SlideShare a Scribd company logo
1 of 5
BÖLÜM BİR 
Evimde bir tane ayna var. Üst kattaki koridorda sürgülü bir panelin arkasında duruyor. Bizim toplumumuz sadece her üçüncü ayın ikinci gününde aynanın karşısına geçmeme izin veriyor, o gün de annem saçlarımı kesiyor. 
Taburenin üstüne oturdum ve annem elindeki makasla arkamda duruyor. Saç tutamları sarı bukleler halinde kabaca yere düşüyor. 
İşini bitirdiğinde saçlarımı yüzümden çekiyor ve onları kıvırarak bağlıyor. Kendini kaybetme sanatında oldukça başaralı. Aynı şeyi kendim için söyleyemem. 
Dikkat etmediği anlarda gizlice yansımama bakıyorum- kibirden değil meraktan. Üç ay içinde bir insanın görünüşüne pek çok şey olabilir. 
Yansımamda, dar bir yüz görüyorum, geniş, yuvarlak gözler ve uzun ince bir burun ―hâlâ küçük bir kız çocuğu gibi görünüyorum, bu sefer on altıya girmeme birkaç ay kalmış olmasına rağmen. Diğer topluluklar doğum gününü kutlar, ama biz kutlamayız. Bu kendini beğenmişlik olurdu. 
‘‘İşte, ’’ dedi düğümü tutturduğunda. Gözleri aynada benimkileri yakaladı. Başka bir tarafa bakmak için çok geç kalmıştım, ama beni azarlamak yerine, yansımalarımıza gülümsedi. Kendimi izlediğim için neden kızmamıştı? 
‘‘Demek bugün büyük gün, ’’ dedi. 
‘‘Evet, ’’ diye yanıtladım. 
‘‘Gergin misin?’’ 
Bir an için kendi gözlerimin içine baktım. Bugün beş topluluktan hangisine ait olduğumu gösterecek yetenek testinin olduğu gündü. Ve yarın, Seçim Töreninde, bir topluluğa karar verecektim; hayatımın geri kalanına karar verecektim; ailemle birlikte kalmaya ya da onları terk etmeye karar verecektim. 
‘‘Hayır, ’’ dedim. ‘‘Testler seçimlerimizi değiştirmek zorunda değil.’’
‘‘Haklısın.’’ Diyerek gülümsedi. ‘‘Hadi gidip kahvaltımızı yapalım.’’ 
‘‘Teşekkürler. Saçımı kestiğin için.’’ 
Yanağımı öptü ve aynanın üzerindeki paneli örttü. Annemin güzel olabileceğini düşünüyorum, farklı bir dünyada. Gri sabahlığının altındaki vücudu inceydi. Çıkık elmacık kemikleri ve uzun kirpikleri vardı ve geceleri saçlarını açtığında dalgalanarak omuzlarının üzerine kadar sallanırdı. Ama Fedakarlık’ta bu güzelliği saklamak zorundaydı. 
Beraber mutfağa yürüdük. Şu sıralar kahvaltıyı erkek kardeşim hazırlıyordu ve babamın eli gazetesini okurken saçlarımı okşuyor ve annem tabakları yıkarken mırıldanıyordu ―bu, şu sıralar onları terk etmek istediğim için pişmanlık duymama neden oluyordu. 
*** 
Otobüs egzoz kokuyordu. Tümsekli bir yola girdiği her seferinde, kendimi tutmak için koltuğa tutunmama rağmen sağa sola savruluyordum. 
Büyük erkek kardeşim, Caleb, otobüs koridorunda ayakta duruyordu, kendini sabit tutmak için başının üzerindeki tırabzana tutunuyordu. Çok benzemiyorduk. O babamın koyu saçları ve kanca burnuna ve annemin yeşil gözleri ve gamzeli yanaklarına sahipti. Küçükken, sahip olduğu bu özellikler onun tuhaf görünmesine neden oluyordu, ama şimdi çok yakışıyordu. Fedakarlık’tan olmasaydı, okuldaki kızlar onu gözlerlerdi. 
