SlideShare a Scribd company logo
1 of 46
Download to read offline
Kimya
Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi
YIL:2	 SAYI:11	 KASIM 2014
BIYOPLASTIKLER
. .
HPLC ve Ilaç Sanayinde
Uygulamaları
Kendi Kendini
Temizleyen Biyolojik
Yüzeyler
Gazların Difüzyonu
Hyperchem ile Molekül
Modelleme-1
Proteinlerin Yapıtaşı
Aminoasitler
Vampirlerin Korkulu
Rüyası Sarımsak
Haberler
Faydalı Linkler Element Tanıma
Sözlük(İng-Trk)
Bulmaca
ÖnsözHakkımızda
İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma-
larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran,
internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya
Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online
ortamdan edinen bir e-dergidir.
Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda
sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark-
adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı,
kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola-
bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya
ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı
hedef edinmiştir.
Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun
herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm
bitirmiş olmanız yeterli.
Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı,
haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım
kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri
kısmı adlı bölümler vardır.
Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız
dileğimizle...
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
Sahibi : Yavuz Selim Kart
Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart
Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart
Aybike Kurtuldu
Seda Çoban
Haber Bölümü : Seda Çoban
Aybike Kurtuldu
Ebru Çetinkaya
Hatile Moumintsa
Facebook Yönetimi
ve Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart
Hatile Moumintsa
Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart
KURALLARDergimiz Hakkında
1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel-
ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde
kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du-
rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak
hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız
telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman-
larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden
doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu
değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile
konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup
aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz.
6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara
yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel-
erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca
bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.
Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın.
9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi
herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey-
iniz.
10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu
dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi
ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır.
Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini
yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo-
zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre
hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır.
11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
* Akademik Makaleler
* Endüstriyel Konular
* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
(Kimya üzerine bölümler için)
* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
* Laboratuvar Üzerine Yazılar
* Kimya Sanayi Uygulamaları
* Teorik Kimya Üzerine Makaleler
* Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine
Yazılar
* Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat
Edilecek Husular Üzerine Yazılar
* Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları
Üzerine Yazılar
temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp
gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya
Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz.
12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml-
anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da
herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime-
ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son
söz dergi yöneticisine aittir.
13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
EkibimizBİZ KİMİZ
Yavuz Selim
KART
Hatile
MOUMINTSA
EBRU
ÇETINKAYA
Aybike
KURTULDU
Seda
ÇOBAN
https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi
https://twitter.com/InovatifKimya
http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606
http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisiInstagram
Kimya
Dergisi
Merhaba
İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları
Editörden
Değerli Okuyucularımız;
	 Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizin gönderdiğiniz yazılarla bu ay 16. sayıyı
çıkarmanın keyfini yaşıyoruz. Bize yazı gönderen ve yazmayı düşünen herkese gönülden teşekkürler.
	 Dergimizi sosyal ortamlarda çok okunan, çok fazla kişinin takip ettiği bir dergi haline get-
irmek için sürekli uğraşıyoruz. Sosyal platformlarda bizlere desteklerinizi esirgemediğiniz için ayrıca
teşekkürler.
	 Bu ay E-Dergimizde 7 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. HPLC ve İlaç
Sanayinde Uygulamaları yazısı, HPLC ve ilaç sanayi hakkında açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı.
Proteinlerin Yapıtaşı Aminoasitler yazısı, Düzce Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hocamızın yazısı
olup aminoasitler hakkında bilgilendirici bir yazıdır. Kendi Kendini Temizleyen Biyolojik Yüzey-
ler yazısı, bu ayın dikkat çekici yazısıdır, okudukça fark edeceksiniz. Biyoplastikler konusu, bu ayın
kapak konusu. Vampirlerin Korkulu Rüyası Sarımsak konusunda ise sarımsak hakkında birçok şey
öğreneceksiniz. Gazların Difüzyonu yazısında ise derslerde görmüş olduğumuz difüzyon konusu
hakkında kısaca bilgileneceksiniz. Hyperchem ile Molekül Modelleme yazısında 3 Boyutlu bir çizim
nasıl yapabiliriz onu öğreneceksiniz. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Berilyum Elementi
var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri
kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelime-
lerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.
Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkürü bir
borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay
görüşmek üzere sevgiyle kalın.
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörü
IÇINDEKILER
HPLC ve Ilaç Sanayinde Uygulamaları
Proteinlerin Yapıtaşı Aminoasitler
Kendi Kendini Temizleyen Biyolojik
Yüzeyler
Hyperchem ile Molekül Modelleme-1
Faydalı Siteler
Biyoplastikler
Element Tanıyalım
Kimya Bulmaca
Gazların Difüzyonu
Haberler
Sizde Yazarımız Olun
Vampirlerin Korkulu Rüyası Sarımsak
Sözlük (Ing-Trk)
Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay)
7
10
17
31
43
13
25
42
23
33
45
20
32
44
7
Kimyager
(Ögrenci)
Ebru ÇETINKAYA
ebr_ctnky_81@hotmail.com
HPLC ve ILAÇ
SANAYINDE
UYGULAMALARI
M
erhaba sevgili İnovatif Kimya Dergisi
okurları,
Bu yazımda sizlere kimya ile uğraşan herkesin
çokça duyduğu ve bildiği HPLC’i ve ilaç sanay-
indeki kullanımını anlatacağım.
HPLC kelime anlamı olarak, İngilizce “High
Performance Liquid Chromotography” kelime-
sinin baş harflerinden oluşur ve Türkçe karşılığı
“Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi”dir.
	 Yüksek performans, yüksek resolüsyonu(ayrımı) ifade etmesi nedeniyle cihaz bu ismi almaktadır.
Mobil fazın yüksek basınçla ilerlemesi sağlandığı için de “Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografi” olarak da
adlandırılmaktaydı.
	 Yüksek Performanslı Sıvı Kromotografisi (HPLC) bir sıvıda çözünmüş bileşenlerin, bir kolon
içerisinde bulunan genellikle katı bir destek üzerindeki sabit faz ile değişik etkileşimlere girmesi, kolon
içinde değişik hızlarla hareket etmeleri sonucu, farklı zamanlarda bileşenlerin kolonu terk ederek birbirl-
erinden ayrılması temeline dayanır. HPLC, genellikle ayırma mekanizmasına veya durgun fazın tipine
göre sınıflandırılır. Bunlar arasında dağılma yada sıvı-sıvı kromatografi, adsorpsiyon yada katı-sıvı kro-
matografi, iyon-değişimi kromatografi, boyut ayırıcı kromatografi, afinite kromatografi ve kiral kromato-
grafiyi sayabiliriz.
8
Şekil-1: Sıvı kromatografinin
uygulamaları. Diyagramın
sağ tarafındaki kromatografi
tipleri, polar bileşikler için
uygundur. Diyagramın altında-
ki teknikleri ise, büyük mol
kütleli türler için en uygundur.
Modern cihazlarda normal bir akış hızı elde etmek için, 3-10 µm’lik dolgu maddeleriyle doldurul-
muş kolonlarda birkaç yüz atmosferlik basınç uygulamaları yapılır. HPLC’nin en büyük avantajı ısıya
dayanıklı olmayan ve uçucu olmayan bileşikleri analiz edebilmesidir. Ayrıca, yüksek basınç nedeniyle
analiz süresinin azalması, kesin sonuca ulaşma, düşük oranlarda miktar saptama, analizlerin oda sıcak-
lığında yapılması sistemin diğer avantajları arasında sayılabilir. HPLC’nin avantajları olduğu gibi deza-
vantajları da bulunmaktadır. Bu, yüksek basınç uygulaması nedeniyle, diğer kromatografi cihazlarına
göre daha pahalı ve daha karışık olmasıdır. Basit izokratik bir sistem ucuz olmakla birlikte, mikroişlemci
kontrollü, dereceli elüsyon yapabilen, çeşitli dedektörlere sahip bir sistem için yaklaşık 40.000 £ ödemek
gerekmektedir.
Cihazın temel modülleri, çözücü (hareketli faz) rezervuarı, pompa, enjeksiyon valfı, kolon, dedektör,
kaydedici ve atık rezervuarıdır. Bu modüllere ek olarak, çeşitli sistemlerde bazen çözücü filtresi, örnek
filtresi, ön kolon filtresi, koruyucu kolon, basınç düzenleyicisi ve çözücüler için gaz geçirme sistemi de
yer alabilir.
Şekil-2:
HPLC’nin
Kısımları
9
	 HPLC’nin temel çalışma prensibine göre, detektör çözücü ve çözelti arasındaki karakteristik
değişiklikleri ölçer. Bu değişiklikler monitörde görüntülenir. Diyagramda; çözücünün geçtiği bölüm,
örneği sabit bir akış hızıyla cihaza iter. Enjektör,örneği sıvının içinden geçtiği kolona alır. Kolon,
araştırılan maddeyi örnekteki diğer maddelerden ayıran silikon boncukların bulunduğu paslanmaz
çelikten yapılmış tüptür. Dedektör, çözeltideki değişiklikleri belirleyen optik sensördür. Monitör, sistem
elemanlarının kontrolünü, verilerin kaydedilmesini sağlar.
HPLC günümüzde bir çok alanda vazgeçilmez bir araç olarak kabul edilmekte ve çeşitli organik,
inorganik ve biyolojik numunelerdeki türleri ayırmak ve tayin etmek için kullanılmaktadır.
Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi’nin başlıca kullanıldığı alanlar;
-İlaçlar(Antibiyotikler, sedatifler, streoitler, analjezikler),
-Biyokimyasallar(Amino asitler, proteinler, karbonhidratlar, lipidler),
-Gıda maddeleri(Suni tatlandırıcılar, antioksidanlar, aflatoksinler, katkı maddeleri),
-Endüstriyel kimyasallar(Çok halkalı aromatikler, yüzey aktif maddeleri, iticiler, boyalar),
-Kirleticiler(Pestisitler, herbisitler, fenoller, PCB’ler),
-Klinik tıp(Safra asitleri, ilaç metabolitleri, üre özütleri, östrojenler),
-Uyuşturucular(Uyuşturucu ilaçlar, zehirler, kan alkolü, narkotikler)’dır.
HPLC, ilaç analizi, ilaç takibi ve kalite güvencesi için önemli bir araçtır. İlaç analizleri için bir dizi testler
yapılmaktadır. Bu testler ilaç şirketlerinin AR-GE ve kalite kontrol aşamalarında yapılan safsızlık ana-
lizleri, ağır metal, etken madde, organik solvent ve kalıntı solvent miktar tayini, temizlik validasyonu,
çözünürlük çalışmaları, stabilite testleri, stereoizomer gibi testleri kapsamaktadır. İlaç üreticisinin amacı,
hastaların hayatını koruyup kurtaracak olan ilaçların yüksek kalitede olmasını sağlamaktır. İlaç sek-
töründe kalitesizlik affedilecek bir şey değildir. Bu nedenle, HPLC ilaç sektöründe önemli bir yer tutar,
çünkü ilaç şirketleri FDA tarafından sıkı düzenlemelere tabi tutulurlar. Eğer ki testlerinde başarısız olur-
larsa FDA tarafından uyarı alabilir, hatta şirketin üretimi kapatılabilir.
Bu sektörde çalışmayı düşünen arkadaşlarıma önerim HPLC eğitimi almaları olacaktır, böylece iş baş-
vurusunda CV’lerinizle bir adım öne geçebilirsiniz.
Sağlıcakla kalın…
1. http://www.ehow.com/about_6501907_importance-hplc-pharmaceuticals-medicines.html
2. Fundemantals of Analytical Chemistry, Douglas A Skoog Donald M West and F James Holler
3. http://tr.265health.com/conditions-treatments/prescription-drugs/1017045783.html#.VEVfX-
vmsWmZ
4. http://www-organik.chemie.uni-wuerzburg.de/uploads/RTEmagicC_HPLC1_01.png.png
Kaynaklar :
10
Haydar GÖKSU
adar_gok@hotmail.com
Proteinlerin
Yapı Taşı
Aminoasitler
. .
..
Aminoasitler, aynı karbon atomuna hem karboksil hem de amin gruplarının bağlanması ile oluşan
küçük hacimli moleküllerdir (Şekil 1)1.
H2N
C
COOH
R
H
amin
grubu
karboksil
grubu
alkil grubu
Şekil 1.
Aminoasit
moleküllerinin yapısı
Nötral ortamlarda zwitter iyonik yapıda bulunurlar. Zwitter iyonik yapı, karboksil grubundaki hidrojen ato-
munun proton olarak ayrılması ve amin grubuna bağlanması ile oluşan yapıdır. Aminoasitin zwitter iyonik
forma dönüşümü tautomerizasyon olarak adlandırılabilir. Tautomerizasyon, organik moleküldeki bir atomun
molekül içindeki göçünü ifade etmektedir. Zwitter iyonik form ve zwitter iyonik forma dönüşmeyen bu iki
yapı ise birbirinin tautomeridir. Aminoasitlerin doğasında zwitter iyonik halde bulunma isteği vardır ve bu
halde kararlıdırlar (Şekil 2)2.
H2N
C
COOH
R
H
N
C
C
R
H
H
H
H
O
O
tautomerizasyon
aminoasit molekülü zwitter iyonik hal
Şekil 2. Aminoasitlerin tautomerleşmesi ve zwitter iyonik yapı
Şekil 2’de görülen aminoasitlerin genel yapısındaki R grubu alkil grubu olup, değişken gruplardır. Alkil grubu
değiştikçe amino asidin türü de değişmektedir. Proteinlerin yapısını oluşturan 20 çeşit amino asit vardır. Bu
aminoasitlerden 10 tanesi temel amino asitlerdir ve insan vücudu bunları sentezleyemedikleri için dışarıdan
alması gerekmektedir. Geri kalan 10 tanesi ise insan vücudunda ihtiyacı karşılayacak miktarda sentezlenmek-
tedir (Tablo 1)3.
Kimya
Ögretmeni
(Düzce Üni
Ögr.Gör. Dr.)
11
İnsan
vücudunda
sentezlenen
aminoasitler
Sembolü
İnsan
vücudunda
sentezlenemeyen
aminoasitler
Sembolü
Alanin A İzolösin I
Asparajin N Lösin L
Aspartik asit D Lizin K
Sistein C Metiyonin M
Glütamik asit E Fenilalanin F
Glütamin Q Treonin T
Glisin G Triptofan W
Prolin P Valin V
Serin S Arjinin R
Tirozin Y Histidin H
Tablo 1. Aminoasit türleri ve standart sembolleri
Aminoasitler kendi içinde küçük ve büyük hacimli, yüklü, nötral, kükürt atomu içeren, aromatik, alifatik,
hidrofobik, hidroksi grubu içeren, asidik ve bazik gibi gruplandırılmaktadır (Şekil 3)
Şekil 3. Aminoasitlerin gruplandırılması
Sistein, histidin, tirozin ve arjinin özellikle çocuklarda alınması zorunlu olan aminoasitlerdir. Çünkü çocuk-
luk döneminde bu aminoasitlerin sentezini gerçekleştiren metabolik reaksiyonlar çok zayıftır.4
Aminoasitler biyolojik olarak aktif moleküllerdir ve sahip oldukları R grubunun türüne bağlı olarak farklı
biyolojik aktivite göstermektedirler. Biyolojik bir katalizör olan ve canlı metabolizmasında meydana gelen
reaksiyonların daha hızlı olmasını sağlayan enzimler için aktivatör (enzim aktivitesini artıran) veya inhibitör
(enzim aktivitesini azaltan) olarak görev yapabilmektedirler.5
Birbirinin stereoizomeri (enantiyomer) olan aminoasitlerden sadece biri enzimler için aktivatör olarak görev
yaparken, diğeri inhibitör olarak görev yapmaktadır. Enantiyomerlerin, biyolojik aktivite dışındaki tüm fizik-
sel ve kimyasal özellikleri aynıdır. Enantiyomer, ayna görüntüsü ile üst üste çakışmayan moleküllerdir. Mole-
külün ayna görüntüsü ile üst üste çakışmaması için bir stereojenik karbona (dört farklı grubun bağlı olduğu
karbon) ihtiyaç vardır. Aminoasitler için enantiyomer çifti kavramı yerine DL çifti kavramı daha sıklıkla
