SlideShare a Scribd company logo
1 of 56
Dr. Ercan ÖZDEMİR
 İç ve dış çevre ile ilgili tüm bilgiler
MSS’ne çeşitli duysal reseptörler ile
ulaştırılır
 Reseptörler çevrede çeşitli şekillerde
bulunan enerjiyi, nöronlarda AP şekline
dönüştüren çevireçlerdir
 Reseptör terimi sadece duysal
reseptörler için değil, aynı zamanda
spesifik bir cevabı başlatmak üzere
nörotransmitter, hormonlara bağlanan
proteinleri tanımlar
2
• Duysal reseptör nöronlarda AP yaratan bir nöronun veya özelleşmiş bir
hücrenin parçası olabilir
• Bir reseptör çevresindeki nöral yapıda olmayan hücrelerle birlikte bir
duyu organını oluşturur
• Reseptörler tarafından çevrilen enerji şekilleri:
 Mekanik (dokunma-bası),
 Isı (sıcaklık dereceleri),
 Elektromanyetik (ışık)
 Kimyasal enerji (koku, tad, kan O2 içeriği)
3
 Duyu reseptörleri belli bir enerji
formuna karşı diğer reseptörlerden
daha düşük eşikte yanıt verir
 Bir reseptörün spesifik olduğu enerji
şekline uygun uyarı adı verilir
 Örneğin gözde koni ve basiller için
uygun uyarı ışıktır
 Reseptörler uygun uyaranın yanısıra
diğer uyaranlara da yanıt verebilirler;
ancak bu nonspesifik yanıtların eşiği
daha yüksektir
4
 Bilinçli olarak algılanabilen en az
11 tip duyu yer almaktadır
 Buna ilaveten, bilinçli olarak
algılamamızın dışında duysal
reseptörler de vardır
 Örneğin kas iğcikleri kas
uzunluğu hakkında bilgi verirken
bazı reseptörler arteriyel kan
basıncı, BOS'un pH’ı gibi
değişkenler hakkında bilgi
verirler
5
 Duyuları sınıflandırma için kullanılan
sınırlar tümüyle keyfidir ve genellikle
oldukça değişkendir
 Örneğin koni ve basiller değişik dalga
boylarındaki ışık uyaranlara maksimum
yanıt verirler ve 3 ana renk için farklı
koniler bulunur
 Tatlı, tuzlu, ekşi ve acı olmak üzere başlıca
dört farklı tip tad duyusu vardır ve her biri
farklı tip tad tomurcuğu tarafından
algılanır
 Korti organındaki farklı grup tüy
hücrelerinin uyarılması sayesinde farklı
frekanslardaki ses dalgalarının algılanması
mümkün olabilir
6
 Klasik olarak, özel duyular;
 Tad, koku, görme, işitme, dairesel ve çizgisel hızlanma'dır
 Dokunma ile ilgili duyular deride bulunan reseptörler ile algılanırlar
 Viseral duyular ise, iç çevrenin algılanması ile ilgili olanlardır. Ağrı
duyusu genellikle viseral duyu olarak sınıflandırılır
 Reseptörlerin diğer bir sınıflamaya göre ayrılması ise şöyledir:
1) Teleseptörler (uzaklık algılayanlar) uzak mesafedeki olaylar ile ilgilidirler
2) Eksteroseptörler yakındaki dış çevre ile ilgilidirler
3) İnteroseptörler iç çevre ile ilgilidirler
4) Propriyoseptörler herhangi bir anda vücudun konumu ile ilgili bilgi verirler
7
8
Uyaranın Tipine Göre Sınıflama:
 Nosiseptörler ağrı reseptörleridir
 Fotoreseptörler ışığa hassasiyet gösterirler
 Thermoreseptörler sıcaklık duyusu algılarlar
 Mekanoreseptörler dokunma uyaranlarına cevap veren reseptörlerdir
 Kemoreseptör kimyasal içeriğindeki değişimler ile uyarılan reseptörlerdir:
 Tad ve koku reseptörleri,
 Plazma O2 düzeyi,
 pH ve
 Osmolalite ile ilgili reseptörler
 Baroreseptörler basınca duyarlı reseptörlerdir (aortik ve karotik
baroreseptörler..)
9
 4 farklı tip yüzeyel duyu:
 Dokunma-bası
 Soğuk
 Sıcak
 Ağrı
 Deri, değişik tip duysal uç içerir:
 Çıplak sinir uçları
 Geniş sinir uçları → Merkel
diskleri ve Ruffini sonlanmaları
 Kapsüllü sinir uçları → Pacini
cisimciği, Meissner cisimciği ve
Krause soğanı
 Buna ilaveten duysal sinirler kıl
follikülleri etrafında da bulunur
10
 Geniş sinir sonlanmaları ve kapsüllü uçlar, dokunma uyaranlarına cevap
veren mekanoreseptörler gibi fonksiyon görürler
 Meissner ve Pacini cisimcikleri → Hızlı,
 Merkel diskleri ve Ruffini sonlanmaları → Yavaş adaptasyon gösterirler
 Kıl folliküllerinin etrafında bulunan sinir uçları dokunmaya aracılık ederler
ve kılların hareketleri dokunma duyusunu başlatır
11
 Primer afferent nöronların hücre gövdeleri arka kök gangliondadır
 Bunlar MS’e girer ve motor nöronlarla polisinaptik refleks bağlantılar
kurarlar
12
 Arka boynuzlar histolojik olarak I-VI laminaya ayrılmıştır ve I en yüzeyde, VI
en derine yerleşmiştir
 Lamina II ve III substansiya jelatinozayı oluşturur
13
 Deri duyularını taşıyan 3 tip primer
afferent lif bulunur:
 Miyelinli AB lifler : Bunlar mekanik
uyarılar tarafından üretilen impulsları
taşıyan kalın liflerdir
 Miyelinli Aδ lifler : Soğuk reseptörleri
ile hızlı ağrıyı aktaran nosiseptörlerden
gelen impulslarla
mekanoreseptörlerden kalkan
impulsların bir bölümünü ileten ince
lifler
 Miyelinsiz C lifler: Temel olarak yavaş
ağrı ve sıcaklıkla ilgili ince lifler
14
 İnce dokunma ve durum duyusuna aracılık eden lifler arka kolonlar
içinde medullaya tırmanır ve n. grasilis ve küneatus ile sinaps yapar
 Buradan çıkan 2. nöronlar orta hattı çaprazlar ve medial lemniskusu
oluşturur ve talamusun ventral posterior çekirdeklerinde sonlanır
 Bu sisteme dorsal kolon (lemniskal sistem) adı verilir
 Bir kısım lifller ise MS’e girer ve orta hattı çaprazlayıp karşıya geçer ve
anterolateral sistemi oluşturur ve ikiye ayrılır:
1) Kaba dokunma ve basınç ventral spinotalamik tract
2) Ağrı ve sıcaklık lateral spinotalamik tract
15
16
17
 Talamus nöronları korteksteki iki somatik
duysal alana spesifik şekilde yansır:
 Duysal alan I (SI) → postsentral
girusta
 Duysal alan II (SII)→ silvian yarıkta
(lateral serebral sulkus)
 Buna ek olarak SI, SII'ye yansır
 SI Brodmann'ın 1, 2 ve 3. alanlarına karşılık
gelir
18
 Talamik liflerin SI'deki
düzenlenişi girusun tepesine
dilin, tabana ise başın geleceği
ve vücudun diğer tüm
bölümlerinin postsentral girus
boyunca sıra ile yerleşeceği
şekildedir
 Kortikal alıcı alanın
büyüklüğü o vücut parçasın-
daki reseptör sayısına göre
oranlanır
19
 Duysal korteksin uyarılması
vücudun buna karşılık gelen
bölümlerine yansıyan duyulara
neden olur
 Oluşturulan duyular genellikle
keçeleşme, karıncalanma veya bir
hareket duyusu şeklindedir
 İnce elektrodlar kullanılarak
nisbeten saf dokunma, sıcaklık,
soğuk ve ağrı duyuları
uyandırmak da mümkündür
20
 SI'in ablasyonu;
Durum duyusu ile büyüklük ve biçimler
arasında ayırım yapma yeteneğinde
azalmaya ve
SlI'de duysal işlem olayında eksikliklere
neden olur
 SlI'nin ablasyonu;
