İnmeli hastalarda nörolojik fonksiyonları ölçmek için, iskemik alan boyutunu değerlendirmek için ve bağımlılığı saptayıp fonksiyonel iyileşmeleri değerlendirmek için kullanılan skalalar hakkında kısa bir sunum. İyi okumalar
İnmeli hastalarda nörolojik fonksiyonları ölçmek için, iskemik alan boyutunu değerlendirmek için ve bağımlılığı saptayıp fonksiyonel iyileşmeleri değerlendirmek için kullanılan skalalar hakkında kısa bir sunum. İyi okumalar
EEG Maturation - Serial evolution of changes from Birth to Old AgeRahul Kumar
This presentation discusses in detail the evolution of the EEG patterns in the human brain, as the brain develops and matures. The sequence of changes as well as the shifting patterns coinciding with Myelination are discussed.
EEG Maturation - Serial evolution of changes from Birth to Old AgeRahul Kumar
This presentation discusses in detail the evolution of the EEG patterns in the human brain, as the brain develops and matures. The sequence of changes as well as the shifting patterns coinciding with Myelination are discussed.
Sistemik skleroz (SS), cilt ve iç organların fibrozu ve mikrosirkulasyon bozuklukları ile karakterize, bağ dokusunun sebebi bilinmeyen sistemik bir hastalığıdır.
Kronik böbrek boz(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Myasthenia gravis
1. Myasthenia GravisDr. Nusret Ergin
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 5
1/51nusretergin@mail.com
2. Sunum Planı
• Giriş ve Tanım
• Genel Bakış
• Epidemiyoloji
• Patofizyoloji
• Klinik Tablo
• Ayırıcı Tanı
• Tanı
• Tedavi
• Miyastenik Kriz
• Özet ve Yenilikler
• Kaynakça 2/51
3. Giriş - Tanım
• Myasthenia Gravis, iskelet kaslarının dalgalanmalı seyreden
kuvvetsizliği ve çabuk yorulmasıyla karakterize, nöromusküler
bileşkenin en sık görülen otoimmün hastalığıdır.
• ‘’Ağır Kas Güçsüzlüğü’’ anlamına gelir, ilk olarak 17.yy’da tanımlanmıştır.
• Son 20 yıldır hastalığın patofizyolojisi ve immünopatolojisi hakkında
çokça ilerleme kaydedildi. Daha önceleri hastalık tam anlaşılamamışken
immünolojinin ve teknolojinin de gelişimiyle beraber belki de
patofizyolojisi en iyi anlaşılmış hastalık haline gelmiştir.
3/51
4. Genel Bakış
• Semptomların gün içinde
dalgalanmalar göstermesi ve
özellikle oküler, bulber, fasyal,
respiratuar ve ekstremite kaslarını
farklı kombinasyonlar halinde
tutması tipiktir.
• M.G’nin iki farklı klinik formu
vardır.
- Oküler Myasthenia Gravis
- Jeneralize Myasthenia Gravis
4/51
5. Genel Bakış
• Semptomların gün içinde
dalgalanmalar göstermesi ve
özellikle oküler, bulber, fasyal,
respiratuar ve ekstremite kaslarını
farklı kombinasyonlar halinde
tutması tipiktir.
• M.G’nin iki farklı klinik formu
vardır.
- Oküler Myasthenia Gravis
- Jeneralize Myasthenia Gravis
5/51
6. Epidemiyoloji
• Hastalığın; daha iyi tekniklerle tanı
koyulabilirliğinin artmasından, refahın ve yaşam
süresinin uzamasından dolayı prevalansı son 50
yıldır giderek artış göstermiştir ve milyonda 70-
320’ye ulaşmıştır [1].
• İnsidansı ise milyonda 7-23’tür[2].
• M.G her yaşta görülebilmekle beraber hemen
her toplumda bimodal dağılım göstermektedir;
kadınlarda 2. ve 3. dekatlar arasında pik
yaparken erkeklerde bu pik 6. ve 8. dekatlar
arasındadır[3].
• Vakaların %10-15’i de jüvenil MG’dir. Nadir
olarak da konjenital veya neonatal MG şeklinde
görülür[4,5].
insidans
yıl
K
E
E+K
E=Erkek
K=Kadın
6/51
7. Epidemiyoloji
• MG hastalarının yaklaşık %15’i sadece oküler semptomlara sahiptir ve
Oküler M.G şeklinde adlandırılırlar[*].
