SlideShare a Scribd company logo
1 of 32
KAN VE KAN HASTALIKLARI
KANIN YAPISI VE TANI İŞLEMLERİ
•
Kanın Yapısı ve Fonksiyonları
Kan kardiyovasküler sistem içerisinde dolaşan ve çok hücreli
organizmalarda birçok yaşamsal fonksiyonu yerine getiren
vücudumuzun hayati sıvısıdır. Hematolojik sistem, kanın yapıldığı kemik
iliği ve retiküloendotel (RES) sistemden oluşur.
Kan çeşitli şekilli elemanlar ve plazmadan oluşur. Kanın şekilli kısmı üç
ana hücresel (eritrositler, lökositler ve trombositler) elemandan oluşan
kısmıdır ve total kan volümünün %40-%45'ini oluşturur .Plazma kanın
%55'i kadarını oluşturur.
Normalde kan elemanlarının yapımı ve yıkımı sürekli bir denge
içindedir. Kanın şekilli elemanlarının büyük bir kısmının yaşam süresi çok
kısa olduğundan ve beden hücrelerinin beslenmesinin devamlılığının
sağlanabilmesi için bu hücrelerin devamlı yenilenmeleri gerekir. Bu
sürece "hemotopoezis kan yapımı" denir. Hemotopoezis öncelikle kemik
iliğinde yapılır.
Tam kan sayımı normal değerleri
KADIN ERKEK
Eritrosit (mm3 ) 4.0-5.0 milyon 4 8-5.5 milyon
Hemoglobin (g/dL) 12-15.5 13-16.5
Homotokrit (%) 37- 45 40- 45
Lokosit (mm3) 5000-10000 4000- 9000
Trombosit (mm3) 140000- 400000 150000- 450000
Kanın görevleri
-Kan oksijeni akciğerlerden alıp hücrelere taşır,
-Dokulardan metabolik atıkları ve C02'i vücuttan atılmak
üzere böbreklere, deri ve akciğerlere taşır,
-Gastrointestinal sistemden emilen besi maddelerini
hücrelere taşır,
-Endokrin bezlerde üretilen hormonları ve diğer kimyasal
maddeleri vücutta kullanılacak yerlere taşır,
-Kan lökosit ve antikorları enfeksiyonun bulunduğu
yerlere taşıyarak vücudu tehlikeli mikroorganizmalardan
korur,
-Hemostazis yoluyla kanamayı durdurur,
-Vücut ısısını düzenler
• KANIN ÖZELLİKLERİ
Rengi: Arteryel kan eritrosit içinde hemoglobine
bağlı oksijenden dolayı parlak kırmızıdır. Venöz kan
oksijen miktarı daha az olduğu için koyu kırmızıdır.
Viskozitesi: Kan suya göre üç-dört kez daha fazla
yoğundur ve kanın özgül ağırlığı 1.048-1.066
arasındadır.
pH: Kan hafif alkalendir. pH 7.35-7.45 arasındadır
(nötr pH 7.0'dır).
Kan volümü: İnsanda vücut ağırlığının %7-10'unu
oluşturur ve 70 kg ağırlıkta bir insanda yaklaşık 5-6
litre kadar kan bulunur.
Hematopoezis (Kan Şekilli
elemanlarının yapımı)
Hematopoez, periferik kan hücrelerinin,
kemik iliğinde üretilmesi işlemidir. Kan
Hematopoezis insan embriyosunun
gelişiminin erken evrelerinde başlar, önce
göbek kordonunda, sonra karaciğerde ve
sonunda kemik iliği, dalak ve lenf
düğümlerinde yapılır.
KANIN ŞAKİLLİ ELEMANLARI
1-ERİTROSİTLER
Eritrositler, bikonkav, disk şeklinde, ortalama
çapları yaklaşık 7.8 mikrometre ve
kalınlıklarıda 2.5 mikron olan çekirdeksiz
küçük hücrelerdir. Eritrositlerin şekli,
kapillerden geçerken belirgin olarak
değişebilir. Gerçekte alyuvarlar kese
gibidirler ve hemen her şekle değişebilirler.
• Fonksiyonu: Eritrositlerin asıl işlevi akciğerlerden dokulara
oksijeni ileten hemoglobini taşımaktır. Kan dolaşımıyla,
eritrositler akciğerden aldıkları oksijeni kapiller
damarlardan geçerek hücre içine taşırlar, hücrelerde
oluşan karbondioksitide alıp akciğerlere götürürler.
Havadaki oksijen oranının büyük oranda azaldığı çok
yüksek yerlerde, dokularda yetersiz oksijen taşınır ve
alyuvar yapımı belirgin olarak artar. Alyuvar üretim hızını
kontrol eden, kandaki alyuvar yoğunluğu değil, dokunun
oksijen gereksinimine göre taşınan oksijen miktarıdır.
Ayrıca eritrosit içindeki hemoglobin mükemmel bir asit-
baz tamponudur. Eritrositler bütün kanın tampon
gücünün %50’sinde sorumludur.
ERİTROSİT HEMOGLOBİN
Erkek:4,8-5,5 mil/mm3 erkek:16gr/dl
Kadın:4-5 mil/mm3 kadın:14 gr/dl
• Eritrositlerin üretimi: Embriyojenik yaşamın ilk haftalarında ilkel, çekirdekli
alyuvarlar vitellüs kesesinde üretilir. Gebeliğin ikinci trimesteri sırasında
dalakta ve lenf düğümlerinde de önemli miktarda eritrosit yapımı olmakla
beraber eritrositlerin üretildiği esas organ karaciğerdir. Gebeliğin son ayında
ve doğumdan sonra ise alyuvarlar tümüyle kemik iliğinde yapılır.
Eritrositlerin üretimini etkileyen esas faktör eritropoetin hormonudur.
Eritropoietinin %90'ı böbreklerde %10'u da karaciğerde yapılır. Eritropoetin
salgısı, arter kanındaki O2 miktarına göre ayarlanır. Oksijeni düşük ortamda
eritropoietinin yapımı artar. Eritropoietin yokluğunda kemik iliğinde az
sayıda eritrosit yapılır. Diğer yandan eritrosit yapımında bazı vitaminlerede
gereksinim vardır. Eritrositlerin son olgunlaşmalarında Vitamin B-12 ve folik
asit özellikle önemlidir. Her ikisi de DNA temel yapı taşlarından biridir.
İkisinden biri olmayınca DNA azalır, olgunlaşma ve bölünme gerçekleşmez,
sonuçta dayanıksız ve yaşam süresi kısa eritrositler folik asit ve vitamin B12
eksikliği megaloblastik anemiye neden olur. ERİTROSİTLERİN ÖMRÜ
YAKLAŞIK 120 GÜNDÜR.
2-Lökositler
Yabancı maddelere karşı koyan vücudun
savunma sistemlerinin hareketli ünitelerine
lökosit denir. Lökositler eritrositlerden daha
büyük, az sayıda ve çekirdekli hücrelerdir.
Lökositler, granülosit ve agranülosit olmak
üzere iki ana gruba ayrılır. Total lökosit sayısı
5000-10000 mm3'tür.
Granülositler
Lökositlerin en genç olanıdır. Granülositler, kemik iliğinde
şekillenir, nötrofil, eozinofil ve bazofil olmak üzere üçe ayrılırlar.
-Eozinofiller fagositoz yönünden zayıftır. Fagosite edilemeyecek
kadar büyük olan parazitlere saldırır ve onları öldürürler. Periferik
kanda total kanın %3'ünden az bulunur. Alerjik durumlarda sayısal
olarak artar.
-Bazofiller histamin ve heparin taşırlar. Erken tip aşırı duyarlılık
reaksiyonlarında rolleri vardır.
- Nötrofiller; total lökositlerin %60-70’ini oluştururlar. Bakterial
enfeksiyonlara karşı vücüdun ilk savunma hattıdırlar.
Olgunlaşmamış nötrofillerin %90'ı vücutta herhangi bir enfeksiyon
geliştiğinde bu hücreleri hızla enfeksiyon bölgesine yollayabilmesi
için kemik iliğinde depolanmış olarak kalır.
Agranülositler
•
Agranülositler: 2 tipi vardır. 1. Monositler, 2. Lenfositler.
1. Monositler: Tüm lökosîtlerin yaklaşık %4-5'ini oluşturur.
Monositler kemik iliğinde yapılır. Dolaşımda yaklaşık 72 saat kalır
ve makrofaj'a dönüşür. Makrofajlar, özellikle dalak, karaciğerin
Kupffer hücrelerinde, periton ve akciğer alveollerinde aktiftir.
2. Lenfositler: Bağışıklık sisteminin anahtar yapı taşlarıdır. İki ana
gruba ayrılırlar. Bir grup lenfosit timusta yapımı programlanmış
olup, bunlara T Lenfosit ya da T hücresi denir. Diğer bir grup
lenfosit kemik iliğinde yapılır ve bunlara da B Lenfosit denir.
