SlideShare a Scribd company logo
1 of 98
KABAKGİL SEBZELERİ
• HIYAR

               KAVUN

• KARPUZ

               KABAK
HIYAR


• Hıyar kullanım yerine göre "turşuluk" ve "sofralık" olmak
  üzere iki gruba ayrılır. Bunların meyve şekilleri birbirinden
  çok farklıdır. Genel olarak "sofralık" hıyarlar büyük
  meyveli, "turşuluk" hıyarlar küçük meyvelidir.
HIYAR NASIL TOPRAK İSTER?

• Hıyar drenajı iyi, kumlu-tınlı veya tınlı-kumlu organik maddesi
  zengin toprakları tercih eder. Bu toprakları pratik bir
  yaklaşımla, yağmurdan sonra su biriktirmeyen ve kaymak
  tutmayan topraklar olarak tanımlayabiliriz.

• Erkenci üretim için hafif toprakları tercih etmek gerekir. Hıyar
  asit topraklardan hoşlanmaz. Bu topraklarda kireçleme
  yapmak gerekir. Fakat kireç uygulamasını bir seferde değil
  devre devre yapmak, toprak mikroorganizmalarına zarar
  vermemek açısından, tercih edilmelidir.
TOPRAK TAHLİLİNE GÖRE GÜBRE

• Temel gübreleme toprak analizlerine bağımlı olarak dikimden
  önce yapılmalıdır. Bu gübrelemede çeşide ve bitki sıklığına da
  dikkat etmek gerekir.

• Tüm bu faktörler hesaba katılarak dekara 20-60 kg TSP, 10-50
  kg potasyum sülfat ve 25-30 kg amonyum sülfat verilmelidir.
  Gübreler serpme olarak verilirse bu miktarlar biraz
  arttırılmalıdır.
YETİŞTİRİCİLİĞİNE GELİNCE!
• Ülkemizde hıyar yetiştiriciliği hem örtülü alanlar da, hem
  tarlada, değişik programlar uygulanarak hemen hemen yıl
  boyu yapılabilir.
• Örtülü alanlara veya tarlaya direk tohum ekimi yapılabileceği
  gibi vegetasyon sezonu kısa olan yerlerde, erkenciliğin
  amaçlandığı bölgelerde, bazen hastalık yaratmaya uygun
  sezonlardan kaçmak için, önce fide yetiştirilir ve sonra dikim
  yapılabilir.
BİR DEKARA KAÇ FİDE?

• Dekara fide sayısı kullanılan çeşidin özelliğine, üretimin
  hedefine göre değişir. Genelde sofralık hıyarlarda dekara
  2000-2500, turşuluklarda 5000-7000 fide önerilir.


• Bu miktarlara ve ekim-dikim şekline bağlı olarak da 300-
• 1000 g tohum gerekir. Fakat özellikle turşuluk hıyar
  üretiminde sadece 1-2 hasadın hedeflendiği daha sık
  dikimlerde bu miktar artar.
TARLAYA ERKEN EKİM-DİKİM YAPMAYIN

• Hıyar soğuklara hassas bir bitkidir. Fideler tarlaya don
  tehlikesi kalktıktan sonra çıkarılmalıdır.
• Tohum ekimleri ise, toprak sıcaklığı 18 dereceyi bulduktan
  sonra yapılmalıdır. Aksi taktirde tohumlar çürür veya
  zararlılar ve böcekler tarafından yenir.
SEYRELTME YAPILIR
• Tohumların çimlenmesinden sonra bitki 2-3 gerçek
  yaprağa ulaşınca seyreltme yapılır.


• Seyreltme sırasında bitkiler, kalan bitki köklerini
  zedelemeyecek şekilde, çekilerek değil, kırılarak veya
  kesilerek ayrılmalıdır.

• İdeal olarak her ocakta 1 bitki bırakılır. Fakat üretim hedefine
  ve bitki büyüklüğüne göre 2 bitki de bırakılabilir.
DİKKAT!!!               TELLİ BÖCEK
                                      TELLİ BÖCEK
• Genç safhada bitkilerin en
  büyük düşmanı kavun telli
  böceğidir. Bitkilerin
  büyüme noktalarını
  keserek; yaprakları dantel
  gibi kemirerek zararlı olur.
  Daha sonra havalar
  ısındıkça yaprak
  bitleri, kırmızı örümcekler
  dikkat edilmesi gereken
  zararlılardır.
KARIŞTIRMAYIN !!!
• Hepimizin çok iyi tanıması gereken "Gelin böceği, uğur
  böceği veya uç-uç böceği" diye çocukluğumuzdan bildiğimiz
  böcekleri, lütfen kavun telli böcekleri ile karıştırıp, öldürmek
  için ilaçlama yapmayınız. Bunlar hıyarın önemli bir düşmanı
  olan yaprak bitlerini yiyerek, onlarla mücadele etmemizde
  bize kolaylık sağlarlar. Yani uç-uç böceği bize faydalı bir
  böcektir.
• TELLİ BÖCEK 12 BENEKLİDİR, UĞUR BÖCEĞİ İSE GENELDE 7
  BENEKLİDİR.
KARIŞTIRMAYIN !!!
TELLİ BÖCEK       UĞUR BÖCEĞİ
HIYAR SUYU ÇOK SEVER

• Toprak tipine ve bitki büyüklüğüne bağlı olarak haftada 1-2
  kez sulama yapılır. Kaba yapılı topraklar daha sık su isterler.

• Sulamaları mümkünse gece yapmak, bazı hastalıklara mani
  olacağı gibi, su kaynaklarının etkin kullanımına da katkıda
  bulunur. Hızlı ve taşkın bir sulamadan ziyade; yavaş sindire
  sindire sulama yapılması, hastalıkların yayılmasına da mani
  olur.
TEPE GÜBRELEMESİ

• TEPE GÜBRELEMESİ

• Bitkilerin kol atma ve meyve bağlama zamanında azot
  ihtiyacı artar. Bunun için belirtilen zamanda tekrar azotla
  "tepe gübrelemesi" yapılır.

• Bunu 15 gün ara ile 2 kez tekrarlamakta fayda vardır. Her
  seferinde dekara 8-10 kg'dan fazla amonyum sülfat veya
  nitrat verilmez. Fazla gübre yarar yerine zarar verebilir.
MEYVE TUTUMUNA YARDIMCI OLALIM

• Tüm bakım işlerinin mükemmelliğine rağmen, eğer çiçeklerin
  tozlanması ve döllenmesi için gerekli önlemler
  alınmazsa, partenokarp çeşitlerin haricindeki çeşitlerden
  meyve alınamaz.


• Gynoik (Dişi) çeşitler için ve sık dikim yapılan sahalar için
  tozlanmayı sağlayacak böcekler gereklidir. Bu iş için
  ülkemizde en uygun ajan bal arılarıdır. Tarlaya yerleştirilecek
  kovan sayısı, bitki sıklığına, çeşide bağlıdır. Dişi varyeteler ve
  sık dikim için çok kovan gereklidir.
5 DEKARA 2 ARI KOVANI
• Genelde 5 dekar arazi için
  1-2 kovan yeterlidir. Arıların
  hıyar tarlalarında aktif
  olabilmesi için etrafta daha
  cazip çiçekleri olan
  bitkilerin bulunmaması ve
  hıyarlarda yeteri kadar
  çiçeklenmenin olması
  gerekir. En iyisi kovanların
  çiçeklenme başlangıcından
  5 gün sonra tarlaya
  yerleştirilmesidir.
DİKKAT!!! İLAÇ İLE ARILARI ÖLDÜRME


• Bu arada dikkat edilmesi gereken diğer bir faktör, sulama ve
  ilaçlama programlarının arıları rahatsız etmeyecek şekilde
  ayarlanmasıdır.
KISA SÜRELİ DEPOLONABİLİR

• Sofralık hıyarlar %85-95 nem de, 7-10°C'de plastik torbalar
  içinde 1 hafta depolanabilir. Turşuluk hıyarlar hasat edilir
  edilmez çok soğuk su ile hemen soğutulduktan sonra 2 gün
  süre ile yine aynı sıcaklıkta saklanabilir.


• Depolama sırasında aynı ortamda olgun elma, armut v.s. gibi
  etilen veren ürünlerin bulunması, hıyarların sararmasına
  neden olduğu için istenmez.
SERİNLETİCİ YAZ SEBZESİ "KARPUZ"
• Karpuz, serinletici, sulu ve
  tazeleyici tadı ile sıcak yaz
  günlerinin vazgeçilmez
  sebzesidir.
• Taze olarak tüketilmesinin
  yanında, yurdumuzda, özell
  ikle Akdeniz bölgesinde
  kabukları da değişik tatlılar
  ve reçeller yapılarak
  değerlendirilir.
• Çekirdekleri önemli ihraç
  kalemlerimizden birini
  oluşturur.
ÜRETİME BAŞLAMADAN İYİ ÇEŞİT SEÇ
• Karpuzda başarılı üretim "iyi çeşit" seçimi ile başlar. Bugün
  dünyada ticari üretimde kullanılan çok geniş bir çeşit serisi
  vardır.

• Uzun-yuvarlak-oval-silindirik şekilliler; değişik hastalıklara
  dayanıklı ve hassas olanlar; çekirdekli-çekirdeksiz olanlar;
  renklerine göre de sınıflandırılınca ortaya çok geniş bir
  karpuz kolleksiyonu çıkmaktadır.

• Bu çeşitlerin yetişme istekleri de farklıdır.
Şekil 3. Farklı karpuz çeşitlerinin
            görünümü.
KARPUZ SICAĞI SEVER
• Karpuz bir Afrika bitkisidir. En iyi, doğduğu yere uygun uzun-
  sıcak iklime sahip yerlerde yetişir. Bu nedenle mümkünse
  tarlanızın en fazla güneş gören ve en sıcak olan yerini karpuz
  tarımı için ayırmanız gerekir.
KUMLU TOPRAK VE ORGANİK GÜBRE
• Karpuz en çok organik maddesi bol, kumlu, kumlu-tınlı
  toprakları sever. Özellikle organik maddesi bol olan kumlu
  nehir kıyıları en fazla tercih ettiği yerlerdir.

• Diğer akrabalarına kıyasla hafif asit topraklara daha iyi
  dayanır. Fakat toprak alkaliye doğru ilerlerse bitkide gelişme
  zayıflar.

• Bu nedenle hiç değilse 3 senede bir toprak analizi yaptırıp
  toprağın besin içeriği ve durumu hakkında bilgi edinmek; bu
  analizlere bağlı olarak ekim-dikimden önce önlem
  almak, gerekirse kireçleme yapmak lazımdır.
ÖNCE TARLAYI HAZIRLAYALIM
• Yetiştirmede tarlaya direk tohum ekimi yaygın bir yöntemdir.
  Ekimden önce eğer yağışsız bir mevsim yaşandı ise hem tarlayı
  suya doyurarak daha iyi işlemek; hem de bitkinin gelişmesi için
  gerekli suyu temin etmek amacıyla tarla tavalara bölünerek
  iyice sulanmalıdır.
• Karpuz derin köklü bir bitkidir. Tüm kök derinliği ne kadar çok
  nem ve oksijen içerirse o kadar iyi gelişir. Bu nedenle
  toprağında tohum ekiminden önce derin ve güzel işlenmesi
  gerekir. Çok iyi hazırlanmış toprağa ekilen tohum, toprak
  sıcaklığı 20 derecenin altında değilse 4-5 günde çimlenir.
TOHUM EKİMİ OCAKLARA YAPILIR

• Ekim, daha sonra sulama yapılması planlanan tarlalarda, 2-
  2,5 x 0,8-1 m; sulama yapılmayacak tarlalarda ise 1 ,5 x 1,5
  m mesafe ile yapılmalıdır.

• Bir ocağa 4-5 tohum atılır, fideler büyüyüp 2-3 gerçek
  yaprağa erişince tercihen ocaklarda 1 bitki kalacak şekilde
  seyreltme yapılır.

• Seyreltme ocakta kalan diğer bitkilere zarar vermeyecek
  şekilde, çekilerek değil kesilerek yapılmalıdır.
ERKENCİLİK İÇİN NE YAPALIM?
• Erkencilik için herkesin alabileceği basit tedbirler vardır.


• 1. Karıkları Doğu-Batı doğrultusunda
  açalım.

• Eğer mümkünse tarlada karıklar doğu-batı doğrultusunda
  hazırlanıp, ekim güneye yapılır. Bu avantaja sahip olmayan
  yerlerde ekim-dikim batı tarafa yapılır.

• Böylece bitki güçlü güneş ışınlarından daha fazla yararlanma
  şansına sahip olur.
2. Torbalı fide dikelim
• Bölgedeki son donlardan 1-1,5 ay önce tohumlar fide
  torbalarına ekilir. Bir torbaya 3-4 tohum atılır ve bu torbalar
  ısı veren bir materyal üzerine oturtulur.
• Bunun için sıcak yastık veya elektrik enerjisi ile ısıtılan su
  kullanılabilir. Uygun ısıda tohumlar 4-5 günde çimlenir.
• Sonra fideler gündüz sıcaklığı 25; gece sıcaklığı 18 derece
  olan bir ortamda büyütülür.
• Fidelerin pişkinleşmesi için arasıra sıcaklıkların düşürülmesi
  ve suyun kesilmesi gerekir. Fideler son donlar geçtikten
  sonra tarlaya çıkarılır.
3. Toprak üzerini plastik ile kaplayalım.

