SlideShare a Scribd company logo
Dikkat Eksikliği
 Hiperaktivite
  Bozukluğu

     DR. EVRİM AKTEPE
Dikkat eksikliği yıkıcı davranış
bozukluğu başlığı, temelinde
birbirinden ayrı, ancak yakından
bağlantılı üç davranış biçimini
ifade eder. Bunlar;

    1. Dikkat eksikliği/öğrenme
       güçlüğü
    2. Hiperaktivite/ataklık
    3. Sorunlu davranışlardır.
WHO ICD-10’da “Genellikle Çocukluk ve Ergenlik
Çağında Başlayan Davranışsal ve Duygusal
Bozukluklar” bölümünde yer alan “Hiperkinetik
ve Davranım Bozuklukları” olarak,
Amerikan Psikiyatri Birliği DSM-IV’te “Dikkat
Eksikliği ve Yıkıcı Davranış Bozuklukları” genel
başlığı altında

                      Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
                      Bozukluğu
                      Davranım Bozukluğu,
                      Karşıt Olma-Karşı Gelme Bozukluğu
                      Başka Türlü Adlandırılamayan Yıkıcı
                      Davranış Bozukluğu bulunmaktadır
                      (Dışavurum Bozuklukları)
DEHB’nin temel özelliği,
  kalıcı ve sürekli olan dikkat süresinin kısalığı,
  engellemeye yönelik denetim eksikliği nedeniyle
  davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan ataklık ve
  huzursuzluktur.
Bunun sonucu olarak çocukta gelişimsel
olarak uygunsuz dikkatsizlik ya da aşırı
hareketlilik ve ataklık vardır.
Başlangıcı genellikle 3 yaş dolaylarında
olmakla birlikte tanı ilkokul yıllarında
konmaktadır.
Tanımlama ve tarihçe:
19. yy sonlarında “çılgın aptallar (mad idiots)”, “dürtüsel delilik
(impulsive insanity)” ve “yetersiz engellenme (defective
inhibition)” olarak adlandırılmıştır.
1947’de İngilterede, aşırı hareketlilik, şaşkınlık, dürtüsellik ya da
bilişsel yetersizliği olan çocuklarda “minimal beyin zedelenmesi
sendromu” olarak bildirilmiştir.
1960’larda koordinasyonu zayıf, öğrenme güçlüğü olan,
duygusal dengesizlik gösteren, ancak belirlenmiş nörolojik
bozukluğu olmayan bir grup çocuk için “minimal beyin hasarı”
tanımı kullanılmıştır.
Bozukluk 1983’te temel olarak “dikkat eksikliği” ve 1992’de “zayıf
engelleyici süreç” gibi kavramlarla belirtilmiştir.
ICD ve DSM sınıflandırmalarında bozukluk ilk defa çocukluktaki
hiperkinetik sendrom olarak adlandırılmıştır.Daha sonra tanı
DSM-IIIR’da dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak
belirlenerek 14 belirti sıralanmış ve tanı için 8 belirtinin olması
şarta bağlanmıştır.
Epidemiyoloji:
DSM kitapçıklarında %3-5 olarak öngörülmektedir.
Ülkemizde yapılan araştırmalarda çocuk psikiyatri
polikliniklerine başvuru nedenleri arasında
hiperkinetik sendromun 7. yada 15. sırayı aldığı, ya
da başvuran çocukların %2.78’inde hiperaktivite
saptandığı bildirilmiştir.
Erkek çocuklarda daha sık görülmekte, erkek/kız
oranı 3/1 ile 5/1 arasında bildirilmektedir.
Kızlarda dikkatsizlik ve bilişsel sorunların önde geldiği,
ataklık ve saldırgan davranış sorunlarının daha az
olması nedeniyle tedaviye başvuruların daha düşük
olabileceği düşünülmektedir.
Etiyoloji:
Genetik, biyolojik, çevresel ve
psikososyal etkenler gibi çoklu nedenleri
olan bir beyin rahatsızlığıdır.
Genetik etkenler:
Frajil-X, fetal alkol sendromu, çok düşük doğum ağırlıklı çocuklar
ve daha seyrek olarak da genetik kökenli tiroid bozuklukları gibi
durumlar DEHB belirtileri gösterirler. Böylesi olgular tüm DEHB’li
vakaların çok küçük bir bölümünü oluştururlar.
Genetik nedenlere yönelik bilgiler ikiz, evlat edinme ve aile
araştırmalarına dayanmaktadır.Monozigot ikizlerde dizigotlara
göre daha fazla eş hastalanma olması ya da hiperaktif çocukların
kardeşlerinde genel topluma göre iki kat fazla risk olması
genetik kanıtlar olarak öne sürülmüştür.
Genetik çalışmalar,özellikle birinci ve ikinci dereceden akrabalar
ile yapılan aile çalışmaları hiperaktif çocukların ailelerinde
antisosyal kişilik bozukluğu, histeri, alkolizm ve madde
kullanımının daha sık olduğunu ortaya koymaktadır. Evlat
edinme çalışmaları da ailesel geçişi desteklemektedir.
Araştırılan genler şunlardır;
Tiroid reseptör beta geni: 3.
kromozomda yerleşik. Otozomal dominant
geçiş gösteren mutasyon sonucu tiroid
hormonlarına direnç gelişiyor. Hastaların
%42’si DEHB tanısı almış.
Dopamin reseptör genleri:
    Dopamin D2 reseptör geni (DRD2): A1
    alleli sorumlu tutuluyor.
    Dopamin D4 reseptör geni (DRD4):
    11.kromozomda yerleşik genin 7
    tekrar alleli en çok çalışılan gen.
    Dopamin D5 reseptör geni (DRD5): 4.
    kromozomda yerleşik.
    Dopamin taşıyıcı (transporter) geni
    (DAT): 5.kromozomda yerleşik.
Beyin hasarı:
Bu çocuklarda perinatal dönemlerde gizli yada açık
minimal derecede SSS hasarı olduğu belirtilmektedir.
Bu hasara yol açan toksik, metabolik, mekanik ve
dolaşımla ilgili nedenler olabileceği gibi, erken
bebeklik döneminde SSS’yi etkileyen enfeksiyonlar da
söz konusu olabilir.
Silik nörolojik belirtiler ve daha az olmakla birlikte
bazı öğrenme bozukluklarının olması ve özgün
olmayan EEG bozuklukları ve epilepsi gelişme
olasılığının normalden yüksek bulunması bu hasarı
düşündürmektedir.
Nörofizyoloji ve beyin
   görüntüleme çalışmaları:
Düzensiz EEG örüntüleri gözlenebilirse de, DEHB’ye özgül değildir.
BT sonuçları tutarsızdır. Korpus kallozumun iki ön bölgesi olan rostrum ve rostral
cismi, DEHB’li çocuklarda küçük bulunmuştur.
Korpus kallosumun splenial bölgesinin normalden küçük olmasının uyarılabilirlikle
ilgili posteriör dikkat döngüsündeki bozukluğu gösterebileceği belirtilmektedir.
Temel eksiklik tepkilerin engellenmesindeki zorluk olduğundan, bunun prefrontal
korteksin dorsolateral kısmının dışı ile ilişkili olabileceği bildirilmektedir.
SPECT (tek foton emisyon tomografisi) çalışmalarında striatumda bölgesel kan
akımında azalma, duyu ve motor bölgelerde ise artma görülmüştür.
PET (pozitron emisyon tomografisi) çalışmalarında DEHB’li çocukların frontal lob
beyin kan akımı ve metabolik hızda azalma olduğu gözlenmiştir.
Diğer önemli bir bulgu DEHB’lilerde normal anatomik beyin asimetrisinin
bulunmamasıdır. Bu bulgu DEHB’ye özgül olmayabilir ve erken dönem beyin
gelişimindeki bir bozukluğu yansıtabilir.
Bugüne kadar yapılmış beyin görüntüleme çalışmalarından elde edilmiş olan en
önemli bulgulardan birisi de DEHB’lilerde frontal bölge glukoz kullanımında
düşüklük bulunduğunun gösterilmesidir.
Nörofizyolojik nedenler,
   SSS gelişiminde gecikme yada
   aksamalar olabileceği,
   Ayrıca frontal lobun daha alt
   merkezleri baskılayıcı etkisinin
   bozulduğu ya da olmadığı,
   RAS’ın dikkat merkezi üzerindeki
   etkisinin azalmasından söz
   edilmektedir.

