3. 1. Öğrenme
Öğrenme bireyin, tekrar ve yaşantı sonucu davranışında ortaya çıkan bir
değişikliktir.
Öğrenme bir anlamda bilgi edinme sürecidir. Yaşamın her alanında hayat boyu
sürer.
4.
5. Öğrenmeyi etkileyen belli başlı faktörler
a. Olgunlaşma
Olgunlaşma, canlının büyüme ve gelişme sonucunda belli davranışları yapabilecek hale gelmesidir. Örneğin; beş
yaşına gelmemiş çocuğun yazı yazamaması
b. Önceki Yaşantılar
Öğrenmeye karşı olumlu ya da olumsuz tutumlar, ilgiler,alışkanlıklar, korkular öğrenmeyi etkiler.
c. Bireysel Farklar
Her bireyin kendine özgü özellikleri ve gelişim biçimleri vardır. Bedensel, zihinsel, kişilik farklılıkları
öğrenmeyi etkiler.
d. Genel Uyanlmışlık Hali ve Güdülenme
Güdülenme canlının bir davranışı yapmaya hazır hale gelmesidir. Genel uyarılmışlık hali ise güdülemeyi
kolaylaştırır. Güdüleme bireyi öğrenmeye isteklendirir, özendirir, öğrenmeye yön verir.
e. Türe Özgü Hazır Bulunuş
Bir canlı kalıtımla getirdiği genetik donanımın elverdiği şeyleri öğrenir.
6. f. Korku ve Kaygı
Öğrenmeyle ilgili olarak belirli düzeydeki kaygı öğrenmeyi olumlu etkilerken, aşırı kaygı öğrenmeyi güçleştirir. Çünkü aşırı
kaygı durumunda, endişe, gerginlik, güvensizlik,
şaşkınlık gibi psikolojik, ağız kuruluğu, baş ağrısı, bulantı, çarpıntı, uykusuzluk gibi fizyolojik değişiklikler organizmada
dengenin bozulmasına yol açar.
g. Ödül ve Ceza
Ödül ve ceza öğrenme için önemli etkenler arasında yer alır. Yapılan araştırmalar ödülün cezadan daha etkili
olduğunu göstermiştir. Araya zamanın girmesi ödül ve cezanın
etkisini azaltmaktadır.
h. Öğrenilecek Konunun Özellikleri ve Öğrenme Teknikleri
iyi bir öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrenilecek konularda şu özellikler bulunmalıdır:
•Öğrenilecek konuya, öğrenecek kişi gereksinim duymalıdır. Öğrenilecek konu, öğrenenin yaşına göre yeter uzunluk ve
ölçüde olmalıdır.
Öğrenilecek konu, daha önce öğrenilmiş olan konulara dayandırılmalıdır.
Öğrenilecek konu, öğrenenin düzeyine uygun olmalıdır.
Öğrenilecek olan şeyler, öğrenen için bir anlam taşımalıdır.
Önceki öğrenmelere paralel ve onları tamamlar nitelikte olmalıdır.
7. Öğrenme Teknikleri
•Çalışma zamanı bölünmeli çünkü yeterli dinlenme zamanı ile bölünmüş çalışma devreleri iyi sonuçlar verir.
•Konunun anlam bütünlüğü bozulmadan çalışılmalıdır. Çünkü öğrenilecek konu içinde olaylar birbirine bağlıdırlar.
Olayların birbiriyle olan bağıntı koparılarak çalışılırsa konunun anlam bütünlüğü bozulur, öğrenilmesi de güçleşir.
•Yeter ölçüde tekrar yapılmalı çünkü öğrenilen konular belli aralıklarla tekrarlanırsa, elde edilen davranışların pekişmesini
ve sürekliliğini sağlamaktadır.
•Öğrenmede ilerlemenin bilinmesi gerekir. Bir konunun ne kadar öğrenildiğinin bilinmesi, öğrenenin öğrenmesini olumlu
etkiler yapmaktadır.
•Bilgiler ya da konular arasında neden – sonuç bağı kurulmalıdır.
•Öğrenme sonrasında uyku önemlidir. Bilginin depolanması kolaylaşır.
•Öğrenme ortamı öğrenme açısından uygun olmalıdır.
