SlideShare a Scribd company logo
1 of 40
FUZULİ  ( Kerbela ,  1480-90?  –  Kerbela-Bağdat? ,  1556 )   ,[object Object],[object Object],[object Object],[object Object],[object Object],[object Object],[object Object]
[object Object]
[object Object]
[object Object],[object Object]
[object Object]
[object Object]
[object Object]
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su Mübalağa: Şairin gönlündeki ateş suyla söndürülemez. Mecaz: od (ateş) kelimesinde.  Tezat: su ve ateş kelimeleriyle. Açık istiare: Yüreğindeki acılar ateşe benzetilmiştir.  Teşbih: Gözyaşı suya benzetilmiştir.  Hüsn-i Ta’lil: Gözyaşlarının gönüldeki ateşi söndürmek için akıtıldığını söyler.  Nida sanatı: Ey göz diyerek göze seslenmektedir.  Ey göz! Gönlümdeki içimdeki ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar çok tutuşan ateşlere su fayda vermez.
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem  Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su Tecahül-i Arif: Gökyüzünün mavi olduğunu bilmez gibi davranması Hüsn-i Talil: Göğe kendi gözyaşlarının renk verdiğini söylemesi Mübalağa: Gözyaşlarının gökyüzünü kapladığını söylemesi Tenasüp: ‘Göz, aşk, su, saç-; od, dutuş-’ kelimeleri arasında anlam ilgileri vardır. Soru (istifham): Gökyüzü su renginde midir? Tenasüp: Göz, ab, su kelimeleri arasında Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem..
Zevk-ı  tîğundan  aceb yoh olsa  gönlüm   çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur  rahneler   dîvâra   su Açık İstiare: Bakış, anlamı keskin bakış anlamına gelen “tîg” (kılıç) kelimesiyle anlatılır. Leff ü neşr sanatı: Birinci mısrada altı çizili kelimelere denk ikinci mısradaki altı çizili kelimeler kullanılmıştır.  Teşbih: Aşığın parça parça olmuş gönlü yarılmış açılmış duvara benzetilmiş.  Tekrir: Çak kelimesinin 1. mısrada iki kez tekrarlanmasıyla… Tenasüp: ‘Tiğ-çak; su-mürur-rahne; zevk-gönül’ kelimeleri arasında anlam ilgileri bulundurularak bir araya getirilmiş.   Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarıklar meydana getirir
Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su İrsal-i Mesel: Yarası olanın su içmemesi gerektiğinin söylenmesi Leff ü neşr: Vehm ilen söyler–ihtiyat ilen içer, dil-i mecruh–yara ve peykan–su kelimeleri arasında. Açık istiare: peykan ile sevgilinin kirpikleri kastedilmiştir. Teşbih: Yaralı gönül hasta bir insana benzetilmiştir.  Tenasüp: Mecrûh-yare; vehm-ihtiyat; söz-söyle; su-iç-” kelimeleri arasında anlam ilgileri bulunarak bir araya getirilmiş.  Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.
Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su Teşbih: Yüz, rengi ve şekli dolayısıyla güle benzetilir.  Tenasüp: Suya vermek, bağban, gülzar, gül, su kelimeleriyle… Tevriye: ‘Tek’ kelimesinin hem ‘bir’ anlamı hem de ‘gibi’ anlamı vardır. (Sevgilinin bir tane, benzeri olmayan, eşsiz olması)  Tezat: Bir ve min kelimeleri arasında. Bahçıvan gül bahçesini sele versin su ile mahvetsin, boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.
Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su Teşbih: Yüzdeki tüylerle gubâri hat arasında.  Tenasüp: “gubâr-hat; muharrir-hâme-kara su (mürekkep)” kelimeleri arasında. Kinaye: 1. Kalemin gözlerinden kara su (mürekkep) inmesi- gerçek anlam 2. Kağıda, yazıya devamlı bakan insanın gözlerinin kızardığının, kanlandığının, karardığının, mecazen zayıfladığı ve kör olmaya yüz tuttuğunun vurgulanmasıyla… Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse kör olsa, kör oluncaya kadar uğraşsa yine de gubârî yazısını, senin yüzündeki tüylere benzetemez.
Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n’ola Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su   Teşbih: Yanak güle ve kirpikler ise gül dikenine benzetilerek Leff ü neşr: “ârız-gül, “yâd-temennâ”, “nem-nâk-su”, “müjgân-hâr” kelimeleri ile… Kinaye: Kirpiklerim nemlense 1. Kirpiklerin nemli olduğu gerçeği 2.Mecazen ağlamak anlamının kastedilmesi. Tenasüp: “Ârız-müjgan; gül-hâr-su vir-; hâr-gül; yâd-temennâ” kelimeleri arasında. Senin yanağının  anılması sebebiyle kirpiklerim  ıslansa ne olur,  buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek  dileği ile dikene  verilen su boşa gitmez.
Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su   İrsal-i mesel: “Geceleyin hastaya su vermek sevaptır” sözüyle. Leff ü neşr: “gam güni- karanu gice”, “dil-i bimâr- bimâr”, “tîg-su” kelimeleri arasında.   Açık istiare: Sevgilinin keskin, yaralayıcı bakışları kılıca benzetilmiş. Sadece kendisine benzetilen söylenmiş.  Tenasüp: “Gam güni, dil-i bimar, karanu gice, bîmar, hayr, su” kelimelerinin arasındaki anlam ilgisi gözönünde bulundurularak bir araya getirilmiş. Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.
İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su Tecrid sanatı: Şair “gönül” ü kendisinden ayrı birisi gibi düşünmekle tecrit sanatı yapmıştır.  Teşhis sanatı/ Kapalı istiare: “gönül” şaire su arayan birisi gibi düşünüldüğünden Kirpik yerine “peykan” kelimesinin kullanılmasıyla açık istiare Tezat: Şevk (şiddetli arzu) ile sakin kelimeleri arasında. Tenasüp: “Su-susuzam-sahra; peykân-hecr; şevk-gönül” kelimeleri arasında. Tevriye: kez (defa, kere) kelimesinin “gez” şeklinde “gezip ara” anlamında okunmasıyla. Leff ü neşr: Peykan-su, şevk-susuzluk, hecr- sahra kelimeleri arasında. Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır, söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara.
