SlideShare a Scribd company logo
1 of 39
Download to read offline
ANATOMİ
Esat BAŞARAN
Ders-6
Kas Tipleri
İnsan vücudunda üç tip ana kas vardır.
İskelet (Çizgili) Kası: İskelet kasları, bir araya geldiklerinde
enine çizgiler meydana getiren çok sayıda kas hücrelerinden
(tek bir iskelet kası hücresine kas lifi denir.) ve bunların
arasında bulunan bağ dokusundan meydana gelmiştir. İskeleti
oluşturan kemiklerin üzerine yapışık hâlde bulunur ve istemli
çalışan kaslardır. Boyun kası, kol ve bacak kasları, mimik
kasları iskelet kaslarına örnektir.
Düz (Çizgisiz) Kaslar: Düz kasları oluşturan lifler çok ince
olduğu için çizgisiz olarak değerlendirilir. İnsan yaşamı boyunca
istemsiz olarak çalışmaya devam eder. Sindirim sistemi,
boşaltım sistemi organları gibi iç organların hareketinden düz
kaslar sorumludur.
Kalp Kası (Miyokard): Otonom sinir sistemi ve hormonlar
tarafından kontrol edilir. Kalp kası çizgili kas olmasına rağmen
istemsiz çalıştığı için çizgisiz kas özelliği gösterir. Bu
özelliğinden dolayı kalp kası ayrı bir grupta değerlendirilir.
KALP
Gögüs boşluğu içinde her iki akciğer arasında büyük bir
alanı kaplayan en hayati organımızdır. Tekel görevi
günde 9000 litre kanı tüm doku ve organlara dakikada
60-80 vuruş arasında değişen bir hızma vücuda
pompalamaktadır.Yetişkin bir insanın kalbinin
büyüklüğü yaklaşık olarak kendi yumruğurnun
büyüklüğü ile eşdeğerdir...Metabolizma faaliyetleri
sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan
uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz
dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin
vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri
yapar.
Kalbin Yapısı ve Çalışması
Kalbin yapısında kaslar, sinirler, kapakçıklar, kan damarları, toduyucu zar ve kaygan sıvı vardır .
Kalb vücuda göndermiş olduğu temiz kanın kullanılması aşmasından sonra geri alarak temizlenmesi
için akciğere gönderir geri alır ve tekrar vücuda gönderir.
Kalbin temel işlevi kan pompalamaktır bu nedenle kaslarla örülü bir yapıya sahiptir. Kan akciğerlere
gidiş gelişi ile pulmoner dolaşım (küçük dolaşım) gerçekleşir; sonrasında vücuda dağılması ile sistemik
kan dolaşımı(büyük dolaşım) gerçekleşmektedir.
Atardamarlar ile kan kalpten organlara taşınır ve toplardamarlar ile de geri toplanır.Vücutta biriken
kirli kan, kalbin sağ kulakçığına gelir. Daha sonra kalbin sağ karıncığına iner ve bir damar aracılığıyla
akciğerlere gider. Akciğerlerde temizlenen kan yine damarlar aracılığıyla kalbin sol kulakçığına gelir
ve mitral kapaktan sol karıncığa iner. Buradan da aorta adı verilen büyük damara atılır. Vücuttaki en
önemli ana damardır. En kalın ve en büyük damardır. Kalbimizden çıkan aort damarı göğüs
boşluğundan aşağı iner ve karın boşluğundan aşağı inmeye devam eder. Kasıkların hemen üzerinden
bacaklara gitmek üzere iki ana damara ayrılır.
Kalp Kası (Miyokard) Nedir?
Kalbimiz çizgili kaslardan oluşur. Buna tıp dilinde
miyokard adı verilir. Ancak bir farkı vardır ki bu kaslar,
kolumuz bacağımızdaki çizgili kaslar gibi beynimiz
tarafından isteğimizle çalıştırılmaz. Otonom sinir sistemi
tarafından kontrolümüz dışında çalıştırılır. Bu yüzden
kalbimizin hızını kendimiz ayarlayamayız. Kalbimiz bir
efor harcarken veya heyecanlandığımızda hızlı çalışır.
Uyurken veya dinlenirken oksijen ihtiyacımız
azaldığından kalbimiz de yavaşlar. Kalp kası çok güçlü bir
kastır. Kalbimiz günde yaklaşık 100.000 kez atar ve
saatte 340 litre kanı dışarıya, aorta pompalar. Koşarken
bu kapasite daha da artar ve kalbimiz bir saatte 2500
litre kadar kan pompalar.
Kalbimizin sağ yarısı, kirli kanı akciğerlerimize gönderir.
Buna küçük dolaşım denir. Kalbin sol yarısı ise oksijenlenmiş bu temiz kanı,
vücudumuza pompalar.
Buna da büyük dolaşım adı verilir. Böbreklerden biri alınırsa veya karaciğerin yarısı
alınırsa kişi hayatına devam edebilir fakat kalp bir tanedir ve çalışmazsa yaşayamayız.
Sağlıklı birinin kalbi dakikada ortalama 60-70 kez atar. Yaşamak için damarlarımızın
içinde belirli bir basıncın olmasına ihtiyaç duyarız. Kalp, bu basıncı sağlar. Kalp birkaç
kez atmadığında bile damarların içindeki bu basınç neredeyse sıfıra düşeceği için kişi
bayılır.
Tansiyon Nedir?
Tansiyon ya da kan basıncı, kalbin kanı vücudumuza
pompalarken damar duvarında oluşturduğu basınçtır.
Vücudumuzda belirli bir seviyedeki kan basıncına ihtiyaç
vardır. Bu basınç sayesinde dokuların yeterli miktarda
kanlanması ve yaşamsal fonksiyonlarını sürdürmesi
sağlanmaktadır
Büyük ve Küçük Tansiyon Nedir?
Kalbin kanı vücuda atarken kullandığı güce büyük
(sistolik) tansiyon, kan akımı bittikten sonra
damarlarda oluşan durgun basınca da küçük
(diyastolik) tansiyon denir.
Lenf Sistemi
Anatomi
Lenf Sistemi
Dokulardaki sıvıyı boşaltarak bir tür flitre görevi görür.Vücudu toksinlerden
arındırıp enfeksiyonların kan dolaşımına geçmesini önler ,koruyucu hücrelerin
enfeksiyon ve travma bölgesine ulaşmasını sağlar.
Vücutta kan dolaşımının yanında bir lenf dolaşımı bulunur. Lenfatik sistem vücudun savunma
mekanizmasını oluşturur. Dolaşım sistemi içinde pompalayıcı organ olan kalp ile atardamarlar
ve
toplardamarlar bulunurken lenf dolaşımında atardamar bulunmaz. Toplardamar işlevi gören ve
içinde kan yerine lenf sıvısı bulunduran lenf damarları vardır. Lenf damarları vücudun ikinci
taşıma
sistemi olarak kabul edilir ancak kapalı bir sistem değildir. Genel olarak vücutta bağışıklıkta
(immün
sisteminde) rol alır. Lenf sıvısı, lenf damarları, lenf kanalları, lenf düğümleri ve lenf
organlarından
oluşur
Lenf Sıvısı: Lenf damarlarıyla taşınan, hücreler arasında dokular arasında
ve lenf damarlarında
dolaşan lenf proteinlerinden ve kan plazmasından oluşan renksiz sıvıdır.
Lenf Damarları: Sürekli hareket hâlinde olan lenf sıvılarını taşıyan, kılcal
damarlar olarak
başlayıp birleşen ve bu süreçte kalınlaşan özel damarlardır.
Lenf Düğümleri (Nod): Lenf sisteminin bir parçası olan birçok hücre
çeşidini içeren bir organ
yapısıdır. Lenf düğümleri vücudun her yerinde bulunur ve beyaz kan hücresi
görevi görür. Bu yüzden
bağışıklık sisteminin aksaksız işlemesinde önemleri büyüktür
Lenfoid Organlar: Bademcikler, timus bezi, kemik iliği ve dalak lenfoid
organlardır. Lenf
Sisteminin İşlevleri: Lenf sistemi, doku sıvısı içindeki yabancı ve zararlı
maddeleri süzme, vücudun mikroorganizmalara karşı koruyan lenfositleri
üretme ve kana vermekten sorumludur. Ayrıca lenf sisteminin ince
bağırsaklardan yağ asitleri, gliserol ve yağda eriyen vitaminlerin
emilimini sağlama, hücreler arasında ve boşluklarda kalan su, protein ve
elektrolitler içeren sıvıyı toplama ve kan dolaşımına katmak gibi
görevleri de vardır.
Akciğerler
Anatomi
Akciğerler :
Ana görevi atmosferdeki oksijeni kan dolaşımına nakletmek ve kan dolaşımındaki
karbondioksidi atmosfere çıkarmaktır.
İçerisi hava ile dolu olan Akciğerr kesecikleri denen boşluklardan yapılmıştır.
Sağ Akciğer 3 loba sol Akciğer 2 loba ayrılır,içyan yüzlerinden
bronşlar,atardamarlar,toplardamarlar,lenfler vce sinirler çıkar.
Akciğerler göğüs boşluğunun sağ ve sol tarafında bulunan süngerimsi, esnek yapıda organlardır.
Vücuda atmosferden oksijen alıp vücuttan atmosfere karbondioksit vermeyi sağlayan organdır. Dış
