SlideShare a Scribd company logo
1 of 9
İCRA HUKUKU 15 KASIM 2021
Derse vize sınavında çıkan soruları çözerek başlıyoruz:
Soru 1: “İİK’nun 67.maddesi uyarınca borçlu yararına %20 tazminata hükmedilmesi için
alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması ve ayrıca bu yönde bir talebin bulunması
gerekir. Davalı cevap dilekçesinde haksız takip tazminatı yönünden bir talepte bulunmamış
olduğu gibi son oturumda davalı vekilinin bu yöne ilişkin talebine karşı, davacı vekili, aynı
oturumda karşı çıkmamış bulunmasına göre davalı yararına %20 tazminata hükmedilmesi
gerekir.”
Verilen Yargıtay kararında öncelikle hangi hukuki meselenin ele alındığını, tespit edilen
hukuki sorun veya sorunların ne yönde çözüme bağlandığını tartışarak değerlendiriniz.
(20p)
Normalde icra inkar tazminatı için talepte bulunmanız gerekir. Burada talepte bulunulmamış.
Daha sonra, normalde talepte bulunamayacağı yani iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği
ya da değiştirilemeyeceği bir aşamada talepte bulunulmuş. Karşı taraf da buna karşı çıkmadı
diye, yani zımni olarak kabul etti diye, geçerli bir talep olarak mahkeme bunu kabul etmiş ve
tazminata hükmetmiş. Burada medeni usul hukukundaki bilgilerinizi kullanmanız gerekiyor.
Bu kapsamda, mutlaka talepte bulunması gerekiyor ve bu talebini dilekçeler aşamasında ileri
sürmesi gerekiyor. Dilekçeler aşamasından sonra ıslah ya da açık rıza ile olacak. Bunlar
yoksa, talebini herhangi bir şekilde yargılmaya dahil edemez. İtirazın iptali davası olduğu için
genel hükümler burada aynen uygulama alanı bulur. Verilen kararda, ne ıslah ne açık rıza
olmaksızın zımni rıza ile bir talep yargılamaya dahil edilmiş, böyle bir karar verilemez. İlk
sorunun cevabı budur.
Soru 2:
Bu durumda size göre borçlu kurum nereye, hangi sebeple, hangi süre içinde, hangi yola
başvurmalıdır? Açıklayınız. (20 P)
Bu soruda önce kuruma başvurma, kuruma başvurduktan sonra ondan cevap alınamadığında
icra takibi başlatma hakkında bir kanun var. Bu durum, tıpkı dava şartı olan arabuluculukta
olduğu gibi ya da icra takibinde veya yargılamaya başvurulmasını engelleyen diğer tüm
düzenlemelerde olduğu gibi kamu düzenine ilişkin bir hükümdür. Bu hükme uymazsanız
kamu düzenine ilişkin bir hükmü ihlal etmiş olursunuz, bu bir takip şartıdır. O yüzden burada
kamu düzenine aykırılık sebebiyle süresiz şikayet söz konusu olacak. İlk önce Sosyal
Güvenlik Kurumuna başvurulması bir takip şartıdır. Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurmadan
takip yapılması halinde, takip şartı kamu düzenine ilişkin olduğu için, bu kural ihlal edilmiş
oluyor.
Soru 3:
Burada ne söylüyor? Benden fazla para aldın, ben bu kadar borçlu olmamalıyım diyor. Bu
durum kısmi itirazdır. Kısmi itirazı ayrıca ve açıkça yapmış mı ? Yapmamış. Bu durumda ne
yapacak alacaklı? Hacze geçecek. Çünkü kısmi itiraz ayrıca ve açıkça yapılmadıkça
geçersizdir. Böyle bir itiraz yoksa takip kesinleşmiştir. Takip kesinleştiyse hacze geçilir.
Alacaklının yapması gereken bir şey yok, direkt hacze geçecek.
Soru 4:
1. İcra DAİRESİNİN verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde midir? Neden? Bu
karara karşı alacaklı nereye, hangi sebeple, hangi süre içinde, hangi yola
başvurmalıdır? Mahkeme nasıl bir karar vermelidir? (20 P)
İlk soruya bakalım: icra dairesinin verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde midir? Böyle bir
işlem yapabilir mi? Yapamaz. Borçlunun iddiası ne? Ben mirası reddettim, mirası
reddetmeme rağmen benim aleyhime takip yapıldı diyor. Çok saçma da olsa 14.10.2010
tarihinde mirasın reddedildiğini tespit eden bir mahkeme kararı var. Ödeme emrine itirazda
herhangi bir şekilde bu durum ileri sürülmemiş, itirazın kaldırılması yoluna gidilmiş. İtirazın
kaldırılması yolunda biz daha sonra bunu ileri sürebilecek miyiz? Diyelim ki itirazın
kaldırılması devam ediyor. İİK 63.madde var: ödeme emrinde ileri sürmediğin hususlara daha
sonra itirazın kaldırılmasında dayanamazsın, senet metninden anlaşılmayanlar dışında. O
yüzden burda senin yapacağın tek şey menfi tespit davası açıp, madde 72’deki imkanları
kullanmak. İcra dairesinin böyle bir karar verme yetkisi yok. İcra dairesi haciz koyacak, icra
dairesi satış istiyorsa satışa çıkacak. Ancak menfi tespit davasındaki tedbirler alınırsa ona göre
hareket edilebilecek. Yoksa kendisine başvurulunca icra dairesinin böyle bir işlem yapması
mümkün değil.
Sorunun cevabı: İcra dairesinin verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde değildir. Çünkü icra
mahkemesi tarafından verilen bir itirazın kaldırılması kararı var. Bundan sonra takibe devam
etmesi gerekiyor. Sulh hukuk mahkemesinden karar getirip icra takibini bu şekilde
durduramazsınız, icra dairesi bunu gözetemez. Genel mahkemelere gidip menfi tespit
davasından karar alacaksın ki paranın ödenmesini engelleyebilesin. Başka bir imkan yok.
Ama itirazın kaldırılması yargılamasında şunu söyleseydi, mirası reddettiğini orada
söyleseydi (ki söyleyebilirdi) zaten icra mahkemesi bekletici sorun yapabilirdi. Ama
söylememiş. Bütün her şey bitmiş bitmiş, hacze geçilmiş, daha sonra bir karar getirip haczi
kaldırtmaya çalışıyor. Bu şekilde haczi kaldırtamaz. Sulh hukuk mahkemesinden getirdiğin