kullanılmaktadır. D ve L izomeri aminoasitteki amin grubunun sağda ya da solda olması ile ilgili bir durum-
dur (Şekil 4).6
12
Şekil 4. Aminoasitlerde DL çifti
Enzimler, birçok organik reaksiyonun gerçekleştiği aktif bölgelere sahiptir. Bu aktif bölgeler, aktivatör-in-
hibitör ve reaksiyona girecek kimyasal maddelerle (substrat) yapısal uyuma (anahtar-kilit) sahiptir. Özellikle
aminoasitler enzimlerin aktif bölgeleri ile etkileşerek canlı organizmalarda meydana gelen bazı metabolik
reaksiyonların daha hızlı gerçekleşmesini ya da durdurulmasını sağlamaktadır (Şekil 5).7
Şekil 5. DL aminoasit çiftlerinin enzimlerle etkileşme durumları
Kaynaklar :
1. Hudaky, P., Beke, T., Perczel, A., Journal of Molecular Structure (Theochem), 2002, 583, 17-135.
2. Dinakar, C., Djilianov, D., Bartels, D., Plant Science, 2012, 182, 29-41.
3. Kyte, J., Doolittle, R.F., J. Mol. Biol., 1982, 157, 105-132.
4. Imura, K., Okada, A., Nutrition, 1998, 14 (1), 143-8.
5. Bairoch, A., Nucleic Acids Res., 2000, 28, 304-305.
6. Conteras, R., Flores-Parra, A., Lopez-Sandavol, H.C., Barba-Behrens, N., Coordination Chemistry Re-
views, 2007, 251, 1852-1867.
7. Lewis, D., Wiseman, A., Enzyme and Microbial Technology, 2005, 36, 377-384.
13
Kimya
Mühendisi
(Tübitak Mam
Uzm. Ars)
Fevzihan BASARIR
fevzihan.basarir@tubitak.gov.tr
KENDİ KENDİNİ
TEMİZLEYEN
BİYOLOJİK
YÜZEYLER
T
oz, kir içermeyen ve kendi kendini temizleyebilen yüzeyleri elde edebilmek insanoğlunun en
büyük hayallerinden birisidir. Kendini temizleyen yüzeyler ekonomik, estetik ve çevreci olma-
larından dolayı bu konu üzerine son yıllarda önemli araştırmalar yapılmaktadır. Günümüzde
gelişmiş ülkelerde kendini temizleyebilen camlar, binalar ve elbiselerde konusunda ciddi gelişmeler
yaşanmaktadır. Böylesi bir hayalin gerçekleşmesi insanoğluna yüksek miktarda zaman, emek ve para
tasarrufu yapmasına vesile olacaktır.
Kendini temizleyen yüzeyler konusu ilk olarak Asya’da temizlik ve saflığın sembolü olan lotus
çiçeğinin (Nelumbo nucifera) fizikokimyasal özelliklerinin bilim adamlarının ilgisini çekmesiyle
başlamıştır. Daha sonra araştırmalar sonucu lotus yaprağı ile benzer yüzey özellikleri gösteren bitki
yaprakları ve böcek kanatları doğada bulunmuştur [1]. Aşağıda kendini temizleyen biyolojik yüzey-
lere doğadan seçilmiş örnekler verilmektedir;
1-Lotus yaprağı
Lotus çiçeğinin kökleri çamur içerisinde bulunmasına rağmen yaprakları her zaman temiz bulun-
maktadır. Bunun sebebi ise yapraklar üzerine düşen su damlacıkları yüzey geriliminden dolayı büyük
damlalar haline gelip yüzey üzerindeki kirleri toplayıp kayarak gitmektedir. Bu özellik kendini temi-
zleme ya da lotus efekti olarak bilinmektedir (Şekil 1) [2].
Şekil 1. Lotus yaprağı üzerinde
su damlacıkları.
Lotus yapraklarının kendini temizleme özelliği 2000 yıldır bilinmekte olmasına rağmen kendini temizleme
mekanizması bilim adamları tarafından ancak 1970’li yıllarda lotus yaprağının mikro/nano yapısının tara-
malı elektron mikroskobu ile incelenmesi ile bulunmuştur. Araştırmalar lotus yaprağı yüzeyinin 5-9 μm
çapında düzensizce yerleşmiş papillalardan oluştuğunu göstermektedir. Her papilla üzerinde ise yaklaşık 120
nm çapında nanoyapılar olduğu gözlemlenmiştir (Şekil 2).
14
Şekil 2. Lotus yaprağının
mikro/nano yapısı.
Bunun yanında lotus yaprağının kimyasal yapısının parafine benzer bir yapıda olduğu bilinmektedir.
Mikro/nano hiyerarşik yapı ve parafine benzer kimyasal yapının bir araya gelmesi lotus yapraklarının
temas açısının yaklaşık 164o olmasını dolayısıyla süperhidrofobik bir yüzeye sahip olmasını sağlam-
aktadır. Bundan dolayıdır ki, yüzeydeki su damlacıkları küresel şekilde olup herhangi bir yöne doğru
serbestçe kayabilmekte ve kirleri temizleyebilmektedir (Şekil 3) [3].
Şekil 3. Lotus yaprağının
kendini temizleme özelliği
2-Pirinç yaprağı
Lotus yaprağından farklı olarak pirinç yaprakları tek yönde kendini temizleme özelliği göstermektedir.
Şekil 4’de görüleceği üzere pirinç yaprağı yüzeyinde de mikro ve nanoyapılar birlikte bulunmaktadır. 5-8
μm çapında papillalar yaprağın uzun eksenine paralel olarak organize olmuşlardır.
Şekil 4. (A) Pirinç yaprağının üstünde su damlacıkları, (B) pirinç yaprağının mikro/nano yapısı.
15
Bahsedilen hiyeraşik yapı pririnç yaprağının temas açısının yaklaşık 153o olmasını sağlamaktadır. Papil-
laların yaprağın uzun ekseninde dizinlenmesinden dolayı su damlacıkları yaprak boyunca çok kolay
kayabilmekte ve kirleri temizleyebilmektedir. Tek yönlü olmasından dolayı kendini temizleme efektinin
lotus yapraklarına kıyasla daha etkin olduğu belirlenmiştir [4].
3-Ağustos böceğinin kanadı
4-Kelebek kanadı
Bitki yapraklarının yanında böceklerin dış yüzeyleri de birçok özellik ve fonksiyonellik taşımaktadır.
Bazı böceklerin kanatlarının yüzeyleri de kendini temizleme özelliği göstermektedir. Ağustos böceğinin
kanadı hekzagonal yapıda dizilmiş nano sütun yapılardan oluşmaktadır. Sütunların boyları yaklaşık 250
nm civarında olup üzerleri muma benzer yağımsı bir maddeyle kaplanmıştır. Bundan dolayı da ağustos
böceğinin kanadı süperhidrofobik yüzey (temas açısı 160o) özelliği göstermektedir. Lotus yaprağına
benzer şekilde ağustos böceği kanadı üzerine düşen su damlacıkları ile kendini temizlemektedir. Bunun
yanında, kanat hareketleri ve esen rüzgar kendini temizleme efektini arttırmaktadır [5].
Şekil 5. Ağustos böceğinin kanadının mikro/nano yapısı.
Görkemli renkler içermesi, kimyasalları algılama kapasitesi ve florasan yayması gibi özelliklerinden
dolayı kelebeklerin kanatları da bilim adamları tarafından çok ilgi çekmektedir. Diğer taraftan, kelebek
kanadı da süperhidrfobik bir yüzeye (temas açısı 152o) sahip olduğundan dolayı kendini temizleme
özelliği göstermektedir. Kelebek kanadı da pirinç yapraklarına benzer şekilde tek yönlü kendini tem-
izleme özelliği göstermektedir. Bu özellikte yukarıda ki örneklerde bahsedildiği gibi yüzeydeki mikro
yapıdan kaynaklanmaktadır [6].
Şekil 6. Kelebek kanadının mikro/nano yapısı
16
Potansiyel uygulama alanları
Kendini temizleyen yüzeyler bir çok avantaja sahip olduğundan ve insanoğlunun işlerini kolay-
laştırdığından dolayı enerji, tekstil ve elektronik gibi bir çok farklı disiplinde uygulama alanı bulabilmek-
tedir.
Günümüzde birçok insan günlük yaşantısı içinde kendi kendini temizleyen tekstil ürünleri kullanmak
ister. Çünkü giydiğiniz ayakkabıdan pantolona yada eteğe kadar kirlenmeyeceğini bilmeden hareket etme
özgürlüğüne sahip olunabilecektir. Kullanılacak süperhidrofobik yüzeyler sayesinde kirlenen yere çok az
bir su dökülmesi sonucunda kullandığınız ürün ıslanmadan ürünün temizlenmesi mümkün olacaktır.
Güneş panelleri genelde çöl gibi çok toz olan ortamlara kurulmasından dolayı yüzeyleri çok kısa zaman-
da kirlenmektedir. Bu ise, zaten aşırı ısı nedeniyle verimi düşen güneş hücrelerinin, kapasitelerinin çok
altında çalışmalarına neden olmaktadır. Bunun önüne geçilmesi için yüzeylerin temizlenmesi gerekmek-
tedir. Yüzeyler fırçalar ile temizlenebilir ama bu hem iş gücü kaybı açısından hem de güneş hücrelerinin
yüzeylerinin deforme olması ile güneşten gelen ışığın emilmesi noktasında problemlere neden olacaktır.
Yüzeye zarar vermeden ve temizleme maliyetlerini en aza indirerek, güneş hücrelerinin ömrünü kısalt-
madan temizlik işlemini yapabilmenin en kolay yolu ise güneş hücrelerinin yüzeylerinin süperhidrofobik
yüzeylere dönüştürülmesi ile mümkün olacaktır.
Kaynaklar :
1.Bhushan, B.; Jung, Y. C. “Natural and biomimetic artificial surfaces for superhydrophobicity, self-clean-
ing, low adhesion, and drag reduction” Progress in Materials Science, Cilt: 56, s. 1-108, 2011.
2.Liu, K.; Jiang, L. “Bio-Inspired Self-Cleaning Surfaces” Annual Review of Materials Research, Cilt: 42,
s. 231-263, 2012
3.Nishimoto, S.; Bhushan, B. “Bioinspired self-cleaning surfaces with superhydrophobicity, superoleop-
hobicity, and superhydrophilicity” RSC Advances, Cilt: 3, s. 671-690, 2013.
4.Guo, Z.; Liu W. “Biomimic from the superhydrophobic plant leaves in nature: Binary structure and
unitary structure” Plant Science, Cilt: 172, s. 1103–1112, 2007.
5.Lee, W.; Jin, M. K.; Yoo, W. C.; Lee, J. K. “Nanostructuring of a polymeric substrate with welldefined
nanometer-scale topography and tailored surface wettability” Langmuir, Cilt: 20, s. 7665–7669, 2004.
6.Zheng, Y.; Gao, X.; Jiang, L. “Directional adhesion of superhydrophobic butterfly wings” Soft Matter,
Cilt: 3, s. 178–182, 2007.
Anahtar Kavramlar
Süperhidrofobik yüzey: Hidrofobi Latince kökenli bir kelime olup suyu sevmeyen, sudan kaçınan
manasına gelmektedir. Fizikokimya biliminde ise hidrofobik yüzey su ile ıslanmayan veya suyu iten
yüzey olarak bilinmektedir. Süperhidrofobik yüzey ise çok fazla hidrofobik olan veya su ile ıslatmanın
çok zor olduğu yüzeyler için kullanılan tanımdır. Hidrofobik bir yüzeyin üzerinde bulunan suyun temas
açısı yüksek olur. Bu nedenle ıslanabilirlik’leri çok az veya hiç yoktur.
17
Yüksek
Kimyager
(Mezun)
Ismail BAYRAKTAR
ismbyrktr@gmail.com
BIYO
PLASTIKLER
Günlük yaşamımızın vazgeçilmez malzemesi olan plastik, karşımıza çok çeşitli ürünler halinde
çıkıyor ve bize konforlu bir yaşam sağlıyor. Genellikle sentetik polimerlerden hazırlanan plastik
malzemeler ucuzluk, işlenebilme kolaylığı ve çeşitlilik gibi pek çok avantaja sahip. Ancak üretimlerinin
başta petrol olmak üzere fosil yakıtlara bağımlı olması ve çevre kirliliğine yol açmaları önemli dezavan-
tajları. Bu dezavantajlar biyoplastiklerin üretimini ve kullanımını gündeme getiriyor.
Polimerler çoğunlukla petrolden ve petrol kaynak-
larından sentezleniyor. Ancak petrolün tükenen bir
kaynak olması ve petrol rezervlerinin sınırlı olması
plastik üretiminde önemli bir dar boğaz oluşturuyor.
Üstelik petrol kökenli plastiklerin parçalanma süreçler-
inin çok uzun olması nedeniyle doğada birikmesi, çevre
kirliliğinin temel nedenlerinden biri.
İşte bu problemlerin üstesinden gelebilmek için plas-
tik üretiminde yeni kaynak arayışlarına gidildi. Son 20
yıldır yenilenebilir yani doğal kaynaklı polimerler, diğer
bir deyişle biyo-kökenli polimerler plastik malzemeler-
in üretiminde ilgi odağı haline gelmiş durumda.
Doğal kaynaklı polimerleri doğada polimer halinde bulu-
nanlar, doğal monomerlerden sentezlenenler ve bakteriyel
polimerler olmak üzere üç ana grupta toplayabiliriz.
Nişasta ve selüloz doğal kaynaklı polimerlerin en önemli
örnekleri olarak biliniyor. Şekerin mayalanmasıyla
(fermantasyonuyla) üretilen biyo-kökenli laktid (yani laktik
asit) monomerinin polimerizasyonu ile sentezlenen polilak-
tik asit (PLA) polimeri ise doğal monomerlerden sentezle-
nen polimerlerin en tipik örneğidir. Bakteriler tarafından
sentezlenen bakteriyel polimerlere ise bakteriyel selüloz ve
polihidroksialkonatlar (PHA) örnek olarak veriliyor.
Son yıllarda biyoplastikler olarak ismini duyduğumuz mal-
zemeler ise, yenilenebilen hammaddelerden yapılan yeni-
likçi plastiklerdir. Birçok uygulamada, daha önce kullanılan
fosil plastiklerin (petrol kaynaklı ) ve diğer plastik malzeme-
lerin yerini alabilmektedir. Bilim adamları ve mühendisler
ise, bunları geleneksel makinelere uyarlamaya çalışmakta;
hem de biyoplastik malzemelerin yeni kullanımını biçim-
lendirmeye çalışmaktadırlar. Biyoçözünür yani doğada
ayrışabilen polimerler olarak adlandırılan bu malzemelerle
ambalaj endüstrisinde rekabet giderek artmaktadır.
Biyomalzemelere birkaç örnek
18
Hammaddeler
Üretim ve İşlenmesi
Doğal polimerlerden plastiğe
Biyoplastik birçok bitkisel hammaddeden üretilmekle beraber, nişasta önemli bir yere sahiptir. Selüloz ve
şeker de diğer önemli hammaddelerdendir.
Etilen, Propilen ve Stiren gibi kimyasal hammaddeler petrol ve doğalgazdan elde edildiği için, fiyat
dalgalanmalarından çok etkilenirler. Bugün, petrokimya sanayisinde PE (polietilen), PS (polistiren),
PP (polipropilen) ya da PVC (polivinil klorür) için ton başına yaklaşık 1000-1500 Euro ödenmektedir.
Ancak alternatif biyoplastik kullanıma geçmek, şu an için pahalı bir seçim olarak yorumlanabilir. Şu
noktada, yenilenebilen hammaddelerden üretilen malzemeler endüstride yeni yeni kullanılmaya başlan-
mıştır. Dünya çapında plastik pazarındaki payları yaklaşık 250000 ton/yıl olup ne yazık ki toplam plastik
hammadde tüketimi yaklaşık 300 milyon ton/yıl dur.
Tahmini % 80 biyoplastik Pazar payı ile termoplastik nişasta bu sektörde lider konumdadır. Saf nişastayı
termoplastik bir malzeme haline getirebilmek için gliserin ve sorbitol gibi doğal plastikleştiriciler eklen-
melidir.
Polilaktik asit çevrimi
Doğada çok miktarda polimer bulunur. Ağaçlar, yapraklar,
meyveler, tohumlar, hayvan derisi ve kemikleri gibi pek çok
doğal maddenin yapısında polimer var. Bu maddeler insan-
lar tarafından çok eski çağlardan beri çeşitli uygulamalarda
kullanılmış. Bu polimerlerin en önemli avantajı çevreyle dost
malzemeler olmalarıdır. Ancak doğal polimerlerin çoğunun
suda çözünmesi, bu nedenle de doğada çok hızlı bozulmaları,
uzun süreli kullanım gerektiren uygulamalar açısından önemli
bir dezavantaj.
Termoplastik Nişasta
Nişasta günümüzde en yaygın olarak kullanılan biyobozunur
(doğada parçalanan) polimerlerin başında geliyor. Tekrar-
lanan glikoz birimlerinden oluşan nişasta da selüloz gibi
polisakkarit ailesinin bir üyesi. Sebzelerde, örneğin patateste
ve mısırda kristaller halinde bulunan nişasta, suda kolaylıkla
çözünmesi nedeniyle plastik malzeme üretiminde doğrudan
kullanılamıyor. Ancak “termoplastik nişasta” olarak ad-
landırılan bir ürün haline getirildikten sonra plastik olarak
kullanımı mümkün
Biyobozunma
19
Biyoplastik Uygulamaları
Sonuç
Biyoplastikler şişirme film, çok katlı film, düz film ve ısıyla şekillendirilmiş (termoform) ürün olarak
kullanılır. Örnek olarak genellikle ambalaj üreticileri tarafından üretilen alışveriş poşetleri, çikolata,
meyve, sebze, et ve yumurta tabakları-tepsileri; süt ürünü ve su şişeleri; meyve ve sebze fileleri ya da
torbaları; blister ambalajlar, kozmetik ürün kavanozları ve tüpleri, PLA su şişesi ( ABD’de ticari olarak
piyasaya sürülmüştür), doğada çözünebilen-ayrışabilen malzeme ile kaplı kâğıt ve kartonlar verilebilir.
Yemek servis malzemesi gibi tek kullanımlık ürünler
için kullanılabilir. Örnek olarak tabak, çatal-kaşık, tepsi,
pipet ve hamburger için ambalaj filmleri-kağıtları verile-
bilir.
Bahçe ürünlerinde, malç filmleri, bantlar-klipsler, man-
tar üretimi için çözünebilen-ayrışabilen filmler, toprak
erozyonunu önleyen film, bant ve ağlar verilebilir.
Termoplastik nişasta gibi geri emilebilen biyoplastikler
kapsüller veya tabletler için malzeme olarak jelatine
alternatif olabilir. PLA polimerleri cerrahi malzeme, geri
emilebilen implant, iğne ve plaka olarak kullanılır.
IBAW- European Bioplastics (Uluslararası Doğada Çözünebilen Polimerler Derneği ve Çalışma Gru-
pları) adı altında birleşen biyoplastik endüstrisi temsilcileri, doğada çözünebilen-ayrışabilen malze-
melerin ve çürütülebilen plastik ürünlerin belgelenip etiketlenmesi için bir sistem geliştirdiler.
Kullanıldıktan sonra kompostlanan ürünler için bu logo
üretildi.
Yenilebilen kaynaklardan elde edilen biyoplastikler,
petrol ve doğalgaz kaynaklı sık kullanılan ticari polimer-
lerin var olduğu plastik endüstrisinde az da olsa kendil-
erine yer edinmiş görünüyor. Özellikle son yıllarda,
biyoplastiklerin hammadde yelpazesi hızlı bir biçimde
gelişmiştir. Organik atıkların konduğu çöp torbaları gibi
ürünler tüketiciler tarafından tercih edilmeye başlan-
mıştır.
Yakın gelecekte, çoğunlukla, yeni biyoplas-
tiklerden üretilmiş gıda ambalajı örnekleri
ile karşılaşacağımız tahmin ediliyor. Bu
ileri teknoloji ürünü malzemeler, amba-
laj sektöründe kullanılan geniş polimer
malzeme yelpazesini zenginleştirecek gibi
görünüyor.
Kaynaklar :
1.Biodegradability: A Panacea for Packaging, Pira International Ltd., 2005.
2.“Bioplastics” Report, FNR (Fachagentur Nachwachsende Rohstoffe), 2006.
3.ASD- Ambalaj Literatürü Arşivi, 2009.
20