Vücutta lenfositler tarafından tanımlanan fazla sayıda farklı
antijenler vardır. Lenfositlerin antijen tanıma yeteneğinin doğal
olduğu ve antijenle karşılaşmadan geliştiği bilinmektedir. Kök
hücreler minyonlarca farklı T ve B lenfositlerine dönüşürler ve
bunların her biri farklı antijeni tanıma yeteneğine sahiptir.
3-Trombositler
Trombositler yuvarlak ya da oval, 1-4 mikron çapında
küçük disklerdir. Trombositler kemik iliğinde
megakaryositlerden oluşur ve trombositlerin kemik
iliğindeki yapımı trombopoietin hormonu tarafından
düzenlenir. Dolaşımdaki kanda 150.000- 500.000
mm3 arasında bulunurlar ve yaşam süreleri 7 ile 10
gündür.
Trombositlerin temel görevi kanamayı kontrol
etmektir. Trombositler kanda serbest halde inaktif
olarak kan damarları endotelinde, damar
bütünlüğünü sağlamak için bulunur .
• *Plazma
Kandan hücresel elemanlar alındıktan sonra
geri kalan sıvı kısmına plazma denir. Kanın
yaklaşık % 55’ i plazmadır. Plazmanın
%90'nından fazlası sudur. Kalan kısmı da
plazma proteinleri, pıhtılaşma faktörleri ve az
miktarda gıda maddeleri, enzimler, atık
ürünler ve gazlar gibi diğer maddelerden
oluşur.
• *Plazma Proteinleri
Plazma proteinleri 3 gruba ayrılır.
Albumin, globulin ve fbronojenlerdir.
Globulinler; alfa, beta ve gama globulinlere
ayrılır.
• *Pıhtılaşma Mekanizması (Hemostazis)
Hasarlanmış kan damarlarının duvarlarında pıhtı oluşumu ve kan
kaybının önlenmesine hemostaz denir. Kan ve dokuların
pıhtılaşmasını etkileyen 50’den fazla önemli madde bulunmuştur.
Bunların bazıları pıhtılaşmayı sağlar, bunlara prokoagülan denir,
diğerleri pıhtılaşmayı inhibe ederler, bunlara ise antikoagülan
denmektedir.
Kan damarı yırtıldığı ya da zedelendiği zaman, kanın yırtılan damar
düzeyine değmesi ile hemostazis süreci başlar.
Primer hemostasiz sürecinde, vasküler spazm; damar duvarı
kesilince damarın düz kaslarının kontraksiyonunu tetikler. Bu lokal
damar spazmı dakikalar ya da saatler sürebilir ve bu süre içinde
trombosit tıkacı oluşumu ve kan pıhtılaşması gelişir
Damar yırtıldıktan 3-6 dakika sonra (yırtık çok geniş değilse),
açıklığın tümü ya da damarın yırtılan ucu pıhtı ile dolar. 20 dakika-
1 saat sonra, pıhtı büzüşür (rekrakte olur)
KAN GRUPLARI
•
İnsan eritrositlerinin zarları bir grup kan grup kan grubu antijeni
içermekte olup bunlara aglütinojenler adı verilir. Bunların en iyi
bilinenleri A ve B antijenleridir.
İnsan kan grupları, bu aglütinojen denilen kimyasal maddenin
bulunup bulunmamasına göre dört ana gruba ayrılır: A, B, AB ve 0.
içinde A ya da B aglütinojenlerinin ikisinin de bulunmadığı
durumda kan grubu "0"'dır. Sadece A aglütinojeni varsa "A"
grubu, sadece B aglütinojeni varsa "B" grubu, hem "A" hem de "B"
aglütinojeni varsa "AB" grubu olarak tanımlanır. Bu kan grupları,
ana ve babadan geçen eritrositlerdeki antijen ve serumda bulunan
antikorlara göre sınıflandırılır. Bireyin kan grubu hayatı boyunca
aynı kalır.
• Kan gruplarının plazmadaki antikorları:
Kan Grubu Plazmadaki Antikorları
(aglütininler) Plazmanın aglütüne ettiği eritrosit tipi
0
A
A
AB Anti A ve Anti B
Anti-B
Anti-A
Hiçbiri A, B, AB
B, AB
A, AB
Hiçbiri
• A antijeni bulunan kan B antijeni bulunan bir
kimsenin kanına verildiği zaman A kanı B kanı
tarafından yabancı kabul edilir. Antikorlar
antijen ile birleşerek yığılmalar meydana
getirirler, bu yığılmaya aglutinasyon adı
verilir. Aglutine olan kan kılcal damarları
tıkıyarak ölüme sebep olur
Rh Faktörü
•
Rh faktörü tek bir antijen olmayıp bir grup antijene verilen addır. İnsanların
bazılarında bu faktör vardır, bazılarında ise yoktur. Rh faktörünün bulunmasına
göre Rh (+) ve bulunmamasına göre Rh (-) olarak iki gruba ayrılır.
Rh negatif olan bir kişiye Rh pozitif kan verilirse, eritrositlerde bulunan Rh
faktörü, Rh negatif kan tarafından yabancı (antijen) olarak kabul edilir. Daha
sonra bu antijenlere karşı antikorlar oluşturarak onları yok etmeye çalışır.
Rh faktörü en çok hamilelikte önem kazanır. Kanı Rh pozitif olan bir erkekle Rh
negatif olan kadın evlendiğinde doğan bebek büyük bir olasılıkla babanın Rh
faktörünü alır. Anne ile bebek kanı karşılaştığında anne kanı, çocuğun kanını
yabancı kabul ederek antikor yapımına başlar.
Antikor yapımı zaman aldığından ilk çocuk sağlam doğar. İkinci ve üçüncü
çocuklarda annenin kanında daha önceden yapılan antikorlar bulunduğundan,
bebek daha doğmadan göbek bağı yolu ile anne kanındaki antikorlar bebeğin
kanına geçerek orada yıkım işlemini sürdürür. Bu durumda bebek anne karnında
ölebilir ve buna "eritroblastozis fetalis" denir. Eğer bebek sağ olarak doğarsa
hemen kan değiştirme işlemine başlanır. Bebeğe kendi kan grubundan Rh
negatif kan verilir. Verilen kan normal olarak zamanla dalak tarafından yok
edilirken kemik iliğinde yapılan kan onun yerini alır ve bebek sağlığına kavuşur.
Rh negatif bir insanda Rh pozitif kana karşı ya da bebek kanına karşı antikor
yapımını engelleyecek immun globulin (RhoD) bulunmuştur. Böylece kişiye
immun globulin verilerek doğacak kötü sonuçlar engellenebilir.
• ERİTROSİT HASTALIKLARI
**Anemiler
Erişkin erkekte Hb değerinin 14gr/dl’nin, kadında
12gr/dl’nin, hamilelerde ise 11gr/dl’nin altında olması
anemi olarak tanımlanır. Anemi genellikle kendisi bir
hastalık değil, sıklıkla altta yatan bir hastalığın
semptomu olarak kabul edilmektedir.
*Etiyoloji
Fazla kan kaybı, eritrosit yapım eksikliği ve
anormallikleri, eritrositlerin aşırı tahribi gibi nedenler
olabilir.
• **Belirti ve bulgular
Anemide görülen belirtilerin şiddeti, geliştiği süreye aneminin ciddiyetine, hastanın yaşına
ve hastada var olan diğer tıbbi sorunlara göre değişir. Anemide ki belirtilerin en önemli
nedeni doku hipoksisidir.
- Hafif derece anemiler (Hb 10 ile 14 g/dl arasında) her hangi bir belirtiye neden
olmayabilir. Belirtiler gelişirse, genellikle altta yatan hastalığa bağlı veya ağır egzersize
yanıt olarak ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında çarpıntı, nefes darlığı ve aşırı terleme
bulunur
- Orta derecede anemiler (Hb 6 ile 10 g/dl arasında) yalnızca hareketle değil dinlenme
halinde de kardiyopulmoner belirtiler gözlenebilir.
- Derin anemisi (Hb <6 g/dl) olan hastalarda birden fazla organ sistemini ilgilendiren pek
çok klinik belirti bulunur.
Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür. Hastalarda ciddi boyutta çarpıntı,
soğuğa karşı hassasiyet, iştah kaybı, fazla terleme, baş dönmesi, göz kararması, baş ağrısı
olabilir. Anemili hastaların fizik muayene bulguları solukluk, taşikardi, apeks ve sternum sol
