4. Enflamasyon/İnflamasyon/İltahap
Vücudun herhangi bir iç-dış etkene karşı verdiği
cevaptır. Bu etkenler;
Travma
Fiziksel (Cerrahi)
Kimyasal
Termik (Güneş ışınları, yanıklar)
Mikroorganizmalar (Bakteriler, virüsler,mantarlar)
7. Ağrı Termal
Elektrik
Radyografi Tedavi
Fokal reversible
Pulpitis
Hafif Normal Periapikal yok İritanın uzaklaştırılması
Akut Pulpitis Orta-ciddi Çok-yok Periapikal yok Kanal/Çekim
Hiperplastik Pulpitis Yok yok Periapikal yok Kanal Tedavisi
Kronik Pulpitis Hafif -aralıklı azalmış Periapikal yok Kanal Tedavisi
Periapikal apse Perküsyonda
ciddi
Yok nekrotik
pulpa
Genellikle yok Kanal/Çekim
Periapikal Granuloma Yok-az Yok nekrotik
pulpa
Lüsent Kanal/Çekim
Periapikal kist Yok-az Yok nekrotik
pulpa
Lüsent Kistektomi/Kanal/Çekim
Pulpitis ve Periapikal hastalıkların özellikleri
8. Pulpitis
Dental pulpa vücuttaki tüm organların
verdiği inflamatuvar reaksiyonları verir.
ÖNCELİKLE; etrafını saran sert dokular(Dentin-Mine)inflamatuvar
reaksiyona bağlı gelişen eksuda nedeniyle oluşan şişliğe izin
vermez
Vitaliteyi sağlayacak kollateral sirkülasyonu yoktur
Pulpanın tamamını nekroze etmeden biopsi almak ve ilaç
uygulamak imkansızdır
AĞRI pulpadaki inflamasyonun derecesini saptamak için TEK
BULGUDUR
9. Pulpitis
Etiyoloji
Dental pulpa’nın travmaya verdiği inflamatuvar cevaptır
Pulpal cevap odontoblastların tamir dentini(reparative
dentin) yapımını stimüle eder. Böylece pulpa için bir
koruma mekanizması devreye girmiş olur. Ancak travma
ciddi ise olay bu hücrelerin nekrozu ile sonuçlanır.
Çürük pulpitis için en sık görülen travma kaynağıdır
10. Periapikal apse
Etyolojisi
Tedavi edilmemiş pulpa nekrozu mikroorganizmanın
virulansına ve hastanın defans mekanizmasının
durumuna göre bir seyir izler
Nekrotik pulpa dokusu artıkları, inflamatuar hücreler,
bakteriler (Anearobikler)
Periapikal inflamasyonu artırıcı rol oynarlar
11. Periapikal apse
Klinik Özellikleri
Periapikal apseli hastalarda tipik olarak kimyasal
mediatörlerin sinir dokusuna etkisi ile non-vital dişin
olduğu bölgede şiddetli ağrı hissederler.
Eksuda ve nötrofil infiltrasyonu çevre dokuda baskıya
neden olur. Dişin soket içinde hafif yükselmesine neden
olur.
Eksuda sadece lokal olarak değil çevre dokudaki zayıf
noktalar üzerinden yayılma yolları arar.
12. Periapikal apse
Etkilenen bölge palpasyonda hassas olup perküsyona
hassasiyet de artar.
İlgili pulpa nekrozu nedeni ile diş termal ve elektrik
testlerine cevap vermez
Olayın hızlı seyri nedeni ile kemik rezorpsiyonu için
yeterli zaman yoktur.
Radyografik olarak apikal periodontal membran
boşluğundaki hafif kalınlaşma ile sınırlı bir görünüm
vardır
Kronik periapikal granülomun akut alevlenmesi
durumunda apikalde radyolüsent görüntü izlenebilir.
13. Periapikal apse
Mikroskopik olarak lezyon bölgesi bir likefaksiyon
bölgesi olarak görülür
Pus,pü,irin, iltihabi hücre sıvısı
Nekrotik bölgenin etrafında nötrofil infiltrasyonu ve kan
damarlarının dilatasyonu izlenir.
14. Periapikal apse
Tedavi ve Prognoz
Akut apikal apse tedavisinde akut inflamasyon standart prensipleri
uygulanır
Dişin açılması yada çevre dokuda sellülit gelişmişse yumuşak
dokudan drenaj yapılmalıdır.
Antibiyotik uygulanmalıdır.
Cerrahi olarak dişin çekimi yada kanal tedavisi uygulanır.
