3. Tek başına bir anlamı olan veya tek başına bir anlam taşımadığı
halde , cümle içinde çeşitli görevler üstlenerek anlam kazanan ,
cümle kuruluşuna katkıda bulunan ses birliğine ............... denir.
Tek Başına Anlam Taşıyan Tek Başına Anlam Taşımayan
kişisel fakat
anlatım ile
mektup kadar
4.
5. ÇOK ANLAMLILIK
Örnek:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yürütmek" sözcüğü "gereği gibi
yapılmak" anlamında kullanılmıştır?
A)Annesi, küçücük çocuğu bu sıcakta yürütüyor.
B) Çok titiz bir idareci, işleri iyi yürütüyor.
C) Ne utanmaz çocuk, arkadaşlarının kurabiyelerini yürütüyor.
D) Yaşlı adam, arabasını bin bir güçlükle yürüttü.
Çözüm: "Yürütmek" sözcüğü A seçeneğinde "yaya gezmek", B
seçeneğinde "gereği gibi yapılmak", C seçeneğin de "gizlice almak,
aşırmak", D seçeneğinde "çalıştırmak, ilerletmek" anlamında
kullanılmıştır.
Yanıt: B
Birden çok durum ya da kavramı ifade eden , birden çok
anlamda kullanılan sözcüklerdir.
6. Ör: oturmak
Sırada üç kişi oturuyor.(.............)
Kimi kurallar zaman içinde oturur.(............)
Bu evde uzun zamadır mı oturuyorsunuz?(..........)
Uydu yörüngeye oturdu.(..............)
7. Kelime Kelimenin gerçek anlamı Kelimenin metindeki
anlamı
bul(mak) Arayarak veya aramadan bir
şeyle, bir kimseyle kar
şılaşmak
teşhis etmek
bozul(mak) Bozmak işine konu olmak Hastalanmak
çek(mek) Bir şeyi tutup kendine ya da
başka bir yöne doğru
sürüklemek
hastalığa uğramak
sık(mak) Bir şeyin çevresini sararak
basınç altına almak
kontrol altında
tutmak
Örnek
Hastaymışım. Hekimler aradılar, şeker buldular bende. Elbette olacak, ben yaştaki insanın
bir yanı bozulur elbette. Tanıdıklar arasında benden dört beş yaş küçük olanlar bile var,
yıllardır çekiyorlar. Dediklerine göre bendeki şeker çok değilmiş, korkulacak kadar
değilmiş. Ama dikkat etmeliymişim kendime.... Anlaşılıyor, sıkacaklar beni bundan sonra.
Nurullah Ataç (Günce)
8.
9. TEMEL ANLAMTEMEL ANLAM
Sözcüğün ilk anlamıdır.
Sözcük söylendiğinde akla
gelen ilk anlamına "temel
anlam" denir. Sözlükte
bulunan birinci anlamdır.
Basmak ( ayak tabanını bir
şeyin üzerine koymak)
Genç kızın eteği kirlenmişti.
(giysinin alt bölümü)
10. YAN ANLAMYAN ANLAM
Sözcüğün temel anlamına
bağlı olarak biçimsel ya da
işlevsel yakıştırma yoluyla
kazandığı yeni anlamlardır.
Bir sözcüğün tek temel
anlamı olmasına karşın
birden fazla yan anlamı
olabilir.
Meselâ, “düşmek” kelimesi
“Meyveler tek tek yere düştü”
cümlesinde temel anlamda;
“Çocuğun pantolonu
düşüyordu”, “Bu yılın ilk karı
düştü” ve “Kavakların gölgesi
yola düştü” cümlelerinde yan
anlamdadır.
Dağın eteğine kamp kurduk.
(yamaçlı yerlerin alt bölümü)
Ortalığı birden sis bastı.
(kaplamak,çökmek)
11. SIRA SENDESIRA SENDE
Altı çizili sözcükler temel anlamda mı yan anlamda mı kullanılmış?
Tencerenin dibini iyice temizledi.(............)
Gemiyi iskeleye sıkıca bağlamışlar.(...........)
Cumhurbaşkanı devletin başıdır.(.............)
Güller budanarak zararlı otlardan temizlenmeli.(......)
Kambur binaların dikkat çektiği bir semtteyiz.(.....)
Yorgun yüreğindeki umutlar onu yaşama bağlıyordu.(......)
12.
13. MECAZ ANLAMMECAZ ANLAM
Bir sözcüğün gerçek anlamının
dışında kullanılmasıyla kazandığı
anlamdır.
Sırlarını sadece bana açardı.
(içini dökmek)
Yakınımdaki hazineyi fark
edememiş,ondan
yararlanamamıştım.
( değer verilen kimse)
14. AYIRT ETAYIRT ET
Şimdi gerçek anlam, yan anlam ve mecaz anlam kavramlarını bir
sözcük üzerinde görelim.
Kutunun kapağı açık kalmış, (temel anlam)
Açık dükkân bulabilmek için dolaşıyorum, (yan anlam)
Seninle bu kez açık konuşacağım, (mecaz anlam)
15. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
İlerideki uçurumun kıyısına kadar
yürüdüler
“Kıyı” sözcüğünün bu cümledeki
anlamı, aşağıdaki altı çizili
sözcüklerin hangisinde vardır?
A) Paltosunun yakasını kaldırıp
caddeye doğru yürümeye başladı.
B) Duvarın kenarında tek başına
uzun bir süre bekledi.
C) Genç adam etrafına meraklı
gözlerle bakıyordu.
D) Komşuluk ilişkilerinin çok iyi
olduğu bir çevrede yetişti.
2011SBS
Aşağıdak,lerin hangisinde ‘orta’ sözcüğü cümlede
kazandığı anlamla eşleştirilmiştir.
16.
17. TERİM ANLAMTERİM ANLAM
Bir bilim, sanat, spor dalı vb. alanlarda kendine özgü tanımı ve anlamı olan
kavramlara terim denir.
TERİM ALANI
Gen b.........
Doğru g...........
Penaltı f.........
Kafiye e............
Referandum s..........
Nota m........
Genelge y...........
Nişancı t......
Tuval r.......Hangi öğrencinin yaptığı yorumda terim
anlamlı bir sözcük vardır?
AEce BCem
CNur DCan
18. AYIRT ETAYIRT ET
Terimlerin büyük çoğunluğu gerçek anlamlıdır. Ancak gerçek anlamı farklı olan
sözcükler de zamanla terim anlam kazanabilir.
Örnek: Evi güzel gösteren perdesidir.
Cümlesinde “perde” sözcüğü .............. anlamında kullanılmışken
Gözümün önündeki perde kalkınca olayları daha iyi kavradım.
Cümlesinde ........... anlamda kullanılmıştır.
Oyun iki perdeden oluşuyordu.
Cümlesinde perde sözcüğü tiyatroya ait bir ......... olarak yeni bir anlam
kazanmış oldu.
Not. Kimi terimler de zamanla mecaz anlam kazanabilir.
Karenin bütün açıları eşittir.
Cümlesindeki “kare ve açı” temel anlamlarıyla geometriye ait ..............anlamlı
sözcüklerdir.
Olaylara farklı açılardan bakardı. Ünlülerle aynı karede görünmeye bayılırdı.
Cümlelerinde ise bu iki sözcük ............ anlam kazanmıştır.
19. SÖZCÜKLER ARASI ANLAMSÖZCÜKLER ARASI ANLAM
İLİŞKİLERİİLİŞKİLERİ
EŞ ANLAMLI ( ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER
Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen aynı anlamı
taşıyan sözcüklerdir. Bu tür sözcükler birbirlerinin yerine
kullanılabilir. Eş anlamlılık çoğunlukla Türkçe sözcüklerle
dilimize yabancı dillerden girmiş sözcükler arasındadır.
Ör : Bu yüzü dünya kolay kolay unutmayacak. Çehresi her zaman
ışıl ısıldı.. Filmin galasında tanıdık simalar vardı.
23. AYIRT ETAYIRT ET
Sözcükler temel anlamının dışında kullanılınca anlamdaşlık ilgisi ortadan
kalkar.
Örnek:
Ak saçlı bir adamcağız çıkageldi.
Beyaz gömleğini giyip resim çektirdi.
Yukarıdaki cümlelerdeki “ak” ve “beyaz” sözcükleri anlamdaşken
Yıllar sonra beyaz önlüklerle karşıma çıktın, yüzümü ak ettin
evlat!
Cümlesindeki beyaz ve ak sözcükleri anlamdaş olarak
kullanılmamıştır.
24.
25. UYARIUYARI
: Anlamdaş sözcüklerin bir cümlede aynı görevde kullanılması
anlatım bozukluğuna yol açar.
Sağlık ve .............. her zaman önem verirdi.
Bugüne kadar hiçbir görevini, ………………aksattığını
görmedim.
26. YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLERYAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER
Tam olarak aynı anlamı karşılamayan ancak aralarında anlamsal
bir yakınlık bulunan sözcüklerdir.
ÖRNEK
Çalışmak çabalamakuğraşmakdidinmekgayret etmek
Demek söylemek
Tutmak yapışmakyakalamak
Sarmak dolamak
Satmak elden çıkarmak
Konuşmak görüşmek
Bakmak seyretmek
Küsmek darılmakincinmekgücenmekiçerlemek
Kızmak öfkelenmek
Sıkılmak utanmak
Bezmek yılmak usanmak
27. ANLAMLIVE KURALLIANLAMLIVE KURALLI
CÜMLE OLUŞTURMACÜMLE OLUŞTURMA
Bu tür sorularda bir cümleyi oluşturan sözcükler karışık
olarak verilir. Daha sonra bu sözcüklerle
kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturulması istenir. Bu tip
soruları çözerken öncelikle yüklemi bularak cümlenin
sonuna getirmeliyiz. Yüklemin birleşik olup olmadığına
ve tamlama olabilecek sözcük gruplarına dikkat ederek
verilen sözcükleri anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde
sıralamalıyız.
28.
29. Onur , duvara yazılı sözcükleri bir araya
getirip anlamlı ve kurallı bir cümle
oluşturmak istiyor.
Buna göre, sıralama aşağıdakilerin
hangisinde doğru verilmiştir?
A) 6 – 2 – 3 – 5 – 1 – 4 – 7
B) 6 – 1 – 2 – 3 – 5 – 7 – 4
C) 6 – 1 – 4 – 7 – 2 – 3 – 5
D) 6 – 1 – 5 – 7 – 4 – 2 – 3
1. aynı şeyleri
2. başkalarının düşüncelerini
3. dinleyerek de
4. okuyarak
5. yapabiliriz
6. nasıl öğreniyorsak
Yukarıdaki sözcük ve sözcük gruplarıyla anlamlı bir cümle
oluşturmak için sıralama nasıl olmalıdır?
A) 2 – 6 – 3 – 1 4 – 5
B) 1 – 3 – 5 – 6 – 4 – 2
C) 2 – 4 – 6 – 1 3 – 5
D) 3 – 5 – 1 – 8 – 4 – 6
SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
31. ÖZNEL CÜMLEÖZNEL CÜMLE
Söyleyenin kendi düşüncesini, duygusunu veya beğenisini
içeren; doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye göre değişen
cümlelerdir.
Ör: Sanatçıların çocukluk anılarının anlatıldığı bu kitap
…………………………….
Dostluk,………………………………………….
32.
33. NESNEL CÜMLENESNEL CÜMLE
Nesnel yargılar kanıtlanabilir niteliktedir, kişiden kişiye değişmez.
(Göreceli değildir.)
Ör : Ülkemizdeki tiyatro izleyicisi sayısında ……………………………
Öykünün yanı sıra birçok şiir yazmış, bunlardan
bazıları…………………………
34. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Aşağıdaki dizelerin hangisinde yorum söz konusu değildir?
A) Alabildiğine insan kalabalığı vardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
B) Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üstünde
C) Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasında sevgili halkının
D) İzmir'e girişini Atatürk'ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
35. (1) Ömer Seyfettin, zevkle okunan öykü yazarlarından
biridir. (2) Eserlerini dört senelik bir
zaman diliminde yazmıştır. (3) Bunu düşününce
aramızdan erken ayrılışına edebiyatımız
adına üzülmemek elde mi? (4) O, ölümsüzlüğün
sırrını halkın diliyle halka seslenen
eserler vermekte bulmuştur.
Numaralandırılmış cümlelerden hangisi belirttiği
öznel ve nesnel yargı yönüyle diğerlerinden
farklıdır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
TEOG Mazeret Sınavı
SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
38. AMAÇ – SONUÇ CÜMLESİAMAÇ – SONUÇ CÜMLESİ
Eylemin hangi amaca bağlı olarak gerçekleştiğinin belirtildiği
cümlelerdir.
Ör: Kilo vereyim diye spor yapıyor.
Yazar, eleştirmene şirin görünmek maksadıyla iki yüzlü
davranıyor.
Cümlede Amaç – Sonuç İlişkisi Kuran Ekler ve Sözcükler
mek
için
mek
üzere
diye
maksadıyla
amacıyla
39.
40.
41. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde amaç-sonuç ilişkisi vardır?
A) Sizinle tanıştığıma memnun oldum
B) Araştırma yapmak için kütüphaneye gitti.
C) Yolda giderken arkadaşıma rastladım.
D) Eve gelir gelmez yatıp uyudu.
TEOG
42. NEDEN – SONUÇ CÜMLESİNEDEN – SONUÇ CÜMLESİ
Bir eylemin hangi gerekçeyle veya hangi sebeple yapıldığını
bildiren cümlelerdir.
Ör: Okulların açılmasıyla masraflar arttı..
Yağmur yağınca maç iptal oldu.
Malzeme yetersizliğinden inşaat yarım kaldı.