kenarı boyunca duyulan sistolik üfürüm ve genişlemiş nabız basıncıdır.
• Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür.
**Cilt: Soluk (özellikle avuç içi, tırnak yatakları, konkjoktiva ve ağız çevresi), yara
iyileşmesinde gecikme, ağız ve dilde yara, sarılık ve soğuğa duyarlılık vardır.
**Solunum: Nefes darlığı, zorlu solunum, ortopne olabilir.
**Kardiyovasküler: Palpitasyon, anjina, taşikar-di, kardiyomegali, taşipne,
yorgunluk ve halsizlik
**Gastrointestinal: Dilde kırmızılık, anoreksi, bulantı, toprak yeme (pika), koyu
renk gaita, kabızlık, diyare, hemoroid, hematemez, kilo kaybı
**Üriner sistem: Hematüri
**Üreme sistemi: Menstrual düzensizlik, libido kaybı, impotans
**Nörolojik: Baş ağrısı, baş dönmesi, sternum bölgesinde hassasiyet, uyuşukluk,
ekstremiteler-de titreme, huzursuzluk, paralizi
**Genel: Kronik, yorgun, keyifsiz.
>>Tedavi
Aneminin tedavisinin temel amacı, aneminin nedenini kontrol altına almak ya da
düzeltmeye yöneliktir. Değişik tip anemilerin tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi,
ilgili bölümde verilecektir.
Anemilerde Tedavi
1-Beslenme ile tedavi
2-Demir tedavisi oral ve parenteral yol ile yapılır. Oral demir tedavisi, hemoglobin normale
döndükten sonra da vücut demir depolarının tam olarak dolması için en az üç ay daha ya da
daha uzun süre devam edilmektedir.
-Oral demir tedavisi bazı hastalarda bulantı, kusma, barsak hareketlerinde değişme, karın
ağrısı gibi yan etkilere neden olmaktadır. Oral demir tedavisi alan hastaların eğitimi,
- Yemeklerden bir saat önce yada yemeklerden iki saat sonra almaları, süt ve sütlü
yiyeceklerin demir emilimini azaltacağı belirtilmelidir,
- Demir emilimini artırmak için portakal, limon suyu, çilek, gibi C- vitamini içeren gıdaların
alımının artırılmasının önemi açıklanmalı
-Konstibasyonu önlemek için lifli gıdaların artırılmasının önemi vurgulanmalıdır
-İlacın dışkının rengini koyulaştıracağı açıklanmalıdır
- Likit demir ilaçları dişlerin rengini bozabileceği, ilaç alımından sonra ağız hijyeni
3-parenteral tedavi(ıv,ım)İntramüsküler Yol (I.M.): İ.M. demir uygulamada, Z tekniği
kullanılarak deri altına sızmasını önlemek için derine verilir. Enjeksiyon yerinde ağrı ve
ciltte renk değişikliği olabilir. Bu durumu önlemek için, Kalçanın üst dış katranına, gluteus
maksimus kasına Z tekniğiyle yapılmalıdır.
•
**Megaloblastik Anemi
Tanım: Megaloblastik anemiler, Vitamin B12 ve folik asit eksikliğine bağlı
olarak, kemik iliğinde ve periferik kanda büyük ve olgunlaşmamış
eritrositlerin bulunmasıdır. Megablastik anemiler iki grup altında
görülür.
1. Folik asit eksikliği anemisi
2. B12 vitamini eksikliği anemisi-pernisiyöz anemi.
**Folik Asit Eksikliği Anemisi
Folik asit eritrosit üretimi ve olgunlaşmasını sağlayan DNA sentezi için
gereklidir. Folik asit eksikliğinin sık görülen dört nedeni şunlardır;
- Beslenme yetersizliği, özellikler yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer,
turunçgiller, mayalı gıdalar, baklagiller, fındık ve tahılları az
- Malabsorbsiyon sendromları, özelliklede ince barsak hastalıkları
- Folki asit alımını ve kullanımını engelleyen ilaçlar
- Alkol kötüye kullanımı ve anoreksi
Orak Hücreli Anemi
•
*Tanım: Orak hücreli anemi, hemoglobin molekülünün anormal beta zincirleri
nedeniyle oluşan hemoglobin S (HbS) adlı anormal tipte hemoglobin içerir. Bu
hemoglobin, düşük konsantrasyonda oksijen ile karşılaştığında eritrosit içinde
uzun kristaller halinde çöker. Bu kristaller hücreyi uzatarak, bikonkav disk yerine,
orak görünüm verir. Oraklaşmış hücreler mikro dolaşımda rahatlıkla hareket
edemez ve küçük damarlarda (infarkta neden olur) ve dalakta (yıkılır hemolize
olur) sıkışıp kalır. Sonuçta ciddi anemi durumu ortaya çıkar.
*Belirti ve bulgular
Hastalarda büyüme ve gelişme bozukluğu, enfeksiyona duyarlılık, ciddi hemoliz
ve aplastik krizler olur. Anemi ile ilgili olarak taşikardi, kalp mırmırı ve sıklıkla
kardiyomegali, aritmi ve erişkinlerde kalp yetmezliği gelişir. Kronik hemoliz ve
trombozis her organı etkiler ama öncelikle dalak, karaciğer ve merkezi sinir
sistemini etkiler. Hastalarda felç, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve pulmoner
hipertansiyon gelişir.
Orak hücre krizlerini tetikleyen faktörler arasında; dehidratasyon, hipoksi,
enfeksiyon, soğuk, duygusal yada fiziksel stres, cerrahi ve kan kaybı vardır
Talasemi
• *
Hemoglobin zincirinden birinin yada birkaçının defektif sentezidir.
Otozomal resesif geçer. Dayanıksız hemoglobin birikerek etkisiz
eritropoeze ve hemolize neden olur.
Talasemi Major: Anne ve babadan alınan birer anormal gen,
çocuklarda ağır anemiye neden olur. Kemik ağrıları, sarılık,
büyüme ve gelişmede gerilik görülür. Talasemi majör tedavisinde
genellikle kan nakli ve selasyon (kronik kan nakline bağlı aşırı
demir yüklenmesini azaltmaya yönelik tedavi) uygulanır. İlaç ve
diyetler talasemi tedavisinde etkili değildir. Hb düzeyini yaklaşık
10 gr/dl’ de tutacak şekilde kan nakli yapılır.
Talasemi Minor: Hafif anemi şeklidir. Eritrositler ileri derecede
mikrositiktir. Talasemi minör için tedavi gerekli değildir, çünkü
vücut normal Hb’ deki azalmaya uyum sağlar.
Anemili hastalarda genel hemşirelik
bakımı
•
Çok sayıda olan anemi nedenleri, her hastanın gereksinimlerine göre farklı
hemşirelik girişimleri gerektirir.
- Tedavinin temel amacı olarak, anemiye neden olan faktörün ortadan
kaldırılmaya çalışılır
- Aneminin en önemli komplikasyonu konjestif kalp yetmezliğidir. Bu nedenle
anemik hastaların konjestif kalp yetmezliği belirtileri açısından
değerlendirilmeleri önemlidir. Hastalarda aktivite ile istirahat dengesi
ayarlanmalıdır.
- Özellikle beslenme kaynaklı gelişen anemilerde anemileri düzeltecek ve
hastaları sağlığına kavuşturabilecek diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yapılır
- Demir eksikliği anemisi olan hastaların eğitimi çok önemlidir. Hastaya yüksek
miktarda demir içeren gıdalar (dana eti, karaciğer, tavuk ciğeri) ve diğer etler,
fasulya, yeşil yapraklı sebzeler, üzüm ve pekmez gibi gıdaları tüketmesi önerilir.
Beraberinde C vitamini alınmasının, demir absorpsiyonunu arttıracağı belirtilir.
- Pernisiyöz anemi aile öyküsü olan hastalar belirtiler açısında
değerlendirilmelidir. Hastalığın erken saptanması gelişimini önlememekle
beraber tedavisi ve belirtilerin düzelmesini sağlayabilir. Bu hastalar, ağrı ve ısı
duyusunda azalma ve periferik nöropati nedeniyle yanıklar ve travmaya karşı
korunmalıdır.

