2. Mitoz ya da mitosis,
bir hücrenin kendi genomunu eşleyerek iki
yavru hücre şeklinde bölünmesidir.
Genellikle ardından sitoplazma ve hücre
zarının bölünmesi olan, sitokinez gelir. Bunun
sonucu olarak, organelleri ve diğer hücre
elemanları eş olan iki kardeş hücre oluşur.
Mitoz ve sitokinez hücre
döngüsünde M harfiyle gösterilen mitozu
tanımlar.
3. Hücreler içeriklerini iki katına çıkararak
ve ikiye bölerek çoğalırlar. Bu süreç
HÜCRE SİKLUSU (DÖNGÜSÜ) olarak
adlandırılır.
4. Prokaryotlar organizazyon bakımından
ökaryotlara göre daha basittir.
Önce replikasyona uğrar ve daha sonra
kromozomun her bir kopyası hücre
membranının farklı bölgesine tutunur.
Hücre uçlardan çekilmeye başlayınca
orjinal ve kopya kromozomlar
ayrılırlar.Sitolazmanında ikiye ayrılmasıyla
(sitokinez) genetik içerik bakımından
tamamıyle birbirinin aynı olan iki yeni hücre
meydana gelir ( düşük oranda da olsa) eğer
kendiliğinden mutasyon olmadıysa)
5. Ökaryotlarda
hücre siklusu çok
daha karmaşıktır
ve 4 farklı
fazdan oluşur.
6. G1 Evresi:
G1 evresi; moleküllerin ve hücre içi yapıların
yoğun olarak sentezlendiği evredir.Bu evrede
ribozom,mitokondri,golgi gibi sitoplazmik
organellerin sayısı 2 katına çıkar,çeşitli
enzimler ve proteinler sentezlenir.Hücre de
büyüme ve hacim artışı gözlenir.Ayrıca
sentezlenen bazı sitoplazmik proteinlerden
sentrozom organelinde “mikrotübüller”
oluşur.
7. G1 Evresi:
Bölünme sırasında bu mikrotübüller iğ
ipliklerini meydana getirir.Kısaca G1 evresinde
hücrede büyüme, enzim sentezi, ATP sentezi,
sentrozomun eşlenmesi, protein sentezi gibi
bir takım metabolik faaliyetler gerçekleşir.
8. S evresi:
DNA’nın kendini eşlemesi (replikasyon) bu
evrede gerçekleşir.Bu evrenin sonunda
kromozom sayısı iki katına çıkmıştır.S
evresinde hücre büyümesi devam eder.
9. G2 Evresi:
Hücre bölünmesi için gerekli son hazırlıkların
tamamlandığı evredir.Hücrede protein
sentezi artar.Aynı zamanda çekirdek ve
sitoplazma bölünmesi için gerekli yapılar
oluşturulur. G2 evresinde hücre daha çok
büyür ve mitoza hazır hale gelir.
10.
11. Bu evrede kromozomlar
kardeş kromatitler
şeklinde belirgin hale
gelene kadar kısalıp
yoğunlaşır. Hücre
iskeletinin çoğu yeniden
düzenlenir. Mitoz
mekiği oluşmaya başlar.
12.
13. Nukleus zarı parçalanır
ve mitoz mekik yapısı
tamamlanır. Mitoz
mekiğinde 3 çeşit
mikrotübül vardır:
Aster,kinetokor ve polar
mikrotübüller.
14.
15. Bu evrede artık
sentriyoller hücrenin zıt
kutuplarındadır.
Kinetokorlarından iğ
ipliklerine tutunan
kromozomlar hücrenin
ekvator düzleminde
(metafaz plağı) dizilir.
16.
17. Bu evrede kardeş
kromatitler birbirinden
ayrılır.Artık kromatitler
kendi sentromerlerine
sahip bağımsız bir
kromozom haline
gelmiştir ve kardeş
kromozom olarak
adlandırılırlar.
