1. AĞIZ VE DİŞ
SAĞLIĞI
Prof.Dr.Faruk Yorulmaz
Trakya Üniversitesi
Tıp Fak.
Halk Sağlığı Anabilim Dalı Bşk.
2. Ağız, sindirim sisteminin başlangıcıdır. Besinlerin tadı
ağızda dil yardımı ile alınır, ağızda dişler ve tükrük
yardımıyla parçalanır ve sindirime hazırlanır.
Aynı zamanda dış ortamla ilişkili olan ve içinde bir
mikroorganizma florası ile dışarıdan girecek
mikroorganizmalara bariyer görevi görür.
Yüz estetiğine ve anlaşılır konuşmaya yardımcı olur.
Sosyal ilişkilere yardımcı olur.
Ağız florası aynı zamanda ağız yolu ile patojen etkenlerin
vücuda girişine engel olur.
7. Hayatboyu diş durumu 2 döneme ayrılmaktadır;
Süt dişleri; 6. ayda çıkmaya başlar ve yaklaşık 6 yaşında
tamamlanır. Sürekli dişlerin ağızda bulunması gereken
yerde düzgün biçimde sıralanabilmesi için gereklidir.
Sürekli dişler; 6 yaşla birlikte çıkmaya başlayan sürekli
dişler 20’li yaşlarda üçüncü azıların çıkışı ile tamamlanır.
8. Tüm dünyada okul çocuklarının %60–90’ı ve erişkinlerin hemen
tümünde dental kavite mevcuttur.
Bu kaviteler sürekli ve düşük düzeyde florid kullanımı ile
önlenebilir sorunlardır.
Erişkinlerde (35-44yaş) %15-20 oranında görülen ciddi
periodontal (dişeti) hastalıkları, diş kayıplarına neden olmaktadır.
Tüm dünyada 65-74 yaş arası nüfusun %30’unun ağzında doğal
dişleri yoktur.
Oral hastalıklar düşük sosyoekonomik düzeyli gruplarda daha sık
görülmektedir.
Oral hastalıklar için risk faktörleri; sağlıksız diyet, tütün
kullanımı, aşırı alkol kullanımı ve kötü ağız hijyenidir.
9. Oral sağlık genel sağlığı ve yaşam kalitesini yakından
etkilemektedir.
Ağız sağlığına yapılan harcamalar, ülkelere göre
değişmekle birlikte tüm sağlık harcamalarının %5–
10’unun oluşturmaktadır.
Oral sağlık ile; ağız ve yüz ağrısından, ağız ve boğaz
kanserlerinden, ağız ve dişetleri enfeksiyonlarından, diş
çürüklerinden, diş kayıplarından, çiğneme ve sindirim
sistemi sorunlarından, konuşma bozukluklarından ve
psikososyal sorunlardan korur.
10. En başta gelen nedensel faktörler; sağlıksız diyet, tütün kullanımı,
aşırı alkol tüketimi ve kötü ağız hijyenidir.
Bunların yanısıra;kardiyovasküler hastalıklar, kanserler, kronik
solunum sistemi hastalıkları ve diabetes mellitus oral hastalıklara
neden olan ve en başta gelen kronik hastalıklardır.
Kurşun, cıva ve gümüş zehirlenmeleri dişetlerinde iltihaplara neden
olmaktadır. Arsenik dişetlerinde kanamaya neden olmaktadır.
Anemi, kızıl dahil pekçok hastalık dilde belirtilerle kendini gösterir.
Oral hastalıklar ülkelere, coğrafi bölgelere göre farklılıklar
göstermekle birlikte; sosyoekonomik ve kültürel faktörlerle sıkı
sıkıya ilişkilidir. Prevalans orta-düşük gelir düzeyine sahip ülkelerde
ve ülkelerin düşük sosyoekonomik düzeyli toplumlarda en
yüksektir.
11. Çok soğ uk ve çok sıcak besinler yiyip içmek,
İğ ne vb gibi sert cisimlerle diş ve diş etlerine
zarar vermek,
Fındık, ceviz gibi sert kabuklu cisimleri
diş lerle kırmak.
Parmak emmek, tırnak yemek,
Dudak ve yanak ısırmak,
12. o Çocukların uzun süre emzik, biberon
kullanması.
o Çok fazla ş ekerli yiyecek ve gazlı içecek
tüketmek.
o Yemeklerden sonra ağ zı çalkalamamak.
o Günlük ağ ız bakımını yapmamak.