More Related Content

What's hot

Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Akut böbrek yetmezliği
Akut böbrek yetmezliğiAkut böbrek yetmezliği
Akut böbrek yetmezliğiugur koca
 
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Preeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMAN
Preeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMANPreeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMAN
Preeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMANsbkavak
 
Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org ) Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Salisilat ve diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Salisilat   ve  diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )Salisilat   ve  diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Salisilat ve diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Genetik hastalıklar
Genetik hastalıklarGenetik hastalıklar
Genetik hastalıklarSema Atasever
 
Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Sağlıkta laboratuvar
Sağlıkta laboratuvarSağlıkta laboratuvar
Sağlıkta laboratuvarAkaya Emerk
 
Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Gebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesi
Gebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesiGebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesi
Gebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesiFatih Güven
 
Kardiyovasküler sistem muayenesi
Kardiyovasküler sistem muayenesiKardiyovasküler sistem muayenesi
Kardiyovasküler sistem muayenesiAytekin Alcelik
 
Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Resüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararı
Resüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararıResüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararı
Resüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararıSULE AKIN
 
Hirsutizm ayırıcı tanısı
Hirsutizm ayırıcı tanısıHirsutizm ayırıcı tanısı
Hirsutizm ayırıcı tanısıDilek Gogas Yavuz
 
ADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZU
ADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZUADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZU
ADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZUwww.tipfakultesi. org
 
Hemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlari
Hemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlariHemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlari
Hemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlariArif Başpınar
 

What's hot (20)

Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Menenjit&amp; ensefalit (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Akut böbrek yetmezliği
Akut böbrek yetmezliğiAkut böbrek yetmezliği
Akut böbrek yetmezliği
 
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Preeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMAN
Preeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMANPreeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMAN
Preeklampsi tanı ve yönetimi 2015 15. ULUSAL PERİNATOLOJİ KONGRESİ, DALAMAN
 
Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org ) Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Tiroid hastalıkları patofizyolojisi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Salisilat ve diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Salisilat   ve  diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )Salisilat   ve  diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Salisilat ve diğer nsaii intoksikasyonu (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Genetik hastalıklar
Genetik hastalıklarGenetik hastalıklar
Genetik hastalıklar
 
Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Immünolojik yetmezlik sendromlari (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Sağlıkta laboratuvar
Sağlıkta laboratuvarSağlıkta laboratuvar
Sağlıkta laboratuvar
 
Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kronik Böbrek Yetmezliği (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Vücut sıvıları ve elektrolitler
Vücut sıvıları ve elektrolitlerVücut sıvıları ve elektrolitler
Vücut sıvıları ve elektrolitler
 
Gebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesi
Gebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesiGebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesi
Gebelik endokrinolojisi, khd2014, namık kemal üniversitesi
 
Kardiyovasküler sistem muayenesi
Kardiyovasküler sistem muayenesiKardiyovasküler sistem muayenesi
Kardiyovasküler sistem muayenesi
 
Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Stabil anjina pektoris(fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Osteoporoz
OsteoporozOsteoporoz
Osteoporoz
 
Resüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararı
Resüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararıResüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararı
Resüsitasyonun sonlandırılması ve ölüm kararı
 
