SlideShare a Scribd company logo
1 of 3
Download to read offline
Osmanlı Eşcinsel Metinleri 
lgbti.org /osmanli-escinsel-metinleri/ 
Eskiler, Osmanlılardaki eşcinsel metinlerden bahsederken, “Bu iş, adamların sadece dilinde” derlerdi. 
Sadece dillerinde olup olmadığını bugün bilemiyoruz ama eşcinsel temalar, Osmanlı cinsellik 
metinlerinin azımsanmayacak bir bölümünü oluşturur ve bunları görmezlikten gelmek de zordur. 
Bu tür ilişkiler, o dönemin şartları içerisinde olağan bir davranış görüntüsü verir. Eşcinsel eğilim, sıradan 
şairinden divan sahibi şeyhülislamına yani en yüksek düzeydeki din görevlisine, padişahın maiyetindeki 
besteciden semai kahvelerinde sazını çalarak geçinen müzisyenine, ansiklopedistlerden tasavvuf 
bilginine kadar, toplumun değişik kesimlerinden gelenlerin yazdıklarında açıkça görülür. 
Alışılmış görüntülerden biri, kadının kötülenmesidir. Mesela Sümbülzade Vehbi’ye göre erkek, “Eli 
kınalı kadınlardan elini çekmelidir, zira kadınlar, erkeğe kanlı gömlek giydirebilirler.” 
Lamii Çelebi ise, erkeklere “evde kahbe tutmayın” diye nasihat eder: 
Seni boyunca altına gark etse 
Erkeksen, kahbeyi evinde tutma 
Ona da malına da lanet olsun! 
Malı da kendisi de mel’un 
Fuzuli, “Sabah usturasını bilemiş, güneş kılıcını taşa çalıp o ay gibi tellaka bağlılığını göstermiş. Başlar, 
onun amber kokulu usturasının hareketinden, suyun dalgalanıp kabarcıklar meydana getirmesi gibi 
neşelenip tertemiz oluyor. Her kılımın ucunda bir baş olsaydı ve sevgilim onları saç gibi doğrasaydı, 
kanlar döken usturasından yine de kaçmazdım.” sözleriyle, hamamda saç tıraşı yapan bir tellaka 
övgüler yağdırır. 
Divan şiirinin hemen her ünlü adı, bu şekilde mısralarının yer aldığı hammamiyeler düzer ve güzel 
delikanlıları tasvir ederler. 
Erkek sevgilinin şiirde sadece böylesine sembol olarak değil, adıyla, sanıyla geçmesi olağan bir şeydir. 
1082 yılında Ziyaroğulları’ndan Emir Keykavus tarafından kaleme alnınan Kabusname sevişmeyi konu 
olarak işleyen Farsça bir ansiklopedik eserdir. Kabusname’den örnek bir bölüm şöyledir: 
“.Yaz olunca avratlara, kışın oğlanlara meylet ki, vücutça sağlam olasın. Zira oğlan teni sıcaktır, yazın 
iki sıcak bir araya gelirse vücudu bozar. Avrat teni ise soğuktur, kışın iki soğuk, vücudu kurutur.” 
Osmanlı eşcinsel metinlerinden bahsedildiğinde, akla ilk gelen isimlerden biri Enderunlu Fazıl Bey’dir. 
1759-1810 yılları arasında yaşamış. Dönemin tanınmış bir eşcinseli ve eşcinsel olmakla her zaman, 
her vesileyle övünmüş. Kadınlardan zevk almadığını devamlı tekrarlamış, eserlerinde hep bu konuyu 
işlemiş. Maceralarını, duygularını, isteklerini apaçık ve hiçbir şeyin ardına gizlenmeden anlatmış. 
Üstelik bu açık sözlülüğü, ona ünlü beytini, “Şairiz, şeyn verir şanımıza / Giremez fahişe divanımıza”yı 
(Şairiz, fahişeler divanımıza giremez, böyle bir şey bize utanç verir) yazdıracak dereceye varmış. 
Fazıl’ın, bugün elimizde beş kitabı var: Defter-i Aşk, Hubanname, Zenanname, Çenginame ve Divan. 
Kitapların geçmişi de, yazarları gibi maceralı. Kimisi yazma olarak elden ele dolaşır, kimisi de basılır 
ama bazen ahlak dışı bulunarak toplatılır.
Defter-i Aşk’ta şair, başından geçen aşk maceralarını hikaye eder. Saraya alınışını, Enderun’daki bazı 
