Nisa suresinin 85-86. ayetleri ile ilgili açıklamalar.
Programın video kaydı: https://www.youtube.com/erdemlihayat
Yazarın internet sitesi: https://yazarumit.com
Nisa suresinin 85-86. ayetleri ile ilgili açıklamalar.
Programın video kaydı: https://www.youtube.com/erdemlihayat
Yazarın internet sitesi: https://yazarumit.com
Resullah'ın (a.s.m) ebedi mesajını okuyalım. Dünya durdukça baki olan mesajı anlayalım.
O (a.s.m) bize son mesajında insanlık için olması gereken herşeyi bildiriyor.
İyi kulak verelim.
Ahmet TÜRKAN
3. Onun içinde asla namaz kılma.
İlk günden temeli
takva üzerine kurulan mescit ,
içinde namaz kılmana
elbette daha lâyıktır.
Orada temizlenmeyi seven
adamlar vardır.
Allah da tertemiz olanları sever.
Tevbe-108
3
4. İlk gününden temeli
takva üzerine kurulmamış olan,
temeli Allah’ın dinine düşmanlık
üzerine kurulmuş olan mabetler
terk edilmelidir..
4
6. Orada sadece
Allah rızasını gözeten,
imanlarıyla,
düşünceleriyle,
amelleriyle,
niyetleriyle
sadece Allah için
bir hayat yaşamayı
düşünen temiz mü’minler vardır.
6
8. Kalbi,
düşüncesi
ve itikadı bozuk olan kâfirler,
müşrikler
ve münâfıklar gibi
değillerdir onlar.
İşte Allah’ın sevdikleri de bunlardır.
8
9. Temiz olma kıstası vahiydir.
Allah’ın helal dediği helal,
haram dediği de haramdır.
Kur’an’ın tarif ettiği
ve Rasulullah’ın örneklediği şekilde
bir hayat yaşayanlar tertemizdirler.
9
10. Allah’ın istemediği bir hayatı
yaşayanlar necistirler.
Yâni hayat programını
Allah’a sormadan yaşayanlar,
Allah’ın kitabına
peygamberin sünnetine karşı
ilgisiz yaşayanlar necistirler.
10
11. İşte temizlik Allah’a imanla birlikte,
küfürden,
şirkten,
nifaktan,
tâğutluktan
kurtulmak demektir. 11
14. Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin
kendilerini Allah'ı anmaktan,
namaz kılmaktan ve zekât vermekten
alıkoyamadığı insanlardır.
Onlar, kalplerin ve gözlerin
allak bullak olduğu bir günden
korkarlar.
Nur-37
14
15. İşte böylece kalpleri
Allah’ın hidâyetiyle dolmuş,
ne bir ticaret,
ne de bir alışveriş
onları Allah’ın zikrinden,
Allah’ın kitabından,
Allah’ın nûrundan alıkoyamaz.
15
17. Bedenlerini Allah’ın
istediği yerde kullanmaktan
hiçbir şey onları alıkoymadığı gibi,
malları konusunda da
Allah’ı söz sahibi bilmekten,
mallarını Allah yolunda
infak etmekten hiçbir şey
onları engelleyemez.
17
19. Evet kalpleri vahye çırağlık yapan
o Allah’ın erleri öyle kimselerdir ki
ne ticaret,
ne de dünya hesapları,
onları Allah’ı yüceltmekten,
Allah’ın kitabıyla beraber olmaktan
hiçbir şey alıkoyamaz.
19
20. Onlar hangi şartlar altında
olurlarsa olsunlar
asla ibadetlerini aksatmazlar.
20
21. Namaz ve zekâta özdeş bir hayat
yaşamaktan asla taviz vermezler.
Namazın ve zekâtın egemen olduğu
bir dünyayı yaşamaktan
asla vazgeçmezler.
21
22. namazla Allah’tan mesaj alırlar
ve aldıkları bu mesajı
Allah kullarına ulaştırmanın
mücadelesini verirler.
22
23. Namaz ve zekâtla
toplumsal problemleri
çözmeyi hedeflerler.
Allah’ın verdiklerini
kardeşleriyle paylaşmayı hedeflerler.
23
24. Ne bedenlerini,
ne de mallarını
sadece kendileri için harcayarak
bencillik etmekten uzaktır onlar.
24
29. Peki acaba bu Müslümanlar
hiç mi ticaretle uğraşmazlar?
Rızık dertleri hiç mi yoktur?
Dükkanlarını tezgahlarını
tamamen kapatmışlar mıdır?
Öyleyse nasıl zekât verebilecek
bu adamlar?
29
30. Hayır işleri de vardır,
dükkanları tezgahları da vardır,
ama Allah’ın hakkını
yerine getirmeleri konusunda
ne işleri,
ne ticaretleri
asla engel değildir.
30
31. Onlar öyle bir günden ürperler ki
o gün kalplerin ve gözlerin
döndüğü bir gündür.
O günün dehşetinden kalpler
ve gözler tepe taklak gelecek,
allak bullak olacak.