Ezgi SULU
ezsu90@hotmail.com
VAMPIRLERIN
KORKULU RÜYASI
SARIMSAK
. .
Sarımsak (Allium sativum) , zambakgiller familyasından olan , içerdiği organik bileşikler nedeniyle özel-
likle kalabalık ortamlara gittiğimizde yemekten çekindiğimiz bir bitkidir.
Sarımsağın anavatanı hindistan olarak bilinir. İlkçağlarda mısırlılar ve sümerler tarafından ilaç olarak kul-
lanılmıştır. Fakat kokusu nedeniyle yenmesi reddedilen bu bitkinin tarihte de kendini kabul ettirinceye kadar
başına gelmeyen kalmamıştır. Örneğin , Yunan ve Roma imparatorluklarında asiller sarımsağı yiyenleri
tapınaklara sokmamış hatta bununla da kalmayıp ona ‘pis kokulu gül’ adını vermişlerdir. Yine de insanların
sarımsaktan vazgeçememesinin bir çok nedeni vardır:
* Terletici olduğu için ateş düşürmeye etkisi vardır.
* Antiseptik işlevi vardır. Grip, nezle, ses kısıklığı, astım rahatsızlıklarına ve bademcik, romatizma öksürük ve
bronşite iyi gelir.
* Saç sağlığında yardımcıdır.
* Tansiyon düşürücür.
* Trombositlerin damar içinde pıhtılaşmasını engelleyici etkisiyle, damar tıkanıklıklarından kaynaklanan
rahatsızlıklara karşı etkilidir.
Kimyager
(Ögrenci)
21
Peki bu kadar yararlı bir bitkinin şöhretini gölgeyen kötü kokunun sebebi nedir ?
Sarımsağın kimyasal içeriği :
Bileşim öğesi Miktar Mineral Miktar
Su % 66.2 K 21373
Ham protein % 9.26 P 6009
Ham yağ % 0.34 Mg 1056
Azotlu bileşikler 7.1 Na 532
Enerji (cal /100g) 410.7 Ca 363
Lif 2.17 Fe 52
Kül 2.30 Zn 27
Suda çözünebilirlik 18.4 Mn 12
pH 6.05 Vitamin (mg/100g)
Uçucu yağ 0.14 Askorbik asit 19.00
Thiamin 9.21
Niacin 0.9
Riboflovin 0.11
Sarımsak 200 den fazla kimyasal bileşik içerir ve keskin kokusunu veren allil sülfit , kükürtlü ve eterli
yağlardan oluşmuştur. Başka bir deyişle sarımsaktaki baskın tiyosülfattır.
Tiyosülfat ; Kararsız bir asit olan tiyosülfat asidinden türeyen S2
O3
-2
formülüne sahip olan eksi yüklü bir
köktür. Bir maddede tiyosülfat iyonunun olup olmadığını anlamak için madde üzerine asit ilave edilir.
Eğer çözeltide bulunma, yani serbest kükürt meydana gelmesi olursa maddede tiyosülfat vardır. Ayrıca,
kendine has kokusuyla kükürt dioksit gazı meydana gelir. Bu olaylar tiyosülfatın kararsız olduğunu da
gösterir.
2H + S2
O2
-3
→ H2
S2
O3
→ S + H2
O + SO2
22
Allil sülfit , yine kükürtlü bir amino asit olan alliin’in alliinaz ile parçalanarak allicin’i vermesi, allicin’in
de, su buharı veya su karşısında, alil disülfüre dönüşmesi sonucunda meydana gelir. Allicin zararlı
saldırılara karşı sarımsağın savunma mekanizması olup sarımsak soyulduktan sonra parçalandığında,
bir enzimatik reaksiyon ile allicin üretir. Sarımsağa özel koku ve lezzetini veren taşıdığı kükürtlü uçucu
yağdır. Türk sarımsakları da % 0.4 oranında alliin , alicin ve uçucu yağ taşımaktadır.
Son olarak sarımsağı eğer kokusundan çekindiğiniz için fazla tüketemiyorsanız süt , ayran yoğurt ya da
maydonoz ile tüketmeyi deneyin . Koku tutucu özelliğe sahip bu maddelerin sarımsak kokusunu önle-
diğini bilim adamlarının yaptığı deneyler sonucunda kanıtlamıştır.
Kaynaklar :
http://www.compoundchem.com
Türkiye 9. Gıda Kongresi; 24-26 Mayıs 2006, Bolu
Mustafa Evren 1*, Mustafa Apan 2, Canan Albayram 3
1 OMÜ Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisligi Bölümü, Samsun
2 OMÜ Terme MYO Gıda Teknolojisi Programı, Terme, Samsun
3 OMÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisligi Anabilim Dalı, Samsun
Sarımsak (Allium sativum) ve Geleneksel Tedavide Kullanımı Erol AYAZ, Hüseyin Can ALPSOY
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı, Görükle, Bursa
Türkiye Parazitoloji Dergisi, 31 (2): 145-149, 2007 Türkiye Parazitol Derg.
Balch, Phyllis A. (2000). Prescription for Nutritional Healing, 3rd ed. New York: Avery. p. 97.
23
Kimya
Teknikeri
(Mezun)
Anıl Yasin AKDOGAN
anil_yasin_akdogan@hotmail.com
GAZLARIN
DIFÜZYONU
.
Gazların çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru hareket etmesine difüzyon denir.
Graham Difüzyon Kanunu
Gazların difüzyon hızları ile yoğunlukları arasındaki bu ilişkiyi ilk olarak İngiliz kimyacı Graham
1833 yılında keşfetmiştir ve yasaya adı verilmiştir. Değişik gazların farklı hızlarla yayılma yaptıkları
uzun süreden beri bilinmekteydi. Farklı gazların çok büyük deliklerden geçerek geçiş hızlarını tespit
eden Graham farklı gazların geçiş hızlarını gazların molekül ağırlıklarına ve yoğunluklarına bağlı
olduğunu tespit ettikten sonra kendi adıyla bilinen aynı sıcaklık ( T ) ve basınç ( P ) altında çeşitli
gazların yayılma hızları bu gazların yoğunlukları veya molekül ağırlıklarının kare köküyle ters
orantılıdır. İki gazın difüzyon yayılma hızları r1 ve r2 olarak gösterilebilir.
r1
/r2
= √(d2
/d1
) d2
= m2
. V , d1
= m1
. V
Bir gazın molar hacmi ile yoğunluğunun çarpımı o gazın molekül ağırlığını verir. Yukarıda ver-
ilen denklemde pay ve paydayı molar hacimle çarpar isek oluşan denklemde d2
.v = m2
d1
.v = m1
yazılırsa;
r1
/r2
= √(d2
/d1
) = √(m2
/m1
)
denklemi elde edilir. Bu kanun molekül ağırlıkları birbirine yakın olan maddelerin birbirinden ay-
rılması amacı ile endüstride özellikle uranyum’un zenginleştirilmesinde yaygın olarak kullanılan bir
metoddur.
24
Difüzyon Hızına Etki Eden Faktörler:
Molekül (Mol) kütlesi: Aynı sıcaklıkta bulunan gazların birim kütlelerinin kinetik enerjileri eşit ol-
acağından difüzyon hızları molekül kütleleri ile ters orantılıdır.
Yoğunluk: Molekül kütlesi büyük olan gazın yoğunluğu da büyük olacağından difüzyon hızları yoğun-
lukları ile ters orantılı olur.
Sıcaklık: Bir gazın sıcaklığı arttırıldığında iç enerjisi artar, dolayısıyla moleküler düzeyde kinetik enerjisi
ve difüzyon hızı artar.
Gazların Difüzyon Deneyi
Molekül ağırlıkları farklı olan iki gazın deneysel ortamda difüzyonu hesaplandıktan sonra Graham yas-
asına uyup uymadığı tartışılabilir.
Temiz bir cam borunun ( her iki tarafı açık ) bir tarafına derişik NH3
damlattığımız pamuk diğer tarafına
ise HCl damlatılmış pamuk yerleştirilir. Her iki tarafta tıpa ile kapatılıp hava almaması sağlanır. Bir süre
sonra cam boruda beyaz bir halka oluşacaktır. Halkanın görüldüğü yer işaretlenir.
HCl = MA
= 36,5 g/mol
NH3
= MA
= 17 g/mol
Teorik olarak;
VNH3
/VHCl
=√(MA
HCl/MA
NH3
) =√(36,5/17) = 1,46
NH3
den 29 cm uzakta HCl den ise 18
cm uzakta halka oluştu.
VNH3
/VHCl
=√(MA
HCL/MA
NH3
) = 18/29 = 0,62
% hata=(|T-D|)/T x 100
% hata=(|1,46-0,62|)/1,46 x 100
% hata= % 53,5
Teorik ve deneysel verilere bakılarak
Graham’ın difüzyon yasasına uyup
uymadığı tartışılabilir.
Kaynaklar :
• BAÜ FEF KİMYA GENEL LAB. DENEY FÖYÜ
• FİZİKOKİMYA İDEAL GAZLAR DERS NOTLARI
25
Kimya
Mühendisi
(Mezun)
Yavuz Selim KART
kim_muhselim@hotmail.com
HYPERCHEM
ile MOLEKÜL
MODELLEME-1Merhaba İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları,
Her sayımızda kimya ile ilgili yeni bir program anlatarak sizleri bilgilendirmeye devam ediyorum. Bu
sayımızda da güzel bir program ile karşınızdayım. Anlatacağım program molekül modelleme üzerine
bir program ve programımızın ismi HyperChem’dir. Programı örnek üzerinden anlatarak açıklaya-
cağım. Birkaç yazı dizisi halinde anlatmayı düşünüyorum.
Molekül modelleme programcıları, kimya bilimi ile uğraşan insanlar için oldukça yararlı olmuştur.
Bilgisayar ortamında 3 boyutlu halde çizilmesi ve bunların görülmesi ile bu yapıların geometrileri ve
izomerik yapıları belirlenebilir ayrıca enerjileri tayin edilebilir, IR, UV, NMR spektrumları çizilebilir.
Programın genel şekli Resim 1 de görülmekte.
Resim 1 : Programın genel şekli
26
Programımız Resim 1’deki şekilde açılıyor ve 3 boyutlu modellemeler yaparak moleküller üstünde
görsellik sağlıyoruz. Biz bu programı kullanarak C3
H8
yapısını oluşturacağız. Sizler daha karmaşık
yapılar üzerinde çalışabilirsiniz. Resim 1’deki gibi programı açtıktan sonra ilk yapacağımız işlem
Build menüsüne tıklayarak Resim 2’deki gördüğünüz isimlere bir kere tıklayarak seçim işlemini yap-
manız.
Resim 2 : Build menüsü altında tıklanacak alanlar.
Resim 2’deki yerlere tıkladıktan sonra şimdi çizeceğimiz yapı için element seçmeye geldi. Bu işlem
içinde Build kısmına tıkladıktan sonra Default Element kısmına tıklayacağız. Bu işlemi yaptıktan
sonra karşınıza şöyle bir ekran gelecek. Resim 3’te görmektesiniz.
27
Resim 3 : Build menüsü altındaki Default Element Kısmı.
Periyodik tabloya benzeyen şekildeki ifadeyi gördünüz. Şimdi burada kullanmak istediğimiz yapıyı
seçmek için çift tıklıyoruz. Biz karbonu seçtiğimiz için karbona çift tıklayacağız. Bu işlemi yaptıktan son-
ra tekrardan ilk açıldığı andaki gibi siyah bir ekran göreceksiniz. Buradan sonraki aşama yapıyı çizmeye
kalıyor. Biz Propan çizeceğimiz için üç tane karbon koyup bunları birbirine birleştirmemiz lazım. Bir
sefer ekrana tıkladıktan sonra yuvarlak bir ifade çıkacak Resim 4’te görmektesiniz.
Resim 4 : İlk ekrana tıklama sonrası oluşan şekil.
28
Bu şekilde çok uzaklaşmadan şeklin yanına bir daha tıklayın ve bir daha tıklayın. Böyle üç yuvarlak
gördükten sonra birinin üstün basıp diğerinin üstüne sürükleyeceğiz. Bu şekilde işlemi başarı ile tamam-
layınca 2 tane düz çizgi olması lazım. Eğer yanlış bir çizim yaparsanız mausenuzun sağ tuşuyla silmek
istediğiniz şeyin üstüne tıklayın. Bu şekilde silme işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Eğer ikili ya da üçlü bağ
çizmek istiyorsanız oluşan tek çizgi üzerinde mausenin sol tuşuna tıklayarak ikili, üçlü bağlar arasında
geçiş yapabilirsiniz. Resim 5’te propanın çiziminin son halini görmektesiniz.
Resim 5 : Çizdiğimiz propan molekülünün son şekli.
Resim 5 ifadesini elde ettikten sonra sıradaki işimiz bu ifadenin açılmış halini elde etmeye geldi. Şimdi
bunu yapmak için Build menüsüne tıklayıp sonrasında ise Add H & Model Build kısmına tıklayalım.
Bu işlemi yaptıktan sonraki halini Resim 6’da görmektesiniz.
Resim 6 : Add H & Model Build kısmına tıkladıktan sonraki şekli.
29
Tek boyutlu görünümü elde ettiğimize göre şimdi geldik 3 boyutlu görünümü elde etmeye. Bu
görünümü elde etmek için ilk olarak Display menüsüne girilir. Bu kısımdan Rendering kısmı seçilir.
Karşımıza 6 seçenek çıkacak biz buradan Balls and Cylinders kısmını seçeceğiz. Resim 7’da bunun
nasıl yapıldığını görmektesiniz.
Resim 7 : Balls and Cylinders kısmını seçmek.
Resim 7 işlemi bittikten sonra tamam tuşuna tıklayıp 3 boyutlu halini görüyoruz. Resim 8’de 3 boyutlu
propan molekümüzü görmektesiniz.
Resim 8 : 3 boyutlu propan molekülümüz.
30
Resim 8’deki kısım bittikten sonra çevirme döndürme işlemleri için ise Resim 9’daki kısımlar kullanılır.
Resim 9 : 3 boyutlu şeklimizi çevirmek için kullanacağımız kısımlar.
Burada bu ikonlara tıklandıktan sonra molekül üzerine tıklayıp gerekli çevirme, döndürme, taşıma
işlemlerini gerçekleştirebiliriz ayrıca çizdikten sonra birçok değişik formatta kaydedebilmemiz müm-
kün.
Bu yazıda sizlere programın genel hatlarını anlatarak nasıl çizim yapılacağını göstermeye çalıştım.
Programın web sitesi : http://www.hyper.com/Download/tabid/357/Default.aspx burasıdır. Siteye
üye olup indirmeniz mümkün. 10 gün gibi bir kısıtlama süresi mevcut. Umarım yararlı bir yazı olmuş-
tur. Selam ve sevgiler.
Kaynaklar :
http://www.hyper.com/Download/tabid/357/Default.aspx
http://w3.gazi.edu.tr/~nkaracan/inorglab/mm.pdf
31
ELEMENTTANIYALIM
Simgesi: Be
Grubu: 2A (Toprak alkali metal)
Atom numarası: 4
Bağıl atom kütlesi: 9,012182
Oda sıcaklığında: Katı
Erime noktası: 1278°C
Kaynama noktası: 2970°C
Yoğunluğu: 1,848 g/cc
Keşfi: 1828 - Friedrich Wöhler, A.
Bussy
Atom çapı: 1,4 Å
Elektronegatifliği: 1,57
Elektron dizilimi: 1s2
2s2
Yükseltgenme basamağı (sayısı): 2
Berilyum
Berilyum, periyodik tablonun II-A grubunda yeralan toprak alkali grubundan element. Berilyum ender
elementlerdendir. Yerkabuğunda ancak %0,0006 oranında bulunur. Zengin yatakları bulunmadığından,
berilden elde edilir. Fransız kimyacısı Nicolas Vaquelin tarafından 1798’de oksit halinde bulunmuş,
1828’de, birbirlerinden bağımsız olarak, Friedrich Wöhler ve Antoine Bussy tarafından elde edilmiştir.
Alüminyumdan daha hafif, ama daha sert, erime noktası da yüksek bir element olan beril, metalurjide
kullanılır. Ama alüminyumdan 200 kat pahalıya mal olması nedeniyle, kullanımı bilgisayar parçaları ve
jiroskop yapımı, uzay teknolojisi gibi birkaç özel alanla sınırlıdır.
Berilyumun Elde Edilmesi
Doğada bulunur, normal şartlarda laboratuvarda elde edilmez.
Saf berilyum içeren erimiş BeCl2
ve NaCl elektrolizi ile elde edilebilir.Başka bir yöntem de, berilyum florürün
1300 derecedeki magnezyumla indirgenmesidir.
BeF2
+ Mg → MgF2
+ Be
Kullanım Alanları
Yüksek oranda ısı emebilme özelliği nedeniyle, hava ve uzay taşıtlarında, iletişim uydularında, nükleer san-
trallerde ve füze yapımında kullanılır. Ayrıca, hafif metal alaşımlarında, X-ışını tüplerinin pencerelerinde ve
saat zembereklerinin yapımında da kullanılır. Yüksek bir erime noktasına sahip olması, hafifliği ve çelikten
çok daha esnek bir metal olması nedeniyle, bilgisayar parçaları yapımında, jiroskoplarda ve inşaat sektöründe
sık tercih edilen bir elementtir. Berilyumun bakır alaşımı da, kaynak yapımında, elektrik bağlantılarında ve
elektrotlarda kullanılır. Zümrüt ve akuamarin, berilyumun değerli kristal formlarıdır. Berilyum ve tozları,
zehirli olmalarının yanında, özellikle akciğerlerde kansere yol açabilmektedirler.
Bilgisayar parçaları ve jiroskop yapımı, uzay teknolojisi gibi birkaç özel alanla sınırlıdır. En önemli berilyum
bileşiği berilyum oksittir (BeO). Ana madde olarak seramik eşya ve özel tip camlar yapmada, floresan tüpler-
inde, nükleer reaktörlerde kullanılır.
32
SÖZLÜKIngilizce-Türkçe
Kiln
Osmosis
Pore Filler
Quartz
Radiation
Raw Spirit
Stirrer
Viscouz
Forensic Chemistry
Amination
Analytic
Structure
Volumetric Flask
Octane
Gold Plating
Main Reaction
Stack Fume
Survey
Wood Spirit
Flow Chart
Alcoholysis
Nitrometer
Copper
Fırın
Gözenek Doldurucu
Kuvars, Silis
Işınım, ışıma, radyasyon
Fermantasyon Alkolü
Karıştırıcı
Yapı
Tarama, Araştırma
Viskoz, Akışmaz
Ölçü Balonu, Balon Joje
Odun Ruhu, Metanol
Adli Kimya
Oktan
Akış Diyagramı
Aminleştirme
Altın Kaplama
Alkolle Parçalama
Analitik
Ana Reaksiyon
Azotometre
Baca Dumanı
Bakır
Ozmos, Geçişme
33
HABERLER
Yurttan Kimya Haberleri
SOĞUK FÜZYONA HAZIR MIYIZ?
Soğuk füzyona adım adım daha da yaklaşıyoruz. Yavaş yavaş artık bir hayal olmaktan
çıkabilme ihtimalleri gözüküyor.
Daha önceki raporlarda gerçekliği sorgulanıp şüpheyle bakılmış Enerji Katalizörü’nde
(E-Cat Energy Catalyzer), düşük nükleer reaksiyon ile nikel ve hidrojeni bakır olar-
ak birleştirerek enerji çıkışının gözlendiği rapor edildi. Çeşitli ülkelerden bilim in-
sanlarının raporuna göre 32 gün gözlenen küçük bir E-Katalizörü’nde net olarak 1,5
Megavat/saat düzeyinde enerji çıkışı gözlendi. Bu değerin bu küçük reaktör hacminden
çıkarılabilecek bilinen her hangi bir kimyasal kaynaktan çok daha fazla olduğunu be-
lirten araştırmacıların bu işlemin nükleer bir reaksiyon olduğunu gösteren bir bulguları
daha var. 32 günlük yanma sonucunda yakıtın önceki ve sonraki durumunu analiz eden
araştırmacılar, Nikel-58/Nikel-60’nin doğal karışımının neredeyse tamamen izotopu
olan Nikel-62’ye kaydığını ve bunun nükleer reaksiyon olmadan olamayacağını belirti-
yor.
Enerji Katalizörünün en ilginç tarafıysa ısı enerji çevriminin nükleer dönüşüme uyması
fakat düşük enerjide çalışıp nükleer atık ve radyasyon üretmemesi olarak gösterili-
yor. Bunu ilginç ve inanılmaz merak uyandırıcı kılan şey ise bunu açıklayabilecek bir
teorimizin olmaması. Ayrıntılarına bakmaya bile gerek kalmayacak kadar net deney-
sel sonuçlar veren Enerji Katalizörü’nün kimyasal yanmaların çok ötesindeki enerji
çıkışının nasıl bir nükleer reaksiyon ile meydana geldiğini açıklamada bilim insanları
dikkatli. Henüz soğuk füzyon olarak açıklama yapmaktan kaçınsalar da karışıklığa yer
vermeyecek deney sonuçları araştırmaların ilerlemesiyle güçlü bir enerji kaynağı olarak
kullanılabileceği belirtiliyor.
Bir başka araştırma tesisinde ise farklı bir metot ile benzer sonuçların elde edildiği
