1. Günümüzde psikologlar ile ilgili birçok yanlış bilgi bir arada bulunmakta.
Özellikle bireyler psikoloğun ne yaptığını, nasıl bir tedavi yöntemi izlediği ve
en önemlisi psikiyatrist ile arasındaki farkı bulmakta zorlanmaktadır.
Probleminizin çözümünde doğru psikolog ile iletişime geçmek için aşağıda
bulunan birtakım konu başlıklarını ele aldım. Hadi gelin kafamızdaki soru
işaretlerini ortadan kaldıralım.
Psikolog nedir? Kimdir?
Psikolog, üniversitelerin 4 yıllık psikoloji bölümlerinden mezun olan, sözlükte
ruh bilimci olarak tanımlanan ve psikoterapi, psikolojik danışmanlık alanında
danışanlara hizmet veren kişidir. Türkiye’deki üniversiteler genelde pratiğe
dayalı değil de daha çok teoriye dayalı eğitim vermekte; mezun olan bireyler
sonrasında gelişim psikolojisi, klinik psikoloji, endüstri psikolojisi, sosyal
psikoloji ve spor psikolojisi gibi farklı uzmanlık alanlarında kendilerini
geliştirebilmektedirler.
Birçokları tarafından oldukça karmaşık bulunan ruh sağlığı gibi bir alanda
çalışmak, insan düşüncesini kavramak ve psikoterapi yapmak çok daha fazla
eğitimi, bol pratik yapılmasını, yeterli deneyim kazanılmasını ve etik ilkelerin
benimsenmesini gerektirir. Bu yüzden psikolog; ek olarak bilişsel davranışçı
terapi, psikanalitik terapi, EMDR yani Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve
Yeniden İşleme terapisi, oyun terapisi, cinsel terapi, çift terapisi gibi terapi
eğitimlerine katılır ve bu terapiler için süpervizyon alır. Süpervizyon; eğitimini
tamamlamış olan psikologların veya psikolojik danışmanların alan bilgilerini
sahada yetkin bir şekilde kullanabilmeleri için süpervizör denilen deneyimli bir
psikolojik danışmanca yapılan danışma sürecinin objektif kalması ve kaliteli
olması maksadıyla yapılan denetlemedir.
Bu eğitimlerle üniversitelerde kazanılmış olan temel bilgilerin üzerine ekleme
yapılıp bilgi seviyesi arttırılır. Bu eğitimlerde spesifik bilgiler alınır, insanın
ruhsal dünyasının kavranılması kolaylaşır ve psikolojik vakalara tıbbi olmayan
müdahale teknikleri öğrenilir. Çeşitli anaokulu, bakım evi, kreş ve psikiyatri
hastanelerinde staj yapılmış olması da bir psikolog için önemli kriterlerden
biri olarak düşünülebilir. Katılmış olunan terapi eğitimlerini ve süpervizyonları
başarıyla tamamlayan psikologlar, terapi yapmaya yetkili olabilirler.
2. Psikolog Doktor mu?
Psikolog Doktor mu?
Psikolog, psikolojik rahatsızlığı olan kişilerin veya danışanların sözlü ya da
davranışsal terapi hizmeti almak maksadıyla gittikleri bir meslek mensubudur.
Psikolog, üniversitelerin 4 yıllık eğitim veren bölümlerinden mezun
olmaktadır. Psikolog, insan davranışlarını ilgilendiren her türlü iş
pozisyonunda görev alabilmektedir. Aile danışmanlığı merkezlerinde aile
danışmanı olarak, hastane veya kliniklerde psikoterapist olarak
çalışabilmektedir. Psikologlar, insanların duygusal değişimlerini, düşünce
biçimlerini ve bunların oluşmasına sebep olan kaynakları inceler; bu
konularda araştırmalar yürütürler. Psikolojik ve ruhsal hastalıklar kapsamında
insanları bilgilendirmek maksadıyla seminerler ve konferanslar düzenlerler.
