2. ROGERS DEĞİŞİM YAYILIMI KURAMI
Yeni fikirlerin, yaşam tarzlarının ve teknolojilerinin nasıl
yayıldığını açıklamaya çalışan kuramdır. Kuram belli bir
zaman serisi üzerinden insanı yenilikler ile kurduğu ilişki
içerisinde yenilikleri benimseme kriterine göre
sınıflandırmaktadır.
Rogers teorisinde yeniliği birey ya da örgüt tarafından yeni
olarak algılanan bir fikir, uygulama ya da nesne olarak
tanımlamıştır.
Yeniliğin, önceden kesinlikle bilinmeyen, tanınmayan bir
kavram ya da dizayn olması gerekmez.
Yayılma ise yeniliğin bir sosyal sistemin üyeleri arasında
belli kanallar yoluyla zaman içinde iletilmesi sürecidir.
3. Rogers yayılmanın dört ana ögesini; yenileşme, iletişim
kanalları, zaman ve sosyal sistem olarak tanımlar.
Yenileşme: Yenileşme bilginin algılanması ile başlar,
yeniliğe uyum ya da ret kararı ile sonlanır.
Yeniliğe uyum veya ret kararı verirken bilgi beş
aşamadan geçer.
Temelde bireyin yenilik hakkındaki belirsizlikleri
azaltmasına yardımcı olacak bilgileri edinmeye çalıştığı
bu beş aşama; bilgi, ikna olma, karar, uygulama ve
doğrulamadır.
İlk aşamada birey yenilik hakkında bilgi edinir.
4. İkna olma aşamasında yeniliğin kendisi için avantaj
ve dezavantajlarını değerlendirerek, yeniliğe
tutumunu biçimlendirir.
Karar aşamasında birey ek bilgiler edinir ve yeniliği
kabul ya da ret kararı verir.
Uygulama aşaması ise yeniliğe uyum kararı
verildiğinde gerçekleşir.
Son aşamada birey uyum kararını doğrular ve
güçlendirir.
5. İletişim Kanalları: İletişim kanalları yoluyla
yenileşme mesajları bir bireyden diğerine geçer.
Yeniliğin kabul ya da reddedilmesinde formal
iletişim kanallarına göre daha etkilidir.
Çoğu insan yeniliğe uyum kararını verirken
uzmanların araştırmaları yerine çevresindeki
bireylerin görüşlerini dikkate alır
6. Zaman: Yeniliğe uyum süreci ve uyum oranını ifade
eder. Rogers‘a göre bireylerin yeniliğe uyum
oranlarında farklılıklar vardır ve bu farklılıklar kabul
zamanından kaynaklanmaktadır.
Kabul zamanı kullanıcının yeniliğin ilk farkına
varmasıyla onu kabul ya da reddetmesi noktası
arasındaki zamanın uzunluğudur.
Bireyin kabul zamanı kısaysa, yeniliğin yayılmasının
da hızlı olacağı düşünülür.
7. Sosyal Sistem: Ortak bir amacı gerçekleştirmek için
bir araya gelmiş bir dizi ilişkisiz birim olan sosyal
sistemdir.
Rogers sosyal sistemde uyum sağlayanları beş
kategoride ele almıştır.
Yenileşmeciler, ilk benimseyenler, ilk çoğunluk, geç
çoğunluk ve geride kalanlar.
Bu uyum kategorilerini evrendeki göreli
dağılımlarına göre, karşılaştırmalar yapabilecek
biçimde oluşturmuştur
8. PAVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI
Allan Pavio tarafından gerçekleştirilen İkili Kodlama
Kuramı, birbirinden yapısal ve işlevsel yönden farklı
iki bilişsel alt sistemle ilgilidir. İmgelem sistemi
sözel olmayan nesnelerin, sözel sistem ise dile
ilişkin olguların bellekte temsili ve işlenilmesi ile
ilgilenir.
Sözel olmayan kanal görsel kanal olarak
adlandırılmaktadır.
Bir yazının görüntüsü ya da sesi , sözel kanal yolu
ile kısa süreli belleğe iletilir ve sözel alt biriminde
işlenir.
9.
10. Diğer taraftan sözel bilgi içermeyen görüntüler ise
sözel olmayan görsel kanal ile kısa süreli belleğe
iletir ve görsel alt biriminde işlenir.
İkili Kodlama kuramına göre bu iki alt sistemin birlikte
kullanımı öğrenmeyi olumlu yönde etkilemektedir.
Ayrıca görsel kanal aracılığı ile sunulan içerik, sözel
kanal aracılığıyla sunulan içerikten daha iyi
hatırlanmaktadır.
