2. • If = (eğer, -se, -sa) anlamında şart
ifadelerinde kullanılır. If cümleciği cümlenin
başında veya sonunda gelebilir.
ingilizcebankasi.com
3. • If you are bored, you can play a game.
• You can play a game if you are bored.
• (Eğer sıkıldıysan oyun oynayabilirsin)
ingilizcebankasi.com
4. • I will help you if you give me some money.
• If you give me some money, I will help you.
• (Bana biraz para verirsen sana yardım ederim)
ingilizcebankasi.com
5. • If the conditional comes first, you should put
a comma after it.
• (Eğer şart cümleciği önce gelirse, ondan sonra virgül
koymalısın)
• You don’t need a comma if the conditional
doesn’t come first.
• (Eğer şart cümleciği önce gelmezse virgüle ihtiyacın
yok)
ingilizcebankasi.com
6. • If cümleleri öğrenilmesi kolay olması için
gruplandırılmışlardır.
ingilizcebankasi.com
7. if-clauses
Type Kullanımı Genel formülü Örnek cümle
Type 0 Her zaman geçerli
gerçekler
If + present simple,
present simple
If you mix blue and yellow, you get
green.
(Mavi ve sarıyı karıştırırsan yeşil elde
edersin)
Type 1 Şimdiki veya
gelecekle ilgili
muhtemel durumlar
If + present simple,
will
If it is warm tomorrow, we’ll go
swimming.
(Yarın sıcak olursa yüzmeye gideceğiz)
Type 2 Şimdi veya gelecekle
ilgili varsayım, gerçek
dışı durumlar
If + past simple,
would
If I lived in Africa, I would play
with monkeys.
(Afrikada yaşasaydım maymunlarla
oynardım)
Type 3 Geçmişle ilgili
varsayım, gerçek dışı
durumlar
If + past perfect,
would have V3
If you had visited me yesterday, I
would have made you cake.
(Dün gelseydin /gelmiş olsaydın sana kek
yapardım /yapmış olurdum)
ingilizcebankasi.com
8. If - clause Type-1 conditionals
(real present or future)
• Şimdi veya gelecekte olması muhtemel
durumlarla ilgilidir.
ingilizcebankasi.com
If- clause main clause
If + present simple subject + will + V1
If it rains tomorrow,
(Yarın yağmur yağarsa)
If you are hungry,
(Eğer aç isen)
If you visit us this summer,
(Eğer bu yaz bizi ziyaret ederseniz)
we won’t go to the beach.
(sahile gitmeyiz/gitmeyeceğiz)
I will make a hamburger for you.
(sana hamburger yapayım/yapacağım)
we’ll be very happy.
(çok mutlu oluruz/olacağız)
9. If you promise to keep your mouth closed, I’ll
tell you a secret.
(Eğer ağzını kapalı tutacağına söz verirsen, sana
bir sır söylerim /söyleyeceğim)
ingilizcebankasi.com
10. Sue won’t forgive her husband if he doesn’t
apologise to her.
(Eğer ondan özür dilemezse Sue kocasını
affetmez/ affetmeyecek)
ingilizcebankasi.com
11. • If I don’t finish the report by tomorrow, I’ll
get fired.
• (Raporu yarına kadar bitirmezsem,
kovulacağım)
ingilizcebankasi.com
12. • I will explode the dynamites if you don’t
surrender.
• (Teslim olmazsanız dinamitleri patlatacağım)
ingilizcebankasi.com
13. • If the tea is cold, my father won’t drink it.
• (Çay soğuksa, babam onu içmez)
ingilizcebankasi.com
14. If-clause’da present simple yerine anlamına göre
diğer present tense’ler gelebilir:
• Present continuous
• If you are feeling cold, I will take you a
blanket.
• (Üşüyorsan sana battaniye getireyim)
ingilizcebankasi.com
15. • Present perfect simple
• If you have finished the meal, then go to your
room.
• (Yemeğini bitirdiysen o zaman odana git)
• No, I’m still eating.
• (Hayır, hâlâ yiyorum)
ingilizcebankasi.com
16. • Can
• If Tom can run faster, maybe he will win the
race.
• (Daha hızlı koşabilirse, belki yarışı kazanır)
•
ingilizcebankasi.com
17. If-clause’da ihtimalin azlığını belirtmek için
should kullanılabilir.
If our product should break down, we’ll repair it
free.
(Eğer ürünümüz bozulursa onu bedava tamir
ederiz)
Burada should, ürünün bozulma olasılığının
düşüklüğünü gösterir.
ingilizcebankasi.com
18. Should, if kaldırılarak if-clause’un başına
alınabilir.
Should our product break down, we’ll repair it
free.
(Eğer ürünümüz bozulursa onu bedava tamir
ederiz)
ingilizcebankasi.com
19. Ana cümlede will yerine, should, must, may, can
veya emir cümlesi gelebilir.
• If you go to Paris, you should visit the Eiffel
Tower.
• (Eğer Paris’e gidersen, Eyfel kulesini ziyaret
etmelisin)
ingilizcebankasi.com
20. • If Eda forgets her passport at home, she
can’t get on the plane.
• (Eğer Eda pasaportunu evde unutursa, uçağa
binemez)
ingilizcebankasi.com
21. • If you don’t love her, let her go.
• (Onu sevmiyorsan bırak gitsin)
ingilizcebankasi.com
22. • If she is tired, she may not go out tonight.
