2. Öğrencilerin başarı ya da başarısızlıklarında birden çok
etmen bulunmaktadır. Öğrenciler arasında sosyo-
ekonomik farklılıkların yanında ilgi, değer ve tutum gibi
duyuşsal özellikler açısından da farklılıklar bulunmaktadır.
Her bireyin, başkalarına benzeyen birtakım özellikleri
yanında benzemeyen birtakım özelliklere de sahip
olduğunu,özellikle okul ortamı düşünüldüğünde
öğrencilerin çeşitli farklı özellikler
gösterebileceklerini;öğrenmelerinde zekâ, yetenek, kişilik
özellikleri ve davranışlarında farklılaşabileceğini göz
önünde bulundurmalıyız.
Başarı, okul ortamında belirli bir ders ya da akademik
programlardan bireyin ne derece yararlandığının bir
ölçüsü ya da göstergesidir.
3. Okuldaki başarı ise bir akademik programdaki
derslerden öğrencinin aldığı notların ya da puanlarının
ortalaması olarak düşünülebilir .
Öğrencinin ders başarısı üzerinde etkili olan pek çok
değişken bulunmaktadır. “Öğrenme değişkeni” olarak da
adlandırılan bu değişkenler hemen hemen tümüyle
fizyolojik, psikolojik ve toplumsal durum ve koşullarla
ilgilidir.
Öğrenme değişkenleri, öğrencinin öğrenme durumunu,
dolayısıyla da başarı düzeyini olumlu ya da olumsuz
olarak etkilemektedir.
Okul başarısı “zihinsel olmayan” birçok faktör tarafından
da önemli düzeyde etkilenmektedir.
4. Bunlar arasında;
Başarı güdüsü,
Kaygı,
Ailenin nitelikleri,
Sosyo-ekonomik özellikler,
Okul ve eğitim koşullarının yetersiz
oluşu,
Genel çevre özellikleri,
Beslenme,
Sağlık koşulları ve benzerleri yer
almaktadır.
5. Çocuk dünyaya geldiği andan itibaren onun
bakımından ve eğitiminden sorumlu ilk kurum
ailesidir. Ailenin kültürü, sosyo-ekonomik
durumu, anne-babanın eğitim durumu,
çocuğa karşı davranış ve tutumları, aile
üyelerinin çocuklarına verdiği değer, çocuk
eğitiminde sahip olduğu bilgiler ve çocuklarıyla
ilgilenme düzeyleri çocuklarının okuldaki
başarılarını büyük ölçüde etkilemektedir.
Dolayısıyla anne ve baba bilinçli ya da bilinçsiz
bir şekilde çocuğun sosyal, duygusal, dil ve
zihinsel gelişimleri üzerinde önemli rol
oynamaktadır.
6. Başaran’a göre anne-babanın olumsuz
baskıları çocuğu gereksiz gerilimlere
düşürerek onun kaygılı bir kişilik geliştirmesine
neden olur (Başaran, 1991, s.180).
Anne ve babanın cezalandıracağı
düşüncesiyle çocuk yalan söyleme gibi kötü
alışkanlıklar edinmekle birlikte derslere karşı
da önyargı kazanmaktadırlar.
Bu da gösteriyor ki anne ve babaların
çocuğa karşı baskıcı ve cezalandırıcı
davranış ve tutumları onların kişilik
gelişimleriyle birlikte okul başarılarını da
önemli ölçüde etkilemektedir.
7. Aile çevresi öğrencilerin okulda
öğrendiklerini pekiştirmesinde güdüleyici
olabilir. Anne ve babaların okuldaki
öğrenmeleri desteklemeleri ve çocukların
başarılı olma duygusunu yaşamalarına
fırsat vermeleri okuldaki öğrenme
başarılarını olumlu yönde etkilemektedir.
8. Ailenin eğitim sürecine aktif katılımının
sağlanması da öğrencinin başarısını
etkileyen etmenlerden biridir.
Temel’e göre (2001); Anne-babaların
eğitime katılımı; okul ve ev arasındaki
devamlılığı sağlayacak, öğretmenin okulda
yaptıkları evde de yapılarak pekişecektir.
