Erkek genital sistem histolojisi ve endokrin kontrolü
1. T.C.
PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Erkek Genital Sistem Histolojisi ve Endokrin Kontrolü
M. MEKKİ KOCABAŞ
DANIŞMAN
PROF. DR. RECEP KUTLUBAY
2010–2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
HİSTOLOJİ-EMBRİYOLOJİ ABD
SEMİNER
2. Erkek Genital Sistemi Oluşturan Yapılar
1) Testis
2) Testis içi genital kanallar
– tubuli rekti
– rete testis
3) Dış genital kanallar
– duktuli efferentes
– duktus epididimis
– duktus deferens
– duktus ejakulatoryus
– üretra
4) Yardımcı bezler
– vezikula seminalis
– prostat
– bulboüretral bez
5) Penis
Testisler:
Testisler vücut boşluğunun dışında, skrotum adı verilen özellikli bir deri kıvrımı içine
yerleşmiş, ovoid yapıda bir çift organdır olup boyutları 2–3 x 4 x 3 cm.
Temel işlevi erkek üreme hücreleri, sprematozoonları oluşturmak ve bireye erkeklik
özelliklerini kazandıran testesteron üretmektir. Testis en dışta skrotum adlı deri kıvrımı ile
kuşatılır. Bu kıvrım ile testislerin vücut boşluğu dışında yer alması; testislere spermatogenezis
için gerekli olan düşük sıcaklığı (35 °C )sağlar. Testisler karın boşluğundan inişleri sırasında
kendileriyle ilişkili kan ve lenf damarları, otonom sinirler ve tunika vajinalis adı verilen bir
periton kıvrımı da beraberinde skrotuma taşır.
Testislerin kanlanması:
Testisler kanı doğrudan abdominal aortadan ayrılan a. testikularis ile alır ve pleksus
pampiniformis ile verir. Bu iki damar ile duktus deferens ile bir arada ilerleyerek spermatik
kordon adını alır.
Ters Akım Isı Değişim Sistemi (CHES) :
Testisin arter ve venlerinin bu şekilde bir arada ilerlemesi Ters Akım Isı Değişim
Sistemi (CHES) olarak adlandırılır. Bu sistem ile testislere giren kan testisten dönen daha
soğuk kan ile soğutulmuş ve testisin sıcaklığının düşük tutulmasına yardımcı olunmuş olur.
Spermatogenezi Etkileyen Durumlar:
Spermatogenez için, 35 °C sıcaklık çok önemlidir. Bu sıcaklık, spermatik arteri saran
venlerin oluşturduğu pampiniform pleksus tarafından skrotumda sağlanır. Sıcaklığı dağıtmak
için, ters yönlü akımla ısı değişimi görevi görür. Sıcaklık 35 °C’nin altına düşünce, spermatik
3. kordondaki kremaster kasının ve skrotum kesesinin dartos kasının kasılması, sıcaklığı
artırmak için testisleri karın boşluğuna yaklaştırır.
Kriptorşidizm (İnmemiş testis):
Gelişim esnasında, testis skrotuma ulaşamaz ve karın boşluğunda / inguinal kanalda
kalır. Bu durumlarda, normal vücut sıcaklığı 37 – 38 °C olduğu için spermatogenez önlenir ve
eğer durum çift taraflı ise, kısırlık oluşur.
Testislerin skrotuma inişi:
İki aşamada gerçekleşir:
- Transabdominal iniş à MIS (Sertoli hücreleri üretir) tarafından kontrol edilir.
- İnguinal – skrotal iniş à Genitofemoral sinir tarafından taşınan kalsitonin gen-ilişkili
peptit ile uyarılan androjen salınımının kontrolündedir.
Transabdominal iniş bozuklukları sık değildir. Birçok çocukta inmemiş testis inguinal
kanalda tespit edilebilir. Bu kanaldaki testisler çevredeki ligament ve kemikler tarafından
travma ve basıya maruz kalırlar. Son araştırmalarda, insülin benzeri faktör 3 ve hoxa 10
genlerindeki mutasyonların, iki taraflı kriptorşidizmle ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Testisler:
Tübüller kıvrılarak ilerler ve tubuli rekti adlıyla düz bir şekilde devam edip son olarak
rete testise açılırlar. Tubuli rektilerin epiteli sertoli hücreleriyle döşeliyken rete testise doğru
kübik epitele geçiş olur ve rete testiste de kübik epitel olarak devam eder. Her bir lobül
içinde 1 – 4 arasında değişen seminifer tübüller yer alır. Burada spermiyumlar üretilir.
