1. United People olarak sizinle haftalık paylaşacağımız
e-bültenimiz Follow UP ile karşınızdayız!
Amacımız , öğrenme ve deneyimleme sürecinde radarımıza
takılan önemli gelişmeleri bağlantıda olduğumuz yakın
çevremizle paylaşmak.
İnanıyoruz ki birlikte daha fazla şey öğrendiğimizde,
kolektif vizyonumuz daha da gelişecek ve başarıları için
çalıştığımız markalara farklılaşan işler üreteceğiz.
Tüm yenilikleri herkesten önce kucaklamak hedefiyle,
iyi okumalar!
06.03.2013
2. Sosyal Medyada Hikaye Anlatımı Üzerine
Hikaye anlatımı, özünde sadece bir marka
hakkında hikayeler anlatmaktan daha fazlasıdır.
Sosyal medyada hikaye anlatımı, markanın
Facebook, Twitter ve blog postlarını üretirken
yaratıcı olmak zorundadır. Markayı referans
ettiği için hikayeler eşsiz, göze çarpan,
paylaşılan ve hakkında konuşulan içeriklerden
oluşmalıdır.
Hikayenizi samimi anlatırsanız müşterilerinizle bir
ilişki kurabilirsiniz, bunun yolu da hedef kitlenizin
dünyasını anlamaktan geçiyor. Onların kim
olduklarını anlamanız, neyi önemsediklerini
bilmeniz gerekir.
Hikaye platformu markanın duygusal kalbi olarak
hizmet vermeye çalışır. Hedef kitleyi, marka ve
kategorinin yanı sıra amaç ve hedefleri de dahil
olmak üzere bir takım öğeleri anlayarak geliştirir.
Hikaye üzerine bir platform kurarsanız tüm
iletişim mecralarını tasarlayabilirsiniz, çünkü
düşünce sisteminizi medya iletişim stratejinize
entegre edebilirsiniz. Sosyal medyada hikayenizin
olması sonraki tüm pazarlama çalışmalarına yön
gösterip tutarlılık sağlayacaktır. Bu nedenlerle,
markanız hakkındaki hikaye anlatımında
bütünlüğü sağlamaya dikkat etmekte fayda var.
Kaynak: Post Advertising
3. Samimi Bir Hikaye Anlatmanın Püf Noktaları
Markanın temel hikayesi olmadan, ana hikayeyi sosyal medya platformundan efektif
bir şekilde anlatmak marka için neredeyse imkansız diyebiliriz. Hikayeniz filizlenmeye
başladıkça markanın sosyal tarihi için bir başlangıç kabul edilecektir.
Markanın sosyal medyadaki varlığı kalp atışlarına benzer. Kalp atışı süresince
yaşanan gelişmeler belli bir sistemde ve ağırlıkta ilerler. Doğru hikaye ile duygularınızı
takipçilerinize iletmek istiyorsanız öncelikle şu soruların cevaplarını düşünmeye
başlayabilirsiniz:
• Hedef kitleniz kim ve markanızla hedef kitle arasında etkileşimi nasıl kurabiliriz?
• Markamızla hedef kitleyi nasıl buluşturabiliriz?
• Bizim hakkımızda ne konuşuyorlar ?
• Benzer markalardan nasıl farklılaşabiliriz ve rakiplerimiz arasından bizi seçmeleri
için nasıl bir hikaye oluşturarak müşterileri ikna edebiliriz?
• Sosyal yorumları (pozitif-negatif) hızlıca nasıl yanıtlayabiliriz?
• Popüler kültür etkinliklerinden hangilerine gerçek hayatta reaksiyon göstermeye
hazırlıklı olmalıyız?
• Kullanıcı tarafından oluşturulan içerik teşvik edilmeli midir? Hangi katılımları
paylaşmalıyız?
• Bu uygulama markamızı daha anlaşılır yapar mı? Hedef kitlemiz bunu kullanır ve
daha önemli olursa yaşamlarına değer katar mıyız?
4. Markalar Hikayelerini Nasıl Anlatıyor?
Hikaye anlatımının sosyal medyada önemli olduğunu bilen markalar, doğru hikaye
platformunu seçerek ve hikayelerini duygusal yöntemler kullanarak hedef kitlelerini
sosyal ağlarda etkileyecek şekilde anlatmaya çalışıyorlar. Bunun en yeni ve anlamlı
örneğini Oreo’nun “OREO Separator Machine #2 - Creators: Toy Scientists Bill and
Barry” başlıklı videosu ile verebiliriz.
