2. İç ve dış çevre ile ilgili tüm bilgiler
MSS’ne çeşitli duysal reseptörler ile
ulaştırılır
Reseptörler çevrede çeşitli şekillerde
bulunan enerjiyi, nöronlarda AP şekline
dönüştüren çevireçlerdir
Reseptör terimi sadece duysal
reseptörler için değil, aynı zamanda
spesifik bir cevabı başlatmak üzere
nörotransmitter, hormonlara bağlanan
proteinleri tanımlar
2
3. • Duysal reseptör nöronlarda AP yaratan bir nöronun veya özelleşmiş bir
hücrenin parçası olabilir
• Bir reseptör çevresindeki nöral yapıda olmayan hücrelerle birlikte bir
duyu organını oluşturur
• Reseptörler tarafından çevrilen enerji şekilleri:
Mekanik (dokunma-bası),
Isı (sıcaklık dereceleri),
Elektromanyetik (ışık)
Kimyasal enerji (koku, tad, kan O2 içeriği)
3
4. Duyu reseptörleri belli bir enerji
formuna karşı diğer reseptörlerden
daha düşük eşikte yanıt verir
Bir reseptörün spesifik olduğu enerji
şekline uygun uyarı adı verilir
Örneğin gözde koni ve basiller için
uygun uyarı ışıktır
Reseptörler uygun uyaranın yanısıra
diğer uyaranlara da yanıt verebilirler;
ancak bu nonspesifik yanıtların eşiği
daha yüksektir
4
5. Bilinçli olarak algılanabilen en az
11 tip duyu yer almaktadır
Buna ilaveten, bilinçli olarak
algılamamızın dışında duysal
reseptörler de vardır
Örneğin kas iğcikleri kas
uzunluğu hakkında bilgi verirken
bazı reseptörler arteriyel kan
basıncı, BOS'un pH’ı gibi
değişkenler hakkında bilgi
verirler
5
6. Duyuları sınıflandırma için kullanılan
sınırlar tümüyle keyfidir ve genellikle
oldukça değişkendir
Örneğin koni ve basiller değişik dalga
boylarındaki ışık uyaranlara maksimum
yanıt verirler ve 3 ana renk için farklı
koniler bulunur
Tatlı, tuzlu, ekşi ve acı olmak üzere başlıca
dört farklı tip tad duyusu vardır ve her biri
farklı tip tad tomurcuğu tarafından
algılanır
Korti organındaki farklı grup tüy
hücrelerinin uyarılması sayesinde farklı
frekanslardaki ses dalgalarının algılanması
mümkün olabilir
6
7. Klasik olarak, özel duyular;
Tad, koku, görme, işitme, dairesel ve çizgisel hızlanma'dır
Dokunma ile ilgili duyular deride bulunan reseptörler ile algılanırlar
Viseral duyular ise, iç çevrenin algılanması ile ilgili olanlardır. Ağrı
duyusu genellikle viseral duyu olarak sınıflandırılır
Reseptörlerin diğer bir sınıflamaya göre ayrılması ise şöyledir:
1) Teleseptörler (uzaklık algılayanlar) uzak mesafedeki olaylar ile ilgilidirler
2) Eksteroseptörler yakındaki dış çevre ile ilgilidirler
3) İnteroseptörler iç çevre ile ilgilidirler
4) Propriyoseptörler herhangi bir anda vücudun konumu ile ilgili bilgi verirler
7
9. Uyaranın Tipine Göre Sınıflama:
Nosiseptörler ağrı reseptörleridir
Fotoreseptörler ışığa hassasiyet gösterirler
Thermoreseptörler sıcaklık duyusu algılarlar
Mekanoreseptörler dokunma uyaranlarına cevap veren reseptörlerdir
Kemoreseptör kimyasal içeriğindeki değişimler ile uyarılan reseptörlerdir:
Tad ve koku reseptörleri,
Plazma O2 düzeyi,
pH ve
Osmolalite ile ilgili reseptörler
Baroreseptörler basınca duyarlı reseptörlerdir (aortik ve karotik
baroreseptörler..)
