Başka bir okul mümkün, BBOM.
“Her çocuk kendine özgüdür ve yaşamının bir parçası olan eğitim sürecini şekillendirmeye hakkı vardır.”
Montessori Eğitimi, Waldorf Pedagojisi, Emilia Yaklaşımı, Orman Pedagojisi, Demokratik Okullar
Ebeveyn ve Aile Koçluğu,
Çalışan Anne Destek Programı,
Anne Baba Eğitimleri
Yenidoğan Anne Koçluğu
Ebeveyn Olmaya Hazılık,
Oyun Terapisi,
Filial Aile Terapisi,
Başka bir okul mümkün, BBOM.
“Her çocuk kendine özgüdür ve yaşamının bir parçası olan eğitim sürecini şekillendirmeye hakkı vardır.”
Montessori Eğitimi, Waldorf Pedagojisi, Emilia Yaklaşımı, Orman Pedagojisi, Demokratik Okullar
Ebeveyn ve Aile Koçluğu,
Çalışan Anne Destek Programı,
Anne Baba Eğitimleri
Yenidoğan Anne Koçluğu
Ebeveyn Olmaya Hazılık,
Oyun Terapisi,
Filial Aile Terapisi,
Merhaba,
Bu ayki temamız olan Aşk'ı her yönüyle ele alarak,
aşkı irdelemeye çalıştık.
Bu ayki sayımıza Sayın Hocamız Psikiyatri Uzmanı Prof.Dr. Mehmet
Sungur “Aşk, Evlilik ve Aldatma” yazısıyla katkı sundu. Psikiyatri
Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa, Psikolog Yrd. Doç Dr Mehmet
Şakiroğlu, TRT Kent Radyo’dan Yetiş Fidan Mutlu aşkı kendi
açılarından değerlendirdiler. Ferhan
Bıçakçılar "İyileştirici Olmak" yazısıyla katkı sundu. Ayrıca bu ayki
sayımızda "Kültür Sanat Köşesi" ve "Bunları Biliyor Muydunuz?"
bölümleri tekrardan yer almakta.
Kurucumuz Tolga Nasuh Aran "Bağlanma Kuramı" üzerine düşüncelerini sizlerle paylaştı. Geçtiğimiz
ay Gazeteci Büyüğümüz Lütfü Dağtaş ile röportaj gerçekleştirdik. Bu
röportajdan bazı alıntıları sizlerle paylaştık.
Ergenlerde Duygusal Öz Yeterlik ile Üç Boyutlu Bağlanma Arasındaki İlişkinin ...Harunsmailncekara
Bu çalışmanın temel amacı; ergenlerin bağlanma stilleri ve duygusal öz yeterlik düzeyleri arasındaki
ilişkiyi ortaya koymaktır. Araştırmanın evreni İstanbul ili Zeytinburnu ilçe sınırları içindeki alt, orta ve
üst sosyoekonomik düzeyden seçkisiz olarak belirlenen 9 liseyi kapsamakta ve 250 öğrenciden
oluşmaktadır. Araştırmada ergenlerin bağlanma stillerini belirlemek amacıyla Üç Boyutlu Bağlanma
Stilleri, duygusal öz yeterliklerini tespit etmek amacıyla ise Duygusal Öz Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır.
Araştırma sonucuna göre anne-babası birlikte olan ergenlerin güvenli bağlanma biçimine sahip olduğu
tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre ergenlerin duygularını anladığı görülmüştür. Çalışmanın bir
diğer sonucu ise fiziksel ya da sözel şiddet gören ergenlerin duygularını algılamada sorun yaşadıkları
görülmüştür. Anne eğitim düzeyi yüksek olan ergenlerin kaçınan bağlanma stiline sahip oldukları tespit
edilmiştir. Sonuç olarak ergenlerin bağlanma stillerini etkileyen tek unsurun duygusal öz yeterlik
düzeyleri olmadığı aynı zamanda anne-baba tutumu, anne-babanın sağ olup olmaması ve anne-baba
eğitim düzeyi gibi faktörlerin etkili olabileceği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Bağlanma, Duygusal öz yeterlik, Ergen, Güvenli, Kaçınan, Kaygılı
2. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
İnsan gelişimini dönemler halinde inceleyen
kuramlardan biri de, psikososyal gelişimi konu edinen
ve Erik. H. Erikson tarafından geliştirilen kuramdır.