yüzeyi kese şeklinde çift katmanlı ince bir zar olan plevra (pleura, plöra) zarı ile örtülüdür.
Plevranın üst katmanı (Serosa bağ doku tabakasıdır.) göğüs boşluğunu, alt katmanı akciğerleri
sarar. Bu iki katman arasında yer alan seröz sıvı sürtünmeyi azaltarak akciğerlerin göğüs
boşluğunda zarar görmeden genişleyip daralmasını sağlar.
Mide
Anatomi
Mide
Karın bölgesinin sol tarafında
kaburga kemiklerinin arkasında
diyaframın altında oyuk ve torba
biçiminde olan bir organdır.
Boş mide yaklaşık 15-20 cm
uzunluğunda,7,5-10 cm
genişliğindedir.Sindirim
sisteminin yemek borusuyla
bağırsak arasındaki kısmı olup
yiyeceklerin kimyasal ve fiziksel
olarak parçalandığı yerdir.Mide
kendi çıkardığı asitten kendini
korumak için alkali-bazik bir
mukus üretir.
Midenin temel görevleri şunlardır:
İçinde bulunan besinleri geçici olarak depolama görevi görür. Mide kasılıp
gevşeme hareketleri yaparak içinde bulunan besinlerin mekanik
sindirimlerini gerçekleştirir.
Proteinlerin kimyasal sindirimini başlatır. İçinde bulunan besinleri, mide
kaslarıyla dalgalanma hareketi yaparak bulamaç hâline, yarı sıvı hâle yani
kimusa dönüştürür.
Mide asidik iç ortamı sayesinde vücuda giren bazı mikroorganizmaları yok
ederek doğal bağışıklık sağlarken aynı zamanda da B12 vitaminin emilimi
için gerekli olan kimyasalı üretir.
Pankreas
Midenin arka kısmı ile onikiparmak
bağırsağı arasında karın boşluğunda
bulunan pankreas sindirim sisteminde
besinlerin parçalanması için gerekli olan
sindirim enzimlerini salgılayan aynı
zamanda da endokrin sistem için hormon
salgılayan karma bez olarak görev alan
organdır.
Pankreasın önemli bir kısmı, sindirim için
önemli salgıları sağlayan dokudan oluşur.
Pankrasın iç salgı ve dış salgı görevleri
vardır.
Pankreas adeta bir sağlık koçu gibi çalışan en önemli organlardan biridir. Özellikle sağlıklı
şekilde besin tüketebilmek noktasında önemli bir potansiyel teşkil etmektedir.
Pankreasın Görevi Nedir?
Vücuda sağladığı görevler ile beraber pankreas diğer organlar eşliğinde senkronize olarak çalışır.
Tabiri caizse vücudun sağlık koçu olarak çalışan bir organ şeklinde ifade edilir.
- Şeker seviyesini düzenler.
- Kişiyi formda tutabilmek için besinlerdeki yiyecekleri serbest bırakabilmek adına özel bir salgı
üretir.
- Özel bir tonik üretmek suretiyle sindirime katkı sağlar.
- Lipaz yağlı maddeleri kırar.
- Proteinleri ayrıştırır.
- Yüksek enerjili şeker üretmek için karbonhidratları parçalar.
- Özellikle kandaki şeker miktarını kontrol eder.
Bu gibi farklı görevleri ile beraber pankreas vücudun en önemli yapı taşları arasında yer almaktadır.
Diğer taraftan insülin salgılayan pankreas, böylece ihtiyaç duyulan şekerin kullanılması ile beraber
ayrıca depolaması noktasında önemli bir görev üstlenmektedir.
Özellikle midenin hemen arka tarafında olması ile beraber, tüketilen
yiyeceklerdeki besinleri parçalamak suretiyle kullanımına olanak sağlar.
Diğer bir değişle yiyeceklerde yer alan vitamin protein ve karbonhidratların
parçalanması ile beraber, düzenli şekilde farklı noktalara ulaşılmasına olanak
verir. Böylece besinler hem depolanabilir hem de gerektiği zamanlarda
pankreas sayesinde güvenli şekilde kullanılabilir. Özellikle anlık ve güçlü şekilde
enerji elde edebilmek adına pankreasın sağlıklı çalışabilmesi gerekmektedir.
Onikiparmak Bağırsağı
Onikiparmak Bağırsağı Midenin hemen altında 5-10 cm kadar uzunluğunda
ince bağırsağın bir kısmıdır C harfi görünümündedir.
On iki parmak bağırsağı görevi Midede gerekli kıvama gelen, sıvılaşan
gıdaların on iki parmak bağırsağına gelip, bazı salgılar ve hormonlarla ince
bağırsakta emilmeye hazır hale gelmesini sağlar, mideden gelen gıdaların
kimyasal parçalanmasının yapıldığı organlardan biridir.
İnce Bağırsak
İnce Bağırsak :
Mide ile kalın bağırsak arasında yer alan uzun kıvrımlı boru şeklinde ve yaklaşık
olarak 7,5 m uzunluğunda bir yapıdır. İnce bağırsakta hem fiziksel hem de
kimyasal sindirim yapılır.
Yağların ilk kimyasal sindirimi burada başlarken ince bağırsağa gelen pankreas öz
suyu ve safra ile birlikte vücuda giren tüm besin maddelerinin kimyasal sindirimi
burada tamamlanır.
Sindirilen besinlerle diğer küçük moleküller emilerek kana geçer. Bütün
besinlerin yağların, karbonhidratların ve proteinlerin kimyasal sindirimi ince
bağırsakta biter.
İnce bağırsağın temel görevi, besinlerdeki kimyasalları ve mineralleri
emerek vücuda kazandırmaktır.
Bu, insan gibi birçok hayvan türü için geçerlidir. İnce bağırsak içerisinde
proteinler, yağlar ve karbonhidratlar sindirilmektedir.
Besinler, ince bağırsağa ulaştıklarında mide sayesinde kısmen
parçalanmış ve sindirilmişlerdir.
Buradan gelen besinler, mide sıvısıyla yoğurulmuş haldedir. Her gün ince
bağırsağınıza bu şekilde 6-12 litre besinle karışık mide sıvısı akar.
İnce bağırsak, sindirimin büyük bir kısmını gerçekleştiren organdır ve
besinlerden alabileceğiniz gıdaların neredeyse tamamını kan akışına
aktaran organ da ince bağırsaktır.
Kalın Bağırsak
Kalın bağırsak sindirim kanalının en son organıdır. İnce bağırsaktan sonra
başlayıp rektum ile biter. İnce bağırsağın çevresini tamamen sarar.
Toplam 15 metre uzunluğunda olup sindirim sisteminin beşte birini
oluşturur.
Temel görevi bedenimizi vücuttaki atıklardan kurtarmaktır.
Aldığımız besinlerin posasını,suyunu ve inorganik tuzlarını emerek vücuttan
atılmasını sağlar.
Karaciğer
Yediklerinizi vücudunuzun
kullanabileceği besin maddelerine
çevirir. (Örneğin nişastayı şekere
çevirir, yağların hazmı için safra
üretir.)
Kan pıhtılaştırıcı faktörleri, enzimleri
ve diğer proteinleri üretir.
Demir, vitamin ve yağlar, şekerler gibi
enerji kaynaklarını depolar.
Karaciğer :
Diyaframın altında mide ve bağırsakların üstünde yer alan karaciğer
dört lobdan oluşur.
Vücudun en ağır organı ve en büyük bezidir (Bazı kaynaklarda sindirim
sisteminin en büyük bezi olduğu belirtilir.).
Karaciğer safra sıvısı üretir ve safra sıvısı yağların sindirim ve
emiliminde rol alır.
Üretilen bu safra sıvısının büyük bir kısmı, ince bağırsağın ileum
bölümünde tekrar emilir.
Geri kalan kısım ise dışkı ile atılır. Safra sıvısı dışkıya rengini verir.
Karaciğer ve safranın görevleri şunlardır:
Karaciğer ve safranın görevleri şunlardır:
Karaciğer karbonhidrat ürünü olan glikozu, glikojene çevirir ve depolar.
Vücudun tekrar ihtiyaç duyması hâlinde glikoza çevirerek kana gönderir.
Yağ asitleri ve nötr yağların sindirilmesinde yardımcı enzimleri salgılar
ve yağ asitlerinin fazlasını vücuttan atar.
Karaciğer aminoasitlerden yararlanarak çeşitli proteinleri sentez eder
(albumin, fibrinojen, protrombin ve diğer pıhtılaşma faktörleri).
Vücuda dış ortamdan gelen ve vücut için zararlı olan maddeleri zararsız
hâle getirir (alkol, nikotin ve türevleri).
Bazı mineral ve A, K, D vitaminlerinin emilimini artırır ve depolar. Kan
şekeri düzeyini ayarlayarak kanda bulunan yabancı hücreleri, parazit ve
bakterileri yutar (fagosite eder). Vücut metabolizmasını artırarak veya
azaltarak vücut sıcaklığını ayarlar.
Organizmanın kansızlık hâlinde yeni alyuvar hücresi üretir ve yaşlı
alyuvarları parçalar.
Damar içinde dolaşan kanın pıhtılaşmasını önlemeye yarayan heparin
hormonu salgılar.
Mideden gelen asidik besinleri bazik (alkali) hâle getirir. Bağırsaklarda
