1. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ
İletişim Fakültesi
BAYMAK “TÜRKİYE’ DE ISITACAK ÇOK
ŞEY VAR” REKLAM FİLMİNİN
GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ
RTI353 Reklam Dili
Danışman Öğretim Elemanı
Doç. Dr. Özgül İnam Dağlı
Sedef KÖMÜRCÜ
160402019
Reklam Tasarımı ve İletişimi
2. BAYMAK “TÜRKİYE’ DE ISITACAK ÇOK ŞEY
VAR” REKLAM FİLMİNİN
GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ
Sedef Kömürcü
Ocak. 2018
3. Göstergebilim ve Roland Barthes
Reklam: Belirlenen hedef kitleye ürün veya hizmet hakkında bilgi vermek ve bu ürün veya hizmetin
satın alınmasını sağlamak amacıyla tanımlanan organizasyonlar tarafından çeşitli tanıtım mecralarının
kullanılmasıyla bir ücret karşılığında yapılan iletişim türüdür. Açık işlevi belirgin olarak bizlere yani
tüketicilere talep yaratmak suretiyle bir şeyler satmak olan reklamlar, ürünleri tüketiciler için bir şey
ifade eder hale getirmek amacıyla yeni anlam yapıları oluşturur. Bu çerçevede, reklam aynı zamanda
bir anlam yaratma sürecidir. (Batı, 2005, s.177) Göstergebilim çalışmaları, anlamın nasıl düzenlendiği
ve iletildiği ile ilgili olarak göstergelerin ne olduğu ve nasıl işlev gördüğünden söz eder. Buradan yola
çıkılarak Göstergebilimin tanımı; diller, düzgüler (codes), belirtgeler (signal)…vb. gibi gösterge
dizelerini inceleyen bilimdir, şeklinde yapılabilir.
Göstergebilim ile analizi yapılan metnin ya da görselin nasıl düzenlendiğine, göstergenin kendisine,
içinde göstergelerin düzenlendiği kodlara/sistemlere ve kodların ve ve göstergelerin içinde işlediği
kültüre bakılır. Analiz kime göre yapılırsa yapılsın kodların içinde bulunduğu bağlama göz önüne
alınmalı ve buna göre değerlendirilmelidir.
Reklamlarda yapılan göstergebilimsel analizde ise bunların dışında; görüntüsel gösterge, başlık,
slogan, tasarım, renkler, oyuncu kullanımı, hedef kitle, senaryo, ortam, karşıtlıklar, metinsel yorum ve
varsa metafor kullanımına bakılmalıdır.
Çağdaş göstergebilimin kuruluş temelleri 20.yy’ın başlarında atılmaya başlamıştır. Amerikalı filozof
Charles Sanders Peirce (1839-1914) ve İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure (1857-1913)
neredeyse eşzamanlı olarak, birbirlerinden habersiz şekilde çağdaş göstergebilimin temellerini
atmışlardır. (Dervişcemaloğlu, 2010, s.3) Saussure ve Peirce’ün temelini attığı ve öncülüğünü yaptığı
göstergebilim, 1960’lardan sonra bağımsız bir bilim dalı haline gelmiştir. Temelleri öncü bu iki isme
dayanan Louis Hjelm- slev, Roland Barthes, Claude Levi-Strauss, Julia Kristeva, Christian Metz, Al-
girdas J.Greimas, Jean Baudrillard ,Charles W. Morris, Ivor A. Richards, Charles K. Ogden, Umberto
Eco ve Thomas Sebeok gibi araştırmacılar çıkmıştır.