karar, herhangi bir şekilde, menfi tespit davasında getirdiğin tedbir kararı gibi bir karar
değildir. Zaten menfi tespit davasında tedbir kararı alsan da haczi kaldıramazsın. Nasıl
kaldırabilirsin haczi? Uygulamada anlattığımız bir şey vardı. Takip sonrası açılan menfi tespit
davasında %115 veriyordun, o para üzerine haciz koyuluyordu, bu sefer diğer hacze gerek
kalmıyordu yani bu sebeple diğer haciz kalkıyordu. Ama olayda yapılan şey, Sulh hukuk
mahkemesinden getirilen bir karar olduğu için haczi kaldırmaz. O yüzden cevap, icra
dairesinin verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde değildir. Çünkü icra dairesinin böyle bir
yetkisi yok. İcra dairesinin haczi kaldırabilmesi için menfi tespit davasının borçlu tarafından
açılması, kazanılması ve kararın kesinleşmesi gerekiyor.
Bu karara karşı alacaklı, icra mahkemesine gidip şikayet yoluna başvurmalıdır. Kanuna
aykırılık sebebiyle 7 gün içerisinde şikayet yoluna gitmelidir.
2.Borçlunun vekil olarak size aşağıdaki hallerde başvurduğunu varsayalım. Borçlunun
vekili olarak ona nasıl hareket etmesini önerirdiniz?
a. Ödeme emrinin tebliğ edildiği 04.10.2011 tarihinde. (10p.)
Olaya geri dönüyoruz. Sen mirası reddettim diyorsun. Ödeme emri tebliğ edilmiş. Almış
ödeme emrini ve Avukat olarak size gelmiş. Ne yapmalısın? İtiraz etmelisin. Diyeceksin ki
borçluya mirası reddet, mirası reddettiğin için itiraz et, sulh hukuk mahkemesinden de hemen
kararını getir, bekleyelim.
b.İtirazın kaldırılması kararının kesinleştiği 13.08.2012 tarihinde. (10p.)
İş işten geçti, hiçbir şey yapmadı ve bu tarihte geldi size. Menfi tespit davası açmalıdır.
Vize sorularını çözdük. Şimdi derse geçiyoruz…
Takibi kesinleştirdik. Bundan sonra mal beyanında bulunmamız gerekiyor. Mal beyanında
bulunduktan sonra da hacze geçeceğiz. Dolayısıyla takip talebi, ödeme emri, ödeme emrinin
kesinleşmesi aşamalarını bitirdik. Bundan sonra haciz, satış ve paranın ödenmesi aşamaları
var.
MAL BEYANI:
Mal beyanı, İİK 74 ve devamında düzenleniyor. Mal beyanı, haciz bakımından önemlidir,
çünkü mal beyanı bize borçlunun hangi mallarının haczedilebilir olduğunu, özellikle
borçlunun hangi mallarının haczedilmesinde ona çok fazla zarar vermeyeceğini gösteren bir
liste olarak karşımıza çıkar.
Haciz için mal beyanı verilmesine gerek var mı? Yok. Mal beyanında bulunmazsanız haciz
yapamaz mıyız? Yaparız hiç önemli değil. Mal beyanı yalnızca, borçlunun elinde ne tür
mallar var onu öğrenmek için varolan bir düzenlemedir. Bu bir düzen kuralıdır, bunun borçlu
tarafından yerine getirilmemesi halinde bazı yaptırımları oluyor.
I. MAL BEYANI
Beyanın muhteviyatı:
Madde 74 – Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde
bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve
vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını
ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine
bildirmesidir.
1) Mal beyanında borçlu, kendi mallarını bildirecektir. Yani borçlu; eşinin,
çocuğunun, annesinin ya da babasının mallarını bildirmeyecek, onları bildirmek
zorunda da değildir. Çünkü zaten takipte borçlunun mallarını haczediyoruz, borçlunun
mallarını haczettiğimize göre borçlu kendi mallarını bildirir. Borçlu, eşinin malını,
çocuğunun malını, anne-babasının malını bildirmedi diye herhangi bir şekilde
yaptırıma tabi olmaz.
2) Borçlu, borcuna yetecek kadar mal beyan edecektir. Yani eğer borçlunun malları
borcu geçiyorsa tüm mallarını bildirme zorunluluğu bulunmaz. Mesela borçlunun
100.000 tl borcu var, borçlunun 1.000.000 tl’lik malı var,borçlunun 100.000 tl’lik mal
beyanında bulunması yeterlidir. Borçlunun borca yetecek miktarda malı yoksa tüm
malını bildirecektir. Borçlunun hiç malı yoksa, hiç malım yok diyerek beyanda
bulunacaktır. Mal beyanında bulunmaktan kaçma imkanı olan kimse yoktur. Devlet
memurları 3 yılda bir mal beyanında bulunurlar. Ben 3 yılda bir, mal beyanında
bulunuyorum diye mal beyanında bulunmaktan kaçınamaz. Ben asgari ücretliyim,
zaten bir şeyim yok diye mal beyanında bulunmaktan kaçınamazsın. Malın yoksa
“malım yoktur”diye beyanda bulunacaksın. Mutlaka mal beyanında bulunulacak. Mal
varsa, “mallarım şunlardır” diye mal beyanında bulunacaksın.
3) Nasıl mal beyanında bulunulacak? Borçlu, mal beyanında bulunurken malın
değerine etki eden tüm özelliklerini bildirecek. Mesela diyecek ki 2013 model,
benzinli, tüplü, 15.000 tramer kaydı olan, 95.000 km’de, manuel veya otomatik vites
bir opel korsa araba. Bu özelliklerin hepsi o malın değerine etki ettiği için ne kadar
özelliği varsa, borçlunun bunları bildirmesi gerekiyor. Bu şekilde mal beyanında
bulunacaksınız. 74.maddenin anlattığı husus budur.
Kendi mallarınızı bildireceksiniz, yeterince mal bildireceksiniz, mallarınız yetmiyorsa
mallarınızın hepsini bildireceksiniz, hiç malınız yoksa “hiç malım yok” diyerek
bildireceksiniz, bildirirken de o malın tüm özelliklerini yani değerine etki eden tüm
özelliklerini belirteceksiniz. Mal beyanı bu şekilde olacaktır.
4) Peki ne zaman mal beyanında bulunacağız? Mal beyanında bulunma süresi İİK
madde 75’te düzenleniyor.
Beyan mecburiyeti müddeti, başlangıcı:
Madde 75 – (Değişik: 6/6/1985-3222/8 md.)