• Geri kalan %85’i ise Jeneralize M.G başlığı altında incelenir ve diğer
kas gruplarının kombinasyonları halinde görülmekle beraber büyük
çoğunluğunda yine oküler semptomlar mevcuttur[*]. ( örn.
Okülobulber M.G)
• Bazı çalışmalarda M.G’li hastaların diğer otoimmün hastalıklarla
birlikteliği normal popülasyona kıyasla sık olarak izlenmiştir[6]. (örn.
Otoimmün Tiroid Hastalığı, Sistemik Lupus Eritematozus, Romatoid
Artrit…)
7/51
8. Fizyoloji*
• Motor sinirden gelen uyarı ile
asetilkolin granülleri sinaptik aralığa
salgılanır. Asetilkolin, postsinaptik
membrandaki asetilkolin
reseptörlerine bağlanır, kas
hücresine giren sodyum ile aksiyon
potansiyeli oluşturulur ve kas
kasılması başlamış olur.
8/51
11. Patofizyoloji – AChR Antikoru
• Myasthenia Gravis’te ise ACh’nin
bağlandığı AChR’ye karşı bir
otoantikor üretimi söz konusudur[7].
• Antikorun reseptöre bağlanması
sonucu ACh ile AChR birleşemez,
postsinaptik membranda yeterli
depolarizasyon gerçekleşemez ve
kas kasılamaz.
11/51
12. Patofizyoloji – AChR Antikoru
• Hastaların yaklaşık %90’ında AChR’ye
karşı otoantikor saptanmıştır. Bu
antikor, nöromusküler disfonksiyonu
yapmasının yanında kompleman
aracılı bir inflamasyona ve reseptör
yıkımına da sebep olur[7].
12/51
13. Patofizyoloji – MuSK Antikoru
• MuSK (Muscle Spesific Kinase)
postsinaptik membrandaki bir
transmembran proteindir. Sinyal
iletiminde, bileşkenin bütünlüğünün
korunmasında ve gelişiminde rol aldığı
düşünülüyor[8]. Haliyle antikor
varlığında iletim bozulacaktır.
• AChR antikoru saptanmayan
hastaların yaklaşık yarısında ise
MuSK’ye karşı bir antikor
bulunmuştur[9].
13/51
14. Patofizyoloji – Seropozitif MG
• AChR ve MuSK’ye karşı otoantikor
saptanan hastalara Seropozitif MG adı
verilir.
• Otoantikor tiplerinin saptanması ve
ayrımı önemlidir. Bu durum klinik
tabloyu, tedavi modalitesini ve
tedaviye cevabı değiştirir.
14/51
15. Patofizyoloji – Seronegatif MG
• Teorik olarak hiçbir otoantikor
saptanamayan hastalar için
Seronegatif MG terimi kullanılması
gerekir. Ancak pratikte, antikorların
çok büyük kısmını Anti-AChR ve Anti-
MuSK oluşturduğu ve çoğu merkezde
diğer antikorlar tanımlanamadığı için,
bunların dışındaki hastalar için
kullanılır. Bazı bilim insanları da Çift
Seronegatif-MG kullanmayı tercih
ediyor.
• Cortactin, rapsyn, LRP4, düşük titre…
15/51
16. Patofizyoloji – Diğer Mekanizmalar
• T lenfositlerin de MG’de rolleri vardır. AChR’ye
bağlanıp antijen sunarlar. Tedavide T hücre
süpresyonu, uygulanan bir yöntemdir.
• Timus; ‘’otoimmünitenin kaynağı’’ bu hastalık ile
çok yakından ilişkilidir. Miyoid hücrelerden
anormal antijen sunumuyla otoimmünite
geliştiği düşünülüyor. Öyle ki seropozitif
hastaların %60-70’inde timik hiperplazi, %10-
15’inde timoma eşlik eder ve timektomiden
sonra hastalar iyileşebilir, gerileyebilir[7].
• Genetik(HLA-B8, DRw3, DQw2…) ve aile öyküsü
16/51
17. Klinik Tablo – Genel
• Oküler ve Jeneralize olmak üzere iki formu vardır.
• MG’nin karakteristik özelliği; iskelet kaslarındaki güçsüzlüğün
dalgalanmalar göstererek şiddetinin değişmesidir.