• (Eğer yorgunsa bu gece dışarı çıkmayabilir)
ingilizcebankasi.com
23. If-clause Type-2 Conditionals
(unreal present or future)
• Şimdiki bir durumla veya gelecekle ilgili gerçek
dışı durumları, yani olmasını beklemediğimiz,
varsayım veya hayali durumları ifade eder.
Hem şart cümlesi, hem sonuç cümlesi şimdi
veya gelecekle ilgilidir.
ingilizcebankasi.com
24. • If clause ifadesinde past simple, ana cümlede
would kullanılır.
• If + past simple, subject + would + V1
ingilizcebankasi.com
25. • If I lived in Africa, I would be black.
• (Eğer Afrika’da yaşasaydım, siyah olurdum)
ingilizcebankasi.com
26. • If she left her husband, she would/might be
happier. But she won’t.
• (Kocasını terketseydi, daha mutlu olabilirdi.
Ama terketmez.)
ingilizcebankasi.com
27. • Eda wouldn’t be so rude if she really loved
you.
• (Eğer Eda seni gerçekten sevseydi böyle kaba
olmazdı)
ingilizcebankasi.com
28. • I would start a language course this year if I
went abroad next year.
• (Eğer gelecek yıl yurt dışına gitseydim bu sene
bir dil kursuna başlardım)
ingilizcebankasi.com
29. Bu yapıda, I, he, she, it özneleriyle was yerine
were kullanılması yaygındır.
• If I were a dolphin, I would do tricks.
• (Eğer bir yunus olsaydım, numaralar yapardım)
ingilizcebankasi.com
30. • We could go on a picnic if today were sunny.
• (Bugün güneşli olsa pikniğe gidebilirdik)
ingilizcebankasi.com
31. Ana cümlecikte, could (yapabilirlik) ve might
(ihtimal) kullanılabilir:
• If my father had a ship, he could travel
around the world.
• (Eğer babamın bir gemisi olsa, dünyayı
dolaşabilirdi)
ingilizcebankasi.com
32. • If you were a politer guy, then I might like
you.
• (Daha kibar birisi olsaydın, o zaman seni
sevebilirdim)
ingilizcebankasi.com
33. If I were you, I would… ile tavsiyede
bulunabiliriz.
You look ill. If I were you, I would see a doctor.
(Hasta görünüyorsun. Senin yerinde olsam
doktoru görürdüm)
ingilizcebankasi.com
34. If clause type 3
(Unreal past conditionals)
Hem şart cümlesi, hem sonuç cümlesi geçmişle
ilgilidir.
Gerçek dışı durumları, yani varsayım ifade eder.
Eleştiride bulunmak veya pişmanlıkları belirtmek
için kullanılır.
ingilizcebankasi.com
35. • If cümleciğinde past perfect (had + V3), ana
cümlede özne + would + have + V3 yapısını
kullanırız. Would yerine yapabilirlik anlamı için
could ve ihtimal anlamı için might
kullanılabilir.
• If + past perfect, would/could/might+have +V3
ingilizcebankasi.com
36. • If you'd been a bit more careful, you wouldn't
have cut yourself.
• (Eğer biraz daha dikkatli olsaydın, kendini
kesmezdin)
ingilizcebankasi.com
37. • If I hadn't missed the interview, I might
have got the job.
• (Eğer mülakatı kaçırmamış olsaydım, işi
alabilirdim)
ingilizcebankasi.com
38. If you had taken my advice, you would have
bought a car and a house already.
(Eğer tavsiyemi dinlemiş olsaydın, çoktan bir ev
bir araba almış olurdun)
ingilizcebankasi.com
39. • If she hadn’t trained enough, she wouldn’t
have reached the top.
• (Yeterince antreman yapmamış olsaydı,
zirveye ulaşmamış olurdu)
ingilizcebankasi.com
40. • Kara Mustafa Paşa could have taken Vienna if
they had given one more chance to him.
• (Eğer ona bir şans daha vermiş olsalardı, Kara
Mustafa Paşa Viyana’yı alabilirdi)
ingilizcebankasi.com
41. • If you had been quick, you wouldn’t have
missed the plane.
• (Eğer daha çabuk olmuş olsaydın, uçağı
kaçırmazdın)
ingilizcebankasi.com
42. • If I had been you, I wouldn’t have left early.
• (Senin yerinde olmuş olsaydım, işten erken
ayrılmış olmazdım)
ingilizcebankasi.com
43. If-clause Type – 0 Conditionals
(general truth)
• Her zaman geçerli genel durumları ifade eder.
Genellikle hem if –clause’da hem main
clause’da present simple kullanılır.
• If + present simple, present simple
ingilizcebankasi.com
44. • If you freeze water, it turns to ice.
• (Eğer suyu soğutursanız, buza dönüşür)
ingilizcebankasi.com
45. • If I eat watermelon, I usually have a
stomachache.
• (Eğer karpuz yersem genellikle karnım ağrır)
ingilizcebankasi.com
46. • If she drinks milk, she always falls asleep.
• (Süt içerse, o her zaman uyuyakalır)
ingilizcebankasi.com
47. • If he gets angry, his face turns red!
• (Eğer kızarsa yüzü kırmızılaşır)
ingilizcebankasi.com
48. • His heart beats faster if he drinks coffee.
• (O kahve içerse kalbi hızlı atar)
ingilizcebankasi.com