İtirazının iptaline veya kat’i veya muvakkat surette kaldırılmasına karar verilen borçlu,
bu kararın kendisine tebliğinden itibaren üç gün içinde yukarıdaki maddede gösterildiği
üzere beyanda bulunmaya mecburdur.
İptal veya kaldırma kararı borçlunun vicahında verilmiş ise bu müddet, kararın
tefhiminden başlar.
Burda itirazın kaldırılması ve iptali durumlarından bahsetmektedir. Bunun dışında başka ne
olabilir? İtiraz edilmemiş olabilir. Ödeme emriyle birlikte yapılan ihtarlardan biri de neydi?
Mal beyanında bulunulmasıydı. Ödeme emrine itiraz edilmiyorsa, ödeme emrine itiraz süresi
olan 7 günlük süre içerisinde mal beyanında bulunulmalıdır. (İİK madde 60)
Ödeme emrine itiraz edildiyse, bu halde itirazın hükümden düşürülmesine kadar mal
beyanında bulunmanıza gerek yok. Ancak kanun demiş ki: itirazın iptaline ya da kesin veya
geçici kaldırılmasına karar verilirse borçlu, kararın tebliğinden itibaren 3 gün içinde mal
beyanında bulunacaktır.
Vicah, yüzüne karşı verilmesi demektir. Yüze karşı verilmiş yani tefhim edilmişse o zaman
tefhimden itibaren başlar diyor. Ama biliyorsunuz ki tefhim’in tefhim olabilmesi için
gerekçeli olarak tefhim edilmiş olması lazımdır. Kısa kararın tefhimi bir işe yaramaz.
Tebligatı bekleyeceğiz.
5) Mal beyanında bulunulmazsa ne olur? Bunu da İİK madde 76 düzenliyor.
Hapis ile tazyik:
Madde 76 – (Değişik: 24/5/1962-51/ 1md.)
Mal beyanında bulunmıyan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya
kadar icra mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik
olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez.
Mal beyanında bulunmazsanız hapisle tazyik ediliyorsunuz, yani baskıya uğruyorsunuz mal
beyanında bulunmanız için. Alacaklının talebi üzerine mal beyanında bulunulması için
hapisle tazyik edilir. Bu bir hapis cezası değildir, o yüzden en fazla 3 aydır. 3 ay içerisinde bu
kişi mal beyanında bulunursa kişi dışarı çıkar. Neden? Çünkü zaten onu mal beyanında
bulunması konusunda zorlamak amacıyla hapse sokmuştuk, mal beyanında bulununca daha
fazla tutmanın bir anlamı yok. 3 ay geçer ve mal beyanında bulunmazsa yapacak bir şey yok
kişi yine dışarı çıkar.
Bir de gerçeğe aykırı mal beyanında bulunulması durumu söz konusu olur. Yani malı varken
yokmuş gibi davranması, saklaması veya hiç malı yokmuş gibi mal beyanında bulunabilir.
Yani gerçeğe aykırı bir mal beyanı olmalıdır.
Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunulmasının yaptırımı da İİK 338.maddede belirtilmiştir.
Gerçeğe aykırı mal beyanı, bir icra iflas suçudur artık. Bu bir suçtur ve işlenirse hapis cezası
alınır.
Hakikata muhalif beyanda bulunanların cezası:
Madde 338 – (Değişik: 31/5/2005-5358/9 md.)
Bu Kanuna göre istenen beyanı (tüm beyanlar için geçerlidir, mal beyanı da buna dahildir),
hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suç, şikayete bağlı bir suçtur. Maddi unsuru gerçeğe aykırı şekilde mal beyanında
bulunmadır, manevi unsuru ise kasttır, taksirle işlenen bir suç değildir. 3 aydan 1 yıla kadar
hapis cezası vardır. Daha sonra gerçeğe uygun mal beyanında bulunursanız içerden
çıkamazsınız çünkü bu bir hapis cezasıdır. Mal beyanında bulunmama durumu böyle değildir
orada yalnızca kişiyi hapisle mal beyanında bulunmaya zorluyoruz. Ama gerçeğe aykırı mal
beyanında bulunma durumunda ise doğrudan hapis cezası veriliyor.
Sonradan kazanılan veya ziyadeleşen malların beyanı:
Madde 77 – İcra dairesine vakı olan beyanda malı olmadığını bildirmiş veya borcuna
yetecek mal göstermemiş yahut beyandan imtina etmiş olan borçlu sonradan kazandığı
malları ve kazancında ve gelirinde vukua gelen tezayütleri yedi gün içinde mezkür
daireye taahhütlü mektupla veya şifahi olarak bildirmeğe mecburdur.
Burada hiç malı olmadığını ya da borcuna yetecek kadar malı olmadığını (benim 100.000
liralık malım yok 50.000 liralık malım var o da budur.) belirttiği durumlar. Bu durumlar
şöyledir:
a) Hiç mal beyanında bulunmamış
b) Hiç malım yok diye beyanda bulunmuş
c) Yeterince malım yok diye beyanda bulunmuş
Borçlular edindikleri malları icra dairesine bildirmek zorundadırlar. Eğer bildirmezlerse İİK
madde 339’daki yaptırım devreye girecektir.
Beyandan sonra mal ve kazançta olan tezayüdü bildirmeyen borçlunun cezası:
Madde 339 – (Değişik: 31/5/2005-5358/10 md.)
Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu Kanun
mucibince bildirmeye mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün
içinde icra dairesine taahhütlü mektupla veya şifahi surette bildirmezse ve bu mal veya
kazancı asıl veya bedel itibariyle mevcut olduğu takdirde, on gün; mal veya kazancını
asıl veya bedel itibariyle makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, bir aya kadar
disiplin hapsi ile cezalandırılır.
Bu cezalara alacaklının şikâyeti üzerine karar verilir. Kişi, icra takibine konu olan
borcu tamamen ödediği takdirde, bu ceza düşer.
Hiç mal beyanında bulunmadın, içeriye girdin ve 3 ay sonra çıktın. Sonradan mal kazandıysan
bunu da bildirmek zorundasın. Bildirmezsen bu sefer 339’a göre disiplin hapsiyle
cezalandırılabilirsin. Bu durum bir disiplin hapsidir, hapisle tazyik ve hapis cezasından
farklıdır. Disiplin hapsi senin siciline işlemiyor ama seni hapse atıyorlar. Adli sicil kaydında
çıkmaz ama içerde kalırsın.