İ. Transfer (Önceki öğrenmelerin etkisi)
Önceden öğrenilenlerin sonradan öğrenilenleri etkilemesine “transfer” denir. iki türlüdür:
a. Pozitif Transfer
Önceki öğrenme yeni öğrenmeyi kolaylaştırıyor ise pozitif trasferden sözedilir. Örenğin, mandolin çalmayı bilen biri, gitar
çalmayı, mandolin çalmayı bilmeyen birine göre daha kolay öğrenir.
b. Negatif Transfer (Alışkanlık çatışması)
Önceki öğrenme yeni öğrenmeyi zorlaştırıyor ya da engelliyorsa olumsuz trasferden söz edilir. Örneğin, daha önce F
klavye ile yazmayı bilen bir kişinin Q klavyeye geçince zorlanması.
8.
9. 2. Öğrenme Tür’leri ve Süreçleri
a. Klasik Koşullanma Yoluyla Öğrenme
Rus fizyoloğu I. Pavlov tarafından yapılan deneylerin
sonucunda bir öğrenme yolu kabul edilmiştir.
Bu anlayışa göre uyarımlar canlıda iki tür refleks (tepki) uyandırır. Bunlar;
• Doğal, kendiliğinden, içgüdüsel görülen “koşulsuz refleks”
•Bir koşulun yerine getirilmesiyle oluşan “koşullu refleks” tir.
Koşullanma yoluyla öğrenmede iki tür uyaran bulunur:
•Koşulsuz refleksin uyaranı “koşulsuz uyaran”
•Koşulsuz refleksin uyaranı ise koşullu uyaran olarak adlandırılmıştır.
Yapılan bir deneyde köpeğe et (koşulsuz uyaran) verildiğinde, köpek salya salgılayarak koşulsuz bir refleks
göstermektedir. Herhangi bir koşullu uyaran (zil sesi) sonrasında
köpeğin salya salgılaması ise koşullu reflekstir. Günlük yaşamda da koşullu refleks durumları yaşanır. Örneğin, zil sesiyle
derse girme veya çıkmanın öğrenilmesi
Koşullu uyarıcı (Doğal uyarıcı)
Doğal koşullarda tepki verilmeyen, koşullanma sonunda tepki verilmesi öğrenilen uyarıcıdır. Örnekteki zil sesi Doğal
uyarıcı Koşullanmadan önce ya da sonra, doğal koşullarda doğal
tepki verilen uyarıcıdır. Köpeğe verilen et Şartlı tepki Organizmanın şartlı uyarıcı karşısında göstermiş olduğu tepkidir.
Örnekteki köpeğin zil sesine salya salgılaması Şartsız tepki
Organizmanın şartsız uyarıcı karşısında göstermiş olduğu tepkilerdir. Köpeğin ete karşı salya salgılamasıdır.
10. Genelleme
Canlının koşullanma sürecinde kullanılan uyarıcılara benzer uyaranlara da tepki göstermesi. Örneğin bir kere köpekten
korkan bir çocuk tüm dört ayaklı hayvanlardan korkabilir.
Ayırt Edici Koşullama
Canlının uyarıcılardan olumlu kabul edileni seçip diğerlerine (zilden başka sesler) tepki göstermemesidir. Örneğin her dört
ayaklı hayvanın köpek olmadığına dikkat eder.
Sönme
Koşullanmış canlıya doğal uyarıcı (Koşulsuz uyaran verilmemesi sonucu koşullu uyarana tepki vermemeye başlamasıdır.
Kendiliğinden Geri Gelme
Sönmüş davranışın tekrar uyaranla karşılaşıldığında kendiliğinden ortaya çıkmasıdır.
11. b. Edimsel Koşullanma Yoluyla Öğrenme (Operant Koşullanma)
Edimsel koşullanma, ödüle götüren ya da cezadan kurtaran bir davranışın yapılmasını öğrenmektir. Edimsel koşullanma
ile ilgili ilk deneyi yapan Amerikalı psikolog Skinner’dır.
