1. ÖZEL
GÜVENLİK
SEKTÖRÜNÜN
SESİ
AĞUSTOS
2017
SAYI:
50
ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR
KAPAK:
GÜVENLİKTE
KABLO
FOKUS:
HAVALİMANI GÜVENLİĞİ
ÖZEL DOSYA:
TOPLUMSAL DAVRANIŞ
PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
GÜVENLİK YÖNETİMİNİN
KURUMSAL İŞLETMELERDEKİ
“EVRİMİ”
AĞUSTOS 2017 SAYI: 50
2.
3. ÖZEL
GÜVENLİK
SEKTÖRÜNÜN
SESİ
AĞUSTOS
2017
SAYI:
50
ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n AYDA BİR YAYINLANIR
KAPAK:
GÜVENLİKTE
KABLO
FOKUS:
HAVALİMANI GÜVENLİĞİ
ÖZEL DOSYA:
TOPLUMSAL DAVRANIŞ
PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
GÜVENLİK YÖNETİMİNİN
KURUMSAL İŞLETMELERDEKİ
“EVRİMİ”
AĞUSTOS 2017 SAYI: 50
10. 6 BAŞKANDAN
8 EDİTÖR
10 GÜNCEL
Sektör ile ilgili kısa haberler
20 KÖŞE / Hayata Bakış
“Öz saygı”
KAPAK KONUSU
22 Yangına dayanıklı fiber optik kablolar
26 İletken kesit hesabı nasıl yapılır?
FOKUS
28 Sivil havacılık güvenliğinde risk analizi
32 Geleceğin kontrol noktası
ÖZEL DOSYA
34 Güvenlik hizmetlerinde şüphenin yeri
44 Toplum psikolojisi ve özel güvenlik
SEKTÖRDEN
50 “Düşük segmentli projelerde Yangın
Yönetmeliği uygulanmıyor”
52 “Merdiven altı firmalar sektörden
elenecek”
ELEKTRONİK GÜVENLİK
54 BioAffix WinLogon
56 NEC yüz tanıma 23. İşitme
Engelliler Yaz Olimpiyatlarında
güvenliği pekiştiriyor
58 Ankara metrosu M4 hattı acil anons
sistemi hayata geçiyor
60 Güvenlik önlemlerine harcanan
bütçe artıyor
BİNA OTOMASYONU
62 Konfor ve güvenlik
28 54
i çindekiler
34
11. BİLGİ GÜVENLİĞİ
68 Çocukları siber zorbalıktan
korumanın 5 yolu
70 Kamera kayıtlarında siber
saldırıya karşı yeni yazılım
GÜVENLİK HİZMETİ
72 Güvenlik yönetiminin kurumsal
işletmelerdeki “evrimi”
80 “Uluslararası Özel Dedektifler
Dernekleri Federasyonu 2017”
genel kurulu gerçekleşti
82 Risksiz bir hayat
YANGIN GÜVENLİĞİ
84 Depolama alanlarında
sprinkler sistemleri
88 Abone Form
90 Editöryel Takvim
94 Reklam İndeksi
62
AĞUSTOS 2017
Özel Güvenlik Federasyonu adına
imtiyaz sahibi
O. Oryal ÜNVER
Yürütme Kurulu
O. Oryal ÜNVER
İsmail UZELLİ
Murat KÖSEREİSOĞLU
Yusuf Vehbi DALDA
Genel Yayın Yönetmeni
Devrim BOZKURT
devrim@guvenlik-yonetimi.com
Yazı İşleri Müdürü
Yeşim ÖZDEMİR
yesim@guvenlik-yonetimi.com
Reklam Koordinatörü
Çiğdem ÖZCAN
cigdem@guvenlik-yonetimi.com
Danışma Kurulu
Alp SAUL
Arzu YÜKSEL
Doç. Dr. Gazi UÇKUN
Füsun KOCAMAN
Gültekin FİŞEK
Hakan ÖZALP
İsmail UZELLİ
Murat KÖSEREİSOĞLU
Okyay ŞENTÜRK
O. Oryal ÜNVER
Osman Levent CELASUN
Prof. Abdurrahman KILIÇ
Taner ALBAYRAK
Yusuf Ziya ÖNCEL
Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık
Derya BOZKURT
derya@guvenlik-yonetimi.com
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın. Ayda bir yayınlanır.
Yönetim Adresi
Arkhe Tanıtım Hizmetleri
Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 12 No:2049
Okmeydanı / Şişli / İstanbul
Tel: (212) 210 54 45
Tel: (533) 413 78 08
Baskı
İZFORM MAT. KAĞ. REK. SAN. Ve TİC. LTD. ŞTİ.
0 (212) 429 0202
Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü
bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü
haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar
tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar,
çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm
reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki
görüşler sahibine aittir.
Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden
hiçbir şekilde kullanılamaz.
tanıtım hizmetleri
Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 12 No: 2049 Okmeydanı / Şişli / İstanbul
Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08
GüvenlikYönetimi
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ AYDA BİR YAYINLANIR
72
12. 6 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
BAŞKAN
b
Değerli okurlarımız;
Bilindiği üzere özel güvenlik sektörünü düzenleyen 5188
Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair Kanun’da ve ilgili
yönetmeliğinde yer almayan özel dedektiflik faaliyetlerinin;
kendi yasal zemininde icrası bağlamında bir Özel Dedektiflik
Kanunu’nun çıkarılması, özel dedektiflik mesleğinin etik kurallar
kapsamında ve uluslararası meslek standartlarına uygun bir
meslek olarak gelişmesi yönünde hiç şüphesiz önemli gelişmelere
vesile olacaktır.
Bir başka ifade ile bu alanda mesleki standartların belirlenmesi,
insan hakları ve özel yaşama saygı temelinde, etik kuralların
oluşturulması bu sektörün geleceği açısından da büyük önem
arz etmektedir. Ayrıca özel dedektiflik ve araştırmacılık alanında
nitelikli personel yetiştirmek ve eğitimlerini sağlamak kısa vadede
diğer önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kişi ve kurumların özel sorunlarının çözümüne katkı sağlamak
üzere bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin bir araya gelerek
oluşturduğu Özel Dedektifler Derneği, kendi alanında ülkemiz
genelinde çok önemli bir misyon üstlenmiş bir sivil toplum
kuruluşudur. Özel Dedektifler Derneği; Özel Güvenlik
Federasyonu’nun da üyesi olup 2011 yılından beri bu çatı altında
faaliyetlerine devam etmektedir.
Özel Dedektifler Derneği, aynı zamanda Uluslararası
Dedektifler Dernekleri Federasyonu (IKD) (İnternational
Federation of Association of Private Detectives) üyesidir
ve ülkemizi bu alanda da başarı ile temsil etmektedir.
Özel Dedektifler Derneği’ nin de katkıları ile uluslararası
standartlarda bir özel dedektifler yasasının bir an evvel
kanunlaşmasını temenni ediyoruz.
Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve güvenli günler temennisi ile…
Özel güvenlik sektörü ve
Özel Dedektifler Derneği
O. Oryal ÜNVER
ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu)
Yönetim Kurulu Başkanı
Özel
dedektiflik alanında
mesleki standartların
belirlenmesi, insan
hakları ve özel yaşama
saygı temelinde, etik
kuralların oluşturulması
bu sektörün geleceği
açısından büyük önem
arz etmektedir.
13.
14. 8 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
EDİTÖR
ü
Ülkemizde şehirleşme ve sanayileşmenin artması, nüfusun
giderek çoğalması vb. gibi birçok etken yangın riskinin
artışına neden olmaktadır. Yangınlarda can ve mal güvenliği,
kullanılan malzemelerin yangın esnasında göstereceği
performansla doğru orantılıdır; ancak kablolar yapılarda
genellikle gizlenmiş durumda bulunduklarından dolayı,
bu durum çoğunlukla göz ardı edilmektedir. Günümüzde
kullanılan birçok enerji ve sinyal kablolarının yangına
dayanıklı tipleri mevcuttur ve yangın sistemlerinde yaygın
olarak kullanılmaktadır. Yangın sistemlerinin teknolojik
düzeylerinin artmasıyla, fiber optik kabloların da yangına
dayanıklı olması bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu sayıda
Kapak Konumuzu “Güvenlikte Kablo” oluşturuyor.
Fokus Konumuz ise “Havalimanı Güvenliği”. 2016
yılında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yaşanan terör
saldırısı hafızalarımızda hala yerini koruyor. Günlük insan
sirkülasyonun oldukça yoğun olması havalimanlarını
teröristlerin öncelikli hedefleri arasına sokuyor. Dolayısıyla
hem fiziki hem de teknolojik güvenlik önlemlerinin
havalimanlarında üst düzeyde tutulması gerekiyor.
Havalimanı güvenliğinde birbiriyle bağlantılı güvenlik
önlemleri alınıyor, teknolojik güvenlik sistemleri fiziki
güvenlik ile birleştiriliyor. Havaalanı güvenlik kontrol
noktalarındaki güvenlik sistem/cihazları ve güvenlik
personelleri güvenlik hizmetinin en önemli unsurlarını
oluşturuyor. Söz konusu sivil havacılık güvenliği
olduğundan öngörülebilir riskler, devamlılıkla ilgili riskler
ve organizasyonun geçmişinde yaşanan tecrübelerin
analizini iyi yapmak gerekiyor. Fokus konumuzda yer alan
makalelerde detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Bu sayıda Özel Dosya Konumuz ise “Toplumsal Davranış
Psikoloji ve Özel Güvenlik”.
Sektörden bölümümüzün bu sayıda iki konuğu var.
Panasonic Eco Solutions Türkiye Proje Satış Müdürlüğü
Yangın Alarm Sistemleri Satış Sorumlusu Yiğit GENÇ ve
Art Sistem Bilgisayar ve Güvenlik Teknolojileri Ltd. Şti.
Genel Müdürü Serkan KEKİK.
Elektronik güvenlik, bina otomasyonu, bilgi güvenliği,
güvenlik hizmeti ve yangın güvenliği disiplin başlıklarımız
da yine ilginizi çekecek teknik yazılar ve makalelerle dolu…
İlgiyle okumanız dileğimle
Yangınlarda can ve
mal güvenliği, kullanılan
malzemelerin yangın
esnasında göstereceği
performansla doğru
orantılıdır. Ancak kablolar
yapılarda genellikle
gizlenmiş durumda
bulunduklarından dolayı,
bu durum çoğunlukla göz
ardı edilmektedir.
Güvenlikte kablo
Yeşim ÖZDEMİR
15.
16. 10 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
GÜNCEL
Sensormatic Bilişim 500’den birincilikle döndü
Türkiye’nin öncü güvenlik tek-
nolojileri sağlayıcısı Sensormatic,
Bilişim 500’de elde ettiği başarı ile
bir kez daha liderliğini kanıtladı.
Şirket, BThaber Şirketler Grubu
ve M2S Araştırma ve Pazarlama
Hizmetleri iş birliği ile gerçekleşti-
rilen Bilişim 500’de Türkiye’nin en
büyük bilişim şirketleri arasında 60.
sırada yer aldı ve “Sistem Enteg-
ratörü Görüntü ve Ses Sistemleri
Kategori”sinde birincilik ödülünü
kazandı. Bilişim 500’de yer alan
lider şirketlerden biri olmaktan
gurur duyduklarını belirten Sen-
sormatic CEO’su İsmail Uzelli;
açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“23 yıl önce kurulan şirketimiz ilk
günden itibaren dünyanın en iyi ve
en yenilikçi güvenlik teknolojilerini
ülkemize sunmayı kendine misyon
edindi. Bu doğrultuda hem şirketi-
miz hem de sektörümüz gelişti ve
büyüdü. Bugün iş zekası ve makine
öğrenimi gibi yenilikçi teknolojilerle
bilişim dünyasının geldiği son nokta-
yı temsil ediyoruz ve müşterilerimizi
bu yenilikçi sistemlerle tanıştırıyoruz.
260’ı aşkın uzman çalışanımızla gü-
venlik ve bilişim sektörünün gelişimi
için çalışıyoruz. BThaber ve M2S
tarafından yapılan özenli araştır-
malar sonucunda, hem Türkiye’nin
en büyük bilişim şirketleri arasında
gösterilmek, hem de kendi sektörü-
müzde birinciliğe layık görülmek,
emeklerimizin başarıya ulaştığını
gösteriyor” şeklinde konuştu.
Bilişim 500 kapsamında, şirketlerin
cirosu ve büyüme performansı in-
celenerek; Türkiye’nin en büyük ilk
500 bilişim şirketi belirleniyor. Bu yıl
18. kez gerçekleştirilen Bilişim 500
için Türkiye çapında 1.000’i aşkın
şirket değerlendirildi.
Ayvaz ile yüksek riskli endüstriyel
tesislere yangın önleme sistemlerini
optimum maliyetlerle sağlayan Emo
Ayvaz, bu sene The Green Park Hotel
Convention Center’da ilki düzenlenen
Proses Emniyet Sempozyumu’nda
ortak bir stantta bir araya geldiler.
Sempozyumun ikinci gününde Emo
Ayvaz Genel Müdürü Hatice Zehra
Tonyalı ve Ayvaz Arı-Armaturen
Türkiye Ürün Müdürü Ersun Gür-
kan, tesislerinde proses emniyetine
önem gösteren firmaların yetkilileri-
ne iki farklı sunumla deneyimlerini
aktardılar. Emo Ayvaz Genel Müdürü
Hatice Zehra Tonyalı “Yüksek
Riskli Endüstriyel Tesislerde Proses
Emniyetinin Yangın Perspektifinden
Değerlendirilmesi ve Önemi” başlıklı
sunumunda endüstriyel tesislerde yan-
gın algılama ve korunma sistemlerini
projelendirme konusunda tecrübele-
rini birinci ağızdan paylaştı. Tonyalı,
sunumunda “sıfır hata, sıfır risk”
prensibiyle çalışan Emo Ayvaz’ın
projelerine ve saha uygulamaları-
na da yer verdi. Yangın güvenlik
sistemleri alanında dünyanın en iyi
markalarının ürettiği ekipmanların
teminini ve dağıtımını sağlamakla
kalmadıklarını belirten Tonyalı; risk
grubu içerisinde yer alan endüstriyel
tesislerin tüm yangından korunma
sistemlerine profesyonel bir kadro
ile, doğru zamanlama ve düzenli
raporlama ile anahtar teslim montaj
hizmeti verdikleri üzerinde durdu.
Ayvaz Arı-Armaturen Türkiye Ürün
Müdürü Ersun Gürkan ise “Üç Ek-
sen Kaçıklı Yüksek Performans Va-
nasının ESD Vanası Olarak Kullanıl-
ması” başlıklı sunumunda Arı-Zetrıx
ürününü pazardaki diğer üç eksen
kaçıklı yüksek perfromans vanaları
Ayvaz ve Emo Ayvaz, Proses Emniyet
Sempozyumu’na birlikte katıldı
ile karşılaştırarak malzeme, tasarım,
sıcaklık, basınç sınıfı, standart ve
uygulama çeşitlilikleri gibi teknik
özellikleri yönünden inceledi. Su-
numunun devamında Arı-Zetrıx’in
küresel vana, sürgülü vana ve globe
vana ile karşılaştırmalarını yapan
Gürkan, ürünün ESD (Emergency
Shut Down) vanası olarak kullanı-
mıyla ilgili de örnekler verdi.