More Related Content

More from Ersin Tukenmez

Ise 455 2021 midterm question 3
Ise 455 2021 midterm   question 3Ise 455 2021 midterm   question 3
Ise 455 2021 midterm question 3
Ersin Tukenmez
 
Ise 455 2021 final question 1 and 2
Ise 455 2021 final question 1 and 2Ise 455 2021 final question 1 and 2
Ise 455 2021 final question 1 and 2
Ersin Tukenmez
 

More from Ersin Tukenmez (20)

İDARE 2 VİZE-FİNAL-kilidi açıldı.pdf
İDARE 2   VİZE-FİNAL-kilidi açıldı.pdfİDARE 2   VİZE-FİNAL-kilidi açıldı.pdf
İDARE 2 VİZE-FİNAL-kilidi açıldı.pdf
 
ÇOCUKLUK ÇAĞININ DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLARI.pdf
ÇOCUKLUK ÇAĞININ DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLARI.pdfÇOCUKLUK ÇAĞININ DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLARI.pdf
ÇOCUKLUK ÇAĞININ DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLARI.pdf
 
İCRA HUKUKU 15 KASIM 2021 (1).docx
İCRA HUKUKU  15 KASIM 2021 (1).docxİCRA HUKUKU  15 KASIM 2021 (1).docx
İCRA HUKUKU 15 KASIM 2021 (1).docx
 
İDARE HUKUKU PRATİK CEVAPLARI.docx
İDARE HUKUKU PRATİK CEVAPLARI.docxİDARE HUKUKU PRATİK CEVAPLARI.docx
İDARE HUKUKU PRATİK CEVAPLARI.docx
 
Tüm hasta Eğitim Formları Cerrahi.docx
Tüm hasta Eğitim Formları Cerrahi.docxTüm hasta Eğitim Formları Cerrahi.docx
Tüm hasta Eğitim Formları Cerrahi.docx
 