18. Kinetekora bağlı iğ
ipliklerinin boyunun
kısalmasıyla kardeş
kromozomlar hücrenin zıt
kutuplarına doğru gitmek
için harekete
geçer.Kinetekora bağlı
olmayan iğ ipliklerinin
hareketi ise hücrenin
boyunun uzamasını sağlar
ve kromozom hareketine
katkıda bulunur.
19.
20. Kromozomlar kromatin
ipliklerine dönüşür.
Çekirdek zarı ve
çekirdekçik yeniden
oluşur.
İğ iplikleri yeniden
meydana gelir.
21.
22. Açıklandığı üzere mitoz,çekirdek
bölünmesidir ve bölünme sırasında kardeş
kromatitler yavru hücrelere ayrılır.Sitokinez
ise,sitoplazmanın yavru hücrelere bölünmesi
olayıdır.Bitki hücrelerinde çekirdek bölünmesi
hayvan hücrelerinde olduğu
gibidir.Ancak,sitoplazma bölünmesi farklı bir
şekilde görülür.
23.
24. Hayvan hücrelerinde, sitoplazma ekvator
bölgesinde karşılıklı iki taraftan dıştan içe
doğru, bölünme oluğu oluşturarak
boğumlanmaya başlar.Boğumlanma ana
hücrelerin ikiye bölünerek birbirinden
tamamen ayrılmış iki hücre oluşturmasına
kadar devam eder.Sonuçta bir hücreden aynı
sayıda kromozoma ve kalıtsal bilgiye sahip iki
yavru hücre meydana gelir.Oluşan hücreler
ana hücreden küçüktür.
25.
26. Bitki hücrelerinin sitokinezinde boğumlanma
yoktur.Bunun yerine hücrenin ortasında golgi
cisimciği tarafından oluşturulan ara plak (orta
lamel) yer alır.Ara plak,hücrenin ortasından
kenardaki ana hücre duvarına doğru
kalınlaşmaya başlar.Kalınlaşma ana hücrenin
duvarına ulaşıncaya kadar devam
eder.Bundan sonra her bir yavru hücre,kendi
çevresinde yeni bir hücre duvarı yapmaya
başlar.
27. Yeni yavru hücreler büyüdükçe eski hücre
duvarı parçalanır ve yavru hücrelerin hücre
duvarı ana hücre duvarı haline geçer.Sonuçta
ana hücrenin bütün özelliklerini taşıyan iki
yavru hücre oluşmuş olur.
28. Hücre siklusunun aşamaları arasındaki
geçişler korunmuş bir düzenleme
mekanizması (“checkpoints” sistemi)
tarafından kontrol edilir. Bu mekanizma
sadece hücre siklusunun farklı olaylarını
kontrol etmez aynı zamanda hücre
çoğalmasını kontrol eden hücre dışı
sinyallerle hücre siklusu arasındaki ilişkiyi de
sağlar.
29. Hücre döngüsünün doğru işleyebilmesi için
G1,G2 ve M noktalarında siklinler ve siklin
bağımlı kinaz molekülleri bulunur. Siklin
bağımlı kinazların aktifleşmesiyle oluşan
sinyaller döngüsünün başlamasını ve
sürdürülmesini sağlar.
30.
31. Vücudumuzda bulunan tüm organ ve dokular bir düzen
içinde çalışır. Bunları oluşturan hücreler de benzer şekilde
belirli bir düzen içinde büyür, bölünerek çoğalır ve ölür.
Vücudumuzdaki normal hücrelerin çoğalması sırasında
kontrol mekanizmalarının kaybolması anormal hücrelerin
oluşmasına neden olur. Kontrol dışı çoğalma gösteren, çevre
dokulara ve uzak organlara yayılma özelliği gösteren
anormal hücre topluluklarına genel olarak kanser denir.