Men   leb ün müştâkıyam  zühhâd  kevser  tâlibi Nitekim  mest e  mey  içmek hoş gelür  hûş-yâr a  su Tezat: su ve şarap (haram helal olma noktasından); mest, hûş-yâr kelimeleriyle tezat sanatı yapılmıştır.  Teşbih: Kendini sarhoşa, zahitleri de aklı başında olanlara benzetmiş.  Tenasüp: “mest-mey-su-içmek” kelimeleri arasında.  Leff-ü neşir: “men, leb, zühhad ve kevser” kelimeleri sıralandıktan sonra bunlarla ilgili ve tamamlayıcı nitelikte, paralelindeki “mest, mey, hûş-yar ve su” kelimelerinin 2. mısrada belli bir düzen içinde söylenmesiyle. Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum, sofular da Kevser istiyorlar
Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su Açık istiare: Servi ile sevgili kastedilmiştir. Teşhis sanatı /Kapalı istiare: Su insan gibi şairin sevdiği güzele aşık olmuştur.  Teşbih: Sevgilinin bulunduğu yer Cennet’e benzetilmiş. Tecahül-i ârif: Suyun akışının sebebini bilmiyormuş gibi yapmış. Hüsn-i ta’lil:Genellikle su kenarında yetişen servilerin altından akan suyun bu halini şair “O, hoş salınışlı serviye aşık olduğu için su bahçeye ağaçlara doğru akar” diyerek. Teşbih: “kûy” sevgilinin bulunduğu köşedir. “Ravza-i kûy” tamlamasıyla  sevgilinin bulunduğu köşe cennet köşesine benzetilmiştir.  Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş.
Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su Teşhis/Kapalı istiare: Suyun şairin sevgilisine aşık olması  Tevriye: Toprak olmak hem ölmek hem suyun yoluna set olmak anlamında kullanılmış  Tenasüp: “Su yolu, toprak, su” kelimeleriyle Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere bırakamam.  
Dest-bûsı ârzûsıyla ger  ölsem   dost lar Kûze eylen  toprağ um sunun anunla  yâr a su Aliterasyon: Beyitte s sesi ile ve şiir okunurken “su” haline dönüşebilen “sı” heceleri ile. Leff ü neşr: “ölmek-toprak”, “dost-yâr” kelimeleri arasında Tenasüp: “Bûs-arzu; dost-yâr; kûze-toprak kelimeleri arasında.  Nida: Şair herhangi bir ünlem kullanmadan “dostlar”ına seslenmiş.   Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su sunun .
Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su   Teşhis: Kumrunun serviye aşık olup yalvarması Hüsn-i Talil: Servinin başını sağa sola sallamasının, kumrunun ötmesinin ve suyun ağaçlık yerlerde akmasının sebebi aslında bilinir ancak burada daha güzel bir sebebe bağlanmış. Tenasüp: “Serv-kumru-su; dâmenin tut-ayağa düş-yalvar” kelimeleri arasında..  Açık istiare: Servi sevgiliye, kumru aşığa benzetilmiş.  Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından kurtarabilir .
İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağınun mizâcına gire kurtara su   Telmih: Beyitte gül – bülbül efsanesi hatırlatıldığından. Hüsn-i talil: Efsaneden hareketle gülün rengini bülbülün kanından aldığının söylenmesiyle Tevriye:“Reng” kelimesi hem renk hem de hile anlamında kullanıldığından. Kişileştirme: Su ve gül kelimeleri kişileştirilmiştir.  Tenasüp: “Bülbül-gül-reng-kan; kan-su-gül” kelimelerinde. Gül fidanı bir hile ile meşhur gül ve bülbül efsanesindeki gibi yine bülbülün kanını içmek istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını değiştirmesi gerekir.
Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr’a su Su, Hz. Muhammet (S.A.V.)’e tabi olan insan gibi kabul edilip teşhis sanatı /Kapalı istiare yapılmıştır. Tenasüp: “Pâk-rûşen kıl-; pâk-su” kelimeleri arasında. NOT: Bu beyit Kasidenin Girizgâh beyitidir. Su Hz. Muhammed’in s.a.v yoluna uymuş ve bu hâli ile dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiştir.
Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su Teşbih: Hz. Muhammed, seçkin incilerin çıktığı denize benzetilmiş.  “ Derya,  dür, sepmek, su” kelimeleriyle tenasüp  sanatı “ Ateş- su ” kelimeleriyle tezat sanatı yapılmıştır. Telmih:  Peygamberin doğumundaki mecusilerin ateşinin sönmesi mucizesi İnsanların efendisi, seçme inci denizi olan Hz. Muhammed’in s.a.v mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir.
Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın Mu’cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su Telmih: Beyitte peygamberimizin taştan su çıkarma mucizesine. Tenasüp: “Gülzar, taze, revnak, su” kelimeleriyle.  Teşbih: Peygamberlik gül bahçesine benzetilmiş. Hüsn-i Ta’lil: Katı taştan su çıkmasının sebebi olarak.  Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için ve onun mucizesinden dolayı su meydana çıkarmıştır.
Mu’cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su   Teşbih: Peygamberimizin mucizelerinin denize benzetilmesiyle Telmih: Beyitte Hz. Muhammet (S.A.V)’nin doğumuyla bin yıldır hiç sönmeyen Kisra sarayındaki ateşin sönmesi hatırlatılarak Tezat: Bahr-su ve ateş” kelimeleriyle Tekrir: min min kelimesinin tekrarıyla. Tevriye: “Yetmiş” kelimesi hem erişmiş, hem de kifayet etmiş anlamıyla. Hz. Peygamberimiz’in mûcizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan o mucizelerden, ateşe tapan kâfirlerin binlerce mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.
Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr’a su Telmih: Peygamberimizin parmaklarından su akıtma mucizesine telmihte bulunulmuştur. Tenasüp: “Hayret-parmağını dişlemek” kelimeleri arasında tenasüp sanatı vardır Mihnet günü Ensâr’a parmağından su verdiğini bir mucize olarak parmağından su akıttığını kim işitse hayret ile şaşa kalarak parmağını ısırır.