Erikson önceleri klasik Psikoanalitik kuramı
benimsemiş, fakat daha sonra psikanalizin eksik
yanlarını görerek kendi kuramını geliştirmiştir;
kuramını geliştirirken psikanalizden de yararlanmıştır.
3. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
Psikoanalitik yaklaşımdan farklı olarak, çocukluk
dönemlerinin yanı sıra ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık
dönemlerine de yer vermiştir.
Bunun yanı sıra, insan gelişiminde kültürel, sosyal ve
çevresel etkenlerin önemini vurgulamıştır.
Erikson’a göre uygun çevresel şartlar ortaya çıktığında
daha önceki yaşantılara bağlı olmaksızın sağlıklı
dönemler geçirile bilir.
4. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
Erikson’un kuramının dayandığı temel düĢünceler
Ģunlardır:
• Genel olarak insanların temel ihtiyaçları aynıdır.
• Benlik ya da egonun gelişimini temel ihtiyaçların
karşılanmasıyla oluşmaktadır.
• Gelişim dönemler halinde meydana gelir.
• Her dönem gelişim için fırsatlar sağlayan bir krizle
veya pisikososyal problemle nitelenir.
• Farklı dönemler bireyin güdülenmesinde farklılıklar
oluşturur.
5. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
Kişiliğin oluşmasında biyolojik etmenlerin yanında
sosyal çevre de etkilidir.
Benlik gelişimi belirli zaman dilimleri içinde biyolojik
temelli ve aşamalı (Epigenetik) Aşamalı oluşum İlkesi)
olur.
Gelişim dönemler halinde olur, her dönemde atlatılması
gereken bir kriz, bir çatışma bulunur.
Erikson’a göre kişilik gelişimi yaşam boyu devam eder.
6. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
TEMEL GÜVENE KARġI GÜVENSĠZLĠK (0-1) YAġ
İlk dönem, doğumdan bir buçuk yaşına kadar süren bir
dönemi kapsar. Freud’un önerdiği gelişim dönemlerinden
oral döneme denk düşer.
Bu dönem de haz bölgesi ağızdır. Belli başlı davranış biçimi
olarak emme, ya da içine alma gösterile bilir. Bebek bu
dönem de etrafındaki uyarıcıları içine alma gösterilebilir.
Bebek bu dönem de etrafındaki uyarıcıları içine almaya
çalışır. Bunu hem emme biçiminde, hem de diğer duyu
organlarıyla yapmaya çalışır.
7. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
TEMEL GÜVENE KARġI GÜVENSĠZLĠK (0-1) YAġ
Sağlıklı kişilik gelişimi için ilk olarak bireyin
kendisine, başkasına ve dış dünyaya güven getirmesi
önemlidir.Bireyin ilk kazanması gereken özellik güvendir.
Anne yada bakıcısının çocuğa bakımı, ilgisi ve sevgisi güven
duygularını oluşturur
Çocuk ağladığında, altını ıslattığında ya da acıktığında
hemen bakımı yapılıp ihtiyaçları gideriliyorsa çocuk annesine
güven duygusu geliştirir.tersi durumda güvensizlik oluşur.
Annenin bakım eksikliği,ilgisizliği bireyde güvensizliğe neden
olur.
8. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
TEMEL GÜVENE KARġI GÜVENSĠZLĠK (0-1) YAġ
Temel güven duygusundan yoksun yetişmiş olan
çocuklar, ileriki hayatlarında sosyal ilişki kurmaktan çekinen
kendine güvensiz kişiler olabilirler.
Ancak, kişi daha sonraki dönemlerde bu eksikliğini telafi
edebilirse sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilen ve kendine
güvenen bir insanda olabilir.
Bu Erikson’un antidetarminist yaklaşımının bir sonucudur.
9. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÖZERKLĠĞE KARġI ġÜPHE VE UTANÇ (18 AY 3 YAġ )
İkinci dönem bir buçuk yaşında başlayıp üç yaş civarında
biten ve Freud’un anal dönemine karşılık gelir.
Anal dönem haz ve ilginin dışkılama ve bırakma
davranışlarını yoğun bir şekilde kullanır.
Bu dönemde haz kaynağı dışkı bölgesi ve ilgili bu iki
davranış biçimidir.
Erikson bu davranış biçimini tutma ve fırlatma olarak geniş
anlamda eli almaktadır.
Bu dönem tuvalet eğitiminin ağır bastığı dönemdir. (
Bacanlı, 1998 ; s 71 )
10. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÖZERKLĠĞE KARġI ġÜPHE VE UTANÇ (18 AY 3 YAġ )
Çocuk yürümeye ve konuşmaya başlamasıyla anne babaya
bağımlılığı azalır. Çocuk bu dönemde özerk bir şekilde
davranıp bağımsız eylemlerden zevk almaya başlar.