Eğitim Planı Formu.docx
Eğitim Planı Formu.docxEğitim Planı Formu.docx
Eğitim Planı Formu.docx
 
Eğitim Planı Formu (1).docx
Eğitim Planı Formu (1).docxEğitim Planı Formu (1).docx
Eğitim Planı Formu (1).docx
 
Egitim plani formu(dilara2).docx
Egitim plani formu(dilara2).docxEgitim plani formu(dilara2).docx
Egitim plani formu(dilara2).docx
 
Egitim plani formu(dilara2) (1).docx
Egitim plani formu(dilara2) (1).docxEgitim plani formu(dilara2) (1).docx
Egitim plani formu(dilara2) (1).docx
 
Eğitim Planı Formu Dahiliye.docx
Eğitim Planı Formu Dahiliye.docxEğitim Planı Formu Dahiliye.docx
Eğitim Planı Formu Dahiliye.docx
 
Eğitim Planı Formu Dahiliye (1).docx
Eğitim Planı Formu Dahiliye (1).docxEğitim Planı Formu Dahiliye (1).docx
Eğitim Planı Formu Dahiliye (1).docx
 
Bizim_Toptan_Satis_Magazalari_AS.docx
Bizim_Toptan_Satis_Magazalari_AS.docxBizim_Toptan_Satis_Magazalari_AS.docx
Bizim_Toptan_Satis_Magazalari_AS.docx
 
Quiz 1 solutions
Quiz 1 solutionsQuiz 1 solutions
Quiz 1 solutions
 
Ise 455 lecture 10
Ise 455 lecture 10Ise 455 lecture 10
Ise 455 lecture 10
 
Ise 455 2021 midterm question 3
Ise 455 2021 midterm   question 3Ise 455 2021 midterm   question 3
Ise 455 2021 midterm question 3
 
Ise 455 2021 final question 1 and 2
Ise 455 2021 final question 1 and 2Ise 455 2021 final question 1 and 2
Ise 455 2021 final question 1 and 2
 
6 propagation ap
6 propagation ap6 propagation ap
6 propagation ap
 
1 ionic diffosmosis_2022 (3)
1 ionic diffosmosis_2022 (3)1 ionic diffosmosis_2022 (3)
1 ionic diffosmosis_2022 (3)
 
3 membranepotential (3)
3 membranepotential (3)3 membranepotential (3)
3 membranepotential (3)
 
6 propagation ap (1)
6 propagation ap (1)6 propagation ap (1)
6 propagation ap (1)
 