9
10. 4 farklı tip yüzeyel duyu:
Dokunma-bası
Soğuk
Sıcak
Ağrı
Deri, değişik tip duysal uç içerir:
Çıplak sinir uçları
Geniş sinir uçları → Merkel
diskleri ve Ruffini sonlanmaları
Kapsüllü sinir uçları → Pacini
cisimciği, Meissner cisimciği ve
Krause soğanı
Buna ilaveten duysal sinirler kıl
follikülleri etrafında da bulunur
10
11. Geniş sinir sonlanmaları ve kapsüllü uçlar, dokunma uyaranlarına cevap
veren mekanoreseptörler gibi fonksiyon görürler
Meissner ve Pacini cisimcikleri → Hızlı,
Merkel diskleri ve Ruffini sonlanmaları → Yavaş adaptasyon gösterirler
Kıl folliküllerinin etrafında bulunan sinir uçları dokunmaya aracılık ederler
ve kılların hareketleri dokunma duyusunu başlatır
11
12. Primer afferent nöronların hücre gövdeleri arka kök gangliondadır
Bunlar MS’e girer ve motor nöronlarla polisinaptik refleks bağlantılar
kurarlar
12
13. Arka boynuzlar histolojik olarak I-VI laminaya ayrılmıştır ve I en yüzeyde, VI
en derine yerleşmiştir
Lamina II ve III substansiya jelatinozayı oluşturur
13
14. Deri duyularını taşıyan 3 tip primer
afferent lif bulunur:
Miyelinli AB lifler : Bunlar mekanik
uyarılar tarafından üretilen impulsları
taşıyan kalın liflerdir
Miyelinli Aδ lifler : Soğuk reseptörleri
ile hızlı ağrıyı aktaran nosiseptörlerden
gelen impulslarla
mekanoreseptörlerden kalkan
impulsların bir bölümünü ileten ince
lifler
Miyelinsiz C lifler: Temel olarak yavaş
ağrı ve sıcaklıkla ilgili ince lifler
14
15. İnce dokunma ve durum duyusuna aracılık eden lifler arka kolonlar
içinde medullaya tırmanır ve n. grasilis ve küneatus ile sinaps yapar
Buradan çıkan 2. nöronlar orta hattı çaprazlar ve medial lemniskusu
oluşturur ve talamusun ventral posterior çekirdeklerinde sonlanır
Bu sisteme dorsal kolon (lemniskal sistem) adı verilir
Bir kısım lifller ise MS’e girer ve orta hattı çaprazlayıp karşıya geçer ve
anterolateral sistemi oluşturur ve ikiye ayrılır:
1) Kaba dokunma ve basınç ventral spinotalamik tract
2) Ağrı ve sıcaklık lateral spinotalamik tract
15
18. Talamus nöronları korteksteki iki somatik
duysal alana spesifik şekilde yansır:
Duysal alan I (SI) → postsentral
girusta
Duysal alan II (SII)→ silvian yarıkta
(lateral serebral sulkus)
Buna ek olarak SI, SII'ye yansır
SI Brodmann'ın 1, 2 ve 3. alanlarına karşılık
gelir
18
19. Talamik liflerin SI'deki
düzenlenişi girusun tepesine
dilin, tabana ise başın geleceği
ve vücudun diğer tüm
bölümlerinin postsentral girus
boyunca sıra ile yerleşeceği
şekildedir
Kortikal alıcı alanın
büyüklüğü o vücut parçasın-
daki reseptör sayısına göre
oranlanır
19
20. Duysal korteksin uyarılması
vücudun buna karşılık gelen
bölümlerine yansıyan duyulara
neden olur
Oluşturulan duyular genellikle
keçeleşme, karıncalanma veya bir
hareket duyusu şeklindedir
İnce elektrodlar kullanılarak
nisbeten saf dokunma, sıcaklık,
soğuk ve ağrı duyuları
uyandırmak da mümkündür
20
21. SI'in ablasyonu;
Durum duyusu ile büyüklük ve biçimler
arasında ayırım yapma yeteneğinde
azalmaya ve
SlI'de duysal işlem olayında eksikliklere
neden olur
SlI'nin ablasyonu;
Taktil ayırıma dayalı öğrenmede
eksikliklere yol açar
