SlideShare a Scribd company logo
1 of 7
CERSEI 
Rüyasında hepsinden daha tepede, Demir Taht'ta oturduğunu gördü. 
Saray mensupları parlak renkli korkak farelerdi. Muhteşem lordlar ve gururlu leydiler önünde diz 
çöktü. Cesur genç şövalyeler ayağına kılıçları serdi ve iyiliklerini diledi, ve kraliçe onlara tepeden 
bakarak gülümsedi. Sanki cüce bir yerlerden çıkıp onu gösterene ve kahkahalarıyla gülene dek. 
Lordlar ve leydiler de gülümsemelerini ellerinin arkasına saklayarak kıkırdamaya başlamıştı. 
Ancak o zaman kraliçe çıplak olduğunun farkına vardı. 
Dehşete kapılarak elleriyle bedenini örtmeye çalıştı. Utancını saklamak için yerinde sinerken 
Demir Taht'ın kılıçları ve keskin uçları etine saplanıyordu. Çelik dişler kalçasını kemirirken kan 
bacaklarından aşağı kırmızı bir yol çizdi. Kalkamaya çalıştığında, ayağı kıvrımlı metaldeki boşluk 
boyunca kaydı. Mücadele ettikçe taht göğüslerindeki ve midesindeki et yığınını parçalayarak, ta 
ki tamamen doğranmamış ve kırmızı, parlak olana dek kollarını ve bacaklarını doğrayarak onu 
kendisine daha da çok çekiyordu. 
Ve bütün bunlar olurken, kardeşi aşağıda gülerek muziplik yapıyordu. Omzunda hafif bir 
dokunuş hissedip aniden uyandığında gülüşü hala kulaklarında yankılandı. Bir el kabus tarafında 
göründü ve Cersei çağlık attı, ama bu sadece Senelle'di. Hizmetçinin yüzü beyazdı ve korkmuştu. 
Yalnız değiliz, kraliçe farkına vardı. Pelerinlerinin arkasında parlayan hasır zırhlı uzun şekilli 
gölgeler yatağının etrafında belli belirsiz görünüyordu. Zırhlı adamların burada işi yoktu. 
Muhafızlarım nerede? Yatak odası karanlıktı, ama davetsiz misafirlerden birisinin ışığı loş 
tutuyordu. Hiçbir korku belirtisi göstermemeliyim. Cersei uykudan dolayı karışmış saçlarını geriye
itti, ve konuşmaya başladı, "Benden ne istiyorsun?" Bir adam fener ışığına doğru adım attı ve 
adamın pelerininin beyaz olduğunu gördü. "Jaime?" Bir kardeşimi rüyamda gördüm, diğeri beni 
uyandırmaya geldi. 
"Majesteleri." Ses kardeşinin değildi. "Lord Kumandan sizi almamı söyledi." Saçları Jaime'nin gibi 
kıvırcıktı, ama kardeşinin saçları kendisi gibi altından dövülmüştü ve bu adamın saçları siyah ve 
yağlıydı. Ona baktı, tuvalet ve yay hakkında fısıldarken, babasının ismini söylerken kafası 
karışmıştı. Hala rüya görüyorum, diye düşündü Cersei. Hala uyanmadım, ya da kabusum hala 
bitmedi. Tyrion az sonra yatağımın altından çıkarak korkutacak ve bana gülmeye başlayacak. 
Ama bu çılgınlıktı. Cüce kardeşi kara hücrelerin dibindeydi ve bugün ölmesi için hüküm 
verilmişti. Bütün parmaklarının hala orada olduğuna emin olmak için döndürerek ellerine baktı. 
Eli omuzlarında durduğunda vücudu karıncalanmıştı. Bacaklarında hiç kesik yoktu, ayaklarının 
altında hiç yarık yoktu. Bir rüya, sadece, bir rüya. Geçen gece çok fazla içtim, bu korkular sadece 
şarabın doğurduğu salgılar. Alacakaranlık gelince gülen tek kişi ben olacağım. Çocuklarım 
güvende olacak, Tommen'ın tahtı sağlamda olacak ve benim çarpık küçük valonqarımın küçük 
bir kellesi olacak ve çürüyecek. 
Jocelyn Swyft bardağını doldurarak ona uzattı. Cersei bir yudum aldı: Limon sıkılarak karıştırılmış 
su, ekşi tadından dolayı suyu tükürdü. Panjurları sarsan gece rüzgarının duyabiliyordu ve tuhaf 
bir keskin berraklıkla gördü. Senelle gibi korkmuş Jocelyn bir yaprak gibi titriyordu. Sör Osmund 
Kettleblack belli belirsiz göründü. Onun arkasında bir fenerle Sör Boros Blount duruyordu. 
Miğferlerinin sorguçlarında parlayan altın aslanlarıyla Lannister muhafızları kapıdalardı. Onlar da 
korkuyla bakıyordu. Bu olabilir mi? kraliçe merak etti. Bu doğru olabilir mi? 
Ayağa kalktı ve çıplaklığını saklaması için Senelle’in omuzlarının üstüne sabahlık geçirmesine izin 
verdi. Cersei kemerini kendi taktı, parmakları gergin ve sarsaktı. “Lord babam muhafızlarını 
kendine yakın tutardı, gece ve gündüz,” dedi. Sesi boğuktu. Limonlu sudan başka bir yudum 
daha aldı ve nefesini tazelemesi için dudaklarının kenarından içti. Bir güveç, Sör Boros’un 
tuttuğu fenere geliyordu; çıkardığı vızıltıyı duyabiliyordu ve cama her vuruşunda kanatlarının 
gölgesini görebiliyordu. 
“Muhafızlar nöbet yerlerindeydiler, Majesteleri,” dedi Osmund Kettleblack. “Şöminenin 
arkasında gizli bir kapı bulduk. Gizli bir geçit. Lord Kumandan nereye gittiğine bakmak için aşağı 
indi.” 
“Jaime?” Dehşet onu bir fırtına gibi ansızın ele geçirdi. “Jaime kralla birlikte olmalıydı. . .” 
“Delikanlı zarar görmedi. Sör Jaime ona bakması için bir düzine adam yolladı. Majesteleri huzurlu 
bir şekilde uyuyor.” Ona benimkisinden daha tatlı bir rüya, daha kibar bir uyanıklık ver. “Kim 
kralla birlikte?”
“Sör Loras bu onuru gösterdi, eğer size memnun ettiyse.” 
Bu onu memnun etmedi. Tyrell’lar ejderh şövalyelerin rütbelerinin çok üstüne atadığı basit 
uşaklardı. Kibirleri yetenekleriyle haddini aşmıştı. 
Sör Loras bir bakirenin hayali kadar hoş olabilirdi ama beyaz pelerinin altında kemiklerine kadar 
Tyrell idi. Bütün bildiği kadarıyla, bu gecenin bozuk meyvesi Yüksek Bahçe’ye dikilmişti ve 
yetiştiriliyordu. 
Ama bu yüksek sesle söylemeye cesaret edemeyeceği bir şüpheydi. 
“Giyinmek için bana bir dakika verin. Sör Osmund, benimle El Kulesi’ne eşlik edebilirsiniz. Sör 
Boros, gardiyanları sorgulayın ve cücenin hala hücresinde olduğuna emin olun.” İsmini 
söyleyemezdi. Babasına karşı el kaldırmaya asla cesaret edemez, dedi kendine, ama emin olmak 
zorundaydı. 
“Majesterelerinin emrettiği gibi.” Blount feneri Sör Osmund’a bıraktı. Cersei arkasını görmekten 
hoşlanmamıştı. Babam ona asla beyazı vererek görevini iade etmemeliydi. Adam kendinin bir 