Annemden özverili olmayı da almıştı. Otobüste bir saniye bile düşünmeden yerini Dürüstlük’ten somurtkan bir adama vermişti. 
Dürsütlük’ten olan adam beyaz bir kravatla siyah takım giyiyordu― Dürüstlük’ün standart üniforması. Onların topluluğu dürüstlüğe değer verir ve gerçekleri siyah ve beyaz gibi görürler, böyle giyinmelerinin sebebi de bu. 
Biz şehrin kalbine yaklaştıkça binaların arasındaki boşluklar daralıyor ve yollar pürüzsüzleşiyor. Bir zamanlar Sears Kulesi denilen bina ―biz ona Merkez diyoruz― sislerin arasından çıkan ufuk çizgisinde siyah bir sütun gibi duruyor. Otobüs yüksek yolların altından geçiyor. Sürekli çalışmalarına ve her yerde yolları olmasına rağmen hiç trene binmedim. Sadece Cesurlar onlara binebilir.
Beş yıl önce, Fedakarlık’tan gönüllü bir inşaat işçisi yollardan bazılarını tekrar döşedi. Şehrin ortasından başladılar ve kendi yollarından etrafa doğru malzemeleri tükenene kadar çalıştılar. Benim yaşadığım yerdeki yollar hâlâ çatlak ve bozuk, sürülmesi güvenli olmayan yollar. Hiçbir şekilde arabamız da olamaz. 
Otobüs yolda sallanıp savrulurken Caleb’ın anlattıkları havadan sudan şeylerdi. Dengesini sağlamak için bir direği kavrarken gri cübbesi kolundan sarkıyordu. Gözlerini düzenli olarak kaçırarak etrafımızdaki insanları izlediğini söyleyebilirim―sadece onları görme çabası ve kendini unutması için. Dürüstlük dürüstlüğe değer verir, ama bizim topluluğumuz, Fedakarlık, özveriye. 
Otobüs okulun önünde durdu ve ben kalktım, aceleyle Dürüst adamı geçtim. Adamın ayakkabılarına takılınca Caleb’ın kolunu yakaladım. Bol paçalı pantolonum çok uzundu ve ben hiç bu kadar vakur olmamıştım. 
Üst Seviyeler binası şehirdeki üç okuldan en eskisiydi: Düşük Seviyeler, Orta Seviyeler ve Üst Seviyeler. Etraftaki tüm binalar gibi, bu da cam ve çelikten yapılmıştı. Önünde kocaman metal bir heykel vardı, Cesurlar okuldan sonra buna tırmanır, birbirlerini yükseğe ve daha yükseğe çıkmaları için cesaretlendirirler. Geçen sene içlerinden birinin düştüğünü ve bacağını kırdığını gördüm. Hemşireyi getirmek için koşan kişi bendim. 
‘‘Yetenek testi bugün, ’’ dedim. Caleb’la aramızda bir yıldan az yaş farkı vardı, bu yüzden okulda aynı dönemdeydik. 
Biz kapıya doğru giderken başını salladı. Biz içeri yürürken kaslarım ikinci kez kasılıyordu. Atmosfer acıktırıyordu, her on altı yaşındaki yiyebileceği kadar çok şeyi son gününde silip süpürebilirmiş gibi. Bu sanki şey gibiydi, Seçim Töreninden sonra bu koridorlarda yürümeyecekmişiz gibi ―bir kere seçince, yeni topluluğumuz eğitimimizi bitirmekle sorumlu. 
Derslerimiz bugün yarım gün, böylece öğle arasından sonra olan yetenek testinden önce hepsine katılacağız. Kalp atışlarım çoktan hızlanmıştı. 
‘‘Sana ne söyleyecekleri hakkında o kadar da endişeli görünmüyorsun?’’ diye sordum Caleb’a. 
Hem onun sınıfı olan İleri Matematik sınıfına, hem de benim gideceğim Topluluk Tarihi sınıfına, giden koridorun yarısında durduk.