• Toprağın plastikle kaplanması, toprak ısısını arttırarak kök
  gelişmesini hızlandırır. Bu amaçla siyah ve saydam plastik
  kullanılabilir. Her ikisinin de avantaj ve dezavantajları vardır.
4. Alçak plastik tünel yapalım.

• Alçak tüneller plastik kullanımının diğer şeklidir. Toprak
  üzerinin direk örtülmesine kıyasla bitkileri daha uzun süre
  muhafaza eder. Bunların da avantaj ve dezavantajları vardır.
  Son donlardan sonra tarladan kaldırılır.
YİNE ARI KOVANI
• Karpuzların meyve tutması için, açan çiçeklerin mutlaka
  döllenmesi gerekir. Bu işlem böcekler ve özellikle balarıları
  vasıtasıyla gerçekleşir.
• Bu nedenle çiçek açtıktan sonra tarlaya arı kovanı yerleştiril-
  melidir.
• 5 dekar alan için 1-2 sağlıklı kovan yeterli olur. Kovan terci -
  hen tarlanın ortasına bir gölgelik altına yerleştirilmelidir.
SUYU NASIL VERELİM?
• Karpuz toprağın su kapasitesinin uygun olduğu yerlerde
  sulanmadan da yetiştirilebilir. Fakat özellikle kol atma ile
  meyve tutumu safhasında suya ihtiyacı artar. Bu dönemde su
  belirli aralıklarla verilmelidir.
• Düzensiz sulamalar çiçek burnu çürüklüğünü arttırır.
• Kalsiyum eksikliği olan topraklarda su ile birlikte amonyum
  sülfat verilmez. Bu çiçek burnu çürüklüğünü arttırır.
SULAMAYI DENGELİ YAP!!!!
• Çiçek burnu çürüklüğünün topraktaki düşük kireç seviyesi ve
  düşük toprak nemi ile de ilişkisi vardır.
• Ayrıca bazı çeşitler diğerlerine göre daha hassastır.
• Sulamada önemli olan suyu çok aşırı vermemek ve toprağı
  çok yaş veya bir çok kuru şartlarda bırakmamaktır.
KARPUZ KOLLARINI ISLATMA!
• Eğer karpuz mutlaka sulanarak yetiştirilecekse kol atma dev-
  resinde ilk kollar 40-50 cm uzunluğa eriştiği zaman kolların
  masuralar üzerinde toplanacak şekilde ve yaprak ayaları üste
  bakacak tarzda toplanması gerekir.
• Bu işlem zaman zaman tekrarlanır. Bu işlem bitkinin sulama
  kanallarından uzakta gelişmesine katkıda bulunduğu
  gibi, meyvelerin yoğunluğu artan bir yaprak aksamı altında
  büyümesini temin ederek güneş yanıklarına mani olur.
TAŞKIN SU VERME
• Bitkinin genç devresinde sık ve taşkın sulama yarar yerine
  zarar verir.
• Hele bitkinin büyüdüğü toprak yeterince hafif bünyeli
  değilse gelişmede duraklama ve yapraklarda sarı-yeşil renk
  teşekkülü gözlenir.
• Bunun gibi meyvelerin iyice büyüdüğü devrelerde de taşkın
  sulamalar çürümelere yol açar.
İLK SUYU GEÇ VER

• Çok yağışsız devrelerde toprağı sürüme hazırlamak için
  yapılan "tav" sulaması ve gerekirse fide dikiminden sonra
  verilen "can suyu" hariç, bitkilerin dikiminden sonraki ilk
  sulamayı mümkün olduğunca geç yapmak güçlü bir kök
  gelişimini teşvik eder.

• Bitkinin gelişmesinde bir duraklama yoksa sulama yapmaya
  gerek yoktur. Gereksiz yere sulama köklerin yüzeysel
  gelişimini teşvik eder. Yüzeysel köklü bitkiler özellikle sıcak
  havalarda ve meyve tutumu sırasında süratle zayıflayarak
  bozulur ve bazen de aniden çöker.
GÜBREYİ ANALİZE GÖRE VER!

• Karpuz drenajı iyi toprakların sebzesidir. Kök sistemi güçlü
  olduğundan iyi gelişirse toprağın derinliklerindeki besin
  maddelerinden faydalanma kapasitesi yüksektir.
• Bu nedenle eğer çok fakir bir toprak üzerinde değilse, çok
  fazla gübreye gereksinim duymaz. Yine de toprağın fiziki
  özelliklerini düzeltmek amacıyla dekara 2-3 ton hesabı ile
  yanmış çiftlik gübresi verilmesi üretimde kaliteyi destekler.
KARPUZ AZOTLU GÜBREYİ SEVMEZ

• Eğer toprak analizleri sonunda eksiklik saptanırsa gübreleme
  yapılmalıdır. Topraktaki besin maddelerinin yeterli olduğu
  tarlalarda tepe gübreleme olarak azot vermeye de gerek
  yoktur.
• Zira yapılan araştırmalar karpuzun azot gübresini en az
  seven kabakgil olduğunu göstermiştir.
HASAT ZAMANINI İYİ SEÇ

• Karpuz hasattan sonra olgunlaşmanın devam etmediği ender
  bitkilerden biridir. Bu nedenle hasat zamanının tam olarak
  tayini çok büyük önem taşır.
• En kaliteli karpuzlar, olgunlaşma zamanı tam olarak tahmin
  edilerek hasat edilen karpuzlardır. Erken hasat edilenlerde
  meyve eti rengini tam olarak almaz; tad ekşimsi olur.
• Geç hasat edilenler de ise yine tad azalır, meyve eti liflenir
  ve yumuşar.
OLGUN KARPUZU NASIL TANIYALIM
• Son derece hassas bir konu
  olmasına karşın, hasat za-
  manının tayini konusunda
  kesin prensipler yoktur. Bir
  çeşide uygulanan yöntem-
  ler, diğeri için bazen uygu -
  lanmayabilir.
KAVUN
•   ILIK İKLİMİ SEVER

• Ülkemizin çok soğuk
 bölgeleri hariç hemen her
yöresinde yetişmektedir.Ilık
iklim bitkisi olan kavunun,
tohum ekiminden hasadına
kadar 80-120 gün geçer. Bu
süre içinde soğuk ve dondan
dan çok zarar görür. İklim
ve toprak istekleri yönün-
den çok seçici bir bitkidir.
KAVUN BİTKİSİNİ TANIYALIM
• Tek yıllık bir bitki olan kavun, tüylü bir gövdeye, sarılıcı
  kollara, 5 loblu el ayası şeklinde yapraklara ve 3-5 adet ana
  sürgüne sahiptir.
• Bu sürgünler çiçek ve meyvelerin oluştuğu yan kollar verirler.
  Kısa ve kalın bir kazık köke sahiptir.
•    Yan kökler ise toprak yüzeyine yakın olarak gelişmektedirler.
    Yan köklerin derinliği en fazla 45 cm'yi bulduğu halde, kazık
    kök 90 cm'ye kadar iner.
ARI %30 VERİM ARTIRIR
• Kavun çiçeklerinin döllenmesi için en uygun böcekler
  bal arılarıdır. Kınkanatlı böcekler, yaban arıları ve yaprak
  bitleri döllenmede etkili değildirler.
• Kavun yetiştiriciliğinden olumlu sonuç almak isteniyorsa
  kovan kullanımı gözardı edilmemelidir.
• 2 dekar kavun yetiştiriciliği için konacak 1 kovan arı verimde
  %30 oranında bir artış sağlamaktadır.
• Kavun ılık ve sıcak iklim bitkisidir. Bu nedenle diğer yazlık
  sebzelerde olduğu gibi ilkbaharda soğuk tehlikesi kalktıktan
  sonra toprak ısısının 15°C'nin üzerine çıktığı zaman tohum
  ekimi yapılmalıdır.
• Yetiştirme süresinde güneşli, sıcak ve kuru hava koşulları
  ister.
TOPRAK NASIL OLMALI?

• Kavun yetiştiriciliği için derin, geçirgen, su tutma
  kapasitesi yüksek, besin maddelerince zengin kumlu-
  tınlı veya tınlı-kumlu topraklar uygundur.


• Asitli topraklar ise uygun değildir. pH'ı 6.0-8.0 arasındaki
  topraklarda iyi yetişir. Erkencilik için kumlu-tınlı, milli-tınlı
  topraklar; geçici yetiştiricilik için ise ağır karakterde killi
  topraklar uygundur.
TARLAYI HAZIRLAYALIM
• Kavun yetiştiriciliğinde toprak işlemenin büyük önemi vardır.
  Toprak işleme tavındayken yapılmalıdır. Eğer toprak tavında
  değilse sulama yapılmalı, tava gelince işlenmelidir.

• Tarla sonbaharda derince sürülmeli, 2 kez diskaro çekilip 2-3
  hafta sonra sürüm yinelenmelidir. Kışın sürümün 1-2 kez
  yinelenmesi durumunda daha iyi sonuç alınmaktadır.

• Çimlenmedeki olumsuzlukları en az düzeye indirmek için
  ilkbaharda tarla tekrar sürülür, diskaro çekildikten sonra
  sürgü geçirilir ve tohum ekimi yapılır.
ÇİFTLİK GÜBRESİNİ UNUTMA

• Kavun organik maddesi fazla toprakları sevdiğinden
  tohum ekiminden önce çiftlik gübresi veya yeşil gübre
  verilmesi uygun olur.

• Dekara 3-4 ton çiftlik gübresi sonbaharda pulluk veya
  diskaro altına verilerek karıştırılmalıdır.

• Böylece tohum ekimine kadar gübrenin ayrışarak
  bitkiye faydalı hale gelmesi sağlanmış olur.
GÜBREYİ NE ZAMAN VERELİM
• Gübrelerin veriliş zamanı ve şekli de önemlidir. Azotlu
  gübrenin yarısı fosforlu ve potaslı gübrelerle birlikte
  ekimden önce pulluk veya diskaro altına verilmelidir.

• Azotun diğer yarısı bitkiler sürgün vermeye başladığında
  bant şeklinde bitkilerden 15-20 cm uzağa verilmelidir.
  Ülkemiz toprakları genellikle potasyumca zengindir.

• Gereksiz yere potasyum kullanımını önlemek amacıyla
  toprak tahlil sonuçlarına göre toprakta bulunan azot ve
  fosfor miktarı ile ilişki kurarak gübreleme yapmak en yararlı
  uygulama olacaktır.
SULAMA ZAMANINI İYİ SEÇ
• Kavun bitkisi büyüme ve meyvelerin olgunlaşma devresinde
  bol suya ihtiyaç gösterir. Kavunun yatay kökleri hafif
  topraklarda 20-25 cm derinlikte yayıldığından bu tip
  topraklar daha sık sulanmalı ve her sulamada kök seviyesine
  kadar inilmelidir.

• Ağır topraklarda ise kavun kökleri fazla derine inmeyip
  yüzeysel kalır. Bu tip topraklar daha fazla su tuttuğu ve
  sulama kök seviyesine kadar yapılacağından fazla su
  verilmesine gerek yoktur ve daha seyrek sulanmalıdır.
BİTKİYİ ISLATMA

• Sulama anında yaprak ve meyvelerin su ile ıslanmamasına
  özen gösterilmelidir. Yaprak ve meyvelerin ıslanması
  durumunda mantari hastalıklar artar.


• Bu nedenle bitki kökboğazı, yaprak, sürgün ve meyvelerinin
  su ile ıslanmayacağı karık usulü sulama yapılmalıdır.
TOHUM EKİMİNİ NASIL YAPALIM

• Kavun yetiştiriciliğinde 2 tohum ekim yöntemi
  kullanılmaktadır. Birincisi elle veya mibzerle direkt tarlaya
  ekimdir.


•    İkincisi erkenciliği sağlamak ve geç ilkbahar donlarından
    kaçınmak için karpuzda olduğu gibi naylon torbalara ekimdir.
NE ZAMAN EKELİM !!!
• Tohum ekim zamanı Akdeniz kıyı bölgesinde Mart, Ege
  Bölgesinde Nisan'ın ilk yarısı, Marmara ve Trakya
  bölgelerinde Nisan'ın ikinci yarısı, Orta Anadolu ve Doğu
  Anadolu'da Mayıs'ın ilk yarısıdır.
HER OCAĞA 4-5 TOHUM

• İlkbaharda ekim için hazırlanmış tarlada çapa ile açılan
  ocaklara 4-5 adet tohum atılıp, üzeri 2-3 cm kalınlığında tavlı
  toprakla örtülüp hafifçe bastırılır. Tohumların 24 saat önce
  ıslatılması çimlenmedeki olumsuzlukları giderir.
•
• Tarlaya direkt tohum ekimi mibzerle de yapılabilir. Sıra arası
  ayarlanabilen, sıra üzerinde belirli mesafelerde ekim yapan
  diskleri bulunan mibzerler kullanılır.
EKİM MESAFEMİZ NE OLSUN?

