SlideShare a Scribd company logo
1 of 16
ORGANİK
   MOLEKÜLLERİN
SOLUNUMLA YIKILARAK
    ENERJİ ELDE
      EDİLMESİ
SOLUNUM
   Solunum, enerji elde etmek amacıyla organik
bileşiklerdeki bağların yıkılmasıdır. Solunum sonucunda
ototrof canlıların organik madde üretmesi için ham
madde sağlanır. (CO2 ve H2O)

  1) Oksijensiz (Anaerob) Solunum: Glikozun oksijensiz
ortamda etil alkol, laktik asit ve diğer maddelere kadar
yıkılıp enerji elde edilmesidir. Fermantasyon da denir.
Glikoliz meydana gelir.

  2) Oksijenli (Aerob) Solunum: Organik bileşiklerdeki
kimyasal bağların oksijenli ortamda yıkılarak enerji elde
edilmesidir. Son ürünler CO2 ve H2O’dur. Üç basamakta
gerçekleşir. Glikoliz, Krebs ve ETS.
ATP’nin Yapısı
  Yapısındaki fosfat bağları hidrolizle koptuğu zaman yüksek enerji
 veren organik maddedir. Yapısında adenin nükleotidi, 5 C’lu riboz ve
 üç fosfat bulunur.

   Adenin         +    5C    +      P         P         P


            Adenozin                          Yüksek enerji bağları




            Adenozin Mono Fosfat (AMP)



                 Adenozin Di Fosfat (ADP)
GLİKOLİZ
     Glikoz doğada çok yaygın bir monosakkariddir. Hücreler glikozu özel
  bir yolla yıkar. Canlılar burada açığa çıkan enerjiyi, yaşamsal işlevlerini
  devam ettirebilmek için kullanırlar. Oksijen kullanmaksızın
  sitoplazmada gerçekleşen glikozun pirüvik asite(pirüvata) kadar
  yıkımına “glikoliz” denir.
     Şeker parçalanması glikoz molekülünün aktivasyonu ile başlar.
  Glikoz ilk olarak “hekzokinaz” enziminin etkisi altında ATP ile
  tepkimeye girerek kimyasal olarak aktif hale geçer. Daha sonra her
  biri bir enzim tarafından katalizlenen tepkimeler olur.
     Glikoliz sonucunda 1molekül glikozdan 2 pirüvik asit oluşurken; 4
  molekül ADP, ATP’ye çevrilir. Başlangıçta 2 ATP, glikozu, glikoz-6-
  fosfata ve fruktoz-6-fosfatı, fruktoz-1,6 difosfata çevirmek için
  kullanıldığından net kazanç 2 ATP’ dir. Sonraki tepkimelerde
  kullanıma hazır 2 molekül de NADH+H+ koenzimi oluşur.

