Sosyal Öğrenme Kuramı ALBERT BANDURA (1925 - ).pptZühtü Soylu
Sosyal bilişsel kuramının kökeni davranışçılığa dayansa bile, davranışların kazanılmasını da bilişsel süreçlerle açıklayarak davranışçı kuramlardan ayrılır.
Bandura'ya göre, davranışçılık karmaşık davranışları ve ilk kez gözlenen davranışların nasıl kazanıldığını açıklamaz. Ayrıca organizma sadece kendi başına gelenlerden öğrenmez, başkalarının yaşantılarından da öğrenir.
İnsanların toplumsal hayatın gereklerini öğrendiği, toplumun bir üyesi olduğu sürece sosyalleşme süreci denir. Dolayısıyla insanın toplumsal yaşama uygun davranışları ve değerleri öğrenmesi süreci sosyalleşmedir. Bu süreç, kişinin doğumuyla başlayarak onun dili, yaşadığı kültürü öğrenmesini ve bunları gelecek nesillere aktarmasını içerir. Böylece insan yaşadığı toplum içerisinde bir kişilik kazanır.
724 Psikolojik Danışmanlık Merkezleri 0544 724 36 50
Problemlerimizi Paylaşıp Çözmeye Çalışırken Psikolog ve arkadaş arasında ne fark var?
Psikolog ve arkadaş arasında çoğu zaman benzer yönler görebiliriz. Peki Sorunlarımızı bir arkadaşımızla paylaşmak yerine bir Pedagog veya Psikoloğa danışmak arasındaki farklar nelerdir?
Her insan gibi; zaman zaman zor günler geçirebiliriz ve bu dönemlerde bütün ihtiyacımız iyi bir arkadaşın bizi dinlemesi, anlaması ve yanımızda olup destek vermesi olabilir. Fakat sorunlarımız daha ciddi bir problemden kaynaklandığında arkadaşımızın bizi yargısızca hem de defalarca dinleyebilmesi imkansız hale gelebilir. En iyi arkadaşımız bile bu sorunlar karşısında bizi neşelendirmeye yada aynı sorunu tekrar tekrar konuşmamızdan rahatsızlık duymaya başlayabilir. Dolayısıyla psikolog ve arkadaş bazen çok iç içe…
İşin aslı bazen içinde bulunduğumuz ruh halinde kalmamız ve konuyu yeterince anlayana kadar tekrar tekrar konuşmamız son derece çok önemlidir. Bir Pedagog, Psikolog veya Psikoterapi seansında görüşmeniz size; duygu ve düşüncelerinizden dolayı yargılanmadan güvenli bir ortam içinde problemlerinizi incelemenize imkan sağlar.
Bir Psikoterapist, Pedagog veya Psikolog sizin,ailenizin veya çocuğunuzun bilinç altınızda yatan sorunlara inebilir ve yaşadığınız bu problemleri neden yaşadığınızı, nasıl değiştirebileceğinizi söyler ve aşmanız gereken süreçleri geçirmenize destek olur.
Oysa arkadaşlar bir probleminiz olduğunu unutmanızı ister ve geçici olarak kendinizi iyi hissetmenize yardım edebilir.
Aile psikolojisi; birey, eş ve ailelerin ilişkilerinde yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır. Ve
bu alanlardaki sorunları ele alır. Sistem kuramı ile aileyi kavramlaştırır. Aile bireylerinin psikolojik
işlevlerinde, aile dinamiklerinin hayati rol oynadığını, ancak ailenin geçmişte yaşadıklarının ve şimdiki
çevresel etkenlerin de önemli olduğunu vurgular,
Aile Terapisti,Evlilik Terapisti Randevu Telefonu 0533 373 81 23
Sosyal Öğrenme Kuramı ALBERT BANDURA (1925 - ).pptZühtü Soylu
Sosyal bilişsel kuramının kökeni davranışçılığa dayansa bile, davranışların kazanılmasını da bilişsel süreçlerle açıklayarak davranışçı kuramlardan ayrılır.
