Sakıncalı Konut Denetiminde Jeofizik Mühendislerinin ve Meslek Odalarının Katkıları
1. 2012
Sakıncalı Konut Denetiminde
Jeofizik Mühendislerinin ve
Meslek Odalarının Katkıları
Prof. Dr. Ali Osman Öncel
JFMO İstanbul Şube Başkanı
01.01.2012
2. Sakıncalı Konut Denetiminde Jeofizik
Mühendislerinin ve Meslek Odalarının Katkıları
Prof. Dr. Ali Osman Öncel
Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulanmasıyla ülkemizin farklı
yerlerinde ki binaların yıkıldığına yakında hepimiz şahit
olacağız. Yıkım çalışmalarında binaların derecelendirilmesinin
nasıl yapılacağı, sakıncalı yer ve konut incelemesinde
kullanılan yöntemlerin ne olacağı konusunda lisanslandırılmış
şirketlerin uygulamaları hakkında yapmış oldukları
paylaşımlar dışında bilebildiğimiz açık bir bilgi ve tarafımıza
ulaşmış paylaşım yoktur. Konut incelemeleri ile ilgili olarak
sakıncalı yer ve yapılaşma incelemelerinin yapılmasını
anlatan, halkı bilinçlendiren ve yaptırmış oldukları denetim
boyunca takip edilen usul ve yöntemler hakkında önceden
bilgilendirecek eğitim ve yönlendirme amaçlı tanıtım
videolarını yetkililer ve özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
tarafından hazırlatılmış olması gerekir. Sakıncalı yapı ve
konut incelemesi hakkında tanıtım broşür ve videolarının
hazırlatılmasıyla vatandaş bilincinin arttırılacak ve
incelemelere vatandaşında gözlemci olarak katılmasıyla
inceleme kalite düzeyi yükseltilecektir.
Sakıncalı konut taramasında yapı jeofiziği ‐hasarsız yapı
inceleme‐ yöntemleri kullanılmalıdır. Konut
incelemelerinde, yer ve yapı incelemeleri Avrupa ve Dünya
Yapı İnceleme standartlarına uygun olmalıdır. Kesinlikle
3. uygulamasına izin verilmemesi gereken standart dışı
uygulamaları ana başlıklarıyla ifade etmek gerekirse: a)
Muayene çukurlarıyla yer incelemesi yapılamaz, b) hasarlı
yöntemlerle – üç adet karot numune ‐ konut bina incelemesi
yapılarak bina zayıflatılamaz ve c) yakın binaların zemin
inceleme çalışmaları, incelenecek konut için referans veri
kabul edilemez. Aksi takdirde, yapılacak incelemeler bir
deprem sonrasında telafi edilemeyecek zararlara neden
olacak, ve standart dışı uygulamalara müsamaha eden
sorumlular oluşacak kayıplardan sorumlu tutulacaktır.
Muayene çukurlarıyla yer incelemesi yapılamaz. Yer
incelemelerinde muhakkak en azından 2B (iki boyutlu)
görüntülü sismoloji incelemeleri istenmeli ve ülkemizde
meydana gelen depremde yıkılan binaların yüzde 60’nın yere
bağlı sorunlardan kaynaklandığı gerçeği asla unutulmamalıdır.
Yapılaşmaya uygun yer inceleme çalışmaları, gelişmiş ülke
standartlarında yeri olmayan araştırma çukurlarıyla
geçiştirilmemelidir. Bu durum, BT (boyalı tomografi)
Tomografi çekmeden yapılacak kanser tedavisinden başarı
umulmasına kadar tuhaf bir duruma benzemektedir.
Hasarlı yöntemlerle binalara zarar verilemez. Sakıncalı veya
başka bir ifade ile hasar veren inceleme yöntemleri ile
yapılacak incelemeler, sakıncalı konutlarda hasarın şiddetini
büyütecek ve sakıncasız konutlarda ise şiddete (hasara) yol
açacaktır. Kesin olarak altının çizilmesi gereken tek ifade,
konutlarda sakıncalık testi sakıncalı hasarlı yöntemlerle
yapılamayacağıdır.
4. Yakın bina zemin bilgisi referans olamaz. Yanında ki ve
yakınında ki konutun oturmuş olduğu zeminin, incelemesi
yapılacak konutun zemin özellikleri ile aynı olacağının
garantisini yerbilimciler veremeyeceği için, sakıncalı yer
incelemelerinde riskli alanlarda yapılaşmaya neden olacak
yaklaşımlara izin verilmemesi gerekir. Yer özellikleri çok
değişken ve değişmesine etki eden çok farklı etkenlerin ‐
yeraltı su seviyesi ve fay gibi ‐ olabileceği heterojen bir yapıya
sahiptir.
Konut inceleme kredisi verilmesi gerekir. Güvenli konut
edinme hakkı en doğal haklardan biridir, vatandaşlarımızın
içinde oturmuş oldukları konutların ve zeminin bir depremde
vereceği refleksi öğrenmek istemeleri en doğal haklarıdır. Bu
konutların onarımı için kredi verilirken, hasar tespiti içinde
kredi verilmesi zorunludur. Bu konunun da önünün açılması
gereklidir.
Yer ve yapı etkileşim potansiyelinin araştırılması gerekir.
Yapıda hasar durumunu artıran hatta çoğunlukla yıkımlara
sebep olan en önemli etken rezonans ‐yer ve yapı tetiklemesi‐
etkisidir. Rezonans etki araştırması hem zeminin hem de
üzerine kurulmuş olan binanın doğal titreşim periyotlarının
araştırılması ile ortaya konabilir. Rezonans etkisi
araştırılmadan konut denetim işlemleri, yer ve yapı
incelemeleri sonlandırılmamalıdır. Rezonans etkisi
araştırmaları konusu jeofizik mühendislerinin uzmanlık
alanına girer ve jeofizik yöntemlerle yapılır. Dolayısıyla
Jeofizik yöntemleri kullanılmadan yer ve yapı incelemeleri
5. tamamlanamaz, insanlarımızın bunu böyle bilmelerinde çok
büyük yarar vardır.