rapor edildi. Buradaki tesiste milyonlarca amperlik akımlar üretme kapasitesine sahip
dev elektrik atım jeneratörlerinden hatırı sayılır miktarda nötron çıkışı gözlemledikler-
ini belirten araştırmacılar, bu gözlemin metotlarının en büyük hedef olan verilen ener-
jiden daha çoğunu elde etmeye yolundaki ilerleyişlerini belirgin kıldığını düşünüyorlar.
34
KİMYAGERE ‘İNSAN ÜZERİNDE DENEY YAPMA’ SUÇUNDAN 20 AY HAPİS CEZASI
VERİLDİ.
Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi, organik kimya ile uğraşan ve patent almaya
çalıştığı bir maddeyi yasal prosedürlere uymaksızın 2 kişi üzerinde deneyen Zeki
Gündüz'e hapis cezası verdi. Gündüz'ün geliştirdiği “madde”yi, 3 yıl süre ile Döndü
H. ile Önder H. üzerinde denediği belirtildi. Hapis cezası, sonradan 12 bin lira para
cezasına çevirdi.
‘Televizyon haberinde görüp ulaştım’
Televizyonda her gördüğümüze inanmamalıyız. Bunun kanıtı da bir kez daha karşımız-
da.
Radikal’in haberine göre, müşteki Döndü H, ifadesinde, bir televizyon kanalında
yayımlanan haberde gördüğü sanığa ulaşarak, çocuğu ve kendisinin tedavisi için
başvurduğunu anlattı. Döndü H, "Yüzümün sol tarafında ufak bir çil izi vardı. Bazı
kremler sürdü 'geçecek' demesine rağmen yüzümdeki yara büyüdü. Halen de
geçmiş değil, ağız hareketlerim de kısıtlandı. Üç yıl süreyle beni oyalayıp tedavimi
gerçekleştirmedi" ifadesini kullandı.
Sanık Zeki Gündüz ise ifadesinde, yüzünde yanık meydana geldiğini, kimyager olduğu
için bazı karışımları kendinde denediğini, olumlu sonuç aldığını öne sürdü. Olayın
çevresinde duyulmasının üzerine basına yansıdığını, bazı kişilerin de tedavi amacıyla
geldiğini kaydeden Gündüz, kullandığı karışımı onlara verdiğini, suç kastıyla hareket
etmediğini söyledi.
İlaç ya da kozmetik ürünü değil
Kararda, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Kozmetik Ürünler
Koordinasyon Daire Başkanlığı ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca düzenlenen rapor-
larda, kremin ilaç ve kozmetik ürün olarak değerlendirilmeyeceğinin tespit edildiği
bildirildi.
Mahkeme, sanığı, Döndü H. ile Önder H.'ye karşı "insan üzerinde deney yapmak"
suçundan toplam 20 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, cezayı daha sonra 12 bin
lira para cezasına çevirdi.
35
TÜRK BİLİM İNSANININ ÇALIŞMASINA ALMANYA’DAN DESTEK
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Anorganik Kimya Anabilim Dalı Öğre-
tim Üyesi Doç. Dr. Zahmakıran’ın, “Bordan Yakıt Hücreleri İçin Hidrojen Salınımı Pro-
jesi”ne, Almanya’nın Berlin Üniversitesi ortak oldu.
Yüksek lisans döneminde hidrojene dayalı enerji uygulamaları ve bor malzemelerinin bu
amaçla kullanımıyla ilgili araştırma projesiyle Rudolf-MAN Diesel Proje Yarışmasını kazanan
ilk öğrenci olan Zahmakıran, hazırladığı projeyi iki yıl boyunca Berlin Üniversitesi ile ortak
yürütecek.
Hidrojenin, yakıt hücreleri sisteminde ve elektrik üretiminde kullanılacağını söyleyen Zah-
makıran, şöyle devam etti: “Hidrojen, amonyak borandan 4 farklı tepkime yoluyla elde edile-
bilinir. Fakat bu tepkimelerden ikisi ‘kinetik kontrol’ dediğimiz yakıt hücrelerinde, özellikle
taşıtlarda kullanılması aşamasında önem arz eden, kinetik kontrolünü sağlayan tepkimeler. Bu
iki tepkime için uygun, düşük maliyetli metallerin kullanıldığı, etkin, uzun ömürlü ve tekrar
kullanılabilir katalizörlerin geliştirilmesi lazım. Çünkü iki tepkimede ancak uygun katalizör
eşliğinde gerçekleşiyor ve hidrojen üretimini sağlıyor. İşte bu da kataliz alanında çığır açacak
bir gelişme demek. Projeyle, atomların dizilişinden etkin yüzey atomlarının sayısına kadar
kontrolünü sağlayarak, uygun katalizörler geliştirip, ülke koşullarında sentezi mümkün olan
amonyak-boran gibi önemli bir kimyasaldan, tersinir hidrojen üretimini sağlayacağız. Projem-
iz bundan ibaret.”
Bu sistemin araçların yakıt ihtiyacı karşılamada önem taşıdığını ifade eden Zahmakıran,
bor rezervine sahip olmayan ülkelerde bile elektrik enerjisi ile çalışan hibrit araçların yoğun
olarak üretildiğini, bu nedenle büyük rezerve sahip olan Türkiye’de projeyle alınacak pozitif
sonuçların önem taşıdığını sözlerine ekledi
36
BROKOLİ KANSERE KARŞI PANZEHİR
Brokolinin kanseri önleyici özelliği dışında içerdiği flavonoidler bakımından
bağışıklık sistemini güçlendirdiği, kalp hastalıklarına yakalanmada, kalp krizi
riskini azaltmada rol oynadığı ve vücudun hormon dengesini sağladığı uzmanlar
tarafından açıklandı. Ayrıca haftada 1 ya da 2 kez brokoli yenilmesi; A, C, E ve karo-
tin bakımından zengin bir yapıya sahip olan brokolinin antioksidan bakımından
da zengin olmasını hücreleri serbest radikallere karşı koruduğunu, “sülforafan”
zengini olan brokoli filizinin tam bir panzehir görevi üstlendiği belirtildi.
Brokolinin tohumundan yeni çıkmış olan brokoli filizleri, erişkin bir sebzeye göre
50 kat daha fazla sülforafan taşıyor. Sülforafan maddesi kanserli hücrelerin büyüme-
sini engellemekle birlikte onları öldürebiliyor. Yapılan klinik araştırmalarında meme
kanseri olan kadınlara brokoli, kıvırcık lahana, beyaz lahana ve karnabahar gibi
besinler verilerek, meme kanseri riskinin yüzde 50 azaltıldığı, kimilerinde ise tama-
men iyileşme belirtisi gösterdiği görülmüş durumdadır. Ayrıca brokoli içerisinde
bol miktarda göğüs kanseri riskini azaltan ‘indole” adlı bir madde bulunuyor. Bu
besin göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını da engelliyor.
37
Dünyadan Kimya Haberleri
İKİ DAKİKADA %70 ŞARJ EDİLEBİLİR ULTRA HIZLI PİLLER
Nanyang Teknoloji Üniversitesi(NTU) bilim adamları, sadece 2 dakika içerisinde
%70’e kadar şarj edilebilir ultra hızlı pil geliştirdi. Pil, aynı zamanda 20 yıldan daha
uzun bir ömre sahip olacak.
Lityum-iyon pillerinin bu yeni türleri, elektrikli aletleri şuan ki teknolojiden 20
kat daha hızlı şarj etmeyi sağlıyor. Bununla birlikte, elektrikli araçlarda sık sık pil
değiştirmek de ortadan kalkacak ve yeni pil, 10.000’den fazla şarj döngüsüne dayana-
bilme gücüne sahip olacak.
NTU bilim adamları, lityum iyon pillerinde negatif kutupta kullanılan grafit yerine
titanyum dioksitten yapılan yeni bir jel malzeme yerleştirdi. NTU bilim adamları,
titanyum dioksit parçacıklarını insan saçı çapından bin kat daha ince olan ince na-
notüplere dönüştürmek için basit bir yöntem geliştirdi. Bu nanoyapı, süper hızlı şarj
etmeyi sağlayan yeni pilde meydana gelen kimyasal reaksiyonların hızlandırılmasına
yardımcı oluyor.
Bugünkü lityum-iyon pillerinde kullanılan lityum-grafit anodunun eş-mucidi Prof.
Rachid Yazami, “Prof.Chen’in buluşu pil teknolojisinde büyük bir sıçrayıştır” dedi.
Prof.Chen’in araştırma ekibi, ileride büyük ölçekli pil prototipi oluşturmak için başvu-
ru yapacaklar. Prof.Chen hızlı şarj edilebilir pillerin iki yıl içerisinde piyasada ol-
acağını umuyor ve “Bizim nanoteknolojimiz sayesinde, elektrikli arabaların sadece
5 dakika şarj ile menzilini büyük ölçüde artırmak mümkün olacak.” dedi.
Frost&Sullivan Firması’na göre 2016 yılında şarj edilebilir lityum-iyon pilleri dünya
piyasasının 23.4 milyar dolar değerinde olması öngörülüyor.
Prof.Chen “Bu yeni nanotüp jelin imalatı oldukça kolay. Titanyum dioksit ve so-
dyum hidroksit birbirine katılır ve belirli bir sıcaklık altında karıştırılır. Pil üreti-
cileri bizim yeni jelimizi şuan ki üretim süreçlerine kolayca entegre edeceklerdir.”
dedi.
38
YARA TEDAVİSİ İÇİN “AKILLI BANDAJ”
Almanya, Güney Kore ve Amerika’dan bir grup araştırmacı, cilt yara ve yanıklarında oksijen
konsantrasyonlarını saptayabilen sıvı bir bandaj geliştirdi.
Evans ve ekibi doku oksijen seviyelerini tespit etmek için basit, non-invaziv bir yöntem
geliştirdi: doku oksijenli ise sıvı bandaj mavi-yeşil, oksijen az ise kırmızı yanıyor.Araştır-
macılar bunun için mavi kumarin boya ve paladyum içeren kırmızı fosforlu porfirini kul-
landılar.
Evans, “Teknolojinin çoğu zaten vardı. Biz, onu gerçek klinik durumlarda kullanmak
için basit ve uygulanabilir yapmaya çalışıyoruz.”dedi. Şimdiye kadar bandaj hayvanlar
üzerinde doku nakli ve yaraları izlemek için kullanılıyordu, ama Evans yakında teknolojinin
klinikte test edileceğinden umutlu.
North Carolina State Üniversitesi’nden Biyomedikal Mühendisi Alper Bozkurt, “Akıllı
bandaj gibi kişiselleştirilmiş ilaç ve evde kullanılan tanı cihazları daha popüler ve kabul
edilir hale geliyor.”dedi.
Evans’ın ekibi şimdi android telefonlar için uygulamalar geliştiriyor, böylece kullanıcılar
cihazın kamerasıyla oksijen haritalarını kolayca oluşturabilecekler.
Evans, “Biz sadece oksijeni hisseden değil, aynı zamanda pH ölçen, bakterileri algılayan
bir bandaj geliştirmek istiyoruz.”dedi.
39
2014 KİMYA NOBEL ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
Nobel Ödülleri dinamiti icat eden Alfred Bernhard Nobel ‘in vasiyeti üzerine 10 Aralık 1901
yılından itibaren fizik, kimya, tıp, edebiyat, barış ve ekonomi dallarında yaptığı çalışmalarla
insanlığa yarar sağladığına inanılan kişilere verilmeye başlanmıştır.
Bu yıl Nobel Kimya ödülleri dokuların moleküler yapısına inen süper güçlü mikroskop
geliştiren bilim insanları Eric Betzig, Stefan W. Hell, William E.Moerner arasında pay-
laşılacak.
Peki bu mikroskop ile neler yapılabilecek?
Nobel jürisi, üç bilim insanının geliştirdiği mikroskop sayesinde hastalıkların araştırılması
ve ilaç tasarımında devrim niteliğinde bir ilerleme sağlandığını açıkladı. Jüri, çığır açan
çalışmanın mikroskop teknolojisini ''nano-boyuta'' taşıdığını söylüyor. Nanoskopinin
günümüzde dünya çapında kullanılır hale geldiğini söyleyen Nobel jürisi üç araştırmacının
çalışmasından bütün insanlığın her gün faydalandığını belirtiyor.
40
SÜPER AĞIR ELEMENTLERİN KİMYASAL ÇALIŞMALARIMDA DÖNÜM NOKTASI :
KARBON ATOMU VE SÜPER AĞIR METALLER ARASINDA İLK BAĞ
Uluslararası işbirliği başkanlığındaki araştırma gruplarından Mainz ve
Darmstadt Almanya yaptığı çalışmada ilk kez, kimyasal bağ süper ağır
element... Seaborgiyum (element 106) bu çalışmada sırasında bir karbon
atomu ile bağ kurulmuştur. Seaborgiyum on sekiz atom altı karbon mo-
noksit molekülleri seaborgıyum bağlı dahil seaborgiyum hekzakarbonil
kompleksi haline dönüştürülmüştür.
Bu çalışmadan gaz özellikleri ve silikon dioksitin bir yüzeye adsorpsiyonu
incelenmiştir. Seaborgiyum periyodik tablonun aynı grubunda komşu-
larının benzeri bileşikler ile karşılaştırılmıştır ve kimyasal özellikler göre-
lilik etkileri ile ilgili en belirgin bulunduğu periyodik tablonun sonundaki
elementlerin kimyasal davranışı çok daha ayrıntılı araştırmalar için bakış
açısı sağlamıştır.
Süper ağır elementler ile ilgili yapılan çalışmalarda genellikle düşük sıcak-
lıklarda gaz halinde olan maddeler tercih edilir. Bugüne kadar bileşikler,
çoğunlukla halojenler ve oksijen içerenlerden seçilir; örneğin, seaborgiyum
daha önce iki klor ve iki oksijen atomundan yüksek volatilite ile çok kararlı
bir bileşik oluşturulmuştur. Ancak, bu tür atomun en dıştaki tüm elektron-
lar rölativistik etkileri maskesi olan kovalent kimyasal bağları, işgal edilm-
iştir.
41
Kaynaklar :
http://haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/soguk-fuzyon-hayal-olmaktan-cikabilir-haberi-98590
http://www.gazetevatan.com/kimyagere-insan-uzerinde-deney-yapma-cezasi-685484-gundem/
www.akademikpersonel.org/anasayfa/turk-biliminsaninin-projesine-almanyadan-destek-geldi.html
http://www.kimyahaberleri.com/kimya-ogretim-gorevlisinin-projesine-almanyadan-destek/
http://www.byegm.gov.tr/turkce/haber/brokoli-kansere-karsi-panzehir/69160
kadin.mynet.com/diyet/diyet/23989-kansere-karsi-panzehir-brokoli.html
www.milliyet.com.tr/brokoli-kansere-karsi-panzehir-kanser-1949394/
http://www.rsc.org/chemistryworld/2014/10/smart-bandage-wound-treatment-green-light
http://www.sciencedaily.com/releases/2014/10/141013090449.htm
http://www.sciencedaily.com/releases/2014/09/140919083855.htm
http://www.scientificamerican.com/podcast/episode/2014-nobel-prize-in-chemistry/
42
FAYDALI
LINKLER
http://www.chemguide.co.uk/inorgmenu.html
http://www.kimyam.net/
https://www.facebook.com/groups/1455370514716242/
Kimya bölümü okuyan arkadaşlar için basit
olarak hazırlanmış bir site. Sitede
inorganik kimyaya ait bilgiler bulabilirsiniz.
İncelemenizi öneriyoruz.
Türkçe içerikli bir kimya sitesi. Sitede
seçenekler yardımı ile birçok nota ulaşıp,
döküman arşivinizi genişletebilirsiniz. Siteyi
inceleyip dökümanlara bakmanızı öneriyoruz.
Kimya öğretmenlerinin ÖABT Sınavlarına
katkı sağlamak için açılmış bir grup. Kimya
öğretmenlerinin katılıp, birbirlerine destek
olmalarını bekliyoruz.
43
BULMACA
Kimya Bulmacasi
1 2
3
4 5
6
7
8 9 10
Soldan Saga
3. Iki sivi fazin birbiri içerisinde dagilarak olusturduklari
heterojen sistemdir.
4. Bir litre çözücüde çözünen maddenin formül gram
sayisidir.
6. Kati, sivi veya gaz halindeki bir maddenin kati, sivi veya
gaz halindeki baska bir ortam içerisinde homojen olarak
dagilmasina denir.
8. Bir fotonun isin yayici bir yüzeye çarpmasi sonucu
kopan bir elektron.
Yukaridan Asagiya
1. Bazi maddeler sivi hale geçmeden gaz fazina geçmesine
denir.
2. Bir çözeltide (analit) bulunan madde miktarinin , derisimi
kesin olarak bilinen bir titrantla verdigi kimyasal tepkime
sonrasinda harcanan hacmi, esdeger gram sayisi yardimi
ile bulunmasi için kullanilan yöntemdir.
5. Bir elementin atomlarinin uzayda farkli farkli sekillerde
dizilmesiyle olusan yapiya denir
7. Titrasyon sirasinda çözeltideki derisim degisikliklerine
göre renk vererek esdegerlik noktasina gelindigini belli
eden organik kökenli boyalardir.
9. Merkez atomuna bagli olan nötr molekül veya
anyonlara denir.
10. Karbonil (C=O) grubuna alkil gruplari bagli bilesiklerdir.
44
BULMACAGeçen Ayın Çözümü
Kimya Bulmacasi
Y
1
A K A
2
C A K
N K
3
I
4
B
5
A R O M E
6
T R E N
T T L D K
7
E V I Ü A
8
R H
9
I D R O L I Z
N G E
E O
N T
10
U Z
M R
E O
P
Soldan Saga
1. Yandiklarinda çevrelerine isi veren tüm maddelere denir.
[YAKACAK]
5. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek.
[BAROMETRE]
9. Bir tuzun suda çözünerek kendisini olusturan asit veya
baza ayrismasina denir [HIDROLIZ]
10. Asit ve bazlarin nötürlesmesinden meydana gelir.
Asitlerin (-) gruplari (anyon) ile bazlarin (+) gruplari
(katyon) nin birlesmesiyle olusan iyonik katilara denir
[TUZ]
Yukaridan Asagiya
2. Yükseltgenmenin oldugu elektrottur. [ANOT]
3. Madde moleküllerinin titresimlerinin durdugu sicaklik
noktasini sifir olarak kabul eden bir sicaklik birimidir.
[KELVIN]
4. Bir maddenin elektron kazanmasina denir.
[INDIRGENME]
6. Sudaki hidrojenlerin yerine alkol gruplarinin geçmesiyle
olusan bilesiklere denir. [ETER]
7. Yanmis organik maddelerden geri kalan atiga verilen
genel isimdir. [KÜL]
8. Sabit bir kaynama noktasi bulunan ve sivi ile buhar
hallerindeki bilesimi ayni olan çözelti. [AZEOTROP]
E-Dergide
Yazarlık
SİZDE YAZARIMIZ
OLUN
-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı
görür yayımlanmaz.
-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.
-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.
Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.
-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Dergi Editörlerimiz olan
Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.
-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız
yayımlanmayacaktır.
--Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
-- 2014 Aralık ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Kasım 2014’tür.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacak-
tır.
-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde
yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuy-
or ve araştırılıyor.
-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir
düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey
katıyor.
-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için
bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız
ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.
-- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
45
Dergimizi
OKUYUN
OKUTUN