Bandura'ya göre, davranışçılık karmaşık davranışları ve ilk kez gözlenen davranışların nasıl kazanıldığını açıklamaz. Ayrıca organizma sadece kendi başına gelenlerden öğrenmez, başkalarının yaşantılarından da öğrenir.
İnsanların toplumsal hayatın gereklerini öğrendiği, toplumun bir üyesi olduğu sürece sosyalleşme süreci denir. Dolayısıyla insanın toplumsal yaşama uygun davranışları ve değerleri öğrenmesi süreci sosyalleşmedir. Bu süreç, kişinin doğumuyla başlayarak onun dili, yaşadığı kültürü öğrenmesini ve bunları gelecek nesillere aktarmasını içerir. Böylece insan yaşadığı toplum içerisinde bir kişilik kazanır.
724 Psikolojik Danışmanlık Merkezleri 0544 724 36 50
Problemlerimizi Paylaşıp Çözmeye Çalışırken Psikolog ve arkadaş arasında ne fark var?
Psikolog ve arkadaş arasında çoğu zaman benzer yönler görebiliriz. Peki Sorunlarımızı bir arkadaşımızla paylaşmak yerine bir Pedagog veya Psikoloğa danışmak arasındaki farklar nelerdir?
Her insan gibi; zaman zaman zor günler geçirebiliriz ve bu dönemlerde bütün ihtiyacımız iyi bir arkadaşın bizi dinlemesi, anlaması ve yanımızda olup destek vermesi olabilir. Fakat sorunlarımız daha ciddi bir problemden kaynaklandığında arkadaşımızın bizi yargısızca hem de defalarca dinleyebilmesi imkansız hale gelebilir. En iyi arkadaşımız bile bu sorunlar karşısında bizi neşelendirmeye yada aynı sorunu tekrar tekrar konuşmamızdan rahatsızlık duymaya başlayabilir. Dolayısıyla psikolog ve arkadaş bazen çok iç içe…
İşin aslı bazen içinde bulunduğumuz ruh halinde kalmamız ve konuyu yeterince anlayana kadar tekrar tekrar konuşmamız son derece çok önemlidir. Bir Pedagog, Psikolog veya Psikoterapi seansında görüşmeniz size; duygu ve düşüncelerinizden dolayı yargılanmadan güvenli bir ortam içinde problemlerinizi incelemenize imkan sağlar.
Bir Psikoterapist, Pedagog veya Psikolog sizin,ailenizin veya çocuğunuzun bilinç altınızda yatan sorunlara inebilir ve yaşadığınız bu problemleri neden yaşadığınızı, nasıl değiştirebileceğinizi söyler ve aşmanız gereken süreçleri geçirmenize destek olur.
Oysa arkadaşlar bir probleminiz olduğunu unutmanızı ister ve geçici olarak kendinizi iyi hissetmenize yardım edebilir.
Aile psikolojisi; birey, eş ve ailelerin ilişkilerinde yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır. Ve
bu alanlardaki sorunları ele alır. Sistem kuramı ile aileyi kavramlaştırır. Aile bireylerinin psikolojik
işlevlerinde, aile dinamiklerinin hayati rol oynadığını, ancak ailenin geçmişte yaşadıklarının ve şimdiki
çevresel etkenlerin de önemli olduğunu vurgular,
Aile Terapisti,Evlilik Terapisti Randevu Telefonu 0533 373 81 23
Www.kpss10.com program geliştirmenin temelleri tasarımları
Hafta 3.pptx
1. SOSYAL PSİKOLOJİ KAVRAMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ
Sosyal psikoloji sosyal çevre tarafından kontrol edilen ve etkilenen insan davranışlarını açıklar. Yani
toplum içindeki bireyin davranış bilimidir.