Taktil ayırıma dayalı öğrenmede
eksikliklere yol açar
SI'deki bir işlem olayına büyük bir etkide
bulunmaz
SII duysal verilerin daha ileri işlenmesi ile
ilgili bulunmaktadır
21
 Deney hayvanları ve insanlarda kortikal lezyonlar duyuları ortadan
kaldırmaz
 Durum duyusu ve ince dokunma lezyonlardan en fazla etkilenirler
 Sıcaklık duyusu daha az etkilenirken ağrıya duyarlık en az etkilenir
 İyileşme sırasında ilk önce ağrıya duyarlık geri döner, bunu sıcaklık
duyusu izler ve en son durum duyusu ve ince dokunma takip eder
22
 Her duyu organı belli bir enerji formunu
göre özelleşmiştir
 Bir duyunun şiddet ayırımı aktive reseptör
sayısına bağlıdır
 Uyarılma şiddetindeki artış duyunun
niteliğine çok az etki yapar
 Deri duyularına uygulanan bir diğer ilke
noktasal temsildir
 Deri, bir kılla uyarılırsa sadece dokunma
reseptörlerini örten deri noktalarında
duyum uyandırır, bu noktalar arasında
kalan bölgede ise uyandırmaz
23
 Dokunma reseptörlerinin en bol
bulunduğu yer parmak ve dudak derisi
iken, gövde derisinde azdır
 Kıl folliküllerinin çevresinde de çok
sayıda reseptör bulunmaktadır
 Bir kıl hareket ettiğinde kıl follikülün
kenarına göre bir kaldıraç gibi
çalıştığından kıllara yaptırılan hafif bir
hareket sinir uçları üzerine güçlü bir uyarı
oluşturacak şekilde büyütülür
 Dokunma reseptörlerinden impulsları
MSS’ne ileten Aβ duysal liflerin ileti
hızları 30-70 m/s'dir
 Bazı impulslar C lifler aracılığı ile de
iletilir
24
 Dokunma bilgisi hem lemniskal hem de anterolateral yollardan
iletildiğinden sadece çok yaygın lezyonlar duyuyu ortadan kaldırır
 Arka kolonlar tahrip edildiğinde titreşim duyusu ile durum duyusu
kaybolur
 Lemniskal sistem taşınan bilgi taktil uyaranların ayrıntılı
lokalizasyonu, uzaysal formu ve temporal kalıbı ile alakalıdır
 Öte yandan spinotalamik tr.da taşınan bilgi kötü lokalize edilen, büyük
hacimli taktil duyularla ilişkilidir
25
 Durum bilgisi omurilikte dorsal kolonla iletilir
 Duruma ait girdilerin bir bölümü serebelluma,
medial lemniskus ve talamusla kortekse geçer
 Dorsal kolon lezyonu ataksi meydana getirir
 Vücudun uzaydaki konumu kısmen eklem içi
impulslara bağımlıdır
 Bununla ilgili yapılar Golgi tendon organı ile
sinovya ve ligamanlardaki Paccini’dir
 Bu organlardan, dokunma reseptörleri ve kas
iğciklerinden kalkan impulslar vücudun
uzaydaki konumuna ait bilgileri taşır
26
 Vücutta 2 tür sıcaklık organı bulunur;
sıcak ve soğuk duyu organı
 Soğuk noktaların sayısı sıcak
noktaların 4-10 katıdır
 Soğuk reseptörleri 10-38°C, sıcak
reseptörleri 30-45°C’ye yanıt verir
 Soğuğa ait afferentler → Aδ ve C
lifleri
 Sıcağa ait afferentler → C lifleridir
27
 Duyu organlarının subepiteliyal
konumu nedeniyle yanıtları
belirleyen şey deri altı
dokuların sıcaklığıdır
 Metal cisimler tahtadan daha
soğuk olarak algılanır
 45°C üzerinde doku harabiyeti
görülmeye başlar ve alınan
duyu ağrı duyusuna dönüşür
28
 Ağrı duyusuna ait duyu organları
dokularda yer alan çıplak sinir uçlarıdır
 Ağrı MSS’ne 2 çeşit lif ile aktarılır:
 Bu nosiseptif sistemlerden biri, miyelinli Aδ
liflerden yapılmış olup ileti hızı 12-30 m/s'dir
 Diğeri miyelinsiz C liflerinden kuruludur.
Bunlara dorsal kök C lifleri adı verilir. Bu
liflerin ileti hızı 0.5-2 m/s'dir
 Her iki lif grubu arka boynuzda sonlanır
 Ağrıyı ileten primer afferent lifler tarafından
salgılanan sinaptik transmitter P maddesidir
29
 Ağrı lifleri lateral spinotalamik tr ile
anterolateral sisteme girerler
 Yukarı tırmanan lifler talamustaki özgül
duysal durak çekirdeklerine, buradan da
serebral kortekse gider
 Anterolateral sistemin lezyonları, lezyon
seviyesinin ALTINDA vücudun KARŞI
YARISINDA (KONTRLATERAL):
 AĞRI
 ISI
 KABA DOKUNMA duyularında eksikle
sonuçlanır
 Ağrı stimulusu singulat girus, SI, SIl gibi 3
kortikal alanı aktive eder
30
AĞRI DUYUSU
31
Ağrı Yolları
 Ağrılı bir uyarı önce keskin ve lokalize bir
acıya yol açar ve bunu künt, şiddetli, yaygın
ve hoşa gitmeyen bir başka duygu izler
 Bu iki duyu hızlı ve yavaş ağrı olarak
adlandırılır
 Uyarının uygulanma yeri beyinden ne kadar
uzaksa bu iki yapıtaşının birbirinden
zamansal ayrılması o denli fazladır
 Hızlı ağrı Aδ ağrı lifleri ile, yavaş ağrı ise C-
lifleri ile iletilir
32
 Duysal uyarılar ve ağrı serebral korteksin
yokluğunda da algılanır
 Korteks ağrının ayırt edilebilmesi ve
anlamlı yorumlanmasına katılır
 Ağrıya Sherrington "zorunlu koruma
refleksinin fiziksel eki" adını takmıştır
 Ağrılı uyarılar genellikle güçlü geri çekme
ve sakınma yanıtlarını başlatırlar
 Talamus harabiyetlerinde talamik
sendrom(Dejerine–Roussy syndrome) adı
verilen, ağrılı uyarılara aşırı tepki verme
eşlik edebilir
33
 Yüzeyel ağrıdan farklı olarak derin ağrı
iyi lokalize edilemez, mide bulantısı,
terleme ve kan basıncında değişikliklerle
beraberdir
 Bu tip ağrı deneysel olarak periost ve
ligamanlara hipertonik tuz çözeltisi zerk
edilerek uyandırılabilir
 Bu ağrı komşu iskelet kaslarında refleks
kasılma başlatır
 Bu refleks kasılma kemik, tendon ve
eklem örsentilerinde gözlenen kas
spazmına benzer
 İskemi kaslardaki ağrı reseptörlerini
uyarır
34
 Ağrı reseptörleri özgündür diğer
reseptörlerin aşırı uyarılması ile
meydana gelmesi zordur
 Örneğin ağrı reseptörleri ısıya yanıt
verir fakat eşik değerleri sıcaklık
reseptörlerinin 100 katıdır
 Ağrı reseptörleri elektriksel,
mekanik ve özellikle kimyasal
enerjiye de yanıt verirler
 Ağrı kinin veya histamin gibi
kimyasal aracılar ile oluşturulur
35
 Bir kas yeterli kan desteği varken kasılacak
olursa genellikle ağrı görülmez
 Şayet kasa giden kan kesilecek olursa
kasılmalar kısa sürede ağrıya neden olur
 Klinik olarak egzersiz sırasında miyokardın
iskemik hale geçmesiyle gelişen substernal ağrı
(angina pektoris)
 İntermitan klodikasyoda tıkayıcı damar
hastalığı bulunan bir kişinin bacak kaslarında
gelişen ağrıdır
 Bu ağrı, yürüme ile başlar ve dinlenme ile
ortadan kaybolur
36
 Patolojik hallerde ağrı reseptörlerinin duyarlığı değişir
 Primer ve sekonder hiperaljezi gibi iki önemli tipte değişiklik görülür
 Yangılı ve örsentili alanlarda ağrı eşiği azaldığından hafif uyarılar
ağrıya neden olur
 Primer hiperaljezi: Örsenti çevresindeki kızarık alanda ağrılı uyarana