SI'deki bir işlem olayına büyük bir etkide
bulunmaz
SII duysal verilerin daha ileri işlenmesi ile
ilgili bulunmaktadır
21
22. Deney hayvanları ve insanlarda kortikal lezyonlar duyuları ortadan
kaldırmaz
Durum duyusu ve ince dokunma lezyonlardan en fazla etkilenirler
Sıcaklık duyusu daha az etkilenirken ağrıya duyarlık en az etkilenir
İyileşme sırasında ilk önce ağrıya duyarlık geri döner, bunu sıcaklık
duyusu izler ve en son durum duyusu ve ince dokunma takip eder
22
23. Her duyu organı belli bir enerji formunu
göre özelleşmiştir
Bir duyunun şiddet ayırımı aktive reseptör
sayısına bağlıdır
Uyarılma şiddetindeki artış duyunun
niteliğine çok az etki yapar
Deri duyularına uygulanan bir diğer ilke
noktasal temsildir
Deri, bir kılla uyarılırsa sadece dokunma
reseptörlerini örten deri noktalarında
duyum uyandırır, bu noktalar arasında
kalan bölgede ise uyandırmaz
23
24. Dokunma reseptörlerinin en bol
bulunduğu yer parmak ve dudak derisi
iken, gövde derisinde azdır
Kıl folliküllerinin çevresinde de çok
sayıda reseptör bulunmaktadır
Bir kıl hareket ettiğinde kıl follikülün
kenarına göre bir kaldıraç gibi
çalıştığından kıllara yaptırılan hafif bir
hareket sinir uçları üzerine güçlü bir uyarı
oluşturacak şekilde büyütülür
Dokunma reseptörlerinden impulsları
MSS’ne ileten Aβ duysal liflerin ileti
hızları 30-70 m/s'dir
Bazı impulslar C lifler aracılığı ile de
iletilir
24
25. Dokunma bilgisi hem lemniskal hem de anterolateral yollardan
iletildiğinden sadece çok yaygın lezyonlar duyuyu ortadan kaldırır
Arka kolonlar tahrip edildiğinde titreşim duyusu ile durum duyusu
kaybolur
Lemniskal sistem taşınan bilgi taktil uyaranların ayrıntılı
lokalizasyonu, uzaysal formu ve temporal kalıbı ile alakalıdır
Öte yandan spinotalamik tr.da taşınan bilgi kötü lokalize edilen, büyük
hacimli taktil duyularla ilişkilidir
25
26. Durum bilgisi omurilikte dorsal kolonla iletilir
Duruma ait girdilerin bir bölümü serebelluma,
medial lemniskus ve talamusla kortekse geçer
Dorsal kolon lezyonu ataksi meydana getirir
Vücudun uzaydaki konumu kısmen eklem içi
impulslara bağımlıdır
Bununla ilgili yapılar Golgi tendon organı ile
sinovya ve ligamanlardaki Paccini’dir
Bu organlardan, dokunma reseptörleri ve kas
iğciklerinden kalkan impulslar vücudun
uzaydaki konumuna ait bilgileri taşır
26
27. Vücutta 2 tür sıcaklık organı bulunur;
sıcak ve soğuk duyu organı
Soğuk noktaların sayısı sıcak
noktaların 4-10 katıdır
Soğuk reseptörleri 10-38°C, sıcak
reseptörleri 30-45°C’ye yanıt verir
Soğuğa ait afferentler → Aδ ve C
lifleri
Sıcağa ait afferentler → C lifleridir
27
28. Duyu organlarının subepiteliyal
konumu nedeniyle yanıtları
belirleyen şey deri altı
dokuların sıcaklığıdır
Metal cisimler tahtadan daha
soğuk olarak algılanır
45°C üzerinde doku harabiyeti
görülmeye başlar ve alınan
duyu ağrı duyusuna dönüşür
28
29. Ağrı duyusuna ait duyu organları
dokularda yer alan çıplak sinir uçlarıdır
Ağrı MSS’ne 2 çeşit lif ile aktarılır:
Bu nosiseptif sistemlerden biri, miyelinli Aδ
liflerden yapılmış olup ileti hızı 12-30 m/s'dir
Diğeri miyelinsiz C liflerinden kuruludur.
