Bir İK Duayeni Saide Kuzeyli'nin 21. Peryön İK Kongresinde (05 Kasım 2013) "Bir İK'cıya samimi tavsiyeler ve itiraflar" başlığında gerçekleşen paralel oturumda paylaştığı sunumu.
Büyük zevkle ve eğlenerek kendisini dinlemiştik.
Kongre hakkındaki yazımızı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
http://liderlikruhu.com/blog/quotbir_seye_kendinizi_adadiginizda_artik_geri_vitese_atamazsinizquot_-_21peryon_kongre_izlenimleri
Türkiye'nin nev-i şahsına münhasır en popüler İK ve LİDERLİK blogu...
www.liderlikruhu.com
2. Biz kimiz?
• Tampon bölge: Kurum tutkalı, günah çıkarılan, abi/abla,
güvenilir
• İliştirilmiş İK: Üst yönetimin gözü kulağı, kontrolörü, mesaj
taşıyıcı
• Silahşör: Değişimin sonuçlarına bireysel olarak katlanabilecek
kararlılık ve dayanıklılığı gösteren, değişim ajanlığını doğal
olarak üstlenen, “köyün delisi!”
• Saha komiseri: Yönetmelik ve sistemlerin koruyucusu, katı,
geleneksel, kuralcı, esnek değil, güven yaratır ama çözüm?
• Kokteyl İK’cı: Tüm moda terimleri ve uygulamaları tanıyan,
bol konuşan ama eyleme dönüştüremeyen -bol laf az iş...
• Hanedan: Uzak, güç aralığı yüksek, erk sahibi, seçkinci, insan
içine fazla çıkmayan, odasına zor girilen, çekinilen
05/02/14
2
3. Biz kimiz?
• İç güveysi- Düşük özgüven, yüksek endişe düzeyi, rahatsız,
eğreti bir konum-İK bilmiyor+yönetim /uygulama deneyimi
sınırlı, ama öğrenemeyecek kadar savunmacı,içine kapalı ve
mutsuz
• Stepford kadını: Verdiği izlenim steril/plastik bir kalıp.
Mükemmel görünüyor, duygularını gerçek düşüncelerini
saklıyor, ulaşmak zor, sorunların ortalığa düşürülmesi tabu
• Nostaljik: “Bizde eskiden hiç böyle yapılmazdı, nerdeeee eski
yönetim, benim eski şirketimde....”Yitip giden geçmişe özlem,
eski başarıları hüzünle yadetme, bu günle yüzleşememe
• Diplomat simyacı: Uzlaşıcı+iş bitirici+esaslı duruşçu+iletişim
üstadı, somut değer yaratır, yol sorar, yol gösterir, reform da
devrim de yapar, ama iş bitirir! İş güvencesi/cebi ile vicdanı
arasında sıkışmaz...Helal olsun! dedirten
4. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• “Rekabet avantajı sağlayan mı/günlük yangın söndürücü
mü?” arasında yol arayanlar, tükenenler
• İş stratejilerine göre holistik İK stratejisi/mimarisi peşine
düşenler
• Yönetimden korkanlar, hayır diyemeyenler,net
evetlerden kaçanlar
• İş okur –yazarlığı- temel muhasebe, finans, pazarlama,
teknoloji bilgisine sahip olanlar, olmayanlar
• Dinlemeyenler, sormayanlar, merak etmeyenler,
okumayanlar
• “Kral çıplak” diyebilenler, “siyaseten doğru”cu
olmayanlar, ya da nabza göre şerbet, duruma göre
pozisyon alanlar
5. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• İş dünyasına İK diğer temel iş alanlarına göre daha “taze”
gibi geliyor-insanlık tarihi kadar eski olsa da!
• Söylemesi çok kolay değil ve kulağa biraz tercüme, biraz
uydurma gibi geliyor
• İK fonksiyonunun varlığının sadece “insan” a borçlu
olduğunu unutarak sistem/süreç odaklılık ile sistem
kurmadan işi “ilişkisel” yürütme arasında gidip-gelmeler
yaşanıyor
• İK gerekli değildir, her yönetici kendi İK’sını yönetir-İK
departmanı sadece operasyonel işleri ve temel kuralları
üstlenir diyenlere ne demeli? Belki de dememeli!
05/02/14
5
6. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• İç huzursuzluğu daha “kaynak” ta başlıyor-insan kaynak
mı/tüketilip kenara atılacak bir araç mı ? (Hiç eczacı
kelimesinin tartışıldığını duyan var mı?)
• Kurumsal tanıtım, reklam, idari işler, PR ile karıştıranlar
oluyor-hala!