bulunan zararlı bakterilerin üremesine engel olur.
İnce bağırsakta bulunan villuslarının hareketini artırır.
Dalak
Dalak, kırmızı kan hücreleri (eritrositler) ve
bağışıklık sistemi açısından önemli roller oynar.
Bu eski kırmızı kan hücrelerini çıkarır ve
hemorajik şok durumunda değerli olabilecek kan
rezervini tutar ve aynı zamanda demiri geri
dönüştürür.
Vücudun savunma sisteminin işine paralel olarak
dalak da vücudun mikroplara karşı koymasında
rol oynayan hücreler yapar. Ayrıca
mikroorganizmalara karşı koyacak özel
maddelerin, yani antikorların yapımında da
dalağın vazifeleri vardır. Dalak, akyuvarların bir
çeşidi olan lenfositleri yapar.
Dalak bağışıklık sistemi ve kan hücreleri ile ilgili önemli görevlere sahip
olsa da, insan hayatı için olmazsa olmaz bir organ değildir.
Dalağımız olmadan rahatlıkla yaşayabiliriz. Çünkü karaciğerimiz,
alyuvarları ve bileşenlerini yenileyerek dalağın görevlerini üstlenebilir.
Ayrıca, lenfoid dokuları da dalağın bağışıklık fonksiyonu görevlerine
yardımcı olabilir.
Safra Kesesi
Safra kesesi, karaciğerin alt kısmında bulunan
küçük keseciklere verilen isimdir. Bu
keseciklerin görevi, karaciğerde üretilmiş olan
safraları biriktirerek yemek sonrasında
safraları ince bağırsaklara yönlendirmektir
Hayati bir organ değildir...olmadan da
yaşanır...ancak safra deposu olmayınca,
karaciğerde üretilen safra (bilirubin) düzensiz
bir şekilde barsaklara salgılanır. Bu durum
gıdaların yeterli bir şekilde sindirilememesine
ve barsaklarda gaz toplanmasına neden olur.
Halk arasında safra kesesinin işe yaramadığı, tam olarak hangi görevi bulunduğu
tam olarak bilinmiyor. Safra kesesi, özellikle yağlı yemek tüketimi durumlarında,
içerisinde bulundurduğu bir sıvıyı salarak, sindirim işlemlerinin daha kolay şekilde
olmasını sağlıyor. Aktarılan safra isimli sıvının içerisinde; elektrolit ve bilirubin
benzeri inorganik maddeler barındırır.
Safra Kesesinin Vücuttaki Görevleri Nelerdir?
Safra kesesinin vücutta pek çok görevi bulunuyor. Bu görevler önemsiz gibi
görünse bile, pek çok organın bu işlevi sayesinde çalışabildiği ifade ediliyor. Safra
kesesi, vücuttaki toksinlerin dışarıya atılmasında yardımcı görev görüyor.
Safra Nedir?
Safra, yeşilimsi kahverengi bir alkali sıvıdır ve atık ürünler, kolesterol ve safra
tuzlarından oluşur. Safra, bir sindirim enzimi değildir, ancak safra tuzu, büyük yağ
damlacıklarını emülsifiye ettiği için benzer şekilde işlev görür. Safranın sindirim
sistemindeki birincil işlevi, yağları parçalamaktır.
Böbrekler
• BÖBREK NEDİR ?
• Omurgalarda karın boşluğunun iki yanında bulunan ve en önemli görevi, kandaki üreyi yani idrarı
ayırarak, kanın temiz bir hale gelmesini sağlamaktır.
• Temel olarak vücuttaki zararlı maddeleri atmaya yarayan boşaltım organımızdır denebilir.
• BÖBREGİN GÖREVLERİ NELERDİR ?
• Böbreklerimizin en önemli görevlerinden biri, vücudumuzdaki zararlı ve atık maddeleri ( üre, ürik asit,
kreatinin gibi) süzerek, idrar yolu ile atmaktır.
• Vücudumuz için gerekli olan bazı minerallerin dengede tutulmasını sağlar.
• Bu mineraller; tuz, potasyum, magnezyum, su, glikoz ve proteindir.
• Salgıladıkları renin hormonunun yardımıyla tansiyonu dengede tutar.Yine salgıladıkları eritropoetin
hormonu yardımı ile kemik iliğine uyarı yaparak kan yapımına yardımcı olur.Vücuda alınmış olan D
vitaminin kullanılmasını sağlayarak, kandaki kalsiyum-fosfor oranını dengeler ve sağlıklı bir kemik
yapısının olması için katkılarda bulunur.
Mesane (İdrar Kesesi)
İdrar kesesi, isminden de anlaşılacağı gibi idrar ile alakalı olan bir organdır. Bilinen en yaygın adı ise
mesanedir. Mesane insan vücudunda oldukça önemli bir yere sahiptir.
Böbrekler ile yakından ilgili olan bu organın birçok önemli faydası vardır.İdrar Kesesi, mesane ya da bilinen
diğer adıyla sidik torbası, idrarı depolayan bir organdır.
İdrara çıkılmadan önce idrar bu yerde toplanır.
Mukoza adı verilen bir tabakaya sahip olan bu organ hem erkekte hem de kadında bulunmaktadır. Bu organda
bulunan idrar miktarı değişiklik gösterebilir. O yüzden genişleme özelliği olan bir organ olduğunu söyleyebiliriz.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunan mesane küçük farklılıklara sahip olmaktadır. Bunun nedeni ise
anatomik yapıdan kaynaklanmaktadır. Böbreklerden mesaneye doğru giden bir kanal vardır.
Mesanenin alt tarafında ise üretra adı verilen kısım bulunur. Bu kısım erkeklerde daha uzunken kadınlarda daha
kısadır.
Ayrıca erkeklerde mesane bölgesine yakın prostat bulunur. Kadınlarda ise prostat bulunmaz. Her iki cinsiyet
için mesanenin yaradığı işler ise aynıdır. Mesane dolmaya yakın idrara çıkarak boşaltım yapmak gerekmektedir.
- Boşaltım sisteminin önemli parçalarından birisini oluşturur,
- Böbreklerden süzülen ve üreterler yardımıyla iletilen idrar, vücuttan çıkana kadar
idrar kesesinde tutulmaktadır,
- Vücudun atık deposu idrar kesesidir,
- İdrarın depolanmasını sağlar ve idrar yapıldıktan sonra içini boşaltan bir organ olarak
bilinir. İdrar kesesi genişleyebilen ve esnek yapıda olan bir organdır. Bu özelliğin ana
nedeni ise idrarın değişen olan miktarıdır.
Yani az miktardaki idrar artmaya başladıkça idrar kesesi genişler ve kapasitesi artar.
Tabi bu durumda idrara çıkma hissinin artarak devam edecektir.
Bu yüzden idrar hissiniz olduğu zaman kesinlikle tutmaya çalışmayın ve bir an önce
boşaltmak için çabalayın.
Aksi halde hastalık yaşama durumunuz olabilir.İdrar kesesinden kaynaklı olan problemler
yaygın olan durumlardan birisidir.
Bunun nedenleri de idrarın tutulmaya çalışılması ve çeşitli hastalıklardır. Kendiliğinden
ortaya çıkan hastalıklara yapacağınız bir şey yoktur ama idrarı tutmamak sizin elinizde
olan bir şeydir.
Buna mutlaka dikkat edin.
Prostat
Prostat bir salgı bezidir. İdrar torbasının (mesane)
hemen altında yer alan, içerisinden idrar kanalının
(üretra) geçtiği ve ayrıca spermleri testislerden
getiren tüplerin (vas deferens) açıldığı bir organdır.
Prostat bezinin asıl görevi meniyi oluşturan sıvının
bir bölümünü salgılamaktır.
Prostat, erkek vücudunda en sık sorun oluşturan
organlardan birisidir. Prostat hastalıkları çoğunlukla
50’li yaşlardan itibaren görülse de bazen genç
erkeklerde de sorun yaratabilir.
Prostat hastalıkları ile ilgili olabilecek yakınmalar şunlardır:
İşemeye başlamada ve sonlandırmada güçlük
Zayıf veya kesikli idrar akışı
İdrarda yanma veya ağrı
Sık işeme ihtiyacı
Mesaneyi tam boşaltamama hissi
Geceleri sık idrara kalkma
Ani idrar sıkışıklığı, idrar tutma zorluğu
İdrar yaptıktan sonra devam eden damlamalar
İdrar yapamama hali
İdrar veya menide kan görülmesi
Ağrılı boşalma
Kasık, kalça, bel, sırt ve/veya bacak ağrıları
Bu yakınmalar prostat ve alt idrar yolları sorunlarına özgüdür.
Ancak prostatın hangi tür hastalığına bağlı olduğu ancak üroloji uzmanı muayenesi ve
gerekli tanısal incelemeler sonucunda saptanabilir.
Prostat Büyümesi Nedir?
Prostat büyümesi çoğu zaman iyi huylu bir gelişme olarak gerçekleşir. Bu
büyüme, 40’lı yaşların sonlarından itibaren başlayarak yaşamın sonuna
kadar değişen hızda devam eder. İyi huylu prostat büyümesi (BPH)
yaşlanma ile birlikte görülse de kesin nedeni tam olarak belli değildir.