Cümlede Neden – Sonuç İlişkisi Kuran Ekler ve Sözcükler
Bu
nedenle
-dığı için
-dığından
-dan
dolayı
çünkü
43.
44.
45. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Bazı insanlarda yalnızca gördüğüne, eliyle dokunduğuna inanma
alışkanlığı vardır.Buna rağmen yaşamlarınıbelli dönemlerinde“Hayatım
bir romandır benim!” derler. Çünkü onların gözünde romanlar,
olağanüstü hadiselerden oluşmaktadır.
Bu parçada sözü edilen insanların hayatlarını romana benzetme
nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?
A) İlgilerini çeken kitapları okumaları
B) Alışkanlıklarından bir türlü vazgeçememeleri
C) İnanılması çok güç olaylar yaşamaları
D) Sadece gördüklerini yazmaya değer bulmaları
TEOG MAZERET
46. AYIRT ETAYIRT ET
Amaç – sonuç cümlelerinde amacın gerçekleşip
gerçekleşmediği belli değildir.
Kitabını bitirmek için hiç durmadan çalışıyor.
( ………………………….)
Neden (sebep , gerekçe ) –sonuç cümlelerinde neden
gerçekleşmiştir.
Yağmur yağdı da trafik kilitlendi.
(…………………)
47. KOŞUL ( ŞART ) – SONUÇKOŞUL ( ŞART ) – SONUÇ
CÜMLESİCÜMLESİ
Bir olayın veya durumun gerçekleşmesinin, başka bir olayın veya
duruma bağlı olduğunu belirten cümlelerdir.
Ör: Temiz bir dünya istiyorsan yerlere çöp atma.
Müzik dinleyebilirsin ama sesini fazla açmayacaksın.
Bizim buralara yağmur yağdıkça her yer toprak kokardı.
Cümlede Koşul – Sonuç İlişkisi Kuran Ekler ve Sözcükler
ama
koşuluyla
-se /-sa
-dıkça
ki mi
-dığı
zama
n
48.
49.
50. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “eylemin gerçekleşmesinin, bir
başka durumun gerçekleşmesine bağlı olduğu” vurgulanmıştır?
A) Dalgalar kayalara vurdukça, zihnimde madeni bir ses
yankılanıyordu.
B) Düşünce örücüleri, yakut ağlarla kapatıyordu dünyayı.
C) Dehşet içindeydi gök, ortalık kekik ve zaman kokuyordu.
D)Titriyordum, ansızın silindi çevremde görünen bütün yüzler.
51. SIRA SENDESIRA SENDE
Aşağıdaki cümlelerin anlam ilişkilerini inceleyiniz.
Şiddetli soğuklardan elleri ince ince yarılmıştı .(…….)
Hava güzel diye açsam pencereyi yağmur yağmaya başlar .(………..)
Onu görmedikçe, yardımcı olamam. (…………)
Öfkesini yenmek için dışarı çıktı. (…………)
Pencerenin açılmasıyla kağıtlar etrafa dağıldı .(……..)
Ona sık sık öğüt verirdi; iyi bir insan olsun diye. (…)
Kazanamama korkusuyla gece gündüz çalışıyor .(…..)
52.
53. METİNDE DÜŞÜNCENİN YÖNÜNÜMETİNDE DÜŞÜNCENİN YÖNÜNÜ
DEĞİŞTİREN İFADELERDEĞİŞTİREN İFADELER
Cümle içindeki kelimeler anlamca birbirini tamamlar. Fakat bir
konudan başka bir konuya geçilirken “fakat, ama, lakin, ancak,
oysa, ne var ki, yalnız, halbuki” gibi anlamın akışını değiştiren
sözcükler kullanılabilir. Bu tür sözcükler cümlede anlamın akışını
değiştiren sözcüklerdir.
54. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Evet, böyle çiniler çok güzeldir. (1) Bu narçi-çeği kırmızıları, bu kar
beyazları, bu çimen yeşilleri gerçekten bulunmaz şeylerdir.(2) Ne
olurdu ayrı ayrı panolar hâlinde yapılmasalardı da bir duvar, bir tek
dese-nin devamı olsaydı. (3) Çünkü bir panodan öbürüne geçerken
bırakılan boşluklar gözü yoruyor. (4) Sonra birinin kırdığı ritmi öbürü
ele alamıyor, onun için başka başka kumaş-lardan dikilmiş bir elbise
izlenimi uyandırı-yor.
Bu parçada yazarın çiniler hakkındaki düşüncesi,
numaralandırılmış cümlelerin hangisinde değişmeye başlamıştır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
SBS 2012
55. ÖRTÜLÜ ANLAMÖRTÜLÜ ANLAM
Cümlede açık olarak söylenmediği halde cümlenin anlamından
veya cümledeki bazı ifadelerden çıkarılabilen anlama örtülü
anlam denir.
Ör:Öğretmenler toplantısına annem de katıldı.
Ahmet yine kaza yapmış.
Hava artık ısınmaya başladı.
58. Anlatımı güçlendirmek amacıyla, aralarında ortak nitelik bulunan
iki varlık ya da kavramdan, ortak nitelik yönünden güçlü olandan
zayıf olana aktarma yapılmasına benzetme denir.
* Benzetmenin dört öğesi vardır:
1. Benzeyen ( B ) : Özellikçe zayıf olan
2. Kendisine Benzetilen ( KB ) : Özellikçe güçlü olan
3. Benzetme Yönü ( BY ) : Aktarılan özellik
4. Benzetme Edatı ( BE ) : gibi, kadar, sanki, güya, misal, andırmak .
59. Ör:Ah bu türküler, köy türküleri
Ana sütü gibi candan
Ana sütü gibi temiz
Benzeyen: köy türküleri
Kendisine benzetilen: ana sütü
Benzetme yönü: temiz ve candan olması
Benzetme edatı: gibi
ÖR: ."Gözlerimiz kurşun, elimiz bıçak/Severek öldürdük
güzellikleri.“
Benzeyen :
Kendisine benzetilen:
Benzetme yönü:
Benzetme edatı:
60.
61. AYIRT ETAYIRT ET
Benzetmelerde"benzemek, andırmak, dönmek"gibi fiiller
kullanılabilir.
"Saçların tarumar, gözlerinde nem/Ateşe benzerdin, küle
dönmüşsün."
"Tepegöz gök gürültüsünü andıran bir sesle kükredi."
62. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Köklerimiz olan geleneklerimize sahip çıkalım ama onları tıpkı her
yıl yenilenen yapraklar gibi yenileyerek, çağdaşlaştırarak,
günümüze uygun bir yorum getirerek uygulayalım. Ulu bir çınar
ağacı, kuru yapraklarına asılıp kalıyor mu? Hayır, tam tersine
yenilerini üretiyor.
Paragrafa göre günümüzde geçerliği olmayan gelenekler neye
benzetilmiştir?
A) Ulu bir çınara
B) Bir ağacın köklerine
C) Kuru yapraklara
D) Geçen yıllara
63. KİŞİLEŞTİRMEKİŞİLEŞTİRME
İnsan dışındaki varlıklara insan özelliği verme sanatına teşhis
(kişileştirme) denir.
Ör: Toplanırken göklerde bulutlar yığın yığın
Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz.
Kişileştirilen varlık:………………………
Ör:Köyün çayı boş yere akmaktan sıkılıyor, bir bostanı sulayacağı
günlerin gelmesini iple çekiyordu.
Kişileştirilen varlık : ………………………
64.
65.
66. KONUŞTURMAKONUŞTURMA
İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkları konuşturma sanatıdır.
Ör: Akşam rüzgârları der ki Ali’ye:
“Gözler ileriye, gönül geriye…”
Sanki köydekiler görünsün diye
Tepeler alçalır, dereler dolar!
Kim konuşuyor? ……………
67.
68.
69. ABARTMAABARTMA
Bir özelliğin ya da durumun olduğundan daha çok ya da daha
az gösterilmesidir.
Ör: Toplasam gözyaşım koca göl olur.
…………………………………………….
Ör: Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
……………………………………………….
70.
71. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı, o gün dev gibi bir orduyu yendik.
Bu dizelerdeki söz sanatları, aşağıdakilerin hangisinde birlikte
verilmiştir?
A) Benzetme Kişileştirme
B) Konuşturma Abartma
C) Konuşturma Kişileştirme
D) Benzetme – Abartma
2014 TEOG
72.
73. İnsanın kendisini dünyanın henüz ilk gününde hissetmesine
neden olabilecek ürpertici bir sessizlik vardı ve kar bir ağacın
yarı aydınlık gölgesinde ince ince yağıyordu.
Bu parçada bir söz sanatı kullanılmıştır. Bu sanatın
göstergesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) “Kar”a insan özellikleri yüklenmesi
B) “Sessizlik”in anlatımında aşırılığa gidilmesi
C) “Ağacın gölgesi”nin “kar”a benzetilmesi
D) Yazarın “sessizlik” ve “kar” üzerine konuşması
SBS 2012
74. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Aşağıdaki dizelerin hangisinde kişileştirme yoktur?
A) Binlerce yılın sessizliğini yaşıyorum
Yürüyorum kentin ağlayan sokaklarında
B) Ben aynaların içinde geçirdim günlerimi
Oynadım bir yaşam boyu kendimle saklambaç
C) Gülmezse yüzün bahçelerin kalbi kan ağlar
Güllerle dolar, görse gülerken seni dağlar
D) Cılız fideler senden güç alır
Kusurlu saksılar gülümserdi
75. DEYİMLERDEYİMLER
Bir olayı, bir durumu, bir kavramı anlatır.
…………………………………………………………………………………………..
En az iki sözcükten oluşur.
………………………………………………………………………….
Deyimler kalıplaşmış sözcüklerdir. Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerine eş
anlamlıları bile getirilemez. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez.
…………………………………………………………………….
Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır.
…………………………………………………………………..
Bazı deyimlerin gerçek anlamları da vardır.
…………………………………………………………………………………….
Deyimler cümle şeklinde bulunabilir.
……………………………………………………………………………………
Deyimler şahsa ve zamana göre çekimlenebilir.
……………………………………………………………………………………..
78. ATASÖZLERİATASÖZLERİ
Uzun gözlem ve deneyimler sonucu oluşmuş, bilgi ve öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.
……………………………………………………………………
Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Bu yüzden atasözünü oluşturan sözcükler yerine başka
sözcükler getirilemez, sözcüklerin sıralanışında da değişiklik yapılamaz.
………………………………………………………………………………………………………………
Atasözlerinin birçoğunda mecazlı bir söyleyiş vardır.
……………………………………………………………………………………………………………….
Çok az da olsa gerçek anlam taşıyan atasözleri de vardır.
……………………………………………………………………………………………………………….
Hem gerçek hem mecaz anlamlı olabilir.
………………………………………………………………………………………………………………….
Atasözlerinin bazıları zıt anlamlıdır.
……………………………………………………………………………………………………………..
Atasözleri geniş zaman ya da emir kipiyle çekimlenir.
………………………………………………………………………………………………………………
79. AYIRT ETAYIRT ET
Atasözleri topluma öğüt verirken deyimler sadece içinde bulunulan
durumları bildirir. Yani deyimlerin ders verme özelliği yoktur.
……………………………………( Durum bildirmiş.)
…………………………………………………( Öğüt vermiş.)
80.
81. ATASÖZLERİ ANLAMLARI
1 Yuvarlanan taş yosun tutmaz. İnsanlar tek başlarına yaşayamayacakları için diğer insanlarla ilişki kurmak zorundadır.
2 Zora dağlar dayanmaz. Yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, inandırıcı ve yerinde söylenmiş söz azgın kişinin bile inadını
kırar, onu yumuşatır ve yola getirir.
3 Yalnız taş duvar olmaz. Sürekli olarak iş değiştiren kimse bir başarı kazanamadığı gibi bir varlık da edinemez.
4 Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Gücü, kuvveti elinde bulunduran ve zor kullanan kimseler pek çok kimseye istediklerini yaptırırlar.
5 Ummadığın taş baş yarar. Birine çok iyi bildiği bir şey öğretilemez, bir konuda bilgi verilemez.
6 Veren eli herkes öper. Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler
birbirlerinden etkilenirler.
7 Tereciye tere satılmaz. Küçük ve önemsiz görülen kişi ya da nesneler, çoğu kez büyük etkiler yaparlar; umulmadık işler
görürler.
8 Üzüm üzüme baka baka kararır. Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever.
9 Sabreden derviş, muradına
ermiş.
İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler. Bunun için haklarında yargıda bulunmakta acele
etmemek gerekir.
10 Sütten ağzı yanan, yoğurdu
üfleyerek yer.
Çıkarını kollayan, kendini düşünen, işinin ehli olan kimse, kimden yararlanacağını iyi bilir.
11 Sarımsağı gelin etmişler, kırk
gün kokusu çıkmamış.
Hiç kimse amacına öyle birdenbire ve kolayca ulaşamaz. Karşısına çıkan engellere sabrederse
istediklerine ulaşabilirler.
12 Sinek pekmezciyi tanır. Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle karşılaştığında uyanık
davranır; tedbirli olur.
13 Olacakla öleceğe çare bulunmaz. Kimi önemli olaylar meydana gelmeden, bir gürültü kopmadan önce bazı belirtileri görülür.
14 Pilâv yiyen, kaşığını yanında
(belinde) taşır.
Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında
bulundurmalıdır.
15 Şimşek çakmadan gök gürlemez. İnsanın kaderinde ne varsa o olur, bunu değiştirmek mümkün değildir.
Aşağıdaki atasözlerini anlamları ile eşleştiriniz.
82. SORU ÇÖZELİMSORU ÇÖZELİM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açıklamasıyla birlikte verilmemiştir?
A) Bu, senin kulağına küpe olsun, bir daha aynı hatayı yapmazsın.
