Alışkanlığın bağımlılığa dönüşmesi ve cesaretle eskiye dönmeYaseminSengunDemirca
Beyin ve bağımlılıkla ilgili bilimsel çalışmalardan çok şey öğrendik. Hormonlar, beyin-ödül mekanizmasının işleyişi, keyif duygusu ile dopamin hormonu arasındaki ilişki, dopamin toleransının oluşması (aynı miktar hormonun yarattığı etkinin zamanla azalması), eşlikçilerin (hatırlatıcı uyaranların) sürece etkisi, … gibi. Bunlar ile ilgili bir çok patikanın veya işleyiş mekanizmasının bağımlılık oluşumu ile bozulduğunu anladık. Yani, ne yazık ki farklı patikaların oluştuğunu gördük. Bu yanlış patikaların (ayak yollarının) oluşması uzun süreli yapılan şeylerin ardından uzun süreli hafızaya yerleşmesinden dolayıdır. Davranışsal sürece ek olarak bir de sigara vs. gibi diğer bazı maddelerdeki kimyasallar nedeni ile bu yanlış patikalar daha da belirginleşir.
Dolayısıyla belli evrelerden sonra bir-iki ilaç, üç-beş ay davranışsal terapi desteği çok kısa sürede eskiye dönmek için yeterli olmayabiliyor.
Elbette araç kullanımı ile ilgili verilen örnekteki gibi abartılı bir süreden bahsetmiyoruz. Bu tür örnekler vurgulanmak istenilenin daha hızlı etki göstermesi içindir, o örnek için verilmiştir.
Beynin işleyişinin eski haline geri dönmesi; o yanlış patikaların silinmesi kararlı, uzun ve emek isteyen bir süreci gerektiriyor; yani cesaret isteyen bir süreci gerektiriyor. Rollo May’in de işaret ettiği gibi cesaret kabadayılık veya güçlü olmak değildir. Cesaret tüm olumsuzluklara rağmen, umutsuzluğa düşmemektir. Cesaret her şeye rağmen ilerleyebilme yetisidir. Aslında bunu hepimiz her gün yaparız. Ama bazı durumlarda daha büyük cesaret gerekiyor.
Sonuçta doğduğumuzda beynimizin ilgili mekanizması yani beyin-ödül sistemi dediğimiz mekanizma/patika bağımlılıkla birlikte sonradan ortaya çıkan ‘yanlış patikalar’dan oluşmuyordu.
Doğamız gereği sahip olduğumuz asıl patikalara -yani ünlü sinirbilimcimizin dediği gibi fabrika ayarlarımıza- geri dönmek için zor ama cesaret gerektiren yolu seçme hakkımız var.
2. Vücuttaki Sistemlerin Sağlığı ve Çalışması:
Bir canlının canlılık özelliğini taşıyan en küçük yapı birimine
hücre denir. Çok hücreli canlılarda aynı yapı ve görevdeki hücreler
birleşerek dokuları, benzer görevdeki dokular birleşerek organları,
benzer görevdeki organlar birleşerek sistemleri, sistemlerde
birleşerek canlı organizmayı yani canlı vücudunu oluştururlar.
İnsan vücudunda destek ve hareket sistemi, dolaşım sistemi,
bağışıklık sistemi, solunum sistemi, sindirim sistemi, boşaltım
sistemi, üreme sistemi, sinir ve endokrin sistemi gibi sistemler
bulunur. İnsan vücudundaki bütün bu sistemler düzenli, uyumlu,
birlikte ve birbirine bağlı olarak çalışırlar.
3. İnsan vücudundaki herhangi bir sistemin ya da sistemleri
oluşturan organlardan herhangi birinin görevini yapamaması,
vücudun çalışma düzenini bozar, diğer sistemlerin çalışması
etkilenir ve canlı vücudu hastalanır.
Vücutta gerçeklesen her olay ve vücut tarafından yapılan her iş
vücuttaki sistemlerin birlikte ve uyumlu şekilde çalışması ile
gerçekleştirilir.
Bağımlılığa sebep olan alkol, sigara ve uyuşturucu gibi maddeler
canlı vücudunda bulunan sistemlerin çalışma düzenini ve
sistemlerin arasındaki uyumluluğu bozar.