More Related Content

Similar to Anatomi

Vücudumuzun bilmecesini çözelim
Vücudumuzun bilmecesini çözelimVücudumuzun bilmecesini çözelim
Vücudumuzun bilmecesini çözelimArzuw Yunysowna
 
Boşaltım Sistemi
Boşaltım SistemiBoşaltım Sistemi
Boşaltım Sistemizabekki
 
Boşaltım sistemi
Boşaltım sistemiBoşaltım sistemi
Boşaltım sistemizabekki
 
1 insan vücudunun işlevsel organizasyonu
1 insan vücudunun işlevsel organizasyonu1 insan vücudunun işlevsel organizasyonu
1 insan vücudunun işlevsel organizasyonuselimbenek
 
Anatomi dolaşım sistemi
Anatomi dolaşım sistemiAnatomi dolaşım sistemi
Anatomi dolaşım sistemiSemih Tan
 
2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-doku2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-dokuMuyuta
 
7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığı
7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığı7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığı
7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığıenesulusoy
 
Dolasim sistemi-hastaliklari
Dolasim sistemi-hastaliklariDolasim sistemi-hastaliklari
Dolasim sistemi-hastaliklariSerdar Yanıker
 
201107222019 kan ve kan hastaliklari
201107222019 kan ve kan hastaliklari201107222019 kan ve kan hastaliklari
201107222019 kan ve kan hastaliklariserpilcagliyan
 
ANATOMİ urogenital sistem
ANATOMİ urogenital sistemANATOMİ urogenital sistem
ANATOMİ urogenital sistemSemih Tan
 
Organlar ve sistemler
Organlar ve sistemlerOrganlar ve sistemler
Organlar ve sistemlerhsevincgil
 
Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Kardiyovasküler Sistem -Dolaşım Sistemi
Kardiyovasküler Sistem -Dolaşım SistemiKardiyovasküler Sistem -Dolaşım Sistemi
Kardiyovasküler Sistem -Dolaşım SistemiBerkan Sezen
 
Dolaşim si̇stemi̇
Dolaşim si̇stemi̇Dolaşim si̇stemi̇
Dolaşim si̇stemi̇Berkan Sezen
 
üNi̇te 2 i̇nsan vücudu
üNi̇te  2 i̇nsan vücuduüNi̇te  2 i̇nsan vücudu
üNi̇te 2 i̇nsan vücuduJesoephin Matt
 

Similar to Anatomi (20)

Vücudumuzun bilmecesini çözelim
Vücudumuzun bilmecesini çözelimVücudumuzun bilmecesini çözelim
Vücudumuzun bilmecesini çözelim
 
Boşaltım Sistemi
Boşaltım SistemiBoşaltım Sistemi
Boşaltım Sistemi
 
Boşaltım sistemi
Boşaltım sistemiBoşaltım sistemi
Boşaltım sistemi
 
1 insan vücudunun işlevsel organizasyonu
1 insan vücudunun işlevsel organizasyonu1 insan vücudunun işlevsel organizasyonu
1 insan vücudunun işlevsel organizasyonu
 