B) İşin başına kendisi geçti, işi o yönetiyor, dizginleri ele aldı artık.
C) Dayısının cimriliği herkesçe bilinir, eli sıkılığıyla tanınır.
D) Her şeyi kendim yapmak zorundayım bundan böyle; iş başa düştü.
Aşağıdaki atasözlerinin hangisi “Bir konu ile ilgili alakasız bir söz söyleyen”
kişiler için söylenir?
A) Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.
B) Dam üstünde saksağan, vur kazmayı beline.
C) Deveye sormuşlar: “Boynun niye eğri?” “Nerem doğru ki?” demiş.
D) Kurda sormuşlar: “Ensen neden kalın?” “Kendi işimi kendim yaparım.”
demiş.
83. ANAHTAR SÖZCÜKANAHTAR SÖZCÜK
• Bir cümlenin veya sözün yansıtmak istediği anlam için en büyük
ipucunu veren ana kavram veya sözcüğe anahtar sözcük denir.
• “Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi,
öncelikle kendine olan güvenini artırır. Bu ise aynı zamanda
düşünce ufkunu geliştirip geniş bir görüş açısı sağlayarak
olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca okuyan kişiler çok
okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına
sahip oldukları için, etkileyici ve güzel konuşarak hitap ettikleri
kişilerde etki de uyandırırlar.”
• Bu metindeki “okumak, öğrenmek, güven, düşünce ufku, kelime
dağarcığı” gibi sözler anahtar sözcüklerdir.
87. Paragrafın YapısıParagrafın Yapısı
Paragraflar genel olarak üç bölümden oluşur.
Giriş Bölümü :
Giriş Cümlesinin Özellikleri :
*Giriş cümlesinde konu ve konuya bakış açısı belirtilir.
*Kısa ve ilgi çekici bir cümledir.
*Ama, oysa, bu yüzden, ne var ki, yine de, bundan dolayı, oysa ki, çünkü, demek ki…
gibi bağlayıcı sözler bulunmaz.
*Paragrafta ele alınacak konuyu tanıtır; yazarın konuya nasıl bir yaklaşım getireceğini
sezdirir.
*Tanımlama, açıklama, soru cümlesi biçiminde kurulabilir.
Paragraf giriş cümlelerine örnek:
Herhangi bir halk şiiri antolojisini başından sonuna okumayı hiç denediniz mi?...
Şiir, ne söylediğinden çok, nasıl söylendiği ile çekiciliğe ulaşır...
88.
89. Gelişme Bölümü :
Gelişme Bölümünün Özellikleri :
*Konuyu açıklayan, ana düşüncenin ortaya çıkmasına katkıda
bulunan yardımcı düşünceleri içerir.
*Konu, bu bölümde açılır. Bunun için de örneklerden
benzerliklerden, karşıtlıklardan, tanık göstermelerden yararlanılır.
*Ayrıntılar, gelişme cümlelerinde birbirini tamamlayarak, birbirine,
bağlayıcı öğelerle bağlanarak sıralanır.
*Gelişme bölümündeki cümlelerden her biri, dil ve düşünce
yönünden kendisinden önceki ve sonraki cümleye bağlıdır.
90. Paragraf gelişme bölümlerine örnek :
Yazarken, kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi
gidişimi aksatır diye.(Giriş cümlesi)
Gerçekten de iyi yazarlar üstüme yüklenir, yüreksiz ederler beni.
Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına,
dükkana hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş, ben
de öyle... Hatta çalgıcı Antigenides'in bulduğu çare benim daha çok
işime gelirdi: Antigenides bir şey çalacağı zaman, kendinden önce
ve sonra halka uzun süre kötü şarkılar dinletirmiş... (Gelişme
cümlesi)
91. Sonuç Bölümü : Sonuç cümlesi, belli bir bakış açısı doğrultusunda
geliştirilen konunun açıklandığı, amaçlanan sonuca ulaştırıldığı,
konunun bir yargıya bağlandığı cümledir.
Sonuç Cümlesinin Özellikleri :
*Dil ve düşünce yönünden kendinden önceki cümleye bağlıdır.
*Kısa bir biçimde kurulan bu cümle toparlayıcı ve özet niteliğinde
olan bağlayıcı öğelerle (kısaca, özetle, denilebilir ki, sonuç olarak,
bundan dolayı) başlayabilir.
*Öykü, roman, anı gibi türlerde anlatılan olayın bitiş durumunu
içerir.
92.
93. Sonuç bölümü için örnek :
Bir Kurban Bayramı daha... 1930'lar çok çok gerilerde kaldı. O
günlerin çocuğu da öldü gitti.
Sanılır ki, kişi bir kez ölür. Öyle değil oysa! Kişi, yaşam boyunca pek
çok kez ölür. Bakarım zaman zaman eski resimlere: İşte Phobus
Fotoğrafhanesi'nde çekilmiş resimler. Golf pantolonlu ya da kısa
pantolonlu bir çocuk... Ne oldu ona? Öldü gitti. Daha sonra ilkokul,
ortaokul, lise sıralarındaki çocuklar, gençler... Hepsi yok oldular.
Yok olmak değil mi ölmek? Öyle ise boyuna ölüyoruz, biçimden
biçime giriyoruz, bambaşka bir insan oluyoruz zamanla.
Altmışındaki kişiyle sekiz, on, on beş yaşların kişisi nasıl olur da
aynı insan olur, olabilir? Zamanın bir oyunu bu bize.
Hep ölüyoruz, öle öle büyüyor, değişiyoruz, son ölüme doğru
gidiyoruz.
94. OLAYLARI VE BİLGİLERİ SIRAYA KOYARAK AKTARMAOLAYLARI VE BİLGİLERİ SIRAYA KOYARAK AKTARMA
Paragraf oluşturma sorularında karışık olarak verilen cümlelerin
paragrafın anlam, dil ve anlatım bütünlüğü göz önünde bulundurularak
sıralanması istenir. Bir paragrafı oluşturacak, karışık olarak verilen bu
cümlelerin sıralanmasına giriş cümlesinin tespit edilmesiyle başlanır.
Seçeneklerden gidilerek yanıta ulaşılır.
95. Örnek:
1.Sazı, sağ bacağınız ile vücudunuzun birleştiği bölgeye yerleştiriniz.
2.Sazın sapını yukarı kaldırmak için sağ kolunuzu sazın üstüne koyarak hem yere hem
vücudunuza doğru bir kuvvet uygulayınız.
3.Sol elinizle sapı tuttuktan sonra, artık sağ elinizle sazınızı çalabilirsiniz.
4.Sazdan temiz ve güzel bir ses çıkarmak için ilk şart onu doğru tutmaktır.
5. Bu amaçla vücut yapınıza uygun bir sandalyeye dik olarak oturunuz.
Sazın resimdeki gibi tutulması için numaralandırılmış cümleler hangi sırayla
okunmalıdır?
A) 23451 B )34512
C )45123 D )51324
Yanıt « c « şıkkıdır.
96.
97. Paragraf TamamlamaParagraf Tamamlama
Paragraf tamamlama sorularında giriş, gelişme veya sonuç
bölümlerinden birinde boş bırakılan yere paragrafın
anlam bütünlüğüne uygun bir cümlenin getirilmesi istenir.
Bu soruların çözümünde paragrafı oluşturan cümleler
arasındaki anlam, dil ve anlatım bütünlüğü hareket
noktasıdır.
98. Örnek:
…;yani gerçekte var olmayan konularla ilgili olanları. Bunların beğenilmesinin nedeni,
bu öykülerde sürpriz ögelerinin yer almasıdır. Düş gücünüzü ve yaratıcılığınızı
kullanarak siz de bu tür yazılar yazabilirsiniz.
Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın ilk cümlesidir?
A ) Bazı insanlar roman okumayı tercih ederler.
B ) Bazı yazarlar fantastik öyküler yazmayı severler .
C ) Meraklı çocuklar bilimsel içerikli dergiler okurlar.
D ) Şiir okumak çoğu insanın ilgisini çeker.
Paragrafta, beğenilen öykülerde sürpriz ögelerin yer aldığı ve bunların gerçekte var
olmayan konularla ilgili olduğu anlatılmaktadır. Dolayısıyla giriş cümlesinin bu
konuya giriş yapan bir cümle olması gerekmektedir. Bu iki durumu da kapsayan,
«fantastik öykü» nün yer aldığı «B» seçeneğidir. «A» seçeneğinde romandan, «C»
seçeneğinde bilimsel içerikli yazılardan, «D» seçeneğinde şiirden söz edildiğinden
bu seçenekler yanıt olamaz. Yani cevap B şıkkıdır.
99. Paragrafta Bağlayıcı ÖgelerParagrafta Bağlayıcı Ögeler
Paragrafı oluşturan cümlelerin anlamca kaynaşmasını sağlamak
için kullanılan sözcük, söz öbeği ve cümlelere, biçimsel bağlayıcı
öğe denir. "Ama, fakat, çünkü, lakin, gerçi, şayet, zira, meğer, belki,
üstelik, hatta, sanki, oysa, yoksa, şöyle ki, nitekim, kısaca, bununla
birlikte, gel gör ki" gibi sözcük ya da söz öbekleri cümle başı
bağlayıcı öğeleri olarak kullanılabilir.
100.
101. Paragrafta Konu :Paragrafta Konu :
Bir yazıya temel olan duygu, düşünce, durum, yargı ya da olaya
konu denir.
Bir paragrafa yöneltilen; "Bu paragrafta ne anlatılmıştır?"
sorusuna alınan yanıt, konuyu verir.
102. Örnek :
•Masanın üzerinde kırıntıları toplamak için el süpürgesi kullanıldığını ya da
vidaların elektrikli tornavidayla takıldığını görmüşsünüzdür belki. Bunların
ikisi de uzay araştırmaları sonucunda ortaya çıktı. Ay’a giden astronotların
taş örnekleri toplamaları gerekiyordu. Astronotların bunu yapabilmek için
taşınabilir aletlere gereksinimi vardı. Üstelik bunlar hem hafif hem kablosuz
olmalıydı. Böylece ilk kablosuz el aleti üretildi. Daha sonra bir elektrik
kaynağına bağlı kalmadan uzun süre çalışabilen, daha hafif aletler
üretilmeye başlandı. Sonuçta bugün birçok yerde görebileceğiniz şarj
edebilen ev aletleri ortaya çıktı.
Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A)Hafif ve pratik alet geliştirme çabası
B)Uzay araştırmalarının nasıl sürdürüldüğü
C)Astronotların uzaydaki çalışma biçimleri
D)Kablosuz ve şarj edilebilen aletlerin bulunuş süreci
Yanıt «D» şıkkıdır
103. Paragrafın Ana Düşüncesi :Paragrafın Ana Düşüncesi : Ana düşünce, bir yazının
ya da yapıtın oluşturulmasının temel nedeni, amacı ve yazıda ya da
yapıtta öne sürülen, savunulan görüştür. Bir konunun belli bir görüş
açısından ele alınmasıyla ortaya çıkan genel bir yargı cümlesidir.
Paragrafın konusu saptandıktan sonra; "Bu konudan hangi sonuç
çıkarılır?" ya da "Bu parçada hangi düşünce savunulmaktadır?"
sorularına alınacak cevap ana düşünceyi verir.
104.
105. • Örnek :
İnsan sesi güzelliğine yazın kavuşur. Çünkü yaz, engin mavisiyle
umut demektir. Güzelliktir. Güzel düşünmektir. Sanat ilhamları en
çok yazın gelir yoklar kapımızı. Yazın yazılanlar çizilenler daha
umut verici, iç açıcı şeylerdir. İnsanlar daha güçlü, daha
isteklidir. Çünkü yaz mutluluk kaynağıdır.
Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A)Yaz mevsimi insanlara yaşama sevinci verir.
B)Sanatçılar önemli eserlerini yazın meydana getirirler.
C)İnsanlar yaz mevsiminde daha iyi anlaşırlar.
D)Yazın kırgınlıklar ve küskünlükler son bulur.
Cevabı ‘A’ şıkkıdır.Yani en kapsamlı yargıdır.
106. Paragrafta Yardımcı Düşünceler :Paragrafta Yardımcı Düşünceler :
Her biri ana düşüncenin bir yönünü oluşturan, onu ortaya çıkarıp
destekleyen düşüncelere (yargılara) yardımcı düşünce denir.
Sınavda çok kullanılan sorular olan "Bu paragrafta aşağıdaki
yargılardan hangisine değinilmemiştir?" gibi sorular, paragraftaki
bütün yardımcı düşüncelerin dikkate alınmasıyla doğru olarak çözülür.
107. Örnek :
Bana özgü, sana özgü ,ona özgü davranışlar öylesine az ki…Yaşam
deyince ortada herkesçe bilinenler ,herkesçe söylenenler, herkesçe
istenenler, yapılanlar var yalnızca. Tek bir kaygı kol geziyor:
«Başkası ne der?»
Paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)Kişilerin niçin benzer davranışlar sergilediklerine
B)Taklitçi yaşamın alışkanlığa dönüştüğüne
C)Toplumsal kabullerin bireysel yönelimleri etkilediğine
D)Yaşamın, insanı zamanla olgunlaştırdığına
Yanıt ‘ D ‘ şıkkıdır.
108.
109. Paragrafta Kişilik Özelliklerini BulmaParagrafta Kişilik Özelliklerini Bulma
Kişilik özelliklerini bulmaya yönelik sorular;
duygu(tahlil)paragraflarında yazarın ya da anlatılan olayın
kahramanlarının karakter özellikleri , ruh halleri, psikolojik yapıları ve
yaklaşımlarının değerlendirildiği sorulardır.