Psikolojik sosyal psikoloji; bireyden çevreyedir. Temel amaç bireyin davranışlarını ve bunun
nedenlerini sosyal çevre içinde fakat birey düzeyinde anlamak ve açıklamaya çalışmaktır.
2. Sosyolojik sosyal psikoloji, çevreden bireyedir. Burada öncelik sosyal çevre veya gruptur. Bu yaklaşım
kişinin iç olaylarıyla değil kişilerarası etkileşimle ilgilenir.
Birey toplumun içinde, toplumda değerler, kurallar vb ile bireyin içindedir. Bu bağlamda sosyal
psikoloji ikisinin bir bileşimdir.
Sosyal psikolojinin bir bilim olarak ortaya çıkışı 19. yy. sonlarına rastlar. 17. ve 18. yy. da sosyal
davranışı açıklamak için ego, kuvvet, kişisel çıkar vb. tek bir güdü veya kavram kullanılmıştır. Burada
neyin nasıl olduğu görüşünden, neyin nasıl olması gerektiğine geçişler görülmekte yani durum
analizi yapan çalışmalarla kuralcı görüşler bazen birbirine karışmaktadır.
3. 19. yy. da ise temel soru şuydu;
Kişisel farklılıklara ve çeşitli güdülenmelere rağmen insanlar nasıl oluyor da benzer
davranışlarda bulunarak bir sosyal düzen kurabiliyorlar?
17. ve 18. yy da bu soruya sosyal kontrat kavramı ile cevap aranmıştır. Hobbes (1588-1679)
Leviathan adlı eserinde ( Leviathan kavramı bu eserde mutlak güç ve yetkilere sahip egemen
devleti ifade etmek için kullanılır. Bir din ve dünya devletinin içerigi, biçimi ve kudreti şeklinde
de ifade edilir) Rousseau ise (1712-1778) sosyal kontrat adlı eserinde insanların bilerek ve
isteyerek toplumu kurdukları ve bu kontrat gereği sosyal düzenin oluştuğu fikrini ileri
sürmüşlerdir. Bu görüşlerde birey ön plandaydı.
4. 19. yy. sosyologları ise bu sorunun cevabını toplumun bireyi şekillendirmesi olarak vermişlerdir.
Durkheim (1858-1917) sosyal kuralların kişinin dışında olduğunu ve kişiyi zorlayıcı niteliğe sahip
olduğunu ileri sürmüştür. Buradaki ana fikir şudur: toplumsal normlar bireyleri aynı şekilde
kısıtladığından – ve bunlar çok sayıda kişi tarafından benimsendiğinden- farklı bireyler arasında
benzer davranışlar belirmekte ve dolayısıyla toplumsal düzen mümkün olabilmektedir.
Grup ruhu veya grup zihni kavramları 1850-1930 yılları arasında çokça dile getirilmiştir. Bu ortak
zihnin bireyleri kısıtladığı ve denetlediği ileri sürülmüştür.
5. Bu düşüncenin aksi bir düşünceye göre; bir çocuğun büyüme sürecinde olduğu gibi kişiler belli
kelime ve olaylara atfedilen ortak anlamlardan hareketle ortak bir düşünce biçimine sahip olmaya
başlar. Bunun sonucunda da ortak davranışlar ve sosyal düzen oluşur. Yani kişi toplumdaki ortak
görüşleri benimseyip kendine mal eder.
1920’lerden itibaren psikologlar ve özellikle sosyal psikologlar “sosyal gerçekliği” ele almışlardır.
Lewin “Etkisi olan şey gerçektir” demektedir. Bu gerçeklik, sosyal psikologlar tarafından kişilerin
etkileşiminde aranmaya başlanmıştır.
Bu dönemde davranışçılık görüşü yaygınlaşmaya başlamakta olup, deneysel yaklaşım önem
kazanmaya başlamıştır. Ancak 1930’ların sonlarına kadar sosyolog sosyal psikologlar kuramsal,
psikolog sosyal psikologlar görgül araştırmalarda bir takım ilerlemeler kaydettiler ancak bu iki
grup arasında yeterli etkileşim sağlanamamıştır.