   C6H12O6+ 2ATP            2C3H4O3(pirüvik asit) + 4H + 2ADP + 2P
Pirüvik asit(pürivat), oksijen bulamazsa ya laktik asite dönüşerek
birikir ya da mayalarda olduğu gibi alkole dönüşür. Eğer oksijen bulursa
asetil koenzim A’ya dönüşerek krebs çemberine katılır veya
karaciğerde glikojene geri sentezlenir. Glikozun yeniden yapımına
“glikoneogenez” denir.
   Bazı bakteriler ve mayalar oksijen kullanamazlar. Fakat onlarda doğal
olarak enerjiye ihtiyaç duyarlar. Glikoz molekülünü glikoliz reaksiyonu ile
parçaladıktan sonra elde ettikleri pürivattan bir molekül CO2 çıkararak
ASETALDEHİT oluştururlar. Daha sonra bu asetaldehit NADH2 ile
reaksiyona girerek onun hidrojenlerini alır. Son ürün Etil Alkol'dür.
Aşağıdaki reaksiyonda da görülen bu oksijensiz solunum tipine ETİL
ALKOL FERMANTASYONU denir.
Çizgili kaslarımızda bulunan hücreler normalde oksijenli solunum
yaparlar. Ancak ortamda yeteri kadar oksijen yoksa bu hücreler
oksijensiz solunumu da gerçekleştirebilir. Enerji ihtiyaçlarını bu şekilde
karşılamaya çalışırlar. Oksijene ihtiyaç duyulmadan gerçekleşen glikoliz
reaksiyonlarından sonra oluşan pürivatlar mitokondriye geçemediğinden
glikolizde NAD’a verdiği hidrojenleri geri alarak Laktik aside dönüşür.
Çizgili kaslarda görülen bu oksijensiz solunum tipine de LAKTİK ASİT
FERMANTASYONU denir.
Az miktarlarda laktik asit kasın daha iyi çalışmasını sağlar. (Spor
hareketlerine başlamadan önce ısınma hareketlerinin yapılmasının
nedeni de budur). Meydana gelen laktik asit, kana geçer ve beyin
hücrelerine etki ederek yorgunluk duygusu yaratır. Yoğurt yenildiğinde
de bu durum gözlenir. Yeteri kadar oksijen bulununca laktik asitten bir
hidrojen çıkarılarak pirüvik aside dönüştürülür. Laktik asidin bir kısmı
karaciğere taşınarak glikoza kadar geri sentezlenir. Kalp kası, laktik asit
fazlasını uzaklaştırmaz enerji olarak kullanır. Bazen de laktik asitin
fazlası “fizyolojik tetanos” yani “kramp”a neden olur.
KREBSkarbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin solunumla
  Krebs devri
              ÇEMBERİ(SİTRİKASİT ÇEVRİMİ)
parçalanması olayında ortak karbon yoludur. Yağ asitleri ve
aminoasitler farklı sayıda karbon atomu taşıdıkları için farklı sayıda ATP
üretilmesine neden olurlar. Sonuçta oluşan su ve karbondioksit miktarı
da farklı olur. Örneğin yağ asitleri az O2, çok H2 taşırlar ve solunum
sonucunda az CO2 ve çok H2O oluşur. Bunu nedenle yağlar kurak
ortam hayvanlarında iyi bir su deposu kaynağıdır.
O2'li solunumun glikoliz ve krebs çemberi devrinde
doğrudan üretilen ATP miktarı çok azdır. Her iki devrede
özellikle krebs devrinde organik bileşeğin
parçalanmasıyla açığa çıkan H atomları yardımıyla NaDH2
ve FADH2 maddeleri üretilir. Bu maddelerdeki H
atomlarının elektronları ETS'den geçerek en son O2'ye
aktarılır ve elektronlar O2 ile birleşerek suyu oluşturur.
Eğer bir çift hidrojen atomu ETS’ye NAD tarafından
taşınırsa her bir hidrojen atomuna karşılık 3 ATP, FAD ile
taşınırsa 2 ATP sentezlenir. Krebs çemberi mitokondrinin
matriksinde, ETS ise solunum enzimlerini taşıyan kristada
gerçekleşir. ETS sisteminde iç zardaki enzimlere taşınan
elektronlar, sonunda oksijene verilir ve H2O meydana
getlir. Bu oksijenli solunum sonucunda toplam 40 ATP
sentezlenir. Glikolizde 2 ATP harcandığı için net kazanç
38 ATP’dir.
C6H12O6 + 6O2             6CO2 + H2O + ENERJİ(net 38 ATP)



