2. Bloom Taksonomisi’ nin eğitim süreçlerinde, öğretim hedeflerinin oluşturulmasında ve ölçme-
deǧerlendirme etkinliklerinde önemli rolü vardır. Bu nedenle öǧretmenlerin ve öǧretmen adaylarının
Yenilenmiş Bloom Taksonomisini bilmeleri ve öǧrenme-öǧretme süreçlerinde kullanabilmeleri önemlidir.
Taksonomi, eǧitim ortamlarında öğrencilerden öǧrenmesi beklenen veya onlara öǧretilmesi hedeflenen
ifadeleri sınıflandırmak için kullanılan bir çerçevedir ve eǧitim hedeflerinin daha az karmaşıktan daha
karmaşığa doğru bir hiyerarşi içinde düzenlenebilmesine olanak verir. Öǧretmenlik mesleǧi genel
yeterlilikleri arasında da ifade edilen eǧitim-öǧretimi planlama ve etkili bir ölçme ve değerlendirme
uygulanabilmesi, eǧitim sürecinde taksonomilerin kullanmasını gerektirir. Çünkü öğretmenlerin
öğrencilerine hangi bilgi, beceri ve tutumları kazandıracaǧını ve bunların hangi düzeyde yer aldığını
belirleyebilmesi gerekmektedir. Ayrıca taksonomilerin kullanılması eǧitim sürecinde öǧrencilere
kazandırılması hedeflenen bilgilerin bilişsel seviyelerinin belirlenmesi ve bunları ölçmeye yönelik
sorular hazırlanabilmesi için de bir gerekliliktir.
Bloom ve arkadaşları tarafından hazırlanan Bilişsel Alan Taksonomisi önde gelen çalışmalardandır ve
eǧitimde vazgeçilemez hale gelerek tüm dünyada uygulanmaktadır.
Anderson taksonomisi ise Bloom taksonomisinin devamı niteliǧindedir ve
Yenilenmiş Bloom Taksonomisi olarak da adlandırılmaktadır.
3. Öğretim hedefleri belli bir düzen
ve kurala göre yazılmazsa
öğretmenler için anlaşılmaz
olmaktan öteye geçmemekte,
ayrıca çok sayıdaki hedefin olduğu
durumlarda karışıklıklar
oluşmaktadır. Böyle bir durumda
öğretmenler, açıklık ve netliği
artıracak bir sınıflamaya
(taksonomiye) ve en önemlisi
anlamayı kolaylaştıracak bir
düzenleme yaklaşımına ihtiyaç
duymaktadır.
Bloom’a göre bir hedef, tek bir
alanla ilgili olarak ortaya çıksa da
gerçekte Bilişsel, Duyuşsal ve
Psikomotor(Devinişsel) olmak
üzere üç alanın birbiriyle
bağlantısı söz konusudur.
4. Bilişsel Alan
Sınıflaması
■ Bilişsel alan, zihinsel öğrenmelerin ağırlık
taşıdığı bir alan olup kişinin öğrenilmiş
davranışlarından zihinsel yeti ve becerilerine
daha çok yer veren özellikler içerir.
■ Bilişsel alan, öğretim hedeflerinin
sınıflandırılması çalışmalarının merkezinde yer
almaktadır. Bilişsel alan hedefleri daha
basitten daha karmaşık öğrenmelere doğru
birbiri üzerine sıralanan sınıflamalardan
oluşmaktadır. Bloom’un aşamalı sınıflamasında
bilgi, kavrama, uygulama, analiz, sentez ve
değerlendirme olmak üzere altı düzey
(basamak) yer almaktadır.
5. Duyuşsal Alan
Sınıflaması
■ Duyuşsal alan boyutu da kendi içerisinde aşamalı
olarak sıralanmakta ve belli bir değere karşı
öğrencilerin hissettikleri, tutum, ilgi, sevgi vb.
faktörleri, ayrıca bireyin kişilik, mizaç ya da huy gibi
bireysel özelliklerini içermektedir.
■ Duyuşsal alan alma, tepkide bulunma, değer verme,
örgütleme, bir değer veya değerler bütünüyle
nitelenmişlik olmak üzere 5 alt kategoriden
oluşmaktadır.
6. Devinişsel Alan Sınıflaması
Devinişsel alan zihin ve kas eşgüdümü gerektiren becerilerin baskın olduğu
alandır. Bu alanda fiziksel beceriler ön plandadır. Birey devinişsel olarak kaslarını,
vücut organlarından biri veya birkaçını veya bütününü kullanarak bazı davranış
örüntüleri ortaya koymaktadır. Her devinişsel davranışta bilişsel ve duyuşsal bir
süreç de söz konusudur ve bu yüzden bu alan diğer alanlarla iç içedir. Devinişsel
alan algılama/uyarılma, kılavuz denetiminde yapma, beceri haline getirme,
durum uydurma ve yaratma olmak üzere 5 alt kategoriden oluşmaktadır.
7. Güncellenmiş Bilişsel Alan Sınıflaması
Bloom ve arkadaşları tarafından 1956 yılında yayınlanan bilişsel alan sınıflaması bir çok ülkede yürütülen ölçme-
değerlendirme ve eğitim-öğretim programı geliştirme çalışmalarına temel oluşturmuştur. Ancak 1956 yılında bu güne tüm
dünyada yaygın olarak kullanılagelen Bloom'un orijinal Bilişsel alan taksonomisi değişik sebeplerle eleştirildiğinden dolayı 2001 yılında yenilenmiş
ve köklü değişikliklere uğramıştır. Anderson ve Krathwohl başkanlığında bir çalışma gurubu tarafından, 2001 yılında, revize edilmiş başka bir
deyişle orijinal Bloom Taksonomisi, 21. yüzyılın talepleri doğrultusunda güncellenmiş ve yeniden yapılandırılmıştır. Bu yapılandırmada öne çıkan
boyutlar şunlardır:
1.Revize taksonomi iki boyutlu bir sınıflamaya dönüştürülmüş ve orijinal
taksonominin keskin hiyerarşik yapısı daha esnek hale getirilmiştir.
2.Revize taksonomide, değerlendirme basamağı daha açık, anlaşılabilir ve
uygulanabilir hale getirilmiştir.
3.Revize taksonomi, üst biliş olgusuna açıklık kazandırmış, uygulanabilir
kılmıştır.
4.Revize taksonomide yapılan terminolojik ve yapısal yenilikler, öğretimin
planlanması sürecini daha kolay hale getirmiştir.
8. Bu değişiklikler sonunda
revize taksonominin, 21.
yüzyılın yeni bilgi birikimi ve
anlayışına uygun olarak
program geliştirme alanı ve
öğrenme-öğretme süreçlerine
güncellik kazandırdığı
söylenebilir.