Dostı  ger  zehr-i mâr  içse  olur   âb-ı hayât Hasmı   su  içse  döner  elbette zehr-i mâra  su   “ Dost-hasım”, “âb-ı hayat- zehr-i mâr” kelime ve terkipleriyle tezat Leffü Neşir: Dost-hasım, zehr-i mâr-su, olur-döner, âb-ı hayat-zehr-i mar” kelimelerinde. 1. mısrada sıralanan kelimelerin tamamlayıcı karşılığı 2.mısrada verilmiştir.  Tenasüp: “Âb-ı hayat-su-iç-; âb-su; zehir-mâr kelimelerinde. Telmih: Peygamberin mucizesine atıf Dostu yılan zehri içse bu zehir onun dostu için âb-ı hayat olur. Aksine düşmanı da su içse o su, düşmanına elbette yılan zehrine döner.
Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su   Teşbih: yanak güle benzetilir  Tezat: “Katre ve bahr” kelimeleri arasında  Tenasüp: Su ile ilgili “katre, bahr, su, vuzû” kelimeleriyle. Açık istiare: Gül-i ruhsar derken Hz. Peygamber kastedilmiştir.  Abdest almak için el uzatıp gül gibi olan yanaklarına su vurunca sıçrayan her bir su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.
Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su Teşhis/Kapalı istiare: Su, kişileştirilmiştir.  Mecaz-ı mürsel: Su ile benzetme yapmadan ırmak, çay, dere kastedilmiş. Hüsn-i Ta’lil: Suyun gezmesinin sebebi olarak. Yine Suyun taşların arasında onlara çarpa çarpa gitmesini şair “üzüntüsünden, pişmanlığından dolayı suyun başını taştan taşa vurduğu” şeklinde açıklayarak hüsn-i talil yapmıştır Tenasüp: Hâk-daş-su; ömr-muttasıl; baş-âvâre-gez-” kelimeleri arasında. Tezat: Ayak ve baş kelimeleri arasında. Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer.
Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su Teşhis: Su,insan gibi, âşık gibi düşünülmüş Hüsn-i talil: Suyun akma sebebi olarak.  Leff ü neşr: Zerre zerre - pâre pâre, nûr-su kelimeleriyle Mecaz-ı Mürsel: Hak-i dergah: Peygamberin türbesi. Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak orayı aydınlatmak ister. Eğer parça parça da olsa o eşikten dönmez.
Zikr-i na’tün virdi ni  dermân  bilür  ehl-i hatâ Eyle kim  def-i humâr  içün  içer   mey-hâra   su Teşbih: Günahkârlar, sarhoşlara benzetilmiş.  Tezat: “Humâr – derman” kelimeleriyle  Leff ü neşr:  “Zikr-i na’tün virdi – su içmek, ehl-i hatâ -  mey-hara, derman-def-i humar”  kelimeleriyle  Tenasüp: Mey-hara, içer, humar, ehl-i hata kelimeleriyle Sarhoşlar içkiden sonra gelen baş ağrısını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na’tının zikrini dillerinde tekrarlamayı dertlerine derman bilirler.
Yâ Habîballah yâ Hayre’l beşer müştakunam Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su   Tenasüp: Müştâk-habib; leb-teşne-su-yan” kelimeleriyle. Teşbih: Peygambere olan tutkuyu suyu dilemeye/ muştaka benzetmiş. Müştak: Susuzluktan yanıp tutuşan insanları su dilemeleri Nida: Peygambere seslenmiş. Tezat: yan-, su kelimeleriyle. Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların susuzluktan dudağı kurumuşların yanıp dâimâ su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum.
Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc’da Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su Teşbih: Rasülullah, keramet denizine benzetiliyor. Tezat: “Bahr-şeb-nem (çiy); sabit-seyyar” kelimeleriyle  Tenasüp: bahr-şebnem-feyz-su kelimeleriyle. Telmih: miraç gecesi  Sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin çiyleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış.
Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su   Teşbih: Güneş çeşmeye, ışıklar da zülâl(saf su)e benzetilmiştir. Tenasüp: “Çeşme-su; mimar-tecdid-merkad-zülal-çeşme-su” kelimeleriyle. Tezat: hurşid ve su kelimeleri arasında. Kabrini yenileyen tamir eden mimara su lazım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner.
Bîm-i dûzah   nâr-ı gam   salmış  dil-i  sûzân uma Var  ümîd üm  ebr-i ihsân un  sepe  ol  nâr a su Tezat: “nâr-su kelimeleri ile bîm–ümîd” kelimeleri arasında  Tenasüp: “cehennem-nâr-suzan ve ebr-su-sep” kelimeleri arasında.  Leff ü neşr: “Bîm-i dûzah-ümid, nâr-ı gam- ebr-i ihsan, salmak-sepmek, suzan-nâr” kelimeleri ile. Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış, ama o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden ümitliyim.  
Yümn-i na’t ünden  güher  olmış  Fuzûlî  sözleri Ebr-i nîsân dan dönen tek  lü’lü şeh-vâr a  su Telmih: İncinin, nisan yağmurundan olduğu inancına. Tevriye: “Fuzuli’nin sözleri” hem Fuzuli'nin sözleri hem de değersiz boş sözler anlamına gelebileceğinden  Tenasüp: “yümn-ebr-i nisan-su; lü’lü-güher ve na’t-şahvar sözlerinin birlikte kullanılmasıyla. Teşbih: Fuzuli sözlerini gühere (inciye) benzetmiş. Leff-ü neşir: yümni nat-ebri nisan; güher-lü’lü ü şehvar; Fuzuli sözleri-su kelimelerinin karşılıklı kullanılmasıyla. Hüsn-i Talil: Fuzulinin sözlerinin güzel olması Peygamberi övmenin bereketiyledir. Tecrid: Fuzuli kendinden değil sanki başkasından bahsediyor gibi. Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî’nin alelâde sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur.
Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su Düşkün  ile açık istiare,  aşık göz  kapalı istiare, mecaz-ı mürsel, teşhis sanatları yapılmıştır. Gaflet ve bîdâr kelimeleri arasında tezat sanatı yapılmış Tenasüp: “dide-eşk-su-tök-” kelimeleri arasında. Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan düşkün yahut aşık göz, sana duyduğu hasretten su gözyaşı döktüğü zaman
Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su   Tenasüp: “çeşme-teşne-su; haşr-vasl” kelimeleri arasında.  Mecaz-ı mürsel: “Çeşme-i vasl” tamlaması ile benzetme ilgisi kurulmaksızın Cennet’teki ebedi saadet kastedilmiştir.  O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını ummaktayım.
 