Benim analizimin temelini oluşturan isim ise; göstergebilimin bağımsız bir niteliği bilim kazanmasında
önemli çalışmalar yapan Roland Barthes’ dir. Barthes göstergelerin anlamı nasıl ürettikleri konusunda
çalışmalar yapmakta, Saussure'ün dilbilimsel bağlamdaki gösterge çözümleme şemasını otomobilden
modaya kadar uzanan bir yelpaze 19 içindeki tüm göstergelere uygulamaktadır. Göstergebilimde
anlamlama kavramını irdelemektedir. Söylenleri göstergebilimsel bir dizge olarak kabul eden Barthes
söylen (mit) çözümlemelerinde göstergebilimsel yöntemi kullanmakta ve söylenlerin (mitosların)
birebir açıkladıkları anlamlarının yanında çağrışımsal olarak ele alınan yan anlamları da olduğunu
açıklamaktadır. Herhangi bir göstergenin düz anlamı ile yan anlamının iç içe olduğunu ve aradaki
kaymaların çözümlemelerde açığa çıkacağını savunmaktadır. (Parsa, 1999, s.19-20) Barthes’in sözünü
ettiği, Düz Anlam: İlk, doğal görünen anlamdır. Yan Anlam ise: Metinde gizli olan anlamı açıklamak
için kullanılır.
Roland Barthes, her türlü göstergesel dizgede üç farklı terim olduğunu savunmaktadır. Bunlar;
Gösterge: Kendisinden başka bir şeye obje ya da kavrama gönderme yapan, duyularla kavranan
fiziksel bir olgudur.
Gösteren: Bir fikir ya da kavramı ifade etmek için kullanılan noktalar, çizgiler, şekiller, ses dalgaları vb.
herhangi bir fiziksel, somut ifade biçimidir.
Gösterilen: Bir kavrama ait olarak insanın zihninde oluşan resimdir.
4. Sektör Lideri: Baymak
BDR Thermea, iklimlendirme sektörünün 3 dev firması olan Baxi Group, De Dietrich ve Remeha
Grup’un 2009 yılının sonunda güçlerini birleştirmesiyle meydana gelmiştir. Grubun altında bulunan
Baymak, 47 yıllık köklü geçmişiyle iklimlendirme teknolojileri sektörünün lider ismidir. Markanın,
analizini yapacağım reklam filmi, markayı bu sene bünyesine katan Titrifikir Reklam Ajansı’na aittir.
Kış aylarının yaklaşmasıyla tüketicisiyle buluşan reklam filminin yönetmenliğini Serter Tırmık ve
Kreatif Direktörlüğü ise Emre Gökdemir üstlenmiş durumdadır. Filme “Türkiye’de ısıtacak çok şey var”
diyerek giriş yapan marka, insanların hayatlarındaki küçük detaylara üç ayrı jenerasyondan üç ayrı
örnekle değinerek, ısınma ihtiyacı duyan tek şeyin ev olmadığını vurguluyor. Markanın vermek
istediği “İşimiz sizi anlamak” mesajı da böylece, kısa hayat öyküleri üzerinden iletilmiş oluyor.
(Mediacat, 2017) Yeni ajans ve yeni sloganla yola çıkan Baymak, yeni imaj filmi ile izleyenlerin
beğenisini kazanmışa benziyor. Uluslararası çapta hizmet veren marka, Türkiye’ye özgü detaylarla
reklam filminde yerelleşmenin güzel bir örneğini ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın yapılmasındaki amaç
ise seçilen reklam filminin, kare kare göstergebilimsel analizini yapmak ve filmin ayırt edici noktalarını
bulmaktır.
5. BAYMAK “TÜRKİYE’ DE ISITACAK ÇOK ŞEY VAR” REKLAM FİLMİNİN
GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ
Görsel 1.
Reklam filmi sırt çantasından okula gittiği ya da okuldan döndüğü tahmin edilebilen 9-10 yaşlarında
bir kız çocuğunun gündüz kar yağarken yürüdüğü sahneyle başlar. Bu sahnede çocuk kullanımının
nedenleri arasında, çocuk deyince akla masumiyetin gelmesi, çocukların reklama cazibe katmak için
kullanılması ve yetişkinlere ulaşmada iyi birer köprü olduğu gerçeği sayılabilir. Ekranın açılışıyla
senkronize bir şekilde rüzgarın sesi duyulur. Kar ve rüzgar sesi ile bölgenin soğuk olduğu net bir
şekilde anlaşılır. Arka plandan çekilen görüntüde izleyen kişi, yürüyen çocuğun gördüğü şeyleri görür.