110. Örnek: Ben insanın iş görme isteğini ve yaşama çabasını daima canlı
tutmasını isterim. Ölüm, bahçeme fidanlarımı dikerken bulmalı beni ama
ölüm korkusu, bahçemi yitirme korkusu içinde değil.» diyen biri için
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)Hayatı sevdiği
B)Telaşlı olduğu
C)Umutlu olduğu
D)Çalışkan olduğu
«Ölüm bahçeme fidanlarımı dikerken bulmalı.» cümlesinden yola çıkarak
söyleyenin çalışkan olduğunu, «…yaşama çabasını daima canlı tutmasını
isterim.» cümlesinden yola çıkarak hayatı sevdiğini, «Ölüm korkusu beni
bahçemi yitirme korkusu içinde bulmamalı.» cümlesinden yola çıkarak
umutlu olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu paragrafta yazarın telaşlı
olduğunu destekleyen bir yargı yoktur. Yani yanıt B şıkkıdır.
111. Paragrafta/Şiirde Yer Alan/Almayan DuyguyuParagrafta/Şiirde Yer Alan/Almayan Duyguyu
BulmaBulma
Bazı paragraf sorularında ya da paragraf yerine dörtlüklerin
verildiği sorularda paragrafta/dörtlüğe hakim duygunun ya da
paragrafta/dörtlükte yer almayan duygunun bulunması istenebilir.
112.
113. Örnek: Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce ,
Zıp zıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!
Cahit Sıtkı Tarancı
Bu şiirin ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?
A)Ümit B)Güven C)Sevinç D) Özlem
Bu şiire hakim olan duygu sevinçtir. Çünkü şair etrafında olan biten her
şeyden mutluluk duyduğunu anlatmaktadır. Yani yanıt C şıkkıdır.
114. Şiirde Tema (Ana Duygu) :Şiirde Tema (Ana Duygu) : Tema, edebiyat türlerinden
özellikle şiirde; verilmek istenen, geliştirilen, seçilen ve işlenen
konuya yüklenen duygu ve anlamdır.
115. Örnek: Garibim;
Ne bir güzel var avutacak gönlümü,
Bu şehirde ,
Ne de bir tanıdık çehre;
Bir tren sesi duymaya göreyim,
İki gözüm,
İki çeşme,
Bu şiirin ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?
A)Sevinç
B)Hayranlık
C)Merak
D)Yalnızlık
Yanıt D şıkkıdır
116.
117. Şiirin KonusuŞiirin Konusu
Şairin şiirde anlattığı durum, üzerinde durduğu kavram, düşünce ya
da olaydır. «Şair şiirde neden söz ediyor?/ne anlatılıyor?» sorusunun
cevabıdır.
118. Örnek:
Asla unutamam gözümde tüter,
Sıla terk eylemek ölümden beter,
Koç yiğide bir at, bir silah yeter,
Cennet misaldi gülzarı sılanın
Dörtlüğün konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A )Memleket özlemi
B )Çaresizlik
C )Kahramanlık
D )Yaşam sevinci
Bu dörtlükte şair memleketini terk etmenin ölümden zor olduğunu, ondan
uzak kalsa da onu hep özleyeceğini, memleketindeki bir gül bahçesinin
onun için cennet gibi olduğunu anlatmaktadır. Bu anlatılanların hepsi göz
önünde bulundurulduğunda bu dörtlükte «memleket özlemi»nden
bahsedildiği görülecektir. Cevap A şıkkıdır.
119. Paragrafta Başlık :Paragrafta Başlık :
Başlık, bir yazının neyi anlattığını ya da bu yazının yazılma
gerekçesini sezdirecek bir özellik gösterir. Kısaca konuyu tanıtan,
ana düşünceyi birkaç sözcükle yansıtan sözdür. Başka bir deyişle
başlık; konu ana düşünce uyumunu yansıtan bir özellik gösterir.
"Bu paragrafa en uygun başlık hangisi olabilir? " şeklindeki
sorularda, bu açıklamalar dikkate alınarak başlık saptanmalıdır.
120.
121. Örnek: Günler arasından yazın ucu gözükünce tarifsiz bir boşluk doğar.
Ortalıkta kimsecikler kalmamıştır. Artık sokakta, otobüslerde adımbaşı bir
tanıdıkla karşılaşmazsınız .Telefonunuz çalmaz olur. Birilerini arar, cevap
alamazsınız. Kapısını çalacak bir dost bile bulamazsınız. Herkes tatilini
geçireceği bir yer bulmuştur kendine.
Bu paragrafın en uygun başlığı aşağıdakilerden hangisidir?
A)Yaz Parıltısı
B)Yaz Geceleri
C )Yaz Biterken
D )Yaz Hüzünleri
Paragrafta yazın gelişiyle herkesin tatil için şehri terk etmesi ve bundan duyulan
hüzün anlatılmaktadır.Seçeneklerin hepsi «yaz»dan söz etse de bundan dolayı
hissedilen üzüntüye sadece D seçeneğinde yer verilmiştir
122. Paragrafı Karşılayan SoruParagrafı Karşılayan Soru
Her paragraf bir şeyleri anlatmak amacıyla oluşturulur. Bazı
sorularda da amaç , paragrafın hangi soruya yanıt olarak söylenmiş
olduğunu bulmaktır. Bu soruları çözerken önce paragraf okunmalı ve
paragrafta ne anlatıldığı belirlenmelidir. Ardından seçeneklerdeki
sorular okunmalı ve bu sorularla parçada anlatılanlar
karşılaştırılmalıdır. Parçadaki «evet, hayır, ben öyle düşünüyorum,
neden olmasın ki, buna katılmıyorum…» gibi sözlerin ipucu olduğu
unutulmamalıdır.
123. Örnek: Sıkılmıştım. Hiçbir amacım kalmamıştı. Zaten yaratıcı bir yazar kendini
tekrarlamaz. Kendini tekrarlarsa o zaman hiçbir şey yaratamaz. Ayrıca yazarlık insanı
yalnızlığa itiyor. Fedakarlık istiyor. Sanılanın aksine ben yalnızlığı değil, insanlarla
kaynaşmayı seviyorum.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir cevap olabilir?
A )Yazılarınızda tekrara mı düştünüz?
B )Yazarlığa neden son verdiniz?
C )Yazarlık sizi yalnızlığa mı itti?
D )Yaratıcı yazılar yazmak sizi zorladı mı?
Bu metinde yazar bir şeyler yazmanın olumsuzluklarından bahsetmektedir. Sıkılmış
olması, kendini tekrarlamak istememesi, yazarlığın fedakarlık gerektirmesi ve insanı
yalnızlığa itmesi , yazarın yalnızlıktan hoşlanmaması gibi olumsuz sebepler sıralayan
yazar; mesleğine son vermesinin gerekçelerinden bahsetmektedir. Dolayısıyla bu
paragrafı cevap olarak söyleyebilmesi için yazara mesleğine son verme sebebi
sorulmuş olmalıdır. Yani cevap B şıkkıdır.
124.
125. Paragrafta Bir Söz Öbeğinin Anlamını BulmaParagrafta Bir Söz Öbeğinin Anlamını Bulma
Bir düşünceyi vermek için bir araya gelmiş cümlelerin hepsi
kendinden önceki cümlede anlatılanı anlam, dil ve anlatım
bakımından devam ettirerek görevini yerine getirir. Bu
cümlelerden bazıları söz öbeklerinden oluşur ve bu tarz
sorularda söz öbeklerinin paragrafın anlamına katkısı
değerlendirilir.
126. Örnek:
Hayatımı deneme kitabı yazarak kazanıyorum. Son kitabıma da yeni başladım. Hem ilerisi için de
«Ne yazacağım?» diye bir endişem yok doğrusu. Çünkü dövülecek nice demirlerim var ocakta. İçim
çok rahat.
Bu parçanın tamamı dikkate alındığında yazar, altı çizili cümleyle aşağıdakilerden hangisini
anlatmak istemiştir?
A ) Yazılarında öne sürdüğü düşünceleri kanıtlayabildiğini
B )Kütüphanesinde okunacak kitapların yer aldığını
C )Kafasında, işlenecek fikirlerin bulunduğunu
D )Yazılmaya değer haberlerle ilgilendiğini
Parçanın tamamında yazar hayatını deneme kitapları yazarak kazandığını, yeni bir kitap yazma
hazırlığı içinde olduğunu ve yeni yazacağı kitap için konu bulmakta sıkıntı yaşamadığını
anlatmaktadır.
Bu durumu da «Çünkü dövülecek nice demirlerim var ocakta.» cümlesiyle somutlaştırarak
kafasında, kitaplarında işleyebileceği daha birçok fikrin olduğunu anlatmak istemiştir. Yanıt C
şıkkıdır.
127. Paragrafın Akışını (Anlam Bütünlüğünü) BozanParagrafın Akışını (Anlam Bütünlüğünü) Bozan
CümleCümle
Paragrafı oluşturan cümlelerin hepsi aynı düşünce etrafında toplanır,
aynı konuyu anlatır. Bazen parçalarda bir konu anlatılırken farklı bir
düşünce veya konunun farklı bir yönü bir cümle hâlinde araya girer.
Düşüncenin akışını bozan cümlelerin sorulduğu sorularda bizden
istenen işte bu farklı cümleyi bulmaktır. Bu soruların çözümünde
yapılacak iş; her bir cümlenin ne anlattığını, bir iki kelimeyle tespit
etmektir. Sonra bu tespitlerimizi karşılaştırmaktır. Görülecektir ki bir
cümle haricinde hepsi aynı konudan veya konunun aynı yönünden
bahsediyor. Farklı şeylerden bahseden cümle düşüncenin akışını bozan
cümledir.
128.
129. Örnek :
"(1) Ne güzel de süzülüyor martılar gökyüzünde. (2) Hep onlar gibi özgür
olmak istemişimdir. (3) Her şey gözlerinde küçücük .... (4) Altlarında mavi
deniz, üstlerinde masmavi gökyüzü..."
Bize yukarıdaki parçadan hareketle: «Bu parçada numaralanmış
cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?» şeklinde bir soru
sormuş olsunlar. Yapacağımız ilk iş cümlelerde ne anlatıldığını birer
kelimeyle belirlemektir. Parçadaki 1, 3 ve 4.cümlelerde «martıların
uçuşundan» bahsedilirken 2. cümlede yazarın «martılara öykünmesinden»
bahsedilmektedir. Öyleyse farklı olan, yani düşüncenin akışını bozan cümle
2'dekidir.
130. Paragrafın İkiye BölünmesiParagrafın İkiye Bölünmesi
Düşüncenin akışıyla ilgili bir diğer soru tipi de, parçanın iki
paragrafa bölünebilmesiyle ilgilidir. Bu tip parçalarda, parçanın bir
bölümünde bir düşünce, ikinci bölümünde başka bir düşünce işlenir.
Yazar konuyu işlerken her bir paragrafta konunun farklı bir yönünü
işler. Anlattığı bir şeyden farklı bir şeye geçiş yaptığında yeni bir
paragrafa da geçmesi gerekir. Sınavlarda iki ayrı düşüncenin
işlendiği bölümler bir paragraf olarak verilir ve bizden bu paragrafı
bölmemiz istenir.
131. Örnek :
"(I) Kitap okumak için yaz, daha uygun mevsimdir. (II) Havalar ısınmaya
başlayınca, doğanın her köşesi bir okuma yeri olur. (III) İstediğiniz yeri
seçebilirsiniz.(IV) Parkta, deniz kıyısında, bir ağaç altında gönlünüzce
okuyabilirsiniz. (V) Okuma biçimi ve yöntemi kişiden kişiye değişir. (VI)
Kimileri beş on kitabı birden okumayı sever. (VII) Kimileri de bir kitabı
bitirmeden ötekine başlamaz.« Bize bu parçayla ilgili "Bu parça açıklanan
düşünceler bakımından ikiye bölünürse ikinci parça hangi cümleyle
başlar?" şeklinde bir soru yöneltilmiş olsun.
Parçadaki cümleleri tek tek incelediğimizde I , II, III ve IV. cümlelerde
"kitap okumanın zaman ve zemininden" bahsedilirken V,VI ve VII.
cümlelerde "kitap okuma biçiminden" bahsediliyor. Demek ki bu parçada
iki düşünce işlenmiş ve ikinci düşünceye geçilen cümle, yani
bölündüğünde ikinci paragrafın ilk cümlesi olacak olan cümle V. cümledir.
132.
133. Paragrafı Oluşturan Cümlelerin YeriniParagrafı Oluşturan Cümlelerin Yerini
DeğiştirmeDeğiştirme
Parçayı oluşturan cümleler anlamca birbirlerine bağlıdır. Biri
diğerinin varlığını gerektirir. Özellikle olay anlatan parçalarda,
zaman sıralaması vardır. Düşünce paragraflarında ise mantık sırası
vardır. Yer değiştirilecek cümleleri bulurken bu noktalara dikkat
etmek gerekir.
Bu tür sorularda çözüme seçeneklerden de gidilebilir.
134. Örnek:
(1) Günümüz ozanları ise şiiri tartışmak yerine, şiir yazmak istiyorlar. (2)
Nerede o 1940′ların 1950′lerin coşkulu şiir tartışmaları. (3) Şiirin niteliği,
niceliği, anlamlılığı kimseyi ilgilendirmiyor. (4) Şiirin ne olduğu konusu
uzun zamandır tartışılmıyor.
Yukarıdaki parçanın ilk cümlesinde yer alan “ise” ifadesinden dolayı bu
cümle parçanın giriş cümlesi olamaz. Konunun verildiği cümle ilk cümle
olur. Konu, 4. cümlede verildiğine göre ilk cümle ile dördüncü cümle yer
değiştirilirse parça anlamlı bir bütün oluşturur. Böylece düşüncenin akışı
da sağlanır.
135.
136.
137. FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)
Fiillerden türemiş oldukları halde bir fiil gibi çekimlenemeyen,
cümlede isim, sıfat, zarf görevlerinde kullanılan ve yan
cümleciklerin yüklemi olan kelimelere “fiilimsi” denir.
Bilindiği gibi Türkçede –(i)msi eki benzeyen anlamına gelir.
Buna göre fiilimsi “ fiile benzeyen “ demektir.
138. FİİLİMSİLER GÖREVLERİNE GÖRE ÜÇEFİİLİMSİLER GÖREVLERİNE GÖRE ÜÇE
AYRILIRAYRILIR
1) iSiMFiiL (AD EYLEM)
Eylem kök ya da gövdelerine –me,
mek, iş ekleriyle türetilen eylem anlamlı adlardır.
FİİL + ma / me
ış / iş / uş / üş
mak / mek
139. Kimi zaman düşünmekten korkarız.
Okulların açılışı ertelendi.
Eve ekmekle tuz götürmeyi böyle havalarda
öğrendim.
Düşmesiyle kalkması bir oldu.
Kaçış planını iyi yapmalıyız.
Voleybol oynamayı severim.
Onun gülüşüne sinir oluyorlardı.
140.
141. Not:Not: Bazı isimfiiller, fiilimsi özelliğini kaybedip kalıcı isim
oluşturabilir.
Örnek:Örnek:
Sarmaya bayılırım.
Kazmaları alıp yola çıkalım.
Yazma eserler pahalı oluyor.
Ekmek parası için çalışıyor.
Denemeye kaç öğrenci girdi?
Dondurma yere düştü.
142. Not: Bir sözcüğün kalıcı isim olup olmadığını anlamak için
olumsuzunu yaparız. Olumsuzu yapılamıyorsa kalıcı isimdir.
Örnek : Sarmaya bayılırım.
(Sarma kalıcı isimdir.)
Olumsuzu yapılıyorsa isim fiildir.
Örnek : Yaprakları sarmayı sever.
(Sarma isim fiildir.)
143. Not:Not: Olumsuzluk eki ile “me /ma” ile isimfiil ekini
karıştırmamak gerekir.
Gelme dedim ; geldi.
(Gel – me)
Gelmemesi beni sevindirdi.
(Gel – me – me s i )
olumsuzluk isim fiil kaynaştırma iyelik
eki eki harfi eki
olumsuzluk
eki
144.
145. NOT :NOT :
Fiilden fiil yapan ek olan “ –iş” ile isim fiil eki olan “ –iş “ i
karıştırmamak gerekir.
Anlamsal olarak fiilden fiil yapan ek bir işi karşılıklı ya da birlikte
yapma anlamı verir.
Fakat fiilimsi eki bu anlamı vermez.
Örnek :
Hırsızın kaçışını gördüm.(isim fiil eki yani fiilden isim yapan ek)
Polisi görünce hırsızlar kaçıştılar. (fiilden fiil yapım eki)
146. Not :Not : iş ekini alan bazı kelimeler isim fiil, isim
ve fiil görevinde kullanılabilir.
Örnek:
Yurda giriş işlemleri başladı (isim fiil)
Binanın girişi çok berbattı. (isim)
Hiç çekinmeden rakiplerine girişti. (fiil)
149. ÖRNEKLERÖRNEKLER
Biraz önce gelen çocuk kimdi ?
Yıkılası dünyada çok dert çekti.
Burası çıkmaz sokağa benziyor.
Koşar adımlarla yanıma geldi.
Size biraz bilinmedik fıkralar anlatayım.
Akacak kan damarda durmazmış.
Çürümüş dişlerini bir bir çektirdi.
150. Not :Not : Sıfatların bir ismi nitelediği gibi sıfat fiiller de bir ismi
niteler.
Örnek :
tanıdık kişi
Sıfat fiil isim
taşınacak eşya
Sıfat fiil isim
kalıplaşmış yargılar
Sıfat fiil isim
151. NOT:NOT: Sıfat-fiil, isimden önce gelip onun sıfatı olarak kullanılır. Bazı
durumlarda, bu isim düşer ve adlaşmış sıfat-fiil oluşur. Sözcüğün bu
durumda da fiilimsi özelliği devam eder.
Gelen, gideni aratır.( gelen kişi , giden kişi)
Dün çarşıda bir tanıdığa rastladık.( tanıdık insan)
Düşenin dostu olmaz.( düşen insan)
Kırılacakları kutuya koyalım. ( kırılacak eşya )
152.
153. Not :Not : Sıfat fiil ekini alan bazı sözcükler , hareket özelliklerini
yitirerek varlıkların kalıcı ismine dönüşür. Bu durumda fiilimsi
olarak kabul edilmez.
Örnek:Örnek:
Dolmuşun geçmesini bekliyorum.
Yazarlar toplumun ışık kaynağıdır.
156 sayısını çarpanlarına ayırın.
Okur bu kitaptan büyük keyif alacak.
Yiyecek , giyecek , yakacak yardımı yapıldı.
154. Not :Not : Sıfat fiiller olumsuzluk ekleri de alabilir.
Örnek :Örnek :
Görmemiş adam
Olmayacak iş
Konuşulmayan konu
155. Not :Not : -dık , -ecek sıfat fiil ekleri ünlüyle başlayan ek
aldıklarında yumuşama olayı meydana gelir.
Örnek :Örnek :
Hedeflediğimiz başarıyı yakaladık.
Açtığın yolda ilerliyoruz.
Çalışacağı yerleri iyi biliyormuş.
156.
157. NotNot :: Fiilden türeyen her sıfat , sıfat fiil değildir.
Örnek :Örnek : Çalış – an çocuk
Sıfat fiil
Çalış – kan çocuk
Sıfat
159. UYARI :UYARI : Sıfat fiil ekleriyle kip ekleri karıştırılmamalıdır.
Koruluktaki tüm ağaçlar kesilmiş.( kip eki )
Kökünden kesilmiş ağaçlar hepimizi üzdü.(fiilimsi eki)
Biz kimsenin kapısını çalmadık. (……….)
Çalmadık kapı bırakmadık.( ………..)
Dinmez acıların pençesinde kıvranıyor. (………)
Dinmez pençesinde kıvrandığı bu acılar.(……..)
Onunla görülecek hesabımız var.(………)
Onunla hesabımız yakında görülecek.(………)
Birbirine benzer sözler duymak istemiyoruz.(……….)
İkiz çocukların davranışları birbirine benzer.(………..)
160.
161. SIRA SİZDESIRA SİZDE
• Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin eylemsi mi
çekimli eylem mi olduğunu yazınız.
• Söylenir söz mü bu?
• Söylenir her şarkı , her türkü burada.
• Bitmez mi bu para bir gün?
• Bitmez sorunlarla uğraşıyorum.
• Duygulanmış seyircileri çekiyor kamera.
• Duygulanmış bu olay karşısında seyirciler.
• Birazdan eve gidecek.
• Burasıdır gidecek son yerim.
162. ZARF FİİL ( BAĞ EYLEM , ULAÇ )ZARF FİİL ( BAĞ EYLEM , ULAÇ )
Fiilden türemiş zarflardır. Zarf-fiiller, fiillerin zarf şekillerini yapar.
Fiil kök ve gövdelerine –ınca, – dıkça, – dığında, -ken , -r… -mez,
-alı, -erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp , -casına ekleri getirilerek
oluşturulur.
Cümlede zarf olarak kullanılan zarf-fiillerin bazıları devamlılık,
zaman, sebep bildirme gibi görevler üstlenir.
Zarf-fiiller ek almaz.Bu yüzden gelerek-ten, giderek-ten gibi
kullanışlar yanlıştır.
165. O ağacı gördükçe seni hatırlıyorum.
Uyumaksızın iki gün yol aldık.
Son satırı yazıp veriyorum.
Gülünce yanakları al al oldu.
Ağlaya ağlaya göz yaşlarım kurudu.
Önlemini almadan oraya gitme.
Pazara çıkalı iki saat oldu
Gelir gelmez onu sordu.
İşi bitirdiğinde yanımıza gel
Yağmur yağarken hüzünlenirim.
ÖrneklerÖrnekler
166. UYARIUYARI
“-madan / -meden” zarf fiil eki “-ma / -me” olumsuzluk ekiyle
kullanılan “-dan / -den” ekiyle karıştırılmamalıdır.
“-madan / -meden” zarf fiil eki tek başına bir ek olup eklendiği
fiili zarf fiil yapar.
“-ma / -me” olumsuzluk ekiyle kullanılan “-dan / -den” ek grubu
ise eklendiği fiili isim fiil yapar.
ÖRNEK :ÖRNEK :
Ders çalışmadan sınav kazanılmaz.
Zarf fiil
İki saatlik çalışmadan sonra mola verdik.
İsim fiil
167. Zarf fiillerin kazandırdığı anlamlarZarf fiillerin kazandırdığı anlamlar
a.Bağlama Ulacı: "-İp" ekiyle türetilir.
Bu ek genellikle "ve" bağlacının yerini tutar.
Telefon ettim ve hâlini hatırını sordum. Telefon edip hâlini hatırını sordum. .
Bu ulacın tekrarlanması fiilin sıkça yapıldığını gösterir:
Gidip gidip komşuları rahatsız ediyor.
b. Durum Ulaçları :"-erek, -e..., -e, -meden, -meksizin, -cesine" ekleriyle yapılır. Fiilin
nasıllığını bildirir.
• Sınıfa gülerek girdi.
• Olayı adeta yeniden yaşıyormuşçasına anlattı.
• Gece karanlık sokaklarda düşe kalka ilerlediler.
• Dinlene dinlene gittiler.
• Gürültüye aldırmadan işiyle meşgul oluyordu.
• Hiç dinlenmeksizin yedi saat yürüdüm.
• Her şeyi bilircesine konuşuyordu.
168.
169. c. Zaman Ulaçları:"-ince, -dikçe, -diğinde, -ken, -meden, -r... -mez" ekleriyle yapılır.Bu
ulaçlar fiilin zamanını bildirir.
• Gülünce gözlerinin içi gülüyor.
• Canım sıkıldıkça şiir okurum.
• Kar yağınca herkes sokaklara döküldü.
• İlk okuduğumda iyi anlayamamıştım.
• Uyurken hep sayıklar.
• Gün ağarırken düştük tarla yollarına.
• Uyumadan önce de yarım saat kitap okunabilir.
• Gelir gelmez seni sordu.
d. Başlama Ulaçları: "-eli" ekiyle türetilir ve sonraki fiilin başlangıcını bildirir.
• Buraya geleli çocuğa bir hâller oldu.
• Seni tanıyalı hayatım değişti.
e. Nedenlik Ulaçları: "-diği, -eceği" ekleriyle türetilir ve "-den dolayı, için, -den ötürü"
edatlarıyla birlikte kullanılır.
• Çok yalnızlık çektiğinden (dolayı) buralarda kalmak istemiyor.
• Sizden ayrılacağı için üzülüyor.
f. Bitirme Ulaçları: "-ene, -inceye, -esiye" ekleriyle türetilir ve "değin, dek ve kadar
edatlarıyla birlikte kullanılır. Sonraki fiilin bitimini gösterir.
• Sen gelene kadar biz burada bekleyeceğiz.
• Yollar açılıncaya kadar bekledik.
• Öldüresiye dövdüler
170. SIRA SENDESIRA SENDE
Cümlelerdeki fiilimsileri bulunuz.
Zamanı gelince her şeyi anlatacağım.
Seninle konuştuğunda rahatlıyor.
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
O buraya geldiğinde biz çoktan gitmiştik
Okumadan nasıl karar verebilirim?
Sen geçerken sahilden sessizce, gemiler kalkar yüreğimden gizlice.
Sizin durmaksızın çalışmanız lazım.
İçeri girer girmez konuşmaya başladı.
Gözlerimin içine bakarak konuşuyordu.
Bu şehre geleli tam altı yıl olmuştu.
171. SIRA SENDESIRA SENDE
Altı çizili sözcüklerin türlerini yazınız
• Okur bu kitaptan büyük zevk alacak .
• Çocukken tepenin ardındaki çağlayanda oynardık
• Yemek hazır , diye bağırmış annem.
• 156 sayısını çarpanlarına ayırın.
• Çarpma,bölme , toplama, çıkarma işlemlerini yapabilmek matematiği
çözmek anlamına gelir.
• Neşet Ertaş’tan bir deyiş okuduk.
• Savaş meydanlarında yitirip bulamadığımız gerçek ne ?
• Her sabah seninle başlarım yaşamaya.
• Alışılmış bir yaşamaktır çöken omuzlarıma.
• Şarkılar söylemek gelir içimden bağıra çağıra.
177. UYARIUYARI
Fiilimsi ekleri yapım ekidir. Bu mantıkla
düşünürsek bütün fiilimsiler türemiş yapılıdır.
Ör: Dağa çıkış zor, iniş kolay olur.
178. UYARIUYARI
İsim fiiller ve sıfat fiiller isim çekim eklerini
alabilir.
Örnek :Örnek :
Size gelmeyi ben de istemiştim.
Durum eki
Çalışmamanın zararını görüyor.
Olumsuzluk eki tamlayan eki
Anlatacaklar- ım- a kulak verin.
Çoğul eki iyelik eki durum eki
179. UYARIUYARI
Bir fiilimsi ek fiil alarak temel cümlenin yüklemi
olabilir.
Ör:Ör: En sevdiği şey kitap okumaktır.
(-tı)
(-mış)
180.
181. UYARIUYARI
Yüklemi eylemsi olan cümle, yüklemine göre ad cümlesidir.
En sevdiği şey kitap okumaktır.
isim cümlesi
Yükselen insan çalışanmış.
isim cümlesi
182. UYARIUYARI
Eylemsiler, bir temel cümle içinde yan cümle kurma
özelliği gösterir ve temel cümleye herhangi bir öğe
olarak bağlanır.