korkak olduğunu kanıtlamıştı. Maegor Kanadı’nı terk ettikleri zaman, yıldızların hala parlamasına 
ragmen gökyüzü derin kobalt bir maviye dönmüştü. Hepsi ama biri, diye düşündü Cersei. Batının 
parlak yıldızı düştü, ve geceler şimdi daha karanlık. Aşağıda sivri mızraklara bakarak kuru 
hendeklerin gerdiği asma köprü üzerinde durdu. Bana böylesine bir şey hakkında yalan 
söylemeye cesaret edemezler. “Onu kim buldu?” 
“Muhafızlardan biri,” dedi Sör Osmund. “Lum. Doğanın çağrısını hissetti ve tuvalette lordu 
buldu.” 
Hayır, bu olamaz. Bu bir aslanın ölme şekli değil. Kraliçe garip bir şekilde sakin hissetti. Henüz 
küçük bir kızken, dişini kaybettiği ilk zamanı hatırladı. Canını yakmamıştı ama ağzındaki boşluk 
garip hissettirmişti bu yüzden diliyle oraya dokunmayı durduramamıştı. Şimdi babamın olduğu 
yerde, dünyada bir bir boşluk var ve boşluklar dolmak ister. 
Eğer Tywin Lannister gerçekten öldüyse, hiçkimse güvende değildi… en az taht üzerindeki oğlu 
kadar. Aslan düştüğünde daha küçük hayvanlar harekete geçerlerdi: çakallar ve akbabalar ve 
vahşi tazılar. Her zaman yaptıkları gibi, onu bir kenara itmeye çalışabilirlerdi. Hızlıca hareket 
etmek zorundaydı, Robert öldüğünde yaptığı gibi. Bu bazı aracıların arasında, Stannis 
Baratheon’in işi olabilirdi. Şehir üzerine başka bir saldırı için iyi bir başlangıçtı. Öyle olduğunu 
umdu. Bırak gelsin. Onu mahvedeceğim, babamın yaptığı gibi, ve bu sefer ölecek. Stannis onu, 
Mace Tyrell’dan daha fazla korkutmuyordu. Hiçkimse onu korkutmuyordu. O, Kaya’nın kızıydı, 
bir aslandı. Artık beni yeniden evlendirmek için daha fazla zorlayıcı konuşma olmayacak. Casterly 
Kayası ve Lannister Hanesi’nin bütün gücü şimdi onundu. Şimdi kimse onu bir daha hiçe 
sayamayacaktı. Hatta Tommen’ın artık naip birisine ihtiyacı olmadığı zaman bile Casterly Kayası
Leydisi olarak topraklardaki gücünü sürdürecekti. 
Doğan güneş kulenin tepelerini parlak bir kırmızıya boyuyordu, ama duvarların arkasında gece 
hala biraradaydı. Dış kale bütün insanların öldüğüne inanabileceği kadar sessizdi. Öyle olmalılar. 
Yalnız ölmek Tyrion Lannister için uygun değil. Öyle bir adam ihtiyaçlarını kendisiyle beraber 
cehenneme götürmeyi hak ediyor. 
Kızıl pelerin ve aslan işlemeli miğfer içinde dört mızraklı adam El Kulesi kapısında nöbet 
tutuyordu. “Hiçkimse benim iznim olmadan girip çıkamaz,” dedi. Emir ona göre kolaylıkla 
gelmişti. Babamın da sesinde katılık vardı. 
Kulenin içinde, meşale dumanı gözlerini yakarak tahriş etti ama Cersei babasının döktüğünden 
daha fazla gözyaşı dökmedi. Onun sahip olduğu tek gerçek oğlanım. Topukları basamakları 
çıktıkça taşı ufalıyordu ve Sör Osmund’ın feneri içinde çılgınca çırpınan güveyi hala 
duyabiliyordu. Öl, kraliçe onun için böyle düşündü, tahriş içindeyken, ateşe uç ve işini bitir. 
Başka iki kızıl pelerinli muhafız basamakların üstünde duruyordu. Kızıl Lester, Cersei geçerken 
taziyelerini fısıldadı. Kraliçenin nefesi hızlı ve kısaydı, ve kalbinin göğsünde çırpındığını 
hissedebiliyordu. Basamaklar, dedi kendine, bu lanetli kulenin çok fazla basamağı var. Bunu 
sökmek için yarım aklı vardı. 
Hol fısıltı içinde konuşan aptallarla doluydu, sanki Lord Tywin uyuyordu ve onlar da onu 
uyandurmaktan korkuyormuş gibi. Muhafızlar ve hizmetçiler benzer şekilde ağızları 
saçmayalarak geriye çekildiler, Pembe sakızlarını dillerinde hareket ettirdiklerini gördü, ama 
sözleri güvecin vızlamasından daha anlamlı değildi. Burada ne yapıyorlar? Nasıl bildiler? 
Hakkıyla, önce onu çağırmalıydılar. O Naip Kraliçe’ydi, bunu unutmuşlar mıydı? 
El’in yatak odasının önünde beyaz zırhı ve peleriniyle Sör Meryn Trant durdu. Miğferinin siperi 
açıktı, ve gözlerinin altındaki torbalar onu hala yarı uyukluyor gösteriyordu. “Bu insanları 
uzaklaştır,” dedi Cersei ona. 
“Babam tuvalette mi?” 
“Onu yatağına taşıdılar, leydim.” Sör Meryn girmeden önce onun için kapıyı itti. 
Sabah ışığı, yatak odasının zeminin üstüne saçılıp altın çizgilere boyayarak panjurları yarıp 
geçiyordu. Amcası Kevan yatağın yanında düzleri üstünde dua etmeye çalışıyordu, ama 
neredeyse hiçbir kelime söyleyemiyordu. Muhafızlar şöminenin yakınında toplanmıştı. Sör 
Osmund’un küllerin arkasındaki hayret verici girişten bahsettiği gizli kapı, bir fırından büyük 
değildi. Bir adamın geçmesi için emeklemesi gerekirdi. Ama Tyrion ancak bir yarım adam. Bu 
düşünce onu sinirlendirdi. Hayır, cüce kara hücrede kilitli. Bu onun işi olamazdı. Stannis, dedi 
kendine, Bunun arkasında Stannis var. Şehirde hala yandaşları var. O, ya da Tyrell’lar . . . Her
zaman Kızıl Kale’nin içinde gizli geçitler olduğu söylentileri olmuştu. Zalim Maegor’in kaleyi inşa 
edenleri bu gizli geçitleri kimsenin bilmemesi içi öldürdüğü söylenirdi. Daha kaç yatak odasında 
gizli kapılar var? Cersei elinde bir bıçakla Tommen’ın yatak odasındaki goblenin arkasında 
emekleyen cücenin ansız bir görüşünü gördü. Tommen iyi korunuyor, dedi kendine. Ama Lord 
Tywin de iyi korunuyordu. 
Bir an için ölü adamı fark edemedi. Babasının gibi saçları vardı, evet, ama, diğer adamlar gibiydi, 
kesinlikle, daha küçük ve daha yaşlı bir adamdı. Sabahlığı bel altını çıplak bırakarak göğsünün 
etrafına dolanmıştı. Ok göbeği ve erkekliği arasındaki kasığını götürmüştü, ve atılan okun çok 
derine çökmüştü. Kasık tüyleri kurumuş kanla koyulaşmıştı. Daha fazlası göbeğinde pıhtılaşmıştı. 
Kokusu burnunu kırıştırdı. “Oku ondan çıkarın,” diye emretti. “O Kral Eli!” Ve benim babam. Lord 
babam. Bağırmalı ve saçlarımı yolmalı mıyım? Freyler ondan önce Robb’u katledince Catelyn 