İCRA HUKUKU 15 KASIM 2021.docx

  • 1. İCRA HUKUKU 15 KASIM 2021 Derse vize sınavında çıkan soruları çözerek başlıyoruz: Soru 1: “İİK’nun 67.maddesi uyarınca borçlu yararına %20 tazminata hükmedilmesi için alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması ve ayrıca bu yönde bir talebin bulunması gerekir. Davalı cevap dilekçesinde haksız takip tazminatı yönünden bir talepte bulunmamış olduğu gibi son oturumda davalı vekilinin bu yöne ilişkin talebine karşı, davacı vekili, aynı oturumda karşı çıkmamış bulunmasına göre davalı yararına %20 tazminata hükmedilmesi gerekir.” Verilen Yargıtay kararında öncelikle hangi hukuki meselenin ele alındığını, tespit edilen hukuki sorun veya sorunların ne yönde çözüme bağlandığını tartışarak değerlendiriniz. (20p) Normalde icra inkar tazminatı için talepte bulunmanız gerekir. Burada talepte bulunulmamış. Daha sonra, normalde talepte bulunamayacağı yani iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği bir aşamada talepte bulunulmuş. Karşı taraf da buna karşı çıkmadı diye, yani zımni olarak kabul etti diye, geçerli bir talep olarak mahkeme bunu kabul etmiş ve tazminata hükmetmiş. Burada medeni usul hukukundaki bilgilerinizi kullanmanız gerekiyor. Bu kapsamda, mutlaka talepte bulunması gerekiyor ve bu talebini dilekçeler aşamasında ileri sürmesi gerekiyor. Dilekçeler aşamasından sonra ıslah ya da açık rıza ile olacak. Bunlar yoksa, talebini herhangi bir şekilde yargılmaya dahil edemez. İtirazın iptali davası olduğu için genel hükümler burada aynen uygulama alanı bulur. Verilen kararda, ne ıslah ne açık rıza olmaksızın zımni rıza ile bir talep yargılamaya dahil edilmiş, böyle bir karar verilemez. İlk sorunun cevabı budur.
  • 2. Soru 2: Bu durumda size göre borçlu kurum nereye, hangi sebeple, hangi süre içinde, hangi yola başvurmalıdır? Açıklayınız. (20 P) Bu soruda önce kuruma başvurma, kuruma başvurduktan sonra ondan cevap alınamadığında icra takibi başlatma hakkında bir kanun var. Bu durum, tıpkı dava şartı olan arabuluculukta olduğu gibi ya da icra takibinde veya yargılamaya başvurulmasını engelleyen diğer tüm düzenlemelerde olduğu gibi kamu düzenine ilişkin bir hükümdür. Bu hükme uymazsanız kamu düzenine ilişkin bir hükmü ihlal etmiş olursunuz, bu bir takip şartıdır. O yüzden burada kamu düzenine aykırılık sebebiyle süresiz şikayet söz konusu olacak. İlk önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması bir takip şartıdır. Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurmadan takip yapılması halinde, takip şartı kamu düzenine ilişkin olduğu için, bu kural ihlal edilmiş oluyor. Soru 3: Burada ne söylüyor? Benden fazla para aldın, ben bu kadar borçlu olmamalıyım diyor. Bu durum kısmi itirazdır. Kısmi itirazı ayrıca ve açıkça yapmış mı ? Yapmamış. Bu durumda ne yapacak alacaklı? Hacze geçecek. Çünkü kısmi itiraz ayrıca ve açıkça yapılmadıkça geçersizdir. Böyle bir itiraz yoksa takip kesinleşmiştir. Takip kesinleştiyse hacze geçilir. Alacaklının yapması gereken bir şey yok, direkt hacze geçecek.
  • 3. Soru 4: 1. İcra DAİRESİNİN verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde midir? Neden? Bu karara karşı alacaklı nereye, hangi sebeple, hangi süre içinde, hangi yola başvurmalıdır? Mahkeme nasıl bir karar vermelidir? (20 P) İlk soruya bakalım: icra dairesinin verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde midir? Böyle bir işlem yapabilir mi? Yapamaz. Borçlunun iddiası ne? Ben mirası reddettim, mirası reddetmeme rağmen benim aleyhime takip yapıldı diyor. Çok saçma da olsa 14.10.2010 tarihinde mirasın reddedildiğini tespit eden bir mahkeme kararı var. Ödeme emrine itirazda herhangi bir şekilde bu durum ileri sürülmemiş, itirazın kaldırılması yoluna gidilmiş. İtirazın kaldırılması yolunda biz daha sonra bunu ileri sürebilecek miyiz? Diyelim ki itirazın kaldırılması devam ediyor. İİK 63.madde var: ödeme emrinde ileri sürmediğin hususlara daha sonra itirazın kaldırılmasında dayanamazsın, senet metninden anlaşılmayanlar dışında. O yüzden burda senin yapacağın tek şey menfi tespit davası açıp, madde 72’deki imkanları kullanmak. İcra dairesinin böyle bir karar verme yetkisi yok. İcra dairesi haciz koyacak, icra dairesi satış istiyorsa satışa çıkacak. Ancak menfi tespit davasındaki tedbirler alınırsa ona göre hareket edilebilecek. Yoksa kendisine başvurulunca icra dairesinin böyle bir işlem yapması mümkün değil. Sorunun cevabı: İcra dairesinin verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde değildir. Çünkü icra mahkemesi tarafından verilen bir itirazın kaldırılması kararı var. Bundan sonra takibe devam etmesi gerekiyor. Sulh hukuk mahkemesinden karar getirip icra takibini bu şekilde