• Tohum ekiminde sıra arası ve sıra üzeri
  mesafeler, çeşitlere, bitki habitüsüne ve toprak yapısına göre
  değişir.

• Büyük habitüslü bitkilerde sıra arası 1,5-2 m sıra üzeri 1-1,5
  m olarak bırakılır. Küçük habitüslü bitkilerde sıra arası 1-1,5
  m sıra üzeri 1 m olmalıdır.
SEYRELTMEYİ UNUTMA
• Tarlaya direkt tohum ekiminde, ilk seyreltme, bitkilerde ilk
  gerçek yapraklar oluştuğu zaman yapılmalıdır.
• Her ocakta en kuvvetli ve sağlıklı 3 bitki bırakılır. Diğerleri
  atılır.
• Kalan bitkilerin köklerinin oynamaması için atılacak bitkiler
  çekilmemeli, koparılmalı veya kesilmelidir.
İKİNCİ BİR SEYRELTME DAHA

• İlk seyreltmeden 2-3 hafta sonra bitkiler 4-5 gerçek yapraklı
  olunca ikinci ve son seyreltme yapılır. Her ocakta 1-2 bitki
  bırakılır, diğerleri atılır.

• Boğaz doldurma işlemi tekrarlanır. Sıra araları kültivatörle
  tekrar işlenir. Daha sonra bitkiler büyüyüp kol atmaya
  başladığında tarlayı kaplamadan son kez tekrar çapalanıp
  boğazları doldurulur.

• Sıra aralarının kültivatörle işlenmesi yararlıdır. Ancak yan
  köklerin çok yüzeysel gelişmesi nedeniyle zarar görmemesi
  için toprak işlemesi yüzeysel olarak yapılmalıdır.
KAVUNDA UÇ ALIMI
• İri ve kaliteli meyve alabilmek için bitkilerde uç alma ve
  meyve seyreltmesi yapılmalıdır. Sürgün uçlarının koparılması
  vegetatif büyümeyi ve generatif gelişmeyi durdurduğu için
  faydalıdır.
• Köke en yakın olan meyvelerden bir veya iki tanesinin -
  bırakılıp diğerlerinin koparılması kalan meyvelerin daha iri ve
  kaliteli olmalarını sağlar.
OLGUNLUĞA DOĞRU

• -Kavun meyveleri gerçek iriliklerine geldikten sonra
  olgunlaşmaya başlarlar.
• -Olgun meyvelerin saplarının dala bağlandığı yerde bulunan
  iki küçük kulakçık kurur.
• -Meyve ağırlaşır.
• -Dip kısmında hafif bir yumuşama ve koku başlar.
• -Kabuk rengi çeşide özgü rengini alır ve parlaklaşır.
• -Tam olgunluğa erişmeden hasat edilen meyveler şeker
  içeriği, aroma ve tat gibi kalite özelliklerini kazanamazlar.
• -Hasada gelmiş meyveler bitki üzerinde uzun süre
  bırakılırlarsa şeker miktarı düşer, meyveler yumuşar, taşıma
  ve saklamaya dayanıklılığı azalır. Tam olgunluğa gelmiş
  meyveler saplarından elle koparılarak veya bıçakla kesilerek
  hasat edilirler. Hasat işlemi sabah yapılmalıdır.
BAZI ÖNEMLI YAZLIK KAVUN ÇEŞİTLERİMİZ
Topatan Kavunu: Erkenci bir çeşittir. Bu kavun çeşidi 2-3 kg ağır-
lığında, uzun oval şekilli, kabuk rengi sarı, üzeri düz parlak, bazı-
ları hafif ağ şeklinde çitilidir. Kabuğu başlangıçta yeşil renkli o-
lup, olgunlaştıkça sararır. Et rengi beyaz, lezzetli, tatlı ve güzel
kokuludur. Taşınmaya dayanıklı değildir.
Çitili Kavun: En önemli yazlık kavunlardan birisidir. İri meyveleri
basık, yuvarlak ve dilimlidir. Kabuk rengi sarı, üzeri çitilidir. Et
rengi beyaz, lezzetli ve keskin kokuludur. Kabuk kalınlığı ince ol-
duğundan taşınmaya dayanıklı değildir.
Mollaköy kavunu: Uzun-oval şekilli meyvelerinin kabuk
rengi sarımtırak kurşuni ve üzeri hafif çitilidir. Et rengi
yeşil, tatlı ve kokuludur. İnce kabukludur.

Sındırgı Kavunu: İri meyveleri basık yuvarlak şekildedir. Ka-
kabuk rengi yeşilimtırak kurşuni renkte, üzeri hafif ağlıdır.
Eti beyaz renkte sulu ve tatlıdır.
Mollaköy kavunu.
ÖNEMLİ KIŞLIK KAVUN ÇEŞITLERİMİZ
• Hasanbey Kavunu: Orta bü-
yüklükteki meyveleri yuvarlak
sap kısımları hafif sivricedir.
Kabuk rengi yeşil, üzeri kırışık
ve kalındır. Et rengi beyaz olup
kabuğa yakın kısmı açık yeşil-
dir. Et rengi turuncu olan tiple-
ri de vardır. Lezzetli tatlı ve su-
ludur.
• Altınbaş Kavunları:
    Yetiştirildiği yöre isimleri
ile anılır. Meyveleri genelde
yuvarlak olup, oval ve uzun
tipleri de vardır. Kabuk rengi
sarı, üzeri yeşil benekli, kırışık
ve kalındır. Kabuğu düz ve
dilimli olan tipleri de bulun
bulunmaktadır. Et rengi beyaz
 lezzetli, tatlı ve suludur.
• Sarı dilimli: Meyveleri, yu -
varlak ve oval şekillidir. Kabuk
rengi sarı , üzeri kırışık ve ka-
lındır. Dilimli ve dilimsiz tipleri
de vardır. Et rengi yeşilimsi be-
yaz, tatlı ve suludur.
İLAÇLAMA ŞARTTIR!

• Kavun yetiştiriciliğinden olumlu sonuç alabilmek için hastalık
  ve zararlılarla savaşımın zamanında ve usulüne uygun şekilde
  yapılması gerekir.

• İlaçlı savaşımın yanısıra münavebe de gözardı edilmemelidir.
  Üst üste aynı yerde iki yıldan fazla kavun
  yetiştirilmemeli, hububat, marul, karnabahar gibi bitkilerle
  münavebe yapılmalıdır.
KABAK
• Kabak, özellikleri az-çok
  birbirinden ayrı olan bir
  grup bitkinin ortak adıdır.
  Tohumları-çiçekleri ve
  meyveleri yiyecek olarak
  kullanılabilir.
  Meyveleri olgunlaşmadan
  kullanılan türleri olduğu
  gibi; olgunlaştıktan sonra
  kullanılan türleri de vardır.
• Bunlardan yemek, reçel, şekerleme yapılabilir ve bazı
türlerinden süs eşyaları ve ev işlerinde kullanılan lifler elde
edilir.
UYGUN ÇEŞİT SEÇİMİ

• Başarılı yetiştiricilik uygun varyete seçimi ile başlar. Bu
  çeşitlerin yetiştiriciliğinin yapılacağı bölgeye uyum
  göstermesi de önemlidir.

• Zira kabaklar gün uzunluğuna, güneşlenme süresi ve
  şiddetine hassasiyet gösterirler. Bir bölgede çok verimli olan
  bir çeşidin diğer bölgede aynı derecede verimli olmaması çok
  büyük bir ihtimaldir.
ZENGİN YAPILI TOPRAK İSTER

• Tüm kabaklar iyi drenaj kapasitesi olan zengin toprakları
  severler. Fakir topraklar bu güçlü bitkilere yetecek besini
  vermezler. O nedenle çok zengin bir temel gübrelemeye
  gereksinim duyarlar.
• Temel gübrelemede toprağın besin kapasitesi yanında, bir
  önceki bitkinin cinside etkin rol oynar. Bu faktörlere bağımlı
  olarak dekara 25-50 kg amonyum sülfat 15-40 kg trlple süper
  fosfat ; 15-45 kg potasyum sülfat tarla hazırlığı sırasında
  serpme olarak toprağa verilip, karıştırılır.
GENİŞ YAPRAK ÇOK SU TÜKETİR

• Genç fidelerin çok suya ihtiyacı yoktur, genelde bu devrede
  hafif sulamalar yeterli olur.
• Fakat büyüyüp meyveye yattıktan sonra su ihtiyacı hızla
  artar. Yazlık kabaklarda haftada en az iki kez sulama tavsiye
  edilir.
FAZLA AZOT ZARARLIDIR

• Kabakların genelde azotla yapılacak tepe gübrelemesine
  ihtiyaçları vardır. Genelde şaşırtmadan 1 ay sonra bitkilere
  azotlu gübre verilebilir ve 15-20 gün sonra bu tekrarlanır.


• Çok fazla azot vermekten kaçınmak gerekir. Zira fazla azot
  meyveye yatımı geciktirir, yumuşak, çabuk zedelenen ve
  dayanmayan meyvelerin oluşumuna sebep olur.
VERİM ARTIŞI İÇİN YİNE ARI

• Kabak tamimiyle yabancı döllemeli bir bitkidir. Bitkilerin
  verime yatması, çiçek ve meyve dökümlerinin
  olmaması, kötü şekilli meyvelerin oluşmaması için yeterli
  sayıda çiçek tozunun dişi çiçek üzerine taşınması gerekir.
• Bu iş mutlaka böcekler ve arılar vasıtasıyla gerçekleşir. Bu
  nedenle kabak tarlalarına arı kovanı yerleştirilir. 5 dekar tarla
  için 1-2 arı kovanı yeterlidir.
• Özellikle son senelerde geliştirilen kabak çeşitlerinde erkek
  (baba-polen verici) çiçek çok azdır. Bu çeşitlerin kullanıldığı
  yerlerde tarlanın baba bitkilerle takviye edilmesi gerekir.
  Bunun için 4 sıra ana 1 sıra baba bitki sistemiyle yapılan
  dikimler iyi sonuç verirler.
• KIŞLIK KABAK OLGUNLAŞMALI

• Kışlık kabaklar meyveler tam olgunlaştıktan sonra hasat
  edilmelidir. Hasat sırasında meyve üzerinde sapların
  bırakılmasına dikkat etmek gerekir.
  TAZE KABAK 2 HAFTA DEPOLANABİLİR
   Meyvelerin uzun süre depolanması için hasattan sonra bazı
  işlemlerin yapılması gerekir;
• Hasattan hemen sonra meyveler %80 oransal nemi ve 26-29
  derece sıcaklığı olan bir ortamda yaklaşık 2 hafta bekletilir.
• Daha sonra 7-12 derece sıcaklığı olan, oransal nemi
  düşük, iyi havalanabilen bir ortamda, birbirine değmeden
  yerleştirilmelidir.
• KÖK BOĞAZI YANIKLIĞI
• (Phytophthora capsici)
• Hastalık Belirtisi:
•Hastalık bitkinin değişik dönemlerinde ve organlarında
  görülebilir.

• Fideliklerde erken dönemde bitkiler hastalandığında çökerten
   belirtileri meydana gelir.
• Hastalığın tipik belirtileri ve asıl zararı fidelerin seraya dikilip
   gelişmeye başladığı dönemde görülür.
• Kök boğazı civarı
• Bitkiler incelendiğinde kök boğazını kuşak gibi saran ve başlan-
gıçta koyu yeşil , ileri dönemlerde ise kahverengimsi siyaha
dönüşen bir renk değişiminin olduğu görülür.
• Enfeksiyonun zamanla kök bölgesine de ulaşması durumunda
kök kabuğu kahverengi bir renk alır ve çürür.
• Normal sulama ve bakım işlemi yapılsa da bitkiler kendini
toparlayamaz.
• Enfeksiyonun erken dönemde ve yoğun olarak görüldüğü
bitkilerden ürün almak mümkün değildir.
• Daha ileri dönemlerde hastalanan bitkilerden oluşan meyvele-
lerin pazar değeri çok düşük olur.
Hastalığın Görüldüğü Bitkiler:
• Biber başta olmak üzere domates, hıyar, kavun, karpuz, kabak,
marul, soya fasulyesi, bezelye, ve havuç gibi kültür bitkileri bu
hastalığın konukçularıdır.
• Mücadele Yöntemleri:
• Kültürel Önlemler:
• •Fide yetiştiriciliği yapılırken genel bir kontrol prensibi olarak
Tohumlar hastalıksız sağlıklı bitkilerden sağlanmalıdır.
• •Fidelikler hastalıksız, temiz yerlerde kurulmalıdır. Fideler aşırı
sulanmamalı, sık sık havalandırılmalıdır.
• Dikim karık usulü yapılmalıdır. Fideler karık sırtına dikilmeli-
dir. Mümkün olduğunca her karık ayrı ayrı sulanmalıdır.
• Bitkilere dengesiz gübreleme yapmamalı, özellikle aşırı azotlu
 gübre verilmemelidir.
• Hastalıklı bitkiler sökülüp imha edilmeli, hasat sonrasında da
 ayni işlem tekrarlanmalıdır.
• Kimyasal Mücadele:
• İlaçlı mücadelesi yoktur.
• Kök boğazı civarı kahverengileşmiş.
• KABAKGİLLERDE KÜLLEME
  HASTALIĞI
  (Erysiphe
  cichoracearum, Sphaerotheca
  fuliginea)