• Kaslar, normal bir insana kıyasla çok daha hızlı yorulur, artan
kasılmalar ile daha belirgin hale gelir.
• Yorgunluk jeneralize olmaktan çok, bahsedilen kas gruplarında
yoğunlaşmıştır.
17/51
18. Klinik Tablo – Genel
• Dalgalanmalar tüm gün boyunca olabileceği
gibi daha tipik olarak gün sonuna doğru
kötüleşen tiptedir. Uykudan sonraki ilk
vakitler en dinç dönemleridir.
• Hastalık başlangıcında semptomsuz aralar
vardır. Hastalık ilerledikçe bu aralar azalır,
kaybolur ve semptomlar sürekli hale gelir.
• Dalgalanmalar diğer benzer hastalıklardan
ayrımda da yardımcıdır.(Miyopatiler, motor
nöron hastalıkları, kranyal sinir patolojileri…)
0
1
2
3
4
5
6
9:00 12:00 15:00 18:00 21:00
Kas gücü ve yorgunluk
Hasta 1 Hasta 2
18/51
19. Semptomlar
Semptomlar Etkilenen Kas Grupları
Pitozis(Göz kapağı düşüklüğü) Levator palpebra
Diplopi(Göz kayması), Çift görme Ekstraoküler kaslar
Konuşma bozukluğu Orbicularis oculi, faringeal kaslar
Yutma güçlüğü Orofaringeal kaslar
Yürümede, kalkmada zorlanma Uyluk kasları
Çiğnemede zorluk Maseter kası
Başı tutmakta zorluk Ekstansör boyun kasları
Solunum güçlüğü Respiratuar kaslar
19/51
20. Başvuru Semptomları – Oküler Tutulum
• Hastaların yarısından fazlasında pitozis
ve diplopi şeklinde oküler tutulum
semptomları mevcuttur*.(%15)
• Yine gün içinde değişkenlik gösterir.
• Ekstraoküler kasların da tutulumu,
binoküler diplopiye sebep olur ve hasta
çift gördüğünden şikayet eder.
• Pupillalar daima korunmuştur.(ayırıcı
özl.)
*.Grob et al., 1981; Kuks and Oosterhuis, 2004
20/51
24. Başvuru Semptomları – Bulber Tutulum
• Hastaların yaklaşık %15-20’si bulber
tutulum ile başvurur*. Çiğneme kasları,
orofaringeal kaslar söz konusudur.
• Orofaringeal kaslarının tutulumu dizartri
ve disfajiye neden olur. Yumuşak damak
kaslarının tutulumundan dolayı
burundan konuşma paterni görülebilir.
Hipofonik konuşma eşlik edebilir.
• Disfaji, hastaları daha yumuşak ve sulu
gıdalar yemeye zorlayabilir. Disfajili
hastalarda aspirasyon riski mevcuttur.
*Grob et al., 1981; Kuks and Oosterhuis, 2004
24/51
25. Başvuru Semptomları – Fasyal Tutulum
• Fasyal kaslar da sık tutulur.
Hastada ifadesiz bir yüz
görünümü görülür. Aile üyeleri
hasta için ‘’gülüşünü kaybetti,
gülüşü değişti’’ diyebilirler.
• Orbikülaris oris kaslarının
tutulumundan dolayı
inspeksiyon tanıda yardımcı
olabilir.
• ‘’Myasthenic Snarl’’
25/51
26. Başvuru Semptomları – Boyun ve Ekstremite
• Boyun kasları da MG hastalarında etkilenir.
Özellikle gün sonuna doğru belirginleşir ve ağrı
eşlik edebilir. Ekstansör kaslar başı taşıyamaz
hale gelir, bu duruma Düşük Baş Sendromu
denir[10].
• Daha çok proksimal ekstremite tutulumu
görülmekle beraber nadir de olsa distal
ekstremiteler tutulabilir.
26/51
27. Başvuru Semptomları – Respiratuar Kaslar
• En ciddi semptomları
oluşturan tiptir. Solunum
kaslarının tutulumu,
Miyastenik Kriz olarak
adlandırılan ve hayatı
tehdit eden dispne ve
yetmezliğe sebep olur.
27/51
28. Klinik Seyir
• Hastalığın erken döneminde
semptomlar geçici olabilir. Ancak
genellikle giderek kötüleşir ve kalıcı
hale gelir.
