2. BİYOGRAFİ
Kendi alanlarında ünlü olmuş, siyaset adamı,
edebiyatçı, sporcu, bilim adamı, ses,
sinema, tiyatro sanatçısı, gazeteci, ticaret
adamı gibi kişilerin hayatlarını, neler
yaptıklarını, ülke ve dünya insanlığına neler
kazandırdıklarını, hayatlarının önemli
başarılarını ve dönüm noktalarını bütünüyle
anlatan yazı ve kitaplara biyografi denir .
3. BİYOGRAFİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1-Belli bir plana uyularak yazılılır.
2-Kişi tüm yönüyle tanıtılır.
3-Açık,sade bir dil kullanılır
4-Biyografi yazılırken objektif(tarafsız)
olmalıdır.
5-İyi bir belgesel özelliği taşımalıdırlar.
4. Bir kişinin hayatını ayrıntılı olarak veren
kişisel biyografi kitapları olduğu gibi , birden
çok kişinin hayat hikayelerini bir araya
getiren genel biyografi eserleri de vardır.
5. Örneğin antolojilerde, ansiklopedilerde,
yıllıklarda birden çok kişinin biyografileri çok
kısa olarak ana hatlarıyla verilir. Bu eserlerde
ya da yazarın kitabının arka kapağında veya
iç sayfasında yer alan biyografiler genellikle
kısadır. Ayrıntıları atılmış daha çok doğum
ölüm tarihleri, doğum yerleri, bitirdikleri
okullar, çalıştıkları işler, yazdıkları eserler ve
önemli başarıları anılmakla yetinilir
6. Her döneme, her mesleğe ve her millete ait
kişilerin biyografilerini veren eserlere
evrensel biyografi , bir millete ait kişilerin
biyografilerini verenlere ulusal biyografi , bir
bölgeye mensup kişilerin biyografilerinin
toplandığı eserlere bölgesel biyografi, belli bir
mesleğe mensup kişilerin yer aldığı eserlere
mesleki biyografi, belli bir dönemde
yaşayanların hayat hikayelerinin verildiği
eserlere de dönem biyografisi denir .
7. Biyografiler yazım tekniğine göre de
farklılıklar arz etmektedir. Bunları kısaca
şöyle sınıflandırabiliriz :
1 - Bilimsel Biyografi
2 - Biyografik Roman
3 - Nekroloji
4 - Otobiyografi
8. 1 – BİLİMSEL BİYOGRAFİ
Biyografik bilgileri kronolojik bir sıra içerisinde, alt
başlıklar halinde , onun dönemi içindeki konumunu,
getirdiği yenilikleri , gösterdiği başarıları , eserlerini ,
eserlerinin değişik özelliklerini eleştirel bir tutumla ,
belgelere , araştırma ve incelemelere dayalı olarak
veren çalışmalara bilimsel biyografi ya da biyografik
monografi denir. Bu tür eserlerde kişinin doğumu ,
yetişmesi , öğrenimi , çalışma hayatı , türlerine göre
eserleri , eserlerinin önemi , şekil ve muhteva
özellikleri , başarıları , ödülleri ve başka özellikleri
bölümler halinde verilir. Bilimsel biyografi türüne şu
örnekler verilebilir : Mehmet Kaplan, Tevfik Fikret
Devir-Şahsiyet-Eser (1971); İsmail Parlatır,
Recaizade Mahmut Ekrem (1995); Ö.Faruk
Huyugüzel, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Hayatı ve Edebî
Eserleri Üzerinde Bir Araştırma (1984).
9. 2 – BİYOGRAFİK ROMAN
Roman, hikâye gibi tahkiye kurgusu içerisinde, olay
anlatımı üslûbuyla kişiyi bir roman kahramanı gibi
olayların içindeki konumlarıyla sunan eserlere de edebi
biyografi ya da biyografik roman denir. Biyografik
romanlarda kişinin ruhsal ve fiziksel özellikleri,
davranışları, duyguları, düşünceleri, tepkileri , tavır alışları
, giyinişi gibi pek çok değişik özellikleri ayrıntılı olarak
verilip bir anlamda onun portresi çizilir. Hayatı içerisinde
canlı , yaşayan bir kişilik olarak sergilenir. Buna örnek
olarak M. Emin Erişirgil’in Mehmet Akif /İslâmcı Bir
Şairin Romanı (1956); Tahir Alangu’nun Ömer
Seyfettin (1968) adlı eserleri verilebilir. Ayrıca Oğuz
Atay‘ın Bir Bilim Adamının Romanı (1975) adlı romanı da
bu türün en iyi örneklerindendir. Yazar bu romanında
hocası Mustafa İnan’ı merkez alarak bir dönemin idealist
neslinin hayatını yansıtmıştır .