13. TÜRKİYE’DE AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI SORUNLARI
EPİDEMİYOLOJİSİ
Toplumun %85’inin herhangi bir ağız diş sağlığı
sorunu bulunmaktadır.
Çocuklarda en sık görülen kronik hastalıktır.
2-4 yaşlar arasında %18
6-8 yaşlar arasında %52
12-17 yaşlar arasında %67 oranında görülmektedir
Türkiye’de diş çürükleri prevalansı ortalama %
80’ler civarında iken;
6-13 yaş grubunda %80’leri,
30-34 yaş grubunda %90’ları
aşmaktadır.
14. Türkiye’de her 3 kişiden biri dişini hiç fırçalamamaktadır.
Toplumda kişi başına yılda 1 tane diş fırçası
düşmemektedir.
Dişlerin tedavi edilmesi yerine çoğunlukla çekim tercih
edilmektedir.
15. Ülkemizde 0-14 yaş grubunda DMF (decay :
çürük, missing : eksik, filled : dolgulu) indeksi
6.17 olarak bulunmuştur. Bu değerin 1 olması
hedeflenmektedir.
Gelişmiş ülkelerde diş hekimine başvuru yılda
5 iken ülkemizde 0.9’dur.
23. Ağız-dil-dudak-farinks enfeksiyonları
Solunum ve sindirim sistemi enfeksiyonları
Beslenme bozuklukları
Osteoporoz
Üst solunum yolları enfeksiyonları,
Kardiovasküler/ serebrovasküler sistem
hastalıkları,
Erken doğum, DDA riskinde artış
Ağız kanseri
24. Dişetleri pembe renklidir
Ağız kokusu yoktur
Dişlerde sallanma yoktur
Dişlerde çürük yoktur
Dişler üzerinde diş taşı yoktur
Dişler eksiksiz ve düzenli bir şekilde sıralanmıştır
Dişetleri fırçalama sırasında kanamaz
25.
26. Ağız boşluğu flora açısından en kompleks ve
heterojen mikroorganizmaların bulunduğu bölgedir.
Tükrükte hem mikroorganizmalar için besleyici
maddeler hem de antibakteriyel etkili maddeler
bulunur.
Ör: Lizozim enzimi
Ör:Laktoperoksidaz enzimi
bakterileri öldürür.
27. Tükrüğün içeriği farklı kişilerde hatta aynı kişide
zaman zaman değişiklik gösterir.
Ağız florası doğumdan 6-8 saat sonra oluşmaya
başlar ve 4-12 saat sonra viridans
streptokoklar kalıcı floranın ilk kalıcı üyesi
olmaya başlar.
28. Dişler çıkmadan önce; aerobik ve anaerobik
stafilokolar, gram negatif diplokoklar ve
difteroidler görülmeye başlar.
Dişler çıkmaya başladıktan sonra Streptococcus
viridans tekrar baskın duruma geçer ve anaerob
streptokoklar, anaerobik laktobasiller, fusiform
basiller ve bakteroides’ler normal ağız florasında
yer alırlar.
29. İçerdiği maddeler ile dişleri korur ve ağız içindeki
asidik ortamı nötralize eder.
Tükrük yetersiz olduğunda (kuru ağız) dişlerin
çürüme riski artar.
Yemeklerden sonra çiğnenen şekersiz sakız tükrük
salgısını artırarak ağız sağlığını korumaya yardımcı
olur.
30. Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı olanlar (Kanser,
AIDS, kronik hastalıklar vb)
Bağışıklığı baskılayan ilaç ya da tedavi alanlar
(kemoterapi, radyoterapi vb)
Bakteriyemi
Yeterli ve dengeli beslenme sorunu olanlar
Gebeler
Biberon ya da emzik kullanan bebekler
Yaşlılar
31. Dişlerin üzerinde katran artıkları veya sarı-
kahverengi lekeler
Dişetleri ve damakta enfeksiyon enflamasyon
Dişetlerinde duyarlılık artışı ve hastalanmaya
yatkınlık
Kötü ağız kokusu
Dişetlerinde çekilme
Ağız kanseri
32. Diş Çürükleri
Diş te oyuklar yaparak diş in yapısını
bozan ve kendi
kendine iyileş meyen bir hastalıktır.
Diş kayıplarının en önemli önlenebilir nedenidir.