Bunlara dorsal kök C lifleri adı verilir. Bu
liflerin ileti hızı 0.5-2 m/s'dir
Her iki lif grubu arka boynuzda sonlanır
Ağrıyı ileten primer afferent lifler tarafından
salgılanan sinaptik transmitter P maddesidir
29
30. Ağrı lifleri lateral spinotalamik tr ile
anterolateral sisteme girerler
Yukarı tırmanan lifler talamustaki özgül
duysal durak çekirdeklerine, buradan da
serebral kortekse gider
Anterolateral sistemin lezyonları, lezyon
seviyesinin ALTINDA vücudun KARŞI
YARISINDA (KONTRLATERAL):
AĞRI
ISI
KABA DOKUNMA duyularında eksikle
sonuçlanır
Ağrı stimulusu singulat girus, SI, SIl gibi 3
kortikal alanı aktive eder
30
AĞRI DUYUSU
32. Ağrılı bir uyarı önce keskin ve lokalize bir
acıya yol açar ve bunu künt, şiddetli, yaygın
ve hoşa gitmeyen bir başka duygu izler
Bu iki duyu hızlı ve yavaş ağrı olarak
adlandırılır
Uyarının uygulanma yeri beyinden ne kadar
uzaksa bu iki yapıtaşının birbirinden
zamansal ayrılması o denli fazladır
Hızlı ağrı Aδ ağrı lifleri ile, yavaş ağrı ise C-
lifleri ile iletilir
32
33. Duysal uyarılar ve ağrı serebral korteksin
yokluğunda da algılanır
Korteks ağrının ayırt edilebilmesi ve
anlamlı yorumlanmasına katılır
Ağrıya Sherrington "zorunlu koruma
refleksinin fiziksel eki" adını takmıştır
Ağrılı uyarılar genellikle güçlü geri çekme
ve sakınma yanıtlarını başlatırlar
Talamus harabiyetlerinde talamik
sendrom(Dejerine–Roussy syndrome) adı
verilen, ağrılı uyarılara aşırı tepki verme
eşlik edebilir
33
34. Yüzeyel ağrıdan farklı olarak derin ağrı
iyi lokalize edilemez, mide bulantısı,
terleme ve kan basıncında değişikliklerle
beraberdir
Bu tip ağrı deneysel olarak periost ve
ligamanlara hipertonik tuz çözeltisi zerk
edilerek uyandırılabilir
Bu ağrı komşu iskelet kaslarında refleks
kasılma başlatır
Bu refleks kasılma kemik, tendon ve
eklem örsentilerinde gözlenen kas
spazmına benzer
İskemi kaslardaki ağrı reseptörlerini
uyarır
34
35. Ağrı reseptörleri özgündür diğer
reseptörlerin aşırı uyarılması ile
meydana gelmesi zordur
Örneğin ağrı reseptörleri ısıya yanıt
verir fakat eşik değerleri sıcaklık
reseptörlerinin 100 katıdır
Ağrı reseptörleri elektriksel,
mekanik ve özellikle kimyasal
enerjiye de yanıt verirler
Ağrı kinin veya histamin gibi
kimyasal aracılar ile oluşturulur
35
36. Bir kas yeterli kan desteği varken kasılacak
olursa genellikle ağrı görülmez
Şayet kasa giden kan kesilecek olursa
kasılmalar kısa sürede ağrıya neden olur
Klinik olarak egzersiz sırasında miyokardın
iskemik hale geçmesiyle gelişen substernal ağrı
(angina pektoris)
İntermitan klodikasyoda tıkayıcı damar
hastalığı bulunan bir kişinin bacak kaslarında
gelişen ağrıdır
Bu ağrı, yürüme ile başlar ve dinlenme ile
ortadan kaybolur
36
37. Patolojik hallerde ağrı reseptörlerinin duyarlığı değişir
Primer ve sekonder hiperaljezi gibi iki önemli tipte değişiklik görülür
Yangılı ve örsentili alanlarda ağrı eşiği azaldığından hafif uyarılar
ağrıya neden olur
Primer hiperaljezi: Örsenti çevresindeki kızarık alanda ağrılı uyarana
cevabın artmasıdır
Primer hiperaljezi P maddesine bağlıdır
37
38. Sekonder hiperaljezi: Bu yanıtın
elde edildiği alan örsenti
bölgesinden çok ötelere uzanır ve
bu olay primer hiperaljezi kadar
uzun süre devam etmez
Olayın nedeni örsenti alanından
gelen impulsların ağrının hoşa
gitmeyen duygusal yollara merkezi
fasilitasyon sağlamalarıdır
Allodynia: Genellikle ağrılı
olmayan bir stimülusun (dokunma
gibi) neden olduğu ağrı (Aß liflerle
iletilir). Hiperaljeziden farklıdır.
