla böbrek nakli gerçekleştirilmiş
durumdadır.
Milyon nüfus başına ülkelere göre donör sayıları şu şekildedir:
ÜLKE %
Đspanya 34,6
Đtalya 21,1
Fransa 20,0
ABD 20,0
Almanya 13,8
Đngiltere 12,3
Yunanistan 6,2
Türkiye 2,0
Romanya 0,4
Tablodan görüldüğü üzere Türkiye’nin durumu gelişmiş ülkerelere göre çok kötüdür.
14. Türkiye’de
1969 yılında : Ankara ve Đstanbul’ da iki kalp nakli yapıldı; ancak başarısız oldu.
3 Kasım 1975 yılında : Dr. M. Haberal ve ekibince Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ nde,
bir anneden 12 yaşındaki çocuğa canlıdan canlıya ilk başaılı böbrek nakli gerçekleştirildi.
10 Ekim 1978 tarihinde : Dr. M. Haberal ve ekibince Avrupa Transplantasyon
Birliği’nden (Eurotransplant) sağlanan ölü böbrek ile ilk defa kadavradan böbrek
transplantasyonu gerçekleştirildi.
1978 yılında : “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakline” ilişkin 2238
sayılı yasa çıkarıldı ve organ naklinin yasal çerçevesi belirlendi. Yasanın 3 Haziran 1979
tarihinde yürürlüğe girmesinden bir ay sonra, ilk kadavradan böbrek nakli
gerçekleştirildi.
8 Aralık 1988 tarihinde : Dr. M. Haberal ve ekibince Kuzey Afrika, Orta Doğu ve
Türkiye’de ilk defa kadavradan karaciğer nakli gerçekleştirildi.
15 Mart 1990 tarihinde : Dr. M. Haberal ve ekibince Kuzey Afrika, Orta Doğu ve
Türkiye’de ilk kez çocuklarda canlıdan segmental karaciğer nakli gerçekleştirildi.
24 Nisan 1990 tarihinde : Dünyada ilk kez yetişkinlerde, akrabalar arası yani canlıdan
canlıya karaciğer nakli gerçekleştirildi.
16 Mayıs 19992 tarihinde : Dünya literatüründe ilk kez yapılan bir uygulamayla aynı
vericiden aynı anda hem kısmi karaciğer nakli ve hem de böbrek nakli gerçekleştirildi.
15. 2005 yılı sonuna kadar, Türkiye'de yapılmış toplam transplantasyon sayıları şu şekildedir
Yıl Böbrek Karaciğer Kalp
1999 3220 344 183
2000 4286 401 164
2001 4526 414 199
2002 6060 430 146
2003 6501 351 191
2004 8536 759 183
Toplam 33129 2699 1066
Türkiye'de organ bekleyen hasta sayısı ise şöyledir
Böbrek Karaciğer Kalp
Canlı 6155 - -
Kadavra 2187 - -
Toplam 8340 - -
Canlı - 598 -
Kadavra - 667 -
Toplam - 1265 -
Kadavra - - 201
16. 2005 yılında yapılan istatistiklere göre donör (bağışlayıcı) sayıları
Avrupa'da böbrek nakli için bekleme listesi ve organ bağışları
17. HUKUKĐ BOYUT
• Avrupada organ bağışı, beyin ölümü ve organ nakli ile ilgili yasal
düzenlemeler Avrupa komisyon toplantısı Porto 2000 kurallarına göredir.
• Japonya organ naklinde daha yavaş davranmıştır. Japon hükümeti
çözüm için beyin ölümü kriterlerinin oluştuğu hallerde, sadece organ
nakli amacına yönelik, kişilerin ölü kabul edilmesini benimsemiştir.
• Ülkemizde organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve nakli ile ilgili konuları
düzenlemek üzere 3.6.1979 tarihinde 16655 nolu kanun çıkarılmıştır. Bu kanun, Genel
Hükümler, Yaşayan Kişilerden Organ ve Doku Alınması, Ölüden Organ ve Doku
Alınması ve Ceza Hükümleri ihtiva etmektedir.
• Đlaveten “Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği” 1 Haziran 2000 tarihinde 24066
Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikte değişiklik
yapan ilave bir yönetmelik 07.03.2005 tarihinde 25748 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanmıştır.