                             Beynin ön bölgesinin engelleme bozukluğu
                             ve bu bölge ile beyin kabuğunun alt
                             bölgeleri arasındaki bağlantılarda işlev
                             bozukluğu kuramı en çok kabul edilen
                             görüştür.
                             Frontal lobların işlev bozukluğu dikkat, dürtü
                             denetimi ve/veya bilişsel etkinliklerdeki
                             bozukluğa yol açabilmektedir.
DEHB’deki aşırı hareketlilik ve
dürtüsellikten sorumlu tutulan yolak
başlıca nigrostriatal dopamin yolağıdır.
Bu yolak, motor aktiviteyi kontrol etmektedir.
Mezokortikal dopamin yolağı ve lokus seruleustan
prefrontal bölgeye projekte olan noradrenerjik
nöronların işlev bozukluğu- dikkat
eksikliğinden sorumlu.
Sonuç olarak DEHB’de tek bir
patofizyolojik bir profil yoktur. Dikkat ve
motor davranışı düzenleyen frontal subkortikal yolaklardaki işlev
bozukluğu olduğuna işaret etmektedir.
Nörotransmitterler:
Dopamin (DA) ve dopaminden sentezlenen noradrenalinin (NA) dikkat,
konsantrasyon ve bunlarla ilgili motivasyon, uyanıklık gibi diğer bilişsel
işlevlerdeki önemi bilinmektedir.
DEHB olan bireylerin beyindeki DA ve NA düzeylerini arttıran
SSS uyarıcılarına (metilfenidat, d-amfetamin, pemolin) ve
antidepresanlara verdiği olumlu yanıt, katekolamin
metabolizmasındaki bozukluğu desteklemektedir.
Uyarıcılar katekolamin salınımını arttırır ve geri alınmasını azaltır.
Trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörleri de hiperaktiviteyi
azaltır.
Ancak genelde süreçten sorumlu tek bir nörotransmitter
belirlenememiştir.
 DEHB’de idrar, kan ve BOS katekolamin dengesinde bozukluğa
işaret eden bulgular elde edilmiştir. Ancak sonuçlar tutarlı
değildir.
Çevresel etkenler:
Erken doğum,doğum sırasındaki sorunlar,doğumdan
sonraki dönemde travma,hastalık ve kurşun gibi
zehirli maddelere maruz kalmak, doğum ve
doğumdan sonraki dönemlerde yaşanan problemlerde
DEHB riskini arttırabilen etkenlerdir.
Her ne kadar boya maddeleri ve koruyucular gibi gıda
katkılarının,şekerlerin bu bozukluğa neden olabileceği
öne sürülse de bunlarla ilgili bilimsel kanıtlar yoktur.
Psikososyal etkenler:
Temel bir etkiden çok hazırlayıcı ve ortaya çıkışını
hızlandırıcı etkilerinden söz edilebilir.
Bozukluğu olan çocukların sıklıkla parçalanmış
ailelerden geldiği,anne-babanın sürekli geçimsizliği ve
anne babada psikiyatrik bozukluklar ile tek ya da ilk
çocuk olma oranının kontrollerden daha fazla olduğu
bildirilmektedir.
Zorlayıcı yaşam olayları, aile düzeninde bozulma ve
diğer anksiyete yaratan nedenler DEHB ortaya
çıkması ya da sürmesinde etkili olabilir.
Sosyoekonomik düzeyin önemli bir etkisinin olmadığı
bildirilmiştir.
RİSKLERİN BELİRLENMESİ:
Annenin gebelik öncesi ya da gebelik
sırasındaki tıbbi durumu,duygusal
zorluğu, sigara ve alkol kullanımı ya da
doğum komplikasyonları çocuktaki
hiperaktivite için risk oluşturan nedenler
olarak bildirilmektedir.
Çocuğun öyküsünde kafa travmalarının
sıklığı ile dikkat eksikliği tanısı arasında
belirgin ilişki olduğu ileri sürülmektedir.
Klinik özellikler:
Aşırı hareketlilik ve dikkati sürdürme zorluğu,
öğrenmeyi etkileyen, akran ilişkilerinde, ev
ortamında ve sınıf içinde önemli disiplin
sorunlarına yol açan bir durumdur.
Genellikle 3-5 yaşlarında çocuklar hareketlidir
ve dikkatlerini uzun süre yoğunlaştıramazlar.
Okul öncesinde bu hareketlilik, çocuğun
kendisine ya da çevresine bir problem
yaratıyorsa sorun olmaktadır,uzman
danışmanlığı gerekebilir. Problem yoksa,
büyüme ile bu sorun büyük ölçüde
kaybolabilmektedir.
Okul döneminde de aynı sorunlar
sürüyorsa ders başarısını
engellemektedir.
Öğretmeni dinlemeyen, yerinde
oturamayan, aklı sürekli ders dışında,
kıpır kıpır olan bu çocuklar, evde de aynı
davranmakta, ödev yapamamaktadır.
Kısa sürede sınıfın gerisinde kalırlar ve
zeka düzeyleri ortalama ya da
ortalamanın üzerinde olmasına karşın,
öğrenme güçlüğü olan çocuklar olarak
kabul edilmektedir.
Uzmana başvurulduğunda öğrenci,
anne-baba ve öğretmenle birlikte
çalışarak çocuğun dikkatini arttırmaya
yönelik işbirliği başlatılır.
 Ayrıca bu çocuklara dikkat merkezinin
çalışmasını arttırarak hareketliliği
düzenleyen ve dikkat süresini uzatan
uyarıcı ilaçlardan yararlanılmaktadır.
Belirtiler çocuğun ilgisini
çekmeyen ya da isteksiz
olduğu ortamlarda daha
da artmaktadır.
İyi bir denetim altında,
yeni ortamlar ve
durumlarda, ilgilendiği
etkinliklerde ya da
uygun davranışları
ödüllendirildiğinde
önemli derecede azalma
gözlenmektedir.
Zihinsel çaba göstermesi ve belirli kurallara
uyması beklenen ilköğretim yılları DEHB olan
çocuk için olduğu kadar aile ve öğretmen
için de oldukça zorlayıcıdır.
Ödev yapmayı sevmezler, ödev başında
geçirdikleri süre 10 dakikayı geçmez.
Herhangi bir dış uyaran dikkatlerini kolayca
dağıtır.


                           Sırasında oturamaz, ayağa kalkma gereksinimi
                           duyarlar, ders sırasında konuşarak sınıfın
                           düzenini bozarlar.
                           El yazıları ve defter düzenleri bozuktur.
                           Unutkandırlar, sık sık okul araç-gereçlerini
                           kaybederler.
                           Sınavlarda dikkatsizce hatalar yaparlar.
                           Sabırsızlıkları nedeniyle soruları çabuk ve
                           yanlış okuma ya da sorunun tamamını
                           okumadan yanıtlamaya çalışma görülebilir.
Belirtiler ve tanı:
Tanısı klinik temele dayanmaktadır.
Çocuğun davranışlarının farklı alanlardaki
görünümlerini belirlemek amacıyla anne-baba
ve öğretmen değerlendirme ölçekleri
kullanılmaktadır.
Klinik öykü ve değerlendirmenin yerini
tutabilecek, yeterli duyarlılık ve özgüllükte,
nesnel psikolojik veya biyolojik ölçüm testleri
bulunmamaktadır.
DSM-IV’e göre dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tanı ölçütleri:
A. Aşağıdakilerden (1) yada (2) vardır;

(1): Aşağıdaki dikkatsizlik semptomlarından altısı ya da daha fazlası en az 6 ay süre ile, uyumsuzluk doğurucu ve gelişim düzeyine göre
      aykırı bir derecede sürmüştür:
Dikkatsizlik:
      Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez ya da okul ödevlerinde,işlerinde ya da diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapar.
      Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır.
      Çoğu zaman kendisi ile konuşulduğunda tam olarak dinlemiyor görünür.
      Çoğu zaman yönergeleri izlemez ve okul ödevlerini,ufak tefek işleri ya da işyerindeki görevlerini tamamlayamaz.
      Çoğu zaman etkinlik, görev planlamada ve düzenlemede zorluk çeker.
      Çoğu zaman belirli bir süre üzerinde zihinsel çaba gerektiren okul çalışması, ev ödevi gibi görevlerden hoşlanmaz, kaçınır, isteksiz
      davranır.
      Çoğu zaman yapmakta olduğu görev (iş) ya da etkinlik için gerekli olan malzemeyi (kalem, oyuncak, alet) kaybeder.
       Çoğu zaman dışarıdan gelen uyarılarla dikkati kolaylıkla çelinir.
      Günlük etkinliklerinde ve işinde çoğu zaman unutkanlıklar yaşar.

(2): Aşağıdaki hiperaktivite-impulsivite semptomlarından altısı ya da daha fazlası en az 6 ay süre ile uyumsuzluk doğurucu ve gelişim
      düzeyine göre aykırı bir derecede sürmüştür:

Hiperaktivite:
     Çoğu zaman eli ayağı boş durmaz, oturduğu yerde kıpırdanır durur.
     Çoğu zaman oturması gerekli durumlarda, örn. derste kalkıp gezinir.
     Çoğu zaman uygunsuz bir halde gezinir, tırmanır durur (ergen ya da yetişkin ise huzursuzdur).
     Çoğu zaman oyun ya da eğlence etkinliklerini sakince sürdürmede zorlanır.
     Çoğu zaman çoğunlukla hareket halindedir ya da kurulmuş motor gibidir.
      Çoğu zaman çok konuşur.

