SlideShare a Scribd company logo
1 of 8
Download to read offline
Bu yayında '' If Clauses / Koşul - Şart Cümleleri '' konusunun bir
diğer önemli kısmını inceleyeceğiz arkadaşlar; '' Type 2 ''. Yaygın
olarak kullanılması sebebiyle son derece önemli olduğunu
söyleyebiliriz. Konunun detaylı anlatımı hemen aşağıdadır.
'' Type 2 '' içinde bulunduğumuz anda veya gelecekte olan / olacak bir olayan tam tersini
düşünüp, koşul ileri sürmek ve bu hayali koşulun sonucunu ifade etmek için kullanılır. Bu
sebeple '' hayal ederken kullanılan bir yapıdır '' diye adlandırırsak pek de yanlış olmaz. Bu
nedenle de bu yapıda kullanılacak olan zamanlar, normal zamanlara göre bir derece
daha geçmiş-past olmalıdır. Aşağıdaki örnekleri konunun mantığını kavramak adına
inceleyelim;
Gerçek / Şuanki Durum : I don't have enough time, so I can't go to the cinema.
Yeterli zamanım yok dolayısıyla da sinemaya gidemiyorum.
Type 2 Formu / Şekli : If I had enough time, I could go to the cinema.
( Eğer ) yeterli zamanım olsaydı sinemaya giderdim.
Gerçek / Şuanki Durum : You are ill, so you won't to the party.
Hastasın dolayısıyla da partiye gitmeyeceksin.
Type 2 Formu / Şekli : If you weren't ill, you would go to the party.
( Eğer ) hasta olmasaydın partiye gidecektin.
Yukarıdaki örnekleri incelediğimizde konuşma anında belirtilen durumların aksini, tersini
'' Type 2 '' kullanarak ifade edildiğini görürsünüz. Yani '' Type 2 '' gerçek durumunun tam
tersini hayal ettiğimiz durumlarda kullanılır. İlk örnekteki kişinin yeterli zamanının olmaması,
ikinci örnekteki kişinin de hasta olması gerçektir. Tüm bunlara bağlı olarak da zaman
yetersizliğinden ötürü sinemaya ve partiye gidilememesi de bu koşula bağlı olarak
gerçekleşen gerçek durumlardır.İşte bu noktada kişinin yeterli zamanı olduğunu ve yine
kişinin hasta olmadığını varsaymak bu koşullara bağlı olarak da sinemaya ve partiye gittiğini
düşünmek yani bir anlamda hayal etmek için '' Type 2 '' yi kullanırız.
Fakat bu noktaya lütfen çok dikkat edelim; Zaman ve yapı olarak her ne kadar " Simple
Past Tense / Geçmiş Zaman " kullanılsa da anlam " Present / Geniş Zaman " veya "
Future / Gelecek Zaman" dır.
Görüldüğü gibi gerek '' If '' li cümlede, gerekse ana cümlede '' Simple Past Tense / Geçmiş
Zaman '' yapıları ve formları kullanılmıştır. '' Have '' fiilinin ikinci hali olan '' had '' , '' are ''
fiilinin ikinci hali olan '' were '' yazılmıştır. Yine '' can '' in ikinci hali olarak '' could '', aynı
şekilde '' will '' in ikinci hali olarak da '' would '' yazılmıştır.Buradan yola çıkarak bir formül
elde edecek olursak;
If + Simple Past Tense / Geçmiş Zaman , would - could
=
would - could If + Simple Past Tense / Geçmiş Zaman şeklinde genel bir ifade
yazmamız mümkündür.
If Clause Type 2 ile Kullanılabilen Diğer Zamanlar ve Yapılar / Other Tenses and
Structures Can Be Used with If Clause Type 2
Bu başlık altındaki yapılar ana cümlede kullanılan, '' If '' li yan cümlede kullanılmayanlardır.
Lütfen konunun bu kısmına dikkat edelim.
1. Ana Cümlede Kullanılabilenler / In Main Clauses
1.a '' Would '' ve '' Would be doing '' Kullanımı / '' Would '' and '' Would be doing ''
Usage
'' Will '' in Past - Geçmiş Zaman hali olarak '' would '' hem '' Future Tense '' hem de '' Future
Continuous Tense '' yapılarında kullanılabilir.
If I were rich, I would travel all around the world.
( Eğer ) zengin olsaydım dünyayı dolaşırdım.
( Ancak zengin değilim ve dünyayı dolaşamıyorum )
If we were friends, we would spend much time.
( Eğer ) arkadaş olsaydık daha fazla zaman geçirirdik.
( Ancak arkadaş değiliz dolayısıyla da daha fazla zaman geçirmiyoruz )
If you studied hard, you would pass the exam.
( Eğer ) çok çalıssaydın sınavı geçerdin.
( Ancak çalışmadın, sınavdan kaldın )
If he woke up early, she wouldn't be late to work.
( Eğer ) erken kalksaydı işe geç kalmazdı.
( Ancak erken kalkmadı ve geç kaldı)