Sağlıklı vücut hücreleri (kas ve sinir hücreleri hariç)
bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Ölen hücrelerin
yenilenmesi ve yaralanan dokuların (vücut içi ve dışındaki)
onarılması amacıyla bu yeteneklerini kullanırlar. Fakat bu
yetenekleri de sınırlıdır. Sonsuz bölünemezler. Her hücrenin
hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir
hücre gerektiği yerde ve gerektiği kadar bölüneceğini bilir.
32. Buna karşın kanser hücreleri, bu bilinci kaybeder, kontrolsüz
bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Kanser hücreleri birikerek
tümörleri (kitleleri) oluştururlar, tümörler normal dokuları
sıkıştırabilirler, içine sızabilirler yada tahrip edebilirler. Eğer
kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan yada lenf
dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler.
Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam
ederler. Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması
olayına metastaz adı verilir.
Kanser hücreleri devamlı bölünür ve çoğalır. Bu nedenle normal
hücrelerdeki gibi belli bir programları yoktur. Normal hücreler
belli bir zaman görevlerini yerine getirdikten sonra programlı
olarak ölür ve yerlerini aynı dokudan olan yeni hücrelere bırakır.
Kanser hücreleri ise bunun tam tersi, ölmek yerine çoğalarak,
normal hücrelerin gereksinimleri olan beslenme kaynaklarını
tüketir ve bulundukları organların işlevlerini de bozabilirler.
33. Kanserin Sebepleri Nelerdir?
Kanserin sebebi henüz kesin olarak bilinmemektedir. Kanser hastalığı için
iki grup risk faktörü vardır. Kanser için risk faktörleri yaşam şekillerine,
yaşa, cinsiyete ve aile öykülerine bağlı olarak değişir. Bir başka risk grubu
ise çevresel faktörlerdir. Bu çevresel faktörler şunlardır;
1) X-ışınları, gama ışınları, radyoaktif maddelerden yayılan partikül
radyasyonları ve ultraviyole ışınları gibi iyonize edici radyasyonlar kansere
zemin hazırlamaktadır. Bu radyasyonların etkisi altında doku hücrelerinde
oluşan iyonlar yüksek derecede reaktif olduklarından DNA zincirlerini
kopararak mutasyona sebep olmaktadır.
2) Bazı kimyasal maddelerin mutasyon potansiyeli yüksektir. Mutasyona
neden olan kimyasal maddelere kanserojenler denir. Anilin boya türevleri,
sigara dumanındaki çok sayıdaki kimyasal, metilmetakrilat, asbest, silika
tozları, kömür ve alçı tozu bunlara örnektir. Günümüzde toplumda en
büyük sayıda kansere neden olan kanserojenler sigara dumanında
bulunmaktadır.
34. 3) Fiziksel olarak tahriş edici maddeler de kansere neden olmaktadır.
Dokuda oluşan harabiyet hızlı bir mitoz faaliyetiyle tahrip olan hücrelerin
yerine yani hücreler oluşturur. Mitoz ne kadar fazla ve hızlı olursa
mutasyon riski o kadar artar. Bu tür fiziksel etmenler arasında (dudak
ısırma, saçla oynama, ben (nevus) koparma), yara kabuklarıyla oynama,
bazı tahriş edici gıdaların aşırı ve sık tüketimi sayılabilir.
4) Bir çok ailede kansere yakalanmaya karşı güçlü bir kalıtsal eğilim vardır.
Bu olay belki de bir çok kanser tipinde kanserin oluşmasından önce birden
fazla mutasyona ihtiyaç olduğu gerçeğininden kaynaklanmaktadır.
Kansere özellikle yatkınlığı olan bu ailelerin kalıtsal genomlarında bir veya
daha fazla mutasyona uğramış gen bulunmaktadır. Bu yüzden böyle
şahıslarda kanser büyümeye başlamadan önce çok daha az sayıda ilave
mutasyon olması, kanseri başlatmak için yeterlidir.
5) Kanser oluşumunda viral faktörlerin etkisi de vardır.