cevabın artmasıdır
 Primer hiperaljezi P maddesine bağlıdır
37
 Sekonder hiperaljezi: Bu yanıtın
elde edildiği alan örsenti
bölgesinden çok ötelere uzanır ve
bu olay primer hiperaljezi kadar
uzun süre devam etmez
 Olayın nedeni örsenti alanından
gelen impulsların ağrının hoşa
gitmeyen duygusal yollara merkezi
fasilitasyon sağlamalarıdır
 Allodynia: Genellikle ağrılı
olmayan bir stimülusun (dokunma
gibi) neden olduğu ağrı (Aß liflerle
iletilir). Hiperaljeziden farklıdır.
38
 Viseral yapılardan kalkan ağrı çok az
lokalize edilebilir, rahatsızlık
vericidir ve bulantı ve otonom
semptomlarla beraberdir
 Bu ağrı çoğunlukla diğer alanlara
yansır veya vurur
 İç organlarda daha az ağrı reseptörü
bulunur ve visseral ağrı çok az
lokalize edilebilir
 Bununla beraber visseral ağrı çok
şiddetli olabilir
 İçi boş organların duvarlarındaki
reseptörler özellikle gerilmeye çok
duyarlıdır (barsak koliği)
39
 Visseral ağrı komşu iskelet kasında
refleks kasılma başlatır
 Bu genel olarak karın duvarında görülür
ve karın duvarını rijid hale getirir
 Bu olayın en belirgin olduğu tablo viseral
yangı olaylarının peritonu da içine
almasıdır
 Bu spazm altta kalan yangılı yapıların
travmalardan korunmasını sağlar
 Karın içi organların yangısında klasik
işaretler ağrı, duyarlık, hipotansiyon ve
terleme ile rijiditedir
40
 Bir iç organın iritasyonu o organ dışında
daha uzakta ağrıya neden olur
 Bu tür ağrının somatik yapılara
yansıdığı veya vurduğu söylenir
 Derin somatik ağrı da yansır ancak
yüzeyel ağrı yansımaz
 Visseral ağrının hem lokal hem de
yansıyan türde olması halinde bazen bu
ağrının lokal bölgeden uzak mesafeye
yayıldığından da bahsedilir (vuran ağrı)
41
 Yansıyan ağrının niteliği ve iç organa ait
yansıyan ağrıların nereye vurduğu hekim
için büyük önem taşır
 Bu konunun olasılıkla en iyi bilinen örneği
kardiak ağrının sol kolun iç yüzüne
vurmasıdır
 Diğer örnekler arasında diafragma
iritasyonunun omuz üstüne vuran ağrıya,
üreterlerdeki distansiyonun neden olduğu
ağrının da testislere vurmasıdır
42
43
 Bir ağrı yansıyan türde ise ağrının
kaynaklandığı aynı dermatomdan
gelişen bölgelere vurur. Bu ilkeye
dermatom kuralı denir
 Örneğin embriyonik gelişme sırasında
diafragma boyun bölgesinden göç eder
ve frenik siniri sürükler
 Frenik sinirler omuriliğe 2.-4. servikal
segmentlerden girer ve bu bölge
omuzdaki afferentlerin de giriş
bölgesidir
 Aynı şekilde kalp ve kol aynı segmenter
orijine sahiptir
 Testisler, böbrek ve üreterlerin de
geliştiği ürogenital tümsekten doğar
44
 Merkezi İnhibisyon ve Karşı İritanlar:
 Bir savaşta yaralanan erlerin savaş
bitinceye kadar herhangi bir ağrı
hissetmedikleri çok iyi bilinir (stres
analjezisi)
 Ağrı bölgesinin elektriksel bir vibratörle
uyarılmasının ağrıda hafifleme yaptığı
gösterilmiştir
 Akupunktur 4000 yıldan beri ağrı önlemek
veya ortadan kaldırmak için kullanılmakta
olup bazı hallerde sadece akupunktur
kullanarak büyük cerrahi girişimler
uygulamak da olasıdır
45
 Kanser ve disk hernisi gibi durumlar uzun
süren, şiddetli ve hiperaljeziye benzer
ağrılara neden olur
 Bunlara ek olarak 4 tür nöropati çok ağrılıdır:
 Diabetik Nöropati
 Herpes Zostere
 Kozalji
 Refleks Sempatik Distrofi
 Sinirlerin kronik iritasyonu P maddesi
reseptör sayısını artırır
 Bu değişiklik de ağrıyı şiddetlendirebilir
 Sinirlerin iritasyonu sempatik aktivite ile α1-
adrenerjik reseptör aktivasyonu ağrıyı daha
şiddetli hale getirir
46
 İnatçı ağrıların giderilmesinde dorsal
kolonlara implante edilen elektrodlarla
kronik stimülasyon uygulanmıştır
 Elektrodlar taşınabilir bir stimülatöre
bağlanır ve hastalar kendi kendilerini stimüle
edebilirler
 İmpulslar arka boynuzdaki "kapıya"
kollateraller yoluyla erişir zira dorsal kolon
kesilmesi noksik uyarılara yanıtları artırır
 Periakuaduktal gri cevherin hasta tarafından
uyarılması da muhtemelen β-endorfin
salınmasını artırarak ağrıların giderilmesine
yardımcı olur
47
 Prefrontal lobotomi ile şiddetli ağrı
engellenebilir
 Bu ameliyattan sonra hastalar ağrıyı
algıladıklarını fakat buna "aldırış
etmediklerini" söylerler
 Bununla beraber bu cerrahi girişim ağır
kişilik değişikliklerine neden olmaktadır
 Bir diğer yöntem anterolateral
kordotomi' dir
48
Kaşınma ve Gıdıklanma:
 Görece hafif uyarılar, deri üzerinde
hareket eden bir cisim tarafından
meydana getiriliyorsa kaşınma ve
gıdıklanma duyusu yaratır
 Kaşınma noktaları, ağrı noktaları gibi
miyelinsiz liflere ait çok sayıda çıplak
ucun bulunduğu bölgelerde yer alır
 Kaşınma sadece deri, gözler ve bazı
müköz zarlarda görülür, iç organlarda
bulunmaz
49
 Kaşınma çeşitli kimyasal maddelerle de
meydana getirilebilir
 Histamin şiddetli bir kaşınma yapmakta olup
örsentiler bunun deride serbest kalmasına
neden olur
 Bununla beraber kaşınma olgularının çoğunda
histamin olaydan sorumlu değildir
 Kininler de şiddetli kaşınmaya neden olurlar
50
Ayrı reseptörlere sahip olan deri duyuları:
 Dokunma,
 Sıcaklık-soğuk,
 Ağrı ve
 Kaşınma dır
Bu duyuların, uyarılma kalıplarının ve bazı hallerde
kortikal komponentlerinin kombinasyonu ile
 Titreşim,
 2-nokta ayırımı ve
 Stereognozi duyuları oluşturulur
51
 Titreşen bir diyapozon deriye uygulanacak
olursa bir titreşim algılanır
 Bu duyunun en belirgin olduğu yer kemiklerin
üzeridir
 Olaya karışan reseptörler dokunma reseptörleri
ve özellikle Pacini korpüskülleridir
 Ritmik basınç uyarıları kalıbı titreşim olarak
yorumlanır
 Titreşim duyusundan sorumlu impulslar dorsal
kolonlarda taşınır
 Bu bölümünün hasarı diabette, pernisiyöz
anemide, bazı vitamin eksikliklerinde görülür
52
 İki uyarının birbirlerinden ayrı olarak
algılanabilmesi için aradaki en küçük
mesafeye 2-nokta eşiği adı verilir
 Bunun büyüklüğü vücutta bölgeden
bölgeye değişir ve en küçük olduğu
yer reseptörlerin bol bulunduğu yerdir
 Örneğin sırtta gereken mesafe 65 mm
iken parmaklarda 3 mm kadardır
53
54
 Cisimleri bakmadan sadece elle
dokunarak tanıma yeteneğine
stereognozi denir
 Normal kişiler farklı büyüklüklerdeki
anahtar ve bozuk paraları bakmadan
kolayca tanıyabilir
 Stereognozide bozulma serebral korteks
harabiyetinin erken işaretidir ve bazen
pariyetal lob lezyonunda görülür
55
56Teşekkürler