  • 4. durduramazsınız, icra dairesi bunu gözetemez. Genel mahkemelere gidip menfi tespit davasından karar alacaksın ki paranın ödenmesini engelleyebilesin. Başka bir imkan yok. Ama itirazın kaldırılması yargılamasında şunu söyleseydi, mirası reddettiğini orada söyleseydi (ki söyleyebilirdi) zaten icra mahkemesi bekletici sorun yapabilirdi. Ama söylememiş. Bütün her şey bitmiş bitmiş, hacze geçilmiş, daha sonra bir karar getirip haczi kaldırtmaya çalışıyor. Bu şekilde haczi kaldırtamaz. Sulh hukuk mahkemesinden getirdiğin karar, herhangi bir şekilde, menfi tespit davasında getirdiğin tedbir kararı gibi bir karar değildir. Zaten menfi tespit davasında tedbir kararı alsan da haczi kaldıramazsın. Nasıl kaldırabilirsin haczi? Uygulamada anlattığımız bir şey vardı. Takip sonrası açılan menfi tespit davasında %115 veriyordun, o para üzerine haciz koyuluyordu, bu sefer diğer hacze gerek kalmıyordu yani bu sebeple diğer haciz kalkıyordu. Ama olayda yapılan şey, Sulh hukuk mahkemesinden getirilen bir karar olduğu için haczi kaldırmaz. O yüzden cevap, icra dairesinin verdiği karar ve yaptığı işlem yerinde değildir. Çünkü icra dairesinin böyle bir yetkisi yok. İcra dairesinin haczi kaldırabilmesi için menfi tespit davasının borçlu tarafından açılması, kazanılması ve kararın kesinleşmesi gerekiyor. Bu karara karşı alacaklı, icra mahkemesine gidip şikayet yoluna başvurmalıdır. Kanuna aykırılık sebebiyle 7 gün içerisinde şikayet yoluna gitmelidir. 2.Borçlunun vekil olarak size aşağıdaki hallerde başvurduğunu varsayalım. Borçlunun vekili olarak ona nasıl hareket etmesini önerirdiniz? a. Ödeme emrinin tebliğ edildiği 04.10.2011 tarihinde. (10p.) Olaya geri dönüyoruz. Sen mirası reddettim diyorsun. Ödeme emri tebliğ edilmiş. Almış ödeme emrini ve Avukat olarak size gelmiş. Ne yapmalısın? İtiraz etmelisin. Diyeceksin ki borçluya mirası reddet, mirası reddettiğin için itiraz et, sulh hukuk mahkemesinden de hemen kararını getir, bekleyelim. b.İtirazın kaldırılması kararının kesinleştiği 13.08.2012 tarihinde. (10p.) İş işten geçti, hiçbir şey yapmadı ve bu tarihte geldi size. Menfi tespit davası açmalıdır. Vize sorularını çözdük. Şimdi derse geçiyoruz…
  • 5. Takibi kesinleştirdik. Bundan sonra mal beyanında bulunmamız gerekiyor. Mal beyanında bulunduktan sonra da hacze geçeceğiz. Dolayısıyla takip talebi, ödeme emri, ödeme emrinin kesinleşmesi aşamalarını bitirdik. Bundan sonra haciz, satış ve paranın ödenmesi aşamaları var. MAL BEYANI: Mal beyanı, İİK 74 ve devamında düzenleniyor. Mal beyanı, haciz bakımından önemlidir, çünkü mal beyanı bize borçlunun hangi mallarının haczedilebilir olduğunu, özellikle borçlunun hangi mallarının haczedilmesinde ona çok fazla zarar vermeyeceğini gösteren bir liste olarak karşımıza çıkar. Haciz için mal beyanı verilmesine gerek var mı? Yok. Mal beyanında bulunmazsanız haciz yapamaz mıyız? Yaparız hiç önemli değil. Mal beyanı yalnızca, borçlunun elinde ne tür mallar var onu öğrenmek için varolan bir düzenlemedir. Bu bir düzen kuralıdır, bunun borçlu tarafından yerine getirilmemesi halinde bazı yaptırımları oluyor. I. MAL BEYANI Beyanın muhteviyatı: Madde 74 – Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir. 1) Mal beyanında borçlu, kendi mallarını bildirecektir. Yani borçlu; eşinin, çocuğunun, annesinin ya da babasının mallarını bildirmeyecek, onları bildirmek zorunda da değildir. Çünkü zaten takipte borçlunun mallarını haczediyoruz, borçlunun mallarını haczettiğimize göre borçlu kendi mallarını bildirir. Borçlu, eşinin malını, çocuğunun malını, anne-babasının malını bildirmedi diye herhangi bir şekilde yaptırıma tabi olmaz.
  • 6. 2) Borçlu, borcuna yetecek kadar mal beyan edecektir. Yani eğer borçlunun malları borcu geçiyorsa tüm mallarını bildirme zorunluluğu bulunmaz. Mesela borçlunun 100.000 tl borcu var, borçlunun 1.000.000 tl’lik malı var,borçlunun 100.000 tl’lik mal beyanında bulunması yeterlidir. Borçlunun borca yetecek miktarda malı yoksa tüm malını bildirecektir. Borçlunun hiç malı yoksa, hiç malım yok diyerek beyanda bulunacaktır. Mal beyanında bulunmaktan kaçma imkanı olan kimse yoktur. Devlet memurları 3 yılda bir mal beyanında bulunurlar. Ben 3 yılda bir, mal beyanında bulunuyorum diye mal beyanında bulunmaktan kaçınamaz. Ben asgari ücretliyim, zaten bir şeyim yok diye mal beyanında bulunmaktan kaçınamazsın. Malın yoksa “malım yoktur”diye beyanda bulunacaksın. Mutlaka mal beyanında bulunulacak. Mal varsa, “mallarım şunlardır” diye mal beyanında bulunacaksın. 3) Nasıl mal beyanında bulunulacak? Borçlu, mal beyanında bulunurken malın değerine etki eden tüm özelliklerini bildirecek. Mesela diyecek ki 2013 model, benzinli, tüplü, 15.000 tramer kaydı olan, 95.000 km’de, manuel veya otomatik vites bir opel korsa araba. Bu özelliklerin hepsi o malın değerine etki ettiği için ne kadar özelliği varsa, borçlunun bunları bildirmesi gerekiyor. Bu şekilde mal beyanında bulunacaksınız. 74.maddenin anlattığı husus budur. Kendi mallarınızı bildireceksiniz, yeterince mal bildireceksiniz, mallarınız yetmiyorsa mallarınızın hepsini bildireceksiniz, hiç malınız yoksa “hiç malım yok” diyerek bildireceksiniz, bildirirken de o malın tüm özelliklerini yani değerine etki eden tüm özelliklerini belirteceksiniz. Mal beyanı bu şekilde olacaktır. 4) Peki ne zaman mal beyanında bulunacağız? Mal beyanında bulunma süresi İİK madde 75’te düzenleniyor. Beyan mecburiyeti müddeti, başlangıcı: Madde 75 – (Değişik: 6/6/1985-3222/8 md.) İtirazının iptaline veya kat’i veya muvakkat surette kaldırılmasına karar verilen borçlu, bu kararın kendisine tebliğinden itibaren üç gün içinde yukarıdaki maddede gösterildiği üzere beyanda bulunmaya mecburdur. İptal veya kaldırma kararı borçlunun vicahında verilmiş ise bu müddet, kararın tefhiminden başlar.