• Hastalık Belirtisi:
• Hastalık bitkilerin önce yaşlı
  yapraklarında görülür, daha sonra
  genç yapraklara da geçer.
• Öncelikle yaprağın üst yüzeyinde
  parça parça,nispeten yuvarlak
  lekeler belirir, sonradan bu lekeler
• birleşerek yaprağın her iki yüzeyi-
• ni,yaprak sapını ve gövdeyi kaplar.
• Lekeler ilk zamanlarda beyaz renkte toz tabakası gibi görünür.
Zaman ilerledikçe esmerleşir.
• Yapraklar kuruyup dökülür ve bitkide gelişme durur. Bunun
sonucu olarak da ürün kaybı meydana gelir.
• Hastalık için en uygun sıcaklık 27 0C’dir.
• Hastalığın Görüldüğü
  Bitkiler:
• Hastalık kabakgillerde (hı -
  yar, kavun, kabak,karpuz)
  görülür.
• Mücadele Yöntemleri:
• Kültürel Önlemler:
• Hasattan sonra hastalıklı
  bitki artıkları toplanarak
  yakılmalıdır.
• Kimyasal Mücadele:
• İlk hastalık belirtileri görüldüğünde ilaçlamaya başlanır.
• İlaçlama havanın serin ve sakin olduğu zamanlarda bitkinin
  her tarafının ilaçla kaplanması şeklinde olmalıdır.
• Yağıştan sonra ve fazla çiğ bulunduğunda toz kükürt
  uygulaması yapılmamalıdır, çünkü çıkabilecek güneş nedeni ile
  güneş yanıkları oluşur.
• Genellikle günlük sıcaklık ortalaması 27 C’nin
  üstünde ve orantılı nemin de % 50’nin altına
  düştüğü zamanlarda ilaçlamaya ara
  verilmeli, şartlar değiştiğinde ise ilaçlamaya
  devam edilmelidir.
• Kimyasal Mücadelede Kullanılacak İlaçlar ve
  Dozları:
• Quadrin,etkili maddesi Azoxystrobin 250 g/l 100 lt suya 75 ml
  son ilaçlama ile hasad arasındaki süre 3 gündür.(SC)
  (SC: Suda çözünen toz formülasyon)
• Ege ve Akdeniz Bölgesinde tavsiye edilmemelidir.
• Sera ilaçlamalarında toz kükürt genellikle yakma yaptığından
  bunun yerine diğer ilaçlar kullanılmalıdır. Su bulmanın sorun
  olduğu yerlerde, tarla ilaçlamalarında toz kükürte 1/3 oranın-
• da talk pudrası veya odun külü karıştırılarak atılmalıdır.
Bakteriyel solgunluk
Etmenin genel özellikleri:Bakteriyel hastalık etmeni olup,konuk –
çuları yabani ve kültür kabakgil bitkileridir,bunlardan en hassasla-
rı sırasıyla kavun,kabak ve balkabağıdır.Karpuz ise bu bakteriyel
hastalığa karşı aşırı derecede dayanıklıdır.Bu bitkilerden başka ,
kabakgil olmayan mısır gibi bitkilerde bakterinin bulunduğu bildi-
rilmekte ,fakat bu konukçu hiçbir şekilde solgunluk belirtisi gös-
termemektedir.Hastalık etmeninin merkez ve kuzey Avrupa böl –
gelerinde de bulunduğu bilgilendirilmektedir.Hastalık etmeninin
yayılmasında ve kış gibi olumsuz koşulları geçirmesinde kınka –
natlı böcekler önemli rol oynar.
Olumsuz koşulları kabakgil olmayan birçok yabani bitkide de geçi-
rebilir.İlkbaharda bitkiler üzerinde beslenen böcekler bakteriyel
patojeni bünyesine almakta ve daha sonra sağlıklı bitkilere taşı –
maktadır.Böcekler hastalık etmenini taşımakla kalmamakta ,yap-
raklar üzerinde beslenirken açmış olduğu yaralardan da bakteri-
nin bitkiye girmesinde yardımcı olmaktadır.Bitkiye giren bakteri-
yel etmen bitkinin iletim demetlerine geçer,orada çoğalır ve ora –
dan tüm bitkiye yayılır.Bakteri iletim demetlerinde çoğalırkende ,
bitkinin su taşıyan sistemlerini etkilemekte ve bundan dolayıda
bitkide solgunluk meydana gelir.
Bitkilerde enfeksiyon ise sadece bitki üzerinde ince bir su katma-
nı olduğu zaman gerçekleşir.Solgunluklar enfeksiyondan 6-7 gün
sonra görülmeye başlar ve 1-2 ay içinde kuruyarak bitki ölür.
Belirtileri:Bakteriyel solgunluk ilk önce yeşil aksam üzerinde bir
ya da birkaç yaprağın solması veya düşmesi olarak görülür,bunu
tüm yaprakların solması takip eder.Daha sonra bitkinin kalanı so-
lar,ölür ve kurur.Daha az duyarlı ve uygun olmayan çevre koşulla-
rında hastalık belirtileri yavaş ilerler.Bu durumda hızlı solgunluk
yerine ,bitkiler yavaş gelişme ,aşırı çiçeklenme ve dallanma sergi-
leyebilir.
Bakteriyel solgunluk için en iyi teşhis testi,özellikle hıyar ve bazı
kabaklar için ,şüpheli ve enfekteli gövdelerin incelenmesidir.Bu
işlemi yapmak için ,gövdeyi kesip,kesik yüzey üzerinde ,beyaz
bakteriyel akıntı görülünceye kadar,iki parmak arasında sıkın.Da-
ha sonra bir parmak ya da bıçakucu ile bu akıntıya dokunun ve
yavaşça uzaklaştırın.İnce bir iplikçik birkaç cm uzuyorsa bitkinin
bulaştığı anlaşılır.Kabak gibi meyve kısımları depoda nedensiz çü-
rüyorsa hastalık bulaşmıştır.
Mücadelesi:Kültürel mücadele de;
-Hastalıklı bitkilerin imha edilmesi ya da uzaklaştırılması
-Ürün rotasyonu yapılması
-Dayanıklı bitki tercih edilmeli
-Vektör böcekler ile mücadele edilmeli
Kimyasal mücadele de ;
bakırlı ilaçlar bakteriyel etmenin diğer bitkilere yayılmasını en –
gellemek için tavsiye edilir.
Karpuz telli böceği
• Tanımı ve Yaşayışı:
Erginleri 7-9 mm boyunda şekil ve renk olarak Yedi noktalı gelin
böceğine benzemektedir. Gelin böceğinden daha iri ve bakır
kırmızısı rengindedir. Kanatlarının üzerinde toplam 12 adet siyah
leke bulunur. Larvaları geniş ve oval olup kavuniçi renkte üzeri,
oldukça sert yapıda dikenimsi kıllarla kaplıdır.
Yumurta 1.5-2.0 mm boyunda, uzunca ovaldir. İlk bırakıldıkların
da parlak sarı olan renk daha sonra portakal sarısına dönüşür.
Erginler kışı, yaşadığı bitki artıkları arasında veya korunaklı
yerlerde tek tek ya da gruplar halinde uyku durumunda geçirirler.
İlkbaharda havalar ısındığında harekete geçerler. Mart-nisan
aylarında Eşek hıyarı (Ecbalium sp.) üzerinde beslenen erginler,
mayıs-haziran aylarında kültür bitkilerine geçerler.

Dişiler konukçu bitkinin yapraklarının altına 2-50 adetlik kümeler
halinde yumurta bırakırlar.Yılda 2-4 döl verir.
• Zarar Şekli:
  •Erginleri yaprak, çiçek, meyve, meyve gözlerinde ve genç
  sürgünlerde zarar yapar. Yapraklarda beslenmeleri sonucu
  delikler oluşur. Yaprak ve sürgün kurumaları görülür.
  •Erken fide dönemindeki zararı fazla olursa fide dikimi
  yenilenir. Ergin ayrıca Kabak mozaik virüsü (Squash mosaic
  virus)’nün vektörüdür.
  •Larvalar yapraklarda zarar yapar. Larvaların yapraklarda
  beslenmesi sonucu dantel şeklinde bir görünüm oluşur.
  •Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygındır.
• Zararlı Olduğu Bitkiler:
  • Kavun, karpuz, hıyar, kabak, fasulye başta olmak üzere
  yonca ve bağda da zarar yapar.
  Mücadele Yöntemleri:
  Kültürel Önlemler:
  • Zararlının popülasyonunu azaltmak amacıyla mayıs
  ayından itibaren tarla kontrolleri yapılarak görülen
  ergin, larva ve yumurta bırakılmış yapraklar toplanarak
  imha edilir.
  •Hasattan sonra ise zararlıyla bulaşık sahalardaki bitki
  artıkları toplanıp imha edilmelidir.
Kimyasal Mücadele

 Mayıs ayı ortalarından itibaren kavun, karpuz, hıyar, kabak gibi
bitkiler üzerinde ergin, yumurta ve larvaları aranır. 1 da alanda, 3
farklı sırada 30 m mesafe boyunca bulunan bitkiler kontrol edilir.
       15 bitkinin bulaşık olması durumunda ilaçlama yapılır.
Mücadeleye yönelik eşik belirleme sayımları birer hafta ara ile iki
                        defa tekrarlanmalıdır.
Kabakgi̇l Sebzeleri̇

More Related Content

What's hot

What's hot (18)

Meyvecilik
MeyvecilikMeyvecilik
Meyvecilik
 
Sebzeci̇li̇k
Sebzeci̇li̇kSebzeci̇li̇k
Sebzeci̇li̇k
 
Sebze Yetiştiriciliği
Sebze YetiştiriciliğiSebze Yetiştiriciliği
Sebze Yetiştiriciliği
 
Sebze Zararlıları
Sebze ZararlılarıSebze Zararlıları
Sebze Zararlıları
 
Korunga
KorungaKorunga
Korunga
 
Ecogard Io2 unit 4. seedling and planting in ecological vegetable gardening t...
Ecogard Io2 unit 4. seedling and planting in ecological vegetable gardening t...Ecogard Io2 unit 4. seedling and planting in ecological vegetable gardening t...
Ecogard Io2 unit 4. seedling and planting in ecological vegetable gardening t...
 
Zeytin Gübreleme Önerileri
Zeytin Gübreleme ÖnerileriZeytin Gübreleme Önerileri
Zeytin Gübreleme Önerileri
 
Yaprağı Yenenler
Yaprağı YenenlerYaprağı Yenenler
Yaprağı Yenenler
 
Kaliteli sofralik uzum yetistiriciligi
Kaliteli sofralik uzum yetistiriciligi Kaliteli sofralik uzum yetistiriciligi
Kaliteli sofralik uzum yetistiriciligi
 
Yem Bitkilerinin Tanımı ve Önemi
Yem Bitkilerinin Tanımı ve ÖnemiYem Bitkilerinin Tanımı ve Önemi
Yem Bitkilerinin Tanımı ve Önemi
 
Yem Bitkilerinin Genel Ziraatı
Yem Bitkilerinin Genel ZiraatıYem Bitkilerinin Genel Ziraatı
Yem Bitkilerinin Genel Ziraatı
 
Yonca
YoncaYonca
Yonca
 
Sudan Otu Tarımı
Sudan Otu TarımıSudan Otu Tarımı
Sudan Otu Tarımı
 
Ünite 4. Ekolojik Sebze Yetiştiriciliğinde Ekim ve Dikim
Ünite 4. Ekolojik Sebze Yetiştiriciliğinde Ekim ve DikimÜnite 4. Ekolojik Sebze Yetiştiriciliğinde Ekim ve Dikim
Ünite 4. Ekolojik Sebze Yetiştiriciliğinde Ekim ve Dikim
 
Si̇lajlik Misir Yeti̇şti̇ri̇ci̇li̇ği̇
Si̇lajlik Misir Yeti̇şti̇ri̇ci̇li̇ği̇Si̇lajlik Misir Yeti̇şti̇ri̇ci̇li̇ği̇
Si̇lajlik Misir Yeti̇şti̇ri̇ci̇li̇ği̇
 
2- Arıcılığa Başlarken
2- Arıcılığa Başlarken2- Arıcılığa Başlarken
2- Arıcılığa Başlarken
 
Fiğler
FiğlerFiğler
Fiğler
 
Toprak ve erezyon
Toprak ve erezyonToprak ve erezyon
Toprak ve erezyon
 

Similar to Kabakgi̇l Sebzeleri̇

sdfgg
sdfggsdfgg
sdfggscrub
 
02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarken02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarkenEngin KAHRAMAN
 
Kütüklerde Organik Kayın Mantarı Yetiştiriciliği
Kütüklerde Organik Kayın Mantarı YetiştiriciliğiKütüklerde Organik Kayın Mantarı Yetiştiriciliği
Kütüklerde Organik Kayın Mantarı YetiştiriciliğiTaner Özdemir
 