delikanlılara aşık olunca kovuluşunu, sefaletini ve bir çingene genciyle olan gönül ilişkisine yer verir. 
Hubanname’de, dünyanın çeşitli uluslarına mensup delikanlıların özelliklerini anlatır. Sevgilisi, diğer 
ülkelerin güzel erkeklerini de öğrenmek istediğini söyler ve Fazıl bu isteği yerine getirmek için kaleme 
sarılır. 
Divan, dini şiirler, devrin büyüklerine övgüler ve yine delikanlılar için yazılmış gazellerle doludur. Fazıl 
bu şiirlerle kendisine özgü bir tarz yaratır, o güne kadar söylenmeye cesaret edemediği bazı ifadeleri 
açıkça kullanır. 
İSTANBULLU LEZBİYENLER 
Zenanname, Hubanname’deki bahsi geçen milletlerin kadınları üzerinedir. Özellikle İstanbul kadınları 
için yazdıkları, o dönem Osmanlı hayatını gösteren bir ayna gibidir. İstanbul kadınlarını dörde ayırır 
Fazıl. Dinine bağlı, namazında-abdestinde olanlar, hafif işveliler; fahişeler ve lezbiyenler. Bu kitabı 
yazmasını da sevgilisi ister. Fazıl, İstanbullu lezbiyenler için şöyle yazmıştır: 
“Ey sevgili, eski zaman kadınları arasında olmayan, “sevici zümresi” denilen yeni bir bölük çıktı ortaya. 
Kadınlara kötü bir hediye bu. Birbirlerine gönül verip aşık olurlar, ilişki vaktinde bile hile yaparlar. 
Hileleri, zekeri (erkeğin cinsel organını) taklit ederek yapılmış bir alettir. Aletin adını yazamam ama bir 
bilmeceyle söyleyebilirim. İşte o bilmece: “Nazı bıktırdı beni dildarın” (Fazıl burada, eski harflerden ve 
aruz vezninden yararlanarak, “yapay erkeklik organı” demek olan zıbık kelimesini şifreyle veriyor.) Bu 
yola girenler temiz huylu, nazik, ilim-irfan sahibi kadınlardır. Böylesine ilişkiler pek çok oluyorsa da, 
diğer davranışlara göre kötünün iyisi sayılıyor, birbirleriyle geçinip gidiyorlar. 
ÇİNGENELER, ÇENGİLER 
Fazıl’ın bir diğer kitabı Çenginame yani “Erkek Dansçılar Kitabı” o dönem İstanbul’unun en ünlü erkek 
dansçılarını konu alır. Şair, erkeklerin ve erkek sevgililerinin konuşulduğu bir toplulukta çengi denilen 
dansçılar üzerine yapılan bir tartışmaya tanık olur. Herkes bir başka çengiyi methetmekte, göklere 
çıkarmakta ama hangisinin en yakışıklı ve en hünerli olduğu hakkında bir türlü karar 
verememektedirler. 
Sonuçta Fazıl’dan hakemlik etmesini ve bu konuda bir kitap yazmasını isterler. O da oturur, Rum, 
Yahudi, Ermeni, Hırvat ve Çingene milletinden gelme 42 erkek dansçıyı şiirlerle anlattığı 
Çingenamesi’ni kaleme alır. İşte Çingename’deki düzyazı şeklinde kaleme alınan oyunculardan 
bazıları: 
BÜYÜK AFET denilen güzel YORGAKİ’nin temiz vücudu gümüşe benzer. O edasının, yiğitçe 
yürüyüşünün dünyada bir benzeri daha yoktur. Görünüşü, hareketleri alemi kendisine bağlar. Aşığın 
burnuna girse bile, değer. 
ANDON, eli ağzına uyan bir dilberdi, naz tahtı üzerine kurulmuş İskender’e benzerdi, iki bin aşığı vardı. 
Şimdi yüzüne sinekler üşüştü, şirin dudaklarına karıncalar düştü. Meğer güzellik de kuş gibiymiş. 
Çengilerin şahı MISIRLI’nın vücudunun uyumu ve boyu eşsizdir. Aslı Yahudi’dir. Raksa girip her tarafını 
oynatmaya başlayınca, halkı deli eder. Aşıklarını saymakla bitiremezler. Hem çehresi, hem yürüyüşü 
bir hoştur, şalvarını çözdüğünde daha da hoş olur. 
KANARYA, aşıkların kuşunu kaldırıyor. Güzeller içinde bir bülbül. Onun yanında bize düşen, mum 
tutmak. 
MURAT BARDAKÇI 