Eylemsiler, yan cümlenin yüklemi olurlar.
183. Örnek :Örnek :
Yan Cümle Temel Cümle
Sora sora Bağdat bulunur.
Zarf tümleci
Atılan ok geri dönmez.
Özne
184.
185. UYARIUYARI
Fiilimsiler yan cümleler kurarak birleşik cümleler
oluşturur. Bu durum Türkçede anlatıma büyük bir kıvraklık
ve rahatlık kazandırır.
Ör:Ör: Adam dün evi kiraladı ve parayı ödedi.
Dün evi kiralayan adam parayı ödedi.
Merve Hanım, kitabını okudu ve uyudu.
Kitabını okuyup uyudu.
Yunus Bey, manava gitti ve üzüm aldı.
Manava giderek üzüm aldı.
186. SİZ DE ONLARDAN MISINIZ?SİZ DE ONLARDAN MISINIZ?
Bu konu işlenirken bazı öğrenciler fiilimsi eki olarak
gördüğümüz ekleri sözcüklerde yakaladıklarında sadece
harfleri dikkate alır. Yani sadece harf avına
çıkar.Aşağıdaki sözcükleri de fiilimsi sanır.
ÖRNEK:ÖRNEK:
Dedesi - parmak - yalan - adama bak ...
187. Aşağıdaki boşlukları uygun fiilimsiAşağıdaki boşlukları uygun fiilimsi
ekleriyle doldurunuz.ekleriyle doldurunuz.
Bahar gel…… içim neşe dolar.
Otobüs bekle…….. çocuklar birbiriyle şakalaşıyordu.
Sözünü et……. kişiyi hatırlayamadım.
Açıl…. konuş…. ben yapacağım.
Acı acı havla …….köpeğe acıdık.
Resim yap…….. benim için bir tutkudur.
Arabanın lastiği patla……..gör……..koş…….yardım ettik.
Çocuk düş……….ağla………..başladı.
Koş……koş……..yanımıza gel…….çocuk çok heyecanlıydı.
Anlat…..fıkralarla bizi güldürdü.
Böyle bir fırsat kaç……..çok üzüldü.
İstanbul’a gel……mutlaka ara.
Yeni evimizi gör……..beğeneceksin.
188.
189. DOĞRU MU YANLIŞ MI?DOĞRU MU YANLIŞ MI?
Fiilimsilerle ilgili verilen bilgileri doğru ve yanlış olarak değerlendiriniz.
•( )Filimsi ekleri fiil kök ya da gövdelerine gelir.
•( )Fiilimsiler basit yapılı sözcüklerdir.
•( )Fiilimsiler sıfat fiil , zarf fiil ve isim fiil olarak üçe ayrılır.
•( ) Bir cümlede birden fazla fiilimsi bulunmaz.
•( ) Fiilimsiler cümlede sadece yüklem görevinde kullanılır.
•( ) Sıfat fiil ekleri , eklendiği sözcüğü sıfat görevinde kullandırır.
•( ) Fiilimsiler isim kök ya da gövdelerine gelebilir.
•( ) “Koşarak çıkan adamın elinde ne var?” cümlesinde iki tane fiilimsi vardır.
•( )Sıfat fiiller niteledikleri isim düştüğü zaman onların yerine geçer, adlaşır.
•( ) Fiilimsiler isim çekim eklerini alabilir.
190. ÖRNEK SORULARÖRNEK SORULAR
1. Çocuklarımıza önce sevmeyi öğretmeliyiz.
2. Mekiğin fırlatılışı son anda ertelendi.
3. Devamlı aynı şeyi yapmaktan bıktım.
4. Koluna yaptırdığı dövme alerjiye sebep oldu.
5. Ağlama artık, sil gözyaşlarını.
Yukarıdakilerden hangilerinde isim fiil kullanılmamıştır?
a) 1-2 b) 2-3 c) 3- 5 d) 4-5
191. Aşağıdakilerin hangisinde bağ fiil, yüklemin anlamını zaman
açısından sınırlandırmıştır?
A) Kapkaççı koşarak kalabalığın arasına girdi.
B) Kitaplarını aldığında okula gidecek.
C) Çocuklar güle oynaya evlerine döndüler.
D) Küçük kız, yeni öğretmenini anlata anlata
bitiremiyordu.
192.
193. Aşağıdakilerden hangisinde "-ken" eki farklı türde bir
sözcüğe getirilmiştir?
A) Ayrılırken bir el dahi sallamadı.
B) Böyleleri insanı gülerken ağlatır.
C) İnsanın kıymeti, yaşarken anlaşılmaz.
D) Küçükken her şey toz pembe görünür.
194. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-ecek/ -acak" eki
diğerlerinden farklı bir işlevde kullanılmıştır?
A) Bu yıl okunacak kitapları öğretmenimiz söyledi.
B) İçinden çıkılacak bir sorun gibi görünmüyordu.
C) Kömürlükte inanın hiç yakacak kalmamıştı o gün.
D) Benim de elbet çok çilem vardı çekilecek.
195. Eylemlerden türediği halde ad, sıfat, zarf olan ve yan cümlecik
kuran isim soylu sözcüklere eylemsi denir.
Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemsi yoktur?
A) Uzak diyarlardan gelip bu bölgeye yerleşmişler.
B) Gerçeği başka sözlerle ifade etmeye çalıştık.
C) Elinde kalınca bir kitap vardı , gün boyunca onu
okudu.
D) Güzel günlerden kalan tek hatıram bu fotoğraflardır.
196.
197. ÇIKMIŞ SORULARÇIKMIŞ SORULAR
Serpilmeye başladı bir rüzgâr ince ince,
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince.
Faruk Nafiz Çamlıbel
Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerden han gisi fiilimsidir?
A) Başladı B) Rüzgâr
C) Yokuş D) Çevrilince
(2011 SBS)
198. O, diğerlerine benzemiyordu. Yayını gererken yeni olgunlaşmaya başlayan
genç bedeni, pazılarını ve kaslarını kaftanının dışından belli (1) ediyor; atlas
gömleğinin sıra düğmele- ri kopup fırlayacak gibi gergin duruyordu.
Belindeki kemer kasten gevşetilmişti. Kırmızı sahtiyan çizmeleri yere
çakılmış gibi karda gömülü (2) duruyordu. Elindeki yayın kirişine asıldıkça
o koskoca meydanda, kar taneleri nin yere düşüşünü duyacak kadar
ihtişamlı bir sessizlik başladı. Gözler kırpılmaz olmuş- tu. Az sonra
fırlayacak oku giderken görmek, herkesin içinde bir arzuya dönmüştü.
Meydan (3) susmuş, kulak kesilmiş, göz kesilmişti. Neden sonra hedefte bir
ses duyuldu. Kimse, oku ne zaman (4) bıraktığını, okun nasıl hedefi
bulduğunu yine görememişti.
Bu metindeki kaç numaralı altı çizili sözcük, fiilimsidir?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
(2013 SBS)
199. Adını daha çocukluğumda duyduğum, yazıları o
1
yıllardan bu yana bende büyük etkiler bırakmış bu
2 3
adamı, şimdi yakından görüyorum.
4
Bu cümledeki numaralandırılmış sözcüklerden hangisi fiilimsidir?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
(TEOG 2014)
206. BÜYÜK HARFLERİN KULLANILDIĞIBÜYÜK HARFLERİN KULLANILDIĞI
YERLERYERLER
A ) Cümlelerin ilk sözcüğünün başharfi büyükA ) Cümlelerin ilk sözcüğünün başharfi büyük
yazılır.yazılır.
BBoğazına düşkün bir çocuk olduğu anlaşılıyordu.oğazına düşkün bir çocuk olduğu anlaşılıyordu.
B) Dizeler büyük harfle başlar.
Kirazın derinin altında kiraz
Narın içinde nar
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var.
207. C) Özel adlar büyük harfle başlar.
1- Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları
ve lakaplar
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Süleyman Bey, Dr.
Mehmet Öz, Sayın Prof. Dr. Hasan Eren, Kasım Efendi, Zeynep Hanım, Mareşal
Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel, Mimar Sinan, Köfteci Cafer...
208.
209. UYARI:UYARI: Akrabalık bildiren sözcükler küçük harfle başlar. Ancak
akrabalık bildiren sözcükler, lakap ya da unvan olarak kullanılırsa büyük
harfle başlar.
Telli Baba, Nene Hatun, Hala Sultan, Ramiz Dayı…
Ayşe halam sana da hediye almış.
Yaz tatilinde Can dayımda kalacağız.
Tülay ablamın keki çok güzel.
210. Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, unvan bildiren
sözler
Sayın Başkan
Sayın Vali
Sayın Rektör
Mektuplarda ve resmi yazışmalarda hitaplar
Sevgili Kardeşim
Aziz Dostum
Değerli Arkadaşım
211. 2 )Hayvanlara verilen özel adlar :
Sarıkız, Fino, Karabaş, Pamuk, Minnoş, Tekir
3 )Millet, boy, oymak adları :
Türk, Alman, Rus, Oğuz,Karakeçili
4)Dil ve lehçe adları:
Türkçe, Almanca, Arapça; Oğuzca, Kazakça
5) Devlet adları :
Türkiye Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan
6 ) Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler:
Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Musevi
7)Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar :
Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus, Kibele
*Ancak tanrı kelimesi özel ad olarak kullanılmadığında küçük harfle başlar:
Eski Yunan tanrıları
212.
213. 8) Yer adları ( Kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt, mahalle, sokak, cadde vb)
Afrika, Asya;
Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu;
Aydın, İstanbul;
Germencik, Ortaklar, Bahçelievler;
Cumhuriyet Mahallesi, Zeybek Mahallesi;
Tevfik Fikret Caddesi;
Adnan Menderes Bulvarı, Malazgirt Meydanı…
214. UYARI:UYARI: Özel ada dahil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe,
belde, köy vb sözler küçük harfle başlar.
Aydın ili, Konya ili, Kuyulu köyü, Ortaklar beldesi
215. Deniz, dağ, göl, nehir, boğaz vb. adlarında da her kelimenin
başharfi büyük yazılır.
Ege Denizi, İstanbul Boğazı, Fırat Nehri, Asya Yakası,
Dicle Irmağı, Van Gölü, Zigana Geçidi…
9) Saray, köşk, han, kale, köprü, kule adlarının bütün kelimeleri
büyük harfle başlar.
Dolmabahçe Sarayı, Ankara Kalesi, Çankaya Köşkü,
Galata Köprüsü, Zafer Anıtı…
216.
217. 10) Kurum, kuruluş, parti, dernek adlarının başharfleri büyük yazılır.
Türk Dil Kurumu, Ziraat Bankası, Aydın Lisesi, Atatürk Orman Çiftliği, Milli Kütüphane,
Muharip Gaziler Derneği, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü…
11 )Kitap, gazete, dergi ve sanat isimlerinin her kelimesi büyük harfle yazılır.
Nutuk, Kuyucaklı Yusuf, Sadako; Bilim ve Teknik, Bütün Dünya; Hürriyet, Cumhuriyet, Resmi
Gazete; Onuncu Yıl Marşı, İstiklal Marşı…
UYARI:UYARI: Özel ada dahil olmayan gazete, dergi, tablo gibi sözcükler büyük harfle başlamaz.
Milliyet gazetesi, Hürriyet gazetesi, Bilim ve Teknik dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu…
UYARI:UYARI: Büyük harflerin kullanıldığı yerlerde bulunan ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de
sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle yazılır:
Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leyla ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı? Diyorlar ki, Ben de
Yazdım
218. 12 )Ulusal, resmi, dini bayramlarla,kutlama ve anma günlerinin isimleri büyük
harfle başlar.
Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, Cumhuriyet Bayramı, Hıdırellez, Dünya
Tiyatrolar Günü, Anneler Günü, Babalar Günü…
13 )Tarihi olay, çağ, dönem adları büyük harfle başlar.
Kurtuluş Savaşı, Milli Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ, Lale Devri, Buzul
Dönemi, Cumhuriyet Dönemi…
219. 14 )Özel adlardan türetilen tüm sözcükler büyük harfle başlatılır.
Türkleşmek, Türkçe, Avrupalı, Aydınlı, Bursalı…
BUNU BİL:BUNU BİL:
Özel isimlere getirilen yapım eki ve yapım ekinden
sonra getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz..
Örnek:Örnek: Türkçenin, İstanbulluya…
220.
221. 15) Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar.
Merkür, Neptün, Satürn; Halley, Kutup Yıldızı,
Kuyruklu yıldız…
UYARI:UYARI: Dünya, Güneş ve Ay sözcükleri gezegen anlamı dışında
kullanıldığında küçük harfle başlar.
Çocuk kendi dünyasında mutlu bir şekilde yaşıyordu.
222. 16 )Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde özel
adlar:
Antep fıstığı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi.
17) Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar:
Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ,
Yükselme Devri, Millî Edebiyat Dönemi
UYARIUYARI:: Tarihî dönem bildirmeyip tür veya tarz bildiren terimler
küçük harfle başlar:
divan şiiri, divan edebiyatı, halk şiiri, halk edebiyatı, eski Türk
edebiyatı, Türk dili, Türk sanat müziği, Türk halk müziği,
tekke edebiyatı
223. D -Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle
başlar:
29 Mayıs 1453 Salı günü,
28 Aralık 1982'de göreve başladı.
Lale Festivali 25 Haziran’da başlayacak.
2007 senesi Haziran’ının 4’üncü günü üniversiteden mezun oldum.
UYARI :UYARI : Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle
başlar:
• Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar.
• Toplantıları perşembe günleri yaparız.
224.
225. E - Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar.
Vezne , Müdür , Otobüs Durağı , Eczane
226.
227. AYIRT ETAYIRT ET
“Kİ “ EK Mİ BAĞLAÇ MI ?