15. Periapikal apse
Apsenin yayılımı; bukkal kortikal kemik veya gingival
yumuşak doku yolu ile doğal drenaj oluşabilir.
Şayet drenaj sağlanamazsa pürulan exuda apseleşebilir
veya yüzün yumuşak dokusunda, oral kavitede veya
boyunda sellülit gelişebilir.
Sellülit; iltihabi prosesin apseleşme şeklinde lokal
tutulmadan ziyade derine doğru yayılım gösteren akut
bir şeklidir. Bu tip yayılım virulan mikroorganizmanın
enzimleri vasıtası ile dokular arasına süratle
gerçekleşebilir.
16. Sellülit submandibuler boşlukta ise “Ludwig Anjini”
adını alır. Major kan damarlarını içine alması ile durum
ciddiyet arz eder. Bakteriemi ile sonuçlanabilecek
şekilde mikroorganizmaların kan akımına geçmesi
anlamını taşır. Aynı şekilde retrograd yayılım ile fasiyal
ven yolu ile “cavernöz sinüs trombozu” tablosu
gelişebilir ki ölümcül bir tablo riski yüksektir.
21. Lokalize osteitis/dry
socket/alveolitis sicca
dolorosa
Diş çekimini takiben 2-3 gün içerisinde koruyucu
pıhtının soketten uzaklaşması halinde soket
duvarı ve çevreleyen yumuşak dokuda
enflamasyon tablosu ortaya çıkar
Ağrılı bir tablodur
Travmatik çekim
Oral hijyen bozukluğu
Sigara kullanımı
Pıhtının uzaklaşması
31. Osteomiyelit
Histopatoloji
Osteoblastik aktivite AZALIR
Osteoklastik aktivite ARTAR
Nekrotik kemik (Sekestr)sahaları bulunan
bölgelerde osteositlerin kaybı ile birlikte
kemik iliğinde likefaksiyon gelişir
32. Osteomiyelit
Akut Osteomiyelit’in tedavisinde
genellikle antibiyotik kullanımı ve drenaj
İdeal olarak hassasiyet testi sonuçlarına
göre hedefli antibiyotik kullanılmalıdır
Tedavide her vaka bireysel
değerlendirilmelidir
(Hastalığın şiddeti, etken organizma, hastanın genel sağlığı)
33. Osteomiyelit
İnflamasyon’un akut fazında radyografik
belirti genellikle gözlenmez
Zaman içerisinde diffüz radyolüsent
değişimler ortaya çıkar
36. Garre Osteomiyeliti (Carl Garre 1893)
Nonsupuratif ossifiying periostitis
Proliferatif periostitis ile karakterize
bir kronik osteomiyelit subtipidir
Periostal osteoblastik aktivite maksimum
25 yaş altı
Kalıcı periosteal inflamatuar reaksiyon
Sıklıkla mandibuler molar dişler
37. Garre Osteomiyeliti
Mandibula posterior
Genellikle tek taraflı
Asemptomatik
Normal deri veya mukoza ile kaplı kemiksi
sert şişlik
“Soğan kabuğu” radyografik görünüm
39. Kronik Osteomiyelit
Akut Osteomiyelit’in bir sekeli olarak ortaya çıkabilir.
Tedavi edilmemesi – Yetersiz Tedavi edilmesi
Anatomik lokalizasyon
Hasta’nın direnci
Mikroorganizma’nın direnci
İmmünolojik durum
Beslenme
Yaş
Sistemik hastalıklar (Paget, osteopetrozis….)
Radyoterapi (Baş boyun bölgesi)
40. Kronik Osteomiyelit
Vital olmayan dişlerden kaynaklanan
periapikal inflamasyon
Diş Çekimleri
Periodontal hastalıklar
Açık kırıklar (Cilt veya mukoza
bağlantılı)
41. Kronik Osteomiyelit
Spesifik infeksiyöz ajanın tespiti
zordur
Bakteriyel odağa ulaşma güçlüğü
Mevcut floradan kontamine olma riski
Önceden kullanılan antibiyotikler kültür
şansını azaltır.
Staphylococci,Streptococci,
Bacteroides, actinomyces….
45. Radyoterapi
Primer tümör ve ilgili lenf düğümü
alanını hedefleyen lokal bir tedavidir.
Cerrahi ile birlikte uygulandığında
daha iyi sonuçlar verir.