More Related Content

What's hot (9)

inovatif kimya dergisi sayi 6
inovatif kimya dergisi sayi 6inovatif kimya dergisi sayi 6
inovatif kimya dergisi sayi 6
 
inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21inovatif kimya dergisi sayi 21
inovatif kimya dergisi sayi 21
 
inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26inovatif kimya dergisi sayi 26
inovatif kimya dergisi sayi 26
 
inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24inovatif kimya dergisi sayi 24
inovatif kimya dergisi sayi 24
 
inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8inovatif kimya dergisi sayi 8
inovatif kimya dergisi sayi 8
 
inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13inovatif kimya dergisi sayi 13
inovatif kimya dergisi sayi 13
 
inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14inovatif kimya dergisi sayi 14
inovatif kimya dergisi sayi 14
 
inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5inovatif kimya dergisi sayi 5
inovatif kimya dergisi sayi 5
 
inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27inovatif kimya dergisi sayi 27
inovatif kimya dergisi sayi 27
 

Similar to inovatif kimya dergisi sayi 16

Similar to inovatif kimya dergisi sayi 16 (20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-22
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-26
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-15
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-24
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-27
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-23
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-25
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-17
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-19
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-13
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-21
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-18
 
inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3inovatif kimya dergisi sayi 3
inovatif kimya dergisi sayi 3
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3 İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-20
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-4
 
inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4inovatif kimya dergisi sayi 4
inovatif kimya dergisi sayi 4
 
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-6
 
inovatif kimya dergisi sayi 10
inovatif kimya dergisi sayi 10inovatif kimya dergisi sayi 10
inovatif kimya dergisi sayi 10
 

More from İnovatif Kimya Dergisi (10)

inovatif kimya dergisi sayi 32
inovatif kimya dergisi sayi 32inovatif kimya dergisi sayi 32
inovatif kimya dergisi sayi 32
 
inovatif kimya dergisi sayi 31
inovatif kimya dergisi sayi 31inovatif kimya dergisi sayi 31
inovatif kimya dergisi sayi 31
 
inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30
 
inovatif kimya dergisi sayi 29
inovatif kimya dergisi sayi 29inovatif kimya dergisi sayi 29
inovatif kimya dergisi sayi 29
 
inovatif kimya dergisi sayi 28
inovatif kimya dergisi sayi 28inovatif kimya dergisi sayi 28
inovatif kimya dergisi sayi 28
 
inovatif kimya dergisi sayi 12
inovatif kimya dergisi sayi 12inovatif kimya dergisi sayi 12
inovatif kimya dergisi sayi 12
 
inovatif kimya dergisi sayi 11
inovatif kimya dergisi sayi 11inovatif kimya dergisi sayi 11
inovatif kimya dergisi sayi 11
 
inovatif kimya dergisi sayi 9
inovatif kimya dergisi sayi 9inovatif kimya dergisi sayi 9
inovatif kimya dergisi sayi 9
 
inovatif kimya dergisi sayi 7
inovatif kimya dergisi sayi 7inovatif kimya dergisi sayi 7
inovatif kimya dergisi sayi 7
 
inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2inovatif kimya dergisi sayi 2
inovatif kimya dergisi sayi 2
 