Psikoloji lisans eğitiminde, bir bilim disiplininin yani psikolojinin eğitimi verilir.
Başka bir açıdan bakıldığında psikoloji, bir uygulama eğitimi değildir. Yani
dört yılda psikolojinin alt alanlarından uzman olunamaz; örneğin bilişsel,
deneysel ya da sosyal psikoloji bilen ve uygulayan biri olunamaz. Psikolog;
benzetme yapmak gerekirse tıptan yeni mezun, uzmanlaşması olmayan bir
hekim gibidir. Psikolojinin alt dallarının bazılarında bilgi sahibi olabilir ama
hiçbirinde uygulama yapacak niteliği ve yetkisi olmayan kişidir.
Tüm bu tanımlamalardan ve yapılan işlerden anlaşılacağı üzere psikolog,
duygusal durum bozuklukları yaşayan ve bunu düzeltmek isteyen bireylerin
başvurmuş olduğu bir danışman olup doktor değildir. Sıklıkla doktor olduğu
yönünde kafa karışıklıklarına sebep olur ve sanılanın aksine doktor değildir.
Dört yıllık psikoloji mezunları, psikolog unvanıyla mezun olurlar ve doktorlar
gibi ilaç yazma yetkileri bulunmamaktadır. İlaç yazma yetkisi, yalnızca tıp
fakültesinden mezun olan tıp doktorlarındadır.
Psikolog ve psikiyatrist arasındaki fark nedir?
Halk arasında isminin de birbirini andırması sebebiyle en çok karıştırılan
meslek grubu; psikolog ve psikiyatristtir. Psikolog, ruh bilimiyle iştigal eden,
bireylerin duygu, düşünce ve davranış süreçlerini inceleyen, tanı ve tedavide
görev alan ruhbilimci; Psikiyatrist, ruh ve sinir hastalıkları bakımından bireyde
3. görülen uyumsuzlukları önleme, teşhis ve tanıda görev alan uzman doktor
şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere birbirinden
çok da farklı olmayan disiplinlerden faydalandıkları aşikâr 2 meslek grubudur.
Psikolog ve psikiyatrist arasındaki farklar
Psikiyatrist, psikiyatri alanında uzmanlaşmış olan tıp doktorudur.
Psikiyatristler ruh sağlığı ve sinir hastalıkları konusunda farmakolojik eğitim
alırlar. Yani psikiyatristin ilaç yazma yetkisi bulunmaktadır. Psikolog ise, 4
yıllık psikoloji lisans programını tamamlayan kişidir. Psikologlar yüksek lisans
yaparak uzmanlaşmaktadırlar. Hastane ve kliniklerde karşılaşılan psikologlar
genellikle uzman klinik psikologlardır. Psikologlar da psikiyatristler gibi
hastane ve kliniklerde çalışabilir ancak farmakolojik eğitim almadıklarından
ilaç yazma yetkileri yoktur. Klinik psikologlar, ruh sağlığı ve sinir hastalıkları
hususunda hastalığın tanısına yönelik karar sürecinde ve bu süreç sonucunda
seçmiş olduğu psikoterapi yöntemiyle bireyin tedavisinde etkin bir rol
üstlenmektedir.
Genellikle psikiyatristler ilaçla tedavi yöntemini seçerken psikologlar danışana
psikoterapi seansları uygulayarak tedavi etme yöntemini seçerler. Bu
sebeple psikolog ve psikiyatrist bir arada çalışabilirler. Psikoloğun ilaçla
tedaviyi tavsiye ettiği durumlarda hastayı psikiyatriste yönlendirmesi,
psikiyatristin de ilaçla tedavinin yanında psikoterapi yöntemini de istemesi
durumunda danışanı psikoloğa yönlendirmesi mümkün olabilmektedir.
Psikologlar kimlere denir? İlaç yazabilirler mi?
Tarihte psikoloji, insan ve hayvan davranışlarını ruhsal boyutta inceleyen ve
normal dışı davranışları tedavi etmeyi amaçlayıp deneyler yapan bilim dalıdır.