• MG mortal bir hastalıktır. Normal
popülasyona kıyasla 1.41 kat artış
gösterilmiştir(Danimarka,2016).
Prognoz günümüz şartlarında çok
iyidir.
28/51
Christensen PB, Jensen TS, Tsiropoulos I, et al Mortality and survival in myasthenia gravis: a Danish
population based study Journal of Neurology, Neurosurgery & Psychiatry 1998;64:78-83.
Sağkalım
29. Ayırıcı Tanı
Tiroid Oftalmopatisi
KPEO*
Kranyal sinir basısı ve Horner
Anemi, Hipotiroidi…
Motor Nöron Hastalığı (ALS)
Lambert-Eaton Sendromu
Musküler Distrofi Botulizm
Oküler MG Jeneralize MG
*Kronik Progresif Eksternal Oftalmopleji 29/51
30. Ayırıcı Tanı – Yardımcı Laboratuvar Testleri
Testin Adı
Tam Kan Sayımı, Elektrolit
Sedimentasyon Hızı, C-Reaktif Peptit(CRP)
Anti Nükleer Antikor, Romatoid Faktör, Anti-CCP
Tiroid Fonksiyon Testleri
Kreatin Kinaz
Böbrek, Karaciğer Fonksiyon Testleri
Kranyal MR, Orbital CT-USG, Toraks X-Ray, Toraks CT
Ayırıcı tanı, komorbit durum değerlendirmesi ve ilaç tedavisi
alınabilirliğinin kontrolü için Myasthenia Gravis düşünülen hastada
istenmesi gereken laboratuvar testleri.
30/51
31. Tanı
• Anamnez ve FM sonrası tanıya
yardımcı bazı testler mevcuttur.
Hasta başı testler basit, ucuz ve
kolay ulaşılırdır ancak kesin tanı
koydurmaz; sensitif olmalarına
rağmen yalancı pozitiflikleri
yüksektir.
• Kesin tanı klinik, serolojik ve
elektrofizyolojik testlerle konulur
[12].
31/51
32. Tanı – Hasta Başı Testler
• Pitozisi olan hastalarda buz paketi testi
muayenenin bir parçası sayılır.
Hastalıklı göze uygulanınca geçici bir
düzelme sağlar. %80 sensitifliğe
sahiptir[14].
• Tensilon Testi: Edrofonyum klorit içerir;
bir asetilkolinesteraz inhibitörüdür. ACh
yıkımını azaltarak sinaptik aralıktaki
ACh miktarını korur. Etkisi çok hızlı
başlar, erken biter. %80-90 sensitiftir.
Tarihsel bir öneme sahiptir, yan
etkilerinden dolayı piyasalardan
çekilmiştir[13].
32/51
33. Tanı – Serolojik Çalışmalar
• Otoantikorları saptamaya yöneliktir.
• AChR ve MuSK otoantikorları jeneralize formda %90
pozitiftir. Spesifikliklerinin %99 olmasından dolayı kesin
tanıda kullanılırlar.
• Anti-AChR taraması ilk yapılması gereken laboratuvar testidir
ve normal popülasyonda yalancı pozitiflik vermemesinden
dolayı çok güvenli bir testtir.
33/51
34. Tanı – Elektrofizyolojik Çalışmalar
• Serolojik testleri destekler ve tanıyı
doğrularlar. İki yöntem vardır;
1.Ardışık Sinir Uyarımı (RNS)
2.Tek Lif EMG (SFEMG)
• RNS %75-80, SFEMG ise %95
sensitifliğe sahiptir. Kolay erişilebilir
olduğu için RNS daha sık kullanılır.
Sinir üzerine bir elektrot yerleştirilip
6-10 kez uyarılır ve kas üzerindeki
elektrottan, birleşik aksiyon
potansiyelleri kaydedilir(CMAP)[15].
34/51
35. Tanı – Elektrofizyolojik Çalışmalar
Elde edildi : Preston DC, Shapiro BE. Neuromuscular junction disorders. In:
Electromyography and neuromuscular disorders: Clinical-electrophysiologic
correlations, 2. baskı, Butterworth-Heinemann, 2005. Illustration used with the
permission of Elsevier Inc. All rights reserved.