Seminifer tübüllerin çevresinde bağ dokusu ve bu dokunun içinde leydig hücreleri ve bağ
dokusu hücreleri bulunur. Tübüller kıvrılarak ilerler ve tubuli rekti adlıyla düz bir şekilde
devam edip son olarak rete testise açılırlar. Tubuli rektilerin epiteli sertoli hücreleriyle
döşeliyken rete testise doğru kübik epitele geçiş olur ve rete testiste de kübik epitel olarak
devam eder.
Seminifer tübüller:
Spermatozoonların üretildikleri yerlerdir. Dışta tunika (lamina) propriya -miyoid
hücreler- bulunur. Herbir seminifer tübül 30-80 cm uzunluğunda, 150-250 µm
kalınlığındadır. Herbir testiste yaklaşık 1000 tanedirler.
Seminifer tübül duvarında iki tip hücre yer alır:
– Sertoli hücreleri
– Spermatogenetik hücreler
4. Sertoli hücresi:
Puberteden sonra çoğalma göstermeyen, salgı yapmaya özelleşmiş, büyük, prizmatik
hücredir. Çekirdekleri bazalde ve oval şekildedir. Birbirlerine sitoplazmik uzantılarını
gönderip aralarında ZO tipi sıkı bağlantılar kurarlar. Spermatogenetik hücreler bu uzantıların
arasında yerleşmiştir.
Görevleri:
1. Eşey hücreleri için gerekli besini ve fiziksel desteği sağlamak
2. Sitoplazmik artıkları fagosite eder.
3. Fruktozca zengin bir sıvı sentezler ve salgılar.
4. Birbirleriyle yaptıkları sıkı bağlantılarla spermatogenetik hücreleri içlerinde muhafaza
ederek kandaki savunma hücrelerinin otoimmünitesinden korurlar (Kan Testis
Bariyeri)
5. ABP ve inhibin salgılar.
6. Testiküler transferrin ile demir alınımını sağlar.
7. Anti Müllerian Hormon (MIF) ile embriyogenezisde ovaryum oluşmasını engeller.
Erken gelişim döneminde vitellus sapından göç eden primordiyal germ hücrelerinden
köken alan, olgun erkek üreme hücreleri ve onların değişik gelişim aşamalarındaki
hücrelerdir. Çoğalma aşamalarına göre bazalden lümene sıralanırlar.
Spermatogenezis:
Bazalde bulunan spermatogonyum hücreleri ana spermatogenik hücreler olup diğerleri
bunlardan köken alır. Ana hücre koyu boyanan tipte spermatogonyum A hücresi olup daha
sonra açık tip spermatogonyum A’ya ve spermatogonyum B’ye dönüşür. Bu arada hücreler
çok sayıda mitoz bölünme geçirirler ama bir miktarı her zaman kaynak hücre olarak kalarak
spermatogenezisin ömür boyu devam edebilmesini sağlar.
Spermatogonyum B bir yerde mitoz bölünmeyi keser ve primer spermatositleri oluşturur.
Seminifer tübüllerde görülebilen en büyük spermatogenik hücreler olmasıyla ayırt
edilebilirler. Daha sonra primer spermatositler I. mayoza girerek sekonder spermatositleri
oluştururlar. Bu evre çok kısa sürüp hemen olgunlaşma aşamasına geçtikleri için oluşan
sekonder spermatositler preparatlarda pek rastlanmaz. Sekonder spermatositler II. mayoza
girerek spermatidleri dönüşürler
Spermiyogenezis:
Spermatidlerden spermatozoonlar oluşurken meydana gelen değişikliklere
spermiyogenezis adı verilir, dört aşamada gerçekleşir.
1. Golgi aşaması: GER’de hidrolitik enzimlerin sentezi, golgide pre-akrozomal
granüllerin paketlenmesi ve tek bir akrozomal vezikülün oluşumu ve flagellar
aksonemin oluşumu.
2. Kep aşaması: Akrozomal vezikülün boyutu artar ve en son boyutuna ulaşıp akrozom
adını alır.
3. Akrozomal aşama: Spermatid morfolojisinde çok sayıda değişiklikle karakterizedir.
Çekirdek yassılaşır, özel şeklini alır, mitokondriyonlar yer değiştirir, hücre uzar.
5. 4. Maturasyon(olgunlaşma) aşaması: Spermatid sitoplazmasının atılması ile
karakterizedir.
Spermiasyon:
Olgunlaşmasını tamamlayan ve serbestleşen spermatozoanın seminifer tübül lümenini
atılmasıdır.