Görünenler arasında camii minaresi ve evler dikkat çeker. Minare görüntüsü ile filmin, müslüman bir
ülkede çekildiği izlenimi elde edilirken, evlerin çok katlı olmayışı ve etrafta sadece kızın oluşuyla
şehirden uzak, sakin bir bölge izlenimi elde edilir.
Görsel 2.
İkinci sahne aynı kız çocuğun ayaklarına yakın plan çekim ile devam eder. Bu noktada kızın kıyafet ve
ayakkabısının rengine dikkat çekmek yerinde olacaktır. Pembe, daha kız çocukları ve kadınlarla
ilişkilendirilen bir renktir. Aynı zamanda romantik ve narin bir renktir. Sakinleştirici bir etkisi vardır ve
yapılan araştırmalar gösteriyor ki, pembe insanları sakinleştirmekte ve kalpleri yumuşatmaktadır.
6. (Yavuz, harpersbazaar) Görüntüye rüzgar sesi ve kara basınca oluşan ses eşlik etmektedir. Ses baskın
bir tondadır.
Görsel 3.
Arka plandan geniş açı ile çekilen sıradaki görüntüde kızın elleriyle kendini rüzgardan korumaya
çalıştığı ve karşılıklı sıralanmış evler görülür. Bu esnada kalın bir erkek sesi olan dış ses devreye girer.
Dış ses: “Türkiye’ de ısıtacak çok şey var.” cümlesini tonlama ve vurgulara dikkat ederek söyler.
Görsel 4.
Bir sonraki sahnede daha önce hiç yüzü görülmeyen kız bu sefer önden ve yakın plan ile çekilmiştir.
Bu planda kızın yanaklarının ve burnunun kızarmış olduğu görülür. Bunun nedeni hava soğukluğu ya
da sağlıklı bir çocuk şeklinde belirtilebilir ancak sahne itibariyle nedenin soğuk olduğunu belirtmek
daha doğru olacaktır. Yine bu sahnenin gelişiyle alt fonda kısık bir tonda piyano melodisi duyulur ve
ses son kareye kadar tüm sahnelerde yer alır. Ayrıca bu sahne de melodiye daha yüksek tonda kızın
üşüdüğünü gösteren nefes alma ve burnunu çekme sesi eşlik eder.
7. Görsel 5.
Dış sesin: “Mesela okuldan eve dönerken karda yürümek zorunda kalan minik Ayşe’nin ayakları.”
cümlesi Görsel 6. ve Görsel 7. de kayar. Bu cümle ile Görsel 1. de; kızın okula gittiği ya da okuldan
döndüğü belirsizliği aydınlanır. Ayşe ismi verilen küçük kız okuldan, evi olduğu tahmin edilen bir eve
doğru yürür. Evin dış görünüşünden ev halkının orta seviye maddi güce sahip olduğu gözlemlenebilir.
Kıza isim verilmesiyle daha önce belirsiz olan kız, şimdi Ayşe adını almış ve izleyici için daha çok
hatırlanabilirlik sağlanmış ve gerçek hayattan biri algısı verilmiştir. İsmin Türkiye’ de en çok kullanılan
isimlerden biri oluşu, daha önce belirtilen müslüman bir ülke olma durumu ve en açık haliyle
“Türkiye’de ısıtacak çok şey var” cümlesi, filmin Türkiye’ de ve Türk izleyici için çekildiğini gösterir.
Görsel 6.
Bir önceki sahnede açıkça üşüdüğü belli olan kızın daha kapıyı kapamadan montunu çıkarması evin
sıcak olduğu yönünde bir his uyandırır. Yine aynı sahnede kızın botlarını çıkarmasıyla ayağından kayan
pembe çorapları dikkat çeker.
8. Görsel 7.
Bu sahnede Ayşe’nin okul kıyafetlerini çıkarmadığı, çorabın düzeltilmiş olduğu ve ayaklarını peteğe
koyduğu görülür. Ayşe’nin yüzündeki ifadeden artık üşümediği, hatta ayağıyla ritim tutarak karı
izlerken eğlendiği anlaşılır. Eve gelene kadar üşüdüğü için hiç karla oynamayan Ayşe, şimdi evinin
rahat ve sıcak ortamında karın yağmasını izlerken mutludur. Ayrıca evin dışından algılanan orta halli
maddi durum evin iç dekorasyonuyla daha net anlaşılır.
