Bu ünitede portföy kavramı hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra, iki hisse senedinden oluşan bir portföyün risk ve getirisinin hesaplanmasıyla ilgili bir örnek verilmektedir.
Bu ünitede finansal piyasalarda kamuyu aydınlatmanın önemi açıklandıktan sonra, Türkiye'de kamuyu aydınlatma uygulamalarından bahsedilmiş, kurumsal yönetim, insider trading, manipülasyon, bağımsız denetim ve derecelendirme kavramları açıklanmıştır.
2. İŞLETME KAVRAMI
Ticari işletmeler, insan istek ve ihtiyaçlarını sürekli olarak karşılamak
üzere, piyasası olan ve fiyatı piyasada oluşan iktisadi mal veya hizmetleri
satışa sunmak ve bu yolla kâr sağlamak amacı güden kuruluşlardır.
İşletmeler, tek bir girişimci tarafından oluşturulabildiği gibi (Şahıs
İşletmesi) iki veya daha fazla girişimcinin ortaklığıyla da (Şirket)
oluşmaktadır. İki veya daha fazla girişimcinin ortak iktisadi bir gayeye
erişmek için emek, para ve mallarını bir sözleşme ile birleştirerek
meydana getirdiği ortaklığa şirket denir.
3. İŞLETME KAVRAMI
Şirketler, sorumlulukları bakımından şahıs ve sermaye şirketleri olarak ikiye ayrılır.
Şahıs Şirketleri: Ortakları sınırsız sorumlu olan adi, kolektif ve komandit şirketler şahıs
şirketleridir. Bu tür şirketlerin kuruluş ve devamı için ortakların birbirini iyi tanımaları ve
güvenmeleri gereklidir. Şahıs şirketleri şunlardır:
Adi Şirketler
Kollektif Şirketler
Komandit Şirketler
4. ADİ ŞİRKETLER
Adi ortaklıklar, iki ya da daha fazla kişinin ticari faaliyette bulunmak üzere bir
araya gelerek oluşturdukları ortaklıklardır. Bu tür ortaklıkların en önemli avantajı
düşük maliyetlerle ve kolayca kurulabilmesidir. Adi şirket sözleşmesi herhangi bir
şekle bağlı değildir. Hatta yazılı olması dahi gerekmez.
Adi ortaklıkların en önemli dezavantajı ortakların sınırsız sorumlu olmasıdır.
İşletmenin finansal krize girmesi durumunda her ortak kendi payı ile değil,
işletmenin tüm borçlarından sınırsız olarak sorumludur. Adi ortaklıkların diğer
dezavantajları; işletme yaşamında sınırlılık, ortaklık hakkının transferindeki
güçlük ve büyük miktarlarda fon sağlamadaki zorluk olarak sayılabilir.
5. Kollektif Şirketler
Ticari hayatta en yaygın olan şirket türüdür. Ortakların kişisel emek ve
gayretlerinin önem kazandığı ticari işletmelerde bu ortaklık şekli tercih edilir.
Kollektif şirket, özellikle küçük ve orta çapta perakende, yarı toptancı ticaret
işletmeleri ile orta çapta işletmeler için uygundur. Asgari bir sermaye koyma
zorunluluğu da yoktur. Kollektif şirket ortakları birbirine güveni olan kimseler
arasında kurulur.
Kollektif şirketlerle ilgili düzenlemeler, Türk Ticaret Kanunu (TTK) 221-303.
maddelerde yapılmıştır. TTK’da kollektif şirketler; “ticari bir işletmeyi bir ticaret
unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve
ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış
olan şirkettir.” olarak tanımlanmaktadır. Kollektif şirket sözleşmesi yazılı şekle
tabidir; ayrıca, sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması şarttır. Tüzel kişiliği
de olan bu ortaklık türünde ortaklar şirketin borçlarından dolayı tüm varlıklarıyla
zincirleme sorumludurlar.
6. Kollektif Şirketler
Kollektif şirketin tacir olarak Kurumlar
Vergisi yükümlülüğü yoktur. Kollektif
şirketin bilanço kârı, vergi yükümlülüğü ile
ilgilenmeksizin şirket ortaklarına ana
sözleşmedeki paylaştırma oranlarına göre
ortaklara
dağıtılır.
Ortakların
şirket
kârından aldıkları paylar, şahsi ticari
kazanç niteliğinde olduğundan, ortaklar
Gelir Vergisi Kanununda yer alan ticari
kazanç hükümleri doğrultusunda vergi
ödemek zorundadırlar.
7. Komandit Şirketler
Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek
amacıyla kurulan, şirket alacaklılarına karşı
ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu
sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların
sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış
olan şirket komandit şirkettir. Sorumluluğu sınırlı
olmayan ortaklara komandite, sorumluluğu sınırlı
olanlara komanditer denir. Komandite ortakların
gerçek kişi olmaları gerekir. Tüzel kişiler ancak
komanditer ortak olabilirler. Komandite şirketler
TTK’u 304-328. maddelerde düzenlenmiştir.