Bir kaşını bana doğru kaldırdı. ‘‘Sen öyle misin?’’ 
Haftalardır yetenek testinin bana ne söyleyeceğinden endişeli olduğumu ona söyleyebilirdim-Fedakarlık, Dürüstlük, Bilgelik, Dostluk veya Cesurluk? 
Bunun yerine gülümsedim ve ‘‘Pek sayılmaz.’’ Dedim. 
Gülümseyerek karşılık verdi. ‘‘Pekala…iyi bir gün geçir.’’ 
Üst dudağımı çiğneyerek Topluluk Tarihi sınıfına doğru yürüdüm. Sorumu cevaplamamıştı. 
Pencereden gelen Işıkların uzay illüzyonu yaratmasına rağmen koridorlar çok sıkışıktı; buralar bizim yaşlarımızda toplulukların karışık olduğu ender yerlerden biriydi. Bugünün kalabalığının yeni bir enerjisi vardı, son gün çılgınlığı. 
Uzun kıvırcık saçlı bir kız kulağımın dibinde bağırarak ‘‘Hey!’’ uzaktaki arkadaşına el salladı. Bir ceket kolu yanağıma şapladı. Daha sonra da Bilgelik’ten mavi süveterli bir oğlan beni itti. Dengemi kaybettim ve sert bir şekilde yere düştüm. 
‘‘Yolumdan çekil, uyuşuk’’ diye söylendi ve koridorda yoluna devam etti. 
Yanaklarım ısındı. Ayağa kalktım ve tozları üstümden temizledim. Düştüğümde birkaç insan durdu, ama hiçbiri yardım etmeyi teklif etmedi. Gözleri koridorun köşesine kadar beni takip etti. Bu şimdi, aylardır benim topluluğumdakilere olan bir şey- Bilgelik, Fedakarlıkla ilgili muhalif söylentiler yayınlıyor, ve bu okuldaki ilişkilerimizi de etkilemeye başladı. Topluluğuma ait olan gri giysiler, sade saç şekilleri ve mütevazı tavırların; kendimi unutmam için işimi kolaylaştırması gerekiyordu, ve bunu, beni unutmayı herkes için de kolaylaştırması gerekiyordu. Ama şimdi bunlar beni hedef haline getiriyor. 
E kanadında bir pencerenin önünde durdum ve Cesurların gelmesini bekledim. Bunu her sabah yapıyorum. Aslına bakarsanız 7.25’te, Cesurların cesaretliliklerini hareket halindeki bir trenden atlayarak kanıtlaması. 
Babam Cesurlara ‘‘haylazlar’’ diyor. Onlar piercing takıyor, dövme yaptırıyor ve siyah kıyafetler giyiniyorlar. Onların temel amaçları şehrimizi çevreleyen çitlere bekçilik yapmak. Neyden, herhangi bir fikrim yok.
Beni şaşırtmaları gerekiyordu. Onların en değerli erdemi olan cesaretin burun deliğinden geçen metal bir yüzükle ne alakası olduğunu merak etmem gerekiyordu. Bunun yerine gözlerim onları nereye giderlerse gitsinler takip ediyor. 
Tren düdüğünün yüksek sesi göğüs kafesimde yankılanıyor. Tren okulun önünden hızla geçip demir rayları çınlatırken trenin önündeki sabit ışıklar görünüp kayboluyor. Ve son olarak birkaç araba geçiyor, bir yığın halinde akın eden koyu giysiler içindeki genç erkekler ve kadınlar hareket eden arabalardan kendilerini savuruyorlar, bazıları düşüp yuvarlanırken, diğerleri dengelerini kazanmadan önce birkaç adım tökezliyor. Oğlanlardan biri kolunu bir kızın omuzlarına sararak gülüyor. 
Onları izlemek aptalca bir deneme. Pencereden dönüyorum ve kalabalığa doğru dalıyorum, Topluluk Tarihi sınıfına.