Bu kanun Organ ve Doku Nakli Hizmetleriyle Ilgili Kurum ve Kuruluslar, Ulusal Organ
ve Doku Nakli Hizmetleri Koordinasyon Merkezi, Bölge Koordinasyon Merkezleri, Bilgi
Đşlem Merkezi, Nakil Merkezleri, Nakil Merkezlerinin Kuruluşu, Nakil Merkezi Açılma
Başvurusu ve Gerekli Belgeler, Nakil Merkezi Açılma Izin Belgesi, Nakil Merkezlerinin
Izlenmesi, Organ ve Doku Kaynaği Merkezi, Doku Tipleme Laboratuarları, Ulusal
Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Kurulunu(UKK), Ulusal Koordinasyon
Sistemi(UKS), amacı, Dağıtımı Yönergesi, Koordinatörlüğü ve UKS Görevlileri, Alım
Ekibi, Dağıtımı ve Yasaklar vb. ilgili konuları tanzim etmektedir.
• Transplantasyon hızla gelişen bir tıp alanı olduğundan gelişmelere göre gerekli yasal
değişiklik ve düzenlemelerin vakitlice gerçekleştirilmesi çok önemlidir.
18. ORGAN NAKLĐNDE ETĐK ĐLE ĐLGĐLĐ BOYUTLAR
Organ bağışı ve transplantasyon ile ilgili etik sorunlar, Avrupa‘nın 5 değişik ülkesinde
yapılan çalışmalarla karşılaştırılmış; Đsviçre, Danimarka, Almanya, Đspanya ve
Portekiz’deki transplantasyon sıklığı, organ bağışı sıklığı, yasal düzenlemeler ve donör
ailelerinin konuya bakışları incelenmiştir.
Ülkelerarası kültürel değer farklılıkları dikkate alınarak yapılan detaylı incelemelerde
özellikle organ bağışı ile ilgili açıklanması gerekli bir çok ayrıntı tespit edilmiştir.
Organ bağışı ile ilgili olarak gündeme gelebilecek çok sayıda konu başlığı ve tartışma
konusu bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında ana konu olan organ nakli ve etik başlığı
altında bir kısmı geniş mutabakat ile sonuca ulaştırılmış, bir kısmı ise daha henüz
tartışma aşamasında olan konulara değinilmiştir.
19. 1- Kadavradan Organ Nakli Yapılması
Kişinin ölümü anında yanında herhangi bir yakını yoksa ve üzerinden
organlarını bağışlamadığına dair bir belge çıkmazsa, 2594 sayılı yasa,
organlarının alınmasına izin vermektedir. Ölünün fizik bütünlüğünü
değiştirmeyen organlar, (kornea gibi) herhangi bir bağış ya da izin
aranmaksızın nakil için alınabilir. Ancak böyle davranan bir hekimin
organ hırsızlığı suçlamasıyla karşılaşacağı kesin gibidir. Böyle bir yasa kamuoyu
önünde tartışılmadığı ve kamu vicdanında benimsenmediğinden, nakil merkezlerinde
yakınların yazılı izni olmadan organ alınmamaktadır ki; bu da esasen toplumsal etik
açsıından en uygun olanıdır. Ancak gerçekten başka birinin hayatı sözkonusu ise bir
büyük kurul kararı ile de beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan organ alınması üzerinde
tartışılmalıdır.
2- Canlıdan Organ Nakli Yapılması
Canlı vericiden(donör) organ alınmasında etik yönden kesinlikle uyulması gerekenler :
1. Donör riski ile alıcının zorunlu ihtiyacının karşılaştırılması; yani kadavra kaynaklı
organ şansının hiç olmaması ya da bekleme süresinin belirsiz olması,
2. Donörün onay öncesi, operasyon ve sonrası dönemde karşılaşabileceği sıkıntı ve riskler
konusunda ayrıntılı bir biçimde ve açıkça aydınlatılması,
3. Donörün onay belgesini maddi veya psikolojik etki ve baskı altında
kalmadan vermesi, kararından vazgeçme hakkına saygı gösterilmesi,
4. Organ verme karşılığında hiçbir maddi çıkarın sözkonusu olmaması;
bu konuda herhangi bir kanıt yada kuşkuda naklin iptali gerekir.