• Futbol, reklam, sanat, siyaset, kadın gibi çok “anlayanı” ve
çok daha az “bileni” var
• Çocuklar, sorulunca “polis, doktor, anne, itfaiyeci ve
öğretmen olmak istiyorum” diyorlar- ama “ben insan
kaynakçı olacağım” diyeni duyan var mı?
05/02/14
6
7. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• Kadınların daha çok tercih ettiği bir meslek gibi duruyor -bu da
erkek egemen iş hayatında, mesleğimizin “soft” luk algısını
daha da kuvvetlendiriyor olabilir
• Sosyal bilimciler tarafından ne ölçüde araştırıldığı bir başka
soru. Veriler ne derece uygulamalara katkı sağlıyor? Hangi
şirket bir araştırmaya sponsor oluyor?
• İş alanlarından gelenler/kafası matematiğe/bütçeye/finansa
basan denilenler/mühendis kökenli olanlar sanki daha fazla
öne çıkabiliyor
05/02/14
7
8. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• Hala muhasebenin bir alt bölümü ile Mutluluk Departmanı/İş
Destek‘e kadar geniş bir yelpazenin farklı renklerinde faaliyet
gösterebiliyor
• Her tür işletmede bir şekilde İKY yapılıyor-merdiven altı
atölyelerde bile
• Ancak, birbirine çok benzeyen kurumlarda/sektörlerde bile
insan kaynakları politika ve uygulamaları birbirlerine benzer
değil, standartlar nerede?
• Şirketin kültürü ve yönetim iklimine göre; güç ve otorite
merkezi, ya da ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabilen arada
sıkışmış bir “ezik” birim olabiliyor!
05/02/14
8
9. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• Şirketleri bağımsız kuruluşlar finansal olarak denetlerken,
insan kaynakları yönetimine periyodik ve bağımsız olarak
“bakan” yok
• Bakılsa bile, denetim sonuçlarına göre gerekecek değişimi kim
yapacak?
• Şirketlerde “devrim” gibi değişimlerin en kritik oyuncuları İK
cılar olabiliyor, bazen de değişime ayak direyenlerin elebaşı...
• İK yaptığı işlerle eğer içini dolduramazsa, bir araba dolusu
“havalı” kavram hiç “işe yaramıyor”-stratejik ortak, stratejik
oyuncu, kök iş alanı, kurum markası-esneme etkisi...
05/02/14
9
10. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• Global kurumlardan gelenlere, batıyı önemseyen
kültürümüzün de katkısı ile daha fazla “güven” duyulabiliyor
• Aile /patron şirketlerinden gelenlerin de profesyonel
endazelerinin sarsılmış ve mesleki birikimlerinin kısıtlı
olabileceği; ancak “dayanıklılıklarının” yüksek olduğu
düşünülebiliyor
• Bunun bir uzantısı, hep benzer parkurdan gelen İK’cılar talep
görüyor, İK’cı arayanlar farklı profillere şans vermiyorlar
05/02/14
10
11. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• İK’cılar yaptıkları takdir edilmediğinde, üzerinde çok
çalıştıkları projeler kabul edilmediğinde, Genel Müdür/iş
alanları yöneticileri/çalışanlardan şikayetler geldikçe
dedikodu, eleştiri, karşı saldırı yapabiliyorlar
• Eksiklik duygularımıza gem vurup, kaçımız savunma
yapmadan, duygularımızla değil, somut verilere dayanarak
insana değil, olaya ve soruna yönelebiliyoruz?
05/02/14
11
12. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
• İK’cılar şirketinin ne yaptığını, neyi yapamadığını, neden
yapamadığını, hedeflerini, sorunlarını rakamlarla besleyerek
ne ölçüde anlatabiliyor?
• Bu analizi yaptıktan sonra piyasa, rekabet, müşteri
dinamiklerine refleks verecek İK politika ve sistemleri ne
derecede “re’sen” önerebiliyor, ikna etmeye çabalıyor ve
başlatabiliyor?
• Başlatamazlarsa yeniden kurgu yapıp, yine kapıları
aşındırıyorlar mı?
05/02/14
12
13. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
Türk iş kültüründe çalışanlar ve yöneticiler:
rahat ilişki kurabileceği,
kapıyı açıp girebileceği,
planlama, ilke ve prosedür takıntısı olmayan,
jargonsuz konuşan,
işi bir şekilde halleden insan kaynakçıyı seviyor
05/02/14
13
14. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
Tepe yönetimi/hissedar:
• Aile şirketlerindeki kuşaklar ”narsisizm”, “küçük olsun benim
olsun”, ”her şeyi ben bilirim” ve “profesyonellere yönetimi
bırakamam” yaklaşımı ile İK’ya zurnanın son deliği olarak
bakabiliyor.