17.
18. 12 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
GÜNCEL
Sözcü’de yer alan habere göre,
ABD’nin uyguladığı uçuşlarda
elektronik cihaz yasağının ardından
sipariş edilen vücut tarayıcı cihazlar
Atatürk Havalimanı’na kuruldu.
Cihazların kısa sürede hizmete
girmesi bekleniyor. Atatürk Hava-
limanı Dış Hatlar Gidiş Terminali
pasaport kontrolü sonrası arama
noktalarında vücut tarayıcı 2 cihaz
hazır hale getirildi. Montajları
tamamlanan tarayıcıların kısa bir
sürede hizmete girmesi bekleniyor.
Vücut tarayıcı cihazların kurulumu
tamamlandı
ABD uçuşlarında elektronik cihaz
yasağının kaldırılması sürecinde
Atatürk Havalimanı’na getirilen
cihazlar yolcunun üzerini tarayarak
yoğunluk tespiti yapacak. Elde edi-
len bilgileri ekran üzerinde gösteren
cihazlardan, Devlet Hava Mey-
danları İşletmesi Genel Müdürlüğü
Atatürk Havalimanı’na konulmak
üzere 10 tane aldı. Diğer cihazlar
gelecek günlerde başta iç hatlarda
olmak üzere diğer havalimanlarına
da konacak.
Panasonic Eco Solutions Türkiye
İran Distribütörü Tabnac Electric üst
yönetiminden Abdullah Doroudian,
Muhammed Doroudian, Muhammed
Doroudian ve Hamid Jafari’nin ev sa-
hipliğinde yaklaşık 250 kişinin katılımı
ile Espinas Palace Oteli’nde orga-
nizasyon gerçekleştirdi. Programın
açılış konuşmasını yapan Panasonic
Eco Solutions Türkiye Genel Müdü-
rü Nusret Kayhan Apaydın’ın İran
pazarının önemini ifade eden konuş-
masının ardından sahne alan AMEA
Bölgesinden Sorumlu Satış Müdürü
Oğuzhan Seferoğlu, şirket tanıtımı ve
mevcut ürün gamı hakkındaki bilgileri
katılımcılarla paylaştı. Gecede ayrıca
İran’ın ünlü şovmenlerinden Hassan
Rivandi de sahne alarak konuklara
eğlence dolu dakikalar yaşattı. 100.
yaşını kutlayacağı 2018 yılında elektrik
anahtar ve priz sektöründe global pa-
zar lideri olmayı hedefleyen Panasonic,
bu hedefine ulaşmak için gerçekleştir-
diği aksiyonlarına her geçen gün bir
yenisini ekliyor. Ülkemizde son yıllarda
gerçekleşen en büyük yatırımlardan
birisine imza atarak Viko, markasını
bünyesine katan ve geçtiğimiz nisan
ayında Panasonic Eco Solutions Elekt-
rik Sanayi ve Ticaret A.Ş unvanı ile
yeniden yapılanan kuruluş, Orta Doğu
pazarında da gücünü giderek artırıyor.
Türkiye’yi en stratejik bölgeler arasın-
da ele alan Panasonic, İran pazarına
ihracat gerçekleştiren şirketler arasında
Panasonic İran’da ilk 5 şirket içinde yer alıyor
ilk sırada yer alıyor. Tayvan, Vietnam,
Filipinler, Endonezya, Japonya, Kore
ve Tayland gibi ülkelerde pazar lideri
olan ancak Asya’nın doğusunda, Avru-
pa ve Afrika’da da zirveyi ele geçirmek
isteyen Panasonic, bu stratejisindeki
en güçlü adımlardan birini Türkiye’de
Viko’ya yaptığı yatırımla birlikte attı.
Ülkemizde Panasonic Eco Soluti-
ons Elektrik Sanayi ve Ticaret A.Ş.
unvanıyla faaliyet göstermeye başlayan
kuruluş, Orta Doğu’daki hedefleri
kapsamında İran’ın yanı sıra bölge
ülkelerinde de varlığını güçlendiriyor.
Başta Ukrayna ve Rusya olmak üzere
Asya, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa’da
70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleş-
tirerek ürünlerini dünyanın dört bir
yanındaki müşterileri ile buluşturan
Panasonic Eco Solutions Türkiye,
kendi sektöründe İran’daki ilk beş şir-
ket arasında yer alıyor. Öncü kuruluş,
müşterilerine sunacağı yeni ürün ve
çözümleri ile birlikte global pazardaki
konumunu her geçen gün daha da
güçlendirerek yüzüncü yılını kutlaya-
cağı 2018’de dünyanın lider markası
olmayı hedefliyor.
19.
20. 14 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
GÜNCEL
KNX Touch Control Award 2017’den
ödülle döndü
Mekânları gelişen teknoloji ile
bütünleştirerek yaşam konforunu en
üst düzeye taşıyan Hager I Berker’in
dokunmatik kontrol ünitesi KNX
Touch Control, German Design
Award 2017’de tasarım ödülünün
sahibi oldu. İleri teknoloji ile entegre
edilerek hayatı kolaylaştıran KNX
Touch Control, kullanıcısına ‘all
in one’ fonksiyonelliğini sunuyor.
Binalarda enerji yönetimi ve yaşam
konforu alanında entegre çözümler
sunan Hager I Berker, akıllı bina tek-
nolojilerinin uluslararası standardı
KNX’in ilk temsilcileri arasında yer
alıyor. Uluslararası KNX altyapısı ile
uyumlu geliştirilen yeni KNX Touch
Control ve KNX Room Controller,
akıllı bina sektöründe var olan en
ileri teknolojiyi kullanıcısına sağlıyor.
Tek ekranda tüm fonksiyonları kont-
rol ederek hayatı kolaylaştıran KNX
Touch Control, tasarım alanında
dünyanın önde gelen ödüllendir-
me mekanizmalarından biri olan
German Design Award’ta tasarım
ödülünün sahibi oldu. KNX Touch
Control yenilikçi tasarımı ve görsel
kalitesi ile hem şık bir aksesuar
olarak kullanılıyor, hem de aydınlat-
madan iklimlendirmeye, müzik siste-
minden panjurlara kadar odalardaki
tüm parametreleri detaylandırarak
kullanıcısına tek tuşla konfor sağlı-
yor. KNX Touch Control, kullanıcı
isteğine göre farklı renklerde ve
materyallerde tasarlanabiliyor. KNX
Room Controller ise, çekici ve mini-
mal tasarımı ile kamu, otel ve rezi-
dans gibi özel projeler için mükem-
mel bir çözüm sunuyor. 4 saatlik
güç rezervi ve 13 dil içeren altyapısı
ile yaşamı kolaylaştıran KNX Room
Controller, her dekorasyona uyum
sağlayan minimal tasarımı ile yaşam
alanlarındaki bütün değerleri tek tuş
üzerinden kontrole imkan sağlıyor.
Kullanıcı isteğine göre materyal
ve renk seçimine olanak sağlayan
tasarım, teknolojiyi önemseyenler
için ideal.
Güvenlik, iş güvenliği, yangın, akıllı
bina ve siber güvenlik sektörlerinin
buluşma noktası olan ISAF 2017
14-17 Eylül’de tarihlerinde İstanbul
Fuar Merkezi’nde kapılarını açıyor.
Her yıl düzenli büyüme oranıy-
la 20.000 m²’nin üzerine ulaşan
etkinlik, bu yıl 20.000 ziyaretçiyi
ağırlayacak. ISAF, bu yıl “sektörün
zirve buluşması” ISAF SUMMIT’e
ev sahipliği yapıyor. Konferansların,
ürün gösterilerinin, workshopların
ve çalışma gruplarının düzenlenece-
ği bu dev zirvede tüm sektör liderle-
ri, profesyoneller ve akademisyenler
sektörel gelişmeleri ve yeniliklerin
her aşamasını değerlendirecek. 21.
kez düzenlenen ISAF Fuarları, bu
yıl katılımcıların alışmış olduğu zi-
yaretçi kalıbına ek olarak daha farklı
bir ziyaretçi kesimine de kapılarını
açıyor olacak. MENA Bölgesi odaklı
sürdürülen ziyaretçi çalışmaları
neticesinde bu yıl yurtdışı alımları
artacak; küresel seviyede iş anlaşma-
ları ve başarılara imza atılacak.
ISAF için geri sayım başladı
21.
22. 16 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
GÜNCEL
Fortinet® (Nasdaq: FTNT) siber
güvenlik liderlerine siber durum
farkındalığı sağlayıp en son tehditler
ve siber risklere karşı bilgilendire-
cek hizmetini duyurdu. Fortinet’in
FortiGuard Threat Intelligence
Service’i (TIS) sayesinde CISO’lar
küresel tehdit ufkundan bir adım
önden izleyip işletmelerini sürekli
değişen tehditlere karşı proaktif bir
şekilde koruyabiliyor. FortiGuard
TIS; sağladığı tehdit metrikleri
ve faaliyet trendleri ile CISO’lara
dünyada neler olduğunu hemen
anlayabilecekleri bulut tabanlı bir
tehdit bilgilendirme platformu.
FortiGuard TIS Fortinet’in Forti-
Guard Labs’teki çığır açan tehdit
bilgilendirme araştırmalarına sırtını
yaslıyor. FortiGuard Labs dünyanın
dört bir yanındaki üç milyondan
fazla sensörden gelen veriyi analiz
eden 200’den fazla uzman araştır-
macıdan oluşuyor. Yakın zamanda
342 güvenlik lideriyle yapılan bir
Forrester anketine göre CISO’ların
siber güvenlikle ilgili yaşadıkları
en büyük zorluk “hızlıca değişen
siber tehditlerin doğasına” uyum
sağlamak. Rapora göre CISO’ların
toplayacakları iyi tehdit bilgilendir-
meleri ile saldırganların yöntemle-
rini ve zayıf noktalarını öğrenebilir.
Hali hazırda bir tehdit bilgilendirme
platformu kullanan CISO’ların
yüzde 78’inin herhangi bir güvenlik
Fortinet küresel tehdit bilgilendirme
servisini duyurdu
ihlali yaşamadığı belirtildi. Buna
göre, düzgün tehdit bilgilendirme
sistemlerini teknolojiyi merkeze alan
güvenlik stratejileriyle birleştiren
CISO’lar işletmelerini daha başarılı
koruyorlar. FortiGuard TIS özel
olarak CISO’lara tehdit bilgilen-
dirmeleri sağlamak için tasarlandı.
Böylece karşılaşacakları yeni teh-
ditlerden hep bir adım önde olacak
CISO’lar, siber güvenlik risklerini
C-Suite ve yönetim kurulu ile daha
etkili bir şekilde paylaşabilecek.
Ayrıca Security Operations’ın daha
verimli yönetimleri ile kaynaklarını
en doğru şekilde kullanılıp karşıla-
şılan tehditleri proaktif bir şekilde
savunabilecekler.
Securitas Türkiye istihdamda 22. sırada
Securitas’tan yapılan açıklamaya
göre, Türkiye’nin en büyük 500
şirketinin belirlendiği “Fortune 500
Türkiye” listesinde Securitas Türki-
ye; bu sene 369’uncu sıraya yükse-
lirken, öz kaynak varlığında ise 20.
sıraya yerleşti. Securitas’tan yapılan
açıklamaya göre, Türkiye’nin en
büyük 500 şirketinin belirlendiği
“Fortune 500 Türkiye” listesin-
de Securitas Türkiye; bu sene
369’uncu sıraya yükselirken, öz
kaynak varlığında ise 20. sıraya
yerleşti. Toplam 53 ülkede 320 bin
çalışanı ile faaliyet gösteren Secu-
ritas, Türkiye’de ise 76 ilde 11 bin
436 çalışanı ile endüstriyel tesisler-
den enerji segmentine, telekomü-
nikasyondan finansa, havacılıktan
madenciliğe kadar birbirinden
farklı segmentlerde 681 kuruluşa,
2 bin 91 noktada özel güvenlik
çözümleri sunuyor. Securitas
Türkiye; 2015 yılında projeleri-
ni insan ve teknolojinin entegre
olduğu entegre güvenlik çözümle-
rine dönüştürmek için yaklaşık 4
milyon liralık bir teknoloji yatırımı
gerçekleştirdi. Şirket, 2017 yılında
da bu rakamın artarak devam
etmesini planlıyor. Hizmet, ticaret
ve inşaat sektörlerinin yer aldığı
Fortune 500 listesinde çalışan
sayısında 22. sırada yerini alan
Securitas Türkiye; insan kaynakla-
rı faaliyetlerine yılda ortalama 4,5
milyon lira bütçe ayırıyor.
23.
24. 18 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
GÜNCEL
Kalp pilleri hacklenebilir mi?
Bağımsız siber güvenlik hizmetleri ve
eğitimi sunucusu WhiteScope, yayınla-
dığı bir araştırma ile dört büyük üretici-
nin kalp pili programcılarının 8.000’in
üzerinden bug’a sahip olduğunu ve bu-
nun da bu cihazları hack’lenmeye karşı
savunmasız bıraktığını ortaya koydu.
Kalp pili programcıları, kalp pillerini
takip eden ve ayarlayan cihazlar.
Yapılan açıklamada hangi cihazla-
rın veya hangi açıkların bulunduğu
belirtilmiyor ancak bu araştırma, bazı
diğer büyük problemlerin de var ol-
duğunu kanıtlıyor. Bu büyük problem
özellikle eBay gibi sitelerden internet
üzerinden belirli kalp pili program-
cılarının alınabilmesi... Bunun ger-
çekleşmemesi ve üreticiler tarafından
kontrol edilmesi gerekiyor. Diğer
pek çok sebebin yanı sıra en önemli
sorun, kalp pillerinin kendi program-
cılarını doğrulamıyor olmaları ve
herhangi bir programcının, eşleşen
bir kalp piline müdahale edebiliyor
olması. Bu da tahmin edilebileceği gibi
büyük bir risk yaratıyor. Bütün bunlar
yeterince endişe yaratıcı değilse, doktor-
ların da programcılara giriş yaparken
kendilerini doğrulama ihtiyaçlarının
olmadığı fark edilmiş durumda. Bu da
herhangi birinin giriş yapabileceği ve
doktorun bilgisi olmadan programcıya
müdahale edebileceği anlamına geliyor;
programcının bir sonraki kullanımında
kalp pilinin davranma şeklini değiş-
tirebilme olasılığını ortaya çıkartıyor.
Chip.com.tr’nin haberine göre küresel
WannaCry ransomware saldırısının
ardından hackerların bu tür bir cihaza
müdahale edebilecekleri fikri de oldukça
korkutucu.