Osmanlı’da Seks adlı kitaptan sadeleştirilmiştir. 
HUBANNAME’DEN (ERKEKLER KİTABI) BAZI ÖRNEKLER:
ZENGİBAR (ZENCİ) ERKEKLERİ: Ey gecenin rengi gibi benli, güzelliği gizli olan zencinin genci!.. 
Yanakları sade de olsa, yüzü tebessüm de etse, aşığın gözü kör olmadıkça öpülmeye layık 
görülmezler. İsimlerine “Mercan” diyelim, ama onunla birlikte olmayı kim kabullenecek? Sadakatleri 
meşhur, kahraman, sevimli ve vakurdurlar; isimleri görünüşte değişiktir ama içleri baştan başa 
cevherdir. Fakat anlayış gözü kör mü acaba? Parlak gündüz ile gece bir mi? Bırak, onları hatırlamasak 
daha iyi olacak. Geriye kalanları bir tütsü kabına koysak, hepsi amber olur. 
HALEP VE URFA ERKEKLERİ: Rüzgarın can verdiği, mutedil bir havası var Halep’in. Hoş yürüyüşlü 
dilberleri temiz, yanaklarının aynası saf. Ama çocuklarının yüzlerinde bile yara çıkar, erkeklerinin hepsi 
yaralı. 
ANADOLU ERKEKLERİ: Bunlar adetlerine bağlıdır, yaratılışları sırasında aldıkları özelliklerini daima 
korurlar. Yani ne cilve, ne edalı yürüyüş, ne de kötü söz bilirler. Hepsinin budala yaratılışlı olmasının 
aslında yüz sebebi var ama çoğu cennetlik. Ham vücutları da pişmemiş, endamları kaba. Yüzü ay gibi 
bile olsa, cansız bir şekli ne yapayım? Cisminin kabalığı, resmini bile uygunsuz kılıyor. 
İSTANBUL ERKEKLERİ: Dünya sanki bir kitap, İstanbul da onun fihristi. Bazen insan harmanı yapıldı 
burada, bu yüzden her cinsin tohumu var. Bütün dilberlerin bukalemun gibi renk değiştirmesinin sebebi 
de işte bu. Uykulu tavırlı, edalı, güler yüzlü, tatlı seslidirler. Kadın gibi, bilmem ne gibi kırıtarak yürürler. 
Nazik boyu ince bir fidanı, yanağı ve yüzü sonbahar yaprağını andırır. 
Güzelleri birbirine benzemez, üstelik renkleri de değişiktir ama hepsi naz ve niyaz ehli, aydınlık 
çehrelidir. Naz ve sitemde üstat, cevir ve cefa etmeye alışıktırlar. Ona Karun kadar mal harcasan, ne 
kadar sihirler, füsunlar yapsan, ciğerini önüne koysan, bin bir vade ile kucağa gelir ama yine de 
göğsünü kırar geçirir. Kimi hafız, kimi molla, kimi şair, kimi de seçkinin de seçkini. 
RUM ERKEKLERİ: Sanki aleme bir güzellik zerresi düştü, Rum milletine ise güzelliğin kubbesi verildi. 
Kadını da oğlanı da güzel, her biri birer afet. Yosma yürüyüşlü, şuh edalıdır hepsi. Ermenilerin 
yumuşaklığına, Yahudilerin miskinliğine onlarda rastlanmaz. Galata meyhanelerindeki çocuklar, en iyi 
insanı bile yolundan çıkartır. 
ERMENİ ERKEKLERİ: Yüzlerinin ifadesi hummalıdır ama güzellikleri Rum gibi olmaz. Nazik huylu 
Serkis. Vücudu nazik, boyu ince uzun, bacak kılları az ama şehveti kışkırtmıyor. Bedeni vahşi 
görünüyor. Kılları samur gibi. Karakış için iyi bir güzel; onu kışın kullanmak için sakla. Göğsü bir kıl 
tarlası, her kılı bir eşek lalesi. 
YAHUDİ ERKEKLERİ: Çehreleri ak olur, kırmızı yüzlüleri, esmerleri azdır. Güzellikte ufukların en şuhu 
bile olsa, başı kel olanı neyleyeyim? İşte Yahudi’nin başı kel, yüzü sarı. Bu, onun soyundan geliyor. 
Bedeni ve yüzü beyaz. Katı gönüllü, her millete düşman olmuşlar.. 
ÇİNGENE ERKEKLERİ: Dilberleri hoşça, yüzleri esmerdir. Musiki onlara Allah vergisidir. Hareketleri 
anlamlı ve ölçülüdür. Sesleri nazik ve gevrek, sözleri şerbetten lezzetlidir. Onlarla gizlice “alışveriş” 
yapmak mümkündür. Birçok bahaneyle kapıya gelirler. 
Gay Gaye