İmpulsivite (Dürtüsellik):
    Çoğu zaman soru bitmeden cevaplamaya kalkar.
    Çoğu zaman sırasını beklemede zorlanır.
    Çoğu zaman başkaların rahatsız edecek şekilde çoğunlukla böler, sataşır (örn .konuşmaya ya da oyuna girer).
B. Bozulmaya yol açan bazı hiperaktif-impulsif
semptomlar ya da dikkatsizlik semptomları 7 yaşından
önce de vardır.
C. İki ya da daha fazla ortamda semptomlardan
kaynaklanan bir bozulma vardır (okulda, işte, ya da
evde).
D. Toplumsal, okuldaki ya da mesleki işlevsellikte
klinik açıdan belirgin bir bozulma olduğunun açık
kanıtları vardır.
E. Bu semptomlar sadece bir yaygın gelişimsel
bozukluk, şizofreni ya da diğer bir psikotik
bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve
başka bir mental bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
(örn. Duygudurum boz., anksiyete boz., dissosiyatif
boz., kişilik boz. gibi)
DEHB’nin 3 alt tipi tanımlanmıştır;
  Dikkatsizliğin önde olduğu tip
  Hiperaktivite-dürtüselliğin önde olduğu tip
  Bileşik tip (en yaygın tiptir)
DEHB zekadan bağımsızdır, her zeka
düzeyinde görülebilir.
DEHB, yaşam boyu süreklilik gösterebilen bir
bozukluktur.
Yaşla birlikte hiperaktivite belirtileri daha az
gözlenirken, dürtüsellik ve dikkat dağınıklığı
devam eder. Yakınma olarak, motor etkinliklerde artış
yerine içsel huzursuzluk ön planda olabilir.
Tanı koyarken izlenen
           basamaklar
DEHB klinik bir tanıdır,tanıyı kesinleştirmeye yönelik herhangi bir
laboratuvar ya da özgün bir tanı testi yoktur.Değerlendirmede
ebeveynler,öğretmenlerden ölçekler yardımı ile bilgi toplanır. Conners
ölçekleri ile yıkıcı davranış bozuklukları ölçeği tanı ve komorbid tanıyı
koymada yardımcı araçlardır.
Anne-baba ve bakım veren diğer kişiler ve öğretmenle ayrıntılı görüşme
ile belirtilere yönelik öykü ve gelişimsel, tıbbi, sosyal, ailevi, akademik
ve psikiyatrik öykünün alınması
Çocuğun gelişim düzeyine uygun görüşme ile belirti ve bulguların,
özellikle kaygı, depresyon, intihar düşüncelerinin belirlenmesi
Genel tıbbi durumun değerlendirilmesi
Bilişsel (öğrenmeye yönelik zihinsel beceri) değerlendirme
Geniş kapsamlı bozukluğa yönelik ebeveyn ve öğretmen
değerlendirmesi
Gerekli görülen durumlarda konuşma, dil, ince ve kaba motor işlevlerin
değerlendirilmesi gibi yardımcı değerlendirmelerin yapılması
Eşlik eden bozukluklar
          (Komorbidite)
Eşlik eden bozukluklar %46-68 arasında değişen
oranlarda bildirilmektedir. Yaş büyüdükçe tanı oranı azalarak,
bozukluklar ayrı ayrı görülmeye başlamaktadır.
DEHB ve davranım bozukluğu gibi dışa vurum bozuklukları arasında tanı
binişmeleri oldukça sıktır.Hiperaktif çocukların %40 ya da daha
fazlasında eşlik eden karşıt olma karşı gelme bozukluğu ya da davranım
bozukluğu görülmektedir.Bu tanıların dışında duygudurum
bozukluğu,anksiyete bozukluğu gibi içe vurum bozuklukları, öğrenme
güçlüğü ile mental retardasyon, Tourette sendromu ve sınırda kişilik
bozukluğu gibi durumlarla önemli bir komorbidite gösterdiği
görülmektedir.
Aileisnde antisosyal kişilik bozukluğu, alkolizm ya da histeri gibi bir
ruhsal sorunu olmayan çocuklarda genellikle davranım sorunlarının
görülmediği, ailesinde bu tür bozukluklar olan çocukların DEHB’nun yanı
sıra davranım sorunları da sergilediği bildirilmektedir.
AYIRICI TANI
 3 yaşından küçük çocuklarda belirtilerin DEHB’nda sıklıkla
gözlenen görsel-motor ve algı ile ilgili yetersizliğe mi,yoksa
normalde tam olarak gelişmemiş sinir sisteminin klinik
görünümüne mi bağlı olduğunun ayrımı oldukça güçtür.Gerçek
DEHB olanlarda belirtiler kalıcıdır ve genellikle öfke
patlamaları,kavgacılık,saldırgan tutumlar,yaralanmaya neden
olabilecek korkusuz hareketler ve gürültücülük eşlik etmekte
karşı gelme tutumları izlenmektedir.
Mental retardasyonda DEHB tanısı, ancak dikkatsizlik ve hiperaktivite
belirtileri o zeka yaşından beklenenden çok fazla ise konmalıdır.
Öğrenme bozukluğu ile karıştırılmamalıdır.
Davranım bozukluğuna huzursuzluk ve dikkatsizlik eklenebilir.
Kaygı ile ayırt edilmelidir.Anksiyete de aşırı hareketlilik ve dikkatin kolay dağılmasına
neden olabilmektedir.
SEYİR VE SONLANIM


Bozukluk zaman içinde üç farklı seyir izler;
“Gelişimsel gecikme (developmental delay)” %30’unda görülür. Genç
erişkinliğin erken dönemlerinde belirtiler kaybolur.
“Süregiden belirtiler (continual display)” %40’ında görülür.Belirtiler sosyal
ve duygusal güçlükler ile erişkin dönemde de sürer.
“Gelişimsel bozulma (developmental decay)” %30’unda görülür. DEHB
yanında alkolizm, madde kullanımı, antisosyal kişilik bozukluğu gibi ek
patolojilerin bulunmasıdır. Kötü gidişin en güçlü belirleyicisi çocukluk döneminde
DEHB’na komorbid davranım bozukluğunun olmasıdır.Bozukluğun kalıcı
olmasında aile içi güçlükler ve komorbid bozukluk olması belirleyici olmaktadır.
Remisyonun 12 yaşından önce seyrek olduğu, genellikle 12-20 yaşlar
arasında görüldüğü bildirilmektedir.
TEDAVİ
Bozukluğun tedavisinde psikososyal ve
tıbbi girişimleri içeren çok yönlü tedavi
yaklaşımı gerekmektedir.
Psikososyal girişimler aile,okul ve çocuk
üzerine yoğunlaşmaktadır.
Bireysel psikoterapi,davranışları
düzenlemeye yönelik davranışcı-bilişsel
terapiler önerilmektedir.
AİLE EĞİTİMİNDE ;

DEHB ile ilgili bilgilendirme
yapılır,destekleyici gruplar,kitaplar
önerilir.
Amaç çocuğun ev içi yıkıcı davranışlarını
azaltmak yanında ebeveynlerin başetme
konusunda kendilerine güvenlerini
arttırma ve aile içi sorunları azaltmaya
da yöneliktir.
İLAÇ TEDAVİSİ