  • 7. Burda itirazın kaldırılması ve iptali durumlarından bahsetmektedir. Bunun dışında başka ne olabilir? İtiraz edilmemiş olabilir. Ödeme emriyle birlikte yapılan ihtarlardan biri de neydi? Mal beyanında bulunulmasıydı. Ödeme emrine itiraz edilmiyorsa, ödeme emrine itiraz süresi olan 7 günlük süre içerisinde mal beyanında bulunulmalıdır. (İİK madde 60) Ödeme emrine itiraz edildiyse, bu halde itirazın hükümden düşürülmesine kadar mal beyanında bulunmanıza gerek yok. Ancak kanun demiş ki: itirazın iptaline ya da kesin veya geçici kaldırılmasına karar verilirse borçlu, kararın tebliğinden itibaren 3 gün içinde mal beyanında bulunacaktır. Vicah, yüzüne karşı verilmesi demektir. Yüze karşı verilmiş yani tefhim edilmişse o zaman tefhimden itibaren başlar diyor. Ama biliyorsunuz ki tefhim’in tefhim olabilmesi için gerekçeli olarak tefhim edilmiş olması lazımdır. Kısa kararın tefhimi bir işe yaramaz. Tebligatı bekleyeceğiz. 5) Mal beyanında bulunulmazsa ne olur? Bunu da İİK madde 76 düzenliyor. Hapis ile tazyik: Madde 76 – (Değişik: 24/5/1962-51/ 1md.) Mal beyanında bulunmıyan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar icra mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez. Mal beyanında bulunmazsanız hapisle tazyik ediliyorsunuz, yani baskıya uğruyorsunuz mal beyanında bulunmanız için. Alacaklının talebi üzerine mal beyanında bulunulması için hapisle tazyik edilir. Bu bir hapis cezası değildir, o yüzden en fazla 3 aydır. 3 ay içerisinde bu kişi mal beyanında bulunursa kişi dışarı çıkar. Neden? Çünkü zaten onu mal beyanında bulunması konusunda zorlamak amacıyla hapse sokmuştuk, mal beyanında bulununca daha fazla tutmanın bir anlamı yok. 3 ay geçer ve mal beyanında bulunmazsa yapacak bir şey yok kişi yine dışarı çıkar. Bir de gerçeğe aykırı mal beyanında bulunulması durumu söz konusu olur. Yani malı varken yokmuş gibi davranması, saklaması veya hiç malı yokmuş gibi mal beyanında bulunabilir. Yani gerçeğe aykırı bir mal beyanı olmalıdır.
  • 8. Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunulmasının yaptırımı da İİK 338.maddede belirtilmiştir. Gerçeğe aykırı mal beyanı, bir icra iflas suçudur artık. Bu bir suçtur ve işlenirse hapis cezası alınır. Hakikata muhalif beyanda bulunanların cezası: Madde 338 – (Değişik: 31/5/2005-5358/9 md.) Bu Kanuna göre istenen beyanı (tüm beyanlar için geçerlidir, mal beyanı da buna dahildir), hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suç, şikayete bağlı bir suçtur. Maddi unsuru gerçeğe aykırı şekilde mal beyanında bulunmadır, manevi unsuru ise kasttır, taksirle işlenen bir suç değildir. 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası vardır. Daha sonra gerçeğe uygun mal beyanında bulunursanız içerden çıkamazsınız çünkü bu bir hapis cezasıdır. Mal beyanında bulunmama durumu böyle değildir orada yalnızca kişiyi hapisle mal beyanında bulunmaya zorluyoruz. Ama gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma durumunda ise doğrudan hapis cezası veriliyor. Sonradan kazanılan veya ziyadeleşen malların beyanı: Madde 77 – İcra dairesine vakı olan beyanda malı olmadığını bildirmiş veya borcuna yetecek mal göstermemiş yahut beyandan imtina etmiş olan borçlu sonradan kazandığı malları ve kazancında ve gelirinde vukua gelen tezayütleri yedi gün içinde mezkür daireye taahhütlü mektupla veya şifahi olarak bildirmeğe mecburdur. Burada hiç malı olmadığını ya da borcuna yetecek kadar malı olmadığını (benim 100.000 liralık malım yok 50.000 liralık malım var o da budur.) belirttiği durumlar. Bu durumlar şöyledir: a) Hiç mal beyanında bulunmamış b) Hiç malım yok diye beyanda bulunmuş c) Yeterince malım yok diye beyanda bulunmuş Borçlular edindikleri malları icra dairesine bildirmek zorundadırlar. Eğer bildirmezlerse İİK madde 339’daki yaptırım devreye girecektir.
  • 9. Beyandan sonra mal ve kazançta olan tezayüdü bildirmeyen borçlunun cezası: Madde 339 – (Değişik: 31/5/2005-5358/10 md.) Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu Kanun mucibince bildirmeye mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün içinde icra dairesine taahhütlü mektupla veya şifahi surette bildirmezse ve bu mal veya kazancı asıl veya bedel itibariyle mevcut olduğu takdirde, on gün; mal veya kazancını asıl veya bedel itibariyle makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, bir aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Bu cezalara alacaklının şikâyeti üzerine karar verilir. Kişi, icra takibine konu olan borcu tamamen ödediği takdirde, bu ceza düşer. Hiç mal beyanında bulunmadın, içeriye girdin ve 3 ay sonra çıktın. Sonradan mal kazandıysan bunu da bildirmek zorundasın. Bildirmezsen bu sefer 339’a göre disiplin hapsiyle cezalandırılabilirsin. Bu durum bir disiplin hapsidir, hapisle tazyik ve hapis cezasından farklıdır. Disiplin hapsi senin siciline işlemiyor ama seni hapse atıyorlar. Adli sicil kaydında çıkmaz ama içerde kalırsın.