2. SÖZLÜ İLETİŞİM
Sözlü iletişim “dil” ve “dil ötesi” olmak üzere iki alt sınıfa
ayrılmaktadır. İnsanların karşılıklı konuşmalarını, dille iletişim kabul
edebiliriz. Dille iletişimde kişiler ürettiklerini, bilgilerini birbirlerine ileterek
anlamlandırırlar. Dil ötesi iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir;
ses tonu,
sesin hızı,
şiddeti,
hangi kelimenin vurgulandığı,
duraklamalar vb özelliklerdir.
4. SÖYLEV
Dinleyicilere belli bir fikri, bir duyguyu aşılamak için söylenen
uzunca sözlere denir. Nutuk aynı anlamdadır. Söylevin insanlar
üzerinde etkisi büyüktür. Sönmüş heyecanları diriltir; yenilmiş
orduları zafere ulaştırır; kaybedilmiş davaları kazandırır; halk
topluluklarına ülküler aşılar, görüşleri aydınlatır.
Söylev; heyecanlandırarak bir fikri aşılamaktır.
5. SÖYLEV
Söylevlerin konuları, çoğunlukla; toplumsal fikirler, toplumsal
ve ulusal davalardır. Törenlerde, ulusal günlerde,
yıldönümlerinde, mitinglerde toplanan geniş halk kitlelerine
heyecan vermek, genel fikirleri anlatmak gayesiyle hitap etmek
yahut Meclis kürsüsünden siyasal ve ulusal davaları savunmak
da söylevin niteliklerindendir.
6. SÖYLEV PLANI
1. İyi, canlı bir giriş;
2. İleri sürülen, çözülmek istenilen sorunun açıklanması;
3. Konunun iyice düzenlenmesi;
4. Sözde ileri sürülen olayın ilgi çekici hikayesi;
5. Kanıtlama, doğrulama, tanıtma;
6. Öze aykırı fikirlerin çürütülmesi;
7. Sonuç
7. SÖYLEV
Söylevin giriş bölümü kısa olmalı; konunun ruhuna birkaç kelimeyle
geçilmelidir. Söze, bir soru sormakla, bir şey göstermekle, bir meşhur
sözle, tasvirle başlanabilir. Bazı hatipler söze mizahla başlamayı uygun
bulurlar; fakat bu ustalık isteyen bir başlangıçtır. Herkes istenilen
etkiyi yaratamaz, Söze özür dileyerek başlamak doğru değildir
8. KONFERANS
Bilim iddiası taşıyan konuşma, bilginlerin, fen adamlarının,
sanatçıların, bir konu hakkında derin bilgisi, görüşleri olan
kimselerin özel toplantılarda, radyoda, dinleyicilerine karşı bir
konu üzerinde düşüncelerin, bilgilerini açıklama, öğretmek
gayesiyle söylenen sözlerdir. Halka bir konuyu aydınlatmak,
öğretmek gayesini güttüğü için, öğretici edebiyata girer.
Konferans verene konferansçı adı verilir. Konferansçı, istediği
konuyu anlatabilir.
9. KONFERANS
Bilimsel bir düşünceyi, akademik bir konuyu, orijinal bir görüşü
anlatmak, bir tezi savunmak konferansın en belirli gayesidir.
Bunun için, konferansın dinleyicileri az çok okumuş, aydın kimseler
olmalıdır ki, istenilen fayda sağlanabilsin. Çünkü konferans;
dinleyicilerin duygularından, gönüllerinden çok düşüncelerine hitap
eder. Konferanslar tartışmalı ve tartışmasız olmak üzere ikiye
ayrılabilir.
Konferanslar; çoğun, bir kalabalığa sanat, teknik, fikir, duygu
öğeleriyle ilgili konuları açıklar. Her çeşit söz türlerinde olduğu gibi
konferansta konunun ilgi çekici olması, birlik, açıklık, ses, güzel
Türkçe, dinleyenlerin sabır dereceleri dikkat edilecek temel
kurallardır.
10. KONFERANS PLANI
1. Konferansın gayesi;
2. Konunun kısa bir özeti;
3. Sorulabilir suallerin cevapları;
4. Sonuca götüren notlar.
Bunlardan başka, konferansın giriş, gelişme ve sonuç
bölümleri üzerinde iyice düşünmek gelir
11. TARTIŞMA
Bir konu üzerinde karşılıklı olarak lehte ve aleyhte fikir
yürütmek; bir fikre karşı olan fikri savunma hali; karşı karşıya
durum alıp zayıf tarafları aramadır. Münakaşa aynı anlama
gelir.
12. TARTIŞMA
Tartışırken, konuşurken, birbirimiz daha yakından tanımak fırsatını
buluruz. Konuşarak birbirimi etkiler, sorulara çözüm yolları bulabilir.
Ortaklaşa sorular üzerinde fikirlerin özgürce söylendiği, çeşitli
görüşlerin arandığı, tartışıldığı grup kararlarına uyulduğu yerde
demokrasi kurulup yaşayabilir.
13. TARTIŞMA
“Benim inancıma göre...”, “Bana öyle geliyor ki...”, “Siz ne
dersiniz?” gibi sözlerle dile gelen, fikirlere karşı saygı,
hoşgörülük anlayışı bulunan toplumlarda demokratik hayat
kendini gösterebilir.
Fikre karşı fikirle yapılan tartışmalar, iyi niyet sınırları aşmazsa
birçok faydalı gerçekleri ortaya çıkarır.
14. MÜNAZARA
Konuşma kurallarına uygun bir şekilde karşılıklı konuşma,
tartışmadır. Atışma da denilir.
Karşılıklı olarak, birkaç kişinin, bir meselenin lehinde ve
aleyhinde fikir ileri sürmelerine, tartışmalarına münazara adı
verilir.
15. AÇIK OTURUM
Teknik açıdan bakıldığı zaman, panel, sempozyum ve münazara
karışımı bir tartışma çeşidi olarak gözükmektedir. Çok defa
sonucu bir forumla bağlanmakta olan açık oturumlarda, konu
olarak, geniş halk kitlelerini ilgilendiren meseleler seçilmekte;
bunun için de tanınmış kimselerin çağırılmasına dikkat
edilmektedir.
16. AÇIK OTURUM
Açık oturumların başarılı sonuçlanması için:
Geniş bir salon seçilmeli, kalabalık dinleyici aranmalı,
Konu daha önceden tespit edilmeli, açık oturum sırasında tartışmaların
verimli tarzda yürümesine gayret gösterilmeli,
Konuşmaların sayısı çok olmamalı,
Konuşanlar uzun açıklamalar girişmekten sakınmalı,
Tartışmalar dinleyicilerin sabırlarını taşıracak kadar uzun süre devam
etmemelidir.
17. PANEL
Bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içerisinde birkaç
kişi tarafından tartışılması panel dir.
Gaye karara varmaktan çok, bir meseleyi çeşitli yönleriyle
aydınlatmak, çeşitli görüşleri, eğilimleri ortaya çıkarmaktır.
Panel tartışmalarının faydalı olabilmesi için, tartışanların sayısı
3 – 6 arasında olmalıdır.
18. FORUM
Toplum tartışmalarında forum, başlı başına bir tartışma çeşidi
sayılamaz.
Dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif düşünmelerini sağlar; konu
üzerinde bilgisi, deneyi bulunan dinleyicilere söz hakkı veriri;
forumdan önce belirebilecek yanlış görüşlerin önüne geçer.