38
39. Viseral yapılardan kalkan ağrı çok az
lokalize edilebilir, rahatsızlık
vericidir ve bulantı ve otonom
semptomlarla beraberdir
Bu ağrı çoğunlukla diğer alanlara
yansır veya vurur
İç organlarda daha az ağrı reseptörü
bulunur ve visseral ağrı çok az
lokalize edilebilir
Bununla beraber visseral ağrı çok
şiddetli olabilir
İçi boş organların duvarlarındaki
reseptörler özellikle gerilmeye çok
duyarlıdır (barsak koliği)
39
40. Visseral ağrı komşu iskelet kasında
refleks kasılma başlatır
Bu genel olarak karın duvarında görülür
ve karın duvarını rijid hale getirir
Bu olayın en belirgin olduğu tablo viseral
yangı olaylarının peritonu da içine
almasıdır
Bu spazm altta kalan yangılı yapıların
travmalardan korunmasını sağlar
Karın içi organların yangısında klasik
işaretler ağrı, duyarlık, hipotansiyon ve
terleme ile rijiditedir
40
41. Bir iç organın iritasyonu o organ dışında
daha uzakta ağrıya neden olur
Bu tür ağrının somatik yapılara
yansıdığı veya vurduğu söylenir
Derin somatik ağrı da yansır ancak
yüzeyel ağrı yansımaz
Visseral ağrının hem lokal hem de
yansıyan türde olması halinde bazen bu
ağrının lokal bölgeden uzak mesafeye
yayıldığından da bahsedilir (vuran ağrı)
41
42. Yansıyan ağrının niteliği ve iç organa ait
yansıyan ağrıların nereye vurduğu hekim
için büyük önem taşır
Bu konunun olasılıkla en iyi bilinen örneği
kardiak ağrının sol kolun iç yüzüne
vurmasıdır
Diğer örnekler arasında diafragma
iritasyonunun omuz üstüne vuran ağrıya,
üreterlerdeki distansiyonun neden olduğu
ağrının da testislere vurmasıdır
42
44. Bir ağrı yansıyan türde ise ağrının
kaynaklandığı aynı dermatomdan
gelişen bölgelere vurur. Bu ilkeye
dermatom kuralı denir
Örneğin embriyonik gelişme sırasında
diafragma boyun bölgesinden göç eder
ve frenik siniri sürükler
Frenik sinirler omuriliğe 2.-4. servikal
segmentlerden girer ve bu bölge
omuzdaki afferentlerin de giriş
bölgesidir
Aynı şekilde kalp ve kol aynı segmenter
orijine sahiptir
Testisler, böbrek ve üreterlerin de
geliştiği ürogenital tümsekten doğar
44
45. Merkezi İnhibisyon ve Karşı İritanlar:
Bir savaşta yaralanan erlerin savaş
bitinceye kadar herhangi bir ağrı
hissetmedikleri çok iyi bilinir (stres
analjezisi)
Ağrı bölgesinin elektriksel bir vibratörle
uyarılmasının ağrıda hafifleme yaptığı
gösterilmiştir
Akupunktur 4000 yıldan beri ağrı önlemek
veya ortadan kaldırmak için kullanılmakta
olup bazı hallerde sadece akupunktur
kullanarak büyük cerrahi girişimler
uygulamak da olasıdır
45
46. Kanser ve disk hernisi gibi durumlar uzun
süren, şiddetli ve hiperaljeziye benzer
ağrılara neden olur
Bunlara ek olarak 4 tür nöropati çok ağrılıdır:
Diabetik Nöropati
Herpes Zostere
Kozalji
Refleks Sempatik Distrofi
Sinirlerin kronik iritasyonu P maddesi
reseptör sayısını artırır
Bu değişiklik de ağrıyı şiddetlendirebilir