More Related Content

What's hot

Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleksMi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleksCanan Ağaoğlu
 
Omurga anatomi̇si̇
Omurga anatomi̇si̇Omurga anatomi̇si̇
Omurga anatomi̇si̇fethiisnac
 
Si̇napslar (kavşaklar)
Si̇napslar (kavşaklar)Si̇napslar (kavşaklar)
Si̇napslar (kavşaklar)Saeed Gholami
 
üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
15 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-2015
15 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-201515 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-2015
15 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-2015Cagatay Barut
 
Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...
Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...
Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...www.tipfakultesi. org
 
Anatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet Songur
Anatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet SongurAnatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet Songur
Anatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet SongurDoktorlar Sitesi
 
Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇
Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇
Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇ÖZAN DENTAL KLİNİK
 
Hemodinami temel kavramlar
Hemodinami temel kavramlarHemodinami temel kavramlar
Hemodinami temel kavramlarserperp
 
Termoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar Ergenoğlu
Termoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar ErgenoğluTermoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar Ergenoğlu
Termoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar ErgenoğluAnış Arıboğan
 
Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
1 anatomi-giris-shmyo
1 anatomi-giris-shmyo1 anatomi-giris-shmyo
1 anatomi-giris-shmyoCagatay Barut
 

What's hot (20)

Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleksMi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
Mi̇yotati̇k refleks ve ters mi̇yotati̇k refleks
 
Omurga anatomi̇si̇
Omurga anatomi̇si̇Omurga anatomi̇si̇
Omurga anatomi̇si̇
 
Si̇napslar (kavşaklar)
Si̇napslar (kavşaklar)Si̇napslar (kavşaklar)
Si̇napslar (kavşaklar)
 
üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
üSt ekstremite muayenesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Agri kontrolu
Agri kontroluAgri kontrolu
Agri kontrolu
 
15 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-2015
15 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-201515 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-2015
15 dishek-3-beyinhemisfer-alanlar-beyazcev-zarlar-sinus-ventr-2015
 
Ayak - Foot
Ayak - FootAyak - Foot
Ayak - Foot
 
Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...
Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...
Fossa temporalis, fossa infratemporalis, fossa pterygopalatina(fazlası için w...
 