If I didn't warn you, you would get married that man.
( Eğer ) seni uyarmasaydım o adamla evlenecektin.
( Ancak uyardım ve o kişiyle evlenmedin )
If the baby weren't hungry, she wouldn't be crying.
( Eğer ) bebek aç olmasaydı ağlıyor olmazdı.
( Ama bebek aç ve şuanda ağlıyor )
If she weren't busy, she would be dealing with something.
( Eğer ) meşgul olmasaydı başka bir şeyle ilgileniyor olurdu.
( Ancak meşgul ve başka bir şeyle ilgilenmiyor )
If Sam didn't tell me the truth, I would be thinking in a wrong way.
( Eğer ) Sam bana geçeği söylemeseydi yanlış bir şekilde düşünüyor olacaktım.
( Ancak doğruyu söyledi ve yanlış düşünmüyorum )
1.b '' Could, Would be able to, Might, Would have to Kullanımı / Usage
Yeterlilik, izin ve olasılık anlamında '' Could, Would be able, Might '', zorunluluk anlamında
ise '' Would have to '' yine ana cümlede '' Type 2 '' de kullanılabilir.
If I knew Spanish, I could understand and help you.
( Eğer ) İspanyolca bilseydim seni anlar ve sana yardım edebilirdim.
( Ancak bilmiyorum dolayısıyla da anlayamıyor ve yardım edemiyorum )
If my parents had some time, they could / would be able to stay with us one more night.
( Eğer ) anne babamın zamanı olsaydı bizimle bir gece daha kalabilirlerdi.
( Ancak zamanları yok ve kalamazlar )
If Friday weren't a public day, we couldn't / wouldn't be able to have a picnic.
( Eğer ) yarın tatil olmasaydı piknik yapabilirdik.
( Ancak yarın tatil değil ve tatil yapamayacaklar )
If you had a master degree, you could / might get the job.
( Eğer ) master derecen olsaydı işi alabilirdin.
( Ancak master derecesi yok ve işi alamıyor. )
If he didn't have a test next week, he could / might join us during the journey.
( Eğer ) gelecek hafta sınavı olmasaydı yolculuk esnasında bize katılabilirdi.
( Ancak sınavı var ve katılamaz )
If my sister didn't have good marks in Geography, she would have to study hard.
( Eğer ) kız kardeşimin Coğrafya'da iyi notları olmasaydı çok çalışmak zorunda kalırdı.
( Ancak notları iyi çok çalışmak zorunda değil )
If Susan didn't have an accident, she wouldn't have to give statement to the police.
( Eğer ) Susan kaza yapmasaydı polise ifade vermek zorunda kalmazdı.
( Ancak kaza yapmış ve polise ifade vermek zorunda )
2. '' If '' li Yan Cümlede Kullanılabilenler / Used in Conditional Sentences
Bu başlık altındakiler ise ana cümlede kullanılmayan, '' If '' li cümlede kullanılanlardır.
Konunun bu özelliğine dikkat etmek gerekir arkadaşlar.
2.a '' To be '' nin Geçmiş Zaman Hali / Past Form of '' To be ''
Bu yapıda '' am, is, are '' Geçmiş Zaman formunda '' was - were '' olarak kullanılır. Tıpkı
önceki konularda bahsi geçtiği gibi. Bunda bir yanlışlık yok. Ancak bütün özneler ile '' were ''
kullanımı daha yaygındır. Yani '' was - were '' farkı önemli değildir.
If I were you, I wouldn't buy this car.
( Eğer ) senin yerinde olsaydım bu arabayı almazdım.
( Ancak senin yerinde değilim bu arabayı da almam söz konusu değil
'' If I were you / Senin yerinde olsaydım '' son derece yaygın olan bir kalıptır.
If I were in your shoes, I would choose the blue one.
( Eğer ) senin yerinde olsaydım mavi olanı seçerdim.
( Ancak senin yerinde değilim dolayısıyla da mavi olanı seçmem söz konusu değil )
'' If I were in your shoes / Senin yerinde olsaydım '' yine yaygın olarak kullanılan, üstteki
kalıpla da aynı anlama gelen bir diğer yaygın ifadedir.
If it weren't rainy tomorrow, we could play football outside.
( Eğer ) yarın yağışlı olmasaydı dışarıda futbol oynayabilirdik.
( Ancak yağmurlu ve futbol oynayamıyorlar )
If I were a rich man, I would go abroad.
( Eğer ) zengin olsaydım yurt dışına giderdim.
( Ancak zengin değilim ve yurt dışına gidemiyorum )
If you weren't ill today, you could spend time with us.
( Eğer ) bugün hasta olmasaydın beraber bizimle zaman geçirebilirdin.
( Ancak hastasın ve beraber zaman geçiremiyorsun)
If he were happy, I would share some news with him.