Bu şekilde aile, öğretmenin beklentilerinden
ve hedeflerinden, öğretmen de ailenin
beklenti ve isteklerinden haberdar olacaktır
(Temel, 2001).
Okul–aile işbirliği sağlandığında okuldaki
öğrenmelerin kalıcılığı ve buna bağlı olarak
öğrenme başarısı artmaktadır.
9. Olgunlaşma: Olgunlaşma, vücut
organlarının kendilerinden beklenen
fonksiyonu yerine getirebilecek düzeye
gelmesi için, öğrenme yaşantılarından
bağımsız olarak, kalıtımın etkisiyle
geçirdiği biyolojik bir değişmedir.
Olgunlaşma fiziksel gelişime büyük
ölçüde etki eder. Birçok psiko-motor
davranışın yapılması olgunlaşmaya
bağlıdır (Senemoğlu,2005, s.3).
10. Hazırbulunuşluk: Olgunlaşma, bireye yaşla
birlikte artan yeterlikler sağladığı gibi,
öğrenme fırsatları verildiği takdirde bireyin
yeni ve daha karmaşık davranışları
kazanması için gerekli olan hazırbulunuşluğu
da beraberinde getirir. Ancak
hazırbulunuşluk, bireyin sadece olgunlaşma
düzeyini değil, aynı zamanda, bireyin
önceki öğrenmelerini, tutumlarını,
güdülenmişlik düzeylerini, yeteneklerini,
genel sağlık durumunu da kapsar
(Senemoğlu, 2005, s.4).
11. Kaygı Düzeyi ve Korku: Kaygının öğrenme
üzerindeki etkisini Bacanlı (2005) şu şekilde
açıklamaktadır: Çok düşük ve çok yüksek
kaygı düzeyleri öğrenmeyi zorlaştırırken, orta
düzeyde bir kaygı duymak öğrenmeyi
kolaylaştırır ve teşvik eder (Bacanlı, 2005,
s.150). Aşırı kaygı öğrencilerin heyecan ve
paniklemesine neden olurken düşük kaygı
durumu da tembelliğe ve isteksizliğe neden
olarak öğrenmeyi olumsuz etkilemektedir.
12. Öğrencilerin okuldaki öğrenme başarılarını
etkileyen bir başka değişken öğretmene,
yöneticilere, derse, sınavlara ve konuşmaya
yönelik korkularıdır. Başaran’a göre (1991),
genel olarak öğrenciler öğretmenlerden
korkarlar. Öğrenciler kendilerini sürekli kötü
sözlerle eleştiren, alay eden, sınıf içinde kötü
duruma düşüren, sürekli şiddet kullanan,
cezayı alışkanlık haline getiren, bağıran
öğretmenlerden çok korkarlar. Bu da
öğrencilerin olumsuz davranışlar
göstermelerine neden olarak başarı
düzeylerini olumsuz etkiler.
13. Dikkat: Dikkat, bilincin belli bir nokta üzerinde
toplanması olarak tanımlanabilir. Psiko-fizyolojik
enerjinin öğrenilecek konu üzerinde toplanması
o konunun dahi iyi öğrenilmesini sağlar. Dikkat,
öğrenmenin gerçekleşmesinde ön şartlardan
biridir (Ersanlı ve Uzman, 2007, s.246). Öğrenme
ortamında öğrencilerin dikkatini, ilgileri,
ihtiyaçları, kişilik özellikleri, sınıfın fiziksel ve
psikolojik ortamı gibi birçok değişken
etkilemektedir. Öğretmenlerin öğrencileri
güdüleyerek dikkatlerini öğrenme malzemesine
çekmesi öğrencilerin başarılarını arttıracaktır.
14. Öğretmen Tutum ve Davranışlarının Öğrenci
Başarısı Üzerindeki Etkileri
Öğretmenin değerleri, tutumları, deneyimleri;
öğrencilerini, toplumu, kendi mesleki geleceğini,
meslektaşlarını etkiler ve doğal olarak onlardan
da etkilenerek kişisel ve mesleki varlığını
biçimlendirir. Öğretmen, gelecek kuşakların
bilişsel gelişimini besleyen; topluma ve kendi
dışındaki dünyaya karşı tutumlarının çerçevesini
çizen; iletişim, araştırma ve yaratıcılık
becerilerinin gelişimini hızlandıran; duyuşsal ve
devinişsel gelişimini yönlendiren bir kişidir .
