2. HIYAR
• Hıyar kullanım yerine göre "turşuluk" ve "sofralık" olmak
üzere iki gruba ayrılır. Bunların meyve şekilleri birbirinden
çok farklıdır. Genel olarak "sofralık" hıyarlar büyük
meyveli, "turşuluk" hıyarlar küçük meyvelidir.
3.
4. HIYAR NASIL TOPRAK İSTER?
• Hıyar drenajı iyi, kumlu-tınlı veya tınlı-kumlu organik maddesi
zengin toprakları tercih eder. Bu toprakları pratik bir
yaklaşımla, yağmurdan sonra su biriktirmeyen ve kaymak
tutmayan topraklar olarak tanımlayabiliriz.
• Erkenci üretim için hafif toprakları tercih etmek gerekir. Hıyar
asit topraklardan hoşlanmaz. Bu topraklarda kireçleme
yapmak gerekir. Fakat kireç uygulamasını bir seferde değil
devre devre yapmak, toprak mikroorganizmalarına zarar
vermemek açısından, tercih edilmelidir.
5. TOPRAK TAHLİLİNE GÖRE GÜBRE
• Temel gübreleme toprak analizlerine bağımlı olarak dikimden
önce yapılmalıdır. Bu gübrelemede çeşide ve bitki sıklığına da
dikkat etmek gerekir.
• Tüm bu faktörler hesaba katılarak dekara 20-60 kg TSP, 10-50
kg potasyum sülfat ve 25-30 kg amonyum sülfat verilmelidir.
Gübreler serpme olarak verilirse bu miktarlar biraz
arttırılmalıdır.
6. YETİŞTİRİCİLİĞİNE GELİNCE!
• Ülkemizde hıyar yetiştiriciliği hem örtülü alanlar da, hem
tarlada, değişik programlar uygulanarak hemen hemen yıl
boyu yapılabilir.
• Örtülü alanlara veya tarlaya direk tohum ekimi yapılabileceği
gibi vegetasyon sezonu kısa olan yerlerde, erkenciliğin
amaçlandığı bölgelerde, bazen hastalık yaratmaya uygun
sezonlardan kaçmak için, önce fide yetiştirilir ve sonra dikim
yapılabilir.
7. BİR DEKARA KAÇ FİDE?
• Dekara fide sayısı kullanılan çeşidin özelliğine, üretimin
hedefine göre değişir. Genelde sofralık hıyarlarda dekara
2000-2500, turşuluklarda 5000-7000 fide önerilir.
• Bu miktarlara ve ekim-dikim şekline bağlı olarak da 300-
• 1000 g tohum gerekir. Fakat özellikle turşuluk hıyar
üretiminde sadece 1-2 hasadın hedeflendiği daha sık
dikimlerde bu miktar artar.
8. TARLAYA ERKEN EKİM-DİKİM YAPMAYIN
• Hıyar soğuklara hassas bir bitkidir. Fideler tarlaya don
tehlikesi kalktıktan sonra çıkarılmalıdır.
• Tohum ekimleri ise, toprak sıcaklığı 18 dereceyi bulduktan
sonra yapılmalıdır. Aksi taktirde tohumlar çürür veya
zararlılar ve böcekler tarafından yenir.
9. SEYRELTME YAPILIR
• Tohumların çimlenmesinden sonra bitki 2-3 gerçek
yaprağa ulaşınca seyreltme yapılır.
• Seyreltme sırasında bitkiler, kalan bitki köklerini
zedelemeyecek şekilde, çekilerek değil, kırılarak veya
kesilerek ayrılmalıdır.
• İdeal olarak her ocakta 1 bitki bırakılır. Fakat üretim hedefine
ve bitki büyüklüğüne göre 2 bitki de bırakılabilir.
10. DİKKAT!!! TELLİ BÖCEK
TELLİ BÖCEK
• Genç safhada bitkilerin en
büyük düşmanı kavun telli
böceğidir. Bitkilerin
büyüme noktalarını
keserek; yaprakları dantel
gibi kemirerek zararlı olur.
Daha sonra havalar
ısındıkça yaprak
bitleri, kırmızı örümcekler
dikkat edilmesi gereken
zararlılardır.
11. KARIŞTIRMAYIN !!!
• Hepimizin çok iyi tanıması gereken "Gelin böceği, uğur
böceği veya uç-uç böceği" diye çocukluğumuzdan bildiğimiz
böcekleri, lütfen kavun telli böcekleri ile karıştırıp, öldürmek
için ilaçlama yapmayınız. Bunlar hıyarın önemli bir düşmanı
olan yaprak bitlerini yiyerek, onlarla mücadele etmemizde
bize kolaylık sağlarlar. Yani uç-uç böceği bize faydalı bir
böcektir.
• TELLİ BÖCEK 12 BENEKLİDİR, UĞUR BÖCEĞİ İSE GENELDE 7
BENEKLİDİR.
13. HIYAR SUYU ÇOK SEVER
• Toprak tipine ve bitki büyüklüğüne bağlı olarak haftada 1-2
kez sulama yapılır. Kaba yapılı topraklar daha sık su isterler.
• Sulamaları mümkünse gece yapmak, bazı hastalıklara mani
olacağı gibi, su kaynaklarının etkin kullanımına da katkıda
bulunur. Hızlı ve taşkın bir sulamadan ziyade; yavaş sindire
sindire sulama yapılması, hastalıkların yayılmasına da mani
olur.
14. TEPE GÜBRELEMESİ
• TEPE GÜBRELEMESİ
• Bitkilerin kol atma ve meyve bağlama zamanında azot
ihtiyacı artar. Bunun için belirtilen zamanda tekrar azotla
"tepe gübrelemesi" yapılır.
• Bunu 15 gün ara ile 2 kez tekrarlamakta fayda vardır. Her
seferinde dekara 8-10 kg'dan fazla amonyum sülfat veya
nitrat verilmez. Fazla gübre yarar yerine zarar verebilir.
15. MEYVE TUTUMUNA YARDIMCI OLALIM
• Tüm bakım işlerinin mükemmelliğine rağmen, eğer çiçeklerin
tozlanması ve döllenmesi için gerekli önlemler
alınmazsa, partenokarp çeşitlerin haricindeki çeşitlerden
meyve alınamaz.