More Related Content

Similar to Fuzuli

Edebiyat Bilgileri şEkil öZellikleri
Edebiyat Bilgileri şEkil öZellikleriEdebiyat Bilgileri şEkil öZellikleri
Edebiyat Bilgileri şEkil öZellikleriyardimt
 
Edebi Sanatlar3
Edebi Sanatlar3Edebi Sanatlar3
Edebi Sanatlar3derslopedi
 
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren MetinlerCoşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinlerferhankocak
 
şIirde şEkil Unsurlari
şIirde şEkil  UnsurlarişIirde şEkil  Unsurlari
şIirde şEkil Unsurlariderslopedi
 
7 Fr Oludeniz Koycegiz
7 Fr Oludeniz Koycegiz7 Fr Oludeniz Koycegiz
7 Fr Oludeniz KoycegizCan Akin
 
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUBEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUhafize
 
Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Rauf Erdem
 
Beyitlerden Seçmeler - Yavuz Çınar
Beyitlerden Seçmeler - Yavuz ÇınarBeyitlerden Seçmeler - Yavuz Çınar
Beyitlerden Seçmeler - Yavuz ÇınarVeysel Altın
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlariUmut Açıkgöz
 
Edebi Sanatlar1
Edebi Sanatlar1Edebi Sanatlar1
Edebi Sanatlar1derslopedi
 
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ Aslı Özer
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİTangül Müdok
 
Sagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of FairiesSagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of Fairiesbeyazarifakbas
 
Sozcukteanlamsunu
SozcukteanlamsunuSozcukteanlamsunu
Sozcukteanlamsunuderslopedi
 

Similar to Fuzuli (17)

Divan şiiri
Divan şiiriDivan şiiri
Divan şiiri
 
Edebiyat Bilgileri şEkil öZellikleri
Edebiyat Bilgileri şEkil öZellikleriEdebiyat Bilgileri şEkil öZellikleri
Edebiyat Bilgileri şEkil öZellikleri
 
Edebi Sanatlar3
Edebi Sanatlar3Edebi Sanatlar3
Edebi Sanatlar3
 
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren MetinlerCoşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler
 
şIirde şEkil Unsurlari
şIirde şEkil  UnsurlarişIirde şEkil  Unsurlari
şIirde şEkil Unsurlari
 
7 Fr Oludeniz Koycegiz
7 Fr Oludeniz Koycegiz7 Fr Oludeniz Koycegiz
7 Fr Oludeniz Koycegiz
 
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUBEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
 
Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3
 
Beyitlerden Seçmeler - Yavuz Çınar
Beyitlerden Seçmeler - Yavuz ÇınarBeyitlerden Seçmeler - Yavuz Çınar
Beyitlerden Seçmeler - Yavuz Çınar
 
Ahmet Hasim
Ahmet HasimAhmet Hasim
Ahmet Hasim
 
nazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlarinazim manzume siir unsurlari
nazim manzume siir unsurlari
 
Edebi Sanatlar1
Edebi Sanatlar1Edebi Sanatlar1
Edebi Sanatlar1
 
Kadı Burhaneddin
Kadı BurhaneddinKadı Burhaneddin
Kadı Burhaneddin
 
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
 
Sagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of FairiesSagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of Fairies
 
Sozcukteanlamsunu
SozcukteanlamsunuSozcukteanlamsunu
Sozcukteanlamsunu
 

More from slayturk

Halk edebiyatı
Halk edebiyatıHalk edebiyatı
Halk edebiyatıslayturk
 
Göstergeler
GöstergelerGöstergeler
Göstergelerslayturk
 
Fecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıFecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıslayturk
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türlerslayturk
 
Comparatives
ComparativesComparatives
Comparativesslayturk
 
1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiirislayturk
 
Atatürk kronolojik hayatı
Atatürk kronolojik hayatıAtatürk kronolojik hayatı
Atatürk kronolojik hayatıslayturk
 
Organ bagisi ve_organ_doku_nakli
Organ bagisi ve_organ_doku_nakliOrgan bagisi ve_organ_doku_nakli
Organ bagisi ve_organ_doku_naklislayturk
 
Küçük itfaiyeci
Küçük itfaiyeciKüçük itfaiyeci
Küçük itfaiyecislayturk
 
Açıklayıcı anlatım zarf
Açıklayıcı anlatım   zarfAçıklayıcı anlatım   zarf
Açıklayıcı anlatım zarfslayturk
 
Gun dedigin
Gun dediginGun dedigin
Gun dediginslayturk
 

More from slayturk (12)

Halk edebiyatı
Halk edebiyatıHalk edebiyatı
Halk edebiyatı
 
Göstergeler
GöstergelerGöstergeler
Göstergeler
 
Fecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıFecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatı
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türler
 
Comparatives
ComparativesComparatives
Comparatives
 
1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri
 
40 hadis
40 hadis40 hadis
40 hadis
 
Atatürk kronolojik hayatı
Atatürk kronolojik hayatıAtatürk kronolojik hayatı
Atatürk kronolojik hayatı
 
Organ bagisi ve_organ_doku_nakli
Organ bagisi ve_organ_doku_nakliOrgan bagisi ve_organ_doku_nakli
Organ bagisi ve_organ_doku_nakli
 
Küçük itfaiyeci
Küçük itfaiyeciKüçük itfaiyeci
Küçük itfaiyeci
 
Açıklayıcı anlatım zarf
Açıklayıcı anlatım   zarfAçıklayıcı anlatım   zarf
Açıklayıcı anlatım zarf
 