               ATP (net)    FADH2      NADH2      Net Kazanç

Glikoliz        2 ATP          __        2x3       8 ATP


Pirüvik asit     __            __        2x3       6 ATP


Krebs           2 ATP          2x2       6x3       24 ATP
Çemberi

Toplam          4 ATP         4 ATP      30 ATP    38 ATP
!
    ÖNEMLİ NOT: Bazı araştırılmadan ve düşünülmeden yazılmış
kaynaklarda (haftalık ÖSS hazırlık dergileri ve dersane kitapları) glikoz
molekülünde bulunan enerjinin %40'ı ATP sentezinde kullanılırken %60'ı
ısı olarak yayılır denilmektedir. Böyle bir şeyin olması mümkün değildir.
O kadar enerjinin ısıya dönüşmesi canlının kömürleşmesine neden olur.
Bir glikoz molekülünün bağları arasındaki enerjinin ancak yaklaşık %
40'ı ATP sentezinde kullanılır. Geriye kalan enerjinin çok az bir kısmı ısı
olarak yayılırken, henüz %60'ı oksijenli solunumumun son ürünleri olan
su ve karbondioksit moleküllerinin bağları arasında kalır.
YAĞ YIKIMI
   Besinlerin sindirimi sonucu elde edilen yağlar, bağırsaktan
geçerek lenf sistemine ulaşır ve bu sistem aracılığıyla kana
karışır. Kan, yağın bir kısmını karaciğere, bir kısmını da
dokulara taşır; yağın fazlası, “trigliserit” şeklinde yağ
dokularında depo edilir. İnsanların şişmanlamasının nedeni de
budur. Fakat aksine, kaslar fazla çalıştığı zaman kas
hücrelerindeki mitokondriler ATP üretmek için ortamda
bulunan yağ asitlerini, depo edilmesine fırsat bırakmadan
kullanarak enerji ihtiyaçlarını karşılarlar. Şişman bir kimse
elinden geldiğince spor yapıp hareket ederse, yağ
dokularındaki trigliserit molekülleri enerji ihtiyacı olduğu için
yağ asitlerine kadar parçalanacak ve mitokondrilere
ulaşacaktır. Karaciğerde de fazla miktarlarda alınmış
karbonhidrattan yağ sentezlenerek depo edilir. Gereksinim
halinde, depo edilmiş yağ, enerji elde etmede kullanılır.

 3 Yağ asidi   + Gliserin(Gliserol)      Yağ(trigliserit) + 3 Su
Nötral yağların katabolizması iki ana döneme ayrılılır;

  1) Yağ yıkımı : Yağ moleküllerinin hidrolize uğrayarak gliserin ve
yağ asidine ayrılmasıdır. Bunun için lipaz ve esteraz enzimleri
gereklidir.

  Yağ + Lipaz + Öd sıvısı + Su              Yağ asitleri + Gliserol

  2) Yağ asitlerinin ve gliserolün yıkımı : Gliserol özel bir enzim ve
ATP harcanarak gliserolfosfata dönüştürülür ve glikolizde kullanılır.
   Çoğunlukla palmitik veya stearik asit gibi (16 ve 18 karbon atomlu)
uzun karbon zincirli yağ asitleri çok basamaklı bir yıkım olayına girer.
Buna “beta-oksidasyon “ denir.
   Yağ asidi yıkımı ATP kullanılarak, molekülün aktivasyonu ile başlar.
Yağ asidi bu reaksiyonda koenzim A’ya bağlanır. İlk yıkım basamağı
dehidrasyondur. Yağ asidi yıkımı mitokondride olur. Her yağ asidi iki
karbonlu asetil koenzim A’ya parçalanır. Bu asetil koenzim A, sitrik
asit çevrimine girer ve enerji elde edilir.
Yağ Asidi Yıkmında Enerji Kazancı
  18 karbonlu yağ asidi olan stearik asidi 9 asetil koenzim A’ya ayrılır.
Bunun için yağ asidi yıkım çevrimi 9 defa tekrarlanır. Bu parçalanmada
38 mol ATP doğrudan doğruya elde edilen enerji kazancıdır. 9 mol
asetil koenzim A, sitrik asit yıkılarak 9 mol ATP, 9 mol FADH2=(18 mol
ATP), 27 mol NADH2=(81 mol ATP) elde edilir. Sonuç olarak bir mol
stearik asit yıkımı 146 mol ATP’ lik bir enerji kazancı sağlar. Bunun 2
ATP’ si başlangıçta aktivasyon enerjisi için kullanıldığından net kazanç
144 ATP’ dir.

More Related Content

What's hot (20)

Biyokimyafull ozetnot-1
Biyokimyafull ozetnot-1Biyokimyafull ozetnot-1
Biyokimyafull ozetnot-1
 
Canlilarda temel bileşikler
Canlilarda temel bileşikler  Canlilarda temel bileşikler
Canlilarda temel bileşikler
 
Yağlar 9 c
Yağlar 9 cYağlar 9 c
Yağlar 9 c
 
4. lipitler 3
4. lipitler 34. lipitler 3
4. lipitler 3
 
çOcukluk çağında hipoglisemi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
çOcukluk çağında hipoglisemi (fazlası için www.tipfakultesi.org )çOcukluk çağında hipoglisemi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
çOcukluk çağında hipoglisemi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
9. proteinler 2
9. proteinler 29. proteinler 2
9. proteinler 2
 