33. Kalsiyum, fosfor ve flordan fakir beslenme
Yumuşak besinlerle beslenme
Ağız açık durumda uyumak
Dişlerle sert maddeleri kırmak
Metal iğne vb ile dişleri karıştırmak
Sık gebelik
Yanlış ilaç kullanımı
Karbonhidratlı besinlerin fazla tüketimi
Fabrikasyon besinlerin fazla tüketimi
Yeterli sıvı almamak
Yeterli dengeli beslenme sorunları
Diş temizliğine özen göstermemek
34.
35. Süreç; dişlerde mikroorganizmalar, protein ve polisakkaridlerden
oluşan yapışkan bir madde olan plak oluşumu ile başlar.
Bakteriler karbonhidratları fermente ederek asid oluşturur.
Asid pH dişlerde demineralizasyona neden olur.
Asitler dişin koruyucu tabakası olan diş minesi üzerinde küçük oyuklar
oluşturur. Bunlar giderek genişler.
Çürük pulpaya doğru ilerledikçe dişler ağrımaya başlar.
Çürük daha da ilerlerse pulpada hatta çene kemiği içinde apseye neden
olabilir.
TÜKRÜK, ASİ TLERİ NÖTRALİ ZE EDEREK
REMİ NERALİ ZASYONA
YARDIMCI OLUR.
36. DİŞLER GÖREVLERİNE GÖRE
1-KESİCİ DİŞLER
2-KÖPEK DİŞLERİ
3-AZI DİŞLERİ
A-KÜÇÜK AZI DİŞLERİ
B-BÜYÜK AZI DİŞLERİ
DİŞTE ÇÜRÜĞÜN GELİŞİMİ
37. Tükrük pH’sını değiştirmeyen besinler.
Tükrük miktarını artıran besinler
Proteinden zengin besinler, yumurta, balık, kırmızı
ve beyaz et, sebze meyveler, yağlar, yeterli su ve
şekersiz içecekler.
Kalsiyum ve fosfordan zengin besinler
38. Biberonla karbonhidratlı besinlerin
verilmesi ile iliş kilidir (meyve suyu, ş ekerli
su vb)
Sıklıkla ön diş lerde meydana gelir.
Genellikle 2 yaş öncesi dönemde ortaya çıkar.
39. Gece ya da uyku sırasında bebek anne sütü ya da
biberon emerse süt ağızda birikerek mikropların
dişleri çürütmesi için elverişli bir ortam oluşturur.
Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası dişlerin
temizliğine özen gösterilmelidir.
Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar
ilave edilmemelidir.
Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirilmelidir.
İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah
beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile bebeğin
dişleri temizlenmelidir.
40. Biberonun yanı sıra emziklerin ağlayan bebekleri
susturmak amacıyla bal, pekmez, reçel gibi
tatlandırıcılara batırılarak verilmesi de biberon
çürüklerinin başka bir nedenidir.
41. Gebelik sırasında ağız sağlığında bazı değişikliklerin olmaktadır.
Östrojen ve progesteron düzeylerindeki artış, dişler üzerindeki
plak birikme riskini artırabilmektedir.
Uzaklaştırılmayan plak gingivitise neden olur (gebelik gingiviti)
Genellikle 2. trimestrda ortaya çıkan; kırmızı, hacmi artmış, hassas
ve kanamalı dişetleri gözlenebilmektedir.
42. Tetrasiklin grubu antibiyotikler, gereğinden fazla flor
alınması, kurşun, cıva zehirlenmesi gibi kimi sorunlar
dişlerde renklenmelere neden olabilir.
43. Dişeti hastalığının en önemli nedeni diş plağıdır.
Eğer plak etkin bir şekilde dişlerden uzaklaştırılmazsa
diştaşı veya tartar olarak bilinen düzensiz yüzeyli ve
geçirgen bir yapıya dönüşür.
Plaktaki bakteriler tarafından salınan zararlı ürünler
dişetinde irritasyona neden olur.
44. Sürekli ve uygun olmayan kürdan kullanılması
C vitamini yetersizliği
Sivri ve sert cisimlerle diş aralarının
karıştırılması
Diabetes, böbrek hastalıkları gibi sistemik
kronik hastalık varlığı ve tedavi edilmemesidir.
45. Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri
Diş fırçalama sırasında kanayan dişetleri
Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen, uzaklaşan dişetleri
Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı
Giderek dişler arasında aralıkların artması
Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki ilişkilerin
değişmesi
Protez uyumunda bozulma.
Sürekli kötü ağız kokusu (halitozis)
46. Tükrükteki minerallerin ve diş plağının bir ürünüdür.
Diş taşı, diş eti iltihabının başlıca nedenidir.