Hirsutizm ayırıcı tanısı
Hirsutizm ayırıcı tanısıHirsutizm ayırıcı tanısı
Hirsutizm ayırıcı tanısı
 
endokrin vakalar- 2. sayı
endokrin vakalar- 2. sayıendokrin vakalar- 2. sayı
endokrin vakalar- 2. sayı
 
ADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZU
ADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZUADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZU
ADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZU
 
Hemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlari
Hemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlariHemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlari
Hemodi̇yali̇zi̇n akut kompli̇kasyonlari
 

Similar to 201107222019 kan ve kan hastaliklari

Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
KAN TERMİMOLOJİSİ
KAN TERMİMOLOJİSİKAN TERMİMOLOJİSİ
KAN TERMİMOLOJİSİErol Dizdar
 
6.sınıf vücudumuzdaki sistemler
6.sınıf vücudumuzdaki sistemler6.sınıf vücudumuzdaki sistemler
6.sınıf vücudumuzdaki sistemlerburaktozan
 
Tıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem Terimleri
Tıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem TerimleriTıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem Terimleri
Tıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem Terimlerirgnksz
 
Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve Organelleri06AYDIN
 
2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-doku2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-dokuMuyuta
 
Tıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut Yapısı
Tıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut YapısıTıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut Yapısı
Tıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut Yapısırgnksz
 
Physiologyofblood
PhysiologyofbloodPhysiologyofblood
Physiologyofblooddraseda
 
ilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞ
ilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞ
ilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞRabia Zeyneb
 
Anatomi ders notları
Anatomi ders notlarıAnatomi ders notları
Anatomi ders notlarıdersnotlari
 
Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriEsra Öncül
 

Similar to 201107222019 kan ve kan hastaliklari (20)

Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lab (kan dokusu) (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
KAN TERMİMOLOJİSİ
KAN TERMİMOLOJİSİKAN TERMİMOLOJİSİ
KAN TERMİMOLOJİSİ
 
Kan hücreleri
Kan hücreleriKan hücreleri
Kan hücreleri
 
6.sınıf vücudumuzdaki sistemler
6.sınıf vücudumuzdaki sistemler6.sınıf vücudumuzdaki sistemler
6.sınıf vücudumuzdaki sistemler
 
Iç ortam kan
Iç ortam kan Iç ortam kan
Iç ortam kan
 
Tıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem Terimleri
Tıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem TerimleriTıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem Terimleri
Tıbbi Terminoloji 7 - Kan ve İmmün Sistem Terimleri
 
Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve Organelleri
 
2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-doku2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-doku
 
Hucre Organeller 3
Hucre Organeller 3Hucre Organeller 3
Hucre Organeller 3
 
Anatomi
AnatomiAnatomi
Anatomi
 
Bağ dokusu
Bağ dokusuBağ dokusu
Bağ dokusu
 
Tıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut Yapısı
Tıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut YapısıTıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut Yapısı
Tıbbi Terminoloji 2 - Hücre/Dokular/Organlar/Vücut Yapısı
 
Physiologyofblood
PhysiologyofbloodPhysiologyofblood
Physiologyofblood
 
ilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞ
ilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞ
ilkyardım ve destek hizmetleri için SİSTOLİK-DİYASTOLİK GİRİŞ
 
Anatomi ders notları
Anatomi ders notlarıAnatomi ders notları
Anatomi ders notları
 