Zeytin hastalıkları ve zararlıları
Zeytin hastalıkları ve zararlılarıZeytin hastalıkları ve zararlıları
Zeytin hastalıkları ve zararlılarıcorolla70
 
Ispanak yetiştiriciliği
Ispanak yetiştiriciliğiIspanak yetiştiriciliği
Ispanak yetiştiriciliğiadex25
 
6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynakları
6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynakları6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynakları
6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynaklarıenesulusoy
 
02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarken02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarkenalikorkmaznet
 
2 ) kuzu gobegi mantari
2 ) kuzu gobegi mantari2 ) kuzu gobegi mantari
2 ) kuzu gobegi mantariAli Şahin
 
5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım
5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım
5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalımenesulusoy
 
Zeytinhastalikmucadele
ZeytinhastalikmucadeleZeytinhastalikmucadele
Zeytinhastalikmucadeleadex25
 

Similar to Kabakgi̇l Sebzeleri̇ (16)

sdfgg
sdfggsdfgg
sdfgg
 
Sebze Yetiştirme Tekniği
Sebze Yetiştirme TekniğiSebze Yetiştirme Tekniği
Sebze Yetiştirme Tekniği
 
Hububat Sunusu
Hububat SunusuHububat Sunusu
Hububat Sunusu
 
02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarken02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarken
 
Kütüklerde Organik Kayın Mantarı Yetiştiriciliği
Kütüklerde Organik Kayın Mantarı YetiştiriciliğiKütüklerde Organik Kayın Mantarı Yetiştiriciliği
Kütüklerde Organik Kayın Mantarı Yetiştiriciliği
 
Zeytin hastalıkları ve zararlıları
Zeytin hastalıkları ve zararlılarıZeytin hastalıkları ve zararlıları
Zeytin hastalıkları ve zararlıları
 
Misir bi̇tki̇si̇
Misir bi̇tki̇si̇Misir bi̇tki̇si̇
Misir bi̇tki̇si̇
 
Ispanak yetiştiriciliği
Ispanak yetiştiriciliğiIspanak yetiştiriciliği
Ispanak yetiştiriciliği
 
6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynakları
6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynakları6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynakları
6. Sınıf Sosyal Bilimler 4. Ünite Ülkemizin Kaynakları
 
02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarken02 arıcılığa başlarken
02 arıcılığa başlarken
 
2 ) kuzu gobegi mantari
2 ) kuzu gobegi mantari2 ) kuzu gobegi mantari
2 ) kuzu gobegi mantari
 
5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım
5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım
5. Sınıf Fen Bilimleri 5. Ünite Canlılar Dünyasını Gezelim Tanıyalım
 
Fi̇ğ
Fi̇ğFi̇ğ
Fi̇ğ
 
Zeytinhastalikmucadele
ZeytinhastalikmucadeleZeytinhastalikmucadele
Zeytinhastalikmucadele
 
TARIM
TARIMTARIM
TARIM
 
Seracılık
SeracılıkSeracılık
Seracılık
 

More from Tarımsal Gelişim (20)

Toprak
ToprakToprak
Toprak
 
Topraksız Tarım
Topraksız TarımTopraksız Tarım
Topraksız Tarım
 
Sulama
SulamaSulama
Sulama
 
Seracilik
SeracilikSeracilik
Seracilik
 
Sebzeci̇li̇k
Sebzeci̇li̇kSebzeci̇li̇k
Sebzeci̇li̇k
 
Pazarlama
PazarlamaPazarlama
Pazarlama
 
Meyveci̇li̇k
Meyveci̇li̇kMeyveci̇li̇k
Meyveci̇li̇k
 
Bi̇tki̇ koruma
Bi̇tki̇ korumaBi̇tki̇ koruma
Bi̇tki̇ koruma
 
Araştırmacı Raporu
Araştırmacı RaporuAraştırmacı Raporu
Araştırmacı Raporu
 
Ab Broşür
Ab BroşürAb Broşür
Ab Broşür
 
Yem bi̇tki̇leri̇
Yem bi̇tki̇leri̇Yem bi̇tki̇leri̇
Yem bi̇tki̇leri̇
 
Sulama Nedir?
Sulama Nedir?Sulama Nedir?
Sulama Nedir?
 
Sera Yapımı Tekniği
Sera Yapımı TekniğiSera Yapımı Tekniği
Sera Yapımı Tekniği
 
Tarımda Modern Sulama Yöntemleri
Tarımda Modern Sulama YöntemleriTarımda Modern Sulama Yöntemleri
Tarımda Modern Sulama Yöntemleri
 
Kabakgil Sebzeleri
Kabakgil SebzeleriKabakgil Sebzeleri
Kabakgil Sebzeleri
 
Zi̇rai̇ Mücadele Yöntemleri̇
Zi̇rai̇ Mücadele Yöntemleri̇Zi̇rai̇ Mücadele Yöntemleri̇
Zi̇rai̇ Mücadele Yöntemleri̇
 
Toprak Analizi
Toprak AnaliziToprak Analizi
Toprak Analizi
 
Organi̇k Tarım
Organi̇k TarımOrgani̇k Tarım
Organi̇k Tarım
 
Toprak İşleme Makinaları
Toprak İşleme MakinalarıToprak İşleme Makinaları
Toprak İşleme Makinaları
 