6. 2. Dünya Savaşı’ndan hemen önce gerçekleşen üç gelişme sosyal psikolojinin gelişiminde önemli
bir rol oynamıştır
1- Lewin’in grup dinamiği çalışmaları: Lewin sosyal gerçekliği deneysel çalışmalarla ortaya
koymaya çalışmıştır.
2- Yeni bir psikolog nesil: Bu nesil, öncekilerin yaptığının aksine grup olayını ne biyolojiye ne de
grup ruhu gibi soyut kavramlara indirgemişlerdir. Bu grupta Muzaffer Sherif sosyal normların
oluşumunu ilk defa laboratuarda gözlemlemiştir.
3- ABD’de devlet fonları bu tip araştırmaları desteklemeye başlamıştır.
7. Örneğin endüstri psikolojisinin ilk çalışmaları sayılan Western elektrik şirketinin Hawthorne
fabrikalarında yapılan klasik üretim ve moral çalışması endüstrinin fonlarıyla gerçekleştirilen
ilk araştırmadır. Bu araştırmalar sosyal davranışın gerçek hayatta incelenmesini kapsar. Diğer
bir örnek ise 2. Dünya Savaşı’ndan sonra propagandanın öneminin artmasıyla ordu ile işbirliği
yapan Hovland’ın etkileyici iletişim konusunda yaptıkları deneylerdir.
Akademik psikolojinin davranışçılık çerçevesinde hızla gelişmesi kavram ve yöntem
bakımından sosyal psikolojiye katkıda bulunmuştur. Örneğin öğrenme, kişilik ve algı psikolojisi
ile sosyal psikoloji arasında bağlar kurulmuştur.
8. Son olarak kamuoyu yoklamalarının yapılmaya başlanması, sosyal psikoloji için hem tutum değişimi
kuramlarının geliştirilmesi hem de görgül bilgi toplam açısından yararlı olmuştur. Gallup (1935) ilk defa
ABD de kamuoyu araştırması yapmıştır.
Özetle 1950’lerde sosyal psikoloji içinde sosyoloji ve psikolojinin ilk sentezleri hayata geçmeye
başlamıştır. Bu yıllarda 20 yy.’ın ilk yarısında daha fazla çalışma üretilmiştir. Bu eğilim 1960’larda
hızlanarak artmıştır.
9. Birey düzeyinde bireyin öğrenilmiş tutumları, algısal süreçleri ve bunların sonucu olan
davranışları; sosyal düzeyde ise grup yapısı ve süreci, sosyal psikolojinin unsurları
olmaktadır.
Sosyal psikolojide 1970’lerden itibaren güçlenen akım algısal sosyal psikolojidir. Bu alan
düşünme, mantık yürütme, bellek, konsantrasyon vb. konuları kapsar. Bu yolla sosyal
davranışların nedenlerini anlamaya yardımcı olan veya yanıltan algısal etkenler
incelenmiştir. Algıları anlamak sosyal olayları daha iyi anlamamızı sağlar. Çünkü algılar
davranışları şekillendirir. Maçta tekme yiyen kişi, bunun yanlışlıkla mı yoksa kasten mi
yapıldığına bağlı olarak farklı davranışlar gösterebilir.
10. 1980’lerden itibaren ise kültürler arası sosyal psikoloji konusu küreselleşmenin hızının
artmasıyla birlikte daha da önem kazanmaya başlamıştır.
Sosyal psikoloji eğitimden sağlığa, örgütsel/endüstriyel psikolojiden çevre sorunlarına kadar
geniş bir yelpazeyi kapsar hale gelmiştir. Bu alanda çalışanlar; işletmelerde, fabrikalarda,
kamuoyu araştırma merkezlerinde, insan kaynakları yönetiminde, halkla ilişkiler ve
reklamcılıkta, eğitim ve sağlık sektörlerinde çalışır durumdadırlar.