Hucre Sitoplazma
Hucre SitoplazmaHucre Sitoplazma
Hucre Sitoplazma
 
Hücre
HücreHücre
Hücre
 
Dolaşim sistemi
Dolaşim sistemiDolaşim sistemi
Dolaşim sistemi
 
Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve Organelleri
 
Bosaltim sistemi
Bosaltim sistemiBosaltim sistemi
Bosaltim sistemi
 

201107222019 kan ve kan hastaliklari

  • 1. KAN VE KAN HASTALIKLARI
  • 2. KANIN YAPISI VE TANI İŞLEMLERİ • Kanın Yapısı ve Fonksiyonları Kan kardiyovasküler sistem içerisinde dolaşan ve çok hücreli organizmalarda birçok yaşamsal fonksiyonu yerine getiren vücudumuzun hayati sıvısıdır. Hematolojik sistem, kanın yapıldığı kemik iliği ve retiküloendotel (RES) sistemden oluşur. Kan çeşitli şekilli elemanlar ve plazmadan oluşur. Kanın şekilli kısmı üç ana hücresel (eritrositler, lökositler ve trombositler) elemandan oluşan kısmıdır ve total kan volümünün %40-%45'ini oluşturur .Plazma kanın %55'i kadarını oluşturur. Normalde kan elemanlarının yapımı ve yıkımı sürekli bir denge içindedir. Kanın şekilli elemanlarının büyük bir kısmının yaşam süresi çok kısa olduğundan ve beden hücrelerinin beslenmesinin devamlılığının sağlanabilmesi için bu hücrelerin devamlı yenilenmeleri gerekir. Bu sürece "hemotopoezis kan yapımı" denir. Hemotopoezis öncelikle kemik iliğinde yapılır.
  • 3. Tam kan sayımı normal değerleri KADIN ERKEK Eritrosit (mm3 ) 4.0-5.0 milyon 4 8-5.5 milyon Hemoglobin (g/dL) 12-15.5 13-16.5 Homotokrit (%) 37- 45 40- 45 Lokosit (mm3) 5000-10000 4000- 9000 Trombosit (mm3) 140000- 400000 150000- 450000
  • 4.
  • 5. Kanın görevleri -Kan oksijeni akciğerlerden alıp hücrelere taşır, -Dokulardan metabolik atıkları ve C02'i vücuttan atılmak üzere böbreklere, deri ve akciğerlere taşır, -Gastrointestinal sistemden emilen besi maddelerini hücrelere taşır, -Endokrin bezlerde üretilen hormonları ve diğer kimyasal maddeleri vücutta kullanılacak yerlere taşır, -Kan lökosit ve antikorları enfeksiyonun bulunduğu yerlere taşıyarak vücudu tehlikeli mikroorganizmalardan korur, -Hemostazis yoluyla kanamayı durdurur, -Vücut ısısını düzenler
  • 6. • KANIN ÖZELLİKLERİ Rengi: Arteryel kan eritrosit içinde hemoglobine bağlı oksijenden dolayı parlak kırmızıdır. Venöz kan oksijen miktarı daha az olduğu için koyu kırmızıdır. Viskozitesi: Kan suya göre üç-dört kez daha fazla yoğundur ve kanın özgül ağırlığı 1.048-1.066 arasındadır. pH: Kan hafif alkalendir. pH 7.35-7.45 arasındadır (nötr pH 7.0'dır). Kan volümü: İnsanda vücut ağırlığının %7-10'unu oluşturur ve 70 kg ağırlıkta bir insanda yaklaşık 5-6 litre kadar kan bulunur.
  • 7. Hematopoezis (Kan Şekilli elemanlarının yapımı) Hematopoez, periferik kan hücrelerinin, kemik iliğinde üretilmesi işlemidir. Kan Hematopoezis insan embriyosunun gelişiminin erken evrelerinde başlar, önce göbek kordonunda, sonra karaciğerde ve sonunda kemik iliği, dalak ve lenf düğümlerinde yapılır.
  • 8. KANIN ŞAKİLLİ ELEMANLARI 1-ERİTROSİTLER Eritrositler, bikonkav, disk şeklinde, ortalama çapları yaklaşık 7.8 mikrometre ve kalınlıklarıda 2.5 mikron olan çekirdeksiz küçük hücrelerdir. Eritrositlerin şekli, kapillerden geçerken belirgin olarak değişebilir. Gerçekte alyuvarlar kese gibidirler ve hemen her şekle değişebilirler.
  • 9.
  • 10. • Fonksiyonu: Eritrositlerin asıl işlevi akciğerlerden dokulara oksijeni ileten hemoglobini taşımaktır. Kan dolaşımıyla, eritrositler akciğerden aldıkları oksijeni kapiller damarlardan geçerek hücre içine taşırlar, hücrelerde oluşan karbondioksitide alıp akciğerlere götürürler. Havadaki oksijen oranının büyük oranda azaldığı çok yüksek yerlerde, dokularda yetersiz oksijen taşınır ve alyuvar yapımı belirgin olarak artar. Alyuvar üretim hızını kontrol eden, kandaki alyuvar yoğunluğu değil, dokunun oksijen gereksinimine göre taşınan oksijen miktarıdır. Ayrıca eritrosit içindeki hemoglobin mükemmel bir asit- baz tamponudur. Eritrositler bütün kanın tampon gücünün %50’sinde sorumludur.
  • 11. ERİTROSİT HEMOGLOBİN Erkek:4,8-5,5 mil/mm3 erkek:16gr/dl Kadın:4-5 mil/mm3 kadın:14 gr/dl
  • 12. • Eritrositlerin üretimi: Embriyojenik yaşamın ilk haftalarında ilkel, çekirdekli alyuvarlar vitellüs kesesinde üretilir. Gebeliğin ikinci trimesteri sırasında dalakta ve lenf düğümlerinde de önemli miktarda eritrosit yapımı olmakla beraber eritrositlerin üretildiği esas organ karaciğerdir. Gebeliğin son ayında ve doğumdan sonra ise alyuvarlar tümüyle kemik iliğinde yapılır. Eritrositlerin üretimini etkileyen esas faktör eritropoetin hormonudur. Eritropoietinin %90'ı böbreklerde %10'u da karaciğerde yapılır. Eritropoetin salgısı, arter kanındaki O2 miktarına göre ayarlanır. Oksijeni düşük ortamda eritropoietinin yapımı artar. Eritropoietin yokluğunda kemik iliğinde az sayıda eritrosit yapılır. Diğer yandan eritrosit yapımında bazı vitaminlerede gereksinim vardır. Eritrositlerin son olgunlaşmalarında Vitamin B-12 ve folik asit özellikle önemlidir. Her ikisi de DNA temel yapı taşlarından biridir. İkisinden biri olmayınca DNA azalır, olgunlaşma ve bölünme gerçekleşmez, sonuçta dayanıksız ve yaşam süresi kısa eritrositler folik asit ve vitamin B12 eksikliği megaloblastik anemiye neden olur. ERİTROSİTLERİN ÖMRÜ YAKLAŞIK 120 GÜNDÜR.
  • 13. 2-Lökositler Yabancı maddelere karşı koyan vücudun savunma sistemlerinin hareketli ünitelerine lökosit denir. Lökositler eritrositlerden daha büyük, az sayıda ve çekirdekli hücrelerdir. Lökositler, granülosit ve agranülosit olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Total lökosit sayısı 5000-10000 mm3'tür.
  • 14.
  • 15. Granülositler Lökositlerin en genç olanıdır. Granülositler, kemik iliğinde şekillenir, nötrofil, eozinofil ve bazofil olmak üzere üçe ayrılırlar. -Eozinofiller fagositoz yönünden zayıftır. Fagosite edilemeyecek kadar büyük olan parazitlere saldırır ve onları öldürürler. Periferik kanda total kanın %3'ünden az bulunur. Alerjik durumlarda sayısal olarak artar. -Bazofiller histamin ve heparin taşırlar. Erken tip aşırı duyarlılık reaksiyonlarında rolleri vardır. - Nötrofiller; total lökositlerin %60-70’ini oluştururlar. Bakterial enfeksiyonlara karşı vücüdun ilk savunma hattıdırlar. Olgunlaşmamış nötrofillerin %90'ı vücutta herhangi bir enfeksiyon geliştiğinde bu hücreleri hızla enfeksiyon bölgesine yollayabilmesi için kemik iliğinde depolanmış olarak kalır.