More Related Content

Viewers also liked

El cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aiguaEl cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aiguaRaul
 
Sapporo retirementhomefordogs
Sapporo retirementhomefordogsSapporo retirementhomefordogs
Sapporo retirementhomefordogsKarim Sakita
 
mua collares
mua collaresmua collares
mua collaresmuaunbeso
 
Software de simulación de las pruebas de
Software de simulación de las pruebas deSoftware de simulación de las pruebas de
Software de simulación de las pruebas deYezael
 
Retiro de evangelización
Retiro de evangelizaciónRetiro de evangelización
Retiro de evangelizaciónMilena Balbi
 
El cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aiguaEl cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aiguaRaul
 
Plan de gestion escolar Colegio Pozo Cuatro
Plan de gestion escolar Colegio Pozo CuatroPlan de gestion escolar Colegio Pozo Cuatro
Plan de gestion escolar Colegio Pozo Cuatrocesarvega1823
 
Universidad tecnica de ambato compu
Universidad tecnica de ambato compuUniversidad tecnica de ambato compu
Universidad tecnica de ambato compuAlvaro-Q
 
Cadi avi tanitim
Cadi avi tanitimCadi avi tanitim
Cadi avi tanitimonokumalar
 
Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1onokumalar
 
El cicle urbà de l’aigua
El cicle urbà de l’aiguaEl cicle urbà de l’aigua
El cicle urbà de l’aiguaArnau
 

Viewers also liked (15)

El cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aiguaEl cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aigua
 
Untitled Presentation
Untitled PresentationUntitled Presentation
Untitled Presentation
 
Sapporo retirementhomefordogs
Sapporo retirementhomefordogsSapporo retirementhomefordogs
Sapporo retirementhomefordogs
 
El k pop
El k popEl k pop
El k pop
 
mua collares
mua collaresmua collares
mua collares
 
Software de simulación de las pruebas de
Software de simulación de las pruebas deSoftware de simulación de las pruebas de
Software de simulación de las pruebas de
 
Retiro de evangelización
Retiro de evangelizaciónRetiro de evangelización
Retiro de evangelización
 
El cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aiguaEl cicle urbà de l x0092 aigua
El cicle urbà de l x0092 aigua
 
Problemas resuletos demidovich
Problemas  resuletos   demidovichProblemas  resuletos   demidovich
Problemas resuletos demidovich
 
Plan de gestion escolar Colegio Pozo Cuatro
Plan de gestion escolar Colegio Pozo CuatroPlan de gestion escolar Colegio Pozo Cuatro
Plan de gestion escolar Colegio Pozo Cuatro
 
Universidad tecnica de ambato compu
Universidad tecnica de ambato compuUniversidad tecnica de ambato compu
Universidad tecnica de ambato compu
 
Cadi avi tanitim
Cadi avi tanitimCadi avi tanitim
Cadi avi tanitim
 
Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1Maximum Ride Bölüm 1
Maximum Ride Bölüm 1
 
Ana maravilha33
Ana maravilha33Ana maravilha33
Ana maravilha33
 
El cicle urbà de l’aigua
El cicle urbà de l’aiguaEl cicle urbà de l’aigua
El cicle urbà de l’aigua
 

More from onokumalar

Ruby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön OkumasıRuby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön Okumasıonokumalar
 
Titan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The ReturnTitan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The Returnonokumalar
 
Mekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |MangaMekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |Mangaonokumalar
 
Geek kiz ön okuma
Geek kiz ön okumaGeek kiz ön okuma
Geek kiz ön okumaonokumalar
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlaronokumalar
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlaronokumalar
 
Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1onokumalar
 
Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2onokumalar
 
Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1onokumalar
 
Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2onokumalar
 
Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4onokumalar
 
Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2onokumalar
 
Gece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm BirGece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm Bironokumalar
 
Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm onokumalar
 
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1onokumalar
 
Yuz bin krallik_ilk_bolum
Yuz bin krallik_ilk_bolumYuz bin krallik_ilk_bolum
Yuz bin krallik_ilk_bolumonokumalar
 
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2onokumalar
 
Safkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okumaSafkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okumaonokumalar
 
Patch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubuPatch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubuonokumalar
 

More from onokumalar (20)

Ruby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön OkumasıRuby Circle Ön Okuması
Ruby Circle Ön Okuması
 
Titan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The ReturnTitan Serisi 1 The Return
Titan Serisi 1 The Return
 
Mekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |MangaMekanik Prenses'ten Sonra |Manga
Mekanik Prenses'ten Sonra |Manga
 
Geek kiz ön okuma
Geek kiz ön okumaGeek kiz ön okuma
Geek kiz ön okuma
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlar
 
Köprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra OlanlarKöprüden Sonra Olanlar
Köprüden Sonra Olanlar
 
Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1Vampir akademisi Manga Bölüm 1
Vampir akademisi Manga Bölüm 1
 
True Blood
True BloodTrue Blood
True Blood
 
Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2Mekanik Melek Bölüm 2
Mekanik Melek Bölüm 2
 
Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1Mekanik melek manga part 1
Mekanik melek manga part 1
 
Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2Maximum Ride Bölüm 2
Maximum Ride Bölüm 2
 
Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4Kitapçı Sayı 4
Kitapçı Sayı 4
 
Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2Gece Evi Bölüm 2
Gece Evi Bölüm 2
 
Gece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm BirGece Evi Manga Bölüm Bir
Gece Evi Manga Bölüm Bir
 
Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm Dark Swan ilk Bölüm
Dark Swan ilk Bölüm
 
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
Anita Blake First Death Bölüm 1 Anita+blake+first+death+part+1
 
Yuz bin krallik_ilk_bolum
Yuz bin krallik_ilk_bolumYuz bin krallik_ilk_bolum
Yuz bin krallik_ilk_bolum
 
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
The+golden+lily+bölüm+1+ve+2
 
Safkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okumaSafkan+ +on+okuma
Safkan+ +on+okuma
 
Patch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubuPatch%27in+mektubu
Patch%27in+mektubu
 

Uyumsuz 1

  • 1. BÖLÜM BİR Evimde bir tane ayna var. Üst kattaki koridorda sürgülü bir panelin arkasında duruyor. Bizim toplumumuz sadece her üçüncü ayın ikinci gününde aynanın karşısına geçmeme izin veriyor, o gün de annem saçlarımı kesiyor. Taburenin üstüne oturdum ve annem elindeki makasla arkamda duruyor. Saç tutamları sarı bukleler halinde kabaca yere düşüyor. İşini bitirdiğinde saçlarımı yüzümden çekiyor ve onları kıvırarak bağlıyor. Kendini kaybetme sanatında oldukça başaralı. Aynı şeyi kendim için söyleyemem. Dikkat etmediği anlarda gizlice yansımama bakıyorum- kibirden değil meraktan. Üç ay içinde bir insanın görünüşüne pek çok şey olabilir. Yansımamda, dar bir yüz görüyorum, geniş, yuvarlak gözler ve uzun ince bir burun ―hâlâ küçük bir kız çocuğu gibi görünüyorum, bu sefer on altıya girmeme birkaç ay kalmış olmasına rağmen. Diğer topluluklar doğum gününü kutlar, ama biz kutlamayız. Bu kendini beğenmişlik olurdu. ‘‘İşte, ’’ dedi düğümü tutturduğunda. Gözleri aynada benimkileri yakaladı. Başka bir tarafa bakmak için çok geç kalmıştım, ama beni azarlamak yerine, yansımalarımıza gülümsedi. Kendimi izlediğim için neden kızmamıştı? ‘‘Demek bugün büyük gün, ’’ dedi. ‘‘Evet, ’’ diye yanıtladım. ‘‘Gergin misin?’’ Bir an için kendi gözlerimin içine baktım. Bugün beş topluluktan hangisine ait olduğumu gösterecek yetenek testinin olduğu gündü. Ve yarın, Seçim Töreninde, bir topluluğa karar verecektim; hayatımın geri kalanına karar verecektim; ailemle birlikte kalmaya ya da onları terk etmeye karar verecektim. ‘‘Hayır, ’’ dedim. ‘‘Testler seçimlerimizi değiştirmek zorunda değil.’’
  • 2. ‘‘Haklısın.’’ Diyerek gülümsedi. ‘‘Hadi gidip kahvaltımızı yapalım.’’ ‘‘Teşekkürler. Saçımı kestiğin için.’’ Yanağımı öptü ve aynanın üzerindeki paneli örttü. Annemin güzel olabileceğini düşünüyorum, farklı bir dünyada. Gri sabahlığının altındaki vücudu inceydi. Çıkık elmacık kemikleri ve uzun kirpikleri vardı ve geceleri saçlarını açtığında dalgalanarak omuzlarının üzerine kadar sallanırdı. Ama Fedakarlık’ta bu güzelliği saklamak zorundaydı. Beraber mutfağa yürüdük. Şu sıralar kahvaltıyı erkek kardeşim hazırlıyordu ve babamın eli gazetesini okurken saçlarımı okşuyor ve annem tabakları yıkarken mırıldanıyordu ―bu, şu sıralar onları terk etmek istediğim için pişmanlık duymama neden oluyordu. *** Otobüs egzoz kokuyordu. Tümsekli bir yola girdiği her seferinde, kendimi tutmak için koltuğa tutunmama rağmen sağa sola savruluyordum. Büyük erkek kardeşim, Caleb, otobüs koridorunda ayakta duruyordu, kendini sabit tutmak için başının üzerindeki tırabzana tutunuyordu. Çok benzemiyorduk. O babamın koyu saçları ve kanca burnuna ve annemin yeşil gözleri ve gamzeli yanaklarına sahipti. Küçükken, sahip olduğu bu özellikler onun tuhaf görünmesine neden oluyordu, ama şimdi çok yakışıyordu. Fedakarlık’tan olmasaydı, okuldaki kızlar onu gözlerlerdi. Annemden özverili olmayı da almıştı. Otobüste bir saniye bile düşünmeden yerini Dürüstlük’ten somurtkan bir adama vermişti. Dürsütlük’ten olan adam beyaz bir kravatla siyah takım giyiyordu― Dürüstlük’ün standart üniforması. Onların topluluğu dürüstlüğe değer verir ve gerçekleri siyah ve beyaz gibi görürler, böyle giyinmelerinin sebebi de bu. Biz şehrin kalbine yaklaştıkça binaların arasındaki boşluklar daralıyor ve yollar pürüzsüzleşiyor. Bir zamanlar Sears Kulesi denilen bina ―biz ona Merkez diyoruz― sislerin arasından çıkan ufuk çizgisinde siyah bir sütun gibi duruyor. Otobüs yüksek yolların altından geçiyor. Sürekli çalışmalarına ve her yerde yolları olmasına rağmen hiç trene binmedim. Sadece Cesurlar onlara binebilir.
  • 3. Beş yıl önce, Fedakarlık’tan gönüllü bir inşaat işçisi yollardan bazılarını tekrar döşedi. Şehrin ortasından başladılar ve kendi yollarından etrafa doğru malzemeleri tükenene kadar çalıştılar. Benim yaşadığım yerdeki yollar hâlâ çatlak ve bozuk, sürülmesi güvenli olmayan yollar. Hiçbir şekilde arabamız da olamaz. Otobüs yolda sallanıp savrulurken Caleb’ın anlattıkları havadan sudan şeylerdi. Dengesini sağlamak için bir direği kavrarken gri cübbesi kolundan sarkıyordu. Gözlerini düzenli olarak kaçırarak etrafımızdaki insanları izlediğini söyleyebilirim―sadece onları görme çabası ve kendini unutması için. Dürüstlük dürüstlüğe değer verir, ama bizim topluluğumuz, Fedakarlık, özveriye. Otobüs okulun önünde durdu ve ben kalktım, aceleyle Dürüst adamı geçtim. Adamın ayakkabılarına takılınca Caleb’ın kolunu yakaladım. Bol paçalı pantolonum çok uzundu ve ben hiç bu kadar vakur olmamıştım. Üst Seviyeler binası şehirdeki üç okuldan en eskisiydi: Düşük Seviyeler, Orta Seviyeler ve Üst Seviyeler. Etraftaki tüm binalar gibi, bu da cam ve çelikten yapılmıştı. Önünde kocaman metal bir heykel vardı, Cesurlar okuldan sonra buna tırmanır, birbirlerini yükseğe ve daha yükseğe çıkmaları için cesaretlendirirler. Geçen sene içlerinden birinin düştüğünü ve bacağını kırdığını gördüm. Hemşireyi getirmek için koşan kişi bendim. ‘‘Yetenek testi bugün, ’’ dedim. Caleb’la aramızda bir yıldan az yaş farkı vardı, bu yüzden okulda aynı dönemdeydik. Biz kapıya doğru giderken başını salladı. Biz içeri yürürken kaslarım ikinci kez kasılıyordu. Atmosfer acıktırıyordu, her on altı yaşındaki yiyebileceği kadar çok şeyi son gününde silip süpürebilirmiş gibi. Bu sanki şey gibiydi, Seçim Töreninden sonra bu koridorlarda yürümeyecekmişiz gibi ―bir kere seçince, yeni topluluğumuz eğitimimizi bitirmekle sorumlu. Derslerimiz bugün yarım gün, böylece öğle arasından sonra olan yetenek testinden önce hepsine katılacağız. Kalp atışlarım çoktan hızlanmıştı. ‘‘Sana ne söyleyecekleri hakkında o kadar da endişeli görünmüyorsun?’’ diye sordum Caleb’a. Hem onun sınıfı olan İleri Matematik sınıfına, hem de benim gideceğim Topluluk Tarihi sınıfına, giden koridorun yarısında durduk.