Skinner aç olan bir fareyi kafese koyup, yiyeceğe ulaşması için pedala basmasını sağlamayı amaçlamıştır. Fare birkaç
başarısız denemeden sonra farkına varmadan pedala basar ve yiyeceğe ulaşır. Fare birkaç tekrardan sonra bu doğru
davranışı pekiştirmiştir. Her acıktığında doğrudan pedala basmayı öğrenmiştir. Burada yiyecek onun için bir ödüldür.
Olumlu Pekiştirici
Organizmaya verilen su ya da yiyecek gibi maddelerdir. Olumlu pekiştirici, beklenen tepkinin tekrarlanma
olasılığını yükseltir.
Olumsuz Pekiştirici
Edimsel koşullanmada doğru davranış yapılmadığında verilen cezadır.
Klasik koşullanma ile edimsel koşullanma arasındaki farklar.
12. c. Model Alarak Öğrenme
Başkalarını taklit ederek ya da gözleyerek öğrenme olarak tanımlanabilir. Model alarak öğrenmede kişinin bir davranışı
deneyip tekrarlayabilmesi bir pekiştirmedir. Öğrenmelerimizin büyük bir bölümü bu yolla sağlanır. Örneğin, çocuklar,
anne ve babalarını, dinleyerek, kullanılan sözcükleri yineleyerek konuşmayı öğrenirler.
d. Bilişsel Öğrenme
Bilişsel öğrenme, düşünme, algılama, hatırlama gibi zihinsel yetilerle gerçekleştirilir. Bilgiyi depolama, işleme, biçiminde
değişiklik yapmayla gerçekleşen bir öğrenme yoludur. Zihinsel bakımdan gelişmiş canlılarda görülür. Kavrama yoluyla ya
da sezgisel öğrenme de birer bilişsel öğrenmedir. Örneğin, kitap okuma, tevlevizyon izleme, bir olaya tanık olma bu tür
öğrenmeye örnektir.
e. Motor Öğrenme
Bu öğrenme türü bir işin nasıl daha iyi yapılacağının öğrenilmesidir. Motor öğrenmenin sağlanabilmesi için sürekli tekrar
ve alıştırma yapılmalıdır. Örneğin, daktilo yazmak, araba kullanmak gibi
f. Deneme-Yanılma Yoluyla Öğrenme
Organizmanın, nasıl çözümleneceğini önceden bilmediği bir sorun ya da duru
m karşısında, çeşitli davranışları deneyerek sorunun çözüm
üne yaramayan denemeleri bırakarak, etkili ve yeterli olanını seçmesine
deneme – yanılma yoluyla öğrenme denir. Örneğin; Anahtarı kaybolan bir kapıyı
açmak için çağrılan bir anahtarcı, bir deste anahtardan her birini ayrı ayrı
kapıya dener. Olmayanları ayırır, sonunda kapıyı açan anahtarı tesadüfen bulur.
Böylece deneyerek kapıyı açan anahtarı öğrenmiş olur. Yüzmeyi öğrenmek ya da
bisiklete binmeyi öğrenmek gibi
13. g. Kavrayış Yoluyla Öğrenme
Kişinin, iki nesne ya da olay arasındaki ilişkiyi ani bir biçimde sezinlemesine
kavrayış yoluyla öğrenme denir.
Örnek;
Archimed’in banyoda yıkanırken elindeki banyo taşının kayıp küvete
düşmesi ve suyun üzerinde durması durumunda, Archimed, su ile tas
arasındaki ilişkiyi algılayarak “Buldum” diye bağırıp banyodan fırlayıp
çıkmıştır. Bulduğu şey, suyun kaldırma gücünün yasasıdır.
e. Farkına Varmadan Öğrenme
Bu öğrenme çeşidinde bilincin etkisi yoktur. Birtakım materyalleri farkına
varmadan öğreniriz ve ihtiyaç duyulduğu anda öğrenilmiş olduğu ortaya
çıkar. Örneğin; dershaneye gidip gelirken yol üzerindeki dükkanların
isimlerini öğrenmemiz.
14. BİLİŞSEL ÖĞRENME ; Yaşantılar sonucu ‘’bilgi işlemleme
‘’ de meydana gelen değişme olarak tanımlanır.
Bu öğrenmede :
..uyarıcılar,
..onların ortaya çıkardığı davranışlar,
..pekiştireçler,
..cezalar
YOKTUR.