Özerkliği yaşamayan çocuklar ileriki dönemlerde
çekingen, kendi başına karar verememe,saldırgan ve
başkaldırma davranışları gösterirler
Ailelerin koruyucu ve baskıcı tutumu özerkliği engellediğin-
den çocuğun kendi kapasitesinden kuşku ve utanç
duymasına neden olur.
İnatçılık, cimrilik, eli açıklık, düzenlilik-düzensizlik bu
dönemdeki yaşantıların sonucudur.
11. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÖZERKLĠĞE KARġI ġÜPHE VE UTANÇ (18 AY 3 YAġ )
Bu dönemde yetişkinlerin çocuklar üzerinde baskı kurdukları
bir konu da tuvalet eğitimidir.
Erikson bundan tuvalet eğitimi savaşları şeklinde söz
etmektedir.
Tuvalet eğitiminde cezalandırıcı ve utandırmaya yönelik bir
tutum izleyen ana babalar, çocuğun utanma ve şüphe
duygularına yöneltmektedir.
Aşırıcı koruyucu, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı ana baba tutumu
da özerkliği engelleyen etkenler arasındadır. ( Selçuk,1996;
s 50. )
12. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÖZERKLĠĞE KARġI ġÜPHE VE UTANÇ (18 AY 3 YAġ )
Aynı zamanda bu dönem inatçılık dönemidir.
Bu dönemde çocuklar inatla bir şeyi ellerine alır, inatla onu
savunur ve korur veya istemedikleri şeyleri de ve inatla
fırlatır, atarlar.
İstemedikleri şeyi tutturmak da istedikleri şeyi ellerinden
almak da zor olur.
Çocuklar genellikle bu iki davranışı birbirlerinden ayırmazlar.
Yani çocuk hem alır hem atar. Şimdi aldığı bir şeyi hemen de
atabilir. ( Bacanlı, 1998 ; s 71 )
13. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÖZERKLĠĞE KARġI ġÜPHE VE UTANÇ (18 AY 3 YAġ )
Aynı zamanda bu dönem inatçılık dönemidir.
Bu dönemde çocuklar inatla bir şeyi ellerine alır, inatla onu
savunur ve korur veya istemedikleri şeyleri de ve inatla
fırlatır, atarlar.
İstemedikleri şeyi tutturmak da istedikleri şeyi ellerinden
almak da zor olur.
Çocuklar genellikle bu iki davranışı birbirlerinden ayırmazlar.
Yani çocuk hem alır hem atar. Şimdi aldığı bir şeyi hemen de
atabilir. ( Bacanlı, 1998 ; s 71 )
14. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
GĠRĠġKENLĠĞE KARġI SUÇLULUK (3-6 YAġ )
Üçüncü dönem üç ile altı yaş arasını kapsar. Freud’a göre
fallik dönemdir.
Belli amaçlara yönelik girişimler başlatmak , sorumluluk
almayı isteme, yada yaptıklarının yanlış olduğuna inanarak
suçluluk duyma bu dönemde olur.
Hareket kabiliyeti artmıştır.
İstediği gibi konuşabilir durumdadır.
Bağımsız şekilde hareket eder.
15. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
GĠRĠġKENLĠĞE KARġI SUÇLULUK (3-6 YAġ )
Merak artar, sürekli soru sorar, girişimlerde bulunur.
Bu durumda uygun cevaplar vermek, ters cevaplar vermek
yada azarlamak kişilik gelişimini etkiler.
Çocuğun yaptığı işlerin yetişkinler tarafından
engellenmesi, ana babanın yanlış eğitim yöntemleri
kullanması da suçluluk duygusuna yönelten etkenler
arasındadır.
16. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÇALIġKANLIĞA KARġI AġAĞILIK DUYGUSU (6-12 yaĢ)
Erikson bu dönemi çalışkanlık duygusunun edinildiği dönem
olarak tanımlamıştır.
Bu dönem okuma, yazma, hesap gibi temel konuların
öğrenildiği dönemdir.
İlköğretime başlayan çocuk başarılı olmak ve bir şeyler
üretmek isteyecektir. Yaptığı işlerde beğeni
toplamak, çevresi tarafından taktir edilmek, başarı hazzını
yaşamak isteyecektir.