4. Bağımlılık Yapan Maddelerin Vücuttaki Etkisi:
Alkol, sigara ve uyuşturucu
bağımlılık yapan maddelerdir.
Bu zararlı alışkanlıklar merak,
özenti, arkadaşları tarafından
kabul görme gibi sebeplerle
başlar. Bu tür alışkanlıklardan
uzak durarak sağlıklı yaşanması
için; spor, sanat, bilim, müzik,
resim gibi alanlarla uğraşılması
ve sosyal etkinliklere
katılınması gerekir.
5. Bağımlılık yapan maddeler;
1. Damarların büzülmesine neden olur.
2. Kalp krizi ve felç riskini arttırır.
3. Merkezi sinir sisteminin çalışma düzenini bozar.
4. Akciğer ve karaciğer hücrelerine zarar verir.
5. Kanser riskini arttırır.
6. Sinüzit, nezle, grip, bronşit, ülser ve gastrit gibi
hastalıkların daha sık görülmesine neden olur.
7. Dil, diş ve damakta tahrişe neden olur.
8. Sindirim bozuklukları, bağırsak, böbrek, karaciğer, kalp
ve damar hastalıklarına neden olur.
9. Görme bozukluğu ve dikkat dağınıklığına sebep olduğu
için kazaların oluşmasına yol açar.
6. Organ Bağısı ve Önemi:
Hayatta olan bir kişinin kendi istek ve iradesi ile ölümünden sonra
doku ve organlarının başka bir insanın tedavisi için kullanılmasına
izin vermesine organ bağışı denir.
a) Bağış Yapılabilecek Organlar:
Sağlıklı olan her organ
bağışlanabilir. Ülkemizde; kalp,
akciğer, böbrek, karaciğer ve
pankreas gibi organların ve kalp
kapağı, gözün kornea tabakası,
kas ve kemik iliği gibi dokuların
nakli yapılabilmektedir.
7. b) Bağış Yapabilecek Kişiler:
Organ bağışı ile ilgili yasa gereği organ bağışı yapabilmek için
18 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Bu isteğin şahitler huzurunda
sözlü ve yazılı olarak yapılması ve ayrıca bunun bir doktor
tarafından onaylanması gerekir.
Organ bağışında bulunmak
isteyen kişi
Doku ve Organ Bağış Belgesi’ni
doldurur ve bu belgeyi bir kimlik
gibi sürekli yanında bulundurur.
8. c) Organ Nakli:
Görev yapmayacak durumda
olan veya hastalıklar
sonucunda vücuda
zararlı hale gelen
bir organın yerine sağlam
bir organın nakledilmesi işlemine organ nakli denir.
Organ nakli canlı veya beyin ölümü gerçeklemiş
kişilerden alınan organlarla yapılır. Canlı
kişilerden organ nakli yapılırken, organ veren
kişinin yaşamını riske sokmayacak çift
organların biri alınarak yapılır.
Organ nakli Sağlık Bakanlığı ve üniversite
hastanelerinin Organ Nakil Merkezleri’nde
gerçekleştirilir.
9. Tıp Alanındaki Teknolojik Gelişmeler
Tıp alanındaki teknolojik gelişmelerle birlikte birçok hastalığın tedavisi
mümkün olmaktadır. Bu yolla sağlıklı ve mutlu insanlardan oluşan bir
toplum daha iyi bir hayat sürdürecektir.
Bilgisayarlı Tomogrofi:
X-ışını kullanılarak vücudun istenilen bölgesinin görüntüsünü
oluşturmaya yönelik bir teşhis yöntemidir.
Oluşturulan görüntüler
bilgisayar ekranında izlenebilir
ve filmi çekilebilir. Bu yöntem
röntgen ve X-ışınları
kullanıldığı için vücuda zarar
verebilir.
10. Manyetik Rezonans:
Tıptaki en ileri görüntüleme ve tanı yöntemlerinden biridir.
Bilgisayarlı tomogrofiden farkı ses dalgaları ile çalışmasıdır.
Bu yüzden insan vücuduna zarar vermez.
Vücudun belirlenen
bölgelerine
gönderilen
ses dalgalarından
alınan titreşimler
kaydedilir ve bu
bölgenin bir tür
haritası çıkarılır.