Stark’ın yüzünü kanlı şeritlerle tırmaladığını söylemişlerdi. Bundan hoşlanır mıydın, baba? ona 
sormak istedi. Ya da güçlü olmamı mı isterdin? Kendi baban için gözyaşı döktün mü? Büyük 
babası öldüğünde sadece bir yaşındaydı ama hikayeyi biliyordu. Lord Tytos çok şişmanlamıştı, ve 
kalbi bir gün metresine giden basamakları tırmanırken durmuştu. Babası bu olduğunda Kral 
Toprakları’ndan uzakta, Deli Kral’ın Eli olarak hizmet ediyordu. Lord Tywin, o ve Jaime gençken 
sık sık Kral Toprakları’ndan uzakta olurdu. Eğer babasının ölüm haberini getirdiklerini göz yaşı 
dökmüş olsaydı, bunu kimsenin gözyaşlarını göremeyeceği yerde yapmıştı. 
Kraliçe tırnaklarının avuç içini kazdığını hissetti. 
“Onu nasıl böyle bırakabildiniz? Babam üç krala El’lik yaptı, Yedi Krallık’ı şuana kadar aşan büyük 
bir adam kadar. Çanlar onun için çalmalı, tıpkı Robert için yaptıkları gibi. Yıkanmalı ve endamına 
yakışır şekilde giydirilmedi, erminler ve altın-koyu kırmızı ipek kıyafetler içinde. Pycelle nerede? 
Pycelle nerede?” Muhafızlara döndü. “Puckens, Büyük Üstat Pycelle’I getir. Lord Tywin’I 
görmeli.” 
“Gördü, Majesteleri,” dedi Puckens. “Geldi, gördü ve sessiz kız kardeşleri çağırmak için gitti.” 
En son benim için gönderdiler. Kavrayış onu neredeyse sinirlendirdi. Ve Pycelle yumuşak, kırışık 
ellerini kirlekmektense bir mesaj yollamaya koştu. Bu adam çok işe yaramaz. “Üstat Ballabar’I 
bulun,” emretti. “Üstat Frenken’I bulun. Herhangi birini.” Puckens ve Shortear emire uymak için 
koştu. “Kardeşim nerede?” 
“Tünelin aşağısında. Taş üzerine kurulmuş demir basamaklı bir kuyu var. Sör Jaime ne kadar 
derin olduğunu görmek için gitti.” 
Onun sadece bir eli var, onlara bağırmak istedi. İçinizden biri gitmiş olmalıydı. Merdivenleri 
tırmanmak onun işi değil. Babamı öldüren adamlar orada, aşağıda onu bekliyor olabilirler. İkizi 
her zaman çok aceleci olmuştur ve bir elini kaybetmesi bile onu uyarmış görünmüyordu.
Puckens ve Shortear ortalarında gri saçlı bir adamla döndüklerinde Cersei kardeşini bulup geri 
getirmeleri için muhafızlara emir vermek üzereydi. 
“Majesteleri,” dedi Shortear. “bu adam bir üstat olduğunu iddia ediyor.” 
Adam başını eğdi. “Majesteleri’ne nasıl hizmet edebilirim?” 
Yüzü, Cersei fark edemese bile neredeyse tanıdıktı. Yaşlı, ama Pycell kadar değil. Bu adam hala 
biraz dayanıklı olmalı. Hafif kambur olmasına rağmen uzundu, koyu mavi gözlerinin etrafında 
kırışıklıklar vardı. Boğazı çıplak. 
“Üstat zinciri takmamışsın.” 
“O benden alındı. İsmim Qyburn, eğer Majestelerini memnun edecekse. Kardeşinizin elini 
iyileştirmiştim.” 
“Tahta elini demek istedin.” Onu şimdi hatırlıyordu. Jaime ile Harrenhal’dan gelmişti. 
“Sör Jaime’nin elini kurtaramadım, bu doğru. Sanatım kolunu kurtardı, belki de çok önemli 
hayatını. Kale zincirimi aldı ama bilgeliğimi alamadı.” 
“Yeterli olabilirsin,” diye karar verdi. “Eğer beni boşa çıkarırsan bir zincirden fazlasını 
kaybedersin, sana söz veriyorum. Babamın midesindeki oku çıkarın ve onu sessiz kız kardeşler 
için hazırlayın.” 
“Kraliçemin emrettiği gibi.” Qyburn yatağın yanına gitti, durdu ve arkasına baktı. “Ve kızla nasıl 
ilgilenmeliyim, Majesteleri?” 
“Kız?” Cersei ikinci bedeni gözden kaçırmıştı. Yatağa yürüdü, kanlı battaniye yığınını bir tarafa 
fırlattı ve işte oradaydı, çıplak, soğuk ve pembe. . . düğün ziyafetinde Joff’un gibi siyaha dönen 
yüzü hariç. Altın ellerine bağlı bir zincir boğazını yarı yakmıştı, derisini parçalayan zincir gergince 
kıvrılmıştı. Cersei kızgın bir kedi gibi tısladı. “O burda ne yapıyor?” 
“Orada bulduk, Majesteleri,” dedi Shortear. “İblis’in fahişesi.” Sanki bu neden orada olduğunu 
açıklamış gibiydi. Lord babamın fahişelerle işi olmazdı, diye düşündü. 
Annemiz öldükten sonra asla bir kadına dokunmadı. Muhafıza soğuk bir görünüm verdi. “Bu 
değil. . . Lord Tywin’in babası öldüğünde. . . Lord Tywin leydi annesinin pelerine giyerek 
mücevherlerini takmış. . . bu tür bir . . . bir kadın. . . bulmak için Casterly Kayası’na dönmüştü. 
Taktıklarını çıkarmıştı, ve diğerlerini de. İki hafta boyunca Lannis Limanı sokaklarında çıplak 
dolanmıştı, tanıştığı her adama bir hırsız ve fahişe olduğunu göstermek için. Bu Lord Tywin 
Lannister’in fahişelerle ilgilenme yöntemiydi. O asla. . . bu kadın başka bir amaçla burada olmalı, 
şey için değil. . .”
“Belki lord, kızı metresliği hakkında sorguluyordu,” Qyburn öne sürdü. “Sansa Stark kralın 
öldürüldüğü gece gözden kaybolmuş diye duydum.” 
“Evet, öyle.” Cersei hevesle öneriye tutundu. 
“Onu sorguluyordu, emin olmak için. Hiçbir şüphe olamaz.” Burnunun yokluğunun altında 
maymun sırıtışıyla bükülmüş dudaklarıyla Tyrion’ın yan bakışını görebiliyordu. Ve onu 
sorgulamanın en iyi yolu iyice ikiye ayrılmış bacaklarla, çıplak bedeni mi? cüce fısıldadı. Bu da 
benim sorgulamayı nasıl sevdiğim. 
Kraliçe bakışlarını başka tarafa çeviri. Ona bakmayacağım. Ansızın bu ölü kadınla aynı odada 
olmanın bir çok fazla olduğunu hissetti. Qyburn’u iterek koridora çıktı. 
Sör Osmund kardeşleri Osney ve Osfryd’e katılmıştı. “El’in yatak odasında bir ölü kadın var.” dedi 
Cersei üç Kettleblack kardeşlere. “Hiç kimse onun orada olduğunu bilmeyecek.” 
“Evet, leydim.” Tyrion’un başka bir fahişesinin tırmaladığı Sör Osney’in yanağında çizikler vardı. 
“Ve onunla ne yapalım?” 
“Köpeklerinize yem olarak atın. Yatak eşi için saklayın. Niye ilgileniyorum ki? O hiçbir zaman 
orada değildi. Onun orada olduğunu iddia eden her adamın dilini keseceğim. Beni anladınız mı?” 
Osney ve Osfryd bakıştı. “Evet, Majesteleri.” 
Ceviri : Ayça İşçi 
Onokumalar.com