More Related Content

What's hot

Halk edebiyatı
Halk edebiyatıHalk edebiyatı
Halk edebiyatıslayturk
 
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ Aslı Özer
 
Tatli tehlike-on-okuma
Tatli tehlike-on-okumaTatli tehlike-on-okuma
Tatli tehlike-on-okumaKristalKitap
 
fıkra
fıkrafıkra
fıkraitu
 
Bayazıt - Jean Racine
Bayazıt - Jean RacineBayazıt - Jean Racine
Bayazıt - Jean RacineDursun AKYUZ
 
Ahmet altan i̇çimizde bir yer
Ahmet altan   i̇çimizde bir yerAhmet altan   i̇çimizde bir yer
Ahmet altan i̇çimizde bir yerSavaş Erdoğan
 
23774218 elif-şafak-baba-ve-pic
23774218 elif-şafak-baba-ve-pic23774218 elif-şafak-baba-ve-pic
23774218 elif-şafak-baba-ve-picsorinakader
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİTangül Müdok
 
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.derslopedi
 
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇ozlembilgic
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlariUmut Açıkgöz
 
Thomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.net
Thomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.netThomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.net
Thomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.netAdnan Dan
 

What's hot (15)

Halk edebiyatı
Halk edebiyatıHalk edebiyatı
Halk edebiyatı
 
halk şiiri
halk şiirihalk şiiri
halk şiiri
 
Catherynne
CatherynneCatherynne
Catherynne
 
Mesnevi
MesneviMesnevi
Mesnevi
 
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
 
Tatli tehlike-on-okuma
Tatli tehlike-on-okumaTatli tehlike-on-okuma
Tatli tehlike-on-okuma
 
fıkra
fıkrafıkra
fıkra
 
Bayazıt - Jean Racine
Bayazıt - Jean RacineBayazıt - Jean Racine
Bayazıt - Jean Racine
 
Ahmet altan i̇çimizde bir yer
Ahmet altan   i̇çimizde bir yerAhmet altan   i̇çimizde bir yer
Ahmet altan i̇çimizde bir yer
 
23774218 elif-şafak-baba-ve-pic
23774218 elif-şafak-baba-ve-pic23774218 elif-şafak-baba-ve-pic
23774218 elif-şafak-baba-ve-pic
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
 
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
 
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlari
 
Thomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.net
Thomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.netThomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.net
Thomas Hardy - Çılgın Kalabalıktan Uzak - horozz.net
 

Similar to Lgbti.org turkiyedeki lgbti-dernekleri_ve_kayp_1_milyon_tl

türkülerimiz (2).pdf
türkülerimiz (2).pdftürkülerimiz (2).pdf
türkülerimiz (2).pdfaylin735465
 
türkülerimiz (1).pdf
türkülerimiz (1).pdftürkülerimiz (1).pdf
türkülerimiz (1).pdfaylin735465
 
türkülerimiz.pdf
türkülerimiz.pdftürkülerimiz.pdf
türkülerimiz.pdfaylin735465
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türlerslayturk
 
Komedi Tiradları
Komedi TiradlarıKomedi Tiradları
Komedi Tiradlarısmsyah dnz
 
Tdve Su Kasidesi
Tdve Su KasidesiTdve Su Kasidesi
Tdve Su Kasidesiderslopedi
 
Nota,Aylin Furuncu
Nota,Aylin FuruncuNota,Aylin Furuncu
Nota,Aylin Furuncuaylin735465
 
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunumMi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunumMümin Yılmaz
 
sonnet 130, by William Shakespeare
 sonnet 130, by William Shakespeare sonnet 130, by William Shakespeare
sonnet 130, by William Shakespearesuheylag
 
Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Rauf Erdem
 
Gari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusu
Gari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusuGari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusu
Gari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusufedvayildiz
 
11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfka
11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfka11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfka
11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfkamuhammedyloyun
 
Bingolce - Osmanlı Argosu.pdf
Bingolce - Osmanlı Argosu.pdfBingolce - Osmanlı Argosu.pdf
Bingolce - Osmanlı Argosu.pdfssuserb90d48
 
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'yeLermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'yeYilmaz Mete
 

Similar to Lgbti.org turkiyedeki lgbti-dernekleri_ve_kayp_1_milyon_tl (20)

Seyh sadi sirazi
Seyh sadi siraziSeyh sadi sirazi
Seyh sadi sirazi
 
Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇
 
Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇
 
Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇
 
türkülerimiz (2).pdf
türkülerimiz (2).pdftürkülerimiz (2).pdf
türkülerimiz (2).pdf
 
türkülerimiz (1).pdf
türkülerimiz (1).pdftürkülerimiz (1).pdf
türkülerimiz (1).pdf
 
türkülerimiz.pdf
türkülerimiz.pdftürkülerimiz.pdf
türkülerimiz.pdf
 
Aşık edebiyatı
Aşık edebiyatıAşık edebiyatı
Aşık edebiyatı
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türler
 