Sinir Sistemi
Sinir SistemiSinir Sistemi
Sinir Sistemi
 
Anatomi dolaşım sistemi
Anatomi dolaşım sistemiAnatomi dolaşım sistemi
Anatomi dolaşım sistemi
 
2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-doku2 hucre-ve-doku
2 hucre-ve-doku
 
7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığı
7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığı7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığı
7. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite 6. Konu Sistemlerin Sağlığı
 
Dolasim sistemi-hastaliklari
Dolasim sistemi-hastaliklariDolasim sistemi-hastaliklari
Dolasim sistemi-hastaliklari
 
201107222019 kan ve kan hastaliklari
201107222019 kan ve kan hastaliklari201107222019 kan ve kan hastaliklari
201107222019 kan ve kan hastaliklari
 
ANATOMİ urogenital sistem
ANATOMİ urogenital sistemANATOMİ urogenital sistem
ANATOMİ urogenital sistem
 
Organlar ve sistemler
Organlar ve sistemlerOrganlar ve sistemler
Organlar ve sistemler
 
Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Lenf dolaşimi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Sunu1 dolaşım
Sunu1 dolaşımSunu1 dolaşım
Sunu1 dolaşım
 
Kardiyovasküler Sistem -Dolaşım Sistemi
Kardiyovasküler Sistem -Dolaşım SistemiKardiyovasküler Sistem -Dolaşım Sistemi
Kardiyovasküler Sistem -Dolaşım Sistemi
 
Dolaşim si̇stemi̇
Dolaşim si̇stemi̇Dolaşim si̇stemi̇
Dolaşim si̇stemi̇
 
üNi̇te 2 i̇nsan vücudu
üNi̇te  2 i̇nsan vücuduüNi̇te  2 i̇nsan vücudu
üNi̇te 2 i̇nsan vücudu
 
Dolaşim sistemi
Dolaşim sistemiDolaşim sistemi
Dolaşim sistemi
 
Dolaşim sistemi
Dolaşim sistemiDolaşim sistemi
Dolaşim sistemi
 
Sindirim sistemi
Sindirim sistemiSindirim sistemi
Sindirim sistemi
 

More from SeyfettinColak

FMP Eğitimi Bölüm 1.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 1.pdfFMP Eğitimi Bölüm 1.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 1.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 2.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 2.pdfFMP Eğitimi Bölüm 2.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 2.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 4.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 4.pdfFMP Eğitimi Bölüm 4.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 4.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdfFMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 5.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 5.pdfFMP Eğitimi Bölüm 5.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 5.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdfFMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdfFMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdfFMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdfSeyfettinColak
 
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdfİKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdfÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdfCİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfDUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdfBOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdfSeyfettinColak
 
Boşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdf
Boşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdfBoşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdf
Boşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdfEVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdfSeyfettinColak
 
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfAile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel NedenleriHastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel NedenleriSeyfettinColak
 

More from SeyfettinColak (20)

FMP Eğitimi Bölüm 1.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 1.pdfFMP Eğitimi Bölüm 1.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 1.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 2.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 2.pdfFMP Eğitimi Bölüm 2.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 2.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 4.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 4.pdfFMP Eğitimi Bölüm 4.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 4.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdfFMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 5.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 5.pdfFMP Eğitimi Bölüm 5.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 5.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdfFMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdfFMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdfFMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
 
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdfİKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
 
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdfÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
 
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdfCİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
 
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfDUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
 
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdfBOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
 
Boşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdf
Boşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdfBoşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdf
Boşanma Danışmanlığı 2 HAFTA.pdf
 
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdfEVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
 
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfAile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
 
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel NedenleriHastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
 

