3. OYUN NEDİR?
Oyun; bireyin zihinsel kapasitesini
geliştiren, dış dünyayı kavramasını,
içsel duygularını
yansıtmasını sağlayan, bireylerin
sosyalleşmesinde önemli rol
oynayan araçtır.
6. Oyun oynamak niçin önemlidir?
Sokakta oynanan geleneksel oyunlar evde kapılı
ortamda oynanan bilgisayar ve diğer teknolojik
oyunlarla kıyaslandığında çocukların gelişimi
açısından daha faydalıdır. Bunlardan en önemlisi
çocukların açık havada güneş ışınlarından
faydalanmaya oksijen almaya ihtiyaçları vardır. Açık
hava oyunları çocukların güneş ışınlarından yani D
vitamininden yararlanmasını ve vücut sistemlerinin
daha iyi çalışmasını sağlıyor. Aynı zamanda açık hava
oyunları aktif oyun olduğu için çocukların fazla
enerjilerini atmalarını sağlıyor.
7. Oyun oynamak niçin önemlidir?
Fazla enerjisini atamayan çocuklar içine kapanık olur
ve duygusal problemler yaşayabilir. Aynı zamanda açık
hava oyunları aktif oyunlar olduğundan çocukların
motor gelişimini de destekler. Geleneksel sokak
oyunlarını yetişkin yönlendirmediğinden, çocuk kendi
sorununu kendi çözmeyi öğrenir. Böylece çocuklar
kendilerini daha yeterli hissederler ve öz güvenleri
artar. Geleneksel sokak oyunlarının kuralları olduğu ve
grup dinamiğinde oynandığı için çocukların sosyal
becerilerini ve iletişim becerilerini de artırır.
8. Oyun oynamak niçin önemlidir?
Biz öğretmenler olarak biliriz ki çocuklar
için oyun çok önemlidir. Onlar oyunlarda
hisseder, düşünür, sevinir ve üzülür...
Çocuklar hayatı oyunlardan öğrenir.
Liderlik, kurallara uyma, paylaşmayı bilme,
zamanı verimli kullanma, zihinsel beceriler,
kendi kültürünü tanıma gibi beceriler
bunlardan bazıları
9. Oyun oynarken kendi kültürlerini
tanımalarının yanı sıra
Gelecek hayatlarından, kişiliklerinden
ipucu verirler bize.
10. Peki bizim çocuklarımız ne
oynuyor?
Günümüzdeki çocuklar; köylerinde, mahallelerinde,
sokaklarında daha az oynuyorlar artık. Apartman
hayatının sıkışıklığının yanında, gelişen teknolojiler
çocuklara, aynı zamanda, geleneksel oyunlarını da
unutturdu. Bunun sonucu olarak zamanlarının büyük
kısmını bilgisayar ve televizyon
başında geçiriyorlar. Artık onların arkadaşları ruhsuz
ve soğuk ekranlar.
11. Acaba oyun oynamanın çocuklar
için faydaları nelerdir?
1. Oyun oynamak bir kere çocuğun kendisine olan
güvenini artırır. Problem çözme ve sorunların
üstesinden gelme yeteneğinin gelişmesini sağlar.
Bir çocuğun evde kendi başına oynadığı oyunda
başrolde kendisi var. Her süreçte kendisi var. Sorunu
kendisi hallediyor. Hayal gücünü kullanarak ortaya
güzel şeyler çıkarıyor. Böyle bir oyun çocuk için harika
bir atmosferdir.
12. Ayrıca oyun oynayan çocuğun birçok becerisi de gelişir.
Birincisi hareket becerileridir. El becerileridir. Çünkü
çocukların oyun sırasında bütün vücudu çalışır. Bütün
kasları, iskelet sistemi çalışır. Bu da çocuğu geliştirir.
Oyunla bir çocuk kendisine küçük bir dünya yaratmış
gibi olur. Onun o oyun alanı sanki çevresinin küçük bir
maketidir. Oyun oynarken çocuk çevresini daha iyi
tanır ve anlar, sosyalliğini geliştirir. İlişkilerini geliştirir.
Çocuğun öğrenme süreci için oyun çok mühimdir.
Birçok şeyi oyun sayesinde öğrenebilir.
13. Çocukların zihinsel ve dil gelişimi açısından da oyun
önemlidir. Oyun sırasında diğer çocuklar ve oyun
arkadaşlarıyla sürekli iletişim içinde bulunmak
çocukların dili kullanma becerisini de geliştirir.
Çocukların hayal güçlerinin zenginleşmesi için de çok
değerlidir. Oyun vasıtasıyla bir çocuk istediği her şeyin
rolüne girebilir. İstediğini yapabilir. İstediği yere
gidebilir. Düşüncenin ve hayal etmenin bir sınırı
yoktur.