  • 4. Bir kaşını bana doğru kaldırdı. ‘‘Sen öyle misin?’’ Haftalardır yetenek testinin bana ne söyleyeceğinden endişeli olduğumu ona söyleyebilirdim-Fedakarlık, Dürüstlük, Bilgelik, Dostluk veya Cesurluk? Bunun yerine gülümsedim ve ‘‘Pek sayılmaz.’’ Dedim. Gülümseyerek karşılık verdi. ‘‘Pekala…iyi bir gün geçir.’’ Üst dudağımı çiğneyerek Topluluk Tarihi sınıfına doğru yürüdüm. Sorumu cevaplamamıştı. Pencereden gelen Işıkların uzay illüzyonu yaratmasına rağmen koridorlar çok sıkışıktı; buralar bizim yaşlarımızda toplulukların karışık olduğu ender yerlerden biriydi. Bugünün kalabalığının yeni bir enerjisi vardı, son gün çılgınlığı. Uzun kıvırcık saçlı bir kız kulağımın dibinde bağırarak ‘‘Hey!’’ uzaktaki arkadaşına el salladı. Bir ceket kolu yanağıma şapladı. Daha sonra da Bilgelik’ten mavi süveterli bir oğlan beni itti. Dengemi kaybettim ve sert bir şekilde yere düştüm. ‘‘Yolumdan çekil, uyuşuk’’ diye söylendi ve koridorda yoluna devam etti. Yanaklarım ısındı. Ayağa kalktım ve tozları üstümden temizledim. Düştüğümde birkaç insan durdu, ama hiçbiri yardım etmeyi teklif etmedi. Gözleri koridorun köşesine kadar beni takip etti. Bu şimdi, aylardır benim topluluğumdakilere olan bir şey- Bilgelik, Fedakarlıkla ilgili muhalif söylentiler yayınlıyor, ve bu okuldaki ilişkilerimizi de etkilemeye başladı. Topluluğuma ait olan gri giysiler, sade saç şekilleri ve mütevazı tavırların; kendimi unutmam için işimi kolaylaştırması gerekiyordu, ve bunu, beni unutmayı herkes için de kolaylaştırması gerekiyordu. Ama şimdi bunlar beni hedef haline getiriyor. E kanadında bir pencerenin önünde durdum ve Cesurların gelmesini bekledim. Bunu her sabah yapıyorum. Aslına bakarsanız 7.25’te, Cesurların cesaretliliklerini hareket halindeki bir trenden atlayarak kanıtlaması. Babam Cesurlara ‘‘haylazlar’’ diyor. Onlar piercing takıyor, dövme yaptırıyor ve siyah kıyafetler giyiniyorlar. Onların temel amaçları şehrimizi çevreleyen çitlere bekçilik yapmak. Neyden, herhangi bir fikrim yok.
  • 5. Beni şaşırtmaları gerekiyordu. Onların en değerli erdemi olan cesaretin burun deliğinden geçen metal bir yüzükle ne alakası olduğunu merak etmem gerekiyordu. Bunun yerine gözlerim onları nereye giderlerse gitsinler takip ediyor. Tren düdüğünün yüksek sesi göğüs kafesimde yankılanıyor. Tren okulun önünden hızla geçip demir rayları çınlatırken trenin önündeki sabit ışıklar görünüp kayboluyor. Ve son olarak birkaç araba geçiyor, bir yığın halinde akın eden koyu giysiler içindeki genç erkekler ve kadınlar hareket eden arabalardan kendilerini savuruyorlar, bazıları düşüp yuvarlanırken, diğerleri dengelerini kazanmadan önce birkaç adım tökezliyor. Oğlanlardan biri kolunu bir kızın omuzlarına sararak gülüyor. Onları izlemek aptalca bir deneme. Pencereden dönüyorum ve kalabalığa doğru dalıyorum, Topluluk Tarihi sınıfına.