Prekürsör ve türev lipidler son
Prekürsör ve türev lipidler sonPrekürsör ve türev lipidler son
Prekürsör ve türev lipidler son
 
Aminoasit
AminoasitAminoasit
Aminoasit
 
Cho metabolizması
Cho metabolizması Cho metabolizması
Cho metabolizması
 
L i̇ p i̇ d kimyası
L i̇ p i̇ d  kimyasıL i̇ p i̇ d  kimyası
L i̇ p i̇ d kimyası
 
6. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 66. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 6
 
7. lipitler 6
7. lipitler 67. lipitler 6
7. lipitler 6
 
3. lipitler 2
3. lipitler 23. lipitler 2
3. lipitler 2
 
8. proteinler 1
8. proteinler 18. proteinler 1
8. proteinler 1
 
Gıda biyokimyası ders notu
Gıda biyokimyası ders notuGıda biyokimyası ders notu
Gıda biyokimyası ders notu
 
1. karbonhidratlar 1
1. karbonhidratlar 11. karbonhidratlar 1
1. karbonhidratlar 1
 
Biyokimya: Vitaminler, mineraller, koenzimler
Biyokimya: Vitaminler, mineraller, koenzimlerBiyokimya: Vitaminler, mineraller, koenzimler
Biyokimya: Vitaminler, mineraller, koenzimler
 
LLi̇pi̇tler 3
LLi̇pi̇tler 3LLi̇pi̇tler 3
LLi̇pi̇tler 3
 
6. lipitler 5
6. lipitler 56. lipitler 5
6. lipitler 5
 
2. lipitler 1
2. lipitler 12. lipitler 1
2. lipitler 1
 

Similar to Organik moleküllerin solunumla yikilarak enerji elde edilmesi

7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdf
7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdf7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdf
7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdfKomakeTature
 
emrepiçi28
emrepiçi28emrepiçi28
emrepiçi281253dncg
 
Organik BileşIkler Karbohidratlar
Organik BileşIkler  KarbohidratlarOrganik BileşIkler  Karbohidratlar
Organik BileşIkler KarbohidratlarAli İhsan KIRTAŞ
 
7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptx
7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptx7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptx
7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptxAyhanden
 
Sıvı ve elektrolit tedavisi
Sıvı ve elektrolit tedavisi Sıvı ve elektrolit tedavisi
Sıvı ve elektrolit tedavisi ertassinem
 
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02ibrahim korkmaz
 
Prekürsör ve türev lipidler son
Prekürsör ve türev lipidler sonPrekürsör ve türev lipidler son
Prekürsör ve türev lipidler sonMuhammed Arvasi
 
Biyolojik oksidasyon
Biyolojik oksidasyonBiyolojik oksidasyon
Biyolojik oksidasyonburcinalew
 
02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk02 Genel Botanİk
02 Genel BotanİkErdi koyun
 

Similar to Organik moleküllerin solunumla yikilarak enerji elde edilmesi (11)

7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdf
7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdf7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdf
7.KARBONHİDRAT METABOLİZMASI(Kreps döngüsü) (1).pdf
 
emrepiçi28
emrepiçi28emrepiçi28
emrepiçi28
 
Organik BileşIkler Karbohidratlar
Organik BileşIkler  KarbohidratlarOrganik BileşIkler  Karbohidratlar
Organik BileşIkler Karbohidratlar
 
7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptx
7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptx7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptx
7.HAFTA DERS SUNUMU AYHAN ÜĞÜDEN.pptx
 
Sıvı ve elektrolit tedavisi
Sıvı ve elektrolit tedavisi Sıvı ve elektrolit tedavisi
Sıvı ve elektrolit tedavisi
 
Lipidler
LipidlerLipidler
Lipidler
 
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
 
Cushing Sendromu
Cushing SendromuCushing Sendromu
Cushing Sendromu
 
Prekürsör ve türev lipidler son
Prekürsör ve türev lipidler sonPrekürsör ve türev lipidler son
Prekürsör ve türev lipidler son
 
Biyolojik oksidasyon
Biyolojik oksidasyonBiyolojik oksidasyon
Biyolojik oksidasyon
 