20. 3- Bağışlanan Organların Para ile Başkasına Satılması
3.6.1979 tarihinde resmi gazetede yayınlanmış 16655 nolu kanuna göre
bedel veya başkaca çıkar karşılığı, organ ve doku alınması ve satılması
yasaktır. Öte yandan bu pek mümkün de değildir. Bir insan öldükten sonra organları
bağışlandığında, Organ Nakli Koordinasyon sistemi devreye girer. Bu sistem gereğince
bağışlanan organlar Sağlık Bakanlığı'nın Bölge Koordinasyon Merkezine (BKM) ve
oradan da Ulusal Koordinasyon Merkezine (UKM) bildirilirler. Organların merkezlere
dağıtımı bu bildirimler sonucunda gerçekleşebilir.
Avrupa Konseyi Đnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi (Strasbourg, Kasım 1996), 6 nolu
Organ ve Doku Transplantasyonu maddesine göre :
• Organ veya dokunun alınması onaya bağlıdır.
• Đnsan vücudunun hiçbir parçası ticari amaç için kullanılamaz.
Đster kadavra ister canlı vericili nakil olsun, kanuni, tıp etiği ve genel ahlak kuralları
açısından organlar kesinlikle bir çıkar karşılığında bağışlanamaz.
• Kadavra organ bağışlarında akrabaları tarafından herhangi bir maddi talep olduğunda
görüşme derhal bitirilmelidir.
• Adı üzerinde ‘bağışlanan’ her ne olursa olsun karşılık olmamalıdır. Aksi halde bu
durum ‘bağış’ değil ‘satış; yani ticaret’ olur ki, bu da kabul etik açıdan edilemez.
• Bununla birlikte bazı ülkelerde ise donörün gireceği sıkıntılı süreçten dolayı yaşayacağı
işgücü kaybı, zaman kaybı, ailesinin çekeceği potansiyel sıkıntılar, sağlığının riske
girmesi vb. gibi zararlarının tazmini derecesinde bir ücret almasının uygun olup
olmadığı tartışılmaktadır.
21. 4- Organ nakli ameliyatında cenazenin bütünlüğünün korunması
Kadavradan organ çıkarma işlemi canlı ameliyatı kadar büyük özenle yapılmalıdır.
Organlar çıkarıldıktan sonra estetik dikişlerle dikilerek, bedenin hiçbir şekilde zarar
görmemesine özen gösterilmelidir. O bedenler organların kıymetini çok iyi bilen hekimler
için kutsaldır ve çok büyük bir saygıyı hak etmektedirler.
5- Organ naklinde Deney – tedavi ikilemi
Đlaçla ve diğer yöntemlerle tedavi mümkün olduğu müddetçe klinik sahada
kalınmalı; organ nakline başvurulmamalıdır. Nakilde meydana gelebilecek
komplikasyonlarla ilgili olarak ta yeterli teknik alt yapı olmalıdır.
Yoksa klinik saha ile deney sahası karışabilir ki; bu da etik bir sorundur.
6- Kişinin hayattayken organlarını bağışladıktan sonra bundan vazgeçme hakkı
Kesinlikle vardır ve yakınlarına söylemek yeterli olmaktadır. Çünkü günü geldiğinde
bağışı değerlendirecek olanlar yakınlardır. Bugün ülkemizdeki uygulamaya göre bağış
kartı olsa bile kişinin yakınları izin vermedikçe ölünün organları alınamaz.
Ancak bir kez nakle karar verip, alıcının da tesbiti ve umuda kapılmasından sonra
bağışından vazgeçilmesi, alıcının ümidini boşa çıkarmak sebebiyle pek etik sayılmayabilir.
7- Organların tümünü değil sadece birini (örn. böbrekleri) bağışlamak mümkün müdür?
Evet bu mümkün olup, organ bağış kartında bunu belirtecek seçenekler bulunmaktadır.
Ayrıca yakınlara bunu söylemek te yeterli olmaktadır. Kişinin bağışladığından başka
diğer organlarının alınması etik değildir.