Leydig hücreleri:
Geniş, poligonal, eozinofilik hücrelerdir. Fetüste 5. aydan itibaren faaliyeti duran leydig
hücreleri puberteden sonra ömür boyu sürecek faaliyetine tekrar başlar.Testosteron üretirler.
Testesteron:
– Erken embriyonik safhada gonadların erkek yönde farklılaşmasında gereklidir.
– Pubertede sperm üretimi, yardımcı bezlerin salgısı ve ikincil cinsiyet özelliklerinin
belirmesinde rol oynar.
– Ergin bireyde, sperm üretiminin ve ikincil cinsiyet özelliklerinin devamında rol oynar.
Epididimis - Duktuli Efferentes:
6. Rete testisin devamı, mediastinum testisin üst ucundan yaklaşık 20 kanalcık şeklinde
devam eden duktuli efferentesler spermleri rete testisten alarak testisin çıkışındaki epididimise
iletirler. Ayrıca luminal sıvının geri emilimi ile spermatozoanın iletimi görevleri de vardır.
Epiteli, kübik hücreler ve silyalı prizmatik hücrelerden oluştuğu için dalgalı bir görünüm arz
eder. Epitelin altında bazal lamina, altında da gevşek bağ dokusu ve ince bir düz kas tabakası
bulunur.
Epididimis - Duktus Epididimis:
Spermiyumların bekletilip olgunlaştığı yaklaşık 7 m uzunluğunda kıvrıntılı tübüllerden
oluşan, testiste inen bir kıvrıntı oluşturan kanalcık sistemidir. Stereosilyalı yalancı çok katlı
prizmatik epitel, bazal lamina, sıkı bağ dokusu ve tek sıra dairesel düz kas tabakalarından
oluşur. Epitelde bazal ve esas hücreler yer alır. Spermiyumların hareket kazandığı yer
olmasına karşın gliserofosfokolin adlı glikoproteini salgılayarak kapasitasyonu,
spermiyumların dişi genital sisteme ulaşana kadar engeller. Ayrıca luminal sıvı geri emilimini
ve sitoplazmik artıkların fagositozunu yapar.
Duktus Deferens (Vaz Deferens):
Spermatozoayı epididimisten duktus ejakulatoriyusa iletmekle görevli, kalın kaslı
duvara sahip bir kanaldır.Epiteli, stereosilyalı yalancı çok katlı prizmatik epitel olup
lümeninde düzensiz invajinasyonlar vardır. Bazal laminanın altındaki bağ dokusu fibroelastik
yapıdadır. Fibroelastik tabakayı içte ve dışta uzunlamasına ortada dairesel 3 düz kas tabakası,
onu da ince gevşek bağ bir dokusu kuşatır.
Duktus Ejakulatoryus:
Prostat bezi içinde yer alan spermiyumları üretraya veren kısa kıvrıntılı bir
kanaldır.Epiteli basit prizmatiktir.Epitelin altındaki bağ dokusu kıvrıntılı olduğundan lümen
düzensiz görünür. Duvarında düz kas bulunmaz.
Vezikula Seminalis:
15 cm uzunluğunda kıvrıntılı tübüler yapılı bir çift organdır. Epiteli; yalancı çok katlı
prizmatik epitel, altında fibroelastik bağ dokusu, içte dairesel dışta uzunlamasına düz kas
tabakası en dışta da ince fibroelastik bağ dokusu ile sarılıdır. Semen hacminin %70’ini
oluşturan, fruktozdan zengin sıvı salgılar. Semenin soluk sarı rengi seminal veziküllerden
salgılanan lipokrom pigmentine bağlıdır.
ÜREME ENDOKRİNOLOJİSİ
Üreme endokrinolojisinin kapsamına canlının üreme hayatını düzenleyen eşey
hormonları, bunlarla ilgili hipotalamus hormonları ile hipofiz hormonları ve bu hormonların
birbirleriyle olan ilişkileri girer. Bu hormonlar bireyin yaşamının çeşitli evrelerinde
fonksiyoneldirler. Gametlerin oluşumunu başlatırlar, embriyo-fötusun gelişmesini ve
fenotipik eşey karakterlerinin farklılaşmasını kontrol ederler. Bireyin cinsel olgunluğa
erişmesi sırasında oluşan değişiklikler, yine eşey hormonlarına bağımlıdır. Eşey
7. hormonlarının, dişi bireylerde, gebelik ve doğumda özel fonksiyonları vardır ve ayrıca, süt
verme olayında da gereklidirler. Kadında menopoz olayında meydana gelen değişiklikler,
yine eşey hormonlarının salınmasında ortaya çıkan bazı değişikliklerden kaynaklanır.