Anatomi ozetnot
Anatomi ozetnotAnatomi ozetnot
Anatomi ozetnot
 
Anatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet Songur
Anatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet SongurAnatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet Songur
Anatomi ders notu - üst ekstremite kemikleri / Prof. Dr. Ahmet Songur
 
Koku ve tad
Koku ve tadKoku ve tad
Koku ve tad
 
Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇
Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇
Di̇l, tükürük bezleri̇ ve boyun üçgenleri̇
 
Hemodinami temel kavramlar
Hemodinami temel kavramlarHemodinami temel kavramlar
Hemodinami temel kavramlar
 
Duyular
DuyularDuyular
Duyular
 
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
Anatomi Omurlar
Anatomi OmurlarAnatomi Omurlar
Anatomi Omurlar
 
Termoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar Ergenoğlu
Termoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar ErgenoğluTermoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar Ergenoğlu
Termoregülasyon Mekanizmaları ve Fizyolojisi - Yrd. Doç. Dr. Pınar Ergenoğlu
 
Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Ağrili hastaya yaklaşim (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
1 anatomi-giris-shmyo
1 anatomi-giris-shmyo1 anatomi-giris-shmyo
1 anatomi-giris-shmyo
 
Tme ve çi̇ğneme kaslari
Tme ve çi̇ğneme kaslariTme ve çi̇ğneme kaslari
Tme ve çi̇ğneme kaslari
 

Similar to Pain sensation

Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Dr.zehra ağrı ve terapii
Dr.zehra ağrı ve terapiiDr.zehra ağrı ve terapii
Dr.zehra ağrı ve terapiiZehra Şentürk
 
Sinir1
Sinir1Sinir1
Sinir1buse74
 
Akupunktur Sunum
Akupunktur SunumAkupunktur Sunum
Akupunktur Sunumzehirli
 
Medulla Spinalis.pdf
Medulla Spinalis.pdfMedulla Spinalis.pdf
Medulla Spinalis.pdfYukselAydar
 
Sinir sistemi
Sinir sistemiSinir sistemi
Sinir sistemizabekki
 
Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013
Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013
Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013farukfsy
 
SİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ
SİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİSİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ
SİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİErol Dizdar
 

Similar to Pain sensation (13)

(+) Ağri ve menstrüel siklus
(+) Ağri ve menstrüel siklus(+) Ağri ve menstrüel siklus
(+) Ağri ve menstrüel siklus
 
İyi ki Ağrı Var!
İyi ki Ağrı Var!İyi ki Ağrı Var!
İyi ki Ağrı Var!
 
Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Duyum ve algi (fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Sinir Sistemi
Sinir SistemiSinir Sistemi
Sinir Sistemi
 
Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Davranisin norobiyolojik kokenleri (fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Dr.zehra ağrı ve terapii
Dr.zehra ağrı ve terapiiDr.zehra ağrı ve terapii
Dr.zehra ağrı ve terapii
 
Sinir1
Sinir1Sinir1
Sinir1
 
AĞRI.pptx
AĞRI.pptxAĞRI.pptx
AĞRI.pptx
 
Akupunktur Sunum
Akupunktur SunumAkupunktur Sunum
Akupunktur Sunum
 
Medulla Spinalis.pdf
Medulla Spinalis.pdfMedulla Spinalis.pdf
Medulla Spinalis.pdf
 
Sinir sistemi
Sinir sistemiSinir sistemi
Sinir sistemi
 
Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013
Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013
Inhalasyon anestezikleri dr faruk 2013
 
SİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ
SİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİSİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ
SİNİR SİSTEMİ VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ
 

More from Cumhuriyet Üniversitesi (10)

Tiroid hormonları
Tiroid hormonlarıTiroid hormonları
Tiroid hormonları
 
Pankreas hormonları
Pankreas hormonlarıPankreas hormonları
Pankreas hormonları
 
Hipofiz hipotalamus
Hipofiz  hipotalamusHipofiz  hipotalamus
Hipofiz hipotalamus
 
Poster sunumu
Poster sunumuPoster sunumu
Poster sunumu
 
Literatür tarama
Literatür taramaLiteratür tarama
Literatür tarama
 
Seminer dersi
Seminer dersiSeminer dersi
Seminer dersi
 
Sunum teknikleri
Sunum teknikleriSunum teknikleri
Sunum teknikleri
 
Physiology of vision
Physiology of visionPhysiology of vision
Physiology of vision
 
İşitme fizyolojisi
İşitme fizyolojisiİşitme fizyolojisi
İşitme fizyolojisi
 
Physiology of vision
Physiology of visionPhysiology of vision
Physiology of vision
 