22. 8- Kişinin üzerinde organ nakli kartı varsa ve bu arada sağlık sorunu çıkarsa bunun
suistimal edilmesi mümkün müdür?
Tababet ilkelerine göre hiç kimsenin hayatı hiç kimse için feda edilemez.
Kaldı ki, organların alınabilmesi için kişi hayattayken bağış yapsa bile,
yine de ailenin izninin alınması gerekmektedir.
9- Organ bağışı bilgilerinin korunması ve organ mafyasının eline geçme ihtimali nasıldır?
Organ bağışı sırasında alınan bilgiler nakil için yeterli bilgiler değildir. Kişinin sağlık
durumunu değil, niyetini belirten bazı kimlik bilgisi dışında bir özellik taşımazlar. Kan
veya sıhri hısımlık(evlenme sonucu oluşan hısımlık) veya yakın kişisel ilişkilerin mevcut
olduğu durumlar hariç olmak üzere alıcının ve vericinin isimlerini açıklamamak gerekir.
10- Başarı şansı düşük organ nakillerinin yapılmasının etiği var mıdır?
Ülkemizde organ nakillerinde örneğin karaciğer ve böbrek gibi önemli
organların nakillerinde başarı oranları % 95'in üzerindedir. Özellikle
böbrek naklinde bu oran %99’a ulaşmıştır. Dolayısıyla etik açısıdan pek
önemli bir sorun yoktur.
11- Organ nakli sisteminin kontrol dışına çıkabilme potansiyeli ve sistem kontrolü
Sistem otokontrolden kurtulamayacak kadar komplekstir ve suistimallerin üstü
örtülemeyecek kadar yaklaşık 15 kişilik kalabalık bir ekip gerektirir. O nedenle, örneğin
kadavra organ bağışlarında adli kayıtlara geçmiş hiç bir olay da yoktur. Canlı vericili
nakillerdeki suistimaller de gizlenemez. Kaldı ki, organ nakli ekibinin yanısıra
hastanelerin etik kurulları da gerektiğinde devrededirler.
23. 12- Bitkisel hayatta veya komada olan hastaların da organlarının
alınması ihtimali var mıdır ve bunun etiği nedir?
Bu tür hastaların yaşama geri dönme şansları her zaman olabileceğinden
bunlardan kesinlikle organ nakli yapılamaz; etik dışıdır. Çünkü bu tür
hastalar henüz daha ölmüş olarak kabul edilmezler.
13- Tam teşekküllü olmayan hastanelerde ve ehil olmayan kişiler tarafından organ nakli
yapılması
Sağlık Bakanlığı tarafından yukarıda zikredilmiş yasalar
çerçevesinde organ nakli yapma ruhsatı almış merkezler
ve bu merkezlerde çalışacak kişilerde bulunması gereken
bütün özellikler tesbit edilmiş ve kontrol altına alınmıştır.
Dolayısıyla yasal olarak çalışan merkezlerin gerekli
alt yapıyı sağlamaları zorunludur.
24. 14- Organ Mafyası Faaliyetleri
16655 nolu kanuna göre 18 yaşını doldurmamış ve mümeyyiz
olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır.
Organ ticaretini önlemek için akraba olmayanlardan organ nakli şu
veya bu biçimde yasaklanmış, sınırlandırılmış ya da belli
kurallara bağlanmıştır.
Bu aslında haklı bir kaygı olarak gözükmektedir. Çünkü yoksulların para için organlarını
sattığı ve sadece parası olanların hayatta kaldığı bir toplum sakat olacaktır. Nitekim,
Hindistan gibi ülkelerde 1000 dolara insanlar hiç de hijyenik olmayan ortamlarda
böbreklerini satmaktadırlar ve bu işin mafyası oluşmuştur.
Bazen gündeme gelen küçük çocukların organ mafyası tarafından organlarını almak için
kaçırıldığı iddiaları ile ilgili heüz kayda geçmiş ve isbat edilmiş hiçbir adli vak’a yoktur.
15- Organ Nakli Đle Đlgili Reklam Yapılması
16655 nolu kanuna göre bilimsel, istatistiki ve haber niteliğindeki bilgi dağıtımı halleri
hariç, organ ve doku alınması ve verilmesine ilişkin her türlü reklam yasaktır.