Sulama
SulamaSulama
Sulama
 

Kabakgi̇l Sebzeleri̇

  • 1. KABAKGİL SEBZELERİ • HIYAR KAVUN • KARPUZ KABAK
  • 2. HIYAR • Hıyar kullanım yerine göre "turşuluk" ve "sofralık" olmak üzere iki gruba ayrılır. Bunların meyve şekilleri birbirinden çok farklıdır. Genel olarak "sofralık" hıyarlar büyük meyveli, "turşuluk" hıyarlar küçük meyvelidir.
  • 3.
  • 4. HIYAR NASIL TOPRAK İSTER? • Hıyar drenajı iyi, kumlu-tınlı veya tınlı-kumlu organik maddesi zengin toprakları tercih eder. Bu toprakları pratik bir yaklaşımla, yağmurdan sonra su biriktirmeyen ve kaymak tutmayan topraklar olarak tanımlayabiliriz. • Erkenci üretim için hafif toprakları tercih etmek gerekir. Hıyar asit topraklardan hoşlanmaz. Bu topraklarda kireçleme yapmak gerekir. Fakat kireç uygulamasını bir seferde değil devre devre yapmak, toprak mikroorganizmalarına zarar vermemek açısından, tercih edilmelidir.
  • 5. TOPRAK TAHLİLİNE GÖRE GÜBRE • Temel gübreleme toprak analizlerine bağımlı olarak dikimden önce yapılmalıdır. Bu gübrelemede çeşide ve bitki sıklığına da dikkat etmek gerekir. • Tüm bu faktörler hesaba katılarak dekara 20-60 kg TSP, 10-50 kg potasyum sülfat ve 25-30 kg amonyum sülfat verilmelidir. Gübreler serpme olarak verilirse bu miktarlar biraz arttırılmalıdır.
  • 6. YETİŞTİRİCİLİĞİNE GELİNCE! • Ülkemizde hıyar yetiştiriciliği hem örtülü alanlar da, hem tarlada, değişik programlar uygulanarak hemen hemen yıl boyu yapılabilir. • Örtülü alanlara veya tarlaya direk tohum ekimi yapılabileceği gibi vegetasyon sezonu kısa olan yerlerde, erkenciliğin amaçlandığı bölgelerde, bazen hastalık yaratmaya uygun sezonlardan kaçmak için, önce fide yetiştirilir ve sonra dikim yapılabilir.
  • 7. BİR DEKARA KAÇ FİDE? • Dekara fide sayısı kullanılan çeşidin özelliğine, üretimin hedefine göre değişir. Genelde sofralık hıyarlarda dekara 2000-2500, turşuluklarda 5000-7000 fide önerilir. • Bu miktarlara ve ekim-dikim şekline bağlı olarak da 300- • 1000 g tohum gerekir. Fakat özellikle turşuluk hıyar üretiminde sadece 1-2 hasadın hedeflendiği daha sık dikimlerde bu miktar artar.
  • 8. TARLAYA ERKEN EKİM-DİKİM YAPMAYIN • Hıyar soğuklara hassas bir bitkidir. Fideler tarlaya don tehlikesi kalktıktan sonra çıkarılmalıdır. • Tohum ekimleri ise, toprak sıcaklığı 18 dereceyi bulduktan sonra yapılmalıdır. Aksi taktirde tohumlar çürür veya zararlılar ve böcekler tarafından yenir.
  • 9. SEYRELTME YAPILIR • Tohumların çimlenmesinden sonra bitki 2-3 gerçek yaprağa ulaşınca seyreltme yapılır. • Seyreltme sırasında bitkiler, kalan bitki köklerini zedelemeyecek şekilde, çekilerek değil, kırılarak veya kesilerek ayrılmalıdır. • İdeal olarak her ocakta 1 bitki bırakılır. Fakat üretim hedefine ve bitki büyüklüğüne göre 2 bitki de bırakılabilir.
  • 10. DİKKAT!!! TELLİ BÖCEK TELLİ BÖCEK • Genç safhada bitkilerin en büyük düşmanı kavun telli böceğidir. Bitkilerin büyüme noktalarını keserek; yaprakları dantel gibi kemirerek zararlı olur. Daha sonra havalar ısındıkça yaprak bitleri, kırmızı örümcekler dikkat edilmesi gereken zararlılardır.
  • 11. KARIŞTIRMAYIN !!! • Hepimizin çok iyi tanıması gereken "Gelin böceği, uğur böceği veya uç-uç böceği" diye çocukluğumuzdan bildiğimiz böcekleri, lütfen kavun telli böcekleri ile karıştırıp, öldürmek için ilaçlama yapmayınız. Bunlar hıyarın önemli bir düşmanı olan yaprak bitlerini yiyerek, onlarla mücadele etmemizde bize kolaylık sağlarlar. Yani uç-uç böceği bize faydalı bir böcektir. • TELLİ BÖCEK 12 BENEKLİDİR, UĞUR BÖCEĞİ İSE GENELDE 7 BENEKLİDİR.
  • 13. HIYAR SUYU ÇOK SEVER • Toprak tipine ve bitki büyüklüğüne bağlı olarak haftada 1-2 kez sulama yapılır. Kaba yapılı topraklar daha sık su isterler. • Sulamaları mümkünse gece yapmak, bazı hastalıklara mani olacağı gibi, su kaynaklarının etkin kullanımına da katkıda bulunur. Hızlı ve taşkın bir sulamadan ziyade; yavaş sindire sindire sulama yapılması, hastalıkların yayılmasına da mani olur.
  • 14. TEPE GÜBRELEMESİ • TEPE GÜBRELEMESİ • Bitkilerin kol atma ve meyve bağlama zamanında azot ihtiyacı artar. Bunun için belirtilen zamanda tekrar azotla "tepe gübrelemesi" yapılır. • Bunu 15 gün ara ile 2 kez tekrarlamakta fayda vardır. Her seferinde dekara 8-10 kg'dan fazla amonyum sülfat veya nitrat verilmez. Fazla gübre yarar yerine zarar verebilir.
  • 15. MEYVE TUTUMUNA YARDIMCI OLALIM • Tüm bakım işlerinin mükemmelliğine rağmen, eğer çiçeklerin tozlanması ve döllenmesi için gerekli önlemler alınmazsa, partenokarp çeşitlerin haricindeki çeşitlerden meyve alınamaz. • Gynoik (Dişi) çeşitler için ve sık dikim yapılan sahalar için tozlanmayı sağlayacak böcekler gereklidir. Bu iş için ülkemizde en uygun ajan bal arılarıdır. Tarlaya yerleştirilecek kovan sayısı, bitki sıklığına, çeşide bağlıdır. Dişi varyeteler ve sık dikim için çok kovan gereklidir.
  • 16. 5 DEKARA 2 ARI KOVANI • Genelde 5 dekar arazi için 1-2 kovan yeterlidir. Arıların hıyar tarlalarında aktif olabilmesi için etrafta daha cazip çiçekleri olan bitkilerin bulunmaması ve hıyarlarda yeteri kadar çiçeklenmenin olması gerekir. En iyisi kovanların çiçeklenme başlangıcından 5 gün sonra tarlaya yerleştirilmesidir.
  • 17. DİKKAT!!! İLAÇ İLE ARILARI ÖLDÜRME • Bu arada dikkat edilmesi gereken diğer bir faktör, sulama ve ilaçlama programlarının arıları rahatsız etmeyecek şekilde ayarlanmasıdır.
  • 18. KISA SÜRELİ DEPOLONABİLİR • Sofralık hıyarlar %85-95 nem de, 7-10°C'de plastik torbalar içinde 1 hafta depolanabilir. Turşuluk hıyarlar hasat edilir edilmez çok soğuk su ile hemen soğutulduktan sonra 2 gün süre ile yine aynı sıcaklıkta saklanabilir. • Depolama sırasında aynı ortamda olgun elma, armut v.s. gibi etilen veren ürünlerin bulunması, hıyarların sararmasına neden olduğu için istenmez.
  • 19. SERİNLETİCİ YAZ SEBZESİ "KARPUZ" • Karpuz, serinletici, sulu ve tazeleyici tadı ile sıcak yaz günlerinin vazgeçilmez sebzesidir. • Taze olarak tüketilmesinin yanında, yurdumuzda, özell ikle Akdeniz bölgesinde kabukları da değişik tatlılar ve reçeller yapılarak değerlendirilir. • Çekirdekleri önemli ihraç kalemlerimizden birini oluşturur.
  • 20. ÜRETİME BAŞLAMADAN İYİ ÇEŞİT SEÇ • Karpuzda başarılı üretim "iyi çeşit" seçimi ile başlar. Bugün dünyada ticari üretimde kullanılan çok geniş bir çeşit serisi vardır. • Uzun-yuvarlak-oval-silindirik şekilliler; değişik hastalıklara dayanıklı ve hassas olanlar; çekirdekli-çekirdeksiz olanlar; renklerine göre de sınıflandırılınca ortaya çok geniş bir karpuz kolleksiyonu çıkmaktadır. • Bu çeşitlerin yetişme istekleri de farklıdır.
  • 21. Şekil 3. Farklı karpuz çeşitlerinin görünümü.
  • 22. KARPUZ SICAĞI SEVER • Karpuz bir Afrika bitkisidir. En iyi, doğduğu yere uygun uzun- sıcak iklime sahip yerlerde yetişir. Bu nedenle mümkünse tarlanızın en fazla güneş gören ve en sıcak olan yerini karpuz tarımı için ayırmanız gerekir.
  • 23. KUMLU TOPRAK VE ORGANİK GÜBRE • Karpuz en çok organik maddesi bol, kumlu, kumlu-tınlı toprakları sever. Özellikle organik maddesi bol olan kumlu nehir kıyıları en fazla tercih ettiği yerlerdir. • Diğer akrabalarına kıyasla hafif asit topraklara daha iyi dayanır. Fakat toprak alkaliye doğru ilerlerse bitkide gelişme zayıflar. • Bu nedenle hiç değilse 3 senede bir toprak analizi yaptırıp toprağın besin içeriği ve durumu hakkında bilgi edinmek; bu analizlere bağlı olarak ekim-dikimden önce önlem almak, gerekirse kireçleme yapmak lazımdır.
  • 24. ÖNCE TARLAYI HAZIRLAYALIM • Yetiştirmede tarlaya direk tohum ekimi yaygın bir yöntemdir. Ekimden önce eğer yağışsız bir mevsim yaşandı ise hem tarlayı suya doyurarak daha iyi işlemek; hem de bitkinin gelişmesi için gerekli suyu temin etmek amacıyla tarla tavalara bölünerek iyice sulanmalıdır. • Karpuz derin köklü bir bitkidir. Tüm kök derinliği ne kadar çok nem ve oksijen içerirse o kadar iyi gelişir. Bu nedenle toprağında tohum ekiminden önce derin ve güzel işlenmesi gerekir. Çok iyi hazırlanmış toprağa ekilen tohum, toprak sıcaklığı 20 derecenin altında değilse 4-5 günde çimlenir.
  • 25. TOHUM EKİMİ OCAKLARA YAPILIR • Ekim, daha sonra sulama yapılması planlanan tarlalarda, 2- 2,5 x 0,8-1 m; sulama yapılmayacak tarlalarda ise 1 ,5 x 1,5 m mesafe ile yapılmalıdır. • Bir ocağa 4-5 tohum atılır, fideler büyüyüp 2-3 gerçek yaprağa erişince tercihen ocaklarda 1 bitki kalacak şekilde seyreltme yapılır. • Seyreltme ocakta kalan diğer bitkilere zarar vermeyecek şekilde, çekilerek değil kesilerek yapılmalıdır.
  • 26. ERKENCİLİK İÇİN NE YAPALIM? • Erkencilik için herkesin alabileceği basit tedbirler vardır. • 1. Karıkları Doğu-Batı doğrultusunda açalım. • Eğer mümkünse tarlada karıklar doğu-batı doğrultusunda hazırlanıp, ekim güneye yapılır. Bu avantaja sahip olmayan yerlerde ekim-dikim batı tarafa yapılır. • Böylece bitki güçlü güneş ışınlarından daha fazla yararlanma şansına sahip olur.
  • 27. 2. Torbalı fide dikelim • Bölgedeki son donlardan 1-1,5 ay önce tohumlar fide torbalarına ekilir. Bir torbaya 3-4 tohum atılır ve bu torbalar ısı veren bir materyal üzerine oturtulur. • Bunun için sıcak yastık veya elektrik enerjisi ile ısıtılan su kullanılabilir. Uygun ısıda tohumlar 4-5 günde çimlenir. • Sonra fideler gündüz sıcaklığı 25; gece sıcaklığı 18 derece olan bir ortamda büyütülür. • Fidelerin pişkinleşmesi için arasıra sıcaklıkların düşürülmesi ve suyun kesilmesi gerekir. Fideler son donlar geçtikten sonra tarlaya çıkarılır.
  • 28. 3. Toprak üzerini plastik ile kaplayalım. • Toprağın plastikle kaplanması, toprak ısısını arttırarak kök gelişmesini hızlandırır. Bu amaçla siyah ve saydam plastik kullanılabilir. Her ikisinin de avantaj ve dezavantajları vardır.
  • 29. 4. Alçak plastik tünel yapalım. • Alçak tüneller plastik kullanımının diğer şeklidir. Toprak üzerinin direk örtülmesine kıyasla bitkileri daha uzun süre muhafaza eder. Bunların da avantaj ve dezavantajları vardır. Son donlardan sonra tarladan kaldırılır.
  • 30. YİNE ARI KOVANI • Karpuzların meyve tutması için, açan çiçeklerin mutlaka döllenmesi gerekir. Bu işlem böcekler ve özellikle balarıları vasıtasıyla gerçekleşir. • Bu nedenle çiçek açtıktan sonra tarlaya arı kovanı yerleştiril- melidir. • 5 dekar alan için 1-2 sağlıklı kovan yeterli olur. Kovan terci - hen tarlanın ortasına bir gölgelik altına yerleştirilmelidir.
  • 31. SUYU NASIL VERELİM? • Karpuz toprağın su kapasitesinin uygun olduğu yerlerde sulanmadan da yetiştirilebilir. Fakat özellikle kol atma ile meyve tutumu safhasında suya ihtiyacı artar. Bu dönemde su belirli aralıklarla verilmelidir. • Düzensiz sulamalar çiçek burnu çürüklüğünü arttırır. • Kalsiyum eksikliği olan topraklarda su ile birlikte amonyum sülfat verilmez. Bu çiçek burnu çürüklüğünü arttırır.
  • 32. SULAMAYI DENGELİ YAP!!!! • Çiçek burnu çürüklüğünün topraktaki düşük kireç seviyesi ve düşük toprak nemi ile de ilişkisi vardır. • Ayrıca bazı çeşitler diğerlerine göre daha hassastır. • Sulamada önemli olan suyu çok aşırı vermemek ve toprağı çok yaş veya bir çok kuru şartlarda bırakmamaktır.
  • 33. KARPUZ KOLLARINI ISLATMA! • Eğer karpuz mutlaka sulanarak yetiştirilecekse kol atma dev- resinde ilk kollar 40-50 cm uzunluğa eriştiği zaman kolların masuralar üzerinde toplanacak şekilde ve yaprak ayaları üste bakacak tarzda toplanması gerekir. • Bu işlem zaman zaman tekrarlanır. Bu işlem bitkinin sulama kanallarından uzakta gelişmesine katkıda bulunduğu gibi, meyvelerin yoğunluğu artan bir yaprak aksamı altında büyümesini temin ederek güneş yanıklarına mani olur.
  • 34. TAŞKIN SU VERME • Bitkinin genç devresinde sık ve taşkın sulama yarar yerine zarar verir. • Hele bitkinin büyüdüğü toprak yeterince hafif bünyeli değilse gelişmede duraklama ve yapraklarda sarı-yeşil renk teşekkülü gözlenir. • Bunun gibi meyvelerin iyice büyüdüğü devrelerde de taşkın sulamalar çürümelere yol açar.