15. Diğer Bir Deyişle,
Bireyin davranışlarını çevrede olup bitenler değil,,
Çevrenin zihindeki temsilleri belirlemeye başlar.
…..Bu temsiller, bilişsel öğrenmenin yapı taşlarıdır.
16. Hayvanlar üzerinde yapılan deney sonuçlarını
insanlara genelleyen davranışçıların aksine, BİLİŞSEL
KURAMCILAR, merkeze insanı koyarlar ve bazı zihinsel
süreçlerin sadece insana özgü olduğunu iddia ederler.
17. Bilişsel Yaklaşım ;
..uyarıcıların algılanması,
..uyarıcıların kodlanması,
..yeni bilgilerin eskileri ile karşılaştırılması,
..belleğe depolama,
..hatırlama
gibi, bilişsel süreçlerle ilgilenir ve öğrenme sürecini
bu şekilde açıklar.
18. Bilişsel Öğrenme ;
1.) Örtük Öğrenme,
2.)Model Alarak Öğrenme,
3.) Kavrayarak Öğrenme
olmak üzere üç çeşittir.
19. 1.) ÖRTÜK ÖĞRENME :
Bu öğrenme türünde, kişi öğrendiğinin farkında değildir.
Örneğin; kişiye bir kelime listesi gösterilir ve her kelimedeki
ünsüz harfleri sayması istenir.
..Daha sonra, katılımcıya,kelimelerin ilk hecesi gösterilir ve bu
heceleri aklına gelen ilk kelimeye tamamlaması istenir.
20. ..Bu deneylerde katılımcıların büyük
çoğunlukla, heceleri ünsüz harfleri
saydıkları kelimelere tamamladıkları
görülmüştür.
..Katılımcılar, kelimelerdeki ünsüzleri
sayarken, bir yandan da bu kelimeleri
farkına varmadan öğrenmiştir.
21. Örtük Öğrenme, beynin
yüksek zihinsel işlevlerinden
sorumlu olan, alın lobundan
değil, beyin kabuğunun
altındaki yapılarda
gerçekleşir.
23. Örtük Öğrenme, öğrenmenin bilinç altında değilse
bile, bilinç öncesinde gerçekleşebildiğ
ini göstermektedir.
DEMEK Kİ,
İnsan zihni, bilinç olmadan da öğrenme gibi bir
bilişsel etkinliği gerçekleştirebilmektedir.
24. Merak Edilen Bir Başka Konu da:
İNSANLARIN UYKU SIRASINDA ÖĞRENİP
ÖĞRENEMEDİKLERİ olmuştur.
..Çok basit, kavramsal olmayan bazı bilgiler, uyku sırasında
öğrenilebilir.
26. Şehrin hiç bilmediğiniz bir semtinde
oturan bir arkadaşınızın evine
ilk kez gideceksiniz.
.Arkadaşınız, evin yerini size telefonla
tarif ediyor.
.Bu tarife göre, evi kolayca bulursunuz.
ÇÜNKÜ,
.Zihninizde bir bilişsel harita oluştu.
27. Genelde,erkeklerde , görsel mekan içeren bilişler daha
yüksektir.
ANCAK ;
‘’ yer öğrenme ‘’sadece insanlara özgü bir özellik değildir.
..E.C.Tolman hayvanlarda yer öğrenmenin bir bilişsel öğrenme
olduğunu kanıtlamıştır.
..bu deneyde,ödül gerekli değildir.Ödül,öğrenmeyi
değil,performansı etkiler.
28. Örtük Öğrenme (gizil yada farkında olmadan)
İle ilgili ÖZET VE örnekler :
…bireyin isteyerek,bilerek yaptığı bir öğrenme
değildir. Öğrenme,istem dışı gerçekleşir.
..gizil öğrenmenin varlığını ortaya çıkaran
kuramcı Tolman ‘dır.
..bir bireye pekiştireç vermeden,ve dikkati başka
bir yere odaklı iken bile,bir şeyler
öğretilebileceğini kanıtlamıştır.