Sinirlerin iritasyonu sempatik aktivite ile α1-
adrenerjik reseptör aktivasyonu ağrıyı daha
şiddetli hale getirir
46
47. İnatçı ağrıların giderilmesinde dorsal
kolonlara implante edilen elektrodlarla
kronik stimülasyon uygulanmıştır
Elektrodlar taşınabilir bir stimülatöre
bağlanır ve hastalar kendi kendilerini stimüle
edebilirler
İmpulslar arka boynuzdaki "kapıya"
kollateraller yoluyla erişir zira dorsal kolon
kesilmesi noksik uyarılara yanıtları artırır
Periakuaduktal gri cevherin hasta tarafından
uyarılması da muhtemelen β-endorfin
salınmasını artırarak ağrıların giderilmesine
yardımcı olur
47
48. Prefrontal lobotomi ile şiddetli ağrı
engellenebilir
Bu ameliyattan sonra hastalar ağrıyı
algıladıklarını fakat buna "aldırış
etmediklerini" söylerler
Bununla beraber bu cerrahi girişim ağır
kişilik değişikliklerine neden olmaktadır
Bir diğer yöntem anterolateral
kordotomi' dir
48
49. Kaşınma ve Gıdıklanma:
Görece hafif uyarılar, deri üzerinde
hareket eden bir cisim tarafından
meydana getiriliyorsa kaşınma ve
gıdıklanma duyusu yaratır
Kaşınma noktaları, ağrı noktaları gibi
miyelinsiz liflere ait çok sayıda çıplak
ucun bulunduğu bölgelerde yer alır
Kaşınma sadece deri, gözler ve bazı
müköz zarlarda görülür, iç organlarda
bulunmaz
49
50. Kaşınma çeşitli kimyasal maddelerle de
meydana getirilebilir
Histamin şiddetli bir kaşınma yapmakta olup
örsentiler bunun deride serbest kalmasına
neden olur
Bununla beraber kaşınma olgularının çoğunda
histamin olaydan sorumlu değildir
Kininler de şiddetli kaşınmaya neden olurlar
50
51. Ayrı reseptörlere sahip olan deri duyuları:
Dokunma,
Sıcaklık-soğuk,
Ağrı ve
Kaşınma dır
Bu duyuların, uyarılma kalıplarının ve bazı hallerde
kortikal komponentlerinin kombinasyonu ile
Titreşim,
2-nokta ayırımı ve
Stereognozi duyuları oluşturulur
51
52. Titreşen bir diyapozon deriye uygulanacak
olursa bir titreşim algılanır
Bu duyunun en belirgin olduğu yer kemiklerin
üzeridir
Olaya karışan reseptörler dokunma reseptörleri
ve özellikle Pacini korpüskülleridir
Ritmik basınç uyarıları kalıbı titreşim olarak
yorumlanır
Titreşim duyusundan sorumlu impulslar dorsal
kolonlarda taşınır
Bu bölümünün hasarı diabette, pernisiyöz
anemide, bazı vitamin eksikliklerinde görülür
52
53. İki uyarının birbirlerinden ayrı olarak
algılanabilmesi için aradaki en küçük
mesafeye 2-nokta eşiği adı verilir
Bunun büyüklüğü vücutta bölgeden
bölgeye değişir ve en küçük olduğu
yer reseptörlerin bol bulunduğu yerdir
Örneğin sırtta gereken mesafe 65 mm
iken parmaklarda 3 mm kadardır
53
55. Cisimleri bakmadan sadece elle
dokunarak tanıma yeteneğine
stereognozi denir
Normal kişiler farklı büyüklüklerdeki
anahtar ve bozuk paraları bakmadan
kolayca tanıyabilir
Stereognozide bozulma serebral korteks
harabiyetinin erken işaretidir ve bazen
pariyetal lob lezyonunda görülür
55