Sayıları her geçen gün artan fidye
yazılım saldırıları ve nesnelerin
interneti BotNet’leri, internet kulla-
nıcılarını tehdit ediyor. Türkiye’de
siber güvenlik ve büyük veri konu-
sunda çalışmalarıyla öncü kurum-
lardan olan Savunma Teknolojileri
Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM),
yılın 2. çeyreğine ilişkin Siber Tehdit
Durum Raporu’nu açıkladı. Rapor-
da son dönemde WannaCry, Enter-
nalRocks ve NotPetya gibi her geçen
gün artan ve çeşitlenen fidye yazılım
saldırıları ile nesnelerin interneti
BotNet’leri Persirai ve Hajime’nin
meydana getirebilecekleri tehlikelere
değiniliyor. Rapora göre, mayıs ayı
içinde Türkiye’de fazla zarara sebep
olmayan fakat tarihin en büyük fidye
yazılım saldırısı olarak değerlendi-
rilen WannaCry, dünyada 150’ye
yakın ülke ve 200 bine yakın sistemi
etkiledi. WannaCry zararlı yazılımı
gibi EternalBlue zafiyetini kullanan
NotPetya zararlı yazılımı da 27
Haziran’da gerçekleştirdiği fidye yazı-
lım saldırısıyla siber tehdit gündemi-
nin ilk sırasına oturdu. Küresel çapta
yayılmaya başlayan saldırı Rus petrol
şirketi Rosneft, Danimarkalı deniz-
cilik devi Maersk ve ABD merkezli
eczacılık şirketi Merck gibi pek çok
kuruluşa ulaştı. WannaCry ve Not-
Petya fidye yazılım saldırıları kadar
nesnelerin interneti (IoT) üzerinden
büyük tehlike oluşturan BotNet’ler
de STM’nin Raporu’nda değinilen
önemli bir diğer başlığı oluşturuyor.
Raporda özellikle 2 IoT BotNet, Per-
sirai ve Hajime’nin gerçekleştirebile-
ceği eylemler konusunda kullanıcılar
uyarılıyor. Raporda, yeni keşfedilen
ve Persirai (Persian Mirai) adı verilen
BotNet’in, özellikle IP kameraları
hedef aldığı; Çin, Japonya, Avrupa,
Kuzey ve Güney Amerika’da etkili
olduğu belirtiliyor. 120 bin kamera
kullanıcısını etkileyen Persirai, kame-
raların ara yüzlerinden sızarak kişisel
bilgilere erişim sağlıyor.
Siber güvenlikte güncel tehditler
Raporda ayrıca, bu tür saldırıların
en büyük sebeplerinden biri olarak,
cihazların arayüzleri için verilen
ön tanımlı parolaların değiştirilme-
den kullanılmasına işaret ediliyor.
STM’li uzmanlar, saldırıların
önüne geçmek için cihazların ön
tanımlı parolalarının mutlaka güçlü
parolalarla değiştirilmesi ve aynı
zamanda da yönlendiricileri üze-
rinde bulunan UPnP protokolünün
devreden çıkarılması gerektiğine
dikkati çekiyor.
25.
26. 20 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
ö
Özsaygı; kendinize duyduğunuz saygıyı ifade eder. Bu, başarı için kesinlikle
çok önemlidir. Önce kendinize saygı duymuyorsanız, başkalarına da saygı
duyamazsınız. Başkalarına ancak sahip olduğunuz şeyleri verebilirsiniz,
bundan fazlasını değil.
Özsaygı; tüm düşündükleriniz, söyledikleriniz, yaptıklarınız ve
duyumsadıklarınızın özüdür. Bir an özsaygınızın çok fazla olduğunu, başka
bir zaman pek fazla olmadığını hissedebilirsiniz. Özsaygı; gelirinizin,
ününüzün, mesleğinizin, ırkınızın, dininizin, giydiğiniz elbiselerin, eğitim
düzeyinizin, etnik kökeninizin, mal varlığınızın, cinsiyetinizin, evinizin,
arabanızın ya da adresinizin bir sonucu değildir. Varlıklarınıza ya da
servetinize bağlı değildir. Birçok kişi yaşamını manevi inançlar üzerine kurar.
Yeryüzündeki dinler belli başlı inançların kaynağıdır, tüm yaşam kutsaldır.
Kişinin benliğini sevmesi genelde bencilce ve kabul edilemez bir anlayış
olarak görülür. Yine de başkalarını sevebilmek için önce kendinizi sevmeniz
gerekir.
Öyleyse özsaygı, ruhsal mükemmelliğe doğru yol almanın temel unsuru olsa
gerekir ancak kendinize saygı duyarsanız başkalarına saygılı yaklaşabilirsiniz.
Öğrenecek, gelişecek, iç huzura ulaşacak, cömert olacak, yönetecek, liderlik
yapacak, farklılıkları kabul edecek, sorumluluk alacak, insanları olduğu gibi
kabul edecek, sevecek, öğretecek, anne- babalık yapacak ve genel olarak
özsaygınıza uygun davranacaksınız. Bu bağlamda yinelemekte yarar var ki
ancak sahip olduklarınızı verebilirsiniz.
Bir şeylerin eksik olduğunu bildiğiniz halde kendinizi tatmin olmuş
hissettiniz mi? Unutmayın kimse mükemmel bir davranış tarzına sahip
değildir. Hepimiz öğreniyoruz, yanlışlar yapıyoruz ama hepimiz belli yetenek
ve becerilere sahibiz. Hepimizin diğer insanlara gereksinimi var. Kimse
insanlardan yalıtılmış olarak, yaşayabilecek durumda değildir. Özsaygı
iletişim kurmamıza, birlikte etkili çalışmamıza ve başarmamıza yardım eder.
Özsaygısı olan insanların mutluluğu yakalama olasılıkları daha fazladır.
Özsaygımızı yaralayacak veya yok edecek en tehlikeli unsur “değer
yargısı”dır. Değer yargısı ile hareket ettiğinizde kendi gözünüzdeki değerinizi
başkalarınınki ile karşılaştırırsınız. Değer yargılamasının bazı örnekleri
şunlardır; etiketleme, ad takma, alay etme, kontrol etme, adam kullanma,
küçük düşürme, karşılaştırma, eleştirme ve kişiyi göklere çıkarma.
Bazı kişiler “benlik imajı” ile “ özsaygı”yı karıştırıyor. Bu iyi niyetle yapılan
bir hatadır fakat çoğumuz gibi bu kişiler de benlik imajını özsaygı yerine
kullanırken; toplumun beklentilerinin ötesini göremiyorlar. Eski deyişin
verdiği mesaj bu noktada çok önem kazanıyor. “Ağzından çıkan vermek
istediğin mesajı; vermek istediğin mesaj da ağzından çıkanı temsil etsin”.
Kullanabilmek dileğimle…
Yeryüzündeki
dinler belli başlı
inançların kaynağıdır,
tüm yaşam kutsaldır.
Kişinin benliğini sevmesi
genelde bencilce ve
kabul edilemez bir
anlayış olarak görülür.
Yine de başkalarını
sevebilmek için önce
kendinizi sevmeniz
gerekir.
HAYATA BAKIŞ
“ ÖZSAYGI”
Oğuz GÜLAY
27.
28. 22 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
KAPAK GÜVENLİKTE KABLO
T
oplu yaşam alanlarının
artması ile birlikte, yan-
gın riskleri de artmakta
ve dolayısıyla can ve
mal güvenliği konuları
daha da önem kazanmaktadır.
Bu nedenle yangına dayanıklı
diğer ürünler gibi, yangına daya-
nıklı kablolar da hayatımızın bir
parçası haline gelmiştir. Bilindiği
üzere, günümüzde kullanılan
birçok enerji ve sinyal kablola-
rının yangına dayanıklı tipleri
mevcuttur ve yangın sistemlerin-
de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yangın sistemlerinin teknolojik
düzeylerinin artmasıyla, fiber
optik kabloların da yangına
dayanıklı olması bir ihtiyaç haline
gelmiştir. Kullanım yerlerine göre
yangına dayanıklı fiber optik kab-
loları iki gruba ayırabiliriz:
Zırhlı (metalik) fiber optik
kablolar
Zırhsız (metalik olmayan) fiber
optik kablolar
Elektriksel kısmı deşarj, iki
iletken elektrot arasındaki die-
lektrik malzemenin yapısındaki
boşluklar ya da devamlılığındaki
problemler sebebiyle tam bir
köprü oluşturamaması sonucu
oluşan elektriksel boşalma ya
da kıvılcımlardır. Haberleşme
sistemlerinin ve görüntü cihaz-
larının kullanıldığı tünellerde,
metrolarda ve sanayi tesisleri
gibi yerlerde, artan güvenlik
unsurlarıyla birlikte, yangın
anında işlevini devam ettirmesi
gereken fiber optik kablolara
olan ihtiyaç ve talep her geçen
gün artmaktadır.
Resim 1: Örnek bir tünel
görünümü
Yangına dayanıklı fiber optik
kabloları, diğer standart fiber
optik kablolardan ayıran en
önemli özellik, yangın anında
işlevlerini devam ettirebilme-
leridir. Bu kabloların bir diğer
özelliği de, ortama yaydıkları
duman emisyonunun az olma-
sıdır. Bu sayede dumandan
zehirlenme ve boğulma riski
en aza indirilir ve can güvenliği
üst seviyeye taşınır. Yangına
dayanıklı fiber optik kablolar-
da kullanılan kılıf malzemesi;
LSOH, LSZH (Low Smoke, Zero
Halogen), LSHF (Low Smoke,
Halogen Free) olarak adlandırı-
lan özel malzemelerdir. Bu tip
malzemelerin duman emisyonu,
PVC ve Polietilen’e göre çok
azdır. Kullanılan malzemelerin
yanı sıra, kablonun tasarımı ve
yangın anındaki performansı da,
yangına dayanıklılık kriterlerini
belirleyici unsurlardır. Yangına
dayanıklı fiber optik kablolar,
boru içinde kullanıma ve doğru-
dan toprağa gömülmeye (zırhlı
tipleri) uygundur.
Kablo yapıları
Zırhlı (metalik) fiber optik
kablolar
Resim 2: Yangına dayanıklı,
zırhlı fiber optik kablo kesiti
Yangına dayanıklı fiber optik kabloları, diğer standart fiber
optik kablolardan ayıran en önemli özellik, yangın anında
işlevlerini devam ettirebilmeleridir. Bu kabloların bir diğer
özelliği de, ortama yaydıkları duman emisyonunun az
olmasıdır. Bu sayede dumandan zehirlenme ve boğulma riski
en aza indirilir ve can güvenliği üst seviyeye taşınır.
PRYSMİAN GROUP TÜRKİYE
Yangına dayanıklı fiber optik kablolar
29. Ağustos 2017 GüvenlikYönetimi n 23
Optik Testler (IEC 60793-1-40):
Kablo zayıflama ölçümü
Mekanik Testler (IEC 60794-1-2):
Kablo çekme dayanımı testi
(Tensile test – E1)
Ezme dayanımı testi
(Crush test – E3)
Darbe testi (Impact test – E4)
Burulma testi (Torsion test – E7)
Bükme testi (Bending test – E11)
Sıcaklık testi (Temperature
range – F1)
Su sızdırmazlık testi
(Water penetration – F5B)
Yangın performans testleri:
IEC 60331-25, alev altında işlevi-
ni devam ettirme: Yangın altında
kabloların işlevlerini devam ettirme
süresi test edilir. Kablo, standart-
ta belirtildiği şekilde yatay olarak
test düzeneğine sabitlenir ve fiber-
lerin döngü yapacak şekilde OTDR
veya Power Metre’ye bağlantısı
yapılır. 750°C sıcaklık, minimum
90 dakika boyunca uygulanır. Bu
Resim 3: Yangına dayanıklı,
zırhlı fiber optik kablo örneği
Kuru öz: Su sızdırmazlığı sağla-
mak için suda şişen ip ve suda
şişen bant kullanılır. Jel dolgu
malzemesinin kullanılmamasının
sebebi, herhangi bir yangın anın-
da duman emisyonunu minimize
etmektir. Bu nedenle, yangına
dayanıklı fiber optik kablolarda
öz yapısı olarak “kuru öz” tavsiye
edilmektedir.
Alev ve ısı bariyeri: Alevin ve ısı-
nın kablonun iç katmanlarına ve
fiber tüplerine etkisini azaltmak
için özel bantlar kullanılır.
Güçlendirme elemanları: Genel-
likle cam iplik kullanılmaktadır.
Cam iplikler, istenen çekme kuv-
vetini karşılamak için kullanılırlar.
İç kılıf: Duman emisyonu düşük
ve halojen içermeyen özel malze-
meler kullanılmaktadır.
Zırh: Genellikle her iki tarafı
ko-polimer malzeme ile kaplı ve
korugasyonlu çelik bant kullanılır.
Kullanılan zırh sayesinde kablo
özü, mekanik darbelerden ve
kemirgenlerden korunmuş olur.
Dış kılıf: Duman emisyonu dü-
şük, halojen içermeyen ve çevre
şartlarına dayanıklı özel malze-
meler kullanılmaktadır.
Zırhsız (metalik olmayan)
fiber optik kablolar
Kuru öz: Kullanım amacı ve
kullanılan malzemeler, zırhlı fiber
optik kablolar ile aynıdır.
Güçlendirme elemanları: Genel-
likle cam iplik kullanılmaktadır.
Cam iplikler, istenen çekme
kuvvetini karşılamak için kullanı-
lırlar. Ayrıca cam iplikler, belirli
bir yoğunlukta kullanılmaları
durumunda, kemirgenlere karşı
koruma da sağlamaktadır.
İç kılıf: Duman emisyonu düşük
ve halojen içermeyen özel mal-
zemeler kullanılmaktadır.
Dış kılıf: Duman emisyonu
düşük, halojen içermeyen ve
çevre şartlarına dayanıklı özel
malzemeler kullanılmaktadır.
Aleve dayanıklı fiber optik kablo
testlerini üç ana gruba ayıra-
biliriz: Optik testler, mekanik
testler ve yanma testleri. Bu
testlerin detayları, kablo stan-
dartları, şartnameleri ve müşteri
taleplerine göre değişkenlik
gösterebilir. Temel testler aşa-
ğıdaki gibidir:
Toplu yaşam alanlarının artması ile
birlikte, yangın riskleri de artmakta ve dolayısıyla
can ve mal güvenliği konuları daha da önem
kazanmaktadır. Bu nedenle yangına dayanıklı
diğer ürünler gibi, yangına dayanıklı kablolar da
hayatımızın bir parçası haline gelmiştir.
Resim 4: Yangına dayanıklı, zırhsız fiber optik kablo kesiti
30. 24 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
KAPAK GÜVENLİKTE KABLO
işlemden sonra 15 dakikalık
soğutma sürecine geçilir. Alev
uygulama ve soğutma süreleri
boyunca fiber zayıflama değişimi
gözlemlenir. Bu iki süre boyunca
(alev uygulama ve soğutma) fiber-
de kırılma olmamalıdır.
Resim 5: IEC 60331-25 test
düzeneği
Resim 6: OTDR ile zayıflama
ölçümü
EN 50200, alev ve darbe altında
işlevini devam ettirme: Yangın
anında zırhlı fiber optik kabloların
düşen parçacık veya sarsıntıya
karşı dış etkenlere dayanımı test
edilir. Deneye tabi tutulacak nu-
mune, iki ucu deney hücresinden
dışarı çıkan ve yaklaşık olarak
100 mm kılıflı veya her bir ucun-
daki dış örtüleri çıkarılmış, yeterli
uzunlukta (en az 5 m) kablo par-
çası olmalıdır. Çoklu fiber optik
kablolar için; bağlantısı yapılacak
olan numuneler, kablonun en dış
tabakasından seçilmelidir. Teste
tabi tutulacak olan numunenin
uzunluğu yeterli değil ise, numu-
nenin her ucuna özdeş fiberler
bağlanarak optik ölçüm metodu
için yeterli uzunluk sağlanır.