 SSS uyarıcıları; metilfenidat(Ritalin),dekstroamfetamin (Dexedrin),
pemolin (cylert), antidepresanlar, antipsikotikler, anksiyolitikler,
antiepileptikler, lityum, fenfluramin, klonidin ve guanfasin gibi
ilaçlar kullanılmaktadır.
FDA, dekstroamfetamini 3 yaşından, metilfenidatı ise 6 yaşından
sonra kullanımını onaylamıştır. Bu ikisi en sık kullanılanlarıdır.
Metilfenidat, DEHB’li çocukların 3/4’ünde belirgin bir etki
göstermektedir. İlaçların hedefi ders başarısı ve üretkenliktir. Aynı
zamanda karşı gelme ile davranım sorunlarına da yararlı
olmaktadır.
Metilfenidat presinaptik veziküllerden dopamin açığa
çıkartır,dopaminin geri alımını azaltır,postsinaptik hücre üzerinde
uyarıcı etki gösterir ve sinaptik aralıktaki norepinefrini arttırır.
Yeterli dozda metilfenidat verildikten sonra 20 dakikada hedef
belirtilerde düzelme görülür. Kanda 1-2.5 saat arasında en üst
düzeyine ulaşır. Atılım yolu böbreklerdir.Terapotik etkilerine
tolerans gelişmesi pek beklenmez oluşursa da 1-2 yıllık sürede
basamak basamak ilerlemektedir. Ortalama günlük doz aralığı 0.6-
2.1mg/kg/gündür.
Klinik kullanımda genel olarak uyarıcıların yan etkilerini azaltmak
ve gerekli olan ilaç dozunu belirleyebilmek için ilaca düşük dozda
başlanmaktadır. Bu özellikle ilaç yan etkisine duyarlı küçük
yaştaki dikkatsizliğin önde olduğu tanı grubunda önemli
olmaktadır.
Yan etkiler anoreksi, kilo kaybı, irritabilite, karın ağrısı, baş
ağrıları, emosyonel aşırı duyarlılık, kolay ağlama, uykusuzluk,
taşikardi, kan basıncı değişiklikleridir. Büyüme üzerinde
baskılayıcı etkisi ileri sürülmüş ancak izlem çalışmalarında böyle
bir etkinin gözlenmediği belirtilmiştir.
Uyarıcı ilaçlar tikleri olan hastalarda,Tourette bozukluğu, psikoz,
otistik bozukluğu olan hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır.
ANTİDEPRESAN İLAÇLAR
  Uyarıcılardan sonra ikinci seçenek olarak önerilmektedirler.
İmipramin ve desipramin en sık kullanılan ilaçlardır. 1-2
mg/kg/gün dozu ile verilebilir.
DEHB’deki etki mekanizmaları depresyon tedavisindeki
mekanizmalarından farklıdır. Olumlu değişiklikler birkaç gün
içerisinde görülebilir.
  Özellikle anksiyete, depresyon, panik ya da enürezis gibi
bozuklukların eşlik ettiği durumlarda öncelikle
düşünülmektedirler.
Hiperaktivitede daha çok, dikkat eksikliğinde daha az etkilidirler.
Desipramin kullanımına bağlı ani ölümler görüldüğü için
antidepresan kullanımında kalp işlevlerinin izlenmesi
gerekmektedir.
TEŞEKKÜRLER
Dehb (fazlası için www.tipfakultesi.org)

More Related Content

What's hot

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...
özlem sürücü
 
05 i̇nsan davranışları ve kişilik tipleri
05   i̇nsan davranışları ve kişilik tipleri05   i̇nsan davranışları ve kişilik tipleri
05 i̇nsan davranışları ve kişilik tipleriSerdal KOÇİYİT
 
Dehb, 2018 veli semineri
Dehb, 2018 veli semineri Dehb, 2018 veli semineri
Dehb, 2018 veli semineri
aziyeSenemBagl
 
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfDUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
SeyfettinColak
 
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve Ölçekler
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve ÖlçeklerDikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve Ölçekler
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve Ölçekler
tumerturkbay
 
Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Okul kurallari Powerpoint sunu
Okul kurallari  Powerpoint sunuOkul kurallari  Powerpoint sunu
Okul kurallari Powerpoint sunuMutlu
 
Topic 8 - Treatment for ADHD 2010
Topic 8 - Treatment for ADHD 2010Topic 8 - Treatment for ADHD 2010
Topic 8 - Treatment for ADHD 2010
Simon Bignell
 
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfAile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
SeyfettinColak
 
Beyin biyokimyasi ve davranis
Beyin biyokimyasi ve davranisBeyin biyokimyasi ve davranis
Beyin biyokimyasi ve davranis
Mert Simyager Mehmetci
 
Çocuk ve Ergenlerde Öfke Yönetimi
Çocuk ve Ergenlerde Öfke YönetimiÇocuk ve Ergenlerde Öfke Yönetimi
Çocuk ve Ergenlerde Öfke Yönetimi
tumerturkbay
 
Anne Baba Tutumları
Anne Baba TutumlarıAnne Baba Tutumları
Anne Baba Tutumları
Ress Enstitüsü®
 
7 kişilik gelişimi
7   kişilik gelişimi7   kişilik gelişimi
7 kişilik gelişimiKenan Polat
 
Anksiyete-Sunum
Anksiyete-SunumAnksiyete-Sunum
Anksiyete-Sunum
nandacepte.org
 
Anksiyete(Kaygı) Bozuklukları
Anksiyete(Kaygı) BozukluklarıAnksiyete(Kaygı) Bozuklukları
Anksiyete(Kaygı) Bozuklukları
Erol Dizdar
 
Bilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü Özdemir
Bilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü ÖzdemirBilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü Özdemir
Bilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü Özdemir
Ltfzdemir
 
Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD)
Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD)
Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD)
Jabir Jabir
 
FIRST EPISODE PSYCHOSIS.ppt
FIRST EPISODE PSYCHOSIS.pptFIRST EPISODE PSYCHOSIS.ppt
FIRST EPISODE PSYCHOSIS.ppt
GursparshKaurMakker
 
Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)
Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)
Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)
Mindfulevren
 

What's hot (20)

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ergen erişkin tedavide yenilikler su...
 
05 i̇nsan davranışları ve kişilik tipleri
05   i̇nsan davranışları ve kişilik tipleri05   i̇nsan davranışları ve kişilik tipleri
05 i̇nsan davranışları ve kişilik tipleri
 
Dehb, 2018 veli semineri
Dehb, 2018 veli semineri Dehb, 2018 veli semineri
Dehb, 2018 veli semineri
 
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfDUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
 
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve Ölçekler
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve ÖlçeklerDikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve Ölçekler
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nda Kullanılan Test ve Ölçekler
 
Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranim bozuklugu (fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Okul kurallari Powerpoint sunu
Okul kurallari  Powerpoint sunuOkul kurallari  Powerpoint sunu
Okul kurallari Powerpoint sunu
 
Topic 8 - Treatment for ADHD 2010
Topic 8 - Treatment for ADHD 2010Topic 8 - Treatment for ADHD 2010
Topic 8 - Treatment for ADHD 2010
 
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfAile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
 
Beyin biyokimyasi ve davranis
Beyin biyokimyasi ve davranisBeyin biyokimyasi ve davranis
Beyin biyokimyasi ve davranis
 
Çocuk ve Ergenlerde Öfke Yönetimi
Çocuk ve Ergenlerde Öfke YönetimiÇocuk ve Ergenlerde Öfke Yönetimi
Çocuk ve Ergenlerde Öfke Yönetimi
 
Anne Baba Tutumları
Anne Baba TutumlarıAnne Baba Tutumları
Anne Baba Tutumları
 
7 kişilik gelişimi
7   kişilik gelişimi7   kişilik gelişimi
7 kişilik gelişimi
 
Anksiyete-Sunum
Anksiyete-SunumAnksiyete-Sunum
Anksiyete-Sunum
 
Anksiyete(Kaygı) Bozuklukları
Anksiyete(Kaygı) BozukluklarıAnksiyete(Kaygı) Bozuklukları
Anksiyete(Kaygı) Bozuklukları
 
Bilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü Özdemir
Bilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü ÖzdemirBilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü Özdemir
Bilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları - Lütfü Özdemir
 
Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD)
Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD)
Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD)
 
FIRST EPISODE PSYCHOSIS.ppt
FIRST EPISODE PSYCHOSIS.pptFIRST EPISODE PSYCHOSIS.ppt
FIRST EPISODE PSYCHOSIS.ppt
 
Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)
Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)
Bütünsel Mindfulness Eğitim Modülleri (Ebeveyn & Öğretmenler İçin)
 
Dil gelişimi
Dil gelişimiDil gelişimi
Dil gelişimi
 

Similar to Dehb (fazlası için www.tipfakultesi.org)

Di̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te Bozukluğu
Di̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te BozukluğuDi̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te Bozukluğu
Di̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te Bozukluğu
AntalyaOzelEgitimGrubu
 
Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Otizm
OtizmOtizm
metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
5.2 sık rastlanan sağlık sorunları
5.2 sık rastlanan sağlık sorunları5.2 sık rastlanan sağlık sorunları
5.2 sık rastlanan sağlık sorunları
eabdep
 
Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Metilfenidat
MetilfenidatMetilfenidat
Metilfenidat
tumerturkbay
 
Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)
Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)
Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)
fethiisnac
 
Hippotherapy module 5 TR
Hippotherapy module 5 TRHippotherapy module 5 TR
Hippotherapy module 5 TR
Karel Van Isacker
 
Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)
Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)
Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)
Fuad Bashirov
 
Psychiatric disorders in medical practice
Psychiatric disorders in medical practicePsychiatric disorders in medical practice
Psychiatric disorders in medical practice
İsa Badur
 
1.3.1. doğum öncesi nedenler
1.3.1. doğum öncesi nedenler1.3.1. doğum öncesi nedenler
1.3.1. doğum öncesi nedenler
eabdep
 