Konutlarda şiddete (hasara) yol açacak yöntemler
yasaklanmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, konut
incelemesinde hasarlı yöntemlerin kullanılmasına kesinlikle
izin vermemeli, konut incelemesi gerekçesiyle konutların
şiddete (hasara) uğramaması için tedbir almalıdır. Yapılacak
araştırmalar neticesinde güçlendirmeye karar verilmesi
durumunda konutta hasarsız inceleme tekniklerinin (jeofizik
yöntemlerin) kullanılmasının önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Zira diğer yani klasik yöntemlerle yapı incelemesi
(kolonlardan karot alınması vs…) yapıldığında binanın taşıyıcı
sistemlerinde az veya çok hasara neden olunabilmektedir.
Yer ve yapı incelemeleri Avrupa ve Dünya Yapı İnceleme
Standartlarına uygun yapılmalıdır. Avrupa Yapı Koduna
(Eurocode 8) girmiş çağdaş yöntemlerin kullanılması gerekir.
Türkçeleştirilmiş ve ülkemizde mevcut olan Avrupa Yapı
Kodunda sakıncalı veya sakıncasız konutların oturtulmuş
olduğu zemin incelemesinde, yerin yüzeyden 30 metre
aşağıya kadar olan bölümüne dair elastik dalga hızının
belirlenmesi istenmektedir. Hızın yanal ve düşey değişim
büyüklüklerine göre yerin sakınım durumlarının belirlenmesi
önerilmiştir. Avrupa ve Dünya Yapı Kodlarında sakıncalı yer ve
yapı incelemeleriyle ilgili olarak incelemelerde kullanılan
aletsel teknoloji ve ölçülen fiziksel parametreler yapı ve
yapılaşma jeofiziği yöntemleriyle belirlenebilir. Yer ve yapıya
uygulanan jeofizik yöntemlerin kullanılmasında eğitim ve
6. donanım sahibi Jeofizik Mühendislerinin, deprem güvenli
konutlaşma çalışmalarında kullanılması gerekir. Buna rağmen,
daha önce ifade edildiği gibi muayene çukuru gibi fiziksel
parametreye ve bilimsel disipline dayanmayan uygulamaların
yapılmasına şahit olunması, ülkemizin Avrupa Birliği ile
bütünleşme trendine ters ve paralel olmayan uygulamalara
izin verileceği endişesini vermektedir. Bu tavırlar ve bu tarz
uygulamalar Dünyada, yer ve yapı incelemeleri konusundaki
gelişmelere ne kadar uzak kalındığının bir göstergesi değil
midir? Ülkemizin birçok konuda Avrupa Birliği normlarını
yakalamak için birçok hukuksal düzenlemeleri yaptığı bu
dönemde, yapılaşma konusunda da çağdaş yöntemleri
kullanması, yani Avrupa ve Dünya yapı kodlarının dikkate
alınması tarihi bir zorunluluktur. Yer ve yapı incelemelerinde
Jeofizik yöntemleri, Dünya ülkeleri kullanırken bizim
kullanmamamız şehirlerimizi doğru kurmamızın önündeki en
büyük engel olacaktır. Mevcut yapı stoku incelenirken taşıyıcı
sistemlerine zarar vermeden incelemenin yegâne yolu
hasarsız yapı inceleme (yapı jeofiziği) ve hasarsız yer inceleme
çalışmaları (yapılaşma jeofiziği) yöntemlerini kullanmaktır. Bu
konunun altını bir kez daha çizmek durumundayız.
Kayıt dışı mühendislik uygulamalarına engel olunmasında
mühendislik odalarından mutlaka, uygulamacı mühendisler
için sicil durum belgesi istenmesi gerekir. TMMOB
bünyesinde kurulmuş, mesleki denetim ve mesleki gelişim
konusunda sorumlu odalar uygulamacı mühendislerce yapılan
projelerin esas ve şekil denetimini yaparak, kayıt dışı
7. mühendislik uygulamalarının yapılmaması için bugüne kadar
verdiği şekilde katkı vermeye devam edebilir. Meslek
odalarının denetim sürecinde devre dışında bırakılması
tarzında ki yaklaşım ve politikalar ancak kalitesiz uygulamaları
çoğaltacak sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle, meslek
odalarının katkılarının arttırılması için sicil durum belgesi ve
mesleki kurslara katılarak yeterlilik durum belgesi alınmasının
zorunlu hale getirilmesiyle, mühendislerin uygulama
becerilerinde düzelme ve gelişme sağlanabilir. Meslek
Odalarından denetim istenmeden yapılacak mühendislik
hizmetlerine bağlı meydana gelecek mühendislik
uygulamalarında ki kayıt dışılık ve kalitesizlik teşvik
edilecektir.
Sonuç olarak yapılaşma ve yapı jeofiziği uygulamaları Avrupa
ve Dünya Yapı Kodlarında yerini almış inceleme
standartlarıdır. Aksi durum ve uygulamalar, kalitesizliğe ödün
verecek ve deprem odaklı denetim işlevi istenilen düzeyde
yerine getirilemeyecektir. Meslek odalarının devre dışı
bırakılması ancak kalitesiz mühendislik uygulamalarının
çoğalmasını ve kayıt dışı mühendislik çalışmaları yapmak
isteyen kesimleri cesaretlendirecektir.