Zayıflamalar, OTDR veya Power
Metre ile test süresince takip
edilmelidir. Kabloya 830°C alev
uygulanır ve ani darbe üreten
cihaz çalıştırılır. Ani darbe üreten
cihaz, çalıştırma işleminden
5 dakika ±10 saniye sonra ve
ardından 5 dakika ± 10 saniye
aralıklarla darbe vurmalıdır.
Uygulanan darbe süresi 30, 60,
90 veya 120 dakika olabilir. Bu
süreç sonunda fiberde kırılma
olmamalıdır. Bu test sonucuna
göre, kablolar pH30, pH60,
pH90 veya pH120 olarak sınıf-
landırılmaktadır. pH ifadesinden
sonra gelen sayı, kablonun ne
kadar süre darbeye dayandığını
göstermektedir.
Resim 7: EN 50200 test
düzeneği
IEC 60332-3-24, Demetlenmiş
kablolar için alev ilerleme testi:
Kablo çapına göre standartlarda
belirtilen sayı ve uzunluklarda-
ki kablo numuneleri biraraya
getirilerek alev tatbik edilir. Alev
ilerlemesi ≤ 2,5 m olmalıdır.
IEC 60754-1/2, Halojen asit
gaz testi, asidik (korozif) gaz
testi: Kabloların yanma esna-
sında açığa çıkardığı gazların
korozifliğini, pH ve iletkenlik
cinsinden ölçmek için uygulanır.
Olması gereken değerler: HCl <
%0.5 pH ≥ 4.3, c ≤ 10µS/mm’dir.
IEC 61034-2, duman yoğunluğu
testi: Kablo çapına göre, stan-
dartta belirtilen sayıdaki kablonun
3x3x3m (27m³) kapalı kübik test
odasında %90 etanol, %4 meta-
nol ve %6 saf su karışımından
hazırlanan yakıt ile yakılarak, açığa
çıkan dumanın ışık geçirgenliği
ölçülür. Ölçüm sonucu minimum
%60 olmalıdır.
Bu yangın performans testleri,
kablolara tip bazında tatbik edile-
rek, yangın anında işlevini sürdü-
rüp, can ve mal güvenliği risklerini
en aza indirmek için uyulması
gereken kriterlerdir. Prysmian Gro-
up Türkiye olarak yaptığımız Ar-Ge
çalışmaları ile amacımız, yalnızca
yeni ürün geliştirmek ya da maliyet
düşürmek değil, uygulamaya özel
ürünleri maksimum performans
ve güvenlik kriterleri ile birleştir-
mektir. Geliştirdiğimiz yangına
dayanıklı fiber optik kablolarımız,
bu tip kablolar için talep edilen
ya da şart olan tüm performans
ve güvenlik unsurlarına sahiptir.
Enerji ve sinyal kabloları ile birlikte
tüm sistemi tamamlayan fiber
optik kablolarımız, tüm sistem
güvenliğinin bir parçası olarak
geliştirilmiştir. Değişen tüm talep
ve ihtiyaçlara göre, ürünlerimizi
geliştirmeye devam ediyoruz.
31.
32. 26 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
KAPAK GÜVENLİKTE KABLO
E
lektrik enerjisi, üretildiği
santralden son kullanıcı-
ya kadar çeşitli çaplarda
ve özellikte kablolar ile
transfer edilir. Kullanı-
lacak kablolar belirlenirken, kul-
lanım alanı, maruz kalacağı dış
etkenler gibi pek çok parametre
kablonun yapısına etki etmek-
tedir. Kablonun dış etkilerden
korunması amacı ile kullanılması
gereken malzemeler belirlendik-
ten sonra elektriğin iletileceği
iletken kesiti tayini de bir o kadar
önemlidir. İletken kesiti belirlenir-
ken göz önünde bulundurulacak
en önemli hedef, uluslararası
standartlar çerçevesinde en fazla
güvenliği en az maliyete elde
etmek olmalıdır. Sistemin güven-
liğini sağlamak adına, doğru he-
sapları yapıp, maliyeti arttıracak
uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Bunun yolu da maliyet-güvenlik
optimizasyonu yaparak, en uygun
iletken kesitini belirlemektir.
Akım taşıma kapasitesi, gerilim
düşümü ve kısa devre akımı,
iletken kesitinin belirlenmesinde
bize yardımcı olmaktadır.
Akım taşıma kapasitesi: Sıcaklık
esasına dayalı bu değer, iletke-
nin bileşenlerinin bozulmadan
sağlıklı bir şekilde işlevini yerine
getirmesi için üzerinden geçebi-
lecek azami akım değerini ifade
eder.
Gerilim düşümü: Her iletkenin bir
iç direnci vardır. Enerji, kaynaktan
yüke transfer edilirken bu dirence
maruz kalır ve kayıplar ortaya
çıkar. İletim hattı mesafesi art-
tıkça kayıp artacağından iletken
çapını büyütmek iletim hattındaki
kayıpları azaltır.
Kısa devre akımı: Alternatif akım
sistemlerinde karşımıza çıkan bu
değer kısa devrenin oluştuğu böl-
gede kısa devre süresi boyunca
kayıp edilen akım miktarıdır.
İletken kesiti hesaplanırken
π=Pi sayısı
R=İletken çapı
n=Kullanılan iletken sayısı
(π.R².n)/4 formülü ile hesaplanır.
Örnek: 3 mm çapında 7 telin
bükümü ile oluşturulan iletkenin
kesiti nedir?
π.R².n/4
(3,14 . 3² . 7)/4
=197,82/4
=49,45 mm² ≈ 50 mm²
İletken tipleri
Cu (bakır): Gümüşten sonra en
iyi iletken olan bakır, elektrolitik
olarak rafine edilip %99,99 saflı-
ğa ulaştığında kablolarda kullanım
için uygun hale gelmektedir.
SnCu(kalay kaplı bakır): Korozyon
önleyici olarak bakır iletkenin
üzerine kaplanan kalay, elektrik
direncini bir miktar arttırmasından
dolayı kayıplara sebep olmaktadır.
AgCu (gümüş kaplı bakır): Bakır-
dan daha iyi bir iletken olması
sebebiyle, iletimin hızlı ve kaliteli
olmasının istendiği yüksek tekno-
lojide, profesyonel ses ve görüntü
kablolarında kullanımı yaygındır.
Diğer iletkenler ile kıyaslandığında
maliyeti yüksektir.
CCS (bakır kaplı çelik tel):
Düşük karbonlu çelik tel yüzeyine
homojen şekilde bakır kaplama
ile oluşur. Gerilme mukavemeti ve
esnekliği yüksek olan bu ürünler,
dayanımın önemli olduğu hatlarda
kullanılmaktadır.
CCA (bakır kaplı alüminyum tel):
Bakır kaplı alüminyum tel saf ba-
kır telden %40 daha hafif, elektrik
iletkenliği ise saf alüminyum tel-
den daha yüksektir. Kopma diren-
ci Alüminyum telden daha yüksek
İletken kesiti belirlenirken göz önünde bulundurulacak en
önemli hedef, uluslararası standartlar çerçevesinde en fazla
güvenliği en az maliyete elde etmek olmalıdır. Sistemin
güvenliğini sağlamak adına, doğru hesapları yapıp, maliyeti
arttıracak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Emrah KEBABCI / Ticari Pazarlama ve İletişim Sorumlusu
2M KABLO SANAYİ TİCARET A.Ş.
İletken kesit hesabı nasıl yapılır?
33. Ağustos 2017 GüvenlikYönetimi n 27
önemli olduğu ortamlarda tercih
edilmektedir.
Tek ve çok damarlı kablolar için
Sınıf 5 iletkenlerin max. direnç ve
çap değeri
olmakla birlikte oksitlenme ömrü
Alüminyum tellere oranla daha
yüksektir.
AL/A (alüminyum tel): Bakıra
göre son derece hafif ve işlen-
mesi bir o kadar kolay olan bu
iletken aynı hacimdeki bir bakırın
yaklaşık %30’u kadar ağırlığa
sahiptir. Uzay, uçak gibi ağırlığın
çok önemli olduğu alanlarda
öncelikle tercih edilmektedir.
İletken sınıfları
Aynı kesite sahip iletkenlerde
kullanılan tel sayısı ürünün
kullanılacağı alana göre değiş-
mektedir. İletkende kullanılan
tel sayısı arttıkça buna paralel
olarak kablonun da esneklikte
artar. Yani Class 6 sınıfı bir ilet-
ken aynı kesite sahip class 2’ye
göre daha esnektir. Class 1, 2,
5, 6 şeklindeki sınıflandırmada
aynı kesite ait olan iletkendeki
tel sayısı ile birlikte iletkenin sınıf
değeri de artmaktadır.
Class 1: Katı iletken (solid) adı
altında geçen, izole içerisinde
tek bir bakırdan oluşan iletken
sınıfıdır. Bu iletkenler dairesel
kesit alanlı olmalı ve çıplak veya
metal kaplamalı tavlanmış bakır
ile alüminyum veya alüminyum
alaşımından üretilmelidir.
Tek ve çok damarlı kablolar için
sınıf 1 katı iletkenlerin max.
direnç değeri için verilen üst sınır
aşağıdaki tablodan farklı olma-
malıdır.
Class 2: Bükülü-örgülü iletken
olarak da adlandırılan, izole içeri-
sinde 7 ile 91 adet telden oluşan
iletken sınıfıdır.
Kesite göre tek ve çok damarlı kab-
lolar için sınıf 2 iletkenlerin max.
iletken sayısı ve max. direnç değeri
Class 5 - Class 6: Bükme yarıçapı
düşük olan bu ürünler esnekliğin
34. 28 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
FOKUS HAVALİMANI GÜVENLİĞİ
Ö
venlik sistemlerinin
sağlıklı işleyişine
zemin hazırlayan en
önemli faktörlerin
başında doğru risk
analizi yer alır. Oldukça kapsamlı
bir inceleme alanı bulunan risk
analizi süreçlerinin genel hatlarıy-
la bahsedebileceğimiz bir takım
temel prensipleri bulunur. Söz ko-
nusu sivil havacılık güvenliği oldu-
ğunda bahse konu bu prensipler;
öngörülebilir riskler, devamlılıkla
ilgili riskler ve organizasyonun
geçmişinde yaşanan tecrübelerin
analizi olarak üç temel başlık
altında incelenebilir. Bu makale
kapsamında her üç başlığın da
Demirhan Hakan GÜMÜŞÖZ
Sivil havacılık güvenliğinde
risk analizi
Terörist bir eylem için sivil havacılık sektörünü iştah
uyandıran bir hedef haline getiren oldukça fazla neden
bulunur. Bunlar en genel ifadeyle havacılığın global ölçeğinin
ve uluslararası yapısının buna bağlı olarak da büyük çapta
ticari ve sosyal etkiler oluşturma potansiyelinin sektöre
sağladığı dezavantajlarıdır.
35. Ağustos 2017 GüvenlikYönetimi n 29
güvenlik organizasyonu ve yolcu
perspektifinde ne anlama geldiği-
ni inceleyeceğiz.
Öngörülebilir riskler
Terörist bir eylem için sivil hava-
cılık sektörünü iştah uyandıran
bir hedef haline getiren oldukça
fazla neden bulunur. Bunlar en
genel ifadeyle havacılığın global
ölçeğinin ve uluslararası yapısı-
nın buna bağlı olarak da büyük
çapta ticari ve sosyal etkiler
oluşturma potansiyelinin sektöre
sağladığı dezavantajlarıdır. Yakın
geçmişte yaşanan ve sivil havacı-
lığı doğrudan hedef alan eylemler
dikkate alınırsa; öngörülebilir
risklerin doğru analiz edilmesinin
ne denli kritik bir önemi olduğu
da ortaya çıkacaktır. Bu bağ-
lamda öngörülebilir risk kavramı
oluşum aşamasındaki güvenlik
organizasyonları ve işleyişini
sürdürmekte olan güvenlik orga-
nizasyonları açısından birbirinden
farklılık gösterecektir. Örnek
vermek gerekirse; oluşum aşa-
masındaki bir organizasyon için
risklerin öngörüsü tedarikli bir
araştırmayı ve muhtemel eylem
senaryolarına karşı alınması
gereken tedbirleri test etmeyi
gerektirir. Bu süreç; planlı tedbir-
ler alınması, örnek senaryolarla
sistemin test edilmesi ve elde
edilen verilerin analiz edilmesi
olarak özetlenebilir. Fakat gü-
venlik sektörünün doğası gereği
önceden planlanması mümkün
olmayan ve işleyiş esnasında
spontane gelişecek bir takım
sorunların ortaya çıkması da
oldukça yüksek bir ihtimaldir. Bu
gibi durumların önlenebilmesi için
şüpheli işaretlerin doğru analiz
edilmesi ve buna karşılık ivedi
aksiyonlar alınması gerekecektir.
Örneğin; uçuşunu gerçekleştir-
mek üzere biniş kartı almaya
gelen bir yolcunun şüpheli
tavırları, bilgi toplamaya yönelik
sorular sorması ( ModusOperan-
di ), çevresindeki üçüncü parti
kişilerle gizli bağlantılar kuruyor
olması veya organizasyonun
işleyişini kayıt etmeye yönelik
bir çabaya girmesi öngörülebilir
riskler kapsamında kritik şüphe-
li işaretler olarak tanımlanabilir.
Tüm bu verilerin mantıklı bir
elekten geçirilerek doğru analiz
edilmesi ise eylemi henüz
gerçekleşmeden önleme fırsatı
sağlayacağından sivil havacılık
güvenliği hususunda hayati bir
önem arz eder.
Yolcu açısından öngörülebilir
risk kavramı
Yolcu açısından öngörülebilir
risk kavramı, ancak riskin tanı-
mının doğru yapılmasıyla anlam
kazanır. Nitekim güvenlik orga-
nizasyonunun risk algısı ile sivil
bireyin risk algısı arasında ayırt
edici farklar bulunmaktadır.
Örnek vermek gerekirse; hemen
her gün seyahatleri esnasında
yolcular bagajlarını isteyerek
veya farkında olmadan sahipsiz
bırakır. Bu rutin, gerek güvenlik
birimleri gerekse diğer yolcular
için şüpheli bir durumu mey-
dana getirir. Fakat aynı durum
tehdit ve risk algısı açısından
büyük ölçüde birbirinden farklılık
gösterecektir. Bu anlamda riski
doğru tanımlamak ve riskin de-
recesini belirleyebilecek bir algı
düzeyine sahip olmak huzurlu
bir seyahat gerçekleştirmek
için altın kural diyebiliriz. Aynı
prensipten hareketle, bu veya
benzeri senaryolardan doğa-
cak sorunları minimize etmek
için topluluk bilinciyle hareket
etmek yapılacaklar listesinin
en başında yer alır. Bunun yanı
sıra bireysel farkındalık ölçeğin-
de bizlerden beklenen, şüphe
oluşturabilecek bir durumla
karşılaşıldığında ilgili kolluk gö-
revlilerine durumu bildirmemiz
olacaktır.
Toplumsal ölçekte
ne yapılabilir?