PSİKOLOJİ
PSİKOLOJİPSİKOLOJİ
PSİKOLOJİgizem34
 
Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Metabolik ensefalopati 1
Metabolik   ensefalopati 1Metabolik   ensefalopati 1
Metabolik ensefalopati 1
tyfngnc
 
Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite BozukluğuOtizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
Guzel Gunler Poliklinigi
 
Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇
Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇
Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇
Arif Başpınar
 
DEHB ve Ust Duzey Bilissel Islevler
DEHB ve Ust Duzey Bilissel IslevlerDEHB ve Ust Duzey Bilissel Islevler
DEHB ve Ust Duzey Bilissel IslevlerOkan Karka
 
Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...
Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...
Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...
TTSG-Slide
 

Similar to Dehb (fazlası için www.tipfakultesi.org) (20)

Di̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te Bozukluğu
Di̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te BozukluğuDi̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te Bozukluğu
Di̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ ve Hi̇perakti̇vi̇te Bozukluğu
 
Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Dikkat eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u(fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Otizm
OtizmOtizm
Otizm
 
metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
metabolik komalar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
5.2 sık rastlanan sağlık sorunları
5.2 sık rastlanan sağlık sorunları5.2 sık rastlanan sağlık sorunları
5.2 sık rastlanan sağlık sorunları
 
Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davraniş bozukluğu üzerine çevrenin etkisi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Metilfenidat
MetilfenidatMetilfenidat
Metilfenidat
 
Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)
Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)
Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)
 
Hippotherapy module 5 TR
Hippotherapy module 5 TRHippotherapy module 5 TR
Hippotherapy module 5 TR
 
Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)
Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)
Duygudurum Bozuklukları: Nörobiyoloji (Dr Fuad Bashirov)
 
Psychiatric disorders in medical practice
Psychiatric disorders in medical practicePsychiatric disorders in medical practice
Psychiatric disorders in medical practice
 
1.3.1. doğum öncesi nedenler
1.3.1. doğum öncesi nedenler1.3.1. doğum öncesi nedenler
1.3.1. doğum öncesi nedenler
 
PSİKOLOJİ
PSİKOLOJİPSİKOLOJİ
PSİKOLOJİ
 
Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Deliryum (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Metabolik ensefalopati 1
Metabolik   ensefalopati 1Metabolik   ensefalopati 1
Metabolik ensefalopati 1
 
Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite BozukluğuOtizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
Otizm ve otizmle ilişkili bozukluklar / Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
 
Kolesterol
KolesterolKolesterol
Kolesterol
 
Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇
Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇
Bi̇reyi̇ toplum yaşaminda engelli̇ kilan engel türleri̇
 
DEHB ve Ust Duzey Bilissel Islevler
DEHB ve Ust Duzey Bilissel IslevlerDEHB ve Ust Duzey Bilissel Islevler
DEHB ve Ust Duzey Bilissel Islevler
 
Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...
Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...
Son Gelismelerle Tourette Sendromu : Norobiyolojik Mekanizmalar- Bekir Berker...
 

More from www.tipfakultesi. org

Oksijen tedavisi
 Oksijen tedavisi Oksijen tedavisi
Oksijen tedavisi
www.tipfakultesi. org
 
Noninvaziv mekanik ventilasyon
Noninvaziv mekanik ventilasyonNoninvaziv mekanik ventilasyon
Noninvaziv mekanik ventilasyon
www.tipfakultesi. org
 
Mekanik ventilasyon
Mekanik ventilasyonMekanik ventilasyon
Mekanik ventilasyon
www.tipfakultesi. org
 
Konsültasyon
KonsültasyonKonsültasyon
Konsültasyon
www.tipfakultesi. org
 
Diyabetes mellitus
Diyabetes mellitusDiyabetes mellitus
Diyabetes mellitus
www.tipfakultesi. org
 
Bronşektazi
BronşektaziBronşektazi
Bronşektazi
www.tipfakultesi. org
 
Bbh'da pnömoni
Bbh'da pnömoniBbh'da pnömoni
Bbh'da pnömoni
www.tipfakultesi. org
 
Astım tanı ve sınıflama
Astım tanı ve sınıflama Astım tanı ve sınıflama
Astım tanı ve sınıflama
www.tipfakultesi. org
 
Astım ve koah ilaç farmakolojisi
Astım ve koah ilaç farmakolojisiAstım ve koah ilaç farmakolojisi
Astım ve koah ilaç farmakolojisi
www.tipfakultesi. org
 
Astim tedavileri
Astim tedavileriAstim tedavileri
Astim tedavileri
www.tipfakultesi. org
 
Astim tani ve tedavi rehberi
Astim tani ve tedavi rehberiAstim tani ve tedavi rehberi
Astim tani ve tedavi rehberi
www.tipfakultesi. org
 
Astım ilaçları
Astım ilaçlarıAstım ilaçları
Astım ilaçları
www.tipfakultesi. org
 
bronkoskopi ünitesi yönetimi
bronkoskopi ünitesi yönetimi bronkoskopi ünitesi yönetimi
bronkoskopi ünitesi yönetimi
www.tipfakultesi. org
 
Akciğer kanseri
Akciğer kanseriAkciğer kanseri
Akciğer kanseri
www.tipfakultesi. org
 
Akut ve subakut öksürük
Akut ve subakut öksürükAkut ve subakut öksürük
Akut ve subakut öksürük
www.tipfakultesi. org
 
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisibronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
www.tipfakultesi. org
 

More from www.tipfakultesi. org (20)

Oksijen tedavisi
 Oksijen tedavisi Oksijen tedavisi
Oksijen tedavisi
 
Noninvaziv mekanik ventilasyon
Noninvaziv mekanik ventilasyonNoninvaziv mekanik ventilasyon
Noninvaziv mekanik ventilasyon
 
astım
astım astım
astım
 
Mekanik ventilasyon
Mekanik ventilasyonMekanik ventilasyon
Mekanik ventilasyon
 
Konsültasyon
KonsültasyonKonsültasyon
Konsültasyon
 
Koah
KoahKoah
Koah
 
Dr önder tani ve siniflama
Dr önder tani ve siniflamaDr önder tani ve siniflama
Dr önder tani ve siniflama
 
Diyabetes mellitus
Diyabetes mellitusDiyabetes mellitus
Diyabetes mellitus
 
Bronşektazi
BronşektaziBronşektazi
Bronşektazi
 
Bbh'da pnömoni
Bbh'da pnömoniBbh'da pnömoni
Bbh'da pnömoni
 
Astım tanı ve sınıflama
Astım tanı ve sınıflama Astım tanı ve sınıflama
Astım tanı ve sınıflama
 
Astım ve koah ilaç farmakolojisi
Astım ve koah ilaç farmakolojisiAstım ve koah ilaç farmakolojisi
Astım ve koah ilaç farmakolojisi
 
Astim tedavileri
Astim tedavileriAstim tedavileri
Astim tedavileri
 
Astim tani ve tedavi rehberi
Astim tani ve tedavi rehberiAstim tani ve tedavi rehberi
Astim tani ve tedavi rehberi
 
Astım ilaçları
Astım ilaçlarıAstım ilaçları
Astım ilaçları
 
Ape
ApeApe
Ape
 
bronkoskopi ünitesi yönetimi
bronkoskopi ünitesi yönetimi bronkoskopi ünitesi yönetimi
bronkoskopi ünitesi yönetimi
 
Akciğer kanseri
Akciğer kanseriAkciğer kanseri
Akciğer kanseri
 
Akut ve subakut öksürük
Akut ve subakut öksürükAkut ve subakut öksürük
Akut ve subakut öksürük
 
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisibronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
 

Dehb (fazlası için www.tipfakultesi.org)