• Gynoik (Dişi) çeşitler için ve sık dikim yapılan sahalar için
tozlanmayı sağlayacak böcekler gereklidir. Bu iş için
ülkemizde en uygun ajan bal arılarıdır. Tarlaya yerleştirilecek
kovan sayısı, bitki sıklığına, çeşide bağlıdır. Dişi varyeteler ve
sık dikim için çok kovan gereklidir.
16. 5 DEKARA 2 ARI KOVANI
• Genelde 5 dekar arazi için
1-2 kovan yeterlidir. Arıların
hıyar tarlalarında aktif
olabilmesi için etrafta daha
cazip çiçekleri olan
bitkilerin bulunmaması ve
hıyarlarda yeteri kadar
çiçeklenmenin olması
gerekir. En iyisi kovanların
çiçeklenme başlangıcından
5 gün sonra tarlaya
yerleştirilmesidir.
17. DİKKAT!!! İLAÇ İLE ARILARI ÖLDÜRME
• Bu arada dikkat edilmesi gereken diğer bir faktör, sulama ve
ilaçlama programlarının arıları rahatsız etmeyecek şekilde
ayarlanmasıdır.
18. KISA SÜRELİ DEPOLONABİLİR
• Sofralık hıyarlar %85-95 nem de, 7-10°C'de plastik torbalar
içinde 1 hafta depolanabilir. Turşuluk hıyarlar hasat edilir
edilmez çok soğuk su ile hemen soğutulduktan sonra 2 gün
süre ile yine aynı sıcaklıkta saklanabilir.
• Depolama sırasında aynı ortamda olgun elma, armut v.s. gibi
etilen veren ürünlerin bulunması, hıyarların sararmasına
neden olduğu için istenmez.
19. SERİNLETİCİ YAZ SEBZESİ "KARPUZ"
• Karpuz, serinletici, sulu ve
tazeleyici tadı ile sıcak yaz
günlerinin vazgeçilmez
sebzesidir.
• Taze olarak tüketilmesinin
yanında, yurdumuzda, özell
ikle Akdeniz bölgesinde
kabukları da değişik tatlılar
ve reçeller yapılarak
değerlendirilir.
• Çekirdekleri önemli ihraç
kalemlerimizden birini
oluşturur.
20. ÜRETİME BAŞLAMADAN İYİ ÇEŞİT SEÇ
• Karpuzda başarılı üretim "iyi çeşit" seçimi ile başlar. Bugün
dünyada ticari üretimde kullanılan çok geniş bir çeşit serisi
vardır.
• Uzun-yuvarlak-oval-silindirik şekilliler; değişik hastalıklara
dayanıklı ve hassas olanlar; çekirdekli-çekirdeksiz olanlar;
renklerine göre de sınıflandırılınca ortaya çok geniş bir
karpuz kolleksiyonu çıkmaktadır.
• Bu çeşitlerin yetişme istekleri de farklıdır.
22. KARPUZ SICAĞI SEVER
• Karpuz bir Afrika bitkisidir. En iyi, doğduğu yere uygun uzun-
sıcak iklime sahip yerlerde yetişir. Bu nedenle mümkünse
tarlanızın en fazla güneş gören ve en sıcak olan yerini karpuz
tarımı için ayırmanız gerekir.
23. KUMLU TOPRAK VE ORGANİK GÜBRE
• Karpuz en çok organik maddesi bol, kumlu, kumlu-tınlı
toprakları sever. Özellikle organik maddesi bol olan kumlu
nehir kıyıları en fazla tercih ettiği yerlerdir.
• Diğer akrabalarına kıyasla hafif asit topraklara daha iyi
dayanır. Fakat toprak alkaliye doğru ilerlerse bitkide gelişme
zayıflar.
• Bu nedenle hiç değilse 3 senede bir toprak analizi yaptırıp
toprağın besin içeriği ve durumu hakkında bilgi edinmek; bu
analizlere bağlı olarak ekim-dikimden önce önlem
almak, gerekirse kireçleme yapmak lazımdır.
24. ÖNCE TARLAYI HAZIRLAYALIM
• Yetiştirmede tarlaya direk tohum ekimi yaygın bir yöntemdir.
Ekimden önce eğer yağışsız bir mevsim yaşandı ise hem tarlayı
suya doyurarak daha iyi işlemek; hem de bitkinin gelişmesi için
gerekli suyu temin etmek amacıyla tarla tavalara bölünerek
iyice sulanmalıdır.
• Karpuz derin köklü bir bitkidir. Tüm kök derinliği ne kadar çok
nem ve oksijen içerirse o kadar iyi gelişir. Bu nedenle
toprağında tohum ekiminden önce derin ve güzel işlenmesi
gerekir. Çok iyi hazırlanmış toprağa ekilen tohum, toprak
sıcaklığı 20 derecenin altında değilse 4-5 günde çimlenir.
25. TOHUM EKİMİ OCAKLARA YAPILIR
• Ekim, daha sonra sulama yapılması planlanan tarlalarda, 2-
2,5 x 0,8-1 m; sulama yapılmayacak tarlalarda ise 1 ,5 x 1,5
m mesafe ile yapılmalıdır.
• Bir ocağa 4-5 tohum atılır, fideler büyüyüp 2-3 gerçek
yaprağa erişince tercihen ocaklarda 1 bitki kalacak şekilde
seyreltme yapılır.
• Seyreltme ocakta kalan diğer bitkilere zarar vermeyecek
şekilde, çekilerek değil kesilerek yapılmalıdır.
26. ERKENCİLİK İÇİN NE YAPALIM?
• Erkencilik için herkesin alabileceği basit tedbirler vardır.
• 1. Karıkları Doğu-Batı doğrultusunda
açalım.
• Eğer mümkünse tarlada karıklar doğu-batı doğrultusunda
hazırlanıp, ekim güneye yapılır. Bu avantaja sahip olmayan
yerlerde ekim-dikim batı tarafa yapılır.