( Eğer ) mutlu olsaydı onunla bazı haberleri paylaşacaktım.
( Ancak mutlu değil ve onunla haberleri paylaşamıyorum )
If she weren't busy, she could make a dinner for her family.
( Eğer ) bugün meşgul olmasaydı ailesi için akşam yemeği hazırlayabilirdi.
( Ancak meşgul ve yemek hazırlayamaz )
If we were soldiers, we could defend ourselves against the enemy.
( Eğer ) asker olsaydık kendimizi düşmana karşı savunabilirdik.
( Ancak asker değiliz ve kendimizi savunmayoruz )
If they weren't late to the class, the teacher wouldn't get angry.
( Eğer ) sınıfa geç kalmasalardı öğretmen onlara kızmazdı.
( Ancak sınıfa geç kalmışlar ve öğretmen kızmış )
If the world were flat, many conditions and physics laws wouldn't exist.
( Eğer ) dünya düz olsaydı şuanki şartların ve fiziksel kanunların çoğu olmazdı.
( Ancak dünya düz değil, şartlar ve kanunlar var )
2.b Past Continuous Tense / Devameden Geçmiş Zaman ile Kullanımı
'' If '' li yan cümlede, konuşma anında devam eden bir olayın tam tersini düşünerek koşul
cümlesi oluşturmak için '' Past Continuous Tense - were + Fiil+ing '' kullanılabilir.
If I weren't studying lesson, I could watch a film with you.
( Eğer ) ders çalışmıyor olmasaydım seninle bir film izleyebilirdim.
( Ancak şuan ders çalışıyorum dolayısıyla izleyemem )
If the students weren't making a big noise, the teacher wouldn't be angry.
( Eğer ) öğrenciler gürültü yapmıyor olsaydı öğretmen kızmayacaktı.
( Ama öğrenciler gürültü yapıyor ve öğretmen onlara kızıyor )
If my mom weren't cleaning the house, she could go shopping with me.
( Eğer ) annem evi temizlemiyor olsaydı benimle alışverişe gidebilirdi.
( Ancak evi temizliyor ve benimle alışverişe gidemiyor )
2.c '' Could , Had to '' Kullanımı
'' If '' li yan cümlede olasılık, ihtimal, yeterlilik ve zorundalık anlamı katmak için '' Could, Had
to ''kullanılabilir.
If you could come here early, we could spend much time together.
( Eğer ) buraya erken gelebilseydin beraber fazla zaman geçirebilirdik.
( Ancak erken gelmedin dolayısıyla da beraber zaman geçiremedik )
If I could speak a foreing language, I could get the job easily.
( Eğer ) yabancı bir dil konuşabilseydim işi kolaylıkla alabilirdim.
( Ancak yabancı dil konuşamıyorum ve işi de alamıyorum )
If the cats could fly, nearly all of the birds would be hunted by them.
( Eğer ) kediler uçabilseydi hemen hemen tüm kuşlar avlanmış olurdu.
( Ancak kediler uçamıyor dolayısıyla da kuşlar kediler tarafından avlanmıyor )
If I didn't have to stay at home, I could go to the cinema with my friends.
( Eğer ) evde kalmak zorunda olmasaydım arkadaşlarımla sinemaya gidebilirdim.
( Ancak evde kalmak zorundayım ve sinemaya gidemiyorum )
If my father had to go abroad, he would prefer to go by plane.
( Eğer ) babam yurt dışına gitmek zorunda olsaydı uçakla gitmeyi tercih ederdi.
( Ancak yurt dışına gitmek zorunda değil dolayısıyla uçağı tercih etmesine gerek yok )
2.d '' Should '' Kullanımı
'' If '' li yani yan cümlede '' Should '' kullanmak aynı '' Type 1 '' de olduğu gibi olasılığın az
olduğunu belirtir. Yine '' olur da bakarsın.........'' anlamına gelir. Karşılaştırmalı olarak
örneklere bakalım;
If there were an earthquake in Konya, many houses would be destroyed.
( Eğer ) İstanbul'da bir deprem olsaydı bir sürü ev yıkılırdı.
( Ancak Konya'da böyle bir deprem olmadı evler de yıkılmadı )
If there should be an earthquake in Konya, many houses would be destroyed.
( Eğer ) olur da Konya'da bir deprem olursa bir sürü ev yıkılırdı.
( Ancak Konya'da böyle bir deprem olmadı evler de yıkılmadı )
If I were to see Melis, I would pay my debt to her.
( Eğer ) Melis'i görseydim ona borcumu ödeyecektim.
( Ancak onu görmedim dolayısıyla da borcumu ödemedim. )
If I should se Melis, I would pay my debt to her.
( Eğer ) olur da Melis'i görseydim ona borcumu ödeyecektim.
( Ancak onu görmedim dolayısıyla da borcumu ödemedim. )