Diş taşı, özellikle diş eti çizgisinin altında oluştuğunda en
büyük sorunu yaratır.
Diş taşı, kireçli ve serttir; temizlenmesi ise güçtür.
47. Sağlıkla ilgili verileri karşılaştırmak amacıyla
kullanılan sağlık ölçütlerinin ağız diş sağlığı ile ilgili
olanları da bulunmaktadır. Toplumun ağız-diş sağlığı
düzeyinin belirlenmesinde DSÖ’nce önerilen bazı
yaş/yaş grupları vardır. Bu yaşlar/yaş grupları
şöyledir:
5 yaş, 12 yaş, 15 yaş, 35-44 ve 65-74 yaş grupları.
48. 5 yaş süt dişlerindeki çürük düzeyini gösterir ve çürük
düzeyinde olan değişimleri diğer yaşlardakine göre çok daha
kısa sürede gösterir.
12 yaş, üçüncü azı dişler dışında tüm daimi dişlerin sürmüş
olduğu yaştır.
15 yaşta ergenlik çağında periodontal hastalıkların da
göstergesidir.
35-44 yaş grubu, erişkinlerin ağız-diş sağlığı durumunu
incelemek için standart izleme grubudur.
65 yaş ve üstü grup ise, hem yaşlılar için uygun ağız-diş sağlığı
hizmetlerinin planlanması, hem de ağız bakım hizmetlerinin
toplumdaki genel etkilerinin izlenmesi için gereklidir
49. Çürük deneyimi prevalansı
Tedavi edilmemiş çürüklü kişi yüzdesi
Ortalama diş sayısı
Ortalama çürük ve kayıp diş sayısı
DMFT indeksi (Çürük, kayıp, dolgulu dişler indeksi)
Dişsizlik yüzdesi
51. Toplumda anne ve bebeklerden baş layarak düzenli
diş hekimi kontrolü ve eğ itim ile ağ ız diş sağ lığ ı
bilgilerinin artırılması,
Doğ ru tutum ve alış kanlıkların oluş turulması,
Koruyucu uygulamalar ile hastalıkların yaygınlık ve
ş iddetinin azaltılması suretiyle yaş am kalitesinin
artırılması,
Tedavi edici diş hekimliğ i ziyareti baş lama yaş ının
yükseltilmesi
amaçlamaktadır.
52.
53. Programın iki bölümü bulunmaktadır;
Birinci bölüm : Koruyucu hizmetler verilmek suretiyle, gebelere ve
ilköğretim öğrencilerine yönelik
“SÜREKLİ AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI EĞİTİM PROGRAMI”
İkinci bölüm : Topluma yönelik olarak ünit gerektiren koruyucu
hizmetler ile tedavi edici hizmetlerin beraber verildiği
“TEDAVİ PROGRAMI”
oluşturmaktadır.
54. 2020 yılına kadar
6 yaşın altındaki çocukların % 80’ inin çürüksüz,
12 yaşın altındaki çocuklarda ise dmf-t indeksinin
( çürük-dolgulu-eksik süt dişi sayısı) ortalama 1.5 olması,
2015 yılında
Anaokullarının en az yarısında ve diğer okulların % 95’
inde
diş sağlığı geliştirme programlarının uygulanmaya
başlaması
55. Türkiye 1990
21. Yüzyıl Hedefleri 2000 Yılı Hedefleri
2020 yılına kadar 6 5-6 yaş grubunun 5-6 yaş grubunda
yaş grubunun %50’si çürüksüz %12’si çürüksüz
%80’i çürüksüz
12 yaş grubunda
DMFT en fazla 1.5 12 yaş grubunda 12 yaş grubunda
DMFT 3 veya daha az DMFT 2.73
56.
57. Kısa Vadede Amaç;
Eğitim yoluyla;
hamilelik döneminden itibaren anne adaylarının
ve
ilköğretim çağındaki 6-12 yaş grubu öğrencilerin
ağız diş sağlığı bilgilerinin artırılması,
doğru alışkanlıkların kazandırılması
ve
ağız diş sağlığı uygulamalarının özellikle okulun günlük aktivitelerine
entegrasyonu
iken,
58. Uzun Vadede Amaç;
Çocukluk döneminden itibaren doğ ru tutum ve
davranış lar
oluş turarak;
Ağ ız, diş , diş eti hastalıklarının yaygınlık ve ş iddetinin
azaltılması,
Tedavi edici diş hekimliğ ine baş lama yaş ının
yükseltilmesi
ve
Program kapsamında sürekli eğ itimle elde edilen
kazanımların
karş ılaş tırılabilir değ erlendirmesinin yapılmasıdır.