• Böylece bitki güçlü güneş ışınlarından daha fazla yararlanma
şansına sahip olur.
27. 2. Torbalı fide dikelim
• Bölgedeki son donlardan 1-1,5 ay önce tohumlar fide
torbalarına ekilir. Bir torbaya 3-4 tohum atılır ve bu torbalar
ısı veren bir materyal üzerine oturtulur.
• Bunun için sıcak yastık veya elektrik enerjisi ile ısıtılan su
kullanılabilir. Uygun ısıda tohumlar 4-5 günde çimlenir.
• Sonra fideler gündüz sıcaklığı 25; gece sıcaklığı 18 derece
olan bir ortamda büyütülür.
• Fidelerin pişkinleşmesi için arasıra sıcaklıkların düşürülmesi
ve suyun kesilmesi gerekir. Fideler son donlar geçtikten
sonra tarlaya çıkarılır.
28. 3. Toprak üzerini plastik ile kaplayalım.
• Toprağın plastikle kaplanması, toprak ısısını arttırarak kök
gelişmesini hızlandırır. Bu amaçla siyah ve saydam plastik
kullanılabilir. Her ikisinin de avantaj ve dezavantajları vardır.
29. 4. Alçak plastik tünel yapalım.
• Alçak tüneller plastik kullanımının diğer şeklidir. Toprak
üzerinin direk örtülmesine kıyasla bitkileri daha uzun süre
muhafaza eder. Bunların da avantaj ve dezavantajları vardır.
Son donlardan sonra tarladan kaldırılır.
30. YİNE ARI KOVANI
• Karpuzların meyve tutması için, açan çiçeklerin mutlaka
döllenmesi gerekir. Bu işlem böcekler ve özellikle balarıları
vasıtasıyla gerçekleşir.
• Bu nedenle çiçek açtıktan sonra tarlaya arı kovanı yerleştiril-
melidir.
• 5 dekar alan için 1-2 sağlıklı kovan yeterli olur. Kovan terci -
hen tarlanın ortasına bir gölgelik altına yerleştirilmelidir.
31. SUYU NASIL VERELİM?
• Karpuz toprağın su kapasitesinin uygun olduğu yerlerde
sulanmadan da yetiştirilebilir. Fakat özellikle kol atma ile
meyve tutumu safhasında suya ihtiyacı artar. Bu dönemde su
belirli aralıklarla verilmelidir.
• Düzensiz sulamalar çiçek burnu çürüklüğünü arttırır.
• Kalsiyum eksikliği olan topraklarda su ile birlikte amonyum
sülfat verilmez. Bu çiçek burnu çürüklüğünü arttırır.
32. SULAMAYI DENGELİ YAP!!!!
• Çiçek burnu çürüklüğünün topraktaki düşük kireç seviyesi ve
düşük toprak nemi ile de ilişkisi vardır.
• Ayrıca bazı çeşitler diğerlerine göre daha hassastır.
• Sulamada önemli olan suyu çok aşırı vermemek ve toprağı
çok yaş veya bir çok kuru şartlarda bırakmamaktır.
33. KARPUZ KOLLARINI ISLATMA!
• Eğer karpuz mutlaka sulanarak yetiştirilecekse kol atma dev-
resinde ilk kollar 40-50 cm uzunluğa eriştiği zaman kolların
masuralar üzerinde toplanacak şekilde ve yaprak ayaları üste
bakacak tarzda toplanması gerekir.
• Bu işlem zaman zaman tekrarlanır. Bu işlem bitkinin sulama
kanallarından uzakta gelişmesine katkıda bulunduğu
gibi, meyvelerin yoğunluğu artan bir yaprak aksamı altında
büyümesini temin ederek güneş yanıklarına mani olur.
34. TAŞKIN SU VERME
• Bitkinin genç devresinde sık ve taşkın sulama yarar yerine
zarar verir.
• Hele bitkinin büyüdüğü toprak yeterince hafif bünyeli
değilse gelişmede duraklama ve yapraklarda sarı-yeşil renk
teşekkülü gözlenir.
• Bunun gibi meyvelerin iyice büyüdüğü devrelerde de taşkın
sulamalar çürümelere yol açar.
35. İLK SUYU GEÇ VER
• Çok yağışsız devrelerde toprağı sürüme hazırlamak için
yapılan "tav" sulaması ve gerekirse fide dikiminden sonra
verilen "can suyu" hariç, bitkilerin dikiminden sonraki ilk
sulamayı mümkün olduğunca geç yapmak güçlü bir kök
gelişimini teşvik eder.
• Bitkinin gelişmesinde bir duraklama yoksa sulama yapmaya
gerek yoktur. Gereksiz yere sulama köklerin yüzeysel
gelişimini teşvik eder. Yüzeysel köklü bitkiler özellikle sıcak
havalarda ve meyve tutumu sırasında süratle zayıflayarak
bozulur ve bazen de aniden çöker.
36. GÜBREYİ ANALİZE GÖRE VER!
• Karpuz drenajı iyi toprakların sebzesidir. Kök sistemi güçlü
olduğundan iyi gelişirse toprağın derinliklerindeki besin
maddelerinden faydalanma kapasitesi yüksektir.
• Bu nedenle eğer çok fakir bir toprak üzerinde değilse, çok
fazla gübreye gereksinim duymaz. Yine de toprağın fiziki
özelliklerini düzeltmek amacıyla dekara 2-3 ton hesabı ile
yanmış çiftlik gübresi verilmesi üretimde kaliteyi destekler.
37. KARPUZ AZOTLU GÜBREYİ SEVMEZ
• Eğer toprak analizleri sonunda eksiklik saptanırsa gübreleme
yapılmalıdır. Topraktaki besin maddelerinin yeterli olduğu
tarlalarda tepe gübreleme olarak azot vermeye de gerek
yoktur.
• Zira yapılan araştırmalar karpuzun azot gübresini en az
seven kabakgil olduğunu göstermiştir.
38. HASAT ZAMANINI İYİ SEÇ
• Karpuz hasattan sonra olgunlaşmanın devam etmediği ender
bitkilerden biridir. Bu nedenle hasat zamanının tam olarak
tayini çok büyük önem taşır.