15. •Başarılı öğrenciler gülümseme, baş sallama, göz kırpma gibi daha fazla
olumlu tepkiler almaktadırlar ve daha az ihmal edilmektedirler.
• Öğrencinin özellikleri ve başarısı öğretmen beklentisini etkilerken,
öğretmenin beklentileri de öğrenci davranışını ve başarısını
etkilemektedir. Öğretmen beklentisi ile öğrenci davranışı arasında çift
yönlü bir etkileşim vardır.
•Öğretmenlerin başarılı öğrencilerden beklentileri ve onlara karsı tutum
ve davranışları ile düşük başarı gösteren öğrencilere karşı tutum ve
davranışları arasında büyük ölçüde farklılıklar vardır.Onlara
beklentilerine uygun sorular sorar, pekiştireç ve dönüt verir. Öğretimin
niteliğini beklentilerine uygun olarak düzenler.
•Öğretmenlerin düştükleri hataların basında; başarılı buldukları
öğrencilere başarısız öğrencilere göre daha güç sorular sorup yanıt
vermeleri için daha fazla zaman vermeleri, sözlerini daha az kestikleri ve
doğru yanıt vermeleri için onlara daha çok ipucu vermeleri ve onlarla
daha çok ilgilenmeleri ortaya konulmuştur.
16. Öğrenme-öğretme ortamında birçok değişken yer
almaktadır. Bu değişkenler; öğretmen, öğrenci, okul,
program, eğitim ortamı, sınıf yönetimi, aile ve çevre
olarak sıralanabilir.
Bu değişkenlerden en önemlisi ve en kritik olanı
öğretmendir. Çünkü etkili bir sınıf yönetimi için gerekli
olan eğitim süreçlerinin düzenlenmesinden ve
yürütülmesinden öğretmen sorumludur. Bu nedenle
öğretmenin liderlik rolü ön plana çıkmakta ve grup
dinamizmini bilmesi önem kazanmaktadır.
Öğrenme ve öğretme ortamında başarıyı etkileyen en
önemli faktörlerden birisi sınıf içindeki davranışlar ve
sınıfın etkili yönetimidir. Sınıfın yönetiminden sorumlu
olan öğretmenin sınıfta iletişim becerilerini
gösterebilmesi, uygun tutum ve davranışlarda
bulunması beklenir.
17. Sınıf Yönetimi ve Öğrenci Başarısı Arasında İlişkiler
Sınıf yönetimi, sınıfta etkili öğretme - öğrenme sürecinin
gerçekleşebilmesi ve sonuçta beklenen eğitsel başarıya ulaşılabilmesi
için öğretmen tarafından gerekli ortam ve koşulların hazırlanıp
sürdürülmesini ifade eder. Öğretmenin, etkin bir şekilde sınıfı
yönetebilmesinde her sınıf ortamının değişik bilişsel, duyuşsal ve
devinişsel özelliklere sahip öğrencilerden oluştuğunu dikkate alması
gerekir. Her sınıfın sosyal dokusu ve iklimi, öğrencilerin hazır
bulunuşluk düzeyi ile güdülenmişliğinin de aynı olmadığını bilen
öğretmen, gerekli öğrenme yaşantılarını düzenler ve sınıfı yönetir .
Öğretmen sınıfın ilişki düzeninin kurulmasında, düzeltilip
geliştirilmesinde yol gösterici bir lider ve sınıf ikliminin
yaratıcısıdır.Öğretmenin sınıfı iyi yönetmesi onun sağlıklı iletişim
ortamı oluşturmasına bağlıdır . İletişim, davranış değişikliği meydana
getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin
paylaşılması süreci ya da insanların; bilgi, düşünce, duygu ve
mesajlarını sözel olarak başkalarının davranış ve anlamalarını
etkilemek amacı ile göndermeleri süreci olarak tanımlanabilir.