More Related Content

What's hot

Nicola cornick hırçın sevgilim
Nicola cornick   hırçın sevgilim Nicola cornick   hırçın sevgilim
Nicola cornick hırçın sevgilim che46
 
Ahmet altan i̇çimizde bir yer
Ahmet altan   i̇çimizde bir yerAhmet altan   i̇çimizde bir yer
Ahmet altan i̇çimizde bir yerSavaş Erdoğan
 
Myth 1 SAHMERAN
Myth 1  SAHMERANMyth 1  SAHMERAN
Myth 1 SAHMERANturkkent1
 
About A Dragon
About A DragonAbout A Dragon
About A Dragononokumalar
 
çanakkale sunusu
çanakkale sunusuçanakkale sunusu
çanakkale sunusuguest392825
 
Mustafa Kemal'in Libya günleri
Mustafa Kemal'in Libya günleriMustafa Kemal'in Libya günleri
Mustafa Kemal'in Libya günleriRaci Göktaş
 
50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddin
50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddin50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddin
50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddinFdgalgjadg Fhaldfad
 
Kemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarı
Kemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarıKemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarı
Kemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarıAhmet Türkan
 
Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4ufuk01
 
Cana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosuCana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosuUlaş Başar Gezgin
 
danismendname
danismendnamedanismendname
danismendnameberkesen
 
Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1ufuk01
 
Mevlana mesnevi5
Mevlana mesnevi5Mevlana mesnevi5
Mevlana mesnevi5ufuk01
 
3 danismendname slaytımız
3 danismendname slaytımız3 danismendname slaytımız
3 danismendname slaytımızRayleighTheKing
 
Safkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okumaSafkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okumaonokumalar
 
Stephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileri
Stephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileriStephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileri
Stephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileriramazan boztürk
 
Mevlana mesnevi2
Mevlana mesnevi2Mevlana mesnevi2
Mevlana mesnevi2ufuk01
 

What's hot (20)

Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Fihimafih
FihimafihFihimafih
Fihimafih
 
Nicola cornick hırçın sevgilim
Nicola cornick   hırçın sevgilim Nicola cornick   hırçın sevgilim
Nicola cornick hırçın sevgilim
 
Ahmet altan i̇çimizde bir yer
Ahmet altan   i̇çimizde bir yerAhmet altan   i̇çimizde bir yer
Ahmet altan i̇çimizde bir yer
 
Myth 1 SAHMERAN
Myth 1  SAHMERANMyth 1  SAHMERAN
Myth 1 SAHMERAN
 
About A Dragon
About A DragonAbout A Dragon
About A Dragon
 
çanakkale sunusu
çanakkale sunusuçanakkale sunusu
çanakkale sunusu
 
Mustafa Kemal'in Libya günleri
Mustafa Kemal'in Libya günleriMustafa Kemal'in Libya günleri
Mustafa Kemal'in Libya günleri
 
50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddin
50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddin50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddin
50943910 necip-fazıl-kısakurek-vatan hainidegil-buyukvatandostuvahiduddin
 
Kemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarı
Kemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarıKemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarı
Kemal Reisin Hayatı Ve TüRk Denizciligine KatkıLarı
 
Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4Mevlana mesnevi4
Mevlana mesnevi4
 
Cana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosuCana hubli purana opera librettosu
Cana hubli purana opera librettosu
 
danismendname
danismendnamedanismendname
danismendname
 
Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1Mevlana mesnevi1
Mevlana mesnevi1
 
Mevlana mesnevi5
Mevlana mesnevi5Mevlana mesnevi5
Mevlana mesnevi5
 
3 danismendname slaytımız
3 danismendname slaytımız3 danismendname slaytımız
3 danismendname slaytımız
 
Safkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okumaSafkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okuma
 
Stephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileri
Stephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileriStephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileri
Stephen King Kara Kule Cilt2 üçüN çIzgileri
 
Peygamberler
PeygamberlerPeygamberler
Peygamberler
 
Mevlana mesnevi2
Mevlana mesnevi2Mevlana mesnevi2
Mevlana mesnevi2
 

Viewers also liked

Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2onokumalar
 
Cadi avi tanitim
Cadi avi tanitimCadi avi tanitim
Cadi avi tanitimonokumalar
 
Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1onokumalar
 
Gece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm BirGece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm Bironokumalar
 