Komedi Tiradları
Komedi TiradlarıKomedi Tiradları
Komedi Tiradları
 
Tdve Su Kasidesi
Tdve Su KasidesiTdve Su Kasidesi
Tdve Su Kasidesi
 
Nota,Aylin Furuncu
Nota,Aylin FuruncuNota,Aylin Furuncu
Nota,Aylin Furuncu
 
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunumMi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
Mi̇lli̇ edebi̇yat dönemi̇ şi̇i̇r 3. sunum
 
sonnet 130, by William Shakespeare
 sonnet 130, by William Shakespeare sonnet 130, by William Shakespeare
sonnet 130, by William Shakespeare
 
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLERATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
 
Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3
 
Gari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusu
Gari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusuGari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusu
Gari̇p dişinda-yeni̇li̇ği̇-sürdüren-şi̇i̇r-sunusu
 
11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfka
11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfka11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfka
11.KONU_.pptajsffjasfjasfkafkasfeshjgfkafjafakfasmfaskfasfka
 
Bingolce - Osmanlı Argosu.pdf
Bingolce - Osmanlı Argosu.pdfBingolce - Osmanlı Argosu.pdf
Bingolce - Osmanlı Argosu.pdf
 
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'yeLermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
 

More from Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans & İnterseks

More from Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans & İnterseks (20)

Lgbti.org turkiyedeki-lgbti-dernekleri-ve-kayip-1-milyon-tl
Lgbti.org turkiyedeki-lgbti-dernekleri-ve-kayip-1-milyon-tlLgbti.org turkiyedeki-lgbti-dernekleri-ve-kayip-1-milyon-tl
Lgbti.org turkiyedeki-lgbti-dernekleri-ve-kayip-1-milyon-tl
 
Lgbti.org osmanli-escinsel-metinleri
Lgbti.org osmanli-escinsel-metinleriLgbti.org osmanli-escinsel-metinleri
Lgbti.org osmanli-escinsel-metinleri
 
Lgbti.org pride-parade
Lgbti.org pride-paradeLgbti.org pride-parade
Lgbti.org pride-parade
 
Lgbti.org sikca-sorulan-sorular
Lgbti.org sikca-sorulan-sorularLgbti.org sikca-sorulan-sorular
Lgbti.org sikca-sorulan-sorular
 
Lgbti.org sozluk
Lgbti.org sozlukLgbti.org sozluk
Lgbti.org sozluk
 
Lgbti.org tarihin-ornek-escinselleri
Lgbti.org tarihin-ornek-escinselleriLgbti.org tarihin-ornek-escinselleri
Lgbti.org tarihin-ornek-escinselleri
 
Lgbti.org oral-seks
Lgbti.org oral-seksLgbti.org oral-seks
Lgbti.org oral-seks
 
Lgbti.org lgbti-dernekler-hakkinda-sok-iddialar
Lgbti.org lgbti-dernekler-hakkinda-sok-iddialarLgbti.org lgbti-dernekler-hakkinda-sok-iddialar
Lgbti.org lgbti-dernekler-hakkinda-sok-iddialar
 
Lgbti.org lezbiyen-miyim
Lgbti.org lezbiyen-miyimLgbti.org lezbiyen-miyim
Lgbti.org lezbiyen-miyim
 
Lgbti.org gay-barlar
Lgbti.org gay-barlarLgbti.org gay-barlar
Lgbti.org gay-barlar
 
Lgbti.org gay-olmak
Lgbti.org gay-olmakLgbti.org gay-olmak
Lgbti.org gay-olmak
 
Lgbti.org donum-noktasi
Lgbti.org donum-noktasiLgbti.org donum-noktasi
Lgbti.org donum-noktasi
 
Lgbti.org adim-adim-kondom-kullanimi
Lgbti.org adim-adim-kondom-kullanimiLgbti.org adim-adim-kondom-kullanimi
Lgbti.org adim-adim-kondom-kullanimi
 
Lgbti.org kadinlardan-hoslanan-kadinlar
Lgbti.org kadinlardan-hoslanan-kadinlarLgbti.org kadinlardan-hoslanan-kadinlar
Lgbti.org kadinlardan-hoslanan-kadinlar
 
Lgbti.org italyada-evlilik-tartismasi
Lgbti.org italyada-evlilik-tartismasiLgbti.org italyada-evlilik-tartismasi
Lgbti.org italyada-evlilik-tartismasi
 
Lgbti.org gizli-lezbiyenler-kulub
Lgbti.org gizli-lezbiyenler-kulubLgbti.org gizli-lezbiyenler-kulub
Lgbti.org gizli-lezbiyenler-kulub
 