Psikologlar ise psikolojik sorun yaşayan kişilerle görüşüp onları rahatlatmayı
ve tedavi etmeyi amaçlarlar. Tedavi, bir dizi bilimsel tetkikler uygulayan ve
teorilere dayanan sistematik tedaviler uygulayan alanında eğitim almış uzman
kişiler tarafından yapılır.
Psikolog ve psikiyatrist arasındaki farklar
Psikologların ilaç yazma yetkisi tıbbi olarak yoktur. Psikologlar konuşarak,
terapi yaparak tedavi etmeyi amaçlar. Gerekli görürlerse hastaları psikiyatra
yönlendirirler. Psikiyatrlar ise ilaç yazma yetkisine sahiptir. Psikologlar ilgili
bölümün 4 yıllık fakültelerinden mezun olurken, psikiyatrlar ise tıp fakültesi
bitirmek zorundadırlar. Psikiyatri tıp biliminin bir dalıyken, psikoloji bir sosyal
bilimlerden biridir. Psikiyatristlerin en çok tedavi ettiği hastalıklar arasında;
depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk, şizofreni, panik atak hastalıkları yer
alır. Psikiyatristler aynı zamanda terapistlik gibi hizmetlerde verebilirler.
Psikolojik desteğe hayatımızın belli bir döneminde ihtiyaç duyabiliriz. Eğer
4. aşırı stres, kaygı bozuklukları, aşırı mutsuzluk ya da aşırı mutluluk hali ve
benzeri durumlar yaşıyorsanız ya da hayatınızda bir şeylerin yolunda
olmadığını düşünüyorsanız klinik destek almanızda fayda vardır.
Yapılan araştırmalar sonucunda dünya üzerinde 350 milyondan fazla kişinin
depresyona yakalandığı belirtildi. Kadınların ise psikolojik hastalıklara
yakalanma riski erkeklerden %50 daha fazladır. Türkiye’de ise 2009 yılından
beri ruhsal hastalıklar nedeniyle hastanelere başvuranların sayısı 3 milyon
civarında iken 2013 yılında 9 milyon 163 bin 101’e çıkarak %330 arttığı
gözlemlendi. Dünya sağlık örgütünün sonucuna göre ise dünya üzerinde her 4
kişiden biri hayatının belli bir döneminde ruhsal hastalığa yakalanıyor.
Terapi Nedir?
Terapi Fraud’un deyimiyle “konuşma tedavisidir.” Bu iki kelimelik basit
açıklamadan yola çıkarak aklınızdaki pek çok soruya cevap verebilmektedir.
Yani Terapide Psikologların yaptığı gibi ilaç ve görsel tanı deneyleri gibi
tetkikler olmaz. Terapi ile insanlar negatif tutumların azalmasını ve ruhsal
manada olgunlaşmayı da sağlar. Ne yazık ki çağımızın modern
rahatsızlıklarından biri stres ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklar. Bu
rahatsızlık hisleri olmaksızın kimi insanlar rahatlamak ve motive olmak için
düzenli olarak Terapi almaktadır. Bu insanlar konuşarak içlerindeki olumsuz
düşüncelerden kurtulur ve kendilerini rahatlatırlar. Kişi, olumsuz ve çıkış
bulamadığını düşündüğü konularda kendini ifade eder rahatlar ve Terapist
sayesinde iletişim kurma yeteneklerini arttırır.
Psikoterapi Nedir
Psikoterapi Nedir?
Alanında eğitim almış kişilerin bireylerde saptadıkları durumlara odaklı olarak
pozitif yönde etki edebilmek için kullandığı bir dizi bilimsel metodun genel
adıdır. Bunlar belirli teoriye dayanan planlı tedavi yöntemleridir. Uzmanların
ruhsal rahatsızlıkları hakkında fikir sahibi olduğu hastalara uygun yöntemler
saptanarak uygulanır. Psikoterapi yöntemleri sağlıklı düşünmekten yoksun,
dengesiz ruh halleri içinde olan kişileri tedavi etme amacıyla kullanılır.