inovatif kimya dergisi sayi 16

  • 1. Kimya Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi YIL:2 SAYI:11 KASIM 2014 BIYOPLASTIKLER . . HPLC ve Ilaç Sanayinde Uygulamaları Kendi Kendini Temizleyen Biyolojik Yüzeyler Gazların Difüzyonu Hyperchem ile Molekül Modelleme-1 Proteinlerin Yapıtaşı Aminoasitler Vampirlerin Korkulu Rüyası Sarımsak Haberler Faydalı Linkler Element Tanıma Sözlük(İng-Trk) Bulmaca
  • 2. ÖnsözHakkımızda İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma- larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran, internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online ortamdan edinen bir e-dergidir. Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark- adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı, kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola- bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı hedef edinmiştir. Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm bitirmiş olmanız yeterli. Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı, haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri kısmı adlı bölümler vardır. Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız dileğimizle... İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi Sahibi : Yavuz Selim Kart Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart Aybike Kurtuldu Seda Çoban Haber Bölümü : Seda Çoban Aybike Kurtuldu Ebru Çetinkaya Hatile Moumintsa Facebook Yönetimi ve Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart
  • 3. KURALLARDergimiz Hakkında 1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun- dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel- ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du- rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman- larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz. 6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder- diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel- erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. 9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark- adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey- iniz. 10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo- zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır. 11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. * Akademik Makaleler * Endüstriyel Konular * Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar (Kimya üzerine bölümler için) * İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar * Laboratuvar Üzerine Yazılar * Kimya Sanayi Uygulamaları * Teorik Kimya Üzerine Makaleler * Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat Edilecek Husular Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları Üzerine Yazılar temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz. 12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml- anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime- ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
  • 5. Merhaba İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları Editörden Değerli Okuyucularımız; Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizin gönderdiğiniz yazılarla bu ay 16. sayıyı çıkarmanın keyfini yaşıyoruz. Bize yazı gönderen ve yazmayı düşünen herkese gönülden teşekkürler. Dergimizi sosyal ortamlarda çok okunan, çok fazla kişinin takip ettiği bir dergi haline get- irmek için sürekli uğraşıyoruz. Sosyal platformlarda bizlere desteklerinizi esirgemediğiniz için ayrıca teşekkürler. Bu ay E-Dergimizde 7 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. HPLC ve İlaç Sanayinde Uygulamaları yazısı, HPLC ve ilaç sanayi hakkında açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı. Proteinlerin Yapıtaşı Aminoasitler yazısı, Düzce Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hocamızın yazısı olup aminoasitler hakkında bilgilendirici bir yazıdır. Kendi Kendini Temizleyen Biyolojik Yüzey- ler yazısı, bu ayın dikkat çekici yazısıdır, okudukça fark edeceksiniz. Biyoplastikler konusu, bu ayın kapak konusu. Vampirlerin Korkulu Rüyası Sarımsak konusunda ise sarımsak hakkında birçok şey öğreneceksiniz. Gazların Difüzyonu yazısında ise derslerde görmüş olduğumuz difüzyon konusu hakkında kısaca bilgileneceksiniz. Hyperchem ile Molekül Modelleme yazısında 3 Boyutlu bir çizim nasıl yapabiliriz onu öğreneceksiniz. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Berilyum Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelime- lerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz. Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay görüşmek üzere sevgiyle kalın. Yavuz Selim Kart Dergi Editörü
  • 6. IÇINDEKILER HPLC ve Ilaç Sanayinde Uygulamaları Proteinlerin Yapıtaşı Aminoasitler Kendi Kendini Temizleyen Biyolojik Yüzeyler Hyperchem ile Molekül Modelleme-1 Faydalı Siteler Biyoplastikler Element Tanıyalım Kimya Bulmaca Gazların Difüzyonu Haberler Sizde Yazarımız Olun Vampirlerin Korkulu Rüyası Sarımsak Sözlük (Ing-Trk) Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay) 7 10 17 31 43 13 25 42 23 33 45 20 32 44
  • 7. 7 Kimyager (Ögrenci) Ebru ÇETINKAYA ebr_ctnky_81@hotmail.com HPLC ve ILAÇ SANAYINDE UYGULAMALARI M erhaba sevgili İnovatif Kimya Dergisi okurları, Bu yazımda sizlere kimya ile uğraşan herkesin çokça duyduğu ve bildiği HPLC’i ve ilaç sanay- indeki kullanımını anlatacağım. HPLC kelime anlamı olarak, İngilizce “High Performance Liquid Chromotography” kelime- sinin baş harflerinden oluşur ve Türkçe karşılığı “Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi”dir. Yüksek performans, yüksek resolüsyonu(ayrımı) ifade etmesi nedeniyle cihaz bu ismi almaktadır. Mobil fazın yüksek basınçla ilerlemesi sağlandığı için de “Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografi” olarak da adlandırılmaktaydı. Yüksek Performanslı Sıvı Kromotografisi (HPLC) bir sıvıda çözünmüş bileşenlerin, bir kolon içerisinde bulunan genellikle katı bir destek üzerindeki sabit faz ile değişik etkileşimlere girmesi, kolon içinde değişik hızlarla hareket etmeleri sonucu, farklı zamanlarda bileşenlerin kolonu terk ederek birbirl- erinden ayrılması temeline dayanır. HPLC, genellikle ayırma mekanizmasına veya durgun fazın tipine göre sınıflandırılır. Bunlar arasında dağılma yada sıvı-sıvı kromatografi, adsorpsiyon yada katı-sıvı kro- matografi, iyon-değişimi kromatografi, boyut ayırıcı kromatografi, afinite kromatografi ve kiral kromato- grafiyi sayabiliriz.
  • 8. 8 Şekil-1: Sıvı kromatografinin uygulamaları. Diyagramın sağ tarafındaki kromatografi tipleri, polar bileşikler için uygundur. Diyagramın altında- ki teknikleri ise, büyük mol kütleli türler için en uygundur. Modern cihazlarda normal bir akış hızı elde etmek için, 3-10 µm’lik dolgu maddeleriyle doldurul- muş kolonlarda birkaç yüz atmosferlik basınç uygulamaları yapılır. HPLC’nin en büyük avantajı ısıya dayanıklı olmayan ve uçucu olmayan bileşikleri analiz edebilmesidir. Ayrıca, yüksek basınç nedeniyle analiz süresinin azalması, kesin sonuca ulaşma, düşük oranlarda miktar saptama, analizlerin oda sıcak- lığında yapılması sistemin diğer avantajları arasında sayılabilir. HPLC’nin avantajları olduğu gibi deza- vantajları da bulunmaktadır. Bu, yüksek basınç uygulaması nedeniyle, diğer kromatografi cihazlarına göre daha pahalı ve daha karışık olmasıdır. Basit izokratik bir sistem ucuz olmakla birlikte, mikroişlemci kontrollü, dereceli elüsyon yapabilen, çeşitli dedektörlere sahip bir sistem için yaklaşık 40.000 £ ödemek gerekmektedir. Cihazın temel modülleri, çözücü (hareketli faz) rezervuarı, pompa, enjeksiyon valfı, kolon, dedektör, kaydedici ve atık rezervuarıdır. Bu modüllere ek olarak, çeşitli sistemlerde bazen çözücü filtresi, örnek filtresi, ön kolon filtresi, koruyucu kolon, basınç düzenleyicisi ve çözücüler için gaz geçirme sistemi de yer alabilir. Şekil-2: HPLC’nin Kısımları
  • 9. 9 HPLC’nin temel çalışma prensibine göre, detektör çözücü ve çözelti arasındaki karakteristik değişiklikleri ölçer. Bu değişiklikler monitörde görüntülenir. Diyagramda; çözücünün geçtiği bölüm, örneği sabit bir akış hızıyla cihaza iter. Enjektör,örneği sıvının içinden geçtiği kolona alır. Kolon, araştırılan maddeyi örnekteki diğer maddelerden ayıran silikon boncukların bulunduğu paslanmaz çelikten yapılmış tüptür. Dedektör, çözeltideki değişiklikleri belirleyen optik sensördür. Monitör, sistem elemanlarının kontrolünü, verilerin kaydedilmesini sağlar. HPLC günümüzde bir çok alanda vazgeçilmez bir araç olarak kabul edilmekte ve çeşitli organik, inorganik ve biyolojik numunelerdeki türleri ayırmak ve tayin etmek için kullanılmaktadır. Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi’nin başlıca kullanıldığı alanlar; -İlaçlar(Antibiyotikler, sedatifler, streoitler, analjezikler), -Biyokimyasallar(Amino asitler, proteinler, karbonhidratlar, lipidler), -Gıda maddeleri(Suni tatlandırıcılar, antioksidanlar, aflatoksinler, katkı maddeleri), -Endüstriyel kimyasallar(Çok halkalı aromatikler, yüzey aktif maddeleri, iticiler, boyalar), -Kirleticiler(Pestisitler, herbisitler, fenoller, PCB’ler), -Klinik tıp(Safra asitleri, ilaç metabolitleri, üre özütleri, östrojenler), -Uyuşturucular(Uyuşturucu ilaçlar, zehirler, kan alkolü, narkotikler)’dır. HPLC, ilaç analizi, ilaç takibi ve kalite güvencesi için önemli bir araçtır. İlaç analizleri için bir dizi testler yapılmaktadır. Bu testler ilaç şirketlerinin AR-GE ve kalite kontrol aşamalarında yapılan safsızlık ana- lizleri, ağır metal, etken madde, organik solvent ve kalıntı solvent miktar tayini, temizlik validasyonu, çözünürlük çalışmaları, stabilite testleri, stereoizomer gibi testleri kapsamaktadır. İlaç üreticisinin amacı, hastaların hayatını koruyup kurtaracak olan ilaçların yüksek kalitede olmasını sağlamaktır. İlaç sek- töründe kalitesizlik affedilecek bir şey değildir. Bu nedenle, HPLC ilaç sektöründe önemli bir yer tutar, çünkü ilaç şirketleri FDA tarafından sıkı düzenlemelere tabi tutulurlar. Eğer ki testlerinde başarısız olur- larsa FDA tarafından uyarı alabilir, hatta şirketin üretimi kapatılabilir. Bu sektörde çalışmayı düşünen arkadaşlarıma önerim HPLC eğitimi almaları olacaktır, böylece iş baş- vurusunda CV’lerinizle bir adım öne geçebilirsiniz. Sağlıcakla kalın… 1. http://www.ehow.com/about_6501907_importance-hplc-pharmaceuticals-medicines.html 2. Fundemantals of Analytical Chemistry, Douglas A Skoog Donald M West and F James Holler 3. http://tr.265health.com/conditions-treatments/prescription-drugs/1017045783.html#.VEVfX- vmsWmZ 4. http://www-organik.chemie.uni-wuerzburg.de/uploads/RTEmagicC_HPLC1_01.png.png Kaynaklar :
  • 10. 10 Haydar GÖKSU adar_gok@hotmail.com Proteinlerin Yapı Taşı Aminoasitler . . .. Aminoasitler, aynı karbon atomuna hem karboksil hem de amin gruplarının bağlanması ile oluşan küçük hacimli moleküllerdir (Şekil 1)1. H2N C COOH R H amin grubu karboksil grubu alkil grubu Şekil 1. Aminoasit moleküllerinin yapısı Nötral ortamlarda zwitter iyonik yapıda bulunurlar. Zwitter iyonik yapı, karboksil grubundaki hidrojen ato- munun proton olarak ayrılması ve amin grubuna bağlanması ile oluşan yapıdır. Aminoasitin zwitter iyonik forma dönüşümü tautomerizasyon olarak adlandırılabilir. Tautomerizasyon, organik moleküldeki bir atomun molekül içindeki göçünü ifade etmektedir. Zwitter iyonik form ve zwitter iyonik forma dönüşmeyen bu iki yapı ise birbirinin tautomeridir. Aminoasitlerin doğasında zwitter iyonik halde bulunma isteği vardır ve bu halde kararlıdırlar (Şekil 2)2. H2N C COOH R H N C C R H H H H O O tautomerizasyon aminoasit molekülü zwitter iyonik hal Şekil 2. Aminoasitlerin tautomerleşmesi ve zwitter iyonik yapı Şekil 2’de görülen aminoasitlerin genel yapısındaki R grubu alkil grubu olup, değişken gruplardır. Alkil grubu değiştikçe amino asidin türü de değişmektedir. Proteinlerin yapısını oluşturan 20 çeşit amino asit vardır. Bu aminoasitlerden 10 tanesi temel amino asitlerdir ve insan vücudu bunları sentezleyemedikleri için dışarıdan alması gerekmektedir. Geri kalan 10 tanesi ise insan vücudunda ihtiyacı karşılayacak miktarda sentezlenmek- tedir (Tablo 1)3. Kimya Ögretmeni (Düzce Üni Ögr.Gör. Dr.)
  • 11. 11 İnsan vücudunda sentezlenen aminoasitler Sembolü İnsan vücudunda sentezlenemeyen aminoasitler Sembolü Alanin A İzolösin I Asparajin N Lösin L Aspartik asit D Lizin K Sistein C Metiyonin M Glütamik asit E Fenilalanin F Glütamin Q Treonin T Glisin G Triptofan W Prolin P Valin V Serin S Arjinin R Tirozin Y Histidin H Tablo 1. Aminoasit türleri ve standart sembolleri Aminoasitler kendi içinde küçük ve büyük hacimli, yüklü, nötral, kükürt atomu içeren, aromatik, alifatik, hidrofobik, hidroksi grubu içeren, asidik ve bazik gibi gruplandırılmaktadır (Şekil 3) Şekil 3. Aminoasitlerin gruplandırılması Sistein, histidin, tirozin ve arjinin özellikle çocuklarda alınması zorunlu olan aminoasitlerdir. Çünkü çocuk- luk döneminde bu aminoasitlerin sentezini gerçekleştiren metabolik reaksiyonlar çok zayıftır.4 Aminoasitler biyolojik olarak aktif moleküllerdir ve sahip oldukları R grubunun türüne bağlı olarak farklı biyolojik aktivite göstermektedirler. Biyolojik bir katalizör olan ve canlı metabolizmasında meydana gelen reaksiyonların daha hızlı olmasını sağlayan enzimler için aktivatör (enzim aktivitesini artıran) veya inhibitör (enzim aktivitesini azaltan) olarak görev yapabilmektedirler.5 Birbirinin stereoizomeri (enantiyomer) olan aminoasitlerden sadece biri enzimler için aktivatör olarak görev yaparken, diğeri inhibitör olarak görev yapmaktadır. Enantiyomerlerin, biyolojik aktivite dışındaki tüm fizik- sel ve kimyasal özellikleri aynıdır. Enantiyomer, ayna görüntüsü ile üst üste çakışmayan moleküllerdir. Mole- külün ayna görüntüsü ile üst üste çakışmaması için bir stereojenik karbona (dört farklı grubun bağlı olduğu karbon) ihtiyaç vardır. Aminoasitler için enantiyomer çifti kavramı yerine DL çifti kavramı daha sıklıkla kullanılmaktadır. D ve L izomeri aminoasitteki amin grubunun sağda ya da solda olması ile ilgili bir durum- dur (Şekil 4).6
  • 12. 12 Şekil 4. Aminoasitlerde DL çifti Enzimler, birçok organik reaksiyonun gerçekleştiği aktif bölgelere sahiptir. Bu aktif bölgeler, aktivatör-in- hibitör ve reaksiyona girecek kimyasal maddelerle (substrat) yapısal uyuma (anahtar-kilit) sahiptir. Özellikle aminoasitler enzimlerin aktif bölgeleri ile etkileşerek canlı organizmalarda meydana gelen bazı metabolik reaksiyonların daha hızlı gerçekleşmesini ya da durdurulmasını sağlamaktadır (Şekil 5).7 Şekil 5. DL aminoasit çiftlerinin enzimlerle etkileşme durumları Kaynaklar : 1. Hudaky, P., Beke, T., Perczel, A., Journal of Molecular Structure (Theochem), 2002, 583, 17-135. 2. Dinakar, C., Djilianov, D., Bartels, D., Plant Science, 2012, 182, 29-41. 3. Kyte, J., Doolittle, R.F., J. Mol. Biol., 1982, 157, 105-132. 4. Imura, K., Okada, A., Nutrition, 1998, 14 (1), 143-8. 5. Bairoch, A., Nucleic Acids Res., 2000, 28, 304-305. 6. Conteras, R., Flores-Parra, A., Lopez-Sandavol, H.C., Barba-Behrens, N., Coordination Chemistry Re- views, 2007, 251, 1852-1867. 7. Lewis, D., Wiseman, A., Enzyme and Microbial Technology, 2005, 36, 377-384.
  • 13. 13 Kimya Mühendisi (Tübitak Mam Uzm. Ars) Fevzihan BASARIR fevzihan.basarir@tubitak.gov.tr KENDİ KENDİNİ TEMİZLEYEN BİYOLOJİK YÜZEYLER T oz, kir içermeyen ve kendi kendini temizleyebilen yüzeyleri elde edebilmek insanoğlunun en büyük hayallerinden birisidir. Kendini temizleyen yüzeyler ekonomik, estetik ve çevreci olma- larından dolayı bu konu üzerine son yıllarda önemli araştırmalar yapılmaktadır. Günümüzde gelişmiş ülkelerde kendini temizleyebilen camlar, binalar ve elbiselerde konusunda ciddi gelişmeler yaşanmaktadır. Böylesi bir hayalin gerçekleşmesi insanoğluna yüksek miktarda zaman, emek ve para tasarrufu yapmasına vesile olacaktır. Kendini temizleyen yüzeyler konusu ilk olarak Asya’da temizlik ve saflığın sembolü olan lotus çiçeğinin (Nelumbo nucifera) fizikokimyasal özelliklerinin bilim adamlarının ilgisini çekmesiyle başlamıştır. Daha sonra araştırmalar sonucu lotus yaprağı ile benzer yüzey özellikleri gösteren bitki yaprakları ve böcek kanatları doğada bulunmuştur [1]. Aşağıda kendini temizleyen biyolojik yüzey- lere doğadan seçilmiş örnekler verilmektedir; 1-Lotus yaprağı Lotus çiçeğinin kökleri çamur içerisinde bulunmasına rağmen yaprakları her zaman temiz bulun- maktadır. Bunun sebebi ise yapraklar üzerine düşen su damlacıkları yüzey geriliminden dolayı büyük damlalar haline gelip yüzey üzerindeki kirleri toplayıp kayarak gitmektedir. Bu özellik kendini temi- zleme ya da lotus efekti olarak bilinmektedir (Şekil 1) [2]. Şekil 1. Lotus yaprağı üzerinde su damlacıkları. Lotus yapraklarının kendini temizleme özelliği 2000 yıldır bilinmekte olmasına rağmen kendini temizleme mekanizması bilim adamları tarafından ancak 1970’li yıllarda lotus yaprağının mikro/nano yapısının tara- malı elektron mikroskobu ile incelenmesi ile bulunmuştur. Araştırmalar lotus yaprağı yüzeyinin 5-9 μm çapında düzensizce yerleşmiş papillalardan oluştuğunu göstermektedir. Her papilla üzerinde ise yaklaşık 120 nm çapında nanoyapılar olduğu gözlemlenmiştir (Şekil 2).
  • 14. 14 Şekil 2. Lotus yaprağının mikro/nano yapısı. Bunun yanında lotus yaprağının kimyasal yapısının parafine benzer bir yapıda olduğu bilinmektedir. Mikro/nano hiyerarşik yapı ve parafine benzer kimyasal yapının bir araya gelmesi lotus yapraklarının temas açısının yaklaşık 164o olmasını dolayısıyla süperhidrofobik bir yüzeye sahip olmasını sağlam- aktadır. Bundan dolayıdır ki, yüzeydeki su damlacıkları küresel şekilde olup herhangi bir yöne doğru serbestçe kayabilmekte ve kirleri temizleyebilmektedir (Şekil 3) [3]. Şekil 3. Lotus yaprağının kendini temizleme özelliği 2-Pirinç yaprağı Lotus yaprağından farklı olarak pirinç yaprakları tek yönde kendini temizleme özelliği göstermektedir. Şekil 4’de görüleceği üzere pirinç yaprağı yüzeyinde de mikro ve nanoyapılar birlikte bulunmaktadır. 5-8 μm çapında papillalar yaprağın uzun eksenine paralel olarak organize olmuşlardır. Şekil 4. (A) Pirinç yaprağının üstünde su damlacıkları, (B) pirinç yaprağının mikro/nano yapısı.
  • 15. 15 Bahsedilen hiyeraşik yapı pririnç yaprağının temas açısının yaklaşık 153o olmasını sağlamaktadır. Papil- laların yaprağın uzun ekseninde dizinlenmesinden dolayı su damlacıkları yaprak boyunca çok kolay kayabilmekte ve kirleri temizleyebilmektedir. Tek yönlü olmasından dolayı kendini temizleme efektinin lotus yapraklarına kıyasla daha etkin olduğu belirlenmiştir [4]. 3-Ağustos böceğinin kanadı 4-Kelebek kanadı Bitki yapraklarının yanında böceklerin dış yüzeyleri de birçok özellik ve fonksiyonellik taşımaktadır. Bazı böceklerin kanatlarının yüzeyleri de kendini temizleme özelliği göstermektedir. Ağustos böceğinin kanadı hekzagonal yapıda dizilmiş nano sütun yapılardan oluşmaktadır. Sütunların boyları yaklaşık 250 nm civarında olup üzerleri muma benzer yağımsı bir maddeyle kaplanmıştır. Bundan dolayı da ağustos böceğinin kanadı süperhidrofobik yüzey (temas açısı 160o) özelliği göstermektedir. Lotus yaprağına benzer şekilde ağustos böceği kanadı üzerine düşen su damlacıkları ile kendini temizlemektedir. Bunun yanında, kanat hareketleri ve esen rüzgar kendini temizleme efektini arttırmaktadır [5]. Şekil 5. Ağustos böceğinin kanadının mikro/nano yapısı. Görkemli renkler içermesi, kimyasalları algılama kapasitesi ve florasan yayması gibi özelliklerinden dolayı kelebeklerin kanatları da bilim adamları tarafından çok ilgi çekmektedir. Diğer taraftan, kelebek kanadı da süperhidrfobik bir yüzeye (temas açısı 152o) sahip olduğundan dolayı kendini temizleme özelliği göstermektedir. Kelebek kanadı da pirinç yapraklarına benzer şekilde tek yönlü kendini tem- izleme özelliği göstermektedir. Bu özellikte yukarıda ki örneklerde bahsedildiği gibi yüzeydeki mikro yapıdan kaynaklanmaktadır [6]. Şekil 6. Kelebek kanadının mikro/nano yapısı