11. Endoskopi:
Özel bir aletle yemek borusu,
mide, ince bağırsak ve
kalın bağırsağın incelenmesi
için kullanılan bir yöntemdir.
Bu alet 8-10mm kalınlığında,
110-120cm uzunluğunda
oldukça yumuşak bir boru olup
uç kısmında küçük bir kamera
bulunmaktadır. Bu kamera
içinden geçtiği bölgeleri
bir televizyon ekranına
yansıtmaktadır.
12. Aşağıda boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
1.Besin maddelerinin dişler yardımıyla parçalanmasına
……………sindirim denir.
2.İnce bağırsakta bulunan …. ………………… sayesinde
besinler kana karışır.
3.Düşünülerek yapılan hareketlerin merkezi
…………………………dir.
4.Boşaltım olayının asıl gerçekleştiği organ
………………………… dir.
5. İç kulağa gelen ses dalgalarının işitme almaçlarıyla işitme
sinirlerine iletimi ………………… denilen kısımda
gerçekleşir.
13. 6.Uzağı iyi görüp yakını görememe durumu…........…… göz
kusuru olarak adlandırılır.
7. Maddelerin kokularını alabilmemiz için koku moleküllerinin
……………... çözünür özellikte olması gerekir.
8. Alt deride bulunan……….…….…..tabakası vücudumuzun ısı
kaybını önler
9.Besinlerin fiziksel olarak çiğneme ve kas hareketleri ile küçük
parçalara ayrılmasına ………………….. sindirim denir.
10.İç salgı bezlerimiz denetleme ve düzenleme görevlerini
…………..…… denilen özel salgılar üreterek yerine getirir.
11. …………………… göz kusuru yakını iyi görür.
14. • Göz kaç tabakadan oluşur?
………….....................................................
• Merkezi sinir sistemi kaç bölümden oluşur? Bunlar nelerdir?
.............................................
• Görme sinirleri gözün hangi kısmında bulunur?
.......................................................
• İdrarın idrar kesesinden alınarak vücut dışına atılmasını
sağlayan nedir? .................................
• Böbreğin yapısında bulunan süzücü yapılara ne denir?
.......................................
• Sinir sistemini oluşturan özelleşmiş hücrelere ne denir?
...................................
• Kan şekeri oranını düşüren hormona ne adı verilir?
................................................
• Ürettiği safra sıvısı sayesinde yağları mekanik olarak
parçalayan yapıya ne ad verilir? ………………………………
15. • Refleks hareketlerin yönetildiği yer neresidir?
………………………………………………………
• Duyu organları nelerdir?
………………………………………………………….
• Proteinlerin sindiriminin başladığı yerdir…………….
• Burunda koku almaçlarının en yoğun bulunduğu
kısımdır……….....................................
• Böbreküstü bezinden korku anında salgılanan
hormondur………………………………
• Gözde görüntünün ters olarak oluştuğu
yerdir……………………..…….
16. Acıkmayı kontrol eden merkezi sinir sistemi organıdır…………….
Kandaki şeker miktarı artınca salgılanan hormondur……………
Hem enzim hem hormon salgılayan organımızdır…………………
Vücudun denge merkezidir……………………………
Kulakta bulunan vücudumuzdaki en küçük kemiktir………………
Kulak zarının basıncını dengeler………………………
Dışarıdan gelen ses dalgalarını toplar…………………
Sesin beyine çıkış yaptığı kısımdır……………………….
Sesin kulak zarına geldiği yol………………………….
17. Aşağıda verilen cümleler doğru ise başına (D),
yanlış ise başına (Y) harfi koyunuz.
1-(…..) Sindirim ağızda başlar.
2-(…..) Su ve vitaminler sindirime uğramaz.
3-(…..) Karaciğer sindirime yardımcı bir organdır.
4-(…..) Hafıza ve öğrenmenin merkezi omuriliktir.
5-(…..) İnce bağırsakta yağ, protein ve karbonhidratlar sindirilir.
6-(..…) Uzağı net göremeyen hastalar hipermetroptur.
7-(…..) İris gözümüzdeki renkli kısmın olduğu bölgenin isimdir.