Aynı kanuna göre bir kimse sağlığında vücudunun tamamını veya organ ve dokularını,
tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmi veya yazılı bir vasiyetle
belirtilmemiş veya bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamamış ise sırasıyla
ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocukları, ana veya babası veya kardeşlerinden,
bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvaffakiyetiyle ölüden organ
veya doku alınabilir. Aksine bir vasiyet veya beyan yoksa, kornea gibi ceset üzerinde bir
değişiklik yapmayan dokular alınabilir. Ölü sağlığında kendisinden ölümünden sonra
organ veya doku alınmasına karşı olduğunu belirtmemişse organ ve doku alınabilir.
25. 16- Organ naklinde "Etik Kurul Onayı" Sorun Teşkil Etmekte midir?
Böbrek nakillerinde aranan "Etik Kurul Onayı" bir yandan zaman
kaybından dolayı birçok diyaliz hastasının yaşamını yitirmesine yol açarken,
bir yandan da yasadışı organ naklinin önüne set koymaktadır.
O sebeple, çapraz nakillerin de canlı vericili ve kan grubu uyumsuz
nakillerin de akraba nakilleri gibi değerlendirilmesi gerektiği görüşünde
olanlar bulunmaktadır.
Konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müd. den
böbrek ve karaciğer nakli yapan merkezlere 3 Şubat 2010 tarihinde
gönderilen yazıda, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Kurulunun
(UKK), etik kurul kararlarının incelenmesi amacıyla yaptığı toplantıda,
''Akraba dışı nakillere ilişkin yeniden mevzuat oluşturulana dek çapraz nakiller ile ilgili
dosyaların UKK'da değerlendirilmesine gerek olmadığı'' kararı alındığı belirtilmiştir. Bu
da Etik Kurul onayları esnasında kaybedilen zamanın kazanılacağı anlamına geliyor.
Bu türden uygulamalar yerel Etik Kurullarına daha çok yetki veriyor. Bunların suistimal
edilmesi ciddi etik kaygılara sebep olabilir.
17- Kan grubu uyumsuz nakiller
Bu tür nakiller çok masraflı ancak bu yöntem, diyaliz tedavisiyle
karşılaştırıldığında, orta vadede diyalize göre çok daha avantajlı ve başarı
oranı da kan grubu uyumlu nakillerdekiyle eşit seviyededir. Bu sebepten
ötürü organ yetmezliğinden verilen hasta kayıplarının azaltılması amacıyla
önemli bir çözüm yollarından birisi olarak algılanmaktadır.
26. 18- Çapraz nakiller
Organ nakli bekleyen iki hastanın akrabalarının, birbirlerinin
alıcılarına karşılıklı organ vermesi şeklinde gerçekleşen nakillerdir.
Ülkemizde çapraz vericili nakil için etik kurullara başvurulması
zorunluluğu kaldırılmıştır ve alıcı ve vericinin karşılıklı rızaları,
alıcı hastalar ile verici olacak akrabaları arasında dördüncü dereceye
kadar kan veya kayın hısım ilişkisi(evlenme dolayısıyla eşlerden biri
ile diğerinin kan hısımları arasında oluşan yakınlıktır) bulunması zorunlu kılınmıştır. Bu
kararla böbrek nakillerinde yüzde 10-15 oranında artış olması beklenmektedir.
Bu yöntem, yakınları içerisinde kan grubu uyumlu vericisi olmayan hastalara uygulanıyor.
Kan grubu uymadığı halde yakınına böbrek vermek isteyen çiftler, organ nakli merkezinde
doku uyumları göz önüne alınarak çapraz nakle hazırlanıyor. Örneğin, kan grubu A olan
bir alıcının kan grubu B olan yakını, böbreğini kan grubu B olan başka bir hastaya
verirken; ikinci hastanın kan grubu A olan vericisi de böbreğini ilk hastaya veriyor. Kan
grubu A veya B olan hastalar, kan grubu uyumlu vericileri olmaması durumunda çapraz
nakil adayı olabiliyorlar.