Pain sensation

  • 2.  İç ve dış çevre ile ilgili tüm bilgiler MSS’ne çeşitli duysal reseptörler ile ulaştırılır  Reseptörler çevrede çeşitli şekillerde bulunan enerjiyi, nöronlarda AP şekline dönüştüren çevireçlerdir  Reseptör terimi sadece duysal reseptörler için değil, aynı zamanda spesifik bir cevabı başlatmak üzere nörotransmitter, hormonlara bağlanan proteinleri tanımlar 2
  • 3. • Duysal reseptör nöronlarda AP yaratan bir nöronun veya özelleşmiş bir hücrenin parçası olabilir • Bir reseptör çevresindeki nöral yapıda olmayan hücrelerle birlikte bir duyu organını oluşturur • Reseptörler tarafından çevrilen enerji şekilleri:  Mekanik (dokunma-bası),  Isı (sıcaklık dereceleri),  Elektromanyetik (ışık)  Kimyasal enerji (koku, tad, kan O2 içeriği) 3
  • 4.  Duyu reseptörleri belli bir enerji formuna karşı diğer reseptörlerden daha düşük eşikte yanıt verir  Bir reseptörün spesifik olduğu enerji şekline uygun uyarı adı verilir  Örneğin gözde koni ve basiller için uygun uyarı ışıktır  Reseptörler uygun uyaranın yanısıra diğer uyaranlara da yanıt verebilirler; ancak bu nonspesifik yanıtların eşiği daha yüksektir 4
  • 5.  Bilinçli olarak algılanabilen en az 11 tip duyu yer almaktadır  Buna ilaveten, bilinçli olarak algılamamızın dışında duysal reseptörler de vardır  Örneğin kas iğcikleri kas uzunluğu hakkında bilgi verirken bazı reseptörler arteriyel kan basıncı, BOS'un pH’ı gibi değişkenler hakkında bilgi verirler 5
  • 6.  Duyuları sınıflandırma için kullanılan sınırlar tümüyle keyfidir ve genellikle oldukça değişkendir  Örneğin koni ve basiller değişik dalga boylarındaki ışık uyaranlara maksimum yanıt verirler ve 3 ana renk için farklı koniler bulunur  Tatlı, tuzlu, ekşi ve acı olmak üzere başlıca dört farklı tip tad duyusu vardır ve her biri farklı tip tad tomurcuğu tarafından algılanır  Korti organındaki farklı grup tüy hücrelerinin uyarılması sayesinde farklı frekanslardaki ses dalgalarının algılanması mümkün olabilir 6
  • 7.  Klasik olarak, özel duyular;  Tad, koku, görme, işitme, dairesel ve çizgisel hızlanma'dır  Dokunma ile ilgili duyular deride bulunan reseptörler ile algılanırlar  Viseral duyular ise, iç çevrenin algılanması ile ilgili olanlardır. Ağrı duyusu genellikle viseral duyu olarak sınıflandırılır  Reseptörlerin diğer bir sınıflamaya göre ayrılması ise şöyledir: 1) Teleseptörler (uzaklık algılayanlar) uzak mesafedeki olaylar ile ilgilidirler 2) Eksteroseptörler yakındaki dış çevre ile ilgilidirler 3) İnteroseptörler iç çevre ile ilgilidirler 4) Propriyoseptörler herhangi bir anda vücudun konumu ile ilgili bilgi verirler 7
  • 8. 8
  • 9. Uyaranın Tipine Göre Sınıflama:  Nosiseptörler ağrı reseptörleridir  Fotoreseptörler ışığa hassasiyet gösterirler  Thermoreseptörler sıcaklık duyusu algılarlar  Mekanoreseptörler dokunma uyaranlarına cevap veren reseptörlerdir  Kemoreseptör kimyasal içeriğindeki değişimler ile uyarılan reseptörlerdir:  Tad ve koku reseptörleri,  Plazma O2 düzeyi,  pH ve  Osmolalite ile ilgili reseptörler  Baroreseptörler basınca duyarlı reseptörlerdir (aortik ve karotik baroreseptörler..) 9
  • 10.  4 farklı tip yüzeyel duyu:  Dokunma-bası  Soğuk  Sıcak  Ağrı  Deri, değişik tip duysal uç içerir:  Çıplak sinir uçları  Geniş sinir uçları → Merkel diskleri ve Ruffini sonlanmaları  Kapsüllü sinir uçları → Pacini cisimciği, Meissner cisimciği ve Krause soğanı  Buna ilaveten duysal sinirler kıl follikülleri etrafında da bulunur 10
  • 11.  Geniş sinir sonlanmaları ve kapsüllü uçlar, dokunma uyaranlarına cevap veren mekanoreseptörler gibi fonksiyon görürler  Meissner ve Pacini cisimcikleri → Hızlı,  Merkel diskleri ve Ruffini sonlanmaları → Yavaş adaptasyon gösterirler  Kıl folliküllerinin etrafında bulunan sinir uçları dokunmaya aracılık ederler ve kılların hareketleri dokunma duyusunu başlatır 11
  • 12.  Primer afferent nöronların hücre gövdeleri arka kök gangliondadır  Bunlar MS’e girer ve motor nöronlarla polisinaptik refleks bağlantılar kurarlar 12
  • 13.  Arka boynuzlar histolojik olarak I-VI laminaya ayrılmıştır ve I en yüzeyde, VI en derine yerleşmiştir  Lamina II ve III substansiya jelatinozayı oluşturur 13
  • 14.  Deri duyularını taşıyan 3 tip primer afferent lif bulunur:  Miyelinli AB lifler : Bunlar mekanik uyarılar tarafından üretilen impulsları taşıyan kalın liflerdir  Miyelinli Aδ lifler : Soğuk reseptörleri ile hızlı ağrıyı aktaran nosiseptörlerden gelen impulslarla mekanoreseptörlerden kalkan impulsların bir bölümünü ileten ince lifler  Miyelinsiz C lifler: Temel olarak yavaş ağrı ve sıcaklıkla ilgili ince lifler 14
  • 15.  İnce dokunma ve durum duyusuna aracılık eden lifler arka kolonlar içinde medullaya tırmanır ve n. grasilis ve küneatus ile sinaps yapar  Buradan çıkan 2. nöronlar orta hattı çaprazlar ve medial lemniskusu oluşturur ve talamusun ventral posterior çekirdeklerinde sonlanır  Bu sisteme dorsal kolon (lemniskal sistem) adı verilir  Bir kısım lifller ise MS’e girer ve orta hattı çaprazlayıp karşıya geçer ve anterolateral sistemi oluşturur ve ikiye ayrılır: 1) Kaba dokunma ve basınç ventral spinotalamik tract 2) Ağrı ve sıcaklık lateral spinotalamik tract 15
  • 16. 16
  • 17. 17
  • 18.  Talamus nöronları korteksteki iki somatik duysal alana spesifik şekilde yansır:  Duysal alan I (SI) → postsentral girusta  Duysal alan II (SII)→ silvian yarıkta (lateral serebral sulkus)  Buna ek olarak SI, SII'ye yansır  SI Brodmann'ın 1, 2 ve 3. alanlarına karşılık gelir 18
  • 19.  Talamik liflerin SI'deki düzenlenişi girusun tepesine dilin, tabana ise başın geleceği ve vücudun diğer tüm bölümlerinin postsentral girus boyunca sıra ile yerleşeceği şekildedir  Kortikal alıcı alanın büyüklüğü o vücut parçasın- daki reseptör sayısına göre oranlanır 19
  • 20.  Duysal korteksin uyarılması vücudun buna karşılık gelen bölümlerine yansıyan duyulara neden olur  Oluşturulan duyular genellikle keçeleşme, karıncalanma veya bir hareket duyusu şeklindedir  İnce elektrodlar kullanılarak nisbeten saf dokunma, sıcaklık, soğuk ve ağrı duyuları uyandırmak da mümkündür 20
  • 21.  SI'in ablasyonu; Durum duyusu ile büyüklük ve biçimler arasında ayırım yapma yeteneğinde azalmaya ve SlI'de duysal işlem olayında eksikliklere neden olur  SlI'nin ablasyonu; Taktil ayırıma dayalı öğrenmede eksikliklere yol açar SI'deki bir işlem olayına büyük bir etkide bulunmaz SII duysal verilerin daha ileri işlenmesi ile ilgili bulunmaktadır 21