02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk
 

More from Mehmet Göktepe

More from Mehmet Göktepe (8)

Streching
StrechingStreching
Streching
 
Streching
StrechingStreching
Streching
 
Sporda performans testleri
Sporda performans testleriSporda performans testleri
Sporda performans testleri
 
Postür
PostürPostür
Postür
 
Pliometrik çalişmalarin siçrama özelliklerine etkisi
Pliometrik çalişmalarin siçrama özelliklerine etkisiPliometrik çalişmalarin siçrama özelliklerine etkisi
Pliometrik çalişmalarin siçrama özelliklerine etkisi
 
Oyun analizi
Oyun analiziOyun analizi
Oyun analizi
 
Fizyoloji
FizyolojiFizyoloji
Fizyoloji
 
EGZERSİZ FİZYOLOJİSİ
EGZERSİZ FİZYOLOJİSİEGZERSİZ FİZYOLOJİSİ
EGZERSİZ FİZYOLOJİSİ
 

Organik moleküllerin solunumla yikilarak enerji elde edilmesi

  • 1. ORGANİK MOLEKÜLLERİN SOLUNUMLA YIKILARAK ENERJİ ELDE EDİLMESİ
  • 2. SOLUNUM Solunum, enerji elde etmek amacıyla organik bileşiklerdeki bağların yıkılmasıdır. Solunum sonucunda ototrof canlıların organik madde üretmesi için ham madde sağlanır. (CO2 ve H2O) 1) Oksijensiz (Anaerob) Solunum: Glikozun oksijensiz ortamda etil alkol, laktik asit ve diğer maddelere kadar yıkılıp enerji elde edilmesidir. Fermantasyon da denir. Glikoliz meydana gelir. 2) Oksijenli (Aerob) Solunum: Organik bileşiklerdeki kimyasal bağların oksijenli ortamda yıkılarak enerji elde edilmesidir. Son ürünler CO2 ve H2O’dur. Üç basamakta gerçekleşir. Glikoliz, Krebs ve ETS.
  • 3. ATP’nin Yapısı Yapısındaki fosfat bağları hidrolizle koptuğu zaman yüksek enerji veren organik maddedir. Yapısında adenin nükleotidi, 5 C’lu riboz ve üç fosfat bulunur. Adenin + 5C + P P P Adenozin Yüksek enerji bağları Adenozin Mono Fosfat (AMP) Adenozin Di Fosfat (ADP)
  • 4. GLİKOLİZ Glikoz doğada çok yaygın bir monosakkariddir. Hücreler glikozu özel bir yolla yıkar. Canlılar burada açığa çıkan enerjiyi, yaşamsal işlevlerini devam ettirebilmek için kullanırlar. Oksijen kullanmaksızın sitoplazmada gerçekleşen glikozun pirüvik asite(pirüvata) kadar yıkımına “glikoliz” denir. Şeker parçalanması glikoz molekülünün aktivasyonu ile başlar. Glikoz ilk olarak “hekzokinaz” enziminin etkisi altında ATP ile tepkimeye girerek kimyasal olarak aktif hale geçer. Daha sonra her biri bir enzim tarafından katalizlenen tepkimeler olur. Glikoliz sonucunda 1molekül glikozdan 2 pirüvik asit oluşurken; 4 molekül ADP, ATP’ye çevrilir. Başlangıçta 2 ATP, glikozu, glikoz-6- fosfata ve fruktoz-6-fosfatı, fruktoz-1,6 difosfata çevirmek için kullanıldığından net kazanç 2 ATP’ dir. Sonraki tepkimelerde kullanıma hazır 2 molekül de NADH+H+ koenzimi oluşur. C6H12O6+ 2ATP 2C3H4O3(pirüvik asit) + 4H + 2ADP + 2P
  • 5.
  • 6.
  • 7. Pirüvik asit(pürivat), oksijen bulamazsa ya laktik asite dönüşerek birikir ya da mayalarda olduğu gibi alkole dönüşür. Eğer oksijen bulursa asetil koenzim A’ya dönüşerek krebs çemberine katılır veya karaciğerde glikojene geri sentezlenir. Glikozun yeniden yapımına “glikoneogenez” denir. Bazı bakteriler ve mayalar oksijen kullanamazlar. Fakat onlarda doğal olarak enerjiye ihtiyaç duyarlar. Glikoz molekülünü glikoliz reaksiyonu ile parçaladıktan sonra elde ettikleri pürivattan bir molekül CO2 çıkararak ASETALDEHİT oluştururlar. Daha sonra bu asetaldehit NADH2 ile reaksiyona girerek onun hidrojenlerini alır. Son ürün Etil Alkol'dür. Aşağıdaki reaksiyonda da görülen bu oksijensiz solunum tipine ETİL ALKOL FERMANTASYONU denir.