2016 yılını kapsayan yolcu
istatistikleri neticesinde İs-
tanbul Atatürk Havalimanı’nın
41 Milyon’u dış hatlar
19.1Milyon’u iç hatlarda olmak
üzere toplamda 60.1 Milyon
2016
yılını kapsayan
yolcu istatistikleri
neticesinde
İstanbul Atatürk
Havalimanı’nın 41
Milyon’u dış hatlar
19.1Milyon’u iç
hatlarda olmak üzere
toplamda 60.1 Milyon
yolcu ağırladığı
açıklanmıştır.
Bu verilerden de
anlaşılabileceği
üzere havalimanları
topluluk yönetimi
sistemlerinin aktif
olarak uygulanması
kritik önem taşıyan
mecraların başında yer
alır.
36. 30 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
FOKUS HAVALİMANI GÜVENLİĞİ
yolcu ağırladığı açıklanmıştır. Bu
verilerden de anlaşılabileceği
üzere havalimanları topluluk
yönetimi sistemlerinin aktif
olarak uygulanması kritik önem
taşıyan mecraların başında yer
alır. Toplumsal bilinçlendirme ça-
lışmalarının yapılması hususunda
dikkate alınması gereken bir
başka veri ise 2017 yılının ikinci
çeyreğini ele alan Global Risk
Haritası çalışması kapsamında
Türkiye’nin yüksek Risk profili
altında yer alıyor olması olacak-
tır. Tüm bu veriler ışığında ortaya
çıkan sonuç; tehlikenin farkına
varıp bu doğrultuda önlemler alın-
ması gerektiğidir. Sahada alınan
önlemlerin kalifiye hale getirilme-
sinin yanı sıra; yolcu ölçeğinde
toplumsal bir algı oluşturmak da
oldukça büyük önem taşır. Gerek
kamu spotları gerekse reklam ve
dövizler ile yolcular bilinçlendirile-
rek günlük akışın rutin salahiyeti
sağlanabilir.
Devamlılıkla İlgili riskler
Herhangi bir operasyonel kaygı
taşımayan yolcu perspektifinden
devamlılık konusu ise vaat edilen
hizmeti vaat edilen zamanda
elde edebilmek bağlamında
önem taşımaktadır. Bir uçu-
şun vaktinde ve sağlıklı olarak
gerçekleştirilebilmesi yolcudan
bağımsız gerçekleşen pek çok
farklı bileşenden oluştuğundan
devamlılık anlamında bizlerin
yolcu olarak etki sahası oldukça
kısıtlıdır. Bu konuda dikkate alın-
ması gereken en temel bilgi ise,
uçuşun vaat edilen zamanda ve
müşteri memnuniyetini esas alan
bir prensipte gerçekleştirilebilme-
si için pek çok farklı birimin uyum
içerisinde üstün çaba gösteriyor
olduğudur. Nitekim uçuşun gecik-
mesine sebep olan veya müşteri
memnuniyetini olumsuz etkileyen
herhangi bir tutumun gerek hava-
yolu taşıyıcısı gerekse bağlantılı
olarak diğer kurumlar için önemli
sonuçları bulunur. Marka değeri
ise bu sonuçların başında yer
alır. Yolcu olarak sahip olmamız
gereken temel bilinç organizasyo-
nel bütün işlemlerin merkezinde
yine yolcunun; yani bizlerin yer
aldığıdır.
Tecrübelerin analizi
Risk Yönetimi riskin kendisiyle
kasıtlı etkileşim olarak tanımla-
nabilir. Doğası gereği her eylem
muhteviyatında az da olsa bir risk
barındırır ve bu ihtimalden doğa-
cak olumsuz sonuçlar önceden
alınan tedbirlerle minimize edile-
bilmektedir. Fakat bütün riskleri
öngörmek ve her biri için hare-
ket planı hazırlamak mümkün
değildir. Organizasyonun işleyiş
sürecinde daha önceden tanımı
yapılmamış bir takım riskler ve
buna bağlı sonuçlar tecrübe
etmek kaçınılmaz olarak kabul
edilebilir. Bu anlamda “bir musi-
bet bin nasihatten iyidir” kültü-
rüyle hareket etmek profesyonel
anlamda olduğu kadar ticari sü-
reçlerde de organizasyona fayda
sağlayacaktır. Sürecin rutin işleyi-
şini spontane olarak test edecek
yani bir başka deyişle öngörüsü
mümkün olmayan bu durumlar
bir öğrenme süreci olarak kabul
edilebilir. Bahsi geçen öğrenme
süreci ise sırasıyla, tecrübenin
analiz edilmesi, önleme çalışma-
larının hazırlanması, çalışanların
konu hakkında bilinçlendirilmesi,
gereken kaynakların kullanılması
ve sistemin test edilmesi aşa-
malarından geçerek kullanılabilir
ve verimli bir done halini alır. Bu
sıralama ise genel hatlarıyla kriz
ve risk yönetimi sistemlerinin ge-
nel hareket şeması olarak kabul
edilebilir.
Sahada alınan
önlemlerin kalifiye
hale getirilmesinin
yanı sıra; yolcu
ölçeğinde toplumsal
bir algı oluşturmak
da oldukça büyük
önem taşır. Gerek
kamu spotları
gerekse reklam ve
dövizler ile yolcular
bilinçlendirilerek
günlük akışın
rutin salahiyeti
sağlanabilir.
37.
38. 32 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
FOKUS HAVALİMANI GÜVENLİĞİ
H
avacılığa ilişkin teh-
ditler ve buna bağlı
güvenlik gereksinim-
leri artarak devam et-
mektedir. Havaalan-
ları ve organizasyonu sağlayıcılar
artan yolcu sayılarını göz önüne
alarak verimin de artmasını
gözetmektedirler. Yolcu ve kabin
bagajı taramasında istenilen
tehdit algılaması seviyesi artıyor
olsa dahi talepleri karşılamak
adına çalışmaktadırlar. Dün-
ya üzerindeki havalimanları,
kontrol noktalarından başlayarak
tüm yolcuları ve ilişkin ticareti
korumaya uyum sağlamaya
çalışmaktadır. Kontrol noktala-
rının güvenli ve problemsiz bir
şekilde çalışmasını sağlamak
için merkezi, tam entegre ve yük-
sek verimli güvenlik sistemlerine
ihtiyaç vardır. Bu çok katmanlı
teknolojiler, kontrol noktasında
güvenlik, yolcu servisi ve işletme
maliyetlerini optimize etmek
için havaalanlarına entegre bir
çözüm sunmaktadır. L3 gü-
venlik ve tespit sistemleri (L3
SDS)havacılık kontrol noktası
çözümleri, “gelişmiş tehdit
algılama” özelliğini elde etmek
için gelişmiş algoritmalar kulla-
nan ClearScan kontrol noktası
bilgisayarlı tomografi (CT) kabin
bagajı tarayıcısına sahiptir. Çift
enerjili teknoloji, en son düzenle-
yici gereksinimleri karşılayan ve
düşük yanlış alarm oranıyla en
yüksek patlayıcı tehdit algılama
seviyesi sunmaktadır.
Otomatik tepsi dönüş sistemleri
ile entegre edilebilen ClearScan,
birçok uluslararası havalimanın-
da faaliyete geçmiştir. İstanbul,
Amerika Birleşik Devletleri,
Amsterdam, Singapur ve Güney
Afrika dahil olmak üzere dünya-
nın en büyük havalimanlarında
kullanılmaktadır. ClearScanCT
tarayıcılar arasında en az yer kap-
layan cihaz olup sayısız küresel
sertifikalara sahiptir (TSA için Tier
II, ECAC D+ve ECAC EDS C2).
Yolcular güvenlik taraması esna-
sında dizüstü bilgisayarlarını ve
diğer büyük elektronik eşyalarını
taşınabilir (kabin) bagajlarından
çıkarmadan kontrol noktasından
rahatça geçebilirler. Her zaman
ön planda olan L3 SDS çözümle-
ri, gelecekte ortaya çıkabilecek
tehditlere karşı geliştirilebilen bir
yazılım tabanlı mimariyi kullana-
rak mevcut güvenlik ihtiyaçlarını
karşılarken, en zorlu müşterilerin
beklentilerini ve gereksinimlerini
karşılamaktadır.
L3’s ClearScan™kontrol noktası
bilgisayarlı tomografi (CT) kabin
bagajı tarayıcısı gelişmiş tehdit
algılama elde etmek için gelişmiş
algoritmalar kullanmaktadır.
Yüksek verimli sistemler, yoğun
kontrol noktaları için tasarlanmış-
tır. L3 kapsamlı çözüm ClearS-
can ™ kabin bagajı tarayıcısı içer-
mekte olup L3 tepsi geri dönüş
sistemine, Provision® güvenlik
tarayıcısı ve QS-B220™ patlayıcı
izleme detektörüne sahiptir.
Geleceğin kontrol noktası
ClearScanCT tarayıcılar arasında en az yer kaplayan cihaz
olup sayısız küresel sertifikalara sahiptir. Yolcular güvenlik
taraması esnasında dizüstü bilgisayarlarını ve diğer büyük
elektronik eşyalarını taşınabilir(kabin) bagajlarından
çıkarmadan kontrol noktasından rahatça geçebilirler.
39.
40. 34 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
Proaktif yaklaşımın bir sonucu, önleyici kolluk tedbirlerinin
uygulanmasında ön şartlardan birisi olan şüphe , “mevcut
bir tehlikenin varlığının” sezilmesi veya emarelerinin
gözlemlemesidir. Mevcut tehlike her ne surette olursa
olsun varlık gösteren her şeydir.
Ahmet KARAGÖZ
Güvenlik hizmetlerinde
şüphenin yeri
41.
42. 36 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
G
üvenlik personeli
mesleğinin doğası
gereği şüphecidir.
Şüphe mesleğinin bir
parçasıdır ve hayatı-
nı böyle kazanır. Çok iyi gözlem-
cidir, alışılmamış olaylara dikkat
eder, altıncı hisleri tecrübeleri
ile çok gelişmiştir.
Bazen de şüphecilik çok ileri
boyutlara gidebilir; sadece
şüpheye dayalı işlem yapmak,
ağır insan haklarına ihlaline
neden olabilir. Proaktif yaklaşı-
mın bir sonucu, önleyici kolluk
tedbirlerinin uygulanmasında
ön şartlardan birisi olan şüphe
, “mevcut bir tehlikenin varlığı-
nın” sezilmesi veya emarelerinin
gözlemlemesidir. Mevcut tehlike
her ne surette olursa olsun var-
lık gösteren her şeydir. Maddi,
manevi olabileceği gibi canlı ve
cansızda olabilir. Şüphe sözcüğü
etimolojik olarak incelendiğinde;
bir şeyin üzeri kapalı olduğundan
onun niteliğinin tam olarak an-
laşılamaması demektir. Bir şey
başka bir şeye benzediği için
aralarında ayırım yapmanın ve
onun hakkında bilgi edinmenin
güçlüğü şüpheyi doğurur. Buna
göre şüphe iki şeyin birbirine
benzemesinden dolayı ortaya
çıkan belirsizlik nedeniyle kesin
bilgiye ulaşılmaması durumudur.
Şüphe suçlama ile karışık kuşku
diye de açıklanır. İki şeyden
birini tercih edemeyip tereddütte
kalma durumudur. Şüphe kesin
olana (gerçek olana) benzeyen
fakat sabit olmayandır. Şüphe
yukarıdaki tanımlardan da anla-
şacağı gibi gerçeğe yakın olan
durumlarda karar verememe
durumu olarak tanımlanmakta
ve “vehim”, “şüphe (zan)”,
makul şüphe” olarak derecelen-
dirilmektedir. Vehim; tamamen
kişi ile alakalıdır. Şüphenin en
alt seviyesidir. Şüphenin her
zaman var olması, kesinliği
belli olmayan ancak gerçek
olma ihtimali düşük, kurun-
tu, düşüncedir. İleri seviyesi
hastalık durumudur. Devam
ederse hayallerini gerçekmiş
gibi görür. Olmayan bir şeyi olur
zannederek hareket etmeye
başlar. Gerçekte bir şey ifade
etmez. Vehim; gerçekleşme
ihtimali fazla olursa “şüphe”
somut olgularla desteklenirse
“makul şüphe” olarak değerlen-
dirilir. Vehim; hemen hemen her
olayda vardır. Somut verilerle
desteklemesi gereklidir. Eğer
olup olmama konusunda eşitlik
varsa soyut şüphedir. Duyularla
hareket etmekten ziyade bilgi
ve tecrübeye dayalı, maddi
olgularla desteklenip olma ko-
nusu ağırlık basıyorsa “makul
şüphedir”.
Özgürlük ve güvenlik dengesi
Şüphe (zan) soyut; kişisel
düşüncenin, kuruntunun biraz
daha gerçek olma ihtimalinin
belirmesi gerçeğe yaklaşması,
kişinin şüphesini delillendirme-
si, bazı emareler görmesi veya
hissetmesi durumudur. Maddi
olgularla desteklenmediği süre-
ce soyut şüphe olarak kalır.
Makul şüphe (somut şüphe),
şüphede tereddütlerin kalmama-
sı, üçüncü kişilerce de şüpheli
durum kabul edilmesi, şüphenin
maddi olgularla desteklenmesi,
aklın tereddüde kalmaması,
olayın kesin bilgi ifade etmesi
durumudur. Şüphe alışılmış,
yerleşmiş olağan hayatın akışına
aykırı olan her durum şüpheli
olarak kabul edilir. Özel hayata
en az müdahale ederek; şüpheli
durumları tespit etmek, maddi
olgularla desteklemek adına
çalışmalar yapılmaktadır. Bu
amaçla elektronik, teknolojik
güvenlik sistem ve cihazları
üretilmiş ve sürekli olarak ge-
liştirilmektedir. Şüpheli kişileri
Makul şüphe
(somut şüphe),
şüphede tereddütlerin
kalmaması, üçüncü
kişilerce de şüpheli
durum kabul
edilmesi, şüphenin
maddi olgularla
desteklenmesi, aklın
tereddüde kalmaması,
olayın kesin bilgi
ifade etmesi
durumudur.
Ahmet KARAGÖZ
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
43.
44. 38 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
önceden tespit etmek, tehlike-
leri önceden belirlemek güvenlik
teknolojisinin önceliği olmuş ve
hep bir arayış içine girmişlerdir.
Güvenliğin artmasını sağlamak,
özgürlüklerin sınırlandırılması
anlamına gelmektedir. Özgürlük
ve güvenlik dengesi, özel hayatın
gizliliğine, özgürlüklere müdaha-
le etmeden güvenliği sağlamak
veya güvenliği sağlamak için
özgürlüklere müdahale etmek
sürekli tartışma konusudur.
Günümüzde, kişilerin üzerinde
veya eşyalarında güvenliği teh-
likeye düşürücü maddeleri hızlı
ve güvenilir tespit etmek ve özel
hayata, özgürlüklere en az mü-
dahale etmeye yönelik teknolojik
güvenlik cihazları kullanılmakta-
dır. Özelikle metale duyarlı metal
detektörler sadece metal mad-
delerin varlığına duyarlıdır. Metal
olmayan maddelerde güvenliği
tehlikeye düşürmektedir. Plastik
patlayıcılar, fabrikasyon olmayan
el yapımı patlayıcı maddelerin,
koklama detektörleri ile tespiti
cihazların tespit imkanları sınırlı
hem de zaman gerektirmektedir.