14. Oyunlar çocukları hayata ve geleceğe hazırlar.
Oyunlar sayesinde çocuklar hayatın bir çok
kuralını öğrenir. Oyun sayesinde paylaşmayı
öğrenir. Başka insanları sevmeyi, onların hakkına
saygı göstermeyi öğrenir. Üzüntüyü, sevinci
öğrenir. Daha birçok duyguyu oyunlar sayesinde
tadar ve öğrenir. Oyun, bir başka benzetmeyle;
aslında çocuklar için hayatın bir tiyatro sahnesi
gibidir.
15. Görüldüğü üzere oyunun çocuklar için
önemi ve değeri o kadar çok fazla ki.
Ebeveynler bu oyun sürecini kesinlikle
hafife almamalıdırlar. Bu konuda
olumlu bir tutum takınan ebeveynler
çocuklarını geleceğe daha iyi hazırlama
fırsatı yakalamış olurlar.
16. Sokakta oynayan çocukla bilgisayar başında
oynayan çocuk arasında fark vardır!
Bilgisayar oyunları pasiftir ve tek başına oynandığı için
çocuklar yaşıtlarıyla oynarken geliştirebileceği birçok
beceriyi geliştiremez. Sosyal beceri ve iletişim
becerilerinde geride kalabilir. İçine kapanık ve öfkeli
bir çocuk olabilir. Öz güven eksikliği yaşanabilir ve
çok fazla abur cubur tüketimi ile obezite riski
taşıyabilir.
17. Geleneksel çocuk oyunları
Başlıcaları
Saklambaç, 9 taş, 7 kiremit, bezirganbaşı, yağ satarım,
Sek sek, mendil kapmaca, yakan top, kurt baba, hacı
yatmaz, körebe,menekşe,kutu kutu pense,bezirgan
başı,çelik çomak vb.
18. Yedi Kiremit:
Ortaya yedi kiremit konur, 2 gruba bölünen
çocuklar bunu top atıp isabet ettirerek yıkmaya
çalışırlar. İlk deviren diğer grubu topla vurma
hakkını kazanır. Topla en çok kişi vuran grup
kazanır.
19. Yakan top
Öğrenciler arasından iki grup seçilir. Seçilen bu guruplar yazı
tura ya da adımlama ile topu atan mı yoksa kaçan mı takım
olacakları seçilir.
Daha sonra arada belli mesafe olacak şekilde üste ve alta
öğrenciler topu atmak için dağılır. Ortada olan oyuncular ise
topun değmemesi için kaçarlar. Ortadaki oyuncular topu havada
tuttuklarında can kazanır. Daha sonra vuruldukça canı bitene
kadar ortada kalır.
Ortada son oyuncu kaldığında ise 12 atış hakkı olur. 12 Atışta da
vurulmazsa 1 sayı olmuş olur ve yine aynı takım orta da kalır.
Fakat tüm oyuncular vurulduğunda kimse kalmazsa gruplar yer
değiştirir. İçerdeki öğrencileri top atmaya, daha önce top atanlar
ise ortaya geçer ve oyun böyle devam eder.
20. Kurt Baba
Oynayabilmek için en az dört kişi olmamız lazım.
2 kişi gönüllü olmalı. Önce, gönüllülerden biri
anne, diğeri de Kurt Kardeş olur. Oyuncular yan
yana dizilir. Kurt Kardeş karşılarında bekler. Ve
anne, oyuncuların kulağına tek tek bir renk
fısıldar.
Kurt renklerden birini söyler rengin sahibi
kaçmaya başlar kurt yakalarsa oyundan çıkar.
21. KÖREBE
Oyuna başlamadan önce oyuncular içinden bir ebe belirlenir ve
belirlenen bu ebe’nin gözleri bağlanır. Oyun, zaten
anlayacağınız gibi adını ebenin gözlerinin bağlanmasından alır.
Oyuncular toplanıp ebe ortada olacak şekilde bir halka oluşturur.
Daha sonra oyuncular
“Türkü söyler döneriz,
Bil bakalım biz kimiz,
Göster bizi körebe”
sözlerini söyleyerek ve akabinde el çırparak ebenin çevresinde
dönerler. Ebe ise bu sırada kollarını ileriye uzatarak dokunduğu
oyuncunun başını, yüzünü ve üstünü el yordamıyla yoklar.
Bunun sonucunda kim olduğunu anlayabilirse o kişinin adını
söyler. Eğer onu tanırsa, dokunduğu oyuncu ebe olur. Fakat
tanıyamazsa, oyun aynı ebeyle devam eder.
22. ÇELİK ÇOMAK
Geleneksel Çocuk Oyunları deyince aklımıza ilk gelen
oyunlardan bir tanesidir.
Oyuna başlamadan önce oyun için gerekli olan biri
kısacık biride uzunca iki sopa, değnek hazırlanır. Kısa
olan ve sürekli yerde kalan sopa, uzun sopayla uç
kısmına vurularak havalandırıldıktan sonra, amaç kısa
sopayı en uzak noktaya atmaktır. Kısa sopaya, üç kez
havalandırıp neticesinde kısa sopaya havada
vuramayan oyuncu, sırasını rakibine verir. Sopayı en
uzak noktaya atan oyuncu, çelik çomak
oyununu kazanmış olur.