Normal
Myasthenia
Gravis
35/51
36. Tanı – Elektrofizyolojik Çalışmalar
• Serolojik testleri destekler ve tanıyı
doğrularlar. İki yöntem vardır;
1.Ardışık Sinir Uyarımı (RNS)
2.Tek Lif EMG (SFEMG)
• Bu yöntem ile aynı sinir aksonu
tarafından inerve edilen iki kas lifinin
aksiyon potansiyellerini eş zamanlı
olarak toplaması prensibine dayanır.
36/51
39. Tedavi
• MG, günümüz tedavi stratejileriyle efektif şekilde tedavi edilebilir.
Klinik tablo, şiddet, süreç ve prognoz her hastada değişkenlik
gösterebileceğinden tedavi bireyselleştirilmelidir.
• Dört ana tedavi yöntemi vardır;
1.Semptomatik Tedavi (Asetilkolinesteraz İnhibitörleri)
2.Kronik İmmünmodülatör Tedavi (GK+ ve İmmünsüpresifler)
3.Hızlı İmmünmodülatör Tedavi (Plazmaferez, IVIG*)
4.Cerrahi Tedavi
*İntravenöz İmmünglobulün
+Glukokortikoidler
39/51
40. Semptomatik Tedavi
İlk basamak tedavide asetilkolinesteraz
inhibitörleri tercih edilmelidir (Grade 1B).
Pridostigmin sık kullanılan ilaçtır.
Kronik İmmünmodülatör
Tedavi
Çoğu hasta pridostigmine ek olarak bir
immünmodülatör ilaç gereksinimi duyar.
Glukokortikoidler, azotioprin,
mikofenolat mofetil, siklosporin
kullanılabilir (Grade 1B).
Akut İmmünmodülatör
Tedavi
Plazmaferez ve IVIG, etkisi hızlı başlayan
ancak kısa süren tedavi yöntemleridir.
Miyastenik Kriz’de ve ağır vakalarda
tercih edilir.
Cerrahi
Timoma saptanan her hastada, hastalığın
şiddetine bakılmaksızın timektomi yapılır.
Timoma olmayan vakalarda ise
timektominin özellikle AChR antikoru
pozitifliğinde yararlı olduğu yayınlanmış.
Timoma olmayan hastalarda da kriterleri
karşılıyorsa düşünülmelidir.
40/51
41. Sağkalım
Christensen PB, Jensen TS, Tsiropoulos I, et al Mortality and survival in myasthenia gravis: a Danish population based study Journal of Neurology, Neurosurgery & Psychiatry 1998;64:78-83.
Timomektomili Hastalarda Prognoz
41/51
42. Miyastenik Kriz
• Miyastenik Kriz, entübasyon gerektirecek kadar ciddi respiratuar
yetmezliğe sebep olan, hayatı tehdit eden ve acil tedavi gerektiren bir
durumdur.
• Mortalitesi 1950’lerde %75 iken, 1990’dan itibaren %5’e kadar
düşmüştür[16].
• Kriz spontan gelişebileceği gibi infeksiyon, cerrahi operasyon, bazı ilaçlar
ve tedavinin kesilmesi gibi faktörlerce tetiklenebilir.
• Hastalar yoğun bakım şartlarında tedavi altına alınmalıdır.
-Hemen plazmaferez, IVIG, yüksek doz kortikosteroid başlanmalıdır(Grade
1B)
42/51
44. Özet ve Eve Götürülecekler
• Myasthenia Gravis, iskelet kaslarının dalgalanmalı seyreden
kuvvetsizliği ve çabuk yorulmasıyla karakterize, nöromusküler
bileşkenin en sık görülen otoimmün hastalığıdır.
• En çok AChR ve MuSK’ye olmak üzere nöromusküler bileşke
elemanlarına karşı otoantikor üretimi sonucu gelişir. Bu otoantikor
üretiminde timusun rolü olduğu düşünülüyor ve hastaların büyük
çoğunluğunda timus patolojisi mevcut olup, çıkarılması hastalığın
prognozuna iyi yönde katkı sağlar.
• Oküler ve jeneralize olmak üzere ‘başlıca’ iki formu vardır.
• En sık göz kasları olmak üzere bulber, fasyal, boyun, solunum ve
ekstremite kasları etkilenir.
45. Özet ve Eve Götürülecekler
• Semptomlar, kasları kullandıkça artar. Gün içi dalgalanmalar ve gün
sonuna doğru kuvvetsizlikte artmayla karakterizedir.