X-Ray cihazları eşyaların röntge-
nini çekmekte görüntü yorumlan-
ması ile şüpheli maddeler tespit
edilmektedir. Yeterli gelmediği,
şüpheli durumlarda tomografi ci-
hazları devreye girmekte şüpheli
maddeler tespit edilmektedir.
Bu nedenle güvenlik teknolojisi
sürekli gelişmektedir.
Profiling kişilik analizi
Son zamanlarda Türkiye’de
havalimanlarında kullanılmaya
başlanan body sörce (vücut
tarama sistemleri) geliştirilmiş-
tir. Bu cihazlar yüksek derecede
güvenlik gerektiren alanlarda
kullanılmaktadır. Bu cihazları
her yerde kullanma imkanımız
yoktur. Kullanmaya çalışsak
bile hem zaman gerektirir hem
de kontrole tabi tutan kişiler
açısından olumsuzluklar yaşa-
nabilir. Elektronik, teknolojik
güvenlik cihazların kötü niyetli
kişiler tarafından bir şekilde
aşılabileceği, devre dışı bıra-
kılabileceği ihtimali sürekli
vardır. Bu nedenle daha sağlıklı
güvenliği sağlamada, Profiling
kişilik analizi, suç ve suçlu profi-
li şüpheli analizi gittikçe önem
kazanmaktadır. İnsanlık var
olduğundan beri insanların yüz
yapısı, dış görünüşlerine baka-
rak karakter arasında bir ilişki
kurmaya çalışılmıştır. Özellikle
19 yüzyıl başlarında. Vehmin,
bir bilim dalına dönüştüğünün
göstergesi Fizyonomidir. Fiz-
yonomi; İnsanın ruh yapısı ile
dış görünüşü arasındaki ilişkiyi
inceleyen bilim dalıdır. İnsa-
nın dış görünüşü ile özellikle
yüz hatlarından yola çıkarak
karakterinin yorumlanmasıdır.
İnsanların karakterlerini teşkil
eden bütün istekleri yüzüne
yansımaktadır. Bunları takiple
insanlar hakkında belirli bir
kanıya (iyi, kötü, şüpheli, suçlu)
sahip oluna bilinir. Avrupa’da
kişinin doğuştan vücudunda
kriminal bir kişilik yapısı olup
olmadığı araştırılmıştır. Bunla-
rın başında İtalyan askeri hekim
cesare Lombroso çalışmala-
rında görülmüştür. Lombroso
insanların fiziksel anomalilerinin
onları potansiyel suçlu yaptığını
iddia eden (doğuştan suçlu)
fikrini ortaya atan suç antropo-
loğudur. Doğuştan suçlunun
fizik anomalileri saymış ve suç
işleyen insanları gruplar ayırmış-
tır. Suçlu insanların, kafa yapı-
larından hemen tanınabileceğini
iddia etmiştir. Fizyonomi ilmine
saygı duymakla beraber insan-
ları sadece dış görünüşlerine
bakarak değerlendirmek, şüphe-
li (suçlu)olup olmadığına karar
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
45.
46. 40 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
vermek, insanları peşinen suçlu
kabul etmek doğru olmayan bir
yaklaşımdır. Bunun yanında kişi-
lerin profili, tavır ve davranışları,
mekan ve zaman uyumsuzluğun-
dan, yaşanan olaylardan (modus
operandı) edinilen tecrübeden
kaynaklan durumlar, şüpheli
analizinde kullanılmakta veya en
azından bilgi vermektedir.
Bunları değerlendirerek yüzde
yüz doğru olduğunu veya isabetli
karar verildiğini söylemek veya
iddia etmek zordur. Ancak; şüp-
heli kişi hakkında karar vermede
yardımcı olarak kullanılması,
özel hayata ve özgürlüklere en
az müdahale açısından yararlı
olduğu söylenebilir. Yasal dü-
zenlemede “Güvenlik personeli
kendi tecrübesi, içinde bulun-
duğu durumdan edindiği izlenim
daha önce yaşanmış olaylardan
edindiği tecrübe ışığında, o kişi-
nin suç işleyeceği veya işlediği
hususunda kanaat elde ederse
veya kişinin silahlı olduğu ve
halen tehlike yarattığı kanaa-
tine varırsa kişileri ve araçları
durdurabilir ( PVSK md.4).”
hükmü vardır. Kişiden kaynaklı
şüpheli durumlar. Görünüş;
Genel Müdürlüğü, APK Dairesi
Başkanlığınca, Suç Ve Suçlu
Profili (2),adlı çalışmada, 1997
yılında, Ülke genelinde gözaltına
alanın şüpheliler ilgili, 26.151
veri değerlendirilmiştir. Verilerin
değerlendirilmesinde: Hırsızlık
suçların suç ve suçlu profili
çıkarılmıştır. Hırsızlık suçların-
dan gözaltına alınan şüphelilerin
%8.1’ini bayanların,%91.9’unun
ise erkeklerin oluşturduğu göz-
lenmiştir (Suç ve suçlu profili,
(2), Ankara, 2001, Sayfa, 93.)
% 52.7’sinin ilkokul mezunu
kişilerden oluştuğu gözlenmiştir
(Age. sayfa 96)
%29.4’ünün 18-25 yaş grubun-
dan oluşan kişilerin oluşturdu-
ğu gözlenmiştir. Genç yaştaki
kişilerin hırsızlık suçlarına daha
fazla karıştığı söylenebilir (Age.
sayfa,97,281.).
Suçlu profili
Bazı profesyonel hırsızlık şebe-
keleri, kanunların ceza indirimin-
den faydalandığından hırsızlık,
yankesicilik gibi olaylarda 18
yaşından küçük çocukları yön-
lendirmektedir. Hırsızlık suçla-
rından gözaltına alınan kişilerin
eğitim durumları, bütün suçlarda
olduğu gibi büyük çoğunluğunun
ilkokul mezunu olduğu anlaşıl-
maktadır. Hırsızlık suçundan
gözaltına alınan şüphelilerin
%33.9’unun sabıkalı kişilerden
oluştuğu daha öncede bu suçu
islediği ve suç işlemeyi alışkan-
lık hatta meslek haline getir-
diği görülmektedir (Age.sayfa,
99,282). Güvenlik görevlilerinin,
görevli olduğu bölgelerde önce-
den suç işleyen sabıkalı kişileri
tanıması, bu kişilere dikkat
etmesi, bu kişilerin buralar da
faaliyet göstermesini engelle-
yecektir. Hırsızlık suçlarından
gözaltına alınan şüphelilerin %
45.7’sinin daha öncede herhan-
gi bir suçtan gözaltına alınmış ve
şüphelilerin %55.9’ unun daha
önceki gözaltı nedeni ile aynı
suçtan gözaltına alındığı göz-
lenmiştir (Age. sayfa.103,104).
Şüphelilerin %26.8’ inin daha
önce aynı mevkide gözaltına
alındığı göstermektedir. Bu
durum bize hırsızlık suçlarından
sanıkların suç işlemede aynı
mevkileri kullandığını göstermek-
tedir (Age. Sayfa.105). Şüphe-
lilerin suç işleme saatlerinin
12.00-20.00 ve 24.00-02.00
saatleri arasında yoğunlaştığı
gözlenmiştir (Age.sayfa.107).
Güvenlik kuvvetlerinin, devriye
ve nokta hizmetlerini, belirlenen
saatlerde yoğunlaştırması, suç
işlenmesini oranın düşürecektir
(Age.Sayfa.107,283).
Genelde suçları ocak, mart
aylarında işledikleri görülmek-
tedir. Bu aylarda gecelerin uzun
olması, karanlığın fazla olması
faaliyetleri için gerekli zamanı
bulmaları, insanların gece sosyal
faaliyetlere daha fazla gitmesi,
gecelerin uzun olması nedeniyle
istirahat saatlerinin uzaması,
hırsızların kışı daha güvenli
sıcak olan cezaevinde geçirmek
gibi nedenlerle hırsızlık suçunun
bu suçun aylarda gerçekleştiği
Güvenliğin
artmasını sağlamak,
özgürlüklerin
sınırlandırılması
anlamına gelmektedir.
Özgürlük ve güvenlik
dengesi, özel hayatın
gizliliği, özgürlüklere
müdahale etmeden
güvenliğin sağlanması
veya güvenliği sağlamak
için özgürlüklere
müdahale edilmemesi
sürekli tartışma
konusudur.
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
47.
48. 42 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
söylenebilir. Diğer ülke istatis-
tikilerine baktığımızda hemen he-
men ayni profile karşılaştığımızı
görebiliriz. Daha geniş bilgi için
“Karagöz A. Ankara. 2005, 2.
Baskı, Suç Önleme Hizmetleri”
burada dikkat edilmesi gereken
husus sabıkalı kişiler veya diğer
kişiler hakkında ön yargılı olma-
dan suç işleyeceği veya işlediği
yönünde başka emareler varsa
incelenmesidir.
Tavır ve davranışlar; yürü-
yüş, ses, renk verme, gözler,
korku, kaygı, dil, dudaklarımız,
beynimizin kontrol edemediği
davranışlardır. Kötü niyetli
kişiler yasa dışı bir faaliyette
bulunuyorsa tavır ve davranış-
larında mutlak anormal olduğu
gözlemlenir. Halk arasına
yerleşmiş sözlere konu ol-
muştur. “Kılıksız olduğu için
eskiden topluluk içinde kısıla
büzüle yürüyen kimse de giyimli
kuşamı olduğu zaman dikkati
çekecek kadar güzel yürür. Para
ve güzel giyiniş insanların tüm
görünüş ve kişiliklerini baştan
sona etkiler.” “Adam kulaklarına
kadar kızardı”, “Yüzü kızardı”,
“Duyunca sapsarı oldu”, “Hain
bakışlı”, “Soğuk soğuk bakıyor”,
“Yüzünde meymenet (huysuz,
kılıksız, suratsız, aksi) yok”
bunlar gözlem sonucu elde
edilen bilgilerdir. İnsan başka-
larının görmesini istemediği bir
durumu varsa bunu dışardan
gizlemeye çalışır. Bunu bazen
istem dışı olarak gerçekleştirir.
Suç meydana gelmişse
suçun işlendiğine dair iz ve
emarelerin üzerinde görülmesi,
Kişinin hal ve davranışla-
rında suç işleyebileceği veya
işlediği izleniminin uyanması,
Bulunması gereken yer ve
zaman dışında bulunma,
Bulunduğu yer ve zamanı
mantıklı izah edememe,
Uygunsuz park
Güvenlik personelinin
sorularına ilgisiz cevap verme,
umursamama, gibi belirtiler-
le karşılaşabiliriz. Yukarıda
ifade edilmeye çalışıldığı gibi
önemli olan bunların yanında
somut emarelerinde bulunması
durumun kişiler inceleme söz
konusu olmalıdır.
Elimizdeki yasalardan ve
imkânlardan kaynaklanan
kuvvetimizi, özel hayata ve
özgürlükle en az müdahale
edecek yöntemleri kullanma-
lıyız. Şüphe ile hareket ederek
somut veriler olmadığı sürece
kişilerin özgürlüklerinin rahat
kullanmasına zemin hazırlama-
lıyız. Hukukun amacı keyfiliğin
önlenmesi ve geleceğin güvence
altına alınmasıdır.
Kaynakça;
Suç ve Suçlu Profili (1),(2)A.P.K.
Dairesi Başkanlığı 2001 Ankara,
Polisin El Kitabı, Eğitim Dairesi
Bakanlığı Yayınları 1978 Ankara,
Feridun Yenisey Polisin Önleyi-
ci Görevleri Konferansı 2004
Ankara
Ahmet Karagöz Suç Önleme
Hizmetleri 2002 Ankara,
Orhan Erdem Yüz Okuma
2013,İstanbul 26. basım,
Erol Göka – Murat Beyazyüz Ger-
çek İnsanın Yüzünde Yazar mı
2012,İstanbul Timaş Yayınları,
Fahrettin İskender Fizyonomi,
1933 İstanbul,
İbrahim Çubukçu Agah, Gazzali
ve Şüphecilik 1989 Ankara,
Füsun Sokullu Polis Alt Kültürün-
de Şüphe 1989 İstanbul,
Serol Teber Davranışlarımızın
Kökeni 2004 İstanbul.
Elektronik, teknolojik güvenlik
cihazların kötü niyetli kişiler tarafından bir
şekilde aşılabileceği, devre dışı bırakılabileceği
ihtimali sürekli vardır. Bu nedenle daha
sağlıklı güvenliği sağlamada, profiling kişilik
analizi, suç ve suçlu profili şüpheli analizi
gittikçe önem kazanmaktadır.
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
49.
50. 44 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
Arnold Wolfers’a göre güvenlik; objektif anlamda eldeki
değerlere yönelik bir tehdidin olmaması, subjektif anlamda
ise bu değerlere yönelik bir saldırı olacağı korkusu
taşımamaktır. Bu tanımlamadan hareketle güvenlik
olgusunun varlık sebebinin “tehdit” olduğu söylenebilir.
Cem ORÇUN
POLİGON CLUB
Toplum psikolojisi ve
özel güvenlik
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
51. Ağustos 2017 GüvenlikYönetimi n 45
Ö
ncelikle güvenlik olgu-
suna, küreselleşmenin
değişime zorladığı bir
kavram olarak ortak bir
bakış geliştirilmesinin
doğru olacağını değerlendiriyo-
rum. Diğer taraftan bireyin temel
güvenlik ihtiyacı açısından bilinen
gerçekleri gözden geçirmemiz ya-
rarlı olacaktır. Ardından, toplumun
güvenlik algısının ve toplum ile
özel güvenliğin ilişkisini yorumla-
mak çok daha kolaylaşacaktır.
Küreselleşme sonrasında güvenlik
anlayışı;
Güvenlik sözlük anlamı içinde;
“tehlike bulunmaması hali, emin
ve rahat olma” şeklinde tanımla-
nabilir. Diğer bir anlatımla güvenlik
zarara uğramamak ve korku içinde
olmamaktır. Arnold Wolfers bu
tanımlamayı iki farklı bileşene
bölerek bir güvenlik tanımlamasına
ulaşmaya çalışmıştır. Wolfers’a
göre güvenlik; objektif anlamda
eldeki değerlere yönelik bir tehdi-
din olmaması, subjektif anlamda
ise bu değerlere yönelik bir saldırı
olacağı korkusu taşımamaktır. Bu
tanımlamadan hareketle güven-
lik olgusunun varlık sebebinin
“tehdit” olduğu söylenebilir. Tehdit
kavramı ise; bir devlet, toplum ya
da bireyin yaşamına veya sahip
olduğu değerlere yönelik olumsuz
sonuçlar doğurma potansiyeli
olan olaylar ya da olgular şeklinde
tanımlanabilir. Küreselleşme süre-
cinin hemen her alanda yaratmış
olduğu dönüşüm süreci sonucu
tehdit algılamaları çeşitlenmiş,
bu bağlamda güvenlik kavramının
genişleme ve derinleşme süreci
hızlanmıştır. Güvenlik kavramının
“genişlemesi” askeri güvenliğin
yanı sıra ekonomik, çevresel,
toplumsal askeri olmayan güvenlik
alanlarının da güvenlik alanı içine
dâhil edilmesi sürecidir. Güvenlik
kavramının “derinleşmesi” ise dev-
letlerin yanı sıra bireylerin, grup-
ların ve diğer devlet dışı birim-
lerin de güvenlik çalışmalarında
analiz birimi olarak ele alınması
sürecidir. Küreselleşme sürecin-
de yaşanan tehdit çeşitlenmesi
güvenliğin dönüşümünü adeta
bir zorunluluk haline getirmiştir.