More Related Content

What's hot

Although however despite
Although however despiteAlthough however despite
Although however despite
pvillacanas
 
Relative Clauses
Relative ClausesRelative Clauses
Relative Clauses
dlazcano
 
If clauses type 1
If clauses type 1If clauses type 1
If clauses type 1
alikemal28
 
Must have to konu anlatimi
Must have to konu anlatimiMust have to konu anlatimi
Must have to konu anlatimi
alikemal28
 
Future tense will konu anlatımı
Future tense will konu anlatımıFuture tense will konu anlatımı
Future tense will konu anlatımı
alikemal28
 
Subjunctive Powepoint
Subjunctive PowepointSubjunctive Powepoint
Subjunctive Powepoint
danagiampaolo
 
5. will be going to ly thuyet
5. will be going to ly thuyet  5. will be going to ly thuyet
5. will be going to ly thuyet
Trang Đinh Văn
 
Possessive pronouns & adjective possessive
Possessive pronouns & adjective possessivePossessive pronouns & adjective possessive
Possessive pronouns & adjective possessive
Henry Kleber
 
Inversion with conditionals
Inversion with conditionalsInversion with conditionals
Inversion with conditionals
marga68
 
Conditional sentences
Conditional sentencesConditional sentences
Conditional sentences
Romanychch
 

What's hot (20)

Mixed conditional
Mixed conditionalMixed conditional
Mixed conditional
 
Although however despite
Although however despiteAlthough however despite
Although however despite
 
So and such
So and suchSo and such
So and such
 
Conditionals
ConditionalsConditionals
Conditionals
 
There is There are
There is There areThere is There are
There is There are
 
Relative Clauses
Relative ClausesRelative Clauses
Relative Clauses
 
If clauses type 1
If clauses type 1If clauses type 1
If clauses type 1
 
Indefinite pronouns
Indefinite pronounsIndefinite pronouns
Indefinite pronouns
 
Third conditional
Third conditionalThird conditional
Third conditional
 
Must have to konu anlatimi
Must have to konu anlatimiMust have to konu anlatimi
Must have to konu anlatimi
 
Future tense will konu anlatımı
Future tense will konu anlatımıFuture tense will konu anlatımı
Future tense will konu anlatımı
 
Subjunctive Powepoint
Subjunctive PowepointSubjunctive Powepoint
Subjunctive Powepoint
 
5. will be going to ly thuyet
5. will be going to ly thuyet  5. will be going to ly thuyet
5. will be going to ly thuyet
 
Possessive pronouns & adjective possessive
Possessive pronouns & adjective possessivePossessive pronouns & adjective possessive
Possessive pronouns & adjective possessive
 
1. konditionaali + if-lause
1. konditionaali + if-lause1. konditionaali + if-lause
1. konditionaali + if-lause
 
The possessive apostrophe presentation
The possessive apostrophe presentationThe possessive apostrophe presentation
The possessive apostrophe presentation
 
Inversion with conditionals
Inversion with conditionalsInversion with conditionals
Inversion with conditionals
 
Relative clause
Relative clauseRelative clause
Relative clause
 
Conditional sentences
Conditional sentencesConditional sentences
Conditional sentences
 
C11 U10 Project the real and unreal conditional.
C11 U10 Project   the real and unreal conditional.C11 U10 Project   the real and unreal conditional.
C11 U10 Project the real and unreal conditional.
 

Viewers also liked (14)

Adjectives stative verbs
Adjectives stative verbs Adjectives stative verbs
Adjectives stative verbs
 
Look, feel,smell,sound,taste like with nouns,adjectives and adverbs
Look, feel,smell,sound,taste like with nouns,adjectives and adverbsLook, feel,smell,sound,taste like with nouns,adjectives and adverbs
Look, feel,smell,sound,taste like with nouns,adjectives and adverbs
 
Seasons
SeasonsSeasons
Seasons
 
Omitting if
Omitting if Omitting if
Omitting if
 
Other tense combinations in if
Other tense combinations in ifOther tense combinations in if
Other tense combinations in if
 
Mixed time if clauses
Mixed time if clausesMixed time if clauses
Mixed time if clauses
 