19- Fetustan (3-9 ay arası anne karnındaki bebek) Doku Nakli
Tıbben 3 ay sonunda anne karnındaki bebeğin bütün organları oluşmuş
olduğundan birey sayılır. Dolayısıyla anne karnındaki bebekten doku nakli
yapılabilmesi için etik olarak bebeğin mutlaka ölü olması şarttır.
Đngiltere’de örneğin yasal olarak fetustan yapılan transplantasyonların
“kişilik transferi olmayacak” şekilde olması yönünde sınırlandırmalar var.
27. 20- Xenotransplantasyon (dış transplantasyon)
Organ transplantasyonlarında donor olarak hayvanları kullanmak olarak
açıklanabilir, doğru rekombinasyon ve ekspresyon ile genetik olarak
değişime uğratılmış hayvanlar tarafından üretilen organların insanlara
naklidir. Nakledilen organı hastanın bağışıklık sisteminden koruyacak
"kalkan protein"lerin geliştirilmesi ile bu yöntem hayal olmaktan çıkmış, dünyanın çeşitli
bölgelerinde özellikle domuzlar kullanılarak organ üretimleri ve (yasal engeller ve etik
faktörler yüzünden şimdilik hücresel boyutta) başarılı transplantasyon denemeleri
yapılmıştır.
Kalbi atmayan kadavra kullanımı bir çıkış yolu olsa da; Xenotransplantasyon ile ilgili
çalışmalar da ümit vaad etmektedir. Birikmiş hastaların dertlerinin çözümü için kalbi
atmayan kadavra donörlerinin daha sık ve verimli kullanılması ve Xenotransplantasyona
ait etik, dinsel ve yasal kuralların belirlenerek ve bu yolla da organ ve doku bağışı ile
transplantasyon artışının sağlanması gerekmektedir.
21- Alkol ve Uyuşturucu Bağımlılarına Organ Nakli
Pek çok sağlıkçı içkiyi bırakmış olsa bile alkolik bir hastaya transplantasyon
uygulamasını etik bulmamaktadır. Tartışmalar kesin bir çözüme ulaşamasa
bile bir hekim geleneksel tıp etiğine göre, kişinin yaşam tarzı ne olursa olsun,
elinden gelenin en iyisini yapmakla yükümlüdür.
Çünkü kişinin kötü alışkanlıklarından vazgeçme ihtimali de her zaman vardır.
Öte yandan, bağımlı olmayan ve nakle daha sağlıklı cevap verebilecek
hastalara öncelik vermek de belki daha etik olması açısından tartışılabilir.
28. 22- Eşler Arası Organ Naklinde Etik
Canlı donörlerde eşten eşe bağışın kabul edilmesiyle çok önemli bir etik
problem gündeme gelmiştir. Bir çıkar karşılığında organ bağışının yasak
olması ve eşten eşe organ naklinin yasallaşması, para karşılığı anlaşmalı
evliliklerde artışa yol açmıştır. Bu da ileride çözülmesi gereken problemlerden
birisi olarak dikkate alınmalıdır.
23- Donör Eşinin Organ Nakli Hk. Bilgilendirilmesi ve Rızası
Vericinin evli olması halinde birlikte yaşadığı eşinin, vericinin organ ve doku
verme kararından haberi olup olmadığını araştırıp öğrenmek ve öğrendiğini
bir tutanakla tespit etmek kanuni zorunluluktur. Gerçekten bu son derece
yerinde bir uygulamadır; çünkü kişi organları tam biriyle evlenmiştir ve
organ vermenin olası komplikasyonlarını kabul etmeyebilir ve bu nedenle
O’nun rızası olmadan bu işe tek başına karar vermek etik değildir.
24- Đdam Edilmiş Mahkumlardan Organ Nakli
Bu konuda genel kanı tıp doktorları ve teknisyenlerinin idam edilmiş
mahkumlardan organ çıkarımı veya bunların transplantasyonunda kesinlikle
rol almamaları yönündedir. Bu etik açıdan daha çok alıcı bağlamında
tartışılabilir bir alandır.