Güvenlik algılamalarında mey-
dana gelen değişimin en önemli
sebeplerinden birisi, tehdidin tek
boyutlu olma klasik konumun-
dan çıkarak, asimetrik ve çok
boyutlu bir konuma ulaşmasıdır.
Bu durum, günümüz tehditleri ile
mücadelede klasik yapılanma ve
anlayışların geçerliliğini tamamen
yitirdiğine işaret etmektedir.
Küreselleşme sürecinin güvenlik
alanına etkileri konuyu somutlaş-
tırmak adına şu şekilde sıralana-
bilir:
Güvenlik alanında yeni tehdit-
lerin ortaya çıkması: Siber terör,
bilimsel çalışmaların ekolojik
dengeyi bozma girişimleri (ge-
netik bilimi), yeni tür hastalıklar
(kuş gribi) gibi…
Geçmişte var olan fakat
güvenlik alanı içinde düşünülme-
yen konuların güvenlik alanına
eklenmesi: Birey güvenliği, çevre
güvenliği gibi…
Geleneksel güvenlik tehditle-
rinin dönüşüm yaşaması: Terör,
savaş, organize suçlar gibi tehdit-
lerin kabuk değiştirmesi ve yeni
formlarda ortaya çıkmaları.
Küreselleşme ile ortaya
çıkan asimetrik tehdit; “Saldır-
ganın muhatabından göreceli
olarak daha zayıf olmasına kar-
şın muhatabının zafiyetlerinden
yararlanmaya yönelerek oluştur-
duğu tehdit olarak tanımlanmak-
ta ve “asimetrik tehdit”, ani ve
hazırlıksız saldırıyla karşı karşıya
kalma olasılığını artırmaktadır.
Günümüz güvenlik anlayışı-
nın temeline risk kavramının
yerleştirilmesi doğaldır. Zira
küreselleşme süreci tehdit ve
tehlikeleri belirsizleştirmiştir.
Küreselleşme ekseninde şekil-
lenen yeni güvenlik anlayışının
bir diğer özelliği ‘fiziksel olma-
yan’ güvenlik olgusudur. Sonuç
olarak; bu süreçte güvenliğin
yeniden düşünülmesi konusun-
da atılması gereken ilk adım
kavramın güncel olarak yeniden
tanımlanmasıdır. Kavramın bilim-
Küreselleşme ile
ortaya çıkan asimetrik
tehdit; “Saldırganın
muhatabından
göreceli olarak
daha zayıf olmasına
karşın muhatabının
zafiyetlerinden
yararlanmaya
yönelerek oluşturduğu
tehdit olarak
tanımlanmakta ve
ani ve hazırlıksız
saldırıyla karşı karşıya
kalma olasılığını
artırmaktadır.
Cem ORÇUN
52. 46 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
sel çerçevesi yeniden çizilmeli,
devlet merkezli ve askeri tehdit
odaklı geleneksel bakış açısın-
dan kurtulunmalıdır. Çünkü yeni
tehditlerin büyük bir kısmı siville-
re yönelik olan ve askeri olmayan
güvenlik anlayışı içinde mücadele
edilmesi gereken tehditlerdir.
Bireyin temel güvenlik
ihtiyaçları
Maslow’a göre bireyler
yaşamlarında kendileri birtakım
hedefler belirler ve bu doğrultu-
da yaşamlarını biçimlendirirler.
İnsanın kendini gerçekleştirmesi
şeklinde belirtilen son basamak
için belli bir hiyerarşi içerisinde
yaşama dair belirlenen hedefle-
rin ve bu hedeflere ulaşılması
için gerek duyulan ihtiyaçların
karşılanması gerekmektedir. Bu
bağlamda ihtiyaçlar yaşamın her
aşamasında bireylerin yerine
getirmesi gereken bir olgu olarak
karşısına çıkmaktadır. Beş ayrı
basamakla açıklanan ihtiyaçlar
hiyerarşi teorisine göre; insanla-
rın hedeflerini gerçekleştirmek
için birtakım istek, beklenti ve
ihtiyaçlarının olduğu ve bunların
farklı bir şekilde kategorize edile-
bileceği belirtilmektedir. İnsan-
ların ihtiyaçları basamaklanmış
ve bir üst seviyeye geçilmesinin
ancak; bir alt basamaktaki ihti-
yaçların yeterli seviyede karşılan-
masıyla olabileceği yani bireyin
kendini gerçekleştirmesinin
hiyerarşi içerisindeki seviyelerin
tamamlanmasıyla sağlanacağı
anlatılmaktadır. Maslow’un teori-
sine göre; birinci basamakta en
temel ihtiyaçlar fiziksel nitelikte
olup bunlar yeme içme, uyuma,
barınma gibi gereksinimlerdir.
Bir sonraki basamak; güvenlik
ihtiyacı olup bireylerin güvenli
bir ortamda çatışmalardan ve
karışıklıktan uzak olacak şekil-
de yaşama istekleri bir ihtiyaç
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üçüncü basamak; aitlik ve sevgi
tabanlı olup sosyal ihtiyaçlar;
sevgi, sevilme ve bir yerlere
aitlik şeklindeki ihtiyaçlar olarak
belirtilmektedir. Dördüncü
basamakta bireyin bir şeyleri
başarma, takdir edilme ve saygı
görme bir ihtiyaç olarak belir-
tilmektedir. Beşinci ve en üst
basamakta ise kişinin kendini
gerçekleştirmesi ve bireyin kendi
kapasitesinin farkına varması
ve başarının bununla birlikte
elde edilmesi olarak belirtilmek-
tedir. Her bir seviye dikkatlice
irdelendiğinde bireyin kendisini
gerçekleştirmesine yönelik
büyük resim rahatlıkla görüle-
bilmektedir. Sade ve basit bir
anlatımla sunulan teoride açıkça
görülmektedir ki ikinci basamak
olan güvenlik ihtiyacından sonra
bireyler sosyal bir yaşam adına
ihtiyaçlarını karşılamak istemek-
te ve üst basamaklara çıkıldıkça
fiziksel ihtiyaçlar yerini sosyal
ihtiyaç ve isteklere bırakmak-
tadır. Bu da göstermektedir ki
ilk iki basamak sosyal bir varlık
olan insan için olmazsa olmaz-
lar arasında yerini almaktadır.
Yani sosyal bir varlık olmanın
ve sosyalleşmenin oluşabilmesi
için birey temel fiziksel ihtiyaç-
larını karşıladıktan sonra hava
ve su gibi ihtiyacı olan güvenlik
ihtiyacını da karşılamak duru-
mundadır. Aksi durumda bireyin
kendini gerçekleştirmesi ve
dolayısıyla da mutlu olması söz
konusu olmamaktadır.
Toplumun güvenlik algısı ve
özel güvenlik
Birey aynı anda özgür olmayı
ve güvende olmayı ister; ancak
özgür olmak ön plandadır. Dav-
ranışlarının kısıtlanmasını hiçbir
zaman istemez, yani kurallara
uymayı sevmez ancak güvenliğin-
den endişeye düştüğünde veya
zarar gördüğünde özgürlük bir
anda ikinci plana düşer ve şikâyet
etmeler, kendi kurallarını koymalar
başlar. Artık psikoloji tamamen
değişmiştir.
Toplumsal davranışların ortaya
çıkardığı güvenlik algısı; özel gü-
venlik sisteminin yaptırım gücünü
de etkilemektedir. Bireylerde em-
niyette olma kaygısı ön plana çıkar
ise, güvenlik duygusu yerini endi-
şeye bırakır. Aldığınız önlemlerin
yeterliliğine toplumu inandıramaz-
sınız. Diğer taraftan eğer güvenlik
sistemi doğru kurgulanamaz ise
üstlendiği misyon ile muhatapları-
nın davranışlarının çatışması ha-
linde yaşadığı tereddüt nedeniyle
özel güvenlik görevlisi de sistemi
sorgulamaya başlayacaktır. İşte
tam bu noktada güvenlik yapılan-
ması zarar görmeye başlamakta-
dır. Halen günlük yaşantımızda
toplumsal algıya yönelik; bazı rutin
güvenlik önlemlerinin sonuçlarını
yorumlamak gerekir ise; bu gibi
rutin güvenlik önlemleri, toplumda
kanıksanması kaçınılmaz “kural
etkisizliğini’’ oluşturur. AVM’lerde
alınan “caydırma” amaçlı sözde
güvenlik önlemleridir. Özel gü-
venlik görevlilerinin müşterileri
araçlarının bagajlara bakması,
kapı girişlerinde el dedektörü ile
çantaların aranması, son dönem-
lerde x- ray cihazlarının yoğun ve
amaçsız kullanılması gibi uygu-
lamalar en çarpıcı örneklerdir.
Alınan önlemlerin baskıcı rutinleri;
güvenlik unsurlarını değersizleşti-
rir ve yaptırımını ortadan kaldırır.
Bu önlemlerin amacı “caydırma”
olmakla beraber yapılan yanlışlık,
asıl amacından uzaklaşmasına yol
açmaktadır.
Güvenlik kavramının teorik ve
pratik geçerlilik süresi arasındaki
dengesizlik; daha iyi bir uygulama
bulunmadığı için toplum tarafından
kabullenilmekle beraber sebep- so-
nuç ilişkisini tutarsızlığı nedeniyle
şikâyeti bol yeni bir güvenlik kültü-
rü oluşmaktadır. Yerleşik toplum
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
53.
54. 48 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
psikolojisi – yerleşik güvenlik
psikolojisi ile etkileşime girmiş,
toplum psikolojisi baskın çıkmış,
güvenliğin sağlanması ve sağla-
yan unsurlar toplum psikolojisine
göre şekillenmiştir.
Toplumsal psikolojinin altya-
pısını oluşturan, sosyal etkile-
şim, güvenliğin sağlanmasında
karşılıklı zaaflar ve olumsuzluk-
ları meydana getirebilmektedir.
Hoşgörüsüzlük ve duyarsızlığa
yol açan bu etkileşim, güvenlik
görevlilerinin haklı ve doğru yak-
laşımlarının etkilerini zayıflatmak-
tadır. Sonuçta ortaya saygınlığı
olmayan güvenlik mekanizma-
sını çıkmaktadır. Etkileşimin bu
şekilde oluşmasına izin verilmesi
halinde, kendi çözüm kültürünü
yaratan ve geçiştiren bir toplum
davranışı ortaya çıkmaktadır. Böy-
le bir oluşum güvenlik sisteminin
en önemli aktörlerinden biri olan
özel güvenlik personelini tartışılır
hale getirmektedir. Haliyle etkili
ve sürdürülebilir bir özel güvenlik
hizmeti gerçekleşememektedir.
Toplumsal psikolojinin yönlen-
dirdiği bu etkileşim genel kolluk
da dahil olmak üzere güvenliğin
bütün uygulayıcı paydaşları için
de geçerlidir. Bütün uygulayıcı-
ların güvenlik algısı, toplumsal
algıyla etkileşim içerisinde olduğu
için birbirini tetikleyen olumlu ya
da olumsuz davranış biçimlerini
şekillendirmektedir. Sonuçta bu
davranışlar kuralların yerini almak-
ta, yeterli olup olmadığı tartışılan
güvenlik standartları ortaya çık-
maktadır. Hatta bazen bu güvenlik
standartları kişisel yorumlara açık
hale gelebilmektedir.
Örnek vermek gerekirse; bir
binanın girişinde kimlik kontrolü
yapan özel güvenlik görevlisine
“sen bana kimlik soramazsın”
diyerek sert bir şekilde tepki
gösteren kişiye bir daha kimlik so-
rulmaz veya niçin kimlik kontrolü
yapıldığı açıklanamaz ise sistemin
çökmesi önlenemez.
Bir başka örnek; kurum tarafından
verilen elektronik kartın turnike-
lerden geçişlerde kullanılmadığı
bir sistemde, dışarıdan gelenlerin
kurallara uymalarını beklemek ger-
çekçi bir beklenti olamaz.
Daha farklı bir örnek ise; bankada
görev yapan özel güvenlik görev-
lileridir. Bu görevlilerin üstlendiği
güvenlik sorumluluğu, kurumun
ticari kaygıların gerisinde kalmış-
tır. Girişte müşteriyi karşılayan,
adeta bir danışma görevlisi gibi
meşgul olması beklenen, bazen
de ek işler yaptırılan güvenlik
çalışanı artık farklı bir iş yapmak-
tadır ki buna özel güvenlik hizmeti
demek doğru değildir. Ne yazık ki
davranış biçimleri özel güvenlik
görevlisinin yeni görev tanımını
oluşturmuş, asıl görevinin yerine
geçmiştir.
Bu örnekler ülkemizdeki güvenlik
alanlarının çoğunda görülmekte-
dir. Kurallara uyanlara-kurallara
uymayanlara göre güvenlik sağla-
nır olmuştur. Ancak unutulmama-
lıdır ki kurallar güvenlik ihtiyaçla-
rının gerektirdiği düzenlemelerdir.
Kurallara uyulmasını yöneten özel
güvenlik çalışanları; görev etkin-
liklerini artırabilmek maksadıyla
toplum psikolojisini öğrenmeli ve
bunları caydırıcılık görevi yaparken
ve hatta problem çözmede doğru
olarak kullanabilmelidir.
Güvenli olma – güvende olma; bir
yaşam biçimidir. Güvenlik kavram-
sal olarak ne kadar genişlerse,
algısı da o kadar güçlenir. Bu
eğitim ile alakalıdır. Davranışlar
eğitimle yönlendirilebilir.
Kaynakça:
Karabulut Bilal Küreselleşme Sü-
recinde Güvenliği Yeniden Düşün-
mek: Güvenlik ” 2011, Ankara,
Çetin, Elif Küreselleşme ve
Uluslararası Güvenlik (http//www.
foreignpolicy.org.tr)
Yaşar Büyükanıt, “Küreselleşme
ve Uluslararası Güvenlik”, Sem-
pozyumu 29.05.2003.
Nilüfer Önen- Küreselleşme Ekse-
ninde Değişen Güvenlik Algısı
Bartın Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi
Yıl: 2015 Cilt: 6 Sayı: 12
DOLU, Osman, Ş. Uludağ ve C.
Doğutaş (2010), Suç korkusu:
nedenleri,
sonuçları ve güvenlik politikaları
ilişkisi. Ankara Üniversitesi SBF
Dergisi, 65 (01), 57-81
Ertürk Kazım. Ö, ve & C. M. Kıyak
(2011), halkla ilişkilere Maslow’un
ihtiyaçlar hiyerarşisi
Gazi Üniversitesi İletişim Fakülte-
si, 32. 127-151.
Kula Sedat Maslow İhtiyaçlar
Hiyerarşisi Bağlamında Toplumda
Bireyler
Maslow, Abraham. H (1943),
A theory of human motivation.
Psychological Review,
Konyar Abdurrahman TEZ çalışma-
sı(2016) Toplumun Güvenlik algısı
Toplumsal
psikolojinin altyapısını
oluşturan sosyal
etkileşim, güvenliğin
sağlanmasında
karşılıklı zaaflar ve
olumsuzlukları meydana
getirebilmektedir.