• Tanıda anamnez ve fizik muayene büyük payı almakla beraber buz
paketi testi, serolojik ve elektrofizyolojik testler kullanılır. (Tensilon
testi artık kullanılmıyor.)
• Tedavide asetilkolinesteraz inhibitörleri ve otoimmüniteyi baskılayan
immünmodülatör ilaçlar kullanılır.
• Çeşitli sebepler ile semptomlar şiddetlenir ve respiratuar kaslar
tutulur. Bu hayatı tehdit eden Miyastenik kriz olarak adlandırılır, yoğun
bakım şartlarında acil tedavi gerektirir.
46. Myasthenia Gravis için yeni neler var?
• ‘’MG hastalarının bağırsak florasında anlamlı değişikler vardır.
Clostridium türleri azalmıştır ve mikrobiyal bozukluğun inflamatuar
biyomarkırlarla yakından ilişkili olduğu gösterilmiştir. Yeni tedavi
yöntemlerinde bir hedef olabilir.’’ (Pubmed Kasım,2018)
• ‘’MG benzeri semptomlara sahip kanser hastalarında rituximab, bu
semptomlarda iyileşmeye neden olmuş. Rituximab tedavisi MG
hastalarında denenmektedir ancak şimdilik çalışmalar küçük
çaptadır.(Pubmed Kasım, 2018)
• ‘’MG tedavisinde B hücresi antikor üretimini baskılamaya yönelik yeni
hedef yolaklar keşfedilmiştir.’’(PubMed 2018)
• …
47. Kaynakça
• *UpToDate.com, Contents, Neurology, Neuromuscular Disorders, Myasthenia Gravis
• The LANCET, VOLUME 357, ISSUE 9274, P2122-2128, JUNE 30, 2001, Myasthenia gravis
• 1. Carr AS, Cardwell CR, McCarron PO, McConville J. A systematic review of population based epidemiological studies in Myasthenia Gravis. BMC Neurol 2010; 10:46.
• 2. Santos E, Coutinho E, Moreira I, et al. Epidemiology of myasthenia gravis in Northern Portugal: Frequency estimates and clinical epidemiological distribution of cases. Muscle
Nerve 2016; 54:413.
• 3. Breiner A, Widdifield J, Katzberg HD, et al. Epidemiology of myasthenia gravis in Ontario, Canada. Neuromuscul Disord 2016; 26:41.
• 4. Phillips LH 2nd, Torner JC, Anderson MS, Cox GM. The epidemiology of myasthenia gravis in central and western Virginia. Neurology 1992; 42:1888.
• 5. Andrews PI. Autoimmune myasthenia gravis in childhood. Semin Neurol 2004; 24:101.
• 6. Thorlacius S, Aarli JA, Riise T, et al. Associated disorders in myasthenia gravis: autoimmune diseases and their relation to thymectomy. Acta Neurol Scand 1989; 80:290.
• 7. Gilhus NE. Myasthenia Gravis. N Engl J Med 2016; 375:2570.
• 8. Vincent A, McConville J, Farrugia ME, et al. Antibodies in myasthenia gravis and related disorders. Ann N Y Acad Sci 2003; 998:324.
• 9. Hoch W, McConville J, Helms S, et al. Auto-antibodies to the receptor tyrosine kinase MuSK in patients with myasthenia gravis without acetylcholine receptor antibodies. Nat
Med 2001; 7:365.
• 10. Sih M, Soliven B, Mathenia N, et al. Head-drop: A frequent feature of late-onset myasthenia gravis. Muscle Nerve 2017; 56:441.
• 11. Grob D, Arsura EL, Brunner NG, Namba T. The course of myasthenia gravis and therapies affecting outcome. Ann N Y Acad Sci 1987; 505:472.
• 12. Silvestri NJ, Wolfe GI. Myasthenia gravis. Semin Neurol 2012; 32:215.
• 13. https://www.accessdata.fda.gov/scripts/drugshortages/dsp_ActiveIngredientDetails.cfm?AI=Edrophonium+Chloride+%28ENLON%29+Injection%2C+USP&st=d&tab=tabs-2
(Accessed on August 16, 2018).
• 14. Larner AJ. The place of the ice pack test in the diagnosis of myasthenia gravis. Int J Clin Pract 2004; 58:887.
• 15. Benatar M. A systematic review of diagnostic studies in myasthenia gravis. Neuromuscul Disord 2006; 16:459.