35.
36. Mayoz Bölünme bir diploit ökaryotik hücrenin bölünerek
genelde gamet olarak adlandırılan haploit hücrelere
bölündüğü hücresel bir süreçtir.
Mayoz Bölünme eşeyli üreme için gereklidir ve bu yüzden
eşeyli üreyen tek hücreli organizmalar da dâhil
tüm ökaryot hücrelerde görülür. Özellikle
Bdelloid rotiferlerin içinde bulunduğu birkaç ökaryot mayoz
yeteneklerini kaybedip partenogenezle ürerler. Mayoz
eşeysiz mitotik bölünmeyle üreyen arkealarda ya
da prokaryotlarda meydana gelmez
Mayoz sırasında kromozom içinde paketlenmiş olan
uzun DNA segmentlerinden oluşan diploit üreme
hücresinin genomu DNA replikasyonundan sonra iki
bölünme geçirerek gamet olarak adlandırılan haploit
hücreleri oluştururlar.
37. Her gamet kromozomların bir setini ya da orijinal hücrenin
genetik içeriğinin yarısını içerir. Oluşan bu haploit hücreler diğer
cinsin haploit hücreleriyle ya da döllenme sırasında yeni bir hücre
olan zigotuoluşturmak için birleşebilirler. Bu yüzden mayozun
bölünme mekanizması döllenme sırasında birleşen iki genom ile
eşteş bir olaydır çünkü herebeveynden gelen kromozomlar
mayoz sırasında genetik rekombinasyona uğrarlar. Dolayısıyla
her gamet ve sonuç olarak her zigot kendiDNA'sında kendine
özgü bir İz/Tasarım taşıyacaktır. Diğer bir değişle, mayoz ve eşeyli
üreme genetik varyasyonu oluşturur.
Mayoz, kromozomların yeniden dağılımını gerçekleştirmek için
mitoz sırasında gerçekleşen aynı biyokimyasal mekanizmaları
kullanır. Mayoza özgü birçok özellik bulunmaktadır. Bunlardan en
önemlisi homolog kromozomlar arasında meydana gelen
eşleşme ve genetik rekombinasyondur.
38.
39. Profaz I DNA ipliklerinin kısalıp
kalınlaşmaya başlaması ile başlar. Bu evre
sınırları kesin olmayan 5 evreye ayrılıp
incelenir. Bu evreler;
Leptoten: Kromozomların
mikroskopla seçilebildikleri andan itibaren
başlar. İki eş kromatit birbirine sarılı halde
bulunur.
Ayrıca kromatinler üzerinde kromomer de
nilen ve koyu boyanan bölgeler fark edilir.
Zigoten: Biri anneden diğeri babadan
gelen ve birbirlerine benzeyen homolog
kromozomlar yan yana gelerek eşleşmeye
başlarlar Bu eşleşme bir uçtan diğer uca
doğru devam eder. Bu evrede her biri
iki kromatif taşıyan iki kromozomun yan
yana durmasıyla sanki canlı n sayıda
kromozom taşıyormuş görülür. Görülen bu
yapıya tetrat denir.
40. Pakiten: Homolog kromozomların eşleşmesi tamamlanır ancak
kromozomlar kısalmaya devam eder. Ayrıca bu
evrede mitozdan farklı olarak tetratlar arasında genetik madde
alışverişi olur. Buna krossing-over denir. Bu olay homolog
kromozomların birbiri üzerine çakışan (kiyazma "chiasma")
kısmında gerçekleşir
Diploten: Kromozomların sentromerleri ayrılmamıştır.
Dört kromatit için ikisentromer vardır. Tetrat'taki homolog
kromozomlar birbirinden ayrılmaya başlar.
Ancak kiyazma bölgelerinde ayrılma olmaz ve kiyazmalar uca
doğru kaymaya başlar.
Diakinez:Kromozomlar son halini
alır. Çekirdekçik kaybolur. Çekirdek zarı parçalanır.