  • 8. Çizgili kaslarımızda bulunan hücreler normalde oksijenli solunum yaparlar. Ancak ortamda yeteri kadar oksijen yoksa bu hücreler oksijensiz solunumu da gerçekleştirebilir. Enerji ihtiyaçlarını bu şekilde karşılamaya çalışırlar. Oksijene ihtiyaç duyulmadan gerçekleşen glikoliz reaksiyonlarından sonra oluşan pürivatlar mitokondriye geçemediğinden glikolizde NAD’a verdiği hidrojenleri geri alarak Laktik aside dönüşür. Çizgili kaslarda görülen bu oksijensiz solunum tipine de LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir.
  • 9. Az miktarlarda laktik asit kasın daha iyi çalışmasını sağlar. (Spor hareketlerine başlamadan önce ısınma hareketlerinin yapılmasının nedeni de budur). Meydana gelen laktik asit, kana geçer ve beyin hücrelerine etki ederek yorgunluk duygusu yaratır. Yoğurt yenildiğinde de bu durum gözlenir. Yeteri kadar oksijen bulununca laktik asitten bir hidrojen çıkarılarak pirüvik aside dönüştürülür. Laktik asidin bir kısmı karaciğere taşınarak glikoza kadar geri sentezlenir. Kalp kası, laktik asit fazlasını uzaklaştırmaz enerji olarak kullanır. Bazen de laktik asitin fazlası “fizyolojik tetanos” yani “kramp”a neden olur.
  • 10. KREBSkarbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin solunumla Krebs devri ÇEMBERİ(SİTRİKASİT ÇEVRİMİ) parçalanması olayında ortak karbon yoludur. Yağ asitleri ve aminoasitler farklı sayıda karbon atomu taşıdıkları için farklı sayıda ATP üretilmesine neden olurlar. Sonuçta oluşan su ve karbondioksit miktarı da farklı olur. Örneğin yağ asitleri az O2, çok H2 taşırlar ve solunum sonucunda az CO2 ve çok H2O oluşur. Bunu nedenle yağlar kurak ortam hayvanlarında iyi bir su deposu kaynağıdır.
  • 11. O2'li solunumun glikoliz ve krebs çemberi devrinde doğrudan üretilen ATP miktarı çok azdır. Her iki devrede özellikle krebs devrinde organik bileşeğin parçalanmasıyla açığa çıkan H atomları yardımıyla NaDH2 ve FADH2 maddeleri üretilir. Bu maddelerdeki H atomlarının elektronları ETS'den geçerek en son O2'ye aktarılır ve elektronlar O2 ile birleşerek suyu oluşturur. Eğer bir çift hidrojen atomu ETS’ye NAD tarafından taşınırsa her bir hidrojen atomuna karşılık 3 ATP, FAD ile taşınırsa 2 ATP sentezlenir. Krebs çemberi mitokondrinin matriksinde, ETS ise solunum enzimlerini taşıyan kristada gerçekleşir. ETS sisteminde iç zardaki enzimlere taşınan elektronlar, sonunda oksijene verilir ve H2O meydana getlir. Bu oksijenli solunum sonucunda toplam 40 ATP sentezlenir. Glikolizde 2 ATP harcandığı için net kazanç 38 ATP’dir.
  • 12. C6H12O6 + 6O2 6CO2 + H2O + ENERJİ(net 38 ATP) ATP (net) FADH2 NADH2 Net Kazanç Glikoliz 2 ATP __ 2x3 8 ATP Pirüvik asit __ __ 2x3 6 ATP Krebs 2 ATP 2x2 6x3 24 ATP Çemberi Toplam 4 ATP 4 ATP 30 ATP 38 ATP