Implied conditions
Implied conditionsImplied conditions
Implied conditions
 
Adjectives temel 1
Adjectives temel 1 Adjectives temel 1
Adjectives temel 1
 
Clothes
ClothesClothes
Clothes
 
The 1
The 1The 1
The 1
 
Other quantifiers
Other quantifiersOther quantifiers
Other quantifiers
 
The 2
The 2The 2
The 2
 
If clauses
If clausesIf clauses
If clauses
 
Both either neither
Both either neitherBoth either neither
Both either neither
 

More from alikemal28

Countable uncountables
Countable uncountablesCountable uncountables
Countable uncountables
alikemal28
 
Lack of necessity in the past
Lack of necessity in the pastLack of necessity in the past
Lack of necessity in the past
alikemal28
 
Have got has got
Have got has gotHave got has got
Have got has got
alikemal28
 
Be to and be supposed to
Be to and be supposed toBe to and be supposed to
Be to and be supposed to
alikemal28
 
Modals Polite Requests
Modals Polite RequestsModals Polite Requests
Modals Polite Requests
alikemal28
 
Making suggestion
Making suggestionMaking suggestion
Making suggestion
alikemal28
 
Used to & be used to
Used to & be used toUsed to & be used to
Used to & be used to
alikemal28
 
Modals alıştırma exercises 4
Modals alıştırma   exercises 4Modals alıştırma   exercises 4
Modals alıştırma exercises 4
alikemal28
 
Karışık mixed modals
Karışık mixed modalsKarışık mixed modals
Karışık mixed modals
alikemal28
 
Modals alıştırma 2
Modals alıştırma 2Modals alıştırma 2
Modals alıştırma 2
alikemal28
 
Modals alıştırma can must- have to
Modals alıştırma can   must- have toModals alıştırma can   must- have to
Modals alıştırma can must- have to
alikemal28
 
Present perfect tense & simple past tense alıştırma
Present perfect tense & simple past tense alıştırmaPresent perfect tense & simple past tense alıştırma
Present perfect tense & simple past tense alıştırma
alikemal28
 
Simple past past continuous alıştırma 2
Simple past past continuous alıştırma 2Simple past past continuous alıştırma 2
Simple past past continuous alıştırma 2
alikemal28
 
Simple past & past continuous alıştırma
Simple past & past continuous alıştırmaSimple past & past continuous alıştırma
Simple past & past continuous alıştırma
alikemal28
 

More from alikemal28 (17)

Differences of between and among
Differences of between and amongDifferences of between and among
Differences of between and among
 
Quantifiers
Quantifiers Quantifiers
Quantifiers
 
Countable uncountables
Countable uncountablesCountable uncountables
Countable uncountables
 
Lack of necessity in the past
Lack of necessity in the pastLack of necessity in the past
Lack of necessity in the past
 
Have got has got
Have got has gotHave got has got
Have got has got
 
Be to and be supposed to
Be to and be supposed toBe to and be supposed to
Be to and be supposed to
 
Modals Polite Requests
Modals Polite RequestsModals Polite Requests
Modals Polite Requests
 
Making suggestion
Making suggestionMaking suggestion
Making suggestion
 
Mixed modals
Mixed modalsMixed modals
Mixed modals
 
Used to & be used to
Used to & be used toUsed to & be used to
Used to & be used to
 
Modals alıştırma exercises 4
Modals alıştırma   exercises 4Modals alıştırma   exercises 4
Modals alıştırma exercises 4
 
Karışık mixed modals
Karışık mixed modalsKarışık mixed modals
Karışık mixed modals
 
Modals alıştırma 2
Modals alıştırma 2Modals alıştırma 2
Modals alıştırma 2
 
Modals alıştırma can must- have to
Modals alıştırma can   must- have toModals alıştırma can   must- have to
Modals alıştırma can must- have to
 
Present perfect tense & simple past tense alıştırma
Present perfect tense & simple past tense alıştırmaPresent perfect tense & simple past tense alıştırma
Present perfect tense & simple past tense alıştırma
 
Simple past past continuous alıştırma 2
Simple past past continuous alıştırma 2Simple past past continuous alıştırma 2
Simple past past continuous alıştırma 2
 
Simple past & past continuous alıştırma
Simple past & past continuous alıştırmaSimple past & past continuous alıştırma
Simple past & past continuous alıştırma
 

