1. KANBAĞI 4
THE FİERY HEART
Bayan Terwilliger benim cografik saçmalamama yanıt vermeye bulamadan birisi kapıyı çaldı.
Taşı cabime soktum ve o gelen kişiyi içeri davet ederken olağan durmaya çabaladım. Zoe’nin
beni takip ettiğini düşünüyordum. Fakat içeriye giren Angeline oldu.
’’ Biliyor muydun?’’ dedi. ‘’ Organları dışar çıkarmak , tekrar içeriye sokmaktan daha
kolaymış. ‘’
Gözlerimi kapatıp , içimden beşe kadar saydım. ‘’ Lütfen bana kimsenin organlarını
çıkarmadığını söyle. ‘’
Başını salladı. ‘’ Hayır , hayır. Biyoloji ödevimi Bayan Wentworth’ün odasında bırakmıştım
fakat geri geldiğimde çoktan kilitlemiş ve gitmişti. Yarın teslim etmem gerek ve zaten kalmak
üzereyim yani kesinlikle almalıyım. O yüzden dışarı çıktım ve penceresini açtım. Kilitliydi
ama içeri girmesi zor olmadı ve tam -’’
‘’ Bekle.’’ deyip araya girdim. ‘’ Bir sınıfa izinsiz mi girdin?’’
’’ Evet ama sorun o değil.’’
Arkamda Bayan Terwilliger’in gülüşünü duydum.
2. ‘’ Devam et.’’
’’ Eh , ben tırmandım ve sınıfa girdim ama yolun üzerinde bir sürü şey vardı. Ve girerken
onun şu insan bedeni mankenini devirdim. Hani şu küçük boyutlu , organları dışarıda olan
mankeni. Ve bom!. ‘’ Ellerini birbirine vurdu. ‘’ Organlar her yere saçıldı. ‘’ Durup bana
açınası bir ifade ile baktı. ‘’ Bu konuda ne yapacağız? Onunla başım derede girmemeli. ‘’
‘’ Biz mi?’’
‘’Al.’’ Dedi Bayan Terwilliger. Arkama döndüm , kadın bir sürü anahtarın olduğu bir setti
uzattı. Yüzünde gülmemek için bütün güçünü kullandığına dair bir ifade vardı. ‘’ Kare olan
hepsini açar. Wentworth’ün yogaya gittiğini biliyorum , bütün gün dönmeyecektir. Kimse
görmeden , zararı onarıp , ödevi alıp çıkabilirsiniz diye düşünüyorum. ‘’
’Siz’ ve ‘ Zararı onarmak’ kısmıyla beni kastettiğini biliyordum. İç çektim ve ayağa kalkıp
eşyalarımı topladım. ‘’Teşekkürler.’’
Angeline dönerek , ‘’ Biliyor musun , bir daha ki sefere bir sorun olduğunda bana gelmelisin.
Gidip daha büyük bir sorun olmuşturmadan önce , mesela. ‘’
’’ Ah , hayır.’’ dedi. ‘’ Kendime güven sorunu yaşamak istemem.’’
Angeline’in söylediği sahne tam anlamıyla doğruydu : Organlar her yerdeydi. Bayan
Wentworth’un iki mankeni vadı , biri dişi biri erkek. Neyseki mankenlerin sadece belden
yukarısı takıp – çıkıyordu. Yine de ortada küçük bir sorun vardı. Hangi organın hagi mankene
ait olduğunu bulmak zordu.
Biyolojim iyiydi fakat yinede kitaba başvurmak zorunda kalmaktaydım. Angeline ise tam
anlamıyla yararsızdı. Sıraya yaslanmış , bacaklarını birleştirmiş beni izlemekten başka bir şey
yapmıyordu. Bir erkek sesi ile irkildim.
‘’ Melbourne , senin her zaman bu tür şeyleri öğrenmen gerektiğini düşünüyordum. Fakat
gerçek bir erkekten öğreneceğini umuştum. ‘’
Geriye döndüğümde Trey’i yüzünde eğlendiğine dair bir ifade ile yakaladım. ‘’ Ha, ha. Eğer
gerçek bir arkadaş olsaydım , yarıma gelirdin. ‘’ Dişi mankeni işalret ettim. ‘’ Gelde , şu
sözde tecrübeni iş başında görelim. ‘’
‘’ Sözde mi? ‘’
Doğrusu onun yardımını isterken pek fazla düşünmemiştim. Çoğunlukla bunun gerekenden
fazla zaman aldığını ve yapacak daha önemli şeylerim olduğunu düşünüyordum. Bana doğru
gelirken aniden durmasıyla hatamı ancak fark edebildim.