  • 22.  Deney hayvanları ve insanlarda kortikal lezyonlar duyuları ortadan kaldırmaz  Durum duyusu ve ince dokunma lezyonlardan en fazla etkilenirler  Sıcaklık duyusu daha az etkilenirken ağrıya duyarlık en az etkilenir  İyileşme sırasında ilk önce ağrıya duyarlık geri döner, bunu sıcaklık duyusu izler ve en son durum duyusu ve ince dokunma takip eder 22
  • 23.  Her duyu organı belli bir enerji formunu göre özelleşmiştir  Bir duyunun şiddet ayırımı aktive reseptör sayısına bağlıdır  Uyarılma şiddetindeki artış duyunun niteliğine çok az etki yapar  Deri duyularına uygulanan bir diğer ilke noktasal temsildir  Deri, bir kılla uyarılırsa sadece dokunma reseptörlerini örten deri noktalarında duyum uyandırır, bu noktalar arasında kalan bölgede ise uyandırmaz 23
  • 24.  Dokunma reseptörlerinin en bol bulunduğu yer parmak ve dudak derisi iken, gövde derisinde azdır  Kıl folliküllerinin çevresinde de çok sayıda reseptör bulunmaktadır  Bir kıl hareket ettiğinde kıl follikülün kenarına göre bir kaldıraç gibi çalıştığından kıllara yaptırılan hafif bir hareket sinir uçları üzerine güçlü bir uyarı oluşturacak şekilde büyütülür  Dokunma reseptörlerinden impulsları MSS’ne ileten Aβ duysal liflerin ileti hızları 30-70 m/s'dir  Bazı impulslar C lifler aracılığı ile de iletilir 24
  • 25.  Dokunma bilgisi hem lemniskal hem de anterolateral yollardan iletildiğinden sadece çok yaygın lezyonlar duyuyu ortadan kaldırır  Arka kolonlar tahrip edildiğinde titreşim duyusu ile durum duyusu kaybolur  Lemniskal sistem taşınan bilgi taktil uyaranların ayrıntılı lokalizasyonu, uzaysal formu ve temporal kalıbı ile alakalıdır  Öte yandan spinotalamik tr.da taşınan bilgi kötü lokalize edilen, büyük hacimli taktil duyularla ilişkilidir 25
  • 26.  Durum bilgisi omurilikte dorsal kolonla iletilir  Duruma ait girdilerin bir bölümü serebelluma, medial lemniskus ve talamusla kortekse geçer  Dorsal kolon lezyonu ataksi meydana getirir  Vücudun uzaydaki konumu kısmen eklem içi impulslara bağımlıdır  Bununla ilgili yapılar Golgi tendon organı ile sinovya ve ligamanlardaki Paccini’dir  Bu organlardan, dokunma reseptörleri ve kas iğciklerinden kalkan impulslar vücudun uzaydaki konumuna ait bilgileri taşır 26
  • 27.  Vücutta 2 tür sıcaklık organı bulunur; sıcak ve soğuk duyu organı  Soğuk noktaların sayısı sıcak noktaların 4-10 katıdır  Soğuk reseptörleri 10-38°C, sıcak reseptörleri 30-45°C’ye yanıt verir  Soğuğa ait afferentler → Aδ ve C lifleri  Sıcağa ait afferentler → C lifleridir 27
  • 28.  Duyu organlarının subepiteliyal konumu nedeniyle yanıtları belirleyen şey deri altı dokuların sıcaklığıdır  Metal cisimler tahtadan daha soğuk olarak algılanır  45°C üzerinde doku harabiyeti görülmeye başlar ve alınan duyu ağrı duyusuna dönüşür 28
  • 29.  Ağrı duyusuna ait duyu organları dokularda yer alan çıplak sinir uçlarıdır  Ağrı MSS’ne 2 çeşit lif ile aktarılır:  Bu nosiseptif sistemlerden biri, miyelinli Aδ liflerden yapılmış olup ileti hızı 12-30 m/s'dir  Diğeri miyelinsiz C liflerinden kuruludur. Bunlara dorsal kök C lifleri adı verilir. Bu liflerin ileti hızı 0.5-2 m/s'dir  Her iki lif grubu arka boynuzda sonlanır  Ağrıyı ileten primer afferent lifler tarafından salgılanan sinaptik transmitter P maddesidir 29
  • 30.  Ağrı lifleri lateral spinotalamik tr ile anterolateral sisteme girerler  Yukarı tırmanan lifler talamustaki özgül duysal durak çekirdeklerine, buradan da serebral kortekse gider  Anterolateral sistemin lezyonları, lezyon seviyesinin ALTINDA vücudun KARŞI YARISINDA (KONTRLATERAL):  AĞRI  ISI  KABA DOKUNMA duyularında eksikle sonuçlanır  Ağrı stimulusu singulat girus, SI, SIl gibi 3 kortikal alanı aktive eder 30 AĞRI DUYUSU
  • 32.  Ağrılı bir uyarı önce keskin ve lokalize bir acıya yol açar ve bunu künt, şiddetli, yaygın ve hoşa gitmeyen bir başka duygu izler  Bu iki duyu hızlı ve yavaş ağrı olarak adlandırılır  Uyarının uygulanma yeri beyinden ne kadar uzaksa bu iki yapıtaşının birbirinden zamansal ayrılması o denli fazladır  Hızlı ağrı Aδ ağrı lifleri ile, yavaş ağrı ise C- lifleri ile iletilir 32
  • 33.  Duysal uyarılar ve ağrı serebral korteksin yokluğunda da algılanır  Korteks ağrının ayırt edilebilmesi ve anlamlı yorumlanmasına katılır  Ağrıya Sherrington "zorunlu koruma refleksinin fiziksel eki" adını takmıştır  Ağrılı uyarılar genellikle güçlü geri çekme ve sakınma yanıtlarını başlatırlar  Talamus harabiyetlerinde talamik sendrom(Dejerine–Roussy syndrome) adı verilen, ağrılı uyarılara aşırı tepki verme eşlik edebilir 33
  • 34.  Yüzeyel ağrıdan farklı olarak derin ağrı iyi lokalize edilemez, mide bulantısı, terleme ve kan basıncında değişikliklerle beraberdir  Bu tip ağrı deneysel olarak periost ve ligamanlara hipertonik tuz çözeltisi zerk edilerek uyandırılabilir  Bu ağrı komşu iskelet kaslarında refleks kasılma başlatır  Bu refleks kasılma kemik, tendon ve eklem örsentilerinde gözlenen kas spazmına benzer  İskemi kaslardaki ağrı reseptörlerini uyarır 34
  • 35.  Ağrı reseptörleri özgündür diğer reseptörlerin aşırı uyarılması ile meydana gelmesi zordur  Örneğin ağrı reseptörleri ısıya yanıt verir fakat eşik değerleri sıcaklık reseptörlerinin 100 katıdır  Ağrı reseptörleri elektriksel, mekanik ve özellikle kimyasal enerjiye de yanıt verirler  Ağrı kinin veya histamin gibi kimyasal aracılar ile oluşturulur 35
  • 36.  Bir kas yeterli kan desteği varken kasılacak olursa genellikle ağrı görülmez  Şayet kasa giden kan kesilecek olursa kasılmalar kısa sürede ağrıya neden olur  Klinik olarak egzersiz sırasında miyokardın iskemik hale geçmesiyle gelişen substernal ağrı (angina pektoris)  İntermitan klodikasyoda tıkayıcı damar hastalığı bulunan bir kişinin bacak kaslarında gelişen ağrıdır  Bu ağrı, yürüme ile başlar ve dinlenme ile ortadan kaybolur 36
  • 37.  Patolojik hallerde ağrı reseptörlerinin duyarlığı değişir  Primer ve sekonder hiperaljezi gibi iki önemli tipte değişiklik görülür  Yangılı ve örsentili alanlarda ağrı eşiği azaldığından hafif uyarılar ağrıya neden olur  Primer hiperaljezi: Örsenti çevresindeki kızarık alanda ağrılı uyarana cevabın artmasıdır  Primer hiperaljezi P maddesine bağlıdır 37