Ateş serisi gölge ateşi ön okuma
Ateş serisi gölge ateşi ön okumaAteş serisi gölge ateşi ön okuma
Ateş serisi gölge ateşi ön okumaonokumalar
 
Beni Seç Ön okuma
Beni Seç Ön okumaBeni Seç Ön okuma
Beni Seç Ön okumaonokumalar
 
Ruhsuz ilk bolum
Ruhsuz ilk bolumRuhsuz ilk bolum
Ruhsuz ilk bolumonokumalar
 
Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması onokumalar
 
Deity 1.bölüm Tanrı
Deity  1.bölüm TanrıDeity  1.bölüm Tanrı
Deity 1.bölüm Tanrıonokumalar
 
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2onokumalar
 
Büyü Ustası Ön Okuma
Büyü Ustası Ön OkumaBüyü Ustası Ön Okuma
Büyü Ustası Ön Okumaonokumalar
 
Kanbağı Ateşli Kalp
Kanbağı Ateşli Kalp Kanbağı Ateşli Kalp
Kanbağı Ateşli Kalp onokumalar
 

Viewers also liked (14)

True Blood
True BloodTrue Blood
True Blood
 
Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2
 
Cadi avi tanitim
Cadi avi tanitimCadi avi tanitim
Cadi avi tanitim
 
Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1
 
Gece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm BirGece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm Bir
 
Ateş serisi gölge ateşi ön okuma
Ateş serisi gölge ateşi ön okumaAteş serisi gölge ateşi ön okuma
Ateş serisi gölge ateşi ön okuma
 
Beni Seç Ön okuma
Beni Seç Ön okumaBeni Seç Ön okuma
Beni Seç Ön okuma
 
Ruhsuz ilk bolum
Ruhsuz ilk bolumRuhsuz ilk bolum
Ruhsuz ilk bolum
 
Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması Teardrop Ön Okuması
Teardrop Ön Okuması
 
Deity 1.bölüm Tanrı
Deity  1.bölüm TanrıDeity  1.bölüm Tanrı
Deity 1.bölüm Tanrı
 
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
 
Büyü Ustası Ön Okuma
Büyü Ustası Ön OkumaBüyü Ustası Ön Okuma
Büyü Ustası Ön Okuma
 
Uyumsuz 1
Uyumsuz 1Uyumsuz 1
Uyumsuz 1
 
Kanbağı Ateşli Kalp
Kanbağı Ateşli Kalp Kanbağı Ateşli Kalp
Kanbağı Ateşli Kalp
 

More from onokumalar

Ruby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön OkumasıRuby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön Okumasıonokumalar
 
Titan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The ReturnTitan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The Returnonokumalar
 
Mekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |MangaMekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |Mangaonokumalar
 
Geek kiz ön okuma
Geek kiz ön okumaGeek kiz ön okuma
Geek kiz ön okumaonokumalar
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlaronokumalar
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlaronokumalar
 
Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1onokumalar
 
Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1onokumalar
 
Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2onokumalar
 
Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4onokumalar
 
Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2onokumalar
 
Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm onokumalar
 
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1onokumalar
 
Patch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubuPatch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubuonokumalar
 
Mekanik+melek+part+2
Mekanik+melek+part+2Mekanik+melek+part+2
Mekanik+melek+part+2onokumalar
 
Kutsanmis tanitim
Kutsanmis tanitimKutsanmis tanitim
Kutsanmis tanitimonokumalar
 
Kayıp ruhlar şehri
Kayıp ruhlar şehriKayıp ruhlar şehri
Kayıp ruhlar şehrionokumalar
 
Gölgeler giris
Gölgeler girisGölgeler giris
Gölgeler girisonokumalar
 
Gece+evi+hidden
Gece+evi+hiddenGece+evi+hidden
Gece+evi+hiddenonokumalar
 

More from onokumalar (20)

Ruby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön OkumasıRuby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön Okuması
 
Titan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The ReturnTitan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The Return
 
Mekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |MangaMekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |Manga
 
Geek kiz ön okuma
Geek kiz ön okumaGeek kiz ön okuma
Geek kiz ön okuma
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlar
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlar
 
Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1
 
Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1
 
Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2
 
Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4
 
Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2
 
Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm
 
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
 
Patch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubuPatch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubu
 
Mv11
Mv11Mv11
Mv11
 
Mekanik+melek+part+2
Mekanik+melek+part+2Mekanik+melek+part+2
Mekanik+melek+part+2
 