If clauses type 2

  • 1. Bu yayında '' If Clauses / Koşul - Şart Cümleleri '' konusunun bir diğer önemli kısmını inceleyeceğiz arkadaşlar; '' Type 2 ''. Yaygın olarak kullanılması sebebiyle son derece önemli olduğunu söyleyebiliriz. Konunun detaylı anlatımı hemen aşağıdadır. '' Type 2 '' içinde bulunduğumuz anda veya gelecekte olan / olacak bir olayan tam tersini düşünüp, koşul ileri sürmek ve bu hayali koşulun sonucunu ifade etmek için kullanılır. Bu sebeple '' hayal ederken kullanılan bir yapıdır '' diye adlandırırsak pek de yanlış olmaz. Bu nedenle de bu yapıda kullanılacak olan zamanlar, normal zamanlara göre bir derece daha geçmiş-past olmalıdır. Aşağıdaki örnekleri konunun mantığını kavramak adına inceleyelim; Gerçek / Şuanki Durum : I don't have enough time, so I can't go to the cinema. Yeterli zamanım yok dolayısıyla da sinemaya gidemiyorum. Type 2 Formu / Şekli : If I had enough time, I could go to the cinema. ( Eğer ) yeterli zamanım olsaydı sinemaya giderdim. Gerçek / Şuanki Durum : You are ill, so you won't to the party. Hastasın dolayısıyla da partiye gitmeyeceksin. Type 2 Formu / Şekli : If you weren't ill, you would go to the party. ( Eğer ) hasta olmasaydın partiye gidecektin. Yukarıdaki örnekleri incelediğimizde konuşma anında belirtilen durumların aksini, tersini '' Type 2 '' kullanarak ifade edildiğini görürsünüz. Yani '' Type 2 '' gerçek durumunun tam tersini hayal ettiğimiz durumlarda kullanılır. İlk örnekteki kişinin yeterli zamanının olmaması, ikinci örnekteki kişinin de hasta olması gerçektir. Tüm bunlara bağlı olarak da zaman yetersizliğinden ötürü sinemaya ve partiye gidilememesi de bu koşula bağlı olarak gerçekleşen gerçek durumlardır.İşte bu noktada kişinin yeterli zamanı olduğunu ve yine kişinin hasta olmadığını varsaymak bu koşullara bağlı olarak da sinemaya ve partiye gittiğini düşünmek yani bir anlamda hayal etmek için '' Type 2 '' yi kullanırız.
  • 2. Fakat bu noktaya lütfen çok dikkat edelim; Zaman ve yapı olarak her ne kadar " Simple Past Tense / Geçmiş Zaman " kullanılsa da anlam " Present / Geniş Zaman " veya " Future / Gelecek Zaman" dır. Görüldüğü gibi gerek '' If '' li cümlede, gerekse ana cümlede '' Simple Past Tense / Geçmiş Zaman '' yapıları ve formları kullanılmıştır. '' Have '' fiilinin ikinci hali olan '' had '' , '' are '' fiilinin ikinci hali olan '' were '' yazılmıştır. Yine '' can '' in ikinci hali olarak '' could '', aynı şekilde '' will '' in ikinci hali olarak da '' would '' yazılmıştır.Buradan yola çıkarak bir formül elde edecek olursak; If + Simple Past Tense / Geçmiş Zaman , would - could = would - could If + Simple Past Tense / Geçmiş Zaman şeklinde genel bir ifade yazmamız mümkündür. If Clause Type 2 ile Kullanılabilen Diğer Zamanlar ve Yapılar / Other Tenses and Structures Can Be Used with If Clause Type 2 Bu başlık altındaki yapılar ana cümlede kullanılan, '' If '' li yan cümlede kullanılmayanlardır. Lütfen konunun bu kısmına dikkat edelim. 1. Ana Cümlede Kullanılabilenler / In Main Clauses 1.a '' Would '' ve '' Would be doing '' Kullanımı / '' Would '' and '' Would be doing '' Usage '' Will '' in Past - Geçmiş Zaman hali olarak '' would '' hem '' Future Tense '' hem de '' Future Continuous Tense '' yapılarında kullanılabilir. If I were rich, I would travel all around the world. ( Eğer ) zengin olsaydım dünyayı dolaşırdım. ( Ancak zengin değilim ve dünyayı dolaşamıyorum )