•Cümlelerin arasındaysa veya çıkarıldığında cümleyi
değiştirmiyorsa bağlaçtır ,ayrı yazılır.
•AMA birkaç örnekte kalıplaşıp bitişik yazılır.Bunları şöyle
kodlayabiliriz:
•Sanki – Oysaki – Mademki – Belki –a- Halbuki – Çünkü- Meğerki
•Çıkarıldığında cümlenin anlamı bozuluyorsa ya da eksiliyorsa
ektir , bitişik yazılır.
228.
229. DOĞRU MU YANLIŞ MIDOĞRU MU YANLIŞ MI
Aşağıdaki cümlelerde yer alan ek olan "-ki" ve bağlaç olan "ki"lerin doğru yazılıp yazılmadığını D /
Y işaretleri ile belirtin.
•Dışarıdaki gürültünün sebebini öğrenmek için camı açtım. ( )
•Bugün hava o kadar güzel ki insanın canı evde oturmak istemiyor. ( )
•Sizi bugün burada gördüğüm için o kadar mutlu oldumki anlatamam.( )
•Onun bu başarıda ki payını hiç kimse göz ardı etmemelidir. ( )
• İçerisi öylesine sıcakki kaloriferi biraz kıssak çok iyi olur.( )
• Ben o gün toplantıya katılmamıştım ki konuşulanlardan haberi m olsun.()
• Benim ödevim de arkadaşımınki kadar güzel olmuştu. ( )
• Zor durumda ki insanlara yardım etmek hepimizin görevidir.( )
• Başak’ın kileri şu bavula yerleştirelim.( )
• Fırsat bulabilirsem yarın ki işleri de yapacağım.( )
• İyice düşünki aynı hataya yine düşme.( )
• Masanın üzerinde ki bütün kitaplarınızı toplayın.( )
• Birde baktımki eşyalarını toplamış gidiyor.( )
230.
231. AYIRT ETAYIRT ET
“DE “ EK Mİ BAĞLAÇ MI?
“ de “ bağlacı cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında
bozulma olmaz ( eksilme olabilir).
Durumu ona da bildirdi. (Çıkardığımızda başkalarına
söylediğini eksiltiyoruz ama anlamda bir bozulma yaratmıyoruz.)
( Bağlaçtır)
“ –de “ eki cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma
olur.
Timsahlar, karada ve suda yaşar. (Çıkardığımızda anlam
bozulur. ) (Ektir.)
232.
233. Şiirdeki yazım yanlışı yapılan “de”leri bulunuz.
İSTANBUL TÜRKÜSÜ
İstanbul da Boğaziçi'n de
Bir fakir Orhan Veli'yim;
Urumelihisarı'na oturmuşum;
Oturmuş ta bir türkü tutturmuşum.
Veli'nin oğluyum,
Tarifsiz kederler için de.
"İstanbul’un mermer taşları;
Başımada konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşları;
Edalı'm,
Senin yüzünden bu halim."
İstanbul'da, Boğaziçi'ndeyim;
Bir fakir Orhan Veli;
Veli'nin oğlu;
Tarifsiz kederler içindeyim.
Orhan Veli KANIK
235. AYIRT ETAYIRT ET
Soru edatı olan “mı mi mu mü” ile fiilden fiil yapan olumsuzluk eki
olan –ma,-me’nin darlaşmış biçimi birbiriyle karıştırılmamalıdır:
* Niçin beni dinle miyorsun?
Yukarıdaki cümlede ‘mi’ ayrı yazılmamalıdır çünkü buradaki mi soru
edatı değil, –ma,-me olumsuzluk ekinin darlaşmış biçimidir.
Cümleden mi’yi çıkarıp cümleyi tekrar okuduğumuzda cümledeki
soru anlamının kaybolmadığını sadece olumsuzluğun
kaybolduğunu görürüz. Cümleye soru anlamını katan “mi “ değil,
“niçin” sözcüğüdür
236.
237. Örnek :Örnek :
Burcu, “mi”nin yazımında yanlışlık yapılmış tişörtü
sepete atacaktır.
Aşağıdakilerden hangisini sepete atmalıdır?
242. Sıra SendeSıra Sende
Aşağıdaki cümlelerde gördüğün yazım yanlışlarını düzeltir misin?
•Odamı öyle darma dağınık görünce çok mu kızdın bana?
•Yol boyunca “Hoş Geldiniz” , “Hoşça Kalın” levhalarını kaç kez gördüm hatırlamıyorum.
•Hiçkimse olayların sebebini soramıyordu.
•Arkadaşlar , o okula herbirimiz kitap bağışlamalıyız.
•Senede birgün buluşmak üzere sözleştiler.
•İçlerinden pekazı bu konuda yorum yapabildi.
•Herşeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.
•Artarda gelen sorular karşısında çaresiz kaldı.
•Bir takım insanlar çalışmayı sevmez.
Not: Bugün okula geç kaldım. (İçinde bulunduğumuz gün.) (bitişik)
Cumhuriyetimiz 29 Ekim’de ilan edildi. Bu gün bizim için çok önemlidir. (Bulunduğumuz
günün dışında bir gün, sıfat tamlaması.)(Ayrı)
245. TANIMLAMATANIMLAMA
• Bir varlığı, bir kavramı temel
niteliğiyle belirtmedir.
• Tanım cümleleri ya "...
denir."ya da "...dir."şeklinde
biter. "Bu nedir?", "Kimdir?"
sorusunun yanıtı tanım
cümlesidir.
• Halk, senin benim, bütün
teklerin buluştuğu, damlaların
gök, elin ayağın beden, akılla
duygunun kafa olduğu değişik
renk, ses ve kokuların
kaynaştığı, birliğe vardığı
yerdir.
Bu cümlede halk, bireylerin
maddi ve manevi bir birleşimi
olarak tanımlanmıştır.
246. ÖRNEKLEMEÖRNEKLEME
• Soyut bir düşünceye somutluk
katar, yazının anlaşılmasını
kolaylaştırır.
• Yazıdaki örnekler, yazarın
okuduklarından,
dinlediklerinden seçilmiş
olabileceği gibi
yaşadıklarından, duyup
gözlemlediklerinden de
seçilmiş olabilir.
Yazıda bir sanatçı ya da eser
adı verilerek de örnekleme
yapılabilir.
• “Bir yerde sabit civata gibi
dönüp duranların ne
kendilerine faydaları vardır ne
çevredekilere. Oysa dünyaya
bakalım; her şey değişir,
durmadan yol alır. Su, buhar
olur, yağmura dönüşür;
tohum, baş verir, çiçeğe durur;
civciv, pek cılız doğar,
kocaman bir horoz olur.
Dünyada hiçbir şey durmaz.
Bu doğanın bir parçası olan
insan neden dursun?”
247. BENZETMEBENZETME
• Bir kavramı ya da varlığı başka
kavram ya da varlığa aait
özelliklerle anlatmadır.
• “Deneme yazarı bir söz
işçisidir. Onun bir kuyumcuya
benzetirim ben kuyumcu nasıl
değerli madeni bin bir özenle
işleyerek çok değerli eserler
oluşturursa, deneme yazarı da
sözcükleri büyük bir dikkatle
ve özenle bir araya getirerek
eserini oluşturur.”
248.
249. TANIK GÖSTERME(ALINTI YAPMA)TANIK GÖSTERME(ALINTI YAPMA)
• Bir düşünceyi savunmak,
doğruluğunu kanıtlamak için
aynı görüşü paylaşan,
destekleyen bir kişinin -kimi
zaman karşıt görüşün yanlısı
bir kişi de olabilir- yazılarından
veya konuşmalarından alıntı
yapmaktır.
• Tanık gösterilecek kişinin
sadece adının anılması
yetmez. Ona ait sözün de
yazıda olması gerekir.
• Mutluluk, aslında herkesin çok
yakınında. İsteyen herkes, her
an mutlu olabilir. Fizolof
Sokrates: “Bir kitap, bir çiçek,
bir kuş…ne büyük saadet!”
derken bunu anlatmıyor mu?
250. KARŞILAŞTIRMAKARŞILAŞTIRMA
• Birden fazla varlık ya da
kavramın aralarındaki
benzerlerini ya da farklarını
ortaya koymak için başvurulan
anlatım yoludur.
• Özge Ali’ye göre daha
çalışkandır.
- En çok sevdiğim arkadaşım
sensin.
- Eski şiir hayali öğeleri yeni
şiir ise somut öğeleri içerir.
• Edebiyatın konusu insandır,
doğadır; edebiyat bütün
olanaklarıyla insanı tanıtmaya
yönelmiştir. Eleştirinin konusu
ise eserdir; amacı eseri
tanıtmak ve değerlendirmektir.
251. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMASAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA
• Düşünceyi inandırıcı kılmanın
yollarından biri de sayısal
verilerden yararlanmadır.
İnsanlar okuduklarının
sayılarla desteklendiğini
görürlerse yazıyı daha da
inandırıcı bulurlar.
• Ormanlar, dünyamızın
akciğerleri gibidir. Tabiatın
harika, sessiz süpürgeleri
ormanlar yaratılmasaydı
yaşadığımız dünya tozdan
geçilmeyecekti. 1000 m² ladin
ormanı yılda 32 ton, kayın
ormanı 68 ton ve çam or-manı
ise 30-40 ton tozu hüp diye
emebilir ve hava-daki zehirli
gazları da filtre eder.”
255. ŞİİRŞİİR
Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil
ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasına şiir denir.
Şiirde her bir satıra dize (mısra) denir. Şiiri yazarken her dizenin
başındaki harf büyük harfle yazılır. Dizeler yan yana yazılmak
istenirse araya eğik çizgi konur.
259. SIRA SENDESIRA SENDE
Aşağıdaki şiirleri konularına göre isimlendiriniz.
Tam otların sarardığı zamanlar
Yere yüzü koyun uzanıyorum
Toprakta bir telaş bir telaş
Karıncalar öteden beri dostum
Behcet NECATİGİL
Atıldı bir Mehmetçik büyüyü bozdu
Bir düşman süngüsüne, göğsünden
Bir saadetle kayalar yarıldı sanki
Dipçik gürültüsünden
F. Hüsnü DAĞLARCA
260.
261. Güzel dil Türkçe bize
Başka dil gece bize
İstanbul konuşması
En saf en ince bize
Ziya GÖKALP
Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler,
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.
Ziya Osman SABA
262.
263. SIRA SENDESIRA SENDE
Aşağıdaki dizelerde ahenk oluşturan uyak ve redifleri bulunuz.
Dolansın yiğitler köşe bucakta
Bir savaş edelim kelle kucakta
Derviş bağrı taş gerek,
Gözüdolu yaş gerek
Koyundan yavaş gerek
Sen derviş olamazsın
Ölüm akla gelmez insan sevince
Sonunu düşünmez inceden ince
Ne gündüzün gündüz ne gecen gece
Seni bekliyorum, o gün bugündür
Çiçek açar dal verir
Kimi uzar, birbirine el verir
Kimi meyve verir kimi gül verir
Ağaç üstünde dillenir kuşlar
266. SIRA SENDESIRA SENDE
Aşağıdaki dörtlüklerin uyak düzenlerini gösteriniz.
Kalemim bir fırçadır ucu iğneden ince
Bir boya kutusudur kafam geceden kara
O fırça bu kutuyla göğüs göğüse verince
Parmaklarım yaklaşır yarınki tablolara.
Arzuhalci , aziz komşum,
Boş mu daktilonda kağıt?
Yaz derdimi harf harf dağıt
Baksana ne hal olmuşum!
269. SIRA SENDESIRA SENDE
Aşağıdaki dörtlüklerin ölçülerini yazınız.
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır.
(Yunus EMRE)
Kirazın derisinin altında kiraz,
Narın içinde nar,
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var.
Canıma, ciğerime dek işlemiş,
Canıma, ciğerime. ( Bedri Rahmi EYÜBOĞLU)
270. BOŞLUK DOLDURALIMBOŞLUK DOLDURALIM
• 1- ………………………………… dizelerdeki hece sayısının denkliğine dayanan ölçü türüdür.
• 2- Şiirlerdeki dizelerin sonunda bulunan, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime veya kelime
gruplarının tekrarına ……………………………. denir.
• 3- …………………… kafiye mısra sonlarındaki tek ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.
• 4-……………………… en az iki dize sonundaki kelime ve eklerde bulunan ses benzerliğidir.
• 5--Mısraların (abab) şeklinde kafiyeli olmasına ………………………………… kafiye denir.
• 6-………………………………… kafiye sesteş kelimelerle yapılır.
• 7- Savaş, kahramanlık ve yiğitlik gibi konuları coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlere
……………………… şiir denir.
• 8-……………………………… şiir belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek,
ahlâkî bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan duygu yönü zayıf şiir türüdür.
• 9-……………………………… şiir doğa güzelliklerini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve
bunlara duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür.
• 10-Toplum hayatındaki aksayan yönleri, düzensizlikleri, insanın değişik konulardaki eksikliklerini ve
hatalarını eleştiren şiir türüne ……………………………… şiir denir.
273. EFSANE ( SÖYLENCE )EFSANE ( SÖYLENCE )
Halkın duygu, düşünce ve hayal
dünyasında doğarak ağızdan ağıza
dolaşan, gelenek ve göreneklerin
oluşumunu etkileyen hikayelere efsane
denir.
» Hayal gücünün ürünü ve bilinen en eski
türdür.
» Eski dönemlerde tabiat olaylarının
nedenlerini bilmeyen insanlar, bu olayları
açıklama gereği hissetmişlerdir.