Psikiyatristler, Klinik Psikologlar, Psikolojik Danışmanlar ve Sosyal Hizmet
5. Uzmanları tarafından yapılır. Psikoterapinin esas amacı kişinin ruhsal çöküntü
ve içsel çatışmalarına bir son vermek ve kalıcı etki yaratmadan toplum ve
kendileri için tamamen sağlıklı bireyler oluşturmaktır. Tedavi süresince hasta-
doktor ilişkisinin gizliliği ve her iki tarafın da birbirine olan dürüstlüğü en
önemli iki etkendir. Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), fobiler, panik atak
hastalığı ve travma sonrası stres, anksiyete bozuklukları, Depresyon,
Alkolizm, Anoreksiya, Şizofreni gibi insanların kendilerini ve çevresindekileri
doğrudan olumsuz etkileyecek ve hayat kalitesini düşürecek ciddi
rahatsızlıklar mutlak tedavi edilmedir.
Ruhsal bozukluklar basite indirgenemez, her rahatsızlık ve kişi için farklı
tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. MMPI yani kişilik analizinin ardından daha
sonra seanslar arasında yaşadığınız ruhsal bozukluğun değişkenliği, şiddeti,
belirtileri gibi sebeplerden ötürü değişkenlik gösterebilir. Bu gibi etkenler
hastalığın şiddetine bağlı olarak tedavinin birkaç haftadan birkaç yıla kadar da
değişkenlik gösterebilir. Kişinin tedaviye aktif katılımını gözlemlemek
amacıyla Biofeedback, Neurofeedback, Neurobiofeedback, Edufeedback olarak
adlandırılan çalışmalardan yararlanabilmektedir. Bunların yanı sıra kişinin
olumsuz tepkimelere sebep olan beyin dalgalarının da gözlemlenmesi ve
sorunların çözümlenmesi mümkün olabilmekte.
Terapist Kimdir?
Terapi ilaç tedavisinden ziyade ruh sağlığı alanında eğitim almış uzmanlar
tarafından uygulanan ve bilinçdışı itici güç ve bilinçaltı gerçeklerinize inerek
genel tutum, düşünce, inanç ve değerler gibi olumlu ve olumsuz yönleriniz
hakkında bilgi sahibi olan kişiler tarafından yapılır. Bunlar bilimsel birtakım
yöntemlerle yapılır. Terapist denen uzman kişiler psikodinamik yaklaşım,
bilişsel davranışçı yaklaşım, hümanist yaklaşım ve sistemsel olarak yaklaşır.
Psikologların aksine ilaçlı tedavi yöntemleri yoktur. Terapist adı verilen
eğitimli uzmanlar gerek gördüklerinde terapiyi çeşitlendirebilir veya birden
fazla kişiyle aynı anda görüşebilir. Bu durumda terapiler çeşitlendirilebilir.
Psikolog Seçerken Dikkat Edilecek Unsurlar
Terapi Çeşitleri
6. Bireysel Terapi: Kişinin terapistle birebir yapılan ve en etkin olan terapi
yöntemidir. Davranış problemlerini sonlandırmak veya sıkıntılarından
kurtulmak isteyen kişiler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.
Evlilik Terapisi: Sorunların kaynağının tek bir kişiye bağlı olmaması
durumunda Uzmanlar gerek gördüğü taktirde bireysel terapileri evlilik
terapisine dönüştürebilir. İlişkilerinde kendi başına sorun çözemeyen ve
ilişkilerinin çıkmaza düştüğünü düşünen çiftler için ilişkilerini kurtarmak için
kullanılan veya ilişkilerini daha düzenli ve ideal bir hale getirmek isteyen
çiftler tarafından da tercih edilir.