Kutsanmis tanitim
Kutsanmis tanitimKutsanmis tanitim
Kutsanmis tanitim
 
Kayıp ruhlar şehri
Kayıp ruhlar şehriKayıp ruhlar şehri
Kayıp ruhlar şehri
 
Gölgeler giris
Gölgeler girisGölgeler giris
Gölgeler giris
 
Gece+evi+hidden
Gece+evi+hiddenGece+evi+hidden
Gece+evi+hidden
 

Kargaların Şöleni

  • 1. CERSEI Rüyasında hepsinden daha tepede, Demir Taht'ta oturduğunu gördü. Saray mensupları parlak renkli korkak farelerdi. Muhteşem lordlar ve gururlu leydiler önünde diz çöktü. Cesur genç şövalyeler ayağına kılıçları serdi ve iyiliklerini diledi, ve kraliçe onlara tepeden bakarak gülümsedi. Sanki cüce bir yerlerden çıkıp onu gösterene ve kahkahalarıyla gülene dek. Lordlar ve leydiler de gülümsemelerini ellerinin arkasına saklayarak kıkırdamaya başlamıştı. Ancak o zaman kraliçe çıplak olduğunun farkına vardı. Dehşete kapılarak elleriyle bedenini örtmeye çalıştı. Utancını saklamak için yerinde sinerken Demir Taht'ın kılıçları ve keskin uçları etine saplanıyordu. Çelik dişler kalçasını kemirirken kan bacaklarından aşağı kırmızı bir yol çizdi. Kalkamaya çalıştığında, ayağı kıvrımlı metaldeki boşluk boyunca kaydı. Mücadele ettikçe taht göğüslerindeki ve midesindeki et yığınını parçalayarak, ta ki tamamen doğranmamış ve kırmızı, parlak olana dek kollarını ve bacaklarını doğrayarak onu kendisine daha da çok çekiyordu. Ve bütün bunlar olurken, kardeşi aşağıda gülerek muziplik yapıyordu. Omzunda hafif bir dokunuş hissedip aniden uyandığında gülüşü hala kulaklarında yankılandı. Bir el kabus tarafında göründü ve Cersei çağlık attı, ama bu sadece Senelle'di. Hizmetçinin yüzü beyazdı ve korkmuştu. Yalnız değiliz, kraliçe farkına vardı. Pelerinlerinin arkasında parlayan hasır zırhlı uzun şekilli gölgeler yatağının etrafında belli belirsiz görünüyordu. Zırhlı adamların burada işi yoktu. Muhafızlarım nerede? Yatak odası karanlıktı, ama davetsiz misafirlerden birisinin ışığı loş tutuyordu. Hiçbir korku belirtisi göstermemeliyim. Cersei uykudan dolayı karışmış saçlarını geriye
  • 2. itti, ve konuşmaya başladı, "Benden ne istiyorsun?" Bir adam fener ışığına doğru adım attı ve adamın pelerininin beyaz olduğunu gördü. "Jaime?" Bir kardeşimi rüyamda gördüm, diğeri beni uyandırmaya geldi. "Majesteleri." Ses kardeşinin değildi. "Lord Kumandan sizi almamı söyledi." Saçları Jaime'nin gibi kıvırcıktı, ama kardeşinin saçları kendisi gibi altından dövülmüştü ve bu adamın saçları siyah ve yağlıydı. Ona baktı, tuvalet ve yay hakkında fısıldarken, babasının ismini söylerken kafası karışmıştı. Hala rüya görüyorum, diye düşündü Cersei. Hala uyanmadım, ya da kabusum hala bitmedi. Tyrion az sonra yatağımın altından çıkarak korkutacak ve bana gülmeye başlayacak. Ama bu çılgınlıktı. Cüce kardeşi kara hücrelerin dibindeydi ve bugün ölmesi için hüküm verilmişti. Bütün parmaklarının hala orada olduğuna emin olmak için döndürerek ellerine baktı. Eli omuzlarında durduğunda vücudu karıncalanmıştı. Bacaklarında hiç kesik yoktu, ayaklarının altında hiç yarık yoktu. Bir rüya, sadece, bir rüya. Geçen gece çok fazla içtim, bu korkular sadece şarabın doğurduğu salgılar. Alacakaranlık gelince gülen tek kişi ben olacağım. Çocuklarım güvende olacak, Tommen'ın tahtı sağlamda olacak ve benim çarpık küçük valonqarımın küçük bir kellesi olacak ve çürüyecek. Jocelyn Swyft bardağını doldurarak ona uzattı. Cersei bir yudum aldı: Limon sıkılarak karıştırılmış su, ekşi tadından dolayı suyu tükürdü. Panjurları sarsan gece rüzgarının duyabiliyordu ve tuhaf bir keskin berraklıkla gördü. Senelle gibi korkmuş Jocelyn bir yaprak gibi titriyordu. Sör Osmund Kettleblack belli belirsiz göründü. Onun arkasında bir fenerle Sör Boros Blount duruyordu. Miğferlerinin sorguçlarında parlayan altın aslanlarıyla Lannister muhafızları kapıdalardı. Onlar da korkuyla bakıyordu. Bu olabilir mi? kraliçe merak etti. Bu doğru olabilir mi? Ayağa kalktı ve çıplaklığını saklaması için Senelle’in omuzlarının üstüne sabahlık geçirmesine izin verdi. Cersei kemerini kendi taktı, parmakları gergin ve sarsaktı. “Lord babam muhafızlarını kendine yakın tutardı, gece ve gündüz,” dedi. Sesi boğuktu. Limonlu sudan başka bir yudum daha aldı ve nefesini tazelemesi için dudaklarının kenarından içti. Bir güveç, Sör Boros’un tuttuğu fenere geliyordu; çıkardığı vızıltıyı duyabiliyordu ve cama her vuruşunda kanatlarının gölgesini görebiliyordu. “Muhafızlar nöbet yerlerindeydiler, Majesteleri,” dedi Osmund Kettleblack. “Şöminenin arkasında gizli bir kapı bulduk. Gizli bir geçit. Lord Kumandan nereye gittiğine bakmak için aşağı indi.” “Jaime?” Dehşet onu bir fırtına gibi ansızın ele geçirdi. “Jaime kralla birlikte olmalıydı. . .” “Delikanlı zarar görmedi. Sör Jaime ona bakması için bir düzine adam yolladı. Majesteleri huzurlu bir şekilde uyuyor.” Ona benimkisinden daha tatlı bir rüya, daha kibar bir uyanıklık ver. “Kim kralla birlikte?”