Görsel 8.
Bir önceki sahnenin pencere dışından çekilmiş hali olan bu sahnede, Ayşe’nin mutluğunu artık daha
net görülmektedir. Bu sahnede dış ses olmamakla birlikte dışardan çekim olduğu için yeniden rüzgar
sesi duyulur.
Karşıtlıklar
Soğuk Sıcak
Genç Yaşlı
Kadın Erkek
Mutlu Mutsuz
Tablo 1.
9. Reklam filmi bu noktaya kadar ele alındığında, filmde 4 karşıtlık görülmektedir. (Tablo 1.) Bunlar,
havanın soğukluğu ve eve girince hissedilen sıcak, Ayşe’nin dışarda soğukta mutsuz olması, eve
girince mutlu olması, kadın, erkek ve son olarak genç ile yaşlı olmasıdır.
Göstergelerin Çözümlenmesi
Gösterge Gösteren Gösterilen
Doğa Kar ve rüzgar sesi Soğuk bir bölge olması
Nesne-İnsan Camii minaresi, kızın adının
Ayşe olması
Reklamın Türkiye’de ve Türkler
için çekilmesi
Nesne-İnsan Sokakta sadece kızın olması ve
evlerin çok katlı olmaması
Bölgenin sessiz, sakin ve
şehirden uzak olması
Renk Pembe ayakkabı ve mont Kadınlarla ilişkili, sakinleştirici,
narin
İnsan Küçük kızın yanaklarının kırmızı
olması ve burnunu çekmesi
Kızın üşümesi ve bundan mutlu
olmaması
Nesne Evin iç ve dış görünüşü Ailenin orta maddi güce sahip
olması
İnsan- Nesne Kızın montunu daha kapıyı
kapamadan çıkarması
Kızın eve geldiği için mutlu
olması ve evin sıcak olması
İnsan Kızın ayaklarını peteğe
dayaması ve gülmesi
Kullanılan petekle, kızın ısıdan
mutlu olması ve artık soğuktan
etkilenmemesi
Tablo 2.
Görsel 9.
10. Görsel 10.
Kamera artık farklı bir kişiyi ekrana yansıtmaktadır. Ekranda 50-55 yaşlarında olduğu tahmin edilen bir
kadının, oluşan buhardan (Görsel 9.) sıcak olduğu anlaşılan suyla bulaşık yıkadığı görülür. Dış sesin:
“30 sene önce evlendikleri gün Necmi Bey’in sıcak sudan soğuk suya sokmam dediği Ayla hanımın
elleri” cümlesi Görsel 14. e kadar devam eder. Bu cümleyle kadının adının Ayla olduğu ve durumu
izleyiciye aktarılır.
Görsel 11.
Yakın planda kadının evlilik yüzüğü görülür. Yüzüğün içinde eşinin adı ve evlendikleri yıl yazıyordur. Bu
sahnede kadınların verdikleri önemden ve zarar gelmesini istemedikleri için bulaşık yıkarken
yüzüklerini çıkarmaları aktarılır. Bulaşığı bir önceki sahnede bitiren kadının eli, yüzüğün olduğu
kadraja girer.
11. Görsel 12.
Kameranın uzaklaşmasıyla ve boy çekime geçmesiyle kadının sağına doğru dönmesi ve yüzüğü alışı
görülür. Kadının dönerken yüzündeki tebessümden mutfak kapısında Necmi Bey’i gördüğü anlaşılır.
Yine bu sahnede daha net bir şekilde, Ayla Hanım’ın solunda kombi görülür.
Görsel 13.
Görsel 14.
12. Ayla Hanım’ın yüzüğü takması (Görsel 13.) ve eşini görmesiyle oluşan sevgi artık daha nettir. Ayla
Hanım’ın gülüşünde 30 yılın getirdiği sevgi ve saygı görülmektedir. Çiftin hala birlikte olmaktan zevk
aldıkları ekrana yansır. Aynı sahne de Ayşe’nin evinde olduğu gibi burada da evin dekorasyonundan
maddi olarak orta segment de olduğu anlaşılan bir çift vardır.