18. Sınıfta İletişim ve Öğrenci Başarısı
Öğretme ve öğrenmenin gerçekleşmesinde sınıf içi
iletişim oldukça önemlidir. Sınıf, öğrenciler ve
öğretmenlerin eğitsel amaçlara ulaşabilmek için,
kendilerinde var olan ve çeşitli iletişim araçlarıyla
sağladıkları bilgi ve yaşantıları uygun bir düzenlenişle
paylaştıkları ortamdır.
Başka bir ifadeyle öğretmen-öğrenci iletişiminin en
yoğun yaşandığı yerdir. Sınıf içi iletişim tanışma ile
başlar. Tanışma, öğretmen için hem öğrencilerle ilgili
bilgi almak, hem de sınıf iklimini yumuşatmak için iyi bir
fırsattır.
19. Öğrenciler açısından ise, insan olarak önemsenmenin ve
öz güven geliştirmenin en iyi fırsatlarından biridir. Öğretmen
bu fırsatı iyi kullanmalıdır. Tanışma, öğretmenin öğrencilerle
kuracağı sağlıklı iletişimin ilk basamağı olarak
değerlendirilebilir.
Eğitim ve öğretim, öğrenci ile öğretmenin etkileşimine,
iletişim ise alıcı ve kaynak arasındaki etkileşime dayanan
bir süreçtir.Eğitim-öğretim yönetimi, sınıf içi iletişimi de
kapsayan bir süreçtir.
22. Çocuklarımızı yenilgiye biz mi hazırlıyoruz?
Tommy okulda bazı zorluklarla karşı karşıyadır. Sürekli
sorular sorar, ama derslere yetişemez. Ne zaman bir şey
denese başarısızlığa uğrar.Öğretmeni sonunda pes eder ve
annesine onun öğrenemediğini ve asla bir yere
varamayacağını söyler. Ama annesi oğluna inanmaktadır.
Evde oğluna ders vermeye başlar ve ne zaman başarısızlığa
uğrasa ona umut ve tekrar denemesi için cesaret verir.
Peki Tommy ‘ ye ne oldu dersiniz. O bir mucit oldu. Bin
kadar patentin sahibi haline geldi. Bunların arasında fonograf
ve ilk akkorlu elektrik ampulü de vardır. Onun adı Thomas
Edison’ du.
Eğer çocuklarımıza cesaret ve umut verirsek ne kadar
ileriye gideceklerini kimse söyleyemez.
23. 1.Ev ve Aile Ortamı
Özgüven : Öğrenmekten keyif almak büyük ölçüde çocuğun
özgüvenine bağlıdır. Yakın çevresi çocuğu tanıyıp onun
ihtiyaçlarını fark ederek, karşılamaya çalıştığında özgüven
için önemli adım atılır.
Otonomi, kendi kendini yönetme : Anne- baba çocuğun dış
dünyayı keşfetmek ve tanımak için yaptığı girişimleri
desteklediği, bağımsız olması konusunda çocuğu teşvik ettiği
takdirde, çocuk kendi kendine yetmenin hazzını yaşar.
Motivasyon : Anne ve baba ilgilerini geliştirmesi için yeterli
kapasiteye sahip olduğu konusunda çocuğu teşvik etmelidir.
Bunu sağlamak için küçük yaştan itibaren fırsatlar oluşturulur
ve bu fırsatları değerlendirmesi için çocuk cesaretlendirilir.
24. Başarı konusunda anne babanın tutumu ve desteği : Anne
ve baba, çocuğun bireysel kapasitesinin elverdiği oranda
yapabileceğinin en iyisini yapmasını bekler. Burada önemli
olan, çocuğun başarılarının saygı ile karşılanması, buna
karşılık hazır ve yeterli olmadığı bir takım şeyleri başarıp,
tamamlaması konusunda baskı yapılmamasıdır. Çalışmaları
ailesi tarafından desteklenmeyen ve başarısızlıklarından
dolayı eleştirilen çocuk, kendini değersiz bir kişi olarak görür,
kendini küçümser. Bu da onun varolan yeteneklerini
gizlemesine neden olabilir. Çocuklarına destekleyici bir ortam
sağlayan, başarılarıyla ilgilenen, gelecek çalışmaları için onları
teşvik eden, onlara sevgi ile yaklaşan ailelerin çocuklarında
okul başarısının yüksek olduğu görülür.