Diğer bir değişle hem sözel hem de görsel bilgi
içeren öğretim materyalleri, yalnızca sözel ya da
yalnızca görsel bilgi içeren materyallerden daha
etkilidir.
11. BİLGİYİ İŞLEME KURAMI
Bilgiyi işleme kuramı anlamalı sözel öğrenmede içsel,
bilişsel süreçleri anlamaya ve tanımlamaya
odaklaşmıştır.
Bu kuram iki temel öge üzerinde durur. Birincisi
duyusal kayıt, kısa süreli bellek ve uzun süreli
bellektir. İkincisi ise bilişsel süreçleri içerir. Bunlar
içsel, zihinsel eylemlerdir ve bilginin bir yapıdan
diğerine geçişini sağlar.
Çevre bilgi işleme sisteminde girdi kaynağıdır.
Görme, işitme, koklama, tatma ve hissetme gibi
alıcılar duyusal sistemlerdir. Bunlar, çevre ve
organizma arasında fiziksel işbirliği sağlarlar. Bilgi
alıcılardan duyusal kayda girer, uyarıcı kısa bir an için
depolanır.
12.
13. Uzun süreli belleğe ulaşan bilgi anısal, kavramsal ve
işlemsel bellekte depolanır.
Bilgi uzun süreli bellekten geri getirme süreçleri
yoluyla kısa süreli belleğe getirilir.
Kısa süreli bellekten tepki üreticilere gönderilen bilgi
buradan vericilere gider ve böylece birey performans
gösterir.
Tüm bu süreçlere yürütücü kontrol tarafından
rehberlik ve kontrol sağlanır.
14. Bilgiyi işleme kuramında öğrenme; bireyin
yetenekleri, güdüleri, inançları, tutumları ve
tecrübelerinden edindikleri ile etkilenen bir karar
verme sürecidir.
Bilgiyi işleme kuramında süreç dışarıdan gelen
uyarıcının duyu organlarıyla alınmasıyla başlanıp, bu
uyarıcıların tanımlanması ve depolanmasıyla devam
eder. Depolanan bu bilgiler gerektiğinde geri
getirilerek kullanılmaktadır.
15. BİLGİYİ İŞLEME KURAMININ TEMEL
SORULARI
Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınmaktadır ?
Alınan yeni bilgi nasıl işlenmektedir ?
Bilgi uzun süreli olarak nasıl depolanmaktadır ?
Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır
?
16. Bilgiyi İşleme Modeline Göre Öğretimin
Düzenlenmesinde Dikkat Edilecek Hususlar
Konuya dikkat çekilmelidir.
Öğrenenin temel ve önemli olan bilgiyi diğer ayrıntılardan
ayırt etmesine yardımcı olunmalıdır.
Yeni kazanılacak olan bilgi ile önceki bilginin
ilişkilendirmesi yapılmalıdır.
Öğrenenin bilgiyi anlamlandırmasında örgütlenmesine
yardımcı olunmalıdır.
Soyut fikirleri somutlaştırmaya yardımcı olacak örnekler
verilmelidir.
Bilginin uzun süreli bellekten çağrılmasında tedbirler
alınmalıdır.
17. Sözcük, terim ve olguların sadece tekrar yoluyla
öğrenilmesi değil bellek destekleyici stratejiler ile
öğrenmesine rehberlik eder.
Bilginin tam olarak öğrenilmesi için tekrar ve
özetlemelere yer verilmelidir.
Öğrenene öğrenme sonuçları hakkında bilgi verilerek
yürütücü bellek şemasını geliştirmeye yardım
edilmelidir.
19. GAGNE 9 ADIM KURAMI
1.DİKKATİ ÇEKME
Öğretimin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi
için, öncelikle öğrencinin dikkatinin öğretilecek
materyale çekilmesi gerekir.
2.HEDEFTEN HABERDAR ETME
Amacın önceden duyulması ,yönetim
mekanizmasını harekete geçirir ve beklentilerin
oluşmasına yardımcı olur.
Öğrenciyi konu dışına çıkmaktan kurtarır.
20. 3.ÖN BİLGİLERİ HATIRLATMA
Kazandırılacak davranış, önceden kazanılmış
davranışlara bağlıdır.
İlgili ön öğrenmeler öğrenciye hatırlatılmalıdır.
Eksiklikler, yeni öğrenilecek davranışı olumsuz yönde
etkiler.
4.MATERYALİ SUNMA
Davranışı her bir öğrenciye kazandırmak için gerekli
araç-gerecin doğru tekniklerle sunulması gerekir.
Uyarıcıların verilmesinde çeşitli örneklerin yer alması
ayrı bir önem taşır.
21. 5.ÖĞRENMEYE REHBERLİK ETME
Öğretmen öğrencilere karşılaştırmaları, anımsama
yöntemlerini, örneklemeleri, çalışma durumlarını,
grafik ve harita örgütleyicileri kullanarak öğrencilere
rehberlik etmelidir.