ANDROGENLER
Androgenlerin Sentezleri ve Salınması:
Testislerden üç esas çeşit androgen salınır. Bunlar; testosteron, androstenedion ve
dehidroepiandrosterondur. Ancak bunlar arasında en önemli olan testosterondur.
Testosteronun sentez yolu aşağıdaki gibi meydana gelir.
Androgenlerin Etkisi:
Bireyin puberte (cinsel olgunluğa erişme) evresi; gonadal hormonların salınmasının
artmasıyla, somatik büyüme, gelişme ve bunlarla uyum gösteren sekonder eşey
karakterlerinin ortaya çıkması şeklinde tanımlanabilir. Puberte başlangıcında testisler büyür.
Bu büyüme, germinal hücrelerin sayılarının artışından kaynaklanır. Leydig hücreleri de büyür,
sayıları artar ve bu hücreler, testosteron üretip, salmak üzere hipofiz gonadotropik hormonları
tarafından uyarılırlar. Leydig hücrelerinin testosteron üretip salmalarıyla, kandaki testosteron
düzeyi yükselir. Buna bağlı olarak bireyin sekonder eşey karakterleri gelişir. Ergin bireylerde
testislerin çıkarılması, duktus epididimis, vesikula seminalislerde ve prostat bezinde
gerilemeye, peniste küçülmeye neden olur. Testisleri çıkarılmış bireylerde sakal-bıyık
kıllarının büyümeleri de yavaşlar. Puberte öncesi testisler çıkarıldıklarında, pubertede oluşan
değişiklikler meydana gelmez. Sakal-bıyık ve vücut kılları çıkmaz, larinks gelişmez ve ses
kalınlaşmaz. Kalça bölgesinde aşırı yağ birikimi meydana gelir. Iskelet kaslarının erkeklere
has gelişimi olmaz. Deri solgun bir renk alır.
Testislerin fonksiyonunu esas olarak iki hipofiz kökenli gonadotropik hormon
düzenler:
1-Folikül stimulan hormon,
2-Luteinizan hormondur.
Testis fonksiyonlarının başlayıp devam etmesi, glikoprotein tabiatlı bu her iki
hormonun varlığına bağlıdır. Folikül stimulan hormon, spermatogenezi başlatır. Luteinizan
hormonun testisteki hedef yapıları Leydig hücreleridir. Luteinizan hormon etkisi ile Leydig
hücreleri testosteron hormonunu üretirler. Testosteron spermatogenezin devamını sağlar.
Testosteronun spermatogenezdeki fonksiyonu, doğrudan germ hücrelerine olan etkisi ile
meydana gelmez. Dolaylı olarak Sertoli hücreleri yoluyla meydana gelir.
Şöyle ki; Sertoli hücreleri aldıkları uyarı ile sperm olgunlaşması için gerekli maddeleri üretip
salarlar. Bu maddelerden birisi, sıçan semeninde saptanmış olan androgen bağlayıcı protein
(ABP) dir. Androgen bağlayıcı protein Sertoli hücreleri tarafından üretilip, seminifer
tübüllerinin lümenine salınır. Üretiminde, testosteron yanısıra, folikül stimulan hormon da
fonksiyoneldir. Androgen bağlayıcı proteinin fonksiyonu memeli hayvanlarda, androgenleri
bağlayıp, testis sıvısında yedek androgenlerin bulunmasını sağlamaktır. Ancak, insandaki
görevinin de aynı olup olmadığı bilinmemektedir.
8. Testis fonksiyonunu kontrol eden iki hipofiz gonadotropinin salınması, hipotalamustan
salınan gonadotropik releasing hormon (GnRH) tarafından kontrol edilir. Gonadotropik
releasing hormon, dekapeptid yapıdaki bir hormondur. Salınmasına çeşitli çevresel faktörler
uyarıcı, gonad hormonları durdurucu etkiye sahiptirler (negatif feedback).
Luteinizan hormon Leydig hücrelerinde, testosteronun sentez yolunda kolesterolün
pregnenolona dönüşümünü sağlayan enzimin (kolesterol dezmolaz) sentezini düzenleyerek
etkili olur. Hormonun Leydig hücreleri üzerindeki bu etkisi, plazma zarındaki luteinizan
hormona duyarlı reseptörler ve bununla ilişkili adenil siklaz yoluyla meydana gelir.
Testis sıvısında polipeptid tabiatlı diğer bir maddenin varlığı da tayin edilmiştir. Bu
maddeye inhibin adı verilir. İnhibin folikül stimulan hormon salınmasını durdurucu özelliğe
sahip bir maddedir ve Sertoli hücreleri tarafından üretilir.