Karşıtlıklar
Kadın Erkek
Sıcak Su Soğuk Su
Tablo 3.
Filmin farklı bir ortam ve kişileri aktardığı bu sahne de iki karşıtlık görmekteyiz. Bunlardan ilki, yine kadın-erkek
karşıtlığıdır. Diğeri ise dış sesin söylediği -30 sene önce evlendikleri gün Necmi Bey’in sıcak sudan soğuk
suya sokmam dediği Ayla hanımın elleri – cümlesindeki sıcak ve soğuk sudur.
Göstergelerin Çözümlenmesi
Gösterge Gösteren Gösterilen
Nesne Su ve kombi Hava kötü olsa bile kullanılan
kombi sayesinde sıcak suyun
hep olması
Nesne Yüzük Kadının evli olması
Nesne Ev Ev dekorasyonundan çiftin
maddi gücünün orta halli
olduğunun anlaşılması
Tablo 4.
Görsel 15.
Ekrana yeniden farklı bir kişi yansır. Genç bir kız alarm sesiyle uyanır ve karşısında bulunan, izleyicinin
henüz göremediği bir şeye bakar. Dış ses: “Ailesinden uzakta okurken bembeyaz bir güne uyanan
Aslı’nın evi.” Dış sesin bu cümlesi 18. Görsele kadar devam eder. Cümleyle birlikte kızın adının Aslı
olduğu, üniversite okumak için ailesinden ayrı kaldığı belirtilir. Reklamda ailesinden uzakta okumaya
13. giden kişinin kız olarak seçilmesindeki nedenin, kadınların daha duygusal olması, daha fazla aile
hasreti çekmesi ve okumaya giden kızlara karşı ailelerinin daha hassas olması olarak söylenebilir.
Görsel 16.
Görsel 17.
Arka plandan çekilen bu sahnede kızın baktığı şeyin pencere olduğu anlaşılır. Kız yataktan kalkar ve
perdeyi açar.(Görsel 16.) Kamera farklı bir açıya geçer. Kızın yüzünde oluşan şaşkınlık ve mutluluk
ifadeleriyle dışarda ilgisini çeken bir şey olduğu görülür. (Görsel 17.)
14. Görsel 18.
Perdenin açılmasıyla yeniden arka plan çekim yapan kamera ile, izleyici kızı mutlu eden şeyin yağan
kar olduğunu görür.
Görsel 19.
Kızın kar yağmasıyla birlikte oda sıcaklığını artırması görülür. Kızın buraya kadar olan sahnelerinde
öğrenci evinde yaşadığı zaten anlaşılmıştır. Bu sahne ile ilk defa Baymak marka adı, ürünün üzerinde
ekrana yansıtılır. Kızın hiç düşünmeden karın yağmasıyla sıcaklığı arttırması, Baymak markasının
öğrencilere de hitap eden, ekonomik olduğu algısını tüketiciye aktarır. Bu sahnenin sonuna doğru dış
ses: “Türkiye’de ısıtacak çok şey var ama onları ısıtacak tek şey var.” der. Cümle 22. Görselde
sonlanır.
15. Görsel 20.
Görsel 21.
Sıradaki sahnede kızın sıcaklığı yükselttikten sonra peteğin yanına gittiği görülür. Kız elini sıcak peteğe
değdirir(Görsel 20.). Sahnenin hemen devamında kızın evde arkadaşıyla kaldığı, ikisinin de havanın
soğukluğundan etkilenmediği aksine kendilerine içecek bir şey alıp küçük Ayşe gibi yağan karın keyfini
çıkardıkları görülür.
Karşıtlıklar
Uyumak Uyanmak
Uzak Yakın
Tablo 5.
Bu sahnede ilk olarak uyumak ve uyanmak karşıtlığı göze çarpar. Bunun dışında genç kızın evinden
uzakta okumasıyla uzak-yakın karşıtlığı görülür.