  • 16. 16 Potansiyel uygulama alanları Kendini temizleyen yüzeyler bir çok avantaja sahip olduğundan ve insanoğlunun işlerini kolay- laştırdığından dolayı enerji, tekstil ve elektronik gibi bir çok farklı disiplinde uygulama alanı bulabilmek- tedir. Günümüzde birçok insan günlük yaşantısı içinde kendi kendini temizleyen tekstil ürünleri kullanmak ister. Çünkü giydiğiniz ayakkabıdan pantolona yada eteğe kadar kirlenmeyeceğini bilmeden hareket etme özgürlüğüne sahip olunabilecektir. Kullanılacak süperhidrofobik yüzeyler sayesinde kirlenen yere çok az bir su dökülmesi sonucunda kullandığınız ürün ıslanmadan ürünün temizlenmesi mümkün olacaktır. Güneş panelleri genelde çöl gibi çok toz olan ortamlara kurulmasından dolayı yüzeyleri çok kısa zaman- da kirlenmektedir. Bu ise, zaten aşırı ısı nedeniyle verimi düşen güneş hücrelerinin, kapasitelerinin çok altında çalışmalarına neden olmaktadır. Bunun önüne geçilmesi için yüzeylerin temizlenmesi gerekmek- tedir. Yüzeyler fırçalar ile temizlenebilir ama bu hem iş gücü kaybı açısından hem de güneş hücrelerinin yüzeylerinin deforme olması ile güneşten gelen ışığın emilmesi noktasında problemlere neden olacaktır. Yüzeye zarar vermeden ve temizleme maliyetlerini en aza indirerek, güneş hücrelerinin ömrünü kısalt- madan temizlik işlemini yapabilmenin en kolay yolu ise güneş hücrelerinin yüzeylerinin süperhidrofobik yüzeylere dönüştürülmesi ile mümkün olacaktır. Kaynaklar : 1.Bhushan, B.; Jung, Y. C. “Natural and biomimetic artificial surfaces for superhydrophobicity, self-clean- ing, low adhesion, and drag reduction” Progress in Materials Science, Cilt: 56, s. 1-108, 2011. 2.Liu, K.; Jiang, L. “Bio-Inspired Self-Cleaning Surfaces” Annual Review of Materials Research, Cilt: 42, s. 231-263, 2012 3.Nishimoto, S.; Bhushan, B. “Bioinspired self-cleaning surfaces with superhydrophobicity, superoleop- hobicity, and superhydrophilicity” RSC Advances, Cilt: 3, s. 671-690, 2013. 4.Guo, Z.; Liu W. “Biomimic from the superhydrophobic plant leaves in nature: Binary structure and unitary structure” Plant Science, Cilt: 172, s. 1103–1112, 2007. 5.Lee, W.; Jin, M. K.; Yoo, W. C.; Lee, J. K. “Nanostructuring of a polymeric substrate with welldefined nanometer-scale topography and tailored surface wettability” Langmuir, Cilt: 20, s. 7665–7669, 2004. 6.Zheng, Y.; Gao, X.; Jiang, L. “Directional adhesion of superhydrophobic butterfly wings” Soft Matter, Cilt: 3, s. 178–182, 2007. Anahtar Kavramlar Süperhidrofobik yüzey: Hidrofobi Latince kökenli bir kelime olup suyu sevmeyen, sudan kaçınan manasına gelmektedir. Fizikokimya biliminde ise hidrofobik yüzey su ile ıslanmayan veya suyu iten yüzey olarak bilinmektedir. Süperhidrofobik yüzey ise çok fazla hidrofobik olan veya su ile ıslatmanın çok zor olduğu yüzeyler için kullanılan tanımdır. Hidrofobik bir yüzeyin üzerinde bulunan suyun temas açısı yüksek olur. Bu nedenle ıslanabilirlik’leri çok az veya hiç yoktur.
  • 17. 17 Yüksek Kimyager (Mezun) Ismail BAYRAKTAR ismbyrktr@gmail.com BIYO PLASTIKLER Günlük yaşamımızın vazgeçilmez malzemesi olan plastik, karşımıza çok çeşitli ürünler halinde çıkıyor ve bize konforlu bir yaşam sağlıyor. Genellikle sentetik polimerlerden hazırlanan plastik malzemeler ucuzluk, işlenebilme kolaylığı ve çeşitlilik gibi pek çok avantaja sahip. Ancak üretimlerinin başta petrol olmak üzere fosil yakıtlara bağımlı olması ve çevre kirliliğine yol açmaları önemli dezavan- tajları. Bu dezavantajlar biyoplastiklerin üretimini ve kullanımını gündeme getiriyor. Polimerler çoğunlukla petrolden ve petrol kaynak- larından sentezleniyor. Ancak petrolün tükenen bir kaynak olması ve petrol rezervlerinin sınırlı olması plastik üretiminde önemli bir dar boğaz oluşturuyor. Üstelik petrol kökenli plastiklerin parçalanma süreçler- inin çok uzun olması nedeniyle doğada birikmesi, çevre kirliliğinin temel nedenlerinden biri. İşte bu problemlerin üstesinden gelebilmek için plas- tik üretiminde yeni kaynak arayışlarına gidildi. Son 20 yıldır yenilenebilir yani doğal kaynaklı polimerler, diğer bir deyişle biyo-kökenli polimerler plastik malzemeler- in üretiminde ilgi odağı haline gelmiş durumda. Doğal kaynaklı polimerleri doğada polimer halinde bulu- nanlar, doğal monomerlerden sentezlenenler ve bakteriyel polimerler olmak üzere üç ana grupta toplayabiliriz. Nişasta ve selüloz doğal kaynaklı polimerlerin en önemli örnekleri olarak biliniyor. Şekerin mayalanmasıyla (fermantasyonuyla) üretilen biyo-kökenli laktid (yani laktik asit) monomerinin polimerizasyonu ile sentezlenen polilak- tik asit (PLA) polimeri ise doğal monomerlerden sentezle- nen polimerlerin en tipik örneğidir. Bakteriler tarafından sentezlenen bakteriyel polimerlere ise bakteriyel selüloz ve polihidroksialkonatlar (PHA) örnek olarak veriliyor. Son yıllarda biyoplastikler olarak ismini duyduğumuz mal- zemeler ise, yenilenebilen hammaddelerden yapılan yeni- likçi plastiklerdir. Birçok uygulamada, daha önce kullanılan fosil plastiklerin (petrol kaynaklı ) ve diğer plastik malzeme- lerin yerini alabilmektedir. Bilim adamları ve mühendisler ise, bunları geleneksel makinelere uyarlamaya çalışmakta; hem de biyoplastik malzemelerin yeni kullanımını biçim- lendirmeye çalışmaktadırlar. Biyoçözünür yani doğada ayrışabilen polimerler olarak adlandırılan bu malzemelerle ambalaj endüstrisinde rekabet giderek artmaktadır. Biyomalzemelere birkaç örnek
  • 18. 18 Hammaddeler Üretim ve İşlenmesi Doğal polimerlerden plastiğe Biyoplastik birçok bitkisel hammaddeden üretilmekle beraber, nişasta önemli bir yere sahiptir. Selüloz ve şeker de diğer önemli hammaddelerdendir. Etilen, Propilen ve Stiren gibi kimyasal hammaddeler petrol ve doğalgazdan elde edildiği için, fiyat dalgalanmalarından çok etkilenirler. Bugün, petrokimya sanayisinde PE (polietilen), PS (polistiren), PP (polipropilen) ya da PVC (polivinil klorür) için ton başına yaklaşık 1000-1500 Euro ödenmektedir. Ancak alternatif biyoplastik kullanıma geçmek, şu an için pahalı bir seçim olarak yorumlanabilir. Şu noktada, yenilenebilen hammaddelerden üretilen malzemeler endüstride yeni yeni kullanılmaya başlan- mıştır. Dünya çapında plastik pazarındaki payları yaklaşık 250000 ton/yıl olup ne yazık ki toplam plastik hammadde tüketimi yaklaşık 300 milyon ton/yıl dur. Tahmini % 80 biyoplastik Pazar payı ile termoplastik nişasta bu sektörde lider konumdadır. Saf nişastayı termoplastik bir malzeme haline getirebilmek için gliserin ve sorbitol gibi doğal plastikleştiriciler eklen- melidir. Polilaktik asit çevrimi Doğada çok miktarda polimer bulunur. Ağaçlar, yapraklar, meyveler, tohumlar, hayvan derisi ve kemikleri gibi pek çok doğal maddenin yapısında polimer var. Bu maddeler insan- lar tarafından çok eski çağlardan beri çeşitli uygulamalarda kullanılmış. Bu polimerlerin en önemli avantajı çevreyle dost malzemeler olmalarıdır. Ancak doğal polimerlerin çoğunun suda çözünmesi, bu nedenle de doğada çok hızlı bozulmaları, uzun süreli kullanım gerektiren uygulamalar açısından önemli bir dezavantaj. Termoplastik Nişasta Nişasta günümüzde en yaygın olarak kullanılan biyobozunur (doğada parçalanan) polimerlerin başında geliyor. Tekrar- lanan glikoz birimlerinden oluşan nişasta da selüloz gibi polisakkarit ailesinin bir üyesi. Sebzelerde, örneğin patateste ve mısırda kristaller halinde bulunan nişasta, suda kolaylıkla çözünmesi nedeniyle plastik malzeme üretiminde doğrudan kullanılamıyor. Ancak “termoplastik nişasta” olarak ad- landırılan bir ürün haline getirildikten sonra plastik olarak kullanımı mümkün Biyobozunma
  • 19. 19 Biyoplastik Uygulamaları Sonuç Biyoplastikler şişirme film, çok katlı film, düz film ve ısıyla şekillendirilmiş (termoform) ürün olarak kullanılır. Örnek olarak genellikle ambalaj üreticileri tarafından üretilen alışveriş poşetleri, çikolata, meyve, sebze, et ve yumurta tabakları-tepsileri; süt ürünü ve su şişeleri; meyve ve sebze fileleri ya da torbaları; blister ambalajlar, kozmetik ürün kavanozları ve tüpleri, PLA su şişesi ( ABD’de ticari olarak piyasaya sürülmüştür), doğada çözünebilen-ayrışabilen malzeme ile kaplı kâğıt ve kartonlar verilebilir. Yemek servis malzemesi gibi tek kullanımlık ürünler için kullanılabilir. Örnek olarak tabak, çatal-kaşık, tepsi, pipet ve hamburger için ambalaj filmleri-kağıtları verile- bilir. Bahçe ürünlerinde, malç filmleri, bantlar-klipsler, man- tar üretimi için çözünebilen-ayrışabilen filmler, toprak erozyonunu önleyen film, bant ve ağlar verilebilir. Termoplastik nişasta gibi geri emilebilen biyoplastikler kapsüller veya tabletler için malzeme olarak jelatine alternatif olabilir. PLA polimerleri cerrahi malzeme, geri emilebilen implant, iğne ve plaka olarak kullanılır. IBAW- European Bioplastics (Uluslararası Doğada Çözünebilen Polimerler Derneği ve Çalışma Gru- pları) adı altında birleşen biyoplastik endüstrisi temsilcileri, doğada çözünebilen-ayrışabilen malze- melerin ve çürütülebilen plastik ürünlerin belgelenip etiketlenmesi için bir sistem geliştirdiler. Kullanıldıktan sonra kompostlanan ürünler için bu logo üretildi. Yenilebilen kaynaklardan elde edilen biyoplastikler, petrol ve doğalgaz kaynaklı sık kullanılan ticari polimer- lerin var olduğu plastik endüstrisinde az da olsa kendil- erine yer edinmiş görünüyor. Özellikle son yıllarda, biyoplastiklerin hammadde yelpazesi hızlı bir biçimde gelişmiştir. Organik atıkların konduğu çöp torbaları gibi ürünler tüketiciler tarafından tercih edilmeye başlan- mıştır. Yakın gelecekte, çoğunlukla, yeni biyoplas- tiklerden üretilmiş gıda ambalajı örnekleri ile karşılaşacağımız tahmin ediliyor. Bu ileri teknoloji ürünü malzemeler, amba- laj sektöründe kullanılan geniş polimer malzeme yelpazesini zenginleştirecek gibi görünüyor. Kaynaklar : 1.Biodegradability: A Panacea for Packaging, Pira International Ltd., 2005. 2.“Bioplastics” Report, FNR (Fachagentur Nachwachsende Rohstoffe), 2006. 3.ASD- Ambalaj Literatürü Arşivi, 2009.
  • 20. 20 Ezgi SULU ezsu90@hotmail.com VAMPIRLERIN KORKULU RÜYASI SARIMSAK . . Sarımsak (Allium sativum) , zambakgiller familyasından olan , içerdiği organik bileşikler nedeniyle özel- likle kalabalık ortamlara gittiğimizde yemekten çekindiğimiz bir bitkidir. Sarımsağın anavatanı hindistan olarak bilinir. İlkçağlarda mısırlılar ve sümerler tarafından ilaç olarak kul- lanılmıştır. Fakat kokusu nedeniyle yenmesi reddedilen bu bitkinin tarihte de kendini kabul ettirinceye kadar başına gelmeyen kalmamıştır. Örneğin , Yunan ve Roma imparatorluklarında asiller sarımsağı yiyenleri tapınaklara sokmamış hatta bununla da kalmayıp ona ‘pis kokulu gül’ adını vermişlerdir. Yine de insanların sarımsaktan vazgeçememesinin bir çok nedeni vardır: * Terletici olduğu için ateş düşürmeye etkisi vardır. * Antiseptik işlevi vardır. Grip, nezle, ses kısıklığı, astım rahatsızlıklarına ve bademcik, romatizma öksürük ve bronşite iyi gelir. * Saç sağlığında yardımcıdır. * Tansiyon düşürücür. * Trombositlerin damar içinde pıhtılaşmasını engelleyici etkisiyle, damar tıkanıklıklarından kaynaklanan rahatsızlıklara karşı etkilidir. Kimyager (Ögrenci)
  • 21. 21 Peki bu kadar yararlı bir bitkinin şöhretini gölgeyen kötü kokunun sebebi nedir ? Sarımsağın kimyasal içeriği : Bileşim öğesi Miktar Mineral Miktar Su % 66.2 K 21373 Ham protein % 9.26 P 6009 Ham yağ % 0.34 Mg 1056 Azotlu bileşikler 7.1 Na 532 Enerji (cal /100g) 410.7 Ca 363 Lif 2.17 Fe 52 Kül 2.30 Zn 27 Suda çözünebilirlik 18.4 Mn 12 pH 6.05 Vitamin (mg/100g) Uçucu yağ 0.14 Askorbik asit 19.00 Thiamin 9.21 Niacin 0.9 Riboflovin 0.11 Sarımsak 200 den fazla kimyasal bileşik içerir ve keskin kokusunu veren allil sülfit , kükürtlü ve eterli yağlardan oluşmuştur. Başka bir deyişle sarımsaktaki baskın tiyosülfattır. Tiyosülfat ; Kararsız bir asit olan tiyosülfat asidinden türeyen S2 O3 -2 formülüne sahip olan eksi yüklü bir köktür. Bir maddede tiyosülfat iyonunun olup olmadığını anlamak için madde üzerine asit ilave edilir. Eğer çözeltide bulunma, yani serbest kükürt meydana gelmesi olursa maddede tiyosülfat vardır. Ayrıca, kendine has kokusuyla kükürt dioksit gazı meydana gelir. Bu olaylar tiyosülfatın kararsız olduğunu da gösterir. 2H + S2 O2 -3 → H2 S2 O3 → S + H2 O + SO2
  • 22. 22 Allil sülfit , yine kükürtlü bir amino asit olan alliin’in alliinaz ile parçalanarak allicin’i vermesi, allicin’in de, su buharı veya su karşısında, alil disülfüre dönüşmesi sonucunda meydana gelir. Allicin zararlı saldırılara karşı sarımsağın savunma mekanizması olup sarımsak soyulduktan sonra parçalandığında, bir enzimatik reaksiyon ile allicin üretir. Sarımsağa özel koku ve lezzetini veren taşıdığı kükürtlü uçucu yağdır. Türk sarımsakları da % 0.4 oranında alliin , alicin ve uçucu yağ taşımaktadır. Son olarak sarımsağı eğer kokusundan çekindiğiniz için fazla tüketemiyorsanız süt , ayran yoğurt ya da maydonoz ile tüketmeyi deneyin . Koku tutucu özelliğe sahip bu maddelerin sarımsak kokusunu önle- diğini bilim adamlarının yaptığı deneyler sonucunda kanıtlamıştır. Kaynaklar : http://www.compoundchem.com Türkiye 9. Gıda Kongresi; 24-26 Mayıs 2006, Bolu Mustafa Evren 1*, Mustafa Apan 2, Canan Albayram 3 1 OMÜ Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisligi Bölümü, Samsun 2 OMÜ Terme MYO Gıda Teknolojisi Programı, Terme, Samsun 3 OMÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisligi Anabilim Dalı, Samsun Sarımsak (Allium sativum) ve Geleneksel Tedavide Kullanımı Erol AYAZ, Hüseyin Can ALPSOY Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı, Görükle, Bursa Türkiye Parazitoloji Dergisi, 31 (2): 145-149, 2007 Türkiye Parazitol Derg. Balch, Phyllis A. (2000). Prescription for Nutritional Healing, 3rd ed. New York: Avery. p. 97.
  • 23. 23 Kimya Teknikeri (Mezun) Anıl Yasin AKDOGAN anil_yasin_akdogan@hotmail.com GAZLARIN DIFÜZYONU . Gazların çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru hareket etmesine difüzyon denir. Graham Difüzyon Kanunu Gazların difüzyon hızları ile yoğunlukları arasındaki bu ilişkiyi ilk olarak İngiliz kimyacı Graham 1833 yılında keşfetmiştir ve yasaya adı verilmiştir. Değişik gazların farklı hızlarla yayılma yaptıkları uzun süreden beri bilinmekteydi. Farklı gazların çok büyük deliklerden geçerek geçiş hızlarını tespit eden Graham farklı gazların geçiş hızlarını gazların molekül ağırlıklarına ve yoğunluklarına bağlı olduğunu tespit ettikten sonra kendi adıyla bilinen aynı sıcaklık ( T ) ve basınç ( P ) altında çeşitli gazların yayılma hızları bu gazların yoğunlukları veya molekül ağırlıklarının kare köküyle ters orantılıdır. İki gazın difüzyon yayılma hızları r1 ve r2 olarak gösterilebilir. r1 /r2 = √(d2 /d1 ) d2 = m2 . V , d1 = m1 . V Bir gazın molar hacmi ile yoğunluğunun çarpımı o gazın molekül ağırlığını verir. Yukarıda ver- ilen denklemde pay ve paydayı molar hacimle çarpar isek oluşan denklemde d2 .v = m2 d1 .v = m1 yazılırsa; r1 /r2 = √(d2 /d1 ) = √(m2 /m1 ) denklemi elde edilir. Bu kanun molekül ağırlıkları birbirine yakın olan maddelerin birbirinden ay- rılması amacı ile endüstride özellikle uranyum’un zenginleştirilmesinde yaygın olarak kullanılan bir metoddur.
  • 24. 24 Difüzyon Hızına Etki Eden Faktörler: Molekül (Mol) kütlesi: Aynı sıcaklıkta bulunan gazların birim kütlelerinin kinetik enerjileri eşit ol- acağından difüzyon hızları molekül kütleleri ile ters orantılıdır. Yoğunluk: Molekül kütlesi büyük olan gazın yoğunluğu da büyük olacağından difüzyon hızları yoğun- lukları ile ters orantılı olur. Sıcaklık: Bir gazın sıcaklığı arttırıldığında iç enerjisi artar, dolayısıyla moleküler düzeyde kinetik enerjisi ve difüzyon hızı artar. Gazların Difüzyon Deneyi Molekül ağırlıkları farklı olan iki gazın deneysel ortamda difüzyonu hesaplandıktan sonra Graham yas- asına uyup uymadığı tartışılabilir. Temiz bir cam borunun ( her iki tarafı açık ) bir tarafına derişik NH3 damlattığımız pamuk diğer tarafına ise HCl damlatılmış pamuk yerleştirilir. Her iki tarafta tıpa ile kapatılıp hava almaması sağlanır. Bir süre sonra cam boruda beyaz bir halka oluşacaktır. Halkanın görüldüğü yer işaretlenir. HCl = MA = 36,5 g/mol NH3 = MA = 17 g/mol Teorik olarak; VNH3 /VHCl =√(MA HCl/MA NH3 ) =√(36,5/17) = 1,46 NH3 den 29 cm uzakta HCl den ise 18 cm uzakta halka oluştu. VNH3 /VHCl =√(MA HCL/MA NH3 ) = 18/29 = 0,62 % hata=(|T-D|)/T x 100 % hata=(|1,46-0,62|)/1,46 x 100 % hata= % 53,5 Teorik ve deneysel verilere bakılarak Graham’ın difüzyon yasasına uyup uymadığı tartışılabilir. Kaynaklar : • BAÜ FEF KİMYA GENEL LAB. DENEY FÖYÜ • FİZİKOKİMYA İDEAL GAZLAR DERS NOTLARI
  • 25. 25 Kimya Mühendisi (Mezun) Yavuz Selim KART kim_muhselim@hotmail.com HYPERCHEM ile MOLEKÜL MODELLEME-1Merhaba İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları, Her sayımızda kimya ile ilgili yeni bir program anlatarak sizleri bilgilendirmeye devam ediyorum. Bu sayımızda da güzel bir program ile karşınızdayım. Anlatacağım program molekül modelleme üzerine bir program ve programımızın ismi HyperChem’dir. Programı örnek üzerinden anlatarak açıklaya- cağım. Birkaç yazı dizisi halinde anlatmayı düşünüyorum. Molekül modelleme programcıları, kimya bilimi ile uğraşan insanlar için oldukça yararlı olmuştur. Bilgisayar ortamında 3 boyutlu halde çizilmesi ve bunların görülmesi ile bu yapıların geometrileri ve izomerik yapıları belirlenebilir ayrıca enerjileri tayin edilebilir, IR, UV, NMR spektrumları çizilebilir. Programın genel şekli Resim 1 de görülmekte. Resim 1 : Programın genel şekli
  • 26. 26 Programımız Resim 1’deki şekilde açılıyor ve 3 boyutlu modellemeler yaparak moleküller üstünde görsellik sağlıyoruz. Biz bu programı kullanarak C3 H8 yapısını oluşturacağız. Sizler daha karmaşık yapılar üzerinde çalışabilirsiniz. Resim 1’deki gibi programı açtıktan sonra ilk yapacağımız işlem Build menüsüne tıklayarak Resim 2’deki gördüğünüz isimlere bir kere tıklayarak seçim işlemini yap- manız. Resim 2 : Build menüsü altında tıklanacak alanlar. Resim 2’deki yerlere tıkladıktan sonra şimdi çizeceğimiz yapı için element seçmeye geldi. Bu işlem içinde Build kısmına tıkladıktan sonra Default Element kısmına tıklayacağız. Bu işlemi yaptıktan sonra karşınıza şöyle bir ekran gelecek. Resim 3’te görmektesiniz.
  • 27. 27 Resim 3 : Build menüsü altındaki Default Element Kısmı. Periyodik tabloya benzeyen şekildeki ifadeyi gördünüz. Şimdi burada kullanmak istediğimiz yapıyı seçmek için çift tıklıyoruz. Biz karbonu seçtiğimiz için karbona çift tıklayacağız. Bu işlemi yaptıktan son- ra tekrardan ilk açıldığı andaki gibi siyah bir ekran göreceksiniz. Buradan sonraki aşama yapıyı çizmeye kalıyor. Biz Propan çizeceğimiz için üç tane karbon koyup bunları birbirine birleştirmemiz lazım. Bir sefer ekrana tıkladıktan sonra yuvarlak bir ifade çıkacak Resim 4’te görmektesiniz. Resim 4 : İlk ekrana tıklama sonrası oluşan şekil.
  • 28. 28 Bu şekilde çok uzaklaşmadan şeklin yanına bir daha tıklayın ve bir daha tıklayın. Böyle üç yuvarlak gördükten sonra birinin üstün basıp diğerinin üstüne sürükleyeceğiz. Bu şekilde işlemi başarı ile tamam- layınca 2 tane düz çizgi olması lazım. Eğer yanlış bir çizim yaparsanız mausenuzun sağ tuşuyla silmek istediğiniz şeyin üstüne tıklayın. Bu şekilde silme işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Eğer ikili ya da üçlü bağ çizmek istiyorsanız oluşan tek çizgi üzerinde mausenin sol tuşuna tıklayarak ikili, üçlü bağlar arasında geçiş yapabilirsiniz. Resim 5’te propanın çiziminin son halini görmektesiniz. Resim 5 : Çizdiğimiz propan molekülünün son şekli. Resim 5 ifadesini elde ettikten sonra sıradaki işimiz bu ifadenin açılmış halini elde etmeye geldi. Şimdi bunu yapmak için Build menüsüne tıklayıp sonrasında ise Add H & Model Build kısmına tıklayalım. Bu işlemi yaptıktan sonraki halini Resim 6’da görmektesiniz. Resim 6 : Add H & Model Build kısmına tıkladıktan sonraki şekli.
  • 29. 29 Tek boyutlu görünümü elde ettiğimize göre şimdi geldik 3 boyutlu görünümü elde etmeye. Bu görünümü elde etmek için ilk olarak Display menüsüne girilir. Bu kısımdan Rendering kısmı seçilir. Karşımıza 6 seçenek çıkacak biz buradan Balls and Cylinders kısmını seçeceğiz. Resim 7’da bunun nasıl yapıldığını görmektesiniz. Resim 7 : Balls and Cylinders kısmını seçmek. Resim 7 işlemi bittikten sonra tamam tuşuna tıklayıp 3 boyutlu halini görüyoruz. Resim 8’de 3 boyutlu propan molekümüzü görmektesiniz. Resim 8 : 3 boyutlu propan molekülümüz.
  • 30. 30 Resim 8’deki kısım bittikten sonra çevirme döndürme işlemleri için ise Resim 9’daki kısımlar kullanılır. Resim 9 : 3 boyutlu şeklimizi çevirmek için kullanacağımız kısımlar. Burada bu ikonlara tıklandıktan sonra molekül üzerine tıklayıp gerekli çevirme, döndürme, taşıma işlemlerini gerçekleştirebiliriz ayrıca çizdikten sonra birçok değişik formatta kaydedebilmemiz müm- kün. Bu yazıda sizlere programın genel hatlarını anlatarak nasıl çizim yapılacağını göstermeye çalıştım. Programın web sitesi : http://www.hyper.com/Download/tabid/357/Default.aspx burasıdır. Siteye üye olup indirmeniz mümkün. 10 gün gibi bir kısıtlama süresi mevcut. Umarım yararlı bir yazı olmuş- tur. Selam ve sevgiler. Kaynaklar : http://www.hyper.com/Download/tabid/357/Default.aspx http://w3.gazi.edu.tr/~nkaracan/inorglab/mm.pdf