6.DAVRANIŞI ORTAYA ÇIKARMA
Her yeni davranış öğretildikten sonra, öğrencilerin bu
davranışı ne derecede kazandıklarının yoklanması
gerekir.
Öğretmen öğrencilere yazılı ve sözel sorular sorarak
davranışı ortaya çıkarmaya çalışmalıdır.
22. 7.DÖNÜT VERME
Öğrenci, gösterdiği davranışın doğru olduğunu
bilirse, davranışı pekişir ve öğrenmeye karşı
güdüsü artar.
8.DEĞERLENDİRME
Öğretme durumunun sonunda her bir öğrencinin
istendik davranışı ne derecede kazandığının
belirlenmesi gerekir.
9.KALICILIĞI VE TRANSFERİ SAĞLAMA
Öğrenilenlerin aralıklı olarak değişik durumlar içinde
tekrar edilmesi kalıcılığı artırır. Farklı problem
durumları sunulması da öğrencilerin öğrenilenleri
başka alanlara transfer edebilmelerini sağlar.
23. YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM
Yapılandırmacı yaklaşım, temel olarak insanların nasıl
öğrendiği hakkında gözlem ve bilimsel çalışmaya
dayanan bir teoridir.
İnsanların dünyayla ilgili kendi anlayış ve bilgilerini, bir
şeyler deneyimleyerek ve bu deneyimler üzerinde
düşünerek inşa etmeye dayanan yaklaşımdır.
Yeni bir şeyle karşılaştığımızda, önceki düşüncelerimiz
ve deneyimlerimiz ile uzlaştırmamız, belki de
inandıklarımızı değiştirmemiz gerekir. Bunu yapmak
için sorular sormalı araştırma yapmalı ve bildiklerimizi
değerlendirmeliyiz.
24.
25. Öğrenciler kendi öğrenme süreçlerini kontrol
edebilmelidir.
Öğrencilerin öğrendikleri bilgileri yansıtabilecekleri
uygulamalar ve ortamlar hazırlanmalıdır.
İçerik bilgiyi anlamlı kılacak şekilde
yapılandırılmalıdır.
Öğrenciler süreçte sosyal olarak yer aldıklarını
hissedebilecekleri bir yaşantı geçirebilmelidir.
26. Yapılandırmacı öğretmenler, öğrencilere yapılan
etkinliklerde öğrendikleri bilgileri sürekli olarak
değerlendirmeye yönlendirir. Kendilerini ve
stratejilerini sorgulayarak, yapılandırmacı sınıftaki
öğrenciler ideal olarak uzman öğrenenler haline
gelir. Bu onların öğrenmeye devam etmeleri için
genişleyen araçlar sağlar.
Yapılandırmacılık öğretmenin aktif rolünü veya
uzman bilgisinin değerini göz ardı etmez.
Yapılandırmacılık bu rolü değiştirir, böylece
öğretmenler öğrencilere bir dizi gerçeği yeniden
oluşturmak yerine bilgi oluşturmalarına yardımcı
olur.
27. Yapılandırmacı öğretmen, öğrencilerin fikirlerini
formüle edip test ettiği, sonuç ve çıkarımlar aldığı,
bilgilerini işbirlikçi bir öğrenme ortamında birleştirip
ilettiği problem çözme ve sorgulamaya dayalı
öğrenme etkinlikleri gibi araçlar sağlar.
Yapılandırmacılık, öğrenciyi pasif bir bilgi alıcısından
öğrenme sürecinde aktif bir katılımcıya dönüştürür.
Her zaman öğretmen tarafından yönlendirilen
öğrenciler, öğretmen veya ders kitabından gelen
bilgileri yalnızca mekanik olarak almak yerine,
bilgilerini aktif olarak yapılandırırlar.
28.
29. YAPILANDIRMACI YAKLAŞIMIN FAYDALARI
Çocuklar, pasif dinleyicilerden ziyade, aktif olarak yer
aldıklarında daha fazla şey öğrenirler ve bir şeyler
öğrenmekten daha çok hoşlanırlar.
Eğitim, ezberlemekten ziyade, düşünme ve anlama
üzerine yoğunlaştığında en iyi şekilde gerçekleşir.
Öğrenmede öğrencilerin soru ve keşiflerini temel
aldığından ve sıklıkla öğrencilerin de değerlendirmeleri
tasarlamada bir yetkisi olduğundan, öğrencilere
öğrendiklerinin sahipliğini verir.
Yaratıcı içgüdüleri meşgul etmek, öğrencilerin bilgiyi çeşitli
yollarla ifade etme yeteneklerini geliştirir.