  • 3. “Sör Loras bu onuru gösterdi, eğer size memnun ettiyse.” Bu onu memnun etmedi. Tyrell’lar ejderh şövalyelerin rütbelerinin çok üstüne atadığı basit uşaklardı. Kibirleri yetenekleriyle haddini aşmıştı. Sör Loras bir bakirenin hayali kadar hoş olabilirdi ama beyaz pelerinin altında kemiklerine kadar Tyrell idi. Bütün bildiği kadarıyla, bu gecenin bozuk meyvesi Yüksek Bahçe’ye dikilmişti ve yetiştiriliyordu. Ama bu yüksek sesle söylemeye cesaret edemeyeceği bir şüpheydi. “Giyinmek için bana bir dakika verin. Sör Osmund, benimle El Kulesi’ne eşlik edebilirsiniz. Sör Boros, gardiyanları sorgulayın ve cücenin hala hücresinde olduğuna emin olun.” İsmini söyleyemezdi. Babasına karşı el kaldırmaya asla cesaret edemez, dedi kendine, ama emin olmak zorundaydı. “Majesterelerinin emrettiği gibi.” Blount feneri Sör Osmund’a bıraktı. Cersei arkasını görmekten hoşlanmamıştı. Babam ona asla beyazı vererek görevini iade etmemeliydi. Adam kendinin bir korkak olduğunu kanıtlamıştı. Maegor Kanadı’nı terk ettikleri zaman, yıldızların hala parlamasına ragmen gökyüzü derin kobalt bir maviye dönmüştü. Hepsi ama biri, diye düşündü Cersei. Batının parlak yıldızı düştü, ve geceler şimdi daha karanlık. Aşağıda sivri mızraklara bakarak kuru hendeklerin gerdiği asma köprü üzerinde durdu. Bana böylesine bir şey hakkında yalan söylemeye cesaret edemezler. “Onu kim buldu?” “Muhafızlardan biri,” dedi Sör Osmund. “Lum. Doğanın çağrısını hissetti ve tuvalette lordu buldu.” Hayır, bu olamaz. Bu bir aslanın ölme şekli değil. Kraliçe garip bir şekilde sakin hissetti. Henüz küçük bir kızken, dişini kaybettiği ilk zamanı hatırladı. Canını yakmamıştı ama ağzındaki boşluk garip hissettirmişti bu yüzden diliyle oraya dokunmayı durduramamıştı. Şimdi babamın olduğu yerde, dünyada bir bir boşluk var ve boşluklar dolmak ister. Eğer Tywin Lannister gerçekten öldüyse, hiçkimse güvende değildi… en az taht üzerindeki oğlu kadar. Aslan düştüğünde daha küçük hayvanlar harekete geçerlerdi: çakallar ve akbabalar ve vahşi tazılar. Her zaman yaptıkları gibi, onu bir kenara itmeye çalışabilirlerdi. Hızlıca hareket etmek zorundaydı, Robert öldüğünde yaptığı gibi. Bu bazı aracıların arasında, Stannis Baratheon’in işi olabilirdi. Şehir üzerine başka bir saldırı için iyi bir başlangıçtı. Öyle olduğunu umdu. Bırak gelsin. Onu mahvedeceğim, babamın yaptığı gibi, ve bu sefer ölecek. Stannis onu, Mace Tyrell’dan daha fazla korkutmuyordu. Hiçkimse onu korkutmuyordu. O, Kaya’nın kızıydı, bir aslandı. Artık beni yeniden evlendirmek için daha fazla zorlayıcı konuşma olmayacak. Casterly Kayası ve Lannister Hanesi’nin bütün gücü şimdi onundu. Şimdi kimse onu bir daha hiçe sayamayacaktı. Hatta Tommen’ın artık naip birisine ihtiyacı olmadığı zaman bile Casterly Kayası
  • 4. Leydisi olarak topraklardaki gücünü sürdürecekti. Doğan güneş kulenin tepelerini parlak bir kırmızıya boyuyordu, ama duvarların arkasında gece hala biraradaydı. Dış kale bütün insanların öldüğüne inanabileceği kadar sessizdi. Öyle olmalılar. Yalnız ölmek Tyrion Lannister için uygun değil. Öyle bir adam ihtiyaçlarını kendisiyle beraber cehenneme götürmeyi hak ediyor. Kızıl pelerin ve aslan işlemeli miğfer içinde dört mızraklı adam El Kulesi kapısında nöbet tutuyordu. “Hiçkimse benim iznim olmadan girip çıkamaz,” dedi. Emir ona göre kolaylıkla gelmişti. Babamın da sesinde katılık vardı. Kulenin içinde, meşale dumanı gözlerini yakarak tahriş etti ama Cersei babasının döktüğünden daha fazla gözyaşı dökmedi. Onun sahip olduğu tek gerçek oğlanım. Topukları basamakları çıktıkça taşı ufalıyordu ve Sör Osmund’ın feneri içinde çılgınca çırpınan güveyi hala duyabiliyordu. Öl, kraliçe onun için böyle düşündü, tahriş içindeyken, ateşe uç ve işini bitir. Başka iki kızıl pelerinli muhafız basamakların üstünde duruyordu. Kızıl Lester, Cersei geçerken taziyelerini fısıldadı. Kraliçenin nefesi hızlı ve kısaydı, ve kalbinin göğsünde çırpındığını hissedebiliyordu. Basamaklar, dedi kendine, bu lanetli kulenin çok fazla basamağı var. Bunu sökmek için yarım aklı vardı. Hol fısıltı içinde konuşan aptallarla doluydu, sanki Lord Tywin uyuyordu ve onlar da onu uyandurmaktan korkuyormuş gibi. Muhafızlar ve hizmetçiler benzer şekilde ağızları saçmayalarak geriye çekildiler, Pembe sakızlarını dillerinde hareket ettirdiklerini gördü, ama sözleri güvecin vızlamasından daha anlamlı değildi. Burada ne yapıyorlar? Nasıl bildiler? Hakkıyla, önce onu çağırmalıydılar. O Naip Kraliçe’ydi, bunu unutmuşlar mıydı? El’in yatak odasının önünde beyaz zırhı ve peleriniyle Sör Meryn Trant durdu. Miğferinin siperi açıktı, ve gözlerinin altındaki torbalar onu hala yarı uyukluyor gösteriyordu. “Bu insanları uzaklaştır,” dedi Cersei ona. “Babam tuvalette mi?” “Onu yatağına taşıdılar, leydim.” Sör Meryn girmeden önce onun için kapıyı itti. Sabah ışığı, yatak odasının zeminin üstüne saçılıp altın çizgilere boyayarak panjurları yarıp geçiyordu. Amcası Kevan yatağın yanında düzleri üstünde dua etmeye çalışıyordu, ama neredeyse hiçbir kelime söyleyemiyordu. Muhafızlar şöminenin yakınında toplanmıştı. Sör Osmund’un küllerin arkasındaki hayret verici girişten bahsettiği gizli kapı, bir fırından büyük değildi. Bir adamın geçmesi için emeklemesi gerekirdi. Ama Tyrion ancak bir yarım adam. Bu düşünce onu sinirlendirdi. Hayır, cüce kara hücrede kilitli. Bu onun işi olamazdı. Stannis, dedi kendine, Bunun arkasında Stannis var. Şehirde hala yandaşları var. O, ya da Tyrell’lar . . . Her
  • 5. zaman Kızıl Kale’nin içinde gizli geçitler olduğu söylentileri olmuştu. Zalim Maegor’in kaleyi inşa edenleri bu gizli geçitleri kimsenin bilmemesi içi öldürdüğü söylenirdi. Daha kaç yatak odasında gizli kapılar var? Cersei elinde bir bıçakla Tommen’ın yatak odasındaki goblenin arkasında emekleyen cücenin ansız bir görüşünü gördü. Tommen iyi korunuyor, dedi kendine. Ama Lord Tywin de iyi korunuyordu. Bir an için ölü adamı fark edemedi. Babasının gibi saçları vardı, evet, ama, diğer adamlar gibiydi, kesinlikle, daha küçük ve daha yaşlı bir adamdı. Sabahlığı bel altını çıplak bırakarak göğsünün etrafına dolanmıştı. Ok göbeği ve erkekliği arasındaki kasığını götürmüştü, ve atılan okun çok derine çökmüştü. Kasık tüyleri kurumuş kanla koyulaşmıştı. Daha fazlası göbeğinde pıhtılaşmıştı. Kokusu burnunu kırıştırdı. “Oku ondan çıkarın,” diye emretti. “O Kral Eli!” Ve benim