Gun dedigin
Gun dediginGun dedigin
Gun dedigin
 

Fuzuli

  • 1.
  • 2.
  • 3.
  • 4.
  • 5.
  • 6.
  • 7.
  • 8. Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su Mübalağa: Şairin gönlündeki ateş suyla söndürülemez. Mecaz: od (ateş) kelimesinde. Tezat: su ve ateş kelimeleriyle. Açık istiare: Yüreğindeki acılar ateşe benzetilmiştir. Teşbih: Gözyaşı suya benzetilmiştir. Hüsn-i Ta’lil: Gözyaşlarının gönüldeki ateşi söndürmek için akıtıldığını söyler. Nida sanatı: Ey göz diyerek göze seslenmektedir. Ey göz! Gönlümdeki içimdeki ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar çok tutuşan ateşlere su fayda vermez.
  • 9. Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su Tecahül-i Arif: Gökyüzünün mavi olduğunu bilmez gibi davranması Hüsn-i Talil: Göğe kendi gözyaşlarının renk verdiğini söylemesi Mübalağa: Gözyaşlarının gökyüzünü kapladığını söylemesi Tenasüp: ‘Göz, aşk, su, saç-; od, dutuş-’ kelimeleri arasında anlam ilgileri vardır. Soru (istifham): Gökyüzü su renginde midir? Tenasüp: Göz, ab, su kelimeleri arasında Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem..
  • 10. Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su Açık İstiare: Bakış, anlamı keskin bakış anlamına gelen “tîg” (kılıç) kelimesiyle anlatılır. Leff ü neşr sanatı: Birinci mısrada altı çizili kelimelere denk ikinci mısradaki altı çizili kelimeler kullanılmıştır. Teşbih: Aşığın parça parça olmuş gönlü yarılmış açılmış duvara benzetilmiş. Tekrir: Çak kelimesinin 1. mısrada iki kez tekrarlanmasıyla… Tenasüp: ‘Tiğ-çak; su-mürur-rahne; zevk-gönül’ kelimeleri arasında anlam ilgileri bulundurularak bir araya getirilmiş. Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarıklar meydana getirir
  • 11. Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su İrsal-i Mesel: Yarası olanın su içmemesi gerektiğinin söylenmesi Leff ü neşr: Vehm ilen söyler–ihtiyat ilen içer, dil-i mecruh–yara ve peykan–su kelimeleri arasında. Açık istiare: peykan ile sevgilinin kirpikleri kastedilmiştir. Teşbih: Yaralı gönül hasta bir insana benzetilmiştir. Tenasüp: Mecrûh-yare; vehm-ihtiyat; söz-söyle; su-iç-” kelimeleri arasında anlam ilgileri bulunarak bir araya getirilmiş. Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.
  • 12. Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su Teşbih: Yüz, rengi ve şekli dolayısıyla güle benzetilir. Tenasüp: Suya vermek, bağban, gülzar, gül, su kelimeleriyle… Tevriye: ‘Tek’ kelimesinin hem ‘bir’ anlamı hem de ‘gibi’ anlamı vardır. (Sevgilinin bir tane, benzeri olmayan, eşsiz olması) Tezat: Bir ve min kelimeleri arasında. Bahçıvan gül bahçesini sele versin su ile mahvetsin, boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.
  • 13. Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su Teşbih: Yüzdeki tüylerle gubâri hat arasında. Tenasüp: “gubâr-hat; muharrir-hâme-kara su (mürekkep)” kelimeleri arasında. Kinaye: 1. Kalemin gözlerinden kara su (mürekkep) inmesi- gerçek anlam 2. Kağıda, yazıya devamlı bakan insanın gözlerinin kızardığının, kanlandığının, karardığının, mecazen zayıfladığı ve kör olmaya yüz tuttuğunun vurgulanmasıyla… Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse kör olsa, kör oluncaya kadar uğraşsa yine de gubârî yazısını, senin yüzündeki tüylere benzetemez.
  • 14. Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n’ola Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su Teşbih: Yanak güle ve kirpikler ise gül dikenine benzetilerek Leff ü neşr: “ârız-gül, “yâd-temennâ”, “nem-nâk-su”, “müjgân-hâr” kelimeleri ile… Kinaye: Kirpiklerim nemlense 1. Kirpiklerin nemli olduğu gerçeği 2.Mecazen ağlamak anlamının kastedilmesi. Tenasüp: “Ârız-müjgan; gül-hâr-su vir-; hâr-gül; yâd-temennâ” kelimeleri arasında. Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmez.
  • 15. Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su İrsal-i mesel: “Geceleyin hastaya su vermek sevaptır” sözüyle. Leff ü neşr: “gam güni- karanu gice”, “dil-i bimâr- bimâr”, “tîg-su” kelimeleri arasında. Açık istiare: Sevgilinin keskin, yaralayıcı bakışları kılıca benzetilmiş. Sadece kendisine benzetilen söylenmiş. Tenasüp: “Gam güni, dil-i bimar, karanu gice, bîmar, hayr, su” kelimelerinin arasındaki anlam ilgisi gözönünde bulundurularak bir araya getirilmiş. Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.
  • 16. İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su Tecrid sanatı: Şair “gönül” ü kendisinden ayrı birisi gibi düşünmekle tecrit sanatı yapmıştır. Teşhis sanatı/ Kapalı istiare: “gönül” şaire su arayan birisi gibi düşünüldüğünden Kirpik yerine “peykan” kelimesinin kullanılmasıyla açık istiare Tezat: Şevk (şiddetli arzu) ile sakin kelimeleri arasında. Tenasüp: “Su-susuzam-sahra; peykân-hecr; şevk-gönül” kelimeleri arasında. Tevriye: kez (defa, kere) kelimesinin “gez” şeklinde “gezip ara” anlamında okunmasıyla. Leff ü neşr: Peykan-su, şevk-susuzluk, hecr- sahra kelimeleri arasında. Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır, söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara.
  • 17. Men leb ün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi Nitekim mest e mey içmek hoş gelür hûş-yâr a su Tezat: su ve şarap (haram helal olma noktasından); mest, hûş-yâr kelimeleriyle tezat sanatı yapılmıştır. Teşbih: Kendini sarhoşa, zahitleri de aklı başında olanlara benzetmiş. Tenasüp: “mest-mey-su-içmek” kelimeleri arasında. Leff-ü neşir: “men, leb, zühhad ve kevser” kelimeleri sıralandıktan sonra bunlarla ilgili ve tamamlayıcı nitelikte, paralelindeki “mest, mey, hûş-yar ve su” kelimelerinin 2. mısrada belli bir düzen içinde söylenmesiyle. Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum, sofular da Kevser istiyorlar