  • 38.  Sekonder hiperaljezi: Bu yanıtın elde edildiği alan örsenti bölgesinden çok ötelere uzanır ve bu olay primer hiperaljezi kadar uzun süre devam etmez  Olayın nedeni örsenti alanından gelen impulsların ağrının hoşa gitmeyen duygusal yollara merkezi fasilitasyon sağlamalarıdır  Allodynia: Genellikle ağrılı olmayan bir stimülusun (dokunma gibi) neden olduğu ağrı (Aß liflerle iletilir). Hiperaljeziden farklıdır. 38
  • 39.  Viseral yapılardan kalkan ağrı çok az lokalize edilebilir, rahatsızlık vericidir ve bulantı ve otonom semptomlarla beraberdir  Bu ağrı çoğunlukla diğer alanlara yansır veya vurur  İç organlarda daha az ağrı reseptörü bulunur ve visseral ağrı çok az lokalize edilebilir  Bununla beraber visseral ağrı çok şiddetli olabilir  İçi boş organların duvarlarındaki reseptörler özellikle gerilmeye çok duyarlıdır (barsak koliği) 39
  • 40.  Visseral ağrı komşu iskelet kasında refleks kasılma başlatır  Bu genel olarak karın duvarında görülür ve karın duvarını rijid hale getirir  Bu olayın en belirgin olduğu tablo viseral yangı olaylarının peritonu da içine almasıdır  Bu spazm altta kalan yangılı yapıların travmalardan korunmasını sağlar  Karın içi organların yangısında klasik işaretler ağrı, duyarlık, hipotansiyon ve terleme ile rijiditedir 40
  • 41.  Bir iç organın iritasyonu o organ dışında daha uzakta ağrıya neden olur  Bu tür ağrının somatik yapılara yansıdığı veya vurduğu söylenir  Derin somatik ağrı da yansır ancak yüzeyel ağrı yansımaz  Visseral ağrının hem lokal hem de yansıyan türde olması halinde bazen bu ağrının lokal bölgeden uzak mesafeye yayıldığından da bahsedilir (vuran ağrı) 41
  • 42.  Yansıyan ağrının niteliği ve iç organa ait yansıyan ağrıların nereye vurduğu hekim için büyük önem taşır  Bu konunun olasılıkla en iyi bilinen örneği kardiak ağrının sol kolun iç yüzüne vurmasıdır  Diğer örnekler arasında diafragma iritasyonunun omuz üstüne vuran ağrıya, üreterlerdeki distansiyonun neden olduğu ağrının da testislere vurmasıdır 42
  • 43. 43
  • 44.  Bir ağrı yansıyan türde ise ağrının kaynaklandığı aynı dermatomdan gelişen bölgelere vurur. Bu ilkeye dermatom kuralı denir  Örneğin embriyonik gelişme sırasında diafragma boyun bölgesinden göç eder ve frenik siniri sürükler  Frenik sinirler omuriliğe 2.-4. servikal segmentlerden girer ve bu bölge omuzdaki afferentlerin de giriş bölgesidir  Aynı şekilde kalp ve kol aynı segmenter orijine sahiptir  Testisler, böbrek ve üreterlerin de geliştiği ürogenital tümsekten doğar 44
  • 45.  Merkezi İnhibisyon ve Karşı İritanlar:  Bir savaşta yaralanan erlerin savaş bitinceye kadar herhangi bir ağrı hissetmedikleri çok iyi bilinir (stres analjezisi)  Ağrı bölgesinin elektriksel bir vibratörle uyarılmasının ağrıda hafifleme yaptığı gösterilmiştir  Akupunktur 4000 yıldan beri ağrı önlemek veya ortadan kaldırmak için kullanılmakta olup bazı hallerde sadece akupunktur kullanarak büyük cerrahi girişimler uygulamak da olasıdır 45
  • 46.  Kanser ve disk hernisi gibi durumlar uzun süren, şiddetli ve hiperaljeziye benzer ağrılara neden olur  Bunlara ek olarak 4 tür nöropati çok ağrılıdır:  Diabetik Nöropati  Herpes Zostere  Kozalji  Refleks Sempatik Distrofi  Sinirlerin kronik iritasyonu P maddesi reseptör sayısını artırır  Bu değişiklik de ağrıyı şiddetlendirebilir  Sinirlerin iritasyonu sempatik aktivite ile α1- adrenerjik reseptör aktivasyonu ağrıyı daha şiddetli hale getirir 46
  • 47.  İnatçı ağrıların giderilmesinde dorsal kolonlara implante edilen elektrodlarla kronik stimülasyon uygulanmıştır  Elektrodlar taşınabilir bir stimülatöre bağlanır ve hastalar kendi kendilerini stimüle edebilirler  İmpulslar arka boynuzdaki "kapıya" kollateraller yoluyla erişir zira dorsal kolon kesilmesi noksik uyarılara yanıtları artırır  Periakuaduktal gri cevherin hasta tarafından uyarılması da muhtemelen β-endorfin salınmasını artırarak ağrıların giderilmesine yardımcı olur 47
  • 48.  Prefrontal lobotomi ile şiddetli ağrı engellenebilir  Bu ameliyattan sonra hastalar ağrıyı algıladıklarını fakat buna "aldırış etmediklerini" söylerler  Bununla beraber bu cerrahi girişim ağır kişilik değişikliklerine neden olmaktadır  Bir diğer yöntem anterolateral kordotomi' dir 48
  • 49. Kaşınma ve Gıdıklanma:  Görece hafif uyarılar, deri üzerinde hareket eden bir cisim tarafından meydana getiriliyorsa kaşınma ve gıdıklanma duyusu yaratır  Kaşınma noktaları, ağrı noktaları gibi miyelinsiz liflere ait çok sayıda çıplak ucun bulunduğu bölgelerde yer alır  Kaşınma sadece deri, gözler ve bazı müköz zarlarda görülür, iç organlarda bulunmaz 49
  • 50.  Kaşınma çeşitli kimyasal maddelerle de meydana getirilebilir  Histamin şiddetli bir kaşınma yapmakta olup örsentiler bunun deride serbest kalmasına neden olur  Bununla beraber kaşınma olgularının çoğunda histamin olaydan sorumlu değildir  Kininler de şiddetli kaşınmaya neden olurlar 50
  • 51. Ayrı reseptörlere sahip olan deri duyuları:  Dokunma,  Sıcaklık-soğuk,  Ağrı ve  Kaşınma dır Bu duyuların, uyarılma kalıplarının ve bazı hallerde kortikal komponentlerinin kombinasyonu ile  Titreşim,  2-nokta ayırımı ve  Stereognozi duyuları oluşturulur 51
  • 52.  Titreşen bir diyapozon deriye uygulanacak olursa bir titreşim algılanır  Bu duyunun en belirgin olduğu yer kemiklerin üzeridir  Olaya karışan reseptörler dokunma reseptörleri ve özellikle Pacini korpüskülleridir  Ritmik basınç uyarıları kalıbı titreşim olarak yorumlanır  Titreşim duyusundan sorumlu impulslar dorsal kolonlarda taşınır  Bu bölümünün hasarı diabette, pernisiyöz anemide, bazı vitamin eksikliklerinde görülür 52
  • 53.  İki uyarının birbirlerinden ayrı olarak algılanabilmesi için aradaki en küçük mesafeye 2-nokta eşiği adı verilir  Bunun büyüklüğü vücutta bölgeden bölgeye değişir ve en küçük olduğu yer reseptörlerin bol bulunduğu yerdir  Örneğin sırtta gereken mesafe 65 mm iken parmaklarda 3 mm kadardır 53
  • 54. 54
  • 55.  Cisimleri bakmadan sadece elle dokunarak tanıma yeteneğine stereognozi denir  Normal kişiler farklı büyüklüklerdeki anahtar ve bozuk paraları bakmadan kolayca tanıyabilir  Stereognozide bozulma serebral korteks harabiyetinin erken işaretidir ve bazen pariyetal lob lezyonunda görülür 55