Göstergelerin Çözümlenmesi
Gösterge Gösteren Gösterilen
İnsan Öğrenci evi Uzakta okuyan kızlara karşı
daha hassas olunması
16. İnsan Kız ve arkadaşı İki kızın birlikte öğrenci evinde
yaşaması
İnsan-Nesne Kızın karı görünce mutlu olması
ve arkadaşıyla bir şeyler içmesi
Kızın soğuktan etkilenmediği
bu nedenle mutlu olduğu
Nesne-İnsan Kızın sıcaklığı artırması Kızın kar yağdığı görmesiyle
sıcaklığı artırması, Baymak
markasının ekonomik olmasıyla
ilişkilendirilmesi
İnsan Kızın elini peteğe değdirmesi Peteğin yeterli ısıda olması ve
iyi hissettirmesi
Tablo 6.
Görsel 22.
Dış sesin cümlesi devam ederken, birkaç sahne önceden tanıdığımız Ayla Hanım ve Necmi Bey
görülür. Necmi Bey’in de 50-55 yaş aralığında olduğu bu sahneyle anlaşılır. Çiftin aralarındaki sevgi bu
sahneye de yansır. Ayla Hanım kış ayının vazgeçilmez meyvesi olan portakal dolu tabağı eline alır.
Sonrasında Necmi Bey, yüzünde tebessümle eşinden tabağı alır ona yardımcı olur. Çiftin ortasında
Baymak kombi görülür.
Görsel 23.
17. Bu sahnede küçük Ayşe bu sefer arkasında anne ve babası ile ekrandadır. Çekirdek aile tablosu
gösterilen bu sahnede herkesin huzurlu olduğu; babanın gazete okuduğu, annenin örgü ördüğü ve
Ayşe’nin ödevlerini yaptığı görülür. Filmin son sahnelerinde dikkat çeken unsur ise; Baymak
markasına ait petek, kombi gibi ürünlerin hep orta eksende, merkezde olmasıdır. Aile genel olarak bu
ürünlerin etrafında mutlu bir şekilde gösterilir. Dış ses bir önceki cümlenin devamı olarak “Baymak”
der. (..onları ısıtacak tek şey var- Baymak)
Görsel 24.
Son sahnede yine Ayşe’nin ailesi görülür. Ancak bu sefer Ayşe’nin kardeşi de masadan mandalina
alarak ekrandaki yerini alır. Bu sahnenin üzerine yerleştirilen packshot Ayşe’nin arkasında bir bant
halinde, ekranın merkezinde yer alır. Solda “Baymak” logosu ve sağda “İşimiz Sizi Anlamak” sloganı
büyük bir şekilde yer alır. Slogan; kısa, açık ve akılda kalıcıdır. Logo ve sloganın altına koyulan bantta
beyaz renk görülür. İnsan psikolojisinde beyaz, ferahlık, soğuk kanlılık, samimiyet ve aydınlık
duygularını uyandırır. Aynı sahnesinde yeni bir dış ses duyulur. Yumuşak bir kadın sesi sloganı
seslendirir. Kadının sesinde güven ve anlayış barındıran bir ton vardır.
Karşıtlıklar
Baymak Kullananlar Kullanmayanlar
Tablo 7.
Görülen son karşıtlık ise filmin neredeyse tüm sahnelerine karşımıza çıkan, Baymak ürünlerini
kullananlar ve kullanmayanlar karşıtlığıdır. Reklam filmi her ne kadar ilk sahnelerde ürüne vurgu
yapmasada metnin alt anlamında; eğer Baymak kullanırsanız soğuk sizi etkilemez, ailenizle mutlu
vakit geçirebilirsiniz, mesajı göze çarpar.
18. Göstergelerin Çözümlenmesi
Gösterge Gösteren Gösterilen
Nesne Baymak Mutluluk, huzur, soğuktan
etkilenmeme
İnsanlar 3 farklı nesil Baymak markasının her yaşa
hitap etmesi
Ses Kadın ve erkek sesi Hem kadın hem de erkek
kullanılarak farklılık yaratılması
ve sloganı seslendirenin kadın
olmasıyla anlayış, güven
duygusu iletilmesi
Tablo 8.