  • 35. İLK SUYU GEÇ VER • Çok yağışsız devrelerde toprağı sürüme hazırlamak için yapılan "tav" sulaması ve gerekirse fide dikiminden sonra verilen "can suyu" hariç, bitkilerin dikiminden sonraki ilk sulamayı mümkün olduğunca geç yapmak güçlü bir kök gelişimini teşvik eder. • Bitkinin gelişmesinde bir duraklama yoksa sulama yapmaya gerek yoktur. Gereksiz yere sulama köklerin yüzeysel gelişimini teşvik eder. Yüzeysel köklü bitkiler özellikle sıcak havalarda ve meyve tutumu sırasında süratle zayıflayarak bozulur ve bazen de aniden çöker.
  • 36. GÜBREYİ ANALİZE GÖRE VER! • Karpuz drenajı iyi toprakların sebzesidir. Kök sistemi güçlü olduğundan iyi gelişirse toprağın derinliklerindeki besin maddelerinden faydalanma kapasitesi yüksektir. • Bu nedenle eğer çok fakir bir toprak üzerinde değilse, çok fazla gübreye gereksinim duymaz. Yine de toprağın fiziki özelliklerini düzeltmek amacıyla dekara 2-3 ton hesabı ile yanmış çiftlik gübresi verilmesi üretimde kaliteyi destekler.
  • 37. KARPUZ AZOTLU GÜBREYİ SEVMEZ • Eğer toprak analizleri sonunda eksiklik saptanırsa gübreleme yapılmalıdır. Topraktaki besin maddelerinin yeterli olduğu tarlalarda tepe gübreleme olarak azot vermeye de gerek yoktur. • Zira yapılan araştırmalar karpuzun azot gübresini en az seven kabakgil olduğunu göstermiştir.
  • 38. HASAT ZAMANINI İYİ SEÇ • Karpuz hasattan sonra olgunlaşmanın devam etmediği ender bitkilerden biridir. Bu nedenle hasat zamanının tam olarak tayini çok büyük önem taşır. • En kaliteli karpuzlar, olgunlaşma zamanı tam olarak tahmin edilerek hasat edilen karpuzlardır. Erken hasat edilenlerde meyve eti rengini tam olarak almaz; tad ekşimsi olur. • Geç hasat edilenler de ise yine tad azalır, meyve eti liflenir ve yumuşar.
  • 39. OLGUN KARPUZU NASIL TANIYALIM • Son derece hassas bir konu olmasına karşın, hasat za- manının tayini konusunda kesin prensipler yoktur. Bir çeşide uygulanan yöntem- ler, diğeri için bazen uygu - lanmayabilir.
  • 40. KAVUN • ILIK İKLİMİ SEVER • Ülkemizin çok soğuk bölgeleri hariç hemen her yöresinde yetişmektedir.Ilık iklim bitkisi olan kavunun, tohum ekiminden hasadına kadar 80-120 gün geçer. Bu süre içinde soğuk ve dondan dan çok zarar görür. İklim ve toprak istekleri yönün- den çok seçici bir bitkidir.
  • 41. KAVUN BİTKİSİNİ TANIYALIM • Tek yıllık bir bitki olan kavun, tüylü bir gövdeye, sarılıcı kollara, 5 loblu el ayası şeklinde yapraklara ve 3-5 adet ana sürgüne sahiptir. • Bu sürgünler çiçek ve meyvelerin oluştuğu yan kollar verirler. Kısa ve kalın bir kazık köke sahiptir. • Yan kökler ise toprak yüzeyine yakın olarak gelişmektedirler. Yan köklerin derinliği en fazla 45 cm'yi bulduğu halde, kazık kök 90 cm'ye kadar iner.
  • 42. ARI %30 VERİM ARTIRIR • Kavun çiçeklerinin döllenmesi için en uygun böcekler bal arılarıdır. Kınkanatlı böcekler, yaban arıları ve yaprak bitleri döllenmede etkili değildirler. • Kavun yetiştiriciliğinden olumlu sonuç almak isteniyorsa kovan kullanımı gözardı edilmemelidir. • 2 dekar kavun yetiştiriciliği için konacak 1 kovan arı verimde %30 oranında bir artış sağlamaktadır.
  • 43. • Kavun ılık ve sıcak iklim bitkisidir. Bu nedenle diğer yazlık sebzelerde olduğu gibi ilkbaharda soğuk tehlikesi kalktıktan sonra toprak ısısının 15°C'nin üzerine çıktığı zaman tohum ekimi yapılmalıdır. • Yetiştirme süresinde güneşli, sıcak ve kuru hava koşulları ister.
  • 44. TOPRAK NASIL OLMALI? • Kavun yetiştiriciliği için derin, geçirgen, su tutma kapasitesi yüksek, besin maddelerince zengin kumlu- tınlı veya tınlı-kumlu topraklar uygundur. • Asitli topraklar ise uygun değildir. pH'ı 6.0-8.0 arasındaki topraklarda iyi yetişir. Erkencilik için kumlu-tınlı, milli-tınlı topraklar; geçici yetiştiricilik için ise ağır karakterde killi topraklar uygundur.
  • 45. TARLAYI HAZIRLAYALIM • Kavun yetiştiriciliğinde toprak işlemenin büyük önemi vardır. Toprak işleme tavındayken yapılmalıdır. Eğer toprak tavında değilse sulama yapılmalı, tava gelince işlenmelidir. • Tarla sonbaharda derince sürülmeli, 2 kez diskaro çekilip 2-3 hafta sonra sürüm yinelenmelidir. Kışın sürümün 1-2 kez yinelenmesi durumunda daha iyi sonuç alınmaktadır. • Çimlenmedeki olumsuzlukları en az düzeye indirmek için ilkbaharda tarla tekrar sürülür, diskaro çekildikten sonra sürgü geçirilir ve tohum ekimi yapılır.
  • 46. ÇİFTLİK GÜBRESİNİ UNUTMA • Kavun organik maddesi fazla toprakları sevdiğinden tohum ekiminden önce çiftlik gübresi veya yeşil gübre verilmesi uygun olur. • Dekara 3-4 ton çiftlik gübresi sonbaharda pulluk veya diskaro altına verilerek karıştırılmalıdır. • Böylece tohum ekimine kadar gübrenin ayrışarak bitkiye faydalı hale gelmesi sağlanmış olur.
  • 47. GÜBREYİ NE ZAMAN VERELİM • Gübrelerin veriliş zamanı ve şekli de önemlidir. Azotlu gübrenin yarısı fosforlu ve potaslı gübrelerle birlikte ekimden önce pulluk veya diskaro altına verilmelidir. • Azotun diğer yarısı bitkiler sürgün vermeye başladığında bant şeklinde bitkilerden 15-20 cm uzağa verilmelidir. Ülkemiz toprakları genellikle potasyumca zengindir. • Gereksiz yere potasyum kullanımını önlemek amacıyla toprak tahlil sonuçlarına göre toprakta bulunan azot ve fosfor miktarı ile ilişki kurarak gübreleme yapmak en yararlı uygulama olacaktır.
  • 48. SULAMA ZAMANINI İYİ SEÇ • Kavun bitkisi büyüme ve meyvelerin olgunlaşma devresinde bol suya ihtiyaç gösterir. Kavunun yatay kökleri hafif topraklarda 20-25 cm derinlikte yayıldığından bu tip topraklar daha sık sulanmalı ve her sulamada kök seviyesine kadar inilmelidir. • Ağır topraklarda ise kavun kökleri fazla derine inmeyip yüzeysel kalır. Bu tip topraklar daha fazla su tuttuğu ve sulama kök seviyesine kadar yapılacağından fazla su verilmesine gerek yoktur ve daha seyrek sulanmalıdır.
  • 49. BİTKİYİ ISLATMA • Sulama anında yaprak ve meyvelerin su ile ıslanmamasına özen gösterilmelidir. Yaprak ve meyvelerin ıslanması durumunda mantari hastalıklar artar. • Bu nedenle bitki kökboğazı, yaprak, sürgün ve meyvelerinin su ile ıslanmayacağı karık usulü sulama yapılmalıdır.
  • 50. TOHUM EKİMİNİ NASIL YAPALIM • Kavun yetiştiriciliğinde 2 tohum ekim yöntemi kullanılmaktadır. Birincisi elle veya mibzerle direkt tarlaya ekimdir. • İkincisi erkenciliği sağlamak ve geç ilkbahar donlarından kaçınmak için karpuzda olduğu gibi naylon torbalara ekimdir.
  • 51. NE ZAMAN EKELİM !!! • Tohum ekim zamanı Akdeniz kıyı bölgesinde Mart, Ege Bölgesinde Nisan'ın ilk yarısı, Marmara ve Trakya bölgelerinde Nisan'ın ikinci yarısı, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu'da Mayıs'ın ilk yarısıdır.
  • 52. HER OCAĞA 4-5 TOHUM • İlkbaharda ekim için hazırlanmış tarlada çapa ile açılan ocaklara 4-5 adet tohum atılıp, üzeri 2-3 cm kalınlığında tavlı toprakla örtülüp hafifçe bastırılır. Tohumların 24 saat önce ıslatılması çimlenmedeki olumsuzlukları giderir. • • Tarlaya direkt tohum ekimi mibzerle de yapılabilir. Sıra arası ayarlanabilen, sıra üzerinde belirli mesafelerde ekim yapan diskleri bulunan mibzerler kullanılır.
  • 53. EKİM MESAFEMİZ NE OLSUN? • Tohum ekiminde sıra arası ve sıra üzeri mesafeler, çeşitlere, bitki habitüsüne ve toprak yapısına göre değişir. • Büyük habitüslü bitkilerde sıra arası 1,5-2 m sıra üzeri 1-1,5 m olarak bırakılır. Küçük habitüslü bitkilerde sıra arası 1-1,5 m sıra üzeri 1 m olmalıdır.
  • 54. SEYRELTMEYİ UNUTMA • Tarlaya direkt tohum ekiminde, ilk seyreltme, bitkilerde ilk gerçek yapraklar oluştuğu zaman yapılmalıdır. • Her ocakta en kuvvetli ve sağlıklı 3 bitki bırakılır. Diğerleri atılır. • Kalan bitkilerin köklerinin oynamaması için atılacak bitkiler çekilmemeli, koparılmalı veya kesilmelidir.
  • 55. İKİNCİ BİR SEYRELTME DAHA • İlk seyreltmeden 2-3 hafta sonra bitkiler 4-5 gerçek yapraklı olunca ikinci ve son seyreltme yapılır. Her ocakta 1-2 bitki bırakılır, diğerleri atılır. • Boğaz doldurma işlemi tekrarlanır. Sıra araları kültivatörle tekrar işlenir. Daha sonra bitkiler büyüyüp kol atmaya başladığında tarlayı kaplamadan son kez tekrar çapalanıp boğazları doldurulur. • Sıra aralarının kültivatörle işlenmesi yararlıdır. Ancak yan köklerin çok yüzeysel gelişmesi nedeniyle zarar görmemesi için toprak işlemesi yüzeysel olarak yapılmalıdır.
  • 56. KAVUNDA UÇ ALIMI • İri ve kaliteli meyve alabilmek için bitkilerde uç alma ve meyve seyreltmesi yapılmalıdır. Sürgün uçlarının koparılması vegetatif büyümeyi ve generatif gelişmeyi durdurduğu için faydalıdır. • Köke en yakın olan meyvelerden bir veya iki tanesinin - bırakılıp diğerlerinin koparılması kalan meyvelerin daha iri ve kaliteli olmalarını sağlar.
  • 57. OLGUNLUĞA DOĞRU • -Kavun meyveleri gerçek iriliklerine geldikten sonra olgunlaşmaya başlarlar. • -Olgun meyvelerin saplarının dala bağlandığı yerde bulunan iki küçük kulakçık kurur. • -Meyve ağırlaşır. • -Dip kısmında hafif bir yumuşama ve koku başlar.
  • 58. • -Kabuk rengi çeşide özgü rengini alır ve parlaklaşır. • -Tam olgunluğa erişmeden hasat edilen meyveler şeker içeriği, aroma ve tat gibi kalite özelliklerini kazanamazlar. • -Hasada gelmiş meyveler bitki üzerinde uzun süre bırakılırlarsa şeker miktarı düşer, meyveler yumuşar, taşıma ve saklamaya dayanıklılığı azalır. Tam olgunluğa gelmiş meyveler saplarından elle koparılarak veya bıçakla kesilerek hasat edilirler. Hasat işlemi sabah yapılmalıdır.
  • 59. BAZI ÖNEMLI YAZLIK KAVUN ÇEŞİTLERİMİZ Topatan Kavunu: Erkenci bir çeşittir. Bu kavun çeşidi 2-3 kg ağır- lığında, uzun oval şekilli, kabuk rengi sarı, üzeri düz parlak, bazı- ları hafif ağ şeklinde çitilidir. Kabuğu başlangıçta yeşil renkli o- lup, olgunlaştıkça sararır. Et rengi beyaz, lezzetli, tatlı ve güzel kokuludur. Taşınmaya dayanıklı değildir. Çitili Kavun: En önemli yazlık kavunlardan birisidir. İri meyveleri basık, yuvarlak ve dilimlidir. Kabuk rengi sarı, üzeri çitilidir. Et rengi beyaz, lezzetli ve keskin kokuludur. Kabuk kalınlığı ince ol- duğundan taşınmaya dayanıklı değildir.
  • 60. Mollaköy kavunu: Uzun-oval şekilli meyvelerinin kabuk rengi sarımtırak kurşuni ve üzeri hafif çitilidir. Et rengi yeşil, tatlı ve kokuludur. İnce kabukludur. Sındırgı Kavunu: İri meyveleri basık yuvarlak şekildedir. Ka- kabuk rengi yeşilimtırak kurşuni renkte, üzeri hafif ağlıdır. Eti beyaz renkte sulu ve tatlıdır.
  • 62. ÖNEMLİ KIŞLIK KAVUN ÇEŞITLERİMİZ • Hasanbey Kavunu: Orta bü- yüklükteki meyveleri yuvarlak sap kısımları hafif sivricedir. Kabuk rengi yeşil, üzeri kırışık ve kalındır. Et rengi beyaz olup kabuğa yakın kısmı açık yeşil- dir. Et rengi turuncu olan tiple- ri de vardır. Lezzetli tatlı ve su- ludur.
  • 63. • Altınbaş Kavunları: Yetiştirildiği yöre isimleri ile anılır. Meyveleri genelde yuvarlak olup, oval ve uzun tipleri de vardır. Kabuk rengi sarı, üzeri yeşil benekli, kırışık ve kalındır. Kabuğu düz ve dilimli olan tipleri de bulun bulunmaktadır. Et rengi beyaz lezzetli, tatlı ve suludur.
  • 64. • Sarı dilimli: Meyveleri, yu - varlak ve oval şekillidir. Kabuk rengi sarı , üzeri kırışık ve ka- lındır. Dilimli ve dilimsiz tipleri de vardır. Et rengi yeşilimsi be- yaz, tatlı ve suludur.
  • 65. İLAÇLAMA ŞARTTIR! • Kavun yetiştiriciliğinden olumlu sonuç alabilmek için hastalık ve zararlılarla savaşımın zamanında ve usulüne uygun şekilde yapılması gerekir. • İlaçlı savaşımın yanısıra münavebe de gözardı edilmemelidir. Üst üste aynı yerde iki yıldan fazla kavun yetiştirilmemeli, hububat, marul, karnabahar gibi bitkilerle münavebe yapılmalıdır.
  • 66. KABAK • Kabak, özellikleri az-çok birbirinden ayrı olan bir grup bitkinin ortak adıdır. Tohumları-çiçekleri ve meyveleri yiyecek olarak kullanılabilir. Meyveleri olgunlaşmadan kullanılan türleri olduğu gibi; olgunlaştıktan sonra kullanılan türleri de vardır.