  • 3. If we were friends, we would spend much time. ( Eğer ) arkadaş olsaydık daha fazla zaman geçirirdik. ( Ancak arkadaş değiliz dolayısıyla da daha fazla zaman geçirmiyoruz ) If you studied hard, you would pass the exam. ( Eğer ) çok çalıssaydın sınavı geçerdin. ( Ancak çalışmadın, sınavdan kaldın ) If he woke up early, she wouldn't be late to work. ( Eğer ) erken kalksaydı işe geç kalmazdı. ( Ancak erken kalkmadı ve geç kaldı) If I didn't warn you, you would get married that man. ( Eğer ) seni uyarmasaydım o adamla evlenecektin. ( Ancak uyardım ve o kişiyle evlenmedin ) If the baby weren't hungry, she wouldn't be crying. ( Eğer ) bebek aç olmasaydı ağlıyor olmazdı. ( Ama bebek aç ve şuanda ağlıyor ) If she weren't busy, she would be dealing with something. ( Eğer ) meşgul olmasaydı başka bir şeyle ilgileniyor olurdu. ( Ancak meşgul ve başka bir şeyle ilgilenmiyor ) If Sam didn't tell me the truth, I would be thinking in a wrong way. ( Eğer ) Sam bana geçeği söylemeseydi yanlış bir şekilde düşünüyor olacaktım. ( Ancak doğruyu söyledi ve yanlış düşünmüyorum ) 1.b '' Could, Would be able to, Might, Would have to Kullanımı / Usage Yeterlilik, izin ve olasılık anlamında '' Could, Would be able, Might '', zorunluluk anlamında ise '' Would have to '' yine ana cümlede '' Type 2 '' de kullanılabilir. If I knew Spanish, I could understand and help you. ( Eğer ) İspanyolca bilseydim seni anlar ve sana yardım edebilirdim. ( Ancak bilmiyorum dolayısıyla da anlayamıyor ve yardım edemiyorum )
  • 4. If my parents had some time, they could / would be able to stay with us one more night. ( Eğer ) anne babamın zamanı olsaydı bizimle bir gece daha kalabilirlerdi. ( Ancak zamanları yok ve kalamazlar ) If Friday weren't a public day, we couldn't / wouldn't be able to have a picnic. ( Eğer ) yarın tatil olmasaydı piknik yapabilirdik. ( Ancak yarın tatil değil ve tatil yapamayacaklar ) If you had a master degree, you could / might get the job. ( Eğer ) master derecen olsaydı işi alabilirdin. ( Ancak master derecesi yok ve işi alamıyor. ) If he didn't have a test next week, he could / might join us during the journey. ( Eğer ) gelecek hafta sınavı olmasaydı yolculuk esnasında bize katılabilirdi. ( Ancak sınavı var ve katılamaz ) If my sister didn't have good marks in Geography, she would have to study hard. ( Eğer ) kız kardeşimin Coğrafya'da iyi notları olmasaydı çok çalışmak zorunda kalırdı. ( Ancak notları iyi çok çalışmak zorunda değil ) If Susan didn't have an accident, she wouldn't have to give statement to the police. ( Eğer ) Susan kaza yapmasaydı polise ifade vermek zorunda kalmazdı. ( Ancak kaza yapmış ve polise ifade vermek zorunda ) 2. '' If '' li Yan Cümlede Kullanılabilenler / Used in Conditional Sentences Bu başlık altındakiler ise ana cümlede kullanılmayan, '' If '' li cümlede kullanılanlardır. Konunun bu özelliğine dikkat etmek gerekir arkadaşlar. 2.a '' To be '' nin Geçmiş Zaman Hali / Past Form of '' To be '' Bu yapıda '' am, is, are '' Geçmiş Zaman formunda '' was - were '' olarak kullanılır. Tıpkı önceki konularda bahsi geçtiği gibi. Bunda bir yanlışlık yok. Ancak bütün özneler ile '' were '' kullanımı daha yaygındır. Yani '' was - were '' farkı önemli değildir.
  • 5. If I were you, I wouldn't buy this car. ( Eğer ) senin yerinde olsaydım bu arabayı almazdım. ( Ancak senin yerinde değilim bu arabayı da almam söz konusu değil '' If I were you / Senin yerinde olsaydım '' son derece yaygın olan bir kalıptır. If I were in your shoes, I would choose the blue one. ( Eğer ) senin yerinde olsaydım mavi olanı seçerdim. ( Ancak senin yerinde değilim dolayısıyla da mavi olanı seçmem söz konusu değil ) '' If I were in your shoes / Senin yerinde olsaydım '' yine yaygın olarak kullanılan, üstteki kalıpla da aynı anlama gelen bir diğer yaygın ifadedir. If it weren't rainy tomorrow, we could play football outside. ( Eğer ) yarın yağışlı olmasaydı dışarıda futbol oynayabilirdik. ( Ancak yağmurlu ve futbol oynayamıyorlar ) If I were a rich man, I would go abroad. ( Eğer ) zengin olsaydım yurt dışına giderdim. ( Ancak zengin değilim ve yurt dışına gidemiyorum ) If you weren't ill today, you could spend time with us. ( Eğer ) bugün hasta olmasaydın beraber bizimle zaman geçirebilirdin. ( Ancak hastasın ve beraber zaman geçiremiyorsun) If he were happy, I would share some news with him. ( Eğer ) mutlu olsaydı onunla bazı haberleri paylaşacaktım. ( Ancak mutlu değil ve onunla haberleri paylaşamıyorum ) If she weren't busy, she could make a dinner for her family. ( Eğer ) bugün meşgul olmasaydı ailesi için akşam yemeği hazırlayabilirdi. ( Ancak meşgul ve yemek hazırlayamaz )