  • 18. Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su Açık istiare: Servi ile sevgili kastedilmiştir. Teşhis sanatı /Kapalı istiare: Su insan gibi şairin sevdiği güzele aşık olmuştur. Teşbih: Sevgilinin bulunduğu yer Cennet’e benzetilmiş. Tecahül-i ârif: Suyun akışının sebebini bilmiyormuş gibi yapmış. Hüsn-i ta’lil:Genellikle su kenarında yetişen servilerin altından akan suyun bu halini şair “O, hoş salınışlı serviye aşık olduğu için su bahçeye ağaçlara doğru akar” diyerek. Teşbih: “kûy” sevgilinin bulunduğu köşedir. “Ravza-i kûy” tamlamasıyla sevgilinin bulunduğu köşe cennet köşesine benzetilmiştir. Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş.
  • 19. Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su Teşhis/Kapalı istiare: Suyun şairin sevgilisine aşık olması Tevriye: Toprak olmak hem ölmek hem suyun yoluna set olmak anlamında kullanılmış Tenasüp: “Su yolu, toprak, su” kelimeleriyle Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere bırakamam.  
  • 20. Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dost lar Kûze eylen toprağ um sunun anunla yâr a su Aliterasyon: Beyitte s sesi ile ve şiir okunurken “su” haline dönüşebilen “sı” heceleri ile. Leff ü neşr: “ölmek-toprak”, “dost-yâr” kelimeleri arasında Tenasüp: “Bûs-arzu; dost-yâr; kûze-toprak kelimeleri arasında. Nida: Şair herhangi bir ünlem kullanmadan “dostlar”ına seslenmiş. Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su sunun .
  • 21. Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su Teşhis: Kumrunun serviye aşık olup yalvarması Hüsn-i Talil: Servinin başını sağa sola sallamasının, kumrunun ötmesinin ve suyun ağaçlık yerlerde akmasının sebebi aslında bilinir ancak burada daha güzel bir sebebe bağlanmış. Tenasüp: “Serv-kumru-su; dâmenin tut-ayağa düş-yalvar” kelimeleri arasında.. Açık istiare: Servi sevgiliye, kumru aşığa benzetilmiş. Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından kurtarabilir .
  • 22. İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağınun mizâcına gire kurtara su Telmih: Beyitte gül – bülbül efsanesi hatırlatıldığından. Hüsn-i talil: Efsaneden hareketle gülün rengini bülbülün kanından aldığının söylenmesiyle Tevriye:“Reng” kelimesi hem renk hem de hile anlamında kullanıldığından. Kişileştirme: Su ve gül kelimeleri kişileştirilmiştir. Tenasüp: “Bülbül-gül-reng-kan; kan-su-gül” kelimelerinde. Gül fidanı bir hile ile meşhur gül ve bülbül efsanesindeki gibi yine bülbülün kanını içmek istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını değiştirmesi gerekir.
  • 23. Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr’a su Su, Hz. Muhammet (S.A.V.)’e tabi olan insan gibi kabul edilip teşhis sanatı /Kapalı istiare yapılmıştır. Tenasüp: “Pâk-rûşen kıl-; pâk-su” kelimeleri arasında. NOT: Bu beyit Kasidenin Girizgâh beyitidir. Su Hz. Muhammed’in s.a.v yoluna uymuş ve bu hâli ile dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiştir.
  • 24. Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su Teşbih: Hz. Muhammed, seçkin incilerin çıktığı denize benzetilmiş. “ Derya, dür, sepmek, su” kelimeleriyle tenasüp sanatı “ Ateş- su ” kelimeleriyle tezat sanatı yapılmıştır. Telmih: Peygamberin doğumundaki mecusilerin ateşinin sönmesi mucizesi İnsanların efendisi, seçme inci denizi olan Hz. Muhammed’in s.a.v mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir.
  • 25. Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın Mu’cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su Telmih: Beyitte peygamberimizin taştan su çıkarma mucizesine. Tenasüp: “Gülzar, taze, revnak, su” kelimeleriyle. Teşbih: Peygamberlik gül bahçesine benzetilmiş. Hüsn-i Ta’lil: Katı taştan su çıkmasının sebebi olarak. Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için ve onun mucizesinden dolayı su meydana çıkarmıştır.
  • 26. Mu’cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su Teşbih: Peygamberimizin mucizelerinin denize benzetilmesiyle Telmih: Beyitte Hz. Muhammet (S.A.V)’nin doğumuyla bin yıldır hiç sönmeyen Kisra sarayındaki ateşin sönmesi hatırlatılarak Tezat: Bahr-su ve ateş” kelimeleriyle Tekrir: min min kelimesinin tekrarıyla. Tevriye: “Yetmiş” kelimesi hem erişmiş, hem de kifayet etmiş anlamıyla. Hz. Peygamberimiz’in mûcizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan o mucizelerden, ateşe tapan kâfirlerin binlerce mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.
  • 27. Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr’a su Telmih: Peygamberimizin parmaklarından su akıtma mucizesine telmihte bulunulmuştur. Tenasüp: “Hayret-parmağını dişlemek” kelimeleri arasında tenasüp sanatı vardır Mihnet günü Ensâr’a parmağından su verdiğini bir mucize olarak parmağından su akıttığını kim işitse hayret ile şaşa kalarak parmağını ısırır.
  • 28. Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su “ Dost-hasım”, “âb-ı hayat- zehr-i mâr” kelime ve terkipleriyle tezat Leffü Neşir: Dost-hasım, zehr-i mâr-su, olur-döner, âb-ı hayat-zehr-i mar” kelimelerinde. 1. mısrada sıralanan kelimelerin tamamlayıcı karşılığı 2.mısrada verilmiştir. Tenasüp: “Âb-ı hayat-su-iç-; âb-su; zehir-mâr kelimelerinde. Telmih: Peygamberin mucizesine atıf Dostu yılan zehri içse bu zehir onun dostu için âb-ı hayat olur. Aksine düşmanı da su içse o su, düşmanına elbette yılan zehrine döner.