Ünlü bisküvi markası Oreo bir yeme ritüeli oluşturdu ve bu konuyu sürekli yayınlar
ile destekleyerek işi esprili videolar yoluyla anlatmaya karar verdi. Bu ritüeli
anlatmak için son oluşturdukları içerik ise Oreo'nun doğru şekilde yenmesini
sağlayan bir makineyi bilimsel araştırmalarla komik bir dilde anlattıkları video oldu.
Videonun açılış ekranından sonuna kadar her şeyi bu ritüeli sahiplenen hedef kitleye
uygun bir şekilde düzenlediler. İlgili video sadece 4 günde 300.000 kez izlenirken
reklam ile 140.000 kez gösterildi. Mobilden videoyu görüntüleyenlerin sayısı
ise 15.000’e yakın gerçekleşti.
Başarısını yeni içeriklerle perçinleyen marka, sosyal medyada hikaye anlatımının en
başarılı örneklerinden birini vermeye devam ediyor.
5. Google İçerik Ağında Demografik Hedefleme Başladı!
Uzun süredir, yurt dışında Google içerik ağında demografik hedefleme yapılabiliyordu,
geçtiğimiz haftalarda artık Türkiye'de de Google Görüntülü Reklam Ağı'nda demografi
hedefleme ile yaş ve cinsiyetine göre kullanıcılara reklamları gösterebiliyoruz. Böylece
belirli yaş aralığı ve cinsiyete göre reklam hedeflemesi yaparak mesajımızı iletmek
istediğimiz kullanıcılara daha kolay ulaşacağız.
Demografik hedefleme özellikle belli bir cinsiyet ve yaş aralığı hedefleyen markalar için
önem kazanacaktır. Örneğin; sadece kadınlara yönelik ürünler satan bir e-ticaret sitesi
reklamları için 15 yaşından büyük tüm kadınlar hedef kitlemiz olabilir. Bu şekilde bizimle
alakalı olmayan kitleyi hariç tutarak bütçemizi verimli şekilde kullanmış olacağız.
Google, demografik kitleyi kullanıcıların daha önceden giriş yaptığı siteleri baz alıp
davranışlarını inceleyerek anlamaktadır. Örneğin; online maç izlenen futbol üzerine
yayınlar yapan bir site düşünün. Ürünümüzün de birincil hedef kitlesini bu grup
oluşturuyor. Bu kitleye ulaşmak için 15 yaşından büyük erkek kullanıcılar hedeflenerek
gidilebilir. Diğer yandan maç ile ilgilenen küçük bir kadın kitlesi olduğu da düşünülerek
daha az bir bütçeyi de kadınlara yönelik kullanabiliriz. Belli bir süre sonra hangi reklam
grubundan daha iyi dönüş alıyorsak onun bütçesini diğerine aktarabiliriz.
Özelikle niş pazarlara seslenen reklam verenlerin kampanyalarında düşündüğümüz
demografik hedefleme sayesinde hedefimizi özellleştirme imkanı bulacağız.
6. Google’da Hover to Play Formatı Görücüye Çıktı!
Google display reklamlara yeni bir format daha eklendi. Hover-to-Play kullanımı için
giriş kısmında Call to Action içeren bir başlangıç görseli, YouTube ya da farklı bir
video formatı ve son olarak Call to Action içeren bitiş görseline ihtiyacımız var.
Banner, karşınıza sabit bir görsel olarak çıkabilir ancak mouse ile üzerine geldiğinizde
2-3 saniye içinde videomuz yayınlanmaya başlamaktadır. Video bitiminde de «Hemen
giriş yap» «Şimdi al» gibi mesajlarla kullanıcılar satışa yönlendirilebilir. Burada önemli
olan noktalar için açılış ve kapanıştaki ifadeler ve videonun çok uzun olmaması
diyebiliriz. Çünkü reklamın son karesine gelindiğinde kullanıcıyı istediğimiz yere
getirmek için videonun olabildiğince kısa şekilde söylemek istediğimizi ifade etmesi
gerekiyor.
Fiyatlandırma ise cost per engagement üzerinden yapılıyor. Mouse ile reklam alanı
üzerinden 2-3 saniye durduktan sonra video başlıyor ve engagement
maliyetlendirilmiş oluyor.
Google’ın bu yeniliğinin özellikle markalaşma ve ürün tanıtım kampanyalarında
oldukça fazla kullanılabilecek bir format olduğunu düşünüyoruz.
Kaynak: Google