• 16. Juel VC. Myasthenia gravis: management of myasthenic crisis and perioperative care. Semin Neurol 2004; 24:75.
47/51
Editor's Notes
Myasthenia Gravis=Ağır Kas Güçsüzlüğü
SEROPOZİTİFLE AYNI KLİNİĞE VE ELEKTROFİZYOLOJİK BULGULARA SAHİPTİR.*******************************************************
T lenfositler de ayrıca MG gelişiminde önemlidir. Görevleri direkt zarardan ziyade AChR’lere bağlanarak B lenfositlere antijen sunmaktır. Tedavide T süpresyonu da uygulanan bir yöntemdir.
Timus; otoimmünitenin kaynağı
Seropozitif MG’li hastaların %60-70’inde timik hiperplazi ve %10-12’sinde ise timoma görülür. Üstelik timektomiden sonra hastalık sıklıkla iyileşir veya geriler.
Timus birkaç miyoid hücre içerir. Bu hücreler diğer hücrelerden ince çizgilerle ve AChR varlığı ile ayrılırlar. Bu hücreler kas dışında intakt AChR üreten tek bilinen hücrelerdir. Hastalığın buradaki anormal antijen sunumuyla geliştiği düşünülmektedir.
Timoma
Timomanın hastalıktaki rolü net değil. Neden bazı timomalı hastalarda myastania gelişirken diğerlerinde gelişmiyor; bilinmiyor.
Genetik faktörler
MG’ye genetik faktörlerin de katkı yaptığı düşünülüyor. Öyle ki MG’li hastalarda birçok ortak HLA gen tipi tanımlanmıştır. : HLA-B8, DRw3, ve DQw2 gibi.
Diğer immün aracılıklı hastalıklarda MG, normal popülasyona kıyasla daha sık görülmektedir. SLE, R.A, Graves, Hashimoto bunlardan bazılarıdır. Ailede otoimmün hastalık hikayesi de bu risk faktörlerinden biridir.
MG’nin karakteristik özelliği iskelet kaslarındaki dalgalı güçsüzlüktür. Sıklıkla da gerçek bir kas yorgunluğu eşlik eder. Yorgunluk artan kontraksiyonlar ile belirgin hale gelir. Bazı klinisyenler,yanlış olarak, güçsüzlüğün eşlik etmediği yorgunluğun MG’ye uygun olduğunu düşünür. Hastalar jeneralize yorgunluktan daha çok spesifik kas güçsüzlükleriyle prezente olurlar.
Hastalarda spesifik kas gruplarında gün içi dalgalanma gösteren kas güçsüzlüğü ve yorgunluğu tipiktir. Dalgalanmalar tüm gün boyuna olabileceği gibi daha tipik olarak gün sonuna doğru kötüleşen tiptedir. Hastalığın başlangıç zamanlarında semptomlar, hasta uyandığı zaman görülmeyebilir. Hastalık progrese oldukça semptomsuz periyotlar zamanla kaybolur ve semptomlar sürekli bir hal alır ancak dalgalanmalar hafiften ağıra doğru olacak şekilde devam eder. Görüldüğü zaman semptomlardaki dalgalanmalar; MG ile benzer klinik tabloya sebep olabilecek miyopati, motor nöron hastalıkları vb. hastalıklardan ayrımda yardımcı olur.
Özellikle hastalar et gibi gıdaları yerken zorlandığını belirtir. Bazen o kadar şiddetlidir ki hastalar çenelerini kapalı tutmak için ellerini çenesini tutarlar.
Fasyal tutulum
Fasyal kaslar da sık tutulan kaslardandır. Hastada ifadesiz bir yüz görünümü olur. Aile üyeleri hasta için “gülüşünü kaybetti” diyebilirler. Bu da orbikülaris oris kasları tutulumunu belirtir. İnspeksiyonda “transvers smile” göze çarpabilir.
KLİNİK SEYİR
Hastalığın erken döneminde çoğu hastada şikayetler geçici olabilir. Semptomsuz saatler, günler, haftalar olabilir. Hatta semptomlar haftalar içinde gerileyebilir de. Ancak tipik olarak ve genellikle klinik tablo giderek kötüleşir ve kalıcı hale gelir. Haftalar veya aylar içinde yeni semptomlar gelişir.