05/02/14
14
15. Bizi, mesleğimizi nasıl görüyorlar?
Tepe yönetimi/hissedar böyle bakmasa bile;
•canı istediğinde hırpalayacağı, ama fazla alıngan olmayan
•anlamadığı kavramlarla konuşmayan-havalı olmayan
•sormadan karar almayacak ama “bana neden soruyorsun?”
diyebileceği
•kendini iş alanları ile aynı seviyede görmeyecek,
•gerektiğinde çalışanlarla ilgili bilgi taşıyacak,
•kendi parasını harcıyormuşçasına dikkatli olacak,
•sonuçlarını hemen görebileceği eğitim programı ve İK sistemlerini,
hem de danışmana para vermeden kuracak İK’cı istiyorlar
05/02/14
15
16. 20‘ye yakın paydaşı ile yoğun ilişki yönetimi ve esneklik
gerektiren, başarısı zor teslim edilen bir iş alanı !
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İşveren-Hissedar
Çalışanlar
Çalışanların aileleri
İş arayan adaylar
İş başvuruları red edilenler
Emekliler ve aileleri
Ayrılan çalışanlar
İnsan Kaynakları Fonksiyonu
Yönetim Ekibi
Seçme ve yerleştirme şirketleri
05/02/14
•
•
•
•
•
•
•
Kamu Kuruluşları-İşkur, Çalışma
Bakanlığı, Sosyal Güvenlik
Kurumu v.b.
Sendikalar
Eğitim kurumları ve
akademisyenler
Taşeron firmalar
Danışmanlar
Kariyer siteleri
Medya
16
17. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Doğru stratejiler geliştirmek için “yapmak” bizi meşgul,
önemli kılıyor gibi de olsa, durup, sakinleşip düşünmeliyizbulutlara bakma lüksü
• Somut veri ve bir sürü bilgi toplayıp, yorumlamadan karar
vermemeli- evet/hayır çıkmazından çıkabilmek
• Korkma en güçlü ve ilkel insani duygu-bununla başa çıkmanın
çaresi korku kaynağının üstüne gitmek-nasıl için bakınız ilk 2
madde..
• Kurallar ve İK mimarisi değiştirilmek için yapılmıştır-zamana,
koşullara uymak gerek. Hep aynı görüşü, aynı kararlılık ve
aynı heyecanla kaç sene satabiliriz?
05/02/14
17
18. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Biz nerde yanlış yapıyoruz demeyecek kadar savunmacı ya da
kibirli miyiz?
• Başarılı mıyız, değil miyiz? Kaçmadan yüzleşme de bir yetkinlik
• Başarısızlıkları “görmezden gelme” alınabilecek dersleri,
kazanımları engelliyor, iyileştirme ve geliştirme çabalarının
maliyetini arttırıyor
19. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Medya, İK Zirveleri, Kariyer Günleri, Üniversite Panelleri,
kitaplar, kurumsal internet siteleri, sertifika programları- ders
alınabilecek ve düş kırıklığı yaratan uygulamaları sormuyor,
sorgulamıyor kimse de anlatmıyor.
• Başarısızlığın haber değeri yok
• Şirketler İKY uygulama ve politikalarını PR amaçlı kullanıyormakyajlı ve abartılı görüntü yayınlıyorlar
• Şirketler sıkıntı ve tökezlemelerinin “zafiyet” olarak
algılanacağını düşünüyor
20. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Aynı sektördeki şirketler arasında dayanışma sınırlı- İK da
daha da az iletişim var
• Aynı grup şirketleri bile bilgi paylaşımında hasisler, hatta
Holding ve şirketler arasında güç kavgası var
• Akademik üretim yetersiz- kurumlar araştırma siparişi
vermiyor, akademik dünya uygulamayı takip etmiyorkurumlara destek kısıtlı
• İK’cılar da ölçerek, araştırarak hatalarını tepe yönetime
aktaramıyorlar- talep de zaten yok
• En önemlisi İKY sahaya hükmen yenik çıkıyor ama bu örtbas
ediliyor!
21. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Kurumun kültür değişim elçisi olarak kendinizin atamasını
yapın!
• Herhangi, bir girişimden önce artık içimize fenalık verse de
“paydaşlar” a yine de ikna turları yapmak, dinlemek,
bıkmadan anlatmak –Diplomat simyacı olabilmek...