  • 16. Agranülositler • Agranülositler: 2 tipi vardır. 1. Monositler, 2. Lenfositler. 1. Monositler: Tüm lökosîtlerin yaklaşık %4-5'ini oluşturur. Monositler kemik iliğinde yapılır. Dolaşımda yaklaşık 72 saat kalır ve makrofaj'a dönüşür. Makrofajlar, özellikle dalak, karaciğerin Kupffer hücrelerinde, periton ve akciğer alveollerinde aktiftir. 2. Lenfositler: Bağışıklık sisteminin anahtar yapı taşlarıdır. İki ana gruba ayrılırlar. Bir grup lenfosit timusta yapımı programlanmış olup, bunlara T Lenfosit ya da T hücresi denir. Diğer bir grup lenfosit kemik iliğinde yapılır ve bunlara da B Lenfosit denir. Vücutta lenfositler tarafından tanımlanan fazla sayıda farklı antijenler vardır. Lenfositlerin antijen tanıma yeteneğinin doğal olduğu ve antijenle karşılaşmadan geliştiği bilinmektedir. Kök hücreler minyonlarca farklı T ve B lenfositlerine dönüşürler ve bunların her biri farklı antijeni tanıma yeteneğine sahiptir.
  • 17. 3-Trombositler Trombositler yuvarlak ya da oval, 1-4 mikron çapında küçük disklerdir. Trombositler kemik iliğinde megakaryositlerden oluşur ve trombositlerin kemik iliğindeki yapımı trombopoietin hormonu tarafından düzenlenir. Dolaşımdaki kanda 150.000- 500.000 mm3 arasında bulunurlar ve yaşam süreleri 7 ile 10 gündür. Trombositlerin temel görevi kanamayı kontrol etmektir. Trombositler kanda serbest halde inaktif olarak kan damarları endotelinde, damar bütünlüğünü sağlamak için bulunur .
  • 18. • *Plazma Kandan hücresel elemanlar alındıktan sonra geri kalan sıvı kısmına plazma denir. Kanın yaklaşık % 55’ i plazmadır. Plazmanın %90'nından fazlası sudur. Kalan kısmı da plazma proteinleri, pıhtılaşma faktörleri ve az miktarda gıda maddeleri, enzimler, atık ürünler ve gazlar gibi diğer maddelerden oluşur.
  • 19. • *Plazma Proteinleri Plazma proteinleri 3 gruba ayrılır. Albumin, globulin ve fbronojenlerdir. Globulinler; alfa, beta ve gama globulinlere ayrılır.
  • 20. • *Pıhtılaşma Mekanizması (Hemostazis) Hasarlanmış kan damarlarının duvarlarında pıhtı oluşumu ve kan kaybının önlenmesine hemostaz denir. Kan ve dokuların pıhtılaşmasını etkileyen 50’den fazla önemli madde bulunmuştur. Bunların bazıları pıhtılaşmayı sağlar, bunlara prokoagülan denir, diğerleri pıhtılaşmayı inhibe ederler, bunlara ise antikoagülan denmektedir. Kan damarı yırtıldığı ya da zedelendiği zaman, kanın yırtılan damar düzeyine değmesi ile hemostazis süreci başlar. Primer hemostasiz sürecinde, vasküler spazm; damar duvarı kesilince damarın düz kaslarının kontraksiyonunu tetikler. Bu lokal damar spazmı dakikalar ya da saatler sürebilir ve bu süre içinde trombosit tıkacı oluşumu ve kan pıhtılaşması gelişir Damar yırtıldıktan 3-6 dakika sonra (yırtık çok geniş değilse), açıklığın tümü ya da damarın yırtılan ucu pıhtı ile dolar. 20 dakika- 1 saat sonra, pıhtı büzüşür (rekrakte olur)
  • 21. KAN GRUPLARI • İnsan eritrositlerinin zarları bir grup kan grup kan grubu antijeni içermekte olup bunlara aglütinojenler adı verilir. Bunların en iyi bilinenleri A ve B antijenleridir. İnsan kan grupları, bu aglütinojen denilen kimyasal maddenin bulunup bulunmamasına göre dört ana gruba ayrılır: A, B, AB ve 0. içinde A ya da B aglütinojenlerinin ikisinin de bulunmadığı durumda kan grubu "0"'dır. Sadece A aglütinojeni varsa "A" grubu, sadece B aglütinojeni varsa "B" grubu, hem "A" hem de "B" aglütinojeni varsa "AB" grubu olarak tanımlanır. Bu kan grupları, ana ve babadan geçen eritrositlerdeki antijen ve serumda bulunan antikorlara göre sınıflandırılır. Bireyin kan grubu hayatı boyunca aynı kalır.
  • 22. • Kan gruplarının plazmadaki antikorları: Kan Grubu Plazmadaki Antikorları (aglütininler) Plazmanın aglütüne ettiği eritrosit tipi 0 A A AB Anti A ve Anti B Anti-B Anti-A Hiçbiri A, B, AB B, AB A, AB Hiçbiri
  • 23. • A antijeni bulunan kan B antijeni bulunan bir kimsenin kanına verildiği zaman A kanı B kanı tarafından yabancı kabul edilir. Antikorlar antijen ile birleşerek yığılmalar meydana getirirler, bu yığılmaya aglutinasyon adı verilir. Aglutine olan kan kılcal damarları tıkıyarak ölüme sebep olur
  • 24. Rh Faktörü • Rh faktörü tek bir antijen olmayıp bir grup antijene verilen addır. İnsanların bazılarında bu faktör vardır, bazılarında ise yoktur. Rh faktörünün bulunmasına göre Rh (+) ve bulunmamasına göre Rh (-) olarak iki gruba ayrılır. Rh negatif olan bir kişiye Rh pozitif kan verilirse, eritrositlerde bulunan Rh faktörü, Rh negatif kan tarafından yabancı (antijen) olarak kabul edilir. Daha sonra bu antijenlere karşı antikorlar oluşturarak onları yok etmeye çalışır. Rh faktörü en çok hamilelikte önem kazanır. Kanı Rh pozitif olan bir erkekle Rh negatif olan kadın evlendiğinde doğan bebek büyük bir olasılıkla babanın Rh faktörünü alır. Anne ile bebek kanı karşılaştığında anne kanı, çocuğun kanını yabancı kabul ederek antikor yapımına başlar. Antikor yapımı zaman aldığından ilk çocuk sağlam doğar. İkinci ve üçüncü çocuklarda annenin kanında daha önceden yapılan antikorlar bulunduğundan, bebek daha doğmadan göbek bağı yolu ile anne kanındaki antikorlar bebeğin kanına geçerek orada yıkım işlemini sürdürür. Bu durumda bebek anne karnında ölebilir ve buna "eritroblastozis fetalis" denir. Eğer bebek sağ olarak doğarsa hemen kan değiştirme işlemine başlanır. Bebeğe kendi kan grubundan Rh negatif kan verilir. Verilen kan normal olarak zamanla dalak tarafından yok edilirken kemik iliğinde yapılan kan onun yerini alır ve bebek sağlığına kavuşur. Rh negatif bir insanda Rh pozitif kana karşı ya da bebek kanına karşı antikor yapımını engelleyecek immun globulin (RhoD) bulunmuştur. Böylece kişiye immun globulin verilerek doğacak kötü sonuçlar engellenebilir.
  • 25. • ERİTROSİT HASTALIKLARI **Anemiler Erişkin erkekte Hb değerinin 14gr/dl’nin, kadında 12gr/dl’nin, hamilelerde ise 11gr/dl’nin altında olması anemi olarak tanımlanır. Anemi genellikle kendisi bir hastalık değil, sıklıkla altta yatan bir hastalığın semptomu olarak kabul edilmektedir. *Etiyoloji Fazla kan kaybı, eritrosit yapım eksikliği ve anormallikleri, eritrositlerin aşırı tahribi gibi nedenler olabilir.
  • 26. • **Belirti ve bulgular Anemide görülen belirtilerin şiddeti, geliştiği süreye aneminin ciddiyetine, hastanın yaşına ve hastada var olan diğer tıbbi sorunlara göre değişir. Anemide ki belirtilerin en önemli nedeni doku hipoksisidir. - Hafif derece anemiler (Hb 10 ile 14 g/dl arasında) her hangi bir belirtiye neden olmayabilir. Belirtiler gelişirse, genellikle altta yatan hastalığa bağlı veya ağır egzersize yanıt olarak ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında çarpıntı, nefes darlığı ve aşırı terleme bulunur - Orta derecede anemiler (Hb 6 ile 10 g/dl arasında) yalnızca hareketle değil dinlenme halinde de kardiyopulmoner belirtiler gözlenebilir. - Derin anemisi (Hb <6 g/dl) olan hastalarda birden fazla organ sistemini ilgilendiren pek çok klinik belirti bulunur. Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür. Hastalarda ciddi boyutta çarpıntı, soğuğa karşı hassasiyet, iştah kaybı, fazla terleme, baş dönmesi, göz kararması, baş ağrısı olabilir. Anemili hastaların fizik muayene bulguları solukluk, taşikardi, apeks ve sternum sol kenarı boyunca duyulan sistolik üfürüm ve genişlemiş nabız basıncıdır.