10. 3 - NEKROLOJİ
Ölen ünlü bir kişinin hemen ölümünden sonraki
günlerde genellikle gazete ve dergilerde yakın
çevresinde yer alan kişiler tarafından onun üstün
niteliklerinin, erdemlerinin, çalışmalarının ve diğer
özelliklerinin anı üslûbuyla anlatıldığı yazılara denir.
Bu yazılar bir anlamda öleni çok seven birinin ağıtları,
duygusal, öznel açıklamalarıdır.
Bu tür yazılara örnek olarak Yahya Kemal‘in ölümü
dolayısıyla kaleme alınmış şu yazıları verebiliriz :
Vehbi Cem Aşkun, “İstanbul Aşığını Kaybetti” (Dünya,
5 Kasım 1958); Nimet Behsuz, “Büyük Şairin
Arkasından” (Yeni Gün, 3 Kasım 1958); Cenap
Gedikoğlu, “Bir Dev Şair Göçtü” (Yeni Gün, 5 Kasım
1958).
12. OTOBİYOGRAFİ
Bir düşünürün, bir sanatçının, bir sporcu ya da
tanınmış bir kişinin kendi yaşam öyküsünü
anlattığı edebi tür. Öz yaşam öyküsü de denir.
Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden
aldığı bilgileri kullanır . Yazarın kendinden söz
ederken nesnel olması zor olduğundan
otobiyografi yazmak güçtür. Otobiyografilerde
yazar kendine ait sanat eserleri, düşünceleri ve
yapmış olduğu ya da katkısının olduğu önemli
işleri aktarır. Bu yazılı anlatım türü aynı
zamanda iyi bir belgeseldir. Bu alanda
çalışacaklara ve yazarın yaşadığı dönemin
özelliklerine kaynaklık eder.
13. ŞUARA TEZKİRELERİ
Şairlerin biyografilerine, eserlerine yer
veren, şiirleri hakkında değerlendirmelerin
bulunduğu eserlere şuara tezkiresi denir.
Türk şairlerinin biyografilerinin toplandığı ilk
Türkçe şuara tezkiresi XV. Yüzyılda kaleme
alınan Ali Şir Nevai‘nin Mecâlisü’n-Nefâis adlı
eseridir.
14. OTOBİYOGRAFİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1 - Otobiyografi düşünsel planla yazılır .
2 - Otobiyografi, belgelere dayanılarak yazılır
. Rivayetlere ve tartışmalara yol açacak
bilgilere yer verilmez .
3 - Derlenen bilgiler bilimsel araştırma
yöntemiyle bir araya getirilmelidir .
4 - Yazar objektif olmak zorundadır .
5 - Otobiyografide kişi kendini anlatır .
15. I. Tanınmış kişileri konu edinir.
II. Yazar, sadece kendini anlatır.
III. Kronolojik bir sıralama söz konusudur.
IV. Nesnel ve anlaşılır bir anlatımı vardır.
V. Bir gazetede günlük olarak yayımlanır.
Numaralanmış cümlelerden hangi ikisi,
biyografinin özelliklerinden değildir?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III.
D) II. ve V. E) IV. ve V.
17. Mehmet Akif 1873 yılında İstanbul'da
doğmuştur. İyi bir dini eğitim aldıktan sonra
İstanbul Baytar Mektebinden mezun olur.
Fransızca, Arapça ve Farsça'yı çok iyi bilen Akif,
şiirlerinde toplumsal konuları işler.
Yukarıda parça aşağıdakilerden hangisine ait
olabilir?
A) Biyografi B) Otobiyografi C)Deneme
D) Eleştiri E) Sohbet
19. Önceleri, yazdıklarımı yayımlamak gibi bir planım
yoktu. Gün içinde yaşadıklarımı, hislerimi, hayallerimi
döküyordum kâğıtlara; ama edebi üsluptan da
uzaklaşmayarak. On beş yıl boyunca her gün
bıkmadan usanmadan yazdım. Sonra bazı edebiyatçı
dostlarım yazdıklarımı yayımlamam konusunda ısrar
ettiler. Ben de okuyucularım beni benden dinlesin,
yaşadıklarımı günü gününe öğrensinler diye bazı
değişikliklerle yayımladım.
Bu parçada sözü edilen yazarın yayımladığı kitap,
aşağıdaki türlerin hangisine bir örnektir?
A) Günlük B) Otobiyografi C) Mektup
D) Deneme E) Biyografi