  • 67. • Bunlardan yemek, reçel, şekerleme yapılabilir ve bazı türlerinden süs eşyaları ve ev işlerinde kullanılan lifler elde edilir.
  • 68. UYGUN ÇEŞİT SEÇİMİ • Başarılı yetiştiricilik uygun varyete seçimi ile başlar. Bu çeşitlerin yetiştiriciliğinin yapılacağı bölgeye uyum göstermesi de önemlidir. • Zira kabaklar gün uzunluğuna, güneşlenme süresi ve şiddetine hassasiyet gösterirler. Bir bölgede çok verimli olan bir çeşidin diğer bölgede aynı derecede verimli olmaması çok büyük bir ihtimaldir.
  • 69. ZENGİN YAPILI TOPRAK İSTER • Tüm kabaklar iyi drenaj kapasitesi olan zengin toprakları severler. Fakir topraklar bu güçlü bitkilere yetecek besini vermezler. O nedenle çok zengin bir temel gübrelemeye gereksinim duyarlar. • Temel gübrelemede toprağın besin kapasitesi yanında, bir önceki bitkinin cinside etkin rol oynar. Bu faktörlere bağımlı olarak dekara 25-50 kg amonyum sülfat 15-40 kg trlple süper fosfat ; 15-45 kg potasyum sülfat tarla hazırlığı sırasında serpme olarak toprağa verilip, karıştırılır.
  • 70. GENİŞ YAPRAK ÇOK SU TÜKETİR • Genç fidelerin çok suya ihtiyacı yoktur, genelde bu devrede hafif sulamalar yeterli olur. • Fakat büyüyüp meyveye yattıktan sonra su ihtiyacı hızla artar. Yazlık kabaklarda haftada en az iki kez sulama tavsiye edilir.
  • 71. FAZLA AZOT ZARARLIDIR • Kabakların genelde azotla yapılacak tepe gübrelemesine ihtiyaçları vardır. Genelde şaşırtmadan 1 ay sonra bitkilere azotlu gübre verilebilir ve 15-20 gün sonra bu tekrarlanır. • Çok fazla azot vermekten kaçınmak gerekir. Zira fazla azot meyveye yatımı geciktirir, yumuşak, çabuk zedelenen ve dayanmayan meyvelerin oluşumuna sebep olur.
  • 72. VERİM ARTIŞI İÇİN YİNE ARI • Kabak tamimiyle yabancı döllemeli bir bitkidir. Bitkilerin verime yatması, çiçek ve meyve dökümlerinin olmaması, kötü şekilli meyvelerin oluşmaması için yeterli sayıda çiçek tozunun dişi çiçek üzerine taşınması gerekir. • Bu iş mutlaka böcekler ve arılar vasıtasıyla gerçekleşir. Bu nedenle kabak tarlalarına arı kovanı yerleştirilir. 5 dekar tarla için 1-2 arı kovanı yeterlidir.
  • 73. • Özellikle son senelerde geliştirilen kabak çeşitlerinde erkek (baba-polen verici) çiçek çok azdır. Bu çeşitlerin kullanıldığı yerlerde tarlanın baba bitkilerle takviye edilmesi gerekir. Bunun için 4 sıra ana 1 sıra baba bitki sistemiyle yapılan dikimler iyi sonuç verirler.
  • 74. • KIŞLIK KABAK OLGUNLAŞMALI • Kışlık kabaklar meyveler tam olgunlaştıktan sonra hasat edilmelidir. Hasat sırasında meyve üzerinde sapların bırakılmasına dikkat etmek gerekir. TAZE KABAK 2 HAFTA DEPOLANABİLİR Meyvelerin uzun süre depolanması için hasattan sonra bazı işlemlerin yapılması gerekir; • Hasattan hemen sonra meyveler %80 oransal nemi ve 26-29 derece sıcaklığı olan bir ortamda yaklaşık 2 hafta bekletilir. • Daha sonra 7-12 derece sıcaklığı olan, oransal nemi düşük, iyi havalanabilen bir ortamda, birbirine değmeden yerleştirilmelidir.
  • 75. • KÖK BOĞAZI YANIKLIĞI • (Phytophthora capsici) • Hastalık Belirtisi: •Hastalık bitkinin değişik dönemlerinde ve organlarında görülebilir. • Fideliklerde erken dönemde bitkiler hastalandığında çökerten belirtileri meydana gelir. • Hastalığın tipik belirtileri ve asıl zararı fidelerin seraya dikilip gelişmeye başladığı dönemde görülür.
  • 76. • Kök boğazı civarı
  • 77. • Bitkiler incelendiğinde kök boğazını kuşak gibi saran ve başlan- gıçta koyu yeşil , ileri dönemlerde ise kahverengimsi siyaha dönüşen bir renk değişiminin olduğu görülür. • Enfeksiyonun zamanla kök bölgesine de ulaşması durumunda kök kabuğu kahverengi bir renk alır ve çürür. • Normal sulama ve bakım işlemi yapılsa da bitkiler kendini toparlayamaz. • Enfeksiyonun erken dönemde ve yoğun olarak görüldüğü bitkilerden ürün almak mümkün değildir.
  • 78. • Daha ileri dönemlerde hastalanan bitkilerden oluşan meyvele- lerin pazar değeri çok düşük olur. Hastalığın Görüldüğü Bitkiler: • Biber başta olmak üzere domates, hıyar, kavun, karpuz, kabak, marul, soya fasulyesi, bezelye, ve havuç gibi kültür bitkileri bu hastalığın konukçularıdır. • Mücadele Yöntemleri: • Kültürel Önlemler: • •Fide yetiştiriciliği yapılırken genel bir kontrol prensibi olarak Tohumlar hastalıksız sağlıklı bitkilerden sağlanmalıdır. • •Fidelikler hastalıksız, temiz yerlerde kurulmalıdır. Fideler aşırı sulanmamalı, sık sık havalandırılmalıdır.
  • 79. • Dikim karık usulü yapılmalıdır. Fideler karık sırtına dikilmeli- dir. Mümkün olduğunca her karık ayrı ayrı sulanmalıdır. • Bitkilere dengesiz gübreleme yapmamalı, özellikle aşırı azotlu gübre verilmemelidir. • Hastalıklı bitkiler sökülüp imha edilmeli, hasat sonrasında da ayni işlem tekrarlanmalıdır. • Kimyasal Mücadele: • İlaçlı mücadelesi yoktur. • Kök boğazı civarı kahverengileşmiş.
  • 80. • KABAKGİLLERDE KÜLLEME HASTALIĞI (Erysiphe cichoracearum, Sphaerotheca fuliginea) • Hastalık Belirtisi: • Hastalık bitkilerin önce yaşlı yapraklarında görülür, daha sonra genç yapraklara da geçer. • Öncelikle yaprağın üst yüzeyinde parça parça,nispeten yuvarlak lekeler belirir, sonradan bu lekeler • birleşerek yaprağın her iki yüzeyi- • ni,yaprak sapını ve gövdeyi kaplar.
  • 81. • Lekeler ilk zamanlarda beyaz renkte toz tabakası gibi görünür. Zaman ilerledikçe esmerleşir. • Yapraklar kuruyup dökülür ve bitkide gelişme durur. Bunun sonucu olarak da ürün kaybı meydana gelir. • Hastalık için en uygun sıcaklık 27 0C’dir.
  • 82. • Hastalığın Görüldüğü Bitkiler: • Hastalık kabakgillerde (hı - yar, kavun, kabak,karpuz) görülür. • Mücadele Yöntemleri: • Kültürel Önlemler: • Hasattan sonra hastalıklı bitki artıkları toplanarak yakılmalıdır.
  • 83. • Kimyasal Mücadele: • İlk hastalık belirtileri görüldüğünde ilaçlamaya başlanır. • İlaçlama havanın serin ve sakin olduğu zamanlarda bitkinin her tarafının ilaçla kaplanması şeklinde olmalıdır. • Yağıştan sonra ve fazla çiğ bulunduğunda toz kükürt uygulaması yapılmamalıdır, çünkü çıkabilecek güneş nedeni ile güneş yanıkları oluşur.
  • 84. • Genellikle günlük sıcaklık ortalaması 27 C’nin üstünde ve orantılı nemin de % 50’nin altına düştüğü zamanlarda ilaçlamaya ara verilmeli, şartlar değiştiğinde ise ilaçlamaya devam edilmelidir.
  • 85. • Kimyasal Mücadelede Kullanılacak İlaçlar ve Dozları: • Quadrin,etkili maddesi Azoxystrobin 250 g/l 100 lt suya 75 ml son ilaçlama ile hasad arasındaki süre 3 gündür.(SC) (SC: Suda çözünen toz formülasyon)
  • 86. • Ege ve Akdeniz Bölgesinde tavsiye edilmemelidir. • Sera ilaçlamalarında toz kükürt genellikle yakma yaptığından bunun yerine diğer ilaçlar kullanılmalıdır. Su bulmanın sorun olduğu yerlerde, tarla ilaçlamalarında toz kükürte 1/3 oranın- • da talk pudrası veya odun külü karıştırılarak atılmalıdır.
  • 87. Bakteriyel solgunluk Etmenin genel özellikleri:Bakteriyel hastalık etmeni olup,konuk – çuları yabani ve kültür kabakgil bitkileridir,bunlardan en hassasla- rı sırasıyla kavun,kabak ve balkabağıdır.Karpuz ise bu bakteriyel hastalığa karşı aşırı derecede dayanıklıdır.Bu bitkilerden başka , kabakgil olmayan mısır gibi bitkilerde bakterinin bulunduğu bildi- rilmekte ,fakat bu konukçu hiçbir şekilde solgunluk belirtisi gös- termemektedir.Hastalık etmeninin merkez ve kuzey Avrupa böl – gelerinde de bulunduğu bilgilendirilmektedir.Hastalık etmeninin yayılmasında ve kış gibi olumsuz koşulları geçirmesinde kınka – natlı böcekler önemli rol oynar.
  • 88.
  • 89. Olumsuz koşulları kabakgil olmayan birçok yabani bitkide de geçi- rebilir.İlkbaharda bitkiler üzerinde beslenen böcekler bakteriyel patojeni bünyesine almakta ve daha sonra sağlıklı bitkilere taşı – maktadır.Böcekler hastalık etmenini taşımakla kalmamakta ,yap- raklar üzerinde beslenirken açmış olduğu yaralardan da bakteri- nin bitkiye girmesinde yardımcı olmaktadır.Bitkiye giren bakteri- yel etmen bitkinin iletim demetlerine geçer,orada çoğalır ve ora – dan tüm bitkiye yayılır.Bakteri iletim demetlerinde çoğalırkende , bitkinin su taşıyan sistemlerini etkilemekte ve bundan dolayıda bitkide solgunluk meydana gelir.
  • 90. Bitkilerde enfeksiyon ise sadece bitki üzerinde ince bir su katma- nı olduğu zaman gerçekleşir.Solgunluklar enfeksiyondan 6-7 gün sonra görülmeye başlar ve 1-2 ay içinde kuruyarak bitki ölür. Belirtileri:Bakteriyel solgunluk ilk önce yeşil aksam üzerinde bir ya da birkaç yaprağın solması veya düşmesi olarak görülür,bunu tüm yaprakların solması takip eder.Daha sonra bitkinin kalanı so- lar,ölür ve kurur.Daha az duyarlı ve uygun olmayan çevre koşulla- rında hastalık belirtileri yavaş ilerler.Bu durumda hızlı solgunluk yerine ,bitkiler yavaş gelişme ,aşırı çiçeklenme ve dallanma sergi- leyebilir.
  • 91. Bakteriyel solgunluk için en iyi teşhis testi,özellikle hıyar ve bazı kabaklar için ,şüpheli ve enfekteli gövdelerin incelenmesidir.Bu işlemi yapmak için ,gövdeyi kesip,kesik yüzey üzerinde ,beyaz bakteriyel akıntı görülünceye kadar,iki parmak arasında sıkın.Da- ha sonra bir parmak ya da bıçakucu ile bu akıntıya dokunun ve yavaşça uzaklaştırın.İnce bir iplikçik birkaç cm uzuyorsa bitkinin bulaştığı anlaşılır.Kabak gibi meyve kısımları depoda nedensiz çü- rüyorsa hastalık bulaşmıştır.
  • 92. Mücadelesi:Kültürel mücadele de; -Hastalıklı bitkilerin imha edilmesi ya da uzaklaştırılması -Ürün rotasyonu yapılması -Dayanıklı bitki tercih edilmeli -Vektör böcekler ile mücadele edilmeli Kimyasal mücadele de ; bakırlı ilaçlar bakteriyel etmenin diğer bitkilere yayılmasını en – gellemek için tavsiye edilir.
  • 93. Karpuz telli böceği • Tanımı ve Yaşayışı: Erginleri 7-9 mm boyunda şekil ve renk olarak Yedi noktalı gelin böceğine benzemektedir. Gelin böceğinden daha iri ve bakır kırmızısı rengindedir. Kanatlarının üzerinde toplam 12 adet siyah leke bulunur. Larvaları geniş ve oval olup kavuniçi renkte üzeri, oldukça sert yapıda dikenimsi kıllarla kaplıdır. Yumurta 1.5-2.0 mm boyunda, uzunca ovaldir. İlk bırakıldıkların da parlak sarı olan renk daha sonra portakal sarısına dönüşür. Erginler kışı, yaşadığı bitki artıkları arasında veya korunaklı yerlerde tek tek ya da gruplar halinde uyku durumunda geçirirler.
  • 94. İlkbaharda havalar ısındığında harekete geçerler. Mart-nisan aylarında Eşek hıyarı (Ecbalium sp.) üzerinde beslenen erginler, mayıs-haziran aylarında kültür bitkilerine geçerler. Dişiler konukçu bitkinin yapraklarının altına 2-50 adetlik kümeler halinde yumurta bırakırlar.Yılda 2-4 döl verir.
  • 95. • Zarar Şekli: •Erginleri yaprak, çiçek, meyve, meyve gözlerinde ve genç sürgünlerde zarar yapar. Yapraklarda beslenmeleri sonucu delikler oluşur. Yaprak ve sürgün kurumaları görülür. •Erken fide dönemindeki zararı fazla olursa fide dikimi yenilenir. Ergin ayrıca Kabak mozaik virüsü (Squash mosaic virus)’nün vektörüdür. •Larvalar yapraklarda zarar yapar. Larvaların yapraklarda beslenmesi sonucu dantel şeklinde bir görünüm oluşur. •Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygındır.
  • 96. • Zararlı Olduğu Bitkiler: • Kavun, karpuz, hıyar, kabak, fasulye başta olmak üzere yonca ve bağda da zarar yapar. Mücadele Yöntemleri: Kültürel Önlemler: • Zararlının popülasyonunu azaltmak amacıyla mayıs ayından itibaren tarla kontrolleri yapılarak görülen ergin, larva ve yumurta bırakılmış yapraklar toplanarak imha edilir. •Hasattan sonra ise zararlıyla bulaşık sahalardaki bitki artıkları toplanıp imha edilmelidir.
  • 97. Kimyasal Mücadele Mayıs ayı ortalarından itibaren kavun, karpuz, hıyar, kabak gibi bitkiler üzerinde ergin, yumurta ve larvaları aranır. 1 da alanda, 3 farklı sırada 30 m mesafe boyunca bulunan bitkiler kontrol edilir. 15 bitkinin bulaşık olması durumunda ilaçlama yapılır. Mücadeleye yönelik eşik belirleme sayımları birer hafta ara ile iki defa tekrarlanmalıdır.