31
32. İşte böyle bir günden tir tir titrerler.
Böyle bir günü iki kaşlarının arasında
hisseder,
kıyâmet, hesap kitap elde bir derler
ve hayatlarını bu inanca bina ederler.
32
34. Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki,
Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar.
İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü
yerine getirmiştir (şehit olmuştur).
Bir kısmı da (şehit olmayı)
beklemektedir.
Verdikleri sözü asla
değiştirmemişlerdir.
Ahzab-23
34
35. İşte o mü’minlerden öyle yiğitler,
öyle erler vardır ki
onlar Allah’a vermiş oldukları sözlerde
sadık kaldılar.
35
36. Şehadet şerbetini içene kadar
Allah’ın dininden ve
Rasûlullah’ın yolundan
bir adım bile ayrılmayacaklarına dair
Allah’a ve Resûlüne söz vermişlerdir.
36
37. Allah uğrunda seve seve
canlarını vermişler,
şehadet şerbetini yudumlamışlar,
Rablerinin bağışlamasına kavuşmuşlar,
bazıları da bunu bekliyorlar.
37
38. Kıyâmete kadar her ne zaman ki
mü’minler Peygamberlerini
örnek alırlar ve Rablerine
verdikleri sözlerini yerine getirirlerse
Allah da mutlak sûrette onlara
vaadini yerine getirecektir. 38
42. "Şüphesiz, Müslüman erkekler
ve Müslüman kadınlar,
mü'min erkekler ve mü'min kadınlar,
gönülden itaat eden erkekler
ve gönülden itaat eden kadınlar,
sadık olan erkekler
ve sadık olan kadınlar,
(Ahzab Suresi, 35)
42
44. sabreden erkekler
ve sabreden kadınlar,
saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler
ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar,
sadaka veren erkekler
ve sadaka veren kadınlar,
oruç tutan erkekler
ve oruç tutan kadınlar,
(Ahzab Suresi, 35)
44
46. ırzlarını koruyan erkekler
ve (ırzlarını) koruyan kadınlar,
Allah'ı çokça zikreden erkekler
ve (Allah'ı çokça) zikreden kadınlar;
(işte) bunlar için Allah bir bağışlanma
ve büyük bir ecir hazırlamıştır. "
(Ahzab Suresi, 35)
46
47. Şimdi Yüce Allah’ın Kuran’da
çeşitli örneklerle
dikkat çektiği bu Müslüman karakterinin
nasıl kazanılacağını inceleyelim.
47
54. "Öyle ki, elinizden çıkana karşı
üzüntü duymayasınız
ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla
sevinip-şımarmayasınız.
Allah, büyüklük taslayıp
böbürleneni sevmez." (Hadid Suresi, 23)
54
55. Güvenilir söz sahi olmak:
Müminler, Allah’ın her an ve her yerde
kendileri ile birlikte olduğunu,
hesap gününde söyledikleri sözlerden
sorguya çekileceklerini bildikleri için
yalan söylemezler.
55
59. Ey iman edenler!
Kendiniz,
ana babanız ve
en yakınlarınızın
aleyhine de olsa,
Allah için şahitlik yaparak
adaleti titizlikle
ayakta tutan kimseler olun.
(Nisa Suresi, 135)
59
60. yanlış tavır içinde olan birini
gördüklerinde onu güzel bir şekilde
uyarmaktan kaçınmaz,
yapmayacakları şeyler için
söz vermezler .
60
63. "Göklerin, yerin
ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir;
şu halde O'na ibadet et
ve O'na ibadette kararlı ol.
Hiç O'nun adaşı olan birini
biliyor musun?"
(Meryem Suresi, 65)
63
64. Sürekli Allah’ın kontrolünde
olduğunu hisetmek.
Rabbimiz’in her an kendilerini izlediğini
ve ahirette her yaptıklarından
hesaba çekileceklerini bilen müminler,
64
65. Allah’ın Kuran’da beğendiği
ve tarif ettiği Müslüman karakterine
sahip olabilmek ve
Allah’ın rızasını kazanmak için
büyük titizlik gösterirler.
65
66. Müslüman,
Mutmain, rahat ve azimlidir:
Müminlerin; Allah’ın varlığından,
O’nun rızasını kazanmaktan,
Allah’a duydukları derin saygı
ve aşktan kaynaklanan
son derece azımlı, coşkulu
ve neşeli bir yapıları vardır..
66
68. Onlar, inananlar
ve kalpleri Allah’ı anmakla
huzura kavuşanlardır.
Biliniz ki, kalpler ancak
Allah’ı anmakla huzur bulur.
(Rad Suresi, 28)
68
69. Sorumluluk sahibi olmak:
"Sizin kadınlarınız üzerenizde
elbette hakkınız vardır
ve kadınlarınızın da sizin üzerinizde
hakları vardır."
(Tirmizi, 1083, 3012)
69
70. Müslüman, başta ailesi olmak üzere
Bütün insanları cehennem ateşinden
korumak için sorumludur.
70