  • 1. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu DR. EVRİM AKTEPE
  • 2. Dikkat eksikliği yıkıcı davranış bozukluğu başlığı, temelinde birbirinden ayrı, ancak yakından bağlantılı üç davranış biçimini ifade eder. Bunlar; 1. Dikkat eksikliği/öğrenme güçlüğü 2. Hiperaktivite/ataklık 3. Sorunlu davranışlardır.
  • 3. WHO ICD-10’da “Genellikle Çocukluk ve Ergenlik Çağında Başlayan Davranışsal ve Duygusal Bozukluklar” bölümünde yer alan “Hiperkinetik ve Davranım Bozuklukları” olarak, Amerikan Psikiyatri Birliği DSM-IV’te “Dikkat Eksikliği ve Yıkıcı Davranış Bozuklukları” genel başlığı altında Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Davranım Bozukluğu, Karşıt Olma-Karşı Gelme Bozukluğu Başka Türlü Adlandırılamayan Yıkıcı Davranış Bozukluğu bulunmaktadır (Dışavurum Bozuklukları)
  • 4. DEHB’nin temel özelliği, kalıcı ve sürekli olan dikkat süresinin kısalığı, engellemeye yönelik denetim eksikliği nedeniyle davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan ataklık ve huzursuzluktur. Bunun sonucu olarak çocukta gelişimsel olarak uygunsuz dikkatsizlik ya da aşırı hareketlilik ve ataklık vardır. Başlangıcı genellikle 3 yaş dolaylarında olmakla birlikte tanı ilkokul yıllarında konmaktadır.
  • 5. Tanımlama ve tarihçe: 19. yy sonlarında “çılgın aptallar (mad idiots)”, “dürtüsel delilik (impulsive insanity)” ve “yetersiz engellenme (defective inhibition)” olarak adlandırılmıştır. 1947’de İngilterede, aşırı hareketlilik, şaşkınlık, dürtüsellik ya da bilişsel yetersizliği olan çocuklarda “minimal beyin zedelenmesi sendromu” olarak bildirilmiştir. 1960’larda koordinasyonu zayıf, öğrenme güçlüğü olan, duygusal dengesizlik gösteren, ancak belirlenmiş nörolojik bozukluğu olmayan bir grup çocuk için “minimal beyin hasarı” tanımı kullanılmıştır. Bozukluk 1983’te temel olarak “dikkat eksikliği” ve 1992’de “zayıf engelleyici süreç” gibi kavramlarla belirtilmiştir. ICD ve DSM sınıflandırmalarında bozukluk ilk defa çocukluktaki hiperkinetik sendrom olarak adlandırılmıştır.Daha sonra tanı DSM-IIIR’da dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak belirlenerek 14 belirti sıralanmış ve tanı için 8 belirtinin olması şarta bağlanmıştır.
  • 6. Epidemiyoloji: DSM kitapçıklarında %3-5 olarak öngörülmektedir. Ülkemizde yapılan araştırmalarda çocuk psikiyatri polikliniklerine başvuru nedenleri arasında hiperkinetik sendromun 7. yada 15. sırayı aldığı, ya da başvuran çocukların %2.78’inde hiperaktivite saptandığı bildirilmiştir. Erkek çocuklarda daha sık görülmekte, erkek/kız oranı 3/1 ile 5/1 arasında bildirilmektedir. Kızlarda dikkatsizlik ve bilişsel sorunların önde geldiği, ataklık ve saldırgan davranış sorunlarının daha az olması nedeniyle tedaviye başvuruların daha düşük olabileceği düşünülmektedir.
  • 7. Etiyoloji: Genetik, biyolojik, çevresel ve psikososyal etkenler gibi çoklu nedenleri olan bir beyin rahatsızlığıdır.
  • 8. Genetik etkenler: Frajil-X, fetal alkol sendromu, çok düşük doğum ağırlıklı çocuklar ve daha seyrek olarak da genetik kökenli tiroid bozuklukları gibi durumlar DEHB belirtileri gösterirler. Böylesi olgular tüm DEHB’li vakaların çok küçük bir bölümünü oluştururlar. Genetik nedenlere yönelik bilgiler ikiz, evlat edinme ve aile araştırmalarına dayanmaktadır.Monozigot ikizlerde dizigotlara göre daha fazla eş hastalanma olması ya da hiperaktif çocukların kardeşlerinde genel topluma göre iki kat fazla risk olması genetik kanıtlar olarak öne sürülmüştür. Genetik çalışmalar,özellikle birinci ve ikinci dereceden akrabalar ile yapılan aile çalışmaları hiperaktif çocukların ailelerinde antisosyal kişilik bozukluğu, histeri, alkolizm ve madde kullanımının daha sık olduğunu ortaya koymaktadır. Evlat edinme çalışmaları da ailesel geçişi desteklemektedir.
  • 9. Araştırılan genler şunlardır; Tiroid reseptör beta geni: 3. kromozomda yerleşik. Otozomal dominant geçiş gösteren mutasyon sonucu tiroid hormonlarına direnç gelişiyor. Hastaların %42’si DEHB tanısı almış. Dopamin reseptör genleri: Dopamin D2 reseptör geni (DRD2): A1 alleli sorumlu tutuluyor. Dopamin D4 reseptör geni (DRD4): 11.kromozomda yerleşik genin 7 tekrar alleli en çok çalışılan gen. Dopamin D5 reseptör geni (DRD5): 4. kromozomda yerleşik. Dopamin taşıyıcı (transporter) geni (DAT): 5.kromozomda yerleşik.
  • 10. Beyin hasarı: Bu çocuklarda perinatal dönemlerde gizli yada açık minimal derecede SSS hasarı olduğu belirtilmektedir. Bu hasara yol açan toksik, metabolik, mekanik ve dolaşımla ilgili nedenler olabileceği gibi, erken bebeklik döneminde SSS’yi etkileyen enfeksiyonlar da söz konusu olabilir. Silik nörolojik belirtiler ve daha az olmakla birlikte bazı öğrenme bozukluklarının olması ve özgün olmayan EEG bozuklukları ve epilepsi gelişme olasılığının normalden yüksek bulunması bu hasarı düşündürmektedir.
  • 11. Nörofizyoloji ve beyin görüntüleme çalışmaları: Düzensiz EEG örüntüleri gözlenebilirse de, DEHB’ye özgül değildir. BT sonuçları tutarsızdır. Korpus kallozumun iki ön bölgesi olan rostrum ve rostral cismi, DEHB’li çocuklarda küçük bulunmuştur. Korpus kallosumun splenial bölgesinin normalden küçük olmasının uyarılabilirlikle ilgili posteriör dikkat döngüsündeki bozukluğu gösterebileceği belirtilmektedir. Temel eksiklik tepkilerin engellenmesindeki zorluk olduğundan, bunun prefrontal korteksin dorsolateral kısmının dışı ile ilişkili olabileceği bildirilmektedir. SPECT (tek foton emisyon tomografisi) çalışmalarında striatumda bölgesel kan akımında azalma, duyu ve motor bölgelerde ise artma görülmüştür. PET (pozitron emisyon tomografisi) çalışmalarında DEHB’li çocukların frontal lob beyin kan akımı ve metabolik hızda azalma olduğu gözlenmiştir. Diğer önemli bir bulgu DEHB’lilerde normal anatomik beyin asimetrisinin bulunmamasıdır. Bu bulgu DEHB’ye özgül olmayabilir ve erken dönem beyin gelişimindeki bir bozukluğu yansıtabilir. Bugüne kadar yapılmış beyin görüntüleme çalışmalarından elde edilmiş olan en önemli bulgulardan birisi de DEHB’lilerde frontal bölge glukoz kullanımında düşüklük bulunduğunun gösterilmesidir.
  • 12. Nörofizyolojik nedenler, SSS gelişiminde gecikme yada aksamalar olabileceği, Ayrıca frontal lobun daha alt merkezleri baskılayıcı etkisinin bozulduğu ya da olmadığı, RAS’ın dikkat merkezi üzerindeki etkisinin azalmasından söz edilmektedir. Beynin ön bölgesinin engelleme bozukluğu ve bu bölge ile beyin kabuğunun alt bölgeleri arasındaki bağlantılarda işlev bozukluğu kuramı en çok kabul edilen görüştür. Frontal lobların işlev bozukluğu dikkat, dürtü denetimi ve/veya bilişsel etkinliklerdeki bozukluğa yol açabilmektedir.
  • 13. DEHB’deki aşırı hareketlilik ve dürtüsellikten sorumlu tutulan yolak başlıca nigrostriatal dopamin yolağıdır. Bu yolak, motor aktiviteyi kontrol etmektedir. Mezokortikal dopamin yolağı ve lokus seruleustan prefrontal bölgeye projekte olan noradrenerjik nöronların işlev bozukluğu- dikkat eksikliğinden sorumlu. Sonuç olarak DEHB’de tek bir patofizyolojik bir profil yoktur. Dikkat ve motor davranışı düzenleyen frontal subkortikal yolaklardaki işlev bozukluğu olduğuna işaret etmektedir.