• En kaliteli karpuzlar, olgunlaşma zamanı tam olarak tahmin
edilerek hasat edilen karpuzlardır. Erken hasat edilenlerde
meyve eti rengini tam olarak almaz; tad ekşimsi olur.
• Geç hasat edilenler de ise yine tad azalır, meyve eti liflenir
ve yumuşar.
39. OLGUN KARPUZU NASIL TANIYALIM
• Son derece hassas bir konu
olmasına karşın, hasat za-
manının tayini konusunda
kesin prensipler yoktur. Bir
çeşide uygulanan yöntem-
ler, diğeri için bazen uygu -
lanmayabilir.
40. KAVUN
• ILIK İKLİMİ SEVER
• Ülkemizin çok soğuk
bölgeleri hariç hemen her
yöresinde yetişmektedir.Ilık
iklim bitkisi olan kavunun,
tohum ekiminden hasadına
kadar 80-120 gün geçer. Bu
süre içinde soğuk ve dondan
dan çok zarar görür. İklim
ve toprak istekleri yönün-
den çok seçici bir bitkidir.
41. KAVUN BİTKİSİNİ TANIYALIM
• Tek yıllık bir bitki olan kavun, tüylü bir gövdeye, sarılıcı
kollara, 5 loblu el ayası şeklinde yapraklara ve 3-5 adet ana
sürgüne sahiptir.
• Bu sürgünler çiçek ve meyvelerin oluştuğu yan kollar verirler.
Kısa ve kalın bir kazık köke sahiptir.
• Yan kökler ise toprak yüzeyine yakın olarak gelişmektedirler.
Yan köklerin derinliği en fazla 45 cm'yi bulduğu halde, kazık
kök 90 cm'ye kadar iner.
42. ARI %30 VERİM ARTIRIR
• Kavun çiçeklerinin döllenmesi için en uygun böcekler
bal arılarıdır. Kınkanatlı böcekler, yaban arıları ve yaprak
bitleri döllenmede etkili değildirler.
• Kavun yetiştiriciliğinden olumlu sonuç almak isteniyorsa
kovan kullanımı gözardı edilmemelidir.
• 2 dekar kavun yetiştiriciliği için konacak 1 kovan arı verimde
%30 oranında bir artış sağlamaktadır.
43. • Kavun ılık ve sıcak iklim bitkisidir. Bu nedenle diğer yazlık
sebzelerde olduğu gibi ilkbaharda soğuk tehlikesi kalktıktan
sonra toprak ısısının 15°C'nin üzerine çıktığı zaman tohum
ekimi yapılmalıdır.
• Yetiştirme süresinde güneşli, sıcak ve kuru hava koşulları
ister.
44. TOPRAK NASIL OLMALI?
• Kavun yetiştiriciliği için derin, geçirgen, su tutma
kapasitesi yüksek, besin maddelerince zengin kumlu-
tınlı veya tınlı-kumlu topraklar uygundur.
• Asitli topraklar ise uygun değildir. pH'ı 6.0-8.0 arasındaki
topraklarda iyi yetişir. Erkencilik için kumlu-tınlı, milli-tınlı
topraklar; geçici yetiştiricilik için ise ağır karakterde killi
topraklar uygundur.
45. TARLAYI HAZIRLAYALIM
• Kavun yetiştiriciliğinde toprak işlemenin büyük önemi vardır.
Toprak işleme tavındayken yapılmalıdır. Eğer toprak tavında
değilse sulama yapılmalı, tava gelince işlenmelidir.
• Tarla sonbaharda derince sürülmeli, 2 kez diskaro çekilip 2-3
hafta sonra sürüm yinelenmelidir. Kışın sürümün 1-2 kez
yinelenmesi durumunda daha iyi sonuç alınmaktadır.
• Çimlenmedeki olumsuzlukları en az düzeye indirmek için
ilkbaharda tarla tekrar sürülür, diskaro çekildikten sonra
sürgü geçirilir ve tohum ekimi yapılır.
46. ÇİFTLİK GÜBRESİNİ UNUTMA
• Kavun organik maddesi fazla toprakları sevdiğinden
tohum ekiminden önce çiftlik gübresi veya yeşil gübre
verilmesi uygun olur.
• Dekara 3-4 ton çiftlik gübresi sonbaharda pulluk veya
diskaro altına verilerek karıştırılmalıdır.
• Böylece tohum ekimine kadar gübrenin ayrışarak
bitkiye faydalı hale gelmesi sağlanmış olur.
47. GÜBREYİ NE ZAMAN VERELİM
• Gübrelerin veriliş zamanı ve şekli de önemlidir. Azotlu
gübrenin yarısı fosforlu ve potaslı gübrelerle birlikte
ekimden önce pulluk veya diskaro altına verilmelidir.
• Azotun diğer yarısı bitkiler sürgün vermeye başladığında
bant şeklinde bitkilerden 15-20 cm uzağa verilmelidir.
Ülkemiz toprakları genellikle potasyumca zengindir.
• Gereksiz yere potasyum kullanımını önlemek amacıyla
toprak tahlil sonuçlarına göre toprakta bulunan azot ve
fosfor miktarı ile ilişki kurarak gübreleme yapmak en yararlı
uygulama olacaktır.
48. SULAMA ZAMANINI İYİ SEÇ
• Kavun bitkisi büyüme ve meyvelerin olgunlaşma devresinde
bol suya ihtiyaç gösterir. Kavunun yatay kökleri hafif
topraklarda 20-25 cm derinlikte yayıldığından bu tip
topraklar daha sık sulanmalı ve her sulamada kök seviyesine
kadar inilmelidir.
• Ağır topraklarda ise kavun kökleri fazla derine inmeyip
yüzeysel kalır. Bu tip topraklar daha fazla su tuttuğu ve
sulama kök seviyesine kadar yapılacağından fazla su
verilmesine gerek yoktur ve daha seyrek sulanmalıdır.
49. BİTKİYİ ISLATMA
• Sulama anında yaprak ve meyvelerin su ile ıslanmamasına
özen gösterilmelidir. Yaprak ve meyvelerin ıslanması
durumunda mantari hastalıklar artar.