8-(…..) Böbreklerimiz sindirim sistemi organlarından birisidir.
9-(…..) Gastrit, sindirim sistemi hastalığıdır.
10-(…..) Glukagon pankreas tarafından salgılanan
bir hormondur.
18. 11-(…..) Derimize rengini veren ve cansız hücrelerden oluşan kısım üst
deridir.
12-(…..) Vitaminlerin sindirimi kalın bağırsakta olur.
13-(…..) Gözümüzde bulunan sarı leke üzerine düşen görüntü normale göre
terstir.
14-(…..) Böbreklerimizde kanın süzülmesinden sorumlu birimin adı
nefrondur.
15-(…..) Adrenalin hormonu hipofiz bezi tarafından salgılanır.
16-(…..) Karaciğer yağların sindirime yardımcı olmak için ürettiği safra
salgısını incebağırsağa gönderir.
17-(…..) İç salgı bezlerimizden pankreas kan şekerimizi düzenler.
18-(…..) Görme olayında görüntü sarı leke üzerinde oluşur.
19-(…..) İç kulakta bulunan yarım daire kanalları vücudun dengesiyle ilgili
bilgileri beyinciğe iletir.
20-(…..) Vücudumuzun çeşitli faaliyetleri sonucu oluşan atık
maddeleri bulunduran kanı böbrek süzerek temizler.
19. 21-(…..) Dilimizin ucunda, arkasında ve yanlarında yer alan tat
tomurcukları tatları algılamamızı sağlar.
22-(…..) Bazı deri hastalıklarının teşhisinde dermatoskop denilen cihaz
kullanılır.
23-(…..) Yağların kimyasal sindirimi midede başlar.
24-(..…) İdrarın vücuttan dışarı atıldığı açıklığa üretra denir.
25-(..…) Bol su içmek böbreklerin faaliyetini azaltır.
26-(..…) Dışardan gelen bir uyarıya vücudun verdiği ani tepkiye refleks
denir.
27-(..…) Miyop göz kusuru uzağı net görüp, yakını net göremez.
28-(..…) Dilin uç kısmı tatlı, arka kısmı acı tatların algılanmasını sağlar.
29-(..…) Proteinlerin ve karbonhidratların sindirimi midede, yağların
sindirimi ince bağırsakta başlar.
30-(…..) Derinin her yerinde aynı oranda duyu almacı vardır.
20. 31-(…..) Safra salgısı üretmek pankreasın bir görevidir.
32-(…..) Kandaki şeker oranını(glikoz) düşüren hormon glukagon,
yükselten hormon insülin’dir.
33-(…..) Ülser, sindirim sistemi hastalığıdır.
34-(…..) Minarellerin sindirimi kalın bağırsakta olur.
35-(…..) Sağlıklı bir insanın idrarında glikoz bulunmaz.
36-(…..) Şaşılık kalıtsal bir hastalıktır ve düzeltilemez
37-(…..) Nöronlar, böbreklerin en küçük süzme birimidir.
38-(…..) Akciğer boşaltım sistemine yardımcı bir organdır.
39-(…..) Kulağımızın dengemizle ile ilgili görevli kısmı yarım daire
kanallarıdır.
40-(…..) Tırnaklar, kıllar ve saçlar alt deride bulunur.
21. 41-(…..) Koku alma ile tat alma birbiri ile ilişkili değildir.
42-(…..) Dilin uç kısmı tatlı, arka kısımları acı tatların algılanmasını
sağlar.
43-(…..) Gözde görüntünün ters düştüğü yere kör nokta denir.
44-(…..) Nöronlar, böbreklerin en küçük süzme birimidir.
45-(.….) Şekeri düşmüş bir insanda insülin salgılanarak şeker düzeyi
ayarlanır.
46-(…..) Sinir hücreleri kendilerini yenileyemezler.
47-(…..) Refleks olayları beyincik tarafından yönetilir.
48-(…..) Vücut metabolizması sonucu oluşan azotlu atık ürünler, amonyak,
üre ve ürik asittir.
49-(…..) Renk körlüğü kalıtsal olmadığından tedavi edilebilir.
50-(…..) Dişlerimiz sayesinde bütün besinlerin
kimyasal sindirimini gerçekleştiririz.