MG semptomları hastalığın başlangıcından itibaren birkaç yıl içinde pik yapar. 1976 hastanın katıldığı bir çalışmada, hastaların %82’sinde 2 yıl içinde kaslardaki güçsüzlük maksimum seviyeye ulaşmıştır. Bir başka çalışmada İtalya’da, retrospektif olarak incelenen 1152 hastanın %77’sinde ilk 3 yıl içinde güçsüzlük maksimuma ulaşmış.
Oküler MG için önemli bir soru; bu hastalarda jeneralize MG gelişecek mi? Bazı çalışmalarda hastaların yaklaşık yarısında (%45-60) jeneralizeye dönmüştür. Oküler forma sahip hangi hastalarda jeneralize gelişebileceğini ön gören bir faktör bilinmiyor. AChR antikoru varlığı, RNS’de dekremental cevap veya anormal EMG yayılım olup olmayacağı hakkında bilgi vermez.
Sınırlı kanıta dayalı bazı çalışmalar; MG’nin mortaliteyi artırdığını rapor etmiştir. Danimarkadaki bir çalışmada seropozitif MG’li hastalarda mortalitenin 1.41 kat fazla olduğu görülmüştür.
Amyotrophic lateral sclerosis (ALS) is a progressive disease that, like myasthenia, can involve the bulbar muscles, leading to facial weakness, dysarthria, or dysphagia. However, ptosis or ocular dysmotility producing diplopia as typically seen with MG are not features of ALS. Other manifestations that distinguish ALS from MG on clinical grounds are the presence of both upper motor neuron signs (hyperreflexia and Babinski signs) and lower motor neuron signs (atrophy and fasciculations) in ALS, together with its progressive nature. In addition, electrophysiologic studies are useful in differentiating these disorders
Lambert-Eaton myasthenic syndrome — The Lambert-Eaton myasthenic syndrome (LEMS) shares with MG the involvement of the neuromuscular junction, and it has a similar pathophysiology (an autoimmune disease often associated with malignancy). However, the clinical presentation is different in LEMS [2,4]. It is more often confused with myopathies. Proximal leg weakness, making it difficult for the patient to rise from a chair or to climb stairs, is typically the earliest and most prominent symptom. Less dramatic shoulder girdle weakness eventually occurs. Involvement of the bulbar muscles or diplopia is less common in LEMS than in MG, but ptosis is frequently seen.
Muskarnik asetilkolinin etkilerini potansiyelize etmesinden dolayı yaşlılarda, kardiyak hastalığı ve astımı olanlarda risklidir. Bu durumlar rölatif k.e’dur. Bu test sonucu hastalarda tükürük salgısı artışı, gastrointestinal kramplar görülür. Daha ciddi olarak bradikardi ve bronkospazm olur. Sensitivitesi %80-90’dır ancak yanlış negatifliği ve pozitifliği de göz önünde bulundurulmalıdır. MG’ye spesifik de değildir, motor nöron hastalığı, beyin sapı lezyonları, kranyal nöropati gibi diğer durumlarda da pozitif olabilir.
İmmünolojik çalışmalar için önemli yöntemlerdir ve tanıyı doğrulayabilir. RNS’nin sensitivitesi %75-80 iken, SFEMG’ninki yaklaşık %95’tir.
RNS : kolay erişilebilirliği sayesinde mg için en sık kullanılan elektrodiyagnostik testtir. Nöromusküler bileşkeye bir elektrot yerleştirilip 6-10 kez uyarılır ve oluşan bileşik aksiyon potansiyelleri elektrotlarca kaydedilir. MG’de dekremental bir yanıt görülür. Yanıt potansiyelleri arasında %10dan fazla fark varsa pozitif kabul edilir. Distal kaslarda bu testi uygulamak çok pratiktir ancak Verimi artırmak için mümkünse proksimal ve hatta mümkünse tutulan kaslarda yapılmalıdır.bu nedenle oküler mg’de sensitivitesi daha da düşüktür. Sensitiviteyi artırmak için kaslar sıcak tutulmalı ve asetilkolinesteraz inhibitörleri son 12 saat içinde alınmamış olmalıdır.
TEK LİF EMG: eğer elde mevcutsa RNS’ye tercih edilmelidir ancak RNS kadar yaygın değildir. MG için en sensitif tanısal testtir. –testi anlat-
Anormal jitterler mg için spesifik değildir diğer ayırıcı tanıdaki hastalıklarda da pozitif olabilir.