29. Bir gün otobüste giderken ,size otobüsün geçtiği cadde
üzerinde eczane olup olmadığı sorulur ve bir an sizden ‘’
evet,evet,önceki sokağa doğru giderseniz ,orada köşede
bir tane görürsünüz ‘’bu cevap çıkar.
..Oysa,daha önce o caddede hiç eczaneye
gitmemişsinizdir yada eczane ile ilgili herhangi bir
geçmişiniz yoktur.
..gizil öğrenme ile,otobüsle gidip gelirken,farkında
olmadan öğrendiniz.
31. Bireyin,bir başkasını taklit ederek bazı davranışlar
kazanmasıdır.
Öğrencinin sevdiği sanatçı gibi giyinmesi,
saçlarını kestirmesi,
Küçük kuşların, büyük kuşların ötüşünü taklit
etmesi gibi..
Model alarak öğrenmede, en önemli
unsurlardan biri seçilen modelin bireyle olan
benzerliğidir.
32. Kız çocuk annesini,erkek çocuk babasını seçer
ve onun davranışlarını gözleyerek öğrenir.
Model alarak öğrenmede,her zaman istenen
davranışlar kazanılmaz. Bazen öğrenilen zararlı
alışkanlıklar model alarak öğrenmenin bir sonucudur.
33. Model alarak öğrenmede PEKİŞTİRME söz konusudur.
..Örnek; babasının diğer insanlarla nazik konuştuğunu
gören çocuk, babasını model alır.
..Bu modeli davranışlarında tekrarladığında ,yani babası
gibi başkalarıyla nazik konuştuğunda, takdir edilir ve
sorunlarını daha kolay çözümlediğini görürse, öğrenme
pekiştirilmiş olur.
34. …Hayvan türlerinde
taklit davranışları vardır.
Papağan, insanların
çıkardığı sesleri taklit
eder.
…Bebekler,bazı sesleri
annesini taklit ederek
öğrenir.
35.
36.
37. Model almayı içermeyen, ancak yine de başkalarının
davranışlarını tekrarlamayı ,çeren bir öğrenme çeşidi
de gözleyerek öğrenme dir.
…Bu öğrenme, başkalarının öğrenmelerinden,
deneyimlerinden ‘’ders çıkarma ‘’ şeklinde olabilir.
..ÖRNEK ; Zeynep, öğretmeni çok dikkatli dinliyor,evde
de çok çalışması gerekmiyor. Ben de öyle yapmalıyım.
40. Kavrayarak Öğrenmede ; hafızaya aynen
geçirmeye ihtiyaç duyulmaz. Kavrayarak
öğrenmede, içeriğin bir çok ayrıntısı ,konunun özü
iyice anlaşıldığı zaman, kolayca hatırda(zihin) kalır.
Gestalt Ekolü psikologlarından W.Köhler’in
bir şempanzeyle yaptığı çalışma,kavrayarak
öğrenmenin klasik örneğidir.
41.
42. ….Bu çalışmada Köhler kafesin dışına bir
muz koyar,
…Kafeste biri diğerinin içine geçebilen iki
sopa bulunmaktadır,
…Şempanze muza ulaşmaya çalışır,
…Sopaların her birini bu iş için, ayrı ayrı
kullanır,
…AMA BAŞARILI OLAMAZ.
44. Bir Süre Sonra;
…Şempanze iki sopaya bakar,
…Bunları eline alıp,birini diğerinin içine geçirir,
…Böylece uzayan sopayı kullanarak,uzanıp,muzu alır.
45.
46. ….Bütün öğrenme türlerinde öğrenme,tekrar ve
yaşantı sonucunda yavaş yavaş olur.
Kavrayarak öğrenmede ise ; davranış aniden
ortaya çıkar. Bu öğrenme şeklinde, çözüm sanki
aniden gelmektedir.
47.
48. ancak ;
……bu öğrenmede, doğrudan gözlenemeyen
yoğun bir bilgi işlemleme gerçekleşmektedir.
..problemdeki öğeler düzenlenmekte,
..yeniden yapılandırılmaktai
..problem çözülmekte,
..çözüm bellekte depolanmaktadır.
49. ..oluşan bilgi benzeri durumlarda derhal hatırlanmakta,
ve genellenmektedir.