Aile Terapisi: Çoğu zaman birbirlerinin davranışlarını değiştirmeye çalışan ve
olduğu gibi kabullenmek yerine içinden çıkılamaz anlaşmazlıklara düşmüş aile
bireylerinin birbirlerine olan saygısını arttırmak ve günlük ilişkilerini
kuvvetlendirmek için kullanılır.
Çocuk Terapisi: Duygularını erken yaşta ifade etmekte zorlanan, erken
yaşta davranış bozuklukları sergileyen, ailesiyle iletişim kurmakta zorluk
yaşayan veya yaşadığı biyolojik değişikliklerinden dolayı sağlıklı ruh halinden
uzaklaşan reşit olmayan hastalara alanındaki uzmanlar tarafından yapılan
terapi yöntemidir. Erkan yaşta rahatsızlıkları saptanan çocukların sağlıklı birey
olarak topluma karışabilmeleri en önemli faktördür.
Grup Terapisi: 8 ila 20 kişiden oluşan gruplardır. Motive kaynaklı veya
sosyal ileşimi kuvvetlendirmek gibi sebeplerden ötürü bir araya gelen kişiler
tarafından oluşturulan bireylerden oluşur.
Online Terapi: Bu tip terapi yöntemlerine de online terapi de denebilir.
Biriyle birebir görüşmeye kendini hazır hissetmeyen hastaların veya göçmen
olarak başka ülkelerde yaşayan fakat anadilde terapi olmak isteyen veya uzak
mesafede oturan kişilerin tercih ettiği internet üzerinden yapılan tedavi
yöntemidir.
Psikolog seçerken dikkat edilecek unsurlar
nelerdir?
Psikolog, danışanların yaşamış oldukları psikolojik sorunların üstesinden
gelebilmek ve bir daha böyle sorunlarla karşılaşılırsa daha rahat başa
çıkılmasını sağlayacak telkinleri alabilmek maksadıyla gittikleri bir nevi
psikolojik danışmandır. Danışanlar kendilerine ait eş, çocuk, iş ve çevreleriyle
yaşamış oldukları sorunlardan bahseder ve psikologlardan bu sorunların
çözümüne yönelik tavsiyede bulunmalarını beklerler. Dolayısıyla bireyler
kendi özeli denilen şeyleri psikologlarla paylaşmakta, psikologlar da mesleki
etik gereği bu paylaşılanları hiçbir yerde dile getirmemektedirler.
7. Bir psikologda bulunmaması gereken ve psikolog seçerken dikkat edilecek
unsurlar şunlardır:
• Psikolog, bir danışanı hususunda ailenin diğer fertleriyle de
görüşmek isteyebilir. Bunu yaparken aile fertleri arasında birbirlerine
söylenmemesi gereken şeyleri söylememeli, aile içerisindeki
mahremiyete azami özen göstermelidir. Bu konuları başka
ortamlarda kesinlikle paylaşmamalıdır.
• Psikolog, hiçbir şekilde yargılamaz ve eleştirmez. Danışanların
anlatmış olduğu konulara veya yapmış olduğu davranışlara yönelik
yargılayan ve eleştiren bir üslupla yaklaşmaz.
• Psikolog, danışanı ilk bakışta çözmeye çalışmaz; nasıl bir insan
olduğuna dair yargıda bulunmaz. Başka bir deyişle danışana karşı
önyargılı bir yaklaşımda bulunmazlar.
• Psikolog, danışanları kendi isteği ve düşündüğü şekilde
yönlendirmez; onları bir şeyler yapmaya zorlamaz. Ancak karar
verme sürecinde tüm bileşenleri hesaba katmasına yardımcı olur ve
kararı danışanın kendisine bırakır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yetkin bir psikolog seçilirken;
• Psikoloğun nitelikli bir eğitime sahip olması,
• Psikoloğun danışılacak alanda uzmanlaşmış olması,
• Psikoloğun mesleki etik kurallarına azami hassasiyet göstermesi gibi
unsurlara dikkat edilmesi gerekir.
Kaynak: https://mcemyigit.com.tr/