Ebeveynin aşırı baskısı : Çocuk erişemeyeceğini düşündüğü
yüksek başarıya ulaşmak için aşırı ve sürekli ebeveyn baskısı
hissettiği zaman bu sabit baskı ile başa çıkamaz. Buna bağlı
olarak da anne ve babasının kendisinden beklediğini
düşündüğü başarıyı elde edemez.
25. Ebeveynin beklentisi : Anne ve babanın beklentisi çocuğun
yeteneğinin üzerinde ve yüksek olduğu zaman çocuğun
cesareti kırılır. Çocuk anne ve babasını hayal kırıklığına
uğratmaktan korkar. Oluşan bu başarı ile ilgili kaygı, çocuğu
yeni girişimlerden ve denemelerden alıkoyar.
Stres oluşturan olumsuz ev koşulları : Günümüzde stres
bireyin ihtiyaçlarının karşılanmamasından ortaya çıkan
duygusal gerilim olarak tanımlanmaktadır. Çocukluk stresleri,
temel ihtiyaçların karşılanmamasından kaynaklandığı gibi,
erişkinle çocuğun algılama farklılıklarından da kaynaklanabilir.
2.Bireysel Özellikler:
Bilişsel, fiziksel ve duygusal olgunluk yetersizlikleri, okul
başarısını etkiler. Bu gelişimsel düzensizlikler genellikle daha
çok ergenlik döneminde karşılaşılır. Ergenlik gelişiminin
gecikmesi, okul görevleri ile ilgili olarak yoğunlaşmada
engelleyici rol oynar. Bu durum kendine güvenin
zedelenmesine yol açabilir.
26. 3.Okul ve Öğretmen
Her çocuğun kendini duygusal ve sosyal açıdan
güvenli hissedebileceği, korkularını ve güvensizliğini
yenebileceği, öğretmeninin ve arkadaşlarının onu
seveceği bir ortama ihtiyacı vardır. Ailesi tarafından
gerekli ihtiyaçları karşılanan ve kendine güveni olan
çocuklar, öğrenmekten zevk alırlar. Okulda bu bunu
sağlamak için çocuğa başarabileceği görev ve
sorumluluklar verilebilir ve fırsatlar tanınabilir.
Böylece çocuk başarı tecrübelerinden yararlanarak
güvenini güçlendirir.
27. Duyarlı Olun
Çaba Gösterin
Lütfen
Fırsat Verin
Saygı Gösterin
Zaman Ayırın
İlgi Gösterin
Takdir Edin
Farkedin
Yüreklendirin
İhtiyaçlarıma. isteklerime ve
korkularıma
Benim farkıma varmak ve beni
takdir etmek için
Bana önemli olduğumu hissettirin
Başarmam için bana şans tanıyın
İnançlarıma ve Fikirlerime
Zamanınızı benimle paylaşın
Bana ilgi gösterin... Bir
gülücükle...
Doğru yaptığım şeyler için beni
övün
Ben özelim... Beni dinleyin...
Daha yükseği hedeflemem için
beni cesaretlendirin...
28. Öğretmenlere Tavsiyeler:
Her biriyle sınıf içi iletişim kurun.
Öğrencinizi izleyin ve tanıyın.
Öğrencilerinizi motive edin.
Öğretim yöntemini değiştirin.
Sorumluluk verin.
Öğrencilerinizle konuşun.
Öğrencilerin ilgilerini anlayın ve derse ilgisini artırın.
Öğrencilerinize ismiyle hitap edin.Önemsendiğini
hissedecek ve derste ilgili olacaktır.
Öğrencilerin başarılarını takdir edin.Cesaretleneceklerdir.
Ve en önemlisi çocukları sevin.
29. Edison’ un Asistanı:
“ 700. denemede de başarısız olduk “dediğinde
Edison: “ Hayır, başarısız olmadık ,
yapmamamız gereken 700 şey öğrendik.” diye
cevap veriyor.