Anatomi

  • 2. Kas Tipleri İnsan vücudunda üç tip ana kas vardır. İskelet (Çizgili) Kası: İskelet kasları, bir araya geldiklerinde enine çizgiler meydana getiren çok sayıda kas hücrelerinden (tek bir iskelet kası hücresine kas lifi denir.) ve bunların arasında bulunan bağ dokusundan meydana gelmiştir. İskeleti oluşturan kemiklerin üzerine yapışık hâlde bulunur ve istemli çalışan kaslardır. Boyun kası, kol ve bacak kasları, mimik kasları iskelet kaslarına örnektir. Düz (Çizgisiz) Kaslar: Düz kasları oluşturan lifler çok ince olduğu için çizgisiz olarak değerlendirilir. İnsan yaşamı boyunca istemsiz olarak çalışmaya devam eder. Sindirim sistemi, boşaltım sistemi organları gibi iç organların hareketinden düz kaslar sorumludur. Kalp Kası (Miyokard): Otonom sinir sistemi ve hormonlar tarafından kontrol edilir. Kalp kası çizgili kas olmasına rağmen istemsiz çalıştığı için çizgisiz kas özelliği gösterir. Bu özelliğinden dolayı kalp kası ayrı bir grupta değerlendirilir.
  • 3. KALP Gögüs boşluğu içinde her iki akciğer arasında büyük bir alanı kaplayan en hayati organımızdır. Tekel görevi günde 9000 litre kanı tüm doku ve organlara dakikada 60-80 vuruş arasında değişen bir hızma vücuda pompalamaktadır.Yetişkin bir insanın kalbinin büyüklüğü yaklaşık olarak kendi yumruğurnun büyüklüğü ile eşdeğerdir...Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar.
  • 4. Kalbin Yapısı ve Çalışması Kalbin yapısında kaslar, sinirler, kapakçıklar, kan damarları, toduyucu zar ve kaygan sıvı vardır . Kalb vücuda göndermiş olduğu temiz kanın kullanılması aşmasından sonra geri alarak temizlenmesi için akciğere gönderir geri alır ve tekrar vücuda gönderir. Kalbin temel işlevi kan pompalamaktır bu nedenle kaslarla örülü bir yapıya sahiptir. Kan akciğerlere gidiş gelişi ile pulmoner dolaşım (küçük dolaşım) gerçekleşir; sonrasında vücuda dağılması ile sistemik kan dolaşımı(büyük dolaşım) gerçekleşmektedir. Atardamarlar ile kan kalpten organlara taşınır ve toplardamarlar ile de geri toplanır.Vücutta biriken kirli kan, kalbin sağ kulakçığına gelir. Daha sonra kalbin sağ karıncığına iner ve bir damar aracılığıyla akciğerlere gider. Akciğerlerde temizlenen kan yine damarlar aracılığıyla kalbin sol kulakçığına gelir ve mitral kapaktan sol karıncığa iner. Buradan da aorta adı verilen büyük damara atılır. Vücuttaki en önemli ana damardır. En kalın ve en büyük damardır. Kalbimizden çıkan aort damarı göğüs boşluğundan aşağı iner ve karın boşluğundan aşağı inmeye devam eder. Kasıkların hemen üzerinden bacaklara gitmek üzere iki ana damara ayrılır.
  • 5. Kalp Kası (Miyokard) Nedir? Kalbimiz çizgili kaslardan oluşur. Buna tıp dilinde miyokard adı verilir. Ancak bir farkı vardır ki bu kaslar, kolumuz bacağımızdaki çizgili kaslar gibi beynimiz tarafından isteğimizle çalıştırılmaz. Otonom sinir sistemi tarafından kontrolümüz dışında çalıştırılır. Bu yüzden kalbimizin hızını kendimiz ayarlayamayız. Kalbimiz bir efor harcarken veya heyecanlandığımızda hızlı çalışır. Uyurken veya dinlenirken oksijen ihtiyacımız azaldığından kalbimiz de yavaşlar. Kalp kası çok güçlü bir kastır. Kalbimiz günde yaklaşık 100.000 kez atar ve saatte 340 litre kanı dışarıya, aorta pompalar. Koşarken bu kapasite daha da artar ve kalbimiz bir saatte 2500 litre kadar kan pompalar.
  • 6. Kalbimizin sağ yarısı, kirli kanı akciğerlerimize gönderir. Buna küçük dolaşım denir. Kalbin sol yarısı ise oksijenlenmiş bu temiz kanı, vücudumuza pompalar. Buna da büyük dolaşım adı verilir. Böbreklerden biri alınırsa veya karaciğerin yarısı alınırsa kişi hayatına devam edebilir fakat kalp bir tanedir ve çalışmazsa yaşayamayız. Sağlıklı birinin kalbi dakikada ortalama 60-70 kez atar. Yaşamak için damarlarımızın içinde belirli bir basıncın olmasına ihtiyaç duyarız. Kalp, bu basıncı sağlar. Kalp birkaç kez atmadığında bile damarların içindeki bu basınç neredeyse sıfıra düşeceği için kişi bayılır.
  • 7. Tansiyon Nedir? Tansiyon ya da kan basıncı, kalbin kanı vücudumuza pompalarken damar duvarında oluşturduğu basınçtır. Vücudumuzda belirli bir seviyedeki kan basıncına ihtiyaç vardır. Bu basınç sayesinde dokuların yeterli miktarda kanlanması ve yaşamsal fonksiyonlarını sürdürmesi sağlanmaktadır Büyük ve Küçük Tansiyon Nedir? Kalbin kanı vücuda atarken kullandığı güce büyük (sistolik) tansiyon, kan akımı bittikten sonra damarlarda oluşan durgun basınca da küçük (diyastolik) tansiyon denir.
  • 9. Lenf Sistemi Dokulardaki sıvıyı boşaltarak bir tür flitre görevi görür.Vücudu toksinlerden arındırıp enfeksiyonların kan dolaşımına geçmesini önler ,koruyucu hücrelerin enfeksiyon ve travma bölgesine ulaşmasını sağlar. Vücutta kan dolaşımının yanında bir lenf dolaşımı bulunur. Lenfatik sistem vücudun savunma mekanizmasını oluşturur. Dolaşım sistemi içinde pompalayıcı organ olan kalp ile atardamarlar ve toplardamarlar bulunurken lenf dolaşımında atardamar bulunmaz. Toplardamar işlevi gören ve içinde kan yerine lenf sıvısı bulunduran lenf damarları vardır. Lenf damarları vücudun ikinci taşıma sistemi olarak kabul edilir ancak kapalı bir sistem değildir. Genel olarak vücutta bağışıklıkta (immün sisteminde) rol alır. Lenf sıvısı, lenf damarları, lenf kanalları, lenf düğümleri ve lenf organlarından oluşur
  • 10. Lenf Sıvısı: Lenf damarlarıyla taşınan, hücreler arasında dokular arasında ve lenf damarlarında dolaşan lenf proteinlerinden ve kan plazmasından oluşan renksiz sıvıdır. Lenf Damarları: Sürekli hareket hâlinde olan lenf sıvılarını taşıyan, kılcal damarlar olarak başlayıp birleşen ve bu süreçte kalınlaşan özel damarlardır. Lenf Düğümleri (Nod): Lenf sisteminin bir parçası olan birçok hücre çeşidini içeren bir organ yapısıdır. Lenf düğümleri vücudun her yerinde bulunur ve beyaz kan hücresi görevi görür. Bu yüzden bağışıklık sisteminin aksaksız işlemesinde önemleri büyüktür
  • 11. Lenfoid Organlar: Bademcikler, timus bezi, kemik iliği ve dalak lenfoid organlardır. Lenf Sisteminin İşlevleri: Lenf sistemi, doku sıvısı içindeki yabancı ve zararlı maddeleri süzme, vücudun mikroorganizmalara karşı koruyan lenfositleri üretme ve kana vermekten sorumludur. Ayrıca lenf sisteminin ince bağırsaklardan yağ asitleri, gliserol ve yağda eriyen vitaminlerin emilimini sağlama, hücreler arasında ve boşluklarda kalan su, protein ve elektrolitler içeren sıvıyı toplama ve kan dolaşımına katmak gibi görevleri de vardır.
  • 13. Akciğerler : Ana görevi atmosferdeki oksijeni kan dolaşımına nakletmek ve kan dolaşımındaki karbondioksidi atmosfere çıkarmaktır. İçerisi hava ile dolu olan Akciğerr kesecikleri denen boşluklardan yapılmıştır. Sağ Akciğer 3 loba sol Akciğer 2 loba ayrılır,içyan yüzlerinden bronşlar,atardamarlar,toplardamarlar,lenfler vce sinirler çıkar. Akciğerler göğüs boşluğunun sağ ve sol tarafında bulunan süngerimsi, esnek yapıda organlardır. Vücuda atmosferden oksijen alıp vücuttan atmosfere karbondioksit vermeyi sağlayan organdır. Dış yüzeyi kese şeklinde çift katmanlı ince bir zar olan plevra (pleura, plöra) zarı ile örtülüdür. Plevranın üst katmanı (Serosa bağ doku tabakasıdır.) göğüs boşluğunu, alt katmanı akciğerleri sarar. Bu iki katman arasında yer alan seröz sıvı sürtünmeyi azaltarak akciğerlerin göğüs boşluğunda zarar görmeden genişleyip daralmasını sağlar.