29. 25- Dini Kaidelere Uygunluğu Açısından Organ Nakli ve Etik
Organ bağışına karşı olan kişilerin tutumları incelendiğinde bu kişilerin organ bağışına
karşı olmaları, genellikle dinsel inançlara dayandırılarak kendini göstermektedir. Farklı
toplumların farklı dini görüşleri ve davranışları bulunmaktadır. Kısaca :
Budist inanışı :
Budist inanışı organ bağışına olumlu yaklaşmaktadır. Đnanışa göre vücut
ve ruh arasındaki ilişki göz önüne alındığında, ölüm öncesinde ve
sonrasında, organ bağışı bir cömertlik olarak nitelenmekte ve Nirvana’ya
ulaşmada bir aşama olarak değerlendirilmektedir.
Hindu inanışı :
Hindu dininde de organ bağışına izin veren bir yaklaşım görülmektedir. Ölümden
bağımsız olarak yaşamaya devam eden ruh inanışı ve cesedin yakılması, mitolojilerce de
desteklenerek, insanlık ve toplumun yararına organların kullanımına izin vermektedir.
Musevilik inancı :
Organ bağışındaki Musevilik bakış açısının yorumlanması pek kolay
değildir. Yaşam kurtarmak ile ölüden fayda sağlamak arasındaki
çatışma kararları zorlamaktadır. Bir tarafta kuvvetli olarak organ bağışı
ve transplantasyonu destekleyenler varken, diğer tarafta musevi
toplumda karşı çıkanlar da olabilmektedir.
30. Hıristiyanlık inancı :
Transplantasyonun ilk yıllarında canlı donörlerden organ çıkarılması ve
nakledilmesi Katolik kiliseleri tarafından onaylanmamıştı. “Her organ ve
doku bir bütünlük içerisinde, diğer organ ve dokuların bir parçası olarak
doğal işlevlerini yürütmek üzere yaratılmışlardı”. Bütünlüğü bozulan
insanda kalan doku ve organların bu işlevlerini sürdüremeyecekleri gibi,
alınan organların da görevlerini yapamayacakları inanışı geçerliydi. Aynı
inanış, insan vücudu ya da parçalarının, başka kişilerin iyileştirilmesi amaçlansa da
çıkarları için kullanılmasını reddetmekteydi. Bu durum organ naklini sınırlamıştı. Ancak
yaklaşık 60 yıl sonra klinik sonuçların ortaya koyduğu gerçekler ve toplumun değişen değer
yargılarının etkisi altında kilise yorumunu değiştirip, organ naklini destekleyici bir tutum
içerisine girmiştir.
Katolik inanışında Papanın buyruğu ile insanları birleştiren dayanışma kuralları ve
hayırseverlik kavramıyla acı çeken kardeşine yardımı desteklemek amacıyla organ bağışı
olumlu karşılanmıştır. Her ne kadar ölüye de yaşayan bir insan gibi saygı duyulması şartsa
da cesedin artık yaşayan bir insan değerini taşımadığına inanılmaktadır. Organ bağışı için;
beyin ölümü kriterlerinin iyi tanımlanması, gerekli tüm tedavilerin yapılmış olması, yakın
akrabalarının izni alınması, vücut bütünlüğünün korunmasına dikkat edilmesi
gerekmektedir. Canlıdan organ bağışında, organ bağışlayan kişinin sağlığının riske gireceği
ve vücut bütünlüğünün zarar göreceği düşünülmektedir. Fakat başka bir çözüm yolu yoksa
ve kişinin yaşamı için organ nakli acil olarak gerekliyse, hayırseverlik kuralı göz önünde
bulundurularak, donörün özgürlüğüne saygı duyulup, operasyon masraflarının donöre
yansıtılmaması şartıyla, canlıdan organ nakline izin verilmiştir.
31. Đslam inancı _1 :
Esasen direkt ortada organ bağışı ile ilgili ayet ve hadis yoktur.
Ancak, Đslamın temel amaçlarından biri de insan yaşamının sürekliliği
olduğundan, yasal olarak kabul edilmiş tedaviler ve yaşam kurtarıcı
yöntemlerin kullanımı dinen onaylanmıştır. Her ne kadar organ nakline
karşı olan alimler de bulunuyorsa da genel olarak Đslam fıkhı ve fetvalar ışığında, organ
bağışı ve nakli hakkındaki Đslami görüşler bir çok kongrede tartışılarak fikir birliğine
varılmış ve gerekli koşullar oluştuğu zaman organ nakline cevaz verilmiştir.