59. Tümüyle bireylerin elindedir. Doğru beslenme, dişlerle sert
maddelerin temasından kaçınma, yemek sonrası ağzın
çalkalanması, dişlerin doğru ve düzenli biçimde fırçalanması ve
diş ipi ile temizlenmesi ile ağız diş sağlığı sorunlarından büyük
ölçüde korunmak mümkündür.
Geceleri ağızda, mikroorganizmaların sayısı en üst seviyeye
ulaşır. Dolayısı ile diş çürüklerini önlemek için geceleri
yatarken ağız temizliği yapmak gerekir.
60. Şeker tüketiminin azaltılması, yeterli ve dengeli
beslenme, sebze ve meyvenin yeterli tüketimi, sigara va
aşırı alkol tüketiminden ve dişleri sert cisimlere
karıştırmadan kaçınma ve ağız hijyenine özen göstermek
ağız diş sağlığı sorunlarından korunmada en önemli
önlemdir.
61.
62.
63. Dişleri korumanın en etkili yolu düzenli olarak
fırçalamaktır.
En uygun fırça; naylon ve orta sertlikteki fırçalardır.
Ağız içinde kolay hareket ettirilmesi ve arka dişlere
rahat ulaşabilme açısından fırça fazla büyük
olmamalıdır.
Uygun fırça ile dişler en az günde üç kez düzenli
olarak fırçalanmalıdır.
Diş macunu fırçalamayı kolaylaştırır.
64. Fırçalama işlemi en az 3 dakika sürmelidir.
Diş fırçası kişiye özeldir, başkalarıyla paylaşılmaz.
Diş fırçaları, en geç altı ayda değiştirilmelidir.
Diş fırçasının üzerine mercimek kadar diş macunu
konulup dişler;
yukarıdan aşağı, sağdan sola, içeriden dışarıya,
dışarıdan içeriye
fırçalanmalıdır.
65. Yaklaşık 5 cm uzunluğunda diş
ipini alınıp, her iki elin orta
parmaklarına, dolanmalıdır.
Diş ipi üst dişler arasından
geçirilip, diş etlerini
zedelememesi için baş
parmaklar kullanılmalıdır.
İp, diş eti hizasına gelince yukarı
ve aşağı hareket ettirilerek,
dişler temizlenmelidir.
66. İçme kullanma sularında doğal olarak bulunur.
Uygun kullanımında diş çürüklerini %40-60 oranında azaltır.
Diş macunlarına katılmaktadır.
Diş minesinin remineralizasyonunu sağlayarak sağlamlığını ve
dayanıklılığını artırmaktadır.
Çürüğe neden olan bakterilerin ağızdaki konsantrasyonu ve plak
oluşturma riskini azaltmaktadır.
67. Flor kullanımı ile diş minesini güçlendirmek
Düzenli biçimde dişleri günde ez az 3 kez fırçalamak
Özellikle karbonhidrat içeren besinleri yedikten sonra ağzı
çalkalamak ve dişleri fırçalamak
Yeterli ve dengeli beslenmek
Hergün yeterli miktarda su içmek
Dişlerle fındık, ceviz gibi sert maddeleri kırmaya çalışmamak
Dişleri iğne gibi sert maddelerle karıştırmamak
Dişleri çok sıcak ya da çok soğuk maddelerden korumak
Normal development of primary teeth: 1 st lower central incisors 2 nd upper central incisors 3 rd lateral incisors (upper or lower) 4 th first pre-molars 5 th canines Delayed eruption of primary teeth? If there are no signs of primary tooth eruption by 6 months after the schedule above (essentially 18 months of age) the patient should be referred to a dentist for evaluation of delayed tooth eruption. Delayed or failed tooth eruption may be associated with; Local problems such as tumors (hemangiomas for example) impinging the tooth bud, ankylosis (abnormal attachment of the tooth to underlying skeleton), or head & neck irradiation Systemic problems: Genetic syndromes like Down’s syndrome, ectodermal dysplasias Endocrine disorders like hypothyroidism, hypoparathyroidism Skeletal problems such as achondroplasia, osteopetrosis or rickets Resources: Am J Orthod Dentofacial Orthop. 2004 Oct;126(4):432-45