Bu şirket türünde sorumluluğu sınırsız olan ortaklar
şirketin yönetiminden sorumlu olduklarından kolektif
şirkete benzer ve onun avantaj ve dezavantajlarına
sahiptir. Ancak bu şirket türünde sınırlı sorumlu
ortak sayısı arttırılarak kolektif ortaklığa göre daha
kolay fon sağlanabilmektedir.
8. SERMAYE ŞİRKETLERİ
Ortakları sınırlı sorumlu olan sermayesi payları bölünmüş komandit
şirketler, limited şirketler ve anonim şirketler sermaye şirketleridir. Bu tür
şirketlerde sermaye ön plandadır.
9. Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler
Sermayesi paylara bölünmüş komandit
şirket, sermayesi paylara bölünen ve
ortaklarından bir veya birkaçı şirket
alacaklılarına karşı bir kollektif şirket
ortağı, diğerleri bir anonim şirket pay
sahibi gibi sorumlu olan şirkettir.
Sermaye,
paylara
bölünmeksizin
sermayesi
sadece
birden
çok
komanditerin
sermayeye
katılma
oranlarını göstermek amacıyla kısımlara
ayrılmış bulunuyorsa komandit şirket
hükümleri uygulanır. TTK 564-572.
Maddelerde
düzenlenen
sermayesi
paylara bölünmüş komandit şirketlere
uygulamada çok sık rastlanmamaktadır.
10. Limited Şirketler
31.12.2010 tarihi itibariyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde
705.096 adet Limited Şirket bulunmaktadır. Bu sayı ülkemizde kurulu bulunan
sermaye şirketlerinin yüzde seksenini geçmektedir. Ülkemizde gerek vergi
avantajları gerekse de şirket sahibi olmanın imajı girişimcileri şirket kurmaya
yönlendirmiş Anonim Şirketlere göre daha az prosedüre sahip olması nedeniyle
de genel olarak Limited Şirketler tercih edilmiştir.
Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret
unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye
paylarının toplamından oluşur. Ortak sayısı 50’i geçemez. Ortaklar, şirket
borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını
ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim
yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.
11. Anonim Şirketler
TTK’u 329-563. maddelerde düzenlenen Anonim şirketler, sermayesi belirli ve
paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan
şirketlerdir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın izni ile kurulurlar.
Eski Kanunda anonim şirketin sermayesi asgari 50.000 TL idi. Yeni kanunda bu
rakam halka açık olmayan şirketler için aynen korunmuştur. Fakat kayıtlı
sermaye sistemini kabul eden ve halka açık olmayan anonim şirketlerde
başlangıç sermayesi 100.000 TL’den az olamaz. En az sermaye tutarı Bakanlar
Kurulu’nca arttırılabilir. Pay senetlerinin nominal değeri en az bir Yeni Kuruştur.
Bu değer ancak en az birer Yeni Kuruş olarak yükseltilebilir. Bu miktar Bakanlar
Kurulunca yüz katına kadar artırılabilir.
12. Anonim Şirketler
Şirketin kurucuları, şirket sermayesi için bir pay taahhüt ederek esas sözleşmeyi
imzalayan gerçek veya tüzel kişilerdir. Yani tüzel kişiliğe haiz olan başka bir
anonim şirket, bir dernek veya bir vakıf dahi Anonim Şirketin kurucusu olabilir.
Eski kanunda Anonim Şirket kuruluşunda en az 5 kişi gerekmekte iken, yeni
kanun kurucular için bir veya birden fazla kişinin yeterli olacağını belirterek bir
yenilik yaratmıştır. Bu açıklamaya göre Anonim Şirket bir tek kurucu ile dahi
kurulabilmekte olup, buna “TEK KİŞİLİK ANONİM ŞİRKET” adı verilir.
Anonim şirketin organları yönetim kurulu ve genel kuruldur.
13. Halka Açık Anonim Şirketler
Anonim ortaklıklar halka kapalı ya da halka açık olabilir. Payları borsada işlem
gören ortaklıklar ile pay sahibi sayısı 500’ü (beşyüz) aşan anonim ortaklıkların
payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine
de tabi olurlar.
Halka açık anonim ortaklıklar, TTK’unun yanı sıra SPK’una da tabi olmakta ve
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPKu.) denetimine girmektedirler. Dolayısıyla
ister SPK’ya göre ister TTK’ya göre kurulmuş olsun bir anonim ortaklıkta ortak
sayısı 500’ü aştığında SPKu’na başvurarak halka açık bir anonim ortaklık
olduğunu bildirmek zorundadırlar.
14. Anonim Ortaklıklarda Sermaye Artırımı
Anonim şirketler genellikle finansman ihtiyaçlarını karşılamak, özkaynak benzeri
fonları sermayeye dönüştürmek, sermayelerini güçlendirmek, azalan
sermayelerini tamamlamak veya kanuni zorunluluğu yerine getirmek amacıyla
sermaye artırımına giderler. Sermaye artırımı, esas sözleşme değişikliğinin özel
bir türünü oluşturur. Dolayısıyla, şirket sermayesini artırmak belli usullere tabidir.
Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı sermaye taahhüdü yoluyla artırım, iç
kaynaklardan sermaye artırımı ve şarta bağlı sermaye artırımı olmak üzere üç
şekilde yapılabilmektedir.
15. Sermaye Taahhüdü Yoluyla Sermaye Artırımı
Anonim şirketler, esas sermaye ya da kayıtlı sermaye sistemini
benimseyebilirler. Başlangıç sermayesi 100.000 TL’nin altında olan halka kapalı
anonim şirketler esas sermaye sistemini benimsemek zorundadır, kayıtlı
sermaye sistemine geçemezler. Halka açık anonim ortaklıklar ise esas sermaye
ya da kayıtlı sermaye sistemini seçebilirler.
Kayıtlı sermaye sisteminde anonim şirket sermaye artırımlarını yönetim kurulu
kararı ile daha hızlı ve kolay bir şekilde yapabilecek, esas sermaye artırımdaki
gibi genel kurulun toplantıya çağrılmasına dair formalitelerden ve bunların
doğuracağı maliyetlerden kurtulacaktır. Dolayısıyla, kayıtlı sermaye sisteminin,
sıklıkla sermaye artırımına ihtiyaç duyan anonim şirketler yönünden cazip
olduğunu söylemek mümkündür. Sermaye artırımına zaman zaman giden az
ortaklı anonim şirketler açısından bakıldığında ise, bu sisteme geçilmesinin
pratik bir faydasının ve avantajının olmadığını ifade edebiliriz.
16. İç Kaynaklardan Sermaye Artırımı
Esas sözleşme veya genel kurul
kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca
özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni
yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen
kısımları ve mevzuatın bilançoya
konulmasına
ve
sermayeye
eklenmesine
izin
verdiği
fonlar
sermayeye dönüştürülerek sermaye iç
kaynaklardan arttırılabilir. Sermayenin
artırılan kısmını, iç kaynaklardan
karşılayan tutarın şirket bünyesinde
gerçekten var olduğu, onaylanmış yıllık
bilanço ve işlem denetçisinin vereceği
açık ve yazılı bir beyanla doğrulanır.
17. Şarta Bağlı Sermaye Artırımı
Yeni Türk Ticaret Kanunu ile sermaye artırımında
üçüncü bir yöntem olan şarta bağlı sermaye artırımı
eklenmiştir. Buna göre genel kurul, yeni çıkarılan
tahviller ve benzeri borçlanma araçları nedeniyle,
şirketten veya topluluk şirketlerinden alacaklı olanlara
veya çalışanlara, esas sözleşmede değiştirme veya
alım haklarını kullanmak yoluyla yeni payları edinmek
hakkı
sağlamak
suretiyle,
sermayenin
şarta
bağlanmasına karar verebilir.
Diğer bir anlatımla şartlı sermaye artırımı, yeni
çıkarılacak tahvillerin ve benzeri borçlanma araçlarının
şirketin pay sahiplerine dönüşmelerini amaçlayan, bu
yolla şirkete sermaye sağlayan ve çalışanlar için pay
senedi çıkarılmasına olanak veren bir sermaye artırımı
yöntemidir.
18. Anonim Ortaklıklarda Borçlanma Araçları İhraç Tavanı
Anonim ortaklıklar öz kaynakları yeterli olmadığında yabancı kaynaklara da
başvururlar. Yabancı kaynaklar finansal kurumlardan kredi kullanmak şeklinde
sağlanabileceği gibi menkul kıymet ihraç edilerek de sağlanabilir. Halka açık
anonim şirketlere menkul kıymet çıkararak borçlanma konusunda halka kapalı
anonim şirketlere göre avantajlar sağlanmaktadır.
Halka açık ortaklıkların ihraç limiti, ana ortaklığa ait özkaynak tutarının beş katını
geçemez. Halka açık olmayan ortaklıkların ihraç limiti ise ana ortaklığa ait
özkaynak tutarının üç katını geçemez.
19. Anonim Ortaklıklarda Kâr Payı Dağıtımı
Kâr payı temettüye göre daha geniş kapsamlı bir terim olup, anonim şirket
ortaklarına ve kâra katılan yönetim kurulu üyeleri, işçiler, intifa senedi sahipleri
vb. diğer kimselere dağıtılacak kârdan, bunların her birine düşen payı; temettü
ise sadece kârdan anonim şirket ortaklarına dağıtılan payı ifade etmektedir.
Temettü avansı da SPK’nın IV/27 Tebliğine göre, ortaklara ara dönem kârı
üzerinden dağıtılacak avanstır. Anonim ortaklıklarda her pay sahibinin, kanun ve
esas sözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre dağıtılmaya tahsis
olunan net dönem kârına payı oranında katılma hakkı vardır.