46. Radyoterapi
Küratif (tedavi amacı ile)
Palyatif (Küçültmek veya ağrıyı azaltmak)
Preoperatif (Küçültmek)
Postoperatif (Mikroinvazyonları kontrol)
48. Radyoterapi
Eksternal yöntemde yüksek enerjili radyoterapi
üniteleri kullanılır.
Cobalt 60 1.2Mev gamma ışınları
Van de Graaf 1-2Mev X ışınları
Baş boyun bölgesinde genellikle 6000-7000 Rad
haftada 5 gün/200 rad
50. Radyoterapi
Uygulanan bölge(Göğüs,cilt, mesane,baş boyun)
Süresi ve dozu
İdeal olan tedavi öncesi müdahale
Tedavi sırasında hastaya cerrahi işlem yapılmaz
Cerrahi işlem için 3-6 hafta beklenir,antibiyotik
profilaksisi yapılır
56. Osteoradyonekroz
Radyasyonun büyük bir kısmı kemik dokusu
tarafından absorbe edilmektedir. Maksilla ve
mandibula karşılaştırıldığında mandibula daha dens
yapısı nedeniyle daha fazla radyasyon absorbe
etmektedir. Mandibulada damarlanma azdır ve
mandibuler osteoradyonekroz görülme riski daha
fazladır.
Eğer radyasyon tehtidi altında bulunan mukozada diş
çekimi ya da protez vuruğu gibi bir yaralanma
meydana gelirse kemikte enfeksiyon ve bunun
sonucu nekroz ihtimali çok yüksektir
57. Kronik Osteomiyelit
İnatçı vakalarda ve
osteoradyonekrozda “Hiperbarik
oksijen” uygulamaları belirgin fayda
sağlamaktadır
58. Hiperbarik Oksijen Tedavisi
Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT)
bir basınç odasında tümüyle basınç
altına alınan hastaya aralıklı olarak %
100 oksijen solutmak suretiyle
uygulanan medikal bir tedavi
yöntemidir.
59. Hiperbarik Oksijen Tedavisi
HBOT uygulamalarında hastaların
büyük çoğunluğu normalde içinde
bulunduğumuz atmosferik basıncın 2-
2,5 katı basınç altında oksijen solurlar.
60. Hiperbarik Oksijen Tedavisi
Bir HBOT seansı, olguya göre
değişmekle birlikte, genellikle 1,5-2
saat sürer. Hastaların büyük bir
bölümü günde bir seans tedavi
görürler.
61. Hiperbarik Oksijen Tedavisi
En sık görülen yan etki basınç
değişikliğinin kulak ve sinüslerde
yaptığı etkidir. Bu durum tehlikeli
olmayıp, basınç eşitleme
yöntemlerinin öğrenilmesiyle
önlenebilir.
62. Hiperbarik Oksijen Tedavisi
Diğer yan etkiler oldukça nadir
görülmekte olup, oksijen toksisitesi,
klostrofobi (kapalı yerde kalma
korkusu) ve geçici miyopi olarak
sıralanabilir.
63. Hiperbarik Oksijen Tedavisi
Plazmada çözünen oksijen miktarı artar
· Hipoksik dokuların oksijenasyonu sağlanır
· Anaerobik bakterilerin üremesi durdurulur
· Bazı antibiyotikler ile sinerjistik etki sağlanır
· Vazokonstriksiyon sayesinde ödem azalır
· Karbonmonoksit ve siyanid zehirlenmesinde
sitotoksik etkiyi önler
· Yara bölgesindeki lökosit aktivasyonu güçlenir
· Yara bölgesinde yeni damar oluşumunu
(angiogenesis) sağlar
· Yara bölgesinde konnektif doku oluşumunu uyarır
64. Hiperbarik Oksijen Tedavisi
Dekompresyon hastalığı (vurgun)
· Hava ve gaz embolisi
· Karbonmonoksit, siyanid zehirlenmesi, akut duman inhalasyonu,
· Gazlı gangren
· Yumuşak dokunun nekrotizan enfeksiyonları (derialtı, kas, fas, fasya)
· Crush yaralanmaları, kompartman sendromu ve diğer akut travmatik iskemiler.
· Yara iyileşmesinin geciktiği durumlar (diyabetik ve non-diyabetik)
· Kronik refrakter osteomiyelit
· Aşırı kan kaybı
· Radyasyon nekrozları
· Tutması şüpheli deri flepleri ve greftleri
· Termal yanıklar
· Beyin absesi
· Anoksik ensefalopati
· Ani işitme kaybı
· Retinal erter oklüzyonu
· Kafa kemikleri, sternum ve vertebralakarın akut osteomiyelitler