• Bu nedenle bitki kökboğazı, yaprak, sürgün ve meyvelerinin
su ile ıslanmayacağı karık usulü sulama yapılmalıdır.
50. TOHUM EKİMİNİ NASIL YAPALIM
• Kavun yetiştiriciliğinde 2 tohum ekim yöntemi
kullanılmaktadır. Birincisi elle veya mibzerle direkt tarlaya
ekimdir.
• İkincisi erkenciliği sağlamak ve geç ilkbahar donlarından
kaçınmak için karpuzda olduğu gibi naylon torbalara ekimdir.
51. NE ZAMAN EKELİM !!!
• Tohum ekim zamanı Akdeniz kıyı bölgesinde Mart, Ege
Bölgesinde Nisan'ın ilk yarısı, Marmara ve Trakya
bölgelerinde Nisan'ın ikinci yarısı, Orta Anadolu ve Doğu
Anadolu'da Mayıs'ın ilk yarısıdır.
52. HER OCAĞA 4-5 TOHUM
• İlkbaharda ekim için hazırlanmış tarlada çapa ile açılan
ocaklara 4-5 adet tohum atılıp, üzeri 2-3 cm kalınlığında tavlı
toprakla örtülüp hafifçe bastırılır. Tohumların 24 saat önce
ıslatılması çimlenmedeki olumsuzlukları giderir.
•
• Tarlaya direkt tohum ekimi mibzerle de yapılabilir. Sıra arası
ayarlanabilen, sıra üzerinde belirli mesafelerde ekim yapan
diskleri bulunan mibzerler kullanılır.
53. EKİM MESAFEMİZ NE OLSUN?
• Tohum ekiminde sıra arası ve sıra üzeri
mesafeler, çeşitlere, bitki habitüsüne ve toprak yapısına göre
değişir.
• Büyük habitüslü bitkilerde sıra arası 1,5-2 m sıra üzeri 1-1,5
m olarak bırakılır. Küçük habitüslü bitkilerde sıra arası 1-1,5
m sıra üzeri 1 m olmalıdır.
54. SEYRELTMEYİ UNUTMA
• Tarlaya direkt tohum ekiminde, ilk seyreltme, bitkilerde ilk
gerçek yapraklar oluştuğu zaman yapılmalıdır.
• Her ocakta en kuvvetli ve sağlıklı 3 bitki bırakılır. Diğerleri
atılır.
• Kalan bitkilerin köklerinin oynamaması için atılacak bitkiler
çekilmemeli, koparılmalı veya kesilmelidir.
55. İKİNCİ BİR SEYRELTME DAHA
• İlk seyreltmeden 2-3 hafta sonra bitkiler 4-5 gerçek yapraklı
olunca ikinci ve son seyreltme yapılır. Her ocakta 1-2 bitki
bırakılır, diğerleri atılır.
• Boğaz doldurma işlemi tekrarlanır. Sıra araları kültivatörle
tekrar işlenir. Daha sonra bitkiler büyüyüp kol atmaya
başladığında tarlayı kaplamadan son kez tekrar çapalanıp
boğazları doldurulur.
• Sıra aralarının kültivatörle işlenmesi yararlıdır. Ancak yan
köklerin çok yüzeysel gelişmesi nedeniyle zarar görmemesi
için toprak işlemesi yüzeysel olarak yapılmalıdır.
56. KAVUNDA UÇ ALIMI
• İri ve kaliteli meyve alabilmek için bitkilerde uç alma ve
meyve seyreltmesi yapılmalıdır. Sürgün uçlarının koparılması
vegetatif büyümeyi ve generatif gelişmeyi durdurduğu için
faydalıdır.
• Köke en yakın olan meyvelerden bir veya iki tanesinin -
bırakılıp diğerlerinin koparılması kalan meyvelerin daha iri ve
kaliteli olmalarını sağlar.
57. OLGUNLUĞA DOĞRU
• -Kavun meyveleri gerçek iriliklerine geldikten sonra
olgunlaşmaya başlarlar.
• -Olgun meyvelerin saplarının dala bağlandığı yerde bulunan
iki küçük kulakçık kurur.
• -Meyve ağırlaşır.
• -Dip kısmında hafif bir yumuşama ve koku başlar.
58. • -Kabuk rengi çeşide özgü rengini alır ve parlaklaşır.
• -Tam olgunluğa erişmeden hasat edilen meyveler şeker
içeriği, aroma ve tat gibi kalite özelliklerini kazanamazlar.
• -Hasada gelmiş meyveler bitki üzerinde uzun süre
bırakılırlarsa şeker miktarı düşer, meyveler yumuşar, taşıma
ve saklamaya dayanıklılığı azalır. Tam olgunluğa gelmiş
meyveler saplarından elle koparılarak veya bıçakla kesilerek
hasat edilirler. Hasat işlemi sabah yapılmalıdır.
59. BAZI ÖNEMLI YAZLIK KAVUN ÇEŞİTLERİMİZ
Topatan Kavunu: Erkenci bir çeşittir. Bu kavun çeşidi 2-3 kg ağır-
lığında, uzun oval şekilli, kabuk rengi sarı, üzeri düz parlak, bazı-
ları hafif ağ şeklinde çitilidir. Kabuğu başlangıçta yeşil renkli o-
lup, olgunlaştıkça sararır. Et rengi beyaz, lezzetli, tatlı ve güzel
kokuludur. Taşınmaya dayanıklı değildir.
Çitili Kavun: En önemli yazlık kavunlardan birisidir. İri meyveleri
basık, yuvarlak ve dilimlidir. Kabuk rengi sarı, üzeri çitilidir. Et
rengi beyaz, lezzetli ve keskin kokuludur. Kabuk kalınlığı ince ol-
duğundan taşınmaya dayanıklı değildir.
60. Mollaköy kavunu: Uzun-oval şekilli meyvelerinin kabuk
rengi sarımtırak kurşuni ve üzeri hafif çitilidir. Et rengi
yeşil, tatlı ve kokuludur. İnce kabukludur.
