3. ‘Deneme, ben'in
ülkesidir. Ben demekten
çekinen, her görgüsüne,
her görevine ister
istemez benliğinden
bir parça kattığını kabul
etmeyen kişi
denemeciliğe
özenmesin.’
Nurullah ATAÇ
4.
5. KİTAPLAR
İki alışveriş, (dostluk ve
aşk) raslantılara ve başkalarına
bağlıdır; biri aramakla
bulunmaz kolay kolay,öteki
yaşla solar gider.Onun için
yaşamı doldurup doyuramazdı
onlar.Üçüncü
alışveriş,kitaplarla
kurduğumuz ilişkidir ki daha
sağlam daha çok
bizimdir.Ötekilerin başka
üstünlükleri vardır ama bu
üçüncüsü daha sürekli ve daha
yararlıdır.
6.
Ömür boyu yanı başımda, her yerde
elimin altındadır.Kitaplar, yaşlılığımda ve
yalnızlığımda avuturlar beni.Sıkıntılı bir
avareliğin baskısından
kurtarır,hoşlanmadığım kişilerin
havasından dilediğim zaman ayırıverirler
beni.İyileşmek elinde olan bir hastaya
acınmaz.Pek doğru olan bu atasözünü ben
denemiş ve kullanmış olarak kitaplarda
gördüğüm yarar için söyleyebilirim.
7.
Fazla ağır basmadıkları,
gücümü aşmadıkları zaman
acılarımı
törpülerler.Rahatımı kaçıran
bir saplantıyı başımdan
atmak için kitaplara
başvurmaktan iyisi yoktur,
hemen beni kendilerine
çeker,içimdekinden
uzaklaştırırlar.Öyleyken
onları daha yalnız daha
gerçek,daha canlı,daha doğal
rahatlıklar bulamadığım
zaman aramama hiç de
kızmaz,her zaman aynı yüzle
karşılarlar beni.
8.
Atını yularından tutup ardından çekene
yürümek kolay gelir,derler.Bizim, o genç
Jacques,Napoli ve Sicilya kralı,o genç,güzel
gürbüz adam,sedyeyle taşıtırmış kendini
uzun yollarda,başı fukara işi bir yastığa
dayalı,boz kumaştan bir giysi ve
takkeyle;ama şahane bir alay gelirmiş
ardından:Tahtırevanlar,yularından çekilen
türlü türlü binek atları,rütbeli cübbeli
kodamanlar,görevliler:Bu ne perhiz, bu ne
turşu dedirtecek gibi.
9. Gerçekten ben kitapları, kitap
nedir bilmeyenlerden fazla
kullanmam diyebilirim.Cimriler
nasıl günün birinde kullanacağım
diye hiç dokunmazlarsa
definelerine, ben de öyle saklarım
kitaplarımı.Ruhum onların benim
olmasıyla doyar,yetinir.Savaşta
barışta kitapsız yola çıktığımız
olamaz;yine de kitap açmadığım
günler, aylar olur.Biraz
sonra,yarın,canım istediğinde
okurum derim.
10. Zaman yürür gider beni
dertlendirmeden;çünkü
kitaplarımın dilediğim
zaman bana sevinç
verecekleri,yaşamama destek
olacakları düşüncesi
anlatabileceğimden daha
büyük bir rahatlık verir
bana.İnsan yaşamı denen bu
yolculukta benim bulduğum
en iyi nevale kitaplardır ve
ondan yoksun anlayışta
insanlara çok
acırım.(Montaigne-
Denemeler)
11. Yazar bireysel düşünce ve
duygularını mı anlatmış?
Yazar konuyu kendine dönük bir
bakış açısıyla mı ele almıştır?
Okuma zevki vererek okuyucuyu
düşünmeye sevk etmiş mi?
12. Yazar konu seçiminde özgür
davranmış mı?
Konu, araştırmacı bir
tutumla bilimsel bir bakış
açısıyla mı ele alınmış?
Ele alman konu, belli bir
eğitim ve kültür düzeyine
sahip okura mı hitap
etmektedir?