..kavrayarak öğrenmede,çoğu kez ‘’TAMAM, BULDUM ‘’
gibi bir tepki oluşur.
Edison’un ampulü keşfetmesi,
Newton’un yerçekimini bulması,
Arşimet’in suyun kaldırma gücünü bulması
Kavrayarak öğrenmeye en güzel örneklerdir.
50.
51.
52.
53. SORULAR;
Küçük bir kız, vazodaki çiçekleri gördüğünde, onlara çiçek demeyi öğrenmiştir.
Bir gün annesi, sararmasın diye maydanozları su dolu bardağa koyduğunda,
küçük kız
maydanozlara da çiçek demiştir. Küçük kızın maydanoza çiçek demesi
aşağıdakilerden hangisine örnektir?
A) Pekiştirme B) Canlandırma C) Genelleme D) Ayırt etme E) Yanılsama
2008 ÖSS I. Çevre kirlenmesinin ne anlama geldiğini, gölün yüzeyini kaplayan ölü balıkları kendi gözümle
görene kadar anlamamıştım.
II. Kurutmalı çamaşır makinesini kullanmadan önce, merdaneli çamaşır makinesini kurutmalı
zannediyordum.
III. Annemi, kendim de bir anne olduktan sonra çok iyi anladım.
Bu üç durumdan ulaşılabilecek ortak genelleme aşağıdakilerden hangisidir?
A) Olumsuz durumları daha kolay hatırlarız.
B) Gereksinimlerimiz bizi harekete geçirir.
C) Model alınabilecek bir kişi varsa çabuk öğreniriz.
D) Öğrenme, yaşayarak gerçekleşir.
E) Değerleri, öğrenmeyle kazanırız.
2006 ÖSS
54. Bazı biyologlar, insanın biyolojik yapısında son beş
bin yıldır önemli bir değişiklik olmadığını
söylemektedirler. Ancak, beş bin yıl önceki bir insanı
zaman yolculuğuna
çıkarıp çağdaş bir kentin içine bırakabilseydik, bu
insan, işe ya da alış-verişe giderken otobüse binmek
gibi her gün yaptığımız davranışları yapamaz ve büyük
bir olasılıkla
bir trafik kazasında yaşamını yitirirdi. Bu parçada,
öğrenmenin hangi yönü üzerinde durulmaktadır?
A) Bedensel gelişmeye bağlı olma.
B) Bir durumdan ötekine aktarılabilme
C) Güdülerden etkilenme
D) Basit görünen davranışlarda bile payı olma.
E) Çeşitli yöntemlerle gerçekleştirebilme
1998 ÖSS
Bir bebek kendisine gösterilen beyaz bir tavşana
korkusuzca yaklaşmıştır. Daha sonra bebeğe, onu korkutan bir
gürültü ile birlikte beyaz bir fare gösterilmiş ve bu olay
birkaç kez tekrarlanmıştır. Bundan sonra bebek,
gürültü verilmemesine karşın beyaz fareyi her görüşünde
korkmuştur. Daha sonra bebeğin beyaz tavşandan da
korkmaya
başladığı görülmüştür.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinde verilenlerin ikisi de
örneklendirilmektedir?
A) Modelden öğrenme ve dikkat
B) Klasik koşullanma ve genelleme
C) Aşırı uyarılma ve olumsuz transfer
55. “Yatmak istemediğim halde ‘uyuman gerekli’
diyerek yatmyorlar. Ama onlar yatm>yorlar” diyen küçük
bir çocuğun bu yak>nmas>, istenilen davramşlar>
edindirmekte
aşağ>dakilerden hangisinin önemini göstermektedir?
A) Model oluşturmanın
B) Olumsuz pekiştirmenin
C) Öğrenmeye hazır oluşun
D) Olumsuz transferin
E) Kavrama yoluyla öğrenmenin
1997 ÖSS
Aşağıdaki davrarnşlardan hangisinin psikomotor yönü daha
ağır basmaktadır?
A) Bir fizik problemini çözmeye çalışma
B) Psikoloji alanında yeni bir kuram önerme
C) Sırlarını arkadaşlarıyla paylaşma
D) Çocuğunun başarısından kıvanç duyma
E) Bir müzik aletini kusursuz çalma
1997 ÖSS