Sındırgı Kavunu: İri meyveleri basık yuvarlak şekildedir. Ka-
kabuk rengi yeşilimtırak kurşuni renkte, üzeri hafif ağlıdır.
Eti beyaz renkte sulu ve tatlıdır.
62. ÖNEMLİ KIŞLIK KAVUN ÇEŞITLERİMİZ
• Hasanbey Kavunu: Orta bü-
yüklükteki meyveleri yuvarlak
sap kısımları hafif sivricedir.
Kabuk rengi yeşil, üzeri kırışık
ve kalındır. Et rengi beyaz olup
kabuğa yakın kısmı açık yeşil-
dir. Et rengi turuncu olan tiple-
ri de vardır. Lezzetli tatlı ve su-
ludur.
63. • Altınbaş Kavunları:
Yetiştirildiği yöre isimleri
ile anılır. Meyveleri genelde
yuvarlak olup, oval ve uzun
tipleri de vardır. Kabuk rengi
sarı, üzeri yeşil benekli, kırışık
ve kalındır. Kabuğu düz ve
dilimli olan tipleri de bulun
bulunmaktadır. Et rengi beyaz
lezzetli, tatlı ve suludur.
64. • Sarı dilimli: Meyveleri, yu -
varlak ve oval şekillidir. Kabuk
rengi sarı , üzeri kırışık ve ka-
lındır. Dilimli ve dilimsiz tipleri
de vardır. Et rengi yeşilimsi be-
yaz, tatlı ve suludur.
65. İLAÇLAMA ŞARTTIR!
• Kavun yetiştiriciliğinden olumlu sonuç alabilmek için hastalık
ve zararlılarla savaşımın zamanında ve usulüne uygun şekilde
yapılması gerekir.
• İlaçlı savaşımın yanısıra münavebe de gözardı edilmemelidir.
Üst üste aynı yerde iki yıldan fazla kavun
yetiştirilmemeli, hububat, marul, karnabahar gibi bitkilerle
münavebe yapılmalıdır.
66. KABAK
• Kabak, özellikleri az-çok
birbirinden ayrı olan bir
grup bitkinin ortak adıdır.
Tohumları-çiçekleri ve
meyveleri yiyecek olarak
kullanılabilir.
Meyveleri olgunlaşmadan
kullanılan türleri olduğu
gibi; olgunlaştıktan sonra
kullanılan türleri de vardır.
67. • Bunlardan yemek, reçel, şekerleme yapılabilir ve bazı
türlerinden süs eşyaları ve ev işlerinde kullanılan lifler elde
edilir.
68. UYGUN ÇEŞİT SEÇİMİ
• Başarılı yetiştiricilik uygun varyete seçimi ile başlar. Bu
çeşitlerin yetiştiriciliğinin yapılacağı bölgeye uyum
göstermesi de önemlidir.
• Zira kabaklar gün uzunluğuna, güneşlenme süresi ve
şiddetine hassasiyet gösterirler. Bir bölgede çok verimli olan
bir çeşidin diğer bölgede aynı derecede verimli olmaması çok
büyük bir ihtimaldir.
69. ZENGİN YAPILI TOPRAK İSTER
• Tüm kabaklar iyi drenaj kapasitesi olan zengin toprakları
severler. Fakir topraklar bu güçlü bitkilere yetecek besini
vermezler. O nedenle çok zengin bir temel gübrelemeye
gereksinim duyarlar.
• Temel gübrelemede toprağın besin kapasitesi yanında, bir
önceki bitkinin cinside etkin rol oynar. Bu faktörlere bağımlı
olarak dekara 25-50 kg amonyum sülfat 15-40 kg trlple süper
fosfat ; 15-45 kg potasyum sülfat tarla hazırlığı sırasında
serpme olarak toprağa verilip, karıştırılır.
70. GENİŞ YAPRAK ÇOK SU TÜKETİR
• Genç fidelerin çok suya ihtiyacı yoktur, genelde bu devrede
hafif sulamalar yeterli olur.
• Fakat büyüyüp meyveye yattıktan sonra su ihtiyacı hızla
artar. Yazlık kabaklarda haftada en az iki kez sulama tavsiye
edilir.
71. FAZLA AZOT ZARARLIDIR
• Kabakların genelde azotla yapılacak tepe gübrelemesine
ihtiyaçları vardır. Genelde şaşırtmadan 1 ay sonra bitkilere
azotlu gübre verilebilir ve 15-20 gün sonra bu tekrarlanır.
• Çok fazla azot vermekten kaçınmak gerekir. Zira fazla azot
meyveye yatımı geciktirir, yumuşak, çabuk zedelenen ve
dayanmayan meyvelerin oluşumuna sebep olur.
72. VERİM ARTIŞI İÇİN YİNE ARI
• Kabak tamimiyle yabancı döllemeli bir bitkidir. Bitkilerin
verime yatması, çiçek ve meyve dökümlerinin
olmaması, kötü şekilli meyvelerin oluşmaması için yeterli
sayıda çiçek tozunun dişi çiçek üzerine taşınması gerekir.
• Bu iş mutlaka böcekler ve arılar vasıtasıyla gerçekleşir. Bu
nedenle kabak tarlalarına arı kovanı yerleştirilir. 5 dekar tarla
için 1-2 arı kovanı yeterlidir.
73. • Özellikle son senelerde geliştirilen kabak çeşitlerinde erkek
(baba-polen verici) çiçek çok azdır. Bu çeşitlerin kullanıldığı
yerlerde tarlanın baba bitkilerle takviye edilmesi gerekir.
Bunun için 4 sıra ana 1 sıra baba bitki sistemiyle yapılan
dikimler iyi sonuç verirler.
74. • KIŞLIK KABAK OLGUNLAŞMALI
• Kışlık kabaklar meyveler tam olgunlaştıktan sonra hasat
edilmelidir. Hasat sırasında meyve üzerinde sapların
bırakılmasına dikkat etmek gerekir.
TAZE KABAK 2 HAFTA DEPOLANABİLİR
Meyvelerin uzun süre depolanması için hasattan sonra bazı
işlemlerin yapılması gerekir;
• Hasattan hemen sonra meyveler %80 oransal nemi ve 26-29
derece sıcaklığı olan bir ortamda yaklaşık 2 hafta bekletilir.