  • 6. If we were soldiers, we could defend ourselves against the enemy. ( Eğer ) asker olsaydık kendimizi düşmana karşı savunabilirdik. ( Ancak asker değiliz ve kendimizi savunmayoruz ) If they weren't late to the class, the teacher wouldn't get angry. ( Eğer ) sınıfa geç kalmasalardı öğretmen onlara kızmazdı. ( Ancak sınıfa geç kalmışlar ve öğretmen kızmış ) If the world were flat, many conditions and physics laws wouldn't exist. ( Eğer ) dünya düz olsaydı şuanki şartların ve fiziksel kanunların çoğu olmazdı. ( Ancak dünya düz değil, şartlar ve kanunlar var ) 2.b Past Continuous Tense / Devameden Geçmiş Zaman ile Kullanımı '' If '' li yan cümlede, konuşma anında devam eden bir olayın tam tersini düşünerek koşul cümlesi oluşturmak için '' Past Continuous Tense - were + Fiil+ing '' kullanılabilir. If I weren't studying lesson, I could watch a film with you. ( Eğer ) ders çalışmıyor olmasaydım seninle bir film izleyebilirdim. ( Ancak şuan ders çalışıyorum dolayısıyla izleyemem ) If the students weren't making a big noise, the teacher wouldn't be angry. ( Eğer ) öğrenciler gürültü yapmıyor olsaydı öğretmen kızmayacaktı. ( Ama öğrenciler gürültü yapıyor ve öğretmen onlara kızıyor ) If my mom weren't cleaning the house, she could go shopping with me. ( Eğer ) annem evi temizlemiyor olsaydı benimle alışverişe gidebilirdi. ( Ancak evi temizliyor ve benimle alışverişe gidemiyor )
  • 7. 2.c '' Could , Had to '' Kullanımı '' If '' li yan cümlede olasılık, ihtimal, yeterlilik ve zorundalık anlamı katmak için '' Could, Had to ''kullanılabilir. If you could come here early, we could spend much time together. ( Eğer ) buraya erken gelebilseydin beraber fazla zaman geçirebilirdik. ( Ancak erken gelmedin dolayısıyla da beraber zaman geçiremedik ) If I could speak a foreing language, I could get the job easily. ( Eğer ) yabancı bir dil konuşabilseydim işi kolaylıkla alabilirdim. ( Ancak yabancı dil konuşamıyorum ve işi de alamıyorum ) If the cats could fly, nearly all of the birds would be hunted by them. ( Eğer ) kediler uçabilseydi hemen hemen tüm kuşlar avlanmış olurdu. ( Ancak kediler uçamıyor dolayısıyla da kuşlar kediler tarafından avlanmıyor ) If I didn't have to stay at home, I could go to the cinema with my friends. ( Eğer ) evde kalmak zorunda olmasaydım arkadaşlarımla sinemaya gidebilirdim. ( Ancak evde kalmak zorundayım ve sinemaya gidemiyorum ) If my father had to go abroad, he would prefer to go by plane. ( Eğer ) babam yurt dışına gitmek zorunda olsaydı uçakla gitmeyi tercih ederdi. ( Ancak yurt dışına gitmek zorunda değil dolayısıyla uçağı tercih etmesine gerek yok ) 2.d '' Should '' Kullanımı '' If '' li yani yan cümlede '' Should '' kullanmak aynı '' Type 1 '' de olduğu gibi olasılığın az olduğunu belirtir. Yine '' olur da bakarsın.........'' anlamına gelir. Karşılaştırmalı olarak örneklere bakalım; If there were an earthquake in Konya, many houses would be destroyed. ( Eğer ) İstanbul'da bir deprem olsaydı bir sürü ev yıkılırdı. ( Ancak Konya'da böyle bir deprem olmadı evler de yıkılmadı )
  • 8. If there should be an earthquake in Konya, many houses would be destroyed. ( Eğer ) olur da Konya'da bir deprem olursa bir sürü ev yıkılırdı. ( Ancak Konya'da böyle bir deprem olmadı evler de yıkılmadı ) If I were to see Melis, I would pay my debt to her. ( Eğer ) Melis'i görseydim ona borcumu ödeyecektim. ( Ancak onu görmedim dolayısıyla da borcumu ödemedim. ) If I should se Melis, I would pay my debt to her. ( Eğer ) olur da Melis'i görseydim ona borcumu ödeyecektim. ( Ancak onu görmedim dolayısıyla da borcumu ödemedim. )