  • 14. Nörotransmitterler: Dopamin (DA) ve dopaminden sentezlenen noradrenalinin (NA) dikkat, konsantrasyon ve bunlarla ilgili motivasyon, uyanıklık gibi diğer bilişsel işlevlerdeki önemi bilinmektedir. DEHB olan bireylerin beyindeki DA ve NA düzeylerini arttıran SSS uyarıcılarına (metilfenidat, d-amfetamin, pemolin) ve antidepresanlara verdiği olumlu yanıt, katekolamin metabolizmasındaki bozukluğu desteklemektedir. Uyarıcılar katekolamin salınımını arttırır ve geri alınmasını azaltır. Trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörleri de hiperaktiviteyi azaltır. Ancak genelde süreçten sorumlu tek bir nörotransmitter belirlenememiştir. DEHB’de idrar, kan ve BOS katekolamin dengesinde bozukluğa işaret eden bulgular elde edilmiştir. Ancak sonuçlar tutarlı değildir.
  • 15. Çevresel etkenler: Erken doğum,doğum sırasındaki sorunlar,doğumdan sonraki dönemde travma,hastalık ve kurşun gibi zehirli maddelere maruz kalmak, doğum ve doğumdan sonraki dönemlerde yaşanan problemlerde DEHB riskini arttırabilen etkenlerdir. Her ne kadar boya maddeleri ve koruyucular gibi gıda katkılarının,şekerlerin bu bozukluğa neden olabileceği öne sürülse de bunlarla ilgili bilimsel kanıtlar yoktur.
  • 16. Psikososyal etkenler: Temel bir etkiden çok hazırlayıcı ve ortaya çıkışını hızlandırıcı etkilerinden söz edilebilir. Bozukluğu olan çocukların sıklıkla parçalanmış ailelerden geldiği,anne-babanın sürekli geçimsizliği ve anne babada psikiyatrik bozukluklar ile tek ya da ilk çocuk olma oranının kontrollerden daha fazla olduğu bildirilmektedir. Zorlayıcı yaşam olayları, aile düzeninde bozulma ve diğer anksiyete yaratan nedenler DEHB ortaya çıkması ya da sürmesinde etkili olabilir. Sosyoekonomik düzeyin önemli bir etkisinin olmadığı bildirilmiştir.
  • 17. RİSKLERİN BELİRLENMESİ: Annenin gebelik öncesi ya da gebelik sırasındaki tıbbi durumu,duygusal zorluğu, sigara ve alkol kullanımı ya da doğum komplikasyonları çocuktaki hiperaktivite için risk oluşturan nedenler olarak bildirilmektedir. Çocuğun öyküsünde kafa travmalarının sıklığı ile dikkat eksikliği tanısı arasında belirgin ilişki olduğu ileri sürülmektedir.
  • 18. Klinik özellikler: Aşırı hareketlilik ve dikkati sürdürme zorluğu, öğrenmeyi etkileyen, akran ilişkilerinde, ev ortamında ve sınıf içinde önemli disiplin sorunlarına yol açan bir durumdur. Genellikle 3-5 yaşlarında çocuklar hareketlidir ve dikkatlerini uzun süre yoğunlaştıramazlar. Okul öncesinde bu hareketlilik, çocuğun kendisine ya da çevresine bir problem yaratıyorsa sorun olmaktadır,uzman danışmanlığı gerekebilir. Problem yoksa, büyüme ile bu sorun büyük ölçüde kaybolabilmektedir.
  • 19. Okul döneminde de aynı sorunlar sürüyorsa ders başarısını engellemektedir. Öğretmeni dinlemeyen, yerinde oturamayan, aklı sürekli ders dışında, kıpır kıpır olan bu çocuklar, evde de aynı davranmakta, ödev yapamamaktadır. Kısa sürede sınıfın gerisinde kalırlar ve zeka düzeyleri ortalama ya da ortalamanın üzerinde olmasına karşın, öğrenme güçlüğü olan çocuklar olarak kabul edilmektedir. Uzmana başvurulduğunda öğrenci, anne-baba ve öğretmenle birlikte çalışarak çocuğun dikkatini arttırmaya yönelik işbirliği başlatılır. Ayrıca bu çocuklara dikkat merkezinin çalışmasını arttırarak hareketliliği düzenleyen ve dikkat süresini uzatan uyarıcı ilaçlardan yararlanılmaktadır.
  • 20. Belirtiler çocuğun ilgisini çekmeyen ya da isteksiz olduğu ortamlarda daha da artmaktadır. İyi bir denetim altında, yeni ortamlar ve durumlarda, ilgilendiği etkinliklerde ya da uygun davranışları ödüllendirildiğinde önemli derecede azalma gözlenmektedir.
  • 21. Zihinsel çaba göstermesi ve belirli kurallara uyması beklenen ilköğretim yılları DEHB olan çocuk için olduğu kadar aile ve öğretmen için de oldukça zorlayıcıdır. Ödev yapmayı sevmezler, ödev başında geçirdikleri süre 10 dakikayı geçmez. Herhangi bir dış uyaran dikkatlerini kolayca dağıtır. Sırasında oturamaz, ayağa kalkma gereksinimi duyarlar, ders sırasında konuşarak sınıfın düzenini bozarlar. El yazıları ve defter düzenleri bozuktur. Unutkandırlar, sık sık okul araç-gereçlerini kaybederler. Sınavlarda dikkatsizce hatalar yaparlar. Sabırsızlıkları nedeniyle soruları çabuk ve yanlış okuma ya da sorunun tamamını okumadan yanıtlamaya çalışma görülebilir.
  • 22. Belirtiler ve tanı: Tanısı klinik temele dayanmaktadır. Çocuğun davranışlarının farklı alanlardaki görünümlerini belirlemek amacıyla anne-baba ve öğretmen değerlendirme ölçekleri kullanılmaktadır. Klinik öykü ve değerlendirmenin yerini tutabilecek, yeterli duyarlılık ve özgüllükte, nesnel psikolojik veya biyolojik ölçüm testleri bulunmamaktadır.
  • 23. DSM-IV’e göre dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tanı ölçütleri: A. Aşağıdakilerden (1) yada (2) vardır; (1): Aşağıdaki dikkatsizlik semptomlarından altısı ya da daha fazlası en az 6 ay süre ile, uyumsuzluk doğurucu ve gelişim düzeyine göre aykırı bir derecede sürmüştür: Dikkatsizlik: Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez ya da okul ödevlerinde,işlerinde ya da diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapar. Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır. Çoğu zaman kendisi ile konuşulduğunda tam olarak dinlemiyor görünür. Çoğu zaman yönergeleri izlemez ve okul ödevlerini,ufak tefek işleri ya da işyerindeki görevlerini tamamlayamaz. Çoğu zaman etkinlik, görev planlamada ve düzenlemede zorluk çeker. Çoğu zaman belirli bir süre üzerinde zihinsel çaba gerektiren okul çalışması, ev ödevi gibi görevlerden hoşlanmaz, kaçınır, isteksiz davranır. Çoğu zaman yapmakta olduğu görev (iş) ya da etkinlik için gerekli olan malzemeyi (kalem, oyuncak, alet) kaybeder. Çoğu zaman dışarıdan gelen uyarılarla dikkati kolaylıkla çelinir. Günlük etkinliklerinde ve işinde çoğu zaman unutkanlıklar yaşar. (2): Aşağıdaki hiperaktivite-impulsivite semptomlarından altısı ya da daha fazlası en az 6 ay süre ile uyumsuzluk doğurucu ve gelişim düzeyine göre aykırı bir derecede sürmüştür: Hiperaktivite: Çoğu zaman eli ayağı boş durmaz, oturduğu yerde kıpırdanır durur. Çoğu zaman oturması gerekli durumlarda, örn. derste kalkıp gezinir. Çoğu zaman uygunsuz bir halde gezinir, tırmanır durur (ergen ya da yetişkin ise huzursuzdur). Çoğu zaman oyun ya da eğlence etkinliklerini sakince sürdürmede zorlanır. Çoğu zaman çoğunlukla hareket halindedir ya da kurulmuş motor gibidir. Çoğu zaman çok konuşur. İmpulsivite (Dürtüsellik): Çoğu zaman soru bitmeden cevaplamaya kalkar. Çoğu zaman sırasını beklemede zorlanır. Çoğu zaman başkaların rahatsız edecek şekilde çoğunlukla böler, sataşır (örn .konuşmaya ya da oyuna girer).
  • 24. B. Bozulmaya yol açan bazı hiperaktif-impulsif semptomlar ya da dikkatsizlik semptomları 7 yaşından önce de vardır. C. İki ya da daha fazla ortamda semptomlardan kaynaklanan bir bozulma vardır (okulda, işte, ya da evde). D. Toplumsal, okuldaki ya da mesleki işlevsellikte klinik açıdan belirgin bir bozulma olduğunun açık kanıtları vardır. E. Bu semptomlar sadece bir yaygın gelişimsel bozukluk, şizofreni ya da diğer bir psikotik bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve başka bir mental bozuklukla daha iyi açıklanamaz. (örn. Duygudurum boz., anksiyete boz., dissosiyatif boz., kişilik boz. gibi)