• Daha sonra 7-12 derece sıcaklığı olan, oransal nemi
düşük, iyi havalanabilen bir ortamda, birbirine değmeden
yerleştirilmelidir.
75. • KÖK BOĞAZI YANIKLIĞI
• (Phytophthora capsici)
• Hastalık Belirtisi:
•Hastalık bitkinin değişik dönemlerinde ve organlarında
görülebilir.
• Fideliklerde erken dönemde bitkiler hastalandığında çökerten
belirtileri meydana gelir.
• Hastalığın tipik belirtileri ve asıl zararı fidelerin seraya dikilip
gelişmeye başladığı dönemde görülür.
77. • Bitkiler incelendiğinde kök boğazını kuşak gibi saran ve başlan-
gıçta koyu yeşil , ileri dönemlerde ise kahverengimsi siyaha
dönüşen bir renk değişiminin olduğu görülür.
• Enfeksiyonun zamanla kök bölgesine de ulaşması durumunda
kök kabuğu kahverengi bir renk alır ve çürür.
• Normal sulama ve bakım işlemi yapılsa da bitkiler kendini
toparlayamaz.
• Enfeksiyonun erken dönemde ve yoğun olarak görüldüğü
bitkilerden ürün almak mümkün değildir.
78. • Daha ileri dönemlerde hastalanan bitkilerden oluşan meyvele-
lerin pazar değeri çok düşük olur.
Hastalığın Görüldüğü Bitkiler:
• Biber başta olmak üzere domates, hıyar, kavun, karpuz, kabak,
marul, soya fasulyesi, bezelye, ve havuç gibi kültür bitkileri bu
hastalığın konukçularıdır.
• Mücadele Yöntemleri:
• Kültürel Önlemler:
• •Fide yetiştiriciliği yapılırken genel bir kontrol prensibi olarak
Tohumlar hastalıksız sağlıklı bitkilerden sağlanmalıdır.
• •Fidelikler hastalıksız, temiz yerlerde kurulmalıdır. Fideler aşırı
sulanmamalı, sık sık havalandırılmalıdır.
79. • Dikim karık usulü yapılmalıdır. Fideler karık sırtına dikilmeli-
dir. Mümkün olduğunca her karık ayrı ayrı sulanmalıdır.
• Bitkilere dengesiz gübreleme yapmamalı, özellikle aşırı azotlu
gübre verilmemelidir.
• Hastalıklı bitkiler sökülüp imha edilmeli, hasat sonrasında da
ayni işlem tekrarlanmalıdır.
• Kimyasal Mücadele:
• İlaçlı mücadelesi yoktur.
• Kök boğazı civarı kahverengileşmiş.
80. • KABAKGİLLERDE KÜLLEME
HASTALIĞI
(Erysiphe
cichoracearum, Sphaerotheca
fuliginea)
• Hastalık Belirtisi:
• Hastalık bitkilerin önce yaşlı
yapraklarında görülür, daha sonra
genç yapraklara da geçer.
• Öncelikle yaprağın üst yüzeyinde
parça parça,nispeten yuvarlak
lekeler belirir, sonradan bu lekeler
• birleşerek yaprağın her iki yüzeyi-
• ni,yaprak sapını ve gövdeyi kaplar.
81. • Lekeler ilk zamanlarda beyaz renkte toz tabakası gibi görünür.
Zaman ilerledikçe esmerleşir.
• Yapraklar kuruyup dökülür ve bitkide gelişme durur. Bunun
sonucu olarak da ürün kaybı meydana gelir.
• Hastalık için en uygun sıcaklık 27 0C’dir.
82. • Hastalığın Görüldüğü
Bitkiler:
• Hastalık kabakgillerde (hı -
yar, kavun, kabak,karpuz)
görülür.
• Mücadele Yöntemleri:
• Kültürel Önlemler:
• Hasattan sonra hastalıklı
bitki artıkları toplanarak
yakılmalıdır.
83. • Kimyasal Mücadele:
• İlk hastalık belirtileri görüldüğünde ilaçlamaya başlanır.
• İlaçlama havanın serin ve sakin olduğu zamanlarda bitkinin
her tarafının ilaçla kaplanması şeklinde olmalıdır.
• Yağıştan sonra ve fazla çiğ bulunduğunda toz kükürt
uygulaması yapılmamalıdır, çünkü çıkabilecek güneş nedeni ile
güneş yanıkları oluşur.
84. • Genellikle günlük sıcaklık ortalaması 27 C’nin
üstünde ve orantılı nemin de % 50’nin altına
düştüğü zamanlarda ilaçlamaya ara
verilmeli, şartlar değiştiğinde ise ilaçlamaya
devam edilmelidir.
85. • Kimyasal Mücadelede Kullanılacak İlaçlar ve
Dozları:
• Quadrin,etkili maddesi Azoxystrobin 250 g/l 100 lt suya 75 ml
son ilaçlama ile hasad arasındaki süre 3 gündür.(SC)
(SC: Suda çözünen toz formülasyon)
86. • Ege ve Akdeniz Bölgesinde tavsiye edilmemelidir.
• Sera ilaçlamalarında toz kükürt genellikle yakma yaptığından
bunun yerine diğer ilaçlar kullanılmalıdır. Su bulmanın sorun
olduğu yerlerde, tarla ilaçlamalarında toz kükürte 1/3 oranın-
• da talk pudrası veya odun külü karıştırılarak atılmalıdır.
87. Bakteriyel solgunluk
Etmenin genel özellikleri:Bakteriyel hastalık etmeni olup,konuk –
çuları yabani ve kültür kabakgil bitkileridir,bunlardan en hassasla-
rı sırasıyla kavun,kabak ve balkabağıdır.Karpuz ise bu bakteriyel
hastalığa karşı aşırı derecede dayanıklıdır.Bu bitkilerden başka ,
kabakgil olmayan mısır gibi bitkilerde bakterinin bulunduğu bildi-
rilmekte ,fakat bu konukçu hiçbir şekilde solgunluk belirtisi gös-
termemektedir.Hastalık etmeninin merkez ve kuzey Avrupa böl –
gelerinde de bulunduğu bilgilendirilmektedir.Hastalık etmeninin
yayılmasında ve kış gibi olumsuz koşulları geçirmesinde kınka –
natlı böcekler önemli rol oynar.