  • 29. Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su Teşbih: yanak güle benzetilir Tezat: “Katre ve bahr” kelimeleri arasında Tenasüp: Su ile ilgili “katre, bahr, su, vuzû” kelimeleriyle. Açık istiare: Gül-i ruhsar derken Hz. Peygamber kastedilmiştir. Abdest almak için el uzatıp gül gibi olan yanaklarına su vurunca sıçrayan her bir su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.
  • 30. Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su Teşhis/Kapalı istiare: Su, kişileştirilmiştir. Mecaz-ı mürsel: Su ile benzetme yapmadan ırmak, çay, dere kastedilmiş. Hüsn-i Ta’lil: Suyun gezmesinin sebebi olarak. Yine Suyun taşların arasında onlara çarpa çarpa gitmesini şair “üzüntüsünden, pişmanlığından dolayı suyun başını taştan taşa vurduğu” şeklinde açıklayarak hüsn-i talil yapmıştır Tenasüp: Hâk-daş-su; ömr-muttasıl; baş-âvâre-gez-” kelimeleri arasında. Tezat: Ayak ve baş kelimeleri arasında. Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer.
  • 31. Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su Teşhis: Su,insan gibi, âşık gibi düşünülmüş Hüsn-i talil: Suyun akma sebebi olarak. Leff ü neşr: Zerre zerre - pâre pâre, nûr-su kelimeleriyle Mecaz-ı Mürsel: Hak-i dergah: Peygamberin türbesi. Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak orayı aydınlatmak ister. Eğer parça parça da olsa o eşikten dönmez.
  • 32. Zikr-i na’tün virdi ni dermân bilür ehl-i hatâ Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su Teşbih: Günahkârlar, sarhoşlara benzetilmiş. Tezat: “Humâr – derman” kelimeleriyle Leff ü neşr: “Zikr-i na’tün virdi – su içmek, ehl-i hatâ - mey-hara, derman-def-i humar” kelimeleriyle Tenasüp: Mey-hara, içer, humar, ehl-i hata kelimeleriyle Sarhoşlar içkiden sonra gelen baş ağrısını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na’tının zikrini dillerinde tekrarlamayı dertlerine derman bilirler.
  • 33. Yâ Habîballah yâ Hayre’l beşer müştakunam Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su Tenasüp: Müştâk-habib; leb-teşne-su-yan” kelimeleriyle. Teşbih: Peygambere olan tutkuyu suyu dilemeye/ muştaka benzetmiş. Müştak: Susuzluktan yanıp tutuşan insanları su dilemeleri Nida: Peygambere seslenmiş. Tezat: yan-, su kelimeleriyle. Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların susuzluktan dudağı kurumuşların yanıp dâimâ su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum.
  • 34. Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc’da Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su Teşbih: Rasülullah, keramet denizine benzetiliyor. Tezat: “Bahr-şeb-nem (çiy); sabit-seyyar” kelimeleriyle Tenasüp: bahr-şebnem-feyz-su kelimeleriyle. Telmih: miraç gecesi Sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin çiyleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış.
  • 35. Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su Teşbih: Güneş çeşmeye, ışıklar da zülâl(saf su)e benzetilmiştir. Tenasüp: “Çeşme-su; mimar-tecdid-merkad-zülal-çeşme-su” kelimeleriyle. Tezat: hurşid ve su kelimeleri arasında. Kabrini yenileyen tamir eden mimara su lazım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner.
  • 36. Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzân uma Var ümîd üm ebr-i ihsân un sepe ol nâr a su Tezat: “nâr-su kelimeleri ile bîm–ümîd” kelimeleri arasında Tenasüp: “cehennem-nâr-suzan ve ebr-su-sep” kelimeleri arasında. Leff ü neşr: “Bîm-i dûzah-ümid, nâr-ı gam- ebr-i ihsan, salmak-sepmek, suzan-nâr” kelimeleri ile. Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış, ama o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden ümitliyim.  
  • 37. Yümn-i na’t ünden güher olmış Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsân dan dönen tek lü’lü şeh-vâr a su Telmih: İncinin, nisan yağmurundan olduğu inancına. Tevriye: “Fuzuli’nin sözleri” hem Fuzuli'nin sözleri hem de değersiz boş sözler anlamına gelebileceğinden Tenasüp: “yümn-ebr-i nisan-su; lü’lü-güher ve na’t-şahvar sözlerinin birlikte kullanılmasıyla. Teşbih: Fuzuli sözlerini gühere (inciye) benzetmiş. Leff-ü neşir: yümni nat-ebri nisan; güher-lü’lü ü şehvar; Fuzuli sözleri-su kelimelerinin karşılıklı kullanılmasıyla. Hüsn-i Talil: Fuzulinin sözlerinin güzel olması Peygamberi övmenin bereketiyledir. Tecrid: Fuzuli kendinden değil sanki başkasından bahsediyor gibi. Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî’nin alelâde sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur.
  • 38. Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su Düşkün ile açık istiare, aşık göz kapalı istiare, mecaz-ı mürsel, teşhis sanatları yapılmıştır. Gaflet ve bîdâr kelimeleri arasında tezat sanatı yapılmış Tenasüp: “dide-eşk-su-tök-” kelimeleri arasında. Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan düşkün yahut aşık göz, sana duyduğu hasretten su gözyaşı döktüğü zaman
  • 39. Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su Tenasüp: “çeşme-teşne-su; haşr-vasl” kelimeleri arasında. Mecaz-ı mürsel: “Çeşme-i vasl” tamlaması ile benzetme ilgisi kurulmaksızın Cennet’teki ebedi saadet kastedilmiştir. O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını ummaktayım.
  • 40.