23. BİRDİR BİR
Oyuna başlamadan önce oyuncular arasından bir ebe
seçilir. Diğer 9 kişinin, ebeden 20-25 adım ötede
duracakları yer belirlenir ve hepsi 3-4 adım aralıklarla
dizilir. Ebe eğilip belini kamburlaştırır, atlama yapacak 9
çocuk tekerlemenin kendi numaralarına ait kısmını tam
ebenin üzerinden atlarken söyler. Çocuk diğerlerinin
üzerinden de atlar, en sona gelindiğinde kendisi de eğilir.
Birinci sıradaki, ebenin üzerinden “birdir bir” deyip atlar ve
3-4 adım ileride o da eğilerek sırtını kamburlaştırır.
Ardından ikinci sıradaki koşarak ebenin ve diğerinin
üzerinden atlar ve en sona geldiğinde o da eğilir.
Devamında sırayla diğerleri de çocukların üzerinden atlar.
Bu durum bir çocuğunun atlamayı başaramamasına kadar
devam eder. Atlayamayıp düşen, ebe seçilir.
24. İSTOP
Oyuncular aralarında birleşerek bir daire oluşturur.
Oyunun başlayabilmesi için çocuklardan biri ebe olur. Ebe
olan kişi oyunculardan birinin adını söyleyerek topu havaya
atar. Top yere düşeceği esnada , adı söylenen oyuncu topu
havada yakalamayı başarırsa, topu yakalayan kişi başka
birinin adını söyleyerek topu yeniden havaya atar.
Atılan topu havada tutamayan çocuk, topu yerden eline
aldığında “istop” diye bağırır. Alandan kaçışan oyuncular
“istop” denildiği anda oldukları yerde çakılı durmak
zorunda. Bu durumda ebe, duran oyunculardan birini topla
vurmaya çalışır. Topla vurulan oyuncu bir puan kaybeder ve
ebe olur. Üç kere vurulmuş olan oyuncuya ise bir ad takılır
ve oyun o takılan isimle devam eder.
25. AÇ KAPIYI BEZİRGAN BAŞI
Oyuncular oyuna başlarken tekerlemelerle aralarından iki kişiyi seçerler.
Seçilen bu kişiler bezirgânbaşı olur ve kendilerine bir isim verirler. Bu isimler
kırmızı-yeşil, elma-armut, gündüz-gece balık-kelebek gibi çoğaltılabilir.
Karşılıklı el ele tutuşarak bir kapı oluştururlar.
Daha sonra diğer oyuncular ardarda sıralanır ve bezirgan başları tarafından
oluşturulan bu kapının içinden geçerler. Bu esnada ise oyunun şarkısı söylenir:
“Aç kapıyı bezirgânbaşı, bezirgânbaşı…
Kapı hakkı ne alırsın, ne verirsin,
Arkamdaki yadigâr olsun,
Yadigâr olsun. 1 sıçan, 2 sıçan,
3’üncü de kapana kaçan.”
Bezirgânlar kapının içine aldığı oyuncuya şunu sorarlar, “Balık mı, kelebek mi
(Yukarıda da belirttiğimiz seçilen bezirgan isimleri) ?” Kapının içindeki çocuk
hangi bezirgânın adını söylerse onun arkasına geçer ve bu durum sıranın son
oyuncusuna kadar sürer.
Oyunun ikinci bölümünde ise bir halatı tutarak ya da birbirlerine kenetlenerek
çekişmeye başlarlar. İlk hangi grup ilk olarak halatı bırakırsa, o grup oyunu
kaybeder.
26. İP ATLAMA
Oyuncular arasından seçilen İki çocuk karşılıklı olarak
ipin ucundan turarak çevirir. Diğer çocuklar ise sırayla
ipten atlamaya çalışırlar fakat ip atlanırken şu
tekerleme söylenmelidir;
“Laleli belkız,
İçeriye gir kız,
İpten çık kız,
Dışarıya çık kız.
Denizde dalga, hoş geldin abla,
Eteğini topla, rahat otur abla,
Etek bluz, İngiliz turist,
Nereden çıktı bu iki kız.”
27. İP ATLAMA
Oyuncular arasından seçilen İki çocuk karşılıklı olarak
ipin ucundan turarak çevirir. Diğer çocuklar ise sırayla
ipten atlamaya çalışırlar fakat ip atlanırken şu
tekerleme söylenmelidir;
“Laleli belkız,
İçeriye gir kız,
İpten çık kız,
Dışarıya çık kız.
Denizde dalga, hoş geldin abla,
Eteğini topla, rahat otur abla,
Etek bluz, İngiliz turist,
Nereden çıktı bu iki kız.”