88.
89. Olumsuz koşulları kabakgil olmayan birçok yabani bitkide de geçi-
rebilir.İlkbaharda bitkiler üzerinde beslenen böcekler bakteriyel
patojeni bünyesine almakta ve daha sonra sağlıklı bitkilere taşı –
maktadır.Böcekler hastalık etmenini taşımakla kalmamakta ,yap-
raklar üzerinde beslenirken açmış olduğu yaralardan da bakteri-
nin bitkiye girmesinde yardımcı olmaktadır.Bitkiye giren bakteri-
yel etmen bitkinin iletim demetlerine geçer,orada çoğalır ve ora –
dan tüm bitkiye yayılır.Bakteri iletim demetlerinde çoğalırkende ,
bitkinin su taşıyan sistemlerini etkilemekte ve bundan dolayıda
bitkide solgunluk meydana gelir.
90. Bitkilerde enfeksiyon ise sadece bitki üzerinde ince bir su katma-
nı olduğu zaman gerçekleşir.Solgunluklar enfeksiyondan 6-7 gün
sonra görülmeye başlar ve 1-2 ay içinde kuruyarak bitki ölür.
Belirtileri:Bakteriyel solgunluk ilk önce yeşil aksam üzerinde bir
ya da birkaç yaprağın solması veya düşmesi olarak görülür,bunu
tüm yaprakların solması takip eder.Daha sonra bitkinin kalanı so-
lar,ölür ve kurur.Daha az duyarlı ve uygun olmayan çevre koşulla-
rında hastalık belirtileri yavaş ilerler.Bu durumda hızlı solgunluk
yerine ,bitkiler yavaş gelişme ,aşırı çiçeklenme ve dallanma sergi-
leyebilir.
91. Bakteriyel solgunluk için en iyi teşhis testi,özellikle hıyar ve bazı
kabaklar için ,şüpheli ve enfekteli gövdelerin incelenmesidir.Bu
işlemi yapmak için ,gövdeyi kesip,kesik yüzey üzerinde ,beyaz
bakteriyel akıntı görülünceye kadar,iki parmak arasında sıkın.Da-
ha sonra bir parmak ya da bıçakucu ile bu akıntıya dokunun ve
yavaşça uzaklaştırın.İnce bir iplikçik birkaç cm uzuyorsa bitkinin
bulaştığı anlaşılır.Kabak gibi meyve kısımları depoda nedensiz çü-
rüyorsa hastalık bulaşmıştır.
92. Mücadelesi:Kültürel mücadele de;
-Hastalıklı bitkilerin imha edilmesi ya da uzaklaştırılması
-Ürün rotasyonu yapılması
-Dayanıklı bitki tercih edilmeli
-Vektör böcekler ile mücadele edilmeli
Kimyasal mücadele de ;
bakırlı ilaçlar bakteriyel etmenin diğer bitkilere yayılmasını en –
gellemek için tavsiye edilir.
93. Karpuz telli böceği
• Tanımı ve Yaşayışı:
Erginleri 7-9 mm boyunda şekil ve renk olarak Yedi noktalı gelin
böceğine benzemektedir. Gelin böceğinden daha iri ve bakır
kırmızısı rengindedir. Kanatlarının üzerinde toplam 12 adet siyah
leke bulunur. Larvaları geniş ve oval olup kavuniçi renkte üzeri,
oldukça sert yapıda dikenimsi kıllarla kaplıdır.
Yumurta 1.5-2.0 mm boyunda, uzunca ovaldir. İlk bırakıldıkların
da parlak sarı olan renk daha sonra portakal sarısına dönüşür.
Erginler kışı, yaşadığı bitki artıkları arasında veya korunaklı
yerlerde tek tek ya da gruplar halinde uyku durumunda geçirirler.
94. İlkbaharda havalar ısındığında harekete geçerler. Mart-nisan
aylarında Eşek hıyarı (Ecbalium sp.) üzerinde beslenen erginler,
mayıs-haziran aylarında kültür bitkilerine geçerler.
Dişiler konukçu bitkinin yapraklarının altına 2-50 adetlik kümeler
halinde yumurta bırakırlar.Yılda 2-4 döl verir.
95. • Zarar Şekli:
•Erginleri yaprak, çiçek, meyve, meyve gözlerinde ve genç
sürgünlerde zarar yapar. Yapraklarda beslenmeleri sonucu
delikler oluşur. Yaprak ve sürgün kurumaları görülür.
•Erken fide dönemindeki zararı fazla olursa fide dikimi
yenilenir. Ergin ayrıca Kabak mozaik virüsü (Squash mosaic
virus)’nün vektörüdür.
•Larvalar yapraklarda zarar yapar. Larvaların yapraklarda
beslenmesi sonucu dantel şeklinde bir görünüm oluşur.
•Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygındır.
96. • Zararlı Olduğu Bitkiler:
• Kavun, karpuz, hıyar, kabak, fasulye başta olmak üzere
yonca ve bağda da zarar yapar.
Mücadele Yöntemleri:
Kültürel Önlemler:
• Zararlının popülasyonunu azaltmak amacıyla mayıs
ayından itibaren tarla kontrolleri yapılarak görülen
ergin, larva ve yumurta bırakılmış yapraklar toplanarak
imha edilir.
•Hasattan sonra ise zararlıyla bulaşık sahalardaki bitki
artıkları toplanıp imha edilmelidir.
97. Kimyasal Mücadele
Mayıs ayı ortalarından itibaren kavun, karpuz, hıyar, kabak gibi
bitkiler üzerinde ergin, yumurta ve larvaları aranır. 1 da alanda, 3
farklı sırada 30 m mesafe boyunca bulunan bitkiler kontrol edilir.
15 bitkinin bulaşık olması durumunda ilaçlama yapılır.
Mücadeleye yönelik eşik belirleme sayımları birer hafta ara ile iki
defa tekrarlanmalıdır.