Yağmurun yağması, gök gürültüsü,
şimşek çakması gibi birçok olayı
kendilerine göre yorumlamışlar, efsaneler
vasıtasıyla bunlara açıklık getirmişlerdir
ÖRNEK:ÖRNEK:
Ağlayan Kaya ( NİOBE)- Manisa
Niobe Manisa’da doğmuş, tanrıça Hera ile birlikte
çocuklukları bu yörede geçmiştir. Daha sonra Niobe’nin
yedisi kız, yedisi erkek 14 çocuğu olur. Çocukluk
arkadaşı ve Zeus’un eşi Hera’nın ise Apollon ve
Artemis olmak üzere iki çocuğu vardır. Her fırsatta
çocuklarının sayısı ile gururlanan Niobe, topu topu iki
çocuğu olduğunu söyleyerek küçümsediği Hera’yı
öfkelendirir. Hera çocuklarından, Niobe’yi
cezalandırmalarını ister. Apollon ve Artemis de
oklarıyla Niobe’nin bütün çocuklarını öldürür. Niobe,
çocuklarının cesetleri başında günlerce ağlar. Sonunda
Tanrı Zeus, Niobe’nin haline acır ve ıstırabına son
vermek için onu ağladığı yerde taş haline getirir.
Spil yamacındaki kadın başı şeklindeki bu kayanın, göz
çukurunu andıran girintilerinden sızan -daha doğrusu,
yakın zamanda kuruduğu için artık sızmayan- su,
Niobe’nin gözyaşları olarak yorumlanır. Halk buraya
‘Ağlayan Kaya’ der.
274. AYIRT ETAYIRT ET
• Efsane ile Destan Arasındaki Farklar:
» Destanlardaki olayları tarih sayfalarında bulmamız mümkündür. Ama bunu
efsane için her zaman söyleyemeyiz.
» Destanlar genellikle şiir (manzum) biçiminde yazılırken, efsaneler düz yazı
(nesir) biçimindedir.
» Destanlar milletlerin yaşamış olduğu önemli olayları konu alır. Bu
bakımdan bu önemli olayları bir tarihi gerçeklik olarak görebiliyoruz. Ancak
bunu bütün efsaneler için söylememiz mümkün değildir.
» Efsanelerin benzerlerini başka milletlerde de bulabiliriz. Fakat destanlar
milli oldukları için benzerleri olamaz, sadece bir millete aittirler.
• Efsane ile Masal Arasındaki Farklar:
» Masallar tamamen olağanüstü, olağandışı olayları anlatırken efsaneler
toplumsal olaylarla ilgili insanların doğaüstü olaylara karşı verdiği savaşı
anlatır.
» Masallar her zaman mutlu sonla biterken efsaneler her zaman mutlu sonla
bitmez.
» Masalın amacı eğiticilik, efsanenin amacı ise bazı olaylara açıklık
getirmektir.
275. DENEMEDENEME
» Denemede konu sınırlaması yoktur.
Yazar, istediği konuyu ele alıp işleyebilir.
» Yazarın anlattıklarını kanıtlama kaygısı
yoktur.
» Yazar kendisiyle konuşuyor gibi bir
anlatım kullanır. Daha doğrusu kendi içiyle
yaptığı konuşmaları yazıya geçirir.
» Anlatılanlar kesin bir sonuca bağlanmaz.
» Denemede alabildiğine kişisellik ve
kendine özgülük vardır.
» Dünya edebiyatında Montaigne, Türk
edebiyatında ise Nurullah Ataç bu türün en
önemli temsilcisidir.
ÖRNEK :ÖRNEK :
Gönlümüzün güzelliği sevgi ise
beynimizin güzelliği de düşünebilme
yeteneğimizdir. O yeteneği her an, her
dakika kullanmalıyız. Unutmayalım ki
düşünen insan, özgür insandır. Kişi
düşünebiliyorsa pek çok sorununu
çözecek, pek çok şeyi bilecektir. Onun için
bir karar alırken annenizin, babanızın,
çevrenizdekilerin görüşlerini alın ama o
görüşleri de sorgulayın. Sonra da oturup
kararınızı kendiniz alın. Bu durumda
eziyetler de güçlükler de size aittir artık.
Karar alırken sorumluluk almayı da bilin.
İşte bu, büyümek ve olgunlaşmaktır. Aynı
zamanda özgür olma yolunda atılan ilk
adımdır.
276.
277. GEZİ YAZISIGEZİ YAZISI
Gezilip görülen yerlerin ve o yerlerle
ilgili izlenimlerin anlatıldığı yazılara
gezi yazısı denir.
» Gezilip görülen yerler edebî bir
üslupla anlatılır.
» Yazarın duygu ve düşüncelerini
içerebilir.
» Gözlem gücüne dayanır.
» Anlatılanlar gerçektir, hayal ürünü
değildir.
ÖRNEK:ÖRNEK:
•Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde
anlattığı Amasya’yı gezmeye gidiyorduk.
Yolculuğumuz on on iki saat sürdü. Otobüs
şoförü bizi şehrin göbeğinde indirdi. Amasya,
bütün güzelliğiyle gözümüzün önündeydi
artık. Yeşilırmak, şehrin tam ortasından
geçiyor. Şehrin bir yanında Amasya Kalesi bir
yanında Ferhat Dağı var. Amasya Kalesi’nin
eteklerinde Yeşilırmak boyunca uzanan
Safranbolu evlerine benzeyen tarihî Yalıboyu
evleri var. Hemen arkasında ise Kral Kaya
Mezarlıkları… Şehir, sanki açık hava müzesi.
Şehri kuş bakışı görmek için Çakallar
Tepesi’ne çıktık. Tarih kokan muhteşem bir
şehir sanki ayaklarımızın altındaydı.
278. BOŞLUK DOLDURALIMBOŞLUK DOLDURALIM
• Bu kitapta size asla bir şey kanıtlama iddiam yoktur. Elimden geldiğince size beni
anlattım. Bana hak vermenizi ya da beni yargılamanızı istemiyorum , diyorsa bir
yazar ………yazmıştır.
• … özgürce seçer konusunu. Her şey onun konusu olabilir. Bilimsel bir asık
suratlılığa bürünmeden, bilgiçliğe kaçmadan her konuda okuyucusunun karşısına
çıkar.
• - Gezilen yerlerin doğal güzelliklerinin, tarihi özelliklerinin, gelenek ve
göreneklerinin, yaşam biçiminin, halkın dünya görüşlerinin anlatıldığı yazılardır.
Kişi gezi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızada
tutmak güç olacağından gezi esnasında not alınır ve ……………………….larında
bunlar kaleme alınır.
279. TEMA SONU TESTİTEMA SONU TESTİ
1) Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir
torba vermiş. “Arkadaşlarınla tartışıp kavga ettiğin zaman bu tahta perdeye
bir çivi çak.” demiş.
Genç bir gün tahta perdeye bolca çivi çakmış, ancak gün geçtikçe bu sayı
azalmış. Bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babası onu çağırıp “Şimdi de
kimseyle kavga etmediğin her gün için tahta perdeden bir çivi çıkar.”
demiş. Günler geçmiş tüm çivileri genç çıkarmış. Babası ona: “Aferin iyi
davrandın, ama bu tahta perdeye iyi bak, tahta perdede çok delik var. Artık
geçmişteki gibi güzel olmayacak. Arkadaşlarınla kavga ederken kötü sözler
kullandın, her kötü kelime aynı bu tahtadaki gibi bir delik bıraktı.” demiş.
Metinde aşağıdakilerden hangisi kullanılmamıştır?
A) Örnekleme B) Soyut sözcükler
C) Benzetme D) Kişileştirme
280.
281. 2) Boğaziçi Köprüsü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 50.
yılında 30 Ekim 1973′te açıldı. Köprü faaliyete geçtiğinde dünyanın
dördüncü, Avrupa’nın da en uzun asma köprüsüydü. Sadece iki
kıtayı birleştirmekle kalmıyor, yoksul bir ülkenin dünyanın en
önemli inşaat projelerinden birisini gerçekleştirme hayalini
simgeliyordu. Boğaziçi’ni bir köprüyle geçmek antik zamanlardan
miras kalan bir düştü.
Parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öyküleme B) Tartışma
C) Açıklama D) Betimleme
282. 3) Demiryoluna yakın bir eve yerleşenler, ilk günlerde ne zaman tren
geçse fark eder, gece uykularından uyanır. (I) Ancak bir süre sonra
kişi, kendini korumak amacıyla olsa gerek, bu gereksiz uyarıcıya
kendini kapatır, tren geçtiğinde fark etmemeye başlar. (II) Bu kişiler
telefonun veya kapının zilini duyarlar; algılamadıkları ses yalnızca
tren sesidir.(III) Tren sesi örneğinde, organizmanın kendisini
gereksiz uyarıcılardan koruması söz konusudur. (IV) Acaba
diyorum, benzer şekilde çocuklarımız da evlerimizde, “Ders çalış”
türünden bazı uyarıcıları gereksiz kabul edip kendilerini korumak
amacıyla algılamamaya mı başlıyor, ne dersiniz?
Yukarıdaki paragraf ikiye ayrılmak istenirse, ikinci paragraf kaç
numaralı cümleyle başlamalıdır?
A) I B) II C) III D) IV
283. 4) Zaman zaman düşeriz kaygı çukuruna, içimiz yanar, yüreğimiz
burkulur, rahatımız kaçar, huzurumuz uçar gider. Ama çukura
çakılıp kalmayız. Çukurun devamlı sakinlerinden olmayız. Çukur bir
tünele dönüşür…
Paragraf aşağıdaki cümlelerden hangisiyle tamamlanmalıdır?
A) ve ilelebet orda kalırız.
B) umut ışığı yanar, çıkar gideriz.
C) biz de o tünelde saplanıp kalırız.
D) tünelin de çıkışı yoktur.
284.
285. 5) Kucak açarsın herkese
Bu dost, şu düşman demeden
İyilik yaparsın herkese
Bir karşılık beklemeden
Dörtlüğün anlamına uygun atasözü aşağıdakilerin hangisinde
vardır?
A) İyilik eden iyilik bulur.
B) İyiliğe iyilik olsa, koca öküze bıçak olmazdı.
C) İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.
D) Adamın iyisi iş başında belli olur.
286. 6) Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil kızım
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil kızım.
Ataol BEHRAMOĞLU
Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisi öğütlenmemektedir?
A) Fedakârlık yapma B) İnsan sevgisi
C) Kardeşlik duygusu D) Onurlu davranma
287. 7) Ne zaman ağlayan birini görsem içim acısa da yine de sevinirim.
Çünkü bilirim ki ağlayan kişinin kalbi henüz nasır bağlamamıştır.
Katılaşmamıştır yüreği. Kalp ağlamazsa gözyaşı da akmaz denir ya.
İşte onun gibi sevindiğimizde attığımız kahkahalar kadar,
üzüldüğümüzde dökülen gözyaşı da değerlidir.
Yukarıda verilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Deneme B) Fıkra
C) Makale D) Sohbet
288.
289. Resim deyip geçmeyin.Bizim
yapamadığımızı yapar kimi zaman.Bir
“an”ı yakalar, zamanı tutar
avuçlarında.
Resim deyip geçmeyin.Bizim
yapamadığımızı yapar kimi zaman.Bir
“an”ı yakalar, zamanı tutar
avuçlarında.
8) Paragraftaki altı çizili sözcüğün kullanıldığı anlam
aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir?
A)Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı
her türlü iz, hatıra.
B)Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü.
C)Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası.
D)Her zaman, sürekli.
290. 9) (I) Bu kitapta anlatılanlar 1940 yılında geçiyor. (II) Yazarın
arka kapakta açıkladığına göre bu yapıt, yazmakta olduğu
roman dizisinin ilk kitabını oluşturuyor. (III) Kitapta,
Çukurova yöresi ve bu yörede yaşayanların birbirleriyle
olan ilişkileri ele alınıyor. (IV) Bunlar içtenlik ve
sevecenlikle yoğrulmuş, yalın bir anlatımla sergileniyor. (V)
Bu anlatım açık, kısa cümleli bir dille beslendiğinden
zevkle ve ilgiyle okunuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
söyleyenin kendi düşüncesine yer verilmiştir?
A) I. ve II. B) I. ve III C) IV. ve V. D) II. ve IV.
291. 10) Aşağıdaki cümlelerin hangisi öznel bir yargıdır?
A) Ahmet Haşim’in “Sonbahar” şiirindeki kişileştirme de çok ilgi
çekicidir.
B) Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bu şiirinde doğadaki nesnelerin
özellikleri insanlar için kullanılmıştır.
C) Faruk Nafiz Çamlıbel’in, “Han Duvarları”nda birçok kez
kişileştirmeye başvurduğu görülmektedir.
D) Yunus Emre’nin şiirinde “bulut”un gizli gizli ağlamasından
söz edilerek buluta insan niteliği verilmektedir.
292.
293. 11) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi/ Kalbinizi
dolduran duygular/ Kalbinizde kaldı
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Ad-eyleme yer verilmiştir.
B) Bağ-eylem kullanılmıştır.
C) Adlaşmış sıfat-fiil vardır.
D) Yönelme hâl eki bir fiilimsiye getirilmiştir.
294. 12) Yazıklar olsun ki geçti boş yere
Kırk yılı sürüyen bu gençlik çağım
Şimdi ben dalından kopmak üzere
Kıvrılan çürük bir sarı yaprağım
Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Pişmanlık anlamı vardır.
B) Konusuna göre pastoral şiirdir.
C) Zengin uyak kullanılmıştır.
D) Benzetmeden yararlanılmıştır.
295. 13) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil ve sıfat-fiil
birlikte kullanılmıştır?
A) Ağacın eğilen dallarından birkaç elma kopardım.
B) Güneş doğunca eşyalarımızı toplayıp yola koyulduk.
C) Yağan kara aldırmadan kasabaya doğru yürüdü.
D) Salonda tanıdık biriyle karşılaşmayı çok istiyordu.