Bu kararlar T.C. Diyanet Đşleri Bşk.lığı, Din Đşleri Yüksek Kurulu tarafından alınan
karara da benzerlik göstermektedir. Kurul araştırmaları sonucunda (el-Maide suresi
32.ayet, el-Đsra Suresi 70, et-Tin Suresi 4 ayetlerine dayanarak) 3/3/1980 tarihinde 396
sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir.
Bu karara göre organ nakli için şu şartlara uyulması gerekmektedir :
1. Gereklilik durumunun bulunması, yani hastanın yaşamını veya yaşamsal bir önem
taşıyan organını kurtarmak için bundan başka çaresinin olmadığını, mesleksel
yeterliliğine ve dürüstlüğüne güvenilen bir hekim tarafından tespit edilmesi.
2. Hastalığın bu yolla tedavi edilebileceğine hekimin inanmış olması.
3. Organ ve dokusu alınan kişinin bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması,
4. Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ ve dokusu alınacak
kişinin sağlığında (ölmeden evvel) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir
beyanı olmamak koşulu ile yakınlarının izninin alınması.
5. Alınacak organ ve doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması.
6. Tedavisi yapılacak hastanın da yapılacak bu nakle izin vermiş olması gerekmektedir.
32. Đslam inancı _2 :
Görüldüğü gibi zikredilen şartlarla uluslararası organ nakli etik
kuralları arasında sıkı bir benzeşme bulunmaktadır. Ancak :
• Üreme organlarının naklinin uygun olmadığını;
• Alıcı ve vericinin günahkar olmalarının organ naklini etkilemediğini;
• Ölüden organ nakledilerek bir yaşamın kurtarılmasının Đslam'ın merhamet prensibine
uygun olduğunu,
• Canlı vericiden naklin veren kişinin hayatını riske sokmuyorsa caiz olduğunu
yazmış; bu hususu çeşitli ayet, hadis ve içtihatlara dayanarak açıklamıştır.
S.Arabistan'da 1988 yılında toplanan Milletler Arası Fıkıh komisyonu organ bağışı ve
kadavradan organ naklini dinen uygun görmüş; organ alım-satımının caiz olmadığı
hükmünü vermiştir. Ancak vericinin bazı masraflarını karşılamak üzere, alıcının harcama
yapmasının (ödüllendirilmiş bağış) dinen tekrar yorum ve içtihat gerektiren bir husus
olduğunun altını çizmiştir.
Đslam ülkelerindeki resmi dinsel örgütlenmeler organ bağışına karşı çıkmamaktadırlar.
Ancak, resmi olmayan din adamlarının görüşleri halk arasında daha fazla ilgi çekmektedir.
Bu problemlerin en azından bir bölümünün eğitim, bilgilendirme yolu ile çözülebileceği
düşünülmektedir. Bununla birlikte yine de herşeye rağmen donör olmak tamamen
karşılıklı rıza esasına dayanmalıdır ve kadavradan organ naklinde de yakın akrabaların
olurunun alınması etik açısından her türlü şüpheli durumu önleyecektir.
33. REFERANSLAR
1- Organ Transplant and Ethics; David Lamb, 1996; Published by AverburyAshgate
Publishing Limited, England
2- Issues in Biomedical Ethics, Lisa Yount, 1998 by Lucent Books, Inc.
3- http://www.medscape.com/transplantation
4- ttp://www.ted.com/talks/paul_root_wolpe_it_s_time_to_question_bio_engineering.html
5- Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği
(11 Mart 2009 tarih ve 27166 sayili Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.)
6- http://www.sagliksal.net/saglik/15849-diyalize-giren-hasta-sayisi-artiyor.html
7- tr.wikipedia.org/wiki/Organ_nakli
8- http://hastane2.akdeniz.edu.tr/hakkimizda-9d
9- http://www.tond.org.tr/tr/ Türk Organ Nakli Derneği
10- http://www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-7785/organ-nakli.html
11- http://www.organnaklimerkezi.com/ Memorial Organ Nakli Merkezi
12- http://www.acibadem.com.tr/organnaklimerkezi/ Acıbadem Organ Nakli Merkezi