babam. Lord babam. Bağırmalı ve saçlarımı yolmalı mıyım? Freyler ondan önce Robb’u katledince Catelyn Stark’ın yüzünü kanlı şeritlerle tırmaladığını söylemişlerdi. Bundan hoşlanır mıydın, baba? ona sormak istedi. Ya da güçlü olmamı mı isterdin? Kendi baban için gözyaşı döktün mü? Büyük babası öldüğünde sadece bir yaşındaydı ama hikayeyi biliyordu. Lord Tytos çok şişmanlamıştı, ve kalbi bir gün metresine giden basamakları tırmanırken durmuştu. Babası bu olduğunda Kral Toprakları’ndan uzakta, Deli Kral’ın Eli olarak hizmet ediyordu. Lord Tywin, o ve Jaime gençken sık sık Kral Toprakları’ndan uzakta olurdu. Eğer babasının ölüm haberini getirdiklerini göz yaşı dökmüş olsaydı, bunu kimsenin gözyaşlarını göremeyeceği yerde yapmıştı. Kraliçe tırnaklarının avuç içini kazdığını hissetti. “Onu nasıl böyle bırakabildiniz? Babam üç krala El’lik yaptı, Yedi Krallık’ı şuana kadar aşan büyük bir adam kadar. Çanlar onun için çalmalı, tıpkı Robert için yaptıkları gibi. Yıkanmalı ve endamına yakışır şekilde giydirilmedi, erminler ve altın-koyu kırmızı ipek kıyafetler içinde. Pycelle nerede? Pycelle nerede?” Muhafızlara döndü. “Puckens, Büyük Üstat Pycelle’I getir. Lord Tywin’I görmeli.” “Gördü, Majesteleri,” dedi Puckens. “Geldi, gördü ve sessiz kız kardeşleri çağırmak için gitti.” En son benim için gönderdiler. Kavrayış onu neredeyse sinirlendirdi. Ve Pycelle yumuşak, kırışık ellerini kirlekmektense bir mesaj yollamaya koştu. Bu adam çok işe yaramaz. “Üstat Ballabar’I bulun,” emretti. “Üstat Frenken’I bulun. Herhangi birini.” Puckens ve Shortear emire uymak için koştu. “Kardeşim nerede?” “Tünelin aşağısında. Taş üzerine kurulmuş demir basamaklı bir kuyu var. Sör Jaime ne kadar derin olduğunu görmek için gitti.” Onun sadece bir eli var, onlara bağırmak istedi. İçinizden biri gitmiş olmalıydı. Merdivenleri tırmanmak onun işi değil. Babamı öldüren adamlar orada, aşağıda onu bekliyor olabilirler. İkizi her zaman çok aceleci olmuştur ve bir elini kaybetmesi bile onu uyarmış görünmüyordu.
  • 6. Puckens ve Shortear ortalarında gri saçlı bir adamla döndüklerinde Cersei kardeşini bulup geri getirmeleri için muhafızlara emir vermek üzereydi. “Majesteleri,” dedi Shortear. “bu adam bir üstat olduğunu iddia ediyor.” Adam başını eğdi. “Majesteleri’ne nasıl hizmet edebilirim?” Yüzü, Cersei fark edemese bile neredeyse tanıdıktı. Yaşlı, ama Pycell kadar değil. Bu adam hala biraz dayanıklı olmalı. Hafif kambur olmasına rağmen uzundu, koyu mavi gözlerinin etrafında kırışıklıklar vardı. Boğazı çıplak. “Üstat zinciri takmamışsın.” “O benden alındı. İsmim Qyburn, eğer Majestelerini memnun edecekse. Kardeşinizin elini iyileştirmiştim.” “Tahta elini demek istedin.” Onu şimdi hatırlıyordu. Jaime ile Harrenhal’dan gelmişti. “Sör Jaime’nin elini kurtaramadım, bu doğru. Sanatım kolunu kurtardı, belki de çok önemli hayatını. Kale zincirimi aldı ama bilgeliğimi alamadı.” “Yeterli olabilirsin,” diye karar verdi. “Eğer beni boşa çıkarırsan bir zincirden fazlasını kaybedersin, sana söz veriyorum. Babamın midesindeki oku çıkarın ve onu sessiz kız kardeşler için hazırlayın.” “Kraliçemin emrettiği gibi.” Qyburn yatağın yanına gitti, durdu ve arkasına baktı. “Ve kızla nasıl ilgilenmeliyim, Majesteleri?” “Kız?” Cersei ikinci bedeni gözden kaçırmıştı. Yatağa yürüdü, kanlı battaniye yığınını bir tarafa fırlattı ve işte oradaydı, çıplak, soğuk ve pembe. . . düğün ziyafetinde Joff’un gibi siyaha dönen yüzü hariç. Altın ellerine bağlı bir zincir boğazını yarı yakmıştı, derisini parçalayan zincir gergince kıvrılmıştı. Cersei kızgın bir kedi gibi tısladı. “O burda ne yapıyor?” “Orada bulduk, Majesteleri,” dedi Shortear. “İblis’in fahişesi.” Sanki bu neden orada olduğunu açıklamış gibiydi. Lord babamın fahişelerle işi olmazdı, diye düşündü. Annemiz öldükten sonra asla bir kadına dokunmadı. Muhafıza soğuk bir görünüm verdi. “Bu değil. . . Lord Tywin’in babası öldüğünde. . . Lord Tywin leydi annesinin pelerine giyerek mücevherlerini takmış. . . bu tür bir . . . bir kadın. . . bulmak için Casterly Kayası’na dönmüştü. Taktıklarını çıkarmıştı, ve diğerlerini de. İki hafta boyunca Lannis Limanı sokaklarında çıplak dolanmıştı, tanıştığı her adama bir hırsız ve fahişe olduğunu göstermek için. Bu Lord Tywin Lannister’in fahişelerle ilgilenme yöntemiydi. O asla. . . bu kadın başka bir amaçla burada olmalı, şey için değil. . .”
  • 7. “Belki lord, kızı metresliği hakkında sorguluyordu,” Qyburn öne sürdü. “Sansa Stark kralın öldürüldüğü gece gözden kaybolmuş diye duydum.” “Evet, öyle.” Cersei hevesle öneriye tutundu. “Onu sorguluyordu, emin olmak için. Hiçbir şüphe olamaz.” Burnunun yokluğunun altında maymun sırıtışıyla bükülmüş dudaklarıyla Tyrion’ın yan bakışını görebiliyordu. Ve onu sorgulamanın en iyi yolu iyice ikiye ayrılmış bacaklarla, çıplak bedeni mi? cüce fısıldadı. Bu da benim sorgulamayı nasıl sevdiğim. Kraliçe bakışlarını başka tarafa çeviri. Ona bakmayacağım. Ansızın bu ölü kadınla aynı odada olmanın bir çok fazla olduğunu hissetti. Qyburn’u iterek koridora çıktı. Sör Osmund kardeşleri Osney ve Osfryd’e katılmıştı. “El’in yatak odasında bir ölü kadın var.” dedi Cersei üç Kettleblack kardeşlere. “Hiç kimse onun orada olduğunu bilmeyecek.” “Evet, leydim.” Tyrion’un başka bir fahişesinin tırmaladığı Sör Osney’in yanağında çizikler vardı. “Ve onunla ne yapalım?” “Köpeklerinize yem olarak atın. Yatak eşi için saklayın. Niye ilgileniyorum ki? O hiçbir zaman orada değildi. Onun orada olduğunu iddia eden her adamın dilini keseceğim. Beni anladınız mı?” Osney ve Osfryd bakıştı. “Evet, Majesteleri.” Ceviri : Ayça İşçi Onokumalar.com