Lgbti.org gay-olmak
Lgbti.org gay-olmakLgbti.org gay-olmak
Lgbti.org gay-olmak
 
Lgbti.org gay-barlar
Lgbti.org gay-barlarLgbti.org gay-barlar
Lgbti.org gay-barlar
 
Lgbti.org donum-noktasi
Lgbti.org donum-noktasiLgbti.org donum-noktasi
Lgbti.org donum-noktasi
 
Lgbti.org benim-cocugum-lgbti
Lgbti.org benim-cocugum-lgbtiLgbti.org benim-cocugum-lgbti
Lgbti.org benim-cocugum-lgbti
 

Lgbti.org turkiyedeki lgbti-dernekleri_ve_kayp_1_milyon_tl

  • 1. Osmanlı Eşcinsel Metinleri lgbti.org /osmanli-escinsel-metinleri/ Eskiler, Osmanlılardaki eşcinsel metinlerden bahsederken, “Bu iş, adamların sadece dilinde” derlerdi. Sadece dillerinde olup olmadığını bugün bilemiyoruz ama eşcinsel temalar, Osmanlı cinsellik metinlerinin azımsanmayacak bir bölümünü oluşturur ve bunları görmezlikten gelmek de zordur. Bu tür ilişkiler, o dönemin şartları içerisinde olağan bir davranış görüntüsü verir. Eşcinsel eğilim, sıradan şairinden divan sahibi şeyhülislamına yani en yüksek düzeydeki din görevlisine, padişahın maiyetindeki besteciden semai kahvelerinde sazını çalarak geçinen müzisyenine, ansiklopedistlerden tasavvuf bilginine kadar, toplumun değişik kesimlerinden gelenlerin yazdıklarında açıkça görülür. Alışılmış görüntülerden biri, kadının kötülenmesidir. Mesela Sümbülzade Vehbi’ye göre erkek, “Eli kınalı kadınlardan elini çekmelidir, zira kadınlar, erkeğe kanlı gömlek giydirebilirler.” Lamii Çelebi ise, erkeklere “evde kahbe tutmayın” diye nasihat eder: Seni boyunca altına gark etse Erkeksen, kahbeyi evinde tutma Ona da malına da lanet olsun! Malı da kendisi de mel’un Fuzuli, “Sabah usturasını bilemiş, güneş kılıcını taşa çalıp o ay gibi tellaka bağlılığını göstermiş. Başlar, onun amber kokulu usturasının hareketinden, suyun dalgalanıp kabarcıklar meydana getirmesi gibi neşelenip tertemiz oluyor. Her kılımın ucunda bir baş olsaydı ve sevgilim onları saç gibi doğrasaydı, kanlar döken usturasından yine de kaçmazdım.” sözleriyle, hamamda saç tıraşı yapan bir tellaka övgüler yağdırır. Divan şiirinin hemen her ünlü adı, bu şekilde mısralarının yer aldığı hammamiyeler düzer ve güzel delikanlıları tasvir ederler. Erkek sevgilinin şiirde sadece böylesine sembol olarak değil, adıyla, sanıyla geçmesi olağan bir şeydir. 1082 yılında Ziyaroğulları’ndan Emir Keykavus tarafından kaleme alnınan Kabusname sevişmeyi konu olarak işleyen Farsça bir ansiklopedik eserdir. Kabusname’den örnek bir bölüm şöyledir: “.Yaz olunca avratlara, kışın oğlanlara meylet ki, vücutça sağlam olasın. Zira oğlan teni sıcaktır, yazın iki sıcak bir araya gelirse vücudu bozar. Avrat teni ise soğuktur, kışın iki soğuk, vücudu kurutur.” Osmanlı eşcinsel metinlerinden bahsedildiğinde, akla ilk gelen isimlerden biri Enderunlu Fazıl Bey’dir. 1759-1810 yılları arasında yaşamış. Dönemin tanınmış bir eşcinseli ve eşcinsel olmakla her zaman, her vesileyle övünmüş. Kadınlardan zevk almadığını devamlı tekrarlamış, eserlerinde hep bu konuyu işlemiş. Maceralarını, duygularını, isteklerini apaçık ve hiçbir şeyin ardına gizlenmeden anlatmış. Üstelik bu açık sözlülüğü, ona ünlü beytini, “Şairiz, şeyn verir şanımıza / Giremez fahişe divanımıza”yı (Şairiz, fahişeler divanımıza giremez, böyle bir şey bize utanç verir) yazdıracak dereceye varmış. Fazıl’ın, bugün elimizde beş kitabı var: Defter-i Aşk, Hubanname, Zenanname, Çenginame ve Divan. Kitapların geçmişi de, yazarları gibi maceralı. Kimisi yazma olarak elden ele dolaşır, kimisi de basılır ama bazen ahlak dışı bulunarak toplatılır.