41.
42. Homolog
kromozomlar
ekvatoral plak
üzerinde karşılıklı
dizilirler. Her
kromozom
sentromeri ile iğ
ipliklerine
tutunurlar.
43. Homolog
kromozomlar
birbirinden ayrılarak
zıt kutuplara ilerlerler
44. Hücrenin iki kutbunda
bulunan kromozomlar
uzayıp incelmeye
başlar.
Etraflarında çekirdek
zarı oluşur. Sitoplazm
anın boğumlanmasıyl
a da haploid sayıda
kromozoma sahip iki
yavru hücre oluşur.
45. Buraya kadar geçen olaylar mayoz-I olarak
adlandırılır. Bundan sonra mitozdakinin aksine
arada interfaz evresi olmaksızın profaz-II'nin
başlamasıyla [mayoz-II] başlar. Mayoz-II mitoz
bölünmenin hemen hemen aynısıdır. Hücrelerdeki
haploid kromozom sayısı korunarak profaz-
II, metafaz-II, anafaz-II ve telofaz-II gerçekleşerek
mayoz bölünmenin sonunda n kromozom sayısına
sahip 4 yavru hücre meydana gelir.
46. Birinci bölünmenin
telofozı ile ikinci
bölünmenin arasında
bir dinlenme devresi
olmadan çekirdek
zarı parçalanır.
Birinci iğ iplikçiklerini
n doğrultusuna dik
yeni iğ iplikçikleri
oluşur.
47. Her yavru
hücrenin haploid
(n) kromozomu
ekvatoral düzlem
üzerinde dizilir.
48. Mayoz bölünmenin 2.
bölümü olan Mayoz
2'nin 3. evresidir. Ara
evre olarak da
adlandırılır. Bu
evre mitozdaki anafaz
evresine benzer. Ancak,
mitozdaki
anafazda kardeş
kromatitlerdüzenli
bulunurken bu evrede
düzensiz bulunurlar. Bu
da Mayoz bölünmede
genetik çeşitliliği sağlar.
49. Kromozomların helezo
nları açılır, dolayısıyla
görünmez olurlar.
Çekirdek zarları oluşur
sitoplazma bölünür.
Böylece bir hücreden 4
tane haploid
hücre meydana gelir.
50.
51. MİTOZ
1 – Çok hücreli canlıların vücut hücrelerinde bulunur.
2 – Vücudun bütün doku ve organlArında görülür.
3 – Oluşan hücreler canlının gelişmesini sağlar.
4 – Bölünme sonucunda oluşan hücrelerde kromozom
sayısı sabit kalır.
5 – Bölünme sonucunda oluşan hücreler kalıtsal olarak
birbirinin tamamen aynısıdır.
6 – Mitoz bölünme sonucunda iki hücre oluşur.
7 – Mitoz bölünme sırasında çekirdek ve sitoplazma
bölünmesi bir kez olur.
8 – Bölünme sırasında tetrat ve crossing-over olayları
görülmez.
9 – Zigotun oluşumundan ölümüne kadar sürer.
52. MAYOZ:
1 – Çok hücreli canlıların üreme hücrelerinde görülür.
2 – Bitkilerin çiçeklerindeki üreme organlarında, hayvanların
üreme organlarında bulunur.
3 – Oluşan hücreler üremeyi sağlar.
4 – Bölünme sonucunda oluşan hücrelerde kromozom sayısı
yarıya iner.
5 – Oluşan hücreler kalıtsal olarak farklılık gösterir.
6 – Mayoz bölünme sonucunda dört hücre oluşur.
7 – Mayoz bölünme sırasında çekirdek ve sitoplazma
bölünmesi iki kez gerçekleşir. (MayozI ve mayoz II)
8 – Bölünme sırasında tetrat ve crossing-over olayları
görülür.
9 – Ergenlik döneminde başlar, üreme dönemi boyunca
sürer.