13. Yazar bireysel düşünce ve
duygularını mı anlatmış?
Yazar konuyu kendine dönük bir
bakış açısıyla mı ele almıştır?
Okuma zevki vererek okuyucuyu
düşünmeye sevk etmiş mi?
14. Tanımlamalar ve açıklamalara yer
vermiş mi?
Yazar düşüncelerini kanıtlama
gayreti içinde mi?
Samimi bir üslupla kendi kendiyle
konuşuyormuş şeklinde mi
yazılmış?
Yazar, konuyu belli bir bütünlük
içerisinde mi ele alıyor?
15. Bir yazarın seçtiği
herhangi bir konunun
kişisel duygu ve
düşüncelere dayalı
olarak kendi kendine
konuşuyormuş
üslubuyla yazdığı orta
uzunluktaki yazılara
deneme diyoruz.
16. Denemenin Amacı:
Okuyucuyu düşünmeye yöneltmek,
Hayatın gerçeklerini ortaya koymak,
Kültür alanındaki değişme ve gelişmeleri
fark ettirmek,
Birey-toplum ilişkisini dile getirmek vb.
17. Bu türün ilk ustası sayılan
Montaigne deneme için şöyle
der:“Herkes önüne bakar, ben içime
bakarım; benim işim yalnız
kendimledir. Hep kendimi gözden
geçiririm, kendimi yoklarım, kendimi
tadarım… Bir şey öğretmem, sadece
anlatırım.”
18. Deneme tür ve üslup olarak pek çok
türe yaklaşır. Bu yüzden de yazılması en
zor olan türlerdendir.
19. Deneme yazarken paylaşımcı ve samimi bir
üslup kullanırken sohbete, düşüncemizi
ortaya koyarken fıkraya, duygularımızı
ortaya koyarken eleştiriye yaklaşma riski her
zaman vardır.
22. DENEMENİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Deneme türünün ilk örnekleri-
daha “deneme” teriminin bile
ortaya çıkmadığı eski Yunan ve
Latin edebiyatlarında Epiktetos,
Eflatun,Cicero ve Seneca’nın kimi
eserlerinde görülmektedir.
23. Kimi edebiyat tarihçileri
denemenin Avrupa’dan
önce
Japonya,Çin,Hindistan
gibi doğu ülkelerinde
başladığını ileri
sürmektedirler.
Ancak bu türün bağımsız
bir yazı türü olarak
ortaya çıkması 16.yy’dan
sonradır.Fransız yazar
Montaigne bu türün
kurucusu sayılır.
24. Dünya Edebiyatında diğer önemli deneme yazarları:
F.Bacon
Albert Camus
Jean Paul Sartre
T.S. Eliot
A.Huxley …
25. Deneme türü, Türk edebiyatına
Tanzimat’tan sonra girmiştir. Deneme
önceleri “Musahabe”, “Tecrübe-i Kalemiyye”
(kalem tecrübesi) gibi isimler ile anılmıştır.
İlk özel gazete Tercümân-ı Ahvâl (1860)’in
yayın hayatına başlamasından itibaren
gazetelerde çıkan değişik yazılar, zamanla
ayrı bir tür olan deneme için dil, anlatım ve
yaklaşım bakımından zemin oluşturmuştur.
26. İlk denemeciler arasında Cenap
Şehabettin,Ahmet Haşim,A.Rasim,Yakup
Kadri Karaosmanoğlu,Falih Rıfkı Atay’ı
sayabiliriz.
27. Cumhuriyetten sonra gelişme gösteren deneme
türünde eser veren sanatçılar Nurullah Ataç,
Ahmet Hamdi Tanpınar, Sabahattin
Eyüboğlu, Suut Kemal Yetkin, Orhan Burian
ve Mehmet Kaplan’dır.
28. Son yıllardaki denemeciler Melih Cevdet,Vedat
GÜNYOL,Cemil MERİÇ, Sezai KARAKOÇ, Salah
BİRSEL, Adnan BİNYAZAR, Nermi UYGUR, Mehmet
Fuat, Doğan HIZLAN, Bilge KARASU, Akşit
GÖKTÜRK…