  • 14.
  • 16. Mide Karın bölgesinin sol tarafında kaburga kemiklerinin arkasında diyaframın altında oyuk ve torba biçiminde olan bir organdır. Boş mide yaklaşık 15-20 cm uzunluğunda,7,5-10 cm genişliğindedir.Sindirim sisteminin yemek borusuyla bağırsak arasındaki kısmı olup yiyeceklerin kimyasal ve fiziksel olarak parçalandığı yerdir.Mide kendi çıkardığı asitten kendini korumak için alkali-bazik bir mukus üretir.
  • 17. Midenin temel görevleri şunlardır: İçinde bulunan besinleri geçici olarak depolama görevi görür. Mide kasılıp gevşeme hareketleri yaparak içinde bulunan besinlerin mekanik sindirimlerini gerçekleştirir. Proteinlerin kimyasal sindirimini başlatır. İçinde bulunan besinleri, mide kaslarıyla dalgalanma hareketi yaparak bulamaç hâline, yarı sıvı hâle yani kimusa dönüştürür. Mide asidik iç ortamı sayesinde vücuda giren bazı mikroorganizmaları yok ederek doğal bağışıklık sağlarken aynı zamanda da B12 vitaminin emilimi için gerekli olan kimyasalı üretir.
  • 18. Pankreas Midenin arka kısmı ile onikiparmak bağırsağı arasında karın boşluğunda bulunan pankreas sindirim sisteminde besinlerin parçalanması için gerekli olan sindirim enzimlerini salgılayan aynı zamanda da endokrin sistem için hormon salgılayan karma bez olarak görev alan organdır. Pankreasın önemli bir kısmı, sindirim için önemli salgıları sağlayan dokudan oluşur. Pankrasın iç salgı ve dış salgı görevleri vardır.
  • 19. Pankreas adeta bir sağlık koçu gibi çalışan en önemli organlardan biridir. Özellikle sağlıklı şekilde besin tüketebilmek noktasında önemli bir potansiyel teşkil etmektedir. Pankreasın Görevi Nedir? Vücuda sağladığı görevler ile beraber pankreas diğer organlar eşliğinde senkronize olarak çalışır. Tabiri caizse vücudun sağlık koçu olarak çalışan bir organ şeklinde ifade edilir. - Şeker seviyesini düzenler. - Kişiyi formda tutabilmek için besinlerdeki yiyecekleri serbest bırakabilmek adına özel bir salgı üretir. - Özel bir tonik üretmek suretiyle sindirime katkı sağlar. - Lipaz yağlı maddeleri kırar. - Proteinleri ayrıştırır. - Yüksek enerjili şeker üretmek için karbonhidratları parçalar. - Özellikle kandaki şeker miktarını kontrol eder. Bu gibi farklı görevleri ile beraber pankreas vücudun en önemli yapı taşları arasında yer almaktadır. Diğer taraftan insülin salgılayan pankreas, böylece ihtiyaç duyulan şekerin kullanılması ile beraber ayrıca depolaması noktasında önemli bir görev üstlenmektedir.
  • 20. Özellikle midenin hemen arka tarafında olması ile beraber, tüketilen yiyeceklerdeki besinleri parçalamak suretiyle kullanımına olanak sağlar. Diğer bir değişle yiyeceklerde yer alan vitamin protein ve karbonhidratların parçalanması ile beraber, düzenli şekilde farklı noktalara ulaşılmasına olanak verir. Böylece besinler hem depolanabilir hem de gerektiği zamanlarda pankreas sayesinde güvenli şekilde kullanılabilir. Özellikle anlık ve güçlü şekilde enerji elde edebilmek adına pankreasın sağlıklı çalışabilmesi gerekmektedir.
  • 21. Onikiparmak Bağırsağı Onikiparmak Bağırsağı Midenin hemen altında 5-10 cm kadar uzunluğunda ince bağırsağın bir kısmıdır C harfi görünümündedir. On iki parmak bağırsağı görevi Midede gerekli kıvama gelen, sıvılaşan gıdaların on iki parmak bağırsağına gelip, bazı salgılar ve hormonlarla ince bağırsakta emilmeye hazır hale gelmesini sağlar, mideden gelen gıdaların kimyasal parçalanmasının yapıldığı organlardan biridir.
  • 22. İnce Bağırsak İnce Bağırsak : Mide ile kalın bağırsak arasında yer alan uzun kıvrımlı boru şeklinde ve yaklaşık olarak 7,5 m uzunluğunda bir yapıdır. İnce bağırsakta hem fiziksel hem de kimyasal sindirim yapılır. Yağların ilk kimyasal sindirimi burada başlarken ince bağırsağa gelen pankreas öz suyu ve safra ile birlikte vücuda giren tüm besin maddelerinin kimyasal sindirimi burada tamamlanır. Sindirilen besinlerle diğer küçük moleküller emilerek kana geçer. Bütün besinlerin yağların, karbonhidratların ve proteinlerin kimyasal sindirimi ince bağırsakta biter.
  • 23. İnce bağırsağın temel görevi, besinlerdeki kimyasalları ve mineralleri emerek vücuda kazandırmaktır. Bu, insan gibi birçok hayvan türü için geçerlidir. İnce bağırsak içerisinde proteinler, yağlar ve karbonhidratlar sindirilmektedir. Besinler, ince bağırsağa ulaştıklarında mide sayesinde kısmen parçalanmış ve sindirilmişlerdir. Buradan gelen besinler, mide sıvısıyla yoğurulmuş haldedir. Her gün ince bağırsağınıza bu şekilde 6-12 litre besinle karışık mide sıvısı akar. İnce bağırsak, sindirimin büyük bir kısmını gerçekleştiren organdır ve besinlerden alabileceğiniz gıdaların neredeyse tamamını kan akışına aktaran organ da ince bağırsaktır.
  • 24. Kalın Bağırsak Kalın bağırsak sindirim kanalının en son organıdır. İnce bağırsaktan sonra başlayıp rektum ile biter. İnce bağırsağın çevresini tamamen sarar. Toplam 15 metre uzunluğunda olup sindirim sisteminin beşte birini oluşturur. Temel görevi bedenimizi vücuttaki atıklardan kurtarmaktır. Aldığımız besinlerin posasını,suyunu ve inorganik tuzlarını emerek vücuttan atılmasını sağlar.
  • 25. Karaciğer Yediklerinizi vücudunuzun kullanabileceği besin maddelerine çevirir. (Örneğin nişastayı şekere çevirir, yağların hazmı için safra üretir.) Kan pıhtılaştırıcı faktörleri, enzimleri ve diğer proteinleri üretir. Demir, vitamin ve yağlar, şekerler gibi enerji kaynaklarını depolar.
  • 26. Karaciğer : Diyaframın altında mide ve bağırsakların üstünde yer alan karaciğer dört lobdan oluşur. Vücudun en ağır organı ve en büyük bezidir (Bazı kaynaklarda sindirim sisteminin en büyük bezi olduğu belirtilir.). Karaciğer safra sıvısı üretir ve safra sıvısı yağların sindirim ve emiliminde rol alır. Üretilen bu safra sıvısının büyük bir kısmı, ince bağırsağın ileum bölümünde tekrar emilir. Geri kalan kısım ise dışkı ile atılır. Safra sıvısı dışkıya rengini verir. Karaciğer ve safranın görevleri şunlardır:
  • 27. Karaciğer ve safranın görevleri şunlardır: Karaciğer karbonhidrat ürünü olan glikozu, glikojene çevirir ve depolar. Vücudun tekrar ihtiyaç duyması hâlinde glikoza çevirerek kana gönderir. Yağ asitleri ve nötr yağların sindirilmesinde yardımcı enzimleri salgılar ve yağ asitlerinin fazlasını vücuttan atar. Karaciğer aminoasitlerden yararlanarak çeşitli proteinleri sentez eder (albumin, fibrinojen, protrombin ve diğer pıhtılaşma faktörleri). Vücuda dış ortamdan gelen ve vücut için zararlı olan maddeleri zararsız hâle getirir (alkol, nikotin ve türevleri). Bazı mineral ve A, K, D vitaminlerinin emilimini artırır ve depolar. Kan şekeri düzeyini ayarlayarak kanda bulunan yabancı hücreleri, parazit ve bakterileri yutar (fagosite eder). Vücut metabolizmasını artırarak veya azaltarak vücut sıcaklığını ayarlar.
  • 28. Organizmanın kansızlık hâlinde yeni alyuvar hücresi üretir ve yaşlı alyuvarları parçalar. Damar içinde dolaşan kanın pıhtılaşmasını önlemeye yarayan heparin hormonu salgılar. Mideden gelen asidik besinleri bazik (alkali) hâle getirir. Bağırsaklarda bulunan zararlı bakterilerin üremesine engel olur. İnce bağırsakta bulunan villuslarının hareketini artırır.