• Her ne yapacaksak bunu tek başına ortada sallanan bir heves
gibi göstermemek, ana stratejimize bağlamak, rakamsal çıktı
ve kazanımları satabilmek
• Ekip kurabilmek ve koruyabilmek-adayları “küçük”ken bulup,
yanımıza almak, yetiştirmek- ağaç yaşken eğilir
05/02/14
21
22. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Aşırı demokrasi hevesi kadar, otoriter iş ortamları da “rot”u
çıkarabiliyor
• Ekip üyelerinize hem sadakatle hizmet etme, hem isyan etme
hürriyeti verin
• Diğerleri ne yapıyor merakı, bizde de olsun yarışmacılığına
dönmemeli
• Genel müdüre/hissedara/yönetim kuruluna /üst yönetime,
“İK dan bir şeycikler anlamıyorlar/ben gösteririm onlara/ben
bunlara fazlayım” türü serzenişler yerine somut kazanımları
anlatmak-ve yine anlatmak....
05/02/14
22
23. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Dünya trendlerini ciddiye almak
• Ekonominin çırpınmaları, sonuçta İK’nın kapısında bitiyorTürkiye’nin dinamiklerini “düşünmek”
• Sosyal medya ağlarını örüyor-kaçış yok… Hele işe alımda ve
yıldırım hızlı iletişimde
• Harflerle tanımlanan jenerasyonlar iş-özel yaşam dengesine
saygı istiyor
• İK fonksiyonunun da verimliliğini, katma değerini
ölçümlemek- giderek daha çok ölçüm ve standardizasyona
ihtiyaç oluşuyor
• Reklam kokan bir imaj ve yapmacık bir etik duruş için bile olsa
sosyal sorumluluk artık bir gündem maddesi ve İK bunun
05/02/14
23
neresinde, ne kadar olacak sorunsalı karşımızda
24. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Dünya tek pazarmış gibi globalleşme normalleştikçe, dini,
siyasi ve etnik kökenli çıkmazlarda gizliden gizliye adeta
bir 3. Dünya savaşı sürüyor-İK bunu ne kadar takip ediyor?
• Şirketler performansı yönetmeye çırpınıyor-İK bunun
neresinde?
• “Bir de işsizlik var deniliyor, ama düzgün aday
bulamıyoruz!” sorunu
• Ülkemizin değişen politik, sosyal örgüsü- değişen iş
gücüne İK nasıl cevap verecek-kendi şirketini nasıl
konumlayacak?
05/02/14
24
25. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• İnsan gücünü değer olarak korumak
– Yaşam boyu öğrenmelerini nasıl sağlarız?
– Uzmanları, geleceğin lider adaylarını, fark yaratacak
yetenekleri sadece işe almakla kalmayıp,
kaybetmemek
• Yüksek performansı koruyabilmek
– Performansı ölçebilecek sistemlere sahip olabilmek
– İşe alım sürecini, “tıkır tıkır” işletebilmek
– İşten “kaytarmaları” azaltabilmek
05/02/14
25
26. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
• Kurumsal kültür
– Sıcak, dostlukların “sahiden “gelişeceği iş ortamları
yaratabilmek
– Kurumsal yönetişim ilkelerini uygulayabilmek
• Verimliliği arttırmak ve maliyetleri rasyonel yönetmek
05/02/14
26
27. Son sözler
Kim ki İK da çalışır ve:
• “Neyi, ne kadar sayıda ve zamanda ve kimle yaptığı” ile değil
de, “neyi gereken ve istenen ve ona da doğru gelen” şekilde
sonuçlandırdığı ile başarısını ölçerse, yani değer katarsa
• Kendisinden talepte bulunan iç/dış müşterisine hizmeti zul
kabul etmezse
• Müşterisini mest etmekle, müşteri karşısında ezilmeyi
birbirine karıştırmazsa
• Kurumunun nasıl para kazandığını anlar, nasıl kaybedeceğinin
de bilincinde olursa ve , bu yarışta bilgiye dayalı fikri olursa
05/02/14
27
28. Son sözler
• Karar alma masalarında ve değişim travmalarında
saklanmazsa, korkmadan düşüncesini ve değerlendirmelerini
paylaşırsa -bunun için ev ödevini ve ilişki yönetimini yaparsa
• Öncelikle kurumun yüksek performans gösteren en iyilerini
ve de en sorunlu olanlarını tespit etmeyi hedeflerse,
• İK yönetiminin sadece havalı guruların öngörüleri ve
kavramların ışıltısını değil, etkin idari ve operasyonel
yönetimini de içerdiğinin farkında olursa
Başı dik bir İK’ cıdır ve bir uzmanlık alanından öte bir
mesleği vardır!
05/02/14
28