Hoşgörüsüzlük
ve duyarsızlığa yol
açan bu etkileşim,
güvenlik görevlilerinin
haklı ve doğru
yaklaşımlarının etkilerini
zayıflatmaktadır.
ÖZEL DOSYA TOPLUMSAL DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİ VE ÖZEL GÜVENLİK
55.
56. 50 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
SEKTÖRDEN
Firmanız hakkında bilgi
alabilir miyiz?
Nisan ayından bu yana Türki-
ye’deki faaliyetlerimizi Panasonic
Eco Solutions Türkiye adıyla
sürdürüyoruz. Ürün gamımız
içerisinde elektrik anahtar ve
prizleri, grup prizler, sigorta ku-
tuları, aksesuarlar, alçak gerilim
şalt ürünleri, elektronik elektrik
sayaçları, OSOS (otomatik sayaç
okuma sistemleri), sayaç oto-
masyon çözümleri, Thea IQ bina
otomasyon sistemleri, Panasonic
profesyonel el aletleri, güvenlik
kamera sistemleri ve yangın algı-
lama sistemleri yer alıyor.
Güvenlik alanında hangi çö-
zümleri sunuyorsunuz?
CCTV ve yangın güvenliğinde
entegre çözümler sunuyoruz.
Son kullanıcı, projelerde entegre
sistemleri tercih ediyor. Panaso-
nic Alarm Manager platformumuz
diğer markalara da açık. Sistem-
lerin tamamı Panasonic olacak
diye bir koşulumuz yok. Tamamen
kendi içinde flex bir sistem. Şehir
güvenliğinde sunmuş olduğumuz
çözümlerimiz var. mobese kamera-
larında ürünlerimiz tercih ediliyor.
Yangın algılama ürünlerimiz ise
daha çok kritik tesislerde kullanılı-
yor. Konut projelerinde yer almayı
tercih etmiyoruz.
Panasonic yangın algılama sis-
temleri hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Yüksek doğruluk performansıyla
başarısı dünyada birçok endüst-
ride kanıtlanan Panasonic yangın
algılama sistemleri, 30 yılı aşkın
deneyimle dünya sınıfı koruma
sunuyor. Yangına karşı doğru
zamanda doğru alarmın yanı sıra
yangına yol açabilecek durumları
da önceden bildirmek üzere tasar-
lanmış teknolojisiyle Panasonic
yangın algılama sistemleri, tüm
binalar için gereken güvenlik ve
emniyeti profesyonel çözümlerle
buluşturuyor. Panasonic yangın
alarm sistemleri, hem kontrol
panellerinde hem de dedektörler-
de ileri Panasonic teknolojilerinin
kullanılması sayesinde, yüksek
güvenirliliğin yanı sıra yanlış alarm
sayısında azalmayı da garanti
ediyor. Yeni nesil yangın algılama
sistemi EBL512 G3, ortama uyum
sağlayan dedektörlerle birlikte ça-
lışan benzersiz işlevsellik, kendini
uyarlama ve interaktif özellikleriy-
le binalara, iş yerlerine güvenlik,
koruma ve konfor sunuyor.
Türkiye’de güvenlik sektörü ile
ilgili görüşleriniz nelerdir?
Türkiye’de güvenlik sektörü
gelişmeye devam ediyor. Yangın
Düşük
segmen
Avrupa’da sigorta şirketlerinin denetimi sıkı tuttuğunu ve
sektör üzerinde yaptırım gücünün fazla olduğunun altını çizen;
Panasonic Eco Solutions Türkiye Proje Satış Müdürlüğü Yangın
Alarm Sistemleri Satış Sorumlusu Yiğit GENÇ Türkiye’de yangın
güvenliği sektörünü değerlendirdi.
“Düşük segmentli projelerde
yangın yönetmeliği
uygulanmıyor”
57. Ağustos 2017 GüvenlikYönetimi n 51
Ürün kalitesi açısından pazarı
değerlendirebilir misiniz?
Piyasa 3 segmentten oluşuyor;
alt segment, orta segment ve üst
segment. Alt segmentte, çalışıp
çalışmadığı belli olmayan düşük
kaliteli ürünler söz konusu. Orta
segment, alım gücü belli bir limitte
olan müşterilere hitap ediyor. Üst
segment ise güvenlik ve kalitenin
üst düzey olduğu projelerde kulla-
nılıyor. Biz daha çok üst segmente
hitap ediyoruz.
Güvenlik sektöründe Avrupa ve
Türkiye arasında gördüğünüz en
önemli fark nedir?
Türkiye, Avrupa’ya göre biraz
daha geriden geliyor. Avrupa’da
her sene kameralardaki teknoloji
ve analizleme geliştikçe değişim
de gerçekleşiyor. Türkiye geriden
gelmesinin yanında hızlı gelişiyor
da diyebiliriz.
Ülkemizde sigorta sistemi-
nin işleyişi ile Avrupa’daki
işleyiş farklı mı?
Avrupa’da, güvenlik sektörün-
deki denetimleri sigorta şir-
ketleri yapıyor. Denetimler sıkı
tutuluyor; kullanmış olduğunuz
güvenlik ürünlerinin kaliteli
olması gerekiyor. Türkiye’deki
sigorta primleriyle, Avrupa’daki
sigorta primlerinin belirlenmesi
de çok farklı. Türkiye’de kame-
ranın var olup olmadığına göre
prim düşürülürken; Avrupa’da
kameranın kalitesine göre çok
daha düşük olabiliyor. Özellik-
le büyük ölçekli fabrikalarda
kullandığınız yangın sistemi
sigorta primlerinin; kameraya
göre çok daha fazla etkisi var.
Siz ne kadar kaliteli bir sistem
kurarsanız; sigortadaki eksper
arkadaşlar daha düşük primler
çıkartabiliyor.
güvenlik sektöründe ise akıllı
dedektörler tercih ediliyor. Örne-
ğin; Panasonic dedektörler ortamı
algılayıp hassasiyete göre algılama
seviyesini ayarlıyor. Sistemlerin
daha az yalancı alarm verme-
si üzerine çalışmalar yapılıyor.
Yangın güvenlik ürünleri sadece
ticari işletmelerde kullanılmıyor.
Konut projelerinde de yangın
sistemlerine önem veriliyor. Ama
en büyük sıkıntı konut projelerinde
kullanıcıların yanıltılmasıdır. Sektör
içerisinde denetimler yeterli değil;
kurulan sistemler denetlenmiyor.
Küçük işletmelerde işletme sahibi,
yangın tüpü koyarak yangından ko-
runduğunu düşünüyor. Türkiye’de
yangın güvenliği alanında yeterli
bilinç oluşmuş değil, denetimler
ise daha üst düzey projelerde
yapılıyor. Konut projelerinde ve
düşük segmentli projelerde yangın
yönetmeliği uygulanmıyor.
ntli
Yiğit
GENÇ
Sektör içerisinde denetimler yeterli
değil; kurulan sistemler denetlenmiyor.
Küçük işletmelerde işletme sahibi, yangın
tüpü koyarak yangından korunduğunu
düşünüyor. Türkiye’de yangın güvenliği
alanında yeterli bilinç oluşmuş değil,
denetimler ise daha üst düzey projelerde
yapılıyor.
58. 52 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
SEKTÖRDEN
Firmanız hakkında bilgi
alabilir miyiz?
Art Sistem olarak “en iyi tercih”
sloganıyla 2004 yılından beridir,
IT sektöründe distribütör (dağıtıcı)
olarak yer almaktayız. Dünyanın
en büyük teknoloji markalarını
5000’in üzerinde bayimiz ile son
kullanıcıya en avantajlı şekil-
de ulaştırıyoruz. 2011 yılında
oluşturduğumuz Uranium Security
Solutions markamız ile güvenlik
pazarında da yer almaktayız.
Dünyanın en büyük network
ürünleri üreticilerinden D-link’in
Türkiye distribütörüyüz. Bunun
haricinde Haikon, Seagate,WD,
Qnap, Asus,HP,Epson,Canon,Brot
her,Lenovo gibi markalarında ana
dağıtıcılığını yapmaktayız. 2015
yılında Bilişim 500 listesinde 66.
sırada yer aldık.
Sunmuş olduğunuz çözümler-
den bahseder misiniz?
Dünyanın en büyük IT marka-
ları ile çalışmanın avantajı ile
teknolojideki gelişmeleri en kısa
sürede bayilerimize, dolayısıyla
son kullanıcılara ulaştırabiliyo-
ruz. Bayilerimizin katma değerli
projelere yönelmesini sağlayarak,
projelerinde destek sağlıyoruz.
Uranium markamız ile devlet
malzeme ofisi kataloğunda yer
alarak bayilerimize alternatif satış
kanalları açıyoruz.
Kamera sistemlerinde görüntü-
lerin depolanması kadar kolay
bulanabilmesi ve korunması da
önem taşıyor. Siz bu konuda
hangi çözümleri üretiyorsunuz?
Artan çözünürlük değerleri ile
depolama alanı CCTV sistemle-
rinde büyük önem kazandı. 2017
başında pazara sunduğumuz
Uranium PRO serisi ürünlerimiz
ile H265 formatında kayıt sağla-
yarak, kullanıcıların depolama
alanından %50 tasarruf elde
edebilmesi imkanını sağladık.
Uranium kullanıcı dostu arayüz
yazılımız ile kayıt cihazlarında
kullanıcıların tek tuş tıklaması
ile 5,10,15,30,60 saniyelik gö-
rüntülere saniye içinde ulaşma-
sını sağlıyoruz. Data korunması
konusunda ise kullanıcılara ve
bayilerimize mutlaka 7/24 çalı-
şan güvenlik diski kullanmaları
ve disklerin özellikleri konusunda
bilgilendirme yapıyoruz. Dünya-
nın en büyük 2 disk markasının
da ana dağıtıcısı olduğumuzdan,
disk üreticileri de bize eğitim ve
bilgilendirme konusunda gerekli
desteği sağlıyorlar.
Yazılımlarınızın kullanıcılara
sağladığı avantajlar nelerdir?
Uranium kullanıcı dostu arayü-
Merdive
firmalar
Güvenlik sektöründe çözünürlüklerin artmasıyla depolama
alanı ihtiyaçlarının çok daha fazla artacağını ve buna
paralel olarak disk kapasitelerinin yükseleceğini belirten
Art Sistem Bilgisayar ve Güvenlik Teknolojileri Ltd. Şti.
Genel Müdürü Serkan KEKİK; sektörün büyümeye devam
edeceğini söyledi. Kekik; merdiven altı üretim yapan
firmaların sektörden eleneceğini ifade etti.
“Merdiven altı firmalar
sektörden elenecek”
59. Ağustos 2017 GüvenlikYönetimi n 53
Artan çözünürlük değerleri ile depolama
alanı CCTV sistemlerinde büyük önem
kazandı. 2017 başında pazara sunduğumuz
Uranium PRO serisi ürünlerimiz ile H265
formatında kayıt sağlayarak, kullanıcıların
depolama alanından %50 tasarruf elde
edebilmesine imkân sağladık.
zümüzü pazara ilk sunduğumuz
2013 yılından beridir sahadan
gelen feedbackler doğrultusunda
geliştiriyoruz. Uranium yazılımın
piyasada birçok taklidinin olma-
sına rağmen, replika yazılımlarda
bizim geliştirdiğimiz kullanıcı
dostu arayüz yazılımımızın birçok
fonksiyonun eksik olduğu gibi sta-
bilde çalışmıyor. Örneğin; Uranium
kullanıcı dostu arayüz yazılımımız
dünyada yoğun halde bulunan
siber saldırılardan etkilenmedi.
Siber güvenlik alanında üretmiş
olduğunuz çözümlerden bahse-
der misiniz?
Siber güvenlik alanında yazılım-
sal olarak, Nod32, Bitdefender,
Kaspersky,Symantec, F-secure
gibi birçok markanın dağıtıcılığını
yaptığımız gibi donanımsal ve
yazılım bir arada UTM-Firewall
çözümlerinde Sophos, Zyxel, For-
en
r
Serkan
KEKİK
aynı pazar payını yakalayacaktır.
Çözünürlüklerin artmasıyla depo-
lama alanı ihtiyaçları çok daha
fazla artacak, disk kapasiteleri
yükselecektir. Merdiven altı üre-
tim yapan firmalar sektörümüz-
den elenecektir.
tinet ve Sonicwall ürünlerini bayi
kanalımıza ulaştırıyoruz.
Türkiye’de güvenlik sektörünü
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güvenlik pazarı, özellikle CCTV
tarafı gün geçtikçe büyüyor.
Dünyanın en büyük markaları-
nın da Türkiye’de ofis açmaları
ve pazarda büyümeleri pazarın
ilerleyen dönemde çok daha
fazla büyüyeceğini gösteriyor.
Kendini geliştiremeyen ve yerinde
kalan, merdiven altı üretim yap-
maya devam eden firmalar tüm
sektörlerde olduğu gibi güvenlik
sektöründe de çok fazla yer ala-
mayacaklardır.
Önümüzdeki süreçte sizce sek-
törde eğilimler neler olacak?
CCTV pazarında, IP tarafı büyü-
meye devam edecek, belli bir
süre sonra TVI,AHD ve CVI ile
60. 54 n GüvenlikYönetimi Ağustos 2017
ELEKTRONİK GÜVENLİK
B
ioAffix® WinLogon
sunucu tabanlı biyo-
metrik microsoft®
windows oturum açma
uygulamasıdır. Uygula-
ma aşağıda belirtmiş olduğumuz
alanlarda kullanılmaktadır.
Microsoft® active directory
üzerinde oturum açma, windows
biyometrik oturum açma
Farklı kullanıcı çalıştır ile bi-
yometrik uygulama çalıştırma ve
yetkilendirme
Biyometrik uzak masaüstü
bağlantısı (Remote Desktop –
RDP)
Biyometrik sanal özel ağ
bağlantısı (Virtual Private Network
– VPN)
BioAffix® WinLogon, microsoft®
active directory kullanan kurum
ve kuruluşlarda çalışanların bi-
yometrik windows oturum açma,
uygulama çalıştırma ve yetkilen-
BioAffix® WinLogon, Microsoft Active Directory kullanan
kurum ve kuruluşlarda çalışanların biyometrik windows
oturum açma, uygulama çalıştırma ve yetkilendirme,
uzak masaüstü bağlantısı ve VPN bağlantısı yapabilmeleri
amacıyla geliştirilmiştir.
ONES MEDİKAL BİLGİSAYAR YAZILIM ELEKTRONİK
İLETİŞİM İÇ VE DIŞ TİC. LTD.ŞTİ.
BioAffix
WinLogon
dirme, uzak masaüstü bağlantısı
ve biyometrik VPN bağlantısı
yapabilmeleri amacıyla geliştiril-
miştir. Bir taraftan kullanıcıların
sürekli şifre değiştirme, şifre
sıfırlama veya şifrelerini unut-
maları sebebi ile ortaya çıkan
operasyonel maliyetleri ortadan
kaldırmakla birlikte, şifre yerine
biyometrik verinin kullanılması
sebebiyle, sistem güvenliğini de
en üst seviyeye çıkarmaktadır.