Çocuk bu bilgileri edinirken kendi ile aynı yaşlarda olan diğer
çocuklarla kendini karşılaştırır ve kendisinin çalışkan olup
olmadığına karar verir.
17. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÇALIġKANLIĞA KARġI AġAĞILIK DUYGUSU (6-12 yaĢ)
Çocuk yaptığı işlerde başarılı oldukça kendine güven
duyacak böylece çalışma ve başarılı olma güdüleri artacaktır.
Kendisinin yeterince başarılı olmadığı inancına
giren, engellemelerle karşılaşan kişi aşağılık (yetersizlik-
tembellik) duygusuna kapılır.
Bu dönemde çocuğu başkalarıyla kıyaslamak olumsuz benlik
gelişimine neden olur.
18. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
KĠMLĠK KAZANMAYA KARġI ROL KARIġIKLIĞI ( 12-18 YAġ )
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası dönemi on iki on sekiz
yaş arasını kapsar.
Ergenlik dönemi sırasında “ben kimim ? “ sorusu çok önemli
hale gelir. Ergen, bu soruyu cevaplarken ana babasından
çok, akran gruplarından etkilenir.
Hızlı bir fizyolojik ve fiziksel değişme içindeyken aynı
zamanda gelecekteki eğitimi, kariyeri hakkında yeni kararlar
verme baskısı, daha önce oluşturduğu psiko-sosyal kimliğini
gözden geçirmeye zorlar. Ergenlik dönemi değişme
zamanıdır.
19. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
KĠMLĠK KAZANMAYA KARġI ROL KARIġIKLIĞI ( 12-18 YAġ )
Ergen, bu dönemde arayış içindedir ve akran gruplarına körü
körüne güvenir. Bu nedenle ergen, akran grupları istediği
için antisosyal davranışlar gösterebilir.
Erikson’a göre bu dönemde ergen başarılı bir şekilde kimlik
kazanma sorununu çözerse, kendine güvenen, kendinden
emin bir kişi olarak yaşamını sürdüre bilir ve başarılı olur.
Aksi durumda ise rol karmaşası, yaşamın gelecek
dönemlerinde de bu kriz çözümleninceğe kadar sürecektir.
Örneğin; ne yapmak istediğine karar veremeyen, bir işten
öbürüne atlayıp bocalayan, çocuk gibi davranan
yetişkinler, henüz kimlik kazanma krizini çözümleyememiş
kişilerdir.
20. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
YAKINLIĞA KARġI YALNIZLIK
Ergenlik dönemi geride kalmıştır. kimlik kazanma çabaları
bitmiş ve çevresindeki bireylerle yakın ilişkiler
kurmaya, dostluk ve sevgi ilişkilerine girmeye ve sorumluluk
almaya hazırdır.
Bu dönemde karşılaşılan meselelerden biri de eş seçimidir.
Birey ergenlik dönemindeki karşı cins anlayışını bir kenara
bırakarak, gerçek sevgiye ve paylaşmaya dayalı bir evlilik
yapma isteğini taşır.
Eğer birey, evlilik, arkadaşlık kurma ve uygun meslek seçme
gibi konularda başarısız olursa yalnızlığa düşer.
21. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
ÜRETKENLĠĞE KARġI DURGUNLUK
Bu dönem, orta yetişkinlik yıllarını kapsar. Kişi önceki
evreleri başarılı olarak atlatmışsa bu dönemde
üretken, verimli ve yaratıcıdır.
Anne baba olmak, iş üretmek,çocuk yetiştirmek , ailesine ve
topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmek bu dönemin
başlıca gelişim konularıdır.
Üreticilik duygusu gelişmemiş kişiler, çevrelerine karşı
kayıtsız kalır ve aşırı bireyselleşirler.
22. ERĠKSON'UN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠM KURAMI
BENLĠK BÜTÜNLÜĞÜNE KARġI UMUTSUZLUK
Bu dönem, insan hayatının yaşlılık dönemini kapsar.
Hayatının bu son döneminde birey önceki dönemlerde
yaptıklarının bir muhasebesini yapar ve bir senteze
ulaşmaya çalışır. Bu amaçla anlamlı ve değerli bir hayat
geçirip geçirmedikleri konusunda öz eleştiri yaparlar.
Önceki dönemlerden doyum alan kişiler benlik bütünlüğüne
ulaşır. Tutarlıdırlar.
Buna karşılık önceki dönemlerden rahatsız olanlar
hayatlarının boşa geçtiğini düşünerek umutsuzluğa düşerler.