  • 29. Dalak Dalak, kırmızı kan hücreleri (eritrositler) ve bağışıklık sistemi açısından önemli roller oynar. Bu eski kırmızı kan hücrelerini çıkarır ve hemorajik şok durumunda değerli olabilecek kan rezervini tutar ve aynı zamanda demiri geri dönüştürür. Vücudun savunma sisteminin işine paralel olarak dalak da vücudun mikroplara karşı koymasında rol oynayan hücreler yapar. Ayrıca mikroorganizmalara karşı koyacak özel maddelerin, yani antikorların yapımında da dalağın vazifeleri vardır. Dalak, akyuvarların bir çeşidi olan lenfositleri yapar.
  • 30. Dalak bağışıklık sistemi ve kan hücreleri ile ilgili önemli görevlere sahip olsa da, insan hayatı için olmazsa olmaz bir organ değildir. Dalağımız olmadan rahatlıkla yaşayabiliriz. Çünkü karaciğerimiz, alyuvarları ve bileşenlerini yenileyerek dalağın görevlerini üstlenebilir. Ayrıca, lenfoid dokuları da dalağın bağışıklık fonksiyonu görevlerine yardımcı olabilir.
  • 31. Safra Kesesi Safra kesesi, karaciğerin alt kısmında bulunan küçük keseciklere verilen isimdir. Bu keseciklerin görevi, karaciğerde üretilmiş olan safraları biriktirerek yemek sonrasında safraları ince bağırsaklara yönlendirmektir Hayati bir organ değildir...olmadan da yaşanır...ancak safra deposu olmayınca, karaciğerde üretilen safra (bilirubin) düzensiz bir şekilde barsaklara salgılanır. Bu durum gıdaların yeterli bir şekilde sindirilememesine ve barsaklarda gaz toplanmasına neden olur.
  • 32. Halk arasında safra kesesinin işe yaramadığı, tam olarak hangi görevi bulunduğu tam olarak bilinmiyor. Safra kesesi, özellikle yağlı yemek tüketimi durumlarında, içerisinde bulundurduğu bir sıvıyı salarak, sindirim işlemlerinin daha kolay şekilde olmasını sağlıyor. Aktarılan safra isimli sıvının içerisinde; elektrolit ve bilirubin benzeri inorganik maddeler barındırır. Safra Kesesinin Vücuttaki Görevleri Nelerdir? Safra kesesinin vücutta pek çok görevi bulunuyor. Bu görevler önemsiz gibi görünse bile, pek çok organın bu işlevi sayesinde çalışabildiği ifade ediliyor. Safra kesesi, vücuttaki toksinlerin dışarıya atılmasında yardımcı görev görüyor. Safra Nedir? Safra, yeşilimsi kahverengi bir alkali sıvıdır ve atık ürünler, kolesterol ve safra tuzlarından oluşur. Safra, bir sindirim enzimi değildir, ancak safra tuzu, büyük yağ damlacıklarını emülsifiye ettiği için benzer şekilde işlev görür. Safranın sindirim sistemindeki birincil işlevi, yağları parçalamaktır.
  • 33. Böbrekler • BÖBREK NEDİR ? • Omurgalarda karın boşluğunun iki yanında bulunan ve en önemli görevi, kandaki üreyi yani idrarı ayırarak, kanın temiz bir hale gelmesini sağlamaktır. • Temel olarak vücuttaki zararlı maddeleri atmaya yarayan boşaltım organımızdır denebilir. • BÖBREGİN GÖREVLERİ NELERDİR ? • Böbreklerimizin en önemli görevlerinden biri, vücudumuzdaki zararlı ve atık maddeleri ( üre, ürik asit, kreatinin gibi) süzerek, idrar yolu ile atmaktır. • Vücudumuz için gerekli olan bazı minerallerin dengede tutulmasını sağlar. • Bu mineraller; tuz, potasyum, magnezyum, su, glikoz ve proteindir. • Salgıladıkları renin hormonunun yardımıyla tansiyonu dengede tutar.Yine salgıladıkları eritropoetin hormonu yardımı ile kemik iliğine uyarı yaparak kan yapımına yardımcı olur.Vücuda alınmış olan D vitaminin kullanılmasını sağlayarak, kandaki kalsiyum-fosfor oranını dengeler ve sağlıklı bir kemik yapısının olması için katkılarda bulunur.
  • 34.
  • 35. Mesane (İdrar Kesesi) İdrar kesesi, isminden de anlaşılacağı gibi idrar ile alakalı olan bir organdır. Bilinen en yaygın adı ise mesanedir. Mesane insan vücudunda oldukça önemli bir yere sahiptir. Böbrekler ile yakından ilgili olan bu organın birçok önemli faydası vardır.İdrar Kesesi, mesane ya da bilinen diğer adıyla sidik torbası, idrarı depolayan bir organdır. İdrara çıkılmadan önce idrar bu yerde toplanır. Mukoza adı verilen bir tabakaya sahip olan bu organ hem erkekte hem de kadında bulunmaktadır. Bu organda bulunan idrar miktarı değişiklik gösterebilir. O yüzden genişleme özelliği olan bir organ olduğunu söyleyebiliriz. Hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunan mesane küçük farklılıklara sahip olmaktadır. Bunun nedeni ise anatomik yapıdan kaynaklanmaktadır. Böbreklerden mesaneye doğru giden bir kanal vardır. Mesanenin alt tarafında ise üretra adı verilen kısım bulunur. Bu kısım erkeklerde daha uzunken kadınlarda daha kısadır. Ayrıca erkeklerde mesane bölgesine yakın prostat bulunur. Kadınlarda ise prostat bulunmaz. Her iki cinsiyet için mesanenin yaradığı işler ise aynıdır. Mesane dolmaya yakın idrara çıkarak boşaltım yapmak gerekmektedir.
  • 36. - Boşaltım sisteminin önemli parçalarından birisini oluşturur, - Böbreklerden süzülen ve üreterler yardımıyla iletilen idrar, vücuttan çıkana kadar idrar kesesinde tutulmaktadır, - Vücudun atık deposu idrar kesesidir, - İdrarın depolanmasını sağlar ve idrar yapıldıktan sonra içini boşaltan bir organ olarak bilinir. İdrar kesesi genişleyebilen ve esnek yapıda olan bir organdır. Bu özelliğin ana nedeni ise idrarın değişen olan miktarıdır. Yani az miktardaki idrar artmaya başladıkça idrar kesesi genişler ve kapasitesi artar. Tabi bu durumda idrara çıkma hissinin artarak devam edecektir. Bu yüzden idrar hissiniz olduğu zaman kesinlikle tutmaya çalışmayın ve bir an önce boşaltmak için çabalayın. Aksi halde hastalık yaşama durumunuz olabilir.İdrar kesesinden kaynaklı olan problemler yaygın olan durumlardan birisidir. Bunun nedenleri de idrarın tutulmaya çalışılması ve çeşitli hastalıklardır. Kendiliğinden ortaya çıkan hastalıklara yapacağınız bir şey yoktur ama idrarı tutmamak sizin elinizde olan bir şeydir. Buna mutlaka dikkat edin.
  • 37. Prostat Prostat bir salgı bezidir. İdrar torbasının (mesane) hemen altında yer alan, içerisinden idrar kanalının (üretra) geçtiği ve ayrıca spermleri testislerden getiren tüplerin (vas deferens) açıldığı bir organdır. Prostat bezinin asıl görevi meniyi oluşturan sıvının bir bölümünü salgılamaktır. Prostat, erkek vücudunda en sık sorun oluşturan organlardan birisidir. Prostat hastalıkları çoğunlukla 50’li yaşlardan itibaren görülse de bazen genç erkeklerde de sorun yaratabilir.
  • 38. Prostat hastalıkları ile ilgili olabilecek yakınmalar şunlardır: İşemeye başlamada ve sonlandırmada güçlük Zayıf veya kesikli idrar akışı İdrarda yanma veya ağrı Sık işeme ihtiyacı Mesaneyi tam boşaltamama hissi Geceleri sık idrara kalkma Ani idrar sıkışıklığı, idrar tutma zorluğu İdrar yaptıktan sonra devam eden damlamalar İdrar yapamama hali İdrar veya menide kan görülmesi Ağrılı boşalma Kasık, kalça, bel, sırt ve/veya bacak ağrıları Bu yakınmalar prostat ve alt idrar yolları sorunlarına özgüdür. Ancak prostatın hangi tür hastalığına bağlı olduğu ancak üroloji uzmanı muayenesi ve gerekli tanısal incelemeler sonucunda saptanabilir.
  • 39. Prostat Büyümesi Nedir? Prostat büyümesi çoğu zaman iyi huylu bir gelişme olarak gerçekleşir. Bu büyüme, 40’lı yaşların sonlarından itibaren başlayarak yaşamın sonuna kadar değişen hızda devam eder. İyi huylu prostat büyümesi (BPH) yaşlanma ile birlikte görülse de kesin nedeni tam olarak belli değildir.