  • 27. • Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür. **Cilt: Soluk (özellikle avuç içi, tırnak yatakları, konkjoktiva ve ağız çevresi), yara iyileşmesinde gecikme, ağız ve dilde yara, sarılık ve soğuğa duyarlılık vardır. **Solunum: Nefes darlığı, zorlu solunum, ortopne olabilir. **Kardiyovasküler: Palpitasyon, anjina, taşikar-di, kardiyomegali, taşipne, yorgunluk ve halsizlik **Gastrointestinal: Dilde kırmızılık, anoreksi, bulantı, toprak yeme (pika), koyu renk gaita, kabızlık, diyare, hemoroid, hematemez, kilo kaybı **Üriner sistem: Hematüri **Üreme sistemi: Menstrual düzensizlik, libido kaybı, impotans **Nörolojik: Baş ağrısı, baş dönmesi, sternum bölgesinde hassasiyet, uyuşukluk, ekstremiteler-de titreme, huzursuzluk, paralizi **Genel: Kronik, yorgun, keyifsiz. >>Tedavi Aneminin tedavisinin temel amacı, aneminin nedenini kontrol altına almak ya da düzeltmeye yöneliktir. Değişik tip anemilerin tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi, ilgili bölümde verilecektir.
  • 28. Anemilerde Tedavi 1-Beslenme ile tedavi 2-Demir tedavisi oral ve parenteral yol ile yapılır. Oral demir tedavisi, hemoglobin normale döndükten sonra da vücut demir depolarının tam olarak dolması için en az üç ay daha ya da daha uzun süre devam edilmektedir. -Oral demir tedavisi bazı hastalarda bulantı, kusma, barsak hareketlerinde değişme, karın ağrısı gibi yan etkilere neden olmaktadır. Oral demir tedavisi alan hastaların eğitimi, - Yemeklerden bir saat önce yada yemeklerden iki saat sonra almaları, süt ve sütlü yiyeceklerin demir emilimini azaltacağı belirtilmelidir, - Demir emilimini artırmak için portakal, limon suyu, çilek, gibi C- vitamini içeren gıdaların alımının artırılmasının önemi açıklanmalı -Konstibasyonu önlemek için lifli gıdaların artırılmasının önemi vurgulanmalıdır -İlacın dışkının rengini koyulaştıracağı açıklanmalıdır - Likit demir ilaçları dişlerin rengini bozabileceği, ilaç alımından sonra ağız hijyeni 3-parenteral tedavi(ıv,ım)İntramüsküler Yol (I.M.): İ.M. demir uygulamada, Z tekniği kullanılarak deri altına sızmasını önlemek için derine verilir. Enjeksiyon yerinde ağrı ve ciltte renk değişikliği olabilir. Bu durumu önlemek için, Kalçanın üst dış katranına, gluteus maksimus kasına Z tekniğiyle yapılmalıdır.
  • 29. • **Megaloblastik Anemi Tanım: Megaloblastik anemiler, Vitamin B12 ve folik asit eksikliğine bağlı olarak, kemik iliğinde ve periferik kanda büyük ve olgunlaşmamış eritrositlerin bulunmasıdır. Megablastik anemiler iki grup altında görülür. 1. Folik asit eksikliği anemisi 2. B12 vitamini eksikliği anemisi-pernisiyöz anemi. **Folik Asit Eksikliği Anemisi Folik asit eritrosit üretimi ve olgunlaşmasını sağlayan DNA sentezi için gereklidir. Folik asit eksikliğinin sık görülen dört nedeni şunlardır; - Beslenme yetersizliği, özellikler yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer, turunçgiller, mayalı gıdalar, baklagiller, fındık ve tahılları az - Malabsorbsiyon sendromları, özelliklede ince barsak hastalıkları - Folki asit alımını ve kullanımını engelleyen ilaçlar - Alkol kötüye kullanımı ve anoreksi
  • 30. Orak Hücreli Anemi • *Tanım: Orak hücreli anemi, hemoglobin molekülünün anormal beta zincirleri nedeniyle oluşan hemoglobin S (HbS) adlı anormal tipte hemoglobin içerir. Bu hemoglobin, düşük konsantrasyonda oksijen ile karşılaştığında eritrosit içinde uzun kristaller halinde çöker. Bu kristaller hücreyi uzatarak, bikonkav disk yerine, orak görünüm verir. Oraklaşmış hücreler mikro dolaşımda rahatlıkla hareket edemez ve küçük damarlarda (infarkta neden olur) ve dalakta (yıkılır hemolize olur) sıkışıp kalır. Sonuçta ciddi anemi durumu ortaya çıkar. *Belirti ve bulgular Hastalarda büyüme ve gelişme bozukluğu, enfeksiyona duyarlılık, ciddi hemoliz ve aplastik krizler olur. Anemi ile ilgili olarak taşikardi, kalp mırmırı ve sıklıkla kardiyomegali, aritmi ve erişkinlerde kalp yetmezliği gelişir. Kronik hemoliz ve trombozis her organı etkiler ama öncelikle dalak, karaciğer ve merkezi sinir sistemini etkiler. Hastalarda felç, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon gelişir. Orak hücre krizlerini tetikleyen faktörler arasında; dehidratasyon, hipoksi, enfeksiyon, soğuk, duygusal yada fiziksel stres, cerrahi ve kan kaybı vardır
  • 31. Talasemi • * Hemoglobin zincirinden birinin yada birkaçının defektif sentezidir. Otozomal resesif geçer. Dayanıksız hemoglobin birikerek etkisiz eritropoeze ve hemolize neden olur. Talasemi Major: Anne ve babadan alınan birer anormal gen, çocuklarda ağır anemiye neden olur. Kemik ağrıları, sarılık, büyüme ve gelişmede gerilik görülür. Talasemi majör tedavisinde genellikle kan nakli ve selasyon (kronik kan nakline bağlı aşırı demir yüklenmesini azaltmaya yönelik tedavi) uygulanır. İlaç ve diyetler talasemi tedavisinde etkili değildir. Hb düzeyini yaklaşık 10 gr/dl’ de tutacak şekilde kan nakli yapılır. Talasemi Minor: Hafif anemi şeklidir. Eritrositler ileri derecede mikrositiktir. Talasemi minör için tedavi gerekli değildir, çünkü vücut normal Hb’ deki azalmaya uyum sağlar.
  • 32. Anemili hastalarda genel hemşirelik bakımı • Çok sayıda olan anemi nedenleri, her hastanın gereksinimlerine göre farklı hemşirelik girişimleri gerektirir. - Tedavinin temel amacı olarak, anemiye neden olan faktörün ortadan kaldırılmaya çalışılır - Aneminin en önemli komplikasyonu konjestif kalp yetmezliğidir. Bu nedenle anemik hastaların konjestif kalp yetmezliği belirtileri açısından değerlendirilmeleri önemlidir. Hastalarda aktivite ile istirahat dengesi ayarlanmalıdır. - Özellikle beslenme kaynaklı gelişen anemilerde anemileri düzeltecek ve hastaları sağlığına kavuşturabilecek diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yapılır - Demir eksikliği anemisi olan hastaların eğitimi çok önemlidir. Hastaya yüksek miktarda demir içeren gıdalar (dana eti, karaciğer, tavuk ciğeri) ve diğer etler, fasulya, yeşil yapraklı sebzeler, üzüm ve pekmez gibi gıdaları tüketmesi önerilir. Beraberinde C vitamini alınmasının, demir absorpsiyonunu arttıracağı belirtilir. - Pernisiyöz anemi aile öyküsü olan hastalar belirtiler açısında değerlendirilmelidir. Hastalığın erken saptanması gelişimini önlememekle beraber tedavisi ve belirtilerin düzelmesini sağlayabilir. Bu hastalar, ağrı ve ısı duyusunda azalma ve periferik nöropati nedeniyle yanıklar ve travmaya karşı korunmalıdır.