  • 13. ! ÖNEMLİ NOT: Bazı araştırılmadan ve düşünülmeden yazılmış kaynaklarda (haftalık ÖSS hazırlık dergileri ve dersane kitapları) glikoz molekülünde bulunan enerjinin %40'ı ATP sentezinde kullanılırken %60'ı ısı olarak yayılır denilmektedir. Böyle bir şeyin olması mümkün değildir. O kadar enerjinin ısıya dönüşmesi canlının kömürleşmesine neden olur. Bir glikoz molekülünün bağları arasındaki enerjinin ancak yaklaşık % 40'ı ATP sentezinde kullanılır. Geriye kalan enerjinin çok az bir kısmı ısı olarak yayılırken, henüz %60'ı oksijenli solunumumun son ürünleri olan su ve karbondioksit moleküllerinin bağları arasında kalır.
  • 14. YAĞ YIKIMI Besinlerin sindirimi sonucu elde edilen yağlar, bağırsaktan geçerek lenf sistemine ulaşır ve bu sistem aracılığıyla kana karışır. Kan, yağın bir kısmını karaciğere, bir kısmını da dokulara taşır; yağın fazlası, “trigliserit” şeklinde yağ dokularında depo edilir. İnsanların şişmanlamasının nedeni de budur. Fakat aksine, kaslar fazla çalıştığı zaman kas hücrelerindeki mitokondriler ATP üretmek için ortamda bulunan yağ asitlerini, depo edilmesine fırsat bırakmadan kullanarak enerji ihtiyaçlarını karşılarlar. Şişman bir kimse elinden geldiğince spor yapıp hareket ederse, yağ dokularındaki trigliserit molekülleri enerji ihtiyacı olduğu için yağ asitlerine kadar parçalanacak ve mitokondrilere ulaşacaktır. Karaciğerde de fazla miktarlarda alınmış karbonhidrattan yağ sentezlenerek depo edilir. Gereksinim halinde, depo edilmiş yağ, enerji elde etmede kullanılır. 3 Yağ asidi + Gliserin(Gliserol) Yağ(trigliserit) + 3 Su
  • 15. Nötral yağların katabolizması iki ana döneme ayrılılır; 1) Yağ yıkımı : Yağ moleküllerinin hidrolize uğrayarak gliserin ve yağ asidine ayrılmasıdır. Bunun için lipaz ve esteraz enzimleri gereklidir. Yağ + Lipaz + Öd sıvısı + Su Yağ asitleri + Gliserol 2) Yağ asitlerinin ve gliserolün yıkımı : Gliserol özel bir enzim ve ATP harcanarak gliserolfosfata dönüştürülür ve glikolizde kullanılır. Çoğunlukla palmitik veya stearik asit gibi (16 ve 18 karbon atomlu) uzun karbon zincirli yağ asitleri çok basamaklı bir yıkım olayına girer. Buna “beta-oksidasyon “ denir. Yağ asidi yıkımı ATP kullanılarak, molekülün aktivasyonu ile başlar. Yağ asidi bu reaksiyonda koenzim A’ya bağlanır. İlk yıkım basamağı dehidrasyondur. Yağ asidi yıkımı mitokondride olur. Her yağ asidi iki karbonlu asetil koenzim A’ya parçalanır. Bu asetil koenzim A, sitrik asit çevrimine girer ve enerji elde edilir.
  • 16. Yağ Asidi Yıkmında Enerji Kazancı 18 karbonlu yağ asidi olan stearik asidi 9 asetil koenzim A’ya ayrılır. Bunun için yağ asidi yıkım çevrimi 9 defa tekrarlanır. Bu parçalanmada 38 mol ATP doğrudan doğruya elde edilen enerji kazancıdır. 9 mol asetil koenzim A, sitrik asit yıkılarak 9 mol ATP, 9 mol FADH2=(18 mol ATP), 27 mol NADH2=(81 mol ATP) elde edilir. Sonuç olarak bir mol stearik asit yıkımı 146 mol ATP’ lik bir enerji kazancı sağlar. Bunun 2 ATP’ si başlangıçta aktivasyon enerjisi için kullanıldığından net kazanç 144 ATP’ dir.