  • 2. Defter-i Aşk’ta şair, başından geçen aşk maceralarını hikaye eder. Saraya alınışını, Enderun’daki bazı delikanlılara aşık olunca kovuluşunu, sefaletini ve bir çingene genciyle olan gönül ilişkisine yer verir. Hubanname’de, dünyanın çeşitli uluslarına mensup delikanlıların özelliklerini anlatır. Sevgilisi, diğer ülkelerin güzel erkeklerini de öğrenmek istediğini söyler ve Fazıl bu isteği yerine getirmek için kaleme sarılır. Divan, dini şiirler, devrin büyüklerine övgüler ve yine delikanlılar için yazılmış gazellerle doludur. Fazıl bu şiirlerle kendisine özgü bir tarz yaratır, o güne kadar söylenmeye cesaret edemediği bazı ifadeleri açıkça kullanır. İSTANBULLU LEZBİYENLER Zenanname, Hubanname’deki bahsi geçen milletlerin kadınları üzerinedir. Özellikle İstanbul kadınları için yazdıkları, o dönem Osmanlı hayatını gösteren bir ayna gibidir. İstanbul kadınlarını dörde ayırır Fazıl. Dinine bağlı, namazında-abdestinde olanlar, hafif işveliler; fahişeler ve lezbiyenler. Bu kitabı yazmasını da sevgilisi ister. Fazıl, İstanbullu lezbiyenler için şöyle yazmıştır: “Ey sevgili, eski zaman kadınları arasında olmayan, “sevici zümresi” denilen yeni bir bölük çıktı ortaya. Kadınlara kötü bir hediye bu. Birbirlerine gönül verip aşık olurlar, ilişki vaktinde bile hile yaparlar. Hileleri, zekeri (erkeğin cinsel organını) taklit ederek yapılmış bir alettir. Aletin adını yazamam ama bir bilmeceyle söyleyebilirim. İşte o bilmece: “Nazı bıktırdı beni dildarın” (Fazıl burada, eski harflerden ve aruz vezninden yararlanarak, “yapay erkeklik organı” demek olan zıbık kelimesini şifreyle veriyor.) Bu yola girenler temiz huylu, nazik, ilim-irfan sahibi kadınlardır. Böylesine ilişkiler pek çok oluyorsa da, diğer davranışlara göre kötünün iyisi sayılıyor, birbirleriyle geçinip gidiyorlar. ÇİNGENELER, ÇENGİLER Fazıl’ın bir diğer kitabı Çenginame yani “Erkek Dansçılar Kitabı” o dönem İstanbul’unun en ünlü erkek dansçılarını konu alır. Şair, erkeklerin ve erkek sevgililerinin konuşulduğu bir toplulukta çengi denilen dansçılar üzerine yapılan bir tartışmaya tanık olur. Herkes bir başka çengiyi methetmekte, göklere çıkarmakta ama hangisinin en yakışıklı ve en hünerli olduğu hakkında bir türlü karar verememektedirler. Sonuçta Fazıl’dan hakemlik etmesini ve bu konuda bir kitap yazmasını isterler. O da oturur, Rum, Yahudi, Ermeni, Hırvat ve Çingene milletinden gelme 42 erkek dansçıyı şiirlerle anlattığı Çingenamesi’ni kaleme alır. İşte Çingename’deki düzyazı şeklinde kaleme alınan oyunculardan bazıları: BÜYÜK AFET denilen güzel YORGAKİ’nin temiz vücudu gümüşe benzer. O edasının, yiğitçe yürüyüşünün dünyada bir benzeri daha yoktur. Görünüşü, hareketleri alemi kendisine bağlar. Aşığın burnuna girse bile, değer. ANDON, eli ağzına uyan bir dilberdi, naz tahtı üzerine kurulmuş İskender’e benzerdi, iki bin aşığı vardı. Şimdi yüzüne sinekler üşüştü, şirin dudaklarına karıncalar düştü. Meğer güzellik de kuş gibiymiş. Çengilerin şahı MISIRLI’nın vücudunun uyumu ve boyu eşsizdir. Aslı Yahudi’dir. Raksa girip her tarafını oynatmaya başlayınca, halkı deli eder. Aşıklarını saymakla bitiremezler. Hem çehresi, hem yürüyüşü bir hoştur, şalvarını çözdüğünde daha da hoş olur. KANARYA, aşıkların kuşunu kaldırıyor. Güzeller içinde bir bülbül. Onun yanında bize düşen, mum tutmak. MURAT BARDAKÇI Osmanlı’da Seks adlı kitaptan sadeleştirilmiştir. HUBANNAME’DEN (ERKEKLER KİTABI) BAZI ÖRNEKLER:
  • 3. ZENGİBAR (ZENCİ) ERKEKLERİ: Ey gecenin rengi gibi benli, güzelliği gizli olan zencinin genci!.. Yanakları sade de olsa, yüzü tebessüm de etse, aşığın gözü kör olmadıkça öpülmeye layık görülmezler. İsimlerine “Mercan” diyelim, ama onunla birlikte olmayı kim kabullenecek? Sadakatleri meşhur, kahraman, sevimli ve vakurdurlar; isimleri görünüşte değişiktir ama içleri baştan başa cevherdir. Fakat anlayış gözü kör mü acaba? Parlak gündüz ile gece bir mi? Bırak, onları hatırlamasak daha iyi olacak. Geriye kalanları bir tütsü kabına koysak, hepsi amber olur. HALEP VE URFA ERKEKLERİ: Rüzgarın can verdiği, mutedil bir havası var Halep’in. Hoş yürüyüşlü dilberleri temiz, yanaklarının aynası saf. Ama çocuklarının yüzlerinde bile yara çıkar, erkeklerinin hepsi yaralı. ANADOLU ERKEKLERİ: Bunlar adetlerine bağlıdır, yaratılışları sırasında aldıkları özelliklerini daima korurlar. Yani ne cilve, ne edalı yürüyüş, ne de kötü söz bilirler. Hepsinin budala yaratılışlı olmasının aslında yüz sebebi var ama çoğu cennetlik. Ham vücutları da pişmemiş, endamları kaba. Yüzü ay gibi bile olsa, cansız bir şekli ne yapayım? Cisminin kabalığı, resmini bile uygunsuz kılıyor. İSTANBUL ERKEKLERİ: Dünya sanki bir kitap, İstanbul da onun fihristi. Bazen insan harmanı yapıldı burada, bu yüzden her cinsin tohumu var. Bütün dilberlerin bukalemun gibi renk değiştirmesinin sebebi de işte bu. Uykulu tavırlı, edalı, güler yüzlü, tatlı seslidirler. Kadın gibi, bilmem ne gibi kırıtarak yürürler. Nazik boyu ince bir fidanı, yanağı ve yüzü sonbahar yaprağını andırır. Güzelleri birbirine benzemez, üstelik renkleri de değişiktir ama hepsi naz ve niyaz ehli, aydınlık çehrelidir. Naz ve sitemde üstat, cevir ve cefa etmeye alışıktırlar. Ona Karun kadar mal harcasan, ne kadar sihirler, füsunlar yapsan, ciğerini önüne koysan, bin bir vade ile kucağa gelir ama yine de göğsünü kırar geçirir. Kimi hafız, kimi molla, kimi şair, kimi de seçkinin de seçkini. RUM ERKEKLERİ: Sanki aleme bir güzellik zerresi düştü, Rum milletine ise güzelliğin kubbesi verildi. Kadını da oğlanı da güzel, her biri birer afet. Yosma yürüyüşlü, şuh edalıdır hepsi. Ermenilerin yumuşaklığına, Yahudilerin miskinliğine onlarda rastlanmaz. Galata meyhanelerindeki çocuklar, en iyi insanı bile yolundan çıkartır. ERMENİ ERKEKLERİ: Yüzlerinin ifadesi hummalıdır ama güzellikleri Rum gibi olmaz. Nazik huylu Serkis. Vücudu nazik, boyu ince uzun, bacak kılları az ama şehveti kışkırtmıyor. Bedeni vahşi görünüyor. Kılları samur gibi. Karakış için iyi bir güzel; onu kışın kullanmak için sakla. Göğsü bir kıl tarlası, her kılı bir eşek lalesi. YAHUDİ ERKEKLERİ: Çehreleri ak olur, kırmızı yüzlüleri, esmerleri azdır. Güzellikte ufukların en şuhu bile olsa, başı kel olanı neyleyeyim? İşte Yahudi’nin başı kel, yüzü sarı. Bu, onun soyundan geliyor. Bedeni ve yüzü beyaz. Katı gönüllü, her millete düşman olmuşlar.. ÇİNGENE ERKEKLERİ: Dilberleri hoşça, yüzleri esmerdir. Musiki onlara Allah vergisidir. Hareketleri anlamlı ve ölçülüdür. Sesleri nazik ve gevrek, sözleri şerbetten lezzetlidir. Onlarla gizlice “alışveriş” yapmak mümkündür. Birçok bahaneyle kapıya gelirler. Gay Gaye