  • 31. 31 ELEMENTTANIYALIM Simgesi: Be Grubu: 2A (Toprak alkali metal) Atom numarası: 4 Bağıl atom kütlesi: 9,012182 Oda sıcaklığında: Katı Erime noktası: 1278°C Kaynama noktası: 2970°C Yoğunluğu: 1,848 g/cc Keşfi: 1828 - Friedrich Wöhler, A. Bussy Atom çapı: 1,4 Å Elektronegatifliği: 1,57 Elektron dizilimi: 1s2 2s2 Yükseltgenme basamağı (sayısı): 2 Berilyum Berilyum, periyodik tablonun II-A grubunda yeralan toprak alkali grubundan element. Berilyum ender elementlerdendir. Yerkabuğunda ancak %0,0006 oranında bulunur. Zengin yatakları bulunmadığından, berilden elde edilir. Fransız kimyacısı Nicolas Vaquelin tarafından 1798’de oksit halinde bulunmuş, 1828’de, birbirlerinden bağımsız olarak, Friedrich Wöhler ve Antoine Bussy tarafından elde edilmiştir. Alüminyumdan daha hafif, ama daha sert, erime noktası da yüksek bir element olan beril, metalurjide kullanılır. Ama alüminyumdan 200 kat pahalıya mal olması nedeniyle, kullanımı bilgisayar parçaları ve jiroskop yapımı, uzay teknolojisi gibi birkaç özel alanla sınırlıdır. Berilyumun Elde Edilmesi Doğada bulunur, normal şartlarda laboratuvarda elde edilmez. Saf berilyum içeren erimiş BeCl2 ve NaCl elektrolizi ile elde edilebilir.Başka bir yöntem de, berilyum florürün 1300 derecedeki magnezyumla indirgenmesidir. BeF2 + Mg → MgF2 + Be Kullanım Alanları Yüksek oranda ısı emebilme özelliği nedeniyle, hava ve uzay taşıtlarında, iletişim uydularında, nükleer san- trallerde ve füze yapımında kullanılır. Ayrıca, hafif metal alaşımlarında, X-ışını tüplerinin pencerelerinde ve saat zembereklerinin yapımında da kullanılır. Yüksek bir erime noktasına sahip olması, hafifliği ve çelikten çok daha esnek bir metal olması nedeniyle, bilgisayar parçaları yapımında, jiroskoplarda ve inşaat sektöründe sık tercih edilen bir elementtir. Berilyumun bakır alaşımı da, kaynak yapımında, elektrik bağlantılarında ve elektrotlarda kullanılır. Zümrüt ve akuamarin, berilyumun değerli kristal formlarıdır. Berilyum ve tozları, zehirli olmalarının yanında, özellikle akciğerlerde kansere yol açabilmektedirler. Bilgisayar parçaları ve jiroskop yapımı, uzay teknolojisi gibi birkaç özel alanla sınırlıdır. En önemli berilyum bileşiği berilyum oksittir (BeO). Ana madde olarak seramik eşya ve özel tip camlar yapmada, floresan tüpler- inde, nükleer reaktörlerde kullanılır.
  • 32. 32 SÖZLÜKIngilizce-Türkçe Kiln Osmosis Pore Filler Quartz Radiation Raw Spirit Stirrer Viscouz Forensic Chemistry Amination Analytic Structure Volumetric Flask Octane Gold Plating Main Reaction Stack Fume Survey Wood Spirit Flow Chart Alcoholysis Nitrometer Copper Fırın Gözenek Doldurucu Kuvars, Silis Işınım, ışıma, radyasyon Fermantasyon Alkolü Karıştırıcı Yapı Tarama, Araştırma Viskoz, Akışmaz Ölçü Balonu, Balon Joje Odun Ruhu, Metanol Adli Kimya Oktan Akış Diyagramı Aminleştirme Altın Kaplama Alkolle Parçalama Analitik Ana Reaksiyon Azotometre Baca Dumanı Bakır Ozmos, Geçişme
  • 33. 33 HABERLER Yurttan Kimya Haberleri SOĞUK FÜZYONA HAZIR MIYIZ? Soğuk füzyona adım adım daha da yaklaşıyoruz. Yavaş yavaş artık bir hayal olmaktan çıkabilme ihtimalleri gözüküyor. Daha önceki raporlarda gerçekliği sorgulanıp şüpheyle bakılmış Enerji Katalizörü’nde (E-Cat Energy Catalyzer), düşük nükleer reaksiyon ile nikel ve hidrojeni bakır olar- ak birleştirerek enerji çıkışının gözlendiği rapor edildi. Çeşitli ülkelerden bilim in- sanlarının raporuna göre 32 gün gözlenen küçük bir E-Katalizörü’nde net olarak 1,5 Megavat/saat düzeyinde enerji çıkışı gözlendi. Bu değerin bu küçük reaktör hacminden çıkarılabilecek bilinen her hangi bir kimyasal kaynaktan çok daha fazla olduğunu be- lirten araştırmacıların bu işlemin nükleer bir reaksiyon olduğunu gösteren bir bulguları daha var. 32 günlük yanma sonucunda yakıtın önceki ve sonraki durumunu analiz eden araştırmacılar, Nikel-58/Nikel-60’nin doğal karışımının neredeyse tamamen izotopu olan Nikel-62’ye kaydığını ve bunun nükleer reaksiyon olmadan olamayacağını belirti- yor. Enerji Katalizörünün en ilginç tarafıysa ısı enerji çevriminin nükleer dönüşüme uyması fakat düşük enerjide çalışıp nükleer atık ve radyasyon üretmemesi olarak gösterili- yor. Bunu ilginç ve inanılmaz merak uyandırıcı kılan şey ise bunu açıklayabilecek bir teorimizin olmaması. Ayrıntılarına bakmaya bile gerek kalmayacak kadar net deney- sel sonuçlar veren Enerji Katalizörü’nün kimyasal yanmaların çok ötesindeki enerji çıkışının nasıl bir nükleer reaksiyon ile meydana geldiğini açıklamada bilim insanları dikkatli. Henüz soğuk füzyon olarak açıklama yapmaktan kaçınsalar da karışıklığa yer vermeyecek deney sonuçları araştırmaların ilerlemesiyle güçlü bir enerji kaynağı olarak kullanılabileceği belirtiliyor. Bir başka araştırma tesisinde ise farklı bir metot ile benzer sonuçların elde edildiği rapor edildi. Buradaki tesiste milyonlarca amperlik akımlar üretme kapasitesine sahip dev elektrik atım jeneratörlerinden hatırı sayılır miktarda nötron çıkışı gözlemledikler- ini belirten araştırmacılar, bu gözlemin metotlarının en büyük hedef olan verilen ener- jiden daha çoğunu elde etmeye yolundaki ilerleyişlerini belirgin kıldığını düşünüyorlar.
  • 34. 34 KİMYAGERE ‘İNSAN ÜZERİNDE DENEY YAPMA’ SUÇUNDAN 20 AY HAPİS CEZASI VERİLDİ. Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi, organik kimya ile uğraşan ve patent almaya çalıştığı bir maddeyi yasal prosedürlere uymaksızın 2 kişi üzerinde deneyen Zeki Gündüz'e hapis cezası verdi. Gündüz'ün geliştirdiği “madde”yi, 3 yıl süre ile Döndü H. ile Önder H. üzerinde denediği belirtildi. Hapis cezası, sonradan 12 bin lira para cezasına çevirdi. ‘Televizyon haberinde görüp ulaştım’ Televizyonda her gördüğümüze inanmamalıyız. Bunun kanıtı da bir kez daha karşımız- da. Radikal’in haberine göre, müşteki Döndü H, ifadesinde, bir televizyon kanalında yayımlanan haberde gördüğü sanığa ulaşarak, çocuğu ve kendisinin tedavisi için başvurduğunu anlattı. Döndü H, "Yüzümün sol tarafında ufak bir çil izi vardı. Bazı kremler sürdü 'geçecek' demesine rağmen yüzümdeki yara büyüdü. Halen de geçmiş değil, ağız hareketlerim de kısıtlandı. Üç yıl süreyle beni oyalayıp tedavimi gerçekleştirmedi" ifadesini kullandı. Sanık Zeki Gündüz ise ifadesinde, yüzünde yanık meydana geldiğini, kimyager olduğu için bazı karışımları kendinde denediğini, olumlu sonuç aldığını öne sürdü. Olayın çevresinde duyulmasının üzerine basına yansıdığını, bazı kişilerin de tedavi amacıyla geldiğini kaydeden Gündüz, kullandığı karışımı onlara verdiğini, suç kastıyla hareket etmediğini söyledi. İlaç ya da kozmetik ürünü değil Kararda, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Kozmetik Ürünler Koordinasyon Daire Başkanlığı ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca düzenlenen rapor- larda, kremin ilaç ve kozmetik ürün olarak değerlendirilmeyeceğinin tespit edildiği bildirildi. Mahkeme, sanığı, Döndü H. ile Önder H.'ye karşı "insan üzerinde deney yapmak" suçundan toplam 20 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, cezayı daha sonra 12 bin lira para cezasına çevirdi.
  • 35. 35 TÜRK BİLİM İNSANININ ÇALIŞMASINA ALMANYA’DAN DESTEK Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Anorganik Kimya Anabilim Dalı Öğre- tim Üyesi Doç. Dr. Zahmakıran’ın, “Bordan Yakıt Hücreleri İçin Hidrojen Salınımı Pro- jesi”ne, Almanya’nın Berlin Üniversitesi ortak oldu. Yüksek lisans döneminde hidrojene dayalı enerji uygulamaları ve bor malzemelerinin bu amaçla kullanımıyla ilgili araştırma projesiyle Rudolf-MAN Diesel Proje Yarışmasını kazanan ilk öğrenci olan Zahmakıran, hazırladığı projeyi iki yıl boyunca Berlin Üniversitesi ile ortak yürütecek. Hidrojenin, yakıt hücreleri sisteminde ve elektrik üretiminde kullanılacağını söyleyen Zah- makıran, şöyle devam etti: “Hidrojen, amonyak borandan 4 farklı tepkime yoluyla elde edile- bilinir. Fakat bu tepkimelerden ikisi ‘kinetik kontrol’ dediğimiz yakıt hücrelerinde, özellikle taşıtlarda kullanılması aşamasında önem arz eden, kinetik kontrolünü sağlayan tepkimeler. Bu iki tepkime için uygun, düşük maliyetli metallerin kullanıldığı, etkin, uzun ömürlü ve tekrar kullanılabilir katalizörlerin geliştirilmesi lazım. Çünkü iki tepkimede ancak uygun katalizör eşliğinde gerçekleşiyor ve hidrojen üretimini sağlıyor. İşte bu da kataliz alanında çığır açacak bir gelişme demek. Projeyle, atomların dizilişinden etkin yüzey atomlarının sayısına kadar kontrolünü sağlayarak, uygun katalizörler geliştirip, ülke koşullarında sentezi mümkün olan amonyak-boran gibi önemli bir kimyasaldan, tersinir hidrojen üretimini sağlayacağız. Projem- iz bundan ibaret.” Bu sistemin araçların yakıt ihtiyacı karşılamada önem taşıdığını ifade eden Zahmakıran, bor rezervine sahip olmayan ülkelerde bile elektrik enerjisi ile çalışan hibrit araçların yoğun olarak üretildiğini, bu nedenle büyük rezerve sahip olan Türkiye’de projeyle alınacak pozitif sonuçların önem taşıdığını sözlerine ekledi
  • 36. 36 BROKOLİ KANSERE KARŞI PANZEHİR Brokolinin kanseri önleyici özelliği dışında içerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemini güçlendirdiği, kalp hastalıklarına yakalanmada, kalp krizi riskini azaltmada rol oynadığı ve vücudun hormon dengesini sağladığı uzmanlar tarafından açıklandı. Ayrıca haftada 1 ya da 2 kez brokoli yenilmesi; A, C, E ve karo- tin bakımından zengin bir yapıya sahip olan brokolinin antioksidan bakımından da zengin olmasını hücreleri serbest radikallere karşı koruduğunu, “sülforafan” zengini olan brokoli filizinin tam bir panzehir görevi üstlendiği belirtildi. Brokolinin tohumundan yeni çıkmış olan brokoli filizleri, erişkin bir sebzeye göre 50 kat daha fazla sülforafan taşıyor. Sülforafan maddesi kanserli hücrelerin büyüme- sini engellemekle birlikte onları öldürebiliyor. Yapılan klinik araştırmalarında meme kanseri olan kadınlara brokoli, kıvırcık lahana, beyaz lahana ve karnabahar gibi besinler verilerek, meme kanseri riskinin yüzde 50 azaltıldığı, kimilerinde ise tama- men iyileşme belirtisi gösterdiği görülmüş durumdadır. Ayrıca brokoli içerisinde bol miktarda göğüs kanseri riskini azaltan ‘indole” adlı bir madde bulunuyor. Bu besin göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını da engelliyor.
  • 37. 37 Dünyadan Kimya Haberleri İKİ DAKİKADA %70 ŞARJ EDİLEBİLİR ULTRA HIZLI PİLLER Nanyang Teknoloji Üniversitesi(NTU) bilim adamları, sadece 2 dakika içerisinde %70’e kadar şarj edilebilir ultra hızlı pil geliştirdi. Pil, aynı zamanda 20 yıldan daha uzun bir ömre sahip olacak. Lityum-iyon pillerinin bu yeni türleri, elektrikli aletleri şuan ki teknolojiden 20 kat daha hızlı şarj etmeyi sağlıyor. Bununla birlikte, elektrikli araçlarda sık sık pil değiştirmek de ortadan kalkacak ve yeni pil, 10.000’den fazla şarj döngüsüne dayana- bilme gücüne sahip olacak. NTU bilim adamları, lityum iyon pillerinde negatif kutupta kullanılan grafit yerine titanyum dioksitten yapılan yeni bir jel malzeme yerleştirdi. NTU bilim adamları, titanyum dioksit parçacıklarını insan saçı çapından bin kat daha ince olan ince na- notüplere dönüştürmek için basit bir yöntem geliştirdi. Bu nanoyapı, süper hızlı şarj etmeyi sağlayan yeni pilde meydana gelen kimyasal reaksiyonların hızlandırılmasına yardımcı oluyor. Bugünkü lityum-iyon pillerinde kullanılan lityum-grafit anodunun eş-mucidi Prof. Rachid Yazami, “Prof.Chen’in buluşu pil teknolojisinde büyük bir sıçrayıştır” dedi. Prof.Chen’in araştırma ekibi, ileride büyük ölçekli pil prototipi oluşturmak için başvu- ru yapacaklar. Prof.Chen hızlı şarj edilebilir pillerin iki yıl içerisinde piyasada ol- acağını umuyor ve “Bizim nanoteknolojimiz sayesinde, elektrikli arabaların sadece 5 dakika şarj ile menzilini büyük ölçüde artırmak mümkün olacak.” dedi. Frost&Sullivan Firması’na göre 2016 yılında şarj edilebilir lityum-iyon pilleri dünya piyasasının 23.4 milyar dolar değerinde olması öngörülüyor. Prof.Chen “Bu yeni nanotüp jelin imalatı oldukça kolay. Titanyum dioksit ve so- dyum hidroksit birbirine katılır ve belirli bir sıcaklık altında karıştırılır. Pil üreti- cileri bizim yeni jelimizi şuan ki üretim süreçlerine kolayca entegre edeceklerdir.” dedi.
  • 38. 38 YARA TEDAVİSİ İÇİN “AKILLI BANDAJ” Almanya, Güney Kore ve Amerika’dan bir grup araştırmacı, cilt yara ve yanıklarında oksijen konsantrasyonlarını saptayabilen sıvı bir bandaj geliştirdi. Evans ve ekibi doku oksijen seviyelerini tespit etmek için basit, non-invaziv bir yöntem geliştirdi: doku oksijenli ise sıvı bandaj mavi-yeşil, oksijen az ise kırmızı yanıyor.Araştır- macılar bunun için mavi kumarin boya ve paladyum içeren kırmızı fosforlu porfirini kul- landılar. Evans, “Teknolojinin çoğu zaten vardı. Biz, onu gerçek klinik durumlarda kullanmak için basit ve uygulanabilir yapmaya çalışıyoruz.”dedi. Şimdiye kadar bandaj hayvanlar üzerinde doku nakli ve yaraları izlemek için kullanılıyordu, ama Evans yakında teknolojinin klinikte test edileceğinden umutlu. North Carolina State Üniversitesi’nden Biyomedikal Mühendisi Alper Bozkurt, “Akıllı bandaj gibi kişiselleştirilmiş ilaç ve evde kullanılan tanı cihazları daha popüler ve kabul edilir hale geliyor.”dedi. Evans’ın ekibi şimdi android telefonlar için uygulamalar geliştiriyor, böylece kullanıcılar cihazın kamerasıyla oksijen haritalarını kolayca oluşturabilecekler. Evans, “Biz sadece oksijeni hisseden değil, aynı zamanda pH ölçen, bakterileri algılayan bir bandaj geliştirmek istiyoruz.”dedi.
  • 39. 39 2014 KİMYA NOBEL ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Nobel Ödülleri dinamiti icat eden Alfred Bernhard Nobel ‘in vasiyeti üzerine 10 Aralık 1901 yılından itibaren fizik, kimya, tıp, edebiyat, barış ve ekonomi dallarında yaptığı çalışmalarla insanlığa yarar sağladığına inanılan kişilere verilmeye başlanmıştır. Bu yıl Nobel Kimya ödülleri dokuların moleküler yapısına inen süper güçlü mikroskop geliştiren bilim insanları Eric Betzig, Stefan W. Hell, William E.Moerner arasında pay- laşılacak. Peki bu mikroskop ile neler yapılabilecek? Nobel jürisi, üç bilim insanının geliştirdiği mikroskop sayesinde hastalıkların araştırılması ve ilaç tasarımında devrim niteliğinde bir ilerleme sağlandığını açıkladı. Jüri, çığır açan çalışmanın mikroskop teknolojisini ''nano-boyuta'' taşıdığını söylüyor. Nanoskopinin günümüzde dünya çapında kullanılır hale geldiğini söyleyen Nobel jürisi üç araştırmacının çalışmasından bütün insanlığın her gün faydalandığını belirtiyor.
  • 40. 40 SÜPER AĞIR ELEMENTLERİN KİMYASAL ÇALIŞMALARIMDA DÖNÜM NOKTASI : KARBON ATOMU VE SÜPER AĞIR METALLER ARASINDA İLK BAĞ Uluslararası işbirliği başkanlığındaki araştırma gruplarından Mainz ve Darmstadt Almanya yaptığı çalışmada ilk kez, kimyasal bağ süper ağır element... Seaborgiyum (element 106) bu çalışmada sırasında bir karbon atomu ile bağ kurulmuştur. Seaborgiyum on sekiz atom altı karbon mo- noksit molekülleri seaborgıyum bağlı dahil seaborgiyum hekzakarbonil kompleksi haline dönüştürülmüştür. Bu çalışmadan gaz özellikleri ve silikon dioksitin bir yüzeye adsorpsiyonu incelenmiştir. Seaborgiyum periyodik tablonun aynı grubunda komşu- larının benzeri bileşikler ile karşılaştırılmıştır ve kimyasal özellikler göre- lilik etkileri ile ilgili en belirgin bulunduğu periyodik tablonun sonundaki elementlerin kimyasal davranışı çok daha ayrıntılı araştırmalar için bakış açısı sağlamıştır. Süper ağır elementler ile ilgili yapılan çalışmalarda genellikle düşük sıcak- lıklarda gaz halinde olan maddeler tercih edilir. Bugüne kadar bileşikler, çoğunlukla halojenler ve oksijen içerenlerden seçilir; örneğin, seaborgiyum daha önce iki klor ve iki oksijen atomundan yüksek volatilite ile çok kararlı bir bileşik oluşturulmuştur. Ancak, bu tür atomun en dıştaki tüm elektron- lar rölativistik etkileri maskesi olan kovalent kimyasal bağları, işgal edilm- iştir.
  • 41. 41 Kaynaklar : http://haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/soguk-fuzyon-hayal-olmaktan-cikabilir-haberi-98590 http://www.gazetevatan.com/kimyagere-insan-uzerinde-deney-yapma-cezasi-685484-gundem/ www.akademikpersonel.org/anasayfa/turk-biliminsaninin-projesine-almanyadan-destek-geldi.html http://www.kimyahaberleri.com/kimya-ogretim-gorevlisinin-projesine-almanyadan-destek/ http://www.byegm.gov.tr/turkce/haber/brokoli-kansere-karsi-panzehir/69160 kadin.mynet.com/diyet/diyet/23989-kansere-karsi-panzehir-brokoli.html www.milliyet.com.tr/brokoli-kansere-karsi-panzehir-kanser-1949394/ http://www.rsc.org/chemistryworld/2014/10/smart-bandage-wound-treatment-green-light http://www.sciencedaily.com/releases/2014/10/141013090449.htm http://www.sciencedaily.com/releases/2014/09/140919083855.htm http://www.scientificamerican.com/podcast/episode/2014-nobel-prize-in-chemistry/
  • 42. 42 FAYDALI LINKLER http://www.chemguide.co.uk/inorgmenu.html http://www.kimyam.net/ https://www.facebook.com/groups/1455370514716242/ Kimya bölümü okuyan arkadaşlar için basit olarak hazırlanmış bir site. Sitede inorganik kimyaya ait bilgiler bulabilirsiniz. İncelemenizi öneriyoruz. Türkçe içerikli bir kimya sitesi. Sitede seçenekler yardımı ile birçok nota ulaşıp, döküman arşivinizi genişletebilirsiniz. Siteyi inceleyip dökümanlara bakmanızı öneriyoruz. Kimya öğretmenlerinin ÖABT Sınavlarına katkı sağlamak için açılmış bir grup. Kimya öğretmenlerinin katılıp, birbirlerine destek olmalarını bekliyoruz.
  • 43. 43 BULMACA Kimya Bulmacasi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Soldan Saga 3. Iki sivi fazin birbiri içerisinde dagilarak olusturduklari heterojen sistemdir. 4. Bir litre çözücüde çözünen maddenin formül gram sayisidir. 6. Kati, sivi veya gaz halindeki bir maddenin kati, sivi veya gaz halindeki baska bir ortam içerisinde homojen olarak dagilmasina denir. 8. Bir fotonun isin yayici bir yüzeye çarpmasi sonucu kopan bir elektron. Yukaridan Asagiya 1. Bazi maddeler sivi hale geçmeden gaz fazina geçmesine denir. 2. Bir çözeltide (analit) bulunan madde miktarinin , derisimi kesin olarak bilinen bir titrantla verdigi kimyasal tepkime sonrasinda harcanan hacmi, esdeger gram sayisi yardimi ile bulunmasi için kullanilan yöntemdir. 5. Bir elementin atomlarinin uzayda farkli farkli sekillerde dizilmesiyle olusan yapiya denir 7. Titrasyon sirasinda çözeltideki derisim degisikliklerine göre renk vererek esdegerlik noktasina gelindigini belli eden organik kökenli boyalardir. 9. Merkez atomuna bagli olan nötr molekül veya anyonlara denir. 10. Karbonil (C=O) grubuna alkil gruplari bagli bilesiklerdir.
  • 44. 44 BULMACAGeçen Ayın Çözümü Kimya Bulmacasi Y 1 A K A 2 C A K N K 3 I 4 B 5 A R O M E 6 T R E N T T L D K 7 E V I Ü A 8 R H 9 I D R O L I Z N G E E O N T 10 U Z M R E O P Soldan Saga 1. Yandiklarinda çevrelerine isi veren tüm maddelere denir. [YAKACAK] 5. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek. [BAROMETRE] 9. Bir tuzun suda çözünerek kendisini olusturan asit veya baza ayrismasina denir [HIDROLIZ] 10. Asit ve bazlarin nötürlesmesinden meydana gelir. Asitlerin (-) gruplari (anyon) ile bazlarin (+) gruplari (katyon) nin birlesmesiyle olusan iyonik katilara denir [TUZ] Yukaridan Asagiya 2. Yükseltgenmenin oldugu elektrottur. [ANOT] 3. Madde moleküllerinin titresimlerinin durdugu sicaklik noktasini sifir olarak kabul eden bir sicaklik birimidir. [KELVIN] 4. Bir maddenin elektron kazanmasina denir. [INDIRGENME] 6. Sudaki hidrojenlerin yerine alkol gruplarinin geçmesiyle olusan bilesiklere denir. [ETER] 7. Yanmis organik maddelerden geri kalan atiga verilen genel isimdir. [KÜL] 8. Sabit bir kaynama noktasi bulunan ve sivi ile buhar hallerindeki bilesimi ayni olan çözelti. [AZEOTROP]
  • 45. E-Dergide Yazarlık SİZDE YAZARIMIZ OLUN -- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı görür yayımlanmaz. -- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır. -- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. -- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Dergi Editörlerimiz olan Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir. -- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayımlanmayacaktır. --Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. -- 2014 Aralık ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Kasım 2014’tür. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacak- tır. -- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuy- or ve araştırılıyor. -- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. -- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz. -- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar. İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi 45