‘’ Ah.’ dedi Angeline’i görünce. ‘’Merhaba’’
Sallanan bacakları durdu , gözleri açıldı. ‘’ Merhaba.’’
Dakikada odadaki sıcaklık düştü ve herkes bir anlığına ne söyleyeceğini unuttu. Angeline
kafası ile işaret etti. ‘’ Bir kaza oldu.’’
3. Bu Trey’in yüz ifadesini değiştirdi ve dudakları kıvrıldı. Angeline’in şu lafları bazen benim
saçlarımı yollasımı getirirken , ona eğlendirici geliyor gibiydi.
‘’ Bu aralar çok oluyor gibi.’’ Dedi.
‘’ Benim suçum değildi. ‘’ dedi Angeline.
‘’ Nedense hiç senin suçun olmuyor.’’
‘’ Sadece kötü bir şansım var.’’
‘’Ya da belalının tekisin.’’
‘’ Bununla ilgili bir sorunun mu var?’’
‘’ Hiç bir sorunum yok.’’ dedi Trey alçak sesle.
‘’ Tanrım!’’ deyip araya girdim. ‘’ Yarım edecek misin artık?’’
Bir şekilde odadaki gerilim , cinsel gerilim kıvamına gelmişti ve ben patlamak üzereydim.
Trey uzun , ateşli bir bakış attıktan sonra , döndüp kendini dişi modelle doğru bıraktı. Ona
fazla kredi vermemiştim ama görülen o ki baya çabuk bir şekilde işi bitirdi.
‘’ Sana söyledim , ben uzmanım.’’ Dedi Angeline bir bakış atarak.
‘’ Sen mikrobiyoloji almamış mıydın?’’ dedim
Fakat bu ikisi yine beni unutmuş gibiydi. Birbirlerine bakarken , boğazımı temizledim. ‘’
Angeline , neredeyse yemek zamanı. Üstünü değiştirmek ister misin?’’
‘’ Ne? Oh , evet.’’ Bütün bu olayları başlattan ödevini aldı. ‘’ Bunu yerleştirdiğin için
teşekkürler.’’ Dedi Trey’e sanki ben hiç bir şey yapmamışım gibi.
Sanki her gün manken tamir ediyormuş gibi omuz silkti Trey. ‘’ Önemli değil.’’
Kapıdan çıktığı zaman Angeline iç çekti. ‘’ Oh , Sydney. Neden o şu salak Savaşçılardan biri
olmak zorunda ki? ‘’
Sınıfı kilitledim. ‘’ Teknik olarak onlardan birisi değil artık.’’
‘’ Ama yeniden olabilir.’’ dedi odamıza gitmek üzere yan yana yürüyorduk. ‘’ Ve eğer olursa
dhampirler ve insanların karışması konusunun üstesinden asla gelemeyecek. O günlerden
birinde bir insan kızıyla çıkmaya başlayacak ve bizde burada olduğumuz için ben hiç bir şey
yapamayacağım.’’
‘’ Hiç bir şey yapamayacağım derken?’’ dedim merakla.
Düşük enerjisi biraz olsun aydınlandı. ‘’ Eğer evde olsaydık , onun bütün kız arkadaşlarına
meydan okuyup , onları dövebilirdim.’’
4. ‘’ O zaman.’’ dedim. ‘’ Umalım ki bekar kalmaya devam etsin..’’
Ve The Fiery Heart’dan bir Adrian alıntısı.
Rowena Clark ve ben karşık medya sınıfının ilk gününde tanışmıştık. Yanındaki sıraya
oturmuş ve şöyle demiştim ; Sana katılmamda sakınca var mı? Sanatı öğrenmenin en iyi
yolunun bir sana eserinin yanında oturmakta olduğunu keşfettim. ‘’ Belki başkasına aşık
olabilirim ama hala Adrian Ivashkov’um.
Rowena ise bana düz bir bakış attı. ‘’ Şunu açıklığa kavuşturalım. Gelen pisliği bir mil öteden
görebilirim ve ben kızlardan hoşlanıyorum , erkeklerden değil. Eğer bununla başa
çıkamıyorsan saç jöleni de alıp ve işe yaramaz repliklerini alıp başka yere otursan iyi edersin.
Bu okula senin gibi tatlı çocuklarla kırıştırmak için gelmiyorum. Ben buraya resim derecesi
ile mezun olup , iyi bir işe girmek ve dersten sonra gidip Guinness’e girmek için geliyorum. ‘’
Sandalyemi masaya doğru kaydırdım. ‘’ Sen ve ben muhteşem anlaşacağız.’’
Daha fazlası için bizi takip etmeye devam edin!
ONOKUMALAR.COM