Göstergelerin Çözümlenmesi
Gösterge Gösteren Gösterilen
Nesne Yakın çekim İçtenlik
Nesne Boy çekim Kişisel İlişki
Nesne Uzak çekim Ortam, ölçek, halka uzaklık
Nesne Genel çekim Genel çekim
Tablo 9. (Parsa,1999, s.24)
Reklam filminde görülen farklı çekim teknikleri, aydınlatma teknikleri, renk kullanımı, ses efektleri,
müzik vb. gibi üzerinde düşünülmesi gereken ögeler de vardır. Bunların hepsi televizyonda görülen ve
duyulan şeyleri yorumlamaya hizmet eden "gösteren"lerdir. Bu gösterenler sunulan programda neler
olduğunun anlaşılmasına katkıda bulunurlar.
19. Sonuç
Çözümlemesi yapılan filmin tamamı ele alındığında Isıtmak kelimesi 3 kere tekrar edilir. Bu tekrarla
izleyicinin dikkati; markanın en iyi özelliğinin ısıtmak olduğuna, ısıtmanın onların işi olduğuna çekilir.
20 yaş üstü bekar, evli, çocuk sahibi ve BC sosyo ekonomik statüye hitap ettiği söylenebilir. A sınıfı
grubuna bu reklamda net bir şekilde hitap edilmesede, A grubu da markanın hedef kitlesi arasındadır.
Hitap ettiği kitle nedeniyle film de her yaştan kadın ve erkek oyuncu kullanılmıştır. Oyuncular
tanınmıyor olsada aslında her gün karşılaştığımız insan tiplerinden seçilmiştir. Bu şekilde reklamın,
gerçekçiliği arttırılmış ve tüketicinin inanması kolaylaştırılmıştır.
Reklamda açıkça verilen vaad, Baymak ısıtma ürünleri ile evde sıcacık ve mutlu vakit geçirmektir.
Bunu desteklemek içinde Baymak ürünleri merkeze koyulmuş ve çiftler bu ürünlerin çevresinde mutlu
gösterilmiştir.
Markanın sloganı olarak “İşimiz Sizi Anlamak” cümlesi kullanılmakta ve bu şekilde tüketiciyle
ısıtmanın ötesinde bir bağ kurulması sağlanmaktadır. Tüketiciye, sizi anlıyoruz ve her probleminizi
çözmek için buradayız mesajı güçlü bir şekilde iletilmektedir.
Son olarak reklamın, Baymak markasının yeni imajı için olumlu olduğu, markayı diğer markalardan
farklı kıldığı, reklamın sevildiği ve dikkat çektiği görülmüştür.
20. KAYNAKÇA
Batı, Uğur. Bir Anlam Yaratma Süreci Ve İdeolojik Yapı Olarak Reklamların Göstergebilim Bir Bakış
Açısıyla Çözümlenmesi, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi Aralık 2005 Cilt: 29 No:2
Dervişcemaloğlu, Bahar. Göstergebilim, http://www.ege-edebiyat.org/docs/493.pdf
İnam, Özgül. Televizyon Reklamlarında Metafor Kullanımı, S: 19
Parsa, Seyide. Televizyon Göstergebilimi. Kurgu Dergisi, S:16
Yavuz, Mehmet. http://www.harpersbazaar.com.tr/galeri/lifestyle/rengini-sec-psikolojine-yon-
ver/16
https://www.youtube.com/watch?v=lOCNol7uDLQ
http://www.baymak.com.tr/tr-TR/About/BDR
http://www.mediacatonline.com/baymak-imaj-filmi-2017
https://prezi.com/xresqfkgctqp/reklamlarda-cocuk-kullanimi-ve-etik-sorunlar-nelerdir/
https://www.academia.edu/30715183/REKLAMLARDA_%C3%87OCUK_KARAKTERLER%C4%B0N_KUL
LANIMI_T%C3%9CRK%C4%B0YE_%C3%96RNE%C4%9E%C4%B0_Using_Child_Characters_in_Commer
cials_The_Case_of_Turkey