  • 25. DEHB’nin 3 alt tipi tanımlanmıştır; Dikkatsizliğin önde olduğu tip Hiperaktivite-dürtüselliğin önde olduğu tip Bileşik tip (en yaygın tiptir)
  • 26. DEHB zekadan bağımsızdır, her zeka düzeyinde görülebilir. DEHB, yaşam boyu süreklilik gösterebilen bir bozukluktur. Yaşla birlikte hiperaktivite belirtileri daha az gözlenirken, dürtüsellik ve dikkat dağınıklığı devam eder. Yakınma olarak, motor etkinliklerde artış yerine içsel huzursuzluk ön planda olabilir.
  • 27. Tanı koyarken izlenen basamaklar DEHB klinik bir tanıdır,tanıyı kesinleştirmeye yönelik herhangi bir laboratuvar ya da özgün bir tanı testi yoktur.Değerlendirmede ebeveynler,öğretmenlerden ölçekler yardımı ile bilgi toplanır. Conners ölçekleri ile yıkıcı davranış bozuklukları ölçeği tanı ve komorbid tanıyı koymada yardımcı araçlardır. Anne-baba ve bakım veren diğer kişiler ve öğretmenle ayrıntılı görüşme ile belirtilere yönelik öykü ve gelişimsel, tıbbi, sosyal, ailevi, akademik ve psikiyatrik öykünün alınması Çocuğun gelişim düzeyine uygun görüşme ile belirti ve bulguların, özellikle kaygı, depresyon, intihar düşüncelerinin belirlenmesi Genel tıbbi durumun değerlendirilmesi Bilişsel (öğrenmeye yönelik zihinsel beceri) değerlendirme Geniş kapsamlı bozukluğa yönelik ebeveyn ve öğretmen değerlendirmesi Gerekli görülen durumlarda konuşma, dil, ince ve kaba motor işlevlerin değerlendirilmesi gibi yardımcı değerlendirmelerin yapılması
  • 28. Eşlik eden bozukluklar (Komorbidite) Eşlik eden bozukluklar %46-68 arasında değişen oranlarda bildirilmektedir. Yaş büyüdükçe tanı oranı azalarak, bozukluklar ayrı ayrı görülmeye başlamaktadır. DEHB ve davranım bozukluğu gibi dışa vurum bozuklukları arasında tanı binişmeleri oldukça sıktır.Hiperaktif çocukların %40 ya da daha fazlasında eşlik eden karşıt olma karşı gelme bozukluğu ya da davranım bozukluğu görülmektedir.Bu tanıların dışında duygudurum bozukluğu,anksiyete bozukluğu gibi içe vurum bozuklukları, öğrenme güçlüğü ile mental retardasyon, Tourette sendromu ve sınırda kişilik bozukluğu gibi durumlarla önemli bir komorbidite gösterdiği görülmektedir. Aileisnde antisosyal kişilik bozukluğu, alkolizm ya da histeri gibi bir ruhsal sorunu olmayan çocuklarda genellikle davranım sorunlarının görülmediği, ailesinde bu tür bozukluklar olan çocukların DEHB’nun yanı sıra davranım sorunları da sergilediği bildirilmektedir.
  • 29. AYIRICI TANI 3 yaşından küçük çocuklarda belirtilerin DEHB’nda sıklıkla gözlenen görsel-motor ve algı ile ilgili yetersizliğe mi,yoksa normalde tam olarak gelişmemiş sinir sisteminin klinik görünümüne mi bağlı olduğunun ayrımı oldukça güçtür.Gerçek DEHB olanlarda belirtiler kalıcıdır ve genellikle öfke patlamaları,kavgacılık,saldırgan tutumlar,yaralanmaya neden olabilecek korkusuz hareketler ve gürültücülük eşlik etmekte karşı gelme tutumları izlenmektedir. Mental retardasyonda DEHB tanısı, ancak dikkatsizlik ve hiperaktivite belirtileri o zeka yaşından beklenenden çok fazla ise konmalıdır. Öğrenme bozukluğu ile karıştırılmamalıdır. Davranım bozukluğuna huzursuzluk ve dikkatsizlik eklenebilir. Kaygı ile ayırt edilmelidir.Anksiyete de aşırı hareketlilik ve dikkatin kolay dağılmasına neden olabilmektedir.
  • 30. SEYİR VE SONLANIM Bozukluk zaman içinde üç farklı seyir izler; “Gelişimsel gecikme (developmental delay)” %30’unda görülür. Genç erişkinliğin erken dönemlerinde belirtiler kaybolur. “Süregiden belirtiler (continual display)” %40’ında görülür.Belirtiler sosyal ve duygusal güçlükler ile erişkin dönemde de sürer. “Gelişimsel bozulma (developmental decay)” %30’unda görülür. DEHB yanında alkolizm, madde kullanımı, antisosyal kişilik bozukluğu gibi ek patolojilerin bulunmasıdır. Kötü gidişin en güçlü belirleyicisi çocukluk döneminde DEHB’na komorbid davranım bozukluğunun olmasıdır.Bozukluğun kalıcı olmasında aile içi güçlükler ve komorbid bozukluk olması belirleyici olmaktadır. Remisyonun 12 yaşından önce seyrek olduğu, genellikle 12-20 yaşlar arasında görüldüğü bildirilmektedir.
  • 31. TEDAVİ Bozukluğun tedavisinde psikososyal ve tıbbi girişimleri içeren çok yönlü tedavi yaklaşımı gerekmektedir. Psikososyal girişimler aile,okul ve çocuk üzerine yoğunlaşmaktadır. Bireysel psikoterapi,davranışları düzenlemeye yönelik davranışcı-bilişsel terapiler önerilmektedir.
  • 32. AİLE EĞİTİMİNDE ; DEHB ile ilgili bilgilendirme yapılır,destekleyici gruplar,kitaplar önerilir. Amaç çocuğun ev içi yıkıcı davranışlarını azaltmak yanında ebeveynlerin başetme konusunda kendilerine güvenlerini arttırma ve aile içi sorunları azaltmaya da yöneliktir.
  • 33. İLAÇ TEDAVİSİ SSS uyarıcıları; metilfenidat(Ritalin),dekstroamfetamin (Dexedrin), pemolin (cylert), antidepresanlar, antipsikotikler, anksiyolitikler, antiepileptikler, lityum, fenfluramin, klonidin ve guanfasin gibi ilaçlar kullanılmaktadır. FDA, dekstroamfetamini 3 yaşından, metilfenidatı ise 6 yaşından sonra kullanımını onaylamıştır. Bu ikisi en sık kullanılanlarıdır.
  • 34. Metilfenidat, DEHB’li çocukların 3/4’ünde belirgin bir etki göstermektedir. İlaçların hedefi ders başarısı ve üretkenliktir. Aynı zamanda karşı gelme ile davranım sorunlarına da yararlı olmaktadır. Metilfenidat presinaptik veziküllerden dopamin açığa çıkartır,dopaminin geri alımını azaltır,postsinaptik hücre üzerinde uyarıcı etki gösterir ve sinaptik aralıktaki norepinefrini arttırır. Yeterli dozda metilfenidat verildikten sonra 20 dakikada hedef belirtilerde düzelme görülür. Kanda 1-2.5 saat arasında en üst düzeyine ulaşır. Atılım yolu böbreklerdir.Terapotik etkilerine tolerans gelişmesi pek beklenmez oluşursa da 1-2 yıllık sürede basamak basamak ilerlemektedir. Ortalama günlük doz aralığı 0.6- 2.1mg/kg/gündür.
  • 35. Klinik kullanımda genel olarak uyarıcıların yan etkilerini azaltmak ve gerekli olan ilaç dozunu belirleyebilmek için ilaca düşük dozda başlanmaktadır. Bu özellikle ilaç yan etkisine duyarlı küçük yaştaki dikkatsizliğin önde olduğu tanı grubunda önemli olmaktadır. Yan etkiler anoreksi, kilo kaybı, irritabilite, karın ağrısı, baş ağrıları, emosyonel aşırı duyarlılık, kolay ağlama, uykusuzluk, taşikardi, kan basıncı değişiklikleridir. Büyüme üzerinde baskılayıcı etkisi ileri sürülmüş ancak izlem çalışmalarında böyle bir etkinin gözlenmediği belirtilmiştir. Uyarıcı ilaçlar tikleri olan hastalarda,Tourette bozukluğu, psikoz, otistik bozukluğu olan hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır.
  • 36. ANTİDEPRESAN İLAÇLAR Uyarıcılardan sonra ikinci seçenek olarak önerilmektedirler. İmipramin ve desipramin en sık kullanılan ilaçlardır. 1-2 mg/kg/gün dozu ile verilebilir. DEHB’deki etki mekanizmaları depresyon tedavisindeki mekanizmalarından farklıdır. Olumlu değişiklikler birkaç gün içerisinde görülebilir. Özellikle anksiyete, depresyon, panik ya da enürezis gibi bozuklukların eşlik ettiği durumlarda öncelikle düşünülmektedirler. Hiperaktivitede daha çok, dikkat eksikliğinde daha az etkilidirler. Desipramin kullanımına bağlı ani ölümler görüldüğü için antidepresan kullanımında kalp işlevlerinin izlenmesi gerekmektedir.